HABER AVRUPA - EUROPA JOURNAL SEPTEMBER2020
www.avrupa.at
www.avrupa.at
Erfolgreiche ePaper selbst erstellen
Machen Sie aus Ihren PDF Publikationen ein blätterbares Flipbook mit unserer einzigartigen Google optimierten e-Paper Software.
14 HABERaile&eğitim EYLÜL 2020
www.avrupa.at
Öğrencilik, özellikle üniversite öğrenciliği
bir gencin hayatında yaşayacağı en
güzel yılları olabilir. Bu süreci değerli
kılan “öğrencilik hayatı” dediğimiz,
zorlu ama bir o kadar keyifli, yurtlarda,
öğrenci evlerinde geçirilen zamandır.
Hayatını istediğin gibi şekillendirmek,
yeni arkadaşlar edinmek, kendi sınırlarını
kendin koymak, özgür olduğunu
hissetmek… Muhtemelen bunlar öğrenciliği
tatlı kılan yönleridir. Hatta bir çok
genç sırf bu yönleri tadabilmek için evden
uzaklaşmak ve başka bir şehirde eğitimini
sürdürmeyi tercih eder. Bizden
önce öğrenciliği tatmış olan kişilerden
genelde şu nasihat duyulur: “Bunlar en
güzel zamanların, değerini bil.”
Peki bu noktada değerini bilmekten
kasıt nedir?
Bu nasihatte bulunanlar hayata atılmış,
hayatın zorluklarıyla karşılaşmış, yoğun
çalışmaktan dolayı kendisine ve sevdiklerine
yeterince zaman ayıramayan
insanlar olabilir. Bu sebeple öğrenciliğin
tadını çıkarmayı, gezmeyi, yeni
arkadaşlar edinmeyi, eğlenceli vakit
geçirmeyi, kendine zaman ayırmayı
önerirler. Çünkü okul bittikten sonra
bunlar her zaman mümkün olmayacaktır.
Şüphesiz gençken yapılması gereken
şeydir gençliğin değerini bilmek.
Kişinin enerjisi üst seviyelerde olduğu
bu dönemlerde elimizden geldiğince
gezmek, keyifli anlar geçirmek, güzel
anılar biriktirmeye ve ilerde “keşke
bunu da yapsaydım, oraya da gitseydim,
şunu da yeseydim” dememize
engel olabilir. Neticede belirli bir yaştan
sonra paramız olsa da vaktimiz,
MELTEM ARSLAN
Kendine değer
kat ve değer üret!
mltm.arslan.ma@gmail.com
Öğretmen, Pedagog, Eğitimci
vaktimiz olsa da sağlığımız yerinde olmayabilir.
Gençken tabii ki bu süreçlerin değerini
bilmek gerekir. Ancak bir üniversite
öğrencisinin önceliği bu olmamalıdır.
Üniversite eğitimi kişinin eleştirel ve
analitik düşünmesine, gerçeği aramasına,
kendine güvenen, atılgan bir
birey olmasını hedeflemektedir. Ancak
bu hedeflere ulaşabilmek için kişinin
de bu yönde bir gayrette olması gerekmektedir.
Yani kişi üniversitenin verdiği
eğitimle kalmayıp, kendini eğitmek ve
geliştirmek için farklı yollara başvurmalıdır.
Meraklı, aktif, araştırmayı
seven, özgüveni yüksek, olaylara eleştirel
yaklaşabilen bir birey olabilmek
için sadece gezmek, yeni insanlar tanımak
ve keyifli vakit geçirmek yeterli
olmayacaktır. Bundan mütevellit bu
dönemin değerini bilmekten ziyade
değerlendirmek daha sağlıklı olacaktır.
Değerlendir ve kendine değer kat!
Bütün zamanımızı nefsi şeylere harcamaktan
ziyade, zamanı değerlendirmek,
yani hedefe giden yolda doğru
adımlar atmak bizim sorumluluğumuzdur.
Tabii ki ilk önce bahsedilen hedefi
koymuş olmak gerekiyor. Maalesef,
çoğu zaman iyi üniversitelerde eğitim
gören bireylerin kendilerini eğitmeyi
beceremediğine şahit oluyoruz. Gayet
başarılı bir şekilde sınavlarını veren,
ödevlerini hazırlayan öğrenciler, çoğu
zaman dış dünyadan bir haber yaşıyorlar.
Etrafındaki gelişmelerden habersiz,
genel kültür seviyesi düşük, duyarsız,
özetle fikirsiz bireyler oluyorlar. Başka
bir değişle toplumun verimsiz mahsullerine
dönüşüyorlar. Bu durumun farklı
sebepleri olabilir, kişinin elinde olmayan
sebeplerden tutun da karakteristik
özelliklerine kadar. Ancak en bariz sebeplerden
biri meraksızlıktır. Çünkü
merak bilimin ve bilginin anahtarıdır.
Bir insan meraklı olduğu taktirde araştırır,
okur, takip eder, öğrenir. Bunu sadece
okulu, eğitimi ve alacağı diploma
için değil kendisi için yapar. İnsanlık
tarihinin başından sonuna gelişimini
düşünün. Ateşin keşfinden aya ilk ayak
basışa kadar her şey merakla başlamamış
mıdır?
Merakla birlikte yükselen bir başka duygu
ise hevesr. Hevesli kişi bilgiye ve öğrenmeye
açtır. Kişisel gelişimine değer
verir. Her an birşeyler öğrenmek ister,
kendine sanat, spor, edebiyat gibi farklı
alanlarda birşeyler katmak ister. Hevesi
olmayan insan önüne gelen fırsatları
bilerek ve isteyerek geri tepebilir.
Büyük önem taşıyan bir başka sebep
ise duyarsızlıktır. Kişi sadece okulu bitirmeye
çalışıp, bir iş bulmak için yaşar.
Oysa ki bu mudur hayat? Doğmak, büyümek,
okula gitmek, mezun olmak,
çalışmak ve ölmek. Ekseriyetle bir hayvan
da aynı döngüyü yaşıyor. Hayatın
içerisindeki bu dönemleri anlamlandırmak
gerekmez mi? Sosyal farkındalık
ve çevre bilinci düşük olan, hayatta bir
değer üretme vizyonu olmayan insanlar
ev ve okul arasında mekik dokurlar.
Tıpkı sırtına kitap yüklenmiş eşeğin
evden çarşıya, çarşıdan eve mekik dokuması
gibi. Üniversiteye yeni başlamış
olan öğrencilere tavsiyeler vermeyi
kendime bir sorumluluk olarak görürüm
çoğu zaman. Bilgim dahilinde onlara
şunları söylüyorum: Farklı öğrenci
kulüplerine ve derneklerine katıl, sosyal
sorumluluk projelerinde aktif ol,
okulun sana sunduğu (değişim programları
gibi) imkânları değerlendir,
kesinlikle zorunlu stajının yanında gönüllü
staj da yap, farklı programlara,
konferanslara, seminerlere katıl, farklı
hobiler edin, sanat ile iç içe ol ve hepsinden
önemlisi bu hayatta kendinden
başka ailene, mahallene, ülkene ve
insanlığa karşı da sorumlulukların olduğunu
unutma ve değer üret.
Bu tavsiyeleri alan öğrencilerden
bazen şu soruyu duyarım “Ne getirisi
olacak?”. Gençler bütün bunları neden
yapmaları gerektiğini bilmiyor veya
zaman kaybı olarak görüyorlar. Örneğin
uluslararası bir programdan bahsedip,
katılmalarını önerdiğim zaman
bunun onlara getireceği faydayı anlayamıyorlar.
Çünkü sadece diploma,
sertifika ve notlara odaklılar. El ile tutulur
birşey kazanmadıkları sürece bu
onlara değersiz geliyor. Oysa ki bu gibi
yollar ile ilk önce kendilerine değer
katacaklar. Bu durum da hayata bakış
açılarını gözler önüne seriyor. Aslına
bakarsanız öğrencinin kendisini suçlamak
pek doğru olmayabilir. Toplumu
yetiştiren toplumdur. Öğrencinin ne
tür bir ailede ve nasıl bir toplum içerisinde
yetiştiğini göz ardı etmemek gerekir.
Ancak bu sonucu değiştirmez.
Üniversite dönemi kişinin kendini yeniden
yapılandırabilmesi için büyük bir
şanstır ve bunun farkına varılmalıdır.
Eğitimimiz kendi sorumluluğumuzdadır.
Kişi bu sorumluluğu yüklenebildiği
zaman içinde bulunduğu dönemin sadece
değerini bilmez, aynı zamanda
değerlendirmiş ve böylelikle kendine
değer katmış olur. İnsan kendine değer
katmadan değer üretemez.
Değer üret!
Öğrenci eğer bu dönemi değerlendirirse
değer üretmeye de başlar. Peki
değer üretmek nedir? Ünlü düşünür
Jean Paul Sartre “İnsan sahip olduklarının
toplamı değil, fakat henüz gerçekleştiremediklerinin
toplamıdır” der.
Değer üretmek de birşeyleri gerçekleştirebilmek
demektir. Toplumsal ve etik
değerleri ayakta tutabilmek adına bir
gayret gösterebilmek demektir. Değer
üretebilmek henüz gerçekleşememiş
olan şeyleri dert etmek, ve gerçekleştirebilmek
adına farklı adımlar atmak
anlamına gelir. İnsanların birçok kez
göz ardı ettiği şeyleri görebilmek, eleştirebilmek
ve düzeltebilmek için çabalamaktır.
Değer üretmek farkındalık
yaratmaktan da geçer. Farklı konuları
ele almak, farklı sorunlara çözümler
üretmeye çalışmak, bu yolda yürüyen
farklı insanlarla bir araya gelip o derdi
paylaşabilmektir. Böyle anlatınca sadece
“kendinden vermek“ olarak algılanabilir.
Neticede değer üretmek
zaman ve gayret isteyebilir, ancak
bunun geri dönüşümü yine kişinin yararınadır.
Çünkü kişi hem içinde bulunduğu
topluma birşeyler katmış, hem
de bu katkının gerçekleşebilmesi adına
yaptığı çalışmalarda kendine birşeyler
kazandırmış olacaktır. Unutmamak gerekir;
tarlanıza baktığınız, onu suladığınız,
gübrelediğiniz ve temizlediğiniz
kadar ürün alırsınız. Önce siz tarlaya
verirsiniz, sonra o size…
Asıl mesele bir derdimizin olmasıdır!
Sonuç olarak kişinin kişisel gelişimi ve
eğitimi ilk önce kendisinin değerini
bilmesi, ardından içinde bulunduğu
zamanı değerlendirebilmesi, kendine
değer katması ve bununla birlikte birşeyleri
dert edip değer üretebilmesinden
geçer. Belki de burada kilit nokta
dert sahibi olmaktır. Bana “ne getirisi
olacak?“ sorusunu yönelten kişiler
“neden dert edineyim ki?“ de diyebilirler.
Derdi olan insan dava sahibi olur.
Dava sahibi olanın bin derdi vardır.
Dert edinmek gönül işidir. Bir yerlerde
bir şeyler ters gidiyorsa ve başımızı
yastığa koyduğumuzda içimiz sızlamıyorsa,
çorbada bizim de tuzumuz olsun
diye gayret sarfetmiyorsak değer üretmek
bizim harcımız değildir artık.
Ancak dava sahibi bir insanın derdi
olur. Dert sahibi bir insan ise değer
üretebilir.
Nasıl mı dava ve dert sahibi olacağız?
Bu soruya üstad Rasim Özdenören çok
net cevap vermiştir “Bol bol okuyun ve
okumayı terk etmeyin. Derdi olan
insan okur, derdi olmayan da okuyarak
dert sahibi olur. Asıl mesele bir derdimizin
olmasıdır.”
Foto: SoWi-Holding
1-3 Ekim tarihleri arasında Klagenfurt’da tekrar buluşalım! BeSt 3 -Klagenfurt 2020
Sen de birçok genç gibi şu kritik
soruyla karşı karşıya mısın? Eğitim
ve meslek hayatımı nasıl planlamalıyım?
Birçok farklı seçenek
ve şanslar arasında tek bir soru
var. Acaba benim için en doğrusu
hangisi?
SENİN GELECEĞİN İÇİN -
BeSt 3 -Klagenfurt 2020
14 ile 18 yaş arasında gençlerin
birçoğu hayatlarında belirleyici olacak
şu sorularla karşı karşıyadırlar:
Ne yapabilirim? İlgi alanım nelerdir
ve gerçekten neyi isteyerek yapabilirim?
Bunun için ne yapmalıyım?
Çıraklık eğitimi mi, yüksek okul mu,
doğrudan iş hayatı mı, lise bitirme
sınavından sonra meslek eğitimi ya
da üniversite mi? Evetse; hangisi,
ve nerede?
BeSt³ Teknik Bölümlerinde, canlı
olarak farklı eğitim imkânlarına
bakabilir ve ilgini çeken uygulamaları
deneyebilirsin. Teknik okulların
ve Klagenfurt Adria‐Üniversitesinin
sunduğu birbirinden ilginç birçok
seçenek var: Sen de ürünlerin nasıl
ortaya çıktığını ve teknik cihazların
nasıl inşa edildiğini burada görebilirsin.
Aynı zamanda eğitim ve para
kazanmak, bu mümkün. Şirket içi
eğitimle, çıraklıktan yüksek okul
mezuniyetine kadar. Çıraklık burada
şirket için eğitimin ilginç bir
parçasıdır.
Avusturya İş Piyasası Kurumu’ndaki
(AMS) iş görüşmelerin için, sunulan
faydalı ipuçları ve püf noktalarından
yararlanabilirsin. Buna ek
olarak, BeSt³ katılımcıları, birçok
farklı meslek ve eğitimi deneyebileceğiniz,
heyecan verici aktivitelere
sahiptir.
Ücretsiz online biletinizi hemen şimdi alabileceğiniz adres:
https://best-klagenfurt.at/ticket/
Tüm Katılımcılar Arasından Bir Kişiye Çekilişle Bir iPad Veriyoruz!
BeSt³ KLAGENFURT 2020:
Tarihler: 1 Ekim Perşembe’den 3 Ekim Cumartesi Gününe Kadar
Açılış Saatleri:
Perşembe ve Cuma, (1 ve 2 Ekim) 9–17 ve
Cumartesi, (3 Ekim) : 9–15 saatleri arasında
Güncel ve Günlük Bilgilere;
www.best‐klagenfurt.at veya
http://www.facebook.com/bestinfo.at
Adreslerinden Ulaşabilirsiniz.