19.09.2020 Aufrufe

HABER AVRUPA - EUROPA JOURNAL SEPTEMBER2020

www.avrupa.at

www.avrupa.at

MEHR ANZEIGEN
WENIGER ANZEIGEN

Sie wollen auch ein ePaper? Erhöhen Sie die Reichweite Ihrer Titel.

YUMPU macht aus Druck-PDFs automatisch weboptimierte ePaper, die Google liebt.

6 HABERavrupa&gençlik EYLÜL 2020

www.avrupa.at

Ağustos ayını oğlumla birlikte Türkiye’de,

memleketim olan Muğla/Marmaris

ve çevresinde geçirdik.

Kokusunun dahi huzur ve güven verdiği

köyümün topraklarına dokunup,

yeşil ve mavinin buluştuğu koylarda

denize girip serinledik yani kısacası

ben özlem giderdim ve bunu yaparken

evladımı da ilk kez benim için her

zaman „ev“ kokan bu diyarlarla tanıştırma

fırsatım oldu. Bunun ne kadar

kıymetli birşey olduğunu yaşayan her

birimiz biliyoruz zaten.

Ev ne demek, bir insanın evi olarak

tanımladığı o yer neresi, bulunduğu

yer mi veya her daim özlemini çektiği

ve bir parçasını bıraktığı yer mi? Birden

fazla yeri aynı ölçüde evi olarak

benimseyebilir miyiz ve bizden sonra

diasporada hayatını devam ettirecek

olan nesil bu kavramlara nasıl bir

yaklaşımı olacak?

Bu sorularla meşguldü zihnim ve

Türkiye’nin de geçtiğimiz yıllarda

dahil olduğu ve toplam 136 ülkenin

işbirliği sonucunda imzalanan "Vergi

Konusunda İşbirliği Sözleşmesi" kapsamında

yurt dışında ikâmet eden

Türklerin belli bilgileri farklı ülkelerle

paylaşılacak.

HANGİ BİLGİLER?

Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar

Başkanı (YTB) Abdullah Eren, "Otomatik

bilgi paylaşımı finansal hesap

verileri, mevduat hesapları, saklama

hesapları, borç ve ortaklık ilişkisi

menfaati, nakdi değer sigorta sözleşmeleri

ve düzenli ödeme sözleşmelerini

kapsayacaktır. Gayrimenkul bilgileri

ya da emekli maaşı hesabı gibi bilgilerin

paylaşımı ise söz konusu olmayacaktır."

dedi.

DOLANDIRICILARA DİKKAT

YTB tarafından yapılan açıklamaya

göre, yurt dışında ikâmet eden Türklerin,

'Vergi Konusunda İşbirliği Sözleşmesi'

kapsamında Türkiye'deki

BEGÜM GÖRDÜ

begum@turktekin.at

İNSAN HAKLARI, ADALET ve EŞİTLİK

AVRUPA KENDİ

DEĞERLERİNİ

YİTİRİYOR

ruhum Türkiye’de bulunduğum süre

esnasında, daha doğrusu belki de

uzun süredir ilk kez bu sorularla meşgul

olmaya fırsat buldum.

Kapıdan adım attığım her an ırkçılığın

farklı yüzleriyle karşı karşıya gelme

ihtimali yoktu çünkü orada, konuştuğum

dil veya giydiğim kıyafet,

başörtüm çoğunlukla normal karşılanıyordu

ve ben Avusturya ve Avrupa’da

yaşayan bir çok Müslüman

kadın gibi her gün bir mücadele içerisinde

değildim.

Bu mücadele aktif değilde sessiz olsa

dahi çok yorucu ve yıpratıcı‐ Irkçılığın

yarattığı zehirli ortamdan uzaklaştığnızda

anlayabiliyorsunuz.

Yaklaşık iki hafta bunun tam olarak

farkında bile olmadan geçti zamanım,

etrafımı olası bir tehlike kaygısıyla

kontrol etmeden geçirdiğim çok

rahat ettiğim iki hafta.

Bu rahatlığın bir rehavete yol açtığını

Otomatik bilgi paylaşımı

kapsamında finansal

kuruluşlardaki finansal hesap

verilerinin paylaşımı olacak.

Gayrimenkul bilgileri ya da

emekli maaşı hesabı gibi bilgilerin

paylaşımı söz konusu değil...

Türkiye Yurt Dışında İkâmet

Eden Türklerin Hangi

Bilgilerini Paylaşacak?

finansal verilerinin taraf ülkelerle

paylaşılacağını belirterek, bu bilgileri

sözleşme kriterleri dışına çıkarma

vaadinde bulunan hiçbir kişi ya da

kuruma özel bilgiler (T.C. kimlik numarası,

e‐devlet şifresi) ve para vermemesi

konusunda dikkatli olması

gerektiği uyarısı yapıldı.

ALMANYA ve AVUSTURYA

YTB Başkanı Abdullah Eren, "Teknik

altyapı kurulana kadar anlaşmaya

taraf olan bazı ülkelerle bilgi paylaşılmayacak.

2020 yılında Almanya,

Avusturya, Fransa, Hollanda ve Belçika'ya

bilgi gönderilmeyecek. Anlaşma

gereği yurt dışında ikâmet eden vergi

mükelleflerinin Türkiye'deki finansal

hesaplarına ait bilgileri ikâmet ettikleri

ülkelere iletilecektir. Hangi yıllara

ait hangi bilgilerin paylaşılacağı Gelir

İdaresi Başkanlığı, Vergi İletişim Merkezi

(VİMER) ve Cumhurbaşkanlığı İletişim

Merkezi (CİMER) üzerinden

öğrenilebilinir."

© stock.adobe.com - Studio_East

fark etmem ise bana büyük bir ders

oldu diyebilirim.

Ben Avusturya’da siyasi gelişmeleri

yakından takip eden, sadece Müslümanlara

karşı değil herhangi bir ayrımcılığa

karşı olabildiğince hassas

davranmaya çalışan hatta bununla

elimden geldiğince mücadele veren

bir insan iken iki hafta içerisinde farkındalığım

körelmeye başlamıştı.

Elbette Türkiye’de siyasi kutuplaşmanın

getirdiği gerginlikleri toplum

içerisinde görmek ve hissetmek

mümkün, çünkü bunlar çok bariz ve

göz önünde yaşanan ve konuşulan

şeyler.

Alışveriş yaptığınız her esnaf ile oturup

siyaset konuşmak mümkün Türkiye’de‐

„Ne olacak bu memleketin

hali?“ hepimize aşina bir cümle.

Benim bahsettğim daha gizli daha

kompleks toplumsal sorunlar.

Aklıma gelen ilk sorun mülteciler

hakkında kurulan cümleler ve kullanılan

ayrımcı dil mesela.

Bu sorunsalı Avusturya’dan takip

etsem de orada bunun farkında bile

değildim, orada olduğum halde.

Irkçılığı artık kendi üzerimde hissetmemem

ve kaygılarımın yok olmasıyla

birlikte sanki etrafımda olan

bitenlere karşı da duyarlılığım azalmıştı

ve bunun farkına varmak beni

önce kendime karşı öfkelendirdi,

daha sonra üzdü.

Biz, sadece azınlık olduğumuz zaman

mı adaletsizliğe karşı sesimizi çıkaracaktık,

evrensel değerler kurduğumuz

değerler dünyası yok olmaya mı

mahkûmdu çoğunluğa dahil olunca?

Avusturya’ya döndüğüm zaman anladım

ki, Türkiye’de olduğum sürede

yaşadıklarım ve düşündüklerimin bir

sebebi varmış.

Sosyal medya ve gazeteler yine evsiz

kalan, ayakları çıplak, güzel yüzleri kir

içinde çocuklarla ve evlatları için

çaresizce çırpınan anne‐babalarla

doluydu. Yine insanlık kaybetmişti.

Moria’da çıkan yangından sonra

Avusturya hükümeti birçok Avrupa

ülkesinin aksine yanan mülteci kapmından

ülkeye çocuk almayacağını

açıkladı.

Avusturya Başbakanı Sebastian Kurz

bir açıklamasında „Eğer o çocukları

buraya kabul edersek, diğer onlarca

insana yanlış bir umut aşılamış

oluruz. Bunu vicdanımla bağdaştıramam“

dedi.

Vicdan‐ ne kadar da ağır bir kelime.

Bu kelimenin altında ezilmedi mi,

bütün insanlık o insanlar orada yarının

ne getireceğini bilmeden acı

çekerken?

Birkaç ülke lütfedip çocukları kabul

edecek neyse ki ve bunun olması için

oranın yanıp kül olması gerekliymiş.

Çocukların pislik ve yokluk içinde,

perspektifi olmayan hiç bir canlının

yaşamaması gereken kötü şartlarda

öylece durmaları yeteri kadar sebep

değildi bunca zaman.

Avusturya’nın da dahil olduğu Avrupa

Birliği bayraklarına adaleti,

insan haklarını ve eşitliği yazmış

ve bir daha açıp kendi değerlerine

bakmamış.

Bu değerler Avrupa Birliği için artık

sadece birer içi boş süslü laftan

ibaret.

Ben ise Türkiye’de ırkçılığı hissetmeyip

rehavete kapılmıştım ve adaletsizliği,

hakkı hukuku ölçüp tarttığımı

sandığım kantarım artık doğruyuyanlışı

yeteri kadar hassas tartmamaya

başlamıştı bile.

Bu ikisi belki ilk bakışta aralarında

dağlar kadar fark olan iki durum,

fakat bir adım yaklaşınca tam tersini

görürüz: Arasında hiç bir fark yok!

Kendimize pusula edindiğimiz evrensel

değerler olmalı ama bundan daha

elzem birşey var ki, o da değerlerimizi

ara sıra çıkarıp onları hatırlamak.

Neden bu değerleri ve bazı prensipleri

cebimize koyduğumuzu yeniden

düşünmek, kendimizi sorgulamak,

belki zamanla yanlış bulduğumuzu

eleyip yerine yenilerini eklemek.

Aksi takdirde zaaflarımıza yenik

düşüp edindiğimiz değerleri kazanılmış

bir kupa misali bir köşede tozlanmaya

mahkûm eder adım adım

inandığımız doğrulardan uzaklaştığımızı

anlamayabiliriz.

Tıpkı mülteci çocuklarını bile birer

sayı ve potansiyel tehlike olarak

gören Avrupa Birliği, tıpkı Avusturya

gibi.

Kovid-19: Gençlerde Ruh

Sağlığı Sorunları Artıyor

142 Numaralı Telefon Hattına Yoğun İlgi

Koronavirüs (Kovid‐19) krizi birçok

kişinin hayatını değiştiriyor ve bu

süreçte özellikle daha fazla genç telefonla

danışmanlık numaralarını

arayarak yardım arıyor. En büyük

sorunlar ailevi konular, arkadaşlık

ilişkileri ve aynı zamanda ekonomik

belirsizlikler.

Gençlere İyi Geliyor

Telefon ile danışmanlık hizmeti

veren uzmanlara göre, gençlerin sorunları

hakkında konuşması veya

elektronik aletler ile yazılı olarak

uzmanlarla mesajlaşması gençleri

rahatlatıyor ve onlara çok yardımcı

oluyor.

© stock.adobe.com - s_l

Belirsizlikler Artıyor

Özellikle gençler arasında belirsizlikten

kaynaklanan karamsarlık çok

fazla. Koronavirüsün okul veya üniversiteye

bu dönem nasıl etki edeceği

gençleri oldukça düşündürüyor.

Ekonomik belirsizlikler gençleri

yoruyor, aynı zamanda bir özgüven

sorunu ve kaygıları da beraberinde

getiriyor.

Ücretsiz ve Anonim Aramalar

Gençler Avusturya'da 142 numaralı

telefondan danışmanlık ve tavsiye

alma hizmetine farklı eyaletlerden

ücretsiz ve anonim olarak ulaşabilirler

ve sorunlarını uzmanlarla paylaşabilirler.

142 Numaralı Telefon Hattı Hakkında Bilgiler:

* 7 gün 24 saat hizmet vermektedir. (Resmi tatil günleri dahil)

* Sabit hatlardan veya cep telefonundan ücretsiz olarak aranabilir.

* Telefon danışmanlığı gizlilik garantisi vermektedir.

* www.telefonseelsorge.at adresinden yazışma (chat) ile ya da

E‐Posta yoluyla da bu hizmetten faydalanabilirsiniz.

Logo: www.dioezese-linz.at

Hurra! Ihre Datei wurde hochgeladen und ist bereit für die Veröffentlichung.

Erfolgreich gespeichert!

Leider ist etwas schief gelaufen!