JOURNAL OF EURASIAN STUDIES
JOURNAL OF EURASIAN STUDIES
JOURNAL OF EURASIAN STUDIES
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
January-March 2011 <strong>JOURNAL</strong> <strong>OF</strong> <strong>EURASIAN</strong> <strong>STUDIES</strong> Volume III., Issue 1.<br />
_____________________________________________________________________________________<br />
muhteva etmektedir. Etimolojik sözlüğe göre Macarca’daki süt kelimesi İrani kökenli bir ödünçlemedir ve<br />
‘emmek’ anlamına gelen Eski İranca ‘dhayati’ fiilinden gelir. Ayrıca sütanne kelimesi ile de ilintilidir; zira<br />
sütanne ve göğüsteki süt yakinen irtibatlıdır. Moğolca veri ayrıca ‘sayı’nın ‘sağma’ ve ‘dolu’nun ‘iki kere<br />
emzirilmiş kuzu’ manasına gelmesiyle de benzer bir uyuşma gösterir. Ben bir dilbilimci değilim fakat<br />
yüksek derecedeki benzerlikten dolayı hem İrani hem de Moğolca biçimlerin Macarca ile ilintili<br />
olabileceğine bunun da bu sözcüğün ortak bir kaynağa yani Hunlara kadar uzandığı manasının<br />
çıkarılması gerektiğine inanmaktayım. Bu tamamıyle akla yatkın durmaktadır çünkü tüm hayvan adları<br />
ve süt ile alakalı terimler Avrasya bozkır dünyası kökenlidir ve sıkı bir biçimde Hunlarla bağlantılıdır.<br />
Ayran<br />
Etimoloji sözlüğü ’ayran’ için Macarca kelimeyi, en erken şekli *irago’ biçiminde olan eski bir Çuvaşça<br />
ödünçleme olarak görür. Uchiraltu’nun metninde Çine özgü bir süt mamülünü lao olarak<br />
bulabilmekteyiz. Katalin Csornai Çin halkının o dönemlerde süt ürünlerini tüketmediğinden, onun<br />
yaygın kullanımına ve şimdilerde başlıca tüketilen mayalı ürünlerden biri olduğuna son birkaç yıldır<br />
müşahede edildiğinden hareketle bu sözcüğün de Hunca menşeli olduğu sonucunu çıkartmıştır.<br />
Geçmişte süt ürünleri esasen bozkır halkları tarafından tüketilmekteydi. Bozkır halklarıyla alakalı<br />
etnografik gözlemlerden ve tarihi kayıtlardan ekşimsi süt mamüllerinin oldukça yaygın olduğunu,<br />
bununla beraber, taze sütün yanlızca çocuklar, yaşlılar ve manevi önderler tarafından içildiğini<br />
bilmekteyiz. Ayran kelimesine dönecek olursak, Gábor Bálint de Szentkatolna onu biçimsel ve sesçil<br />
nedenlerden dolayı Moğolca airag 41 (mayalanmış süt kabı) ile bağlantılı görür. Sonrasında, György Kara<br />
Macarca ‘író ya da ayran ile Moğolca agurag, uurag arasında bir bağlantı tesis etmiştir. Şahsi düşüncem<br />
Szentkatolnai’nın tetkikinin Kara’nınkinden daha doğru olduğu yönündedir zira kelime ürünün<br />
mayalanmış olması gerektiğine işaret etmektedir.<br />
Bű ya da Sihir<br />
Bű (sihir) ve báj (tılsım) kelimeleri kimi eski tedavi yöntemlerini imlemektedir. Sadece kelime değil<br />
aynı zamanda Avrasya kökenli tüm tedavi usulleri bir zamanlar Hunlar tarafından mesken tutulmuş<br />
geniş topraklar içerisinde varlığını sürdürmüştür. Onun değişik biçimleri İç Asya ve Macar entellektüel<br />
kültürü ve hatta halk tıbbı içerisinde hala gözlemlenebilmektedir. Bű, kadim doğa dini yani şamanizmi<br />
uygulayan, büyücü manasındaki Türkçe ve Moğolca ‘böge’ sözcüğü ile koşutluklara sahiptir. 42 Tibet’de bu<br />
eski inanca Bön ( Batı yazınında bon) denir. Bu kelime zümresinin en batı üyesi, akademisyen Arnold<br />
Ipolyi’ye göre esasen ”afsun” manasına gelen Macarca ‘bű’ sözcüğüdür. 43 Czuczor-Fogarasi Lügatı<br />
41 Szentkatolnai, 1877. 24.<br />
42 Şaman eski dinsel lideri ifade eden Tunguzca kökenli bir sözcüktür. Eski İç Asya kaynakları onun için bő, bű, ya da bön<br />
sözcüğünü kullanmışlardı.<br />
43 Macar Etimoloji Sözlüğüne göre, bű, bűv (tılsım) Eski Türkçe kökenlidir ve Uygurca bögü (sihir) ve Çağatayca büyü’ye yakın<br />
duraktadır fakat Moğolca böge ve Kalmukça bö’yü de listeye dahil etmeliyiz. TESz I. 405.<br />
_____________________________________________________________________________________<br />
© Copyright Mikes International 2001-2011 54