29.06.2013 Views

14.genel kurul - İstanbul SMMM Odası

14.genel kurul - İstanbul SMMM Odası

14.genel kurul - İstanbul SMMM Odası

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

faizlerine gidecektir. Yılın ilk çeyreğinde de toplanan vergiler ne yazık ki borçlanma faizlerini<br />

karşılayamaz noktaya gelmiştir.<br />

Elbette ki bu olumsuz tabloyu tersyüz etmek mümkün müdür? Elbette ki mümkün<br />

görülmektedir. Bu noktada siyasi iradenin alacağı tavır çok önemlidir. Bir kez her sıkıntıya<br />

düşüldüğünde vergi tekniğine, hukuk ilkelerine ve Anayasaya uymayan adaletsiz olağanüstü<br />

nitelikte vergi yasaları çıkarılmamalıdır. Başta vergi yasaları olmak üzere ekonomik içerikli<br />

yasalar kayıt dışılığı önleyecek şekilde yeniden düzenlenmelidir. Ekonomik işlemler hamiline<br />

yazılı olmaktan çıkartılıp nama yazılı hale getirilmelidir. İçeriği itibarıyla naylon diye<br />

adlandırılan yanıltıcı belge düzenlemeye verilen cezalar caydırıcı düzeye çıkarılmalıdır. Vergi<br />

kaçakçılığı ağır bir suç olarak kabul edilip yaptırımı artırılmalıdır. Vergi aflarına kesinlikle<br />

son verilmelidir. Vergi sistemimizde vergi düzenini bozan basit usulde vergilendirmeye son<br />

verilmelidir. Çağdaş vergicilikle bağdaşmayan bazı vergiler kaldırılarak vergi sayısı<br />

azaltılmalı ve vergi sistemi basitleştirilmelidir. Rantiye kesimine tanınan vergi bağışıklığı<br />

kaldırılmalıdır. Serbest bölgeler, offshore maliyetler ve diğer vergi mevzuatı yeniden<br />

düzenlenmeli, vergide kayıp ve kaçakları azaltılmalıdır. Kentsel rantlar etkin bir şekilde<br />

vergilendirilmelidir.<br />

Sonuç olarak diyebiliriz ki, üretimi, verimi ve kaliteyi artırmadan gelişmiş bir toplum<br />

yaratmak, refah toplumu olma olanağı yoktur. Bu alanda ulaşmaktaki yolumuz öz<br />

kaynaklarımıza dayalı ulusal ve akılcı kalıcı politikaların uygulamaktan geçtiğidir.<br />

Özelleştirme adıyla yapılan ihaleler ve orman alanlarının eşe dosta peşkeş çekilmesiyle bir<br />

yere varmanın mümkün olmadığı gerçeğini kavramaktır. Çağdaş, demokratik, aydınlık ve<br />

refaha ulaşmış bir Türkiye yaratmak hepimizin önünde bir görev olmalıdır. Bu görevi tüm<br />

ulusça bir seferlik anlayışı içerisinde gerçekleştirebileceğimize olan inancım tamdır.<br />

Değerli konuklar, değerli meslektaşlarım; 20. yüzyılın ikinci yarısından sonra küreselleşme<br />

adı altında ulusal inisiyatifler ve hukuk sistemleri yok edilmiştir. Sermaye, mal ve giderek de<br />

hizmet hareketlerinin özgür dolaşımının önündeki engelleri IMF, Dünya Bankası, Dünya<br />

Ticaret Örgütü, GATS gibi uluslararası örgütlerle tekelci sermayenin egemenlik süreci<br />

hızlandırılmıştır. Bu süreçlerden en fazla etkilenen kesimlerin başında elbette ki denetim<br />

mesleği gelmektedir. Ülkemizde denetim sektörünün şu anda bile yüzde 85 düzeyinde<br />

yabancı dört büyük tekelin egemenliği mevcuttur. Bu tekelle dünyanın yaklaşık 125 ülkesinde<br />

yüzlerle ifade edilebilen bir olayda 50–60 bin çalışanlarıyla 10 milyar dolarların üzerindeki<br />

cirolarıyla dünyanın dört büyük muhasebe ve denetim tekelini oluşturmuşlardır. Denetimdeki<br />

tekelleşmenin sonuçlarını geçtiğimiz yıl Enron olayında başlayan güvenliğiyle Avrupa’ya<br />

sıçrayan olumsuzluklarını hep birlikte yaşadık. Ülkemizde de bu tekeller sadece denetim<br />

mahiyetleriyle sınırlı kalmıyorlar, bir taraftan danışmanlık, bir taraftan muhasebe hizmetlerini<br />

de ifa ediyorlar. Sermaye Piyasası Kurulunun yasaklamasına rağmen yasa karşısında hileye<br />

başvurarak, alt şirketler oluşturarak danışmanlık ve muhasebe faaliyetlerini de<br />

yürütmektedirler. Ne yazık ki kanun üzerinde öyle bir olumsuzluğun bertaraf edilmesi<br />

noktasında üzerine düşen görevleri de yapmamaktadırlar. Ülkemizde büyük iktisadi<br />

<strong>kurul</strong>uşlar, Kamu İktisadi Teşebbüsleri ve özel kanunlarla <strong>kurul</strong>muş büyük şirketler ne yazık<br />

ki, yaptıracakları denetim ve danışmanlık faaliyetleriyle ilgili açmış oldukları ihalelerde dört<br />

büyükleri isim olarak ifade etmemelerine rağmen ne yazık ki bunları işaret etmektedirler.<br />

Geçtiğimiz günlerde Sayın Masum Türker’in açıkladığı OYAK’taki gelişme budur. Gerçekten<br />

biz de OYAK’ın bir <strong>kurul</strong>uşunu bağımsız denetleme yapıyorduk, ne yazık ki bu <strong>kurul</strong>uşların<br />

denetimleri yabancı denetim şirketleri tarafından yapılmaktadır.<br />

Yine geçtiğimiz günlerde Türk Telekom bağımsız denetim ve danışmanlık hizmetlerini<br />

ihaleye çıkardı. Hazırlamış oldukları şartnamede tamamen dört büyükleri tarif ettiler. Beş yıl<br />

22

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!