14.genel kurul - İstanbul SMMM Odası

Nail Sanlı:
Pardon. İbra edilmiş bir kurul hakkında konuşma hakkımız yoktur, lütfen konuşmanızı bu
çerçevede sürdürün.
Turgut Arığ:
Efendim genel konuşmalarda sınır yoktur.
Nail Sanlı:
İbra edilmiş bir kuruldan söz ediyorsunuz.
Turgut Arığ:
Aynı şeyi burada lütfen dinlerseniz anlarsınız. Bakın Denetim Kurulu Yönetmeliği’nin 9’uncu
maddesi. “b” sınavlara ilişkin işlemler, “c” disiplin cezasına ilişkin işlemler, “d” birlik ve
Odaların gelirlerine ait işlemler, “e” harcama ve giderlerine ait işlemler, denetim raporunun
sayfası belli, bunların hiçbir tanesi Yönetim Kurulu raporunda yok. Böylesine basit bir rapor
hazırlamak bizim mesleğimize ve de kişiliğimize yakışmaz. Eğer biz burada mesleğimize de
bazı şeylerden yakınıyorsak evvela biz bunun iyi örneğini vermemiz lazım. Belki şu veya bu
nedenle eksik hazırlayabiliyoruz ama dönem dönem üst üste aynı hataları yapmak hangi
anlayışa sığar?
Denetim Kurulu hem Oda'nın hem Denetim Kurulu TESMER’in iki yerini denetliyor, kolay
bir iş değildir tabi, bunca 20 bin üyeli ve bir hayli girdili çıktılı bir odanın denetimini 1 yıl
boyunca yapmak çok zaman ve bilgi isteyen bir şeydir. Ama, Denetim Kurulu’na ait hiçbir
tutanağım yok, hiçbir belge yok, hiçbir defter kaydı yok. Haftada kaç defa, ayda kaç defa,
yılda kaç defa toplanmış burada yok, tarihleri de yok. Dernekler Kanunu’nda bile 6 ayda bir
toplanacaksın ve toplantı tarihlerini önceden belirteceksin diyor. Bu bir dernekten de daha
beter bir anlayıştır. Şöyle tek başıma hesaplama yaptım, her ikisinden 10 30 milyar bir para,
helal olsun ama bunu karşılamak lazım olduklarına göre 6,5 milyara yakın adam başı düşüyor,
12 aya da böldüğümüz zaman 500 küsur milyon lira ediyor. 500 küsur milyon lira acaba kaç
tane işletme defteri, kaç tane basit usul hesaplama kaç tane bilanço ve buna ne kadar zaman
ayırabiliyoruz? Basit işletme defterinden ayıramadığımız zamana Oda’nın denetimi ile
sağlamak mümkün değildir arkadaşlar. Yine Oda birlik yaratacağına maalesef meslektaşlar
arasında ve konuklar arasında ayrımcılığı körüklüyor. Bunun en güzel örneği de benim
başkanı olduğum Muhasebeciler Birliği’dir.
Şubelerin bir kısmının bazı giderleri karşılanıyor mu, derneklerin geliri kısıtlı olduğu için hoş
karşılıyorum, ama üye listeleri veriliyor, istekleri yerine getiriliyor, ama bazı şubelere bırakın
maddi desteği üye listesi bile verilmiyor. Dernekler o bölgedeki meslektaşların yoğunlaşıp
meslek geliriyle oluşturması gereken bir yerde bunlar niye veriliyor. Yeni yeni üyeler geliyor,
yenilerle karşılanıyor. Eskilerle yeniler o bağı kuramazlarsa bu mesleğin gelişmesi nasıl olur,
bir elbisesi vardır ama iki elin sesi olur. İki eli bir araya getirip de dernek ve Oda bir bütün
içinde, ayrıcalık gözetmeksizin bunu yapmadığı müddetçe meslek ileri gitmez geri gider.
Özellikle son 2 yılda bire bir görüşüyorum, bazen gruplarda konuşuyorum, hepsinde gerileme
var. Peki, o zaman meslek odalarının ve Odanın emrinde çalışan kurulların görevi değil mi,
önlemek değil mi, ileri gitmek. Ama, ne gerilemeyi önlüyoruz ne de ileri gidiyoruz.
Nail Sanlı:
Sayın Arığ toparlar mısınız?
33