Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Cezaevlerinin fiziksel altyapısının iyileştirilmesi devam etmiştir. 12 cezaevi inşaatı<br />
tamamlanmıştır ve 22 cezaevi inşaatı devam etmektedir.<br />
Personelin eğitiminin iyileştirilmesi sürdürülmüştür. Hizmet öncesi, hizmet içi ve terfi<br />
eğitimleri veren dört cezaevi personel eğitim merkezi bulunmaktadır. Eğitmen eğitimleri,<br />
Avrupa Birliği’nin adli modernizasyon ve ceza reformu (JMCR) programı kapsamında<br />
gerçekleştirilmiştir.<br />
Ceza Kurumlarının ve Cezaevleri İzleme Kurulları’nın faaliyetlerinde daha fazla şeffaflık<br />
sağlanmıştır. Bu kurullar, cezaevlerine düzenli ziyaretler gerçekleştirmekte ve raporlarının<br />
sonuçları artık kamuoyunun erişimine sunulmaktadır. Yasa ayrıca, Ceza Kurumlarının ve<br />
Cezaevleri İzleme Kurulları’nın faaliyetlerinin yıllık raporlar halinde yayımlanmasına imkan<br />
vermektedir.<br />
Ancak cezaevleri denetimine ilişkin ulusal mevzuat, İşkenceye Karşı BM Sözleşmesi Ek<br />
İhtiyari Protokol’ün koşullarını tam olarak karşılamamaktadır (Bkz. İşkence ve kötü muamele).<br />
Mahkumların yazışmalarına kısıtlamalar getirilmesi ve sağlık/psikiyatri kaynaklarının yetersiz<br />
olması, halen sorun olarak ortaya çıkmaktadır. Toplam kapasitesi 90.558 olan cezaevlerinde<br />
95.551 mahkum bulunmaktadır. Özellikle büyük şehirlerdeki cezaevleri, aşırı kalabalık olma<br />
sorunu yaşamaktadır. Uygulamaya giren yüksek güvenlikli F-tipi cezaevlerine ilişkin genelge,<br />
tutukluların ortak faaliyet gerçekleştirmesi bağlamındaki eksikliklere çözüm getirmemiştir.<br />
Genelgenin doğru bir şekilde uygulanması, personelin sayısının ve eğitiminin arttırılmasına ve<br />
farklı mahkum gruplarının faaliyetleri için yeterli alan yaratılmasına bağlıdır.<br />
Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmış kişiler için hücre hapsinin uygulanmasına<br />
yönelik hükümler halen yürürlüktedir. Avrupa Konseyi İşkencenin Önlenmesi Komitesi, 2006<br />
yılında hazırladığı Türkiye’ye ilişkin raporunda bu rejimin mümkün olan en kısa süre için<br />
uygulanması ve ilgili mahkumun bireysel risk değerlendirmesine dayanması gerektiğine işaret<br />
etmiştir.<br />
Cezaevi görevlileri tarafından gerçekleştirilen kötü muamele vakaları bildirilmiş, ancak bu<br />
iddiaların araştırılması için az sayıda dava açılmıştır.<br />
Genel olarak, cezaevlerinin altyapısının geliştirilmesi ve personelin eğitimi konularında iyi<br />
düzeyde ilerleme sağlanmıştır. Ancak mahkumların koşulları, hücre hapsi ve seyrek olarak<br />
gerçekleşen kötü muameleye ilişkin eksikliklerin üzerine gidilmesi gerekmektedir.<br />
Türk toplumu tarafından hassas olarak algılanan konular dahil olmak üzere, Türk basınında<br />
geniş bir yelpazede çeşitli konular hakkında serbest tartışma devam etmiştir. Türkiye Büyük<br />
Millet Meclisi, Nisan ayında Türkiye’de ifade özgürlüğüne ilişkin tedbirleri güçlendirmek<br />
amacıyla Türk Ceza Kanunu’nun 301. Maddesi’ne ilişkin değişiklikleri kabul etmiştir.<br />
Böylece Madde’de 9 kullanılan ifadeler değiştirilmiş, cezanın üst sınırı düşürülmüş ve yabancı<br />
9 301. Madde, aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:<br />
1. Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Türkiye Büyük Millet Meclisini, Türkiye Cumhuriyeti<br />
Hükümetini ve Devletin yargı organlarını alenen aşağılayan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası<br />
ile cezalandırılır.<br />
2. Devletin askeri veya emniyet teşkilatını alenen aşağılayan kişi 1. fıkra hükmüne göre cezalandırılır.<br />
3. Eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz.<br />
4. Bu suçtan dolayı soruşturma yapılması, Adalet Bakanının iznine bağlıdır.<br />
14