10.03.2014 Views

küreselleşme sürecinde fınansal krizler ve finansal düzenlemeler - ITO

küreselleşme sürecinde fınansal krizler ve finansal düzenlemeler - ITO

küreselleşme sürecinde fınansal krizler ve finansal düzenlemeler - ITO

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

GİRİŞ<br />

Yirminci yüzyılın son çeyreğinde ulusal <strong>ve</strong> uluslar arası düzeyde<br />

parasal <strong>ve</strong> <strong>finansal</strong> sistemlerdeki gelişmelerin belirgin özelliklerini,<br />

çalışmamızın başlığı yansıtmaktadır: Küreselleşme, <strong>finansal</strong> <strong>krizler</strong> <strong>ve</strong><br />

<strong>finansal</strong> regülasyon.<br />

1970İİ yıllara kadar para <strong>ve</strong> mali sistemler denilince akla, ulusal<br />

düzeyde, merkez bankalarının kontrolünde (altın <strong>ve</strong> gümüş gibi değerli<br />

madenlerden çok merkez bankasının itibarına dayanan) bir para (fiat<br />

money) sistemi <strong>ve</strong> mevduat sahiplerini korumak, <strong>finansal</strong> piyasaların<br />

istikrarını sağlamak amacıyla oluşturulan bir mali gü<strong>ve</strong>nlik ağı (safety net)<br />

ile, uluslar arası düzeyde sabit döviz kuruna dayalı Bretton Woods sistemi,<br />

gelirdi. 1971'de Bretton Woods sabit döviz kuru sisteminin çökmesinden<br />

sonra, dünya yeni bir uluslar arası mali sisteme geçti: Bir yandan tüm<br />

dünyada esnek döviz kuru sisteminin benimsenmesi, diğer yandan<br />

ülkelerde giderek artan serbestleşme (deregulation) <strong>ve</strong> liberalizasyon<br />

girişimleri, önce dünya ticaret hacmine ardından da sermaye hareketlerine<br />

büyük bir ivme <strong>ve</strong>rdi. Sözkonusu bu gelişme bir yandan ulusal mali<br />

sistemlerde merkez bankalarının hakim gücünü kırarken, diğer yandan da<br />

<strong>finansal</strong> sistemlerin uluslar arası sermaye hareketleri karşısında<br />

kırılganlığını artırdı. Sermaye akımlarının uluslar arası düzeyde hareket<br />

imkanı kazanması, merkez bankalarını iki seçenekle karşı karşıya<br />

bıraktı:Ya uluslar arası <strong>finansal</strong> sistemi yönlendirebilecek "büyük oyuncu"<br />

olmak, ya da kredibilitelenni koruyabilmek. Dünya, merkez bankalarının<br />

itibarlarını/kredibiltelerini koruyabilmelerinin, büyük ölçüde ülke <strong>finansal</strong><br />

sistemlerini uluslar arası sermaye hareketlerinin yıkıcı etkilerinden<br />

koruyabilmelerine <strong>ve</strong> bu amaçla da sağlıklı <strong>ve</strong> etkin çalışan mali sistemlere<br />

sahip olunması gerektiği gerçeğini yaşayarak öğrendi. 19701i yıllardan<br />

itibaren <strong>finansal</strong> <strong>krizler</strong> gelişmiş ya da gelişmekte olan bir çok ülkeyi, bazen<br />

tekrar tekrar vurdu. Bu nedenle yirminci yüzyılın son çeyreği, <strong>finansal</strong> <strong>krizler</strong><br />

dönemi olarak adlandırılır oldu. Gelişm^elerin doğal sonucu, ulusal mali<br />

sistemlerin sağlıklı, gü<strong>ve</strong>nilir <strong>ve</strong> etkin işlemesi, uluslar arası mali sistemin<br />

istikrarının sağlanması için, <strong>finansal</strong> sistemlerin nasıl (daha iyi) regüle<br />

edilebileceği tartışmasının gündeme gelmesiydi. Ülkelerin tek tek kendi<br />

regülasyon yapılarını restore etme çabaları, giderek uluslar arası düzeyde<br />

bu konuda çalışan bir dizi kuruluşun ortaya çıkmasına neden oldu.<br />

Son yıllarda artan <strong>küreselleşme</strong> <strong>ve</strong> beraberinde gelen <strong>finansal</strong> <strong>krizler</strong><br />

<strong>ve</strong> bunlara karşı daha etkin regülasyon sisStemleri geliştirme tartışmalarının,<br />

tüm dünya için geleceğe yönelik üç seçenek ortaya koyduğunu<br />

söyleyebiliriz(Klein, 1999):

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!