küreselleşme sürecinde fınansal krizler ve finansal düzenlemeler - ITO
küreselleşme sürecinde fınansal krizler ve finansal düzenlemeler - ITO
küreselleşme sürecinde fınansal krizler ve finansal düzenlemeler - ITO
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
1992'de Danimarka'da Maastricht Anlaşmasının referandumda reddi ,<br />
Fransa'da ise sonucun belirsiz kalması istikrarsızlığı arttırdı. Bunlara<br />
ila<strong>ve</strong>ten Almanya'nın 1992'de Iskonto oranlarını %8'den % 8.75'e<br />
yükseltmesi de beklenmedik bir etki yarattı. ERM nin gü<strong>ve</strong>nilirliği <strong>ve</strong><br />
ülkelerin kurlarını tutmaları nedeniyle Ağustosa kadar bir patlama<br />
ertelendiyse de, özellikle İtalya <strong>ve</strong> İngiltere'de döviz rezervleri eridi. İngiltere<br />
"kara çarşamba" günü tüm döviz rezervlerini kaybetmişti. Eylülde<br />
Finlandiya parasını dalgalanmaya bıraktı. 16 Eylülde İngiltere ERM'den<br />
çekildi. Almanya faiz oranlarını düşürdüğünü ilan etse de dalgalanmalar <strong>ve</strong><br />
devalüasyonlar sürdü: Peseta önce %5 sonra tekrar %6 devalüe edildi.<br />
Ağustos 1993'de EMS'deki para bandı %5'ten (+,-%2.5) %30'a (+,-%15)<br />
genişletildi (Bustelo,2000).<br />
Sonuç olarak ERM Krizini yaratan etkenler kısaca şöyle toparlanabilir:<br />
Özellikle ABD faiz oranlarına göre yüksek olan Avrupa ülkeleri faiz<br />
oranlarının yabancı sermayeyi bu istikrarlı bölgeye çekmesi, ülke<br />
paralarının aşırı değerlenmesi <strong>ve</strong> cari açıkların artması en önemli<br />
faktördür. İkincisi, Avrupa ülkelerinde krizden önce uygulanan nispeten<br />
gevşek maliye politikasıyla sıkı para politikasının sonuçlarının <strong>ve</strong>rimli<br />
olmamasıdır: Cari açıkları finanse etmede gerekli olan yabancı sermayeyi<br />
çekmek için yüksek tutulan faiz oranları yatırım <strong>ve</strong> iş yaratmayı engellemiş<br />
<strong>ve</strong> daha sonra resesyona yolaçmıştır. Ayrıca paralarını DM'a bağlayan<br />
diğer Avrupa ülkelerini de Almanya'nın bu sıkı para politikalarına<br />
uyumlaşma zorunda bırakarak onları da resesyona itmiştir.Bütün bu<br />
faktörlere göre ERM Krizi, sabitienmiş döviz kurunun, aşırı değerli<br />
paraların, <strong>finansal</strong> liberalizasyonun, çelişkili politikaların <strong>ve</strong> uluslar arası<br />
sermaye piyasalarındaki spekülatif davranışların bir sonucu olarak oluşan<br />
bir para krizidir (Bustelo,2000).<br />
4.2. Meksika Krizi (1994-1995)<br />
Meksika 1980'lerin ilk yarısı yaşadığı borç krizinden sonra, Brady<br />
Planı çerçe<strong>ve</strong>sinde, diğer Latin Amerika ülkelerinde olduğu gibi, 1980'lerin<br />
ortalarından itibaren çok sayıda yapısal, ekonomik <strong>ve</strong> <strong>finansal</strong> reformlar<br />
yapmış;Salinas iktidarı döneminde dışa açılma, özelleştirme gibi reformları<br />
hızlandırmış; GATT'a katılıp OECD'nin üyesi olmuş; Kanada <strong>ve</strong> ABD ile<br />
Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anlaşmasını şekillendirmişti. Bu olumlu<br />
deneyimler, Meksika'yı hem uluslar arası piyasalara önemli miktar tahvil<br />
ihraç eden hem de portföy yatırımlarını en çok çeken ülkelerden biri<br />
konumuna getirmişti.<br />
Aralık 1988'de dolara bağlanmış sabit kur politikasına dayalı <strong>ve</strong> IMF<br />
destekli yeni bir istikrar/dezenflasyon politikasını devreye sokmuştu. 1989<br />
Ocak ayından Kasım 1991'e ka^ar üç y:l önceden belirlenmiş oranda<br />
devalüasyon yapılıyordu. Enflasyon ataletini <strong>ve</strong> beklentilerini kırmak için<br />
32