küreselleşme sürecinde fınansal krizler ve finansal düzenlemeler - ITO
küreselleşme sürecinde fınansal krizler ve finansal düzenlemeler - ITO
küreselleşme sürecinde fınansal krizler ve finansal düzenlemeler - ITO
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
hızlı banka paniklerine/kaçışlara neden olabilmektedirler. Artık "sessiz"<br />
elektronik para kaçışları, "gürültülü" banka paniklerinin yerini almıştır<br />
(Kaufman, 1999).<br />
2. ESKİ VE YENİ TİP KRİZLER:1990 KRİZLERİNİN FARKLILIKLARI<br />
Eski tip <strong>krizler</strong>le 1990 <strong>krizler</strong>i arasında hızları, etki alanları, finansman<br />
araçları, <strong>ve</strong> üretilen politika önerileri açısından farklılıklar olduğu için,<br />
kapitalizmin yukarda belirttiğimiz üç önemli kriz dalgasını çeşitli açılardan<br />
karşılaştırmayı faydalı buluyoruz. Buna göre, 1990 ların özellikleri daha net<br />
ortaya çıkacaktır.<br />
/7/c farklılık, <strong>krizler</strong>in etki alanlarının farkıdır. 1930'lartam bir global kriz<br />
olmuştu. Oysa 1970'li <strong>ve</strong> 1980'li yıllardaki <strong>krizler</strong> belli bölgeleri etkileyen<br />
(1970'lerde Güney Latin Amerika, 1980lerde Latin Amerika'nın tümü)<br />
<strong>krizler</strong>di. 1990'lardakiler ise bir ülke <strong>ve</strong>ya bölgeyle sınırlı olan, birbirlerine<br />
yayılsa da, izole edilmiş <strong>krizler</strong>dir (Avrupa Birliği ülkeleri, Meksika <strong>ve</strong>ya<br />
Doğu Asya bölgesi gibi). Bu fark kısmen <strong>krizler</strong>in yarattığı makroekonomik<br />
şokların şiddetiyle bağlantılı olmaktadır. 1930'larda yaşanan kriz global bir<br />
krizdi. Büyük depresyonla tüm gelişmiş <strong>ve</strong> az gelişmiş dünyada <strong>finansal</strong> <strong>ve</strong><br />
reel piyasalar şiddetle çökmüştür. 1980'ler <strong>ve</strong> 1990'larda ise<br />
makroekonomik şoklar çok daha küçük olduğundan, <strong>krizler</strong> daha az<br />
geneldir.<br />
İkinci farklılık ise, bu üç dönemdeki <strong>krizler</strong>in finansman biçimleri/<br />
araçları arasındaki farklılıktır. Ticari krediler, sabit faizli tahviller, doğrudan<br />
yabancı yatırımlar, portföy yatırımları her dönemde mevcut olsa da, sözü<br />
geçen dönemlerin her birinde ağırlık farklı ""inansal araç <strong>ve</strong> kurumlarda<br />
olmuştur. 1920'lerde öncelikle devlet tahvilleri, gelişmiş ülkelerden<br />
gelişmekte olanlara doğru portföy sermaye akımının en önemli motoru<br />
olmuştur. Bu dönemin özelliği tahvil finansman dönemi olmasıdır. ABD<br />
bankaları <strong>ve</strong> <strong>finansal</strong> aracıları, uluslar arası piyasalarda tahvil ihraç etmek<br />
için şiddetli ataklarla bir rekabet yaratarak yabancı hükümet <strong>ve</strong> şirketlerle<br />
anlaşmalar yapmışlardır. Bu dönemde de <strong>finansal</strong> yenilik <strong>ve</strong> yatırım tröstleri<br />
hızla gelişmiştir (Eichengreen <strong>ve</strong> Fish!ow, 1998:38). Bu dönemdeki uluslar<br />
arası sermaye akımlarının12 büyük ülkenin GSYlH'sına oranı, %6 ya<br />
ulaşmıştır. Bu oran 1960'larda %1; 1990'larda %2' dir (Kaufman, 1999).<br />
1970 <strong>ve</strong> 8Ü'lerde ise banka finansmanı ön plandadır. 1973-74 ilk petrol<br />
şokunun en önemli etkilerinden biri, petrol ihracatçısı ülkelerde(OPEC) cari<br />
hesap fazlalarının oluşması <strong>ve</strong> bu ülkelerin, ülke içindeki politik sorunla