05.11.2014 Views

Bir Medeniyet Dönüşümü ve İslami Faktör - Siyasal Bilgiler Fakültesi ...

Bir Medeniyet Dönüşümü ve İslami Faktör - Siyasal Bilgiler Fakültesi ...

Bir Medeniyet Dönüşümü ve İslami Faktör - Siyasal Bilgiler Fakültesi ...

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

umutsuzca dilediği ama bu konuda çok umut beslemediği ‘imkansızın başarıldığı bir mucize’nin<br />

(sosyo-ekonomik <strong>ve</strong> kültürel) koşullarını ortaya koyan bir örnek olarak takdim edilebilir. Hiç kuşkusuz<br />

bu örneğin önemi, ‘İslam’ın ‘batılı kapitalizm’le eklemlenmesinin temel dinamiklerini çarpıcı bir<br />

biçimde ortaya koymasından kaynaklandığı kadar doğulu/İslami bağlamın batılı bağlamla kendinden<br />

emin <strong>ve</strong> proaktif biçimde ilişki kuruşunun bir ilk (<strong>ve</strong> model) formu olarak da önem taşımaktadır.<br />

Yukarıda sözü edilen türden sorunlarla başetmeye en çok muktedir bir yeni ‘uluslararasılık’ ilişki<br />

düzeneği ya da çerçe<strong>ve</strong>sinin en mükemmel haliyle gerçekleşmesiyle ufukta belirecek bir yeni<br />

medeniyet çerçe<strong>ve</strong>sinin önündeki en önemli engelin iki zıt kutup olarak kavramaya alışık olduğumuz<br />

‘doğu’lu <strong>ve</strong> ‘batı’lı medeniyet formları arasındaki tarihsel reflekslerle bağlantılı olduğunu ileri sürmek<br />

mümkündür. Sorunlarını çözmek umuduyla her iki zihniyetin de sarıldığı şey, yine sorunlarının<br />

kaynağında yatan ana unsur(lar) olmaktadır. Bu, batılı zihniyet için ekonomistik/maddeci, formaldışlayıcı/parçalı<br />

düşünme refleksi iken, doğulu zihniyet için bütün sorunları “kültür”e <strong>ve</strong> eşitlik <strong>ve</strong><br />

adaletin tesisi hedeflerini sağlama doğrultusunda gerçekleştirilecek toplumsal bütünleşmeye indirgeme<br />

ya da aşırı genelleştirerek detayları kaçırma ya da ihmal etme biçiminde özetlenebilecek bir refleks<br />

sözkonusudur. İlkinin (batı) sorunları bütüncül algılama yeteneği (toplumcu/bütünleşmeci eğilimler)<br />

gelişmemişken, ikincinin (doğu) de konuları bileşenlerine ayırarak her noktayı hakkını <strong>ve</strong>rerek ele<br />

alma, <strong>ve</strong> parçaların vurgulanmasının “bütün”le dinamik etkileşimin sağlanması bağlamında getireceği<br />

yararları dikkate alabilme yeteneği zayıf kalmıştır: Tabir uygun olacaksa, adeta iyi niyetle sorunların<br />

çözülebileceğine inanan <strong>ve</strong> stratejik ya da uzun vadeli somut-maddeci planlamalarda sınıfta kalan bir<br />

doğulu zihniyet sözkonusudur. 28 Bu durumda, Hodgson’ın umut ettiği türden bir katkının mümkün<br />

olabilmesinin en temel şartı, bu iki medeniyetin bu süreçte sahip oldukları öz(ellik)lere<br />

hapsolmuşluklarından sıyrılma konusunda sergileyecekleri yeteneğe bağlı gözükmektedir. Zira,<br />

halihazırda her iki tarafın öne çıkan özellikleri günümüzün modern şartlar altında deneyimlendikleri<br />

halleriyle birer dezavantaj ya da zaaf olmaya devam edeceklerdir. Oysa bunların birbirleriyle sağlıklı<br />

bir etkileşim içinde dönüşerek bu sistemlerin güçlerini pekiştirme yönünde işlev görür konuma<br />

yükseltilmeleri de pekala mümkündür. Sonuç olarak ben, bu süreçte dönüşerek kendi içlerinde de yeni<br />

sentezlere ulaşılması suretiyle bilindik ‘dikotomik’ ilişki kalıbının ötesine bir sıçramanın, dünya<br />

ölçeğinde, gerçekleştirilebileceği kanısındayım. Kendi iç bütünlükleri açısından zaaf olan bu<br />

özellikler, birbirleriyle etkileşimleri içinde her iki zihniyet bakımından da “güç”e dönüşecektir. Her iki<br />

çalışmayı bölmeye zorladı. Çalışmanın ikinci bölümü de elinizdeki makalenin<br />

ardından yayınlanmaya hazır hale getirilecektir. Şimdilik burada ileri sürülen türden<br />

bir İslami/doğulu dönüşümün yapısal <strong>ve</strong> kültürel boyutlarının ana dinamiklerini temsil<br />

eden bir örnek olarak MÜSİAD’ın mercek altına alındığı erken tarihli doktora<br />

çalışmama bakılabilir (Özdemir, 2001).<br />

28<br />

Buradaki iddiamı ‘doğulu’ <strong>ve</strong> ‘batılı’ ‘bilgi sosyolojisi’ pratikleri bakımından<br />

değerlendirdiğim bir başka çalışmam için bkz. Özdemir (2004).

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!