24.12.2014 Views

amerikan tarihinin ana hatları - A.B.D. Büyükelçiliği, Ankara

amerikan tarihinin ana hatları - A.B.D. Büyükelçiliği, Ankara

amerikan tarihinin ana hatları - A.B.D. Büyükelçiliği, Ankara

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

tartışılacak her konuda en fazla bilgiye sahip kişi” olan James Madison gelmişti. Madison,<br />

günümüzde, “Anayasa’nın Babası” olarak bilinmektedir.<br />

Massachusetts, yetenekli ve deneyimli iki genç adamı, Rufus King ve Elbridge Jerry’yi<br />

göndermişti. Ayakkabıcıyken daha sonra yargıçlığa başlamış olan Roger Sherman,<br />

Connecticut temsilcileri arasındaydı. New York’tan, toplantının yapılmasını önermiş olan<br />

Alexander Hamilton gelmişti. Elçi olarak Fransa’da bulunan Thomas Jefferson ile Büyük<br />

Britanya’da aynı görevi yapan John Adams toplantıda yoklardı. 55 temsilci arasında gençler<br />

çoğunluktaydı ve toplantıya katılanların yaş ortalaması 42’ydi.<br />

Kurucu Meclis, sadece Konfederasyon Maddeleri’ni değiştirmekle görevlendirilmişti; fakat,<br />

Madison’un sonradan yazdığı gibi, “ülkelerine büyük güveni olan” temsilciler, Maddeler’i bir<br />

kenara atıp tümüyle yeni bir hükümet yapısı kurmaya giriştiler.<br />

Temsilciler, iki ayrı gücü, yani yarı-bağımsız 13 eyaletin şimdiden uyguladığı yerel denetim<br />

gücü ile bir merkezi hükümetin gücünü bağdaştırmanın en önemli gereksinim olduğunu<br />

biliyorlardı. Ulusal hükümetin yeni, genel ve kapsamlı olması nedeniyle, bir yandan onun<br />

işlevleri ve gücü özenle tanımlanıp belirtilirken, geriye kalan tüm işlevlerin ve gücün de<br />

eyaletlere bırakılacağının anlaşılması gerektiği ilkesini benimsediler. Temsilciler, buna karşın,<br />

merkezi hükümetin gerçek güce gereksinimi olduğunu bildikleri için, onun diğer işlevleri<br />

arasında, para basma, ticareti düzenleme, savaş ilan etme ve barış yapma yetkisi bulunması<br />

gerektiğini de genelde kabul ettiler.<br />

TARTIŞMA VE UZLAŞMA<br />

Philadelphia’da topl<strong>ana</strong>n XVIII. yüzyılın devlet adamları, Montesquieu’nün siyasette güç<br />

dengesi kavramını benimsemiş kişilerdi. Bu ilke, koloni deneyimi ile destekleniyor ve John<br />

Locke’nin, temsilcilerin çoğu tarafından bilinen yazılarından güç alıyordu. Bu etkiler, eşit ve<br />

uyumlu çalışan üç hükümet organı kurulması gerektiği inancına yol açtı. Yasama, yürütme ve<br />

yargı güçleri, hiçbirinin hiçbir zaman denetimi ele geçiremeyeceği kadar uyumlu bir denge<br />

içinde olmalıydı. Temsilciler, yasama organının, kolonilerdeki ve İngiltere Parlamentosu’ndaki<br />

gibi iki meclisli olması üzerinde anlaştılar.<br />

Toplantıda, yukarıda belirtilen konular üzerinde oybirliği vardı. Bunların yaşama geçirilmesi<br />

konusunda ise çok farklı görüşler ortaya çıktı. Sözgelimi, New Jersey gibi küçük eyaletlerin<br />

temsilcileri, ulusal hükümetteki etkilerini azaltacağı gerekçesiyle, temsil edilme<br />

hakkını Konfederasyon Maddeleri’ndeki gibi eyalet olmaya değil nüfus oranına dayandıran<br />

değişikliklere karşı çıktılar.<br />

Öte yandan, Virginia gibi büyük eyaletlerin temsilcileri, nüfus oranına dayalı temsil hakkını<br />

desteklediler. Tartışmalar sonsuza kadar uzayacak gibi göründüğü bir sırada, Roger<br />

Sherman, Kongre’deki meclislerden birinde, yani Temsilciler Meclisi’nde, nüfus oranına dayalı<br />

temsil hakkı buluhmasına karşılık diğer mecliste, yani Senato’da, eşit temsil olmasını önerdi.<br />

Böylelikle büyük ve küçük eyaletler arasında uyum sorunu çözümlendi. Buna karşın, her yeni<br />

konuda ancak yeni uzlaşmalarla çözülebilecek yeni sorunlar ortaya çıktı. Kuzeyliler, her<br />

eyaletin vergi payı saptanırken kölelerin de hesaba katılmasını, buna karşılık, Temsliciler<br />

Meclisi’ndeki sandalye sayısı belirlenirken bunun yapılmamasını istediler. Çok küçük bir<br />

muhalefetle karşıl<strong>ana</strong>n bir uzlaşma sonucu, Temsilciler Meclisi üyesi sayısının, özgür kişilerin<br />

tümü ve kölelerin de beşte üçü göz önünde tutularak saptanması kararlaştırıldı.<br />

Shays İsyanı’nın neden olduğu acıyı henüz üzerlerinden atamamış bulunan, Sherman ve<br />

Elbridge Gerry gibi temsilciler, büyük bir halk kitlesinin kendi kendisini yönetmeye yeterli<br />

anlayışa sahip olmadığından korktukları için, hiçbir federal hükümet organının doğrudan<br />

doğruya halk tarafından seçilmesini istemiyorlardı. Bazı temsilciler ise, ulusal hükümetin<br />

olduğunca geniş bir halk tabanına dayanması gerektiğini düşünüyorlardı. Diğer bazı

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!