amerikan tarihinin ana hatları - A.B.D. BüyükelçiliÄi, Ankara
amerikan tarihinin ana hatları - A.B.D. BüyükelçiliÄi, Ankara
amerikan tarihinin ana hatları - A.B.D. BüyükelçiliÄi, Ankara
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Bu sırada ülke de sürekli olarak büyüyor ve Avrupa’dan gelen göçmenlerin sayısı<br />
çoğalıyordu. Amerikalılar batıya doğru ilerliyorlar, New Englandlılar ve Pennsylvanialılar<br />
Ohio’ya, Virginialılar ve Carolinalılar Kentucky ve Tennessee’ye yerleşiyorlardı. İyi çiftlikler<br />
çok az bir bedel karşılığı alıcı buluyor ve işçi talebi giderek artıyordu. New York eyaletinin<br />
kuzey bölgelerindeki, Pennsylvania’daki ve Virginia’daki zengin vadiler, kısa zamanda, buğday<br />
üreten çok geniş bölgeler haline geldi.<br />
Pek çok gereç evlerde yapılmakla birlikte Endüstri Devrimi Amerika’da da<br />
başlıyordu. Massachusetts ve Rhode Island’da büyük dokuma endüstrisinin temelleri atılıyor;<br />
Connecticut’ta madeni kap kaçak ve saat üretimi başlıyor; New York, New Jersey ve<br />
Pennsylvania kağıt, cam ve demir üretiyordu. Deniz taşımacılığı, Birleşik Devletler açık<br />
denizlerde İngiltere’den sonra ikinci sırada olacak kadar gelişmişti. 1790’dan önce bile<br />
Amerikan gemileri, kürk satmak için Çin’e kadar gidiyor ve çay, baharat ve ipek getiriyordu.<br />
Ülke gelişmesinin bu duyarlı döneminde, Washington’un akılcı liderliği yaşamsal bir önem<br />
taşıyordu. Başkan, ulusal hükümeti örgütledi, daha önce İngiltere ve İspanya’nın elinde olan<br />
topraklarda yerleşime ilişkin siyaset geliştirdi, kuzeybatı sınır bölgesinde istikrarı sağladı, üç<br />
yeni eyaletin kabulünü gerçekleştirdi: 1791’de Vermont, 1792’de Kentucky ve 1796’da<br />
Tennessee. Son olarak da, Veda Konuşması’nda, ulusu “yabancı dünyanın hiçbir kesimi ile<br />
kalıcı ittifaklar yapmaması” için uyardı. Bu uyarısı, Amerika’nın dış dünyaya bakışını kuşaklar<br />
boyunca etkiledi.<br />
HAMİLTON JEFFERSON’UN KARŞISINDA<br />
1790’larda Federalistlerle Antifederalistler arasında gelişen anlaşmazlık, Amerikan tarihi<br />
üzerinde büyük etkiler yarattı. Varlıklı Schuyler ailesinden bir kızla evlenmiş olan Alexander<br />
Hamilton’un önderliğindeki Federalistler, liman bölgelerinde yerleşik kentlilerin ticari<br />
çıkarlarını temsil ediyor; Thomas Jefferson’un lideri olduğu Antifederalistler ise kırsal<br />
bölgelerin ve güney kesimlerinin çıkarlarını savunuyorlardı. İki gurup arasındaki tartışmada,<br />
merkezi hükümetin gücü karşısında eyaletlerin gücü konu ediliyor ve Federalistler birinciyi<br />
yeğlerken, Antifederalistler de eyaletlerin haklarını savunuyorlardı.<br />
Hamilton, ticaret ve endüstrinin çıkarları doğrultusunda davr<strong>ana</strong>cak güçlü bir merkezi<br />
hükümet istiyordu. Kamu yaşamına, verimlilik, düzen ve örgütlenme aşkı<br />
aşılamıştı. Temsilciler Meclisi’nin “kamu borçlanmaları için yeterli destek” planı yapılması<br />
yolundaki çağrısına yanıt olarak, sadece kamu ekonomisine değil aynı zamanda etkin bir<br />
hükümete de ilişkin ilkeleri geliştirdi ve destekledi.<br />
Hamilton, endüstriyel kalkınma, ticari faaliyet ve hükümet çalışmaları için Amerika’nın kredi<br />
sağlaması gerektiğini belirtti. Bunun için de halkın kesin güveni ve desteği gerekliydi. Ulusal<br />
borçları reddetmek ya da sadece bir kısmını ödemek isteyen çok kimse vardı. Buna karşın<br />
Hamilton, borçların tümüyle ödenmesini istedi ve eyaletlerin Devrim sırasında oluşan ve<br />
ödenmemiş kalan borçlarının da federal hükümet tarafından devralınmasını öngören bir plan<br />
üzerinde de ısrar etti.<br />
Hamilton ayrıca, ülkenin çeşitli bölgelerinde şube açmaya yetkili olan bir Birleşik Devletler<br />
Bankası da kurdu. Bir ulusal darphane açılmasını destekledi ve “yeni kurulmuş endüstri”<br />
görüşüne day<strong>ana</strong>rak, gümrük tarifeleri geliştirilmesini savundu. Bu görüşe göre, yeni<br />
kurulmuş şirketlerin geçici olarak korunması sayesinde rekabetçi ulusal endüstriler<br />
geliştirilebilirdi. Federal hükümet borçlarının sağlam bir temele oturtulmasına ve ödenmesi<br />
için gerekli tüm gelirlerin sağlanmasına yönelik bu önlemler, ticaret ve endüstriyi teşvik etti<br />
ve ulusal hükümetin ardında sağlam bir cephe oluşturan güçlü bir iş adamları gurubu yarattı.<br />
Jefferson, tarıma dayalı bulunan ve merkeziyetçi olmayan bir cumhuriyeti savunuyordu. Güçlü<br />
bir merkezi hükümetin dış ilişkilerdeki değerini kabul etmekle birlikte, bu hükümetin diğer<br />
alanlarda güçlü olmasını istemiyordu. Daha verimli bir örgütlenme Hamilton’un güçlü