You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
Rehber Anıları<br />
Amerikalı grubun içerisinden bazı<br />
kimseler kendisini alkışladılar.<br />
Bir an için zor durumda kaldığım<br />
fikrine kapıldımsa da, kendimi hemen<br />
toparlayarak, “Şayet Türkiye<br />
Kıbrıs’ı işgal etmek isteseydi, adanın<br />
tamamını alırdı. Türkiye bu girişimini<br />
Kıbrıs’taki Yunan cuntasını<br />
ve EOKA’nın işlediği cinayetleri<br />
durdurmak ve adada huzur ve<br />
emniyeti sağlamak üzere yapmış<br />
ve yalnız Türkleri değil, başta Kıbrıs<br />
cumhurbaşkanı Makarios ve<br />
Yunanlılar da olmak üzere adada<br />
daha fazla kan dökülmesini önlemiştir.<br />
Cuntanın devrilmesiyle de<br />
Atina ve Yunanistan’a demokrasi<br />
getirmiş, bu sayede Karamanlis,<br />
Teodorakis ve Melina Mercury<br />
gibi insanlar yurtlarına dönme olanağı<br />
bulabilmişlerdir.Türkiye’nin,<br />
İngiltere, Türkiye ve Yunanistan<br />
hükümetleri arasında imzalanmış<br />
olan Zürih ve Londra anlaşmasına<br />
dayanarak bu hakkını kullandığını<br />
söyledim. “Ortak müdahale<br />
talebinde bulunmuş, isteği kabul<br />
görmemiş ve tek başına davranmaya<br />
zorlanmıştır.” dedim.<br />
Amerikalılara dönerek, “Bu tartışma<br />
burada bitmiştir. Ancak şimdi<br />
size soruyorum. Kim kazandı?”<br />
deyince, “Siz kazandınız” dediler.<br />
Bunun üzerine ben de elimdeki<br />
mikrofonu bırakıp, otobüsün ortasına<br />
kadar geldim ve “O halde<br />
hepinizi teşekkürlerimle selamlıyorum”<br />
diyerek başımı önüme<br />
eğerek selam verdim. Bir anda<br />
otobüsten büyük bir alkış koptu.<br />
Alkışlar bitince, kendilerine tekrar<br />
teşekkür ederek bu kez, Kıbrıslı<br />
Rumun yanına gittim. Kendisine<br />
sarıldım. O da bana sarıldı. İzin<br />
isteyerek otobüsün önündeki yerimi<br />
aldım. Yunanlılarla 500 yıl bir<br />
arada yaşadığımızı, arada evlenmeler<br />
olduğunu, kız alıp kız verdiğimizi,<br />
yemek, içki, folklor, müzik,<br />
kıyafet ve hatta küfürlerimizin bile<br />
aynı olduğunu, bir Yunanlı ile bir<br />
Türk’ü bir araya getirseniz hangisinin<br />
Türk, hangisinin Yunanlı<br />
olduğunu anlayamayacağınızı,<br />
bizlerin arasını bozanın emperyalist<br />
güçler olduğunu söyledim ve<br />
şimdi Türk- Yunan usulü Kıbrıslı<br />
Rum arkadaşımla tekrar kucaklaşıp<br />
öpüşeceğimi söyleyerek ve<br />
otobüsün arkasında oturan Kıbrıslının<br />
yanına giderek tekrar ( o<br />
da ayağa kalkmıştı) onunla sarılıp<br />
iki yanağımızdan öpüştük. Bunun<br />
üzerine otobüsteki tüm yolcular<br />
her ikimizi de tekrar coşkuyla alkışladılar.<br />
Manavgat Şelalesi’nde öğle yemeği<br />
yerken, Yunanlı ve karısıyla<br />
yan yana oturdum. Yemekten<br />
sonra kahve içmek için bahçedeki<br />
güneşli masada oturduğumuz zaman,<br />
garsonu çağırdım ve “Bize<br />
3 tane...” durdum ve Kıbrıslıya<br />
dönerek kahveyi nasıl içeceğini<br />
sordum “şekerli” demesi üzerine,<br />
“3 Türk kahvesi yapın”, dedim.<br />
Ve adının “Andreas” olduğunu<br />
öğrendiğim -artık arkadaş ve<br />
dost olduğumuz- Kıbrıslı turiste<br />
“Yunanistan’da siz buna “Yunan<br />
kahvesi” dersiniz. Ama aslında<br />
bu “Türk kahvesi”dir, dedim ve<br />
kahveyi Osmanlının bir vilayeti<br />
olan Yemen’den tanıyıp getirdiğimizi<br />
ve Viyana’ya kadar tüm<br />
Balkanlara öğrettiğimizi belirttim.<br />
“Doğru söylüyorsun. “Bütün fanatik<br />
Rumlar bunu bile bile bir Türk<br />
düşmanlığı olsun diye söylüyorlar.”<br />
dedim. “Kendisine birkaç<br />
defa Avrupa gezisinden dönüşte<br />
otomobilimle Yunanistan’dan<br />
geçtiğimi, Atina, Selanik ve<br />
Kavala’da 2-3 gün kaldığımı, bu<br />
ziyaretlerim sırasında baklava,<br />
Karagöz-Hacivat’a bile Yunan<br />
damgası vurmaya kalktıklarını ve<br />
hatta Pire’deki Paşa Limanı’nın ve<br />
Balta (Turko) Limanı’nın adlarını<br />
“küçük” ve “büyük” liman olarak<br />
değiştirdiklerini hatırlatıp, “Bunları<br />
unutalım, biz iki komşu, Mustafa<br />
Kemal ve Venizelos zamanındaki<br />
gibi tekrar kardeş olalım!” dedim.<br />
Gözleri yaşardı, hem karısı, hem<br />
de kendisi “İnşallah” diyerek kahvemizi<br />
bitirdik.<br />
Side’ye geldiğimizde, tiyatroya<br />
girmeden önce limana giden yolun<br />
başındaki bariyerin, deniz tarafındaki<br />
kısmında mevcut satıcıların<br />
tezgahlarını gören turistler:<br />
“Burada biraz durabilir miyiz?<br />
Belki alışveriş yaparız.” dediler<br />
ve grup dükkanların önünde birikti.<br />
Bu arada Andreas ve eşinin<br />
“Lacoste” marka çorap ve tişört<br />
baktıklarını gördüm. Satılan bütün<br />
malların korsan mallar olduklarını<br />
söylememe rağmen, “Ethem Bey,<br />
bunları armağan olarak dağıtacağız”<br />
dediler. Bunun üzerine ben<br />
eşine ve kendisine beğendikleri<br />
renkte birer tişört ve çorap aldım<br />
ve armağan olduğunu söyledim.<br />
Bir hayli uğraştıktan sonra kabul<br />
ettirerek armağanlarımı verdim.<br />
Tur sonunda dönüş için “Haydi<br />
otobüse” dedim. O sırada yanıma<br />
yaklaşan ve bütün grubun<br />
otobüse binmesini bekleyen 60-<br />
65 yaşlarında biri, hani şu turun<br />
başında “Şimdi bir Türk-Yunan<br />
savaşı başlıyor” diyen Amerikalı<br />
“Ethem, senin mutlaka rehberliğin<br />
yanında bir mesleğin olmalı, öğretmen<br />
misin?” diye sordu. Parmağımı<br />
dudaklarımın üzerine getirerek<br />
sus işareti yaptım ve alçak sesle<br />
“Ben aslında serbest avukatım,”<br />
dediğim de, “Ben bu durumunuzu<br />
tahmin etmiştim. Geziyi bizler için<br />
zevkli ve ilginç bir hale getirdiniz.<br />
Sizi tebrik ediyor ve grubum adına<br />
çok teşekkür ediyorum.” dedi ve<br />
otobüse bindi.<br />
Böylece bir tur daha benim asla<br />
unutamayacağım bir anı ile bitmiş<br />
oldu. Daha sonra Andreas’la<br />
birkaç kez mektuplaştık ve birbirimizi<br />
memleketlerimize davet<br />
ettik. Gidip gelmemiz ne yazık ki<br />
mümkün olmadı. Bu anımı burada<br />
sizlerle, değerli meslektaşlarımla<br />
paylaşmaktan gurur duyuyorum.<br />
Bu vesile ile hepinize başarılı bir<br />
meslek yaşamı, güzel anılarla dolu<br />
ve bol kazançlı turlar yapmanızı<br />
diliyorum.<br />
Sevgi ve selamlarımı sunuyorum.<br />
98>99 ANTALYA REHBERLER ODASI DERGİSİ