Temmuz 2007 - Sayı: 135 (5007 KB) - İzmir - TMMOB İnşaat ...

Üyelerimizden
METROPOLİS
Ertan ALAYAT
İnşaat Yüksek Mühendisi
Bu hafta Torbalı'dayken, onun hemen bir, iki
kilometre yanında bulunan, 2.500 yıl öncesinden
kalma Metropolis harabelerini dolaştım. Ben 1996-
97 yılından beri Torbalı'ya gelip gitmekteydim ve
bu kalıntılardan da haberim vardı. Buna rağmen on
yıla yakındır, yarın gezerim, bir dahaki gelişimde
gezerim diyerek, fazla büyük de olmayan, bir, iki
saatimi ayırmakla dolaşabileceğim bu yeri ziyaret
edememiştim.
Bu bizim ulus olarak hatamız oluyor
sanıyorum. Olduğu yere çok bağlı, her gün aynı
şeyleri yaşamaktan bıkmayan, bunları yıllarca
tekrarlamakla yetinen bir toplum oluyoruz ne yazık
ki. Üniversite çağlarımda, Bergama Çamlı Park'ın
kahvesinde Bergama esnafından dört kişiyi
tanıyordum. Her akşam dükkanlarını kapattıktan
sonra gelir ve hep aynı oyunu, ama nasıl heyecanla
oynarlardı. Ben yurdumuzda oynanan kağıt
oyunlarının tamamına yakınını bildiğimden, hep
aynı oyunu oynuyor olmalarına, bunun onlara
yetmesine hayret ederdim. Oysa sadece aynı oyunu
oynuyor olmaları değil, her akşam başka bir şey
yapmayıp, kahveye gelerek oyun oynamaları bile
yanlıştı.
Bu durum ülkemiz toplumumuzun sosyal
yaşantısındaki eksikliklerden olabilir, ama bu
eksiklikleri yaratan da biz oluyoruz, bizim aynı şeyi
yinelemekle yetinerek, daha değişik yönleri
aramamamız oluyor bence. Yıllar önce,
yurdumuzun birçok köşesindeki inşaatlarda
şantiye şeflikleri yaptığım zamanlarda, Afşin-
Elbistan Termik Santralı inşaatında da
bulunmuştum. Dünya Bankası kredisi ile
yapıldığından, inşaat işlerini yapmakta olan biz ile,
montaj işlerini yapmakta olan Amerikan firmasının
kontrolluğunu, Dünya Bankası'nın gönderdiği
Alman, Fransız, İngiliz mühendisler yapıyorlardı.
Bu arkadaşlarla hafta boyunca hep birlikte
oluyorduk. Cuma akşamları ise birden ortadan
kayboluyorlar ve Pazartesi sabahları, uykusuz bir
vaziyette ortaya çıkıyorlardı. Bizlere ikibuçuk
günlük tatilleri sırasında gittikleri Zonguldak,
Artvin, Mersin, Şam (Suriye), Tahran (İran), Bağdat
(Irak), Ankara, Kapadokya, v.b. anılarını
anlatıyorlardı. Amerikalılarla pek samimiyetim
yoktu, ama sanıyorum onlarda öyle yapıyorlardı.
Sadece biz Türk çalışanlar Afşin'den ayrılmıyor,
Maraş'a bile gitmiyorduk. Örneğin Ben Maraş, Urfa
ve Malatya'da yıllarca çalıştığım halde, bu üçgenin
ortasında, Adıyaman'da bulunan Nemrut Dağı'na
hala çıkamamış bulunmaktayım. Sadece ihmalim,
ama daha da önemlisi, hafta tatillerimde birbirine
benzer işler yapmayı tekrarlamaktan, sıkılmıyor
olmamdan.
Sizlere tüm arkadaşlarımıza önerim, bu
haftadan başlayarak, hiçbir hafta, ne kadar kısa
olursa olsun tatilinizi tekrarlamayın. Fazla bir
harcama gerektirmeden, havalar da güzel, her hafta
bulunduğunuz şehirden çıkıp, bir başka yöne
doğru, kısa geziler yapın. Yapabilirseniz yaya
olarak olursa, bu geziler size hem manzara görme,
hem de sağlık açısından çok daha yararlı olacaktır.
Yaşadığımız şehirlerin çevresinde, görülmeye
değer, yaşanacak ne kadar çok yer olduğuna
şaşıracağınıza eminim. Tekrar asıl konuma
dönüyorum. Size önce yamaçta olup, İzmir-Aydın
asfaltından da görülen, yıllardır uzaktan bakarak,
“Oraya çıkacağım” dediğim ve nihayet bugün
çıktığım Metropolis kale surlarının içeriden
görüntüsünü göstereceğim.
Gördüğünüz gibi içi tamamen boş. Uzakta
Torbalı kenti de görülüyor. Torbalı fabrikamızda
yaşayan evcil tavşanlar için, yamaçta bir taş duvar
çevirmişler ve tavşanlar içinde rahatça yaşıyorlar.
38 İMO İzmir Şubesi Bülteni - Temmuz 2007 - Sayı: 135