11.07.2015 Views

74 - Yeni Ümit

74 - Yeni Ümit

74 - Yeni Ümit

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

tedir. Muvatta’da geçen cümleyi bize tercih ettirici noktaşudur:Peygamberi ilk tanıyanlardan birisi olması ve de eşivesilesiyle ona yakınlığı bulunan bir sahabi olarak İbnÜmmi Mektum, tebliğde/irşadda bulunan bir Peygamber’inkonuşmasını dağıtıp ‘ya Resulellah beni irşad et’demesi bize çok da makul gelmemektedir. Çünkü Kur’ân-ı Kerim, birçok ayetiyle, müslümanlara Peygamberinhuzurunda takınılması gereken adabı talim etmişti; onunyanına ne zaman girilecek, yanında ne kadar oturulacak veses tonu nasıl ayarlanacak gibi hususlar inananlara bizzatAllah tarafından öğretiliyordu, dolayısıyla Müslümanlarınilklerinden olan bir sahabî’nin bunlardan habersiz olmasıdüşünülemez. Bu itibarla bu noktada a’mâ bir sahabi içinen uygun olabilecek talep, geldiği mecliste Peygamberdendaha iyi istifade edebilmek için yakında oturabileceği biryeri talep etmesidir. Burada itiraz mahiyetinde şöyle diyenlerçıkabilir: ‘O son tahlilde gözü görmeyen bir kişiydi, dolayısıylabir kısım incelikleri gözetmesi ondan beklenmemelidir.’Bu neviden bir itiraz da tutarlı olamaz, zira gözüngörmemesi, inceliklerin/hassasiyetin yokluğunu veya zayıflığınıgerektirmez, bilakis bu insanların bu türden duygularınındaha da gelişmiş olduğu bilinen bir vakıadır. Bunabağlı olarak hatırlatmada yarar gördüğümüz bir diğer noktada şudur. Bu sahabî, özelliği ve idare istidadı olan biri olmalıdırki Hz. Peygamber sonradan onu Medine’de kendiyerine birçok kere vekil bırakmayı uygun görmüştür. (Bkz.,İbn Hacer, el-İsabe, II, 523.)Bu rivayetle ilgili olarak özetle ifade etmek gerekirse:Muvatta’da geçen cümlelerden ‘İbn Ümmi Mektum Hz.Peygamberin yanına geldi ve ondan talep ettiği bir şeylesözünü kesti, Nebi de, onun, sözünü kesmesinden ötürüyüzünü ekşitip sırtını döndü’ gibi bir anlam çıkarılamaz.Bizce böyle bir anlam ta baştan abese ve tevella fiillerininHz. Peygambere raci olduğu ön kabulünden hareketle yapılmışolan yorumlardan ibarettir. Çünkü bu rivayette deHz. Peygamberin yüzünü ekşittiğine ve ondan rahatsızolduğuna dair açık bir ifade mevcut değildir.2. Bu konuyla ilgili olarak Tirmizî’nin sened açısındanzayıf bulunan rivayeti de esas alınsa, iddia edilenyorumlar için yine açık bir delil bulunamayacaktır. Buradada, biz, en fazlasıyla şu kadarının denebileceği kanaatindeyiz:‘Hz. Peygamber gelip yakınında oturan a’mâile ilgilenemeden konuşmakta olduğu kişiye dönüp onuirşada devam etti.’ Hz. Peygamber onu tanıyor ve onunhayırlı birisi olduğunu biliyordu. Yani, bu konuda onunkendisini anlayışla karşılayabilecek birisi olduğu hususundabir endişe duymuyordu. Şayet bu mevzuda bir endişetaşımış olsaydı, şefkat edilmeye ziyadesiyle muhtaçolan İbn Ümmi Mektum’a, müşrik zatla konuşması bitinceyekadar kendisini biraz beklemesini söylerdi. Neticeolarak, bu rivayetten de ‘Peygamber yüzünü ekşitip sırtınıdöndü’ şeklinde bir anlam çıkarılamaz. Vurgulamağaçalıştığımız hususu özetle ifade edecek olursak: İlgili ikirivayetin ifadelerinden hareketle, ‘Hz. Peygamber, sözünükesen İbn Ümmi Mektum’dan rahatsız olmuştur’ gibibir sonuca gidemeyiz. Hz. Peygamberin burada a’mâdanmüşrik olan kişiye yönelişinin sebebi, onun, içinde o kişiiçin taşıdığı ümidin sevkiyle konuyu soğutmadan, kaldığıyerden tebliğine devam etme arzusundan başka birşey değildir. Nitekim ilk iki ayetin ardından gelen “(EyNebi), onun belki arınacağını yahut alacağı öğüdün kendisinebir yarar sağlayacağını sana kim bildirdi?” (Abese,3) ayeti, Hz. Peygamber’in (s.a.s) o kişiye yönelik içindetaşımakta/korumakta olduğu ümidine işaret etmektedir.b. İkinci Cümleyle İlgili Olarakİlgili ikinci cümleyi tekrar hatırlayacak olursak: ‘Abeseve tevellâ (ile başlayan bu sure) İbn Ümmi Mektumhakkında nazil oldu. Evet, bu cümle gayet açık bir şekilde,surenin nüzul sebebinin İbn Ümmi Mektum olduğunubildirmektedir. Ancak bunu nasıl anlamalıyız? Bizbu sebebi, -surenin başındaki ‘abese’ ve ‘tevella’ fiilleriylekastedilenin Hz. Peygamber olduğu ön kabulünden hareketle-‘Hz. Peygamberin, ona surat asıp sırt çevirmesi’olarak anlamıyoruz. Bizim, gerek Hz. Peygamberin yüce/kerim ahlakından, gerekse surenin ilgili kesitinin anlambütünlüğü ve nahvî yapısından edindiğimiz fikirden hareketlekanaatimiz şudur:Hz. Peygamber’in müşrik muhatabı üzerindeki ısrarı,-sözünden ve atmosferinden nasiplenmek için yanına istekle/koşarakgelen- İbn Ümmi Mektum’un bir süre bekletilmesineyol açmıştı. İşte bu durum surenin inmesinesebep olmuştu. Açıktır ki bu sureyle Hz. Peygamberinkendi seviyesinden dikkati çekilmişti; a’mâ kişinin bekletilmesinerıza göstermeyen Allah tarafından uyarılmıştı.Ancak, bu uyarı, –inkarında direnen kişinin durumunuanlatan ‘abese’ ve ‘tevellâ’ ifadeleriyle değil- şu ayetlerleyapılmıştı: “(Sen ki ey Nebi,) (hidayete) ihtiyaç hissetmeyeneyöneliyorsun… Haşyet/saygı içinde koşup sanagelenle ise meşgul olmuyorsun.” (Abese, 80/5-10.)Bu ayetlerle bir taraftan Hz. Peygambere, hidayeteihtiyaç hissetmeyip inatla direnen birisi üzerinde artıkısrar etmemesi, diğer taraftan da kendisine koşarakgeleni bu tip inkarcılardan ötürü bekletmemesi mesajı17

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!