Tabiîn dönemi, İslâm devletinin üst üste fetihler yaptığıbir zaman dilimidir. Bu dönem, dış dünyanın fethi yanında,nefsiyle hesaplaşan, onunla yaka-paça olan, aynı zamandaolabildiğince ilim aşığı, hakikat kahramanı ve İslâm güneşininbir sonraki nesillere aktarılması adına da canla-başlaçalışan insanlarla doludur…Tabiîn efendilerimiz yerleşmiş oldukları şehir ve kasabalardabir yandan irşad ve tebliğ vazifelerini yerine getirmişbir yandan da savaşa çağrıldıklarında harp meydanlarınınkahramanları olmuşlardır. Gerektiğinde de hiç tereddüt etmedengörevlendirildikleri beldelere hicret etmişlerdir.İşte bu ilim, irfan ve cihad ruhunu şahsında birleştirmişkahramanlardan birisi de Ebû Osman en-Nehdî’dir.Ebû Osman en-Nehdî, Kûfe’nin en mümtaz tabiîsidir 1 .İsmi, Abdurrahman b. Müll, künyesi ise Ebû Osman’dır 2 .Cahiliye ve Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) döneminiidrak etmiş hatta efendimizin zekât toplama memurlarınaüç defa zekât vermiştir 3 . Peygamber efendimizle (sallallahualeyhi ve sellem) görüşemeyen Ebû Osman, Hz. EbûBekir’le de (radıyallahu anh) görüşme fırsatı bulamamıştır.Ebû Osman en-Nehdî, Hz. Ömer (radıyallahu anh) dönemindeMedine’ye gelmiştir. Kâdisiye, Celûla, Tüster, Nihavend,Yermük, Azerbaycan, Mihran ve Rüstem gibi birçokyerin fetihlerine katılmış, 4 yer yer fethedilen beldelerde yaşananolaylarla alâkalı bilgiler de vermiştir.Mesela Utbe bin Ebi Farkad ile Azerbaycan'da bulunduklarısırada kendilerine Hz. Ömer’den (radıyallahu anh)gelen bir mektupta şunların yazıldığını nakleder:“Ey Utbe bin Ebi Farkad! Bu imkânlar ne senin, ne babanın,ne de ananın üstün çabasının eseridir. Kendi ocağındane ile doyuyorsan, Müslümanları da ocaklarında onunla doyur.Aman israfa kaçmayın! Müşriklerin kıyafetlerine bürünmektenve ipek giyinmekten kaçının!” 5Zatu's-Selâsil savaşına da katılmış olan Ebû Osman, ordununkomutanı Amr İbnu'l-Âs’ın (radıyallahu anh) dilindenşu olayı nakletmiştir:"Ya Resûlallah sana en sevgili insan kimdir?" dedim."Aişe'dir!" buyurdular. Ben tekrar sordum:50YENi ÜMiTOsman BİLGEN *Ekim / Kasım / Aralık - 2006 / <strong>74</strong>EBÛ OSMAN EN-NEHDÎ(v. 95/713)"Erkeklerden kim?""Onun babasıdır!" buyurdular. Ben bir kere daha sorayımdedim:"Sonra kim?""Ömer" buyurdular ve sonra başka isimler de saydılar.Ben, beni en sona atacak korkusuyla sükut edip başka sormadım."6Bir ara hisbe (zabıtalık) görevi de yapan Ebû Osman en-Nehdî 7 , Hz. Hüseyin’in şehadetine kadar Kûfe’de yaşamıştır.Daha sonra: “Rasûlullah’ın torununun şehit edildiği birbeldede oturamam.” diyerek Basra’ya taşınmış 8 ve Basra’datanıştığı Selman el-Farisî’den on iki sene istifade etme imkânıbulmuştur 9 . Selman el-Farisî ile samimi dost olan Ebû Osmanondan şöyle bir hadis rivayet etmiştir:Selman (r.a.) ile bir ağacın altında oturuyorduk. Selmanbirden kuru bir dal aldı ve onu yaprakları dökülünceye kadarsalladı. Sonra da: “Ebû Osman, niçin böyle yaptığımı sormuyormusun?” dedi. Ben de: “Niçin böyle yapıyorsun?” diyesordum. Bana şunu anlattı: “Resûlullah da böyle yapmıştı.Bir defasında O’nunla birlikte bir ağacın altında oturuyordum.Kuru bir dal alıp onu yaprakları dökülünceye kadar salladıve: ‘Ey Selman niçin böyle yaptığımı sormuyor musun?’dedi. “Niçin öyle yapıyorsunuz?” dedim. “Müslüman kimse,güzelce abdest alıp beş vakit namazını kılarsa, şu dalın yapraklarınındöküldüğü gibi onun da günahları dökülür” buyurarakşu ayetleri okudu: “Gündüzün iki tarafında, geceningündüze yakın saatlerinde namaz kıl. Zira böyle güzel işlerinsandan uzak olmayan günahları silip giderir. Bu, düşünenve ibret alanlara bir nasihattir.” (Hûd sûresi, 11/114) dedi.Hz. Ömer, Hz. Ali, Hz. Âişe, İbn Abbas, İbn Ömer,Ümmü Seleme, Ebû Musa el-Eş’arî, Ebû Zerr, Bilal, Selmanel-Farisî, Üsâme ve Ebû Hureyre’den (radıyallahu anhüm)hadis rivayet etmiştir 10 . Kendisinden ise Katâde, Hâlidü’l-Hazza, Humeyd, Dâvûd b. Ebî Hind, Süleyman et-Teymî,Sabit el-Bünânî ve Eyyûb es-Sahtiyanî gibi tabiûnun ileri gelenlerihadis rivayet etmişlerdir 11 .İbadetine çok düşkün olan Ebu Osman en-Nehdî’ninçok oruç tuttuğu, bayılana kadar namaz kıldığı, bazen okuduğuayetlerin tesiriyle bayılıp düştüğü 12 ve gecesini ibadet-
le, gündüzünü oruçla geçirdiği (gece kâim, gündüz sâim)rivayet edilmiştir 13 .Onun hayatı bizim için örnek teşkil edecek tablolarla doludur.Mu'temir b. Süleyman, babasının şöyle dediğini naklediyor:“Ben Ebû Osman en-Nehdî’nin hiç günah işlemediğinisanıyorum. Onun gecesi namazla, gündüzü oruçla geçerdi.”Hammâd b. Seleme, Sabit'ten naklediyor. Ebû Osmanen-Nehdî dua edince biz de dua ederdik. O şöyle derdi: “Allahiçin, şimdi dualarınız kabul olacak. Çünkü O; 'Bana duaedin ki, sizin isteklerinizi kabul edeyim.' diye buyuruyor."“Hayatını emr-i bi’lma’ruf, nehy-i ani’lmünker dantelâsıüzerine kuran, kalbi hüşyar bir gönül insanıydı o. Daima ‘rekaik’yani, kalbi yumuşatan, gözün yaşarmasına sebep olan,öldükten sonra dirilme, insanın Cenab-ı Hak’la münasebetigibi konuları mütalaa eder, sürekli onlarla meşgul olurdu.O, kendisini i’lâ-yı kelimetullah’a aşk derecesinde bağlamışinsanlardan biriydi. Tamamını birden sırtında taşıyabileceğikadar bir mala sahip; şehir şehir dolaşır, bir yere çardağınıkurup ibadet ü tâatıyla meşgul olur; evrâd ü ezkârınıokur, ayetlerin tefsirini yapar, hadis-i şerifleri rivayet eder vebu suretle halkı irşad görevinde bulunurdu. Bu gibi salihâtlameşgulken, falan yerde cihad olacağı haber verildiğinde deçardağını söküp atının sırtına yükler, mücahede meydanınasürerdi. Vazifesini tamamlar tamamlamaz da tekrar bir başkabeldenin yolunu tutar; bir kere daha çardağını kurup i’lâ-yıkelimetullah vazifesinin ayrı bir yönünü eda etmeye koyulurdu.”14Ahmed b. Hanbel’e “Tabiûnun en faziletlileri kimlerdir?”diye sorulduğunda; “Osman en-Nehdî, Kays b. Ebi Hâzim,Alkame b. Kays ve Mesrûk b. el-Ecda’dan daha faziletlilerinibilmiyorum.” demiştir. 15Zühd ve takvasıyla tabiûnun en meşhurlarından olanEbû Osman en-Nehdî, temel hadis kitaplarında en çok rivayetiolan ravilerden birisidir. Toplam iki yüz seksen üç rivayetibulunmaktadır. Hafız Zehebî, onun hakkında eserlerindeherhangi bir değerlendirme yapmazken, İbn Sa’d 16 ve İbnHacer 17 tarafından “sika/güvenilir” ve “sebt/sağlam” olduğuifade edilmiştir.Nesâî de: “Tabiûnun büyükleri içinde sahabeden en güzelşekilde hadis rivayet eden üç kişi vardır. Bunlar: Kays b.Ebi Hâzim, Ebû Osman en-Nehdî ve Cübeyr b. Nüfeyr’dir.” 18 demiştir. Bu cümle de onun hadis rivayetindeki yerinigöstermesi açısından önemlidir.Rivayet etmiş olduğu hadisler genellikle muttasıldır. Buhadislerden birisi, Ebû Hureyre’den rivayetle, Halilim (Rasûlullah)şu üç şeyi ölene kadar terk etmememi tavsiye ettionlar: “Her ay üç gün oruç tutmak, duha namazı kılmak vevitir namazı kılmak üzere uyumak (vitir namazını geceninilerleyen saatleri içinde kılmak)’tır.” 19Onun kanalıyla rivayet edilen bir diğer altın sözde AllahRasûlü şöyle buyurur: “Muhakkak ki Allah, hayiyy (çok hayâlı),kerim (çok cömerttir). Kulları O’na el açıp dua edince,onların ellerini bomboş geri çevirmekten hayâ eder.” Hz.Peygamber’den rivayet ettiği: “Size reyhan (güzel koku) verildiğizaman onu reddetmeyin. Çünkü o cennetten çıkmıştır.”20 hadisi ise mürseldir 21 .Altmış sene kadar cahiliye döneminde yaşayan Ebû Osman,bir o kadar da, hatta daha da fazla, Müslüman olarakyaşamıştır. Muammerûn yani uzun ömürlü kişilerden olanEbû Osman en-Nehdî, yüz otuz küsür senedir yaşamaktaolduğunu bizzat kendisi söylemiştir. 22 Ölüm tarihi hakkındaihtilaf vardır. Haccâc’ın (v. 96/714) Irak ve Basra valiliğininilk yıllarında, 23 100/718 senesinde 24 veya daha sonra 25 vefatettiğine dair rivayetler bulunmaktadır.Yazımıza onun Hazreti Âişe validemizden rivayet ettiğibir dua ile son verelim: Resûlullâh Efendimiz şöyle dua ederdi:“Allah’ım! Beni, iyilik ve güzellik işlediğimde sevinen; kötülükişlediğimde ise istiğfar edenlerden eyle.”Allah bizleri şefaatine nail eylesin…* Araştırmacı Yazarobilgen@yeniumit.com.trDİPNOTLAR1. İbn Hacer, Tehzîb, VI, 2502. A.g.e., VI, 2483. Zehebî, Tezkira, I, 654. İbn Abdi’l-Berr, el-İstîâb, II, 394; İbnu’l-Esîr, Üsdü’l-ğâbe, III, 4975. Buhârî, Libâs 25; Müslim, Libâs 126. Buhari, Megazi 63, Fedailu'l-Ashab 5; Müslim, Fedailu'l-Ashab 87. İbn Sa’d, Tabakât, VII, 988. İbn Sa’d, Tabakât, VII, 98; İbnu’l-Esîr, Üsdü’l-ğâbe, III, 498; İbn Hacer, Tehzîb, VI, 2499. İbn Sa’d, Tabakât, VII, 98; Zehebî, Tezkira, I, 6510. Zehebî, Tezkira, I, 6511. Zehebî, Tezkira, I, 65; İbn Hacer, Tehzîb, VI, 24912. İbn Abdi’l-Berr, el-İstîâb, II, 395; İbnu’l-Esîr, Üsdü’l-ğâbe, III, 498; Zehebî, Tezkira, I, 6613. Zehebî, Kâşif, I, 64514. http://www.herkul.org/kiriktesti/index.php?article_id=39’den kısmen sadeleştirerek. (Erişim:04.05.2005)15. Kâsimî, Kavâidu’t-tahdîs, s. 7516. İbn Sa’d, Tabakât, VII, 9817. İbn Hacer, Tehzîb, VI, 250; a. mlf, Takrîb, s. 35118. a.y., II, 5619. Buhârî, Teheccüd, 33, Savm, 60; Müsned, II, 497, 505; Dârimî, Savm, 3820. Tirmizî, Edeb, 37. Krş: Ebû Dâvûd, Tereccül, 13; Nesâî, Ziyne, <strong>74</strong>; Müsned, II, 320, III, 118,133, 226, 250, 26121. Mürsel hadis: “Tabiûnun isnadında sahabeyi atlayıp doğrudan Hz. Peygamber’den rivayetetmiş olduğu hadistir”. Alâî, Câmiu’t-tahsîl, s. 227; Ebu Dâvud, Kitabu’l-merâsîl, 342-34322. İbnu’l-Esîr, Üsdü’l-ğâbe, III, 49823. İbn Sa’d, Tabakât, VII, 98; İbnu’l-Esîr, Üsdü’l-ğâbe, III, 49824. İbn Abdi’l-Berr, el-İstîâb, II, 395; İbnu’l-Esîr, Üsdü’l-ğâbe, III, 49825. Zehebî, Tezkira, I, 6651