12.07.2015 Views

12. sayıyı okumak için tıklayınız - TRT

12. sayıyı okumak için tıklayınız - TRT

12. sayıyı okumak için tıklayınız - TRT

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

22 RADYOVİZYONProf. Dr. Naci BostancıRöportajFotoğraflar: Özkan AkınÜlkemizde üniversite düzeyindeki iletişimeğitimi yarım yüzyılı geride bıraktı. Bugünalana ilişkin farklı yaklaşımları benimsemişpek çok İletişim Fakültesi var. Türkiye’dekiiletişim eğitimiyle ilgili genel bir değerlendirmeylebaşlayalım isterseniz…Kitle iletişim araçları toplumsal hayatta her yönüyleyerlerini alalı aşağı yukarı 100 yılı geçti. Bazıkitle iletişim araçları için tarih daha eski. Meselagazeteler 300 yılı geçmiş vaziyette. Modern dünyaşöyle gelişiyor: Teknolojik değişiklikler oluyor,hayatımızı dönüştürüyor. Onun arkasından dane olup bittiğini anlamaya yönelik akademik çalışmalaryapılıyor. Kitle iletişim araçlarına yönelikakademik çalışmaların da tarihi 100-120 yıl geriyegötürülebilir.Doğrudan doğruya disiplinden yetişenler olmadığıiçin geleneksel olarak sosyal bilimlerde hangialanlar varsa, oralardan gelen kişiler kitle iletişimalanında akademik çalışmada bulunmaya başladılar.Çok önemli kaynaklardan birisi siyaset bilimidir.Bu bize aynı zamanda şunu gösterir: Kitle iletişimaraçlarıyla siyaset arasında derin bir bağ var.İktisattan hatta antropolojiden, sosyolojiden, çeşitlidisiplinlerden insanlar Amerika’da, İngiltere’debu alana intikal ettiler. Bunları anlatıyorum çünkübunların bir benzeri Türkiye’de de yaşandı.Türkiye’de de kitle iletişiminin etkilerini anlamak,Türkiye’ye özgü gelişmeleri görmek ve bunlarıdünya pratiği bağlamına taşımak için başlatılanakademik çalışmalarda farklı disiplinlerdeninsanlar geldiler. Bizde gazeteciler de bir dönemhocalık yaptılar. Bizim iletişim fakültesininbir dönem müdürü usta gazetecilerden MithatPerin’dir. Bugün de gazetelerde, televizyonlardagörev yapan kişilerin deneyimlerinden müfredatınyararlandığı bir yaklaşım bizde de, diğeriletişim fakültelerinde de var. Alana ilişkin çalış-maları temelde ikiye ayırmak mümkün. Birisi anadamar yaklaşımı diye aktarılan kitle iletişiminindemokratikleştirici, çoğullaştırıcı, insanları dahafazla toplumsal hayata katıcı etkilerini esas alanyaklaşım ve buna yönelik akademik faaliyetler.Bir diğer yöndeki akademik formasyon ise dahaziyade eleştirel perspektiften aktarılır. Bunlar eleştirelteoriler esasında bir eğitimi dikkate alırlar veöğrencileri yetiştirirken kitle iletişim araçlarınınasıl etkili bir şekilde kullanacaklarından ziyadebu etkinin ideolojiyle, iktidar ilişkileriyle bağlarınıçözümlerler. Bir tür bilinç uyandırmaya çalışırlar.Bu aslında garip bir durumdur. Böylesine biröğretim, öğrencilerin ne olup bittiğine ilişkinsüreçleri daha derinlemesine çözmelerine yardımcıolmakla birlikte pratikte çok işlerine yararmı ondan emin değilim. Çünkü eleştirel teorilermarifetiyle edindikleri bilginin karşılığı kitle iletişimaraçlarının gerçek dünyasında biraz paranteziçi bilgilerdir. Çünkü orada, derler ya hayat çokgerçek diye. Kitle iletişim araçlarının network’üde aynı şekilde çok gerçek ve evet kamerayı iyikullanman gerekir. Bu iyi kullanmak ifadesi estetikyaklaşımlar içerdiği gibi insanları ayartmak,baştan çıkartmak ve büyülemek için kameranıniyi kullanılmasını da kucaklar.Zaten kitle iletişim araçlarının biramacı muhakkak daha geniş izleyiciyeulaşmak, bunun için de insanlarıbüyülemektir, gerçekliği tahripetmektir.Dolayısıyla eleştirel teorilerin itiraz ettiği bir işiyapmak için kişiye kamerayı iyi kullanmayı öğretmektir.Bizdeki iletişim fakülteleri kısmen eleştirelteorilerle bağlantılıdırlar. Çünkü FrankfurtOkulu’nu, İngiliz kültürel çalışmalarını, SuskunlukSarmalı’nı, Gündem Kurma ve Ekonomi Politikyaklaşımlarını bilmeden kitle iletişim alanındaakademik çalışmalar yapmak imkânsızdır. Amadiğer tarafıyla da işletmeye daha yakın bir anlayışta;reklam, propaganda, pazar ilişkileri, marka,onları tutundurma faaliyetleri, nasıl başarılı halklailişkiler uygularız tarzındaki dersler, kişisel ilişkilerdebaşarıya odaklı bir eğitim, bunlar da iletişimfakültelerinin müfredatı içindedir. Okullar aradabir yerde duruyorlar. Kimi okulların daha eleştirelbir pozisyonda bulunduğunu kimi okulların isepiyasaya daha yakın olduğunu söyleyebiliriz.Peki Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi hangiyaklaşımı benimsiyor?

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!