12.07.2015 Views

12. sayıyı okumak için tıklayınız - TRT

12. sayıyı okumak için tıklayınız - TRT

12. sayıyı okumak için tıklayınız - TRT

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

36 RADYOVİZYONRadyo önceleri zengin konaklarında yer alır.Sonra kahvelere iner. Her kahvede yoktur. Olduğukahvelerde ise yeri yüksektir. Raf üstündedurur. Açıp kapamaya tek yetkili kahvecidir. Herönüne gelen onu kurcalayamaz. “Efendice çayınıiçip dinleyeceksin. Oyununu oynayıp sohbetedeceksin. İşgüzarlığın lüzumu yok…” Giderekyaygınlaşır. Hallice olanların evine girer. Kıbrısharekâtı sırasında radyo satışları tavana vurur. Elradyosu çıkar. Küçüktür. Taşıması kolaydır. Eldetaşınır. Cep radyosu çıkar. O biraz daha küçüktür.Adı üstünde. Cepte taşınır. Tarlaya, bağa bahçeye,dağa, ormana, yaylaya, davara, mala maşata,artık nereye gidecekse meraklısı radyosunu yanındataşır.Antalya’da radyonun bulunduğucaddeye “<strong>TRT</strong> Caddesi” denir. Oysacaddenin adı başkadır; tabeladabaşka isim yazar. Radyonunçevresinde; “<strong>TRT</strong> Market”, “<strong>TRT</strong>Manav”, “<strong>TRT</strong> Dürümcüsü”, “<strong>TRT</strong>Taksi”, “<strong>TRT</strong> Kafe” diye birçok işyeri peyda olmuştur. İsim hakkıisteyen mi var? <strong>TRT</strong> halkın. Halk dabenimsemiş. Kendinin bilmiş.Bizim yörenin yaşlıları günümüzde bile radyoevine“Sesevi” der. Serik Yumaklar köyünden halkozanı Ramazan Çankaya anlatıyor: “1962 yılındaAntalya’da “Sesevi” açıldı. Hazirandı ellelem…Radyoda ilan edilmiş. ‘Türkü söyleyen, şarkı söyleyen,saz çalan, kemane, düdük , davul, zurnaçalan, zeybek oynayan, kaval üfleyen, kendinegüvenen gelsin başvursun’ denmiş… Biz de hazırlandık.Kendimize güveniyoruz. Sabahleyinerkenden kalktık. Tıraş olduk. Giyindik kuşandık.Kemanemizi, kavalımızı aldık. Düştük yola.Antalya’da akrabalardan birinin evine vardık. Vardıkamma burada kötü bir haber aldık. Çok sevdiğim,canım ciğerim yeğenim bir kaza sonucuvefat etmiş. Bizde iştah afiyet kalmadı. Tadımızkaçtı. Hevesimiz kırıldı. Gerisin geri döndük. Seseviişimiz başlamadan bitti.”Halk radyoyu çok sever, ona büyük önem verir.Onlar için bir hayal kutusudur. İçinde ne güzellervardır, türkü söyler… Çevrede sesi güzel biri oldumuydu, “Sesevine git” derlerdi. Sesini, çalgısınıbeğendikleri biri için “Sesevine gidecekmiş” derlerdi.Gidecekmiş de ne zaman? Gitsin de nasıl?Yol yordam bilmez. Bazen daha ileri gidilir, sazdasözde namı yürüyen birini övmek için “O mu?Onu sesevinden istemişler de gitmemiş” diye rivayetedilirdi. Allahları var, kimseden duymadım“Beni radyodan istediler de gitmedim” sözünü.Ama halk beğendiklerini “Sesevi”ne yakıştırırdı.Bir kimsenin sazda sözde ne kadar usta olduğunuanlatmak için böyle denirdi. “Çağırmışlar dagitmemiş.”Çocukluğumda bizim evde radyo yoktu. Saat deyoktu. Saat olsa bile o zamanlar imsakiye yaygındeğildi. Ramazan’da orucun açılması için gününbatıp tavukların evin önündeki koca yemişe tünemesibeklenirdi. Babam ve ablalarım gün batıptavuklar tüneyince oruçlarını açardı. Rahmetlianacığım bunu yeterli bulmaz, gün batısındakikızıllığın iyice kaybolup ortalığın kararmasınıbeklerdi.Daha sonra Latif amcam bir radyo almış. İftarınolduğunu radyodan öğrenir olduk. Bizim obanınortasında bir tepe vardı. Çocuklarından biritepeye çıkar, “hüddürük” çalardı. Bildiğimiz bekçidüdüğü… O an iftarın olduğu anlaşılır, yemeğegirişilirdi. Sonra radyo bizim eve de girdiçok şükür. Günün birinde babam da bir radyoalmış çıkageldi. Üzerinde sapı olan kırmızı renkli“Mascot” marka bir radyo… O gün bizim evdebayram vardı. Sevinci günlerce sürdü. O gündensonra Latif amcamın çocukları kurtuldu tepeyeçıkıp “hüddürük” çalmaktan; biz de kurtuldukdüdük sesi beklemekten. İftarın olduğunu insanınkendi radyosundan öğrenmesi de bir başkaoluyordu.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!