Barış Tunç İsa Demir Okay Bensoy Cihad Özsöz - Sosyoloji Notları ...
Barış Tunç İsa Demir Okay Bensoy Cihad Özsöz - Sosyoloji Notları ...
Barış Tunç İsa Demir Okay Bensoy Cihad Özsöz - Sosyoloji Notları ...
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
tasarımlarda kendi kamusunu „düĢlemek‟ten<br />
öteye geçemeyen bir ideolojik ve etik kaygı,<br />
iktidar vakti çattığında eli ayağı birbirine<br />
dolaĢmasın diye mi örgüte bu kadar değer<br />
vermeye baĢlayacaktı? Böylesi bir etik kaygı,<br />
hız‟la bağlantı kurularak okunabilir mi?<br />
Nazizmin hız‟ını aĢarken tekrar kendini<br />
yakalamaya çabaladığı 39 anda kendi ahlakını<br />
kurma benmerkezciliği 40 , insanlık geçmiĢine<br />
sınıf anlamında bir iktidara dönüĢtürülmesi sürecinde<br />
„rekabet‟in kapitalist sözlükteki anlamlarından<br />
arındırılması, özelde örgütsel bir tasarımı gerekli<br />
kılmaktadır ki bu da hız‟ı ve eylemi Ģartladığı oranda<br />
teoriyi pratiğin koynuna sokacaktır. Bu bağlamda<br />
Lenin, sosyalist rejimde -burjuva aklının sosyalizmi<br />
yererken kullandığı sıkıcı, rutin, rekabetten uzak ve<br />
durağan kıĢla sistemi argümanlarının aksine- rekabetin<br />
sönümlenmeyeceğini fakat ilk kez rekabetin geniş ve<br />
kitlesel ölçekte örgütleneceğini haber veriyordu.<br />
(…)Çünkü sosyalizm; halkın çoğunluğunu,<br />
yetkinliklerini geliĢtirip kendilerinde o kadar bol olup<br />
da kapitalizmin ezip bastırdığı, boğup öldürdüğü<br />
yetenekleri sergileyebilecekleri emek alanına<br />
çekecektir. (…)ĠĢçilerin bu bağımsız giriĢkenliğini<br />
geliĢtirmek, genel olarak tüm emekçi ve sömürülen<br />
halkın bu yeteneğini mümkün olan en geniĢ Ģekilde<br />
yaratıcı örgütsel çalıĢmaya dönüĢtürmektir. LENIN, V.<br />
Ilyiç (çev: ÇULHAOĞLU, Metin) (2003), “Rekabet<br />
Nasıl Örgütlenmeli?”, Halkın Devlet Yönetimine<br />
Katılımı Üzerine, içinde, NK Yayınları, Ankara, ss. 63-<br />
71; (özgün metin), Toplu Eserler, c. 26, ss. 404-415, 6-<br />
9 Ocak 1918.<br />
39 Nazi Almanyası‟nda Yahudilere karĢı yerel halkın<br />
linç giriĢimleri o denli artmıĢtı ki, bir yerden sonra<br />
partinin bu çıplak Ģiddete müdahale etmesi ve Ģiddeti<br />
kontrolü altına alarak yönetmesi, „mücadele‟ formuna<br />
sokması, Ģiddeti merkezileĢtirmesi gerekmiĢti. Kontrol<br />
edilemeyen güç, güç değildi.<br />
40 Burada üzerinde önemle durulması gereken, etik‟in<br />
kuruluĢu ve kitleye ulaĢtırılması sırasında izlenen<br />
yoldur. Bloch‟un sosyalizm eleĢtirisinde Nazilerin<br />
kitleyle kurduğu köprüyü ve ezilmiĢliklerin<br />
mobilizasyonunu sağlayan yöntemlerine dikkat<br />
çektiğini görüyoruz. Ona göre, Nazizmin baĢarısı<br />
“kendini kapitalizm içinde yurtsuz hisseden” insanların<br />
tepkilerini, “anti-kapitalist kıpırtıları” seferber etme<br />
yeteneğinde görülebilmelidir. Bora, Bloch‟un<br />
Erbschaft Dieser Zeit‟ta yurtsuzluk duygusuna,<br />
hoĢnutsuzluklara hitap ederek bunları karĢı-devrimci<br />
bir doğrultuda kıĢkırtmayı bilen Nazi üslubunu<br />
hatırlatır ve Nazilerin sadece olumsuz saiklere değil,<br />
insanların mevcut düzenin ötesine uzanan,<br />
tanımlayamadıkları, kavramsallaştıramadıkları ama<br />
tahayyül dünyalarındaki kadim ütopya öğeleriyle,<br />
dinsel imgelerle, Mesihçi izleklerle, mitolojilerle<br />
rezonans halindeki özlemlerine de hitap edebilmesini<br />
önemser. Naziler, uyguladıkları psiĢik Ģiddetle, bu<br />
26<br />
<strong>Sosyoloji</strong> <strong>Notları</strong><br />
karĢı sorumluluk duymayan arlanmamıĢ<br />
„özgürlüğü‟nden, sürat lüksünden mi<br />
kaynaklanıyordu acaba? Veya sosyalist etiğin<br />
ideolojik kurgusuna öncülük eden, istemese<br />
dahi onu boğazlayan bir geçmiĢe yönelme,<br />
geçmiĢe sorumluluk duyma, tarihe sahip<br />
çıktığı oranda ilerleyeceğine dair inanç‟ı ve<br />
buna göre kendine çizdiği ahlaki tasavvur mu<br />
benmerkezciliğini engelliyor? Tasavvur‟un<br />
tasarruf‟u belirleyebilmesi, tarih‟in hız‟ı<br />
kesmesi ve hız‟ın tarih‟e dönülmediği<br />
müddetçe etiği hızla kurabilmesi, tıpkı<br />
kapitalist ilkelerin toplumun kendisini bir<br />
„piyasa toplumu‟na dönüĢtürebilmesi gibi,<br />
insanlığa karĢı duyulan ahlaki sorumluluğun<br />
her adımda tarihselliğe boğularak geniĢçe<br />
okunması, sosyalizmin hız‟ını sınırladığı<br />
oranda ona hümanist bir „umut‟, Nazizme ise<br />
önüne, „iĢine‟, dolayısıyla örgütüne baktığı<br />
oranda bir ivme ve pragmatizm mi aĢılıyor?<br />
Nazizmin tutkunca kullandığı ve önüne<br />
katarak ilerlediği, sadece kendi ırkına özgü<br />
olduğu için anakronik ve görev odaklı etik<br />
tasarım, insanlık tarihine hapsolan sosyalist<br />
kendi yağında kavrulmacılıkla (yanarak ve<br />
çerçevesini tutturmaya çalıĢtığı için teoriye<br />
mahkûm kalan) „yarıĢ‟ edebilir mi?<br />
Belki de modern örgütlenmenin<br />
Schumpeter‟in andığı üzere, hem bir iç düzen<br />
(burada bürokratik organın kendi hücreleri)<br />
hem de bir kitle mobilizasyonu (tam<br />
anlamıyla bürokrasi ayak ise toplum eldir)<br />
yaratma „doğallığı‟ sosyalizmin kendi etik<br />
kaygısını da biçimlendirmiĢtir. KuĢkusuz bu<br />
„doğallık‟, „piyasa toplumu‟nun kendisini<br />
kurarken kullandığı sembolik, „ezeli ve ebedi<br />
piyasa‟ yanılsamasından öteye düĢebilir ve<br />
hoĢnutsuzluk ve özlemlere değen imgeleri<br />
“montajlayıp” -belki de anakronizmanın kendisini de<br />
dönüĢtürebilecek bir tahrifatla- kullanmıĢlardı.<br />
Komünistlerin, solun yenilgisinin esas nedeni,<br />
“mekanik bir entelektüalizme” düĢerek salt akla<br />
seslenmeleri, insanların kapitalizmin “ruhsuzlaĢtırıcı,<br />
gayrıinsanileĢtirici, mekanikleĢtirici” etkilerinden<br />
muzdarip yanlarını göz ardı etmeleriydi. Bloch‟un<br />
ifadesiyle; “Naziler aldatıcı konuştular –ama<br />
insanlarla. Komünistler tümüyle hakikatten konuştular<br />
-ama şeylerin hakikatinden.” (akt.) BORA, Tanıl<br />
(2007), “Peygamberâne ve „Geveze‟? Ernst Bloch ve<br />
EleĢtirel Teori: Akrabalıklar ve mesafeler”, Toplum ve<br />
Bilim, S. 110, s. 138.