07.12.2012 Views

Barış Tunç İsa Demir Okay Bensoy Cihad Özsöz - Sosyoloji Notları ...

Barış Tunç İsa Demir Okay Bensoy Cihad Özsöz - Sosyoloji Notları ...

Barış Tunç İsa Demir Okay Bensoy Cihad Özsöz - Sosyoloji Notları ...

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

makinesine bağlılık her tür kutsallıktan ve<br />

kültten uzak gerçekçi bir sanat yorumudur.<br />

Köy Enstitüleri<br />

Erken Cumhuriyet Dönemi'nde<br />

köylerin kalkındırılması hususunda ilkin<br />

eğitim programlarında düzenlemeye<br />

gidilmiştir. Hedef köyü kalkındıracak, nitelikli,<br />

niteliği uzmanlığından değil birçok alanda iş<br />

görürlüğünden gelen bireyler yetiştirmektir.<br />

Emeği belli bir sistematikle, ama bireyin<br />

seçimleri doğrultusunda kanalize eden bir<br />

programdır. Bu programla öğrenciler temel<br />

sanat eğitimden geçmekte, yanısıra müzik,<br />

resim, tiyatro, halk oyunları, şiir yazımı,<br />

yontuculuk, spor, hatta etkili konuşma ve<br />

yabancı dil alanlarında eğitimler almaktadırlar.<br />

Her öğrencinin ilgi alanı ve yeteneği<br />

doğrultusunda gelişimleri gözlemlenerek<br />

saptanır, bu doğrultuda eğitim<br />

programlarımdan kendilerine en uygun olanı<br />

seçmeleri için yönlendirilirler. Köy<br />

Enstitüleri'nin Güzel Sanatlar ve Yapı ve El<br />

sanatları bölümleri direkt sanatla ilgilidir ama<br />

bu kolların birinde eğitim alan öğrenci bir<br />

diğer alanda da bilgi, beceri sahibi olur.<br />

Köy Enstitüleri'nin kurucusu ve<br />

kuramcısı olan İsmail Hakkı Tonguç<br />

Almanya'da bulunduğu sürelerde Bauhaus ve<br />

İş Okulu pedagojilerini incelemiş ve bu<br />

modelleri 'Yeni Cumhuriyet'in koşullarına göre<br />

yerelleştirerek bir eğitim programı haline<br />

getirmiştir. Tonguç'un Almanya'nın pedagojik<br />

reformu ile ilgili saptamaları şöyledir:<br />

“Tüm sanatlar bir çatı altında<br />

toplanıyordu. Resim, grafik,<br />

heykel, seramik, tekstil, vitray,<br />

ahşap ve metal üç boyutlu<br />

objelerin yapımı ve diğer<br />

çalışmalarla bir bütünlük<br />

içindeydi. Bu okul, endüstriye<br />

geçişte ürünlerin yozlaşmasını<br />

önlüyordu. Yalnız sanatçı olacaklar<br />

için değil, bütün halkın eğitimden<br />

geçmesi gerektiğine inanıyorlardı.<br />

Bu nedenle ilk ve ortaöğretimde<br />

sanat eğitimi önemli bir yer<br />

alıyordu.” (Ülkü, 2008: 42)<br />

36<br />

<strong>Sosyoloji</strong> <strong>Notları</strong><br />

Bu saptamadan Bauhaus modelinin Köy<br />

Enstitüleri'yle ortak noktalarını keşfetmek,<br />

yeni düzenin ihtiyaçlarını saptamak<br />

mümkündür. Enstitüler tıpkı Bauhaus<br />

modelinde olduğu gibi sanat ve zanaatın<br />

birleşmesini, sanatçının zanaatçı ile kutsal<br />

ayrımının ortadan kalkmasını, özellikle<br />

üstünde durulması gereken ifadeyle<br />

“endüstriye geçişte ürünlerin yozlaşmasını”<br />

önlemesi gibi hassasiyetlerle modern dünyaya<br />

uyumu hedeflemiştir. Bir diğer etkileşim,<br />

öğretme şekliyle ilgilidir; ezberci eğitim terk<br />

edilmiş, iş aracılığıyla, yaparken öğrenme,<br />

zorunluluk yerine teşvik, kişiyi kendinden<br />

etkin hale getirmeyi amaçlayan davranış<br />

hakim kılınmıştır.<br />

Enstitülerin kurulmasında dönemin<br />

Maarif Vekili Hasan Ali Yücel'in katkısı<br />

büyüktür. Hümanizmin toplumca<br />

içselleştirilmesini arzu ettiğinden Köy<br />

Enstitüleri, fikriyatını karşılayan nitelikte<br />

pedagojik bir program olmuştur. İlk program<br />

olan 1943 programı H. A. Yücel ve İ. Tonguç<br />

tarafından hazırlanmıştır. Dolayısıyla direkt<br />

olarak devletin elinde şekillenmiş bu<br />

programın Bauhaus'a en yakın sistematik<br />

olduğunu söylemek yanlış olmaz. 1947'deki<br />

program, önceki programın uzantısı<br />

sayılabilecekse de çeşitli değişikliklerle daha<br />

akademik bir yapı oluşturulmuştur. “Öğrenen<br />

Merkezli Eğitim”den uzaklaşılmıştır. 1953'te<br />

ise Enstitülerin adı Öğretmen Okulları ve Köy<br />

Enstitüleri şeklinde değiştirilerek, içeriği<br />

tamamen 'işe, pratiğe yönelik eğitim'<br />

mantığıyla dönüştürülmüş ve asli özelliğinden<br />

uzaklaştırılmıştır.<br />

Bauhaus ve minvalindeki<br />

programlarının sanayi çağı Avrupası üretimine<br />

zemin oluşturduğunu söylemek yanlış olmaz.<br />

Türkiye'nin yükselen yeni çağa ayak uydurma<br />

sürecinin hem hümanizmi hem makineyi<br />

temsil eden, demokrasi zamanının ihtiyaçlarını<br />

karşılayacak bu programlardan etkilenmesi<br />

kaçınılmazdır.<br />

1954'te kapatılan Enstitülerin kültürel<br />

mirasının korunmadığı açıkça ortadadır. Bu<br />

günkü eğitim sisteminde sürdürülen ya da ona<br />

atfedilen bir gelenek olmadığı gibi, dönemin<br />

enstitü binalarının çoğu, tarihini yansıtacak<br />

görünümden uzak, ya da harabe biçimindedir.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!