marketing europe & anatolia Sayı: 034
marketing europe & anatolia, ekonomi, medya, reklam, iletişim ve pazar alanında aylık olarak yayınlanan bir e-dergidir. marketing europe & anatolia’da reklamcı Nurgül Eryıldır Günay'ın kelebek etkisi yaratan ve Yönetmen Abdullah Ekşioğlu'nun adresini bilen yazılarını okuyabilir, ilgi çekici röportajları, haberleri, reklam kampanyaları künyelerini, kültür – sanat ya da gezi gibi sayfaları da bulabilirsiniz. marketing europe & anatolia Ekşioğlu Medya Grup tarafından yayınlanmaktadır.
marketing europe & anatolia, ekonomi, medya, reklam, iletişim ve pazar alanında aylık olarak yayınlanan bir e-dergidir. marketing europe & anatolia’da reklamcı Nurgül Eryıldır Günay'ın kelebek etkisi yaratan ve Yönetmen Abdullah Ekşioğlu'nun adresini bilen yazılarını okuyabilir, ilgi çekici röportajları, haberleri, reklam kampanyaları künyelerini, kültür – sanat ya da gezi gibi sayfaları da bulabilirsiniz. marketing europe & anatolia Ekşioğlu Medya Grup tarafından yayınlanmaktadır.
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Röportaj<br />
diğer logolardan da yeteri kadar anlaşılmaktadır.<br />
Turkey logosunu anlamsal olarak irdelendiğinde,<br />
logonun tanıtımında iddia<br />
edildiği gibi Osmanlı – Selçuklu<br />
motifleri, ikonları logotype’ın içindeki<br />
karmaşadan hangi göstergeler olduğu<br />
anlaşılmamaktadır. Kaldıki Türkiye<br />
çoğrafyası, millattan önce ve sonra çok<br />
önemli uygarlıklara ev sahipliği yapmış<br />
ve bu uygarlıkların yaratıları Selçuklu-<br />
Osmanlı’dan daha çok günümüze kadar<br />
dünya mirası olarak gelebilmiştir.<br />
Bu logonun Turizm amaçlı Türkiyenin<br />
tanıtımında kullanılacağını düşününce<br />
doğru sembol tercihinde de bulunamamıştır.<br />
Oysaki Ülkeler bağlamında<br />
yaratılacak logodaki sembol tercihi<br />
tek ve yalın yapılmalı, aynı zamanda<br />
sembol ülkenin alameti farikası olmalıdır.<br />
Örneğin “Japonya’nın güneşi” , “<br />
Avustralya’nın kangurusu” “Meksikanın<br />
Aztek ikonları” karmaşa yaratmadan<br />
yalın bir biçimde “logotype” ve<br />
sembolayrı, fakat brarada kompoze<br />
edilmişlerdir. Bu yüzden çarpıcılık, farkındalık<br />
ön plana çıkabilmiştir.<br />
Renk olgusu açısından “Turkey” logosunu<br />
analiz ettiğimizde “turkuvaz - Osmanlı<br />
renk göstergesi” kısmen doğru<br />
olmasına rağmen diğer ülkelerin logolarına<br />
baktığımızda kendileriyle özdeşleşen<br />
ulasal renklerini tercih etmişlerdir.<br />
Dolayısıyla Türkiye de logosunda<br />
kurumsal rengini kullanması iletişim ve<br />
atıf açısında daha doğru olurdu.<br />
Türkey logosunun küçük boyutlarda<br />
basımı gözardı edimişe benziyor. Logo<br />
küçüldüğünde, İçinde iddia edilen motifler,<br />
semboller görüntülerini anlamlarını<br />
yitirecek sadece birer dokudan<br />
ibaret kalacaktır. Hele logo tanıtımında<br />
“TURKMALI” yerine kullanma tavsiyesini,<br />
ürünlerin üzerindeki uygulamasını<br />
merak ediyorum doğrusu.<br />
Türkey logosuyla beraber yeni sloganda<br />
lanse edildi. “Discover potential”<br />
Slogan“gücü keşfet” olarak çevirisi<br />
yapıldı. Motiflerle bezeli logo ve slogan<br />
birbirini anlatma- ve anlamlandırmadan<br />
son derece uzaktır. Burada<br />
tanıtım amaçlı tasarlanan bu logonun<br />
Türkiye’nin hangi gücünü keşfe vurgu<br />
yaptığı anlaşılmamaktadır.<br />
Türkey logosu, sembolüyle, rengiyle,<br />
tipografisiyle, özgünlüğüyle, yaratıcılığıyla,<br />
estetiğiyle,akılda kalıcılığıyla,<br />
yalınlığıyla bilimsel ve sanatsal değerlere<br />
dayalı olarak tasarlanmalıydı, bu<br />
değerlere uyulmadığı takdirde daha<br />
çok “turkey” logosu göreceğiz ki bu<br />
ikincisiydi.<br />
Abdullah Ekşioğlu<br />
Son günlerin moda tabiri Yeni<br />
Türkiye’nin yeni markasını oluşturmak<br />
için bir logo çalışması yapılmış. Logodan<br />
beklenen güçlü bir Türkiye markasının<br />
oluşmasında görsel farkındalık<br />
yaratması. Ancak yerine oturmayan<br />
bazı şeyler var gibi. Öncelikle bu logo<br />
eğer güçlü bir Türkiye imajına katkıda<br />
bulunacaksa neden iddiasının aksine<br />
İngilizcenin baskınlığını kabul ettiğini<br />
tüm dünyaya ilan ederek zaten ilk<br />
başta 1-0 yenik pozisyona geçtiği bir<br />
alt mesaj içeriyor. Yaşı müsait olanlar<br />
hatırlarlar uluslararası alanda yazılan<br />
mektuplarda adres bölümüne “Turkey”<br />
yerine “Türkiye” yazmaya başlayalı 20<br />
yıl kadar oldu. Bu değişimi uluslararası<br />
alanda “Türkiye”nin saygınlığını arttırmak<br />
için hayata geçirmiştik. Ancak bu<br />
logo son 20 yıldaki bu çabayı sıfırlayacak<br />
bir aşağılık duygusuyla yola çıkıyor.<br />
Tabii ki eğer ihracat gelirlerimizi arttırmak<br />
istiyorsak, bir Türkiye markası<br />
oluşturulması şart. “Üstün Alman Mühendisliği”,<br />
“Japon Teknolojisi”, “Dinamik<br />
İtalyan Tasarımı” ya da “Paris<br />
Modası” gibi katma değer yaratacak<br />
bir Türkiye algısının oluşması, fiyat rekabetinin<br />
Çin tekelinde olduğu dünya<br />
pazarında ürünlerimizin fiyat rekabetine<br />
dayalı olarak değil, kalite algısına<br />
dayalı olarak yüksek değerle yer almasını<br />
sağlayacaktır. Ancak bunun yolu<br />
yayılmacı İngilizce hakimiyetini baştan<br />
kabul ederek olmayacaktır. Bu sadece<br />
yanlışlardan biri. Keşke tek yanlış bu<br />
olsaydı. Bir dil revizyonuyla işi kurtarabilirdik.<br />
Maalesef logonon tutulur hiçbir<br />
yanı yok.<br />
Kıtlık yıllarındaki zorunlu tasarrufun<br />
bir icadı olan 40 yama deri ve tekstil<br />
ürünlerini hatırlatan yapısıyla direkt<br />
olarak fakirlik algısı yaratan logomuz<br />
eğer Sultanahmet’te halı tüccarlarına<br />
yapılmış olsaydı üzerindeki eli belinde<br />
vb. kilim motifleri belki işe yarayabilirdi.<br />
Ancak güçlü bir ülke algısı yaratmaktan<br />
çok uzak. Bazıları kültürel zenginlik<br />
ya da mozaik yorumu yapabilir ancak<br />
maalesef öyle bir algı yaratmıyor. Daha<br />
çok ana okulu el işi dersinde lise mezunu<br />
bir eğitmenin öğrencinin önünden<br />
aldığı kırpıntıları bir kağıda yapıştırıp<br />
veliye pazarladığı izlenimi yaratıyor.<br />
Sözün özü bu logo gücü keşfetmek bir<br />
yana, baskın yayılmacı kültüre teslim<br />
olmuş, fakir ve şark kurnazı bir kalitesizlik<br />
içerisinde eskiyi antika diye kakalayacak<br />
üçkağıtçı esnaf algısı yaratıyor.<br />
Keşke bu konuda tüm reklam ajanslarının<br />
eşit şartlarda bedeli ödenmiş bir<br />
konkura çağırıldığı geniş bir organizasyon<br />
yapılsa ve şeffaf akademik değerlendirmeler<br />
sürece eklemlendirilebise<br />
ve logo öyle oluşturulsaydı. Belki gerçek<br />
Türkiye markası ortaya çıkabilirdi.<br />
26 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>