marketing europe & anatolia Sayı: 050
marketing europe & anatolia, ekonomi, medya, reklam, iletişim ve pazar alanında aylık olarak yayınlanan bir e-dergidir. marketing europe & anatolia’da reklamcı Nurgül Eryıldır Günay'ın kelebek etkisi yaratan ve Yönetmen Abdullah Ekşioğlu'nun adresini bilen yazılarını okuyabilir, ilgi çekici röportajları, haberleri, reklam kampanyaları künyelerini, kültür – sanat ya da gezi gibi sayfaları da bulabilirsiniz. marketing europe & anatolia Ekşioğlu Medya Grup tarafından yayınlanmaktadır.
marketing europe & anatolia, ekonomi, medya, reklam, iletişim ve pazar alanında aylık olarak yayınlanan bir e-dergidir. marketing europe & anatolia’da reklamcı Nurgül Eryıldır Günay'ın kelebek etkisi yaratan ve Yönetmen Abdullah Ekşioğlu'nun adresini bilen yazılarını okuyabilir, ilgi çekici röportajları, haberleri, reklam kampanyaları künyelerini, kültür – sanat ya da gezi gibi sayfaları da bulabilirsiniz. marketing europe & anatolia Ekşioğlu Medya Grup tarafından yayınlanmaktadır.
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
Köşe<br />
Abdullah Ekşioğlu / eksioglu70@gmail.com<br />
(retorik<br />
)<br />
Bakakalırım giden geminin ardından...<br />
Ülkemizde demokrasi hiç bir zaman yeterince<br />
gelişmedi. Demokrasi karnemiz her zaman kırıklarla<br />
doluydu, ancak darbe dönemleri dahil hiçbir<br />
dönemde bugünkü kadar kötü olmamıştı.<br />
Sadece demokrasi de değil, anayasamıza göre<br />
demokratik sosyal hukuk devleti olan ülkemizde,<br />
yasalar, anayasa, mahkeme ve hatta anayasa<br />
mahkemesi kararları hiç bu kadar ihlal edilmemiş,<br />
devletin en tepesindeki isimler eliyle hiç bu kadar<br />
itibarsızlaştırılmamıştı.<br />
Gizliden gizliye basına baskı her dönemde<br />
uygulanmıştı ama darbe dönemleri dahil hiç bir<br />
dönemde ülkenin cumhurbaşkanı ekrana çıkıp,<br />
"basın özgürlüğü sınırsız değildir" dememişti.<br />
Turgut Özal anayasayı bir kez delmekle bir şey<br />
olmaz dediği zaman tüm ülke bu ayıbını yüzüne<br />
vurmuş, hiçkimse ben anayasaya uymuyorum,<br />
anayasayı bana uydurun demeye cesaret<br />
edememişti. Daha da çarpıcı olanı, bugüne kadar<br />
demokrasiyi, anayasayı bugünkünün yüzde biri<br />
kadar ihlal eden liderler, seçimlerde halkın oylarıyla<br />
cezalandırılmış, hiç bugünkü kadar kamuoyu<br />
desteği bulamamışlardı.<br />
Bu kamuoyu desteği olmasaydı "her dönemde<br />
demokrasiyi, hukuku içine sindirememiş liderler<br />
olabilir, demokrasilerde halk iradesi bu diktatörlük<br />
sevdalılarına geçit vermez" deyip rahatlayabilirdik.<br />
Oysa bugün görüyoruz ki, halk iradesi maalesef<br />
sakat demokrasimizi bize özletecek kadar,<br />
demokrasi bilincine yabancılaşmış. Koca bir<br />
imparatorluğun mirasçısı, bin yılları aşkın devlet<br />
geleneği ile kurulmuş ülkemiz, maalesef cehalet<br />
kıskacında bir ortadoğu ülkesine evrilme yolunda<br />
metamorfozunu tamamlamak üzere.<br />
Durumun daha acı olanı ise hiç bir muhalefet<br />
partisinin henüz bu durumu kavrayıp, hızla<br />
uzaklaşan demokrasimizin ardından benim gibi<br />
bakakalanlara verebilecekleri bir umut kırıntısının da<br />
bulunmaması.<br />
Ne diyeceğimi bilemiyorum. aklıma yalnızca şairin<br />
şu sözleri geliyor.<br />
"Bakakalırım giden geminin ardından<br />
atamam kendimi denize dünya güze.<br />
Serde erkeklik var ağlayamam."<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 27