marketing europe & anatolia Sayı: 052
marketing europe & anatolia, ekonomi, medya, reklam, iletişim ve pazar alanında aylık olarak yayınlanan bir e-dergidir. marketing europe & anatolia’da reklamcı Nurgül Eryıldır Günay'ın kelebek etkisi yaratan ve Yönetmen Abdullah Ekşioğlu'nun adresini bilen yazılarını okuyabilir, ilgi çekici röportajları, haberleri, reklam kampanyaları künyelerini, kültür – sanat ya da gezi gibi sayfaları da bulabilirsiniz. marketing europe & anatolia Ekşioğlu Medya Grup tarafından yayınlanmaktadır.
marketing europe & anatolia, ekonomi, medya, reklam, iletişim ve pazar alanında aylık olarak yayınlanan bir e-dergidir. marketing europe & anatolia’da reklamcı Nurgül Eryıldır Günay'ın kelebek etkisi yaratan ve Yönetmen Abdullah Ekşioğlu'nun adresini bilen yazılarını okuyabilir, ilgi çekici röportajları, haberleri, reklam kampanyaları künyelerini, kültür – sanat ya da gezi gibi sayfaları da bulabilirsiniz. marketing europe & anatolia Ekşioğlu Medya Grup tarafından yayınlanmaktadır.
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
Köşe<br />
Abdullah Ekşioğlu / eksioglu70@gmail.com<br />
(retorik<br />
)<br />
Laiklik tartışması neden açıldı?<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>'nın Nisan sayısındaki<br />
yazımda yeni kimlik belgelerinin basına dağıtılan<br />
fotoğraflarında arka yüzde yer alan bina görselinin yanlış<br />
olduğunu söylemiş, binanın Cumhurbaşkanlığı Külliyesi<br />
olduğunu yazmıştım. Ancak dergimizin dikkatli yazarı<br />
dostum Nurgül Eryıldır Günay, fotoğraftaki görselin<br />
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi değil, ilk meclis binası olduğu<br />
yönünde beni uyardı. Ben de dikkatle incelediğimde<br />
mimari açıdan binaların birbirine benzemesi nedeniyle<br />
yanıldığımı, görselin ilk meclis binası olduğunu gördüm.<br />
Öncelikle bu yanlışlıktan dolayı özür diliyor, beni uyaran<br />
dostum Nurgül Eryıldır Günay'a teşekkür ediyorum.<br />
Neyse ki benim yazımdaki itirazım Cumhurbaşkanlığı<br />
Külliyesi'ne değil kimliğin arkasında herhangi bir bina<br />
görselinin kullanılmasına karşıydı. Yani Nisan sayısındaki<br />
yazım ve itirazım hala geçerli.<br />
Bu özürden sonra yeni bir konuya geçmek istiyorum.<br />
Geçtiğimiz günlerde TBMM Başkanı İsmail Kahraman,<br />
özel bir toplantıda yaptığı konuşmada yeni anayasa<br />
çalışmalarına değinerek laiklikle ilgili vurgunun<br />
anayasada yer almasına gerek olmadığını, yeni<br />
anayasada laiklik olmaması gerektiğini söyledi.<br />
Bu açıklamanın hemen ardından muhalefet partileri, bu<br />
açıklamanın yanlışlığını vurgulayan açıklamalar yaptılar.<br />
Köşe yazarlarının bazıları soğuk kanlı karşı duruşlarla<br />
bazıları ise sıkıyorsa yap gibi fevri seviyesiz çıkışlarla<br />
karşı duruşlarını dile getirdiler. Sosyal medyada da<br />
konu oldukça fazla gündeme gelince, cumhurbaşkanı,<br />
başbakan ve bazı AKP üyeleri, böyle bir şeyin<br />
gündemlerinde olmadığını, İsmail Kahraman'ın kişisel<br />
görüşlerini dile getirdiğini belirten açıklamalar yaptılar.<br />
Bu açıklamalar, AKP Konya milletvekilinin 2008'de<br />
"kamuda başörtüsü serbest olmalı" açıklamasının<br />
ardından AKP'nin yaptığı açıklamaları ve AKP içinden<br />
yine birilerinin "başörtüsü ilköğretimde serbest olmalıdır"<br />
dedikten sonra AKP tarafından kendilerine ceza<br />
verilmesini aklıma getirdi.<br />
Sizin de hatırlayacağınız gibi AKP bu iki açıklamaya<br />
da önce kişilerin kendi görüşleridir demiş, hatta bu<br />
açıklamaları yapanlara ceza vermiş, ancak zamanı gelip<br />
zemin müsait olunca iki uygulamayı da hayata geçirmişti.<br />
İsmail Kahraman'ın açıklaması için de aynı süreç<br />
işleyecek gibi görünüyor. İlk aşama olarak kendi görüşü<br />
olduğuna ilişkin açıklama geldi. Peki şimdi ne olacak ya<br />
da bu açıklama neye hizmet edecek.<br />
AKP'nin bu açıklamadan birinci ve en önemli kazanımı,<br />
İsmail Kahraman'ın sözlerinin ardından artık AKP'nin<br />
yeni bir anayasayı yapıp yapamayacağını değil,<br />
yapacağı anayasaya laikliği koyup koymayacağını<br />
tartışmaya başladık. Yani hepimiz AKP'nin yeni bir<br />
anayasa yapabileceğini kabul etmiş ve topluma AKP'nin<br />
bu gücü olduğu algısını yerleştirmiş olduk. İkincisi<br />
toplum anayasanın değiştirilemez ilk üç maddesinin<br />
değiştirilebileceğini tartışmaya başlamış oldu. Bu<br />
tartışma, laikliğin de, anayasanın ilk üç maddesinde yer<br />
alan diğer kavramların da dokunulabilir olduğu algısını<br />
yarattı.<br />
AKP bu açıklamaya sahip çıkmıyor gibi görünse, hatta<br />
başka ülkelere laiklik tavsiye etmiş gibi bir algı oluştursa<br />
da temsil ettikleri milli görüş ideolojisinin geçmişten bu<br />
yana laiklikle sorunlu bir ilişkisi olduğu ve varlıklarının<br />
temelinin laiklik karşıtlığına dayandığı bir sır değil.<br />
O halde AKP ne yapacak. Eğer yeni bir anayasa yapmayı<br />
başarırsa şimdiki anayasamızın 4. maddesini yeni<br />
anayasaya koymayacak. Böylelikle ilk üç maddenin<br />
değiştirilemez olması ortadan kalkmış olacak. Sonra da<br />
zamanla zemin oluştulça laiklik de dahil olmak üzere<br />
ilk üç maddede kendilerini rahatsız eden her maddeye<br />
dokunacak ve onları ortadan kaldıracak. Geçmişteki<br />
başörtüsü uygulamasına baktığımızda bu tezimin bir niyet<br />
okuma değil, geçmişten referans alan bir öngörü olduğu<br />
açıktır. Kalın sağlıcakla.<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 27