Allah Yolunda Cihadın Gayesi
Mektebe -> Kitablarımız -> Allah Yolunda Cihadın Gayesi (Tarık Ebu Abdullah)
Mektebe -> Kitablarımız -> Allah Yolunda Cihadın Gayesi (Tarık Ebu Abdullah)
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
26<br />
Tarık Ebu Abdullah<br />
(sekeratu’l-mevt ve sonrasında vaki olan gerçeklere şahit olmadan)<br />
önce kesin iman etmektir. Çünkü o durumda yapılan iman zaruridir.<br />
“Muhakkak <strong>Allah</strong> Kavidir, Azizdir.” Hiçbir şey O’nu aciz bırakamaz.<br />
Hiçbir şey O’ndan kaçıp kurtulamaz. Güçlü aletlerin yapılmasını<br />
sağlayan demiri indirmesi, O’nun gücünün ve izzetinin bir tecellisidir.<br />
Kullarından intikam almaya kadir olması da O’nun gücünün<br />
ve izzetinin bir tecellisidir. Ama O dostlarını düşmanlarıyla sınar. Ta<br />
ki gaybta kimin yardım edeceğini ortaya çıkarsın. <strong>Allah</strong>-u Teâlâ’nın<br />
burada kitabı ve demiri bir arada zikretmesinin sebebi, bu iki yolla<br />
dinine yardım ettiği ve kelimesini yücelttiğinden dolayıdır. O, dinini<br />
kesin delil ve belgeleri ihtiva eden kitap ile ve <strong>Allah</strong>’ın izniyle zafere<br />
kavuşturan kılıçla yüceltir. Her ikisinin gereği gibi ayakta durmaları<br />
adalet iledir. İşte bunlar <strong>Allah</strong>-u Teâlâ’nın hikmetine, kemaline, Nebileri<br />
vasıtasıyla göndermiş olduğu şeriatının kemaline delildir.” 46<br />
Birincisi: İlim.<br />
İlim marifettir. Marifet bir şeyin hakikatini, özünü ve tafsilatını<br />
bilmektir. Bir eşyayı tanımak ve tanımlayabilmek kişiyi o eşyanın<br />
üzerinde hâkim kılar. İşte Âdemoğulların üstünlüğü de buradadır.<br />
<strong>Allah</strong> Subhanehu ve Teâlâ Âdem aleyhissalatu vesselam’a eşyanın isimlerini öğretmiştir,<br />
ona eşyayı isimlendirme melekesini vermiştir. <strong>Allah</strong> Subhanehu<br />
ve Teâlâ şöyle buyuruyor: “Ve Âdem’e isimlerin hepsini öğretti, sonra onları<br />
meleklere gösterip “Haydi davanızda sadıksanız bana şunları isimleriyle<br />
haber verin” dedi. Dediler ki: “Yücesin sen (ya Rab!). Bizim, Senin bize<br />
öğrettiğinden başka bir bilgimiz yoktur. Şüphesiz Sen bilensin, hakîmsin”.<br />
(<strong>Allah</strong>): “Ey Âdem, bunlara onları isimleriyle haber ver” dedi. Bu emir üzerine<br />
Âdem onlara isimleriyle onları haber verince, (<strong>Allah</strong>) “Ben size, Ben<br />
göklerin ve yerin gayblarını bilirim, sizin açıkladığınızı da, içinizde gizlediğinizi<br />
de bilirim” dememiş miydim?” dedi.” 47<br />
Bir şeyi isimlendirmek o eşyanın hakikatini bilmeyi gerektirir.<br />
Bunun için “İsim, şeyin hakikatine delalet eden lafızdır” denilir.<br />
Böylece insan, etrafındaki yaratılışı tanıdığı kadar isimlendirmiştir<br />
46 Teysiru’l-Kerimu’r-Rahman, el-Hadid 25. ayetin tefsiri. (Muessessetu’r-Risale, birinci baskı<br />
h.1421)<br />
47 El-Bakara, 31-33