04.08.2017 Views

Allah Yolunda Cihadın Gayesi

Mektebe -> Kitablarımız -> Allah Yolunda Cihadın Gayesi (Tarık Ebu Abdullah)

Mektebe -> Kitablarımız -> Allah Yolunda Cihadın Gayesi (Tarık Ebu Abdullah)

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

<strong>Allah</strong> <strong>Yolunda</strong> <strong>Cihadın</strong> <strong>Gayesi</strong> 65<br />

kıtal yoluyla ikamesi emrolunan tevhidi ve izalesi emrolunan şirki<br />

daha kesin tahdit etmek ve daha açık tarif etmek mümkün değil midir<br />

acaba? Bu sorunun cevabı: Evet, mümkündür. <strong>Allah</strong> Subhanehu ve<br />

Teâlâ’nın “Fitne kalkıncaya ve din yalnız <strong>Allah</strong>’ın oluncaya kadar onlarla<br />

savaşın” buyruğunda fitneden kastın ulemanın ittifakıyla şirk<br />

olduğu yukarıda geçmişti. Şu halde ayetin zahirinden anlaşılan her<br />

türlü şirkin yokluğuna kadar savaşmakla emrolunmuş olmamızdır.<br />

Lakin İslam hukukuna bakıldığında zimmet ehli de imamın korumakla<br />

yükümlü olduğu raiyyedendir. İslam Devleti’nin idaresi altında<br />

yaşayan zimmînin de Müslüman gibi canı ve malı haramdır ve<br />

şeriatın koruması altındadır. Bununla beraber sahip olduğu dinini<br />

zimmet akdine muhalefet etmeme şartıyla hür yaşayabilmektedir.<br />

Yani bir Hıristiyan veya bir Yahudi şirk olan dinini İslam Devleti’nin<br />

himayesi altında icra edebilmektedir. Şu halde mezkûr ayetteki şirk<br />

mutlaktır, dersek zimmîlerin canları da kast edilmesi gerekirdi. Çünkü<br />

zimmîler de şirk ehlidir. Lakin zimmîlerin can ve mallarını haksız<br />

kast etmek birçok nassla haram kılınmıştır. O halde zimmî müşriklere<br />

can ve mal emniyetini kazandırmış olan nedir? ... El cevap: İbadetlerinde<br />

<strong>Allah</strong> Celle ve Â’la’ya ortak koşanlar olsalar da hâkimiyette<br />

–velev ki cebren de olsa– <strong>Allah</strong> Subhanehu ve Teâlâ’yı ifrat etmeleri, yani<br />

tevhidin ve şer-î ahkâmının hâkimiyetine boyun eğmeleridir. Başka<br />

bir deyimle, tevhidin ve şeriatın mutlak hâkimiyetini ve şirkin ve<br />

ehlinin mutlak zilletini akdeden zimmet anlaşmasını kabul etmeleri<br />

ve boyun eğmeleridir. Lakin zimmet akdine muhalefet durumunda<br />

asli haline, yani harbi oluşuna geri dönerler. Şu halde mezkûr ayette<br />

savaşın gayesini hâkimiyette tevhidin ikamesi ve hâkimiyette şirkin<br />

izalesiyle tarif etmek doğru olur.<br />

Bunun için şunu açık söylemek lazım: Kıtal ile mahsus manasıyla<br />

cihad fi sebilillah’ın hedefi, yalnız kâfirlerin kanını akıtmak değil<br />

-bu her ne kadar kendi zatında büyük bir maslahat olsa da- ve saf,<br />

tamamıyla her türlü şirkten arınmış bir dünya ve katıksız hadis ehli<br />

bir devlet -her ne kadar bu iki hal muhakkak ki umumî cihadın hedefleri<br />

olsa da- değildir; lakin <strong>Allah</strong> Azze ve Celle ve Rasûlü sallallahu aleyhi<br />

sellem “Müşriklere karşı mallarınızla, canlarınızla ve dillerinizle cihad edin!” demiştir. Lakin,<br />

hususen cihada can ile cihad ederek, yani kıtal yoluyla dini ikame etmek manası ıtlak edilir.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!