Hotel_Gazetesi_Agustos_7_sayi
Neler oldu neler…
Neler oldu neler…
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
stk 10<br />
Sayı: 6 Yıl: 1 / Ağustos 2017 www.hotelgazetesi.com<br />
Asım<br />
TOPÇUOĞLU<br />
Çöpünüzden çıkan<br />
cevherler…<br />
İnsanoğlu dünyanın en zeki bir o kadar da kendisiyle en tezat canlısıdır.<br />
Bilindiği gibi tüm canlılar doğal yollarla beslenir, barınır ve nesillerini devam<br />
ettirirler ama yaşamları boyunca evrenin eritemeyeceği hiçbir şeyi geride<br />
bırakmazlar. Balıklar, kuşlar, omurgalı omurgasız vahşi ya da evcil tüm<br />
hayvanlar.<br />
İnsanoğlunun en büyük ayıbıdır, diğer tüm canlılar gibi yeryüzünü olduğu<br />
gibi bırakamamak. Varoluşlarından bu yana en hızlı gelişen bir canlı<br />
türü olsa bile diğer canlılar gibi kesinlikle olamamışlardır. En belirgin<br />
özellikleridir doyumsuz olmak, kirletmek, paylaşamamak ve bir gün yok<br />
olup gideceklerini bile bile yeryüzüne tamamen sahip olma tutkusuyla<br />
yaşamak.<br />
POYD’DAN GENÇLERE YATIRIM<br />
Profesyonel Otel Yöneticileri Derneği (POYD) Yönetim<br />
Kurulu Üyesi Soner Barım, turizm sektöründe son<br />
dönemlerin en çok tartışılan konusu, okullardan<br />
yetişen turizmcilerin başka sektörlere kayması ve<br />
sektörde ortaya çıkan yetişmiş eleman eksikliğine<br />
dikkat çeken bir yazı kaleme aldı. Konuyla ilgili<br />
çözüm önerileri de sunan Barım, POYD’un bu<br />
konudaki çalışmaları hakkında da bilgiler verdi.<br />
İlkel çağlardan bu yana geliştiği düşünülen insanoğlu tarihler ve yüzyıllar<br />
ilerledikçe şehirleşmeye ve sanayileşmeye giden toplum kültürlerinin<br />
gelişmesiyle nerdeyse kendi besinini bulamayıp üretemez hale gelmiştir.<br />
Doğal hayattan uzaklaştırılıp konforlu yaşam tarzına sürüklenerek,<br />
ihtiyacı olan her şey sanayi dünyası tarafından işlenerek ve bazen de<br />
hormonlanarak irili ufaklı ambalajlara sokulmuş ve insanoğlunun<br />
mutfağına kadar getirilmiştir. Bu sayede ticaret dünyasının okları<br />
tamamen tüketiciye yönlendirilmiştir ve doymak bilmeyen insanoğlunun<br />
tüketim grafiği arttıkça üretim çılgınlığı da inanılmaz boyutlara ulaşmış ve<br />
böylece de atık ambalaj dünyası ile neredeyse görünmez bir şekilde çöp<br />
kıtalar oluşturulmaya başlanmıştır. Maalesef ki insanoğlu bunun farkına<br />
varamamaktadır ve kirlenen bu dünyanın önüne geçmemektedir.<br />
İnsan türünün dünyayı olumsuz değiştiren diğer yanı ise mega yerleşim<br />
alanlarını oluştururken binalar, yollar, tüneller ve modern gökdelenler<br />
inşa edip betonlaşmaya giderek tüm doğayı ve ormanları yok etmeleri ve<br />
yeryüzünü acımasızca parçalamalarıdır.<br />
Plansız kullanılan su kaynakları bile gelecek için kötü sinyaller vermekte<br />
ve tüm canlı türlerinin gelecek nesillerini tehlikeye atmakta ve yaşanabilir<br />
bir dünya olmaktan çıkılmaktadır. Tüm canlılara yetecek kadar bir dünya<br />
varken, insan türünün bilinçsiz ve kontrolsüz tüketimi ile her geçen gün<br />
daha da kötüye gitmektedir.<br />
Ayrıca kullanılan petrol, gaz ve sanayi dünyasının diğer kimyasallarıyla<br />
gökyüzü, deniz ve atmosfer de yine bizim insanoğlumuz tarafından hızla<br />
ve hunharca kirletilmektedir. Ne için? Küresel Sermaye daha çok kazansın<br />
diye! Daha çok para, daha çok güç!<br />
Peki, otel işletmeleri olarak biz bu gidişe dur demek için ne kadar faydalı<br />
olabiliriz? Turizm sektörü olarak her gün binlerce milyonlarca insan<br />
ağırlıyoruz. Mutfağından otel odasına, SPA’sından barına tonlarca cam,<br />
plastik, metal, kağıt ambalaj ve yiyecek atığımız oluyor. Birçoğumuz<br />
oturup bunlar nereye gidiyor diye düşünmüyoruz ve atık terörüne biz de<br />
muhteşem katkıda bulunuyoruz farkında olmadan ya da önemsemeden.<br />
Halbuki çöpe gönderdiğimiz bu atıkların bu dünyadan yok olma süreleri<br />
onlarca yüzlerce yılı bulabiliyorken…<br />
Sonuç olarak geri dönüşüm fikirleri bu dünya’da ayrı bir sektör<br />
yaratmışken, biz neden uygulayamıyoruz ve katkıda bulunamıyoruz diye<br />
düşünmek gerekiyor. Tabi ki sözümüz meclisten dışarı, ülkemizde buna<br />
katılan otellerimizin zamanla arttığını ve ciddi başarılar yakaladıklarını<br />
görüyoruz ve onlarla gurur duyuyoruz.<br />
Anlaşıldığı gibi her attığımız çöp çöp değildir, içinden çok değerli bir<br />
bir cevher çıkabilir. Otelimizden çıkan tüm atıklarımız geri dönüşüm<br />
mühendisliği ile değer kazanabilir ve yeryüzünün kirletilmesi bir nebze<br />
engellenebilir. Hem o zaman sadece ciro ve kar başarımızla değil, geri<br />
gönderebildiğimiz çöpümüzle de övünürüz.<br />
Bunlar çok düşük bütçelerle başarılabiliyor, nerdeyse sıfır maliyet<br />
diyebiliriz, işletmelerimizde geri dönüşüm ve atık üniteleri oluşturmak<br />
yeterli, gerisini zaten belediyelerin anlaşmalı firmaları gelip alıyor, geri<br />
dönüşüm tesislerine gönderiyor.<br />
En hassas durum ise kentselleşerek ve betonlaşarak yaşam alanlarını<br />
ellerinden aldığımız değerli dostlarımızı aç bırakmamak. Mutfaklarımızda<br />
hazırlık aşamasında ve tüketim sonrasında artan yiyecek atıklarımızı<br />
bölgelerimizdeki hayvan barınaklarına gönderebiliriz. Atıkları ayırmak ve bir<br />
telefon ile görevlileri aramak sadece, en büyük zahmetimiz. Gönül istiyor ki<br />
hem israf olmasın hem de hiçbir canlı aç kalmasın!<br />
Sektör örgütlerimizden ve kurumlarımızdan bu hassas konularda tüm<br />
işletmecilerimizi ve çalışanlarımızı teşvik etmelerini de içtenlikle bekliyoruz.<br />
Yaşanabilir dünya için banane kültüründen kurtulabilmemiz ümidiyle…<br />
Değerli Arkadaşlar,<br />
Sektörümüzün içinden geçmiş olduğu<br />
bu darboğazın doğurduğu en önemli<br />
sonuçlardan biri Turizm Çalışanlarının<br />
durumu. Bu konu hakkında birkaç kelam<br />
etmek isterim. Hepinizin aslında çok yakından<br />
bildiği ve günlük hayatta birbirimize dert<br />
yandığımız nitelikli eleman bulunamaması<br />
ve özellikle sektörün içerisinde önemli<br />
görevlerde bulunmuş birçok büyüğümüzün,<br />
kardeşimizin bu mevcut<br />
şartlardan dolayı sektör<br />
değiştirmesi veya yurtdışı<br />
fırsatlarına yönelmesi<br />
sektörümüz açısından acil<br />
çözüm bekleyen mühim bir<br />
konu.<br />
Bu durumu doğru analiz edip<br />
doğru stratejik çalışmalar<br />
yapıp, net çözümlere<br />
ihtiyacımız var. Özellikle<br />
son yıllarda Turizm Okullarından mezun<br />
olan kardeşlerimizin çeşitli nedenlerden<br />
dolayı farklı iş kollarında şansını denemesi,<br />
tesislerimiz açısından da büyük bir<br />
dezavantaj. Alttan yetişen kardeşlerimizi<br />
mutlaka kazanmamız gerek. Yoksa yıllardır<br />
ön plana çıkartmaya çalıştığımız “Geleneksel<br />
Türk Misafirperverliği “ ileride sadece bir<br />
slogan haline gelecek. İşletmelerimizin<br />
servis kalitesini arttırmak belirli bir istikrar<br />
yakalamak ve sürdürülebilir kaliteyi<br />
sağlamak için bunu başarmamız şart.<br />
Elbette bu çok kolay olmayacak.<br />
İşe turizm eğitimi veren liselerden başlayarak<br />
yüksekokul ve üniversiteler ile yakın işbirliği<br />
kurmakla başlayabiliriz. Öğrencilerimize<br />
niteliklerine uygun staj imkanı tanımak ve<br />
sektörü sevdirmek en temel görevlerimizden<br />
biri olmalıdır diye düşünüyorum. Staj<br />
aşamasında öğrenci kardeşlerimizi<br />
adeta bedava işgücü olarak görmek,<br />
kapasitelerinin çok üzerinde iş yüklemek<br />
ve öğretici olmaktan uzak menfaatçi bir<br />
yaklaşım içerisinde olmak, alttan gelen<br />
bu kardeşlerimizi kaybetmemize neden<br />
oluyor. Yıllardır söylediğimiz bu konular<br />
bugün içinde bulunduğumuz bu olumsuz<br />
sonucu doğurdu maalesef. Birçok otelimiz<br />
iyi niyetli ancak eğitimsiz servis personeli, kat<br />
personeli, hatta ön büro personeli ile yoluna<br />
devam etmek zorunda kalıyor. Bu aslında<br />
uzun vadede çok büyük kayıplara yol açacak<br />
sonuçlar doğuracaktır. Bu nedenle yöneticiler<br />
olarak kısa vadeli çözümler ile yatırımcıya şirin<br />
gözükmek yerine, bu durum tespitini doğru bir<br />
şekilde ifade ederek, yatırımcılarımızı doğru<br />
bilgilendirerek mevcut durumun değişmesine<br />
çalışmalıyız.<br />
“ İşletmelerin en büyük gider kalemi<br />
personel giderleri” cümlesini çok sık<br />
duysak da İşletmelerin sürdürülebilir<br />
kaliteyi yakalamasının en önemli<br />
şartının da o personel olduğunu<br />
üstüne basa basa söylemeli<br />
ve duyurmalıyız. Bu nedenle<br />
çalışanlarımızı kişisel gelişim<br />
programlarına yönlendirmek,<br />
mesleki bilgilerini geliştirmeye<br />
yönelik çalışmalar yapmak ile<br />
çalışanlarımızın işletmemiz için<br />
değerli olduğunu onlara hissettirmek ve<br />
çalıştıkları işletmeler ile gurur duymalarını<br />
sağlamak, iş gücü devrini çok aşağılara çekeceği<br />
gibi, uzun vadede daimi kaliteyi ve misafir<br />
memnuniyetini beraberinde getirecektir.<br />
POYD İstanbul olarak bu konuda daha önce<br />
üstüne basa açıkladığımız projelerimizi bir bir<br />
hayata geçirmeye başladık.<br />
• Medeniyet Üniversitesi ile kariyer koçluğu<br />
projesi kapsamında karşılıklı protokol<br />
imzalandı. Ve genç kardeşlerimize destek<br />
olacak ekip oluşturuldu.<br />
• Kültür Üniversitesi ile Turizm Müfredatı<br />
konusu görüşüldü. Karşılıklı protokol imzalandı.<br />
Sektörden hoca desteği sağlandı.<br />
• İstanbul Üniversitesi ile Kariyer Koçluğu<br />
projesi kapsamında görüşmeler tamamlandı.<br />
Protokol imza aşamasında. Buradaki<br />
kardeşlerimiz ile ilgilenecek ekip oluşturuldu.<br />
• POYD İstanbul Turizm Akademisyenler<br />
Derneğinin çözüm ortaklarından biri oldu.<br />
• POYD İstanbul - Kırklareli Üniversitesi<br />
istişaresi ile uzaktan erişim ile tez’siz turizm<br />
yüksek lisansı imkanı oluşturuldu ve sektöre<br />
duyurusu yapıldı.