29.12.2017 Views

Metod Dergi - Ocak 2018

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

gerekecek. Ancak iş birliği yaparsanız birçok<br />

sorunu uzlaşarak çözümleme şansınız olur.<br />

PVerdiğiniz mesajlara dikkat edin. Anne babalar<br />

bazen çocuklarına: “Sınav bizim için önemli<br />

değil, kazanamazsan da olur. Canını sıkma,<br />

kafana takma” gibi önerilerde bulunmaktadırlar.<br />

Ancak eğer anne-baba çocuklarına bunları<br />

söylerken, beden dili ve ses tonları söylediklerini<br />

desteklemiyorsa yani ağızlarından çıkan ile<br />

bedenlerinin söylediği çelişiyorsa öğrenci daha<br />

çok beden diline dikkat edecektir. Yani sizin<br />

kaygılı, üzüntülü halleriniz çocuğunuz tarafından<br />

çok çabuk algılanır.<br />

PZorunluluk ifade eden cümlelerden kaçının.<br />

“En az şu kadar net yapmalısın. Başarılı olmalısın.<br />

Dikkatli olmalısın. Kendini dersine vermelisin.<br />

Bu yıl mutlaka kazanmalısın.” türünden<br />

zorunluluk ifade eden cümleler öğrencinin kaygısının<br />

artmasına neden olmaktadır.<br />

PÇocuğunuzun sınava yüklediği anlamı netleştirmesine<br />

yardımcı olun. Sınav ülkemiz şartlarında<br />

çok anlamlı ve zorunlu olarak öğrencilere<br />

sunulmaktadır. Oysa hayatta mutlu olmanın tek<br />

yolu sınav değildir. Sizler ve çocuğunuz sınava<br />

gerektiğinden fazla anlam yüklememelisiniz.<br />

Çocuğunuzla konuşarak onun istediği mesleklere<br />

karşı olumlu tutum sergilemeniz kendi kararlarını<br />

verebilen özgüvenli bireyler yetiştirebilmenin<br />

altın kuralıdır. Çocuğunuzu gerçekten<br />

istemediği bir mesleğe zorla yönlendirmeniz<br />

onun iç dünyasında oluşan kaygının daha da<br />

çok artmasına neden olacaktır. İnsanlar, kendi<br />

istemedikleri hedefler için gerçek çaba gösteremezler.<br />

Kaygıyı azaltmak için sınavın öneminden<br />

çok mutlu ve verimli bir meslek hayatının<br />

önemini ona aktarmalısınız.<br />

PÇocuğunuza kaygılarını kabullendirin. Çocuğunuz<br />

kaygılarını her zaman dile getirmeyebilir<br />

hatta kaygılarını inkar ediyor ve onlardan<br />

bu yolla kurtulmaya çalışıyor da olabilir. En<br />

korkulan kaygı tipi de budur yani inkar edilen<br />

kaygı. Kaygının boyutu yükseldikçe inkar mekanizması<br />

da o denli güçlü çalışır. Yaptıkları ve<br />

iddia ettikleri arasında bir paralellik yoksa ve<br />

çocuğunuz sürekli başarısızlığına kendi dışında<br />

bahaneler üretiyorsa inkar mekanizması o kadar<br />

güçlenmiş demektir. Onlara kaygı duymanın<br />

normal bir durum olduğunu uygun bir dille<br />

açıklamaya çalışın.<br />

PÇocuğunuzun özel yeteneklerini görmezden<br />

gelmeyin. Herkesin iyi yaptığı bir şey mutlaka<br />

vardır. Herkes aynı tip başarı tanımına göre<br />

değerlendirilemez. Başarısız ve mutsuz bir mühendis<br />

olmaktansa mutlu ve başarılı bir müzisyen<br />

olmak çok daha iyidir. Onların hayatlarına<br />

dair hayaller kurmadan önce yapılması gereken<br />

en önemli şey onun neyi istediği, neye yeteneği<br />

ve ilgisi olduğunu keşfetmenizdir. Çocuğunuzu<br />

iyi tanıyın ve kapasitesini doğru değerlendirerek<br />

gerçekçi beklentiler içinde olun. Her aile<br />

kendi çocuğunun özel olduğunu düşünür. Oysa<br />

her insanın objektif bakıldığında belli alanlarda<br />

kuvvetli yönleri olabildiği gibi belli alanlarda<br />

da zayıf özellikleri olabilir. “Sevmediğiniz ve<br />

yeteneğiniz olamayan bir şeyi yapmak zorunda<br />

bırakılsaydınız siz ne hissederdiniz.” fikrinden<br />

yola çıkmak gerekir ancak beklentileriniz ile<br />

çocuğunuzun yapabilecekleri uyumlu olursa çocuğunuz<br />

daha az kaygı yaşayabilir.<br />

PGereksiz fedakarlık yapmaktan ve bunları çocuğunuza<br />

sürekli hatırlatmaktan kaçının. Bazı<br />

aileler çocukları sınavlara hazırlanırken gereksiz<br />

fedakarlıklarda bulunmaktadırlar. Örneğin<br />

yıl boyunca eve misafir kabul etmemek, evde<br />

televizyonu açmamak, hiçbir yere gitmemek<br />

gibi. Aileler bu sayede çocuklarına fedakarlık<br />

yaptıklarını düşünürken aslında yarattıkları bu<br />

olağanüstü durumla öğrencinin “ailemin bu<br />

fedakarlıklarına karşılık vermek zorundayım.”<br />

biçiminde düşünmesine ve daha fazla kaygılanmasına<br />

yol açabilirler. Özellikle de yapılan<br />

bu fedakarlıkların tekrar tekrar hatırlatılması<br />

öğrenciyi ders çalışamaz hale getirebilir. Sizler<br />

de bu gereksiz fedakarlıkların altında ezilip,<br />

bunların acısını çocuğunuzdan çıkarma yoluna<br />

gidebilirsiniz. Sizin de bir hayatınız olduğunu<br />

unutmayın.<br />

PAnlayışlı ve destekleyici olun. Kaygının yoğunlaşması<br />

ile birlikte çocuklarınız kendilerini<br />

daha çaresiz ve çözümsüz hissedebilirler. Bu<br />

nedenle daha tepkisel olabilirler. Daha önceden<br />

kızmadıkları şeylere şimdilerde daha sert tepkiler<br />

gösterebilirler. Bu durumun geçici olduğunu<br />

düşünerek çocuğunuza karşı anlayışlı olmaya<br />

çalışın.<br />

PÇocuğunuzu hiçbir zaman başkalarıyla kıyaslamayın.<br />

“Kuzenin ODTÜ’ye girdi, sen de<br />

girmelisin” türünden yaklaşımlar çocuğunuza<br />

zarar verebilir. Her birey ayrı bir kişiliktir. Çocuğunuzu<br />

ancak gereken durumlarda sadece<br />

kendisiyle kıyaslayabilirsiniz. Yani önceki davranış<br />

biçimleriyle, şimdiki davranış biçimlerini<br />

karşılaştırarak arada gözlemlediğiniz değişimleri<br />

ortaya koyabilirsiniz.<br />

Sonuç olarak, aileler sınırlarının farkında olmalıdırlar.<br />

Güven ve sorumluluk vermeli, önemsemeli,<br />

olumlu geri bildirimde bulunmalıdır.<br />

Sınavı yüceltmemek, ölüm kalım sorunu yapmamak,<br />

aksine yüreklendirici davranmak gerekir.<br />

Çocuklar koşulsuz sevilmelidir. Aile bireyleri<br />

uygun rol modeli olmalı, uygun aile ortamı<br />

sağlamalı ve uygun problem çözme davranışları<br />

geliştirilmelidir.<br />

Büyük gazetelerimizin birinde<br />

yönetici semineri veren<br />

uzman, Türklerin dünyada<br />

en kötümser milletlerden<br />

biri olduğunu iddia etmiş ve<br />

küçük bir test yapmış. Bitişik<br />

sözcüklerden oluşan aşağıdaki<br />

cümleyi birkaç saniyeliğine<br />

gösterip yöneticilerden<br />

okumalarını istemiş:<br />

“THEGODISNOWHERE” katılımcıların<br />

hepsi bu cümleyi:<br />

“THE GOD IS NO WHERE”<br />

yani “TANRI HİÇBİR YERDE<br />

DEĞİLDİR” diye okumuş.<br />

Uzman gülümsemiş “Tam<br />

beklediğim gibi.” demiş. Batı<br />

ülkelerindeki seminerlerde<br />

katılımcılar bu cümleyi şöyle<br />

okumuşlar:<br />

“THE GOD IS NOW HERE”<br />

yani<br />

“TANRI ŞİMDİ BURADA”…<br />

<strong>Metod</strong>ergi<br />

9

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!