27.08.2018 Views

İstikbal Gazetesi Esgündem Dergisi Ağustos 2018 Sayısı

Eskişehir İstikbal Gazetesi Esgündem Dergisi Ağustos 2018 Sayısı

Eskişehir İstikbal Gazetesi Esgündem Dergisi Ağustos 2018 Sayısı

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

E M<br />

SGÜNDE<br />

E S K İ Ş E H İ R<br />

PARA İLE SATILAMAZ, ÜCRETSİZDİR www.istikbalgazetesi.com Sayı : AĞUSTOS <strong>2018</strong><br />

GAZETESİ’NİN<br />

AYLIK İŞ, SİYASET, SPOR<br />

VE YAŞAM DERGİSİ


5<br />

8<br />

12<br />

15<br />

16<br />

20<br />

28<br />

30<br />

31<br />

34<br />

36<br />

38<br />

42<br />

44<br />

46<br />

48<br />

Babadan oğula geçen “eski” bir hikaye<br />

Sivrihisar halkına gökyüzünden<br />

gelen teşekkür!<br />

Şehrin caddeleri artık daha modern<br />

2’nci Bahar’da 2’nci öğretim<br />

Halkevleri’nin ilkinin Eskişehir’de<br />

kurulduğunu biliyor muydunuz?<br />

ETOS geleceğin kahramanlarına<br />

sanatı götürüyor<br />

Odunpazarı’nda sağlıklı nesiller,<br />

sağlıklı bireyler<br />

Türk Dünyasının 32 muhteşem<br />

yapısı ESMİNYATÜRK’te<br />

Erkek saçının şekli<br />

kadın elinden çıkıyor<br />

“Bu güzellik tüm Türkiye’ye<br />

örnek olsun”<br />

Kalbinden geçenleri ilmek ilmek<br />

kumuşa işliyor<br />

Binlerce gencin eğitimi için<br />

olanak sağlıyor<br />

Anadolu Üniversitesi 3. ligi istiyor<br />

Bu Selka ezer geçer<br />

Seninle yazılan o tarih gururla<br />

anlatılacak<br />

Borçlar sardı dört bir yanımızı<br />

GAZETESİ’NİN AYLIK İŞ, SİYASET VE YAŞAM DERGİSİ<br />

PARA İLE SATILAMAZ, ÜCRETSİZDİR www.istikbalgazetesi.com Sayı : AĞUSTOS <strong>2018</strong><br />

UĞUR OFSET MATBAACILIK, GAZETECİLİK SAN. VE TİC. A.Ş. ADINA<br />

Sahibi : Burak TÜRKMEN<br />

4<br />

30 yılı aşkın bu mesleğin<br />

içindeyiz.<br />

30 yılı aşkındır bir “Eskişehir<br />

üretim üssü” hiyakesi anlatılır bu<br />

şehirde.<br />

-“Eskişehir’de her türlü üretim<br />

altyapısı var”<br />

-“Eskişehir’de müthiş bir<br />

insan kaynağı var”<br />

-“Eskişehir’de üretim adına<br />

ne ararsan var” türküsü söylenir<br />

30 yıldır…<br />

Türküden sonra hemen nihavent<br />

makamına geçilir ve…<br />

-“Bu şehir Tank üretir”<br />

-“Bu şehir helikopter imal<br />

eder”<br />

-“Bu şehir uçak motorunu<br />

gözü kapalı yapar”<br />

-“Yerli otomobil bu şehir için<br />

çocuk oyuncağı”<br />

-“İlk yerli uçak yapılsa yapılsa<br />

ancak Eskişehir’de yapılır”<br />

şarkıları başlar.<br />

Benim duyduğum 30 yıldır<br />

bu türküler ve şarkılar hiç susmaz.<br />

Öncesi de vardır muhakkak<br />

ama 30 yıldır bu şehirde lafla yapmadığımız,<br />

sözde gerçekleştirmediğimiz<br />

hiçbir üretim kalmamıştır.<br />

Yeri gelir Tülomsaş Tank,<br />

Helikopter, Hızlı Tren falan yapar.<br />

Yeri gelir TEİ Yolcu uçağı ve<br />

jet falan yaptığı olur.<br />

Yeri gelir organizede füze<br />

başlığı, yeri gelir Muttalip’te fırlatılan<br />

uydular yapılır.<br />

Bereket Eskişehir’de deniz<br />

yok.<br />

Olsa, Denizaltı, Uçak gemisi,<br />

EDiTöR<br />

Murat Taşkın<br />

Lafla peynir<br />

gemisi mi yüzer?<br />

Genel Yayın Yönetmeni : Burak TÜRKMEN<br />

Sorumlu Yazı İşleri Müdürü : Murat TAŞKIN<br />

Gazete, Haber ve Reklam :<br />

Arifiye Mah. Yalbı Sk. No : 13/A ESKİŞEHİR<br />

Tel & Faks : 0.222. 220 19 06 - 220 19 08<br />

Merkez ve Reklam Bürosu :<br />

İstiklal Mah. Adalar Sk. No : 5 ESKİŞEHİR<br />

Baskı : Başak Matbaacılık ve Tan. Hiz. Ltd. Şti.<br />

Anadolu Bulvarı Meka Plaza No : 5/15 Gimat<br />

Yeni Mahalle / ANKARA Tel : 0.312. 397 16 17<br />

Transatlantik falan da yapılacak.<br />

Anlayacağınız…<br />

30 yıldır söylenilenlere inanırsanız,<br />

uzay gemisi yapmaya<br />

ramak kalmıştır Eskişehir’de…<br />

Bizler…<br />

30 yıldır bu türkü ve şarkıları<br />

dinledik bu şehirde.<br />

30 yıldır bu türkü ve şarkılarla<br />

avutuldu Eskişehir.<br />

Ne bir Tank gördük yapılan<br />

ne de bir Helikopter…<br />

Ne bir Hızlı Tren yapıldığına<br />

şahit olduk ne de bir uçak motoruna.<br />

Fakat bol bol türküsü ve şarkısını<br />

dinledik “yaparız-ederiz’in”<br />

Bol bol vaadini duyduk “yapılacak-edilecek”<br />

lerin.<br />

En çok da iktidarlar ve siyasiler<br />

söyledi bu türkü ve şarkıyı…<br />

Kendileri söyledi kendileri<br />

dinledi.<br />

Biz de şehir halkı olarak o<br />

türkü ve şarkılara tempo tuttuk<br />

oturduğumuz yerden.<br />

Aynı türkü ve şarkıyı yıllarca<br />

söylemekten ne onlar bıktı, ne de<br />

biz dinlemekten usandık.<br />

Her defasında…<br />

-“Şunu üretiriz, bunu yapabiliriz”<br />

denildikçe “Belki bu defa<br />

doğru çıkar” diye düşündük kendi<br />

kendimize ama…<br />

Bu arada hüsrana da alıştık.<br />

Sonuç olarak…<br />

Biz bu şehirde 30 yıldır “Biz<br />

onu da yaparız-bunu da yaparız”<br />

diyenlere rağmen hiçbir şey yapamayıp,<br />

hiçbir şey üretemedik<br />

belki ama…<br />

Laf ile peynir gemimizi de<br />

herkesten daha iyi yüzdürdük…<br />

Ayrıca…<br />

Denizimiz olsaydı, peynir<br />

taşıdığımız gemiyi de en iyi biz<br />

yapardık…<br />

Ne diyelim? Bu da bizim<br />

tesellimiz olsun!


Babadan oğula geçen<br />

Antikacı Muzaffer<br />

ile antika üzerine<br />

“Eski” bir hikaye<br />

Bir büyüğü tavsiye ediyor.<br />

Pul koleksiyonu, para koleksiyonu, kibrit koleksiyonu<br />

yapıyor.<br />

O zaman o kadar anlamı yok onun için, bir hobiden<br />

öte değil çünkü…<br />

Ortaokul öğrencisi sonuçta…<br />

Geleceğe kafa yoracak kadar ön görülü değil<br />

minik kalbi…<br />

Bilmiyor ki o özenle topladığı eşyalar bir gün<br />

ekmek kapısı olacak.<br />

Hem de canından öte evladının…<br />

O dönem anlatsalar güler geçer herhalde…<br />

Muzaffer Özer.<br />

62 yaşında…<br />

Emekli öğretmen…<br />

2 senedir Osmangazi Mahallesi- Kemer Sokak’ta<br />

antikacılık yapıyor.<br />

Önceleri Odunpazarı’nda Saklı Bahçe’de açıyormuş<br />

tozlu raflarını…<br />

Öyle şirin bir dükkânı var ki…<br />

Sokak arasında, köhne bir yerde kalmış olmasına<br />

rağmen görenlerin mutlaka ilgisini çekiyor.<br />

Bizim çektiği gibi!<br />

Tek odalı küçük bir dükkan ama biz nostaljik<br />

kokuyu alıyoruz.<br />

Bir çayını içmeden geçip gidemiyoruz.<br />

Geçip gitsek maziye nankörlük etmiş olurduk<br />

herhalde…<br />

“ENİŞTEMİN TAVSİYELERİNİ DİNLEDİM”<br />

Sıcacık çaylarımızı dükkan önünde bulunan iskemlede<br />

yudumlarken bir yandan anlatıyor<br />

Muzaffer Amca: “Bizim eniştemiz Çanakkale<br />

Biga’da bu işi yapıyordu. Çok eski antikacı. Bir<br />

zamanlar ihtilalde bu tür eşyalar toplandı.<br />

Onun eserleri Çanakkale Müzesi’ne konuldu.<br />

O bana o zamanlar tavsiyeler verdi. Bende o<br />

zamanlar ortaokul öğrencisiyim. Pul koleksiyonu<br />

yap, para kutusu koleksiyonu yap, kibrit<br />

kutusu koleksiyonu yap dediler. Bende<br />

öyle başladım.”<br />

Ardından öğretmen olduğunu hatırlatıyor.<br />

Emekli olunca da çocuğunun iş bulamadığından<br />

yakınıyor.<br />

“ÇOCUĞUMUN EKMEK TEKNESİ”<br />

Kafasıyla geçmişi işaret ediyor: “Çocuğa iş<br />

olsun diye bende başladım. Çocuğum şu<br />

anda Ayvalık’ta. Oradan mal almaya gitti.<br />

Yazlığımız da var. Birçok antika eşya Balıkesir<br />

Burhaniye’den geldi. Kilimleri de var. Tüfekler,<br />

Yörük kilimleri getiriyor. Bizde bu hastalık<br />

böyle başladı. Çocuğumuza aşıladık. O daha<br />

çok yapıyor.<br />

Gülümsüyorum.<br />

Babadan oğula geçen “eski’nin” hikayesi<br />

işte…<br />

Muzaffer Amca kısık ses tonuyla anlatmaya<br />

devam ederken, eskiye özlemin mutlaka olduğunu<br />

düşünüyorum: “Eskişehir’de nostaljiye<br />

ilgi nasıl?”<br />

Sitemkar bir tebessüm beliriyor yüzünde…<br />

Yılların yüzleri de eskittiğini göz kenarlarında<br />

beliren kırışıklıklardan anlıyorum.<br />

Hepsinin ayrı bir hikayesi olsa gerek diye geçiyor<br />

aklımdan…<br />

Çünkü bilirim, her birinin bir öyküsü vardır,<br />

boşuna belirmez yüz hatlarında…<br />

Ben derin düşünceler içindeyken Muzaffer<br />

Amca anlatmaya devam ediyor: “Eskişehir’de<br />

nostalji çok iyi. Tepebaşı pazarında biz iki üç<br />

kişiyiz. Bu sayı daha da artabilir. Elimde bulunan<br />

en eski eşya radyolar. 150 sene vardır.<br />

Dikiş makinelerim var. Onlar çok eski. Birçok<br />

yıllanmış eşyayı dükkanımızda bulunduruyoruz.”<br />

“ESKİYİ ÖZLÜYORUM”<br />

Sonra yutkunamıyor gibi duraksıyor: “Eskiyi<br />

özlüyorum. Nostaljik yaşamak güzeldi. Maalesef<br />

eskiye ilgi kalmadı. Bunu yapanlar ticarete<br />

döktü işi. Ticarete dökünce de işler değişti.”<br />

Haklı olduğunu kafamla onaylıyorum.<br />

Geçerken bir çayını içiyoruz dedim ya Muzaffer<br />

Amca’nın…<br />

Sohbetimiz de içtiğimiz çay kadar kısa sürüyor.<br />

“TEPEBAŞI NOSTALJİK PAZAR OLMALI”<br />

Tam kalktığımız esnada<br />

dert yanıyor:<br />

“Biz Ankara’ya da gidiyoruz.<br />

Ankara Ayrancı<br />

Pazarına da gidiyoruz.<br />

Esas antika pazarı orası.<br />

İzmir de Balıkesir de var.<br />

Bizim Eskişehir’de Tepebaşı’nda<br />

kurulan da üç, dört<br />

kişiyiz. Orayı daha bir nostaljik<br />

Pazar haline getirebiliriz.<br />

Antikacılar bir köşeye<br />

toplanarak daha hareketlenebilir.<br />

Ankara’da öyle.<br />

Sırf antika. Ve birçoğu bir<br />

köşede. Burada o yok. Belediye<br />

masasını, örtüsünü<br />

veriyor. Biz burada yer parası<br />

20 lira veriyorsak orada<br />

adam 50 lira alıyor ama<br />

hizmet alıyor.”<br />

Gülümsüyorum.<br />

Yürürken Osmangazi Mahallesi’nin<br />

sokak aralarında,<br />

geçmiş geliyor gözlerimin<br />

önüne…<br />

İçimi kıpırdatıyor o “eski”<br />

hikâyeler…<br />

5


İMAR BARIŞI DANIŞMANLIĞI<br />

DENEYİMLİ KADROMUZLA<br />

HER ADIMINDA YANINIZDAYIZ<br />

YAPI KAYIT BELGESİ İÇİN E-DEVLET ÜZERİNDEN BAŞVURU İŞLEMLERİNİN YAPILMASI<br />

ZEMİN KONTROLÜNÜN YAPTIRILMASI VE ZEMİN TESPİT TUTANAĞININ HAZIRLANMASI<br />

KAT İTTİFAKI VE TAPU İÇİN GEREKLİ MİMARİ PROJELERİN ÇİZİLMESİ<br />

TAPUDAKİ CİNS DEĞİŞİKLİĞİ VE KAT MÜLKİYETİNE GEÇİŞ İŞLEMLERİNİN<br />

GERÇEKLEŞTİRİLMESİ<br />

BAŞVURUNUZU BİZİMLE YAPIN, SORUN YAŞAMAYIN.<br />

SON BAŞVURU TARİHİ<br />

31 EKİM <strong>2018</strong><br />

DETAYLI BİLGİ İÇİN BİZİMLE İLETİŞİME GEÇİN.<br />

HSC MİMARLIK MÜHENDİSLİK - SARAR İŞ MERKEZİ 3. KAT - TEL: 0 222 220 39 39<br />

6


Batıkent kavşağından başlayarak,<br />

Ankara yolu çıkışına<br />

kadar çevreyolu<br />

kenarında neler var yazalım…<br />

H H H<br />

“İki özel hastane.<br />

Baksan Sanayi Sitesi.<br />

Beş yıldızlı otel.<br />

İki tane Alışveriş Merkezi.<br />

Büyük bir park.<br />

Karşılıklı restoranlar.<br />

Anadolu Üniversitesi.<br />

Eskişehir Teknik Üniversitesi.<br />

Hasan Polatkan Havalimanı.<br />

Eskişehir Emniyet Müdürlüğü.<br />

Eskişehirspor Tesisleri.<br />

7-8 kadar büyük mahalle.<br />

Eskişehir otogarı.<br />

Askeri Havaalanı ve üssü.<br />

Vergi Dairesi.<br />

Şehir Hastanesi.<br />

Fuar, Kongre ve Kültür Merkezi<br />

Eskişehir Ticaret Odası.<br />

Kobi Organize Sanayi Bölgesi.<br />

Organize Sanayi Bölgesi.”<br />

H H H<br />

Tüm bu mekânlar, hepi topu 15 kilometrelik uzunluktaki<br />

yol kenarında kurulu.<br />

Tüm saydıklarımızdan faydalanan Eskişehirli sayısının<br />

yüz binleri bulduğunu söylersek abartmış olur muyuz?<br />

Hatta “eksiği bile var” diyebilirsiniz.<br />

Dahası fuar, şehir hastanesi, sanayi alanları ile yurt içi<br />

ve dışından binlerce kişi daha eklenecek bu popülasyona.<br />

Yani bahsettiğimiz yer bir kentin çevresi değil artık.<br />

Tam da kentin merkezi hatta göbeği!<br />

Eskişehir gelişiyor, büyüyor yani.<br />

Ama tüm bu alanların ortasından geçen yola biz hala<br />

“çevreyolu” diyoruz.<br />

H H H<br />

YENİ DÖNEMDEN<br />

EN BÜYÜK<br />

BEKLENTİMİZ!<br />

“Çevreyolu” dediğimiz bu yolu sadece Eskişehirliler<br />

kullanmayınca ortaya garip bir durum çıkıyor.<br />

Hani sadece bize kalsa yetecek!<br />

Öyle ya, Bursa’dan, Bilecik’ten ve dahi İstanbul’dan<br />

binlerce araç buradan gelip geçiyor.<br />

Başkentten gelip kuzeye ve batıya doğru seyahat<br />

edenler de yine burasını kullanmak zorunda.<br />

Bu yoğunluktan bazı saatlerde “çevreyolu” öyle bir hal<br />

alıyor ki, kent merkezi trafiğini aratmıyor.<br />

Hele hele bir yol çalışması olsun ya da bir kaza meydana<br />

gelsin çık çıkabilirsen artık.<br />

Adım adım ilerleyen bir “çevreyolu trafiği” ile karşı<br />

karşıyasınız.<br />

H H H<br />

Merhum Unakıtan’ı bu<br />

yolu her kullandıkça anıyoruz.<br />

Eskişehir’e öylesine bir<br />

hizmette bulunmuş ki, değerini<br />

çok daha iyi anlıyoruz.<br />

Ama gelin görün ki artık<br />

yetmiyor!<br />

Çünkü burası bir “çevreyolu” değil artık.<br />

Şehir merkezinde kalmış bir bulvar.<br />

Hatta bazı şehirlerdeki bulvarlara bakarsak;<br />

“Merkezi bir cadde”<br />

Ama yine de biz buraya “Çevreyolu” diyoruz.<br />

H H H<br />

Belki de yeni bir çevreyolu ihtiyacını görmezden gelmek<br />

için böyle diyoruz.<br />

Fakat Eskişehirliler yeni bir çevreyolu eksikliğini<br />

çokça yaşamaya başladı.<br />

Birkaç yıl öncesine kadar kolayca kullandığımız bu<br />

yol ihtiyacı karşılamaktan çok uzak!<br />

Birkaç sene sonra da tamamen içinden çıkılmaz bir<br />

noktaya gelecek.<br />

Bunu görmek için müneccim olmaya da gerek yok!<br />

H H H<br />

Evet, 24 Haziran sonrası yeni bir dönem başladı.<br />

Başkanlık sisteminin hayata geçtiği bir dönemi yaşıyoruz<br />

artık.<br />

Bu sistemin en büyük avantajı, yatırımlar konusunda<br />

devletimizin daha hızlı yol alacak olması.<br />

Bu nedenle yeni dönemin Eskişehir adına en büyük<br />

hizmeti yeni bir çevreyolu olacak.<br />

Eskişehir’in elbette halledilmesi gereken eksiklikleri<br />

var.<br />

Havayolu uçuşları, termal yatırımlar, uydu kentler,<br />

kentsel dönüşümler falan.<br />

Ancak hepsi hemen hallolacak, yarın bitirilecek işler<br />

değil.<br />

Ama çevreyolu bunlardan farklı!<br />

Büyük bir eksiklik, acil ve elzem olan bir beklenti!<br />

Bu nedenle yeni dönem temsilcilerimizden en büyük<br />

beklentimiz “Güney Çevreyolu” adı verilen projenin bir<br />

an önce hayata geçirilmesidir.<br />

Bunun için de bir araya gelmeli yeni dönemin vekilleri.<br />

Çünkü bu ihtiyacın partisi, siyaseti, belediyesi, iktidarı<br />

olmaz, olmamalı.<br />

Hep birlikte Ankara’da bastırıp yeni çevreyolunu bu<br />

kente kazandırmalı.<br />

Yeni dönemin Eskişehir adına en büyük hizmeti bu<br />

sayede hayata geçirilmeli.<br />

Hem yeni yola kavuşmalı, hem de şehrin göbeği rahata<br />

ermeli.<br />

7


Sivrihisar halkına<br />

gökyüzünden<br />

gelen teşekkür!<br />

Sivrihisar halkı Kurtuluş yıllarında kendi arasında 4 bin lira<br />

para toplar. Bu para ile bir uçak satın alınıp savaşta<br />

olan orduya bağışlanır. Bağışlanan bu uçak Kurtuluş<br />

Savaşı’nı kazanmamızda büyük yarar sağlar. Ateşkesin<br />

hemen ardından aynı uçak Sivrihisar semalarından ilçe halkının<br />

üzerine yüzlerce el ilanı fırlatır. El ilanlarının üzerinde<br />

uçağın Sivrihisar halkına teşekkürü vardır. İşte o gün o uçaktan<br />

atılan o el ilanlarının orjinal bir tanesini elinde bulunduran<br />

Sivrihisar Eğitim Vakfı Başkanı Naci Şakar’dan o<br />

müthiş günün anısını dinledik. Zira, uçaktan o teşekkür<br />

ilanlarının atıldığı gün ilçede Uluönder Mustafa<br />

Kemal Atatürk de bulunmaktadır.<br />

Naci Şakar<br />

SEV Başkanı<br />

Sivrihisar halkının bir kahramanlık<br />

destanı yazdığından haberiniz var<br />

mıydı?<br />

Belki de çoğunuz biliyordur o öyküyü…<br />

Kurtuluş Savaşı yıllarında Sivrihisar<br />

İşte o gün atılan teşekkür ilanının orjinali<br />

8<br />

halkının tüm yokluk ve imkânsızlıklara<br />

rağmen, Anadolu’da<br />

bir ilçe olarak dişinden tırnağından<br />

arttırdıkları ve aralarında<br />

topladıkları o dönemin<br />

parası ile 4.000 liraya bir uçak<br />

satın alıp kahraman<br />

ordumuza<br />

armağan<br />

ettiğini…<br />

Ama bilmediğiniz<br />

bir şey daha var.<br />

Savaş yıllarında<br />

önemli bir cephede<br />

bulunan Sivrihisar<br />

tarihi ve ilginç bir olaya<br />

daha tanıklık ediyor.<br />

Ateşkes için bölgeye<br />

gelen büyükelçilerin<br />

de bulunduğu bir<br />

günde, gökyüzünde<br />

boy gösteren bir uçaktan<br />

ilçeye kağıt el ilanları<br />

atılıyor.<br />

İşte kayıtlara geçecek<br />

bu tarihi öyküyü<br />

Sivrihisar Eğitim Kültür<br />

Ve Dayanışma Vakfı<br />

Başkanı Naci Şakar anlatıyor…<br />

“GÖKYÜZÜNDEN<br />

TEŞEKKÜR<br />

BİLDİRİLERİ<br />

YAĞDI”<br />

Yıl 1921…<br />

Kurtuluş Savaşı yılları…<br />

Sakarya Savaşı’nda mağlup olmuş<br />

olan Yunan ordusu ve Yunanistan tarafından<br />

ülkemize ateşkes teklifi getiriliyor.<br />

O günün şartlarıyla da karar hemen<br />

Ankara’ya havale ediliyor tabi…<br />

Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk<br />

ise kendinden emin: “İstila güçleri Anadolu’yu<br />

terk etmediği sürece barış görüşmeleri<br />

kabul edilmeyecektir.”<br />

Aradan 4-5 gün ancak geçmiş.<br />

Atatürk, Rusya Ankara Büyükelçisi’ni<br />

ve Azerbaycan Büyükelçisi’ni Sivrihisar’a<br />

davet ediyor.<br />

Büyükelçiler geliyorlar Sivrihisar’a…<br />

Mustafa Kemal Atatürk büyük bir<br />

misafirlikle kendilerini ilçede ağırlayıp,<br />

gezdirirken ilçe halkıyla da buluşturulu-


İlçe halkı tarafından alınan uçağın<br />

bire bir yapılmış maketi Sivrihisar<br />

girişinde bulunuyor.<br />

yor.<br />

Tabi o esnada hem ilçe halkı hem de<br />

büyükelçiler olacaklardan habersiz…<br />

Her şey rutin bir şekilde ilerliyor,<br />

halkla konuşmalar yapılıyor falan…<br />

Derken o esnada gökyüzünden<br />

gelen bir gürültü duyuluyor.<br />

Halkın yanı sıra Büyükelçiler de<br />

büyük bir endişeye kapılmaya başlıyorlar.<br />

Sonuçta, her ne kadar ateşkes durumu<br />

da olsa birkaç gün öncesine kadar<br />

bir savaş hali içinden çıkılmış.<br />

Özellikle Rusya Büyükelçisi baya bir<br />

irkiliyor…<br />

Sivrihisar, savaş cephesi üzerinde, o<br />

yıllar konum olarak en stratejik yerlerden<br />

birisi…<br />

Herkes de bir korku ve endişe hali,<br />

“Acaba gökyüzünden bombalar mı atılacak?”<br />

endişesi ile meraklı gözler gökyüzünü<br />

süzüyor.<br />

Ama çok sürmüyor endişe ve korku<br />

hali. Zira gördükleri onları şaşkına uğratır<br />

cinsten.<br />

Endişe edildiği gibi gökyüzünden<br />

bombalar falan düşmüyor.<br />

Tam aksine, önce bir uçak beliriyor<br />

semada.<br />

Bu uçak yer yer alçaktan da uçarak<br />

sanki bir kutlama yapar havasında.<br />

Halk meraklı gözlerle uçağı süzerken<br />

birde ne olsun?<br />

Tayyare pilotları halkın üzerine kağıt<br />

el ilanları atmaya başlıyor.<br />

İlçe halkı, çoluk-çocuk, yaşlı-genç,<br />

havadan süsüle süzüle gelen ve dört bir<br />

yana dağılan kağıtları bir yandan toplarken<br />

bir yandan da kağıtların üzerinde<br />

ne yazdığını merak ediyor.<br />

Tabi o dönem okuma yazma oranı<br />

da düşük olduğu için okuma bilmeyenler,<br />

okuma bilenlere okutuyor kağıt el<br />

ilanlarını.<br />

Meğer uçaktan atılan kağıt el ilanlarının<br />

üzerinde Sivrihisar halkına hem teşekkür<br />

hem de şükran yazıları varmış.<br />

Savaş uçağının Sivrihisar halkına teşekkürü<br />

yani…<br />

Özellikle bu iki büyükelçinin de Sivrihisar’da<br />

bulunduğu bir anda, böyle<br />

anlam yüklü bir bildiri atılması halkı ayrı<br />

bir galeyana getirmiş<br />

İnanılmaz mutlu bir gün yaşamış o<br />

gün Sivrihisar.<br />

Tabi, özellikle Kurtuluş Savaşı tarihi<br />

açısından büyük bir öneme sahip olan<br />

bu olay, sonraki süreçte hep anlatılıyor…<br />

Anlatılıyor anlatılmasına ama anlatılan<br />

bu olayın bir tarafı hep eksik kalıyor.<br />

Zira…<br />

O gün o uçaktan atıldığı anlatılan<br />

ve Sivrihisar halkına teşekkür edilen<br />

kağıt el ilanlarının biri bile bir türlü bulunamıyor.<br />

Birçok tarihçi ve sivil toplum kuruluşu<br />

tarafından araştırılıyor konu.<br />

Çabalar ve araştırmalar sonunda<br />

yüzleri güldürüyor.<br />

Sivrihisarlı emekli bir Albay, o gün o<br />

uçaktan atılan orijinal kağıt el ilanlarından<br />

birini Sivrihisar Eğitim Ve Kültür Dayanışma<br />

Vakfı Naci Şakar’a teslim ediyor.<br />

“BELGELERİN ORİJİNALİ<br />

SİVRİHİSAR VAKFI’NDA”<br />

Naci Bey, bu önemli tarihi belgelerin<br />

orijinalini büyük bir titizlikle muhafaza<br />

ediyor.<br />

“<strong>Esgündem</strong>” <strong>Dergisi</strong>’ne gösterdiği<br />

tarihi kağıt el ilanın üzeri Eski Osmanlı<br />

Türkçesi ile yazılmış…<br />

Günümüz Türkçesi’nde ise şu anlama<br />

geliyor: “Milletin armağan ettiği<br />

Sivrihisar tayyaresi için Sivrihisar halkına<br />

şükranlarımızı sunarız.”<br />

Sivrihisar halkına teşekkür yazısının<br />

bulunduğu bu kâğıt el ilanlarını uçaktan<br />

atanlar da İshak Pilot ve Rasit Tekin<br />

Beyler…<br />

Bir rivayete göre 300 bir rivayete<br />

göre 500 teşekkür ilanı atılmış.<br />

Aradan geçen bunca süre içerisinde<br />

bu kâğıt el ilanlarından birinin bulunması<br />

bile mucize…<br />

Ve bu tarihi belge, Sivrihisar’ın geçmişinde<br />

önemli bir yeri olan önemli bir<br />

olayın şahidi olarak koruma altında tutuluyor…<br />

9


İlçe halkının bir haftada<br />

topladığı 4 bin lira<br />

Kurtuluş Savaşı’nda ilk defa orduya<br />

armağan edilen tayyare Sivrihisar<br />

Halkı’nın aralarında topladığı parayla<br />

oldu.<br />

Sivrihisar uçağının hikâyesini de<br />

Sivrihisar Eğitim Kültür ve Dayanışma<br />

Vakfı Naci Şakar şöyle anlatıyor:<br />

1921 senesinde ordumuzun elinde 3<br />

uçak var.<br />

Eğer savaş uçağı demek gerekirse<br />

1921 yılının şartlarını düşünün.<br />

Bu uçaklardan iki tanesi devre dışı.<br />

Hangar da duruyor. O zamanlar Ankara’daki<br />

yegâne hava alanı toprak pisti<br />

Etimesgut hava alanı. Yani bir tane faal<br />

uçak var.<br />

Kurtuluş Savaşı’nın önemi için ciddi<br />

yerde bulunan Sivrihisar, savaşın ne olduğunu<br />

çok iyi bilen bir kesim.<br />

Kendi topraklarında savaşılıyor ve<br />

uçakla ilgili konuda çok duyarlılar.<br />

“BİR HAFTA İÇİNDE<br />

4 BİN LİRA TOPLANIR”<br />

Kazanın belediye başkanı Hekim<br />

Osman Efendi bir duyuru ile halktan<br />

uçak almak için teberru toplanacağını<br />

bildirir ve halk bir hafta gibi kısa bir sürede<br />

4 bin lira para toplarlar. 4 bin<br />

lira o zaman için çok büyük bir para.<br />

Bugünün karşılığını düşünürsek<br />

yani halk bir haftada bir “Fantom”<br />

uçağı alacak kadar para toplamış<br />

gibi oluyor.<br />

Örneğin benim büyük annem 4<br />

mecidiye teberru da bulunuyor ve<br />

Hacı Babamıza, dedemize söylemiyor.<br />

Böyle bir teberru yaptığı<br />

için. Bunu da neden söylemiyor?<br />

Eşim az verdi ben çok<br />

verdim olmasın diye bunu<br />

gizliyor. Tabii dedemiz de<br />

gereken yardımı yapmışlar.<br />

Böyle bir toplumun o<br />

dönemki ruh hali buymuş.<br />

“UÇAK MERSİN’DEN<br />

SATIN ALINIYOR”<br />

Toplanan bu para<br />

Genel Kurmay Başkanı<br />

Fevzi Çakmak aracılığıyla<br />

Eskişehir’deki Osmanlı Bankası’na<br />

yatırılıyor. Atatürk<br />

bu konuda Genelkurmay<br />

Başkanı Fevzi Paşa’ya bir<br />

mektup yazılması ile ilgili<br />

bir talimat veriyor. Uçak<br />

Mersin’den satın alınıyor.<br />

Fransız Mit tipi bir uçak. O<br />

10<br />

günün şartlarındaki<br />

mütevazi törenle<br />

orduya<br />

armağan ediliyor.<br />

Bu ordu özellikle<br />

Sakarya Savaşı<br />

süresince<br />

keşif konusunda<br />

çok büyük yararlılıklar<br />

sağlar.<br />

Uçağın sabit iki<br />

pilotu var ki bunlar<br />

İshak Bey ve<br />

Rasit Tekin Bey.<br />

Bu Sivrihisar Tayyaresi<br />

bu pilotlara<br />

zimmetli<br />

olarak veriliyor.<br />

Her şeyin bakımı,<br />

onarımı, incelenmesi,<br />

faal halde bulundurulması konusunda<br />

bu iki pilot görevlendiriliyor.<br />

“TBMM İLK KEZ<br />

SİVRİHİSAR’DA TOPLANIR”<br />

Bu arada Atatürk, Sakarya Meydan<br />

Savaşı’ndan sonra o galibiyetin verdiği<br />

rahat günler aşamasında bildiğiniz<br />

gibi Büyük Millet Meclisi’ni Ankara<br />

dışında ilk kez Sivrihisar’da<br />

toplanmasını arzu<br />

eder. Toplantının amacı ya da<br />

o günkü esen rüzgar şu: Sakarya<br />

Savaşı’nda mağlup<br />

olmuş olan Yunan ordusu<br />

ve Yunanistan ateşkes<br />

teklifini getirir. Bunu da<br />

Fransızlar, İngilizler ve<br />

İtalyanlar aracılığıyla<br />

getiriyor.<br />

O ülkeler Türkiye’ye<br />

ateşkes önerisini<br />

getiriyor.<br />

Ateşkes önerisinin<br />

Ankara’da görüşülme<br />

konusunda Atatürk<br />

hassasiyet<br />

gösteriyor. O kadar<br />

gizli bir toplantı yapılması<br />

lazım ki hiçbir<br />

yabancı ajan, yabancı<br />

bir basın, yabancı bir ilgili<br />

o çalışmalardan haberdar<br />

olmasın.<br />

Bunun için de en<br />

ideal yer olarak bizzat<br />

kendisi Sivrihisar’ı tespit<br />

ediyor. Ve kendisi ilgililere<br />

yapılacak görüşmelerin<br />

Sivrihisar’da yapılmasına dair talimat<br />

veriyor. 22 Mart günü hatta günlerden<br />

Perşembe günü o heyet Sivrihisar’a geliyorlar.<br />

O tarihte 13 bakanımız var. 8 bakan<br />

Sivrihisar’da diğer bakanlar Ankara’da<br />

ve yurt dışında. 8 bakan ve Genelkurmay<br />

Başkanı Fevzi Çakmakla birlikte<br />

toplanırlar. İkinci günde nihai karar<br />

açıklanıyor. Atatürk de bu ikinci toplantıya<br />

iştirak ediyor.<br />

Bakanlar arasında günümüzün karşılığı<br />

olan Gümrük ve Tekel Bakanı ateşkese<br />

bizde uyalım gibi bir hava estiriyor<br />

toplantı esnasında. Onun da niyeti muhakkak<br />

çok samimidir. Biz de zaman kazanalım.<br />

Bizim de ordumuz ikmalini<br />

yapsın ve büyük taarruza hazırlanalım<br />

anlamındadır. Atatürk buna şiddetle<br />

karşı çıkar.<br />

“ATATÜRK ATEŞKESİ<br />

SİVRİHİSAR’DA REDDETTİ”<br />

Nedeni de Sakarya Meydan Savaşı’ndan<br />

sonra ordunun çok ciddi savaş<br />

yapabilecek gücü kalmamasındandır.<br />

Atatürk hiddetle toplantı masasından<br />

kalkar ve Zaim ağa konağının güney<br />

cephesindeki alana hitaben bu topraklara<br />

geldiğinize pişman edeceğim ifadesini<br />

kullanır.<br />

Bunu o kadar hiddetli söyler ki tekrar<br />

toplantı salonuna girdiğinde bütün<br />

bakanlar elbirliğiyle kararın uygulanacağı<br />

konusunda kesinlikle ve kesinlikle<br />

ateşkes görüşmeleri yapılmayacağına<br />

dair karar çıkarır. Turgut Özakman hoca,<br />

tarihçi bizzat evini ziyaret ettiğim<br />

zaman bunu bana açıklamıştı.<br />

İşte o tarihi uçak öyküsü aynen<br />

böyle gerçekleşiyor.


11


Büyükşehir Belediyesi kent merkezindeki tüm caddelerin asfaltını yeniledi, kaldırımları elden geçirdi<br />

Şehrin caddeleri<br />

artık daha modern<br />

Büyükşehir Belediyesi, yaptığı dev projelerin yanı<br />

sıra, kent halkının yaşamını kolaylaştıracak çalışmaları<br />

da bir taraftan sürdürüyor. Şehrin ana caddeleri,<br />

yapılan yenileme çalışmaları ile son derece<br />

modern bir görünüme kavuştu. Trafik güvenliğini<br />

de artıran çalışmalar şehrin tüm ana caddelerini<br />

kapsayacak şekilde genişletildi. Eskişehirliler, yapılan<br />

yenileme çalışmalarını büyük takdir ve beğeni<br />

ile takip etti.<br />

12<br />

CADDELER BİR BİR YENİLENDİ.<br />

Büyükşehir Belediyesi ekipleri, Üniversite Caddesi,<br />

Sakarya Caddesi, Cumhuriyet Bulvarı, Gazi Yakup<br />

Satar Caddesi gibi yoğun olarak kullanılan cadde ve<br />

bulvarlar başta olmak üzere merkezdeki tüm caddeleri<br />

kente yakışan bir görüntüye kavuşturdu.<br />

Aradan geçen zaman dilimi içerisinde pek çok nedenden<br />

dolayı yıpranan caddeler ekiplerin yaz dönemi<br />

boyunca yaptığı yoğun çalışmalar ile yeniden<br />

sağlıklı ve güvenli bir hale dönüştürüldü.<br />

GECE GÜNDÜZ ÇALIŞMA<br />

Kent merkezi ve kırsalda gerçekleştirdiği<br />

çalışmalarla vatandaşların yüzünü güldüren<br />

Büyükşehir Belediyesi, sorumluluk alanında<br />

bulunan cadde ve bulvarlarda asfalt<br />

yenileme çalışmalarını gece gündüz yoğun<br />

bir çalışma temposu ile gerçekleştirdi.<br />

Ekipler, gündüz saatlerinde farklı bir caddede<br />

çalışma gerçekleştirirken, trafiğin<br />

yoğun olduğu caddelerde ise gece boyu çalışmalarına<br />

devam etti.<br />

YOLLARIN STANDARDI YÜKSELİYOR<br />

Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Yol Yapım<br />

Bakım ve Onarım Dairesi Başkanlığı’na<br />

bağlı ekipler, merkez ve kırsal bölgelerde<br />

bulunan caddelerde onarım ve bakım çalışmaları<br />

ile yolların standardını da yükseltiyor.<br />

Şehrin merkezindeki tüm caddelerde sıcak<br />

asfalt döküm işlemi gerçekleştiren ekipler,<br />

ayrıca araç sürücü ve yolcularının konforlu<br />

bir şekilde ulaşım ihtiyaçlarını karşılamak<br />

amacıyla yolların standardını yükseltiyor.<br />

Büyükşehir Belediyesi Yol İşleri ekibi, asfalt<br />

kaplamanın ardından bu kez trafik işaretleri<br />

için ayrı bir çalışma seferberliği<br />

başlatıyor. Yol çizgileri başta olmak üzere<br />

tüm işaretleri yenileyen ekiplerin bu çalışmaları<br />

da ayrıca ilgi görüyor.<br />

CADDELER İLE BİRLİKTE<br />

KALDIRIMLARDA ELDEN GEÇİYOR<br />

Yaz dönemini dolu dolu geçiren Büyükşehir<br />

ekipleri, bir taraftan caddeleri yenilerken,<br />

diğer taraftan kaldırımları da elden<br />

geçiriyor. Yeniden yapılması ya da oranımı<br />

gereken tüm alanlarda baskılı boya sistemi<br />

ile kaldırımları kentin çağdaş dorusuna<br />

uygun hale getiren ekiplerin bu seferberliğinin<br />

yaz sonuna kadar süreceği de bildiriliyor.<br />

Büyükşehir<br />

Belediyesi<br />

sorumluluk alanında<br />

bulunan<br />

cadde ve bulvarlarda<br />

gece<br />

gündüz yoğun<br />

mesai harcayarak<br />

asfalt yenileme,<br />

bakım<br />

ve onarım çalışmaları<br />

yaptı.<br />

Gerçekleştirdiği<br />

fiziki çalışmalarla<br />

vatandaşların<br />

yüzünü güldüren<br />

Büyükşehir<br />

Belediyesi,<br />

şehir merkezindeki<br />

caddelerde<br />

yaptığı<br />

yenileme çalışmaları<br />

ile şehrin<br />

daha<br />

modern bir görünüme<br />

kavuşmasını<br />

da<br />

sağladı.<br />

Büyükşehir<br />

Belediyesi<br />

ekipleri, ortaya<br />

çıkardığı çağdaş<br />

caddelerle<br />

birlikte trafiği<br />

daha sağlıklı<br />

ve güvenli hale<br />

getirdi. Büyükşehir<br />

Belediyesi’nin<br />

caddeler<br />

ile birlikte kaldırımlarda<br />

yaptığı<br />

yenileme<br />

çalışmaları da<br />

vatandaşlardan<br />

büyük takdir<br />

topladı.


Büyükşehir Belediyesi kırsaldaki vatandaşları Açık Hava Sinemaları’nda bir araya getirdi<br />

Kırsalda sinema keyfi bir başka oldu<br />

Büyükşehir Belediyesi kırsalda gerçekleştirdiği yatırımların<br />

yanı sıra vatandaşların sosyal ihtiyaçlarına<br />

yönelik etkinliklere de devam ediyor. Daha önce<br />

Şehir Tiyatroları’nın oyunlarını ilçelere götüren Büyükşehir<br />

Belediyesi, geçtiğimiz yıl başladığı Açık<br />

Hava Sinema Geceleri’ni bu yıl da gerçekleştirerek<br />

halkın sanat ve kültürle buluşmasına katkı verdi.<br />

EN ÇOK ÇOCUKLAR SEVİNDİ<br />

Sosyal Belediyecilik anlayışı ile vatandaşların her<br />

türlü ihtiyaçlarına cevap vermeye çalışan Büyükşehir<br />

Belediyesi, ilçelerde Açık Hava Sinema Geceleri’ni bu<br />

yıl da düzenledi. Sinema gösterimleri İnönü Cumhuriyet<br />

Meydanı ve Dereyalak Mahallesi’nden başlatıldı.<br />

Vatandaşların yoğun ilgi gösterdiği etkinlikte özellikle<br />

çocukların heyecanı görülmeye değerdi.<br />

Cumhuriyet Meydanı ve Dereyalak Mahallesi’nde<br />

gerçekleşen film gösterimine İnönülü vatandaşlar<br />

büyük ilgi gösterdi. Birçok çocuğun sinemayla ilk<br />

defa tanıştığını ifade eden İnönülüler, ilçede yaşayan<br />

vatandaşları bu gibi etkinliklerde bir araya getirdikleri<br />

için Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen<br />

ve ekibine teşekkür etti.<br />

ÇİFTELER’DE HALK MEYDANDA TOPLANDI<br />

Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği ‘Açık Hava Sinema<br />

Geceleri’ Çifteler merkezinde Cumhuriyet Meydanı’nda<br />

ve Çifteler’e bağlı Körhasan Mahallesi’nde<br />

vatandaşların büyük ilgisine sahne oldu.<br />

Çifteler Cumhuriyet Meydanı ve Körhasan Mahallesi’nde<br />

gerçekleşen film gösterimine Çiftelerli vatandaşlar<br />

büyük ilgi gösterdi. Başkan Büyükerşen’e<br />

Çifteler’e yaptığı yatırımlardan dolayı teşekkür eden<br />

vatandaşlar, bu gibi etkinliklerin de kendilerini son<br />

derece mutlu ettiğini ifade ettiler.<br />

HANLILARIN SİNEMA KEYFİ<br />

Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen Açık<br />

Hava Sinema Gecelerinde Hanlı vatandaşlar da Han<br />

Belediyesi Sosyal Tesisleri’nde sinema gösteriminde<br />

bir araya geldiler.<br />

Vatandaşların keyifli bir yaz akşamı geçirmesi amacıyla<br />

Han Belediyesi Sosyal Tesisleri’nde gerçekleştirilen<br />

ve Han Belediye Başkanı Erdal Şanlı’nın da<br />

katıldığı sinema gösteriminde Hanlı vatandaşlar Aile<br />

Arasında filmini seyretti.<br />

Gösterim öncesi konuşan Han Belediye Başkanı, “Büyükşehir<br />

Belediyemiz tarafından ilçemize yapılan<br />

yatırımların yanı sıra bu tür sosyal etkinliklerde de<br />

bir araya geliyoruz. Bu tür etkinlikler kırsalda yaşayan<br />

vatandaşlarımız için birlik ve beraberliği sağladığı<br />

için büyük önem taşıyor. Sayın Başkanımız<br />

Yılmaz Büyükerşen ve ekibine ilçemizde gerçekleştirdikleri<br />

çalışmalar ve düzenledikleri kültürel etkinliklerden<br />

dolayı teşekkür ediyorum” dedi.<br />

HERYERDE MUTLULUK<br />

Gittiği her yerde halkın büyük teveccühü ile karşılayan<br />

sinema geceleri, Seyitgazi Atatürk Meydanı ve<br />

Seyitgazi Bardakçı Mahallesi, Alpu Cumhuriyet Meydanı<br />

ve Bozan Mahallesi, Mahmudiye Cumhuriyet<br />

Caddesi, Beylikova Cumhuriyet Meydanı, Mihalıççık<br />

Cumhuriyet Meydanı ve Kayı Mahallesi, Sivrihisar<br />

Saat Kulesi Meydanı ve Kaymaz Mahallesi, Mihalgazi<br />

Hürriyet Mahallesi Fatih Cami yanı ve Bozaniçi Mahallesi,<br />

Sarıcakaya Jandarma Karakolu karşısı ve Mayıslar<br />

Mahallesi ile Kırka Mehmet Akif Ersoy<br />

Ortaokulu’nda görülmeye değer mutluluklar ortaya<br />

çıkardı.<br />

İnsan odaklı projeleri ile<br />

sadece ülke çapında<br />

değil, gelişmiş pek çok<br />

Avrupa şehrinin bile dikkatini<br />

çektiği Eskişehir Büyükşehir<br />

Belediyesi, bu<br />

yaz döneminde de sosyal<br />

projelerini sürdürdü.<br />

Çocuklar ve engelliler<br />

başta olmak<br />

üzere toplumun her<br />

kesiminden insana dokunan<br />

ve toplumu yetiştiren<br />

projeler üreten Büyükşehir<br />

Belediyesi, bu kez<br />

Açık Hava Sinemaları ile<br />

halkın karşısına çıktı.<br />

Şehir merkezindeki<br />

vatandaşlar için çeşitli<br />

sanat ve kültür<br />

projeleri gerçekleştiren ve<br />

bu alanda onlarca ödülün<br />

de sahibi olan Büyükşehir<br />

Belediyesi, bu ağa kırsalda<br />

yaşayan vatandaşları<br />

da katmak amacıyla<br />

Açık Hava Sinemaları düzenledi.<br />

İlçe merkezleri ve<br />

ilçelere bağlı mahallelerde<br />

oluşturduğu sinema<br />

ortamı ile halkı bir araya<br />

getiren Büyükşehir Belediyesi,<br />

halkın kültürel yaşama<br />

daha çok<br />

katılmasının da önünü<br />

açtı. Sinema alanlarına<br />

toplanan kırsaldaki vatandaşlar<br />

ise Büyükşehir Belediyesi<br />

ve Başkanı<br />

Yılmaz Büyükerşen’e teşekkür<br />

etti.<br />

13


14


“Okumanın yaşı yok” dedi 72 yaşında ikinci üniversiteyi bitirdi<br />

2’NCİ<br />

E<br />

skişehir’de<br />

BAHAR’DA<br />

ÖĞRETİM<br />

İşletme Fakültesi mezunu olan 72 yaşındaki<br />

Süleyman Atlıhan, ikinci üniversite olarak Anadolu<br />

Üniversitesi Açık öğretim Fakültesi Emlak ve<br />

Gayrimenkul Yönetimi Bölümü'nü bitirdi. Atlıhan, "Hiçbir<br />

şey için geç değil. Gençlere örnek olmak için ikinci üniversiteyi<br />

bitirdim" mesajı veriyor.<br />

Evli olan ve 3 çocuk, 2 torun sahibi Süleyman<br />

Atlıhan, 1971 yılında Eskişehir<br />

İktisadi Ticari İlimler Akademisi İşletme<br />

Muhasebe Bölümü'nden mezun oldu.<br />

Bir süre özel sektörde muhasebe ve<br />

mağaza müdürlüğü görevlerinde bulunan<br />

Atlıhan, daha sonra oto yedek<br />

parça dükkanı açtı ve ardından da fatura<br />

ödeme merkezi işletti.<br />

Emekli olan Süleyman Atlıhan bir süredir<br />

de emlakçılık yapan arkadaşlarına<br />

yardımcı oluyor.<br />

‘Mutlu Yaşamın Sırları’ adlı bir kitap<br />

yazma çalışmalarını sürdüren Süleyman<br />

Atlıhan 'hiçbir şey için geç<br />

değildir' diyor.<br />

Gençlere örnek olmak<br />

için ikinci üniversiteyi<br />

bitirdiğini anlatan Atlıhan,<br />

okumanın yaşı<br />

yok mesajı veriyor.<br />

“OKUMANIN YAŞI<br />

YOK!”<br />

Atlıhan, şöyle konuşuyor:<br />

"Hayatımızın çoğu<br />

ticaretle geçtiği<br />

için boş durmadık. Bir de dedik ki; çalıştığımız<br />

konuda acaba ilmi olarak faydalanabilir<br />

miyiz diye tekrar ikinci<br />

üniversiteye başladım. Bu yıl 2 yıllık<br />

Emlak ve Emlak yönetimi bölümünü bitir-<br />

dim. Bu işe şunun için<br />

başladım; hiçbir şey<br />

için geç değildir, bu<br />

işin yaşı yoktur.<br />

İmkan verildiği sürece,<br />

insanların gayretle bitirebileceğini<br />

ispatlamak için yaptım. Okuyamayan,<br />

okumayan birçok gençleri görüyorum.<br />

Acaba bir faydası olur mu, örnek olabilir<br />

miyiz gayreti içerisinde böyle bir girişimde<br />

bulunmuştum, çok şükür onu da<br />

başardık. İnsanlar bugünkü hayatına<br />

gelene kadar birçok sıkıntılar yaşıyor.<br />

Acaba bunu da dile getirebilir miyiz,<br />

kendi yaptığımız hataları özeleştiri olarak<br />

kaleme dökebilir miyiz diye düşündüm<br />

ve karar verdim.”<br />

“MUTLU YAŞAMIN SIRLARI”<br />

'Mutlu Yaşamın Sırları' adı altında kitap<br />

çalışmasına da başladığını aktarıyor Atlıhan,<br />

“Burada, birilerine tavsiyelerde<br />

bulunuyoruz. Hiçbir şey için geç<br />

değildir. İmkanınız olduğu<br />

zaman yeter ki isteyin, arzulayın<br />

diyoruz. Bu okulu<br />

da oradan bir çağrışım<br />

yaptığı için bitirdim.<br />

Önce kendimiz başaralım<br />

ki tavsiyemizin değeri<br />

olsun diye”<br />

şeklinde konuşuyor.<br />

15


Halkevleri’nin ilkinin<br />

Eskişehir’de kurulduğunu<br />

biliyor muydunuz?<br />

16<br />

Önce, Süleyman Çakır Lisesi’nin<br />

yanındaki bir binada<br />

faaliyete başlıyor Eskişehir<br />

Halkevi. Ardından 1 Ocak<br />

1936’da şu anki İş Bankası Köprübaşı<br />

Şubesi’nin yanındaki<br />

kendi binasına taşınıp 1951 yılına<br />

kadar faaliyet gösteriyor.<br />

Prof. Dr. Zafer<br />

Koylu’nun<br />

“Eski bir şehrin<br />

hikayesi”<br />

kitabından<br />

alınmıştır<br />

Eskişehir Halkevi<br />

Halkevleri içinde Eskişehir Halkevi ilk<br />

kurulanlardandır. Halkevi ilk önce bu<br />

gün Süleyman Çakır Lisesi’nin bulunduğu<br />

yerdeki bir binada faaliyete başlamış,<br />

1 Ocak 1936 tarihinde Eskişehir<br />

Belediyesi Fen İşleri Şefi Mimar İzzet<br />

(Baysal) Bey tarafından planı çizilen,<br />

konferans salonu ve dükkanlarıyla bir<br />

kompleks halindeki 250 kişilik yeni binasına<br />

taşınmış ve faaliyetlerini bu binada<br />

sürdürmüştür. (Şu anki İş Bankası<br />

Merkez Şube’nin olduğu yer). Bu arada<br />

Eskişehir’deki halkevi yalnızca şehir<br />

merkeziyle sınırlı kalmamıştır. İlçe ve<br />

köylerde de halkevi ve halkodası açılmış,<br />

bunlar da 1951 yılına kadar faaliyetlerine<br />

devam etmişlerdir. Diğer<br />

Halkevlerinde olmayan “ticari bir mekâna”<br />

Eskişehir Halkevinde rastlanır. Alt<br />

kat tamamı gelir amaçlı olarak yapılan<br />

dükkânlardan ibarettir. Üst kattaki temsil<br />

salonu da kumpanyalara kiralanabilecek<br />

şekilde ayrı bir merdivenle<br />

tasarlanmıştır. O günleri yaşayanlardan<br />

emekli fotoğrafçı Ramazan Özen şunları<br />

aktarmaktadır: Kültür hizmeti veriyordu<br />

halkevleri o zaman ben orada çok<br />

tiyatro seyrettim, okulların tiyatroları<br />

orada sergileniyordu. Lisenin, Atatürk<br />

Lisesi’nin oynadığı oyunlar vardı. İstanbul’dan<br />

gelen tiyatrolar oynuyordu. Konuşmacılar<br />

gelip konuşmalar<br />

yapıyorlardı. Müzik dersleri veriliyordu,<br />

keman dersleri veriliyordu ve müzik<br />

aletleri dersleri veriliyordu meraklısına.<br />

Yani halka çok faydalı kültür hizmeti<br />

yapıyordu Halkevleri.<br />

Eskişehir Halkevi, kuruluşunu izleyen<br />

yılda Halkevi <strong>Dergisi</strong> adı altında bir<br />

yayın çıkartarak şehirde ve halkevinde<br />

yapılan faaliyetler hakkında bilgiler verilmiştir.<br />

Halkevleri dergileri içerisinde<br />

ilk çıkan dergi Eskişehir Halkevi tarafından<br />

yayınlanan Halkevi <strong>Dergisi</strong>dir. 30<br />

<strong>Ağustos</strong> 1932’de yayın hayatına başlayan<br />

dergi kapanış yılı olan 1946’ya<br />

kadar 98 sayı yayınlanmıştır. Derginin<br />

ilk 36 sayısında adı Halkevi iken 37. sayıdan<br />

itibaren Porsuk adıyla yayınlanmaya<br />

devam etmiştir. Dergi 37. sayıya<br />

kadar Eskişehir’de Sakarya Matbaasında<br />

daha sonra ise Burhaneddin Basımevinde<br />

ve Yıldız matbaasında<br />

basılmıştır. Dergiye yazı<br />

yazanlar arasında Fuat Hulüsi,<br />

M. Yavuz, Faruk Şükrü, M. İlhan,<br />

Fevziye Meteoğlu, Kazım Nuri<br />

Duru, Alişan Reşit, Ali Numan, M.<br />

Tarık Kışınbay, Dr. Nazmi, N. Necati<br />

Özeren, Şahap Güsel, Eminettin<br />

Çeliköz, Lütfi Oğuzcan<br />

vardır. 37. sayıdan itibaren bu<br />

isimlere: Necmi Omaçer, H.


Fehmi Turgallı, V. Necdet Sunkitap,<br />

Asım Akif, Naci Keskinli, Nuri Ilık, Şemsettin<br />

Erdinç katılmıştır. Derginin ilk sayısında<br />

çıkış amacı açıklanmış:<br />

Halkevinin “şehitler cemaatinin özlü istidadını<br />

parlatmaya, öksüzler beldesinin<br />

derin dertlerini araştırmaya ve asil bir<br />

milletin zengin maneviyatına ait cevherlerini<br />

aydınlatmaya çalışacağı belirtilerek<br />

öyle ise kendimizden ve senden<br />

gelen soruya cevap verelim:<br />

Ey Aziz Türk! Halkevi faydalı olmak için<br />

ve senin için çıkıyor! Onu benimse! Demektedir.<br />

20 Şubat 1949 yılına ait olan<br />

Halkevleri ve Halkodalarını gösterir belgede<br />

Eskişehir’de Halkevi 4, Halkodası<br />

62 olarak kayda geçmiştir 673. Her<br />

halkevi 9 şubeye ayrılmıştır, bunlar: 1-<br />

Dil-Tarih Edebiyat, 2-Ar (sanat), 3-Temsil,<br />

4-Sosyal yardım, 5- Halk<br />

dershaneleri ve kurslar, 6-Spor, 7- Kitapsaray<br />

ve yayın, 8-Köycülük, 9-Müze<br />

ve Sergi şubeleridir.<br />

1. Dil - Tarih Edebiyat Şubesi<br />

Dil Tarih Edebiyat Kolu olarak yapılan<br />

çalışmalardan bahsedilirken yöresel<br />

ağızlardaki kelimelerin Türkçe karşılıklarının<br />

bulunması için Ankara’ya kelimelerin<br />

gönderildiği, Türk dili konulu<br />

konferansların yapıldığı, dil bayramı<br />

kapsamında çeşitli etkinlikler tertip<br />

edildiği, Yazılıkaya antik bölgesinde<br />

tarih çalışmaları başlatıldığından bahsedilmiştir.<br />

Bunlardan başka bu şube ayrıca<br />

yöredeki halkoyunları, halk<br />

türküleri, manilerin de derlemelerini<br />

yapmıştır. Bu şubenin derlemeleri<br />

(Kına-Nişan-Düğün-Sünnet) temsil şubeleri<br />

tarafından sergilenmiştir. Yapılan<br />

derlemelerin bir kısmı da Halkevi <strong>Dergisi</strong>'nde<br />

yayınlanmıştır.<br />

2. Güzel Sanatlar Şubesi<br />

Bu şube musiki ve resim üzerine çalışmaktadır.<br />

Musiki kısmı için altı yüz liraya<br />

güzel bir piyano temin ederek<br />

tedrisata başlamıştır. Alafranga musiki<br />

ile halk türküleri alaturkaya tercih edilmiştir.<br />

Sakarya Kızları piyesinin müzik<br />

kısmını bu şube amatörleri idare etmiştir…<br />

Resim kısmında da birçok amatörlere<br />

resim, divar tezyinatı, fotoğraf<br />

kursları açılmıştır. Bu şube şehrin en<br />

büyük bir ihtiyacını da düşünmüş ve<br />

şehir bandosunu meydana getirmiştir.<br />

Bu bandoya 16 amatör genç intisap etmiştir.<br />

Şube el işleriyle av ziynetleri,<br />

musiki, resim ve boya işleri olmak üzere<br />

üç kısma ayrılmıştır, bu kısımlarda da<br />

derslere başlanmıştır. Şubenin özellikle<br />

doğu müziği ile ilgili çalışmalar yaptığı<br />

ayrıca yabancı dil öğrenimine önem<br />

verip İngilizce, Almanca, Fransızca öğretimi<br />

için kurslar açmıştır. Resim heykel<br />

müzik kollarında çalışmalar yapıldığı<br />

heykelcilik alanına ilgi duyan ve yeteneğinin<br />

olduğu keşfedilen Kemal adlı<br />

öğrencinin okuması İçin İstanbul’a gönderilmesi<br />

adına bir takım girişimlerde<br />

bulunulmuş.<br />

3. Temsil (Tiyatro ve<br />

Seyirlik oyunlar) Şubesi<br />

Temsil şubesinin bir diğer adı da “Gösterit<br />

şubesi”dir. Bu şubenin amacı; yetenekli<br />

elemanların halkevleri aracığıyla<br />

ortaya çıkmasına yardımcı olmak, gençleri<br />

düşünmeye yönlendirmek, güzel ve<br />

serbest konuşturmaya alıştırmak, iyi<br />

konuşturmacı yetiştirmek ve kadınlara<br />

roller vererek onları toplumda etkin duruma<br />

getirmektir. Yine kukla, karagöz,<br />

sinema ve oyunlar aracılığıyla il ve ilçelerin<br />

tiyatro gereksinimlerini gidermek,<br />

bu tür çalışmalarla devrimin düşüncelerini<br />

bizzat göstererek halka iletmek, evlere<br />

canlılık getirerek halkevlerini tek<br />

düzelikten kurtarmaktır.<br />

Halkevi sahnesi bir milli kültür mektebi<br />

olarak tasavvur edilmiş, orada çalışanlar<br />

milli müdafaa için emek veren mücahitler<br />

sayılmıştır. “ Her zaman için fakat<br />

bilhassa bugün için memleketimizde en<br />

iyi, en güzel ve en faydalı neşir vasıtası<br />

temsildir…” denilerek temsil kolunun<br />

önemi vurgulanmıştır.<br />

Her halkevi, yetenekli gençlerden bir<br />

temsil grubu kurmuş; fakat “İdare Heyeti”nin<br />

tespit ettiği oyunları oynayabilmişlerdir.<br />

Evlerin büyük bir kısmında<br />

bu şube kurulmuştur. Halkevlerinde tiyatro<br />

gösterilerinin yanı sıra film gösterileri<br />

de yapılmıştır. Sinemaya sahip<br />

olan halkevi az olmasına rağmen, pek<br />

çok sinema gösterileri düzenlenmiştir.<br />

4. Köycüler Şubesi<br />

Bu şube köyleri geliştirmek, sorunlarını<br />

gidermek ve daha sağlıklı bir yapıya kavuşmaları<br />

için çalışmalar yapmıştır. Köylere<br />

ziyaretlerde bulunur, eksikler dile<br />

getirilir, ihtiyaçların karşılanmasına çalışılırdı.<br />

Köylerden başlanarak eğitimin<br />

arttırılacağı inancı da bu şubenin açılmasına<br />

vesile olan unsurlardan birdir.<br />

Şubenin amacı Eskişehir Halkevi <strong>Dergisi</strong>’nde<br />

yağız çehreli ve kahraman yapılı,<br />

çalışkan, doğru ve efendi doğumlu Türk<br />

köylüsünü bu günkü mevkiinden daha<br />

mesut, daha olgun ve daha medeni bir<br />

mevkie yükseltmek köycüler şubesinin<br />

biricik gayesidir, şeklinde açıklanmıştır.<br />

Köycüler Şubesi’nin yaptığı çalışmalar<br />

köylerin sorunlarına yardımcı olmak,<br />

köyleri geliştirmek ve köylüleri birbirine<br />

yakınlaştırmaktır. Şube 80 kadar genci<br />

toplayıp Karacaşehir, Mamuca ziyaret<br />

edilmiş ve Gündüzler köyü halkevinin<br />

örnek köyü ilan edilmiş, burada bir<br />

örnek tarlası açılmış ve köylülere konferanslar<br />

verilmiştir. Halkevinin şubelerine<br />

mensup azaların iştirakiyle<br />

Kızılcaören, Keskin, Söğütönü, Karcaşehir,<br />

Mamuca, Muttalıp köyleri ve yalnız<br />

komite azalarının iştirakiyle Kayı, Gündüzler,<br />

Mamure, Osmaniye, Tokat, Karapazar,<br />

Kırka, Taşköprü köyleri ziyaret<br />

edilmiş bayrak merasimi icra edilmiş ve<br />

fotoğraflar çekilmiştir .<br />

Köycüler şubesi ayrıca cirit ve zeybek<br />

gibi oyunlar tertip etmişlerdir. Şube,<br />

935 yılı içinde bir<br />

doktor, bir öğretmen, bir tarım mütehassısı<br />

ve içlerinde parti mesupları<br />

olmak üzere oluşturduğu heyetlerle<br />

Sulu Karağaç, Yaka Kayı, Gündüzler,<br />

Fahriye, Karapazar, Türkmentokat,<br />

Aşağı Söğütönü, Yukarı Söğütönü, Taşköprü,<br />

Kümbet, Yapıldak, Yazılıkaya,<br />

Taşkırka, Alpu köylerini birer birer gezmiş<br />

bu köylerde büyükleri ile yakın temaslar<br />

yapmış köylünün tarımsal,<br />

sağlık, siyasal durumlarını incelemiş,<br />

hastalıklar üzerinde incelemelerde bulunuş<br />

ve bu incelemelerin sonuçlarını<br />

tespit ederek halkevi dergisinde de<br />

neşre başlamıştır. Yazıda bahsedildiği<br />

üzere, köylülere tarım konusunda bilgiler<br />

verilmiş, Zencirlikuyu, Aşağı Söğütönü,<br />

Yukarı Söğütönü, Satılmış,<br />

köylerinde birer fidanlık ihdas ettirilmiş,<br />

bunlara törenle ağaç diktirilmiş bazı<br />

köylere de fidanlık alanlar oluşturulmuş,<br />

okuma odaları düzenlenmiştir. Bir<br />

diğer çalışmada resmi bayramların köylüler<br />

tarafından da coşkuyla kutlanabilmesi<br />

için kendilerine bildiriler<br />

gönderilmiş şenlikler yapılmış ve Cumhuriyet<br />

Bayramı’nda şehre çağrılan 300<br />

atlı köylüye şölenler verilmiş kendilerine<br />

yakından temaslar yapılmıştır. Köycüler<br />

Şubesinin yaptığı en büyük<br />

çalışmalardan biri de sağlık alanında olmuştur.<br />

Çifteler’de pazarın kurulduğu<br />

cumartesi günleri çevre köylerden de<br />

gelecek hastalara bakmak ve ilaç vermek<br />

için bir dispanser açmıştır. Bu<br />

haber civarda çok çabuk<br />

yayılmış, dispanser şifa arayanlarla<br />

dolup taşmıştır.<br />

5. Okuma Odaları ve Ar Şubesi<br />

Okuma Odaları, halkı bilinçlendirmek,<br />

eğitimi ve okumayı özendirmek, insanları<br />

yurtta ve<br />

dünyada olan gelişmelerden haberdar<br />

edebilmek adına açılmış, birçok kitap,<br />

gazete ve dergi ile Halkevi binasında<br />

hizmet vermektedir. Şube Halkevi <strong>Dergisi</strong>ni<br />

kendisi çıkarmaktadır. Bundan<br />

başka şube, fırkanın gazetesi olan Sakarya<br />

ile de kendi fikirlerini tamimden<br />

geri kalmamıştır 684. Bu amaçla Okuma<br />

Odaları sadece şehir merkezinde değil<br />

köylerde de faaliyet göstermiştir. Köy<br />

muhtarları ve imamlarına kurs açılmış,<br />

köylerin ağaçlandırılması için çalışılmış,<br />

memleket meselelerinden herkesin haberdar<br />

olmalarını sağlamak amacıyla<br />

köy duvar gazetesi yapılmıştır. Köylülerin<br />

okumaları ve bu suretle yeni hayat,<br />

inkılap bakımından günün üstünde olmalarını<br />

temin için Kayı, Gündüzler,<br />

17


Mahmudiye ve Mamure köylerinde beherinin<br />

40’dan fazla devam edicisi bulunan<br />

okuma odaları tesis edilmiştir.<br />

1400 kitabı olan kütüphane sessiz bir<br />

çalışma içinde kendisinden beklenen istifadeyi<br />

muntazaman vermiştir. 2925<br />

kişi mecmua okumak için, 3380, kitap<br />

okumak için müracaatetmiştir685. En<br />

çok okunan eserler: Birinci: umumi eserler,<br />

ikinci Sosyal ilimler, üçüncü: edebiyat<br />

dördüncü nazari ilimler<br />

beşinci Tabiat, coğrafya altıncı: tatbiki<br />

ilimler, yedinci: güzel sanatlar, sekizinci:<br />

felsefe, dokuzuncu: filoloji686. Sadece<br />

Eskişehir’deki Halkevi’nde değil Mihalıççık687,<br />

Seyitgazi688, Sivrihisar689,<br />

Çifteler690, Mahmudiye691 ilçeleriyle<br />

1945’de yeni açılan 7 Nahiye, 28 köy<br />

odasının İsmet Paşa 692, İstiklal<br />

bağı693 kütüphanelerine de genel<br />

merkezden kitap desteği sağlanmıştır.<br />

Halkevi <strong>Dergisi</strong>nde yer alan bilgiye<br />

göre; Okuma Odasının altı yüz elli cilt<br />

kitabı vardır. Bu miktar günden güne<br />

artmaktadır. Çünkü Milli Eğitim Bakanlığı<br />

tarafından yeni basılan klasikler<br />

halkevi ve odalarına gönderilmektedir.<br />

1946 yılında 112 klasik eser oda başkanlığınca<br />

teslim alınmış, ve tesellüm<br />

makbuzlarıyla 694 birlikte parti genel<br />

sekreterliğine bildirilmiştir. Diğer kalanlar<br />

da cilde verilmiştir. Şimdiye kadar<br />

evin okumaya elverişli geniş bir salonu<br />

bulunmadığından bu kol kitap işlerini<br />

kültür direktörlüğü ile birleşerek memleket<br />

kütüphanesinden idare etmiş<br />

gerek kendi kitaplarını ve gerek memleket<br />

kütüphanesi kitaplarını bu salonda<br />

okumaya koymuş okuyanların sayılarına<br />

ait istatistik raporu iliştirilmiştir.<br />

1946 yılına gelindiğinde Halkevindeki<br />

kitap sayısı Halkevi başkanı Ali Numan<br />

Kıraç’ ın Parti genel sekreterliğine bildirdiğine<br />

göre 2933’e yükselmiştir.<br />

Okuma Odası ve Dil-Tarih-Edebiyat Şubesi<br />

ortaklaşa düzenledikleri “Kitap Severler<br />

Toplantısı” nda bu konuya ilgi<br />

gösterenleri bir araya getirmiş ve alınan<br />

karara göre ayın dört Cuma akşamında,<br />

şiir gecesi, memleket gecesi,<br />

kitap tanıma gecesi ve konferans gecesi<br />

olmak üzere dört gece tertip edilmesini<br />

ve bunun temininde iki şubeden<br />

temenni olunmasını kararlaştırmışlardır.<br />

Ayrıca şehir merkezi ve ilçelerdeki spor<br />

ve okuma salonlarına özel önem verilmiş<br />

il ve ilçele belediyelerinin bütçelerinden<br />

özel paylar ayrılmıştır. Halkevi<br />

yalnızca okuma-yazma konusunda çalışmalar<br />

yapmıyor aynı zamanda resim,<br />

müzik, spor, tiyatro gibi alanlarda halkı<br />

eğitiyordu. Bu kurslara katılanlar hem<br />

kız hem de erkekler olup kurs sonunda<br />

meslek sahibi olanlar da mevcuttur.<br />

Halkevi içerisindeki Ar Şubesinin görevi<br />

resim ve müzik çalışmaları yaptırmaktır.<br />

Resim ve müzik gibi iki kuvvetli koldan<br />

18<br />

ESKİŞEHİR HALKEVİ ÜYELERİNİN TUTULAN SİCİL KAYDI<br />

ilerlemekte olan bu şube şehirde resim<br />

ve musikinin kıymetini ve ehemmiyetini<br />

sadece belirtmekle kalmamış yaşatmıştırda.<br />

6. Halk Dersaneleri ve<br />

Kurslar Şubesi<br />

Bu şube kadınlara ve erkeklere meslek<br />

edindirmek amaçlı açılmıştır. Kursta öğretilenler<br />

ile kursiyerler kendi ekmek<br />

paralarını kazanabilir duruma gelerek<br />

hayata karşı daha dik durabilecek yapıya<br />

getirilmiştir.<br />

Kurslarda öğretilenler şehrin neşriyatlarında<br />

zaman zaman yer almıştır; edinilen<br />

bilgilere göre şube; daktilo, ticaret<br />

ve bankacılık, Almanca ve Fransızca,<br />

medeni bilgiler, köy imam, hatip ve<br />

muhtarları için kurslar, kadınlar için çiçekçilik,<br />

biçki, dikiş ve şapkacılık kursları<br />

açılmış ve bu kursa elli bayan kayıt yaptırmıştır.<br />

Kursiyerler öğrenimleri sonunda<br />

belge alıp iş hayatına<br />

atılabilecek düzeye getirilmiştir. El işlerinden<br />

yapılan örneklerin sunulduğu<br />

sergiler açılmış ve bayanlar bu vasıtayla<br />

bir miktar para kazanabilmiştir.<br />

Sivrihisar Halkevinde Batı Tarzı müzik<br />

aletleri (Flüt, Trombon, Alto, Baso) olmasına<br />

rağmen müzik öğretmen ve kursiyer<br />

olmadığından faaliyet<br />

gerçekleştirememiştir. Mihalıçcık’ta<br />

özellikle yerli sazlar üzerinde yapılan<br />

çalışmalardan olumlu sonuçlar elde edilmiştir.<br />

7. Temsil (Gösterit) Şubesi<br />

Şube çeşitli tiyatro eserlerini sahneler<br />

ve bu yolla halkı aydınlatmaya, sanata<br />

ilgi çekmeye çalışır. Temsil edilen oyunlar<br />

genellikle ücretsiz olmuştur. Şube<br />

zaman zaman sergilediği oyunlardan<br />

elde ettiği geliri ihtiyacı olana vererek<br />

bir<br />

sosyal yardımlaşma vazifesi de görmüştür.<br />

Buna bir örnek Halkevi <strong>Dergisi</strong>’nde<br />

şöyle yer almıştır: Uluslararası<br />

atletizm müsabakalarına katılması için<br />

bir sporcunun Avrupa’ya gitmesi münasebetiyle<br />

ve onun masraflarını karşılamak<br />

dileğine dayanarak ev salonunda<br />

bir müsamere vermiştir. Bu müsamereye<br />

dört yüzden fazla yurttaş gelmiştir.<br />

Temsil Şubesi 1932’de Reşat<br />

Nuri’nin İstiklal Piyesini, Babür Şah’ın<br />

Seccadesi oyununu sergilemiştir. 1935-<br />

36’da sergilenenler ise;<br />

Tarih Utandı, Çapanoğlu, Himmetin<br />

Oğlu, Babaların Günahı’dır. Sakarya Kızları,<br />

Dün ve Yarın, Boşluk, Abdülkadir Ziya’nın<br />

Baba bir komedi piyesleriyle,<br />

Refik Ahmet Nuri’nin Son Altesi, Faruk<br />

Nafiz’in Akın, Aka Gündüz’ün Mavi Yıldırım,<br />

Özyurt, Yaşar Nebi’nin Mete piyesleri<br />

sahnelenmiştir. Eskişehir’de Temsil<br />

ile ilgili oluşabilecek başka bir gelişme<br />

ise Hoşduniye Mahallesi Koyaş Sokakta<br />

ikamet eden Kurtuluş Savaşı’nın başlangıcından<br />

Lozan Antlaşması’na kadar<br />

bil fiil cephede çarpışmış ve bu günde<br />

malul kalmış yedek subay olan Hafız<br />

Tan isimli şahsın bir “Önce Kurtuluş”<br />

adlı Kurtuluş Savaşını konu alan bir senaryo<br />

kaleme alıp Cumhurbaşkanlığına göndermesidir.<br />

Yapılan inceleme sonunda<br />

bunun mümkün olmadığı ve Harp Akademisinin<br />

son iki seneden beri “İstiklal<br />

Harbi” Filmini bitirmeye uğraştığı bildirilmiştir.<br />

8. Spor Şubesi<br />

Spor şubesi'nin açılmasından maksat<br />

memlekette kurulmuş olan spor teşekküllerini<br />

korumak,<br />

sporu teşvik ve himaye etmektir. Şube;


Futbol sahasının tanzimi için 2000 lira<br />

vermiş Ankara,<br />

İzmir mıntıkalarından getirttiği oyuncularla<br />

şehir kulüpleri arasında maçlar tertip<br />

etmiştir. Tayyare ile karşılaşan<br />

Galatasaray ve İdman Yurdu’na misafir<br />

olan Fenerbahçe kulüplerinin karşılaşmalarınıda<br />

spor şubesi temin etmiştir.<br />

Şube şehirde yapılan 4 pehlivan güreşini<br />

himayesine almış, amatör pehlivanları<br />

teşvik etmiş, spor teşkilatına yeni<br />

yeni elemanlar eklemekten geri kalmamıştır.<br />

Şube yüzlerce lira sarfı ile fırka<br />

bahçesinde bir tenis kortu da vücuda<br />

getirmiştir. Eskişehir’de, Eskişehir<br />

İdman Yurdu, Hava İdman Yurdu, Mektep<br />

İdman Yurdu, Demir Spor adlarıyla<br />

dört kulüp ve bir de mıntıka teşkilatı<br />

vardır. Eskişehir Halkevi öncülüğünde<br />

Spor konusuna verilen önem sonraki<br />

yıllarda da her geçen gün artarak<br />

devam etmiştir. Eskişehir Halkevi’nin<br />

özellikle mahallelerde spor ile ilgili yaptığı<br />

girişimler (spor yuvaları) gerek merkez<br />

müfettişlerince yapılan teftişlerde<br />

büyük takdir toplamıştır. Bunun üzerine<br />

hem Eskişehir merkezi hem ilçeler hem<br />

de köylerde spor malzemeleri ile ilgili<br />

eksikleri il idare kurulu ve genel merkeze<br />

yazılarak yinelemek ölçüsünde<br />

karşılanmaya çalışılmıştır. Eskişehir<br />

Halkevinin kontrol ve denetimi altında<br />

köy ve kasabalarda birer güreş ve jimnastik<br />

faaliyet merkezi açılmasına bu<br />

doğrultuda Eskişehir ile birlikte Sivrihisar<br />

ve İsmet Paşa köyüne bazı malzemeler<br />

gönderilmesi kararı alınmıştı.<br />

Sporlarla ilgili yapılan çalışmalar sadece<br />

kent merkezi ile sınırlı kalmamıştır.<br />

Gerek Eskişehir Halkevi gerekse daha<br />

sonra Halkevine dönüştürülen ilçelerdeki<br />

odaların talep ve istekleri olanaklar<br />

oranında parti genel sekreterliğince<br />

karşılanmaya çalışılmıştır . Malzeme<br />

gönderilen bölgelerde hangi spor müsabakalarının<br />

yapılacağı da bu program<br />

dâhilinde illere gönderilmiştir. Buna<br />

göre şehir merkezi ve köylerde kır koşuları,<br />

sıklet atma, halata tırmanma,<br />

halat çekme, eskrim ve sürgü atış karşılaşmaları<br />

yapılacak ve birinciliklerde verilecek<br />

ödüller yine parti genel<br />

sekreterliğince gönderilmişti .<br />

9. Eğitimler ve Toplantılar<br />

Halkevi çeşitli eğitimlere de sahne olan<br />

ve halkın gelişimine katkı sağlayan bir<br />

kurum olarak öne çıkmıştır. Burada verilen<br />

eğitimlerden biri okuma yazma kursudur.<br />

Okur-yazar olmayan ya da bir<br />

parça okur-yazar olanlara gece dershanesi<br />

açılmış ve eğitim verilmiştir. Birinci<br />

sınıf hiç okuyup yazma bilmeyenlere,<br />

ikinci sınıf bir derece okuryazarlara ayrılmıştır.<br />

Bilhassa birinci sınıfın talebesi<br />

sevindirecek ve şefkatle ağlanacak bir<br />

manzara oluşturmaktadır. Yapılan bu<br />

çalışmalar sonucunda iki ay zarfında bu<br />

hiç bir şey bilemeyen muhterem kafalarda<br />

maariftin aydınlıkları belirmeye<br />

başlamıştır. Bir diğer eğitim tarım alanında<br />

verilmiştir. Bursa Ziraat Okulu talebeleri<br />

öğretmenleriyle birlikte<br />

Eskişehir’e gelmişler. Tohum ıslah, kuru<br />

ziraat istasyonları ile Çifteler çiftliğinde<br />

zirai tetkikler yapmışlar, şehri gezmişler,<br />

halkevini ziyaret etmişlerdir.<br />

Halkevi resmi kutlamaların yapıldığı ya<br />

da büyük kalabalıkların katılımıyla bir<br />

araya gelindiği bir yer olmuştur. 19 Mayıs’ın<br />

anıldığı bir gecede toplanan Halkevliler<br />

Ata’ya bir telgraf çekerek<br />

şunları dile getirmişlerdir:<br />

“Göz ve kafa kamaştıran büyük kurtuluş<br />

savaşının başı ve dünyaya örnek eşsiz<br />

inkılâbımızın müjdesi olan bu gün sizin<br />

yüce varlığınızı Anadolu topraklarında<br />

güneşlenmiş buluyoruz. Halkevi çatısı altında<br />

coşkun duygularla toplanıp bu<br />

güzel günü kutlayan çocuklarınızın sevgiden,<br />

saygıdan, inan ve ülküden örülmüş<br />

buketlerini ellerinize uzanan birer<br />

öpücük gibi kabul ediniz biricik Atamız.”<br />

Halkevi gezintiler de düzenlemiş ve halkın<br />

yakınlaşmasına olanak sağlamıştır.<br />

Gezintiler çok eğlenceli ve samimi olmuştur.<br />

Akşamları aile geceleri düzenleyen<br />

Halkevi Cumartesi gecelerini aile geceleri<br />

ilan etmiş ve aile toplantılarına ailesi yanında<br />

olmak üzere her yurttaş gelebilmiş.<br />

Bekârlar da bir aile refakatinde<br />

gelmek mecburiyetinde olmuşlardır.<br />

ESKİŞEHİR HALKEVİ’NDE YAPILAN ETKİNLİKLERE İLİŞKİN HAZIRLANAN RAPORLAR<br />

KAYNAKÇA<br />

Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi(BCA), Fon no(Fn): 409.1.0.0, Kutu no(Kn):<br />

955, Dosya no(Dn): 699, Sıralama no(Sn): 1.<br />

BCA., Fn. 490.1.0.0,, Kn. 1036, Dn. 986, Sn. 2.<br />

BCA. Fn. 490.1.0.0,, Kn. 984, Dn. 815, Sn. 3.<br />

BCA. Fn. 490.1.0.0,, Kn. 966, Dn. 738, Sn. 5(2-3).<br />

BCA. Fn. 490.1.0.0,, Kn. 1122, Dn. 94, Sn. 3(10,11,25).<br />

BCA. Fn. 490.1.0.0,, Kn. 1122, Dn. 94, Sn. 3(41,42).<br />

BCA. Fn. 490.1.0.0,, Kn. 1122, Dn. 94, Sn. 3(10,11,25).<br />

“Gece Dersaneleri” Sakarya, 26 Kanunu Evvel 1927<br />

“Dil-Tarih Edebiyat Şubesi”, Eskişehir Halkevi <strong>Dergisi</strong>, 30 <strong>Ağustos</strong> 1935, S.<br />

29-30, s. 359.<br />

“Güzel Sanatlar Şubesi”,Eskişehir Halkevi <strong>Dergisi</strong>,29 Ekim1933,S.13-15,s.164.<br />

“Köycüler Şubesi”, Eskişehir Halkevi <strong>Dergisi</strong>, 29 Ekim 1933, S.13-15, s.161.<br />

“Köycüler Şubesi Gezileri”, Eskişehir Halkevi <strong>Dergisi</strong>,Mart 1934, S.17-18, s. 58.<br />

“Kutlamalar”, Eskişehir Halkevi <strong>Dergisi</strong>, 30 <strong>Ağustos</strong> 1935, S. 29-30, s. 366.<br />

Ayşe Ulukan-Türkan Ulusu Uraz, “Cumhuriyetin Kültür Kurumu Olan Halkevi<br />

Binaları”, İTÜ. Fen Bilimleri Enstitüsü <strong>Dergisi</strong>, 2011, 15(2).<br />

19


Eskişehir Toplum ve Sanat Derneği Başkanı Nihal Bağcı ile projeler üzerine<br />

ETOS geleceğin<br />

kahramanlarına<br />

sanatı götürüyor<br />

20<br />

Çocukluk…<br />

Özgürce sokak aralarında top koşturmak…<br />

Kirli terliklerle belki de yalın ayak kaldırım<br />

taşlarında amaçsız yürümek…<br />

Komşunun kızına kızdığı için sırf öfkesi içinde<br />

kalmasın diye yerdeki taşı evinin camına atıp<br />

korkuyla kaçmak…<br />

Belki de öfkesini içine atamadığı için sokak<br />

ortasında dayak yemek ama…<br />

Çocukluk işte…<br />

Tabi yıllar geçtikçe…<br />

Eskisi gibi sokak aralarında yapılan muhabbetler<br />

kalmıyor.<br />

Ramazan geceleri sunulan Karagöz- Hacivat<br />

oyunları yok oluyor.<br />

Eski heyecanlar tükeniyor.<br />

Ama çocukluk hala olduğu yerde duruyor.<br />

Bilmediğimiz birçok yerde üstelik!<br />

Aldığımız nefes kadar hızla geçip giden çocukluk…<br />

Mesela mevsimlik tarım işçilerinin de<br />

canları var.<br />

Ömürlerini hastanede tüketen ama yaşama<br />

hepimizden daha sıkı bağlı lösemi<br />

hastası çocuklarımız da var.<br />

Ve daha niceleri…<br />

Ama diyorum ya çocuk her çağda, her<br />

an da, her şekilde aynı çocuk!<br />

Onları işlemek, şekillendirmek, bilinçlendirmek<br />

ailesi başta olmak üzere<br />

çevrenin yani bizim elimizde!<br />

Eskişehir Toplum ve Sanat Derneği Başkanı<br />

Nihal Bağcı’yı dinlerken bu düşünceler beliriyor.<br />

Dernek olarak öyle güzel işlere imza atmışlar<br />

ki yer yer gözlerim doluyor.<br />

Hedef kitleleri aslında tüm insanlık ama nedendir<br />

bilmiyorum ben çocuğu ön plana çıkarmak<br />

istiyorum.<br />

Çünkü geleceğin insanlığını<br />

o çocukların oluşturacağını<br />

biliyorum.<br />

Eskişehir Toplum ve Sanat<br />

Derneği olarak üçüncü yılına<br />

girdiklerini anlatıyor Dernek<br />

Başkanı Nihal Hanım akıcı<br />

ses tonuyla: “2016 yılının<br />

Mart ayında ilk genel kurulumuzu<br />

yaptık. O günden beri<br />

ikinci genel kurulumuzu da<br />

tamamladık.2019 yılına<br />

kadar bu görevi sürdüreceğim.<br />

Gerçekten güzel bir birliktelikle<br />

çalışıyoruz.”<br />

“SANAT YOLUYLA<br />

TOPLUMDA FARKINDALIK<br />

YARATMAK İSTİYORUZ”<br />

Derneklerinin amaçlarından<br />

da bahsediyor: “Biz Eskişehir<br />

Toplum ve Sanat Derneğiyiz.<br />

Dikkat ettiğiniz üzere sadece<br />

sanat derneği değiliz.<br />

Toplum ve sanat. İsmi de<br />

ETOS. ETOS okunuş anlamında<br />

Yunanca’da toplumun<br />

ruhu, toplum bilinci, toplumun<br />

tınısı anlamında. İşte<br />

biz tam ismimize layık çalışmalar<br />

yapmaya çalışıyoruz.<br />

Amacımız sanat yoluyla toplum<br />

da farkındalık yaratmak.<br />

Bütün sanat dallarında üretimde<br />

bulunmak. Üretimde<br />

bulunanlara destek ve katkı<br />

RÖPORTAJ<br />

Özge Zaim Sarıoğlu<br />

vermek. Araştırmak. Araştırma yaptırmak.<br />

Bunun yanı sıra yine kültürel ve sanatsal faaliyetler<br />

düzenleyerek özellikle insanların günlük<br />

yaşamına sanatı katmak amacımız. Kişisel<br />

gelişim, dayanışma, toplumsal sorumluluk gibi<br />

amaçlarla biz yola çıktık. 13 kurucu üyemiz<br />

vardı. Bu arkadaşlarımız yıllarca sivil toplumlarda<br />

çalışmış, sivil toplum bilincinde olan ve<br />

bunu üzerine çalışan arkadaşlarımız. Bu yüzden<br />

güzel bir dernek kuruldu.”<br />

“ÇOCUKLARIMIZA SANATI GÖTÜRDÜK”<br />

“İz bırakanlar” projesini nasıl gerçekleştirdiklerini<br />

anlatıyor ardından Nihal Hanım…<br />

Öyle güzel ifadeleri var ki konuşurken ben<br />

bile heyecanlanıyorum: “İlk açıldığımız da biz<br />

bir sivil toplum örgütüyüz dedik. Bir sivil toplum<br />

olarak önce sivil toplumlara destek veren,<br />

Eskişehir’imizde, kentimizde sanatı sevdiren,<br />

onlara büyük destek veren kişiler var. Bunlardan<br />

bir tanesi de o zamanlar Vali Yardımcımız<br />

Ömer Faruk Günay’dı mesela… Sanat adına<br />

büyük katkıları var. “İz bırakanlar” adı altında<br />

bunu yapalım istedik. İlk etkinliğimiz buydu.<br />

Sonra tabi hedef kitlelerimiz içerisinde yer<br />

alan çocuklarımız var bizim… Kime ulaşabiliriz<br />

diye düşündük. “Bir mevsim bir tebessüm” adı<br />

altında mevsimlik tarım işçi çocuklarımıza<br />

ulaştık. Bunların maddi anlamda hiçbir zorlukları<br />

yok. Fakat bunların bekledikleri, göremediği<br />

sanatlar… Gidemedikleri, ulaşamadıkları<br />

şeyleri bizlerin onlara ulaştırması gerekiyordu.<br />

Demiştik ya az önce sanat yoluyla farkındalık<br />

yaratmak istiyoruz diye işte biz<br />

çocuklarımıza bunu yaptık.”<br />

“SANAT TOPLUMU- TOPLUM<br />

SANATI GELİŞTİRİR”<br />

Neler yaptıklarını heyecanla merak ediyorum.<br />

Yüzünden hiç eksilmeyen tebessümle anlatmaya<br />

devam ediyor Nihal Hanım: “Boyama<br />

kalemleri aldık, resim defterleri aldık. Onlarla<br />

hayal güçlerini geliştirsinler istedik. Belki de<br />

insanların yaşamlarında hiç görmediği Âşık<br />

Maşuk, Hacivat- Karagöz oyunu yaptık. O an


da gözlerinizde ifadeleri görseniz<br />

onu ifade etmek o kadar zor<br />

ki… Bizim geleceğimiz olan çocuklarımızın<br />

bir kere bakış açısını<br />

değiştirmek zorundayız. Bunu da<br />

sanatla yapacağız. Sanat tanım<br />

olarak bir duyguyu, düşünceyi,<br />

güzellikleri hayal güçlerini aktarırken<br />

kullandığı yöntem diye<br />

geçiyor. Aslında üstün yaratıcılık<br />

diye geçiyor. Sadece maddi faydayı<br />

da değil kişisel gelişim anlamında<br />

bugün gelişmiş ülkelere<br />

baktığımızda gerçekten sanatla<br />

ilgili çok büyük etkinlikler yapıyorlar.<br />

Çünkü sanat toplumu,<br />

toplum sanatı geliştirir. Bu birbirine<br />

bağlantılı. Bizde gelişmiş<br />

toplumlarda olduğu gibi elimizden<br />

geldiğince etkinlikler yapmaya<br />

gayret ediyoruz.”<br />

“LÖSEMİLİ ÇOCUKLARIMIZA<br />

KARAGÖZ- HACİVATI<br />

GÖTÜRÜYORUZ”<br />

Lösemili çocuklarla birlikte gerçekleştirdikleri<br />

bir etkinlikten de bahsediyor<br />

ve yüreğim hopluyor…<br />

O kadar güzel ki, gururlanıyorum.<br />

Şöyle diyor: “Karagöz- Hacivat, Aşık Maşuk<br />

gibi etkinlikleri ikinci hedef kitlemiz olan Lösemili<br />

çocuklarımızla çalışıyoruz. İki yıldır bu çocuklarımıza<br />

belirli sürelerde gidiyoruz. Mesela<br />

Perşembe günleri şehir dışından gelen çocuklarımız<br />

var. Tedavi oluyorlar. Tabi ki Osmangazi<br />

Onkoloji bölümüne gelen çocuklarımız<br />

var. Ve onlar ilaç alıyorlar. Akşama kadar oradalar.<br />

Çok zor günler. Hem kendileri hem de<br />

aileleri için. Bizler onlara müzik götürüyoruz,<br />

Karagöz- Hacivat götürüyoruz. Aşık Maşuk götürüyoruz.<br />

Şövalyelerimizi götürüyoruz. Resim<br />

kâğıtları koyuyoruz. Resimler yapıyorlar, şarkılar<br />

söylüyorlar hatta danslar yapıyorlar.”<br />

“KİTAPLARIN KAPAKLARINI MASAL<br />

KAHRAMANLARIYLA BOYADIK”<br />

Heyecanla konuşmasına devam ediyor: “Bir<br />

etkinliğimiz daha var. Onu hem lösemili çocuklarımıza<br />

hem de kendi sokağımızda yaratıcı<br />

fikirler atölyesi adı altında artan<br />

maddelerden kitap ayraçları yaptırıyoruz. O<br />

kadar mutlu oluyorlar ki… Biz onkoloji bölümüne<br />

büyük bir kitaplık hediye ettik. 2350<br />

kitap ile birlikte büyük bir kitaplıktı bu… Onkoloji<br />

bölümüne hediye ettiğimiz bütün kitapların<br />

kapakları masal kahramanlarıyla boyandı.<br />

Aylarca arkadaşlarımız onlara uğraştı. Sadece<br />

onlarla olmak değil oraya geldikleri zaman velilerin<br />

de okuyabileceği kitaplar yaptık. O<br />

moral bozukluklarını bir nebze olsun, bir saat<br />

olsun alabilmekti bizim niyetimiz… Ve onları<br />

yaptık.”<br />

Diyorum ya o kadar harika projelere imza atıyorlar<br />

ki ancak bir kısmına yer verebiliyorum<br />

satırlarımda…<br />

“BELGESELLERLE ÖN YARGILARIMIZI<br />

KIRIYORUZ”<br />

Onlardan biri de ‘Sürdürülebilir Yaşam Festivali…’<br />

Bir yandan sıcak çayını yudumlarken Nihal<br />

Hanım, “Ulusal bir festival. Tüm dünyadaki<br />

yönetmenler bu festivalleri, sürdürülebilirlikle<br />

ilgili tarım, turizm, enerji, kadın hakkı, çocuk<br />

hakkı aklınıza sürdürülebilirle ilgili ne varsa<br />

onların konularının alındığı belgesel filmler.<br />

Bu belgesel filmlerle ilgili konuşmacılar, şehir<br />

dışından konuşmacılar getiriyoruz. Bu festivali<br />

yapmak bütün ETOS olarak en az 4-5 ayımızı<br />

alıyor. Ama güzel bir çalışmayla da bunu<br />

gerçekleştiriyoruz. Bu festivallerin insan<br />

üzerindeki etkileri de çok büyük. Suriyeli bir<br />

belgesel var. Mültecilerle ilgiliydi. Biz o ana<br />

kadar inanın çok ön yargılarla bakıyoruz<br />

olaya. O filmden sonra bir konuşmacı da aldık<br />

bu konuyla ilgili. Uzman bir konuşmacımız<br />

vardı. Bittikten sonra kendimizden utandık.<br />

Bu yüzden bu belgesel filmler çok etkili.”<br />

Gerçekleştirdikleri bir etkinlik daha beliriyor<br />

aklında ve sohbetin başından beri yüzünde<br />

eksilmeyen gülümsemeyle şunları söylüyor:<br />

“CUMHURİYET BALOSU YAPTIK”<br />

“Özel günlerde de etkinliklerimiz var. Mesela<br />

bir Cumhuriyet balosu yaptık. Bu Cumhuriyet<br />

balosunu bir sivil toplum kuruluşu olarak sanırım<br />

ilk biz gerçekleştirdik. Burada Atatürk’ün<br />

son valsinden tutun yine dernek arkadaşlarımız<br />

özel valsler çalıştı. İnanın o gece biz bile<br />

şaşırdık. Gelen insanlar o güne yakışır şapkalarından<br />

tutun o güne ait çantalarından onu<br />

anlatmak çok zor. Biz bunu yaşadık, yaşatmaya<br />

da devam edeceğiz. “<br />

Keyifle dinlerken Nihal Hanım’ı bütün anıların<br />

çok güzel olduğunu söylüyor.<br />

Bunlardan biri aklında beliriyor: “Bütün anlar<br />

çok güzeldi ama unutamadıklarımdan bir tanesini<br />

anlatayım. Yine lösemili çocuklarla ilgili<br />

gençlik merkeziyle birlikte çalıştığımız bir çalışma<br />

vardı. Lösemili çocuklarımıza gündüz<br />

büyük bir 23 Nisan etkinliği yapmıştık. Onlarla<br />

eğlendik. Akşam da Osmangazi Üniversitesi’nde<br />

iki ünlü rock sanatçısının müzik<br />

programı yapılıyormuş. Bunu duymuşlar. Benimde<br />

kulağıma geldi. Hemen menajerlerini<br />

aradım. Durumu anlattım. Bize protokolden<br />

90 kişilik yer ayırdılar. Kimseyi almadılar. Biz<br />

o çocuklarımızla birlikte oraya gittik. Müzik<br />

çalarken, soğuk tir tir titriyoruz. Çocukların<br />

dans edişlerindeki mutluluğu görseydiniz asla<br />

unutmazsınız. Çok çok farklıydı.”<br />

Gözlerim doluyor.<br />

Diyorum ya saymakla bitmeyecek birçok projeye<br />

imza atıyorlar.<br />

Gençler, kadınlar, herkes için…<br />

Hep birlikte, ekip olarak!<br />

Ama ben masal kahramanlarımız, geleceğimizin<br />

kahramanları çocuklarımızla ilgili olanlara<br />

yer vermek istiyorum.<br />

Nihal Hanım başta olmak üzere emeği geçen<br />

bütün dernek ekibine çok teşekkür ediyorum.<br />

Bize çocuğun her yerde çocuk olduğunu öğretiyorlar<br />

ve sanatı onların ayaklarına götürüyorlar.<br />

Kutluyoruz.<br />

21


22<br />

Kurtuluş Mah. Vatan Cad. No : 99/A Tel : 0222 234 35 73 Gsm: 0544 234 35 73<br />

mail : eskomklima@gmail.com www.eskomklima.com


23


24


25


Odunpazarı Belediyesi’nden Odunpazarı halkına ücretsiz spor alanları<br />

Her alanda olduğu gibi sporda da<br />

Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün<br />

örnek alan Odunpazarı<br />

Belediyesi, Mustafa Kemal Atatürk’ün<br />

“Türk gençliği, sağlıklı yetişip<br />

spor yaparsa ulusumuzun<br />

geleceği güvence altındadır.” sözlerini<br />

benimsedi. Gençler ve çocuklar<br />

öncelikli olarak 7’den 70’e<br />

tüm Odunpazarlıların spor yapabilmeleri<br />

için çeşitli çalışmalara<br />

imza atan Odunpazarı Belediyesi,<br />

ücretsiz spor alanlarını<br />

hayat geçirdi. Futboldan golfe<br />

geniş bir yelpazede hizmet<br />

sunan Odunpazarı Belediyesi,<br />

vatandaşları spora yönlendirmek<br />

için çalışmalarına devam ediyor.<br />

Gökmeydan Spor Kampusu, Şehit<br />

Jandarma Üst Çavuş Turgay Topsakaloğlu<br />

Spor Parkı, ücretsiz<br />

halı saha Odunpazarı Belediyesi’nin<br />

vatandaşların ücretsiz<br />

spor yapabilmeleri için hayata<br />

28<br />

geçirdiği hizmetlerin başlıcaları.<br />

ÜCRETSİZ TENİS DERSLERİ<br />

Odunpazarı Belediyesi Yenikent<br />

Mahallesi’nde yer alan Şehit Jandarma<br />

Üst Çavuş Turgay Topsakaloğlu<br />

Spor Parkı’nda bulunan<br />

minigolf alanı, basketbol sahası,<br />

tenis kortu, bacatopu alanı ve fitness<br />

aletleri ile vatandaşların ücretsiz<br />

spor yapmalarına imkan<br />

tanıyor. Spor Parkı’nda yer alan<br />

tenis kortunda gençlere ücretsiz<br />

tenis dersleri de veren Odunpazarı<br />

Belediyesi, mini golf alanı ile<br />

de gençleri ve çocukları golf<br />

sporu ile tanıştırdı.<br />

VATANDAŞLARI SPOR<br />

SALONLARINA SIKIŞMAKTAN<br />

KURTARDI<br />

Gökmeydan Mahallesi’nde bulunan<br />

Spor Kampusu’nda yer alan<br />

tenis kortu; voleybol, basketbol<br />

ve futbol sahası; bacatopu ve fitness<br />

aletleri ile vatandaşlara ücretsiz<br />

spor yapma imkanı<br />

sağlayan Odunpazarı Belediyesi,<br />

Odunpazarılıları spor salonlarına<br />

sıkışıp kalmaktan da kurtarıyor.<br />

ÜCRETSİZ HALI SAHA<br />

Odunpazarı Belediye’nin futbol<br />

severleri de unutmayarak 75. Yıl<br />

Mahallesi’nde yer alan halı saha<br />

da futbol severlere ücretsiz hizmet<br />

sunuyor. Hafta içi her gün<br />

08:30 ile 00.00 saatleri arasında<br />

hizmet veren ücretsiz halı sahadan<br />

yararlanmak isteyen vatandaşların,<br />

yoğunluk nedeniyle<br />

Selami Vardar Halk Merkezi’ne<br />

giderek randevu alması gerekiyor.<br />

KADINLAR VE ÇOCUKLAR<br />

İÇİN HALK MERKEZİNDE<br />

SPOR EĞİTİMİ<br />

Odunpazarı Belediyesi, 11 ayrı<br />

mahallede yer alan Halk Merkezleri’nde<br />

bulunan spor salonlarında<br />

kadınların ve çocukların<br />

spor yapabilmesi ücretsiz eğitimler<br />

düzenliyor. Step aerobikten,<br />

baleye kadar birçok alanda<br />

düzenlenen eğitimler, yaz aylarında<br />

parklara taşınıyor. Gruplar<br />

halinde Odunpazarı Bölgesinde<br />

bulan parklarda sabah saatlerinde<br />

spor yapan kadınlar, parklarda<br />

bulunan fitness aletlerini<br />

de kullanarak açık havada spor<br />

yapmanın tadını çıkarıyor.<br />

Bölgesinde yaptığı<br />

çalışmalar<br />

ile sadece fiziki<br />

kalkınma değil, toplumsal<br />

kalkınmayı da<br />

hedefleyen ve bu<br />

doğrultuda çalışmalar<br />

yürüten Odunpazarı<br />

Belediyesi, insana<br />

yaptığı yatırımlarla<br />

dikkat çekiyor. Yaptığı<br />

pek çok sosyal<br />

proje ile örnek olmaya<br />

devam eden<br />

Odunpazarı Belediyesi,<br />

daha sağlıklı<br />

nesillerin yetişmesi<br />

ve halkın daha sağlıklı<br />

yaşam sürmelerine<br />

olanak sağlamak<br />

için de spor yatırımlarına<br />

hız veriyor.<br />

Sporu ücretsiz bir şekilde<br />

halkın ayağına<br />

getirme çabasında<br />

olan Odunpazarı Belediyesi,<br />

oluşturduğu<br />

pek çok spor alanı ile<br />

vatandaşlardan<br />

büyük beğeni topluyor.<br />

Çocuklardan yetişkin<br />

bireylere kadar<br />

7’den 70’e Odunpazarlı,<br />

yaşadığı ilçede<br />

golften, tenise, fitness’ten<br />

basketbola<br />

kadar her türlü sporu<br />

yapma imkânına ücretsiz<br />

olarak kavuşuyor.Odunpazarı<br />

Belediyesi, spora<br />

yaptığı yatırımlarla<br />

vatandaşları spor salonlarına<br />

sıkışmaktan<br />

da kurtarmış oluyor.


Eskişehirlilerin yeni cazibe bölgesine bir ödül daha geldi<br />

Ödül Avcısı Hamamyolu!<br />

Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım<br />

Kurt’un Eskişehir’e kazandırdığı ödüllü<br />

Hamamyolu Park ve Meydan Düzenleme<br />

Projesi, Dünya’nın en geniş kapsamlı<br />

mimari ödüllerinden birisi olan<br />

World Architecture Community<br />

Awards'ta ödüle layık görüldü. Hamamyolu<br />

Park ve Meydan Düzenleme Projesi,<br />

tamamlanmış projeler arasında<br />

hem jüri üyelerinin oyları hem de<br />

mimar topluluğu üyelerinin oylarıyla<br />

ödül aldı.<br />

Hamamyolu Caddesi’ni Eskişehir’in<br />

yeni cazibe merkezi haline getiren Hamamyolu<br />

Park ve Meydan Düzenleme<br />

Projesi, ödüle doymuyor. Katıldığı yarışmalardan<br />

eli boş dönmeyen proje, bu<br />

kez de Dünya’nın en geniş kapsamlı mimari<br />

ödüllerinden birisi olan World<br />

Architecture Community Awards'ta<br />

ödüle layık görüldü. Bu yıl 28’incisi düzenlenen<br />

World Architecture Community<br />

Awards’ta tamamlanmış projeler<br />

dalında yarışan Odunpazarı Belediyesi’nin<br />

Hamamyolu Park ve Meydan<br />

Düzenleme Projesi, rakiplerini geride<br />

bırakarak hem jüri üyelerinin oyları<br />

hem de mimar topluluğu üyelerinin oylarıyla<br />

ödül aldı.<br />

Odunpazarı Belediyesi’nin Hamamyolu<br />

Park ve Meydan Düzenleme Projesi<br />

daha önce Londra’da gerçekleştirilen ve<br />

Dünya’nın en iyi mimari projelerinin<br />

yarıştığı ‘Leaf International Awards<br />

2017’de “Yılın Kentsel Tasarım Projesi”,<br />

Yeni Arayışlar Girişimi Platformu Derneği<br />

(YAPDER) tarafından düzenlenen<br />

13'üncü Kent ve Yaşam Ödülleri’nde ise<br />

“En Başarılı Tarihsel Dönüşüm” ödüllü<br />

kazanmıştı.<br />

HAMAMYOLU PARK VE MEYDAN<br />

DÜZENLEME PROJESİ<br />

Geri dönüştürülebilir ahşap kompozit<br />

kullanılarak oluşturulan peyzaj elemanlarından,<br />

su sistemlerinden ve yoğun<br />

bitki dokusundan oluşan “yeşil yaya<br />

aksı”, Odunpazarı’ndan Porsuk Nehri’ne<br />

doğru uzanan modern ve hareketli buluşma<br />

alanları yaratıyor. Proje bu bağlantıyı<br />

kentsel ölçekte güçlendirirken,<br />

üç boyutlu topografyasıyla ziyaretçilerine<br />

kent dokusunu farklı bir bakış açısıyla<br />

deneyimlemelerini sağlıyor.<br />

Odunpazarı’nın en önemli turistik simgelerinden<br />

olan el yapımı camların gömülmesiyle<br />

oluşturan 1.2 km<br />

uzunluğundaki lineer kentsel aksı ile<br />

yerel üretimin de projenin içinde yer<br />

almasını sağlayan Hamamyolu Park ve<br />

Meydan Düzenleme Projesi -Hamamyolu<br />

Urban Deck, Odunpazarı Uluslararası<br />

Ahşap Heykel Festivali’nde<br />

tasarlanan heykellerinde yerleştirilmesiyle<br />

de kent için nitelikli bir sergi alanına<br />

dönüştürüyor. Aynı zamanda<br />

projede birçok kafe alanları, çocuk<br />

oyun alanları, ve havuzlar yer alıyor,<br />

özel olarak tasarlanan aydınlatma elemanları<br />

gibi birçok fikrin projeye katılmasıyla<br />

Hamamyolu Caddesi kentsel<br />

dokuya entegre olarak, her yaştaki<br />

kent sakinine ve ziyaretçisine ev sahipliği<br />

yapıyor.<br />

Yapıldığı günden bu yana prestijli<br />

ödüllerin sahibi olan Hamamyolu<br />

Projesi, yeni bir ödüle<br />

daha layık görüldü. Hamamyolu Projesi’ne<br />

bir ödül de World Architecture<br />

Community Awards'tan geldi.<br />

Odunpazarı Belediyesi’nin Hamamyolu<br />

Park ve Meydan Düzenleme<br />

Projesi daha önce<br />

Londra’da gerçekleştirilen ve Dünya’nın<br />

en iyi mimari projelerinin yarıştığı<br />

‘Leaf International Awards<br />

2017’de “Yılın Kentsel Tasarım Projesi”,<br />

Yeni Arayışlar Girişimi Platformu<br />

Derneği (YAPDER) tarafından düzenlenen<br />

13'üncü Kent ve Yaşam Ödülleri’nde<br />

ise “En Başarılı Tarihsel<br />

Dönüşüm” ödüllü kazanmıştı.<br />

29


Türk Dünyasının 32 muhteşem yapısı<br />

ESMİNYATÜRK’te<br />

Eskişehir’in Sazova Mahallesi'ndeki<br />

Bilim, Sanat ve Kültür Parkı içerisinde bulunan<br />

Esminyatürk'te (Türk Dünyası Şaheserleri<br />

Parkı) Türk Dünyası'ndan 32 eserin<br />

minyatürleri yer alıyor. Esminyatürk, Eskişehir'in<br />

yanı sıra çeşitli illerden gelen ziyaretçilerden<br />

de yoğun ilgi görüyor.<br />

Türk Dünyası Kültür Vak tarandan<br />

yaptırılan ve 2 yıl önce açılan Esminyatürk<br />

parkında Orhun Kitabelerinden, Mostar<br />

Köprüsü'ne kadar çeşitli eserlerin 25'te 1 küçültülmüş<br />

minyatürleri bulunuyor. Esminyatürk<br />

parkı görevlilerinden İlknur Demircan<br />

Sever, en çok ilgiyi Hindistan'daki Tac Mahal<br />

ile Edirne'deki Selimiye Camii'nin minyatürlerinin<br />

gördüğünü belirterek şunları söyledi:<br />

“EN BÜYÜK İLGİ TAC MAHALE”<br />

"Esminyatürk parkı canlı bir tarih niteliği<br />

taşımakta olup, ilk yazılı kaynaklarımız<br />

Orhun Abideleri'nden medeniyetimizin ayak<br />

izlerinin ulaştığı Mostar Köprüsü'ne kadar<br />

16 farklı ülkeden 32 eserin maketini bulunduran<br />

bir parktır. Parkta en çok ilgiyi girişteki<br />

Tac Mahal maketi görüyor. Tac Mahal'de<br />

1631-1654 arasında Babürler döneminde yapılmış<br />

bir eserdir. Şah Cihan tarandan<br />

eşine adanmış olan bir eserdir. Özellikle<br />

haa sonları gerek şehir dışından, gerek<br />

ülke dışından gelen ziyaretçileri ağırlıyoruz.<br />

Özellikle öğretmenler öğrencilerini alıp, kitaplardan<br />

anlatmak yerine birebir maketleri<br />

göstererek ders anlatıyorlar."<br />

“32 MİNYATÜR YER ALIYOR”<br />

Oldukça ilgi gören Eskişehir'deki Esminyatürk'te<br />

şu eserlerin minyatürleri bulunuyor:<br />

Selimiye Camii (Edirne), Divriği Ulu<br />

Camii (Sivas), Diyarbakır Ulu Camii (Diyarbakır),<br />

Ahlat Ulu Kümbet (Bitlis), Çie Minareli<br />

Medrese (Erzurum), Aşık Paşa Türbesi<br />

(Kırşehir), Ethem Bey Camii (Arnavutluk),<br />

Mümine Hanım Türbesi (Azerbaycan), Mostar<br />

Köprüsü (Bosna-Hersek), Alaca Camii<br />

(Makedonya), Tac Mahal (Hindistan), Hümayun<br />

Türbesi (Hindistan), Gök Kümbet (Irak),<br />

33 Gözlü Köprü (İran), Hoca Ahmed-i Yesevi<br />

Külliyesi (Kazakistan), Rabia Sultan Türbesi<br />

(Kazakistan), Hansaray (Kırım), Sultan Murat<br />

Türbesi (Kosova), Fatih Camii (Kosova), Gül<br />

Baba Türbesi (Macaristan), Mustafa Paşa<br />

Camii (Makedonya), Orhun Abideleri (Moğolistan),<br />

Uluğ Bey Medresesi (Özbekistan),<br />

Bala Havuz Camii (Özbekistan), Muhammed<br />

Emin Han Külliyesi (Özbekistan), Çar Minare<br />

(Özbekistan), İsmail Samani Türbesi (Özbekistan),<br />

Şam Osmanlı Tren Garı (Suriye), Medine<br />

Osmanlı Tren Garı (Suudi Arabistan),<br />

Sultan Sencer Türbesi (Türkmenistan), Sultan<br />

Tekeş Kümbeti (Türkmenistan), Bey Hamamı<br />

(Yunanistan).<br />

30


Erkek saçının şekli<br />

kadın elinden çıkıyor<br />

Erkek kuaförlüğü yapan bir çocuk annesi Nurcan Leblebiciler,<br />

kadınların her meslekte çalışabileceğini bir kez daha kanıtlar gibi.<br />

Ağırlıklı olarak erkeklerin yaptığı<br />

çoğu meslek grubunda çalışan<br />

kadın sayısı gün geçtikçe artıyor.<br />

Evli ve bir kız çocuğu annesi<br />

Nurcan Leblebicier de yaklaşık bir<br />

yıldır erkek mesleği olarak bilinen<br />

erkek kuaförlüğü yapıyor.<br />

Alışılagelmişin dışında bir<br />

işte çalışan Leblebicier, yaptığı<br />

işle adeta ezber bozuyor.<br />

Ellerine ustura ve<br />

makası alan erkek<br />

kuaförü, müşterilerin<br />

sakallarını ve<br />

saçlarını yıkayıp<br />

tıraş ediyor. Tıraş<br />

olmaya gelen<br />

erkek müşteriler,<br />

Leblebicier'i<br />

görünce<br />

yaşadıkları<br />

kısa süreli şaş-<br />

Eskişehir’de evli ve bir<br />

çocuk annesi Nurcan Leblebicier,<br />

çoğunlukla erkeklerin<br />

yaptığı işlerden biri<br />

olan erkek kuaförlüğünü<br />

yaparak, örnek oluşturuyor.<br />

Nurcan Leblebiciler,<br />

yaptığı işle kadınların her<br />

meslekte çalışabileceğini<br />

bir kez daha gösteriyor.<br />

kınlık son- rası da<br />

kendilerini becerikli ellere<br />

bırakıyor.<br />

Kadınların yapamayacağı<br />

hiçbir işin olmadığını<br />

söyleyen<br />

Leblebicier, "Bir anda<br />

karar verdim. Bayanların<br />

yapamayacağı iş<br />

yoktur. Bunu ispat<br />

etmek istiyorum ve<br />

ispat eiğime inanıyorum.<br />

Biz bayanların yapamayacağı<br />

hiçbir iş yoktur.<br />

Erkek kuaförü de olabilir,<br />

kasap da olabilir, her şey<br />

olabiliriz. Bayan kuaförünü<br />

her bayan açabiliyor. Erkek<br />

kuaförünü değişiklik olsun<br />

diye ben açmaya karar verdim.<br />

Biz bayanlar her zaman<br />

daha zor insanlarız erkeklere<br />

bakarak.<br />

Erkekler daha<br />

problemsiz. O<br />

yüzden<br />

erkek kuaförlüğünü<br />

tercih<br />

eik" diye<br />

konuştu.<br />

“GÖRÜNCE<br />

İNANAMI-<br />

YORLAR”<br />

Hedefinin<br />

ikinci bir şube<br />

daha açmak olduğunu<br />

aktaran<br />

Leblebicier, şu<br />

ifadeleri kullandı:"İnanamayan<br />

da oluyor, tebrik eden<br />

de oluyor. Müşterilerimiz de, esnaf arkadaşlarımız<br />

da bizden çok memnun. Sorabilirsiniz<br />

müşterilerimize<br />

memnuniyetlerini. <strong>2018</strong> ilk senemiz.<br />

Daha ileriki yıllarda şube olarak açmayı<br />

düşünüyoruz. İşletmecilik olarak uzun<br />

yıllardır işletmecilik<br />

yapıyorum ama bu<br />

sektörde bir sene<br />

oldu. Bütün bayan<br />

arkadaşlara<br />

tavsiye ediyorum.<br />

Erkek<br />

kuaförü açabilirler<br />

ve bu mesleği ya<br />

pabilirler."<br />

31


Kaliteyi Ucuza<br />

Almanın Keyfini<br />

RAPSODİ<br />

İle Yaşayın...<br />

ZARİF ŞIK<br />

ve EKONOMİK<br />

AZİZ<br />

MOBİLYA<br />

Yunusemre Cd. No: 82/B<br />

Odunpazarı / ESKİŞEHİR<br />

Tel : 0.222.233 31 18<br />

32


33


Tepebaşı Belediyesi’nin<br />

Engelliler Koordinasyon<br />

Merkezi’nde eğitim alanlar<br />

iş sahibi oldu<br />

“Bu güzellik tüm<br />

Türkiye’ye örnek olsun”<br />

Tepebaşı Belediyesi’nin toplumun her kesimine yönelik<br />

yaptığı projeler ses getirmeye ve sonuç vermeye<br />

devam ediyor. Pek çok şehrin örnek alarak<br />

uygulamaya koyduğu sosyal çalışmalar içerisinde engelliler<br />

ise, ön sırayı alıyor. Tepebaşı Belediyesi Engelliler<br />

Koordinasyon Merkezi bünyesinde<br />

eğitim alan 5 zihinsel yetersizliği bulunan birey<br />

de, OSB’de faaliyet gösteren Baycan Elektrik<br />

A.Ş. fabrikasında istihdam edildi. Yaşanan bu<br />

güzel gelişmeyi değerlendiren Tepebaşı Belediye<br />

Başkanı Ahmet Ataç ise, “Bu güzellik<br />

tüm Türkiye’ye örnek olsun” Dedi. Merkezde<br />

eğitim alarak işlerine kavuşan beş gencimiz<br />

ise yaptıkları açıklamalarda “Bizlere bu fırsatı<br />

sağlayan Tepebaşı Belediyesi’ne ve işyerimize<br />

çok teşekkür ediyoruz. Ahmet Başkanımızı çok<br />

seviyoruz.” diyerek sevinçlerini ifade etti.<br />

34<br />

Tepebaşı Belediyesi Engelliler Koordinasyon<br />

Merkezi’nde düzenlenen eğitimlere katılan 5 zihinsel<br />

yetersizliği bulunan genç, Organize Sanayi<br />

Bölgesi’nde faaliyet gösteren Baycan Elektrik A.Ş. fabrikasında<br />

işbaşı yaptı.<br />

Emrah Yoldaş, Göksel Yıldız, Gülşah Temizyürek, Yılmaz<br />

Akyar ve Raziye Sarı isimli bireyler, mesaiye başladıkları<br />

fabrikada yöneticileri ve mesai arkadaşları tarafından da<br />

gösterdikleri performans ile beğeni topluyor. Tepebaşı Belediye<br />

Başkanı Dt. Ahmet Ataç’ın yeni iş yerlerinde ziyaret<br />

ettiği 5 genç, Ataç’a kendilerini ispatlamaları için sağlanan<br />

fırsattan ötürü teşekkür etti.<br />

Gençler ile fabrikanın üretim alanında bir araya gelen Başkan<br />

Ataç yaptığı değerlendirmede, “Fabrika sahibi Hakan<br />

Kılıç ile bir görüşmemizde, kendisine Organize Sanayi Bölgesi’nden<br />

gelen parçaların montajlandığı bir atölyemiz olduğundan<br />

bahsetmiştim. Atölyemizde 45’e yakın özel çocuğumuz<br />

çalışıyor. Amacımız eğer başarabilirsek, diğer<br />

çocuklarımızı da Organize Sanayi Bölgesi’ndeki fabrikalara<br />

yerleştirebilmek. Çünkü çocuklarımız çalıştığı sürece aileleri<br />

mutlu oluyor, kendi işlerine bakabiliyor. Çocuklarımız<br />

ise hem emeklerinin karşılığında para kazanıyor hem de<br />

başarılı olmanın mutluluğunu yaşıyor. Diğer çalışan arkadaşlarımız<br />

da gençlerimizi çok iyi karşıladılar. Burada<br />

büyük bir oranda kadınlarımız çalışıyor; bu gerçekten çok<br />

önemli. Aynı zamanda bizim zihinsel yetersizliği bulunan<br />

özel çocuklarımız da buradalar. Buradaki bacılarımız, çocuklarımıza<br />

yardım ediyorlar ve birlikte çalışıyorlar. Onlar da<br />

Montaj Atölyesi’nde öğrendiklerini burada uyguluyor. Buradaki<br />

memnuniyet çok fazla, çok büyük bir mutluluk kaynağı…<br />

Yeni mesai arkadaşları ile çok güzel ilişkiler<br />

kurmuşlar. Buradaki güzellik tüm Türkiye’ye ve Eskişehir’deki<br />

fabrikalara örnek olsun” ifadelerini kullandı.<br />

Baycan A.Ş. Genel Müdürü Engin Yılmaz da zihinsel yetersizliği<br />

bulunan bireylerin fabrikada uyum yakaladığını<br />

ifade ederek, “Çocuklarımız gayet iyi. İşletmemizde yaklaşık<br />

1 aya yakın zamandır çalışıyorlar, gayet uyumlular. Dikkat<br />

testlerinden geçtiler. 500 kişi, yeni arkadaşlarımızla iç<br />

içe çalışmaktan gayet mutluyuz. Tepebaşı Belediyesi’nin<br />

bu duyarlı sosyal sorumluluk projesi kapsamında biz de<br />

Baycan A.Ş. olarak arkadaşlarımıza bu desteği sağladık.


Onlarla inşallah uzun yıllar bu başarılara imza atarız diye<br />

düşünüyorum. Belediye Başkanımız Ahmet Bey de işletmemize<br />

güvendi ve bu projeye başarılı bir şekilde devam<br />

ediyoruz” diye konuştu.<br />

BAŞARILI OLABİLECEKLERİNİ İSPATLADILAR<br />

Proje ile fabrikada işbaşı yapan ve elektrik kablolarının montajı<br />

işinde çalışan bireyler de yaşadıkları mutluluğu dile getirdi.<br />

Bireylerden Gülşah Temizyürek, “Çok mutluyum, çok<br />

teşekkür ederim. Bize bu imkanı verdiği için Baycan’a da çok<br />

teşekkür ederim. Başkanımızı çok seviyorum” dedi.<br />

Yılmaz Akyar da “Başkanımıza bu iş için çok teşekkür ediyorum.<br />

Başkanım bu işi bulmasaydı, biz şuan evdeydik.<br />

Ahmet Başkan çok iyi bir adam” şeklinde konuştu.<br />

Fabrikada mesaiye başlayan Emrah Yoldaş ise “Ahmet<br />

Ataç’ın altın gibi bir kalbi var. O olmasaydı burada olmazdık,<br />

onu dünyalar kadar seviyorum” diye konuştu.<br />

ÇALIŞMA ARKADAŞLARI ÇOK MEMNUN<br />

Tepebaşı Belediyesi Engelliler Koordinasyon Merkezi<br />

bünyesinde aldıkları eğitimlerin ardından yeni çalışma<br />

arkadaşları ile birlikte mesai yapan fabrika çalışanları ve<br />

yöneticileri de projeyi takdir ediyor.<br />

Fabrikada takım lideri olarak görev yapan Dilek Çelikırab,<br />

“Bu projede yer almaktan Baycan ailesi olarak gurur duyuyoruz.<br />

Yeni arkadaşlarımızın diğer arkadaşlarımızdan<br />

bir farkları olmadığını hissettirerek onlara bir çalışma ortamı<br />

hazırlıyoruz. Hepsini çok seviyoruz, verdiğimiz işleri<br />

sorunsuz biçimde yerine getiriyorlar” dedi.<br />

İnsan kaynakları yöneticisi Devrim Ataç da “Biz onların<br />

aramızda olmasından dolayı çok mutluyuz. Öğrendik ki<br />

eğitim alarak gelişim gösterebiliyor. İş yerinde verdiğimiz<br />

eğitime de karşılık alabileceğimizi düşündük. 1<br />

hafta, 10 günlük eğitimle uygulamaya dökebildik ve arkadaşlarımız<br />

bu eğitimden sonra üretime katkı sağladılar.<br />

Hem kendilerine katma değer kattılar hem de grubumuza.<br />

Burada 500’ün üzerinde çalışanımız var. Bizim çalışanımız<br />

da farklılıklara ön yargılı davranmamaya başladılar.<br />

Burada çok büyük öğretiler var aslında. Tepebaşı Belediyesi’ne,<br />

bu projeyi yürütenlere canı gönülden teşekkür ediyorum”<br />

diye konuştu.<br />

Fabrikada bant sorumlusu olarak görev yapan Gülten Kıymaz<br />

ise “Böyle bir aktivitede bulunduğumuz için çok mutluyuz.<br />

Arkadaşlarımızla çay molalarına, yemeklere hep beraber çıkıyoruz.<br />

Çalışma performansları da iyi, işlerini doğru bir şekilde<br />

ve gösterildiği biçimde yapıyorlar. Bu durumdan çok memnunuz”<br />

sözlerini kullandı.<br />

Montaj operatörü Zeynep Birdal da “Onların buraya gelmesiyle<br />

çok mutlu olduk. Başkan Ahmet Ataç’a çok teşekkür ediyorum.<br />

Benim de özel bir oğlum var, oğlum da başladı. Böyle<br />

bir eğitime başladıkları için herkese teşekkür ediyorum” dedi.<br />

Proje ile fabrikalarda istihdam zihinsel yetersizliği bulunan<br />

birey sayısının artırılması hedefleniyor.<br />

35


Görme engelli ama terziliği görülmeye değer<br />

Fazilet Maden, 48 yaşında. Doğuştan tavuk<br />

karası isimli hastalığı var. Görmesine büyük<br />

engel teşkil ediyor bu hastalık. Ama o buna<br />

rağmen bir mucizeyi devam ettiriyor. Yani terzilik<br />

mesleğini. Kalbinden geçirdiklerini kumaşlara<br />

motif yapıyor.<br />

Gözlerin eski parıltısını kaybetmişse<br />

düşme umutsuzluğa…<br />

Vardır bir çaresi…<br />

Ellerini gözün yapar, onunla bakarız hayata…<br />

Kim bilir belki gözümüzden kaçanları ellerimizle<br />

tutarız.<br />

Bir bardak sıcak çayın ısısını görmezsin<br />

ama dokununca hissedersin yaktığını…<br />

Onun gibi…<br />

Kulakların eski gürültüsünü kaybetmişse<br />

kırılma yaşama…<br />

Vardır bir çaresi…<br />

Gözlerimizi açar, kulaklarımızı tıkarız.<br />

Duymak istemediklerimizi düşlerimizde<br />

dönüştürürüz.<br />

Bazı durumlarda yağmurun sesine gerek<br />

olmadığını anlarız.<br />

Puslu bir havada camın kenarına geçer,<br />

yağmurun sesini hayal ederiz.<br />

Kendi tınımızda yaratırız.<br />

Tam da istediğimiz gibi…<br />

Düşünsenize biz nasıl istiyorsak öyle ıslatıyor<br />

kaldırım taşlarını…<br />

Bazen hırçın hırçın akıyor damlalar bazen<br />

bir o kadar dingin…<br />

Keyfim değil mi kardeşim?<br />

Ben nasıl istiyorsam öyle buluyor yurdunu<br />

yağmur taneleri…<br />

Ellerim yok diye de düşünme…<br />

Diyorum ya vardır çaresi, vardır çaresi,<br />

vardır çaresi…<br />

Ayaklarını ellerin yapar, onunla tutunuruz<br />

hayata…<br />

Allah’ım bu bir mucize olmalı…<br />

Şanssız yaftasını yapıştıran o insanlar,<br />

sözlerim size…<br />

Kızmıyorum, gülümsüyorum.<br />

Bilseniz, acırdınız halinize…<br />

Kendi mucizelerini yarattıklarından haberiniz<br />

bile yok.<br />

Hayat onların emrinde sanki…<br />

Onlar yönetiyor.<br />

Yaşam iki şık veriyor.<br />

Birini beğenmezlerse diğerini seçiyor.<br />

36<br />

Aşklar bile öyle değil<br />

mi?<br />

Biri gider ama yeri<br />

dolar…<br />

Öyle ya da böyle, acı ya<br />

da tatlı…<br />

Geçmez gibi gelir, bitmez<br />

gibi gelir, eskisi<br />

gibi olmaz gibi gelir.<br />

Ama geçer.<br />

Aynı onun gibi…<br />

Onu gördüğüm an bu<br />

sözcükler dökülüyor satırlarıma…<br />

“KALBİNDEN<br />

GEÇENLER<br />

KUMAŞLARA<br />

MOTİF OLUYOR”<br />

Elleri öyle profesyonel<br />

işliyor ki parmakları<br />

sanki gideceği yeri biliyor.<br />

Kendinden emin…<br />

Parmakların hareket etmesi için herhangi<br />

bir ışığa gereksinimi yok.<br />

Çünkü güvendiği bir şey var.<br />

Gülümsemesinden anlıyorum.<br />

Derinlerde bir yerde olmalı…<br />

Fazilet Maden…<br />

48 yaşında…<br />

Görme Engelli, 25 yıldır terzilik yapıyor.<br />

Kalbinden geçirdiklerini kumaşlara motif<br />

yapıyor.<br />

Gazi Meslek Lisesi Çocuk Gelişimi bölümünden<br />

mezun…<br />

Halk arasında ‘Tavuk Karası’ olarak bilinen<br />

doğuştan gelen bir hastalığı var.<br />

Hastalığını anlatırken sesi alçalıyor: “Yaş<br />

ilerledikçe biraz daha gözlerimde kapanma<br />

oldu. Boru şeklinde görüyorum.<br />

Genç yaşlarda daha iyi görüyordum.”<br />

Ses tonunda sitemin aksine bir alışmışlık<br />

hali var gibi…<br />

Geçmişe gidiyor sonra, mesleğinin ilk yılları<br />

gözünün önüne geliyor: “Terziliğe<br />

RÖPORTAJ<br />

Özge Zaim Sarıoğlu<br />

nasıl başladığımı anlatayım ilk olarak… İlk<br />

etapta makinelerim vardı. Örgü örüyordum.<br />

İlk başlangıcım üzerime diktiğim kıyafetleri<br />

satarak oldu. Bu mesleği<br />

sonradan öğrendim. Okulunu okumadım.<br />

Alaylı bir şekilde yetiştim.”<br />

O kısık ses tonuyla anlatmaya devam<br />

ederken ben görmeden nasıl tasarladığını<br />

merak ediyorum.<br />

Aklımdan geçenler dudaklarımdan dökülüyor.<br />

Kendinden emin gülümsüyor: “Çok model<br />

araştırmıyorum. Sadece tek yaptığım aklımdan<br />

geçirdiğimi çizerek uygulamak.<br />

Kalbimden geçeni işliyorum. Motifler<br />

kendiliğinden çıkıyor. Ben işimi güzel<br />

yaptığıma inanınca ürün de güzel çıkıyor.”<br />

‘İnsanın kalbi güzelse sonuç kaçınılmaz<br />

oluyor’ diye geçiriyorum içimden…<br />

Tabi bir yandan görme yetisi istenildiği<br />

düşünülen terzilik ve tasarımcılık mesleğine<br />

çevreden gelen tepkileri soruyorum.


“TEPKİ DE ALDIM DESTEK DE…”<br />

İç çekiyor Fazilet Abla, “Engelli grupların<br />

içerisinde yer alıyorum. Çevremden çok<br />

destek de aldım. Tepki de aldım. Senin<br />

görme engelin var neden terzilik yapıyorsun<br />

diyenler de oldu. Git evinde otur dediler.<br />

Bana bu şekilde davrananlar oldu.<br />

Ben kimseyi dinlemedim. Kendi bildiğim<br />

yoluma devam ettim.”<br />

Dokunuyor anlattıkları…<br />

Uysal bir ses tonuyla devam ediyorum:<br />

“Senin bu tepkilere yanıtın ne oluyor?”<br />

Yine yüzünde aynı tebessüm beliriyor:<br />

“Bu işi sevdiğimi, yapacağımı, ihtiyacım<br />

olduğunu söylüyorum. Yapmazsam kendimi<br />

işe yaramaz biri olarak göreceğimi<br />

ifade ediyorum. Birde ben derneklerin<br />

içerisine çok girdim, çıktım. Görme engelim<br />

var dediğin zaman dilenci olarak görüyorlar.<br />

Ben buna kızıyorum.”<br />

“SIRTIMIZDAN ÇOK<br />

PARA KAZANDILAR”<br />

Sonra dert yanıyor: “Görme engellinin de<br />

yapabileceği her şekilde iş var. Bizim sırtımızdan<br />

çok para kazananlar oldu. O yüzden<br />

sevmediğim bir olay. Bunu yıkmak<br />

için biraz da yola çıktım. Bunu da başaramadım.<br />

Bir grup arkadaş bu tabuyu yıkmak<br />

için yola çıktık. Bazı projeler<br />

düzenlemeye çalışıyoruz. Görme engellinin<br />

de bir iş yapıp kendine gelir sağlayabileceği,<br />

kendi ayakları üzerinde<br />

durabileceği, engellilerin sorunlarını dile<br />

getirip onların da farkındalığını sağlayabilecek<br />

bir konumu tasarlıyorum.”<br />

O anlatırken beynim öeye kapılıyor:<br />

“Sen işe yaramazın teki değilsin, aksine<br />

çok değerlisin!”<br />

Buruk bir ifadeyle sohbetime devam ediyorum<br />

ve “Bir yere iş başvurusu yaptığın<br />

zaman ne gibi tepkiler aldın?”<br />

“ÇOK KİŞİ İŞE ALMADI!”<br />

Şöyle anlatıyor Fazilet Abla, “Bir iş yerine<br />

gittiğimiz zaman farklı engelli gruplarını<br />

işe alıyorlar ama görme engelli olarak<br />

baktığımız zaman hiçbir iş yeri<br />

kabul etmiyor. Çalıştırmak bile istemiyor.<br />

Bunu bende çok yaşadım.<br />

Birçok yere başvurdum.<br />

Makineci olarak makinemi çok<br />

beğendikleri halde işe almak istemeyen<br />

yerler oldu. Çok gören<br />

bir insan olduğum için beni iş yerine<br />

almadı. Ben sigortalı çalışmak<br />

istedim. Çok mu şey istedim<br />

bilmiyorum. Sağlık olsun. Kimseye<br />

kızgınlığım, öem yok.”<br />

Hüzünlü havayı biraz dağıtmak<br />

istiyorum, sohbetin başında yakaladığım<br />

o tebessümü arıyorum:<br />

“Mutlu musun?”<br />

Tam da istediğim ifadeyle başlıyor<br />

konuşmaya: “Mutluyum. Ben<br />

güzel bir iş yapıyorum. Kötü bir<br />

iş yapmıyorum. Özellikle tasarladığım<br />

kıyafeti dikip birine sattığım<br />

zaman, onu da biri<br />

beğendiği zaman daha çok<br />

mutlu oluyorum. Sevdiğim iş.<br />

Esnaf olarak biraz daha hayat<br />

standartlarımın yüksek olmasını<br />

isterim. Yüksek olduğunda daha iyi şeyler<br />

yapabileceğimden eminim. Yeniden dünyaya<br />

gelsem yine bu işi yapardım.”<br />

“KENDİMİZİ GEÇİNDİREMEYECEK<br />

DURUMA GELDİK”<br />

“Geçinebiliyor musun peki?”<br />

Tam o sırada çaylarımız geliyor, birer<br />

yudum alıyoruz.<br />

İyi geliyor.<br />

Sonra pür dikkat dinlemeye devam ediyorum:<br />

“Az buçuk da olsa geçindirmeye yetiyor.<br />

Sadece geçindiriyor ama vergimi,<br />

sigortamı ödeyemiyorum. Terzilik olarak<br />

baktığın zaman kazancımız çok az. 5 liraya<br />

kıyafet diktirecek konuma getirdiler.<br />

Bu mesleği ayaklar altına aldılar. Çok<br />

güzel bir meslek. Bizlerin de hatası fiyatları<br />

düşük tuta tuta kendimizi geçindiremeyecek<br />

duruma geldik.”<br />

Geçmişe getiriyorum konuyu, elimde<br />

değil, sormadan edemiyorum: “Aklında silinmeyen<br />

kötü bir tecrübe var mı?”<br />

“İLK OTANTİK GRUBU<br />

SATAN ESNAFIM”<br />

Yüreğindeki sitemi sözlerinden hissediyorum:<br />

“Bu işe başladığım zaman bak Fazilet<br />

bunu böyle yap çok güzel olur demedi<br />

kimse… Bu işin artı ve eksilerini düşünerek<br />

yola çıktım. Esnaflık da budur. İlk<br />

otantik grubu satan esnaflardan biri<br />

benim. Daha sonra başka kişiler satmaya<br />

başladı. İlk tepkiyi alanlardan da biriyim.<br />

Eskişehir’de asla olmaz diyenler de vardı.<br />

Yerim çok ters. Hamamyolu’nda Akaydın<br />

Pasajı’nın içindeyim. Köhne yerde kalıyorum.<br />

Biraz bu sıkıntı veriyor. Destek olanlar<br />

olduğu kadar çıktığım yolda köstek<br />

olanlar da oldu. İşimi engelleyenler oldu.<br />

Bunun engeli var, yardımcı olalım diyen<br />

olmadı. Herkes bir şekilde işimi baltalamak<br />

için uğraştı. 2 yıl çok sıkıntı yaşadım.<br />

Maddi ve manevi sıkıntılardı. Azmetmem,<br />

sabırlı durmam ve dik<br />

durmam sonucu her şeyi başardım.”<br />

Gülümsüyorum ve başka yeteneklerinin<br />

olup olmadığını soruyorum.<br />

Heyecanla konuşuyor Fazilet Abla,<br />

“Çini boyacılığına gittim. El tecrübesi<br />

gerektiren ne varsa yapabiliyorum.<br />

Takı tasarımı<br />

yapabiliyorum. Keçe ile işleme, takımlar<br />

yapıyorum. Bundan sonraki<br />

hedefim de kendi diktiklerimi tasarım<br />

haline getirip satmak.”<br />

Çayımdan son yudumu da aldıktan<br />

sonra sarılıyorum Fazilet Abla’ya…<br />

Anlattıkları ışığım oluyor, ders alıyorum,<br />

çok şey öğreniyorum.<br />

Başkaları da öğrensin diye aynı<br />

onun kumaşları işlediği gibi bende<br />

öyküsünü satırlara işliyorum.<br />

37


TEV’İN (Türk Eğitim Vakfı) “BİR DÜNYA ÇİÇEK” ve”ÇELENK<br />

Binlerce gencin eğitimi için<br />

Çiçek almak çok keyifli…<br />

Düğünlere, doğum günlerine, açılışlara ya da çeşitli<br />

kutlamalara…<br />

O her zil çalışında elinde rengârenk demetleri görmek<br />

var ya…<br />

Anlatılamaz duygu olsa gerek…<br />

Sevgiyi başka hiçbir nesne bu kadar güzel belli edemez<br />

diyoruz elimize her geçtiğinde o estetik canlılar…<br />

Ama bazen bir bakıyoruz ki hüznün de adı oluveriyor.<br />

Cenazelere çelenk göndererek anlatmak istiyoruz<br />

içimizdeki derin acıyı…<br />

Evet, biliyorum acınız çok büyük…<br />

Bunu da en iyi çiçekler ifade ediyor.<br />

Ama yalnızca bir gün…<br />

Ertesi gün teker teker soluyor.<br />

Oysa çiçekler solmamalı, her gün yenisi açmalı.<br />

O güzelliğe yenileri eklenmeli.<br />

Bu yüzden…<br />

Neden içimizdeki hüznü bir iyilikle pekiştirmeyelim<br />

ki?<br />

Kim bilir belki de yaramıza ufacık da olsa merhem<br />

olur.<br />

Neden mi bahsediyorum?<br />

Eğitime katkı sağlamak isteyenler için muhteşem bir<br />

bağış yöntemini hayata geçirmiş Türk Eğitim Vakfı…<br />

“BİR DÜNYA ÇİÇEK” ve “ÇELENK BAĞIŞI” projelerini…<br />

Ben içeriğini duyar duymaz çok heyecanlandım, sizinle<br />

de tanıştırmayı borç bildim.<br />

TEV’in kapısını çaldım.<br />

TEV Eskişehir Şube Başkanı Tuğba Damarsoy, son<br />

derece kibar tavrı ve mütevaziliğiyle karşılarken bizleri,<br />

proje hakkında detaylı bilgi verdi.<br />

Harika cümleler kurdu: “Bugün hâlâ düğünlere,<br />

doğum günlerine, açılışlara ve çeşitli kutlamalara<br />

çiçek göndermeye devam ediyoruz. Eminim günde<br />

milyonlarca çiçek israf oluyordur. Çiçek almak tabii<br />

ki çok keyifli... Peki, harika çiçek tasarımlarıyla birlikte<br />

gelen özel bir mesajla gençlerin hayatına katkı<br />

yapmak? Böyle bir hediyenin, ihtiyacı olan gençlerin<br />

hayatında fark yarattığını bilmek? Bence bu birçok<br />

kişi için çok daha önemli bir hediye.”<br />

Bizde çiçeklerimiz solmasın, her gün daha da çok<br />

açsın diye bu güzel sohbeti sizinle paylaşmak istedik.<br />

38<br />

RÖPORTAJ<br />

Özge Zaim Sarıoğlu<br />

İlk olarak sizi tanıyabilir miyiz? Türk Eğitim Vakfı’nda<br />

ne zamandır şube başkanlığı görevini yürütüyorsunuz?<br />

Anadolu Üniversitesi İ.İ.B.F Maliye bölümünden mezun<br />

oldum. Evli ve bir çocuk annesiyim. İlaç firmalarında ve hizmet<br />

sektöründe uzun yıllar çalıştım. TEV 50. yaşı ile birlikte<br />

Eskişehir Şube’sinde yürütme Kurulu başkanı olarak göreve<br />

başladım. TEV’e ve ülkemize hizmet etmekten, bu ailenin<br />

bir parçası olmaktan gurur duyduğumu ifade etmek istiyorum.<br />

Türk Eğitim Vakfı çok büyük ve kendini kanıtlamış<br />

bir vakıf. Yılda ne kadar gencimizin eğitim hayatına<br />

dokunup geleceğe umutla bakmasına yardımcı oluyorsunuz?<br />

51 yılı geride bırakan vakfımızın bugün ulaştığı nokta, ülkesine,<br />

gençlerine, değerlerine sahip çıkmanın ve çok çalışmanın<br />

örnek bir yansımasıdır. 230 bini aşan burs sayımız,<br />

binlerce bağışçımız ve eğitim dostlarımızla TEV, bugün Türkiye’nin<br />

Eğitim Vakfı’dır. TEV sadece 2017-<strong>2018</strong> öğretim yılında<br />

yurt içinde yaklaşık 7000 öğrenciye burs vermektedir.<br />

Ancak bugün TEV bursuna başvuran her 25 öğrenciden sadece<br />

birine destek verilebiliyoruz. Her yıl, mezun olan bursiyerlerimizin<br />

yerine aşağı yukarı 2000 yeni bursiyer<br />

seçiyoruz. Geçen yıl Eylül ayında elektronik ortamda başvuran<br />

50.000 ihtiyaç sahibi öğrenciden sadece 2.000’ine burs<br />

imkanı sağlayabildik. Gelecekleri hak ettikleri eğitimle parlaması<br />

gereken daha binlerce gencimizin desteğe ihtiyacı<br />

var.


BAĞIŞI” PROJELERİ UMUT YÜKLÜ<br />

Tanıtım<br />

olanak sağlıyor<br />

Ülkemiz çağdaş ve aydınlık bir geleceğe<br />

nasıl ulaşır?<br />

Ülkemizin çağdaş ve aydınlık bir geleceğe<br />

sahip olmasının yolu standartları<br />

yüksek, kız ve erkek öğrencilerin eşit<br />

şartlara sahip olduğu bir eğitim anlayışından<br />

geçiyor. Yaratıcı, eğitimli ve<br />

katma değer yaratabilen yeterli insan<br />

kaynağına sahip olmadan ne ekonomik<br />

gelişimi sürdürebiliriz ne de rekabetçi<br />

olabiliriz. Bu tür bir insan kaynağı ise<br />

ancak standartları yüksek bir eğitim ve<br />

kültür hayatı ile mümkün. İnanıyoruz ki,<br />

Türkiye’de bizim gibi düşünen, ülkenin<br />

geleceğinin eğitimle aydınlanacağına<br />

emin olan yüz binlerce insan var. Günümüzde<br />

ekonomik ve toplumsal koşulların<br />

hızla değişmesi, eğitimli olmanın<br />

önemini katbekat arttırmaktadır. Böyle<br />

bir ortamda daha fazla gencimiz sağduyulu<br />

ve akılcı kararlar versin, düşünmeyi,<br />

sorgulamayı öğrensin ve eğitimle<br />

aydınlansın diye desteklerimizi ivmelenen<br />

bir şekilde arttırmamız gerekmektedir.<br />

Küçük büyük her türlü desteğiniz<br />

bizim için çok kıymetli, ülkemizin geleceği<br />

için paha biçilmezdir. Eğitim dostlarımızın<br />

eksik etmediği değerli<br />

destekleriyle, Vakfımız ülkemizin aydınlık<br />

geleceği için çıktığı yolunda ilk<br />

günkü heyecan ve azmiyle çalışmalarını<br />

devam ettirecektir.<br />

Eskişehir’de kaç gencin eğitim hayatına<br />

dokundunuz?<br />

Vakfımızda sadece Eskişehir’de bugüne<br />

kadar TEV’den aldığı yaklaşık<br />

10.000 burs desteği ile öğrenciler<br />

eğitimine devam etti.<br />

Çocuklarımız ve gençlerimiz<br />

için uyguladığınız projeler<br />

hakkında bilgi alabilir miyiz?<br />

2015 yılında Türkiye’nin dört bir<br />

yanındaki bursiyerlere fırsat<br />

eşitliği sunulması amacıyla<br />

uzaktan eğitim ve gelişim platformu<br />

E-öğrenme projesi TEV<br />

Akademi kuruldu. 2017 yılı<br />

içinde 38 eğitim programı uygulamaya<br />

alınmış, 3.081 öğrenci<br />

eğitimlerden faydalanmış, toplam<br />

19.648 eğitim alınmıştır.<br />

2016 yılından bu yana TEV<br />

Mentorink yazılım projesi ile<br />

mezun bursiyerler, yeni bursiyerlere<br />

mentorluk desteği vermeye<br />

devam ediyor. Projenin<br />

mimarı iki eski TEV bursiyerinin<br />

sosyal sorumluluk kapsamında<br />

yaptığı ‘TEV MENTORINK’ projesi,<br />

2016 tarihinden itibaren hayata<br />

geçirilmiştir. Bugüne kadar 775 eşleşme<br />

sağlanmıştır.<br />

Biraz da sosyal projelerinizden<br />

bahseder misiniz?<br />

TEV bursiyerlerine parasal destek sağlamanın<br />

yanı sıra, sosyal yönden de gelişmelerini<br />

sağlamak için faaliyetlerde<br />

bulunmaktadır. Bursiyerlere bu amaçla;<br />

ücretsiz İngilizce kursundan faydalanmaları<br />

sağlanmakta, firmalarla yazışarak<br />

staj için kontenjan talep edilmekte<br />

ve staj yerleri temin edilmekte, konusunda<br />

uzman kişilerin konuşmacı olarak<br />

katıldığı dizi toplantılar<br />

düzenlenerek, iş hayatındaki kişilerin<br />

bilgi ve deneyimlerinden faydalanmaları<br />

sağlanmakta, bursiyerleri bir araya<br />

getirecek geziler (Teknik, kültür veya<br />

moral gezileri) düzenlenmektedir.<br />

1972 yılında Vehbi Koç tarafından<br />

ilk kez Türkiye’ye getirilen bir sistem<br />

olan Çelenk Bağışı ile ülkemizde<br />

çok önemli bir gelenek<br />

başlatıldı. Çiçek gönderimi ile oluşan<br />

kaynak israfı, Çelenk Bağışı ile<br />

eğitime katkı sağlayan bir yapıya<br />

dönüştü. Bize biraz bu felsefeden<br />

ve bu yöntemle yaratılan değerden<br />

bahseder misiniz?<br />

Bu güzel geleneğin hikâyesini hepiniz<br />

biliyorsunuz. Vehbi Koç’un örnek teşkil<br />

ederek 1972 yılında kız kardeşi Hüsniye<br />

Aktar’ın cenazesinde ilk olarak eyleme<br />

dönüştürdüğü bu fikirle Türkiye’de bir-<br />

Tiyatro Etkinliği<br />

Mevlit<br />

39


çok gencin hayatına dokunmayı başardık.<br />

46 yıl önce küçük bağışlar için yepyeni bir<br />

mecra açtık. Çiçek gönderimi ile oluşan<br />

kaynak israfını, çelenk bağışı yöntemiyle<br />

eğitime katkı sağlar hâle getirdik. Vakfımızın<br />

nakit bağışlarının %45’i gibi önemli bir<br />

kısmını çelenk bağışları oluşturmaktadır<br />

ve bu tutarla her yıl yurt içi burslarımızın<br />

üçte biri karşılanmaktadır. Şimdi mutlu<br />

günler kanalıyla yeni bir bağış kanalı hayata<br />

geçirip aynı etkiyi yaratmayı hedefliyoruz.<br />

Aydınlanmak için her zamankinden<br />

daha fazla mutlu olmanın gücüne ihtiyaç<br />

duyduğumuz bu günlerde TEV Bir Dünya<br />

Çiçek mutlu gün elçilerinin destekleri öğrencilerimize<br />

ışık olacak. Öncüsü ve lideri<br />

olduğumuz çelenk bağışı uygulamasının<br />

bir benzerini düğün, açılış, kokteyl gibi her<br />

türlü mutlu gün kutlamasına taşımak<br />

üzere yeni bir gelenek başlatıyoruz.<br />

Çok güzel bir projeyi daha hayata geçirdiniz.<br />

Bir Dünya Çiçek projesi. Bu<br />

proje ile vakfınıza ne kadar bağış<br />

geldi?<br />

Türkiye’nin duyarlı insanlarının Türk Eğitim<br />

Vakfı aracılığıyla eğitime büyük katkıda<br />

bulunacağı bir kanal daha devreye giriyor.<br />

Eğitime katkı sağlamak isteyenler için<br />

yepyeni bir bağış yöntemi hayata geçiriyoruz:<br />

“BİR DÜNYA ÇİÇEK” Bugün hâlâ<br />

düğünlere, doğum günlerine, açılışlara ve<br />

çeşitli kutlamalara çiçek göndermeye<br />

devam ediyoruz. Eminim günde milyonlarca<br />

çiçek israf oluyordur.<br />

Çiçek almak tabii ki çok keyifli...<br />

Peki, harika çiçek tasarımlarıyla<br />

birlikte gelen özel<br />

bir mesajla gençlerin hayatına<br />

katkı yapmak? Böyle bir hediyenin,<br />

ihtiyacı olan gençlerin<br />

hayatında fark yarattığını<br />

bilmek? Bence bu birçok<br />

kişi için çok daha önemli<br />

bir hediye. Tabii bu sayede<br />

bir başka önemli<br />

konu olan çiçek israfının<br />

ve çevreye verilen<br />

Tuğba<br />

Damarsoy<br />

TEV Eskişehir<br />

Şube Başkanı<br />

zararın da önüne geçilecektir. TEV’in kutlamalara<br />

ve davetlere yönelik mutlu gün<br />

panoları var olan bir uygulamaydı. Ancak<br />

yeniçağa yön verebilecek düşünce yapısına<br />

ve donanıma sahip bir ürün sunmak<br />

istiyorduk. İlk başlarda bu konuda epey<br />

zorlandığımızı ifade etmek istiyorum.<br />

Ezber bozan bir felsefeyle stratejik kurguyu<br />

yaratan ve birbirinden etkileyici<br />

ürünleri tasarlayarak bize hediye eden kişi,<br />

Hakkı Mısırlıoğlu oldu. Bu dev çiçekler<br />

canlı renkleri ve heykelsi formlarıyla geleneksel<br />

çiçek çelenklerine karşı modern ve<br />

özgün alternatifler getiriyor. Bu dev çiçekler,<br />

gül, krizantem ve gerbera olmak üzere<br />

3 seçenek sunuyor. Ve her birinin 3 renk<br />

alternatifi var.<br />

Alternatif çiçek seçenekleri var mı?<br />

Alternatif olarak 2 boyutlu tasarım seçeneklerimiz<br />

de var. Pleksiden oluşan çiçeklerimiz<br />

şimdilik pembe kırmızı ve beyaz<br />

olmak üzere 3 farklı renkte gül seçenekleri<br />

sunuyor. Siparişler TEV Eskişehir şubesi<br />

tarafından alınmaya başlandı. 1 metre çapındaki<br />

bu çiçekler, TEV görevlileri tarafından<br />

davet saatinde davet mekanına<br />

bırakılacak ve davet bitiminde<br />

geri alınacak.<br />

TEV, bugüne kadar<br />

Çelenk Bağışı ile<br />

önemli bir değer elde<br />

edilmesini sağladı. Bir<br />

Dünya Çiçek bu değere<br />

nasıl bir<br />

katkı sağlayacak?<br />

Bu adım<br />

ile bağışların<br />

hacminde<br />

nasıl bir<br />

artış bekliyorsunuz?<br />

Bugün<br />

TEV<br />

bursuna başvuran her 25 öğrenciden sadece<br />

birine destek verilebilirken, ‘Bir<br />

Dünya Çiçek’lerin hayata geçmesi ile birlikte<br />

bu sayının katlanarak artırılması hedefleniyor.<br />

Mutlu günlerimizin potansiyeli<br />

cenazelerden daha yüksek aslında ve bu<br />

potansiyel doğru bir şekilde kullanılırsa<br />

cenaze bağışlarıyla desteklenenden çok<br />

daha fazla gencimizin eğitim umuduna<br />

dönüşebilir. O yüzden diyoruz ki : Siz de<br />

mutlu günlerinizi Bir Dünya Çiçek ile kutlayın,<br />

daha fazla gencin eğitim umudu<br />

olun.<br />

51 yıldır Türk gençlerinin eğitimine<br />

katkıda bulunuyorsunuz. Burs verdiğiniz<br />

gençlere ne söylemek istersiniz?<br />

Cumhuriyetin kurucusu ulu önder Atatürk'ün<br />

Türkiye için çizdiği hedef, bugün<br />

hala geçerli ve medeniyete erişmenin tek<br />

yolu. Ve eminim siz gençler bütün güçlüklere<br />

rağmen, Cumhuriyetimizin kazanımlarına<br />

ve değerlerine sahip çıkacaksınız.<br />

Hayatın her alanında, toplumsal sorunlara<br />

duyarlılık göstererek gençlik enerjiniz ile<br />

sorunlara çözümler üretin, hep olumlu,<br />

yapıcı, geliştirici motivasyon da kalın.<br />

Farklı görüş ve düşüncelere saygı duyarak,<br />

iyi ve ahlaklı olmanın önemini unutmadan,<br />

yaşam boyu hep öğrenerek kendinize,<br />

topluma ve memleketimize katkı<br />

sunun.<br />

TEV’in bağış kaynakları ve yöntemleri<br />

nelerdir?<br />

Eğitime destek vermek isteyen duyarlı insanlarımızın<br />

hedefe odaklı, şeffaf ve hesap<br />

verebilir bir platformda, küçük büyük dilediği<br />

rakamda bağış yapması ve bağışını<br />

takip edebilmesi bizim için çok önemli.<br />

TEV’in bağış kaynakları; hibe ve vasiyet,<br />

çelenk ve mutlu gün bağışları, bireysel ve<br />

kurumsal fon bağışları, KSS projeleri olarak<br />

sıralanmakta.<br />

Bu keyifli sohbet için çok teşekkür<br />

ederiz Tuğba Hanım…<br />

Zaman ayırdığınız için ben teşekkür ederim.<br />

Başarılar dilerim.<br />

40<br />

Eğitime adanmış büyük bir aile : TEV


Bursa Yolu<br />

7. Km.<br />

Ciğerci<br />

Ahmet<br />

Bahçe’de<br />

hizmetinizde<br />

Mustafa Kemal Paşa Mah.<br />

Sivrihisar-1 Cad. No:54 ESKİŞEHİR<br />

ÇİĞERCİ AHMET BAHÇE<br />

Bursa Yolu 7. Km. ESKİŞEHİR<br />

REZERVASYON TEL: (0222) 230 79 09<br />

41


Anadolu Üniversitesi Gençlik ve Spor Kulübü “<strong>2018</strong>-2019 Futbol Sezonu” öncesinde<br />

toplu imza töreni yaparak gövde gösterisi gerçekleştirdi. Anadolu<br />

Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Naci Gündoğan’ın da katılım gösterdiği törende;<br />

Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Zafer Asım Kaplancıklı, Sağlık, Kültür ve<br />

Spor Dairesi Başkanı Celal Avni Öztürk’ün yanı sıra kulüp antrenörleri ve<br />

oyuncular yer aldı. Amaç Eskişehir’e bir profesyonel takım daha kazandırmak.<br />

Bunun için hazırlıklara başlayan Mavi Beyazlılar kolları sıvadı…<br />

Sağlık, Kültür ve Spor<br />

Dairesi Başkanı Celal<br />

Avni Öztürk iddialı.<br />

Prof. Dr. Naci Gündoğan futbol takımına güveniyor.<br />

Futbolcular tek tek tanıtıldı.<br />

42<br />

Toplu imza töreni gerçekleştirildi.<br />

"Anadolu Üniversitesi spora ve<br />

sporcuya önem veren bir üniversite"<br />

Yeni sezon öncesinde Anadolu Üniversitesi<br />

ailesine katılan sporculara<br />

ilişkin görüşlerini dile getiren Rektör<br />

Prof. Dr. Naci Gündoğan, “Anadolu<br />

Üniversitesi, sporun her<br />

branşına ve sporcuya önem veren<br />

bir üniversite. Anadolu Üniversitesi<br />

Gençlik ve Spor Kulübü, bünyesindeki<br />

613 lisanslı sporcusunun yanı<br />

sıra yaz okullarında her yaş grubundaki<br />

şehrin çocuklarına spor<br />

eğitimi veren önemli bir spor<br />

kulübü durumunda. Şu anda<br />

yaz okullarımızda 1000’in<br />

üzerinde çocuğumuz 5 farklı<br />

branşta spor eğitimi alıyor ve<br />

bu da Üniversitemizin misyonunun<br />

ne olduğunu açıkça<br />

gösteriyor. Üniversite olarak<br />

Mustafa Kemal Atatürk’ün de<br />

dediği gibi zeki, çevik ve ahlaklı<br />

sporcu yetiştirmek amacından<br />

hareketle<br />

çocuklarımıza ve gençlerimize<br />

sporu sevdirmek ve bu<br />

alandaki gelişimlerini<br />

sağlamak için çalışmalarımızı<br />

sürdürüyoruz.<br />

Bu kapsamda<br />

da bizim temel amacımız<br />

geçmişten bugüne<br />

hep altyapı<br />

oldu ve bunda da başarılı<br />

olduğumuzu<br />

düşünüyorum. Bölgesel<br />

Amatör Lig’de,<br />

geçtiğimiz yıl gerçekten<br />

güzel bir sezon<br />

geçirdik ve inşallah<br />

önümüzdeki sene de<br />

Bölgesel Amatör lig için<br />

bir kadro oluşturuldu.<br />

daha önemli başarılara imza atacağız.<br />

Şampiyonluk elbette önemli<br />

ancak bundan daha önemli değerlerin<br />

olduğu da unutulmamalı.”<br />

“Kendi öz kaynaklarıyla başarıyı<br />

hedefliyor”<br />

“Bu yıl kulübümüze pek çok yeni<br />

sporcu katıldı. Özellikle yeni katılan<br />

arkadaşlarımıza hoş geldiniz diyorum<br />

ve kendilerini tebrik ediyorum.”<br />

diyen Rektör Gündoğan,<br />

sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Kulü-<br />

Kaliteli isimler kadroda.


ümüze katılan arkadaşlarımıza baktığımda aslında önceden<br />

aramızda olan kişiler olduğunu gördüm ve memnuniyet<br />

duydum. Biliyorsunuz Eskişehirspor,<br />

Eskişehir’in çocuklarının ve Anadolu Üniversitesinin<br />

öğrencilerinin takıma kattıkları güç sayesinde efsane<br />

oldu. Burada aynı şey Anadolu Üniversitesi için de geçerli.<br />

Baktığımızda önümüzdeki yıl inşallah Bölgesel<br />

Lig’de mücadele edecek takımımızda Üniversitemizin<br />

öğrencileri, şehrimizin çocukları ve altyapımızdan yetişen<br />

futbolcularımız olacak. Dolayısıyla başarının doğal<br />

olarak geleceğine inanıyorum. Umarım önümüzdeki yıl<br />

öncelikle fair play kurallarına uygun güzel bir sezon geçiririz,<br />

buna yürekten inanıyorum. Sadece futbolda<br />

değil, sporun tüm branşlarında Anadolu Üniversitesi<br />

Gençlik ve Spor Kulübü, şimdiye kadar olduğu gibi bundan<br />

sonra da tüm olanaklarını belli mevzuat çerçevesinde<br />

kullanmaya devam edecek. Bütün sporcu<br />

arkadaşlarımızı kutluyorum ve yeni sezonun hayırlı,<br />

uğurlu olmasını diliyorum.”<br />

"Kentin çocuklarına ve gençlerine hizmet vermeyi<br />

sürdüreceğiz"<br />

Sağlık, Kültür ve Spor Dairesi Başkanı Celal Avni Öztürk<br />

ise, Anadolu Üniversitesi Gençlik ve Spor Kulübü’nün<br />

kuru- luşundan bugüne kadar<br />

bir-<br />

çok branşta Eskişehir’in<br />

dinamosu<br />

olduğuna ve kentin<br />

marka değerine<br />

katkıda<br />

bulunmaya çalıştığına<br />

dikkat<br />

çekerek şunları<br />

söyledi: “Yıllarca<br />

altyapıya<br />

önem<br />

veren<br />

Sıkı çalışıyorlar.<br />

kulübümüz,<br />

Lige kadar en iyi seviyeye gelecekler.<br />

<strong>2018</strong>-2019 sezonuna girerken toplam 613 lisanslı<br />

sporcusuyla yoluna devam etmektedir. Kulüp olarak<br />

gerek ferdi gerekse takım sporlarında dayanışmaya,<br />

takım ruhuna ve etik değerlere bağlı sporcular yetiştirmeyi<br />

hedefliyoruz. Altyapı çalışmalarına endeksli olmamıza<br />

rağmen, bazı branşlarımızda da performans<br />

takımları oluşturuyoruz. Futbol takımız da bu<br />

branşlarımız arasında yer alıyor. Başarıyı önemsiyoruz<br />

ve bu doğrultuda da sporcu kardeşlerimizi,<br />

öğrencilerimiz ve sporcu kardeşlerimiz arasından<br />

seçiyoruz. Son iki yıla baktığımızda sürekli<br />

maliyete dayalı performans beklenirken, sporcu<br />

kardeşlerimiz başarının hiç de maliyetle orantılı<br />

olmadığını aksine birlik, beraberlik ve ahlaki değerlerin<br />

oluşturulduğunda ne kadar güzel bir<br />

takım ruhu ortaya çıkarılacağını bize gösterdiler.<br />

Bu sezon da yine aynı umutla yola çıktık ve yeni<br />

başarıları istiyoruz” şeklinde konuştu.<br />

Lige Bileniyorlar<br />

Bölgesel Amatör Ligde ilimizi temsil edecek tek<br />

takım olan Anadolu Üniversitesi yeni sezon hazırlıklarını<br />

sürdürüyor. Antrenörler Serkan Özdemir,<br />

Ali Rıza Heper ve Osman Zafer nezaretinde çalışmalarını<br />

sürdüren temsilcimizde tempo artmaya<br />

başladı. Yeni sezon hazırlıklarını sürdüren Mavi Beyazlılar<br />

da tempo yüksek. Bayrama kadar günde çift<br />

çalışma yapan Anadolu artık özel maçlara yönelecek.<br />

Temsilcimiz şampiyonluk yarışının içinde olmak istiyor…<br />

Musa Bangura takımın<br />

gol yükünü çekecek.<br />

22-23 Eylül’de Başlayacak<br />

Öte yandan Spor Toto Bölgesel Amatör Lig'de<br />

<strong>2018</strong>-2019 sezonu katılım başvuruları tamamlandı.<br />

Spor Toto BAL'da bu sezon oynama<br />

hakkı olan 160 takımdan 151'inin başvurusu<br />

kabul edildi.<br />

Katılacak takımların 93'ü geçen sezon Spor<br />

Toto BAL'da yer alan takımlardan, 51'i yerel<br />

liglerden Spor Toto BAL'a yükselen takımlardan,<br />

7'si ise geçen sezon<br />

TFF 3.Lig'den düşen takımlardan<br />

oluşuyor.<br />

2.Saha Denetiminden<br />

sonra, gruplandırma ve<br />

statünün açıklanması sonrası,<br />

Eylül başında grup<br />

kuraları çekilecek.<br />

Müsabakalar 22-23<br />

Eylül <strong>2018</strong> tarihlerinde<br />

başlayacak.<br />

Lig 22-23 Eylül’de başlayacak.<br />

Anadolu Üniversirtesi bu sezon Bölgesel Amatör Ligde ilimizi temsil eden tek takım olacak.<br />

43


Yeni sezon incesi güçlü bir kadro kuran Beton Adamlar rakiplerini ezip geçmek istiyor.<br />

Her geçen sezon hedef yükselten Beton Adamlar bu<br />

sezon Lig ve Türkiye kupasının yanı sıra Avrupa kupalarında<br />

da mücadele edecek. Çok güçlü bir kadro kuran<br />

Selkaspor rakiplerini ezip geçmek istiyor.<br />

HEDEF BÜYÜK<br />

Yeni sezon hazırlıklarını iddialı bir şekilde<br />

sürdüren Selkaspor hentbolcuları<br />

lig için geri sayıma geçti.<br />

Kurulduğu ilk yıl 1.ligden süper lige<br />

yükselen Selkaspor ikinci yılında ise<br />

süper ligde başarılı olarak Avrupa<br />

kupalarına katılmayı hak<br />

etti.<br />

Her geçen sezon hedef yükselten<br />

Beton Adamlar bu sezon<br />

Lig ve Türkiye kupasının<br />

yanı sıra Avrupa kupalarında<br />

da mücadele<br />

edecek.<br />

İYİ BİR HAZIRLIK<br />

DÖNEMİ<br />

GİÇERDİLER<br />

3 zorlu kulvar<br />

için kaliteli bir<br />

kadro kuran<br />

Selkaspor hazırlıklarını<br />

tüm hızıyla<br />

sürdürüyor.<br />

Eskişehir’deki<br />

ön<br />

çalışmaların<br />

ardından Bolu’da<br />

kamp<br />

yapan ve ardından<br />

da İstanbul’da Beykoz’un düzenlediği<br />

dörtlü turnuvada mücadele eden<br />

Beton Adamlar lig öncesi yurt dışında<br />

da turnuvaya katılarak<br />

güçlü rakipler karşısında<br />

gücünü görecek.<br />

SEYMEN TAKIM-<br />

DAN MEMNUN<br />

Yeni sezon<br />

öncesi takımın<br />

başına getirilen deneyimli teknik adam<br />

Serdar Seymen “Öncelikle yönetimimize<br />

çok teşekkür ediyorum. İyi bir<br />

takım kurduk. Milli oyuncuları kadromuza<br />

kattık. Artık iş biz ve oyuncularda<br />

olacak. 3 ayrı kulvarda da iddialıyız.<br />

Daha öncede belirttiğim gibi Eskişehir’e<br />

bu sezon bir<br />

kupa getirmek<br />

istiyoruz. En<br />

büyük artımız<br />

ise büyük<br />

taraftarımız.<br />

Onları her<br />

maçta yanımızda<br />

gör-<br />

mek<br />

istiyo-<br />

ruz” dedi.<br />

44<br />

Seymen hoca, arkadaşımız Erkan Midilli’ye<br />

takımı değerlendirdi.<br />

Takımın<br />

pivotları Jaballah<br />

ve Uğur<br />

rakibe geçit<br />

vermeyecek.


KALEDE TATLI REKABET<br />

Selkaspor’un file bekçileri yeni sezon öncesi tatlı bir<br />

rekabet içine girdi.<br />

2 sezondur takımın kalesini koruyan Gigov ile yollarını<br />

ayıran Selkaspor yeni sezon için Ankaraspor’dan<br />

milli kaleci Coşkun ile Nilüfer Belediyeden Eskişehirli<br />

olan file bekçisi İbrahim’i transfer etti. Genç kaleci Ali<br />

ile de yola devem eden Beton Adamlarda 3 kaleci de<br />

bu yıl kaleci antrenörlüğüne getirilen Eskişehirli Hüseyin<br />

Şenoğlu gözetiminde yeni sezona bileniyor.<br />

Formda olan 3 kalecide bu sezon rakiplere geçit vermeyerek<br />

Selka kalesinde sıkıntısı yaşatmak istemiyor..<br />

Selka’nın<br />

oyun<br />

kurucula<br />

rı yeni<br />

sezona<br />

iddialı<br />

bir<br />

şekilde<br />

hazırlanı<br />

yor.<br />

Kaleciler Coşkun,<br />

İbrahim ve Ali kaleci<br />

antrenörü Hüseyin<br />

Şenoğlu ile.<br />

KANATLAR UÇURACAK<br />

Beton Adamlarda kanat oyuncular da bu yıl oldukça<br />

tecrübeli. Sağ kanatta takımın deneyimli<br />

ise Nikola Kostecki’nin yanı sıra Yiğit de takıma<br />

katıldı.Sol kanatta ise Beykoz’dan gelen Alp Eren<br />

ile Merzifon’dan gelen Samet forma giyecek. Kanatlardan<br />

takımı uçurmaya kararlı olan 4 oyuncunun<br />

da antrenmanlardaki hırsı dikkat çekiyor.<br />

TAKIMIN BEYNİ ONLAR<br />

Yeni sezonda Selka’nın sol ve sağ<br />

orta oyun kurucuları deneyimli<br />

isimlerden oluşuyor. Geçtiğimiz<br />

sezonda Selka forması giyen Todoroviç’in<br />

yanı sıra Alexey, Eldar<br />

ve Vladyslav takımın da beyni<br />

olacak. Zorlu maratona için uyum<br />

içinde hazırlanan orta oyun kurucular<br />

saha içinde de takım arkadaşlarını<br />

yönlendirecek.<br />

Yiğit,<br />

Kosteski<br />

Alperen<br />

ve<br />

Samet.<br />

Selka’nın gençleri<br />

yeni sezonda görev<br />

almaya hazır.<br />

GENÇLER<br />

GÜVEN<br />

VERİYOR<br />

Selka’nın gençleri güven<br />

veriyor.<br />

2 sezondur A takımla çalışmalara<br />

çıkan Serhat, Eren,<br />

Genco, Burak, Umut, Kaan<br />

ve Samet yeni sezonda Serdar<br />

hocadan görev bekliyor.<br />

Alt yap antrenörleri Onur<br />

Taşkaya ve Harun Çınar’ın<br />

da gözdeleri olan genç hentbolcular<br />

tecrübeli ağabeyleri<br />

ile birlikte tam bir<br />

forma savaşı içine girdi. A<br />

takım teknik sorumlusu<br />

Serdar Seymen “Yetenekli<br />

gençlerimiz var. Lig boyuncu<br />

onlardan da faydalanacağız”<br />

dedi.<br />

45


İşte Atatürk Stadı’nın ilk hali…<br />

Anadolu Efsanesi bu çimlerde doğdu.<br />

Eskişehirspor'un<br />

efsane mabedi Eskişehir<br />

Atatürk<br />

Stadı'nın yerine Millet<br />

bahçesi yapılma çalışmaları<br />

hızlı bir şekilde<br />

sürüyor. Taraftarın sosyal<br />

medyadan “Koltukları<br />

tek tek söktün<br />

diyelim, Duvarları bir<br />

bir yıktın diyelim, Bir<br />

mazi var onu nasıl silelim?”<br />

paylaşımı büyük<br />

beğeni alırken, bu<br />

statta anıları bulunan<br />

herkesi duygulandırdı.<br />

Millet bahçesi Eskişehir’e<br />

renk getirecek<br />

belki ama Ulu önderimiz<br />

Atatürk’ün adını<br />

yıllarca taşımanın onurunu<br />

yaşayan bu statta<br />

yazılan Eskişehirspor<br />

tarihi nesilden nesile<br />

gururla aktarılacak…<br />

Eskişehir için ç<br />

Tribün kültürü ilk bu statta oluştu ve ilklerin taraftarı<br />

bu stadı rakipler için cehenneme çevirdi.<br />

Hüznünü içine ata ata<br />

bir vedadır bu…<br />

Futbol adına herkesin anılarını<br />

biriktirdiği yerdi…<br />

Ve belki de herkesin futbola<br />

aşık olduğu ilk nokta…<br />

Eskişehirspor’u Eskişehirspor<br />

yapan gerçeklerin vücut<br />

bulduğu mekan...<br />

Adını ne koyarsanız koyun<br />

Eskişehirsporlular için yeri<br />

çok derinlerde olacak…<br />

HHH<br />

Açık tribün<br />

böyle<br />

yükselmişti.<br />

Bu şehir için yeri he<br />

46<br />

Böyle mi olacaktı sana vedamız…<br />

Sessiz, derinden ve umarsız…<br />

Mazinin vücut bulduğu ve<br />

nesilden anlatılacak hikayelerin<br />

yazıldığı…<br />

Eskişehirspor tarihinin<br />

vücut bulduğu mabedin yı-


ok özel anıları vardı.<br />

kılışını izliyoruz günlerdir.<br />

Anıları tekrar gözümüzde<br />

canlandıra canlandıra…<br />

HHH<br />

6 Eylül 1953 Pazar<br />

günü Eskişehir Demirspor<br />

ve Fenerbahçe<br />

arasında oynanan özel<br />

maçla Eskişehirlilerin<br />

hizmetine giren Eskişehir<br />

Atatürk Stadı 5<br />

Eylül 1965’ten bu yana<br />

da Eskişehirspor’a ev<br />

sahipliği yaptı.<br />

Şimdi ise Eskişehir<br />

Atatürk Stadı’nın yıkımına<br />

başlandı. Tarihi<br />

stat yıkım işlerinin tamamlanmasından<br />

sonra Millet Bahçesi<br />

olacak…<br />

HHH<br />

Çoğu zaman sığmadı sevgimiz<br />

ama tribünde olmasak da<br />

yanındaydık mabedimiz…<br />

Geriye kalan<br />

biraz toz ve<br />

biraz da<br />

duman…<br />

p farklı olacak.<br />

Artık yok…<br />

Şimdi böyle<br />

yıkılıyor.<br />

Özellikle 1965- 1975<br />

yılları arasında Eskişehirspor’un<br />

lig, kupa ve<br />

Avrupa karşılaşmalarında<br />

ki büyük zaferlerin<br />

yeriydi...<br />

Sevilla’nın dize getirildiği<br />

tarihe güne ev sahipliği<br />

yaptı.<br />

İstanbul’un sözde<br />

büyük kulüplerine hep<br />

cehennemi yaşattı.<br />

O’nun dokusunda ve<br />

ruhunda bu şehrin<br />

yansıması net şekilde<br />

vardı. Yeni Stadın tamamlanmasıyla<br />

birlikte<br />

işlevi sona eren<br />

Atatürk Stadı’nda<br />

yıkım işlemleri sürüyor..<br />

Tarihi yapının yerine<br />

yıkım işlemi<br />

tamamlandıktan sonra<br />

herkesin nasıl olacağını<br />

merakla beklediği<br />

Millet Bahçesi yapılacak.<br />

47


BORÇLAR SARDI<br />

Nadir Çiftçi<br />

DÖRT BİR<br />

YANIMIZI<br />

Eskişehirspor’un eski<br />

oyuncular, teknik direktörler,<br />

yardımcı antrenörler,menajerler<br />

ve<br />

yetiştirme bedeli ve bonservis<br />

konularından kaynaklı<br />

kulüplere<br />

borcu bulunuyor.<br />

Ertuğrul Sağlam<br />

Eskişehirspor’un dört bir yanını<br />

adeta borçlar<br />

sardı.<br />

Her sezona<br />

maddi sıkıntılar<br />

ile başlayan<br />

Eskişehirspor’da<br />

borç<br />

yükü<br />

de<br />

her<br />

yıl<br />

artıyor.<br />

Önceki sezonlardan gelen<br />

borçlar kulübünün adeta<br />

kamburu oldu.<br />

Alacaklılar listesinde eski<br />

oyuncular, teknik direktörler,<br />

yardımcı antrenörler,menajerler<br />

ve yetiştirme bedeli ve<br />

bonservis konularından<br />

kaynaklı kulüp isimleri<br />

de yer alıyor. Eski<br />

defans<br />

oyuncusu<br />

Berkay<br />

Tolga<br />

Dabanlı<br />

2 milyon<br />

958<br />

bin TL ile<br />

listede<br />

en<br />

çok alacağı bulunan oyuncu<br />

konumunda yer alıyor.<br />

Erkan Zengin transferi ve<br />

Mustafa Yumlu'nun kiralanma<br />

dosyalarından kaynaklı<br />

olarak da Siyah<br />

Kırmızılıların Trabzonspor<br />

kulübüne 2 milyon 54 bin<br />

TL borcu bulunuyor. Eski<br />

Teknik Direktörlerin de<br />

alacağı rakamlar Eskişehirspor<br />

yönetiminin kabusu<br />

olmuş durumda.<br />

Ertuğrul Sağlam'ın 1<br />

milyon 279 bin TL,<br />

Samet Aybaba 991<br />

bin TL, Alpay<br />

Özalan<br />

500 bin<br />

TL alacağı<br />

bulunuyor.<br />

Funes Mori ve Ömer Şişmanoğlu<br />

En çok borç<br />

Berkay’a var.<br />

Kamil Ahmet<br />

Çörekçi<br />

Samet Aybaba<br />

48


BİROL PARLAK 206.000,00 TL<br />

SEZGİN COŞKUN 1.666.000,00 TL<br />

ONUR BAYRAMOĞLU 191.000,00 TL<br />

GEKAS 614.000,00 TL<br />

İSHAK DOĞAN 541.000,00 TL<br />

DOSSA JUNIOR 98.000,00 TL<br />

OKRIASHVILI 497.000,00 TL<br />

ANEL HADZİC 528.000,00 TL<br />

GORAN CAUSIC 587.000,00 TL<br />

ÖZGÜR ÇEK 427.000,00 TL<br />

ERKUT ŞENTÜRK 814.000,00 TL<br />

ALİ ŞAŞAL VURAL 1.244.000,00 TL<br />

ANIL KARAER 660.000,00 TL<br />

ALPARSLAN ÖZTÜRK 260.000,00 TL<br />

LAWAL 969.000,00 TL<br />

MONGONGO 514.000,00 TL<br />

KIVANÇ KARAKAŞ 316.00000 TL<br />

EMRE GÜNGÖR 619.000,00 TL<br />

ENGİN BEKDEMİR 102.000,00 TL<br />

EYÜP KOÇOĞLU 36.000.00 TL<br />

JORDİ MONTEL 507.000,00 TL<br />

NADİR ÇİFTÇİ 1.089.000,00 TL<br />

SİNAN ÖREN 392.000,00 TL<br />

AYTAÇ ÖDEN 250.000,00 TL<br />

ONUR BAYRAMOĞLU 250.000,00 TL<br />

HAKAN ÇİNEMRE 143.000,00 TL<br />

KAMİL A. ÇÖREKCİ 718.000,00 TL<br />

MURAT UÇAR 211.000,00 TL<br />

DEUS SONTON (DEDE) 211.000,00 TL<br />

SERDAR ÖZKAN 75.000,00 TL<br />

DENİZ TOPÇU 200.000,00 TL<br />

BERKAY T. DABANLI 2.958.000,00 TL<br />

SAMET AYBABA 991.000,00 TL<br />

ERTUĞRUL SAĞLAM 1.279.000,00 TL<br />

SELÇUK ERDOĞAN 86.000,00 TL<br />

SADIK DİLMEN 75.000,00 TL<br />

FEHMİ İBİŞİ 39.000,00 TL<br />

YILMAZ BAL 81.000,00 TL<br />

ERSİN AKA 140.000,00 TL<br />

EMRE ÖZBAYER 38.000,00 TL<br />

MUSA DEVRİM 17.000,00 TL<br />

ALPAY ÖZALAN 500.000,00 TL<br />

GÜVEN SABAZ 36.000,00 TL<br />

KONYASPOR 648.000,00 TL<br />

ANTALYASPOR 81.000,00 TL<br />

TRABZONSPOR 2.054.000,00 TL<br />

ÖMER KORAY UZUN 196.000,00 TL<br />

BİR DARBE DE<br />

DÖVİZDEN<br />

Eskişehirspor'un Türk lirası dışında döviz<br />

borçları da can sıkıyor. Ben Khalifa'nın 475<br />

bin Avro, Pinto'nun 456 bin Avro gibi<br />

alacaklarının liste başı olduğu dövizli<br />

borçlar listesinde bir çok<br />

isim yer alıyor.<br />

Eskişehirspor'un geçmiş dönemlerden<br />

devam eden 19 farklı dosyadan<br />

kaynaklı döviz borcu bulunuyor. Bu<br />

borçları en son Kulüp Başkanı Halil Ünal<br />

26 Mayıs <strong>2018</strong> tarihinde açıklamıştı.<br />

Başkan'ın bu borçları<br />

açıkladığı tarihler ile bugünkü<br />

döviz kurları arasında<br />

ciddi anlamda<br />

farklılıklar var. O günlerde<br />

dolar 4 lira 22<br />

kuruş civarındayken<br />

Avro ise o günlerde 5.10<br />

kuruş idi.Şu andaki rakamlar<br />

ile Eskişehirspor’un<br />

borcu daha da fazlalaşmış<br />

durumda.<br />

Bienvenu<br />

Sebastian<br />

Pinto<br />

DÖVİZ BORÇLARI<br />

EMRE GÜRAL 274.000 AVRO<br />

TOMAS FENMİC 80000 AVRO<br />

NZUZI TOKO 17000 AVRO<br />

BEN KHALİFA 405000 AVRO<br />

FUNES MORİ 250000 AVRO<br />

SEBASTIAN PINTO 456000 AVRO<br />

WOLFSBURG 30000 AVRO<br />

RIYASKA KULÜBÜ 50000 AVRO<br />

HENRY BIENVENU 64000 AVRO<br />

MATIAS DEFEDERICO 125000 AVRO<br />

IBRAHIM SISSOKO 330000 AVRO<br />

VLADYSLAV KULACH 85000 DOLAR<br />

Toko<br />

Kulach<br />

TÜM BORÇLAR 39 MİLYON 294 BİN TL<br />

49

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!