29.12.2018 Views

Esgündem Aralık 2018

İstikbal Gazetesi Esgündem Dergisi Aralık 2018 Sayısı

İstikbal Gazetesi Esgündem Dergisi Aralık 2018 Sayısı

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

PARA İLE SATILAMAZ, ÜCRETSİZDİR www.istikbalgazetesi.com Sayı : ARALIK <strong>2018</strong><br />

GAZETESİ’NİN<br />

AYLIK İŞ, SİYASET, SPOR<br />

VE YAŞAM DERGİSİ


Yeni yılda...<br />

Yaşamınızda sizi<br />

neler bekliyor?<br />

18’de<br />

10’da<br />

30’da<br />

35’de<br />

4<br />

KENDi CANIMI KENDiME<br />

EMANET ETTiM<br />

Fark yaratan bireyler ve aileleri Tepebaşı<br />

Belediyesi’ne teşekkür ederek Başkan<br />

Ataç’a dileklerini sundular<br />

Tek soru,<br />

tek yanıt...<br />

Cumhuriyet Halk<br />

Partisi Eskişehir<br />

Milletvekili<br />

JALE NUR<br />

SÜLLÜ<br />

Kadın ambulans şoförü Banu Balcı<br />

32’de<br />

14’de<br />

26’da<br />

-"Eskişehir, modern ve<br />

büyük bir kent olmasının yanında,<br />

küçük bir kentin huzuru<br />

ve rahatlığını da içinde<br />

barındıran bir kent"<br />

Bu, Eskişehir'i gezip görmek<br />

için gelenler tarafından yapılmış<br />

bir tespit.<br />

Gerçekten önemli ve üzerinde<br />

durulması gereken bir tespit<br />

bu Eskişehir için…<br />

Hem "Modern ve Büyükşehir",<br />

hem de "Küçük bir<br />

kentin rahat ve huzuruna<br />

sahip"<br />

İçinde yaşamalarına rağmen<br />

birileri hala bu kenti beğenmese<br />

de, Eskişehir bugün<br />

için Türkiye'de en çok konuşulan<br />

kenti konumunda.<br />

En çok konuşulan bir kent<br />

olma unvanını da, son yıllarda<br />

gerçekleştirdiği değişime<br />

borçlu.<br />

Dahası…<br />

Değişimi yaşarken, kent ruhunu<br />

kaybetmemesi de bu kentin<br />

en belirgin özelliği olsa<br />

gerek.<br />

İşte bu nedenle her gün insanlar<br />

geliyor Eskişehir'e…<br />

İşte bu nedenle, özellikle<br />

hafta sonları çeşitli kentlerden<br />

gelen otobüsler dolaşıyor kentin<br />

çeşitli mekânlarında.<br />

Bu yüzden akşam olduğunda<br />

kentin eğlence mekânları<br />

EDiTöR<br />

Murat Taşkın<br />

Böyle bir tarif’e<br />

“eyvallah” ama…<br />

GAZETESİ’NİN AYLIK İŞ, SİYASET VE YAŞAM DERGİSİ<br />

PARA İLE SATILAMAZ, ÜCRETSİZDİR www.istikbalgazetesi.com Sayı : ARALIK <strong>2018</strong><br />

UĞUR OFSET MATBAACILIK, GAZETECİLİK SAN. VE TİC. A.Ş. ADINA<br />

Sahibi : Burak TÜRKMEN<br />

tıka basa doluyor.<br />

Bu yüzden cadde ve sokaklarda<br />

artık Ankara, İzmir, İstanbul<br />

ve diğer illerden gelen<br />

kafileler yadırganmıyor…<br />

Şu bir gerçek ki…<br />

Eskişehir'e gelip, gezip gidenler…<br />

Eskişehir'de yaşayanlardan<br />

daha iyi Eskişehir tahlili yapıyor.<br />

Yani…<br />

Bizim içinde yaşarken görmediklerimizi,<br />

ya da bazılarımızın<br />

yaptığı gibi kasıtlı olarak<br />

görmek istemediklerimizi, dışarıdan<br />

gelenler daha iyi görüp,<br />

yorumluyor.<br />

Tıpkı bu tahlilde olduğu<br />

gibi…<br />

Ne diyorlardı tahlili yapanlar;<br />

-"Eskişehir'de Büyükşehir<br />

olmanın modernliği,<br />

küçük şehir olmanın rahatlık<br />

ve huzuru var"<br />

Bunların hepsine eyvallah<br />

ama…<br />

Şehir bir de şu mevcut ve<br />

çözümü son derece basit sorunlarından<br />

arındırılsa…<br />

Belki, bu şehirde yaşayanların<br />

tamamı da, dışarıdan gelenlerin<br />

yapmış olduğu<br />

yukarıdaki “Eskişehir tarifi”<br />

ne katılacaktır.<br />

Genel Yayın Yönetmeni : Burak TÜRKMEN<br />

Sorumlu Yazı İşleri Müdürü : Murat TAŞKIN<br />

Gazete, Haber ve Reklam :<br />

Arifiye Mah. Yalbı Sk. No: 13/A K:6 D:10 ESKİŞEHİR<br />

Tel & Faks : 0.222. 220 19 06 - 220 19 08<br />

e-mail : haber@istikbalgazetesi. com<br />

Merkez ve Reklam Bürosu :<br />

İstiklal Mah. Adalar Sk. No : 5 ESKİŞEHİR<br />

Baskı : MİLİMETRİK GRUP MATBAACILIK ORG. İÇ VE<br />

DIŞ TİC.LTD.ŞTİ. İvedik Org. San. Sit. 2271 Cad. No:17<br />

Tel: 0.312 395 37 38 - 0.312 395 33 78 İvedik/ANKARA<br />

e-mail: fotomat06@gmail.com<br />

web: ofsetfotomat.com


HAYALİNİ KURDUĞUMUZ<br />

SİVRİHİSAR’I İNŞA EDİYORUZ…<br />

Eskişehir’in en önemli ve en hızlı gelişen ilçesi olma özelliğini elinde tutan<br />

Sivrihisar’da, son yıllarda adeta değişim rüzgarları esiyor…


6


7


Acısıyla, tatlısıyla bir yılı<br />

daha geride bırakıyoruz.<br />

Yeni bir yıl daha geldi, kapımıza<br />

dayandı.<br />

Elbette gelirken, yeni beklentilerle<br />

de geldi.<br />

2019’dan hepimiz değişik arzular<br />

içerisindeyiz.<br />

H H H<br />

Eskişehir açısından yeni yılın<br />

yine güzellikler getirmesini arzu<br />

ediyoruz.<br />

Kuşkusuz kent olarakta yeni<br />

yıldan büyük beklentilerimiz var.<br />

Elbette en önce Eskişehirspor’un<br />

düzlüğe çıkacağı bir yıl<br />

temenni ediyoruz.<br />

Yeni yıla belki de yeni yönetimiyle<br />

girecek Es-Es’in toparlanacağı<br />

bir yıl olmasını arzu<br />

ediyoruz.<br />

Son yılların hiçte iyi gelmediği<br />

Eskişehirspor için 2019’un<br />

artık bir kırılma yılı olması için<br />

beklenti içerisindeyiz.<br />

Yeniden bir şahlanışın olacağı<br />

ve eski şaşalı günlere yeniden dönülmesi<br />

için hazırlıkların yapıldığı<br />

bir yıl neden olmasın?<br />

YENİ YIL<br />

YENİ UMUTLAR<br />

H H H<br />

Kuşkusuz 2019’un en önemli<br />

gündemi de mahalli seçimler olacak.<br />

Hazırlıkları çok önceden başlayan<br />

ve adayların belli olduğu<br />

seçim sürecini yaşayacak Eskişehir.<br />

Çok heyecanlı ve çekişmeli<br />

bir seçim yaşanacağı muhakkak.<br />

Soğuğun yerini güneşe bıraktığı<br />

Mart ayının sonunda sandıkta<br />

demokrasi şölenini bir kez<br />

daha yaşayacağız.<br />

Yeni yılın şehir siyasetinde<br />

heyecan rüzgârları estireceğini de<br />

şimdiden söylemeliyiz.<br />

2019’un yeni seçimlerle birlikte<br />

kentimize de hayırlar getirmesini<br />

istiyoruz.<br />

Bu vesileyle seçilecek olan<br />

yeni başkan ve meclislere şimdiden<br />

başarı diliyoruz.<br />

H H H<br />

Son yıllarda pek çok konuda<br />

gelişim gösteren kentin elbette<br />

hala eksiklikleri bulunuyor.<br />

Kentin bu noksanlarına<br />

dair çeşitli zamanlarda da kaleme<br />

aldığımız yazılar oluyor.<br />

Bunların en başında uçak seferleri,<br />

termal yatırımlar ve yeni<br />

bir çevreyolu ihtiyacı geliyor.<br />

Bu yönden baktığımızda da,<br />

kentin saydığımız bu eksikliklerin<br />

ve diğer beklentilerin hayata<br />

geçeceği bir 2019 hepimizin arzusu…<br />

H H H<br />

Son olarak…<br />

Belki yaşlarımızdan bir yılı<br />

daha geride bırakacağız ama;<br />

Yeni umutların kapısını da<br />

aralayacağımız koskocaman bir<br />

yıla giriyoruz.<br />

Başta ekonomideki sıkıntıların<br />

biteceği, herkesin ferahça yaşayacağı<br />

huzur dolu bir yıl en<br />

büyük beklentimizdir...<br />

Tüm Eskişehirlilerin 2019 yılını<br />

kutluyoruz.<br />

Sağlık, başarı ve mutluluklar<br />

hepimizin olsun…<br />

Trafikte kural hatası yapmadan önce bir daha düşünün<br />

Yeni yılda can yakacak cezalar var!<br />

Yeni yıl ile birlikte trafikte para cezalarının rakamları da değişti.<br />

Tüm ceza rakamlarına zam yapıldı. Her kusurlu davranışın<br />

her kural ihlalinin bedeli bir hayil fazla olacak.<br />

Hız sınırını 1 yıl içinde 5 kez ihlal edenlerin<br />

ehliyetine 1 yıl süreliğine el konulacak.<br />

Tekrarında ehliyetleri iptal edilecek.<br />

Son dönemde usulsüz çakar lamba ve<br />

siren kullananları haber bültenlerinde çok<br />

görüyoruz. Bu konuda verilen ceza rakamı<br />

da 2 bin TL. Söz konusu aracı kullanan kişi<br />

araç sahibi değilse bu kişi için ehliyete el<br />

konulması da söz konusu olacak.<br />

Aşırı derecede ve gereksiz kornaya basmak,<br />

aracının egzoz sistemini değiştirerek<br />

“egzozu bağırtmak”, otomobil için uygun<br />

olmayan yüksek ses<br />

çıkışlı ses sistemi kullanarak<br />

çevreyi rahatsız<br />

etmek…Bunları<br />

hemen hepimiz özellikle<br />

de şehir merkezinde<br />

yaşayanlar<br />

sıklıkla görüyor. Yeni<br />

8<br />

trafik zamları ile onları da kapsayan bir düzenleme<br />

var. Araçta çevreyi rahatsız edecek<br />

şekilde teknik değişiklik yapanlara bin<br />

2 TL ceza kesilecek. Drift yapmak çok eğlenceli<br />

olabilir. Ama bunun için açaık alan<br />

ya da pist kullanmak gerekir. Şehir içinde<br />

bu tarz eylemler, çok tehlikeli kazalara<br />

neden olabiliyor. Spin veya drift atanlar ise<br />

5 bin 10 TL ceza ödeyecek. Trafikte hele<br />

de ağır aksak akan İstanbul trafiğinde cep<br />

telefonuna bakmadan ilerleyen var mı?<br />

Mesajlarını okuyanlar, telefonla konuşanlar<br />

hatta video izleyenler…Araç<br />

kullanırken cep<br />

telefonu kullananlar,<br />

bundan<br />

sonra 235Tl<br />

ceza ödemeyi<br />

de göze alacak.


Basın : 915749<br />

9


Eskişehir dünya<br />

kentleri ile zirve<br />

için yarışıyor<br />

Eskişehir, Büyükşehir Belediyesi tarafından hayata geçirilen<br />

başarılı şehircilik projeleri ile Dünya’nın dört bir yanından<br />

115 kentin yaklaşık 200 projeyle yarıştığı WRI Ross Ödülü’nde<br />

finale kaldı. Türkiye’den 9 ayrı şehrin yer aldığı yarışmada<br />

Londra, Barcelona, New York, Dubai gibi metropolleri geride bırakan<br />

Eskişehir, finale kalarak büyük bir başarı gösterdi.<br />

Şehirlerde yaşayan milyonlarca insana daha iyi<br />

bir yaşam sunmayı hedefleyen WRI Ross Center’ın<br />

bu yıl ilk defa verdiği ‘WRI Ross Ödülü’nde<br />

115 kentin arasında 5 finalist şehirden biri Eskişehir<br />

oldu. Ekonomik, çevresel ve sosyal açıdan<br />

çok yönlü dönüştürücü bir etkiye sahip<br />

olan projelerin ön plana çıktığı yarışmada Başkan<br />

Büyükerşen’in şehircilik vizyonuyla hayata<br />

geçirilen ‘Eskişehir Kentsel Gelişim Projeleri’<br />

dikkatleri üzerine çekti. Eskişehir Büyükşehir<br />

Belediyesi Kentsel Gelişim Projeleri kapsamında,<br />

Porsuk Çayı’nda gerçekleştirilen ıslah<br />

çalışmaları, yaya ve taşıt köprülerinin yenilenmesi,<br />

tematik parklarla şehirde kişi başına<br />

düşen yeşil alan oranının yüzde 215 artması,<br />

şehir içi raylı sistem ağı ile tüm bu projeler sonrası<br />

turizmde gerçekleşen gelişim Eskişehir’in<br />

finale kalmasında önemli rol oynadı.<br />

10<br />

KENTLER HER GÜN DEĞİŞİYOR<br />

Konuyla ilgili olarak açıklama yapan WRI Türkiye<br />

Sürdürülebilir Şehirler Direktörü Dr. Güneş<br />

Cansız “Kentler her gün değişiyor, ne var ki bu<br />

değişim her zaman olumlu olmuyor. Çoğu<br />

zaman kentler kirlilik, trafik sıkışıklığı, verimsizlik<br />

ve eşitsizlik ile mücadele ediyor. Küresel<br />

kalkınma ve iklim hedeflerine ulaşmak için<br />

kentlerin olumlu değişmeye ihtiyacı var. Şehirler<br />

için WRI Ross Ödülü kentsel dönüşümü<br />

olumlu etkilemiş projeleri öne çıkarmayı ve onları<br />

desteklemeyi hedefliyor” dedi.<br />

BU BAŞARI HALKIN BİZE OLAN GÜVENİDİR<br />

Eskişehir’in yarışmada finale kalmasından dolayı<br />

gurur duyduklarını ifade eden Başkan Büyükerşen,<br />

“Bir yandan<br />

değerlerimizi korurken<br />

bir yandan<br />

da şehrimizi<br />

yaşanabilir,<br />

temiz ve<br />

çağdaş<br />

Bu başarıdan dolayı gurur duyduklarını ifade eden<br />

Başkan Büyükerşen ise, “Eskişehir’imiz uluslararası<br />

alanda böylesi yarışmalarda adının anılması,<br />

hatta finale kalması göğsümüzü kabarttı, bize<br />

yeni projeler için güç verdi. Ne mutlu bize, ne mutlu gururla<br />

Eskişehirliyim diyen hemşehrilerime!” dedi.<br />

bir kent haline getirmeyi hedeflediğimiz bu projelerin<br />

böylesi uluslar arası yarışmalarda<br />

Dünya’nın marka şehirlerini geride bırakıyor olması<br />

her yönüyle gurur vericidir. Aslında bu başarı<br />

halkımızın bizlere olan güveninin bir<br />

sonucudur. Eskişehir’in irice bir kasaba görünümünden,<br />

örnek bir şehre dönüştürülmesi çabalarımızın<br />

takdir topluyor olması ne derece<br />

doğru hizmetler ürettiğimizin de en somut göstergesidir.<br />

En önemlisi Eskişehir’in ihtiyacı olan<br />

projeleri yaşama geçirdikçe, Eskişehir’de bir iç<br />

turizm hareketine de vesile olduk. Yaz kış demeden<br />

yılın her dönemi turist ağırlıyoruz. Şehrimizde<br />

birbiri ardına yeni oteller, lokantalar<br />

açılıyor. Hizmet sektörü turizmden para kazanıyor,<br />

Eskişehir kazanıyor, Eskişehirli kazanıyor.<br />

Bizler de Büyükşehir<br />

Belediyesi olarak bir taraftan<br />

temel belediyecilik hizmetlerimize<br />

devam ederken, bir taraftan<br />

da turizm değerimize<br />

değer katacak, şehrimize<br />

daha çok turist çekecek yeni<br />

projeleri hızla yaşama geçiriyoruz.<br />

Eskişehirimiz uluslararası<br />

alanda böylesi<br />

yarışmalarda adının anılması,<br />

hatta finale kalması göğsümüzü<br />

kabarttı, bize yeni projeler için güç<br />

verdi. Ne mutlu bize, ne mutlu gururla<br />

Eskişehirliyim diyen hemşehrilerime!”<br />

dedi.<br />

Yarışmaya Eskişehir’in dışında Türkiye’den<br />

İstanbul, Bursa, Antalya, Isparta gibi şehirler<br />

katılırken, finalde Eskişehir’in rakipleri Kolombiya’dan<br />

Medellin, Tanzaya’dan Darüsselam,<br />

Hindistan’dan Pune ve Güney Afrika’dan<br />

Durban şehirleri oldu. Kazanan şehrin Nisan<br />

ayında açıklanacağı yarışmada, kazanan<br />

kent 250 bin dolarlık ödülün de sahibi olacak.


Eskişehirli çiftçi üretiyor<br />

Başkan Yılmaz<br />

Büyükerşen’in<br />

Halk Süt Projesi<br />

hayata geçti<br />

Halk sağlıklı süt içiyor<br />

Büyükşehir Belediyesi Halk Süt Projesi ile bir taraftan Eskişehir’de<br />

kırsal kalkınmaya destek olurken, bir taraftan da<br />

Eskişehir halkının sağlıklı, ekonomik ve doğal süt ihtiyacını<br />

karşılayarak önemli bir projeyi daha hayata geçirdi.<br />

Halk sağlığı konusunda sosyal projelerine devam eden<br />

Büyükşehir Belediyesi, Başkan Büyükerşen’in projesi olan<br />

Halk Süt’ü, Halk Ekmek Projesinin ardından büfelerden<br />

satışa sundu. Temel tüketim maddemiz sütün, toplumun<br />

her kesimi tarafından tüketilebilmesi için uygulanan Halk<br />

Süt Projesi başlatılırken, daha ilk günden büyük ilgi gördü.<br />

Mahmudiye Çifteler Han İlçeleri Süt Üreticileri Birliği ile yaşama<br />

geçirilen Halk Süt Projesi’nde Eskişehirli üreticiden<br />

alınan sütler, her türlü kontrolden geçirildikten sonra sağlıklı<br />

ve doğal bir şekilde Eskişehir halkına ulaştırılıyor.<br />

Başkan Yılmaz Büyükerşen ise “Halk Süt, pastörize günlük<br />

süt olma özelliği taşıyor. Hiçbir ticari kaygı gütmeden<br />

yağı alınmamış ve içine başta su olmak üzere herhangi<br />

bir madde katılmamış sütlerimizi piyasadaki muadil pastörize<br />

günlük sütlerden çok daha ucuza halkımıza sunuyoruz”<br />

dedi.<br />

Büyükşehir Belediyesi’nin kırsal kalkınmaya<br />

destek olmak ve Eskişehir halkının sağlıklı,<br />

ekonomik ve doğal süt tüketmesi amacıyla<br />

başlattığı Halk Süt Projesi hayata geçirildi.<br />

Hem kırsal kalkınmaya destek veren hem de<br />

halkın sağlıklı süte ulaşmasını sağlayan projeye<br />

daha ilk gününden büyük ilgi gördü. Proje<br />

ile birlikte Halk Büfelere verilen süte ilk gününde<br />

vatandaşlar yoğun ilgi gösterdi. Birçok<br />

büfede sütler öğle saatlerine kadar tükendi.<br />

ESKİŞEHİR’DE ÜRETİLİYOR<br />

Büyükşehir Belediyesi tarafından hayata geçirilen<br />

Halk Süt Projesi kapsamında süt satışları<br />

17 <strong>Aralık</strong> Pazartesi günü başladı. Mahmudiye<br />

Çifteler Han İlçeleri Süt Üreticileri Birliği ve Büyükşehir<br />

Belediyesi’nin işbirliği ile yaşama geçirilen<br />

Halk Süt Projesi’nde Eskişehirli<br />

üreticiden alınan sütler, her türlü kontrolden<br />

geçirilip pastörize günlük süt olarak sağlıklı ve<br />

doğal bir şekilde Eskişehir halkına ulaşıyor.<br />

YENİ PROJELERE DEVAM EDECEĞİZ<br />

Eskişehirlilerin Halk Süt’e göstermiş olduğu<br />

yoğun ilgiye teşekkür eden Başkan Büyükerşen,<br />

“Bu proje ile hem Eskişehirli üreticimiz kazanacak<br />

hem de hemşehrilerimiz sağlıklı, yağı<br />

alınmamış, doğal süt tüketme imkânına sahip<br />

olacak. Süt satışının ilk gününde beklediğimizin<br />

çok üzerinde bir ilgiyle karşılaşmamız da<br />

bu projenin halk nezdinde ne kadar karşılığı<br />

olduğunu gösteriyor. Kıymetli hemşehrilerim<br />

şunu bilsinler ki onlar talep ettikçe biz yeni<br />

projeleri hayata geçirmeye devam edeceğiz.”<br />

dedi.<br />

İlk günden Halk Süt’e büyük ilgi gösteren Eskişehirliler<br />

ise sütün piyasadaki örneklerine<br />

göre çok daha ucuza satıldığını belirterek Başkan<br />

Büyükerşen ve ekibine teşekkür ettiler.<br />

11


Op. Dr. ALEV<br />

ÖZDEMİR KARABAĞ<br />

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı<br />

ÖZEL<br />

MUAYENEHANESİNDE<br />

HİZMET VERMEKTEDİR<br />

12<br />

MUAYENE RANDEVU<br />

GSM: 0.546 228 26 00<br />

Vişnelik Mh. Tuncay sk. No: 4/3<br />

Odunpazarı ESKİŞEHİR


HPV NEDİR;<br />

NASIL KORUNALIM?<br />

AŞISI VAR MIDIR?<br />

HPV (Human papilomavirus virüsü) genellikle<br />

cinsel yolla bulaşan, 150’den fazla tanımlanmış<br />

türü bulunan, bazı türleri kadınlarda genital<br />

bölgede siğil oluşumuna, bazı türleri<br />

ise rahim ağzı ve vajinada<br />

kanser öncesi hücresel<br />

değişimlere ve farkına varılıp<br />

tedavisi sağlanmadığı takdirde<br />

de kansere yol açabilecek, cinsel<br />

aktif popülasyonda çok yaygın bir<br />

virüstür.<br />

Belirtileri açısından genital<br />

bölgede oluşan siğilleri<br />

tanımak kolaydır; her ne<br />

kadar bunlar görüldüğünde<br />

endişe yaratsa da siğillerin<br />

kanser oluşumu ile pek bir ilgisi<br />

yoktur, yalnızca kozmetik sıkıntı yaratır, çeşitli<br />

yöntemlerle yok edilmesi kolaydır. Gene de siğil varlığı<br />

Hpv’ye bir maruziyeti gösterdiğinden diğer türlerin de<br />

beraberinde var olabileceği şüphesini yaratır, bu nedenle<br />

serviksin (rahim ağzı) değerlendirilmesi mutlaka<br />

gerekir. Hpv’nin vajina içi ve<br />

rahim ağzında değişiklik<br />

yapan türleri ise daha sinsi ve<br />

tehlikelidir çünkü dıştan fark<br />

edilecek hiçbir bulgu vermezler.<br />

Bu nedenle de kişinin<br />

virüs taşıyıcısı olup<br />

olmadığının anlaşılması<br />

muayeneden geçmediği<br />

sürece mümkün değildir.<br />

Virüsün yaptığı değişiklikler<br />

pap smear testi ile ya da<br />

virüsün kendisi Hpv testi ile<br />

tespit edilebilir; bu nedenle yıllık muayeneler çok<br />

önem taşımaktadır. Çünkü erken yakalandığı takdirde<br />

rahim ağzı kanserinin oluşumu neredeyse tamamen<br />

önlenebilmektedir.<br />

Cinsel ilişki yoluyla bulaşan bu hastalığın, prezervatifler<br />

tarafından önüne geçilmediğinin<br />

de bilinmesi gerekir. Her ne kadar<br />

büyük ölçüde koruyor olsa da;<br />

virüsün, prezervatif<br />

dışında kalan bir bölümden<br />

bulaşma riski<br />

bulunmaktadır.<br />

Virüse yakalanmaktan<br />

korunmanın çok<br />

Op. Dr. ALEV<br />

ÖZDEMİR KARABAĞ<br />

Kadın Hastalıkları ve<br />

Doğum Uzmanı<br />

iyi bir yolu Hpv aşılarıdır. Hpv’nin 150’nin<br />

üzerindeki türünden yalnızca iki tanesi<br />

(tip 16 ve 18) rahim ağzı (serviks)<br />

kanserinin %80’inden sorumludur,<br />

aşılar da özellikle bu iki türe karşı<br />

koruma sağlamaktadır. Hpv’den korunmada<br />

şu an için iki tür aşı<br />

bulunmaktadır. Bir tanesi quadrivalan<br />

aşı (Gardasil) dediğimiz, rahim<br />

ağzı kanserinin yanı sıra genital siğillerin de<br />

oluşumunu önleyen aşıdır. Bir diğeri bivalan aşı (Cervarix)<br />

ise, yalnızca rahim ağzı kanserini oluşturacak iki<br />

türe karşı koruma içerir. Yakın zamanda 9 farklı Hpv<br />

türüne karşı koruma içeren aşının ülkemize gelmesi<br />

gündemdedir ve aşılar artık 45<br />

yaşına kadar bütün kadınlara<br />

önerilmektedir. Aşılar arasındaki<br />

farkı ve merak ettiklerinizi yine<br />

jinekoloğunuza danışabilirsiniz.<br />

Aşılarla ilgili bilinmesi gereken<br />

önemli bir nokta, yapıldığında<br />

Hpv’nin en riskli tiplerini engelleyerek<br />

çok önemli bir koruma<br />

sağlamakla birlikte aşının<br />

%100 koruyucu olmadığı; aşı<br />

yapılmasının düzenli kontrol<br />

gerekliliğini ortadan<br />

kaldırmadığıdır. Ancak daha önce de belirttiğimiz gibi<br />

bu aşılar ile kanser oluşumunun önüne büyük ölçüde<br />

geçebiliyoruz, bu nedenle ülkemizde bu aşı hakkında<br />

daha fazla bilinçlenilmesi ve erken yaşlarda bu aşının<br />

yaptırılması gerekmektedir.<br />

13


Kadın ambulans şoförü Banu Balcı<br />

KENDi CANIMI KENDiME<br />

EMANET ETTiM<br />

Hep diyorum.<br />

Onların başarısını taşımak,<br />

azimlerini kaleme<br />

almak ayrı bir<br />

gurur veriyor bana…<br />

Çünkü yürünmeyen<br />

yollarda yürüyorlar,<br />

geçilmeyen yollardan<br />

geçiyorlar.<br />

Kolay değil yaptıkları!<br />

Güçlü olmak zorundalar,<br />

dimdik ayakta<br />

durmak zorundalar.<br />

Etrafa aldırmadan<br />

işlerini yapmak zorundalar.<br />

Onlardan birisi Banu<br />

Balcı…<br />

ATT, diğer bir deyimle<br />

kadın ambulans<br />

sürücüsü…<br />

Genellikle erkek<br />

mesleği olarak bilinen<br />

ambulans şoförlüğünü<br />

bir kadının<br />

başarıyla nasıl yaptığını<br />

Banu Hanım’dan<br />

dinliyoruz.<br />

Bütün sorularımıza<br />

içtenlikle yanıt verirken<br />

kendinden emin<br />

tavırları da bizi etkilemiyor<br />

değil…<br />

Elinin hamuruyla ambulans<br />

kullanmasını<br />

takdir ediyoruz.<br />

14<br />

Sabahın erken saatlerinde Yenikent’te<br />

bulunan komite merkezinde<br />

alıyoruz soluğu…<br />

Kapıda karşılıyor bizi…<br />

Sessiz bir yer bulduktan sonra<br />

dalıyoruz koyu sohbete…<br />

Banu Hanım üç kız annesi…<br />

37 yaşında…<br />

Sağlık Lisesi mezunu…<br />

2007 yılında devlet memuru<br />

oluyor.<br />

2009 yılından beri de ambulans<br />

sürücülüğü yapıyor.<br />

11 yıldır bu işin içerisinde<br />

yani…<br />

“KENDİ CANIMI KENDİME<br />

EMANET ETTİM”<br />

Nasıl başladığını söyle anlatıyor,<br />

biraz heyecanlı: “Devlet<br />

ATT’leri ambulans kullanma<br />

şartını getirdi. Yapabilir<br />

miyim, yapamaz mıyım, başarabilirim<br />

derken bir yakınım,<br />

“Kendi canını kendine emanet<br />

etmelisin.” dedi. Bana da çok<br />

mantıklı geldi. Adrenalini bol<br />

bir iş yapıyoruz. O şekilde başladım.<br />

İyi ki de oldu. Çok da severek<br />

yapıyorum.”<br />

“ESKİŞEHİR’DE 7 KİŞİYİZ”<br />

Çok fazla kadın ambulans şoförünün<br />

olmadığından bahsediyorum<br />

bende…<br />

Onaylıyor sözlerimi: “Genel<br />

olarak yok. En fazla Ankara’da<br />

ve Eskişehir’de var diye biliyorum.<br />

Eskişehir’de 7 kişiyiz. Az<br />

değiliz.”<br />

İşini öyle seviyor ki…<br />

Anlatışından, kurduğu cümlelerden,<br />

yüzündeki mutluluktan<br />

anlıyorum.<br />

Şöyle diyor: “Mesleğimi seviyorum.<br />

Severek yapıyorum.<br />

Ambulans kullanırken evet insanlardan<br />

tepki alıyoruz. Giremezsin,<br />

burada park edemezsin<br />

gibi şeyler söylüyorlar. Başarılı<br />

sonuç alınca onlar da<br />

saygıyla önümüzde eğiliyorlar.”<br />

“GÜÇ GEREKTİREN<br />

BİR MESLEK”<br />

“Kadın olarak bu mesleğin zorlukları<br />

var mı?” diye devam<br />

ediyorum.<br />

Kısa bir düşünüyor, içini döküyor<br />

ardından:<br />

“Ben nöbetlerimde genel olarak<br />

3 kadın oluyorum. Öyle bir<br />

zorluğu var. Gece de nereye<br />

giiğimiz belli olmuyor. Hangi<br />

insanlarla karşılaşacağımızın<br />

garantisi yok. İtiraf ediyorum<br />

kışın zor oluyor. Güç gerektiren<br />

bir meslek.”<br />

Sadece ambulansı kullansalar<br />

iyi…<br />

Yeri geldiğinde sedyeyi de taşıyorlar,<br />

hastayı da kaldırıyorlar.<br />

‘Bir ambulans sürücüsü ne yapıyorsa<br />

aynısını bende yapıyorum.’<br />

diyor ve gülümsüyor:<br />

“Günlük her nöbete giiğimde<br />

motorun yağına, suyuna bile<br />

bakıyorum.”<br />

Eşinin kendisiyle gurur duyduğunu<br />

anlatıyor ardından…<br />

Bir an da aklına geliyor işte…<br />

Biraz anılarına geçmek istiyorum.<br />

RÖPORTAJ<br />

Özge Zaim Sarıoğlu


“EN ACI SİREN SESİ<br />

YÜKSEKTEN DÜŞMEYDİ”<br />

Duyduğu en acı siren sesini merak ediyorum.<br />

Duraksıyor ama hemen aklına geliyor bir<br />

tane…<br />

Hazasından silinmemiş ki: “En acı siren<br />

sesim 32 yaşında evli, iki çocuk babası<br />

yüksekten düşmeye gidişimdi. Ölmedi<br />

ama ölmeden önceki haldeydi. Biz yetiştirdik.<br />

Bizim amacımız o. Bizim ambulansta<br />

her şeyimiz var. Personel,<br />

donanım var. Hastane öncesinde yapılabilecek<br />

her şeyi yapıyoruz. Kontrolsüz<br />

hızlı gitmek arkadaki arkadaşlarımızın<br />

müdahalelerine engel olmuş oluyor.<br />

Öyle bir gerçek var. Bizim de olayın<br />

ahengine kapılıp gereksiz hız yaptığımız<br />

oluyor. Mesela arkadan arkadaşlarımız<br />

uyarabiliyor. Yavaşlayalım, müdahale<br />

edemiyoruz diyebiliyorlar. Haklılar.<br />

Amacımız hızlı gitmekten ziyade güvenli<br />

ve arkadaki arkadaşlarımızın da<br />

müdahale edebilecek hız da olması. En<br />

ufak bir hareket onları savurabiliyor.”<br />

“Bazen hız yaşam kurtarmıyor o<br />

zaman…” diye ekliyorum.<br />

Katılıyor sözlerime Banu Hanım: “Tabi ki<br />

de hız can kurtarmıyor. Daha çok müdahaleye<br />

de engel oluyorsunuz.”<br />

“HOŞGELDİN DİYEREK<br />

KARŞILANMIYORUZ”<br />

“Ölümü görmek nasıl bir duygu?” diye<br />

devam ediyorum.<br />

Güçlü bir ifadeyle konuşuyor: “Bizim işimiz<br />

bu. Ölüm de oluyor. Çok zor bir iş aslına<br />

bakarsanız. Hiç kimse sizi hoş<br />

geldiniz diyerek karşılamıyor. Bu bir<br />

gerçek. Çok üzülüyoruz. O an modumuz<br />

düşüyor. Bir süre toparlanma sürecimiz<br />

oluyor. Sonra başka bir vakaya gidiyorsunuz.<br />

O atmosferden çıkmak zorundasınız.<br />

Çünkü diğer kişinin size ihtiyacı<br />

var. Tabi ki çok etkilendiğimiz zamanlar<br />

oluyor.”<br />

“BİR VAKAYA<br />

NASIL GİDİLİYOR?”<br />

Bir vakaya nasıl giiklerini merak<br />

ediyorum.<br />

Herkesin telsizi varmış.<br />

Komuta kontrol merkezi bağlı oldukları<br />

kodu söylüyor.<br />

Örneğin…<br />

Banu Hanım, Alpu istasyonunda çalışıyor.<br />

Şöyle bir anons geçiyor.<br />

112 merkez Alpu 1, Alpu 1.<br />

Onlar anonstan cevap veriyor.<br />

‘Alpu 1 dinlemede’<br />

Adresi veriyor.<br />

Mesela Alpu içi Yunus Emre Mahallesi’ne<br />

çıkış yapalım diye.<br />

“90 SANİYE DE ÇIKMALARI LAZIM”<br />

90 saniye süreleri var.<br />

90 saniyede çıkmış olmaları lazım.<br />

91 yok.<br />

Cezası yok ama reaksiyonu var.<br />

Bunun için şöyle diyor Banu Hanım: “Biz<br />

saniyelerle yarıştığımız için bize de bir<br />

yaptırımı yok. Biz o saniyede çıkmak zorundayız.<br />

Bizim görev bilincimiz olduğu<br />

için herkes buna uyuyor.”<br />

“Ambulans gecikti diye tepki aldığınız<br />

çok olmuştur herhalde…” diyorum.<br />

Onaylıyor: “Ambulans geldi ya da gelmedi<br />

durumları aslında bizden kaynaklı<br />

değil. Bizim bir süremiz var, reaksiyonu-<br />

15


muz var. Vakalar da gideceğimiz yerler var.<br />

Kaç dakikada gideceğimiz belli.”<br />

Şiddete uğrayıp uğramadığını merak ediyorum.<br />

“Uğramadım ama hakarete uğradım.’ diyor<br />

biraz sitemkar:<br />

“Bir polis memuruydu. Bayandan ambulans<br />

şoförü olmaz, sizi şikayet edeceğim<br />

falan diyerek çok modumu düşürmüştü.<br />

Ağlayarak komiteyi aradım ben bu vakayı<br />

taşımak istemiyorum diye. Çünkü çok hakaree<br />

bulundu.”<br />

Vakayı merak ediyorum.<br />

Anlatıyor: “Felç geçiriyordu. Beyin kanaması<br />

demek daha doğru olur. Onu da orada<br />

bırakamazdık. Darp edilebilirdim. Üstüme<br />

yürüyor falan. O zaman başka bir ambulans<br />

gelsin size diyeceğim diyemiyorum.<br />

Çünkü vaka kötü. Siz bildiğiniz yere şikayet<br />

edin diyerek olay yerini terk etmiştim.<br />

Üç kadın gördükleri zaman da biz bunlara<br />

her dediğimizi yaptırırız diye düşünüyorlar.<br />

Bağırıp çağırıyorlar. Biz artık bu işin ilmini<br />

öğrendik. Güçlü duruyoruz.”<br />

“GAZ SANCISI İÇİN ARAYAN VAR”<br />

Gergin havayı biraz dağıtmak istiyorum:<br />

“Peki, yaşadığınız komik bir anınız var mı?”<br />

Kahkahayı basıyor: “Olmaz mı? Benim başıma<br />

gelmedi ama bir arkadaşım anlaı.<br />

Uyuyamıyorum diye 112’yi aramış. Evet, biz<br />

uyutacağız. Gaz sancısı için arayan insanlarımız<br />

var. Başı ağrıdığı için arayan insanlarımız<br />

var. Benim için fark eden bir şey<br />

yok. Biz nasılsa çalışacağız. Ben ha baş ağrısına<br />

gitmişim ha ölmek üzere olan vakaya<br />

gitmişim. Baş ağrısı kendi<br />

imkânlarıyla gidebilir. Benim amacım<br />

ölmek üzere olan vakaya gitmektir. Trafik<br />

kazası yolda 10 dakika üzerinde beklemesin.<br />

Ben baş ağrısındayken trafik kazası<br />

yolda ambulans beklemesin.”<br />

Daha fazla zamanını çalmak istemiyorum<br />

Banu Hanım’ın: “Ambulansta siren ne<br />

zaman çalar?”<br />

“Zamanla yarıştığımız hastalar da çalar.<br />

Gereksiz siren kullanımı yok, yasak zaten.”<br />

Teşekkür ediyorum Banu Hanım’a…<br />

Bu zor işi yapan, ekmeğini kazanan bütün<br />

kadınlarımıza…<br />

İyi ki varsınız, iyi ki canımız size emanet…<br />

Banu Balcı’nın en büyük<br />

destekçilerinin başında<br />

mesai arkadaşları geliyor<br />

16


17


Ünlü Astrolog Burcu Pamuk burçların yeni yılda neler getirip, neler götüreceğini yorumladı<br />

BURCUNUZA GÖRE<br />

2019 ASTROLOJİK<br />

TAHMİNLERİ<br />

Yeni yılda...<br />

Yaşamınızda sizi<br />

neler bekliyor?<br />

2019 yılına girdiğimiz şu günler de yeni bir yılın hayatımıza neler getireceğini<br />

de merak etmiyor değiliz. 2019 yılını ‘<strong>Esgündem</strong> Dergisine’ değerlendiren ünlü<br />

Astrolog Burcu Pamuk, bütün burçların astrolojik tahminlerini sizin için yaptı.<br />

18<br />

KOÇ VE YÜKSELEN KOÇ<br />

(21 Mart-20 Nisan)<br />

Peşinden gitmeye cesaretiniz<br />

varsa bütün hayalleriniz<br />

gerçekleşebilir.<br />

(WALT DİSNEY)<br />

Sevgili Koç, bu yıl seni başarılarla<br />

dolu bir yıl bekliyor.<br />

6 Mart’tan itibaren<br />

med cezirli hayatını<br />

(her anlamda) geride<br />

bırakıyorsun.<br />

Daha sağlam adımlar<br />

ve istikrarlı kararlar<br />

ile yola devam<br />

edeceksin. Duyarlı<br />

ve güvenilir olduğunda<br />

hayat sana<br />

uzun vadeli imkânlar<br />

tanıyacaktır.<br />

Yılın en çok<br />

emek vereni, çabalayanı<br />

ve bu<br />

emeklerin karşılığında<br />

hak ettiklerine<br />

kavuşanı sen<br />

olabilirsin. Zirvede<br />

ki o dağ bu yıl senin adımlarını<br />

gözlüyor. Hayat senin tarafını tutuyor fakat<br />

bazı şartları olduğunu söylüyor. Cesaret adımlarının<br />

o gür sesini duymak istiyor. Kalıbının dışına<br />

çıkmanı, yeni bakış açıları geliştirmeni, yolculuklara<br />

çıkmanı, maneviyatını hatırlamanı, inançlarına<br />

sahip çıkmanı istiyor. Zirvedeki dağın<br />

(hayallerin) , dünyanın neresinde olursa olsun<br />

oraya gidecek cesareti göstermelisin. Sen o dağa<br />

yürüdükçe diğer hayallerin de sana adım atıyor<br />

olacak. Yaşam amacını bul ve o dağa tırman. Bu<br />

yola gerçekten gönül verirsen seni zirveye daha<br />

çabuk ve kolay taşıyacak olan hayat arkadaşınla<br />

tanışacaksın. Uzun vadeli ve evlilik yolunda bir eş<br />

adayı olabilir. Tüm bu güzellikler sen harekete<br />

geçtiğinde canlanacak.<br />

Şimdi değilse ne zaman?<br />

BOĞA VE YÜKSELEN<br />

BOĞA (21 Nisan-21 Mayıs)<br />

“Beni yaratan güç, bana kendi<br />

yeni hayatımı değiştirme gücü<br />

de vermiştir.” Louise L. Hay<br />

Sevgili Boğa, bu yıl senin için değişim ve devrim<br />

zamanı. Sabit ve sabırlı varoluşun çılgın bir<br />

karaktere dönüşebilir. Özellikle 6 Mart sonrası<br />

seni büyük değişimler bekliyor. Kendini bulman<br />

için hayatının bazı kısımlarını karalayıp yeniden<br />

yazabilirsin.2019 senin için özel bir yıl. İlk defa<br />

farklı yolları merak edeceksin, hayata başka<br />

pencerelerden bakacaksın, çılgınlar gibi eğlenmek<br />

isteyecek, şarkılar söyleyerek dans edeceksin.<br />

Başka kaynaklardan gelen para akışı<br />

seni mutlu edecek. Kim olduğunu keşfetmek isteyeceksin.<br />

Ocak, Haziran, Eylül aylarında kendine<br />

bağımlılıklar anlamında dikkat etmelisin.<br />

Aşkı soracak olursan Ağustos ayı en güzel<br />

zaman. Yeni tanıştığın insanlar şair, müzisyen,<br />

mistik kişiler olabilir. Bunlar arasında ruhunun<br />

gelişimi için harika öğretmenler çıkacaktır.<br />

Değişime hazır mısın?


İKİZLER VE YÜKSELEN İKİZLER<br />

(22 Mayıs-22 Haziran)<br />

Kelebeklerle tanışmak istiyorsan,<br />

bir iki tırtıla katlanmayı öğrenmek<br />

zorundasın.<br />

Antonie de Saint Exupery-Küçük Prens<br />

Sevgili İkizler,2019 için en iyi haber evlilik rotasından geliyor.<br />

Uzun vadeli ilişki ve evlilik seni bekliyor. Evli ve uzun<br />

süreli ilişkisi olanlar içinde ilişkilerin tazelenme zamanı. Bir<br />

bebek dünyaya getirmek için güzel bir yıl. Kendini ikili ilişkiler<br />

ve ortaklık ilişkileri ile besleyeceksin.Burada dikkat<br />

etmen gereken bir nokta var ki; iyi seçim yapmalısın. Doğruyu<br />

bulma yolunda birkaç kez tökezleyebilirsin ve bu noktada<br />

seçim çok önemli. Yanlış başlangıçlar yaptığını<br />

gördüğünde sakın ümidini yitirme. 2019 sana en çok sağlam<br />

temelli ilişki vaat ediyor. Ocak ve Kasım ayları bu beklediğin<br />

kişiyi sana getirebilir. İş hayatında ise daha gerçekçi<br />

ve sorgulayıcı olmaya çalış. Hayalperestliğin üzerinde olabilir,<br />

romantik hissedebilirsin fakat bunu avantaja çevir.<br />

Dalgınlık, unutkanlık konuları iş hayatını olumsuz etkileyebilir.<br />

Ağustos ayı yaşamını değiştiren olaylar yaşayabilirsin.<br />

Kalbin biraz fazla hızlı atacağa benziyor buna hazır<br />

mısın?<br />

YENGEÇ VE YÜKSELEN YENGEÇ<br />

(23 Haziran-22 Temmuz)<br />

Her şeyin bittiğine inandığınız bir<br />

zaman olacaktır; işte o yeni bir başlangıç<br />

olacaktır. - Louis L'Amour<br />

Sevgili Yengeç,2019 senin tekâmülün için bazı bitişler<br />

yaşatabilir. Kendi değerini hatırlaman için seni yalnızlaştırabilir.<br />

Kendini sevmeyi öğrenmen için o en sevdiğinin<br />

gidişine şahit olabilirsin. Burada dikkat etmen gereken<br />

kişisel bir eğitim yılı yaşayacak olmandır. Seni en güzel<br />

günlere götürecek olan bu çetrefilli yolu sevmeyi öğrenmelisin.<br />

Bu yıl Güneş tutulmalarından en çok etkilenecek<br />

olanlardan biri de sensin.7 Ocak ve 26 <strong>Aralık</strong>’ta ki<br />

tutulmaların etkisi ile hayatında iyi bir temizlik yapabilirsin.<br />

Bardağı taşıran damlalara şahit olabilirsin... İkili<br />

ilişkilerdeki bu durumu aşmanın tek yolu kendi içine<br />

dönmen olacak. İçsel bir yolculuğa ne dersin? Ya da tek<br />

başına çıktığın seyahatler de sana çok iyi gelecektir. Gittiğin<br />

yerde yeni tanıyacağın insanlar ile şifalanabilirsin.<br />

Hayat seni bazı noktalarda zorlarken bir yandan da sosyal<br />

çevreni değiştirip sana yeni arkadaşlar ve idealler<br />

oluşturmanda yardımcı oluyor. 2020 yılındaki şanslı,<br />

aşk dolu ve romantik etkileri iyi karşılamak için 2019 yılının<br />

kişisel eğitimini tamamlamalısın.<br />

Fakat bu yıl en çok kendini sev olur mu?<br />

ASLAN VE YÜKSELEN ASLAN<br />

(23 Temmuz-22 Ağustos)<br />

“Aradığın ilham içinde duruyor; sadece<br />

sessiz ol ve dinle.”<br />

Mevlana<br />

Sevgili Aslan,2019 senin için çok keyifli ve ihtişamlı geçeceğe<br />

benziyor. Zevk ve yaratıcılık çiçekleri açıyor bahçende.<br />

Bu çiçeklere zarar veren bazı dikenli sarmaşıkları<br />

ise (seni eksilten, rahatsız eden, stres yaratan insanlar)<br />

temizlemen gerekecek. Hazır 2019 bu ilham perisi ile gelmiş<br />

iken lütfen yoluna taş koyacak insanları bir kenara<br />

bırak. Kariyer ve itibar alanında yenilikler, değişimler gerçekleşiyor.<br />

Yaratıcılığına izin vermeyen bir işte çalışıyor<br />

isen biraz zorlanabilirsin. Fakat yine de bu yıl senin için en<br />

keyifli yıllardan biri. Sağlık konusuna da dikkat etmen gerekiyor.<br />

Bağışıklık sistemin bu yıl biraz hassas olabilir. Sağlık<br />

kontrollerini ihmal etme..İyi beslen..21 Ocak’ta ki Ay<br />

tutulması görünüşünde bir değişiklik isteği<br />

yaratabilir.Kendini görünüş anlamında güncellemek isteyebilirsin.Romantikliğe<br />

de destek olan bu tutulma seni bu<br />

yıl flörtöz bir karaktere dönüştürebilir.<br />

İlhamın kendisi olmaya var mısın?<br />

BAŞAK VE YÜKSELEN BAŞAK<br />

(23 Ağustos-22 Eylül)<br />

Dünyanın tümünü aradıktan sonra,<br />

mutluluğun kendi öz yuvanda olduğunu<br />

öğreneceksin. Voltaire<br />

Sevgili Başak, bu yıl ne yaparsan yap ama hayatı ciddiye<br />

al lütfen. Büyük yetki ve sorumlulukların olabilir, aşk ilişkilerin<br />

geçmişte ki kadar toy ve eğlenceli olmayabilir. Kararlı<br />

ve ciddi adımlar atmanı bekliyor olacak hayat<br />

2019’da.Eğlenmekten ziyade kararlar alma ve düşünme<br />

zamanı. İlişkilerinde hayalci olmaman senin yararınadır<br />

unutma. Bu dönemde kişiliğine meydan okuyan, eleştiren<br />

insanları hayatına çekebilirsin, sakin ol. Kendine güven<br />

ve kararlarının arkasında dur. Geçmişten gelen kişiler bir<br />

bir önüne çıkabilir. Tesadüfler yaşayabilirsin. Çocuk sahibi<br />

olmaya karar vermek için iyi bir yıl. Ev değiştirebilir ya da<br />

satın alabilirsin. Mülk edinme, gayrimenkul yatırımları için<br />

bu yıl gökyüzü sana destekçi unutma! Köklerini, aileni,<br />

vatanını anımsamalı ve bu yıl huzuru ailen ve doğduğun<br />

topraklarda aramalısın. Eğer aile içi küslük ve uzaklık<br />

varsa bu konuyu çözmenin tam da zamanı.<br />

En güzel kahkahalar yuvandan çıkacak, eşlik etmeye<br />

gönüllü müsün?<br />

TERAZİ VE YÜKSELEN TERAZİ<br />

(23 Eylül-22 Ekim)<br />

Aile hayatının güzelliği gibi hiçbir<br />

şey yoktur, bir memleketin yükselmesi;<br />

ev ve aile muhabbetine bağlıdır.<br />

Charles Dickens<br />

Sevgili Terazi, bu yıl ki tutulma etkileri senin şimdiden aile<br />

köklerine odaklamanı salık veriyor. Atalarını anla, ebeveynlerin<br />

ile iyi geçin. Geçmiş yıllara bakılırsa ikili ilişkilere<br />

fazla yoğunlaştığını görüyorum. Âşık oldun belki acı çektin<br />

ve tek şeye odaklandın, tek bir kişiyi gözünde büyüttün.<br />

Şimdi unuttuklarını hatırlama ve sarılma vakti. Af dileme<br />

ve telafi etme vakti. Bir büyüğünün öğüdü sana çok şey<br />

anlatabilir.13 Şubatta Sürpriz bir aşk geliyor ve sen çok<br />

dikkatli olmalısın. Göremediğin şeyler olabilir. Arkadaşlarını<br />

dinlemelisin. Mart ayından sonra çılgın aşklarına, hengameli<br />

ilişkilerine evlada diyorsun. Daha olgun ve daha sabit<br />

bir yol çizmeye karar veriyorsun. Çok şey biriktirdin şimdi<br />

19


hazmetme, sindirme zamanı. Özgürlüğüne düşkün ve değişimleri<br />

seven bir Terazi isen bu durgunluk sana biraz<br />

garip gelebilir fakat ruhun için gerekli olduğunu unutma.<br />

Sağlığın ile ilgili yaşadığın durumların çoğu stres kaynaklı<br />

olabilir, şifa çalışmalarına katılabilirsin. Tutulmaların sana<br />

olan diğer etkisi ise; kariyer alanında yenilikler olabilir.<br />

İletişim konusunda zirvedesin. Bol bol konuş, yaz<br />

ve ifade et. Başarı buradan geliyor. Fakat içindekileri<br />

artık anlatman gerek farkında mısın?<br />

AKREP VE YÜKSELEN AKREP<br />

(23 Ekim-21 Kasım)<br />

Şans, yalnızca hazır olan zihinlere<br />

güler. L.Pasteur<br />

Sevgili Akrep, bu yıl yerinde olmak isteyen<br />

birçok kişi olabilir. Aşk da para da senden yana. Hareketsiz<br />

ve cansız bir aşk hayatın varsa bu yıl lunaparkta bir<br />

YAY VE YÜKSELEN YAY<br />

(22 Kasım-21 <strong>Aralık</strong>)<br />

“Yaşa, seyahat et, maceraya atıl, şükret<br />

ve asla pişman olma.”<br />

– Jack Kerouac<br />

Sevgili Yay, aklının sınırlarını zorlayacak kadar uzaklara erişebilir<br />

adımların.<br />

Öyle bir yıl ki oturduğun yerden bile tüm dünyayı gezebilir<br />

vaziyettesin.<br />

Zihnin yenilikler, farklılıklar ve orijinal fikirlerin peşinde<br />

olacak. Bolca seyahat edeceksin. Yolculuklar seni kendine<br />

getirecek. En uzak yolculuk içsel yolculuktur unutma. Herkesi<br />

tanır da bir kendinin yabancısıdır insan. Kendini tanımayı<br />

erteler, iç sesini susturur çoğu zaman. Bu yıl ki<br />

görevin dünyayı keşfederken, kendini de keşfetmek olmalı.<br />

Şanslısın, gökyüzü sana uçan halı armağan ediyor bu<br />

RÖPORTAJ<br />

Özge Zaim Sarıoğlu<br />

hız trenindeymiş gibi hissetmeye hazırlıklı ol.11-24<br />

Mayıs aralığında ilişki cephesi hareketlenecek. Yeni bir<br />

aşk da olabilir, aniden biten bir ilişki de olabilir. 21<br />

Ocak’ta ki Ay tutulması 3 ay boyunca statüne odaklanmanı<br />

sağlayacaktır. Kariyerinde bir yenilik olabilir, terfi<br />

alabilirsin. Maddi kazanç için irade sahibi olmalı ve akıllı<br />

hareket etmelisin.2019’da aklından geçenleri ifade etme<br />

konusunda çekingen davranabilirsin. Zihnin yapılanma<br />

sürecinde. Eğriyi doğruyu tartıp, mantık süzgecinden geçirip<br />

öyle konuşmak isteyeceğin, iletişimsel olarak sessizliği<br />

seçeceğin bir yıl.22 Ocak’ta Önemli konuşmalardan<br />

kaçınmalısın. İlişkilerin renklendiği, cebinin bereketlendiği,<br />

çocukların, kuşların ve tüm kainatın sana şakıdığı bir<br />

zaman dilimindesin. Elbette sen bunları duymaya ve görmeye<br />

hazırsan eğer. Karamsar düşüncelerini iyileştirmen,<br />

geçmişini arındırman gerekebilir. Sana sunulan bu armağan<br />

yılı hakkıyla yaşayabilmen için önce kendinle ve<br />

sonra tüm yaşanmışlıkların ile barışmaya ne dersin?<br />

20<br />

yıl. İş değişikliği, ev değişikliği ve sağlık konularında beklenmeyen<br />

durumlar ortaya çıkabilir. Sağlık kontrollerini<br />

ihmal etme. Bedenini dinle ve önemse. Maddi sıkıntılar yaşasan<br />

dahi şanslı çözümlerin olacaktır. Büyük meblağlı yatırımlar<br />

yapmadan önce uzun bir zaman düşün... Sis<br />

buluntun yanıltıcılığı tam da emlak konularında kendini<br />

gösterebilir.22 Ocak ruh eşine rastlayabilirsin. Seni gençleştiren,<br />

içsel çocuğunu ortaya çıkartan bir ilişkiye başlayabilirsin<br />

Maceraya hazır mısın?<br />

OĞLAK VE YÜKSELEN OĞLAK<br />

(22 <strong>Aralık</strong>-21 Ocak)<br />

“Kendi kahramanın ol. Asla başka biri<br />

gibi olmayı hayal bile etme.<br />

- Wayne W. Dyer<br />

Sevgili Oğlak,2019’da iki Güneş ve bir Ay tutulmasına


ev sahipliği yapıyorsun. Kendi kendinin rehberi olmayı<br />

öğrenmen gerekecek. Eğer kendine ve yaşamında ki insanlara<br />

pozitif ve etik davrandıysan ödüllerini bu yıl<br />

alabilirsin. Evren iyi karma biriktirenleri daima sever.<br />

Tam tersi halinde ise yaptığın yanlışları ve seni eksilten<br />

davranışları birer birer önüne getirir ve sen doğruyu öğrenene<br />

kadar seni sınamaya devam eder. Ağır çekimde<br />

yaşayacağın bu yılı tekamülün için kullansan iyi edersin.15<br />

Şubat ve sonrasında ilişkilerinde tutku, yoğunluk<br />

ve saplantılı bir ruh hali sezinleyebilirsin. Zaman zaman<br />

melankolik bir havaya girsen de bu yıl senin gelişimin<br />

için nimettir. Pembe gözlüklerini çıkarıp at! Şubat ve<br />

Kasım aylarında geçmişe göre ne kadar da değiştiğini<br />

fark edeceksin. Çevren seni biraz acımasız ve fazla realist<br />

bulabilir.<br />

2 Temmuz’da ki Tutulma hayatına yeni bir heyecanın<br />

geleceğini gösteriyor. (Yeni ilişki, evlilik kararı, eş ile alınan<br />

güzel bir karar)<br />

Kendini yeniden keşfetmeye hazır mısın?<br />

Yorumları<br />

okurken<br />

yükselen<br />

burcunuzu<br />

unutmayın<br />

*Her birey on iki burcun<br />

karakterlerini de<br />

hayatının farklı alanlarında<br />

yaşar ve özelliklerini<br />

yansıtır. Tek burç<br />

yorumu bile kişiye birçok<br />

ipucu verebiliyorken ayrıntılı<br />

doğum haritası analizi<br />

birçok kadersel olasılığa<br />

değinir ve kişinin farkındalık<br />

geliştirmesi açısından<br />

büyük bir yol<br />

göstericidir. Yorumları okurken<br />

muhakkak yükselen burcunuzu<br />

da okumayı<br />

unutmayın.<br />

Muhteşem bir yıl yaşamanız dileğiyle…<br />

Sevgiler<br />

Burcu Pamuk<br />

Doğum haritası ve ayrıntılı harita<br />

analizleri için<br />

pamukburcuu@gmail.com adresine<br />

mail atabilirsiniz.<br />

KOVA VE YÜKSELEN KOVA<br />

(22 Ocak-19 Şubat)<br />

"Sen içine dön, yalnız dışınla meşgul<br />

olma. Çünkü sen cisminle değil<br />

ruhunla insansın."<br />

Muhyiddîn İbn-i Arabî<br />

Sevgili Kova, bu yıl ruhsal bir arayış içinde olacaksın. Bol<br />

bol okuyup, sorgulaman ve araştırman gerekebilir. İlham<br />

verici bir dost sana bu konuda yardımcı olabilir. İdeallerin<br />

için zemin oluşturma yılı da diyebiliriz. Tüm fikirlerini oluştur<br />

ve nadasa bırak.<strong>2018</strong> senin için zor bir yıldı, bu yıl<br />

daha sakin ve akışta geçecek. Marttan itibaren evini taşıyabilir,<br />

şehir değişikliği yapabilirsin. Seçtiğin alanda eğitimler,<br />

konferanslar seni bekliyor. Eğer bekârsan hayatına<br />

girebilecek yeni bir aşkın habercisi Ocak ayının son günleri<br />

gelebilir. 11 Mayıs /23 Mayıs aralığında ise ani bitiş veya<br />

başlangıçlar yaşayabilirsin. Sabrı öğrenmen gerekebilir. Yenilikler<br />

ve hareketli bir hayattan ziyade yarım kalmış kitaplarını<br />

tamamlamayı seçmen, ihmal ettiğin dostlarını<br />

araman, başlatıp sonunu getiremediğin işlerini tamamlaman<br />

senin için daha hayırlı olacaktır.<br />

İnzivaya çekil ve ideallerin için daha inançlı ol. Anlaştık<br />

mı?<br />

BALIK VE YÜKSELEN BALIK<br />

(20 Şubat-20 Mart)<br />

“Çiçeklerin resmini yapıyorum,<br />

böylece ölmeyecekler.”<br />

- Frida Kahlo<br />

Sevgili Balık, bu yıl heyecan verici ve aydınlatıcı bir yol<br />

seni bekliyor. Eğer bir müzisyen, şair, film yapımcısı, şifacı(sprıtuel,mistik<br />

yol gösterici) ya da sanatın her<br />

hangi bir dalında uğraş veriyorsan senin için birkaç büyülü<br />

zaman söyleyeceğim.Ocak,Haziran ve Kasım ayları<br />

işler istediğin gibi gider ve projelerin alkış toplar ya da<br />

projeler başlatabilirsin.Bireysel çalışmalardan ziyade<br />

grup çalışmaları ile ekstra verimli bir yıl seninle olacak.<br />

Zengin fırsatlara hazırlıklı ol. Aynı zamanda yanlış anlaşılma<br />

ve yanlış iletişim kurbanı olmamak için ekstra bir<br />

özen göstermen gerekiyor. Hayal ettiği işlerde çalışamayan<br />

balıklar ise ofislerinin penceresinden kurtarılmayı<br />

bekleyen bir film karakteri gibi bakabilirler çünkü<br />

bu yıl balıkların kendilerini sanatla var etme dönemleri.<br />

Şairane ruhları ayyuka çıkacak. Demoralize olmamalısın<br />

ve nerede olursan ol hayallerini inşa etmeye başlamalısın.<br />

Adım atmaktan korkma. Duygularını bir şekilde dış<br />

dünyaya yansıtmayı seçtiğin zaman evren sana bir orkestra<br />

sunacaktır. 2019 sana hayal ettiğin işi veriyor.<br />

Hayatına yeni bir misafir gelebilir ve bu kişi iş yerinden<br />

olabilir. İş ve aşk hayatını birbirine karıştırmamak ise<br />

sınavın olabilir, dikkat et.<br />

Ne istediğini sorduklarında tek hamlede cevap verebiliyorsan<br />

o şey senindir.<br />

Ne istediğini biliyor musun?<br />

21


33 Yaşında okuma yazma öğrenen Hasret Düden :<br />

“Artık beni hiç kimse<br />

küçümseyemiyor”<br />

3’ncü sınıfta okulu bırakmış.<br />

Haliyle o güne<br />

kadar öğrendiklerini de<br />

unutmuş 33 yaşına kadar<br />

okur yazar olmadan gelmiş.<br />

Ehliyet almak istemiş<br />

otomobil kullanmak<br />

için “İyi de diploman nerede?”<br />

diye sormuşlar.<br />

“Yok” diyememiş o anda.<br />

Ama içerlemiş. Önce<br />

okuma yazma kursuna<br />

gidip öğrenmiş, ardından<br />

da bir güzel diplomasını<br />

almış.<br />

Bunlarla da yetinmiyor<br />

Hasret Düden. “Üniversitede<br />

okuyacak ve<br />

savcı olacağım” diyor<br />

büyük bir kararlılıkla.<br />

RÖPORTAJ<br />

Özge Zaim Sarıoğlu<br />

22<br />

Hayat şartları işte…<br />

Aile, toplum baskısı; adına ne derseniz<br />

deyin işte…<br />

Okuyamıyor.<br />

Erken yaşlar da evleniyor, çoluk çocuğa<br />

da karışınca da evinin kadını oluveriyor.<br />

Hasret Düden de onlardan birisi…<br />

3 çocuk annesi…<br />

33 yaşında…<br />

Evlendikten sonra Iğdır’dan Eskişehir’e<br />

geliyorlar.<br />

Okuma yazmayı öğreneli iki ay olmuş.<br />

“3’ÜNCÜ SINIFTA BIRAKMIŞ”<br />

Dedim ya şartlar yüzünden okula gidemiyor,<br />

3’üncü sınıfta bırakmak zorunda kalıyor.<br />

Ama azmi takdire değer…<br />

‘Okuyacağım’ ben diyor.<br />

Araştırıyor, Odunpazarı Belediyesi tarafından<br />

Emek Belde evinde açılan okumayazma<br />

kurslarını buluyor.<br />

Sonra gelip kayıt oluyor işte…<br />

2 ay sonra da söküyor okuma- yazmayı…<br />

“EHLİYET ALMAK İÇİN ÖĞRENDİM”<br />

Anlatırken gözleri ışıl ışıl Hasret Abla’nın:<br />

“Güzel. Çok da memnun kaldım.”<br />

Okuma yazmayı öğrenmek istemesindeki asıl<br />

amaç ise araba kullanma isteği…<br />

Ehliyet kursuna yazılmak istemiş, diploma sormuşlar.<br />

Onu da şöyle anlatıyor Hasret Abla: “Ehliyet kursuna<br />

yazılmak istedim. O da diploma olmadan<br />

vermiyorlar. Ondan sonra diplomamı aldım. Ehliyet<br />

kursuna yazılmayı düşündüm.”<br />

Gülümsüyorum.<br />

Yüzünde eksilmeyen kahkahasıyla artık sosyal<br />

medyaya bile katıldığını dile getiriyor: “Harfleri<br />

biliyordum ama birleştiremiyordum. Heceleyerek<br />

okuyordum. Okuyamamak çok kötü bir şey. Okudum,<br />

başardım. Sosyal medyaya da giriyorum.<br />

Facebookum da var, ınstegramım da var.”<br />

“EŞİM BANA CAHİLSİN DİYORDU”<br />

‘Okumak hayatına ne kattı?’ diye soruyorum.<br />

Kısa sözcüklerle anlatıyor duygularını: “ Çok<br />

güzel şeyler kattı. Hayatım değişti. Örneğim<br />

eşim bana cahilsin diye takılıyordu, artık diyemiyor.”<br />

Gülümsüyorum.<br />

Devam ediyor ardından: “Eşim inanmıyor,<br />

benim bu kadar ilerlediğime inanamıyor. Küçümsemiyor<br />

artık.”<br />

Haklı…<br />

“SAVCI OLMAK İSTİYOR”<br />

‘Okula devam etmek istiyorum.’ diyor.<br />

Okula yeni başlayan 6 yaşındaki ikizleriyle<br />

devam etmek istiyor kaldığı yerden…<br />

Diplomasını da almış.<br />

Kendinden emin noktalıyor sözlerini: “Üniversite<br />

de okuyacağım. Savcı olmak istiyorum.<br />

Özel bir nedeni var. Bunu da başaracağım.”<br />

Azmine, mücadelesine hayran kalıyoruz Hasret<br />

Abla’nın…<br />

Bu röportajı da keyifle, gülümsemeyle okumasını<br />

istiyoruz.


Odunpazarı Belediyesi’nin ardı ardına gerçekleştirdiği projelerle;<br />

Odunpazarı, buram buram tarih kokan<br />

aynı zamanda da çağdaş sanatlara<br />

ev sahipliği yapan uygar bir kent. Tarihi<br />

Odunpazarı Bölgesi’nde Odunpazarı<br />

Evleri ve Kurşunlu Külliyesi arasında zamanda<br />

yolculuk yaparken, sizi birden<br />

ödüllü Hamamyolu Caddesi ile çağdaş Avrupa<br />

Kentlerine götürür. Modern parkları ise<br />

adeta Eskişehir bozkırında sizin hayata tutunmanızı<br />

sağlayan yeşil bir vaha.<br />

26<br />

Kent yaşamının monoton ve yorucu<br />

hayatından sıkılan Eskişehirlilerin<br />

nefes aldığı yerlerin başında Odunpazarı<br />

Belediyesi tarafından yapılan<br />

parklar yer alıyor. Doğanın, yeşilin<br />

ve bol oksijenin bir arada bulunduğu<br />

parklarda keyifli dakikalar geçiren<br />

vatandaşlar, hafta sonlarını<br />

evlerinde kapanıp geçirmek yerine<br />

parklarda zaman geçiriyor. Uğur<br />

Mumcu, Basın, Öğretmenler Parkı ve<br />

niceleri… Odunpazarı halkının yeşil<br />

alanlarda nefes almasını sağlayan<br />

Odunpazarı Belediyesi, bu parklara<br />

yerleştirdiği anıtlar ile de Türkiye’nin<br />

yakın döneminde yaşanan<br />

acıların unutulmaması için vatandaşlara<br />

‘ayna’ tutuyor. Odunpazarı<br />

Belediyesi kısa süre önce bu parklara<br />

2 yeni park ekledi. Cumhuriyet<br />

ve Prof. Dr. Türkan Saylan Parkı, her<br />

iki parkta da ünlü heykeltıraşlar tarafından<br />

yapılan anıtlar yer alıyor.<br />

CUMHURİYET RUHUNA YAKIŞIR<br />

BİR PARK: CUMHURİYET PARKI<br />

Odunpazarı Belediyesi Cumhuriyet’i,<br />

ilanının 95’inci yılında Cumhuriyet<br />

şehri Eskişehir’e ve Cumhuriyet ruhuna<br />

yakışır bir park ile taçlandırdı.<br />

Gökmeydan Mahallesi’nde atıl durumda<br />

olan eski lunapark alanını,<br />

muhteşem bir parka çeviren Odunpazarı<br />

Belediyesi, ‘Cumhuriyet’ adını<br />

verdiği bu parka, bir de ünlü heykeltraş<br />

Metin Yurdanur tarafından<br />

yapılan ‘Cumhuriyet Anıtı’ koydu.<br />

Odunpazarı Belediyesi Park ve Bahçeler<br />

Müdürlüğü tarafından yapılan<br />

Cumhuriyet Parkı, 16 bin metre kara<br />

alana sahip. Cumhuriyet Parkı’nda<br />

müzikli - animasyonlu gösteri havuzu,<br />

oyun alanları, spor alanı, koşu<br />

yolu, oturma alanları, amfi ve çayhaneler<br />

yer alıyor. Cumhuriyet<br />

Parkı, kısa sürede vatandaşların<br />

zaman geçirmek için tercih ettiği<br />

parklar arasına girdi. Çocuk kahkahalarının<br />

eksik olmadığı parkta, çocuklar<br />

oyun alanlarında dilediğince<br />

oynarken, büyükler ise çayhanelerde<br />

sıcacık çaylarını yudumlamanın<br />

keyfini sürüyor.<br />

TÜRKAN SAYLAN<br />

ODUNPAZARI’NDA<br />

YAŞAYAMAYA DEVAM EDECEK<br />

Odunpazarı Belediyesi bir vefa örneğine<br />

imza atarak Türk Bilim Tarihinin<br />

mihenk taşlarından biri olan<br />

Prof. Dr. Türkan Saylanın adını Vadişehir’de<br />

bulunan parka ve halk merkezine<br />

verdi.<br />

24 Kasım Öğretmenler Günü’nde<br />

gerçekleştirilen parkta heykeltraş<br />

Uğur Çalışkan tarafından yapılan<br />

Prof. Dr. Türkan Saylan Anıtı da yer<br />

alıyor.<br />

11 bin 850 m2 alana yapılan parkın<br />

içinde modern oyun alanı, her yaş<br />

için fitness aletleri, kamelya, çim tepeleri,<br />

seyir terasları, yürüyüş ve<br />

koşu yolları ile oturma birimleri de<br />

bulunuyor. Park içinde bir de kadınların,<br />

çocukların, gençlerin sosyalleştiği,<br />

açılan atölyelerde eğitim<br />

gördüğü Prof. Dr. Türkan Saylan<br />

Halk Merkezi bulunuyor. Özellikle<br />

kız çocuklarının okuması için önemli<br />

çalışmalara imza atan, cüzam hastalığı<br />

ile ilgili uluslararası alanda çalışmalar<br />

yaparak ödüller alan Prof. Dr<br />

Türkan Saylan’ın adı, parkta koşup<br />

oynayan çocuklar ve halk merkezinde<br />

eğitim gören insanlarla birlikte<br />

yaşamaya devam edecek.


Başkan Kazım Kurt tarafından hayata geçirilen anlamlı projelerle<br />

Odunpazarı’nda engeller<br />

ortadan kalktı<br />

Toplumda dezavantajlı bireylerin daha uygun koşullarda<br />

yaşamlarını sürdürebilmeleri için projeler geliştirilen<br />

Odunpazarı Belediyesi, bu yönüyle en çok<br />

dikkat çeken belediyelerden birisi haline geldi. Engelli<br />

vatandaşlar için hayata geçirilen pek çok proje ile Odunpazarı’nda<br />

engeller ortadan kalktı.<br />

Sosyal belediyecilik anlayışını benimseyen<br />

Odunpazarı Belediyesi, çalışmalarında her<br />

zaman toplumun dezavantajlı gruplarına öncelik<br />

tanıdı. Özellikle kadınlar, çocuklar, engellileri<br />

yaşlılar ve yoksullar ile ilgili yaptığı<br />

çalışmalar ile dikkatleri üzerine çeken<br />

Odunpazarı Belediyesi, engelli bireylerin<br />

Odunpazarı Belediyesi Hizmet Binasında rahatlıkla<br />

hareket edebilmesi ve iletişim kurması<br />

için çeşitli çalışmalar yaptı.<br />

Odunpazarı Belediyesi, Odunpazarı’nda<br />

engelleri ortadan kaldırdı.<br />

Görme engelli bireyler için belediye binasına<br />

hissedilebilir yüzeyler yerleştiren<br />

Odunpazarı Belediyesi, bina içindeki tabelaları<br />

değiştirerek yerlerine Braille alfabesinin<br />

de kullanıldığı tabelalar astı. Tabelalarda<br />

görme engelli bireylerin okuyabilmesi için<br />

Latin Alfabesi ile Braille Alfabesi (körler alfabesi)<br />

birlikte kullanıldı. Yerleştirilen hissedilebilir<br />

yüzeyler ve tabelalar sayesinde<br />

görme engelli vatandaşlar bina içerisinde<br />

daha rahat hareket edebiliyor.<br />

BELEDİYE PERSONELİ İŞARET<br />

DİLİ ÖĞRENDİ<br />

Odunpazarı Belediyesi, işitme engelli bireyleri<br />

de unutmadı. İşitme engelli vatandaşları<br />

daha iyi anlamak ve onlarla daha iyi iletişim<br />

kurmak için OMEK, Gençlik Merkezleri, Halk<br />

Merkezleri ile Ihlamurkent Oyunpazarı Gündüz<br />

Bakımevi ve Kreşi’nde ‘işaret<br />

dili atölyeleri’ düzenlendi. Gerçekleşen<br />

bu atölyelerde katılımcılara<br />

işaret dili alfabesi, duygular, zamanlar,<br />

isimler, deyimler ve günlük<br />

hayatta kullanılan kelimeler<br />

öğretildi. Odunpazarı Belediyesi,<br />

ayrıca belediyede çalışan personelin<br />

işitme ya da konuşma engelli<br />

bireyler ile daha rahat<br />

iletişim kurabilmesi için işaret dili<br />

dersleri verdi. Proje kapsamında,<br />

her müdürlükten en az bir personel<br />

işaret dili öğrendi.<br />

ENGELSİZ PARK<br />

Engelli bireylerin sosyalleşebilmesi için 75.<br />

Yıl Mahallesi’nde bulunan Gün Sazak Caddesi’ne<br />

‘Engelsiz Park’ yaptı. Engelli bireyler<br />

için yapılan parkta biri engelli bireylerin<br />

kullanımı için olmak üzere 2 adet çocuk<br />

oyun grubu, fitness alanı, oturma birimleri<br />

bulunuyor. Parkta bulunan yürüme yollarına<br />

görme engelli bireyler için özel şeritler yerleştiren<br />

Odunpazarı Belediyesi, ilçe genelinde<br />

yaptığı birçok parkta engelli bireyler<br />

için yapılmış özel alanlar oluşturdu. Tekerlekli<br />

sandalye ihtiyacı olan engelli bireylerinde<br />

yardımına koşan Odunpazarı<br />

Belediyesi, yüzlerce engelli bireye tekerlekli<br />

sandalye yardımı yaptı.<br />

ENGELSİZ KÜLTÜR VE SANAT MERKEZİ<br />

Odunpazarı Belediyesi’nin engelli bireyler<br />

için hayata geçirdiği projelerden biri de Engelsiz<br />

Kültür ve Sanat Merkezi oldu. Yenikent<br />

Mahallesi’nde bulunan Seramik Park<br />

içinde yer alan Engelsiz Kültür ve Sanat<br />

Merkezi’nde engelli bireyler ve aileleri için<br />

dans, tiyatro, seramik, el sanatları, müzik ve<br />

ritim dallarında atölye çalışmaları yapılıyor.<br />

Engelsiz Kültür ve Sanat Merkezi’nde engelli<br />

bireylere ve ailelerine psikolojik danışmanlık<br />

hizmeti de veren Odunpazarı Belediyesi,<br />

Seramik Park’a engelli çocuklar için oyun<br />

alanı oluşturdu. Salıncaktan, basketbol potasına<br />

tüm oyun aletlerinin engelliler için tasarlandığı<br />

parkta engelli çocuklar keyifli<br />

vakit geçiriyor.<br />

27


Bugün 60 yaşında olan Yaşar Talat Cemoğlu anne-babasının boşanması sonucu<br />

Yetiştirme Yurdu’na alınır. Çocukluğu ve gençliği bu yurtta geçer. Bugün 2<br />

kızı bir torunu var. Eşi Seher ile birlikte son derece mutlu bir yaşamı var.<br />

Üzerinden yıllar geçmiş olsada bir türlü unutamıyor Yetiştirme Yurdu’nda kaldığı<br />

yılları. Unutamadığı o yılları bakın nasıl anlatıyor :<br />

Şevkat sayesinde<br />

yokluğu unutuyorduk<br />

Başkaydı her biri...<br />

Kimisi dalgın…<br />

Küçük yaşlardan itibaren kendi taradığı<br />

saçlarıyla büyüyen bir çocuk<br />

elbette dalgın olacak…<br />

Kimisi suskun…<br />

Bırakıp gittikleri günden beri ağlamaktan<br />

yorgun düşmüş dudaklar…<br />

Kimisi hırçın…<br />

Yanıtını bulamadığı o soru yüreğine<br />

her geçen gün ağırlık veriyor.<br />

Kimisi yalnız…<br />

Doğarken yalnızdı.<br />

Belki şimdi de kimseye ihtiyacı yok.<br />

Kimisi karamsar…<br />

Derinlerinde bir yerde kaldı o iz artık…<br />

Zaten televizyonlar da bile mutlu hayatlar<br />

yok…<br />

Kimisi isyankar…<br />

Müslüm Gürses şarkılarıyla büyüyen<br />

bir çocuk, hayata gülücük saçacak<br />

değil…<br />

Kimisi hayat dolu…<br />

Böyle geldi böyle geçmez diyor.<br />

Kimisi mutlu…<br />

Küçük şeylere gülümsemeyi öğreneli<br />

yıllar oldu.<br />

Her biri farklı, her biri başka…<br />

Dalgın olan, yalnız olan, hırçın olan,<br />

mutlu olan…<br />

Ama hepsinin hikâyesi benzer…<br />

Hepsinin de elinde o siyah- beyaz<br />

fotoğraf var.<br />

Bakarken yürek burkan…<br />

Kendilerine yer kalmayan…<br />

Hepsinin de benzer bir sorusu var.<br />

Yanıtı bulunmayan…<br />

28<br />

Bu dizeler dökülüyor<br />

satırlarıma…<br />

Yetiştirme yurdunda<br />

geçen 60 yıllık bir hikâyeyi<br />

taşıyorum sayfama…<br />

Yaşar Talat Cemoğlu’nun<br />

öyküsü…<br />

O küçük şeylerden<br />

mutlu olmayı öğrenenlerden…<br />

60 yaşında…<br />

Ellerini sımsıkı tutarak<br />

geliyor eşi Seher Cemoğlu<br />

ile birlikte…<br />

Günlerce beklenen kar,<br />

sanki onların bereketiyle<br />

o gün lapa lapa<br />

yağıyor.<br />

Yüzlerinde sohbet<br />

boyu bitmeyen bir tebessüm…<br />

Yaşar Amca Eskişehirli…<br />

Yetiştirme Yurdu’nda<br />

büyüyor.<br />

Anne baba ayrılığından<br />

sonra annesi kardeşiyle<br />

birlikte önce Kütahya<br />

Yetiştirme<br />

Yurdu’na veriyor Yaşar<br />

Amca’yı…<br />

Nedeni benzer…<br />

Bakamadığı için, eşiyle<br />

ayrıldıkları için…<br />

Kütahya’da iki sene kaldıktan sonra orada yurdun ilkokulu olmadığı için Mahmudiye<br />

Yetiştirme Yurdu’na nakil ediyorlar.<br />

Tarih 1965 ile 1971 yılları arası…<br />

“HERKESİN OKUMA İMKÂNI YOKTU”<br />

Topluyor bavulunu, tutuyor Eskişehir’in yolunu…<br />

Tane tane anlatırken öyküsünü Yaşar Amca, “Herkesin okuma imkanı yoktu.<br />

Bazı arkadaşlar meslek grubuna gitti. Mesela beni tercih olarak meslek grubuna<br />

verdiler. Bazı arkadaşlar dışarıdan okudular. Bazıları Demiryollarına imtihana<br />

girdiler, orada göreve başladılar. Böyle böyle 18 yaşına kadar yurt bizleri<br />

takip etti. 18 yaşına geldiğimiz zaman da tabi kanunen yurttan ayrılmak zorunda<br />

kaldık. Sonra askere gittik. Askerden sonra da hayat böyle devam etti”


diyor.<br />

Gülümsüyorum.<br />

Yaşama sevincini kaybetmemiş.<br />

“HAYAT DEVAM EDİYOR”<br />

Askerlik sonrasını anlatıyor Yaşar Amca,<br />

“Askerlikten sonra da Türk elektrik kurumunda<br />

işe girdim. Hanımla beraber çalışırken<br />

evlendik. Görev icabı çalışırken Sivas<br />

Kangal’a Termik Santraline tayinimiz çıktı.<br />

3 sene de orada çalıştıktan sonra tekrar<br />

Eskişehir Gökçekaya Barajı’na geldim. Bir<br />

9 sene de orada çalıştım. 9 sene sonra<br />

çocuklar olup büyüdükten sonra okul durumu<br />

zayıf olduğu için merkeze gidelim<br />

dedik. Oradan Kütahya’ya tayinim çıktı.<br />

Kütahya merkezde 5 sene çalıştım. 5<br />

sene sonra emekliliğimi istedim. Emekli<br />

oldum. Çocuklar Eskişehir’e gelip okumaya<br />

başladılar. Bir kızım Uçak Bakım Lisesi’nde<br />

okudu. Şu an da uçak bakım<br />

teknisyeni olarak görev yapıyor. Küçük<br />

kızım da önce Balıkesir sonra İstanbul’da<br />

okudu. O da İstanbul Üniversitesi Veteriner<br />

Fakültesi’nde okudu. Oradan okulu bitirdi.<br />

Hayatımız devam ediyor.”<br />

Geçmişi merak ediyorum, o yılları…<br />

Anılarının hep güzel olduğundan bahsediyor,<br />

yüzünde gülümsemesiyle…<br />

İnanıyorum…<br />

Güzel olmasa, sık sık arkadaşlarıyla bir<br />

araya gelir mi?<br />

Eskiyi anlatırken çok güzel cümleler kuruyor<br />

Yaşar Amca…<br />

“ÇOCUKLUĞUMDA YOKLUK VARDI<br />

AMA ŞEFKAT DE VARDI”<br />

Burun direğim sızlayarak dinliyorum: “Çocukluğumuz<br />

da yokluk vardı ama sevgi,<br />

şeat, saygı bunlar çok önemliydi. Biz<br />

öğretmenlerimizi bir anne, baba olarak<br />

bilirdik. İlkokul da ne öğrenirseniz akıl da<br />

o kalıyor. Müdürümüzden, hademesine,<br />

öğretmenine kadar sağ olan herkesle<br />

görüşüyoruz. Bir sağlık memurumuz<br />

vardı mesela, 93 yaşında, hala yaşıyor.<br />

Öğretmenimizden sağ olanlar var, onlarla<br />

görüşüyoruz. Birbirimize yetişmeye<br />

çalışıyoruz.”<br />

“Kötü anın hiç mi yoktu” diyorum.<br />

Net konuşuyor: “Şiddet yoktu asla. Ufak<br />

tefek şeyler tabiki oluyordu ama çok<br />

büyük ve kötü bir olay yaşamadık. Günümüzde<br />

birçok kreşte bile böyle olaylar<br />

yaşandığını duyuyoruz, tacizleri duyuyoruz.<br />

Allah’a şükür bizim yurtta öyle bir<br />

şey yaşanmadı. Demek ki o zamanlar<br />

sevgi, şeat, saygı, her şey gerçekmiş.”<br />

“AFFEDEMİYORSUNUZ”<br />

Yarasını deşmek niyetinde değilim ama<br />

sormadan da edemiyorum: “Annenize bir<br />

kızgınlık duymadınız mı?”<br />

Sitemkâr bir ifadeyle bakıyor.<br />

Çok duymuş.<br />

Genç yaşta ölmüş zaten…<br />

Kimbilir dayanamadı onun da anne yüreği…<br />

Annesi 37 yaşında öldüğünde Yaşar<br />

Amca 17 yaşındaymış.<br />

“İnsan kızgınlık yaşamaz mı?” diyor anlatırken:<br />

“Bir aile ortamını yaşamak varken<br />

niye insan bir yurtta yaşasın ki? Annen,<br />

baban ölmüş olsa devlet bakıyor ama<br />

anne, baba sağken böyle bir durum olması<br />

insana üzüntü veriyor. İçinden atamıyorsunuz.<br />

Affedemiyorsunuz. Büyüyüp<br />

gitse de insan bu içinden çıkmıyor. Ama<br />

yine de duamızı esirgemiyoruz.”<br />

“BABAMLA BİR BUÇUK YIL<br />

BİRLİKTE KALDIK”<br />

Babayı da soruyorum.<br />

Bu soruyu beklercesine yanıtlıyor: “O da<br />

vefat etti. Hanımla evlendikten sonra babamla<br />

bir buçuk sene kadar beraber yaşadık.<br />

O da yaşlı değildi. 53 yaşında vefat<br />

etti. Onunla yine birlikte kısa da olsa<br />

zaman geçirdik.”<br />

Kendisinin anne ve babasının aksine kızlarına<br />

olan bağlılığından söz ediyor bir an<br />

da: “Yurtta yetişen arkadaşların çoğu böyledir.<br />

Anne ve babasız yetişmenin ne olduğunu<br />

biz bildiğimiz için, ona çok daha<br />

fedakarlık yapıyoruz. Her şeyimizi çocuklarımıza<br />

veriyoruz.”<br />

Seher<br />

Cemoğlu<br />

“ŞİMDİ Kİ ÇOCUKLAR MUTSUZ”<br />

“Şimdi yurtlar da büyüyen o minik yüreklere<br />

bir şey demek ister misin?” diye soruyorum.<br />

Şöyle anlatıyor: “Biz 70’li yıllarda yurtlarda<br />

kaldığımız zaman ve bize bir hediye<br />

getirdikleri zaman ellerini öperdik. Bir karşılama<br />

yapardık. Şimdi gittiğimiz zaman<br />

çocuklar öyle değil. Çocuklar doymuş.<br />

Mutsuzlar. Çocuk Esirgeme Kurumu’na<br />

gittiğimiz zaman çocuklara mont almışlar.<br />

Çocuklar yokluk görmediği için mont beğenmiyorlar.<br />

Biz öyle değildik. Kış mevsiminde<br />

Mahmudiye’nin halkı bize çorap<br />

örerdi. Yün çoraplardan örerlerdi. Onları<br />

giyerdik. Yokluk vardı ama sevinç de vardı<br />

heyecan da… Hafta sonları öğretmenlerimiz<br />

bizi kahvaltıya götürürdü. O bile bize<br />

aile ortamını hatırlatırdı. İlk aile ortamını<br />

öyle yaşadık.”<br />

“UNUTAMADIĞIM ANIM”<br />

Sonra gözü yaşlı konuşmasına devam ediyor:<br />

“ En unutamadığım anı ise neydi biliyor<br />

musunuz? Ben askere gittiğim zaman<br />

anne- babam olmadığı için, Diyarbakır’da<br />

askerlik yaparken bir mektup içinde kart<br />

geldi. Öğretmenim göndermiş. İçine de 5<br />

lira para koymuş.1978 yılında. Onu unutamam.”<br />

İçimize dokunuyor.<br />

Anlatırken ona da dokunduğu gibi…<br />

Hüzünlü havayı dağıtmak istiyorum.<br />

Seher Teyze’ye Yaşar Amcayla nasıl tanıştıklarını<br />

soruyorum.<br />

Kahkahayı basıyor: “Birlikte çalışıyorduk.<br />

2 yıl birlikte çalıştık. İş yerinde masalarımız<br />

karşılıklıydı. 2 yıl sonra evlenmeye bir<br />

an da karar verdik. Çok tartışıyorduk aslında.<br />

Çalışma şeklimiz de farklıydı. Kardeş<br />

gibiydik. Arkadaşlar hep diyordu. 3<br />

kadınsınız. Yaşar’ı başkasına kaptırma<br />

diye. Öyle oldu. 36 yıldır evliyiz. Her türlü<br />

zorluğa göğüs gererek 36 yılı geçirdik. İki<br />

kızımız, bir torunumuz var.”<br />

“Mutlu musunuz?” diye soruyorum.<br />

Şükrediyor.<br />

Bizde şükrediyoruz.<br />

Kırık dökük bir hikaye beklerken, Yaşar<br />

Amca ile Seher Teyze’nin mücadelesi<br />

umut oluyor içimize…<br />

Belki de yüzlerce kişiye…<br />

29


Tepebaşı Belediyesi’nin sanata olan büyük katkıları devam ediyor<br />

Tepebaşı’nın yeni<br />

sanatçıları<br />

Tepebaşı Belediyesi<br />

bünyesinde 7 yıldır<br />

sürdürülen karikatür<br />

atölyeleri devam ediyor.<br />

Usta isimler eşliğinde<br />

çizim yapan<br />

minikler, karikatürist<br />

olma yolunda<br />

emin adımlar ile ilerliyor.<br />

Atölyede eğitim<br />

alan minikler ise Tepebaşı’nın<br />

gelecekteki<br />

sanatçıları<br />

olacak. Minikler aldıkları<br />

eğitimlerden<br />

dolayı hayli mutlu.<br />

Yeni karikatüristlerin<br />

yetişmesine ev sahipliği<br />

yapan Karikatürlü<br />

Ev ile ismi<br />

ölümsüzleştirilen<br />

merhum Prof. Atila<br />

Özer’in eşi, karikatürist<br />

Vicdan Özer ise,<br />

“İnsanın eşini kaybetmesinden<br />

sonra<br />

adının böyle güzel<br />

yaşatıldığını görmek<br />

çok güzel bir şey.<br />

Bundan dolayı tabi<br />

ki mutluyum çünkü<br />

birçok sanatçıya kısmet<br />

olmayan bir<br />

durum. Bu güzel<br />

jestten ötürü de her<br />

zaman Tepebaşı Belediye<br />

Başkanımız<br />

Ahmet Ataç’a şükran<br />

duyuyorum. Miniklerimizin<br />

burada çalışarak<br />

gelecekte usta<br />

olacaklarını düşünmek,<br />

mutluluk verici”<br />

diyor.<br />

yetişiyor<br />

Tepebaşı Belediyesi Atila Özer Karikatürlü Ev'de düzenlenen<br />

7. dönem karikatür atölyeleri, 3. ve 4. sınıf<br />

öğrencilerinin katılımı ile sürüyor.<br />

Karikatür atölyelerini gerçekleştiren karikatüristler<br />

Atilla Yakşi, Yaşar Arda, Erol Büyükmeriç, Vicdan Özer,<br />

Alper Tümay Tok ve M. Tarık Erşan, katılımcı çocuklara<br />

karikatür sanatının inceliklerini ve tekniklerini öğretiyor.<br />

Cumartesi günleri 16 öğrencinin katılımı ile devam<br />

eden 7. karikatür atölyeleri, her zamanki gibi Tepebaşı<br />

Belediyesi Atila Özer Karikatürlü Ev’de gerçekleştiriliyor.<br />

BAŞKANIMIZA ŞÜKRAN BORÇÇLUYUM<br />

Yeni karikatüristlerin yetişmesine ev sahipliği yapan<br />

Karikatürlü Ev ile ismi ölümsüzleştirilen merhum Prof.<br />

Atila Özer’in eşi, karikatürist Vicdan Özer, “İnsanın<br />

eşini kaybetmesinden sonra adının böyle güzel yaşatıldığını<br />

görmek çok güzel bir şey. Bundan dolayı tabi<br />

ki mutluyum çünkü birçok sanatçıya kısmet olmayan<br />

bir durum. Bu güzel jestten ötürü de her zaman Tepebaşı<br />

Belediye Başkanımız Ahmet Ataç’a şükran duyuyorum.<br />

Miniklerimizin burada çalışarak gelecekte usta<br />

olacaklarını düşünmek, mutluluk verici” ifadelerini kullandı.<br />

ÇOCUKLARIMIZIN SAYISI GİDEREK ARTIYOR<br />

Karikatürist Yaşar Arda ise “Biz burada 7 yıldır karikatürist<br />

yetiştiriyoruz. Bu uzun süreçte karikatürle ilgilenen<br />

çocuklarımızın sayısı ile birlikte öğretici<br />

karikatüristlerin de sayısı arttı. Bu anlamda aramıza 2<br />

karikatür eğitmeni arkadaşımız daha katıldı. Atila Özer<br />

elimizden tutmamış olsaydı bizler bugünlere gelemezdik,<br />

bu yüzden biz de gençlere yol göstermeye gayret<br />

ediyoruz” dedi.<br />

Bir diğer karikatürist Atilla Yakşi de “Atila Özer, dünyada<br />

bulunan 30 karikatür müzesinden birini kentimize<br />

kazandırmış bir değerdir. Eskişehir’de<br />

karikatürcülerin yetiştirildiği, bu sanata ilgi duyanların<br />

cevap bulabildiği böyle bir merkez kazandırılması da<br />

çok kıymetli. Bunun için Ahmet Ataç Başkanımıza teşekkürlerimi<br />

sunuyorum. Burada 7 yıl gibi uzun bir süredir<br />

atölyeler yapıyoruz. Buraya çocuklarımız bir<br />

merak ve istekle geliyorlar, bizleri geçeceklerine de<br />

inanıyorum. Karikatür camiasına verilen bu destekten<br />

dolayı çok teşekkür ediyorum” diye konuştu.<br />

ÇOCUKLARIMIZ İÇİN BÜYÜK İMKAN<br />

Karikatürist Alper Tümay Tok ise “Miniklerimizi hamur<br />

gibi görebiliriz. Onlara şekil vermek üzere bir şeyler<br />

veriyoruz ve çok hızlı geri dönüş alıyoruz. Farklı teknikler<br />

öğrenmeleri adına farklı hocalardan karikatür<br />

öğrenebilmeleri büyük bir imkan. Atila Özer gibi dünya<br />

markası bir hocamızın adını taşıyan bu güzel mekanda,<br />

yeni nesillere karikatürü sevdirmek örnek bir iş diyebiliriz.<br />

Bu anlamda Tepebaşı Belediyesi’ne de çok teşekkür<br />

ediyoruz” şeklinde konuştu.<br />

Bir diğer karikatürist M. Tarık Erşan ise çocukların heyecan<br />

ve isteğine dikkat çekerek, “Çocuklarda en dikkat<br />

çeken unsur, heyecan ve istekleri. İnanıyorum, bu<br />

merak ve istek onları başarılı kılacaktır. Çizime ve karikatüre<br />

dair teknik bilgiler öğreniyorlar, pratik yapıyorlar.<br />

Karikatür sanatına verdiği desteklerden ötürü<br />

Ahmet Ataç’a teşekkür ediyoruz” dedi.<br />

KARİKATÜR ÖĞRENMEKTEN ÇOK MUTLULAR<br />

Atölye çalışmalarına katılan 3. ve 4. sınıf öğrencileri de<br />

mutlu olduklarını ifade ediyor. Ustaların eşliğinde günbegün<br />

gelişme kaydeden minik karikatüristler, karikatüre<br />

devam etmeye niyetli olduklarını belirtiyor.<br />

Zeynep Serbest, “Karikatür çizmeyi çok seviyorum, çok<br />

güzel bir his. Yuvarlaklar çizerek başladım; artık bu yuvarlaklara<br />

kaş, göz, kulak, ağız ekleyebiliyorum. Karikatür<br />

çizmeye devam edeceğim” diye konuştu.<br />

Bir diğer öğrenci Ecrin Tek de yeni başladığı karikatürü<br />

çok sevdiğini söyleyerek, “Karikatüre yeni başladım,<br />

henüz çok yeniyim ama çok sevdim. Yavaş yavaş kız<br />

ya da erkek yüzü çizmeye başladım. Kendimi geliştiriyorum,<br />

çalışmaya devam edeceğim” dedi.<br />

Alperen Bilgehan isimli öğrenci de “Buraya geliyoruz<br />

ve çizim yapıyoruz. Eğleniyorum ve her geldiğimde<br />

yeni şeyler öğreniyorum. Daha güzel çalışmalar yapmak<br />

için çalışıyorum. Diğer arkadaşlarıma da karikatür<br />

öğrenmelerini tavsiye ediyorum” sözlerini kullandı.<br />

Öğrencilerden Yağmur Aydın ise “Karikatür kursuna<br />

geldiğim için çok mutluyum, eğlenceli geçiyor. Zaten<br />

büyüdüğümde resim öğretmeni olmak istiyorum. Bu<br />

yüzden çizim yapmayı ve yeni şeyler öğrenmeyi seviyorum.<br />

Karikatür çizmeye devam edeceğim” dedi.<br />

30


Fark yaratan bireyler ve aileleri Tepebaşı<br />

Belediyesi’ne teşekkür ederek Başkan<br />

Ataç’a dileklerini sundular<br />

Tepebaşı Belediye<br />

Başkanı<br />

Dt. Ahmet<br />

Ataç’ı ziyaret<br />

eden özel gereksinimli<br />

bireyler<br />

ve aileleri, gerçekleştirdiği<br />

çalışmalardan<br />

ve<br />

her zaman yanlarında<br />

olmasından<br />

dolayı<br />

Ataç’a teşekkür<br />

etti. Bireyler ayrıca<br />

istihdam<br />

edilmelerinin<br />

ardından kazandıkları<br />

parayla<br />

aldıkları<br />

hediyeleri de<br />

Başkan Ataç’a<br />

takdim etti.<br />

Yaşadıkları bu<br />

özel anı yorumlayan<br />

bireyler ve<br />

aileleri Ataç’a<br />

teşekkür etti.<br />

Ziyarette konuşan<br />

anne Fatma<br />

Temizyürek,<br />

Ataç’a olan sevgisini<br />

dile getirerek,<br />

“Allah<br />

razı olsun, çok<br />

minnettarız.<br />

Kızım tüm imkanlardan<br />

faydalandı<br />

ve işe<br />

girdi, başka çocuklar<br />

da girsin.<br />

Her kente sizin<br />

gibi bir başkan<br />

lazım” dedi.<br />

Tepebaşı Belediye Başkanı Dt. Ahmet Ataç’ı ziyaret eden Tepebaşı<br />

Belediyesi Engelliler Koordinasyon Merkezi bünyesindeki<br />

özel gereksinimli bireyler Gülşah Temizyürek’in annesi<br />

Fatma Temizyürek ile babası Bahri Temizyürek ve Raziye<br />

Sarı’nın anneannesi Rahime Düdükçü, Başkan Ataç’a teşekkürlerini<br />

iletti.<br />

HER KENTE SİZİN GİBİ BİR BAŞKAN LAZIM<br />

Tepebaşı Belediyesi Engelliler Montaj Atölyesi’nde aldıkları<br />

eğitimlerin ardından Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi’nde<br />

faaliyet gösteren fabrikalarda istihdam edilen bireyler ve aileleri,<br />

Başkan Ataç’a gerçekleştirdiği çalışmalardan dolayı memnuniyetini<br />

iletti. Ziyarette konuşan anne Fatma Temizyürek,<br />

“Allah razı olsun, çok minnettarız. Çocuklarımız sizi çok seviyor,<br />

herkes keşke sizin gibi olsa. Geçen Gülşah bir konuşma<br />

yaptı, ‘Bizim küçücük kalbimizde size yer var, siz bizi içinize<br />

alın’ dedi. Allah her yarattığı kula bir meziyet vermiştir, mutlaka<br />

bir iş yapar. Yeter ki imkan tanınsın. Çalışması o kadar<br />

büyük bir özgüven veriyor ki. ‘Ben de bir insanım, ben de<br />

varım’ diyor. Bu konuda ne derseniz, ne isterseniz arkanızdayız.<br />

Bu çocukların topluma karışması, ayakta durması, anne ve<br />

babaya büyük destek... Bana dünyayı bağışlayın, çocuğum<br />

ayakta duramazsa ben hiçbir şeyim. Bizim gibi annelerin hep<br />

duası; çocuklarımızı Allah bizden sonraya bırakmasın. Güvenecekleri<br />

kimse yok. Montaj yapmaya başladıktan sonra Gülşah<br />

%100 değişti. Bu çocukların kilo ve hareket problemleri oluyor<br />

evde durduklarında. Ama şimdi Gülşah<br />

giydiğine, yediğine, sağlığına dikkat ediyor.<br />

Araştırdık, bu konuda en iyi Eskişehir dediler<br />

ve Eskişehir’e geldik. İyi ki gelmişiz, iyi ki<br />

böyle bir kızım var. Kızım tüm imkanlardan<br />

faydalandı ve işe girdi, başka çocuklar da<br />

girsin. Her kente sizin gibi bir başkan lazım”<br />

dedi.<br />

KEŞKE TÜM TÜRKİYE’DE DE OLSA<br />

Baba Bahri Temizyürek ise “Kızımın Montaj<br />

Atölyesi’nde başlaması, oradaki eğitim, kendine<br />

gelişimi açısından, özgüveni açısından<br />

yardımcı oldu. Kendini çok geliştirdi. Şu anki<br />

çalıştığı fabrikanın mayasını Montaj Atölyesi<br />

oluşturdu. Türkiye genelinde yaygınlaşmasını,<br />

bir engelli babası olarak yürekten<br />

istiyorum. Diğer şehirler ve diğer kurumlar<br />

da bu örnekten esinlenerek bu tür teşebbüslere<br />

girişirler. Bu işte emeği geçen herkese<br />

sonsuz teşekkür ediyorum” diye<br />

konuştu.<br />

Raziye Sarı’nın anneannesi Rahime Düdükçü<br />

ise “7 sene yavrum Gökkuşağı Kafe’de<br />

eğitim aldı, kendini yetiştirdi.<br />

Oradakiler çok yardımcı oldu. Kendini nasıl<br />

koruyacaklarını çok iyi öğrettiler. Garsonluk<br />

eğitimi de aldı, sertifikası var. . Benim yavrum<br />

ayaklarının üstünde durmayı hiç bilmiyordu.<br />

Şimdi çarşıya, pazara gidiyor,<br />

faturalarımızı yatırıyor. Alışveriş de yapıyor.<br />

Engelli çocuklarımız evde oturmamalı. En başta Tepebaşı Belediyesi,<br />

çok güzel eğitim veriyor. Bütün yavruların eğitim almasını<br />

isterim. Size çok teşekkür ederim. Bütün personele çok<br />

teşekkür ederim” şeklinde konuştu.<br />

BU GÜZELLİKLER ARTARAK DEVAM ETSİN<br />

Konuklarının ziyaretinden dolayı mutluluğunu ifade eden<br />

Başkan Ataç ise “Sevgi karşılıklı olursa güzel olur. Onlar toplumun<br />

içine karışırlarsa, birey olurlarsa zaten her şey normalleşiyor.<br />

Biz çocuklarımızı sadece seviyoruz. Gece yattığımda<br />

diyorum ki, ‘Allah’a çok şükür, bu işler aklıma geldi ve yaptık’<br />

herkes memnun. Bundan daha güzel ne olsun? Yaptığımız çok<br />

büyük bir şey, toplumun çoğunu kapsayan bir şey değil ama<br />

güzel bir örnek. Herkes bundan ders almalı. Birçok aile aylardır<br />

dışarı çıkamıyordu, çocuklar evde oturuyorlardı. Ama şimdi<br />

herkes yerini buldu. Çocuklar özgürlüklerine kavuştu. Vücutlarını<br />

sağlıklı şekilde kullanır hale geldiler, sosyalleşip birey oldular<br />

ve toplumun içinde yaşama başladılar. Kendi işlerini<br />

kendileri görüyorlar. Zaten istenen şey de bu. Sağlam geçinen<br />

bizlerin de yaptığı şey bu. Ama inanın sizin kadar benim de<br />

memnuniyetim o kadar fazla ki. Onlar bizim için çok kıymetli.<br />

Artık işlerinde mutlu olacaklar. Sanayi bölgesinde bir yer daha<br />

açacağız, Türkiye’de bir ilk olacak. Geçtiğimiz gün değerli işadamı<br />

Rahmi Koç buradaydı, bahsettim ve çok etkilendi. Bir<br />

gün hep birlikte ziyaretine gideceğiz. Bu güzellikler artarak<br />

devam etsin, önemli olan bu” ifadelerini kullandı.<br />

KAZANDIKLARI İLK<br />

PARA İLE ATAÇ’A HEDİYE<br />

GETİRDİLER<br />

Daha sonra Gülşah Temizyürek<br />

ve Raziye Sarı, istihdam<br />

edilmeleriyle kazandıkları paradan<br />

aldıkları kravat ve<br />

gömleği Başkan Ataç’a armağan<br />

etti. Aldığı hediyelerden<br />

dolayı çok duygulandığını belirten<br />

Ataç, “Keşke zahmet<br />

etmeseydiniz. Sizlerin emeğinizden<br />

kazandığınız para<br />

ile bana hediye almanız beni<br />

çok duygulandırdı. İyi ki varsınız”<br />

dedi.<br />

31


Oğuz Tunçel : 23 Yaşında. Başarılı bir<br />

üniversite öğrencisi. 2 yıl önce motosikletiyle<br />

markete giderken bir araç<br />

sıkıştırıyor. Hızla atıyor kendisini<br />

kaldırıma. Boyun demir dubaya çarpıyor<br />

ve kırılıyor. O talihsiz günden<br />

bu yana omurilik felci. Boynundan<br />

aşağısı tutmuyor. O talihsiz kaza<br />

gencecik Oğuz’u yatağa mahkum ediyor.<br />

Kullanabildiği sol<br />

eliyle tutunuyor hayata.<br />

Anne Serpil Erdem :<br />

Kanser hastası. Oğlunun<br />

durumu kendi hastalığını<br />

adeta unutturmuş. “Yeterki<br />

oğlum iyi olsun”<br />

diyor da başka bir<br />

şey demiyor.<br />

Kısacası anne-oğulun<br />

el ele vererek<br />

ortaya koymuş olduğu<br />

müthiş bir<br />

yaşam mücadelesi<br />

var. Verdikleri bu<br />

amansız mücadelede<br />

kendilerine<br />

destek olanlar da<br />

yok değil. Ancak<br />

ana-oğul başta<br />

tedavi olmak<br />

üzere bazı imkanların<br />

tanınmasını<br />

istiyor ve bekliyor.<br />

32<br />

2016 yılının Ekim ayı…<br />

Sonbahar…<br />

Hava kasvetli…<br />

Sanki bir şeylerin habercisi<br />

bulutlar…<br />

Simsiyah…<br />

Bilecik’te evden bakkala<br />

gidiyor bindiği motosikletiyle…<br />

Ellerinde poşetler tutmuş<br />

yolu…<br />

Gece saatleri…<br />

Saatin tokmağı 11.00’i gösteriyor.<br />

Gecenin karanlığıyla birleşti<br />

mi ürpertir bu saatler?<br />

Nankördür.<br />

Öyle de oluyor.<br />

Arkadan bir araba hızla<br />

geliyor.<br />

Önüne geçiyor,<br />

sıkıştırıyor.<br />

Hızla atıyor kendini<br />

kaldırıma…<br />

Kaldırım da demir dubalar<br />

var, farkında değil…<br />

Boynuna çarpıyor ve<br />

kırılıyor.<br />

Boyundan aşağısı felç<br />

kalıyor.<br />

Dinlerken insanın içine oturan<br />

bir hikâye…<br />

Oğuz Tunçel ile anne Serpil<br />

Erdem’in mücadelesi…<br />

Oğuz, şu an da omurilik<br />

felci…<br />

Daha çok genç, 23 yaşında…<br />

Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi’nde<br />

öğrenciydi kaza<br />

öncesi…<br />

İnşaat Teknolojileri Bölümü<br />

2'nci<br />

sınıfa


gidiyordu.<br />

Çizimler yapıyordu.<br />

Bu kaza yaşanınca hastanede 1 sene<br />

tedavi görüyor.<br />

Hayallerine bir süre ara veriyor.<br />

Ama Oğuz’un öyküsü sadece gözyaşı<br />

dökülecek tarz da değil…<br />

Mücadele ve zaferin de örneği var.<br />

Mutluluktan ağlatır ya insanı, aynen<br />

öyle…<br />

Kazadan 2 yıl sonra sol elini hareket<br />

ettiriyor.<br />

Onun için öyle önemli ki…<br />

İlk zamanlar hiç hareket yoktu<br />

çünkü…<br />

71 Evler Mahallesi’nde bulunan evlerine<br />

konuk oluyoruz.<br />

Rutubet kokan oda yokluk içindeki<br />

varlıkla mutlu olmayı öğretiyor insana…<br />

Mesela annesi Serpil Hanım’ın o sol<br />

kolu hareket ettirdiği anı<br />

anlatışındaki mutluluğu onun<br />

varlığına, “İyi ki var” demeyi<br />

öğretiyor.<br />

Kardeşi minik Elif’in yaşama sevinci,<br />

enerjisi “Şükretmeyi” öğretiyor.<br />

Tüplü bir televizyonla ekrana bakışı<br />

“Mütevazılığı” öğretiyor.<br />

Kalbin içerisindeki varlığı öğretiyor.<br />

VOS26 Gönüllüleri sayesinde yeni<br />

bilgisayarına da kavuşuyor Oğuz…<br />

Yeni çizimlerini yapabilmenin hayaliyle…<br />

Televizyon da hediye edecek gönüllülere,<br />

“Televizyonum var, sağ olun”<br />

diyecek kadar insanlığı da öğretiyor.<br />

Yanına geçiyorum.<br />

“SOL ELİMİ<br />

KULLANABİLİYORUM”<br />

Konuşurken gülümsüyor, “Şimdi sol<br />

elimi biraz kullanabilmeye<br />

başladım. Zamanla sol ayağımda da<br />

biraz hareket başladı” diyor Oğuz…<br />

Tedavi sürecini anlatıyor, biraz<br />

yorgun: “Evde fizik tedavi ile devam<br />

ediyorum. Yıllık hastane haklarım<br />

var. Hastane de fizik tedavi<br />

alacağım. Fizik tedavi ile geçiyor.<br />

Doktorlar biraz daha çalışma yapsa<br />

bizim için daha iyi olacak.”<br />

Sesindeki sitemi fark ediyorum.<br />

“Ne gibi bir çalışma?”<br />

Kendinden emin anlatıyor: “Mesela<br />

kök hücre çalışmaları var. Sinir nakli<br />

var. Onun üzerine yoğunlaşabilirler.<br />

Araştırma yapsalar bizim için daha<br />

iyi olacak.”<br />

“Neler yapıyorsun evde, bilgisayar<br />

da?” diye devam ediyorum.<br />

“KAZA ÖNCESİ TEKNİK<br />

RESSAMDIM”<br />

Tane tane konuşuyor Oğuz, geçmişe<br />

gidiyor: “Kaza öncesi teknik ressam<br />

olarak çalışıyordum. Mimari uygulama<br />

projeleri çiziyordum. Bilgisayar<br />

da çizim yapıyordum.<br />

“Bunu şimdi de sol elinle mi<br />

yapıyorsun?”<br />

Duraksıyor, “Evet, yeniden tekrar<br />

yapmaya çalışacağım. Sonuçta bu<br />

bir süreç. Zor bir süreç ama üstesinden<br />

gelmeye çalışıyorum.”<br />

Sen her şeyi başarırsın diyorum<br />

azmini gördükçe…<br />

O da benimle aynı fikirde: “İstedikten<br />

sonra bir şekilde oluyor. 3 saatlik<br />

bir işi bir günde bitirebiliyorsun<br />

ama sonuçta bitiyor.”<br />

Derin bir nefes alıyorum ve kaldığım<br />

yerden devam ediyorum: “Eski<br />

yaşamınla şimdiki arasında ne gibi<br />

farklar var?”<br />

“İNSANLARA BAĞLI<br />

YAŞAMAK ZOR”<br />

Kısa bir düşünmenin ardından<br />

konuşuyor: “Çok büyük farklar<br />

oluşmadı. Daha çok eve kapandım. O<br />

zor oldu. Evde olmak, dışarı<br />

çıkamamak en çok zor olandı. Kendi<br />

işimi kendim yapmaya alışık bir<br />

insandım. Şu an da insanlara bağlı<br />

yaşamak zor oluyor.”<br />

“BİRİNE MUHTAÇ YAŞAMAK<br />

ÇOK ZOR”<br />

Cümleleri içimde bir yerlere<br />

dokunsa da soruyorum: “Yaşadığın<br />

zorluklar var mı?”<br />

Şöyle diyor: “En büyük zorluk birine<br />

muhtaç yaşamak. Onun harici bir<br />

zorluk yok.”<br />

“Aslında sen büyük bir şeyi<br />

başardın, başarmaya devam ediyorsun.<br />

Diğer engelli kardeşlerimize<br />

söylemek istediklerin var mı?”<br />

“Her an her şey olabilir’ diye<br />

başlıyor sözlerine, “Bir şekilde<br />

hazırlıklı olmaları lazım. Kilit nokta<br />

kabullenmek. Bir umut hala vardır<br />

yaşamda. Önemli olan engelli<br />

olduğunu kabullenmemek.”<br />

“Mutlu musun?” diyorum, yanıtı kısa<br />

oluyor: “Yeterince.”<br />

Teşekkür ediyorum Oğuz’a, azmi,<br />

umudu, hayalleri, mütevazılığı için…<br />

İyileşeceğine inancı tam…<br />

Yetkililerden istediği tek şey ise tedavi…<br />

İmkan…<br />

Yurt dışında çeşitli araştırmalar var,<br />

onlarla ilgili bir tedavi imkânı<br />

yaratılabilirse en büyük isteği hayata<br />

geçecek…<br />

“ANNESİ KANSER HASTASI”<br />

İnşallah buna da biz vesile oluruz<br />

diyorum ve Anne Serpil Erdem’e<br />

dönüyorum.<br />

Serpil Hanım güçlü bir kadın, dimdik<br />

ayakta…<br />

Kanser hastası…<br />

Buna rağmen oğlu için her şeyi yapmaya,<br />

her fedakarlığı yerine getirmeye<br />

hazır.<br />

Anne çünkü!<br />

33


Oğuz onun kalbi, canı, parçası…<br />

Kazayı anlatıyor: “Oğlum yaklaşık 2<br />

yıl önce bir trafik kazası geçirdi.<br />

Boynu kırıldı ve omurilik felci oldu.<br />

İlk etapta hiçbir yeri, parmağı dahi<br />

kımıldamıyordu. Bir sene kadar hastanede<br />

yattık. Hastane sürecinden<br />

sonra sol kolu işlemeye başladı.<br />

Dolayısıyla hayata daha çok tutunmaya<br />

başladı. Biz de<br />

tedavi arayışına<br />

girdik, araştırmasına<br />

girdik. Türkiye’de<br />

bunun pek mümkün<br />

olmadığını gördük.”<br />

“TEDAVİ İMKANI<br />

İSTİYORUZ”<br />

‘Neden?’ diye soruyorum,<br />

şöyle diyor:<br />

“Muhtemel<br />

ameliyatların bile<br />

bekleme sürecinden<br />

kaynaklı<br />

ertelendiğini gördük.<br />

Yurt dışında bunun<br />

tedavisinin<br />

olduğunu, omurilik<br />

felcine yönelik sinir<br />

nakli ve kök hücre<br />

nakli tedavilerinin olduğunu gördük.<br />

Bu açıdan devlete nasıl ve nerden<br />

ulaşacağımızı açıkçası bilmiyoruz. İl<br />

Sağlık Müdürlüğü’ne başvurduk.<br />

Ancak omurilik felcinde, kök hücre<br />

naklinde şu an da Türkiye’de bir şey<br />

yapılamadığını ve ellerinden bir şey<br />

gelmediğini söylediler. Destek olabilecek<br />

kişilere sesimizi özellikle bu<br />

yön de duyurmak istiyoruz. Çünkü<br />

23 yaşında üniversite öğrencisi.<br />

Hayata devam etmek isteyen bir<br />

üniversite öğrencisi. Şu anda da<br />

kendini koyan birisi değil. Tutunmaya<br />

çalışıyor, normalde çift elle<br />

yapması gereken çizimleri tek elle<br />

yapmaya çalışıyor. Yapar yapamaz<br />

onu bilmiyoruz ama çabası var en<br />

azından. Bu yönde oğlumun desteklenmesini<br />

ben istiyorum.”<br />

“MADDİ DESTEĞE<br />

İHTİYACIMIZ VAR”<br />

Maddi açıdan da büyük zorluklar<br />

yaşadıklarını söylüyor Serpil Hanım…<br />

“Maddi açıya da gelirsek Oğuz şu an<br />

da benimle ayrı bir evde kalıyor.<br />

Benim ikinci evliliğimi yapmam nedeniyle<br />

onunla kalmasam da ikinci<br />

eşimin aylığından dolayı engelli<br />

maaşı alamıyor. Bu hakkı elinden<br />

34<br />

alındı. İkinci eşimin de bize hiçbir<br />

faydası yok. İkametgahlarımız ayrı<br />

ayrı oturuyoruz, ayrı duruyoruz.<br />

Sadece kızın babasıyla rahat<br />

görüşmesi için boşanmayı<br />

gerçekleştirmiyoruz. Böyle olduğu<br />

için de biz engelli maaşını<br />

alamıyoruz. 1179 lira bakım ücreti.<br />

Bu evin kirası 400 lira. Eve gelen<br />

Vos26 Gönüllüleri<br />

Oğuz’a yeni<br />

çizimleri için<br />

yeni bir bilgisayar<br />

hediye etti<br />

fizyo terapisti de devlet<br />

karşılamıyor. Bu açıdan da destek<br />

almadığım için hayırseverlerden<br />

yardım bekliyoruz. Haftada üç kez<br />

alması gereken tedaviyi hafta da bir<br />

kez alabiliyor. Üç kez alsa belki daha<br />

gelişecek. Sürekli yattığı için yara<br />

bakım ilaçlarına ihtiyacı var. Bunun<br />

daha özenli bir bakıma ihtiyacı var.<br />

İlaçları çok farklı, çok fazla ve<br />

genelde yurt dışından geliyor. Aylık<br />

800 lira civarında da ilaç masrafımız<br />

tutuyor. Bunun için desteğimiz yok.<br />

Destek<br />

gelmezse kalacak<br />

ve yara<br />

büyüyecek.<br />

Zaten yaranın<br />

biri ameliyat<br />

oldu. Kalça da<br />

ikinci yaramız<br />

var. Bunun da<br />

bir kalça da üç<br />

ameliyat ihtimali<br />

var ömrü<br />

boyunca. Biri<br />

gitti, ikisi kaldı.<br />

Bu ikisini de<br />

genç yaşta kullanmak<br />

istemiyoruz.<br />

O açıdan<br />

yara bakım ilaçları bakımından da<br />

bir desteğe ihtiyacımız var.”<br />

“BENİ MUTLU EDEN OĞLUMUN<br />

NEFES ALIYOR OLMASI”<br />

Kaza sonrası neler hissettiğini de<br />

gözü yaşlı ifade ediyor: “Kaza anne<br />

için büyük bir şok. Beni tek mutlu<br />

eden oğlumun hala nefes alıyor<br />

olması. Allah ona<br />

bir şans vermiş.<br />

Biz bunu şansı<br />

değerlendirelim<br />

diyerek girdi doktor<br />

ameliyata. 10<br />

saat süren bir<br />

ameliyattı. Boynu<br />

hem önden hem<br />

arkadan açıldı.<br />

Çift taraflı müdahaleydi.<br />

Ölüm<br />

riski çok fazlaydı.<br />

Uzun bir süre solunum<br />

cihazlarına<br />

bağlıydı. Şükür şu<br />

anda solunum<br />

cihazlarından kurtulduk.<br />

Ve hayata<br />

tutundu. Ben onun<br />

iyiliği dışında bir<br />

şey istemiyorum.”<br />

“Beni tek mutlu eden oğlumun hala<br />

nefes alıyor olması” diyor ya Serpil<br />

Hanım…<br />

Söyleyecek söz bulamıyorum.<br />

Mutluluk bazen yan yana olmaktır, el<br />

ele olmaktır…<br />

Sarılıyorsun ya oğluna, öpüp kokluyorsun<br />

ya.<br />

Şükürler olsun.<br />

Hep mutlu olun, hep bir arada kalın<br />

diyorum!<br />

RÖPORTAJ<br />

Özge Zaim Sarıoğlu


Tek soru, tek yanıt...<br />

Cumhuriyet Halk Partisi Eskişehir Milletvekili<br />

JALE NUR SÜLLÜ<br />

*Kendimi tek kelime tanımlayacak olursam ‘CESUR’ derdim.<br />

* Şu an yaptığım işi yapmasaydım ‘HUKUKÇU’ olurdum.<br />

* Gündemimi en fazla meşgul eden şey: ‘YEREL SEÇİMLER’<br />

* Kayıtsız kalamadığım tek şey: ‘HAKSIZLIK’<br />

* En büyük sevincim: ‘TORUNUMUN DOĞUMU’<br />

* En büyük pişmanlığım: ‘HİÇ KEŞKE DEMEDİM’<br />

* Hayatı- mın dönüm noktası: ‘EVLİLİĞİM’<br />

* Beni en çok etkileyen yazar: ‘YAŞAR<br />

KEMAL’<br />

* En beğendiğim kitap: ‘YORGUN<br />

SAVAŞÇI’ (Kemal Tahir)<br />

* Hoşlandığım müzik türü: ‘HAFİF<br />

BATI MÜZİĞİ’<br />

* Hatırladığım en iyi film:<br />

‘MAÇ SAYISI’ ( Woody Alleen)<br />

* Aldığım en son şey (kendim<br />

için): ‘KIYAFET’<br />

*Bugüne kadar aldığım en<br />

güzel hediye: ‘TORUNUM’<br />

(evlilik yıldönümümüzde)<br />

* Kendimde değiştirmek<br />

istediğim özellik: ‘ZAMANI<br />

İYİ KULLANAMAMAK’<br />

*En çok beğendiğim özelliğim:<br />

‘HOŞGÖRÜLÜ<br />

OLMAM’<br />

*Olmasa da olur dediğim:<br />

‘PARA’<br />

*Olmazsa olmazım: ‘ADA-<br />

LET-SEVGİ’<br />

*Mutlaka yapmak istediğim:<br />

‘OKUL YAPTIRMAK’<br />

*Mutlaka görmek istediğim:<br />

‘ÜLKEMİN GÜZEL GÜNLERİ’<br />

*En gıcık olduğum şey: ‘APTAL<br />

YERİNE KONMAYA ÇALIŞIL-<br />

MAM’<br />

*Eskişehir’de en beğendiğim<br />

mekân: ‘SAZOVA BİLİM KÜLTÜR<br />

VE SANAT PARKI’<br />

35


Eskişehir’den Kar Manzaraları<br />

Kar yağışı ile birlikte şehir merkezinde çekilen fotoğraflar sosyal medya üzerinde en çok paylaşılan<br />

fotoğraflar oldu. Kar manzaralı Eskişehir fotoğrafları şehrin Kış güzelliğini de ortaya koydu.<br />

36


Ligde ilk 9 maçını kazanan ve 10. Hafta maçında Batman ile deplasmanda berabere kalan Beton<br />

Adamlar 11. Hafta ise ligin güçlü takımı Beşiktaş’a mağlup oldu. İlk yarının son maçını Göztepe ile<br />

yapacak olan Selkaspor ligin ikinci yarısında şampiyonluk mücadelesini sonuna kadar sürdürecek.<br />

Beton Adamlar ligde ve kupada hedefinden<br />

şaşmadan devam ediyor.<br />

Kurulduğunun 3. yılında Avrupa’ya<br />

giden ve ilk turda güçlü Norveç takımını<br />

elenirken tecrübe edinen Beton<br />

Adamlar Lig ve Türkiye Kupasında ise<br />

iddiasını sürdürüyor.<br />

11 MAÇTA 9 GALİBİYET<br />

1 BERABERLİK<br />

Lige müthiş bir başlangıç yapan Beton<br />

Adamlar sırasıyla Ahi Evran, İzmir BŞ,<br />

Karşıyaka, MYK Hentbol, Adıyaman,<br />

Maliye Piyango, Nilüfer, Antalyaspor<br />

ve Beykoz’u yenerek 9’da 9 yaptı. 10.<br />

Hafta çıktığı Batman deplasmanında<br />

rakibi ile berabere kalan Selkaspor<br />

erkek hentbol takımı 11. Hafta maçında<br />

ise evinde Beşiktaş ile karşılaştı.<br />

Güçlü rakibi karşısında zaman<br />

zaman öne de geçen Beton Adamlar<br />

özellikle son dakikalarda yediği golle<br />

rakibine 3 sayı farkla 26-29 mağlup<br />

olarak ligde de ilk yenilgisini aldı.<br />

SON MAÇ GÖZTEPE İLE<br />

Ligin ilk yarısında uzun sürede liderlik<br />

koltuğuna oturan Selkaspor son maçında<br />

Beşiktaş’a mağlup olarak liderlik<br />

koltuğundan indi. Temsilcimiz son maçını<br />

ise İzmir’de Göztepe ile yapacak.<br />

TEKNİK KADRO MEMNUN<br />

Selkaspor’da teknik heyette de takımın<br />

gidişatından memnun. Teknik<br />

sorumlu Serdar Seymen “İlk yarıda<br />

iki maç istediğimiz gibi olmadı.<br />

Deplasmanda Batman<br />

ile berabere kaldık.<br />

Bu maçı kazanabilirdik.<br />

Beşiktaş<br />

maçı ise<br />

taraftarımız<br />

önünde kazanmayı<br />

çok arzuluyorduk.<br />

Öne<br />

de geçtik ama<br />

olmadı” dedi.<br />

HEDEFTEN ŞAŞMAK YOK<br />

Sezona bir kupa hedefi ile başlayan<br />

Selkaspor lig ve kupada hedefini son<br />

aça kadar sürdürecek. Özellikle çetin<br />

geçecek olan ilgin ikinci yarısında<br />

Beton Adamlar tüm maçlarını kazanıp,<br />

Beşiktaş’ın da puan kaybetmesini<br />

bekleyecek.<br />

38


BETON<br />

ADAMLAR<br />

TARAFTARI İLE DAHA GÜÇLÜ<br />

2 sezondur Porsuk spor salonunda Selkaspor’u yalnız bırakmayan taraftar Beşiktaş<br />

maçında tribünleri tamamen doldururken, bazı taraftara ise maça giremedi.<br />

Selkaspor taraftarı Beşiktaş maçında takıma<br />

müthiş destek verdi.<br />

Yıllar önce Atatürk spor salonunda oynanan<br />

hentbol maçlarında tribünleri<br />

dolduran sporseverler Selka ile salonları<br />

yeniden doldurmaya başladı.<br />

2 sezondur Porsuk spor salonunda<br />

Selkaspor’u yalnız bırakmayan taraftar<br />

Beşiktaş maçında tam destek<br />

verdi.<br />

Tribünler tamamen dolarken, bir<br />

çok taraftar ise maça giremeden<br />

geri dönmek zorunda kaldı.<br />

Taraftarı ile daha güçlü olan Selkaspor’un<br />

ligin ikinci yarısında<br />

ve kupadaki maçlarda seyircinin<br />

desteğini arkasına alarak başarılı olmak<br />

ve Eskişehir’e bir kupa getirmek istiyor.<br />

KUPADA ÇEYREK FİNALDEYİZ<br />

İkinci turdan girdiği Türkiye kupası<br />

Bolu grubunda başarılı olan<br />

Selkaspor Göztepe ile eşleşti.<br />

Selkaspor Türkiye kupasında adını çeyrek finale yazdırdı.<br />

Bu sezon Erkekler Hentbol Türkiye kupasına ikinci turdan<br />

başlayan Selkaspor Bolu grubunda Bolu Seben ve Adıyaman’ı<br />

mağlup ederken, genç oyuncularla çıktığı maçta ise<br />

İzmir Büyükşehir’e mağlup olarak ilk ikiye girdi ve adını<br />

çeyrek final vizesi aldı.<br />

Selka Türkiye kupası çeyrek finalinde İzmir takımı Göztepe<br />

ile eşleşti. Çift maç üzerinden oynanacak çeyrek finalde<br />

temsilcimiz rakibini eleyerek yarı finale kalmayı<br />

hedefliyor.<br />

39


MEZOTERAPİ İLE TANIŞIN<br />

Mezoterapi, vitaminlerin, minerallerin aminoasitlerin, enzimlerin<br />

homeopatik ilaçların, karışımlar halinde, mikroenjeksiyon<br />

tekniği ile cildin orta tabakası enjekte edilmesi<br />

yöntemidir. Cilt yenileme, lifting, leketedavilerinde, selülit,<br />

bölgesel incelme, saç tedavisindeyaygın olarak kullanılır.<br />

Mezoterapide temel yaklaşım iki çeşittir.İlki;mezoterapiiçin tasarlanmış<br />

milimetrik iğneler ile, cildin orta tabakası içine vitamin,<br />

mineral, leke giderici ve hyaluronik asit gibi su tutucu<br />

ürünler ile aminoasit ve benzeri cilt sıkılaştırıcı ürünlerinçoklu<br />

enjeksiyon yöntemi ile uygulanması yöntemidir. İkincisi ise;<br />

dermapen denilen bir alet yardımıyla yine daha önceden lokal<br />

anestezik krem ile uyuşturulmuş cilt üzerinde milimetrik delikler<br />

açılarak,ürünlerinsteril koşullardacilt üzerine damlatılarakemilmesi<br />

şeklindedir. Cildin daha sık taranmasıve<br />

uygulamanın daha geniş bir yüzeye yayılabilirliği açısından<br />

dermapen uygulaması daha konforlu olmakla birlikte işlem<br />

sonrası ilk birkaç saat yaygın kızarıklık ve hassasiyet istenmeyen<br />

minimal etkileridir.<br />

40<br />

Uzm. Dr. Emel Güney<br />

Tamamlayıcı Tıp/ Akupunktur<br />

Özel ÜMİT HASTANESİ<br />

MEZOTERAPİNİN KULLANIM ALANLARI<br />

Akut ve Kronik Ağrı kontrolü<br />

• Kraniofasiyal nevraljiler<br />

• Trigeminal nevralji<br />

• Arnold nevraljjisi<br />

• Servikobrakial sendrom<br />

• Migren tipi ağrı sendromları<br />

• Diğer pek çok akut/ kronik ağrı<br />

sendromları<br />

Saç hastalıkları<br />

• Saç dökülmeleri<br />

• Alopecia Areata<br />

Estetik Tıp<br />

• Akne tedavisi<br />

• Akne izi tedavisi<br />

• Melazma<br />

• Skar tedavisi<br />

• Zona<br />

• Ksantalezma<br />

• Hiperpigmentasyon<br />

• Anti-aging yüzeyel kırışıklıklar<br />

Fibröz (Bağ) Doku<br />

Patolojieri<br />

• Sellülit (Hidrolipodistrofi)<br />

• Tendinopatiler<br />

• Dupuytren Sendromu<br />

• Bursitler<br />

• Miyozitler<br />

Romatizmal hastalıklar<br />

• Osteoartritler (tüm<br />

bölgeler)<br />

• Palindromik romatizma<br />

• Ankilozan spondilit<br />

• Romatoid antrit<br />

• Akut romatizmalar<br />

Spor yaralanma<br />

ve sakatlıkları<br />

• Tendon yaralanmaları<br />

• Kas yaralanmaları<br />

(ezilme, gerginlik, kısmi yırtık (inop), kas ağrısı)<br />

• Bağ yaralanmaları (zorlanma, eklem burkulmaları, kısmi yırtık<br />

(inop))<br />

• Kemik yaralanmaları (periostit, stres kırıkları op sonrası)<br />

• Kıkırdak lezyonları<br />

• Eklem çevresi doku lezyonları (bursit, kapsülit, sinovial kist)<br />

İç organ kas spazmları (non-spesifik)<br />

Yağ dokusu hastalıkları<br />

• Obezite<br />

• Bölgesel kilo fazlalığı<br />

• Lipom<br />

Damar Hastalıkları<br />

• Varisler<br />

• Flebit<br />

• Lenfödem<br />

• Mikro dolaşım sorunları<br />

• Alt ekstremite dolaşım yetersizliği<br />

Jinekolojik, ürolojik, nörolojik bazı hastalıklar<br />

• Dismenore (ağrılı adet)<br />

• Menapoz semptomları<br />

• Kronik salpenjit<br />

• İmpotans (iktidarsızlık)<br />

• Enüresis (İdrar kaçırma veya yapamama)<br />

• Üriner enfeksiyon<br />

Mide Barsak sistemi ile ilgili hastalıklar<br />

• Disfaji<br />

• Reflü<br />

• Gastro duedonal ülser<br />

• Gastrit<br />

• Kabızlık<br />

Küçük iğne izleri 24 saat içinde tamamen kaybolmaktadır.<br />

İşlem sonrasında makyaj yapılabilir.<br />

Saçlı deri mezoterapisi nedir?<br />

Genel ve erkek tipi saç dökülmesi olan hastalara<br />

saç dökülmesini durdurmak; ayva tüylerini kuvvetlendirip<br />

koyu siyah kıllara dönmesini sağlamak<br />

ve yeni kıl çıkışını uyarmak için yapılan<br />

tedavidir.<br />

Yüz mezoterapisini kimler yaptırabilir?<br />

Yüz mezoterapisi, yaşlanmayı durdurmak ve<br />

yaşlılık belirtilerini gidermek isteyen tüm<br />

hastalar için uygun bir yöntemdir. Özellikle<br />

güneş maruziyeti fazla olan ve sigara<br />

içen hastalarda belli periyodik<br />

aralıklarla yapılan mezoterapi yaşlanma<br />

sürecini anlamlı ölçüde yavaşlatmaktadır.<br />

Selülit ve Bölgesel Zayıflamada<br />

Mezoterapi<br />

Amaç selülit ve bölgesel zayıflama<br />

ise istenilen bölgelere ince<br />

üçlü bir iğne ile ilaç enjekte edilir.<br />

Bu ilaçlar o bölgedeki yağ<br />

bloklarını yıkıp, kan dolaşımının<br />

artmasına neden olduğundan seanslara<br />

düzenli bir şekilde devam<br />

edildiğinde bölgedeki selülitlerde<br />

azalma ve kişinin problemin yoğunluğuna<br />

göre hızlı incelmeve zayıflama meydana gelir.<br />

Kişide genel bir kilo problemi söz konusu olduğunda<br />

mezoterapi ile birlikte diyetverilir.


41


Vazgeçmeyen<br />

bir adamın hikayesi…<br />

Onda ki Azim-Mücadele-Hırs<br />

geldiği<br />

noktanın özeti…<br />

Gösterdiği gelişim ve<br />

duruş herkese örnek<br />

olacak nitelikte…<br />

“<br />

Sezon öncesinde Eskişehirspor<br />

ile idmanlara çıkıyordum. Daha<br />

sonra bir kadronun oluşturulduğunu<br />

ve benim de o kadroda<br />

olmadığımı öğrendim. Ben<br />

de kendime kulüp aramaya<br />

başladım ve İstanbul'un Bayrampaşa<br />

kulübü ile anlaştım.<br />

Transfer yasağı kaldırılamayınca<br />

da lisansımı Eskişehirspor'dan<br />

çıkarttılar ve bende<br />

Eskişehir'e geri döndüm”<br />

diyen Mevlüt Çelik şuan ki yakaladığı<br />

başarılı çizginin sırrını<br />

açıklayarak<br />

“Konsantrasyon ve istemekle<br />

alakalı bir şey diye<br />

düşünüyorum. İstemek çok<br />

önemli. İsteyince başarılı<br />

olmamak için hiç bir<br />

sebep yok. Taraftarlarımızın<br />

bize vermiş olduğunu<br />

özgüveni de<br />

unutmamak lazım” ifadelerini<br />

kullandı.<br />

Tarih 19 Ağustos <strong>2018</strong>… İçeride oynadığımız<br />

Balıkesir maçı… Mevlüt<br />

uzatma dakikalarında İbrahim Halil<br />

Öner’in yerine oyuna girerek ilk kez<br />

taraftarın karşısına çıktı…<br />

Sezon başı gönderilen sonra tekrar<br />

takıma çağırılan Mevlüt asla pes etmemesinin<br />

karşılığını alıyor.


Gündem dergisinin bu ayki konuğu Mevlüt<br />

Çelik…<br />

Sezon başı gözden çıkarılan ancak transfer<br />

tahtası açılmadığı için takıma geri dönen<br />

ve daha sonra formayı kapan Mevlüt son<br />

haftalardaki başarılı performansı ile dikkat<br />

çekiyor. Aslen Samsunlu olan oyuncu Eskişehirspor<br />

forması ile kupa kaldırmak istiyor.<br />

Hedeflerini de açıklayan başarılı defans<br />

oyuncusu sezon sonuna kadar her türlü<br />

mücadeleyi vereceklerini söyledi.<br />

Mevlüt’ün Eskişehirspor’a dönerek tekrar<br />

formayı kapması ve gösterdiği azim her<br />

futbolcuya örnek olacak cinsten…<br />

-Mevlüt Çelik kimdir? Bize biraz kendinden<br />

bahseder misin?<br />

“22 Haziran 1997 Samsun doğumluyum.<br />

Futbola 2008 yılında İlkadım Belediyespor'da<br />

başladım. 6 sezon o takımda oynadım<br />

ve 2014 yılında Eskişehirspor'a<br />

transfer oldum. Ben 2014 yılında eski takımımla<br />

Türkiye Şampiyonasında final oynamıştım.<br />

Eskişehirsporlu hocalar beni<br />

orada görmüşler. Buraya geldim ve ilk olarak<br />

U19 takımında oynadım. 2017 yılında<br />

Mayıs ayında profesyonel oldum. Altınordu<br />

deplasmanı vardı. Takım play off'a kalmayı<br />

garantilediği için altyapı kadrosu İzmir'e<br />

götürülecekti. Mustafa Denizli hocamızın<br />

talebi ile ben ilk profesyonel sözleşmemi<br />

imzaladım. O maçta kadrodaydım ama ne<br />

yazık ki süre alamadım”<br />

-Eskişehirspor'da profesyonel olarak<br />

ilk hangi maçta görev aldın?<br />

“2017 yılında Sergen Yalçın hocamız görevdeyken<br />

Türkiye Kupasında 24 Erzincanspor<br />

ile oynamıştık. Ben ilk kez o<br />

zaman Eskişehirspor forması giydim. Daha<br />

sonra ligin son haftası deplasmanda Adanaspor'u<br />

3-0 yendiğimiz maçta oynadım. O<br />

maçta 90 dakika sahada kalmıştım. Geçtiğimiz<br />

sezonun son maçıydı ve Yılmaz Vural<br />

hocamız beni oynatmıştı”.<br />

-Bu sezon öncesinde sen Eskişehirspor'dan<br />

ayrılıp Bayrampaşa ile anlaşmıştın<br />

ama daha sonra tekrar döndün.<br />

Bizlere o süreçten biraz bahseder<br />

misin?<br />

“Sezon öncesinde Eskişehirspor ile idmanlara<br />

çıkıyordum. Daha sonra bir kadronun<br />

oluşturulduğunu ve benim de o kadroda olmadığımı<br />

öğrendim. Ben de kendime kulüp<br />

Karabük maçında ilk kez 11’de başlayan<br />

başarılı savunma oyuncusu<br />

bir daha formayı sırtından çıkartmadı.<br />

Afjet Afyon maçında cezası<br />

nedeniyle oynayamayan Mevült’ün<br />

eksikliği çok hissedildi.<br />

aramaya başladım ve İstanbul'un Bayrampaşa<br />

kulübü ile anlaştım. Hatta onlarla idmanlara<br />

bile çıktım. Ama Eskişehirspor<br />

başkanı ne olur ne olmaz diye lisansımı<br />

Bayrampaşa'ya vermemişti. Transfer yasağı<br />

kaldırılamayınca da lisansımı Eskişehirspor'dan<br />

çıkarttılar ve bende Eskişehir'e<br />

geri döndüm.”<br />

-Genç oyunculardan kurulu bir ekibiniz<br />

var. Takımdaki ortam nasıl ?..<br />

“Eskişehirspor'da çok iyi bir arkadaşlık ortamı<br />

var. Yıllardır beraber olduğum arkadaşlar<br />

olduğumuz için hiç bir problem yaşamıyoruz.<br />

Sezon öncesinde Bayrampaşa'ya<br />

gitmiştim. Burada öyle bir ortam yoktu.<br />

Futbolcular gruplar halindeydi. Millet birbiri<br />

ile çok muhatap olmuyordu. Eskişehirspor'da<br />

böyle bir durum asla yok. Samimi ve<br />

sıcak bir ortamda bulunuyoruz. Bu zamana<br />

kadar en ufak bir sıkıntı veya aksilik yaşandığını<br />

görmedim.”<br />

-Peki Eskişehirspor'da olup da lisansları<br />

çıkmadığı için oynayamayan futbolcu<br />

ağabeyleriniz var. O isimler ile<br />

aranız nasıl?<br />

“Bugün Eskişehirspor'un genç oyuncuları<br />

olarak bu performansları ortaya koyuyorsak<br />

faktörlerden birisi de şüphesiz onların<br />

bizlere kattıklarıdır. İdmanlarda bizimle<br />

ciddi olarak ilgileniyorlar. Tecrübelerini bizimle<br />

paylaşıyorlar. Fırsat buldukça bizimle<br />

konuşmaya çalışıyorlar. Doğrularımızı ve<br />

yanlışlarımızı bize anlatıyorlar, gösteriyorlar.<br />

Onlardan çok şeyler öğreniyoruz.”<br />

-Fuat Çapa sence nasıl bir çalıştırıcı.<br />

Hocan hakkındaki düşüncelerin<br />

neler?<br />

“Fuat Çapa bence çok iyi bir hoca. Görevini<br />

bırakıp gitmedi. Bizlere sahip çıktı. Lige gelişim<br />

anlamında çok kötü başladık ama şu<br />

an çok daha iyiyiz. Bunlar hep Fuat hocamızın<br />

sayesinde. Topa sahip olamayan bir<br />

takım durumundan, rakibinden daha çok<br />

topa hükmeden bir takım durumuna geldik.<br />

Bunda da en büyük pay hocamıza ve ekibine<br />

ait. İnşallah daha iyi olacağız”<br />

-Bir stoper oyuncusu olarak ligde çok<br />

kaliteli oyunculara karşı mücadele<br />

ediyorsun. Onlara adım attırmamaya<br />

çalışıyorsun. Bu nasıl bir duygu. Bizimle<br />

paylaşır mısın?<br />

“Çok deneyimli santraforlara karşı mücadele<br />

ediyorum. Aralarında İngiltere Premier<br />

Lig'de oynamış oyuncular bile vardı. Konsantrasyon<br />

ve istemekle alakalı bir şey<br />

diye düşünüyorum. İstemek çok önemli. İsteyince<br />

başarılı olmamak için hiç bir sebep<br />

yok. Taraftarlarımızın bize vermiş olduğunu<br />

özgüveni de unutmamak lazım.”<br />

-Rakip takımların size karşı tavrı<br />

nasıl. Sizinle neler konuşuyorlar. Size<br />

karşı bakış açıları nasıl?<br />

“Maçlara çıkarken bizimle konuşuyorlar.<br />

Genç olduğumuz farkındalar. Kötü bir şekilde<br />

yaklaşan olmadı. Bu ligin sempatik takımıyız<br />

diyebilirim. Mücadele başlayınca<br />

sempatik bir takım gidiyor, savaşan bir Eskişehirspor<br />

ortaya çıkıyor. Rakiplerimiz bize<br />

saygı duyuyorlar. Bunu hissediyoruz.”<br />

-Eskişehirspor taraftarının önünde oynamak<br />

nasıl bir duygu. Eskişehirspor<br />

taraftarı hakkındaki düşünceler<br />

neler?<br />

“Benim en büyük hayalim o muazzam taraftarın<br />

önünde oynamaktı. 4 yıldır altyapıda<br />

bu hayali kuruyordum. Hazırlık<br />

maçında oynadım ama resmi bir maçta<br />

dolu tribünler önünde oynamayı düşlüyordum.<br />

Bu hayalimi gerçekleştirdim. Beni çok<br />

etkileyen bir taraftarımız var. Biliyorum ki<br />

böyle bir taraftar yapısı Türkiye'de çok az<br />

kulüpte var. İyi ki varlar. Eskişehirspor'a


sahip çıkıyorlar.”<br />

-Sen Samsunlusun ve sık sık memleketine gidiyorsun.<br />

Samsun'da Eskişehirspor hakkında neler duyuyorsun?<br />

“Benim arkadaşlarımın tamamı benden dolayı Eskişehirspor maçlarını<br />

izliyorlar, takip ediyorlar. Bir arkadaşım bana Spor Toto 1. Lig<br />

maçları izlemem ama Eskişehirspor'un maçlarını kaçırmıyorum dedi.<br />

Taraftarın, takımın farklı oluşu çok hoşuna gitmiş. Çok zevk alarak<br />

takip ediyormuş.”<br />

-Transfer yasağının kalkması zor gözüküyor. Yasağın son<br />

durumu hakkındaki düşüncelerin neler? Sana göre<br />

yasak kalkarsa sizi etkiler mi?<br />

“Biz sezon öncesi kamp yapmadan bu lige başladık. Hazırlıksızdık,<br />

taktiksel olarak çok zayıftık. Şimdi çok gelişmiş durumdayız.<br />

Devre arası kampı ile eksik yerlerimizi de<br />

tamamlayacağız. Her geçen gün daha da deneyim kazanıyoruz.<br />

Ben ikinci devre alacağımız puanlar ile çok<br />

rahat ligde kalacağız diye düşünüyorum.”<br />

-Mevlüt Çelik'in hedefleri nelerdir?<br />

“Kariyerimin henüz çok başındayım. Daha öğrenecek çok şeyim var.<br />

Kendimi daha çok geliştirmek ve daha çok katkı da bulunmak istiyorum.<br />

Eskişehirspor ile şampiyonluk yaşayarak Eskişehirspor forması<br />

ile Süper Lig'de oynamak istiyorum. Daha Türk Milli Takımında<br />

forma giymek istiyorum. İlk hedefim olarak bunları söyleyebilirim.”<br />

-Eskişehir hakkındaki düşüncelerin neler?<br />

“Buraya inanılmaz alıştım. Eskişehir'i<br />

çok seviyor ve beğeniyorum. Başka<br />

kentlerde çok rahat hissedeceğimi<br />

düşünmüyorum.”<br />

-İdol olarak gördüğün bir<br />

futbolcu var mı, bizimle<br />

bu ismi paylaşır<br />

mısın?<br />

“İdolüm Sergio<br />

Ramos diyebilirim.<br />

Yerli<br />

oyuncular<br />

içerisinde<br />

idolüm yok<br />

ancak Serdar<br />

Aziz'i çok<br />

beğeniyorum.<br />

Kısa sürede taraftarın<br />

sevgilisi haline geldi.<br />

O artık takımın en önemli<br />

bir parçası…<br />

Kişiliğiyle ve sahadaki tavırlarıyla<br />

örnek oluyor. Alperen ile birlikte hiç hesapta<br />

olmayan işlere imza atarak<br />

büyük katkı sağladı.<br />

-Son olarak bu röportajı okuyanlara söylemek istediğin<br />

bir şey var mı?<br />

“İyi ki Eskişehirspor'da forma giyiyorum. Bu takımın bir parçası olduğum<br />

için çok mutluyum. Eskişehirspor taraftarı ve camiası kesinlikle<br />

Süper Lig'de olmalı. Eskişehirspor Türk futbolunun<br />

lokomotif kulüplerinden birisi. Ben bu zor günlerin geride kalacağını<br />

düşünüyorum. Bu sene ligde kalalım, önümüzdeki sene çok<br />

daha güçlü bir şekilde kadro kurup şampiyonluğa oynayalım”<br />

44<br />

Mevlüt ve arkadaşları taraftarın gücüyle birlikte sezon<br />

sonunda takımı ligde bırakacaklarına inanıyorlar.


Geçtiğimiz sezon ilk yarıyı 26 puanla kapatan Anadolu<br />

Üniversitesi bu yıl yalnızca 8 puan alabildi. Her<br />

anlamda geçen sezonun gerisinde kalan Mavi Beyazlıların<br />

ligin ikinci yarısı için nasıl bir yol haritası<br />

belirleyeceği ise şimdiden merak konusu oldu…<br />

Düşme Hattının<br />

Hemen Üzerinde<br />

Bölgesel Amatör Lig 6.grupta<br />

mücadele eden ve ilk yarıyı<br />

tamamlayan Anadolu Üniversitesi<br />

bu sezon sevenlerini<br />

çok üzdü. Beklentilerin çok altında<br />

kalan kulüp 3 puan<br />

farkla düşme hattının bir basamak<br />

üzerinde kendine yer<br />

bulabildi.<br />

Kadro Güçlendirildi?<br />

Oysa ki sezon başında belirlenen<br />

hedefler ve transferde<br />

önemi isimlerin kadroya dahil<br />

edilmesi beklentileri yukarıya<br />

çekmiş, Anadolu Üniversitesi’nin<br />

bu yıl şampiyonluk<br />

yarışının içerisinde olması<br />

bekleniyordu. Geçen sezona<br />

göre daha maliyetli bir kadro<br />

ile yola çıkan Anadolu Üniversitesi<br />

buna rağmen<br />

2017-<strong>2018</strong> sezonunun<br />

çok gerisinde<br />

kaldı.<br />

İstatistikler<br />

Ortada<br />

İstatistiklere bakılınca<br />

bu sezon ilk<br />

yarıda yalnızca 8<br />

puan toplayan Anadolu<br />

Üniversitesi<br />

geçen yıl<br />

bu zamanlarda<br />

sadece<br />

10 puanlık<br />

bir<br />

kayıp yaşayarak<br />

toplamda 26 puanla<br />

kendisine 3.sırada yer bulmuştu.<br />

Bu sezon ilk yarısı sonunda<br />

11.sırada düşme<br />

hattının bir basamak üzerinde<br />

yer alan ekip tam anlamıyla<br />

hayal kırıklığı yaşattı.<br />

Acil Çözüm Şart!<br />

Anadolu Üniversitesi’nde bazı<br />

oyuncuların takımdan ayrılmak<br />

istediği gelen haberler<br />

arasında. Bazıları çeşitli kulüpler<br />

ile anlaşma sağladı<br />

bile. Yönetimin bundan sonra<br />

ki süreçte nasıl bir yol haritası<br />

çizeceği ve özellikle<br />

transferde nasıl hamleler<br />

yapacağı merakla bekleniyor.<br />

Bölgesel Amatör<br />

Ligde sezonun ikinci yarısı<br />

20 Ocak’ta başlayacak.<br />

45

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!