marketing europe & anatolia Sayı: 084
marketing europe & anatolia, ekonomi, medya, reklam, iletişim ve pazar alanında aylık olarak yayınlanan bir e-dergidir. marketing europe & anatolia’da reklamcı Nurgül Eryıldır Günay'ın kelebek etkisi yaratan ve Yönetmen Abdullah Ekşioğlu'nun adresini bilen yazılarını okuyabilir, ilgi çekici röportajları, haberleri, reklam kampanyaları künyelerini, kültür – sanat ya da gezi gibi sayfaları da bulabilirsiniz. marketing europe & anatolia Ekşioğlu Medya Grup tarafından yayınlanmaktadır.
marketing europe & anatolia, ekonomi, medya, reklam, iletişim ve pazar alanında aylık olarak yayınlanan bir e-dergidir. marketing europe & anatolia’da reklamcı Nurgül Eryıldır Günay'ın kelebek etkisi yaratan ve Yönetmen Abdullah Ekşioğlu'nun adresini bilen yazılarını okuyabilir, ilgi çekici röportajları, haberleri, reklam kampanyaları künyelerini, kültür – sanat ya da gezi gibi sayfaları da bulabilirsiniz. marketing europe & anatolia Ekşioğlu Medya Grup tarafından yayınlanmaktadır.
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong><br />
Tarih: Nisan 2019 <strong>Sayı</strong>: 84<br />
retorik<br />
Son seçimlerden<br />
ne öğrendim...<br />
kelebeğin fırtınası<br />
Şokella tadında...<br />
Hadi bize ilan<br />
verin...
İçindekiler<br />
<strong>Sayı</strong>: 84 Tarih: Nisan 2019<br />
İmtiyaz Sahibi<br />
Eksantrik Film Prodüksiyon<br />
P.K.: 112 34725 Fenerbahçe - İstanbul - Tr.<br />
Genel Yayın Yönetmeni ve<br />
Sorumlu Yazı İşler Müdürü<br />
Elvin Ekşioğlu<br />
e-mail: elvineksioglu@gmail.com<br />
Haber ve Fotoğraflar<br />
Agency Europe & Anatolia<br />
http://aea.eksantrik.com<br />
aeanews@gmail.com<br />
Katkıda Bulunanlar<br />
Nurgül Eryıldır Günay<br />
Ali Erdem Ekşioğlu<br />
Seval Duban<br />
Kübra Nebioğlu<br />
Yusuf Yener Günay<br />
Danışman<br />
Abdullah Ekşioğlu<br />
İlan Rezervasyon<br />
Ayşe Yılmaz<br />
Yayın Türü<br />
Süreli Yayın<br />
<strong>marketing</strong><br />
<strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong><br />
Kısa Kısa 04 - 07<br />
Teknoloji 10 - 11<br />
retorik 13<br />
Medya Dünyası 14 - 15<br />
Röportaj 16 - 19<br />
kelebeğin fırtanası 21<br />
Reklam dünyası 22 - 23<br />
Yönetim Yeri<br />
Agency Europe & Anatolia<br />
e-mail: meadergi@gmail.com<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong><br />
Agency Europe & Anatolia tarafından<br />
Süreli yayınlanan bir e-dergidir.<br />
Bu yayının tüm hakları Eksantrik Film<br />
Prodüksiyon’a aittir. Tamamı ya da bir<br />
bölümü yayıncısının izni olmaksızın<br />
çoğaltılamaz ve yayınlanamaz.<br />
Tüm ilanların sorumluluğu firmalara,<br />
makalelerdeki görüşler ve hukuki<br />
sorumluluk yazarlara aittir.<br />
Bu derginin yayınlanma sürecinde<br />
hiçbir ağaç zarar görmemiştir.<br />
http://www.meadergi.com<br />
mobil: http://m.meadergi.com<br />
http://www.facebook.com/meadergi<br />
instagram: meadergi<br />
https://twitter.com/meadergi<br />
Röportaj 24 - 26<br />
Kampanyalar 29 - 37<br />
Gezi 38 - 45<br />
Game On 46 - 47<br />
Bir Ekşioğlu Medya Grup kuruluşudur.<br />
Kültür Sanat 48 - 49<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 1
Köşe<br />
Elvin Ekşioğlu / elvin@eksantrik.com<br />
( editörden<br />
)<br />
Hadi bize ilan verin...<br />
Merhaba<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>'nın yeni sayısını yine titiz bir çalışmayla<br />
hazırladık. Yayın hayatına başladığımız ilk günden bu yana her fırsatta dile<br />
getirdiğimiz, hiçbir cemaate hizmet etmeyen, aldığı ilan kadar basılmayan,<br />
paylaştıkça çoğalan, tam bağımsız, tarafsız sadece ve sadece doğru<br />
bildiğini yazan bir dergi olma sözümüzün sadece sözde olmadığını<br />
çıkardığımız her sayımızda siz değerli okuyucularımıza ispat ettiğimizi<br />
düşünüyorum.<br />
Dergimizin aylık okuyucuları hızla artıyor. Her biri bizim için çok değerli.<br />
Medya planlarınıza bizim dergimizi de dahil edip, temsilcisi olduğunuz<br />
müşterilerinizin ilanlarıyla bizi bu yürüyüşümüzde desteklemenizi,<br />
dergimizi bizim dergimiz olarak değil kendi derginiz olarak paylaşmanızı,<br />
yaygınlaştırmanızı diliyorum.<br />
Sevgiyle kalın.<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 3
Kısa Kısa<br />
Digital Age Summit 2019...<br />
Vakıfbank ana sponsorluğunda bu yıl 13. kez<br />
gerçekleşecek olan Digital Age Summit bir kez<br />
daha dijital dünyanın en yaratıcı isimlerinin fikirlerine<br />
ev sahipliği yapacak. Etkinlik yapay zekâdan<br />
nesnelerin internetine kullanıcı deneyiminden<br />
algoritmalara kadar birçok önemli konu ve<br />
yıldız ismi katılımcıları ile buluşturacak. 16 Nisan<br />
2019 tarihinde UNIQ İstanbul’da, “Future For<br />
All” temasıyla gerçekleşecek olan etkinlik bu yıl<br />
“Design Thinking for Blockchains” isimli çok özel<br />
bir workshop’a da ev sahipliği yapacak. 16 Nisan 2019<br />
Tarihinde “Future For All” Temasıyla Gerçekleşecek Olan<br />
Digital Age Summit Bu Yıl “Design Thinking For Blockchains”<br />
İsimli Kapsamlı Bir Blockchain Workshop’una Ev<br />
Sahipliği Yapacak.<br />
Blockchain alanında güçlü bir temel, yaratıcı bir vizyon ve<br />
pratik beceriler kazanmak ister misiniz?<br />
Blockchainde yatırım platformu geliştirme konusunda faaliyet<br />
gösteren Patara Labs Kurucu Üyeleri Engin Erdoğan<br />
ve Burak Arıkan tarafından verilecek workshop, blockchain<br />
teknolojisinin temellerini anlamak ve açtığı yeni<br />
fırsat alanlarını keşfetmek isteyenler için düzenlenecek.<br />
Bir günlük atölye çalışması şeklinde gerçekleşecek workshop,<br />
katılımcılarına blockchain alanında güçlü bir temel,<br />
yaratıcı bir vizyon ve pratik beceriler kazandıracak. Workshop<br />
kapsamında “Bitcoin teknolojisi tam olarak nasıl<br />
çalışıyor?”, “Akıllı sözleşmeler, dijital para alışverişinin<br />
ötesinde yeni nesil uygulamalara nasıl imkan veriyor?”,<br />
“Merkezi sistemlerin hakimiyetini kaybedeceği bir dünyada<br />
yeni fırsatları keşfetmek için nasıl yaratıcı düşünebilir<br />
ve yeni kripto-projeleri geliştirebiliriz?” sorularına cevaplar<br />
verilecek.<br />
Kimyada İhracatın Yıldızları...<br />
sahibi olan kimya sektörü, 2018 yılında 17,4 milyar dolar<br />
İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları<br />
Birliği (İKMİB)’in, her yıl kimya sektöründeki üye firmalarını<br />
ihracattaki başarılarından dolayı onurlandırmak ve teşvik<br />
etmek amacıyla düzenlediği geleneksel “İKMİB İhracatın<br />
Yıldızları Ödül Töreni”nin dördüncüsü İstanbul’da<br />
gerçekleştirildi. 2018 İKMİB İhracatın Yıldızları Ödül<br />
Töreni’nde 28 kategoride ilk 3’e giren toplam 84 firma<br />
ödüllendirildi.Geçtiğimiz yıl 168,1 milyar dolar ile Cumhuriyet<br />
tarihinin ihracat rekorunun kırılmasında büyük pay<br />
ihracat gerçekleştirdi. İKMİB, Türkiye’nin ihracata dayalı<br />
büyüme stratejisinin önemli aktörlerinden biri olan kimya<br />
sektöründe, 2018 yılında en fazla ihracat gerçekleştiren<br />
sektör temsilcilerini ödüllendirdi. Bu yıl dördüncüsü düzenlenen<br />
2018 İKMİB İhracatın Yıldızları Ödül Töreni’nde,<br />
kimyanın alt sektör ve ürün gruplarında toplam 28 kategoride<br />
84 ödül sahibini buldu.<br />
İKMİB Yönetim Kurulu Başkanı Adil Pelister’in ev<br />
sahipliğinde Raffles İstanbul Zorlu Center’da düzenlenen<br />
ödül törenine; Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı<br />
İsmail Gülle, İstanbul Maden ve Metaller İhracatçı Birlikleri<br />
(İMMİB) Genel Sekreteri S. Armağan Vurdu, STK ve<br />
Dernek Başkanları, İKMİB Yönetim Kurulu Üyeleri ve sektör<br />
firmalarının temsilcileri katıldı.<br />
Kimya sanayi, Türkiye’nin lokomotif sanayi alanlarına<br />
önemli girdiler sağlayan 16 alt sektörü ile öne çıkıyor.<br />
Plastikten kozmetiğe, ilaçtan kauçuğa, medikalden boyaya<br />
kadar kimyanın farklı alt sektörlerindeki yaklaşık 7 bin<br />
ihracatçı firmayı temsil eden İKMİB, başarılı firmaları ödüllendirdi.<br />
4 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>
Kısa Kısa<br />
Nielsen’den, Smartstore...<br />
Nielsen, şimdi perakendecilerin ve üreticilerin daha taktıkları<br />
hızlı, daha doğru ve alışverişçiyi merkeze alan kararlar özel immersive<br />
almalarına yardımcı olmak üzere benzersiz bir içgörü<br />
çözümü geliştirdi: Smartstore. Smartstore; perakendecilerin<br />
3D sanal<br />
ve üreticilerin, alışverişçilerin farklı mağaza ti-<br />
plerinde yeni ürünlere, farklı raf ve reyon dizilimlerine,<br />
poster, raf etiketi, ek teşhir gibi mağaza içi uygulamalara<br />
gerçeklik<br />
gözlüğü<br />
sayesinde<br />
alışveriş sırasında nasıl tepki göstereceğini test ederek<br />
değerlendirmelerini sağlıyor. Aynı zamanda alışveriş<br />
3<br />
ve<br />
boyutlu<br />
360<br />
atmosferini ve deneyimini bire bir yaşatan bir ortamda,<br />
ürün ve uygulamalarını pazara sunmadan optimize etmelerine<br />
de yardımcı oluyor.<br />
Nielsen Türkiye Genel Müdürü Didem Şekerel Erdoğan<br />
“Mağazaların 3 boyutlu ve içinde 360 derece gezilebilir bire<br />
bir simülasyonunu yaratan bu yaratıcı çözüm, alışverişçi<br />
araştırmalarını da kökünden değiştiriyor. Smartstore,<br />
bugüne kadar bilgisayar monitörleri yardımıyla sunulan<br />
ve görsel bir deneyimin ötesine geçmeyen virtual reality<br />
(sanal gerçeklik) ortamının çok ötesinde bir ‘sarmalayan<br />
sanal gerçeklik’ (immersive reality) ortamı sunuyor. Smartstore<br />
uygulamasında, araştırmaya katılan alışverişçiler<br />
derece<br />
gezilebilir<br />
bir market simülasyonu içinde serbestçe dolaşabiliyor,<br />
ürünlerle ve market içi uygulamalarla etkileşime geçebiliyor<br />
ve alışveriş yapabiliyor. Alışverişçiler, tamamen<br />
3 boyutlu dijital bir dünya ile sarmalanıyor ve kendilerini<br />
bu dünyanın bir parçasıymış gibi hissediyorlar. Firmalar,<br />
bu gelişmiş sanal ortamda gerçekleştirecekleri deneme<br />
ve testlerle, ürün ve market içi uygulama fikirlerini<br />
mükemmelleştirebiliyor, olası hataları önceden görerek<br />
riski minimuma indiriyor; maliyet ve zaman avantajı elde<br />
ediyor.” dedi.<br />
ICSG İstanbul 2019...<br />
Enerjinin dev organizasyonu 7. Uluslararası İstanbul Akıllı<br />
Şebekeler ve Şehirler Kongre ve Fuarı’nın (ICSG İstanbul<br />
2019) tanıtımı yapıldı.<br />
25-26 Nisan tarihlerinde Haliç Kongre Merkezi’nde<br />
gerçekleşecek olan ICSG İstanbul 2019 Kongre ve<br />
Fuarının ikinci yürütme kurulu toplantısı fuarın stratejik<br />
partnerliğini üstlenen Enerji Verimliliği Derneği’nde<br />
(ENVER) yapıldı. 25 Mart Salı günü gerçekleşen ve<br />
moderatörlüğünü ENVER Yönetim Kurulu Üyesi Bülent<br />
Şen’in yaptığı toplantıya ICSG İstanbul 2019 Yürütme Kurulu<br />
Başkanı Prof. Matthias Finger’ın yanı sıra TÜSİAV,<br />
ELDER, ENERJİSA, LUNA, ABB, YTÜ, Gazi Üniversitesi,<br />
Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi gibi kurum ve<br />
kuruluşların temsilcileri katıldı. Toplantıda yurt içinden ve<br />
yurt dışından enerji sektörünün paydaşlarını ağırlayacak<br />
olan ICSG İstanbul 2019’un kongre programı açıklanırken<br />
aynı zamanda fuara dair önemli detaylar paylaşıldı.<br />
ICSG İstanbul 2019 Sayisiz Firsatlar Sunacak<br />
Geleceğin akıllı şebekeleri ve şehirlerine yön verecek<br />
tüm konuların ele alınacağı, sektörün global buluşma<br />
noktası ICSG İstanbul 2019 Yürütme Kurulu toplantısında<br />
Yürütme Kurulu<br />
Başkanı Prof. Matthias<br />
Finger, ICSG<br />
İstanbul 2019’da<br />
altyapılarda<br />
verimliliği artırmak<br />
için sayısız ve<br />
benzersiz fırsatlar<br />
sunulacağına bir<br />
kez daha değindi.<br />
ICSG İstanbul<br />
2019 ile gelişmekte<br />
olan tüm ülkeler için fikirlerin faydaya dönüşmesine<br />
öncülük etmek istediklerini bildiren Finger ICSG İstanbul<br />
2019’da geleneksel altyapı sınırlarının aşılacağını yeni ve<br />
farklı hizmetlerin bir araya geleceği bir Kongre ve Fuara<br />
tanıklık edileceğini ifade etti. Hızla değişen teknolojileri,<br />
ekonomik fırsatları ve toplum ihtiyaçlarının göz önünde<br />
tutarak organize edilen ICSG İstanbul 2019’un bir parçası<br />
olmaktan ve enerji devlerini bir araya getirmekten memnuniyet<br />
duyduğunu Yürütme Kurulu üyeleri ile paylaştı.<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 5
Kısa Kısa<br />
Henkel 2018 Mali Yılı...<br />
Henkel güçlü bir kazanç,<br />
karlılık ve nakit akışı ile iyi<br />
bir organik satış büyümesi<br />
gerçekleştirdi.<br />
Hans Van Bylen sözlerini, “2020 ve sonrası için geçerli<br />
olan stratejik önceliklerimizin uygulanmasında kayda<br />
değer bir ilerleme kaydettik. Önemli stratejik girişimlerimizi<br />
başarıyla hayata geçirdik ve rekabet gücümüzü daha da<br />
Henkel CEO’su Hans geliştirdik. Özellikle tüketici iş birimlerimizdeki ek büyüme<br />
Van Bylen “2018’de Henkel<br />
için karlı bir büyüme<br />
gerçekleştirmeye devam<br />
olanaklarından faydalanabilmek ve şirketimizin dijital<br />
dönüşümüne daha fazla ivme kazandırmak için Ocak<br />
ayında, 2019 ve sonrası için yatırımları yıllık 300 milyon<br />
ettik. Yeni seviyelere Euro civarında artıracağımızı açıkladık. Orta-uzun vadeli<br />
çıkan kazanç ve karlılık<br />
ile iyi bir organik büyüme gerçekleştirdik. Nakit akışını<br />
kayda değer ölçüde artırdık. Aynı zamanda, ciddi negatif<br />
kur etkileri ve direkt malzeme fiyatlarındaki artış ile karşı<br />
karşıya kaldık. İş performansındaki genel ilerleme bir kez<br />
daha cazip piyasa ve kategorilerde lider konumlarda bulunan<br />
başarılı markalarımız ve yenilikçi teknolojilerimiz<br />
öncülüğünde gerçekleşti. Karlı büyümemiz endüstriyel ve<br />
tüketici iş birimlerimizde gerçekleşen satın almaların katkısı<br />
ile desteklendi. Güçlü masraf disiplinimizi koruduk ve<br />
verimliliğimizi sürekli olarak geliştirdik.” şeklinde konuştu.<br />
mali hedefimiz, sürdürülebilir karlı bir büyüme ve kazanç<br />
için olan kararlılığımıza vurgu yapmaktadır.” şeklinde<br />
sürdürdü.<br />
Henkel, 2019 ve sonrası için artan büyüme yatırımlarını<br />
yansıtacak şekilde, bu mali yılda yüzde 2 ila 4 arasında<br />
bir organik satış büyümesi öngörmektedir. Henkel, faiz ve<br />
vergi öncesi kar (EBIT) marjı için yüzde 16 ila 17 arasında<br />
bir oran öngörürken, hisse başına karlılıktaki (EPS) gelişim<br />
için ise sabit kurlarda geçen yılın seviyesinden az olacak<br />
şekilde tek haneli yüzde oranın orta seviyelerinde (yüzde<br />
4-6) bir beklentiye sahip olduklarını belirttiler.<br />
Atama...<br />
Türkiye İş Bankası Yönetim<br />
Kurulu; Yönetim Kurulu<br />
Başkanlığına Füsun<br />
Tümsavaş’ı, Yönetim Kurulu<br />
Başkan Vekilliğine Ertuğrul<br />
Bozgedik’i seçti. Tümsavaş,<br />
Banka’nın ilk kadın Yönetim<br />
Kurulu Başkanı oldu.<br />
İlk kadın çalışanı 1924<br />
yılında kuruluşunun hemen ardından göreve başlayan<br />
bankanın, ilk kadın müdürü ise 1953 yılında Nişantaşı<br />
Şubesi Müdürlüğü’ne atanan İclal Rıza Ersin’di. Bugün<br />
12 binin üzerindeki kadın çalışanıyla Türkiye’de en fazla<br />
kadın istihdam eden kurumların başında gelen İş<br />
Bankası’nda, kadın çalışanlar toplam çalışanlar içinde<br />
yüzde 56’lık bir orana sahip. Tüm yöneticiler içerisinde<br />
kadınların oranı da yüzde 40’ın üzerinde. Tümsavaş’ın<br />
yanı sıra Feray Demir’in de Yönetim Kurulu Üyeleri<br />
arasında bulunduğu İş Bankası’nın İcra Kurulu’nda da<br />
Genel Müdür Yardımcıları Senar Akkuş, Ebru Özşuca<br />
ve Gamze Yalçın görev alıyor.<br />
Atama...<br />
Canon, Eurasia Bölgesi’ndeki<br />
yapılanmasında görev değişikliklerine<br />
devam ediyor. Bu<br />
kapsamda, Bayi ve Distribütör<br />
Kanalı Satış Müdürü Korhan<br />
Özuslu, Canon Eurasia<br />
Bölgesi B2B Uzman Satış &<br />
Pazarlama Müdürü görevini<br />
üstlenecek.<br />
Korhan Özuslu, Işık Üniversitesi<br />
Bilgisayar Mühendisliği<br />
Bölümü’nü 2002 yılında tamamladı.<br />
Profesyonel iş hayatına<br />
2005 yılında başlayan<br />
Özuslu, kariyeri boyunca Beko, Arçelik gibi sektöründe<br />
lider firmalarda farklı satış ve pazarlama pozisyonlarında<br />
çalıştı. Özuslu, 2011 yılından beri Canon Eurasia<br />
Bölgesi’nde başarılı çalışmalara imza atıyor.<br />
6 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>
Kısa Kısa<br />
Parlak Bi’ Fikir...<br />
Zorlu Holding, inovatif ve teknolojik yeniliklerden beslenen<br />
daha iyi bir gelecek hayalini gerçeğe dönüştürmek<br />
üzere hayata geçirdiği Akıllı Hayat 2030 sürdürülebilirlik<br />
vizyonu çerçevesinde, çalışanlarına yönelik yeni bir projeye<br />
daha hayat verdi.<br />
Bu kapsamda; Zorlu Holding’in kurumsal girişimcilik<br />
projesi Parlak Bi’Fikir, Levent 199’da düzenlenen lansman<br />
toplantısıyla başlatıldı. Toplantıya Zorlu Holding<br />
CEO’su Ömer Yüngül, Zorlu Holding CFO’su ve<br />
Sürdürülebilirlik Komitesi Başkanı Cem Köksal,<br />
Vestel Ventures Genel Müdürü Metin<br />
Salt, Zorlu Holding İnsan Kaynakları Direktörü<br />
Zülal Öztürk Kaya ve Hukuk Direktörü<br />
Aydın Temel’in yanı sıra Zorlu Holding’in<br />
İstanbul’daki çok sayıda çalışanı katıldı. Zorlu<br />
Grubu’nun Türkiye’nin farklı şehirlerindeki<br />
çalışanları da webinar aracılığı ile toplantıya<br />
katılarak sorularıyla bu heyecana ortak oldu.<br />
Zorlu Holding CEO’su Ömer Yüngül; “Bu<br />
proje Zorlu Grubu’nun sürdürülebilirliğine<br />
önemli katkılar sağlayacak.”<br />
Akıllı Hayat 2030 ile kurumsal sürdürebilirliğe<br />
odaklı bir dönüşümü hayata geçirdiklerini dile getiren<br />
Zorlu Holding CEO’su Ömer Yüngül; “Bu dönüşümü ancak<br />
inovasyonu harekete geçirecek bir iş kültürü yaratarak<br />
gerçekleştirebileceğimize inanıyoruz. Bu kapsamda<br />
kurum içi girişimcilik projemiz “Parlak Bi’ Fikir” bu alanda<br />
bizim sürükleyici gücümüz olacak. Zorlu Grubu’nun<br />
sürdürülebilirliğine önemli katkılar sağlayacak” dedi.<br />
Atama...<br />
Honor, HUAWEI Grubundan güçlü<br />
bir ismi kadrosuna kattı. Son<br />
görevinde Malezya pazarından<br />
sorumlu olan Kevin Kong başarılı<br />
kariyerinin ardından HONOR’un<br />
Türkiye’deki büyüme stratejisine<br />
öncülük edecek.<br />
Teknolojiyi, modaya ve gençlerin<br />
ihtiyaçlarına adapte eden vizyoner<br />
ürünlerin yaratıcısı HONOR, Şubat 2019 itibariyle<br />
Türkiye Başkanı olarak Kevin Kong’u atadı. Honor’un iş<br />
yönetimi ve büyüme operasyonuna liderlik yapacak olan<br />
Kong, daha önce Malezya pazarında yöneticilik pozisyonlarında<br />
bulundu.<br />
Honor Türkiye’deki görevinden önce HUAWEI Grubunda<br />
uzun yıllar çeşitli pozisyonlarda çalışan Kevin Kong,<br />
2014-2018 yılları arasında Malezya’da iş geliştirme ve<br />
müşteri grubu operasyonlarından sorumlu oldu aynı zamanda<br />
şirketin operasyon ve yönetim hedeflerini üstlenerek<br />
ülkede başarılı çalışmalara imza attı. Kong, 2010-<br />
2014 yılları arasında Avusturalya’da HUAWEI Kıdemli<br />
Marka Yöneticisi olarak görev aldı.<br />
İşbirliği...<br />
Türkiye pazarına<br />
güçlü bir giriş yapan,<br />
global robot süpürge<br />
pazarının öncüsü<br />
iRobot, stratejik<br />
iletişim danışmanlığı<br />
konusunda Feveran İletişim ile anlaştı. Global robot<br />
süpürge pazarında öncü firma olup, insanların ev ve<br />
ev dışında kendilerine daha çok vakit ayırabilmeleri<br />
için robot süpürgeler tasarlayan iRobot, stratejik iletişim<br />
danışmanlığı konusunda yeni nesil yaratıcı iletişim<br />
ajansı Feveran İletişim ile el sıkıştı.2002 yılında Roomba<br />
Robot süpürgeyi yaratarak, akıllı temizlik robotları<br />
kategorisinde öncü firma olan iRobot, dünyada 25 milyondan<br />
fazla robot süpürge satışı gerçekleştirdi. Roomba<br />
robot süpürge ve Braava paspas robotları ailesi de dahil<br />
olmak üzere iRobot’un ürün yelpazesi, patentli teknolojiler<br />
ile temizlik, haritalama ve navigasyonda ileri özellikleriyle<br />
ön plana çıkıyor. iRobot’un mühendisleri her<br />
evi bir akıllı eve dönüştürmek için robotlar ve teknolojilerden<br />
oluşan bir ekosistem inşa etmeye devam ediyor.<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 7
Teknoloji<br />
Ford yeni araçları...<br />
Ford, Hollanda’nın Amsterdam kentinde “Go Further”<br />
etkinliğinde tanıttığı yeni elektrikli araçlar, bağlantılı<br />
hizmetler ve stratejik ortaklıklar ile Avrupa genelindeki ticari<br />
araç müşterilerine daha fazla verimlilik sağlayacak.<br />
Ford bu yılın sonlarından itibaren Avrupalı işletmeleri<br />
desteklemeye başlayacak ticari araç çözümlerinin ana<br />
hatlarını bugünden çizdi:<br />
•2021’de pazara sürülmesi beklenen yeni tamamen elektrikli<br />
Ford Transit tanıtıldı.*<br />
•2019 sonlarından itibaren Avrupa’da satışa sunulacak olan<br />
yeni sekiz kişilik Tourneo Custom Plug-In Hybrid açıklandı.**<br />
•Ticari araç kullanıcıları için gerçek zamanlı veriyle desteklenen<br />
kullanıma-dayalı bir bakım sistemi ile yüzde 100 çalışma<br />
süresini hedefleyen yeni bir bakım girişimi duyuruldu.<br />
•Küçük firmalara ve işletme sahiplerine verimliliklerini en üst<br />
düzeye çıkarmada destek olmak için özel olarak tasarlanan<br />
ve bu yılın sonlarında devreye alınacak olan yeni FordPass<br />
Pro uygulamasının ön tanıtımı yapıldı..<br />
•Avrupa’daki ticari araç dönüşümüne yönelik olarak<br />
Avrupa’da 100 noktaya ulaşan genişletilmiş Nitelikli Araç<br />
Dönüşüm (Qualified Vehicle Modifier-QVM) programı duyuruldu<br />
ve sayının 2020’ye kadar iki katına çıkarılacağı<br />
açıklandı.<br />
Ford Avrupa Ticari Araçlar Genel Müdürü Hans Schep, “Ticari<br />
müşteriler, bağlantılı bir iş ortamı üzerine inşa edilen<br />
daha akıllı ve daha entegre çözümlere ihtiyaç duyuyor. Ford,<br />
yüksek yakıt verimliliğine sahip ve elektrikli güç aktarma<br />
organı seçenekleriyle dayanıklı ve kullanışlı araçlar sunuyor.<br />
Ford’un filo yönetimine yardımcı olacak akıllı ticari araç<br />
çözümleri sunan ve böylece müşterilerinin işlerini daha iyi<br />
yapmalarını sağlayan entegre modemi oyunun kurallarını<br />
yeniden yazan bir çözüm özelliği taşıyor” diye konuştu.<br />
Acer P8800 Projektör...<br />
koyu; açık tonlar ise parlak biçimde görülüyor. Piksel<br />
yoğunluğunun analiz edilmesi ve güçlendirilmesiyle<br />
4K olmayan film veya videoyu da 4K’ya yakın kaliteye<br />
yükselten P8800, size vazgeçemeyeceğiniz<br />
keyifli bir dünya sunuyor.<br />
HDR ve Rec. 2020 uyumluluğu sayesinde<br />
genişletilmiş kontrast oranı ve renk paleti ile daha<br />
gerçekçi ve daha doğal görüntüler sunan Acer<br />
P8800, AcuMotion teknolojisi sayesinde hızlı<br />
hareket eden nesnelerin ekranda zıplarken dahi<br />
ayrıntılı bir görünümünü size sunuyor. En son<br />
HDR özelliklerinde tanımlanan Rec. 2020 teknolojisi,<br />
Acer, yeni projektörü P8800’ü satışa sunduğunu duyurdu.<br />
Acer’ın 4K çözünürlük ve 5000 lümen parlaklık sunan<br />
P8800 projektörü çok yönlü kullanım özelliği, gün ışığında<br />
ve geniş alanlarda keskin ve net görüntüler sağlamasıyla<br />
dikkat çekiyor. Acer P8800 ile eşsiz bir 4K deneyimini sunarken<br />
5000 lümen parlaklıkla gün ışığında veya kapalı<br />
mekanlarda uzak mesafeden görüntüleri net bir şekilde görmenizi<br />
sağlıyor. 1.200.000:1 kontrast oranı ile görüntüleri<br />
olağanüstü canlılıkta yansıtan cihaz ile siyahlar son derece<br />
yeşilin farklı yeni tonlarını yeniden üreterek ve<br />
çeşitli mavi ve kırmızı renklerde iyileştirmeler sunuyor. Sinema<br />
benzeri renk doğruluğu sunan üründe renkler, Rec. 7091<br />
renk standardıyla gerçeğe en yakın düzeyde doğruluk elde<br />
edecek şekilde kalibre edilmiştir. P8 Serisinde bulunan DI-<br />
COM özelliği (Tıpta Dijital Görüntüleme ve İletişim), röntgen<br />
veya bilgisayarlı tomografi gibi yaygın olarak tıp alanında<br />
kullanılan görüntüleri simüle etmeye yarayan bir mod olarak<br />
da dikkat çekiyor.<br />
10 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>
Teknoloji<br />
HONOR 8C, Türk Telekom’da...<br />
Teknolojiyi, modaya ve gençlerin ihtiyaçlarına adapte eden<br />
vizyoner ürünlerin yaratıcısı HONOR, yeni cep telefonu<br />
modeli Honor 8C ilk kez Türk Telekom fırsatlarıyla tüketiciyle<br />
buluşturuyor. HONOR’un Türkiye’de bir operatör ile<br />
gerçekleştirdiği ilk iş ortaklığının sonucunda tüketicilerle<br />
buluşan HONOR 8C, 6,26 inç FullView ekranı, 4000 mAh<br />
pili, yapay zekalı çift kamerası ve Göz Rahatlığı moduyla<br />
Türk Telekom mağazalarında peşin fiyatına 12 ay taksit ile<br />
1.799 TL’ye satışa sunuluyor.<br />
Teknolojiyi, modaya ve gençlerin ihtiyaçlarına adapte eden<br />
vizyoner ürünlerin yaratıcısı HONOR, Türk Telekom ile<br />
yaptığı işbirliği çerçevesinde yeni cep telefonu modeli Honor<br />
8C’yi Türk tüketicilerle buluşturuyor. Honor 8C, tarifeye ek<br />
uygun taksitlerle satın alınabilecek. İsteyenler telefonu aylık<br />
149 TL taksitle 12 ay vade farkı olmadan da satın alabilecek.<br />
Honor 8C’nin Türk Telekom mağazalarında satışa sunulması<br />
ile ilgili olarak açıklama yapan Honor Türkiye Başkanı Kevin<br />
Kong, “Türk tüketicisine farklı kanallardan da ulaştığımız<br />
için çok mutluyuz. Türk Telekom mağazalarında Honor 8C<br />
satıyor olmak bizim için önemli bir adım. İşbirliğimiz önümüzdeki<br />
günlerde artarak devam edeceğini söylemek isterim”<br />
dedi.<br />
Honor 8C, 6.26 inç<br />
19:9 oranına sahip<br />
FullView<br />
ekranı,<br />
kedi gözü tasarımı,<br />
göz<br />
yormayan<br />
ve TÜV Rheinland<br />
onaylı Göz<br />
Rahatlığı teknolojisi,<br />
13+2 MP dual<br />
arka<br />
kamerası<br />
ve ikinci LED flaş<br />
destekli 8 MP<br />
özçekim kamerası<br />
ile dikkat çeken bir<br />
ürün. Yüz ile kilit<br />
açma fonksiyonuna ek olarak parmak izi okuyucu da bulunan<br />
Honor 8C, kullanıcıların güvenlik ihtiyaçlarını fazlasıyla<br />
karşılıyor. Mavi ve Siyah renk seçeneklerine sahip Honor<br />
8C, uygun fiyat seçeneği ile Türk Telekom mağazalarında<br />
tüketicilerle buluşuyor.<br />
Paşabahçe Göbeklitepe Ürünleri...<br />
Paşabahçe Mağazaları, 12 bin yıllık geçmişe sahip olan ve<br />
her yıl milyonlarca turiste kapılarını açan Göbeklitepe’deki<br />
dünyanın en eski tapınağı olarak bilinen ve hayvan figürlü<br />
‘T’ biçimli dikili taşlardan esinlenerek tasarlanan Göbeklitepe<br />
objeyi tarih severlerle buluşturuyor.<br />
2011 yılında UNESCO tarafından Dünya Mirası Geçici<br />
Listesi’ne dahil edilen, 2018 yılında ise Dünya Mirası olarak<br />
tescil edilen Göbeklitepe, arkeolojik alanı konumu, boyutları,<br />
tarihlendirilmesi ve yapılarının anıtsallığı ile Neolitik dönem<br />
için eşsiz bir kutsal alan olarak kabul edilmesinin ardından<br />
2019 yılı Göbeklitepe yılı ilan edildi.<br />
Neolitik Çağ’a ait, üzerinde işlenmiş hayvan rölyefleri ve<br />
soyut sembollerin olduğu ‘T’ biçimli dikili taşlardan esinlenen<br />
Paşabahçe Mağazaları Göbeklitepe objesini tarih ve sanatseverlerin<br />
beğenisine sundu. Objede, T biçimindeki sütunlarda<br />
görülen el ve kol tasvirleri, sütunların stilize edilmiş<br />
insan formları olduğunu ortaya koyuyor.<br />
Şanlıurfa kent merkezinin 18 kilometre kuzeydoğusunda,<br />
Örencik Köyü yakınlarında bulunan Göbeklitepe Arkeolojik<br />
Alanı, 1963 yılında İstanbul ve Chicago Üniversiteleri’nin<br />
ortaklığıyla gerçekleştirilen bir yüzey araştırması sırasında<br />
keşfedildi ve alanın gerçek değeri, 1994 yılından sonra<br />
başlatılan kazı çalışmaları ile ortaya çıkmaya başladı. Bu<br />
çalışmalar sonrasında, Göbeklitepe’nin 12 bin yıl öncesine<br />
uzanan bir kült merkezi olduğu anlaşıldı.<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 11
Köşe<br />
Abdullah Ekşioğlu / eksioglu70@gmail.com<br />
(retorik<br />
)<br />
Son seçimlerden ne öğrendim...<br />
Bundan önce de bu köşedeki yazılarımda seçim öncesi<br />
kullanılan kutuplaştırıcı dile dikkat çekerek, seçimlerden<br />
sonra da birlikte yaşama iradesini ortaya koyan halkın<br />
bu kutuplaştırıcı dile itibar etmemesini söylemiştim.<br />
Bazı partiler ve adaylar kendi seçmenlerini konsolide<br />
etmek için bu kutuplaştırıcı dili tercih ettiler, bazı aday<br />
ya da partilerse daha sorumlu bir tavır sergileyerek<br />
daha ılımlı ve birleştirici bir dil kullandılar. Tabii ki hangi<br />
dili kullanacağı aday ya da partinin kendi tercihidir.<br />
Seçimlerde olumlu ya da olumsuz karşılığıyla tercihinin<br />
bedelini ödemek de tercih hakkının getirdiği doğal<br />
sorumluluktur.<br />
Seçimleri geride bıraktığımız şu günlerde yine bazı<br />
partiler ve siyasiler kutuplaştırıcı dili terk etmemiş<br />
görünüyor. Oysa önümüzde uzun bir süre yeni bir seçim<br />
görünmüyor. Ancak bu partiler göreceli başarısızlığın<br />
partileri içerisinde bir çözülmeye neden olmasından<br />
duydukları kaygı gereği, düşmanlık, nefret ve gerilim<br />
siyasetine devam etmeyi tercih ediyorlar. Unutulmaması<br />
gereken şey, Türkiye’nin sınıfsal farklılıkların, siyasi<br />
tercihlerin, ekonomik imkanların kesin çizgilerle,<br />
sabit sınırlarla birbirinden ayrılmış olduğu bir ülke<br />
olmadığıdır. Türkiye’de gerek ekonomik gerek kültürel<br />
gerekse siyasi sınıfların arasındaki geçişkenlik oldukça<br />
yüksektir. Toplumda aynı ailelerin içerisinde farklı siyasi<br />
görüşlere sahip birçok örnek vardır. Siyasilerin sorumsuz<br />
davranışlarının, siyasi tercihlerini, aile bağlarının çok<br />
gerisinde tutan halkın çok da umurunda olduğunu<br />
düşünmüyorum.<br />
Partilerinin dağılma, çözülme ya da adına ne derseniz<br />
deyin süreçlerini engellemek için ötekileştirirci, kırıcı dili<br />
seçim sonrası da devam ettirmekte direnen siyasiler,<br />
üstlendikleri görev ne olursa olsun bu tercihlerinin siyasi<br />
sonuçlarını yaşayacaklardır. İletişim konusunda mahir<br />
siyasilerin, benim kişisel kanaatimle yanlış olduğuna<br />
inandığım bu dili terk edip, bütünleştirici bir dile<br />
dönmelerinin çok da zor olmayacağını düşünüyorum.<br />
Eğer yıllardır gerilim ve düşmanlaştırmadan beslenenler<br />
var ise ve bütünleştirici dili unuttularsa seçimden sonra<br />
iyice görünür olan ve sevgi dilini kullanan örneklerden<br />
kopya çekebilirler. Eğer kopya çekmenin mazur<br />
görülebileceği bir durum varsa zannederim sevgi dilini<br />
kopya çekmektir.<br />
En küçük görece başarısızlıkla dağılma kaygısı doğuran<br />
partileri, unutulmuş bu sevgi dili daha da bütünleştirebilir.<br />
Bugüne kadar nefreti beslemek anlık başarılar<br />
sağlamışsa da fani dünyada gerçek başarıyı sevgiyi<br />
beslersek elde edebileceğimizi umarım birileri ilgili kişilere<br />
hatırlatır.<br />
Aslen tabanda bir sevgi zaafiyeti olduğunu<br />
düşünmüyorum. Gönül verdikleri siyasi parti ne olursa<br />
olsun, toplumumuzun hoşgörü ve sevgi toleransı oldukça<br />
geniştir. Liderlerin nefret dili zaman zaman gerilimlere<br />
neden olsa da bunların münferit ve geçici olaylar olduğu<br />
su götürmez bir gerçekken, bu nefret dilini beslemek hiç<br />
bir lidere kalıcı bir zafer sağlamayacaktır.<br />
Aslında reçete sanat birirkimimizde mevcuttur. Şarkıda<br />
a söylendiği gibi; dünyayı güzellik kurtaracak. Bir insanı<br />
sevmekle başlayacak her şey.<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 13
Medya Dünyası<br />
Görev değişiklikleri...<br />
• Akit TV’de daha önce Gece Ajansı programının moderatörlüğünü<br />
yapan Serkan Aksarı, bundan böyle ‘‘Serkan Aksarı ile<br />
Gün Başlıyor’’ programını sunacak.<br />
• Habertürk TV ile yollarını ayıran Saffet Yiğit yeni haber kanalı<br />
Haber Global ile anlaştı. Deneyimli isim Haber Global’de Yurt<br />
Haberler Müdürü olarak görev yapacak.<br />
• Show TV Drama Müdürü Gül Arslan’ın yeni adresi belli oldu.<br />
Arslan, Digiturk’ün beIN Media Group bünyesinde yeni kurulan<br />
digital platformu için yerli dizi içeriği üretecek olan drama<br />
kanalının Drama Direktörü oldu.<br />
Yazılı Basında Görev Değişiklikleri<br />
• Posta Gazetesi’nde 15 yıldır aralıksız sağlık yazıları kaleme<br />
alan, İ.Ü. İstanbul Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı öğretim<br />
üyesi Teoman Cem Kadıoğlu ile yollar ayrıldı.<br />
• Hürriyet Daily News yayın koordinatörü Emre Kızılkaya’nın<br />
kurumla yolları ayrıldı.<br />
• Dünya Gazetesi’nde Yazı İşleri Müdürü olarak görev yapan<br />
Özlem Ermiş Beyhan sosyal medya hesabından görevinden<br />
ayrıldığını duyurdu.<br />
• Hürriyet Gazetesi Washington Temsilcisi Cansu Çamlıbel kuruma<br />
veda etti.<br />
• 1992’den bu yana Hürriyet’in Ankara bürosunda çeşitli görevlerde<br />
bulunan, son olarak gazetenin okur temsilciliği görevini<br />
sürdüren Faruk Bildirici, gazetedeki görevinden ayrıldı.<br />
• Fanatik Gazetesi’nde gazetenin kuruluşundan bu yana yazı<br />
işleri müdürlüğü ve yayın koordinatörlüğü görevlerinde bulunan<br />
Yalçın Uygun, Fanatik Gazetesi genel yayın yönetmeni<br />
olarak atandı.<br />
• Türkiye Gazetesi’nde 7 yıl haber sorumlusu gövinde bulunan<br />
ve gazetenin kurulduğu 1993 yılından bu yana aralıksız 26 yıl<br />
Samsun İHA Bölge Müdürlüğü görevini yürüten Ali Yılmaz Ergen,<br />
emekliye ayrıldı.<br />
• Yeni Akit yazarı Sedat Yılmaz, gazetedeki görevinden ayrıldığını<br />
duyurdu.<br />
• Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmenliği görevinden istifası<br />
sonrasında Halk TV’de program yapmaya başlayan Fikret<br />
Bila’nın Halk TV internet sitesinde ilk yazısı, “Türkiye nereye<br />
gidiyor?” başlığıyla yayımlandı.<br />
Görsel Basında Görev Değişiklikleri<br />
• Gazeteci - yazar Özlem Özdemir KRT TV ile anlaştı.<br />
•Türkiye Radyo Televizyon Kurumu (TRT) Yönetim Kurulu’na<br />
yapılan atamalara ilişkin karar Resmi Gazete’de yayımlandı.<br />
Karara göre, TRT Yönetim Kurulu üyeliklerine Osman Urgun<br />
ve Erkan Durdu atandı.<br />
• Magazin basınında uzun yıllar görev yapan kameraman Bülent<br />
Kocabıyık, Show TV Magazin Servisi’nden ayrıldı.<br />
• beIN Sports Haber’de program müdürlüğü görevine Murat<br />
Caner atandı.<br />
• Daha önce Kanal D’de yöneticilik görevlerinde bulunan ve<br />
son olarak teve2’de Program Direktörü olarak görev yapan<br />
Mert Toksal ile Demirören Medya Grubu’nun yolları ayrıldı.<br />
• 3N Medya’nın kurduğu yeni haber kanalının genel yayın yönetmeni<br />
televizyoncu Alican Değer oldu.<br />
• Haberci Erhan Songür ve gazeteci Burak Ersemiz, yeni kurulacak<br />
olan TV100 haber kanalı ile anlaştı.<br />
• Hilal Ergenekon, 3N Medya’nın yeni haber kanalı TV100 ile<br />
anlaştı.<br />
• TV100, yurt haberler için gazeteci Safiye Işıklı ile anlaştı.<br />
• TV100’de sabah haberleri için Murat Güloğlu, Ana Haber<br />
Bülteni içinse Emre Bug ile anlaşıldı.<br />
• Akit TV Ankara Haber Müdürü Mehmet Özmen kanal yönetimi<br />
tarafından işten çıkartıldı.<br />
Medya Dünyasından Diğer Haberler<br />
• Flash TV, yayınlarına 2 ay süre ile ara verme kararı aldı.<br />
• Kuaförüm Sensin yarışması, çok yakında Show TV’de izleyiciyle<br />
buluşacak.<br />
• Bağcılar Belediyesi tarafından düzenlenen ‘Engelsiz Mikrofon’<br />
ödüllerinde Yılın En İyi Tematik Radyosu ödülüne Radyo<br />
Trafik layık görüldü.<br />
• Anadolu Ajansı (AA) foto muhabiri Mustafa Hassona’nın Filistin<br />
direnişinin sembollerinden biri haline gelen fotoğrafı, Malta<br />
Uluslararası Fotoğraf Ödülleri’nde birinci seçildi.<br />
• Türkiye Spor Yazarları Derneği (TSYD) Ankara Şubesi ile<br />
Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi (İLEF) arasında iş birliği<br />
protokolü imzalandı.<br />
• Osmaniye Gazeteciler Cemiyeti 2018 Yılı Basın Ödülleri töreninde,<br />
Turkuvaz Medya Grubu iki ödüle layık görüldü.<br />
• MEF Lisesi öğrencileri tarafından belirlenen ‘Fark Yaratan’<br />
ödüllerinde Sözcü Gazetesi’nden Yılmaz Özdil ödüle layık görüldü.<br />
• Yeditepe Üniversitesi öğrencilerinin, 2018 yılının en iyilerini<br />
belirlediği Yeditepe Dilek Ödüllerinde En İyi İnternet Sitesi ödülüne<br />
Sputnik Türkiye layık görüldü.<br />
• Türkiye Foto Muhabirleri Derneği tarafından 34 yıldır aralıksız<br />
olarak yapılan ve en saygın fotoğraf yarışması olarak gösterilen<br />
“Spor Toto Yılın Basın Fotoğrafları 2019”da İhlas Haber<br />
Ajansı (İHA) foto muhabirlerinin çektiği 3 fotoğraf ödül aldı.<br />
• Mobil ödeme sektöründe ileri teknolojiler ve yenilikçi çözümler<br />
geliştiren yeni nesil ödeme platformu Payguru, Türkiye’nin<br />
sevilen dijital platformu BluTV ile var olan işbirliğini geliştirmek<br />
üzere anlaştı.<br />
Kaynak: MTM Medya Takip Merkezi<br />
14 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>
Medya Dünyası<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 15
Röportaj<br />
Beyaz Et Sektörü.<br />
Prof. Dr. Ahmet Ergün<br />
Beyaz Et Sanayicileri ve<br />
Damızlıkçıları Birliği<br />
Derneği Genel Sekreteri<br />
Beyaz et sektöründe direkt ve indirekt olmak üzere<br />
600 bin kişi istihdam edilmektedir.<br />
Aileleri ile birlikte hesaplandığında bu sektörden geçimini sağlayan<br />
yaklaşık 3 milyon kişi bulunmaktadır.<br />
Aynı zamanda kırsaldan şehre göçün azaltılması<br />
bakımından da çok<br />
önemli bir görevi başarıyla sürdürmektedir.<br />
Elvin Ekşioğlu / elvineksioglu@gmail.com<br />
- Beyaz et üretiminde iç pazarda ya<br />
da uluslararası pazarda Türk markaları<br />
oluşturmak ve marka değeri<br />
yaratmak için yapılan çalışmalar var<br />
mı?<br />
- Beyaz et üretimi yapan entegreler iç<br />
pazarda 50 yıllık bir geçmişe sahiptirler<br />
ve pazarda her birinin ayrı marka değeri<br />
vardır. Bu firmalar üretimlerine önce<br />
yem yaparak, yumurta üreterek başlamışlar<br />
daha sonra beyaz et üretimini de<br />
bu çalışma alanlarına ilave etmişlerdir.<br />
Zamanla beyaz et bazı firmalarımız için<br />
faaliyetlerinin ilk sırasına yerleşmiştir.<br />
Uluslararası pazarda Türk markaları<br />
da yine 2000 yılında 2 bin tondan başlayarak<br />
2018 yılında 505.741 tona ve<br />
Japonya’nında dahil olduğu 75 ülkeye<br />
ihracat yapacak şekilde gelişmiş ve<br />
yükselmiştir. Bu da son derece sağlıklı<br />
ve güvenilir beyat et üretiminin marka<br />
değeri olduğunun en açık göstergesidir.<br />
- Beyaz et üretimi, kümesler dâhil olmak<br />
üzere ülkemizde ne kadar istihdam<br />
sağlıyor?<br />
- Beyaz et sektöründe direkt ve indirekt<br />
olmak üzere 600 bin kişi istihdam edilmektedir.<br />
Aileleri ile birlikte hesaplandığında<br />
bu sektörden geçimini sağlayan<br />
yaklaşık 3 milyon kişi bulunmaktadır.<br />
Aynı zamanda kırsaldan şehre göçün<br />
azaltılması bakımından da çok önemli<br />
bir görevi başarıyla sürdürmektedir.<br />
- Ülkemizdeki beyaz et üretiminin<br />
yüzde kaçı ihraç ediliyor. Yüzde kaçı<br />
iç pazarda tüketiliyor?<br />
- 2017 yılında kanatlı eti üretimi<br />
2.323.700 ton olarak gerçekleşmiştir.<br />
İhracatımız ise 443 bin tondur. Yani toplam<br />
beyaz et üretiminin yaklaşık %20’si<br />
ihraç edilmektedir.<br />
- Beyaz et ihracatı konusunda uluslararası<br />
rekabette karşılaşılan güçlükler<br />
nelerdir?<br />
- Sektör olarak, tüketimin yanında kanatlı<br />
eti ihracatını da artırdık. İhracatta<br />
2018 yılında 505.741 ton ile en yüksek<br />
ihracat rakamına ulaştık. Ülkemize<br />
16 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>
..
Röportaj<br />
2018 yılında 626 milyon USD döviz girdisi<br />
sağladık. Japonya dahil 75 ülkeye<br />
ihracat yapılmaktadır.<br />
2015-2016 yıllarında kuş gribi nedeniyle<br />
ihracatta yaşanan sıkıntılar aşılmış<br />
oldu. İhracatta dünyanın önde gelen ülkelerinden<br />
birisi olarak sektör 5.sırada<br />
yer almaktadır.<br />
Sektörün en büyük sıkıntısı yem maliyetlerinin<br />
aşırı yükselmesidir, özellikle<br />
dövizdeki gelişmelerde bunu daha belirgin<br />
hale getirdi. Dolardaki farkın artması<br />
bizim maliyetlerimizin de yükseldiği<br />
anlamına gelmektedir. Zira üretim<br />
girdilerimizin %60’ından fazlası dövize<br />
endekslidir. Bu sebeple dış pazarda<br />
bazı ülkelerde fiyat anlamında rekabetçi<br />
olamıyoruz. Irak pazarında artık<br />
ürünlerimizle kalitemizi kanıtladık, rekabetçi<br />
olabiliyoruz. AB ülkelerine ihracatın<br />
yapılması anlamında ne kalite ne de<br />
fiyat açısından bir eksiklik söz konusu<br />
18 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong><br />
2017 yılında kanatlı eti<br />
üretimi 2.323.700 ton<br />
olarak gerçekleşmiştir.<br />
İhracatımız ise<br />
443 bin tondur.<br />
Yani topla beyaz et üretiminin<br />
yaklaşık %20’si<br />
ihraç edilmektedir.<br />
değildir. Üretilen beyaz et uluslararası<br />
standartlarda kalıntı ve mikrobiyolojik<br />
incelemelerden başarıyla geçmektedir.<br />
Damızlık, kuluçka, yetiştirme kümesleri,<br />
yem üretimi ve kesimhane gibi birimler<br />
Türkiye’ de bir entegre içerisinde yer<br />
alır. Bu nedenle maliyet AB’ye oranla<br />
düşüktür. AB’de bu birimlerin her biri<br />
ayrı bir firma tarafından yapılır ve her<br />
biri kendi karını ilave ettiği için Türkiye<br />
de üretilen piliçten pahalıya mal<br />
olur. Bu nedenle çok açık olarak AB<br />
ülkelerinin Türkiye den beyaz et almamalarının<br />
nedeni siyasidir diyebiliriz.<br />
- Ülkemizde beyaz et tüketimi gelişmiş<br />
ülkelere oranla ne seviyededir?<br />
Eğer düşükse nedenleri<br />
nelerdir?<br />
- Ülkemizde kişi başı beyaz et tüketimi<br />
24 kg’dır. Beyaz et tüketiminde<br />
hem Dünya hem de AB ortalamasının<br />
üzerindeyiz. Ancak bu tek başına<br />
yeterli değil, kişi başına toplam<br />
et tüketimimiz Dünya ortalamasının<br />
altında. Bunun nedeni Türkiye de domuz<br />
eti tüketilmemesidir. Ve bu söz<br />
konusu da değildir. Hal böyle olunca<br />
Dünya kişi başı et tüketimi büyük<br />
baş, küçük baş, domuz eti, beyaz et<br />
olarak 44 kg’ı bulurken ülkemizde bu<br />
rakam büyük baş, küçük baş, beyaz<br />
et olarak 38 kg düzeyinde kalmaktadır.<br />
Et tüketiminde birinci hedefimiz<br />
Dünya ortalamasını yakalamak, ikinci<br />
hedefimiz gelişen ülkeler seviyesine<br />
ulaşmaktır.<br />
- Türkiye’de iç pazarın beyaz et talebini<br />
artırmak için yapılan çalışmalar<br />
nelerdir?<br />
- Yazılı, görsel ve sosyal medyadan<br />
yararlanılmaktadır. Bunun yanı sıra<br />
doktorlar, basın, öğrenciler, akademsiyenler<br />
gibi çeşitli meslek gruplarından<br />
temsilcilere tesis gezileri düzenlenmek<br />
suretiyle şeffaf bir üretim tüketiciye tanıtılmaktadır.<br />
İki yılda bir Uluslararası<br />
Beyaz et kongreleri düzenlenmektedir.<br />
Bu kongrelere yerli ve yabancı Bakanlık,<br />
üniversiteler ile yabancı misyon<br />
temsilcileri gibi resmi kurumlardan, özel<br />
sektörden, STK ve medyadan 1500<br />
kişilik bir katılım olmaktadır. Ayrıca 2<br />
yılda bir yapılan “Tavuk eti ile yaratıcı<br />
tarifler” yarışması ile de ürünlerimizin<br />
tanıtımına ve talebin artırılmasına çalışılmaktadır.
Röportaj<br />
Ülkemize 2018 yılında<br />
626 milyon USD döviz<br />
girdisi sağladık.<br />
Japonya dahil 75 ülkeye<br />
ihracat yapılmaktadır.<br />
- Son olarak Nisan ayında düzenleyeceğiniz<br />
Beyaz Et Kongresiyle ilgili<br />
bilgi verebilir misiniz?<br />
- BESD-BİR tarafından 2 yılda bir düzenlenen<br />
Uluslararası Beyaz Et Kongremizin<br />
bu yıl 5.sini gerçekleştireceğiz.<br />
Kongremiz bilim insanları ve sektör<br />
paydaşları dahil olmak üzere çok sayıda<br />
katılımcıyı bir araya getirmekte ve<br />
aynı zamanda dünyanın birçok ülkesinden<br />
önde gelen konuşmacılara yer vermektedir.<br />
Kongremiz beyaz et sektörü<br />
paydaşları ile bu alanda araştırmalar<br />
yapan bilim insanlarının iletişim kurmaları<br />
ve birlikte hedeflerine ulaşmaları<br />
için mükemmel bir fırsat yaratmaktadır.<br />
5. Uluslararası Beyaz Et Kongresi<br />
(UBEK), 24-28 Nisan 2019 tarihleri<br />
arasında Antalya’da Starlight Convention<br />
Center & Sunrise Park Resort’da<br />
düzenlenecek. Dünyada uygulanan<br />
son teknolojik ve bilimsel gelişmelerin<br />
dünyadan bilim insanları ve uzmanların<br />
katılımı ile değerlendirileceği kongrenin<br />
hazırlıkları, ilk 4 UBEK Kongre Başkanlığını<br />
da yapan Prof. Dr. Necmettin<br />
Ceylan ve ekibi tarafından yürütülüyor.<br />
Ülkemizde beyaz et sektöründe uluslararası<br />
katılımla gerçekleşen tek ve<br />
en büyük etkinlik olan 5. Uluslararası<br />
Beyaz Et Kongresi’ne dünya genelinden<br />
ve ülkemizden yaklaşık 1.500 bilim<br />
insanı, uzman ve sektör paydaşlarının<br />
katılımı bekleniyor.<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 19
Köşe<br />
Nurgül Eryıldır Günay / nurguleryildir@gmail.com<br />
(<br />
kelebeğin<br />
fırtınası)<br />
Şokella tadında...<br />
Hoşgeldin bahar...<br />
İçimiz kıpır kıpır, yüzümüz gülüyor. Nedeni olanlar sağ<br />
olsun ve var olsun!<br />
Çocukken şokolleya* bayılırdım. Hele diş macunu gibi<br />
tüpte olanlar tam bir efsaneydi. O zamanlar iPhone yoktu,<br />
o yüzden arzu nesnesi sözcükleri henüz literatürümüze<br />
girmemişti. Ama bugünün tanımıyla biz çocuklar için tüpte<br />
şokella tam bir arzu nesnesiydi! Büyüdük, büyüyünce<br />
Nutella’yı keşfettik. Mmmm yazarken bile acaip canım<br />
çekti. geçen gün televizyonda Ülker Çokokrem reklamını<br />
görünce bunlar aklıma geldi. Farklı aileler, farklı sofralar<br />
ve ortada Ülker Çokokrem kutusu. Burada dikkatimi çeken<br />
şey hepsinde Çokokrem kutusunun yeni açılmış ve hiç<br />
yenmemiş olması. Bütün aileler çok seviyor ama kimse bi<br />
kaşık bile almamış. Bu kadar çok seviliyorsa en azından<br />
yarısının yenmiş olması gerekmez mi? Bizim evde olsa<br />
daha sofraya gelmeden birileri kaşığı daldırıp tadına<br />
bakmıştı.<br />
Yani sonuç olarak reklamlar zaten genel olarak gerçekten<br />
uzak kurgulanıyor ama burada biraz samimiyet eksikliği<br />
hissediyorum.<br />
***<br />
"Yeni Huawei P smart 2019'la daha fazla hikaye, daha<br />
fazla anı biriktir. #SeninleAynıModda" Bu reklama BA Y I L<br />
D I M. Yıllardır Türkiye'nin yurtdışında tanıtımı için filmleri<br />
yapılır. Ülkenin "muteber" ajansları bu filmleri çeker, ama<br />
sonuçta "eh işte"den öteye gidemeyen işler çıkar. Bir gün<br />
bir cep telefonu markası cihazının üstün fotoğraf çekme<br />
özelliğini tanıtmak için bir film çekti ve o filmle hepimizi<br />
büyüledi! Bugüne kadar güzel ülkem için bu kadar iyi<br />
tanıtıma şahit olmadım.<br />
Her karesinde "ay burası nerde, biz de gidelim" hissi<br />
uyandıran, renkleriyle, kamera açısıyla, hikayesiyle dikkat<br />
çeken çok güzel bir çalışma olmuş. Halfeti'yi sosyal<br />
medyada pek çok paylaşımda görüyordum, ama Bitlis<br />
Güroymak'ı ilk kez gördüm. Karların arasından yükselen<br />
sıcak suyun buharı arasında mandalarla gençlerin oyunu<br />
tam bir görsel şölen oluşturmuş.Yaratıcı ekibin ellerine<br />
sağlık!<br />
adıyla maskara sürmenin püf noktalarını anlatsın..<br />
Reklamlarda modeller bir sürüşte dolgun ve kıvrık oluyor<br />
kirpiklere sahip oluyor. Benim de kirpiklerim uzundur<br />
Allah'a şükür, ama bugüne kadar hiç fırt diye dolgun<br />
ve kıvrık olmadı. En az 4-5 kez üst üste sürüyorum.<br />
Kıvrık olsun derken bir yandan da kaşıma, gözüme<br />
bulaşmasın diye uğraşıyorum. Hadi bunları geçtim diyelim,<br />
bir sürü para verip aldığım maskara 3 gün kurumaya<br />
başlıyor. Siyah boya topcuk topcuk yapışıyor. Geçen<br />
gün Beşiktaş'taki Gratis'e uğramıştım. Oradaki satış<br />
sorumlusuna bu derdimi açtım, aldığım maskara çok kısa<br />
zamanda kuruyor, neden acaba dedim? "Maskara fırçasını<br />
tüpten çıkarınca hemen sürün, fırçayı birkaç kez tüpe<br />
batırıp çıkarmayın" dedi. Böyle yapınca tüp hava aldığı için<br />
kurumaya neden oluyormuş. Bir dahaki sefere söylediği<br />
gibi yapıcam, bakalım olacak mı?<br />
Bu konuya nerden geldim, Ezgi Mola'nın rol aldığı Avon<br />
True Ultra Volume Maskara reklamından. Reklamı izleyin,<br />
bir sürüşte dolgun, kirpik nasıl yapılıyor görün. Ben<br />
defalarca izledim, yapamadım o ayrı :)))<br />
Yalnız izlerken aklıma takıldı, Ezgi Mola bu filmde<br />
takma kirpik kullandı mı acaba? Daha önce çok ünlü bir<br />
markanın, reklam yüzü olan yabancı bir ünlü takma kirpik<br />
kullandığını itiraf etmişti. Kimdi hatırlayamadım bir türlü.<br />
Jennifer Lopez miydi acaba? Bilenler yazarsa sevinirim.<br />
Neden derseniz, sadece merak :)<br />
***<br />
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı hepimize<br />
kutlu, mutlu olsun! Ulusal egemenliğimiz de, çocuklarımız<br />
da vazgeçilmezimizdir...<br />
Nisan ayının hepimiz için şokella tadında, dolgun kirpik<br />
kıvamında ve güzel görüntüler eşliğinde geçmesini<br />
diliyorum.<br />
*Chokella olarak yazılırdı, ama o bizim hafızalarımıza<br />
"şokella" olarak kazındı.<br />
***<br />
Lütfen ama lütfen biri bana rimel ya da halk arasındaki<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 21
Reklam Dünyası<br />
Profesyonel Vitrin Ekranları...<br />
Günümüzün hızla değişen perakende ortamında, perakendecilerin,<br />
gözleri kullandıkları telefonlardan başka bir şey<br />
görmeyen müşterilere ulaşması zor olabiliyor. Bu yüzden,<br />
pazarlamacılar müşterilere doğrudan hitap eden profesyonel<br />
ekranları kullanarak sundukları nokta atışlı reklamlarla her<br />
geçen gün daha efektif bir şekilde kullanıcılara ulaşıyor.<br />
Aynı paralelde, kullanıcıların dikkatini çeken diğer dış mekan<br />
reklam panolarından ve ekranlarından bahsetmeye gerek<br />
yok bile. Perakendeciler de hedef kitlelerindeki müşterileri<br />
mağazalarının içine çekmek için benzer bir yaklaşımı takip<br />
ederek profesyonel görüntüleme sistemleri, özellikle de vitrin<br />
tipi profesyonel ekranlar kullanarak bu rekabette üstün<br />
başarı elde edebiliyor.<br />
Neden Vitrin Tipi Profesyonel Ekran?<br />
Profesyonel ekran deyince pek çok kişinin aklına bazı reklam<br />
görüntülerini yayınlamak için kullanılan sıradan LCD<br />
ekranlar geliyor. Oysa profesyonel ekranlar birbirinden farklı<br />
pek çok seçenek içeriyor.<br />
Samsung Electronics Görsel Ekranlardan Sorumlu Başkan<br />
Yardımcısı S.G.Kim yaptığı açıklamada “Geleneksel statik<br />
posterlerin ötesine geçen sayısız seçenek mevcut. Profesyonel<br />
ekranlar doğrudan gün ışığı altında bile müşterinin<br />
dikkatini çok kolay çekebiliyor ve basit, etkili içerik yönetimi<br />
sayesinde perakendeciler bu özel ekranların her an güncel<br />
ve göz alıcı olmasını sağlayabiliyor” şeklinde konuştu.<br />
Kim ayrıca özellikle vitrin tipi profesyonel ekranlar sayesinde<br />
perakendecilerin müşteriye “daha ayağını dükkândan içeriye<br />
atmadan” ulaşabileceğini vurguladı.<br />
İnteraktif TV Teknolojileri...<br />
Yerel Seçim Kampanyalarında İlk Kez, Yeni Nesil İnteraktif<br />
TV Teknolojileri Kullanıldı.<br />
31 Mart 2019 tarihinde Yüksek Seçim Kurulu’nca yapılacak<br />
olan mahalli idareler seçimi tanıtım kampanyaları için DSP<br />
İstanbul Şişli Belediye Başkan Adayı <strong>Sayı</strong>n Mustafa Sarıgül,<br />
Türkiye’de ilk kez siyasette Addressable TV kullanımını<br />
gerçekleştirdi.<br />
Seyirci ile interaktif iletişim kurabilme özelliği olan bu yeni<br />
nesil teknoloji ile Şişli Belediye başkan adayı olarak Sarıgül,<br />
lokasyon hedeflemesi gerçekleştirerek kampanyasını Şişli ilçesindeki<br />
televizyonlarda göstermiş oldu. TVekstra mecrası<br />
ile ortaklaşa yürütülen bu kampanyada, kampanya yalnızca<br />
günün ilgili saatlerinde yayınlayarak hedef kitlenin doğru zamanda<br />
yakalanması sağlandı. Televizyon üzerinde, yayın<br />
esnasında L banner olarak tasarlanan ana reklam içeriği, 15<br />
farklı internet sayfasına yönlendirildi ve böylelikle daha önce<br />
yapılmış olan farklı hizmetlerle ilgili bilgilendirmeler de, aynı<br />
yayın üzerinden seyirci ile anlık paylaşılabildi. Böylelikle<br />
sayfayı tıklamış olan kullanıcıların mevcut duygu durumları<br />
ve adaya karşı olan tutumları net bir sayısal veri olarak<br />
ölçümlenebildi.<br />
Seyirci ile televizyon üzerinden anlık iletişim kurulabilen<br />
ve dijital dünyanın metrikleriyle ölçümlenebilen TVekstra<br />
mecrası, ilk kez bir siyasi kampanya için kullanılmış oldu.<br />
Mecra, bölgesel ve data hedeflemesiyle daha bir çok benzer<br />
kampanyaya katma değer sağlamayı hedefliyor.<br />
Detaylı bilgiye www.tvekstra.comüzerinden ulaşabilirsiniz.<br />
22 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>
Reklam<br />
RVD Kurulu’na “Başkan Ödülü”...<br />
Reklam sektörünün global çaptaki en büyük kuruluşu olan<br />
Dünya Reklamverenler Federasyonu’nun (WFA) Lizbon’da<br />
gerçekleştirilen Genel Kurul toplantısında, Reklamda<br />
Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Kurulu’na ‘Başkan Ödülü’ verildi.<br />
Reklamları kalıp yargılardan arındırarak, dengeli ve ilerici<br />
cinsiyet temsillerini teşvik etmek amacıyla Reklamverenler<br />
Derneği tarafından Kasım 2017’de kurulan Reklamda<br />
Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Kurulu, yaptığı çalışmalar nedeniyle<br />
WFA’nın Lizbon’da gerçekleştirilen kurul toplantısında,<br />
“Başkan Ödülü”ne layık görüldü.<br />
Dünya çağında 60 ülkenin reklamveren derneklerinin üye<br />
olduğu WFA, her yıl pazarlama endüstrisine büyük katkı<br />
sağlayan girişimlere “Başkan Ödülü” veriyor. 29 Mart’ta<br />
Lizbon’da gerçekleştirilen törende, çalışmaları ödüle layık<br />
görülen sekiz reklamveren derneğine ödülleri, WFA CEO’su<br />
Stephan Loerke ve 2018 Yönetim Kurulu Başkanı David<br />
Wheldon tarafından takdim edildi.<br />
Reklamverenler Derneği’nin ödülünü RVD Genel Sekreteri<br />
Yeşim Koçyiğit’in aldığı törende bir konuşma yapan WFA<br />
2018 Yönetim Kurulu Başkanı David Wheldon “Ulusal<br />
reklamveren dernekleri pazarlama sektörünü geliştirmek, iyi<br />
uygulamaları tanıtmak ve yaygınlaştırmak için yorulmadan<br />
çalışıyor. Ödül alan derneklerin her biri, üyeleri için gerçek<br />
değer yaratırken, iş dünyasına ve topluma fayda sağladı.<br />
Hepsini ayrı ayrı tebrik ediyorum” dedi.<br />
TOMMY JEANS Coca-Cola işbirliği...<br />
Tommy Hilfiger ile The Coca-Cola Company, tasarımcı<br />
Tommy Hilfiger’ın 1986 yılında ilk Coca-Cola Clothes koleksiyonu<br />
için yarattığı stillerin özel yeni edisyonlarını içeren<br />
TOMMY JEANS Coca-Cola® kapsül koleksiyonunun lanse<br />
edildiğini duyurdu. Kapsül koleksiyon, Tommy Hilfiger’ın<br />
1986 yılında tasarladığı orijinal Coca-Cola® Clothes koleksiyonundan<br />
ilham alıyor.<br />
Kökleri pop kültüre uzanan bir mirası paylaşan iki ikonik<br />
Amerikan markası, bireyselliği, kararlı iyimserliği ve ortak<br />
hikayelerini kutlamak amacıyla bir kapsül koleksi-<br />
yon ve arşivlerden esinlenen bir kampanya için yeniden<br />
buluştu. TOMMY JEANS Coca-Cola erkek ve kadın kapsül<br />
koleksiyonu, dünya çapındaki seçili TOMMY JEANS<br />
mağazalarında, seçili toptan iş ortakları aracılığıyla ve online<br />
olarak tommy.com’da satışa sunuldu. “TOMMY JEANS Coca-Cola<br />
kapsül koleksiyonuyla Tommy Hilfiger’ın tarihindeki<br />
ikonik bir kilometre taşını kutluyoruz” diyen Tommy Hilfiger<br />
Global marka üst yöneticisi Avery Baker şöyle devam etti:<br />
“80’li yıllarda lanse ettiğimiz Coca-Cola koleksiyonu, cesur<br />
ve canlıydı, anında tanınıyordu. Bu güncellemeyle orijinalleri<br />
ileriye taşıyıp her iki markanın özündeki iyimser ve genç<br />
ruhu kutlarken gelecek nesil için modern sokak stili yorumları<br />
katıyoruz. Orijinal Coca-Cola koleksiyonu lanse edildiğinden<br />
bu yana TOMMY HILFIGER, modaya pop kültür etkileri katmada<br />
öncü olmayı sürdürüyor.”<br />
Orijinal reklamlardan ilham alan entegre dijital kampanya,<br />
minimal bir fonda TOMMY HILFIGER markasının kalbindeki<br />
kapsayıcı ruhu kutluyor. Tommy Hilfiger’ın orijinal Coca-<br />
Cola Clothes koleksiyonun yaratılması hakkında anılarını<br />
anlattığı özel bir röportaj da içeren kampanya, sosyal kanallardan<br />
paylaşılacak.<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 23
GoDaddy’d
Röportaj<br />
den, Dört İpucu...<br />
GoDaddy Türkiye ve MENA Bölge Direktörü<br />
Selina Bieber<br />
GoDaddy, sağlıklı yaşam alanında faaliyet gösteren<br />
kişi ve işletmeler ile dört dijital pazarlama ipucu paylaştı.<br />
Müşterilerine onların aktif olduğu platformlarda ulaşmanın<br />
ve onlara aradıkları ürün ve hizmetleri sunabiliyor olmanın<br />
önemini vurgulayan GoDaddy’nin<br />
paylaştığı dijital pazarlama ipuçları işletmelerin büyümesine<br />
yardımcı olmayı hedefliyor.<br />
GoDaddy, sağlıklı yaşam sektöründeki<br />
işletmeler için dört dijital pazarlama ipucu<br />
paylaştı<br />
GoDaddy, sağlıklı yaşam sektöründeki<br />
işletmelerin hedef kitleleriyle etkileşim<br />
kurmasına yardımcı olacak dijital pazarlama<br />
ipuçları paylaştı.<br />
Dünyanın dört bir yanındaki girişimcilerin<br />
online dünyada başarılı olması<br />
için gerekli araç ve yardımı sunan Go-<br />
Daddy, sağlıklı yaşam alanında faaliyet<br />
gösteren kişi ve işletmeler ile dört dijital<br />
pazarlama ipucu paylaştı. Müşterilerine<br />
onların aktif olduğu platformlarda<br />
ulaşmanın ve onlara aradıkları ürün ve<br />
hizmetleri sunabiliyor olmanın önemini<br />
vurgulayan GoDaddy’nin paylaştığı dijital<br />
pazarlama ipuçları işletmelerin büyümesine<br />
yardımcı olmayı hedefliyor.<br />
GoDaddy Türkiye ve MENA Bölge Direktörü<br />
Selina Bieber, konuyla ilgili<br />
olarak, “Sağlıklı yaşama ilgi gösteren<br />
insanların sayısının giderek arttığını<br />
gözlemliyoruz ve konuyla ilgili bilgileri<br />
internette arıyorlar. Bu, sağlıklı yaşam<br />
alanında faaliyet gösteren kişi ve işletmelerin<br />
doğru bilgileri paylaşarak<br />
işlerini desteklemeleri için bir fırsat. Bu<br />
fırsatı değerlendirebilmeleri için mevcut<br />
online araçlardan yararlanarak, hedef<br />
kitleleriyle etkileşime geçmelerini sağlayacak,<br />
güçlü bir online varlık oluşturmaları<br />
gerekiyor. GoDaddy’nin sunduğu<br />
entegre online araçlar ilk adımı<br />
kolayca ve uygun maliyetle atmalarını<br />
sağlayacak ve işlerini büyütmelerine<br />
yardımcı olacak şekilde tasarlandı.”<br />
GoDaddy’nin sağlıklı yaşam sektöründe<br />
faaliyet gösteren kişi ve işletmeler<br />
için derlediği dijital pazarlama ipuçları<br />
şöyle:<br />
Kaliteli bir web sitesi kurun:<br />
Dijital pazarlama faaliyetlerinizin merkezinde<br />
web siteniz olmalı. İş modeliniz<br />
her ne olursa olsun, web siteniz hem<br />
siz, hem de hedef kitleniz için internet<br />
dünyasındaki temel etkileşim noktasıdır.<br />
Web sitenizin hızlı, güvenli ve mobil<br />
uyumlu olmanın yanı sıra stratejik bir<br />
şekilde yerleştirilmiş eylem çağrılarına,<br />
markanıza uygun, cesur görsellere, net<br />
mesajlara sahip ve kolay gezinilebilir<br />
olması gerekiyor. Görsellerin markanız<br />
ve iş alanınız ile uyumlu olduğundan<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> /25
Röportaj<br />
emin olun. Örneğin, spor markasıysanız<br />
egzersiz fotoğrafları, beslenme<br />
alanındaysanız lezzetli görünen sağlıklı<br />
yemek fotoğrafları paylaşabilirsiniz. İş<br />
modelinizi ve hedeflerinizi destekleyecek<br />
şekilde GoDaddy Web Sitesi Mimarı<br />
ile bir saatten kısa bir sürede profesyonel<br />
bir web sitesi kurabilir veya daha<br />
gelişmiş bir araç olan ve online satışa<br />
yönelik WooCommerce gibi kişiselleştirilmiş<br />
eklentiler sunan WordPress’i tercih<br />
edebilirsiniz.<br />
E-posta pazarlama ile mevcut ve<br />
potansiyel müşterilerinizle ilişkinizi<br />
güçlendirin:<br />
E-posta pazarlama, hedef kitlenizle<br />
iletişime geçmek için en etkili yöntemlerden<br />
biridir. Ziyaretçilerinizi müşteriye<br />
çevirmenize, mevcut müşterilerinize<br />
daha fazla satış yapmanıza ve genel<br />
olarak müşterilerinizin aklında kalmanıza<br />
yardımcı olabilir. GoDaddy E-posta<br />
Pazarlama gibi araçlar, web sitenizle<br />
entegre mobil uyumlu e-postalar oluşturmanızı<br />
ve e-postalarınızın başarısını<br />
analiz etmenizi sağlar. Örneğin, gıda<br />
26/ <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong><br />
Düzenli olarak güncellenen<br />
blog içeriği, kendinizi uzman<br />
olarak konumlandırmanıza ve<br />
hedef kitlenize değerli ve<br />
eğitici içerik sunmanıza<br />
yardımcı olabilir.<br />
takviyesi satıyorsanız, müşterilerinize<br />
ürününüzü öğünlerine nasıl ekleyebilecekleri<br />
konusunda fikir verebilir veya<br />
henüz alışveriş yapmamış ziyaretçilerinize<br />
ürünlerinizle ilgili daha ayrıntılı bilgi<br />
verebilirsiniz.<br />
Düzenli olarak blog içeriği paylaşın:<br />
Düzenli olarak güncellenen blog içeriği,<br />
kendinizi uzman olarak konumlandırmanıza<br />
ve hedef kitlenize değerli<br />
ve eğitici içerik sunmanıza yardımcı<br />
olabilir. Blog içeriği marka kimliğinizi<br />
geliştirmenize yardımcı olurken, aynı<br />
zamanda arama motorları üzerinden<br />
web sitenize organik ziyaretçi trafiği<br />
çekmek için de iyi bir yoldur. İş alanınıza<br />
bağlı olarak vaka analizleri, raporlar,<br />
sağlıklı tarifler, egzersiz önerileri,<br />
sağlıklı yaşam uzmanları ile röportajlar<br />
veya infografikler paylaşabilirsiniz.<br />
Ayrıca e-posta listenizi genişletmek<br />
adına üyelere özel içerikler sunabilirsiniz.<br />
Arama sonuçlarında görünmenizi<br />
sağlayacak, ürün ve hizmetlerinizle<br />
ilgili anahtar kelimeleri de blogunuzda<br />
kullanarak Arama Motoru Optimizasyonu<br />
(SEO) çalışmalarınızı destekleyebilirsiniz.<br />
Yeni yazılarınızda blogunuzda<br />
önceden yayınladığınız, ilgili yazılara<br />
bağlantı vererek daha fazla okunmalarını<br />
sağlayabilir, bu çalışmalarla web<br />
sitenizin trafiğini artırabilirsiniz. Hem<br />
Web Sitesi Mimarı, hem de WordPress<br />
web sitenize blog özelliği ekleme seçeneği<br />
sunuyor. İlgi çekici bir blog insanların<br />
yeni şeyler öğrenmek için web<br />
sitenizi tekrar tekrar ziyaret etmesini<br />
sağlayabilir.<br />
Hedef kitlenizle aktif bir şekilde iletişim<br />
kurun:<br />
Sağlıklı yaşam, birçok insanın kendileri<br />
ve aileleri için yeni fikirler bulmak adına<br />
internette araştırma yaptığı bir konu.<br />
Sosyal medya, hedef kitlenizle anlık iletişim<br />
kurmak ve etkileşimde bulunmak<br />
için müthiş bir yöntem. Yorumları ve<br />
mesajları düzenli olarak takip edin ve<br />
geç kalmadan yanıtlayın. Konu sağlıklı<br />
yaşam olduğunda insanları kişisel ihtiyaçları<br />
ve beklentilerine uygun bir şekilde<br />
yönlendirmek çok önemli, o yüzden<br />
uzmanlık alanınızın dışına çıkmayın.<br />
Bu aynı zamanda itibar ve güven oluşturmanıza<br />
da yardımcı olabilir.<br />
GoDaddy, Türkiye’deki küçük işletmeler<br />
için online varlıklarını oluşturmalarını<br />
sağlayacak, kolay kullanılabilir ve<br />
uygun maliyetli dijital araçlar sunuyor.<br />
Ürün ve hizmetleri arasında alan adı<br />
kaydı ve Web Sitesi Mimarı’nın yanı<br />
sıra hosting, Yönetilebilir WordPress,<br />
online güvenlik, online pazarlama ile<br />
e-posta ve Office üretkenlik
Kampanyalar<br />
Kiss Me More...<br />
Flormar, yepyeni ürünü “Kiss Me More” likit mat ruj reklam<br />
kampanyasın için bir kez daha oyuncu Hazar Ergüçlü ile<br />
çalıştı. Hazar Ergüçlü’nün rol aldığı “Kiss Me More” reklam<br />
filmi, mat görünümlü dudaklar için bulaşma yapmayan uzun<br />
süre kalıcı formülü ile “Tüm Öpücüklere Yetecek Kadar Kalıcı”<br />
ruju arayan kadınların sesi olacak.<br />
Kampanya Künyesi<br />
Reklam Veren: Flormar<br />
Reklam Ajansı: Rafineri<br />
Yönetmen: Nicolas Caicoya<br />
Sanat Yönetmeni: Antonio Piciulo<br />
Yaratıcı Ekip: Ayşe Bali, Doğu Göçük, Burçak Beslioğlu,<br />
Gözde Dilek, Özge Ateş, Büşra Aksu, Asya Aydın<br />
Müşteri İlişkileri: Tarçın Köprülü, Emel Cansu Özdemir,<br />
Burak Karakurt<br />
Stratejik Planlama: Zühre Erdoğan, Ege Ayakduran<br />
Ajans Prodüksiyon Ekibi: Şafak Serter, İpek Savaş<br />
Grafik Ekibi: Faruk Er, Cansu Ortanç<br />
Yapım Şirketi: Spark Film<br />
Prodüktörler: Onur Mis - Tamer Üner<br />
Post Prodüksiyon: Mojo FX<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 29
Kampanyalar<br />
UN Women Kadınlar Günü filmi...<br />
Birleşmiş Milletler Kadın Birimi, iş hayatında, yönetimde,<br />
bilimde toplumsal cinsiyet eşitliğine odaklandığı film 8 Mart<br />
Dünya Kadınlar Gününde gösterime girdi.<br />
Dijital mecralarda ve UN Women Turkey Facebook hesabında<br />
gösterilmeye başlanacak olan film, “Okuma, Çalışma,<br />
Konuşma, Yönetme, Yükselme Varsa, Eşitlik Var, Gelecek<br />
Var” mesajı veriyor.<br />
Kampanya Künyesi<br />
Yönetici Kreatif Direktör: Sami Basut<br />
Yönetici Ortak: Leslie Krespin<br />
Müşteri Direktörü: Ece Özyurt<br />
Kreatif Direktör: Ümit Taşlı<br />
Metin Yazarı: Onur Kutluer<br />
Art Direktör: Burak Tozkoparan<br />
Strateji Direktörü: Berkant Avcı<br />
Planlamacı: Batuhan Ins<br />
Prodüksiyon Grup Direktörü: Ahmet Bayık<br />
Prodüktör: Elif Mermer<br />
Prodüksiyon Şirketi: 85/90<br />
Medya Ajansı: MediaCom<br />
Uykusuz Kahramanlar...<br />
Yataş, Dünya Uyku Günü için hazırlanan ve sosyal medya<br />
kanallarında yayınlanan yeni reklam filmini Türkiye’nin “Uykusuz<br />
Kahramanlar”ına adıyor. Yataş, reklam filminde “Gece<br />
uykusu en faydalı ve tatlı olanı… Bunu da en çok gece uykusunu<br />
feda edenler bilir” sözleriyle bizim için uykusuz kalanları<br />
hatırlıyor. Reklam filminde Yataş “Uykusuz Kahramanlar”<br />
olarak tanımladığı sabahın ilk ışıklarında güne başlayan<br />
fırıncılar, bizi sevdiklerimize kavuşturan şoförler, sağlığımız<br />
için çalışan doktor, hemşire, eczacılar, itfaiye erlerin, bekçiler,<br />
polisler ve askerlere hepimiz adına teşekkür ederek<br />
Dünya Uyku Günü’nü kutluyor.<br />
Kampanya Künyesi<br />
Reklamveren: Yataş Grup – Yataş Bedding<br />
Reklamveren yetkilisi: Nevzat Yıldız, Selmin Gündoğdu,<br />
Elif Okuklu, Yüce Şahinel<br />
Ajans: Excel İletişim ve Algı Yönetimi<br />
Kreatif Direktör: Emre Yurdakul<br />
Reklam Yazarı: Murat Harput<br />
Müşteri İlişkileri: Mert Aybar, Kahraman Cenk Gürses,<br />
İrem Durhan<br />
30 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>
Kampanyalar<br />
Enza Home, 2019...<br />
filmleri, A Graphic Design reklam ajansının imzasını taşıyor.<br />
Enza Home’un 2019 koleksiyonunu tanıttığı yeni reklam<br />
filmleri yayına girdi. “Yeni bir mobilya sadece evinizi mi değiştirir?”<br />
sorusuyla yaşamın Enza Home ile nasıl değişip güzelleştiği<br />
anlatan yeni reklam filmleri, hepimizin yaşamında<br />
ortak bir yeri olan değerli anları, yeni başlangıçları, heyecanları<br />
ve mutlulukları samimi ve yine Enza’ya özgü bir dille<br />
ifade ediyor. Yönetmenliğini Metin Arolat’ın üstlendiği reklam<br />
Kampanya Künyesi<br />
Reklamveren: Yataş Grup - Enza Home<br />
Reklamveren yetkilisi: Nevzat Yıldız, Selmin Gündoğdu,<br />
Dilek Toyga, Ceyda Ulubaş<br />
Reklam Ajansı: A Graphic Design<br />
Kreatif Direktör: Yılmaz Kurt<br />
Yaratıcı Ekip: Fatih Yaman, Bora Çelikoğlu, Osman Altun<br />
Müşteri İlişkileri: Özden Albayrak Durmuş<br />
Prodüksiyon şirketi: Hacıyatmaz Film<br />
Yapımcı: Tayfur Sonkaya, Elif Özdemir<br />
Yönetmen: Metin Arolat<br />
Görüntü Yönetmeni: Mehmet Aksın<br />
Sanat Grubu: Ülker Paro, Serpil Göler<br />
Post prodüksiyon: HacıyatmaAAz Film<br />
Medya Ajansı: Mindshare world<br />
Müzik: Atakan Ilgazdağ<br />
Kullanılan Mecra: TV, internet<br />
Ford SUV “Açık Ateş”projesi...<br />
Ford, şehrin karmaşasına inat sıra dışı bir sadeliğin<br />
hakim olduğu bu dünyada, “Açık Ateş” dizisiyle<br />
buram buram doğallık kokan lezzetler hazırlıyor.<br />
Direksiyona geçen Yılmaz Şef, “Açık Ateş”i yakmak<br />
için kimi zaman masmavi deniz kenarını, kimi<br />
zamansa yemyeşil manzaraları mesken tutuyor.<br />
Sadece doğanın sunduklarıyla olabildiğince sade<br />
sofralar hazırlamak için hünerli ellerini, doğanın<br />
sessizliğine teslim ediyor ve bize de sadece dinlemek<br />
kalıyor.<br />
Kampanya Künyesi<br />
Reklamveren: Ford Otosan<br />
Reklamveren Yetkilileri: Gonca Sofuoğlu Temiz,<br />
Önder Olcay, Ece Barak<br />
Reklam Ajansı: Tick Tock Boom<br />
Kreatif Direktör: Gürkan Gürel<br />
Marka Direktörü: Halil İbrahim Özay<br />
Prodüktör: Bensu Şengül<br />
Sosyal Medya Ekibi: Ali Eren Bilgin, Salim Çobanoğlu<br />
Şef: Yılmaz Öztürk<br />
Yönetmen: Ahmet Üzgün<br />
Editör: Merve Arkunlar<br />
Yapım Evi: Pre Prodüksiyon<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 31
Kampanyalar<br />
Lezzet İçiririm, Koruyucu İçirmem...<br />
Uludağ İçecek, ülkemizde üretilen ilk ve tek koruyucu içermeyen<br />
meyve aromalı maden suyu Uludağ Frutti için hazırladığı<br />
kampanya ile dikkatleri büyük Ar-Ge yatırımları<br />
sonucunda ortaya çıkan ve koruyucu içermeyen formülüne<br />
çekiyor. Farklı lezzet arayışında olan hedef kitleler için çekilen<br />
üç farklı reklam filmi, “Lezzet İçiririm, Koruyucu İçirmem”<br />
mesajını veriyor.<br />
Kampanya Künyesi<br />
Reklamveren: Uludağ İçecek<br />
Reklamveren Ekibi: Ali Can Yıldız, Aslı Bahadır Uzun,<br />
Cansu Değerli, Oğuz Güleryüz<br />
Reklam Ajansı: Güzel Sanatlar<br />
Yaratıcı Ekip:Tolga Suna, Metehan Örnek, Kemal Hayıt,<br />
Mertcan Karpınar, Kıvanç Şenay<br />
Ajans Yapımcısı: Melis Bircan Bölüktaş, Uğur Egemen İres<br />
Müşteri İlişkileri: Gözde Şengüler, Selen Öngör, Tutku top<br />
Stratejik Planlama: Deeper<br />
Yapımevi/Yönetmen: Spark/Oğulcan Eren Akay<br />
PR Ajansı: Sobraz<br />
Medya Planlama ve Satın Alma Ajansı: Time<br />
Hep Yanımda Olsan...<br />
Siyah beyaz Negro dünyasının Lara Di Lara’nın<br />
muhteşem sesiyle bir araya geldiği reklam filminde<br />
hep yanında olmasını isteyeceği lezzete ulaşmaya<br />
çalışan sanatçının, konserdeki hikâyesine<br />
yer veriliyor. Bu hikâyeye de içinde Negro’dan<br />
kodlar taşıyan ve ona ithafen söylenilen Lara Di<br />
Lara’nın eşsiz sesiyle dinlediğimiz, dillerden düşmeyecek<br />
yepyeni bir şarkı eşlik ediyor: Hep Yanımda<br />
Olsan<br />
Kampanya Künyesi<br />
Reklam Ajansı: Güzel Sanatlar<br />
Reklamveren: ETİ<br />
Reklamveren Yetkilileri: Zeynep Akyüz Öztürk,<br />
Burçin Kızıltepe, Berfin Özsoy<br />
Ürün: Eti Negro<br />
Kreatif Direktör: Emrah Kural<br />
Yaratıcı Ekip: Damlasu Yasa, Fatmanur Zeynel<br />
Müşteri İlişkileri: Gözde Şengüler, Ceysun Giritli,<br />
Sıla Gözüm, Sena Özata<br />
Stratejik Planlama: Ozan Karaman<br />
Medya Planlama/Satın Alma: MG Media<br />
Ajans Yapımcısı: Melis Bircan, Uğur Egemen İres<br />
Yapım Evi: PTOT<br />
Yönetmen: Canbert Yerguz<br />
Özgün Müzik: Jingle Jungle<br />
32 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>
Kampanyalar<br />
Strese iyi gelen yatak...<br />
Bambi Yatak, Hülya Avşar ile yeni bir reklam kampanyasına<br />
daha imza attı. Bambi Yatak’ın yeni nesil ürünü Magnasand<br />
Therapy Yatak için kamera karşısına geçen Avşar, yatağın<br />
strese nasıl iyi geldiğini günlük yaşamamıza göndermeler<br />
yaparak anlatıyor.<br />
Kampanya Künyesi<br />
Reklam veren: Bambi Yatak / Bambi.com.tr<br />
Marka: Bambi Magnasand Therapy Yatak<br />
Reklamveren Yetkilisi: Adem Çetmen<br />
Reklam Ajansı: Genna Istanbul<br />
Yaratıcı Yönetmen: Nilüfer Gülata<br />
Yaratıcı Grup: Gökhan Üstünel, Özhan Sancak, Erol Çelik<br />
Müşteri İlişkileri: İdil Ozman, Zeynep Gül<br />
Yapım Şirketi: Shortcut<br />
Yapımcı: Esra Seyrekbasan Onar<br />
Yürütücü Yapımcı: Cem Toparlaklı<br />
Yönetmen: Burak Yıldırım<br />
Görüntü Yönetmeni: Veli Kuzlu<br />
Müzik: Jingledak<br />
Medya Ajansı: Mediastore<br />
Mavi Yaz Başlıyor...<br />
Mavi ve Kıvanç Tatlıtuğ birlikteliklerinin 10. sezonuna ‘‘Çok<br />
ses getirecek’ yeni reklam kampanyasıyla devam ediyor.<br />
Mavi’nin, jean ruhunu yansıtan ve yaz koleksiyonundan ilham<br />
alınarak hazırlanan reklam filminde Kıvanç, Mavi jean’i<br />
ve gitarıyla başrolde. Hem ürünleri hem de gençlik enerjisiyle<br />
çok ses getirecek ‘Mavi Yaz’ filminin müziği ise Cem<br />
Karaca’nın unutulmaz parçalarından ‘Resimdeki Gözyaşları’.<br />
Mavi CEO’su Cüneyt Yavuz, “Kalbi jean’le atan bir marka<br />
olarak bugün Türkiye’de jean denince insanların aklına<br />
ilk Mavi geliyorsa bu başarıda Kıvanç’ın rolü büyük. Hem<br />
markası, hem de ürünleriyle ses getiren, kaliteyi ve iyi işler<br />
yapmayı odağına koymuş global bir şirket olarak, her sezon<br />
yenilenmenin ve heyecan yaratmanın peşindeyiz. Bu kampanyayla,<br />
aynı zamanda gençlere ‘İyi bir jean her zaman<br />
sana güç verir, cesaretlendirir ve özgür hissettirir’ diyoruz.”<br />
Kampanya Künyesi<br />
Reklam Yıldızı: Kıvanç Tatlıtuğ<br />
Senaryo: Ali Taran<br />
Yönetmen: Cemal Alpan<br />
Görüntü Yönetmeni: Burak Turan<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 33
Kampanyalar<br />
Sadelik Koleksiyonu...<br />
Özdilek Ev Tekstili, “Sadelik Koleksiyonu”ndaki en yeni ürünlerini<br />
Jessica May’in rol aldığı TV reklam filmi ile tanıtıyor.<br />
Özdilek Ev Tekstili’nin reklam yüzü olan Brezilyalı Oyuncu<br />
Jessica May ile sadeliğin ön planda olduğu en yeni ürünler<br />
ilk kez ekrana taşınıyor.<br />
Reklam filminin sonunda bir Özdilek markası olan Sadem’in<br />
Ciauro Mint ve Sail oda kokuları da tanıtılıyor. Farklı ruh ve<br />
karaktere sahip esanslardan oluşan yeni kokular ile Sadem<br />
evinizi büyülüyor.<br />
Kampanya Künyesi<br />
Reklam Veren: Özdilek Ev Tekstili<br />
Reklam Ajansı: ZIT Görsel ve İşitsel Sanatlar<br />
Kreatif Direktör: Ramiz Bayraktar<br />
Yönetmen: Tamer Aydoğdu<br />
Oyuncu: Jessica May Kara<br />
Görüntü Yönetmeni: Varol Şahin<br />
Müzik: Tony Lee Stafford Jr & Michael Dennis Smith & Nineoneone<br />
- What’s Gone Will Never Leave<br />
Prodüksiyon Şirketi: ZIT Görsel ve İşitsel Sanatlar<br />
İnternet Sitesi: ozdilek.com.tr / ozdilekteyim.com<br />
Oleg Cassini, 2019...<br />
Oleg Cassini, 2019 yılının ilk reklam kampanyasında<br />
başrol koltuğunu bu kez mağazalarının<br />
yıldızlarına ; stil danışmanlarına<br />
veriyor. Oleg Cassini Stil Danışmanları,<br />
heyecanlarını paylaşıp hayallerini gerçeğe<br />
dönüştürmek üzere gelin adaylarını “masalı<br />
birlikte yaratmaya” davet ediyor.<br />
Kampanya Künyesi<br />
Marka: Oleg Cassini<br />
Marka Sözcüsü:Merve Giray<br />
Kreatif Ajans:Kingdom İstanbul<br />
Kreatif Strateji:Lara Büyüktetik<br />
Metin Yazarı:Nazlı Şirinyurt<br />
Prodüksiyon:Efe Çelik<br />
Yönetmen:Melike Önay<br />
Fotoğrafçı:Tuğberk Acar<br />
34 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>
Kampanyalar<br />
Şimdi mi geldi aklınıza?...<br />
Ajinomoto’nun güçlü AR-GE ekibi, Türkiye’de ilk defa kemik<br />
suyu lezzetini bulyon formatına getirdi.<br />
Bizim Mutfak, kemik suyu lezzetini bulyon pratikliğiyle ilk kez<br />
tüketiciyle buluştururken, reklam filminde kemik suyu yapımının<br />
zorluğunu iki tecrübeli ev hanımının gözünden esprili<br />
ve gülümseten bir dille anlattı.<br />
Mutfakta herkesin aradığı “doğallık, besleyicilik ve pratiklik”<br />
üzerine yoğunlaşan Bizim Mutfak’ın bünyesinde bulunduğu<br />
Kampanya Künyesi<br />
Reklamveren: Ajinomoto İstanbul<br />
Reklamveren Yetkilisi: Hülya Gündoğan Uçarlar,<br />
Doğukan Saydan, Beril Tekelioğlu<br />
Reklam Ajansı: TBWA\Istanbul<br />
CCO: İlkay Gürpınar<br />
ECD: Volkan Karakaşoğlu<br />
Yaratıcı Ekip Liderleri: Orkun Önal, Erçin Sadıkoğlu<br />
Yaratıcı Ekip: Ali Yiğit Gümüş, Fırat Eren, Ezgi Tanyeri<br />
Marka Ekibi: Ömer Üstündağ, Burtay Baştufan,<br />
Zeynep Boyan<br />
CSO: Toygun Yılmazer<br />
Stratejik Planlama: Özgün Özkalay, Yunuscan Hismicil<br />
Produksiyon Ekibi: Evrim Saraçoğlu, Zeynep Türkmen<br />
Produksiyon Şirketi: Depo Film<br />
Yönetmen: Tolga Evgüzel<br />
Müzik: 3K1A<br />
Fotoğraf: Cihan Ünalan<br />
Nestlé DAMAK İnci...<br />
Nestlé DAMAK’ın fıstıklarını karşı konulmaz beyaz<br />
çikolata ile buluşturan yeni DAMAK İnci çikolataseverlerin<br />
beğenisine sunuldu. 86 yıldır çikolata ve<br />
fıstığın efsanevi aşkıyla özdeşleşen Nestlé DAMAK<br />
ailesinin yeni üyesi DAMAK İnci, markanın #BiDamakGüzellik<br />
kampanyasının devamı niteliğinde bir<br />
reklam filmiyle tanıtıldı.<br />
Hayattaki keşfedilecek güzelliklere vurgu yapan<br />
filmde beyaz çikolata ve Antep fıstığının buluşması<br />
yakın plan görüntülerle etkili bir şekilde paylaşılıyor.<br />
Çikolataya ismini veren inci tanelerinin eşsizliği ve<br />
değeri vurgulanıyor.<br />
Kampanya Künyesi<br />
Reklamveren: Nestlé Türkiye<br />
Genel Müdür: Özgür Karakaş<br />
Pazarlama Müdürü: Başak Çayhan<br />
Marka Müdürleri: Ömer Kağan Ural, Başak Tuncay<br />
Reklam Ajansı: Manajans J. Walter Thompson<br />
Yönetici Ortak: Leslie Krespin<br />
Yaratıcı Yönetmen: Kaan Ertüz<br />
Yaratıcı Grup Başkanı: Baran Güneş<br />
Müşteri Grubu: Setenay Ergin, Nuran Rona, Alanur Akyıldız<br />
Stratejik Planlama: Berkant Avcı, Mervenaz Mete<br />
Ajans Prodüktörleri: Ahmet Bayık, Eralp Çankır<br />
Yapım Şirketi: Mental<br />
Medya Ajansı: Mindshare<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 35
Kampanyalar<br />
AXE What...<br />
AXE’ın, yeni kokusu What?! için yaratılan global reklam<br />
kampanyası Türkiye’de yayına girdi. Deri ve kurabiye notalarının<br />
bir arada kullanıldığı yeni AXE reklam filmi, kokunun<br />
uyumsuz olacabileceği önyargısına son noktayı koyuyor.<br />
Film, What?! ile ilgili herkesin aklına ilk gelen “güzel kokar<br />
mı?” sorusuna eğlenceli bir dille yanıt veriyor.<br />
Genç adam, deri ile kurabiye kombinasyonunun güzel kokmayacağını<br />
düşünerek “Gerçekten güzel kokuyorsa otobanda<br />
çıplak koşarım” diyecek kadar kendinden emindir.<br />
What?!’ın “Yok Artık!” dedirten kokusunu ve etkisini tahmin<br />
edemeyen karakterimizi, bir anda otobanda çıplak kalmış<br />
olarak görürüz. Otobandaki şokunu sempatikliğiyle geçiştirmeye<br />
çalışan genç adam filmin sonunda What?!’ın olağanüstü<br />
kokusunu kabul ediyor.<br />
Kampanya Künyesi<br />
Yaratıcı Ajans: Dokyo<br />
Metin Yazarı: Frank Berning<br />
Prodüksiyon Şirketi: Tony Petersen Film<br />
Yönetmen: Claas Ortmann<br />
Divan Otel reklam filmi...<br />
Koç Grubu bünyesinde hizmet veren Divan Grubu,<br />
ilk televizyon reklamıyla izleyicilerin karşısına<br />
çıkarak, köklü geçmişini gözler önüne seriyor.<br />
Geleneksel çizgiler ve modern yaşamın renkli<br />
anlarının yer aldığı filmde, çini sanatçısı Adilcan<br />
Güven’in fırça hareketleri Divan çatısı altında bulunan<br />
her birimden izler taşıyor.<br />
Kampanya Künyesi<br />
Reklamveren: Divan Grubu<br />
Reklamveren Temsilcileri: Akşın Güngör,<br />
Mine Yaman Kocabaş, Naz Kayıran Yanık, Ece<br />
Başer<br />
Reklam Ajansı: BEING\ÇÖZÜM<br />
Yaratıcı Ekip: Ozan Can Bozkurt, Erce Ulusoy,<br />
Hande Gürsoy<br />
Marka Ekibi: Yusuf Ziya Erdönmez, Elif Onat Bozkurt,<br />
Yasemin Asaad<br />
Stratejik Planlama Ekibi: Ahmet Yener, Deniz Atalay,<br />
Beliz Atalay<br />
Prodüksiyon Ekibi: Evrim Saraçoğlu, İrem Akalın<br />
Prodüksiyon Şirketi: Kala Film<br />
Yönetmen: Onur Erdem<br />
Post Prodüksiyon Şirketi: ABT İstanbul<br />
Müzik: FFW<br />
Kullanılan Mecralar: TV, Dijital<br />
36 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>
Kampanyalar<br />
#BaşarınınCinsiyetiOlmaz...<br />
Türk Ekonomi Bankası (TEB), 8 Mart Dünya Kadınlar<br />
Günü’ne özel hazırladığı #BaşarınınCinsiyetiOlmaz videosuyla<br />
kadınların iş yaşamındaki önyargı ve engellere karşı<br />
verdikleri mücadeleye dikkat çekiyor.<br />
Kadınların iş dünyasındaki varlığını güçlendirme ve ekonomiye<br />
daha fazla dahil olmasına katkıda bulunma amacıyla<br />
çalışan TEB, iş yaşamında karşılaşılan her türlü engele karşı<br />
iş kadınlarını cesaretlendirmeye devam ediyor<br />
Kampanya Künyesi<br />
Reklamveren: TEB (Türk Ekonomi Bankası)<br />
Reklamveren Ekibi: Zeynep Demirkol, İlke Erdener, Mustafa<br />
Baysal, Mert Maviş, Fatih Tozan, Murat Olgaç, Özal<br />
Ünal<br />
Reklam ajansı: Tick Tock Boom<br />
Yaratıcı Yönetmen: Gürkan Gürel<br />
Yönetmen: Mahir Birav<br />
Müşteri ilişkileri grubu : Bahriye Sarıkaya,<br />
Duygu Daşdöğen<br />
Kreatif Ekip: Derya Canca<br />
Ajans Prodüksiyon: Bensu Şengül<br />
Ekici Süzme Peynir’in reklam filmi...<br />
Ekici Peynir’in Süzme Peynir reklamı yayınlandı.<br />
Engin Günaydın’ın seslendirdiği ve özel üretim<br />
tekniğiyle hazırlanan Ekici Süzme Peynir’in reklam<br />
filminde üstün lezzet ödülüne ve yüksek kalsiyumlu<br />
olmasına vurgu yapılıyor.<br />
Peynir ustası Ekici’nin Süzme Peynir reklam filmi<br />
esprili bir dille başlıyor. Ardından da süzme peynirin<br />
ilk başlarda peynir ailesinden sayılmamasına atıfta<br />
bulunuluyor. Reklam filmi “Sen süzmesin dediler, bu<br />
sofrada yerin yok dediler. Ama bir yediler, bir daha<br />
da hakkımı yemediler” cümleleri ile devam ediyor.<br />
Kampanya Künyesi<br />
Reklamveren: Ekici Peynir<br />
Reklamveren Temsilcisi: Elçin Ekici Öztürk<br />
Marka İletişim Danışmanlığı: Communication<br />
Partner<br />
Reklam Ajansı: Karpat Independent Advertising<br />
Agency<br />
Yönetici Yaratıcı Yönetmen: Nick Sawyer<br />
Müzik: Jingle House<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 37
Sırbistan’ın ba
Gezi<br />
şkenti Belgrad...<br />
Uzun zamandır görmek isteyip de bir sürü f<br />
ırsatını bulamadığım bir yerdi Belgrad.<br />
Sonunda kısmet oldu ve 3 arkadaş Belgrad yolunu tuttuk.<br />
Pegasus Hava Yollarının direk uçağı ile saat 11:35 gibi vardık<br />
Belgrad’ a. Belgrad vize istemiyor.<br />
Fotoğraflar ve yazı Seval Duban / seval@sevalduban.com<br />
Uzun zamandır görmek isteyip de bir<br />
sürü fırsatını bulamadığım bir yerdi<br />
Belgrad. Sonunda kısmet oldu ve 3<br />
arkadaş Belgrad yolunu tuttuk. Pegasus<br />
Hava Yollarının direk uçağı ile saat<br />
11:35 gibi vardık Belgrad’a. Belgrad<br />
vize istemiyor, dolayısıyla giriş işlemlerinden<br />
sonra şehir merkezine gitmek<br />
için A1 numaralı otobüze bindik. A1’ in<br />
fiyatı standar 300 Dinar. Ancak para<br />
üstü geri alırken mutlaka sayarak alın.<br />
Zira eksik verebiliyorlar. Havaalanında<br />
döviz kurları düşük o yüzden döviz bozduracaksanız<br />
şehir merkezinde bozdurmanızı<br />
tavsiye ederim. Şehir merkezinde<br />
oldukça fazla döviz bürosu var.<br />
Yaklaşık yarım saat sonra Slavija meydanına<br />
varıyoruz. A1 otobüslerinin kalkış<br />
ve varış yeri burası. Meydana vardığımızda<br />
çok acıkmış olduğumuz için<br />
hemen yemek yiyecek yer arıyoruz, tabii<br />
ki Foursquare’dan Bize en yakın yer<br />
Hotel Slavija Garni’nin restaurantı. Bavullarımızla<br />
birlikte Slavija Restaurant’a<br />
gidiyoruz. Restaurant otele ait ve oldukça<br />
büyük. Hemen oturup Cevapi ve<br />
yerel bira söylüyoruz. Cevapi iste kurutulmuş<br />
etten yapılan bir çeşit köfte. Tadı<br />
füe et gibi; en sevdiğim lezzetlerden biri<br />
Posiyonlar, Türkiye’ye göre çok büyük,<br />
o yüzden ben tamamını bitiremedim<br />
Yemeklerimizi bitirdikten sonra, booking.com<br />
üzerinden ayarladığımız eve<br />
doğru yola çıkıyoruz. Otelimiz Terazije<br />
caddesi üzerinde. Otel dediğime bakmayın<br />
aslında orası bir daire Eşyalarımızı,<br />
eve bırakıp Belgrad’ı keşfe çıkıyoruz.<br />
Sırbistan’ın başkenti olan Belgrad;<br />
Sava ve Tuna nehirlerinin buluştuğu ve<br />
uluslararası kara, demir ve havayollarının<br />
birleştiği merkezi bir konumda bulunuyor.<br />
Güneyinde Avala ve Kosmaj<br />
dağlarının uzandığı, pek çok noktasından<br />
eşsiz Kalemegdan’ın göründüğü<br />
ve kalbinin Knez Mihailova caddesinde<br />
attığı şehir, yıl içerisinde çok sayıda ziyaretçiye<br />
ev sahipliği yapıyor.<br />
İstanbul ve Atina’dan sonra Avrupa’nın<br />
en eski şehri olan Belgrad’ a ait arkeolojik<br />
bulgular, M.Ö 5. yüzyıla kadar<br />
uzanmakta. Kelt kabileleri tarafından<br />
keşfedilen ve hakkındaki ilk kayıtların,<br />
878 yılına ait olduğu belirtilen şehrin tarihi,<br />
birçok mücadele ve savaşla dolu.<br />
Sadece ülkenin değil aynı zamanda<br />
Avrupa’nın da eğlence merkezlerinden<br />
biri olan Belgrad’ın gece hayatı, komşu<br />
ülkelerden birçok ziyaretçi çekmekte<br />
ancak biz o gecelere akamadık .<br />
Gelelim gezimize; niyetimiz Knez Mihailova<br />
Caddesi üzerinden Kalemegdan’a<br />
gitmek. Sırbistan’ın en eski yerleşim<br />
bölgelerinden biri olan Knez Mihaliova<br />
Caddesi; birçok tarihi binasıyla kültüre,<br />
ünlü mağazalarıyla ekonomiye, galerileriyle<br />
sanata ve modern kafeleriyle de<br />
eğlenceye hizmet veren kocaman, güzel<br />
bir cadde.<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 39
Tuna ve Sava nehirlerinin<br />
birbirine kavuştuğu<br />
bölgede yer alan<br />
Kalemagdan Parkı<br />
Gezi<br />
Roma ve Osmanlı kültürünün izlerini taşıyan<br />
bahçelere, çeşmelere ve binalara<br />
sahip olan cadde; 1867 yılından sonra<br />
gerçekleştirilen şehir planlamasıyla bugün<br />
ki halini almış ancak yol çalışmaları<br />
hala bitmemiş. Beyoğlu’nun başına<br />
gelen, Knez Mihailova Caddesi’nin de<br />
başına gelmiş .<br />
Caddenin en önemli sembollerinden<br />
biri olan Prens Mihailo Heykeli, heykelin<br />
solundaki Ulusal Tiyatro binası<br />
ve arkasındaki Ulusal Müze; Knez Mihailova<br />
caddesi’nin kültürel ve sanatsal<br />
dokusunu temsil ediyor. Caddeyi<br />
keyifle dolaştıktan sonra gözümüze<br />
çarpan dondurmacıda alıyoruz soluğu.<br />
Dondurmalarımızı aldıktan sonra ki çok<br />
güzelmiş dondurması ; Kalemegdan’a<br />
varıyoruz.<br />
Knez Mihailova Caddesi’nin bittiği yerde<br />
başlayan Kalemagdan Kalesi ve doğal<br />
güzelliğiyle büyüleyen Kalemegdan<br />
Parkı, Belgrad’da hem gezme hem de<br />
dinlenme amaçlı ziyaret edilen yerlerden<br />
biri. Beldrad’da çok fazla yeşil alan<br />
olduğunu da belirteyim bu arada<br />
İlk yerleşimin, Kelt Scordisci kabilesi<br />
tarafından M.Ö. 3. yüzyılda gerçekleştiği<br />
bu tarihi yer; Türk ve Slav kabileleri<br />
başta olmak üzere birçok kabile tarafın-<br />
40 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong><br />
dan zapt edilmiş, aynı zamanda Roma<br />
ve Osmanlı gibi güçlü imparatorlukların<br />
sınırlarına girmiş.<br />
Osmanlı Devleti’nin mimarisini yansıtan<br />
İstanbul Kapısı, Kalemegdan Kalesi’nin<br />
ana girişini oluşturuyor hemen sonrasında<br />
açık hava silah müzesi bulunuyor.<br />
Kale’ye girdikten sonra karşımıza<br />
çıkan Zindan Kapısı ise asıl yapısının<br />
bozulmadan inşa edildiği terasıyla ziyaretçilere<br />
muhteşem bir Tuna Nehri<br />
manzarası sunuyor.<br />
Kale’nin etrafını çevreleyen geniş Kalemagdan<br />
Parkı’nın girişinde ise bir elinde<br />
şahin, diğer elinde savaş kılıcı olan<br />
ve Sırbistan’ın bağımsızlığını simgeleyen<br />
Victor Anıtı bulunuyor.<br />
Tuna ve Sava nehirlerinin birbirine kavuştuğu<br />
bölgede yer alan Kalemagdan<br />
Parkı; basketbol ve tenis kortları, müzeleri<br />
ve kafeleriyle başkentin en popüler<br />
yerleri arasında. En güzeli ise gün<br />
batımında kale surlarında oturup muhteşem<br />
manzarayı izlemek. Biz de en<br />
güzelini yapıp, güneşi Kalemgdan’ da<br />
bitirdik. Sonra da Belgrad sokaklarını<br />
keşfe çıktık.<br />
Nehir kenarından doğru yürüyerek<br />
Aziz Mihail Katedrali’ne (Holy Archangel<br />
Michael Cathedral) vardık. 1837 ve<br />
1840 yılları arasında A. F. Kverfeld tarafından<br />
tasarlanıp, ünlü heykeltıraş Dimitrije<br />
Pančevo tarafından inşa edilen<br />
katedral, Kutsal Başmelek Michael’a<br />
ithaf edilmiş. Geç barok döneminin mimari<br />
izlerini taşıyan katedral, 19. yüzyıl<br />
Sırp sanatının Avrupa stiline yakınlaşan<br />
önemli örneklerinden biri. Antik ikonalarla<br />
ve altın işlemeli sanat eserleriyle<br />
dekore edilen katedral, aynı zamanda<br />
Sırp liderler Miloš Obrenović ve Mihailo<br />
Obrenović dışında, Dositej Obradović<br />
ve Vuk Stefanović Karadžić gibi birçok<br />
ünlü kişinin mezarlarını barındırıyor.<br />
St. Michael Cathedral’ den sonra tekrar<br />
Knez Mihailova Caddesi’ne çıkıp yürüyüş<br />
yaptık. Ardından da bir şeyler içmek<br />
için Skadarlija denen bölgeye gittik.<br />
Şehrin en bohem ve ilginç mahallelerinden<br />
biri olan Skadarlija, geleneksel<br />
Sırp eğlencesini yansıtan bir bölge. 19.<br />
ve 20. yüzyılın başlarında birçok şair ve<br />
sanatçının toplandığı Skadar Caddesi,<br />
mahallenin merkezi konumunda. Belgrad’<br />
ın en eski geleneksel restoran ve<br />
barlarına sahip olan bölgede, Kafana<br />
adı verilen mekanlarda şehrin en eski<br />
biraları tadıp, geleneksel Sırp müziği<br />
Starogradska dinlenebilirsiniz. Bizim<br />
şansımıza Osman Aga şarkısının Sırp<br />
versiyonu denk geldi :)<br />
Skadarlija, arnavut kaldırılarıyla döşenmiş,<br />
araç trafiğine kapalı bir cadde.<br />
Cadde çok şık otantik restaurant ve kafeler<br />
var. Biz öğlen yediğimiz cevapileri<br />
hala sindiremediğimiz için bir şeyler içmek<br />
için Red Bar’ a oturduk. Şansımıza<br />
terasta yer bulduk ve otantik Skadarlija<br />
manzarasına karşı oturduk. Mehmet,<br />
şarap ile ilgili bir kursa gittiği için içecek<br />
seçimini Mehmet’e bıraktık. O da
Gezi<br />
bizim için bir şişe, yerel bir şarap olan<br />
Temet Three Morave Red şarap söyledi.<br />
Ben şaraptan çok anlamam ama bu<br />
şarabı hiç sevmedim. Benim için sirkeden<br />
farksızdı. Onun yerine Pina Colada<br />
söyledim de keyfim yerine geldi :) Epey<br />
bir sohbet, muhabbetten sonra uyumak<br />
üzere dairemize geri döndük.<br />
Ertesi gün kahvaltımızı ettikten sonra<br />
Novi Sad’a doğru yola koyulduk. Novi<br />
Sad’a, otobüs garından her saat başı<br />
otobüs var. Biz de biletlerimiz aldıktan<br />
sonra otobüse binip yola çıktık.<br />
Otobüs ile Novi Sad yaklaşık 1,5 saat<br />
sürüyor. Garda otobüsten indikten sonra<br />
taksiye binip, nehir manzaralı dairemize<br />
doğru yola çıktık.<br />
Novi Sad, oldukça küçük bir yer. Günü<br />
birlik gezi için gayet uygun ancak biz<br />
akşam da ortamı görmek için bir gece<br />
kalmaya karar verdik.<br />
Eşyaları odaya bıraktıktan sonra da<br />
Novi Sad’ı keşfe çıktık. Yol yorgunluğunu<br />
atmak için Tuna nehri kenarında bir<br />
kafeye oturup kahvelerimiz içtik. Azıcık<br />
keyif yaptık, huzurlu, mutlu sohbet ettik.<br />
Sonra da Katolik Meydanı’na doğru<br />
yola çıktık.<br />
Bu meydana Katolik Meydanı denmesinin<br />
sebebi, Köşesinde bulunan Neo-<br />
Gotik tarzda inşaa edilmiş olan katedral.<br />
Yerel halkın basitçe “Katedral” olarak<br />
Novi Sad, günü birlik gezi için<br />
gayet uygun ancak biz akşam<br />
da ortamı görmek için bir gece<br />
kalmaya karar verdik.<br />
adlandırdığı bu muhteşem katedral,<br />
1895 yılında, Church of the Name of<br />
Mary (Katolik Meryem Kilisesi) ismiyle<br />
yapılmış. 72 metre yüksekliğinde kuleye<br />
sahip olan katedral, Novi Sad’ ın en<br />
büyük Roman Katolik kilisesi.<br />
Meydan’ın hemen karşısında yine harika<br />
bir mimariye sahip olan yerel yönetim<br />
binası var. onun solunda ise meşhur<br />
Vojvodina Otel var. Okuduğum gezi<br />
yazılarında herkes Vojvodina Otel’den<br />
bahsetmiş ama ben bir numara görmedim.<br />
Katolik Kilisenin yanından devam<br />
edince, araç trafiğine kapalı, çok şık bir<br />
caddeye giriyorsunuz (Zmaj Jovina).<br />
Bu caddede çok şirin kafeler ve sokak<br />
sanatçıları var. Oturup vakit geçirmek<br />
için keyifli bir yer. Caddenin sonunda<br />
Saint George’s Cathedral’i ve Vladislav<br />
yard yer alıyor.<br />
Novi Sad’da bir birine çok yakın bir sürü<br />
kilise var; bir tanesi de Church of Holy<br />
Mother’s Ascension. Sanırım bu kadar<br />
çok kilise olduğu için buranın adı Katolik<br />
Meydanı.<br />
Kiliselerden sonra bir de Sinagog ziyaret<br />
edelim diyoruz ve Synagogue Novi<br />
Sad’a geliyoruz. Tabiisi de Sinagog<br />
kapalı. Ancak, bahçedeki bekçiyi görünce<br />
içeriyi ziyaret edebilir miyiz diye<br />
soruyoruz. Bekçi de bizden kişi başı 10<br />
euro istiyor. Tabiisi de gülüp geçiyoruz<br />
ve aklımıza paragöz yahudi fıkraları<br />
geliyor :)<br />
Bakıyoruz ki Novi Sad’ da yapılacak bir<br />
şey yok, rotayı Petrovaradin Kalesi’ne<br />
çeviriyoruz. Petrovaradin Kalesi, Tuna’<br />
nın diğer tarafında. Köprüden, Tuna’yı<br />
izleyerek aheste aheste karşıya geçiyoruz.<br />
Kaleye tırmanmadan önce karşımıza,<br />
18. yüzyılda inşaa edilmiş olan<br />
St. George Kilisesi çıkıyor ancak restorasyon<br />
yapılıyor. o yüzden giriş yok.<br />
Kilisenin yanındaki merdivenleri kullanarak<br />
Ludwig von Baden Kapısı’ ndan<br />
Petrovaradin Kalesi’ne (Petrovaradin<br />
Fortress) tırmanıyoruz. Sonrasında<br />
tünelden geçip saat kulesinin olduğu<br />
alana varıyoruz. Saat Kulesi’nin olduğu<br />
yerden Tuna Nehri manzarası muhteşem.<br />
Bir süre Tuna Nehri’ni seyrettikten<br />
sonra kaleyi geziyoruz.<br />
Petrovaradin Kalesi’ne, Ludwig von<br />
Baden Kapısı haricinde yukarıda bulunan<br />
kapılardan da girmek mümkün.<br />
Kalede, tarihi izleri barındıran, Molinari<br />
Kapısı, VI. Karl Kapısı, Belgrad Kapısı<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> /41
Gezi<br />
ve Leopold Kapısı bulunuyor. Kale içerisinde<br />
bir de müze var; City Museum of<br />
Novi Sad. Ancak biz müzeyi gezmedik.<br />
Biz kaleye çıkarken yağmur başlamıştı,<br />
en tepeye vardığımızda ise sağnak<br />
yağışa döndü. Biz de fırsat bu fırsat deyip,<br />
yemek molası verdik. Kalenin üst<br />
tarafında kocaman bir otel ve 3 farklı<br />
restaurant var. Biz özellikle Restaurant<br />
Terasa’ya gittik çünkü yemeklerinin nefis<br />
olduğuna dair duyum almıştık.<br />
Nefis yemekler eşliğinde şarabımızı içtik<br />
ve gerçekten çok çok keyif aldık. Ancak<br />
olur da gitmek isterseniz mutlaka<br />
rezervasyon yaptırın, aksi takdirde yer<br />
bulmanız imkansız. Patron geç geleceği<br />
için bizi, patronun masasında ağırladılar:)<br />
Restaurant Terasa’da muhteşem<br />
bir şey daha vardı; pasta. Sade milföy<br />
pasta. Amaaaa, bir tadı vardı, var yaaa,<br />
muhteşem. Ömrümde bu kadar güzel<br />
pasta yemedim. Sırf onun için bir daha<br />
Novi Sad’a gidilir :)<br />
Karnımızı doyurduktan sonra da Novi<br />
Sad gecelerine akalım dedik ve Katolik<br />
Meydanı’ na geri döndük. Kilisenin yanından<br />
(diğer yanı :) ) içeri girince bissürü<br />
bar göreceksiniz. Minik minik bir<br />
sürü mekan. Çoğundan taverna müziği<br />
gibi ses geliyor. Siz de sanıyorsunuz ki,<br />
canlı müzik var. Bir giriyorsunuz, bir iki<br />
masada insanlar var, mekan boş, müzik<br />
teypten geliyor :( Çok sinir bozucu.<br />
Epey bir yer dolaştıktan sonra bir yer<br />
bulup oturduk. Ancak yaş ortalaması<br />
çok küçük olduğu için mekanlar bizi<br />
kesmedi. Biz büyümüşüz artık :) 3 - 5<br />
bira içtikten sonra gidip uyuduk :)<br />
Ertesi gün kahvaltımızı ettikten sonra<br />
Belgrad’ a geri döndük, tekrar keşfe devam.<br />
Benim için Nikola Tesla<br />
bir ilah. Kendisini mucize<br />
olarak görmekteyim.<br />
Bu sefer ki ilk rota, Nikola Tesla Müzesi.<br />
Benim için Nikola Tesla bir ilah. Kendisini<br />
mucize olarak görmekteyim. Ona<br />
dair yazılan tüm kitapları okudum. Yani<br />
öyle böyle değil, fena fanatiğiyim. Hani<br />
deseler ya, bir mucize olacak, ne istersin.<br />
Derim ki; Nikola Tesla ile 1 yıl yaşamak<br />
(daha çok da olur :) ).<br />
Bu fanatikliğim sebebiyle müzeye giderken<br />
çok heyecanlıydım. Müzeye,<br />
rehber eşliğinde, saat başı ziyaretçi alıyorlar.<br />
sıra bize geldiğinde kalbim güm<br />
güm atıyordu :)<br />
İlk salonda Nikola Tesla’ya ait bir kaç<br />
eşya sergileniyor. Sonra ki kısımda ise<br />
Nikola Tesla’nın küllerinin bulunduğu<br />
küre sergileniyor. Ardından da minik bir<br />
salona geçiliyor. Bu salonda Tesla’nın<br />
indüksiyon motorunun parçaları ve barkovizyon<br />
bulunuyor. Barkovizyonda 15<br />
dakika boyunca Nikola Tesla’nın hayatını<br />
izliyorsunuz ve bir kez daha hayran<br />
kalıyorsunuz :)<br />
Ardından da küçük bir salona geçiliyor.<br />
Orada elktro manyetik osilatör deneylerinin<br />
simülasyonları var. Deneyler çok<br />
güzel ancak içerisi çok kalabalık olduğu<br />
için hiç eğlenceli değil. Aklıma, küçükken<br />
manyetolu çakmaklarla, milleti<br />
çarptığım amanlar geldi :) İçeride sadece<br />
2 tane gösteri yapıyorlar ve olay<br />
bitiyor. Nikola Tesla Museum, benim<br />
için tam bir hayal kırıklığı oldu. Beni hiç<br />
kesmedi. Çok üzgün ayrıldım, oradan.<br />
İnşallah Kanada’dakine gitmek nasip<br />
olur :)<br />
Tesla Müzesinden sonra Tašmajdanski<br />
Parkı’na doğru yürüyoruz. Parkın içerisinden<br />
geçip, Aziz Mark Kilisesi’ne varıyoruz.<br />
Aziz Mark Kilisesi (St. Mark Church,<br />
Crkva Svetog Marka), Sırbistan’ın başkenti<br />
Belgrad’ın Tašmajdan Parkı’nda<br />
bulunan bir Sırp-Ortodoks kilisesi. Sırbistan<br />
Ulusal Meclisi’ne yakın bir konumda<br />
bulunan kilise, Petar ve Branka<br />
Krstić kardeşler tarafından Bizans mimarisi<br />
örnek alınarak yapılmış. 1940’ta<br />
tamamlanan kilisenin içerisinde, 18. ve<br />
19. yüzyılların izlerini taşıyan en zengin<br />
ikona koleksiyonu ve kilisenin önceki<br />
dönemlerini yansıtan bir kaç tane de<br />
maket var. Kilisenin içinde ayrıca Sırp<br />
imparatoru Stefan Dušan’ın kemiklerinin<br />
saklandığı, lahit şeklinde mezarlığı<br />
bulunuyor. Stefan Dušan haricinde<br />
Aleksandar Obrenović, Draga Mašin,<br />
Natalie of Serbia gibi isimler de bu kili-<br />
42 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>
Gezi<br />
seye defnedilmiş.<br />
Kilise ziyaretinden sonra oradan ayrılıp,<br />
yemek için Zavicaj Restaurant’a<br />
(Завичај) gidiyoruz.<br />
Zavicaj Restaurant, otantik ve çok<br />
şirin bir restaurant. Personel çok şeker<br />
ki, Sırplar genelde sert mizaçlıdır.<br />
Ben artık et yemekten sıkıldığım<br />
için ızgara somon söyledim, yanına<br />
da yöresel kadeh, beyaz şarap. İyi ki<br />
de öyle yapmışım; somon önce füme<br />
yapılmış sonra hafif kızartılmış. Tadı<br />
inanılmaz güzeldi. Şimdiye kadar yediğim<br />
en iyi somondu :)<br />
Yemekten sonra tekrar Skadarlija’ya<br />
gidiyoruz. Önce bir kafede kahve içip<br />
sonra yine Red Bar’a gidiyoruz. Müdavimi<br />
olduk neredeyse :) Ancak bu<br />
sefer mekan dolu olduğu için yer bulamıyoruz.<br />
Biz de bara oturuyoruz :)<br />
İyi ki de oraya oturmuşuz çünkü çok<br />
tatlış bir barmene denk geldik. Ne istersiniz<br />
diye sordu, kokteyl dedim, menüyü<br />
istedim. Menüyü boşver, nasıl bir<br />
tat istiyorsun dedi. Ben de kahveye doyamadığım<br />
için kahveli bir şeyler olsun<br />
dedim :) Ardından tüm becerilerini ortaya<br />
koyup bana muhteşem bir kokteyl<br />
hazırladı :) Kuzen önce mojito ardından<br />
daiquiri içti. Mehmet’e çok süper<br />
portakal tadında bir koktely hazırladı.<br />
Sonrasında ben de portakal kokusuna<br />
aş erip, cointreau, martini ve viskiden<br />
oluşan bir kokteyl daha içtim. Yalnız bir<br />
süre sonra sigara dumanından gözlerimiz<br />
yandığı için bardan çıkmak zorunda<br />
kaldık.<br />
Ertesi gün Tuna Nehri’nde tekne turu<br />
yapmak istedik. Ben bir kaç firmayı aradım<br />
ancak telefona cevap veren olmadı.<br />
Biz de tekrar dışarı çıkıp gezinmeye<br />
başladık. Bir taksiye binip Aziz Sava<br />
Katedrali’ne gittik.<br />
Osmanlı Donanması’nın kaptan-ı deryası<br />
olan Sinan Paşa’nın, 1550-1553<br />
yılları arasında kaleme aldığı notlarına<br />
göre; başpiskopos Aziz Sava, 1594’te,<br />
Mileševa Manastırı’ndan ayrılıp buraya<br />
Bu kültür mekanları<br />
haricinde bir bölgeler var<br />
Belgrad’da gezilecek.<br />
yerleşmiş. Öldükten sonra da burası<br />
onun mezarı olmuş.<br />
Yapımına, Bogdan Nestorović ve Aleksandar<br />
Derok tarafından 1935 yılında<br />
başlanan katedralin inşası, 2. Dünya<br />
Savaşı ve Tito dönemlerinde yaşadığı<br />
duraksamalarla ancak 1985’ten sonra<br />
tamamlanabilmiş. Ancak biz gittiğimizde<br />
yine restorasyon çalışması vardı ve<br />
kilisenin tamamı kapalıydı. Sadece giriş<br />
kısmındaki minik mağazalar ve satış reyonu<br />
açıktı. Katedrale para lazım tabii :)<br />
Boşu boşuna St. Sava Cathedral’ine<br />
kadar gelmiş olduk :( Oradan rotamızı,<br />
Pionirski Park’a çeviriyoruz.<br />
Pionirski Park’ın hemen köşesinden<br />
çok ilginç bir anıt var. St. Elijah’ ın tepesinden<br />
getirilen kayalardan yapılmış<br />
minik bir kale ve üzerinde, Birinci Dünya<br />
Savaşı’ na katılan tüm Sırp generallerin,<br />
anıt plaketleri bulunuyor. Bu anıt,<br />
Sırp ordusunun, Birinci Dünya Savaşı’<br />
nda, Bulgaristan’a karşı, Kajmakčalan<br />
Dağı’nda kazandıkları büyük zaferini<br />
temsil ediyor.<br />
Bir çok bitki türünü barındıran Pionirski<br />
Park, bir nevi botanik bahçe aynı zamanda.<br />
Parkın içinde Sırp Sırp heykeltıraş<br />
ve ressam Nadežde Petrović’in bir<br />
heykelinin yanı sıra Nobel Ödüllü Ivo<br />
Andrić’in anıtı, havuz ve yürüyüş parkurları<br />
var. Parkın hemen arkasında ise<br />
Eski Saray (Stari Dvor) ve Yeni Saray<br />
(Novi Dvor) bulunuyor.<br />
1882 ve 1884 yılları arasında Kral Milan<br />
Obrenović tarafından inşa edilen Eski<br />
Saray, bahçeye açılan büyük balkonları,<br />
birinci kata kadar yükselen karyalid<br />
heykelleri, ihtişamlı Doric sütunlarıyla<br />
büyülü bir güzelliğe sahip. Ana holün<br />
açıldığı Kırmızı Salon, sol tarafındaki<br />
Sarı Salon ve Tören Odası; sarayın<br />
en ihtişamlı yerleri. Ünlü ressam Đura<br />
Jakšić’ in portresi, Belgrad’ın Slav dilinde,<br />
ilk olarak isminin geçtiği doküman<br />
olan, Papa VII. John‘un mektubunun<br />
bulunduğu Eski Saray’da ayrıca Sava<br />
Šumanović ve Jovan Bijelić gibi birçok<br />
ünlü sanatçının eserleri de barınıyor.<br />
19. yüzyıl mimarisini yansıtan bina,<br />
İkinci Dünya Savaşı sonrası geçirdiği<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> /43
Gezi<br />
restorasyon sürecinden sonra birçok<br />
resmi daire tarafından kullanılan saray,<br />
1961’ den itibaren Belgrad Kent Meclisi’<br />
ne ev sahipliği yapıyor.<br />
Karageorgevich hanedanlığı için özel<br />
olarak inşa edilen Yeni Saray’ ın (Novi<br />
Dvor), yapımına 1911’ de başlanmış ve<br />
tamamlanması 11 yıl sürmüş. 1933’ e<br />
kadar Karageorgevich hanedanlığının<br />
yaşadığı sarayda, İngiliz ve Japon tarzı<br />
salonlar, yatak odaları ve kütüphanelerin<br />
yanı sıra, XIV., XV. ve XVI. Louis<br />
etkisindeki tasarıma sahip olan saray,<br />
1934 yılından sonra sırayla Prens<br />
Paul müzesine ve Sırbistan Meclisi’ne<br />
devredilmiş. Şimidilerde de Sırbistan<br />
Cumhurbaşkanı’nın ofisi olarak kullanılmakta.<br />
Kültür gezimizi tamamladıktan<br />
sonra kahve içmek üzere Aviator<br />
Coffee’ye gidiyoruz. Mola için tavsiye<br />
ederim, oldukça şık bir mekan :) Biz<br />
kahvelerimizi içerken, aramış olduğum<br />
tekne turu firmalarından bir geri aradı.<br />
Yarım saat sonrasına sözleşip, tekne<br />
turu yapmaya karar verdik.<br />
Bir taksiye binip, Tuna Nehti tarafında<br />
bulunan UG Dorćol diye bir binanın yanına<br />
vardık. Burası bizim balıkçı barınaklarının<br />
aynısı ve burada da çekek<br />
yerleri var. Biz gezi teknesi hayal ederken,<br />
şansımıza bir balıkçı teknesi denk<br />
geldi, hem de pancar motorlu. ancak<br />
sadece 3 kişi olduğumuz için bize özel<br />
bir tekne turu oldu.<br />
44 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong><br />
Biz gezi teknesi<br />
hayal ederken,<br />
şansımıza bir<br />
balıkçı teknesi denk geldi.<br />
Tıngır mıngır Great War Island’ ın etrafında<br />
dolanmaya başladık. Giderken,<br />
adayı, iskelemize aldığımızda, Borča<br />
sancak tarafımızda kaldı. Borča’ nın<br />
kıyısında minik minik bir sürü ahşap<br />
kulübeler vardı ve insanlar piknik yapıyorlardı.<br />
Mekanla çok tatlıydı, hayran<br />
kaldık, izlerken. Sonra tekna geri dönüşe<br />
başladı ve bu sefer Nikola Tesla<br />
Bulvarı’ nın kıyısında ilerlemeye başladık.<br />
Bu kıyı şimdiye kadar gödüğüm en<br />
güzel kıyı diyebilirim çünkü muhteşem<br />
mekanlar var :)<br />
Nehir üzerinde dubaların üzerinde inşa<br />
edilmiş, restaurant, bar ve gece kulübü<br />
olarak hizmet veren mekanlara splavovi<br />
deniyormuş. Novi Beograd’ da, Sava<br />
ve Tuna nehirlerinin birleştiği bölgede<br />
sıra sıra görülebilen bu barlar akşam<br />
restauranti kafe ve bar, gecenin ilerleyen<br />
saatlerinde ise müşerilerini coşturan<br />
birer gece kulübü oluyor. Yerel halk<br />
müziği, pop, dans, hip-hop, R&B gibi<br />
müziklerin yanı sıra, canlı müzik çalan<br />
splavovi’ ler de mevcut.<br />
Mekanları seyrede seyrede, biraz da<br />
üşüyerek 2,5 saatlik tekne turumuzu<br />
bitiriyoruz. Ardından da yemek yemek<br />
üzere Walter Sarajevski Ćevap’ iye<br />
(Валтер Сарајевски ћевап) gidiyoruz.<br />
bu arada bu mekan bizim kaldığımız<br />
caddede :) Mekanın yemekleri muhteşem,<br />
tabiisi de et ve cevapi köfteleri.<br />
Ben ev yapımı şarap denedim ama tadı<br />
şirke gibiydi. O yüzden tavsiye etmiyorum<br />
:)<br />
Uzun süren yemeğin ardından, Maxi<br />
Market’ ten alışveriş yapıp sonra da<br />
dairemize döndük. Geniş salonumuzda<br />
bira içip dairemizde partiledik.<br />
Bizim gitmediğimiz ancak belki sizin<br />
gitmek isteyebileceğiniz bir kaç mekan<br />
daha paylaşacağım.<br />
1863 yılında, Prens Mihailo Obrenović<br />
tarafından, halkın bağışlarıyla finanse<br />
edilen Yükseliş Kilisesi (Crkva-Svetog-<br />
Vaznesenja), eski Sırp manastır örnekleri<br />
referans alınarak yapılmış. Romantizm<br />
akımına ait bir çok öge barındıran<br />
kilise, ikonalar, eski kitaplar, altın kalıntıları<br />
ve 19. yüzyıldan kalma daha bir<br />
çok esere ev sahipliği yapıyor. Belgrad<br />
Prensliği özerkliğini ilan ettikten sonra<br />
ilk çan bu kilisede çalınmış. Bu tarihi<br />
kilisenin dış cephesi de oldukça şirin<br />
hatta romantik :) Yığma taş üzerinde<br />
beton cephe ve çevresinde muhteşem<br />
bir park.<br />
Belgrad’ ın en eski müzesi olan Ulusal<br />
Müze (Narodni Muzej), 1844 yılında<br />
Sırp yazar Jovan Sterija Popović’ in tarafından<br />
kurulmuş. 34 adet koleksiyona<br />
sahip olan müze, yaklaşık 40.000 esere<br />
ev sahipliği yapıyor. Ulusal Müze,<br />
arkeolojiden sanat tarihine, tarihten<br />
sosyolojiye bir çok bilim dalına ait eser<br />
barındırmakla birlikte, yerli ve yabancı<br />
bir çok sanatçının orta çağdan günümüze<br />
uzanan eserlerini de bünyesinde<br />
barındırıyor. Lepenski Vir’ in heykelleri,<br />
Kral Radoslav’ ın demir paraları, Paja<br />
Jovanović’ in resimleri ve Sırp kültürünün<br />
en önemli miraslarında biri, 12.<br />
yüzyıldan kalma Miroslav İncil’ i (Miroslavljevo<br />
Jevanđelje) bunların en güzel
Gezi<br />
Yeme, içme ve eğlence için<br />
Belgrad ve Novi Sad,<br />
10 numara<br />
5 yıldız yerler.<br />
örnekleri. Dedinjie’de yer alan Kraliyet<br />
Sarayı ve Beyaz Saray, Kral I. Alexander<br />
ve ailesinin talimatlarıyla yaptırılmış.<br />
Košutnjak Ormanı, Topčider ve<br />
Avala Dağları ile çevrilmiş, muhteşem<br />
bir coğrafyada yer alan bu saraylar, eklektik<br />
bir mimarinin en güzel örnekleri.<br />
Kameriyeler, havuzlar, konser terasları<br />
ve köşklerle donatılan Kraliyet Sarayı,<br />
1924 ve 1929 yılları arasında inşa edilmiş.<br />
Sarayın Tören Salonu’nda yer alan<br />
Dečani ve Sopoćane manastırlarından<br />
alınan fresklar, barok tarzında inşa edilen<br />
Mavi Salon, Rönesans stilinide inşa<br />
edilen Altın Salon, Kraliyet Sarayı’nın<br />
en g mimari güzellik deörülesi yerleri.<br />
Mimar Aleksandar Đorđević tarafından<br />
1934 ve 1937 yılları arasında yapılan<br />
Beyaz Saray ise klasik mimariyle yapılmış.<br />
XV. ve XVI. Louis tarzında dekore<br />
edilen sarayın kütüphanesi 35.000 adet<br />
kitap barındırıyor.<br />
Prens Miloš Obrenović’in evi olarak da<br />
kullanılan, Sırbistan Tarihi Müzesi (Istorijski<br />
Muzej Srbije), İlk Sırp ayaklanmasının<br />
150.yıl dönümünde, 1954 yılında<br />
faaliyete geçmiş. Müzede bulunan<br />
kolleksiyonlarda, orta çağ, 1804–1918<br />
arası dönemi, 1941-1945 halk ayaklanmaları<br />
dönemi ve en son da İkinci Dünya<br />
Savaşı sonrası dönemine ait eserler<br />
bulunuyor.<br />
Bu kültür mekanları haricinde bir bölgeler<br />
var Belgrad’da gezilecek. Belgrad’<br />
yakın mesafelerde bulunan farklı bölge<br />
veya şehirler. Onları da kısaca sıralayayım.<br />
Yeni Belgrad’ın kalbi olarak<br />
nitelendirilen Zemus Bölgesi. Olur da<br />
Novi Sad’a giderseniz, otobüs, Zemun<br />
Bölgesi’nden geçiyor :)<br />
Zemun Bölgesi’nin gezilesi yerleri; Büyük<br />
Lyceum Binası, Katolik ve Ortodoks<br />
Kiliseleri, Zemun Parkı, Belgrad Üniversitesi’<br />
nin Tarım ve Orman Fakültesi,<br />
yazar Alphonse de Lamartine’nin anıtı,<br />
Gardos Mahallesi ve Milenyum Kulesi<br />
anlamına gelen Sibinjanin Janko.<br />
Dedinje bölgesinde yer alan Tito Anıtmezarı<br />
ve Yugoslavya Tarihi Müzesi.<br />
1996 yılında yapılan ve Tito Anıtmezarı,<br />
Yugoslavya Tarihi Müzesi, Eski Müze,<br />
Çiçek Evi (Kuća cveća) ve 25 Mayıs<br />
Müzesi’nden oluşan Yugoslavya Tarihi<br />
Müzesi de görülebilir. 200.000’den<br />
fazla eserin sergilendiği bu müze, aynı<br />
Yugoslavya Devlet Başkanı Josip Broz<br />
Tito’ya ait kişisel eşyalar da barındırıyor.<br />
Belgrad’ın 16 km güneyinde yer<br />
alan ve 551 metre yüksekliğine sahip<br />
olan Avala Dağı, İsimsiz Kahraman<br />
Anıtı (Spomenik Neznanom Junaku)<br />
ve Rusya Savaşı Gazileri Anıtı’na ev<br />
sahipliği yapıyor.<br />
Sanırsam yazacaklarımın hepsi bitti,<br />
genel yorumlarım haricinde :)<br />
Belgrad, yazın veya baharda gidilmesi<br />
gereken bir coğrafyaymış :) Kışın hayat<br />
yok. Çok az insan var. Hafta içinde mekanlar<br />
boş.<br />
Muhtemelen yazın her yer cıvıl cıvıl<br />
oluyordur. Hele de nehir kenarındaki<br />
mekanları düşünemiyorum. Kışın insan<br />
üşüyor :( O yüzden yazın tekrar gitmek<br />
lazım :)<br />
Belgrad yemek, içmek için çok keyifli<br />
bir yer. Yemekler gerçekten çok güzel.<br />
Et ve balık çeşitleri muhteşem.<br />
Onun haricinde kültürel gezi için pek<br />
uygun değil. Yani özetle, yeme, içme<br />
ve eğlence için Belgrad ve Novi Sad,<br />
10 numara 5 yıldız yerler.<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> /45
Gameon<br />
250 bin TL ödüllü “Büyük Oyun”...<br />
Netmarble ve StartersHub işbirliği ile hazırlanan ve Kanal<br />
D’de yayınlanan, 250 bin TL ödüllü mobil oyun geliştirme yarışması<br />
“Abbas Güçlü ile Büyük Oyun” başvuruları devam<br />
ediyor.<br />
Her hafta yayınlanan programa katılan oyunlar, jüri üyeleri<br />
tarafından değerlendiriliyor ve seyircilerin de verdiği oylarla<br />
her haftanın birincisi seçiliyor. Yarışma sonunda dereceye<br />
giren ilk 3 oyun Netmarble tarafından tüm dünyada yayınlanma<br />
şansı, birinci ise 250 bin TL değerinde yatırım hakkı<br />
kazanacak.<br />
Dünyanın en büyük 5 mobil oyun firması arasında olan Netmarble<br />
ve erken aşama teknoloji girişimlerini hızla büyüyen<br />
başarılı şirketlere dönüştürmek için gerekli yatırım, strateji<br />
ve iş geliştirme desteği sunan StartersHub işbirliğiyle hazırlanan<br />
ve Kanal D’de yayınlanan “Abbas Güçlü ile Büyük<br />
Oyun” yarışmasına başvurular devam ediyor. Tüm mobil<br />
oyun geliştiricilere açık olan 250 bin TL ödüllü yarışma programı,<br />
dereceye girecek oyun geliştiricilere hem finansman<br />
desteği hem de global yayıncı desteği verecek.<br />
3 Finalist Belli Oldu<br />
Gençlerin büyük ilgi ile takip ettiği eğitimci Abbas Güçlü<br />
tarafından hazırlanan ve sunulan “Abbas Güçlü ile Büyük<br />
Oyun”da ilk haftanın finalisti “Drunkard Bird” adlı oyunuyla<br />
Ahmet Keleş oldu. İkinci hafta Harun Uysal ve Hakan<br />
Uygun’un geliştirdiği “Sword Wars” adlı oyun finalist oldu.<br />
Geçtiğimiz hafta yayınlanan programda ise Doğan Tosun’un<br />
geliştirdiği “Watch and Walk” adlı oyun finalist olmayı başardı.Her<br />
hafta programda yarışan mobil oyun projelerine jüri<br />
üyeleri ve izleyici tarafından oy veriliyor. Her hafta birinci<br />
olan oyunlara sezon sonunda tekrar oy verilecek ve dereceye<br />
giren 3 mobil oyun belirlenecek.<br />
Knights Chronicle’a kahramanlar...<br />
Netmarble Corp., popüler anime temalı mobil RPG oyunu<br />
Knights Chronicle’ın ikinci sezonu için yayınlanan heyecan<br />
verici güncellemeyle birlikte 2 yeni kahramanın oyuna<br />
katıldığını duyurdu.<br />
Oyuncular bugünden itibaren Knights Chronicle’ın bir Kadim<br />
Irk olan Dryan’lar hakkındaki yeni hikaye ile gelen iki kahraman<br />
Tyrione ve Pierina’yı inceyebilir. Oyunda büyük hayran<br />
kitlesine sahip Damian (Beyaz Şövalyeler’in lideri) ve Ashley<br />
(Kara Şövalyeler’in lideri) de Kudretlendirme ile istatistiklerini<br />
yükseltebilir ve Kudretlendirme maksimum seviyeye<br />
ulaşınca ek bir pasif yetenek kazanabilirler. Kudretlendirme<br />
ile ayrıca Damian ve Ashley’nin görünümleri de değişiyor.<br />
Oyuna Pierina’nın Zor Zindan’ı için Kıyamet Seviyesi<br />
ekleniyor. Oyuncular SRR kahraman Pierina’nın özel Zor<br />
Zindan’ında yeni Kıyamet zorluk seviyesini, iki hafta boyunca<br />
gerekenin yarısı kadar enerji miktarıyla deneyecek. Ayrıca<br />
Epik Görev ‘Meril’ Güncellemesi tamamlandığında oyunculara<br />
Meril için SRR Kostüm verebilecek şekilde güncellendi.<br />
Yel Değirmeni Güncellemesi sayesinde ise oyuncuların<br />
kullanmadığı SSR kahramanları sonucu rastgele olacak<br />
şekilde başka SSR kahramana dönüştürebilecek.<br />
46 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>
Gameon<br />
Monster Oyun Müzikleri Orkestrası...<br />
Monster Notebook’un sponsorluğuyla bir araya gelen orkestra,<br />
oyunculara yakından tanıdıkları pek çok oyunun müziklerini<br />
canlı olarak dinleme fırsatı sunuyor. Türkiye’nin oyun<br />
bilgisayarı markası Monster Notebook, ülkemizdeki oyun<br />
kültürünü desteklemeye yönelik adımlarına bir yenisini daha<br />
ekliyor. Şirketin kurulmasına destek verdiği oyun müzikleri<br />
orkestrası, sevilen oyunların müziklerini sahnede canlı olarak<br />
oyunseverlere sunacak.<br />
Monster Oyun Müzikleri Orkestrası, ilk konserini Kadir<br />
Has Üniversitesi’nde verdi. Legend of Zelda, Elder Scrolls:<br />
Skyrim, Metal Gear Solid gibi efsaneleşmiş pek çok oyunun<br />
müziklerini çalan orkestra dinleyicilerden tam not almayı<br />
başardı.2018 Ekim ayından beri hazırlık çalışmalarını yürüten<br />
ekibin, ilerleyen dönemlerde çeşitli etkinliklerle oyunseverlerin<br />
karşısında olması bekleniyor. Oyunların oyuncuları<br />
içine çeken atmosferini oluşturan en güçlü ögelerden biri<br />
olan müziklere sahnede hayat veren orkestra, dinleyicilerini<br />
hayranı oldukları oyunların dünyasında adeta sihirli bir yolculuğa<br />
çıkarıyor. Monster Oyun Müzikleri Orkestrası fikrinin<br />
ardındaki isim olan Monster Notebook Genel Müdürü İlhan<br />
Yılmaz konuyla ilgili düşüncelerini şu sözlerle ifade etti,<br />
“Yerli bir marka olarak gücümüzü ülkemizdeki oyunseverlerden<br />
alıyoruz. Bu nedenle her fırsatta, bize olan desteklerine<br />
karşılık vermek ve ülkemizdeki oyunculuk kültürünü ileriye<br />
taşımak için bir şeyler yapmaktan büyük mutluluk duyuyoruz.<br />
Biz oyunların bir eğlence aracı olmanın ötesinde birer<br />
sanat eseri olduğuna inanıyoruz. Bence onların bu yönünü<br />
sergilemek için oyun müziklerini böylesine özel bir orkestra<br />
aracılığıyla canlı olarak oyunseverlere sunmaktan daha<br />
iyi bir yol da olamazdı. Emeği geçen herkese teşekkürlerimi<br />
sunuyorum.”dedi.<br />
Pubg Mobıle 1 Yaşında...<br />
PUBG MOBILE, Alan Walker’ın Yeni Single’ı “On My Way”<br />
ile 1. Yaşını Kutladı ve Dünyanın En Büyük Mobil Oyun<br />
Turnuvalarından Birine Ev Sahipliği Yapacağını Açıkladı<br />
Tencent Games ve PUBG Corporation, PUBG MOBILE’ın<br />
birinci yaş gününde dünyaca ünlü sanatçı Alan Walker ile<br />
işbirliğini ve 2019 PUBG MOBILE Club Open (PMCO) turnuva<br />
serisini duyurdular. İki şirket, Alan Walker’ın 21 Mart’ta<br />
New York’ta düzenlenen PUBG MOBILE yılbaşı partisinde<br />
ilk kez söylediği On My Way adlı yeni single için Sony Music<br />
Entertainment ve Liquid State ile işbirliği yaptı. Şarkı, PUBG<br />
MOBILE içinde çaldığı gibi, çeşitli internet müzik ve video<br />
hizmetlerinde de yer alacak.<br />
PUBG MOBILE 1. Yaş Günü Partisi videosunu https://www.<br />
youtube.com/watch?v=Atpb_cawfD0 adresinden izleyebilirsiniz.Oyunun<br />
yıl dönümünü ve şarkının çıkışını kutlamak için<br />
PUBG MOBILE oyuncuları Alan Walker’ın ikonik maskesini<br />
ve kapüşonunu içeren kıyafetleri oyunda kullanabilecekler.<br />
Ayrıca, oyuncular PUBG MOBILE içerisindeki lobide ya da<br />
oyunda otomobil sürerken On My Way dinleyebilecekler.<br />
Düzenlenen etkinlikte, Alan Walker oyun influencer’ları Liza<br />
Peachy, Faze Adapt ve Scotty Sire ile PUBG MOBILE da<br />
oynadı.<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 47
Kültür - Sanat<br />
Çocuk Şenliği...<br />
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları’nın bu yıl<br />
35.’sini düzenlediği “Çocuk Şenliği,” 20 Nisan 2019 Cumartesi<br />
günü saat 13.00’te açılış etkinlikleriyle başlıyor.<br />
İBB Şehir Tiyatroları çocuklarımızı tiyatroyla tanıştırmak,<br />
onlarla tiyatronun dünyasına kapı aralamak için geleneksel<br />
çocuk şenliğinin 35.’sini düzenliyor. Etkinlikler, 20-23<br />
Nisan 2019 tarihleri arasında İBB Şehir Tiyatroları’nın<br />
Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi, Kadıköy Haldun Taner<br />
Sahnesi, Fatih Reşat Nuri Sahnesi, Kağıthane Sadabad<br />
Sahnesi, Ümraniye Sahnesi, Gaziosmanpaşa Sahnesi,<br />
Sultangazi Hoca Ahmet Yesevi Sahnesi, Kağıthane Küçük<br />
Kemal Çocuk Tiyatrosu Sahnesi ve Gaziosmanpaşa Ferih<br />
Egemen Çocuk Tiyatrosu Sahnesi’nde gerçekleştirilecek.<br />
Çocuk Şenliği’nde tiyatronun yanı sıra konser, atölye<br />
çalışmaları, baloncuk gösterisi, jonglör gösterisi, masal<br />
dinletisi gibi farklı alanlarda etkinliklerin yer aldığı dopdolu<br />
bir program çocuklarla buluşacak.<br />
Açılış etkinliklerimizde küçük misafirlerimiz için birbirinden<br />
eğlenceli etkinlikler yer alacak. Şenliğin açılış günü<br />
Sultangazi Hoca Ahmet Yesevi Sahnesi’nde Tarla Zanat’ın<br />
“Çerçeve 2” adlı oyununun sahnelenmesiyle başlayacak.<br />
Orçun Tekelioğlu Çocuk Şarkıları Mini Konseriyle sürecek<br />
açılış etkinlikleri; AKabile Sahne ve Gösteri Sanatları’nın<br />
hazırladığı sirk performans gösterisinin sahnelenmesiyle<br />
devam edecek. Açılış etkinlikleri İBB Şehir Tiyatroları’nın<br />
“Palyaço Prens” adlı oyunuyla sona erecek.<br />
35. Çocuk Şenliği’nde Devlet Tiyatroları ve konuk tiyatro<br />
ekiplerinin 15 oyunu, İBB Şehir Tiyatroları’nın 5 oyunu<br />
sahnelenecek.<br />
Melville’in Veranda<br />
Öyküleri...<br />
Bu yıl ABD’li yazar Herman<br />
Melville’in doğumunun<br />
200. senesi kutlanıyor.<br />
VakıfBank Kültür Yayınları’nın<br />
okura sunduğu “Veranda<br />
Öyküleri”nde ise yazarın<br />
yaşamından büyük izler<br />
taşıyan hikâyeler yer alıyor.<br />
Okur tıpkı Melville gibi yeri<br />
geldiğinde tehlikeli vadileri<br />
aşıyor, yeri geldiğinde de gizemli adalarda yolculuğa<br />
çıkıyor. ABD’li yazar Herman Melville dünya edebiyatının<br />
geç keşfedilen ama önemli isimlerinden. 1819’da New<br />
York’ta doğan Melville, gençlik yıllarında denizlere<br />
açılıyor, birçok ülkeyi bu sayede görüyor, kişileri ve<br />
doğayı gözlemliyor. Balina avcılığı yaptığı deniz seferlerinin<br />
birinde yamyam kabilesine esir düşen Melville, ülkesine<br />
döndüğünde önce öğretmenlik yapıyor, ardından<br />
gümrük müşaviri olarak çalışıyor.<br />
Kısa Klasikler...<br />
Kısa klasikler, bir oturuşta<br />
okunabilecek en çarpıcı<br />
dünya klasiklerini bir araya<br />
getiren, çağdaş illüstratörler<br />
tarafından her kitap<br />
için özel olarak çalışılmış<br />
illüstrasyonların ka-pağa<br />
taşındığı yeni bir dizi.<br />
Dizinin ilk iki kitabı Gustave<br />
Flaubert’den Saf Bir Yürek<br />
ve Tolstoy’dan Polikuşka,<br />
Can Yayınla-rı etiketiyle okuyucularla buluşuyor.Fransız<br />
edebiyatında gerçekçiliğin öncüsü sayılan Gustave Flaubert,<br />
birçoklarınca başyapıt kabul edilen öyküsü Saf Bir<br />
Yürek’te, biricik aşkı Théodore askere alınmamak için<br />
hali vakti yerinde bir kadınla evlenince, çalıştığı çiftlikten<br />
ayrılıp başka bir kentte yaşayan dul bir kadının hizmetçisi<br />
olan Félicité’nin öyküsünü anlatır. Karşılıksız veren,<br />
karşılıksız seven bu talihsiz kızın hikâyesi eşliğinde ruhsal<br />
bir yolculuğa çıkarıyor okuru.<br />
4 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>
Kültür - Sanat<br />
Cirque de Soleil’in İki Yıldızı...<br />
Cirque du Soleil’in baş solisti, sevenlerinin “Alegria” adlı<br />
şovundan tanıdığı Francesca Gagnon, yıllarca Cirque<br />
Du Soleil gösterilerinin müziklerini bestelemiş Rene Dupéré<br />
ile 11 Nisan Perşembe akşamı İş Sanat Konser<br />
Salonu’nda bir araya geliyor.<br />
Müzik ve dansla küçük yaşlarında tanışan Gagnon,<br />
yıllarca ikinci evi olacak sahnede Philippe Parent ve<br />
Christian St-Roch gibi ustalarla vokal ve müzik tekniklerini<br />
mükemmelleştirdi. Gagnon’un sesi adeta kişiliğinin de bir<br />
yansıması olarak, hassas, hareketli ve derinlere kök salan<br />
bir birikim olarak karşımıza çıkıyor. Kanada doğumlu<br />
sanatçı Cirque de Soleil ile birlikte üç kıtada seyahat edip<br />
her akşam binlerce kişi tarafından alkışlandı ve bugüne<br />
kadar yaklaşık 90 milyon kişi tarafından izlendi.<br />
Alegria ve Bella parçalarındaki muhteşem yorumuyla<br />
hafızalarda yer edinen Francesca Gagnon, Akdeniz’le<br />
olan görünmez bağını eserlerine ustalıkla yansıtıyor. Hybride,<br />
Meridiano, Au delà des Couleurs gibi önemli albümlere<br />
sahip değerli ses Gagnon, Cirque de Soleil’de oldukça<br />
şık bir iz bırakıyor.<br />
Francesca Gagnon ve Rene Dupéré, Türkiye’nin başarılı<br />
topluluklarından olan Semplice Yaylı Quartet ve akordeon<br />
sanatçısı Natalie Bergeron ile birlikte İş Sanat’ta olacak.<br />
Hem yıllar süren bir dostluğun hem de Cirque du Soleil’in<br />
en sevilen eserlerinin sergileneceği gece izleyicilerine unutulmaz<br />
bir gece vadediyor.<br />
Akbank Sanat’tan Yeni Sergi...<br />
Akbank Sanat, 13 Nisan- 25 Mayıs 2019 tarihleri arasında<br />
yeni medya ve dijital sanata odaklanan ‘İnsanın Yeni<br />
Gündemi/The New Human Agenda’ başlıklı sergiye ev<br />
sahipliği yapıyor.<br />
Işın Önol ve Livia Alexander küratörlüğünde gerçekleşecek<br />
sergide; Alex Verhaest, Gäetan Robillard, Larissa<br />
Sansour, Lawrence Lek, Marshmallow Laser Feast, Refik<br />
Anadol ve teamLab’in eserleri yer alıyor.<br />
Akbank Sanat’ta yer alan ‘İnsanın Yeni Gündemi/The New<br />
Human Agenda sergisiyle aynı dönemde Akbank Sanat,<br />
BASE ve Digilogue iş birliğiyle ODTÜ, Sakarya Üniversitesi<br />
ve Akdeniz Üniversitesi’nde ‘Kampüste Dijital Sanat’<br />
günleri düzenlenecek.<br />
İnsanın Yeni Gündemi, insan zihni, onun becerileri, güdüleri,<br />
sosyal ve doğal besin zincirleri içindeki konumlanışı<br />
ve bununla nasıl baş ettiği gibi insana dair sorular üzerine<br />
spekülatif sanatsal ve bilimsel araştırmalar içeriyor. Yuval<br />
Noah Harari’nin ilham verici (ve çok satan) kitabı “Homo<br />
Deus: Yarının Kısa Bir Tarihi” içinde bir bölümden adını<br />
alan sergi, insanın olası geleceğinin tasarımı ve bundan<br />
sonra çabasının ne için olacağı gibi temel bir konuyla ilgileniyor.<br />
Sergi bu bağlamda insanın küresel politik arena<br />
içindeki güç savaşı ile ilgilenmekle kalmıyor, dijital sanat<br />
teknolojilerinin ve insan davranışını temel alan sosyal<br />
medya ve bilgisayar oyunları gibi bilgisayar tabanlı platformların,<br />
mevcut güç mekanizmalarını anlamak ve dönüştürebilmek<br />
için nasıl kullanılabileceğine dair sorular<br />
soruyor.<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> /49