15.07.2021 Views

Prizma 14-15

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Rasim Örsan’ın en

büyük tutkusu gezmek

ve görmekti.Özellikle

emekli olduktan sonra

dünyanın yüz kadar

ülkesini gezmiş,

odasındaki duvara asılı

dünya haritasında gittiği

her ülkenin üzerine

kırmızı başlıklı bir toplu

iğne yerleştirmişti.

Daha uzun yaşasa, belli

ki dünyadaki her ülkenin

üzerinde bir toplu iğne

olacaktı.

Gezdiği yerlerde çektiği

fotoğrafların ise haddi

hesabı yoktu.

Çok yakın arkadaşlık kurduk. Üçüncü bir genç daha,

-şimdi rahmetli olan- İsmail Mumcu da aramıza katıldı.

Bir arada gündüzlü geceli hoşça vakit geçirirdik

Selahattin Rastgeldi, çok iyi kalpli, son derece nazik

bir insandı. Herkesin yardımına koşar, herkesin iyiliğini

isterdi. Meslek hayatında da başarı kazandı, iyi bir uzman

doktor oldu. İngilizcenin yanı sıra mükemmel

İsveççe konuşurdu. İsveçliler Selahattin’i çok severlerdi.

Hele bayanlar bu centilmen erkeğe bayılırlardı. Gençken,

59 yaşında vefat eden arkadaşımın mezarı şimdi

Urfa’dadır.

Evet şimdi de merak ettiğim asıl konuya gelelim.

Dünya seyahatleriniz…Siz de eski Vikingler gibi deniz

aşırı uzun yolculuklar yapıyorsunuz. Şimdiye kadar

hangi ülkeleri ziyaret ettiniz?

Henüz ziyaret etmediğim tek tük ülke kaldı. Bunun

haricinde bütün dünyayı dolaştım diyebilirim. Kuzey

Kutbu yakınlarındaki Spitsbergen adalarından Güney

Amerika’nın ucundaki Cape Horn’a, Karayip Denizi’nden

Hawaii’ye, Güney Afrika’nın ucundaki Ümit Burnu’ndan

Japonya’ya, Hindistan’dan Meksika’ya, Peru’dan Çin’e,

Afrika’nın Serengeti savanasından Avustralya’nın tropik

ormanlarına,Tahiti’den İzlanda’ya, Süveyş Kanalı’ndan

Panama’ya kadar dünyayı döndüm durdum.

Avrupa dışındaki gezilerim 1978’de Tayland ile başladı.

Son olarak da Brezilya’da Amazon Nehri boyunca gemi

ile efsanevi Manauas şehrine kadar uzandım. Efsanevi,

çünkü 19uncu asrın sonlarına doğru balta girmemiş

ormanların ortasında bir opera binası inşa etmişler.

Yılda kaç memleketi ziyaret ediyorsunuz?

İlkbaharda ve sonbaharda iki uzun yolculuk yaparım.Yaz

aylarında Avrupa’dan ayrılmam. Fransa’ya sık giderim.

Galatasaray’da Fransız kültürü aldım. Mektebime

çok müteşekkirim. Her yıl Haziranın ilk Pazar günü

Galatasaray’ın pilav gününde bulunmaya çalışırım.

Ziyaret ettiğiniz ülkerden en çok hangilerini sevdiniz,

hangilerinin etkisi altında kaldınız?

En başta Avustralya’yı söyleyebilirim. Kıta gibi büyük

bir memleket. Sydney’de İstanbul’un havası var. Opera

binası çok enteresan. Büyük Bariyer Denizi, yağmur

ormanları, çölleri…Halk grupları arasında gerginlik yok,

ahenk içinde bir arada yaşıyorlar. Zaten herkes göçmen

olarak gelmiş, 40 bin senelik yerli Aborijin halkına

saygı gösteriyorlar. Irkçılık yok. Japonya’yı, Arjantin’i,

Meksika’yı da beğenirim. ABD şöyle böyle, ama San

Francisco şirindir, orada da İstanbul’un havası vardır.

Dünya’da yine de en cazip olanı Avrupa’dır. Avrupa

şehirleri, Avrupa insanları, Akdeniz sahilleri, İstanbul’un

Boğaziçi emsalsizdir. Hele Stockholm ve adaları…

Yaşadığınız maceraları anlatır mısınız bize?

Orta Avustralya’da çölün ortasında 350 metrelik bir

monolit kaya vardır: Ayers Rock! Onun tepesine kadar

tırmandım. Çok dik. Zincirlere asılarak çıkılıyor. Yıl

1989, 61 yaşında idim.

Peru’da Machu Piechu İnka şehrinin yanında da

Hırayna Piechu denilen böyle bir dik kaya vardır. Onun

tepesine de ulaştım. Yıl 1998.

Meksika’da Acapulco açıklarında Büyük Okyanus’ta

15 kiloluk bir kılıçbalığı tuttum.Yarım saat uğraştım.

Fotoğraflarla dökümante edilmiştir. Yıl 1989.

Avustralya’da Büyük Bariyer Koral denizinde bir

dev roka (Mantle Ray) ile karşılaştım. Etrafında köpek

balıkları dolanıyordu. Zararsız hayvanlar. Elimde sualtı

fotoğraf makinesi vardı. Fotoğraflarını çekmeye muvaffak

oldum, yıl 1989.

O yıllarda Türkiye’den İsveç’e gelen vatandaşların

sayısı çok azdı. Eski gazeteleri karıştırdığımzda 4

Kasım 1958 tarihli Milliyet gazetesinde Rasin Örsan ve

Urfalı Selahaddin Rastgeldi’nin (sağda) İsveç’teki üstün

başarılarından söz edilmektedir. 1947 yılında İsveç’e

gelen Selahaddin Rastgeldi özellikle tıp alanında yaptığı

buluşlarla tanınmıştır.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!