You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
Özellikle darbe sonrası 80’li yıllardaki
Türkiye’nin asker, polis ve politikacılarının
çağdaş olmayan davranış ve uygulamaları
Türkiye düşmanlığını en çok azdıran
nedenlerin başında geliyordu. Kıbrıs, Kürt,
Süryani, Ermeni sorununun yanı sıra aşırı
milliyetçi Türk, Kürt, Süryani ve Ermenilerin
de bu düşmanlığı besledikleri bir gerçek.
Türkiye’deki antidemoktatik uygulamalar,
işkence, insan hak ve özgürlüklerinin
çiğnenmesi tabii ki eleştirilmeli. Türkiye ’de
yaşayan etnik grupların hakları, özgürlükleri
ve demokrasi savunulmalı, ama bu eleştiriler
Türk düşmanlığı noktasına çekilmemeli.
Barabar Türk imajını en çok besleyen
belli başlı nedenlerden biri de bizim
kendi aramızdaki her türlü suçu işleyen,
huysuz, hırsız, tecavüzcü, katil, saldırgan,
esrar ve kadın tüccarlığı yapan kişilerdir.
Diyeceksiniz ki ’’her toplumda vardır
böyleleri.’’ Çok doğru, fakat, sokaktaki
İsveçli bunu böyle düşünmüyor, Türklere
karşı yapılan bu karalama kampanyalarının
da etkisinde kalmış olarak bütün Türkiye
kökenlileri aynı kefeye koyuveriyor.
‘‘Çocuklarımız Türk
olduklarını
utanmadan
söyleyebilmeli
ve
başları dik
yaşayabilmeliler’’
Türk ve Türkiye düşmanlığının sinsice kol
gezdiği bu ortamda sanatçı, edebiyatçı, aydın
ve demokrat insanların da işi zor. Çünkü;
sanatçı ve aydınlar Türkiye’deki demokrasi
dışı uygulamaları, baskıları, sömürü ve
haksızlıkları eleştirdiklerinde Türkiye’yi
karalamak için fırsat kollayan bu çevrelere
istemeyerek de olsa alet olma riskleri var.
Avrupa’da yaşayan Türkiye kökenli insanlar
olarak sadece sanatçı ve aydınlara değil,
hepimize görev düşüyor. Varolan Türk
düşmanlığının panzehiri sanatçılarımızın,
aydınlarımızın, sporcularımızın, işadamlarımızın,
öğretmenlerimizin ve sıradan
vatandaşlarımızın başarıları, yaşadıkları
toplumla ilişkilerindeki medeni tutum ve
davranışlardır.
Çocuklarımız her yerde Türkiye kökenli
olduklarını gizlemeden, utanmadan söyleyebilmeli
ve başları dik yaşayabilmeliler.
Osman İkiz
Papaz,
papazı
buldu
Knutby köyü papazı bütün pazar ayinlerinde kadınların
kocalarına köle, özellikle de cinsellikle ilgili olarak köle
olmalarını vaaz etmesine rağmen koca cemaat adamdan hiç
kuşkulanmamış. Şimdi karısının öldürülmesinde parmağı bulunduğu
iddiasıyla tutuklu. Önceki karısını da öldürmüş olduğundan
şüpheleniliyor. Polis, son cinayette papazın suçlu olduğunu gösteren
yeterli teknik kanıtın elde edildiğini açıkladı.
Cinayet ocak ayının ilk yarısında işlenmişti. Bir cumartesi günü
Knutby köyü papazının karısının yatağında ölü bulunduğu, komşusu
30 yaşlarında bir adamın da aldığı kurşun yaralarından ağır durumda
olduğu haberi geldi.
Akşam da aynı cemaatten genç bir kadının cinayetle bağlantılı
olarak yakalandığını öğrendik. Bu arada ağır yaralı adamın 26
yaşındaki karısı ile papazın gizli aşk yaşadıkları ortaya çıktı. Bu
söylentiyle birlikte ikisi de gözaltına alındı.
Cinayet akşamı yakalanan genç kadın daha önce papazın evinde
çocuk bakıcısı olarak çalışmış. Çalıştığı sırada da papazın karısına
çekiçle saldırmış. Ruhi dengesinin pek yerinde olmadığı söylenen
çocuk bakıcısı birkaç gün sonra cinayeti işlediğini itiraf etti. Silahı
köprüden denize attığını da söyledi.
Çocuk bakıcısı cinayeti üslendi ama papaz serbest bırakılmadı.
Zaten karısı öldürüldüğü sırada yan odada uyuyormuş ve silah sesini
duymamış. Baştan kuşku uyandırmıştı bu. Polis papazı içerde tutup
26 yaşındaki sevgilisini serbest bıraktı.
Knutby köyünde olan biteni ondan sonra öğrendik. İsveç serbest
kiliselerinden Pingst denen tarikat mensuplarından bir bölümü gelip
bu köyü mekan tutmuş. Tarikat mensupları tabii ki her pazar gidip
papazın vaazını dinliyor. 30 yaşlarındaki papazın ayinlerde üzerinde
en çok durduğu konu kadınların kocalarıyla ilişkileri. İlişki demek
de aslında tam doğru değil. Kadınlara kocalarına tam itaat etmeleri,
özellikle cinsel yaşamlarında köle olmalarını telkin ediyor papaz.
Papaza göre dindar kadınlar öyle davranırmış. Allah da böyle
istiyormuş. Köyün bir de papazdan bile etkili kadını var. O da
kendini İsa’nın karısı ilan etmiş. İsa’nın karısı cinsellik meselesinde
papazı da geçmiş. Kadınlara yatakta nasıl davranıp, nasıl pozisyon
almaları gerektiğine kadar talimat veriyormuş. Tıpkı Amerika’daki
deli tarikatları hatırlatırlatan cinsten yani. Bunları cinayetten sonra
öğrendik tabii.
Gene bulvar gazetelerinin haberlerine göre papaz ifadesinde cinayet
emrini İsa’nın karısından aldığını itiraf etmiş. Hatırlayacaksınız Anna
Lindh’in katili de cinayet emrini İsa’dan aldığını ileri sürmüştü.
Benim anlayamadığım bütün bir cemaatin kafayı kadınlara ve
cinselliğe takmış bu papaza nasıl itaat ettikleri.
Tabii şimdi papazın daha önceki karısının ölümü üzerinde de
duruluyor. 23 yaşındaki karısı da güya banyoda düşüp başını vurmuş
ve ölmüş. Polis dosyayı tekrar açtı. Papaz karısı diye cinayet ihtimali
üzerinde hiç durulmamış. Sizin anlayacağınız yobazlar ortalıkta kol
geziyor, bütün köy uyuyor, polis de yutuyor.
Bu yazı www.ntv.com sayfasında da yayınlanmıştır
PRİZMA/14-15 23