15.07.2021 Views

Prizma 14-15

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Bende yurduma benzerim….

Her insan

geldiği yere benzermiş biraz

doğduğu yere,

kökleşip filizlendiği

dallanıp yapraklaştığı

çiçeklerini açtığı yere benzermiş.

Hatta bazen kuruduğu yere.

Bu nedenle yermeyin beni

ağlayınca yurdumu

her andığımda,

sormayın neden ayrılığın

bu kadar zor olduğunu.

Bende geldiğim yere

Dersime, İstanbul’a, Urfa’ya…

yani Anadolu’ya benzerim işte öyle.

En umulmadık yerlerden

ümit çıkarsam da keyiflenmek için,

aslında hüzün doludur içim.

Yüreğimdeki sevgiyi

göstermem çoğu zaman,

tıpkı içimdeki kızgınlığı

göstermediğim gibi ele güne karşı.

Bende biraz Anadolu’ya

benzerim işte böyle.

Ne sevdiğim belli nede sevmediğim.

Pamuk olurum Çukurova’da

yakarlar tarla tarla beni.

Tütün olurum Bitlis’te

hükümet yasaklar beni.

Şeker olurum, çay olurum… da

Ankara duymamıştır sesimi.

Ama sanmayın ki bütün bunlar

dört nala koşturur bedenimi

meşeliklerin arkasından

meydanlara.

Çünkü cesaret edip

göstermem, gösteremem

ne sevgimi nede öfkemi.

Şimdi anladınız mı Neden?

Sokakta yürüyünce başımı eğerim,

Anladınız mı Neden?

Başımı yastığa ölü gibi koyarım.

Her günün bir ümit

olduğuna inanırım.

kandırdığımı bilsem de kendimi.

Şimdi anladınız mı Neden?

Barışıda savaşta ölenler

arasında sayarım.

Çünkü ben de

Anadolu’ya benzerim biraz

hiç yoktan kahraman yaratıp

kendimi ise ölü sanırım...

Barış Biçici

Orta

zekâlılar

cenneti

Zülfü Livanelli

Yıllar önce Sabah’ta ”Orta zekâlılar cenneti” başlıklı bir yazı

yayınlamıştım. Daha sonra bu başlık bir kitabımın da adı oldu.

Çünkü sevgili Türkiye’mizin bir orta zekâlılar cenneti olduğuna

yürekten inanıyordum. Bu inancım yapılan bir araştırma ile de

belgelenmiş oldu.

Dünya çapındaki bir araştırma sonucunda, Türkler zekâ katsayısı

bakımından orta sıralarda yer almışlar. Arapların durumu bizden de

kötüymüş.

Bir toplumun çoğunluğunu ileri zekâlı bireyler oluşturuyorsa, orada

uyum vardır. Çünkü zeki insan, kendi payına düşen kısacık ömür

dilimini hır gürle, kavgayla, birbirini aşağılamayla geçirmenin ne kadar

saçma bir iş olduğunun bilincine varır.

Çabasını ve hırslarını, başkalarını karalamaya değil, kendisini ve

çevresini mutlu kılmaya yönlendirir.

Zekâ düzeyi düştükçe insanın uyumsuzluğu, kavgacılığı ve kıskançlığı

artar.

Bu yüzden ilkel toplumlarda öç alma, intikam, kan davası gibi

gelenekler çok yaygındır. Bir söz uğruna ölme ve öldürme doğal sayılır.

Oysa sonsuzdan gelip sonsuza giden evren içinde zavallı insanoğlunun

ancak bir göz kırpmaya yetecek ömrü var. Bu kısacık ömrü birbirini yok

etmek için harcamaya değer mi?

İşte bu soruyu kendine sorabilmek için gelişmiş insan olmak gereklidir.

Türkiye’nin, orta zekâlıları yücelten bir ülke konumunda oluşunun en

önemli göstergesi, bu ülkede bir türlü bitmek tükenmek bilmeyen iç

kavga ve hır gürdür.

Türkler birbirini sevmez. Köylüler kentlilere, kentliler köylülere,

sağcılar solculara, solcular sağcılara, siyasal İslamcılar laiklere,

laikler şeriatçılara, askerler sivillere, siviller askerlere, mülkiyeliler

hukukçulara, hukukçular mülkiyelilere iyi gözle bakmazlar.

Aynı mesleğin mensuplan bile birbirinden hazzetmez.

Gazetelere bir göz atın. Gazetecilerin diğer gazetecilere ne kadar

düşman olduğunun yüzlerce örneğini göreceksiniz.

”Aydın”ları ise hiç sormayın. Bu kesim ömrünü birbirinin kanına ekmek

doğramakla geçirir.

Bir Arap şair, Adonis’in Fransız şairlerinden etkilendiğini ispat etmek

için bin sayfalık kitap yazmış.

Diyeceksin ki; ”Behey sersem adam, ömrünü bu saçmalığa

harcayacağına bin sayfalık yaratıcı bir eser bıraksan olmaz mıydı?”

Ama söylesen de anlamaz.

Çünkü bu kavrayış bir zekâ katsayısı meselesidir.

İbni Rüşd, Ömer Hayyam, İbni Sina, Gazali, Leonardo Da Vinci, Galile,

Lorca, Nazım gibi zekâ katsayısı yüksek insanlar bu Arap’in yaptığını

yapmazlardı.

Hele tasavvuf ehli katiyen böyle bir çabaya tenezzül etmez, güler

geçerdi.

Gülüp geçmek bir zekâ göstergesidir.

Einstein’in dilini çıkarmış resmini hatırlayın.

Kasım kasım kasılan hiçbir orta zekâlı böyle bir fotoğraf çektiremez.

PRİZMA/14-15

15 15

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!