Enerji Panorama Ağustos 2021
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Elektrik sektöründe serbestleşme<br />
Türk elektrik sektörünün tarihi aslında, her dönemdeki<br />
küresel akımlarla büyük ölçüde uyumlu<br />
ilerleyen bir görünüm taşımakta. Ülkede elektriğin<br />
kullanıldığı ilk dönemlerde dünyada da hakim<br />
olan imtiyaz sahibi özel müteşebbislere iş gördürülmesi<br />
usulüyle başlayan süreç, devlet tekeli ve<br />
özelleştirilme aşamalarından geçerek bugünkü<br />
noktaya geldi. Sektörün Türkiye’de geldiği noktada<br />
serbestleşmenin ne kadar başarılabildiği ise hala<br />
tartışmaya açık.<br />
1900’lü yılların başında Türkiye’de de üretilmeye<br />
ve kullanılmaya başlayan elektriğin, ilk dönemlerde,<br />
dünyadaki örneklere de koşut olarak,<br />
belirli bir bölgede imtiyaza sahip özel girişimciler<br />
eliyle üretilip dağıtılması yolu tercih edildi. Bu durum<br />
Tarsus, Balya ve İstanbul’da bu şekilde başlayıp<br />
diğer bölgelerde de aynı usul takip edildi.<br />
Ülkedeki sermaye birikiminin ve girişimcilik kültürünün<br />
zayıf, teknik kabiliyetlerin ise yetersiz olduğu<br />
dönemin kendi şartları içinde, iyi bir seçim<br />
yapıldığı savunulabilir. Cumhuriyet’in ilanından<br />
sonraki süreçte ise ekonominin her alanının millileştirilmesi<br />
politikası kapsamında, yabancı sahipliğindeki<br />
elektrik üretim ve dağıtım alt yapısının millileştirilmesi,<br />
devletin sektördeki rol ve ağırlığını<br />
artırmasının başlangıcını teşkil etti. Bu dönemde<br />
kamunun sektördeki elinin daha çok yerel idareler<br />
ve işletmeler sahipliğiyle temsil edilmesine karşın,<br />
ulusal iletim altyapısının inşa edilmeye başlaması<br />
ve 1980’lerin sonuna kadar devam eden köylerin<br />
elektriklendirilmesi politikası, sektördeki kamu sahipliğinin<br />
Türkiye Elektrik Kurumu (TEK) eliyle artışını<br />
beraberinde getirdi.<br />
Kamu yatırımlarında en büyük kalem hep<br />
enerjinin oldu<br />
Bu yeni dönemdeki kamu sahipliğinin öncekinden<br />
iki önemli farkı vardı: İlki, ulusal elektrik iletim<br />
şebekesinin kurulmaya başlamasıyla, iletim<br />
alanında devletin büyük sabit sermaye yatırımları<br />
yaparak rolünü artırması oldu. İkincisi ise artan ve<br />
çeşitlenen elektrik tüketimi sebebiyle, daha büyük<br />
bir kurulu güç artışını gerçekleştirebilmek için devletin<br />
sürekli yükselen şekilde santral yatırımlarını<br />
üstlenmesi oldu. Elektrik sektöründeki yatırım ihtiyacı<br />
o denli yükseldi ki, zirve yaptığı 1984 yılında,<br />
toplam devlet bütçesinin yüzde 12,66’sının sadece<br />
enerji sektörü yatırımlarına ayrılmasını gerektirdi.<br />
ENERJİ PANORAMA • Ağustos <strong>2021</strong> • 27