16.08.2021 Views

Enerji Panorama Ağustos 2021

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

var. Bu nedenle kıyıda denize ya da akarsuya yakın yapılmaları<br />

büyük önem taşıyor.<br />

Tabii, bu noktada inşaatı devam eden, dört üniteden oluşan<br />

ve her bir ünitesi bin 200 megavat olan Akkuyu Nükleer<br />

Santrali’ne da bir göz atmak gerekiyor. Akkuyu, Mersin’de<br />

deniz kenarında inşa ediliyor. Santralin, ilk ünitesinin Türkiye<br />

Cumhuriyeti’nin 100. yılı olan 2023’te işletmeye girmesi<br />

ve elektrik üretimine başlaması hedefleniyor. Ankara, bu<br />

doğrultuda çalışmalarını yürütüyor; projeyi üstlenen Rus<br />

firmaya da öngörülen sürede ünitenin tamamlanması için<br />

sık sık uyarılarda bulunuyor. İkinci ünite, birinciden bir yıl<br />

sonra, diğerleri de birer yıl arayla hizmeti girecek<br />

Peki, bu santral neden Akkuyu’da inşa ediliyor? Bölge<br />

belirlenirken, başta deprem olmak üzere afet tehditleri göz<br />

önünde bulunduruldu mu? Yetkililer, bu soruyu şöyle yanıtlıyor.<br />

“Akkuyu sahası belirlenirken elbette depreme bakıldı.<br />

Bölgenin deprem riski düşük. Ciddi bir nüfus yoğunluğundan<br />

da söz edilemez. Arazi inşaata çok uygun; denize de yakın.<br />

Yangın riski de az. Santralin etrafındaki çitlerle çevrili toplam<br />

alan bin 22 hektar, inşaat sahası 225 hektar. Arazi, etraftaki<br />

bölgelerden 200 metreye ulaşan dağlarla ayrılıyor.<br />

Türkiye’nin santralleri sigorta güvencesi altında mı?<br />

Bu soru son derece önemli. Zira elektrik talebinin kesintisiz<br />

ve sürekli olarak karşılanması için santrallerin zarar<br />

görmemesi ve işletmede olması gerekiyor. Türkiye’nin,<br />

elektrik talebi ekonomideki gelişmelere ve özellikle da yazın<br />

klima yüküne bağlı olarak artış gösteriyor. Elektrikte her<br />

yıl belli oranlarda artan tüketim talebinin karşılanması için<br />

özellikle baz yük olarak nitelendirilen HES, kömür ve gaz<br />

santrallerinin sorunsuz çalışmasının sağlanması yaşamsal<br />

nitelik taşıyor.<br />

Santraller, yangın dahil doğal afetlere sigorta güvencesi<br />

altında mı? Sektör kaynakları, devletin işlettiği santrallerin<br />

“dahili fon” adı verilen bir yapı içinde yer aldığını kaydetti.<br />

Devlet, bu santrallerdi oluşan zararı bu fon aracılığıyla karşılıyor.<br />

Finansal bir sorun yaşanmıyor.<br />

Ancak özel sektörün kontrolünde de onlarca santral bulunuyor.<br />

Özel sektör de sahip olduğu ya da işlettiği santralleri<br />

sigortalatıyor. <strong>Enerji</strong> <strong>Panorama</strong>’ya bilgi veren bir santral<br />

yönetici, 1000 megavatlık bir santral için onlarca milyon dolarlık<br />

sigortanın yapıldığını belirterek, “Özel sektör, Kemerköy<br />

de dahil olmak üzere santrallerine sigorta yaptırıyor.<br />

Olası zarar, sigorta sistemi üzerinden karşılanıyor. Aksinin<br />

düşünülmesi söz konusu bile olamaz” dedi.<br />

Görüştüğümüz yetkililer, bu büyüklükte ve etkide önü alınamayacak<br />

bir yangının günlerce devam edip santraller için<br />

risk oluşturacağının “küçük bir ihtimal” olarak bile hesap<br />

edilmesinin akla gelmeyeceğine işaret etti.<br />

NÜKLEERDE ÇERNOBİL’DEN SONRA<br />

EN BÜYÜĞÜ FUKUŞİMA<br />

Fukuşima I Nükleer Santrali kazaları, 9 büyüklüğündeki<br />

11 Mart 2011 tarihinde yaşanan Töhoku<br />

depremi ve tsunamisi sonrasında meydana geldi.<br />

Deprem sonrası yaşanan tsunami, nükleer santraldeki<br />

üç etkin reaktörün kapatılmasına sebep oldu.<br />

Tsunami elektrik şebekesine zarar verdi ve santralin<br />

jeneratörlerini su bastı, bu da santralde bir elektrik<br />

kesintisine neden oldu. Bunu takip eden soğutma<br />

eksikliği santralde kısmi erime ve patlamalara<br />

neden oldu, altı reaktörün tamamında ve merkezi<br />

kullanılmış yakıt tankında sorunlar meydana geldi.<br />

Tsunami için yapılan duvar da etkisiz kalınca tüm<br />

santrali su bastı. Bunun sonucu olarak jeneratörler<br />

devre dışı kaldı ve santralde aşırı ısınma başladı.<br />

Ardından yaşanan hidrojen patlamaları tesislerin<br />

büyük zarar görmesine yol açtı ve yangınlar başladı.<br />

Radyasyon sızıntısından kaynaklanan korkular<br />

santralin etrafındaki 20 kilometre çapındaki alanın<br />

tahliye edilmesine sebep oldu, bu sırada 170 ila<br />

200 bin kişi tahliye edildi. Santraldeki işçiler<br />

aşırı radyasyona maruz kaldı. 11 Nisan 2011 günü<br />

Japonya Nükleer Güvenlik Kurumu, Fukuşima Daiçi<br />

nükleer santralindeki nükleer sızıntının tehlike<br />

derecesini, Radyolojik Durum Ölçeği’ne göre 7’ye<br />

yani Çernobil ile aynı seviyeye çıkardı. Santralde<br />

sızan radyasyon, deniz aracılığıyla dünyanın birçok<br />

bölgesine ulaştı. Hala santralin yaşadığı kazaya, bölgeyi<br />

kirletmeye devam ediyor.<br />

34 • Ağustos <strong>2021</strong> • ENERJİ PANORAMA

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!