07.04.2023 Views

Kilise ve Devlet Militanı

Savaş sanatı bir devlet için yaşamsal öneme sa hiptir. Ölüm-kalım meselesidir. Güvenliğe kavuşmanın yahut yok olmanın yoludur. Bu nedenle ihmal edilmesi kesinlikle düşünülemez. Savaş Sanatı, savaş koşullarının değerlendirilmesinde mutlaka göz önüne alınması zorunlu beş önemli faktörün etkisi altındadır. Bu faktörler: (a) Uyum (Ahlak) Faktörü, (b) Hava Faktörü, (c) Arazi Faktörü, (d) Liderlik Faktörü, (e) Disiplin Faktörü' dür. Uyum faktörü ahlakı simgeler. Savaşçıların komutanları ile uyum içinde olmalarının nedenidir. Astların yaşamlarını hiçe sayarak, tehlikelere aldırmadan komutanlarını takip etmelerini sağlar … Tüm savaşlar aldatmacalara ve şaşırtmaya dayanır...

Savaş sanatı bir devlet için yaşamsal öneme sa hiptir. Ölüm-kalım meselesidir. Güvenliğe kavuşmanın yahut yok olmanın yoludur. Bu nedenle ihmal edilmesi kesinlikle düşünülemez. Savaş Sanatı, savaş koşullarının değerlendirilmesinde mutlaka göz önüne alınması zorunlu beş önemli faktörün etkisi altındadır. Bu faktörler: (a) Uyum (Ahlak) Faktörü, (b) Hava Faktörü, (c) Arazi Faktörü, (d) Liderlik Faktörü, (e) Disiplin Faktörü' dür. Uyum faktörü ahlakı simgeler. Savaşçıların komutanları ile uyum içinde olmalarının nedenidir. Astların yaşamlarını hiçe sayarak, tehlikelere aldırmadan komutanlarını takip etmelerini sağlar … Tüm savaşlar aldatmacalara ve şaşırtmaya dayanır...

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

<strong>Kilise</strong> <strong>ve</strong> <strong>Devlet</strong> <strong>Militanı</strong><br />

İsa ise ciddi <strong>ve</strong> şaşılacak bir karşılık <strong>ve</strong>rdi: “Size doğrusu söyleyeyim, burada taş üstünde<br />

taş kalmayacak, hepsi yıkılacak!” (Matta 24:2). Rab öğrencilerine ikinci kez geleceğini<br />

söylemişti. Bu yüzden, Kudüs’ü bekleyen yargıdan söz edilirken öğrenciler Rab’bin<br />

dönüşünü düşündüler <strong>ve</strong> şöyle sordular: “Bu dediklerin ne zaman olacak, senin gelişini <strong>ve</strong><br />

çağın bitimini gösteren belirti ne olacak?” (Matta 24:3).<br />

Mesih onlara zamanın sonunda gerçekleşecek olan önemli olayları sıraladı.<br />

Peygamberliğinin iki anlamı vardı. Kudüs’ün yıkımından söz ederken, son günün<br />

dehşetlerini de dile getiriyordu.<br />

Mesih’i reddeden <strong>ve</strong> çarmıha geren İsrail’in üzerine büyük bir yargı gelecekti. “Daniel<br />

peygamberin sözünü ettiği yıkıcı iğrenç şeyin kutsal yerde dikildiğini gördüğünüz zaman<br />

(okuyan anlasın) Yahudiye’de olanlar dağlara kaçsın” (Matta 24:15,16). Luka 21:20,21’e de<br />

bakın. Romalıların putperest simgeleri kent duvarlarının dışına kurulduğunda Mesih’in<br />

izleyicileri gü<strong>ve</strong>nle kaçabilirdi. Kaçanlar gecikmemeliydi. Kudüs, günahlarından ötürü<br />

Tanrı’nın öfkesine maruz kalacaktı. İnatçı inançsızlığı yüzünden yıkıma uğrayacaktı (Mika<br />

3:9-11).<br />

Kudüs’te oturanlar, günahlarının sonucunda başlarına gelenler için Mesih’i suçladılar.<br />

O’nun günahsız olduğunu bilmelerine rağmen ulusun gü<strong>ve</strong>nliği için ölümüne karar <strong>ve</strong>rdiler.<br />

Yüce kahinleri, bütün ulus yok olacağına, halk uğruna bir tek adamın ölmesi daha uygundur<br />

demişti (Bkz. Yuhanna 11:47-53).<br />

Günahlarından ötürü kendilerini yargılayan Kurtarıcıyı öldürenler, kendilerini Tanrı’nın<br />

sevgili halkı olarak gördüklerinden Rab’bin, onları düşmandan kurtarmasını beklediler!<br />

Tanrı’nın sabrı<br />

Rab, kırk yıl boyunca yargısını geciktirdi. Mesih’in kimliğinden <strong>ve</strong> işinden hala habersiz<br />

olan birçok Yahudi vardı. Çocuklar henüz ana babalarının reddettiği ışığı görmemişlerdi.<br />

Elçilerin müjdeyi duyurması sayesinde Tanrı onlara bu ışığı sundu. Peygamberliğin nasıl<br />

yerine geldiğini yalnızca Mesih’in doğumunda <strong>ve</strong> yaşamında değil, ölümünde <strong>ve</strong> dirilişinde<br />

de göreceklerdi. Çocuklar ana babalarının günahları nedeniyle mahkum olmadılar, ama<br />

kendilerine sunulan ışığı reddettikleri için onlar da ana babalarının günahlarına ortak oldular<br />

<strong>ve</strong> böylece günahın ölçüsünü aştılar.<br />

İnatçı tövbesizlikleri nedeniyle Yahudiler, son merhamet sunusunu da reddettiler. Tanrı<br />

da sonunda onların üzerindeki korumasını kaldırdı. Ulus, kendi seçtiği önderin kontrolüne<br />

terk edildi. Şeytan, insan canının en vahşice <strong>ve</strong> alçakça tutkularını uyandırdı. İnsanlar<br />

benliğin tutkularının <strong>ve</strong> kör öfkenin kontrolü altında kalarak zalimliklerine yenik düştüler.<br />

Arkadaşlar <strong>ve</strong> akrabalar birbirlerini ele <strong>ve</strong>rdiler. Ana babalar çocuklarını, çocuklar ana<br />

babalarını öldürdüler. Yöneticilerin kendilerini bile yönetecek güçleri kalmadı. Tutkuları<br />

onları zorbalar haline getirdi. Yahudiler Tanrı’nın masum Oğlu’nu mahkum etmek için<br />

8

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!