07.04.2023 Views

Kilise ve Devlet Militanı

Savaş sanatı bir devlet için yaşamsal öneme sa hiptir. Ölüm-kalım meselesidir. Güvenliğe kavuşmanın yahut yok olmanın yoludur. Bu nedenle ihmal edilmesi kesinlikle düşünülemez. Savaş Sanatı, savaş koşullarının değerlendirilmesinde mutlaka göz önüne alınması zorunlu beş önemli faktörün etkisi altındadır. Bu faktörler: (a) Uyum (Ahlak) Faktörü, (b) Hava Faktörü, (c) Arazi Faktörü, (d) Liderlik Faktörü, (e) Disiplin Faktörü' dür. Uyum faktörü ahlakı simgeler. Savaşçıların komutanları ile uyum içinde olmalarının nedenidir. Astların yaşamlarını hiçe sayarak, tehlikelere aldırmadan komutanlarını takip etmelerini sağlar … Tüm savaşlar aldatmacalara ve şaşırtmaya dayanır...

Savaş sanatı bir devlet için yaşamsal öneme sa hiptir. Ölüm-kalım meselesidir. Güvenliğe kavuşmanın yahut yok olmanın yoludur. Bu nedenle ihmal edilmesi kesinlikle düşünülemez. Savaş Sanatı, savaş koşullarının değerlendirilmesinde mutlaka göz önüne alınması zorunlu beş önemli faktörün etkisi altındadır. Bu faktörler: (a) Uyum (Ahlak) Faktörü, (b) Hava Faktörü, (c) Arazi Faktörü, (d) Liderlik Faktörü, (e) Disiplin Faktörü' dür. Uyum faktörü ahlakı simgeler. Savaşçıların komutanları ile uyum içinde olmalarının nedenidir. Astların yaşamlarını hiçe sayarak, tehlikelere aldırmadan komutanlarını takip etmelerini sağlar … Tüm savaşlar aldatmacalara ve şaşırtmaya dayanır...

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

<strong>Kilise</strong> <strong>ve</strong> <strong>Devlet</strong> <strong>Militanı</strong><br />

imanına bağlı olan bu insanlar Roma’nın yanılgısına, nefrete <strong>ve</strong> zulme karşı sürekli bir<br />

tanıklıktı. Kutsal Yazılara bağlılıkları Roma’nın hoş göremeyeceği bir şeydi.<br />

Roma valdensleri yok etmeye karar <strong>ve</strong>riyor<br />

Tanrı’nın halkına karşı yürütülen en korkunç haçlı seferleri başladı. İmanlıların <strong>ve</strong>rimli<br />

toprakları talan edildi, ocakları <strong>ve</strong> toplantı yerleri dağıtıldı. Medeni hakları ellerinden alman<br />

bu insanlara karşı hiçbir suçlama getirilmiyordu. Tek suçları, Tanrı’ya Papanın istediği gibi<br />

tapınmamaktı. Bu ‘suç’ yüzünden insanların icat edebileceği her türlü hakarete <strong>ve</strong> işkenceye<br />

maruz kaldılar.<br />

Roma, nefret edilen imanlı grubunu yok etmeye karar <strong>ve</strong>rdiğinde, Papa, onları ‘imandan<br />

sapmış’ kişiler olarak suçlayan <strong>ve</strong> katledilmelerini buyuran bir ferman <strong>ve</strong>rdi (Ek’e bkz). Bu<br />

kişiler boşta gezen, dürüstlükten uzak <strong>ve</strong> düzensiz insanlar değil, ‘gerçek ağılın koyunlarını’<br />

çeken bir kutsallığa <strong>ve</strong> tanrı sayarlığa sahip insanlar ilan edildiler. Bu ferman yoluyla kilise<br />

üyeleri ‘sapkınlara’ karşı düzenlenen haçlı seferine katılmaya da<strong>ve</strong>t edildi. Katılan insanlara<br />

prim olarak daha önceki tüm ‘taahhütlerinden’ öz-gür kılındıkları söylendi. Yasa dışı<br />

yollardan edinmiş oldukları tüm mal <strong>ve</strong> mülkün yasal sahipleri ilan edildiler. Sapkınları<br />

öldürürlerse günah işlemiş sayılmayacakları belirtildi. Öte yandan Valdenslere her türlü<br />

yardımın yapılması yasaklandı. Onların yararına yapılan her türlü sözleşme iptal edildi.<br />

Onların mallarını herkesin özgürce yağmalayabileceği duyuruldu. Bu belge Mesih’in sesi<br />

değil, açık bir şekilde ejderin gürlemesiydi. Aynı ruh Mesih’i çarmıha germiş, elçileri<br />

katletmiş, Nero’yu imanlılara karşı harekete geçirmiş, Tanrı’yı se<strong>ve</strong>nlerin kanını dökmek<br />

üzere yeryüzünde işlev görmüştür.<br />

Kendilerine karşı düzenlenen haçlı seferlerine <strong>ve</strong> insanlık dışı kasaplığa rağmen Tanrı<br />

korkusuyla yaşayan Valdensler, değerli gerçeği duyurmak için müjdeciler göndermeye<br />

devam ettiler. Canlarını yitirdiler, ama dökülen kanları toprağın gübresi oldu <strong>ve</strong> mey<strong>ve</strong><br />

<strong>ve</strong>rdi. İşte Valdensler, Luther’den yüzlerce yıl önce Tanrı’ya böyle tanıklık ettiler.<br />

Wycliffe’in zamanında başlayan, Luther’in döneminde gelişerek derinleşen <strong>ve</strong> zamanın<br />

sonuna doğru devam ettirilecek olan Reformun tohumlarını attılar.<br />

28

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!