07.04.2023 Views

Kilise ve Devlet Militanı

Savaş sanatı bir devlet için yaşamsal öneme sa hiptir. Ölüm-kalım meselesidir. Güvenliğe kavuşmanın yahut yok olmanın yoludur. Bu nedenle ihmal edilmesi kesinlikle düşünülemez. Savaş Sanatı, savaş koşullarının değerlendirilmesinde mutlaka göz önüne alınması zorunlu beş önemli faktörün etkisi altındadır. Bu faktörler: (a) Uyum (Ahlak) Faktörü, (b) Hava Faktörü, (c) Arazi Faktörü, (d) Liderlik Faktörü, (e) Disiplin Faktörü' dür. Uyum faktörü ahlakı simgeler. Savaşçıların komutanları ile uyum içinde olmalarının nedenidir. Astların yaşamlarını hiçe sayarak, tehlikelere aldırmadan komutanlarını takip etmelerini sağlar … Tüm savaşlar aldatmacalara ve şaşırtmaya dayanır...

Savaş sanatı bir devlet için yaşamsal öneme sa hiptir. Ölüm-kalım meselesidir. Güvenliğe kavuşmanın yahut yok olmanın yoludur. Bu nedenle ihmal edilmesi kesinlikle düşünülemez. Savaş Sanatı, savaş koşullarının değerlendirilmesinde mutlaka göz önüne alınması zorunlu beş önemli faktörün etkisi altındadır. Bu faktörler: (a) Uyum (Ahlak) Faktörü, (b) Hava Faktörü, (c) Arazi Faktörü, (d) Liderlik Faktörü, (e) Disiplin Faktörü' dür. Uyum faktörü ahlakı simgeler. Savaşçıların komutanları ile uyum içinde olmalarının nedenidir. Astların yaşamlarını hiçe sayarak, tehlikelere aldırmadan komutanlarını takip etmelerini sağlar … Tüm savaşlar aldatmacalara ve şaşırtmaya dayanır...

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

<strong>Kilise</strong> <strong>ve</strong> <strong>Devlet</strong> <strong>Militanı</strong><br />

Sekizinci yüzyılın sonlarında papa yanlıları, piskoposların, kilisenin ilk çağlarındaki<br />

Roma gözetmenleriyle aynı ruhsal güce sahip olduğunu iddia ettiler. Keşişler tarafından<br />

güya eskiden yazılmış yazılar uyduruldu. Daha önce hiç duyulmamış konseylerin kararları<br />

keşfedildi. Amaç, Papanın ilk çağlardan gelen evrensel üstünlüğünün kabul ettirilmesiydi<br />

(Ek’e bkz).<br />

Sağlam temel (1.Korintliler 3:10,11) üzerinde duran az sayıdaki sadık imanlılar yılmaya<br />

başlamışlardı. Zulüm, sahtekarlık <strong>ve</strong> Şeytan’ın tüm diğer engelleriyle boğuşmak zorunda<br />

kalan bu imanlılar cesaretlerini yitirdiler. Can <strong>ve</strong> mal gü<strong>ve</strong>nlikleri için sağlam temele<br />

sırtlarını döndüler. Ancak düşmanlarının karşıtlığına rağmen sarsılmayan imanlılar da yok<br />

değildi.<br />

Tasvirlere tapınma yaygınlaştı. Resimlerin <strong>ve</strong> heykellerin önünde mumlar yakılarak<br />

onlara dualar edildi. Tuhaf tuhaf gelenekler birbirini takip etti. Sağduyu sanki tümüyle<br />

ortadan kalkmıştı. Rahipler <strong>ve</strong> papazlar zevk, sefa peşinde koşarken, onları iz-leyen insanlar<br />

cehaletin <strong>ve</strong> kötülüğün içine battıkça battı.<br />

On birinci yüzyılda Papa VII. Gregor, kilisenin hiç hata yapmamış <strong>ve</strong> yapmayacak<br />

olduğunu ilan etti. Ancak Kutsal Yazılar böyle bir iddiayı desteklemiyordu. Gururlu Papa,<br />

aynı zamanda imparatorları tahttan indirecek yetkiye sahip olduğunu da öne sürdü.<br />

Kendisinin kusursuz olduğu iddiasını en iyi örnekleyen olaylardan biri Alman İmparatoru<br />

IV. Henry’e karşı yaklaşımıdır. Bu kral Papanın yetkisine karşı geldiği iddiasıyla aforoz<br />

edildi <strong>ve</strong> tahttan indirildi. Kralın kendi çocukları bile Papanın buyruğuyla ona karşı isyana<br />

kalkıştılar.<br />

Henry sonunda Roma’yla barış yapması gerektiğini hissetti. Eşi <strong>ve</strong> sadık hizmetkarıyla<br />

birlikte kendisini Papanın önünde alçaltmak için kış ortasında Alpleri geçti. Gregor’un<br />

şatosuna vardığında dışarıdaki bir avluda bekletildi. Orada, açık başı <strong>ve</strong> çıplak ayaklarıyla<br />

Papanın huzuruna çıkma iznini bekledi. Papa krala üç gün oruç tutturup günahlarını itiraf<br />

ettirdikten sonra onu bağışlamaya karar <strong>ve</strong>rdi. Buna rağmen İmparator, krallık mührünü <strong>ve</strong><br />

yetkisini kullanmak için yine de Papanın kutsamasını beklemek zorunda kaldı. Kazandığı<br />

zaferle sevinç duyan Gregor, kralların gururunu alçaltmanın kendi görevi olduğunu iddia<br />

ederek böbürlendi.<br />

Bu kibirli Papa ile insan yüreğine girmek için izin isteyen Mesih arasında ne kadar<br />

çarpıcı bir farklılık var. Mesih öğrencilerine şöyle öğretmişti: “Aranızda birinci olmak<br />

isteyen, diğerlerinin kulu olsun” (Matta 20:27).<br />

Papalığın kuruluşundan önce bile putperest felsefecilerin etkisi kilisede hissediliyordu.<br />

Birçokları bu felsefelere tutunmaya <strong>ve</strong> bu şekilde Tanrı’yı tanımayan ulusları etkilemeye<br />

çalıştılar. Böylece Hıristiyan inancına ciddi yanılgılar girdi.<br />

20

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!