Arketip Psikoloji Dergisi Sayı - 1
CARL GUSTAV JUNG: ANALİTİK PSİKOLOJİ ÇİFT İLİŞKİLERİNDE DÖNGÜLER BİR TERAPÖTİK HİKAYE: SİNMİŞ KARINCA BENLİĞİN İNŞASI OTORİTE VE VİCDAN ARASINDA BİR YOLCULUK: MİLGRAM'IN İTAAT DENEYİ YASA BAKIŞ: "GİDENİN ARDINDAN" PSİKOLOJİNİN ALT DALI: NÖROPSİKOLOJİ BİR GERÇEKLİK KRİZİ: PERSONA DİKKAT EKSİKLİĞİ VE HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU ÇOCUKLAR İÇİN FELSEFE P4C PSİKİYATRİST DR. HATİCE ALİBAŞOĞLU İLE SÖYLEŞİ
CARL GUSTAV JUNG: ANALİTİK PSİKOLOJİ
ÇİFT İLİŞKİLERİNDE DÖNGÜLER
BİR TERAPÖTİK HİKAYE: SİNMİŞ KARINCA
BENLİĞİN İNŞASI
OTORİTE VE VİCDAN ARASINDA BİR YOLCULUK: MİLGRAM'IN İTAAT DENEYİ
YASA BAKIŞ: "GİDENİN ARDINDAN"
PSİKOLOJİNİN ALT DALI: NÖROPSİKOLOJİ
BİR GERÇEKLİK KRİZİ: PERSONA
DİKKAT EKSİKLİĞİ VE HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU
ÇOCUKLAR İÇİN FELSEFE P4C
PSİKİYATRİST DR. HATİCE ALİBAŞOĞLU İLE SÖYLEŞİ
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
açıyor: “Zorluklar içindeki bir yaşam, lüks ve rahat bir
yaşamla yer değiştirdiğinde bile geride kalanın yasını
tutarız.”Kaybedilen şey aile yadigarı bir küpe
olabileceği gibi; bir umut, bir ülkü, bir dostluk, bir
vatan, bir sevgili hatta bir eski kendilik de olabilir.” Eski
kendilikle kastedilen belki ruhen bir değişim olabilir
ancak gelişim düzeyinde bir halden yeni bir evreye
girmek de kendiliğe dahil değil midir? Aslında insan,
dünyaya bir yas üzerine gelmez mi? İnsan; yaklaşık 9 ay
kaldığı anne rahminden bir kopuşla, bilmediği bir yere,
dünyaya gelir ve annesinden ilk ayrılığını yaşar. Ek gıda
ve biberona geçişle anne memesinden ayrılır.
Yürümeye başlaması, hep kucakta tutulmasının
vedasıdır. Okula başladığında evine, üniversiteye
başladığında liseye, iş hayatına merhaba dediğinde
öğrenciliğine veda eder. Her yeni yaşını kutlayışında,
eski yaştan ayrılık yaşar. Bu sebepledir ki yas, insan
hayatıyla çok iç içe, çok fazla hayata dahildir. Şairin
“ayrılık da sevdaya dahil” demesi gibi, "yas da hayata
dahil"dir. Kitapta çok hoşuma giden alıntılardan biri
Annie Dillard’a ait: “Kayıp, yaşamın bedelidir. Kaldığın
sürece ödenmesi gereken olağanüstü kiradır”.
Peki, bu kirayı ödemek biz insanlar için neden
bu kadar zordur?
Çünkü geçmişte tutulamayan yaslar zannettiğimiz gibi
havaya uçup gitmezler ya da uzay boşluğunda
kaybolmazlar. İçimizde birikir, omzumuzda yük olur,
her yere biz tarafından taşınırlar. Bunun ağırlığını
hissettiğimiz için de yeni yaslar, yeni kayıplar hep göz
korkutandır, altından kalkılamayacağı düşünülendir.
Oysa yas tutmak özgürleştirir. Yas tutabilirsek
geçmişinizin melodisine göre dans etmeyi sürdürmez,
bugüne ayak uydurabiliriz. Yas için hayat döngümüzde
sayısız kayıp olsa da yazarın da dediği gibi “Ölüm
kayıpların en somutudur.” Bu sebeple olsa gerek
kitaptaki ana tema da, bu yazıda üzerinde duracağım
ARKETİP PSİKOLOJİ DERGİSİ 19