Arketip Psikoloji Dergisi Sayı - 1
CARL GUSTAV JUNG: ANALİTİK PSİKOLOJİ ÇİFT İLİŞKİLERİNDE DÖNGÜLER BİR TERAPÖTİK HİKAYE: SİNMİŞ KARINCA BENLİĞİN İNŞASI OTORİTE VE VİCDAN ARASINDA BİR YOLCULUK: MİLGRAM'IN İTAAT DENEYİ YASA BAKIŞ: "GİDENİN ARDINDAN" PSİKOLOJİNİN ALT DALI: NÖROPSİKOLOJİ BİR GERÇEKLİK KRİZİ: PERSONA DİKKAT EKSİKLİĞİ VE HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU ÇOCUKLAR İÇİN FELSEFE P4C PSİKİYATRİST DR. HATİCE ALİBAŞOĞLU İLE SÖYLEŞİ
CARL GUSTAV JUNG: ANALİTİK PSİKOLOJİ
ÇİFT İLİŞKİLERİNDE DÖNGÜLER
BİR TERAPÖTİK HİKAYE: SİNMİŞ KARINCA
BENLİĞİN İNŞASI
OTORİTE VE VİCDAN ARASINDA BİR YOLCULUK: MİLGRAM'IN İTAAT DENEYİ
YASA BAKIŞ: "GİDENİN ARDINDAN"
PSİKOLOJİNİN ALT DALI: NÖROPSİKOLOJİ
BİR GERÇEKLİK KRİZİ: PERSONA
DİKKAT EKSİKLİĞİ VE HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU
ÇOCUKLAR İÇİN FELSEFE P4C
PSİKİYATRİST DR. HATİCE ALİBAŞOĞLU İLE SÖYLEŞİ
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Mesleğinizin zorlukları sizin için nelerdir?
Bilineni az olması pek çok alan tarafından
istila edilmesine sebep oluyor.
Beyin değil de sanki vücuda ait olmayan bir
şeyi tedavi ediyormuşuz algısı var. Özellikle
ilaç gereken vakalarda yanlış yönlendirmeler
sonucunda büyük dirençlerle karşılaşıyoruz.
Doktor doktor dolaşıp pek çok ilaç kullanan
kişi psikiyatriye gelince ilaçsız çözüm, bitkisel
çözüm istiyor. Madde kullanan kişi gelip
kimyasal istemem diyor. Gece gündüz alkol
alan kişi bu ilaç bana bağımlılık yapar almam
diyor. Kalple ilgili bir rahatsızlık olsa tüm
ilaçlar düzenli alınır aileler arkadaşlar herkes
ilacını “aman dikkatli al” diye uyarır. Ama iş
beyin olunca bu desteği bizim hastalarımız
göremiyor. Üstüne üstük damgalanıyorlar da.
“Deli misin? Bu kadar güçsüz müsün? İmanın
mı zayıf?” gibi. İlaca inanmayan grup haricinde
bir de terapiye inanmayan grup var. Oysa son
yıllarda yapılan çalışmalar terapide içgörü
kazanan hastanın beyninde yeni protein
moleküllerinin oluşmasının sağlandığını,
deneyim yaşamasıyla beraber yeni nöral ağlar
oluşup değişim sağlandığını ortaya koyuyor.
Yani terapi beyni değiştirebiliyor.
Yanlış bilgilerin, hurafelerin, ön yargıların en
yüksek olduğu alanda çalışıyoruz.
Kalpte ağrısı olan hasta için birkaç tetkikle
kalple ilgili olmadığı anlaşılırken, bizim
alanımızda durum pek de öyle değil. Altında
bir şey bulunamayan her şeyin içine atıldığı bir
alan psikiyatri/psikoloji. Son yıllarda artan
bilimsel gelişmeler işimizi karanlıkta el
yordamıyla yapmaktan bizi çıkarmaya
hazırlıyor.
Ofiste bir gününüz nasıl geçiyor?
Ekip olarak erkenciyiz, ofisimizde erişkin
psikiyatristi, çocuk ergen psikiyatristi ve
psikolog arkadaşlarımız mevcut. Filtre
kahvemiz olmazsa olmazımız, rutinimizde
hastalarımızın terapi seansları devam etmekte
stajyer arkadaşlarımız için tecrübeli ekip
arkadaşlarımız deneyimlerini paylaşmakta,
zorlandıkları yerlerde onlara yardımcı
olmakta.
Ama aslolan seansta olanlar... “Sıkılmıyor
musunuz her gün bunca dert dinlemekten?
Dinlediklerinizden etkilenmiyor musunuz?”
diye bolca sorulur. O gün var olan seans sayısı
kadar kitap okuyor, dizi, film izliyor gibiyiz.
Aslında çok daha ötesi var pasif değilsiniz
müdahale edebiliyorsunuz, senaryoyu
değiştirebiliyorsunuz. Canlı canlı kitap
yazmak, canlı canlı hayatı yönlendirmek gibi…
Masanın iki tarafında da bulunmuş biri olarak
çok farklı bir deneyim. Her yeni seans yepyeni
bir dünyaya açılış, hiçbiri benzer değil, eşsiz
tecrübeler yaşanıyor seanslarda. Yardımcı
olmaya çalışırken kendi yaralarınızın
sarıldığına şahit oluyorsunuz. Kaçtıklarınız
seansta sizi buluyor. Yüzleştirirken
yüzleşiyorsunuz. Affettirirken affediyorsunuz.
Dinlerken yükü sırtınıza almıyorsunuz, yükünü
ortaya koymasını istiyorsunuz.
Değiştirilebilecekler için adım atılır,
değiştirilemeyecekler kabul edilir.
Yüzleşmeler yapılır, gereksiz yüklenen
duygular akıtılır böylece geçmişin gölgesinin
bugünü istila etmesi önlenmiş olur, oradan iki
taraf da daha hafif kalkar. Tabii ki seans bir
masaj yeri değil bu son için çok çaba
gerekiyor, rahatlayıp çıkma çoğu zaman
hayaldir. Aslolan seansta yorulmaktır.
ARKETİP PSİKOLOJİ DERGİSİ 49