You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
59<br />
olan sıkıntılar bir yana, ekonomimizin sağlam<br />
temellerini teyit ettiğimiz bir dönemi geride<br />
bıraktık. Yaşanan tüm sıkıntılara rağmen, finansal<br />
sistemimizde hiçbir aksaklık yaşanmamış<br />
olması ve en küçük olumsuzlukta devreye giren<br />
derecelendirme kuruluşlarından bazılarının<br />
ülkemizi hala yatırım yapılabilir seviyede tutması<br />
bu sağlamlığın en önemli göstergeleri.<br />
Her zaman olduğu gibi öncelik verdiğimiz iki<br />
parametre enflasyon ve büyüme. Ekonomi<br />
yönetiminin özellikle de Merkez Bankası’nın<br />
yakından takip ettiği tüketici fiyatları endeksi 2016<br />
yılı Ağustos ayında bir önceki aya göre %0,29<br />
düşüş gösterdi. Tüketici enflasyonu bir önceki<br />
yılın Aralık ayına göre %4,53, bir önceki yılın aynı<br />
ayına göre %8,05 ve on iki aylık ortalamalara<br />
göre %7,98 arttı. Büyüme açısından da durum<br />
sorunsuz gibi. Temmuz ayında oldukça gerileyen<br />
ekonomik aktivite Ağustos ayında toparlanmaya<br />
başladı. 2016 yılı ilk çeyreğinde gerçekleşen<br />
%4,8’lik büyüme ikinci çeyrekte %3,1’e düştüyse<br />
de ılımlı ve istikrarlı bir büyüme eğiliminden söz<br />
etmek mümkün. Ayrıca düşen cari açık, azalan<br />
risk primleri, düşen faizler ve değer kazanan Türk<br />
lirası da olumlu gelişmeler olarak karşımıza çıkıyor.<br />
Özellikle Temmuz ayında yaşanan iç sıkıntılar<br />
sonrası, risk priminde yükselme beklentisi hakim<br />
olduysa da, genel gidişatta önemli bir sapma<br />
olmadığını söylemek yanlış olmaz.<br />
Dünya Bankası ülkemiz ekonomisinin 2016<br />
yılında %3,5 büyüyeceğini tahmin ederken<br />
OECD’nin tahmini %3,9. Bu oran, global<br />
ölçekte bakıldığında, bazı gelişmekte olan<br />
ülke performanslarına göre hayli iyi iken diğer<br />
bazılarına göre daha mütevazı.<br />
OECD Temmuz ayında açıkladığı bir çalışma<br />
ile ülkemiz ekonomisine ilişkin önemli<br />
değerlendirmelerde bulundu ve iş dünyamızın<br />
olumsuz gelişmelere karşın dirençli duruşunu ve<br />
ihracatımızın değişik pazarlara yönlendirilmesi ile<br />
ilgili vizyoner tutumunu olumlu bulduğunu belirtti.<br />
Diğer taraftan iç talebe oldukça bağımlı büyüme<br />
modelinden, daha ihracat odaklı bir modele<br />
geçişin önemine vurgu yaptı. OECD’ye göre,<br />
enflasyonu düşürmek, tasarrufları ve doğrudan<br />
yabancı yatırımları arttırmak konusunda yapısal<br />
reformların devreye alınması gerekiyor. Yine<br />
OECD’ye göre önemli diğer bir unsur da mevcut<br />
durumda açığa çıkaramadığımız, global değer<br />
zincirlerine daha etkin bir şekilde eklenmeye<br />
ilişkin potansiyelin, gerek eğitim yoluyla insan<br />
kaynağına yatırım, gerekse ticaret ve yatırımlarda<br />
artış ile ortaya çıkarılması gerekliliği.<br />
OECD’nin reform ve büyüme modeli değişikliği<br />
önerilerine katılmamak mümkün değil. Yakın<br />
dönemde açıklanan tedbir ve ekonomi<br />
teşvik paketleri bu açıdan oldukça olumlu.<br />
Önümüzdeki dönemin ülkemiz için huzur ve<br />
barış dolu bir dönem olması ve ekonomimizin<br />
büyüme ve gelişme potansiyelinin açığa<br />
çıkartılması yönünde önemli adımlar atılması<br />
ümidiyle.