25.05.2017 Views

İSTANBUL TARİH DERGİSİ

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Röportaj<br />

Envanter çalışması, bize istatistiki verileri<br />

güncellemeye neden ihtiyaç olduğunu bir<br />

kez daha gösterdi. Çalışmaya başlarken<br />

Üsküdar ve Eyüp’te 3605 eser olduğunu<br />

biliyorduk; çalışma bittiğinde, bu sayı<br />

3899’a ulaştı. Bunların 129 tanesi tescile<br />

önerdiklerimiz.<br />

Size göre İstanbul’da yaşayan insanların<br />

kültürel mirasın korunması hususunda<br />

hangi şuura, hangi hassasiyete<br />

sahip olması gerekmektedir?<br />

Bu coğrafyadaki tapularımız olan mezar<br />

taşları ve hazireler ile ilgili İstanbul<br />

nasıl durumdadır?<br />

Türbe, hazire ve kabirler ile ilgili envanter<br />

çalışmaları yapılmaktadır. Müdürlüğümüz<br />

bu çalışmaya başladığında, sayıları<br />

589(2015 yılı) olarak bilinen türbe,kabir,<br />

hazire sayıları yapılan çalışma ile 1516‘ya<br />

(2017) ulaşmıştır. Bu sayı tek kabirlerden<br />

toplu mezarlıklara/hazirelere kadar olan<br />

bir veriyi kapsamaktadır. Çalışma kapsamında<br />

kütüphanelerden yazılı ve görsel arşiv<br />

taramaları yapılmıştır, Beyazmasa’dan<br />

gelen başvurular dikkate alınmıştır, sanat<br />

tarihi, yerinde tespit, fotoğraflama ve mülkiyet-arazi<br />

kullanımı gibi analizler yapılmıştır.<br />

Bütün bu çalışmaların sonucunda kötü<br />

durumda olan veya geliştirilmesi gereken<br />

alanlarda gerekli projelerin hazırlanması<br />

için Kültür Varlıkları Projeler Müdürlüğü’ne<br />

yönlendirilmektedir. Şu anda proje ve uygulaması<br />

devam eden 76 adet eser bulunmaktadır.<br />

Ayrıca vakıf mülkleri için gerekli<br />

onarımların yapılmasına yönelik protokoller<br />

yapılmaktadır. Bu kapsamda 555 eser<br />

için protokol imzalamış bulunmaktayız.<br />

100 adet eser için imza süreci devam eden<br />

yeni bir protokolümüz daha vardır.<br />

Tam da bu noktada İstanbul’un kaybolan<br />

kültür varlıklarıyla ilgili yaptığınız<br />

çalışmalara değinebilir miyiz?<br />

Müdürlüğümüz dahilinde yapılan envanter<br />

çalışmaları tam da bu sorunun<br />

cevabıdır. Envanter çalışmaları ile tarihi<br />

eserlerin tescil, kullanım, anıt türü ve özgünlük<br />

durumu gibi 74 farklı veriyi sorgulayabiliyoruz.<br />

Bu sayede tescilli olmayan<br />

tarihi eser niteliğindeki binaları tescile<br />

önerebiliyoruz veya kaybolan kültür varlıklarının<br />

mevcut kullanımı tespit edip gerekli<br />

görülen yerlerde bu eserlerin hayata<br />

52<br />

İstanbul Tarih<br />

NİSAN 2017<br />

geçirilmesi ile ilgili faaliyetlerde bulunabiliyoruz.<br />

Eski tarihli Kurul kararlarını ve<br />

Encümen arşivlerini taradığımızda, günümüze<br />

ulaşamayan tescilli eserlerin içinde<br />

önemli anıtların da olduğunu görüyoruz.<br />

Ali Paşa Sarayı, sarnıç ve manastır kalıntıları,<br />

Ahırkapı Camii, Cibalikapı Mescidi<br />

gibi çok sayıda cami, medrese ve özellikle<br />

sıbyan mektepleri günümüzde mevcut değil.<br />

Kayıp eserlerin önemli bir bölümünü<br />

de çeşmeler ve yok olan mahalle dokusu<br />

yani konutlar oluşturuyor. Örneğin, Dünya<br />

miras alanlarımızdan Süleymaniye’de,<br />

378 adet tescilli ahşap yapının 129’u, yani<br />

%34’ü kayıp. Günümüze ulaşan 249 tescilli<br />

ahşap yapının da sadece %60’ı ahşap<br />

olarak korunmaya devam ediyor; başka<br />

bir deyişle ayakta durmaya çalışıyor.<br />

Şu ana kadar tamamlanan Üsküdar, Eyüp<br />

ve Fatih ilçeleri için kayıp eserlerle ilgili<br />

net veriler elimizde mevcuttur. Üsküdar<br />

için toplam eserlerin %9’u (258 adet),<br />

Eyüp için toplam eserlerin %14’ü (158)<br />

kayıp eserdir. Fatih için, analiz çalışmalarımız<br />

devam etmekle birlikte, geldiğimiz<br />

noktada yaklaşık 13.700 adet eserin %4’ü<br />

(600 adet) günümüze ulaşamamıştır. Bu<br />

sayının analizler tamamlandığında artması<br />

beklenmektedir.<br />

İToplumsal hafızanın devamlılığını sağlayan<br />

kültürel miras; yalnızca bizden sonraki<br />

kuşaklara değil aslında bütün insanlığa<br />

karşı sorumluluğumuzun olduğu bir emanettir.<br />

İstanbul için ise aynı şeyler geçerlidir.<br />

İstanbul’un tarihi eserlerini, tarihi<br />

yapılarını, insanlarını ve geleneklerini kısacası<br />

somut ve somut olmayan mirasını<br />

korumak ve yaşatmak ve gelecek nesillere<br />

de aktarabilmek bu şehirde yaşayan her<br />

bireyin görevidir.<br />

Bu nedenle İstanbul’da yaşayan insanlar<br />

kültürel mirasın korunması kavramına sadece<br />

bir toplumun veya bir ülkenin kültürel<br />

mirası olarak değil bütün bir insanlığın<br />

mirası olarak değerlendirmeli ve bu hassasiyet<br />

ile davranmalıdır.<br />

Bu konuyu somut verilerle açıklayacak<br />

olursak; İstanbul Koruma Stratejileri çalışması<br />

kapsamında Dünya Miras Alanlarında<br />

yapılan anketlere göre bu bölgede yaşayan<br />

birçok insan yaşadıkları alanın Dünya<br />

Miras Alanı’nda yer aldığının farkında değildir.<br />

Farkındalık durumlarının az olmasına<br />

rağmen yerel halk koruma, sahiplenme<br />

ve var olanı kullanma konusunda istikrarlıdır.<br />

Özellikle dini konularda; hazire mezarlık<br />

gibi alanlar ile ilgili Beyazmasa’ya<br />

sürekli başvurular yapılmaktadır. Bu<br />

alanlar eğer kötü durumda, bakımsız ise<br />

veya restorasyon isteniyorsa; Beyazmasa<br />

üzerinden müdürlüğümüze bildirilmektedir.<br />

Bütün bu hassasiyetin ve iyi işlerin<br />

yanı sıra maalesef kötü örneklere de rastlamaktayız.<br />

Özellikle çeşme ve sebillerde,<br />

onlara ait çeşme aparatlarının çalınması,<br />

üzerlerinin boyalar ile boyanması gibi fiziksel<br />

zararlar verilebilmektedir. Vatandaşlar<br />

ne kadar uyarılırsa uyarılsın bu<br />

olaylar tekrar tekrar yaşanmaktadır.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!