25.05.2017 Views

İSTANBUL TARİH DERGİSİ

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Röportaj<br />

Kanaatimce Jüstiniyen’in<br />

böyle bir tercih yapma<br />

sebebi; kendisinin o güne<br />

kadar yapılmamış bir<br />

anıtı vücuda getirmek<br />

için pratiği olanlara değil<br />

teoriyi üreten yaratıcı<br />

beyinlerden istifade etme<br />

tercihidir. Yine zannımca<br />

başarılı olmuştur. Lakin<br />

Ayasofya’nın çok hızlı<br />

inşa edilmesi bazı yapısal<br />

sorunları da peşinden<br />

getirmiştir. Buna rağmen dünya sanat ve<br />

mimarlık tarihi içindeki önemi ve özellikleri<br />

hiçbir zaman inkar edilmemiş ve işin<br />

uzmanları tarafından her zaman hayret ve<br />

beğeni ile anılmıştır. Ayasofya mabedinin<br />

önemini değerlendirirken meseleyi farklı<br />

boyutlardan bakmak gerekir. İlk önce az<br />

öncede ifade ettiğim üzere dünya sanat<br />

ve mimarlık tarihi içinde ayrı bir öneme<br />

sahip olduğunu bilmeliyiz. Bir çırpıda<br />

söyleyebileceklerimiz ise şunlardır:<br />

Tarihte inşa edilen katedraller arasında<br />

en kısa zamanda bitirilendir. Katedraller<br />

arasında kapalı alan ölçütünde bin yıl<br />

boyunca geçilememiştir. Muhteşem<br />

kubbe çapı ile hala Türkiye’de ilk sırada<br />

yer almakta ve dünyada ise uzun süre<br />

geçilememe özelliğine sahiptir. İnşasında<br />

kullanılan mermerler Anadolu, Kuzey<br />

Afrika, Ortadoğu, Akdeniz adaları ve<br />

Avrupa’nın farklı coğrafyalarından<br />

getirilmiştir.<br />

En erkeni 9. Asırda olmak üzere yapılan<br />

figürlü mozaikler büyük ustaların elinden<br />

çıkmış, güney galeride yer alan Deisis<br />

mozaiği ise, Avrupa tasvir sanatında<br />

Rönesanssın habercisi olarak çoğu sanat<br />

tarihçisi tarafından değerlendirilmektedir.<br />

Daha önce denenmiş olsa da ilk defa<br />

devasa bir merkezi kubbe ile iki yarım<br />

kubbe burada gerçekleştirilmiştir. Evet bir<br />

çırpıda söyleyebileceklerimiz bunlardır.<br />

Ayasofya mabedinin dini boyutu vardır.<br />

Doğu Hıristiyanlığının en büyük eski<br />

katedralidir. Hıristiyanlık kendi içinde<br />

mezheplere bölünmeden evvel 500 yıl<br />

boyunca bütün Hırıstiyanlığın kilisesi<br />

olma özelliğine sahiptir. Nitekim yakın<br />

bir tarihte ülkemizi ve Ayasofya’yı ziyaret<br />

eden Papa Françis’in Basın sözcüsü<br />

Rahip Federico Lombardi, “Papa’nın<br />

Ayasofya’yı ziyareti bir müze ziyaretinden<br />

ibaret değildi.” derken tam da bunu<br />

kastetmiştir. Lombardi, ülkesinde yapmış<br />

olduğu açıklamada “Ayasofya, bin yıldan<br />

uzun süre Hristiyan bazilikasıydı. Bunun<br />

ilk 500 yılında da birleşik, yani ayrılıktan<br />

önceki evrensel kiliseye aitti.” diyerek<br />

kendileri açısından önemli bir hususun<br />

altını çizmekte ve bir özlemlerini dile<br />

getirmektedir. Biz Müslümanlara gelince<br />

de bu doğrudan Peygamber Efendimizin<br />

Hadis-i Şerifleri ile müjdelenen ve<br />

müjdenin içinde vaat edilen “kutlu<br />

komutan” ve “kutlu asker” olma özlemi,<br />

birçok İslam mücahidini, alperenini<br />

İstanbul surlarının önüne getirmiştir. Bu<br />

hadis-i şerifte müjdelenen komutan ve<br />

asker olmak için nice şehidler ve gaziler<br />

verilmiştir.<br />

Ayasofya’nın orijinal yapısı büyük bir<br />

külliye olarak vazife görmekteydi.<br />

Ayasofya Külliyesi hangi yapılardan<br />

oluşmaktaydı? O yapılardan günümüze<br />

hangileri intikal etmiştir, hangileri<br />

yok olmuştur?<br />

Türkler tarafından 29 Mayıs 1453 tarihinde<br />

fethedilen Costantinapolis’in en büyük<br />

mabedi Ayasofya idi. O<br />

zamanki savaş kuralları<br />

içerisinde savaşılarak<br />

elde edilen şehrin en<br />

büyük kilisesi camiye<br />

tahavvül edilirdi. Bunun<br />

yanında Ayasofya Doğu<br />

Roma imparatorunun<br />

kendi mülkünde idi.<br />

Yani Kilise teşkilatına<br />

veya başka birilerine<br />

ait değildi. Yine o günkü<br />

hukuka göre hükümdarın malı, mülkü,<br />

sarayı yine fetheden hükümdara ait<br />

olurdu. Nitekim Ayasofya’da direkt Fatih<br />

Sultan Mehmed Han’ın mülküne geçmiştir.<br />

Ayasofya’ya ilk eklenen külliye unsuru<br />

Ayasofya Medresesi’dir. Fetihten hemen<br />

sonra inşa edilen bu medresede Fatih<br />

Sultan Mehmed’in de hocası olan Molla<br />

Hüsrev ile Ali Kuşcu gibi önemli şahıslar<br />

dersler vermiştir. Sultan II. Bayezid Han,<br />

medreseyi iki katlı hale getirmiştir.<br />

İstanbul Tarih<br />

NİSAN 2017<br />

71

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!