Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
gelen derin manevi güçlere ulaşan potansiyellerini ortaya koyar.<br />
Dogon heykelleri, Afrika sanatının en ünlü parçalarıdır.<br />
Dogon Astronomi Bilgileri<br />
Üçüncü bir bileşen olarak Sirius C nin varlığı doğrulanmamakla<br />
birlikte, Sirius-A’ya çok yakın bir yıldızın var olma olasılığı<br />
bulunuyor. Tel- Aviv Üniversitesi’nden Dr. Noah Brosch “Sirius<br />
Matters” adlı kitabında, 1893’de bir güneş tutulmasını izlemek<br />
üzere Mali’ye giden bir Fransız bilginin, Dogon’ların bu önemli<br />
kültürel sırrını ilk olarak öğrenen kişi olduğunu bildirir.<br />
Mali’de bir kabile olan Dogonları tanıdıktan sonra, Dogon’ların<br />
astronomi bilgilerine değinmek için; OKÜLTİZM VE ENERJİ, Bölüm<br />
III /40, Orion’un Kemeri, Kutsal Yıldız Sirius ve Einstein-Rosen<br />
Köprüsü, 338-345 sayfaları arasından bazı satırlar seçelim:<br />
Dogon dini ritüellerinde “Sigi” dedikleri “Sirius”, iki bilgi yıldızı<br />
olarak anılır ve ikili yıldızdan Sirius B’nin son derece ağır<br />
olduğunu (nötron yıldızı) ve B’nin A etrafındaki yörünge periyotunun<br />
da 50 sene olduğunu kesin dille tanımlarlar. 50’yi kutsal<br />
sayı halinde kabul ettikleri bilinir. Hatta daha da ilginci, Jüpiter’in<br />
4 ana Ay’ına Jüpiter’in çocukları demişlerdir.<br />
1930’larda ise, etnolog Marcel Griaule sonraki yıllarda doğrulanacak<br />
olan Dogon tradisyonlarını saptamış ve açığa çıkarmıştır.<br />
Dogonların; Satürn’ün halkalarını, Jüpiter’in uydularını<br />
bildirmelerinin yanı sıra, sözlü gelenek olarak ağızdan ilettikleri<br />
bilgi şudur: “Alem, Sirius-B yıldızının sayesinde dönmektedir. Sirius<br />
Sistemi Güneş sistemi ile evlenmiş bulunmaktadır. Dünya’ya<br />
Sirius-B yıldızından gemi ile aktarılan tohumlar yalnızca Dünya<br />
üzerinde değil, yaratılan tüm “üst üste konulmuş alemler” de<br />
çimlenip çoğaldılar” Tabii, varlığı hala gözle görülemeyen Sirius<br />
C adını verebileceğimiz 3. bir yıldızın sisteme dahil olduğunu da<br />
iddia etmeleri de ayrı bir konudur. Sirius sistemi, kızıl, sıcak, alevli<br />
ve yanarak oluşmaya devam eden, yaşam bulunmayan bir bölge.<br />
Acaba Dünya’yı Sirius etrafındaki uzaya bağlayan bir kurt deliği<br />
mevcut mudur?<br />
Diğer Olasılıklar<br />
İlginç ve köklü bir geleneğin açığa vurumu olarak, ilkel kabile Dogonlar<br />
teleskop kullanmadan, geleneksel astronomi bilgileri ile<br />
yıldızların dolanım periyodunu 50 yıl olarak hesap etmişlerdi.<br />
Bilindiği gibi, kutsal metinlerde ve Zend Avesta’da da anılan<br />
Sirius yıldızı, Kur’an-ı Kerim’in Necm (Yıldız) suresinde Şi’ra olarak<br />
adı geçen Sirius takımyıldızıdır. Sirius A ve Sirius B adında<br />
iki yıldızdan oluşur. A Dünyamıza en yakın ve parlak yıldızdır.<br />
Bize uzaklığı 90 trilyon km. civarındadır. Bu çift yıldız birbirlerine<br />
doğru yay şeklinde bir eksen çizerler ve her 49.9 yılda bir birbirlerine<br />
yaklaşarak adeta sarkarlar. Sarkma olgusu, bir presesyon<br />
hareketi olarak, gökteki konumunda kaymayı belirtir.<br />
Ayetlerin sayıları olan 49 ve 9 yan yana geldiğinde bu yıldızların<br />
dolanım süreleri olan 49.9 yıl ortaya çıkar. Bazen Köpek yıldızı<br />
olarak da bilinen bu yıldızlar için 50.09 yıllık periyot da geçerli<br />
kabul edilmektedir.<br />
Dogon rahipleri, Sirius sisteminden gelen Nommos’ların kendilerine<br />
aktardığı bilgileri kuşaktan kuşağa iletir. Carl Sagan’a göre,<br />
Sirius yıldızı hakkındaki bilgileri, Dogon halkına bir şekilde,<br />
bir insan da anlatmış olabilir. Dogonlar’ın Jupiter’in dört tane uydusunu<br />
bilmeleri, bilginin Dünya kökenli olduğunu gösterir, eğer<br />
gizemli bir gemi ile gelmiş ve gemiye tohum halinde koyulmuş<br />
oğullar varsa, Jüpiter’in 16 uydusu bulunduğunu bilmiyorlar mıydı?<br />
diye düşünmek de mümkündür.<br />
O halde; ‘’bir başka boyutla kesişen koordinatlar’’ mı<br />
söz konusudur?<br />
Çünkü çift yıldız Sirius sisteminde; Sirius A, Güneş’ten çok daha<br />
sıcak ve genç, Sirius B de beyaz cücedir ve asla yaşam olasılığı<br />
taşımazlar.<br />
Hem yüce mistik bir gerçek olarak, hem de insanın akılla ilerleyişinin<br />
önemine işaret etmiş olması bakımından Hermes şöyle<br />
der; “Aklım hem benle oldu ve ruhum da Kelam’ı doğurdu, Kelam<br />
Akıl’dır ve Akıl beni kurtardı.”<br />
MART 2017 Ege Life 119