You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
Addas şaşkınlık yaşar; ‘’sen o kişiyi<br />
nereden biliyorsun?’’ diye sorunca<br />
efendimiz, ‘’o benim kardeşimdir. O<br />
bir peygamberdi. Ben de peygamberim’’<br />
der. Bağdan ayrılan peygamber<br />
efendimiz daha sonra Cebrail ile karşılaşır<br />
ve Hz. Cebrail ona şöyle der:<br />
Şüphesiz Allah, kavminin sana neler<br />
söylediğini işitti. Sana şu dağlar<br />
meleğini gönderdi. Kavmin hakkında<br />
dilediğini yapmak üzere ona emredebilirsin.”<br />
Dağlar meleğinin emrine<br />
amade olmasına karşılık efendimiz<br />
s.a.v. merhamet dolu şu cevabı verir:<br />
“Hayır, ben böyle bir şey istemem.<br />
İstediğim tek şey, Hak Teâlâ’nın bu<br />
müşriklerin zürriyetinden, Allah’a<br />
hiçbir şeyi ortak koşmaksızın ibadet<br />
edecek bir nesil ortaya çıkarmasıdır.”<br />
Yaşanılan bu hadise içinde nice dersler<br />
barındırmaktadır. Dostlar meclisi<br />
birçok defa bu muhabbetlere şahitlik<br />
etmekte ve ibret dolu hadiseleri<br />
kimi zaman geçmişin sayfalarında<br />
sıkıştırmaktadır; oysa ki günümüze<br />
tüm benliğimizle dönüp yaşanılan<br />
her hadisenin bize verdiği mesajları,<br />
uyarıları ve bizden beklediği eylemleri<br />
dikkate alıp gerçekleştirmeyi<br />
başarırsak tarih bulunduğumuz<br />
zamanın ta kendisi olacaktır. Burada<br />
anlatılanlardan çıkarmamız gereken<br />
sonuç Dünya’nın herhangi bir yerinde<br />
olan savaş için karadan gemileri<br />
yürütmek değildir. Ruhumuzun ve<br />
bedenimizin bizatihi önünde vukuu<br />
bulan ve acil müdahaleyi gerektiren<br />
meselelere el atmamız, diğer sorunların<br />
da büyümeden çözülmesine<br />
yardımcı olacaktır.<br />
Meseleyi daha da özel bir noktaya<br />
indirgeyecek olursak eğer, evinizin<br />
içindeki televizyondan başlayabiliriz.<br />
Televizyonu Taif olarak düşünün<br />
aslında televizyonda bir sıkıntı yok<br />
sıkıntı içerikte, yani müşriklerde<br />
yahut yayınlanan programlarda, peki<br />
Taif’te efendimize atılan taşların aynısının<br />
evimizin içinde bize atıldığının<br />
ruhumuzun yaralar içinde kaldığımızın<br />
farkında mıyız? Gelip geçen<br />
zamanın, toprakla buluşacak olan<br />
yakınlarının, atılmayan adımların<br />
farkında mıyız? Kendimizi Müslüman<br />
sıfatı ile nitelendiren bireyler olarak<br />
her gün Taif meydanındayız ve taşlanıyoruz<br />
ama eksiklerimiz var, meydanda<br />
vakit geçirmeye değil hakikati<br />
konuşmaya gitmemiz gerekiyordu…<br />
Televizyonun kirli ekranlarında<br />
kumandadan ileri geri yaparken belki<br />
de bir dağ meleği de bizim başımızda<br />
bekliyor ama efendin senden fark<br />
etmeni ve kendine gelmeni istiyor…<br />
Ezan ile namaz çağrısı yapan ilk<br />
insan olan Bilal-i Habeş-i’yi hatırlıyor<br />
musun? Peygamber efendimize<br />
olan sadakatinden dolayı en amansız<br />
işkencelere tâbi tutuluyordu. Bazen<br />
yirmi dört saat aç, susuz bırakılıyor,<br />
bazen boynuna ip takılarak,<br />
Mekke’nin ücretle tutulan çocukları<br />
tarafından sokak sokak dolaştırılıyordu<br />
ancak bir an bile hakkı ve hakikati<br />
haykırmaktan geri durmuyordu.<br />
Filistin topraklarının ufak direnişçisi<br />
Ahed Tamimi, İsrail askerleri tarafından<br />
esir alınırken, ellerine ve ayaklarına<br />
kelepçeler takılarak haksız yere<br />
hapis cezasına çarptırılırken tarih<br />
belki Hz. Bilal’in sahnesini oynuyordu.<br />
Ahed Tamimi göğsü dik başı<br />
yukarıda bir şekilde Allah-u Ekber<br />
demekten vazgeçmedi… Mesajları<br />
aynıydı, mesajların gittiği kimlikler<br />
aynıydı, zaman veya mekânın farklı<br />
olması hiçbir şeyi değiştirmiyordu.<br />
Tarihi tarihte arama! Bugün zaten<br />
tarihin bizzat içinde başrol oynuyorsun.<br />
Hikaye’nin gidişatı veyahut<br />
meydana geliş şekli farklı olabilir<br />
ancak unutmayalım ki hammaddeler<br />
aynı kökten geliyor.<br />
27