04.09.2018 Views

kusvaeylülBASK

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Ülkemden binlerce kilometre uzakta yeni bir sabaha daha uyandım. Güneş yavaş yavaş içeriyi aydınlatmaya başlamış,<br />

canlanan sokağın sesi odayı doldurmuştu. Yapılacakları düşünüp oyalanmadan kalkıp hazırlandım. Aklımda bugünün nasıl<br />

geçeceği, nelerle karşılaşacağım dönüp duruyordu. Kahvaltının ardından vakit kaybetmeden yola koyulduk. Böylece o gün<br />

de, Ruanda’da hızlı başladı.<br />

Cyegera köyündeki proje görüşmemizi tamamladıktan sonra Kabuzuru’ya ilerlemeye başladık. Ruanda, gerçekten de<br />

kendisine ‘Bin Tepeli Ülke’ denmesinin hakkını veriyor; yolların bu denli engebeli oluşu bizi oldukça yoruyordu. Neyse ki<br />

Afrika’nın minik çocukları şen şakrak gülüşleriyle bize yorgunluğumuzu unutturuyordu. Meraklı bakışlarıyla kimisi selam<br />

verirken kimisi sadece uzaktan çekinerek bakıyordu. Nerde dursak onlarla kısa da olsa vakit geçirip yola öyle devam ediyordum.<br />

O gün de çocuklarla biraz oynadıktan sonra Cyegera’dan ayrıldık.<br />

Araçta ilerlerken tabi ki etrafı gözlemlemeyi de ihmal etmiyordum ve bunun karşılığını o gün aldım. Sol tarafta azımsanamayacak<br />

bir kalabalık vardı. “Acaba cenaze mi var?” diye düşünüp, Ruandalı şoföre sordum. O da düğün olduğunu söyledi.<br />

Bir taraftan yola devam ederken bir taraftan da merak ettim; “Acaba düğünleri nasıl yapıyorlar? Ne giyiyorlar? Ne müzik<br />

çalıyorlar? Ne yiyorlar?” Buraya kadar gelmişken ve böyle bir şeyle karşılaşmışken bunu asla kaçıramazdım. Katılsak mı<br />

diye bir teklifte bulundum ve şoföre ‘’Durabilir miyiz?’’ diye sordum.<br />

Aracın onlara yaklaşması yeterince dikkatlerini çekti. Sadece geçmesi bile yeterli aslında, neticede Afrika’da yol üstünde<br />

küçük bir köydeydik. Belki tam olarak ev bile diyemeyeceğimiz yerlerde yaşayan bu insanlar için bir araba haliyle oldukça<br />

ilginç geliyordu. Alanın otuz metre kadar uzağında durduk. Herkes şaşkınlıkla bize doğru bakmaya başladı. Üstüne bir de<br />

içinden ‘‘beyaz’’ birinin inmesiyle şaşkınlıklarının arttığı gayet rahat görülüyordu. Kim derdi tüm köy bir aradayken bir araba<br />

gelecek ve içinden ‘‘beyaz’’ bir insan inecek diye… Birkaç evin arasında görece yüksek açık bir alanda, neredeyse üç yüz kişi<br />

toplanmıştı. Üç yüz meraklı göz üzerimdeydi. Kısa süreli şokun ardından onlara doğru ilerleyip selam verdiğimde bir hengâme<br />

başladı. Herkes selam veriyor bir taraftan da alkışlıyorlardı. Her el salladığımda karşımdan üç yüz el karşılık veriyor; her<br />

42<br />

eylül ‘18

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!