03.12.2018 Views

Medikal_Aralık_2018

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Kanser, Çocuk Sahibi Olmaya Engel Değil!<br />

Cancer is Not an Obstacle to Having Children!<br />

Nüve, Medica <strong>2018</strong>’deydi<br />

Nüve was at Medica <strong>2018</strong><br />

Cerrahi aletler<br />

“Kare Kod” takibinde<br />

Surgical<br />

instruments<br />

are tracked with<br />

“QR Code”<br />

Siemens Healthineers: “Sağlığın Geleceğini Şekillendiriyoruz”<br />

Siemens Healthineers Leaves Its Mark On Türkrad <strong>2018</strong>: “Shaping The Future Of Healthcare”<br />

Türkiye, Medica Fuarı’na 150 firma ile çıkarma yaptı<br />

Turkey showed up at the Medica Trade Fair with 150 companies


Katar Vakfı (QF) Yönetim Kurulu Başkanı Sheikha Moza bint Nasser,<br />

sağlık alanında yeni ve güçlü bir kurumun, dünyada öncü olmayı<br />

hedefleyen bir kadın ve çocuk hastanesi olan Sidra Medicine’ın resmi<br />

açılışını gerçekleştirdi. 12 Kasım <strong>2018</strong>’de Katar’ın başkenti Doha’daki<br />

açılış töreninde, Sidra Medicine’ın yalnızca Katar halkına değil, bölgesel ve<br />

uluslararası hastalara da sağlık hizmeti vermeyi hedeflediği vurgulandı.<br />

Intra-operatif (ameliyat esnasında) MRG ve cerrahi robot sistemleri gibi<br />

son teknolojik cihazlar sayesinde, Sidra Medicine uzmanlarının oldukça<br />

karmaşık ve zorlu hastalıkların tedavisine daha iyi odaklanılması ve<br />

alınan olumlu sonuçlar açılış töreninde önemle üzerinde durulan konular<br />

arasında yer aldı.Ülkede son 20 yılın en iddialı yatırımlarından biri kabul<br />

edilen ve yaklaşık 8 milyar dolara mal olan Sidra Medicine, yeşil alan<br />

üzerinde inşa edilmiş, doğa dostu ve gelişmiş teknolojilere sahip bir tesis.<br />

Dünyanın önde gelen mimarlarından Arjantinli Cesar Pelli tarafından<br />

tasarlanan çarpıcı bir yapının içinde yer alan Sidra Medicine, Sheikha Moza<br />

bint Nasser’in bölgenin önde gelen akademik tıp merkezini geliştirme,<br />

Katar halkına ve bölge insanına en yüksek standartlarda sağlık hizmeti<br />

sunma vizyonunu temsil ediyor. Sidra’da, kadın, çocuk ve gençlere yönelik<br />

çağdaş sağlık hizmeti yaklaşımı ile 95’in üzerinde farklı ülkeden 4000’in<br />

üzerinde alanında uzman klinik ve destek personeli görev yapıyor. Açılış<br />

töreninde konuşan Sidra Medicine CEO’su Peter Morris, “Sidra Medicine’ın<br />

vizyonu, öğrenme, keşif<br />

ve türünün ilki sağlık<br />

hizmetleri için yol gösterici<br />

olmaktır. Sheikha<br />

Moza bint Nasser’ın<br />

önderliğinde,


kısa bir sürede inanılmaz bir ilerleme kaydettik ve gelecekteki<br />

başarılarımıza temel olabilecek büyük adımlar attık. Yeni, etkileyici bir<br />

hastane olarak Sidra Medicine bünyesinde, tek bir kampüste en son<br />

teknoloji ve ekipmanlar eşliğinde birlikte çalışan ve küresel anlamda iddialı<br />

klinisyenler ve bilim adamları görev yapıyor.” dedi. Sidra Medicine, Katar<br />

ile Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkelerinde daha önce ulaşılması çok güç<br />

olan hizmetleri de sunarak, bölgenin gün geçtikçe artan çocuk doktoru ve<br />

gebelik uzmanı ihtiyacını karşılamaya çalışıyor. Ayrıca Katar Biobank ve<br />

Katar Genetik Programı (QGP) ile iş birliği yaparak bazı özel hastalıklarda<br />

ihtiyaç duyulan kişiselleştirilmiş tedavi yöntemlerini desteklemek üzere<br />

biyomedikal araştırmalara da öncülük ediyor. Katar Vakfı’nın bir üyesi<br />

olan QGP, Katar nüfusu hakkında genom dizilimi ve moleküler veriler<br />

üreterek, kişiselleştirilmiş tıbbı destekleyen ve aynı zamanda ulusal bir<br />

elektronik tıbbi kayıt sistemine bağlanmak üzere tasarlanmış iddialı bir<br />

halk sağlığı projesi olarak konumlanıyor. Diğer birçok araştırma konusuna<br />

ek olarak Sidra Medicine, Katar’da çocukluk çağı diyabetinin biyokimyasal<br />

ve moleküler sebeplerini tespit etmek için ayrıntılı epidemiyolojik<br />

veriler geliştirmeye de odaklanmaktadır. Sidra Medicine’da, her bir<br />

diyabetik çocuk için özel bir tedavi geliştirme hedefi ile, çocuk nüfusunun<br />

tamamını kapsayan ve diyabetin nedenlerini listeleyen güvenilir bir<br />

veri bankası oluşturmaya yönelik çalışmalar devam ediyor. Çocukların<br />

tedavisine yönelik hizmet<br />

veren diğer pediyatri<br />

uzmanlıkları arasında<br />

kardiyoloji, nöroloji, üroloji,<br />

plastik ve kraniyofasiyal<br />

rekonstrüksiyon<br />

yer almaktadır.<br />

Advertisement


İMTİYAZ SAHİBİ<br />

İstmag Magazin Gazetecilik İç ve<br />

Diş Tic. Ltd. Şti. adına<br />

H. FERRUH IŞIK<br />

GENEL MÜDÜR<br />

MEHMET SÖZTUTAN<br />

mehmet.soztutan@img.com.tr<br />

YAYIN EDİTÖRÜ<br />

Yüksel Ekinci<br />

yuksel.ekinci@img.com.tr<br />

Ali Erdem<br />

ali.erdem@img.com.tr<br />

Prof. Dr. İsmail KAYA<br />

ismail.kaya@gmail.com<br />

Doç. Dr. Mehmet Ali ÖZBUDUN<br />

ozbudun@gmail.com<br />

REKLAM KOORDİNATÖRÜ<br />

RECEP ARSLANTAŞ<br />

recep.arslantas@img.com.tr<br />

SORUMLU MÜDÜR<br />

CÜNEYT AKTÜRK<br />

cuneyt.akturk@img.com.tr<br />

GRAFİK & BASKI<br />

SORUMLUSU<br />

TAYFUN AYDIN<br />

tayfun.aydin@img.com.tr<br />

GRAFİK TASARIM<br />

MİNE ALGÜL<br />

mine.algul@img.com.tr<br />

FOREIGN RELATIONS<br />

İSMAİL ÇAKIR<br />

ismail.cakir@img.com.tr<br />

FİNANS MÜDÜRÜ<br />

MUSTAFA AKTAŞ<br />

muhasebe@img.com.tr<br />

MUHASEBE MÜDÜRÜ<br />

Zekai Turasan<br />

zturasan@img.com.tr<br />

ABONE<br />

NURTEN DEMİR<br />

nurten.demir@img.com.tr<br />

BURSA BÖLGE<br />

ÖMER FARUK GÖRÜN<br />

fgorun@ihlas.net.tr<br />

Buttim Plaza D Blok Kat: 4 No:1267 BURSA<br />

Tel:+90 224 211 44 50 / Fax: 224 211 4481<br />

Printing<br />

CTP • BASKI<br />

İHLAS GAZETECİLİK A.Ş.<br />

Merkez Mah. 29 Ekim Cad.<br />

İhlas Plaza<br />

No: 11 A/41<br />

Yenibosna - Bahçelievler / İSTANBUL<br />

+90.212 454 30 00<br />

ADRES<br />

Evren Mah. Bahar Cad.<br />

Polat İş Merkezi B-Blok - No:1 Kat:3<br />

Güneşli - Bağcılar - İstanbul<br />

Tel.:+90.212 604 50 50<br />

Faks:+90.212 604 50 51<br />

www.medikalteknik.com.tr<br />

e-mail: info@medikalteknik.com.tr<br />

<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong><br />

İMG - <strong>Medikal</strong> Teknik dergisinde<br />

yer alan makalelerdeki fikirler<br />

yazarlarına aittir.<br />

Yayınlanan ilanların sorumluluğu reklam<br />

verene aittir. İMG - <strong>Medikal</strong> Teknik dergisinin<br />

bütün yayın hakları İstmag Magazin Gazetecilik<br />

İç Ve Dış Tic. Ltd. Şti.’ne aittir. Yazılar kaynak<br />

gösterilmeden yayınlanamaz.


EDİTÖR<br />

Yüksel EKİNCİ<br />

“Milli<br />

yükseliş”<br />

Aklımızı doğru kullanmak<br />

bizim elimizde. Doğru<br />

görecelidir elbet ama genel<br />

anlamda bakacak olursak her şeyin<br />

fazlasının da, çok aşırı eksiğinin de<br />

zarar olduğunu biliyoruz. İşte bu<br />

noktada sağlıklı olabilmek doğru bir<br />

yaşam tarzıyla orantılı. Günümüz<br />

şartlarında bu her ne kadar zor<br />

olsa da yine bunu başarmak bizim<br />

elimize.<br />

Çevremizde birçok kanser<br />

öyküsüne rastlamak mümkün.<br />

Böyle bir gerçeğin rahatsızlığını<br />

yakın çevremizden dinlediğimiz,<br />

üzüntüsünü yaşadığımız zaman<br />

anlıyoruz. Belki de çoğumuz<br />

kanserin ne olduğunu nasıl<br />

olduğunu bile bilmiyoruz. Bu alanda<br />

bilinen ve bilinmeyen türlerini, kaç<br />

türü olduğunu, ortaya çıkaran,<br />

tedavisini belirleyen onkolojiye dair<br />

“The National Rise”<br />

Using our mind the right way is our hand. Truth is relative,<br />

of course, but when consider generally, we know that<br />

enough is as good as a feast. At this point, being healthy<br />

is proportional to the right lifestyle. In today’s conditions,<br />

although this is difficult, we still have to achieve this.<br />

There are many cancer stories around us. We understand<br />

the inconvenience of such a fact when we listen to and feel<br />

sadness from our close environment. Perhaps most of us don’t<br />

even know how cancer is. In this area, we have prepared a file<br />

on oncology which is known and unknown types of species,<br />

and which is the type of which is revealed and determines its<br />

treatment. We’ve been informed by the support we received<br />

from our experts.<br />

In the sector, after the explanations of the need to support the<br />

domestic and national organization related to medicines and<br />

medical devices, it is now reported that health service targets<br />

are increased and 70% of the hospitals that provide health<br />

tourism services are confirmed.<br />

As <strong>Medikal</strong> Teknik magazine, we support this movement, which<br />

was initiated by the Ministry.<br />

bir dosya hazırladık. Uzmanlarımızdan aldığımız destekle bilgi verdik bilgilendik.<br />

Sektörde, ilaç ve tıbbi cihazla ilgili yerli ve milli oluşuma destek verilmesi gerektiği<br />

açıklamalarının ardından şimdi de sağlık turizmine dair hedeflerin yükseltildiği ve<br />

sağlık turizmine hizmet verecek hastanelerin %70’inin geçer not aldığı bildirildi.<br />

Bakanlığımızın başlatmış olduğu bu harekete bizler de <strong>Medikal</strong> Teknik Dergisi olarak<br />

sonuna kadar destek veriyoruz.


8<br />

Tıbbi cihaz<br />

ithalatına<br />

6 milyar liralık<br />

neşter<br />

TL 6Bn to be<br />

saved on medical<br />

equipment<br />

imports<br />

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca,<br />

Türkiye’nin tıbbi cihaz harcamalarının<br />

yaklaşık yüzde 85’ini ithal ürünlere<br />

yaptığını belirterek “Görüntüleme<br />

cihazlarının yerelleştirilmesiyle kamu<br />

maliyesine 10 yılda yaklaşık 6 milyar<br />

liralık katkı sağlanacak” dedi.<br />

Informing that 85% of medical<br />

equipment are imported, Health<br />

Minister Fahrettin Koca said, “With the<br />

nationalization of the manufacturing of<br />

imaging devices about 6 billion lira will<br />

be saved in ten years.”<br />

<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>


9<br />

Türkiye, tıbbi cihaz ihtiyaçlarını yerli<br />

imkânlarla karşılayacak. Sağlık Bakanı<br />

Fahrettin Koca, Türkiye’nin tıbbi cihaz<br />

harcamalarının yaklaşık yüzde 85’ini ithal<br />

ürünlere yaptığını belirterek yerlileşme<br />

politikasının 10 yılda Türkiye ekonomisine 6<br />

milyar lira katkı sağlayacağını söyledi. Bakan<br />

Koca, yerlileşmedeki temel hedefin, Türkiye’nin<br />

yerli etkin maddesini ve ilacını üreten bir ülke<br />

hale gelmesi olduğunun altını çizdi. Bunun<br />

için dünyada uygulanan en etkili modellerden<br />

birinin “Startup Modeli” olduğunu anlatan<br />

Koca, şunları kaydetti: Gelişmiş ülkelerde<br />

kabul gören ve ülkemizde yeni başlayan bu iş<br />

modelinin kelime anlamı; başlangıç noktasıdır.<br />

Bu terim, ‘0’ noktasında işe başlayan şirketler<br />

için kullanılmaktadır. İlaç sanayinde de ürün<br />

geliştirme ve AR-GE faaliyetlerini yürütme, tüm<br />

dünyada bu yolla yapılmaktadır. Yani, küresel<br />

ilaç firmaları molekül geliştiren ve potansiyel<br />

gördükleri küçük startup şirketlerini satın<br />

almakta ve bu projelerin sanayiye dönüşmesini<br />

sağlamaktadır. Artık kendi ilacını geliştirmek<br />

isteyen Türkiye için de startup uygun bir<br />

modeldir. Bu modelde araştırma-geliştirme<br />

için gereken süre, üniversiteler bünyesindeki<br />

teknokentlerde kurulan şirketlerde geçecek.<br />

Söz konusu süreçte lisansüstü öğrencileri<br />

çalışacak, tezlerini hazırlayacak ve bilgi birikimi<br />

oluşacak. Bundan sonraki adım ise yerli ilaç<br />

sanayimizi bu şirketlere yatırım yapmaya teşvik<br />

etmek olacak. Startuplara, proje ile ihtiyaç<br />

duydukları ekosistem sağlanmış olacak, katma<br />

değeri yüksek yerli ve milli ürüne giden yolda<br />

Turkey aims to meet medical<br />

equipment needs from national<br />

sources. Health Minister<br />

Fahrettin Koca informed that in ten<br />

years about 6 billion TL would be<br />

saved as a result of the nationalization<br />

policies aiming to reduce the ratio<br />

of imported devices from its 85<br />

percent level to much lower levels.<br />

He emphasized on the importance of<br />

startup model as one of the popular<br />

approaches in the world. The term is<br />

used for the companies that start at<br />

zero point. Product development and<br />

R&D activities are carried out in this<br />

way. Global drug producers are buying<br />

small startups that have potential for<br />

developing new molecules. This model<br />

is also good for Turkish companies who<br />

aim to develop their formulas. These<br />

companies are mostly in the research<br />

and technology centers of certain<br />

universities. They employ graduate<br />

students who are also preparing their<br />

dissertations and contributing to the<br />

national accumulation of scientific<br />

information. Next stage of the program<br />

will be to provide incentives for the<br />

companies for more investments.”<br />

çok önemli bir adım atılmış olacak.Türkiye’nin tıbbi cihazların büyük çoğunluğunun şu an için<br />

ithal olduğunu aktaran Koca “Türkiye, tıbbi cihazların yaklaşık yüzde 85’ini ithal etmektedir.<br />

Görüntüleme cihazlarının yerelleştirilmesiyle tıbbi cihaz ithalatı önemli ölçüde azaltılarak<br />

kamu maliyesine 10 yılda yaklaşık 6 milyar liralık katkı sağlanacak” diye konuştu.<br />

<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>


10<br />

İKMİB YK Üyesi Tayfun Demir, İKMİB Yönetim Kurulu Başkanı Adil Pelister,<br />

T.C. Duesseldorf Ticaret Ataşesi Anıl Gürtuna Kaya ve İKMİB YK Üyesi Erman Atasoy<br />

Türkiye,<br />

Medica<br />

Fuarı’na 150<br />

firma ile<br />

çıkarma yaptı<br />

Turkey showed<br />

up at the<br />

Medica Trade<br />

Fair with 150<br />

companies<br />

İstanbul Kimyevi Maddeler ve<br />

Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB)<br />

tarafından bu yıl 10’uncu kez Milli<br />

Katılım Organizasyonu düzenlenen,<br />

dünyanın en büyük tıp fuarı MEDICA<br />

<strong>2018</strong>, 12-15 Kasım <strong>2018</strong> tarihleri<br />

arasında Duesseldorf/Almanya’da<br />

gerçekleştirildi. Fuara, Türkiye’den<br />

150 firma katılarak ürünlerini tanıtma<br />

fırsatı buldu.<br />

MEDICA <strong>2018</strong>, the world’s largest<br />

medical fair, was held Between 12-<br />

15 November <strong>2018</strong> in Düsseldorf/<br />

GERMANY. According to the Istanbul<br />

Chemicals and Chemical Products<br />

Exporters’ Association (İKMİB), a total<br />

of 150 Turkish companies joined the fair,<br />

held for the 10th time this year National<br />

Participation Organization of Turkey.<br />

<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>


11<br />

<strong>Medikal</strong> ürün, ekipman ve teknolojiler alanında<br />

dünyanın en büyük ve en önemli fuarlarından biri<br />

olan “MEDICA” fuarı, bu yıl 12-15 Kasım tarihlerinde<br />

Düsseldorf’ta gerçekleştirildi. Birçok forum ve kongreye<br />

ev sahipliği yapan fuarda, tek kullanımlık ürünler, medikal<br />

cihazlar, hastane mobilyaları, implantlar gibi farklı alt ürün<br />

gruplarında ihracat yapan Türk firmaları, toplam 693 m2’lik<br />

alanda 3 farklı holde ürünlerini sergileme fırsatı buldu.<br />

“MEDICA” trade fair, one of the world’s largest and most<br />

important fairs in the field of medical products, equipment<br />

and technologies, was held this year in Düsseldorf on 12-<br />

15 November. Turkish companies that export in different<br />

sub-product groups such as disposable products, medical<br />

instrumentations, hospital furniture and implants, had the<br />

opportunity to exhibit their products in 3 different halls in a<br />

total area of 693 m2.<br />

<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>


12<br />

“<strong>Medikal</strong> yüksek katma değer oluşturması açısından<br />

önemli bir sektör”<br />

Fuar ile ilgili bir değerlendirme yapan İKMİB Yönetim<br />

Kurulu Başkanı Adil Pelister, “Bu yıl onuncu kez Milli Katılım<br />

Organizasyonu’nu gerçekleştirdiğimiz dünyanın en büyük tıp<br />

fuarı MEDICA <strong>2018</strong>’e, Türkiye’den 150 firmamız ile adeta<br />

çıkarma yaptık. Her sene artan bir sayı ile gerçekleştirdiğimiz<br />

fuarın, firmalarımız açısından başarılı geçtiğine inanıyorum.<br />

İKMİB olarak, kimya sanayinin her alt sektöründeki en<br />

önemli fuarları takip ediyor ve bu sektörel fuarlara katılım<br />

sağlıyoruz. İhracatçı firmalarımızın yeni iş bağlantıları<br />

oluşturmalarını hedefliyoruz. Sağlık sektörünün en önemli<br />

fuarlarından<br />

MEDICA da bunlardan biri. <strong>Medikal</strong> sektörü, yüksek katma<br />

değer oluşturması açısından önemli bir sektör. Bu sebeple<br />

ihracat potansiyelinin değerlendirilmesi büyük önem taşıyor”<br />

dedi.<br />

115 bin kişi ziyaret etti<br />

Fuarın ikinci günü T.C. Almanya Düsseldorf Başkonsolosu<br />

Şule Gürel, T.C. Düsseldorf Ticaret Ataşesi Anıl Gürtuna<br />

Kaya, İKMİB Yönetim Kurulu Başkanı Adil Pelister, İKMİB<br />

Yönetim Kurulu Üyeleri Tayfun Demir ile Erman Atasoy ve<br />

İKMİB Genel Sekreter Yardımcısı Coşkun Kırlıoğlu Türk<br />

katılımcıları ziyaret ederek başarılar diledi. 6 bine yakın<br />

katılımcının yer aldığı Medica <strong>2018</strong> fuarını, sağlık ve medikal<br />

sektörü ile ilgilenen yaklaşık 115 bin kişi ziyaret etti.<br />

150 Türk Firması katıldı<br />

Sağlık sektöründe dünyada düzenlenen en büyük etkinlik<br />

konumunda olan Medica fuarına, bu yıl İKMİB Milli Katılım<br />

Organizasyonu ile 41 firma, bireysel olarak da 109 firma<br />

katıldı. Bununla birlikte İSEK- İstanbul Sağlık Endüstrisi<br />

Kümelenmesi kapsamındaki 7 start-up Türk firması da<br />

yenilikçi projeleri ile fuarda yerlerini alarak ziyaretçiler ile<br />

buluştu.<br />

115 thousand people visited<br />

On the second day of the fair, Turkey’s Consul General in<br />

Dusseldorf Şule Gürel, Turkey-Dusseldorf Commercial Attache<br />

Anıl Gürtuna Kaya, Chairman of the Board of Directors of<br />

İKMİB Adil Pelister, İKMİB Board Members Tayfun Demir and<br />

Erman Atasoy, and deputy Secretary General of İKMİB Coşkun<br />

Kırlıoğlu visited the stall of the participating companies from<br />

Turkey and wished success. About 115 thousand people who<br />

are interested in health and medical sector, visited MEDICA<br />

<strong>2018</strong>, which included approximately 6 thousand participants.<br />

150 Turkish Companies participated<br />

41 members of İKMİB’s National Participation Organization<br />

participated in MEDICA trade fair, the largest event in the<br />

world in the health sector, while 109 others participated<br />

individually. However, 7 start-up Turkish companies under the<br />

İstanbul Health Industry Cluster (İSEK) met with the visitors<br />

by taking their place in the fair with their innovative projects.<br />

“Medical is an important sector in terms of creating high<br />

added value”<br />

“We showed up in MEDICA <strong>2018</strong>, the world’s largest medical<br />

fair, with a total of 150 Turkish companies, held for the<br />

10th time this year National Participation Organization of<br />

Turkey. I believe that the fair that we have realized with<br />

an increasing number every year, has been successful in<br />

terms of our companies. As İKMİB, we follow the most<br />

important fairs in every sub-sector of the chemical industry<br />

and participate in these sectoral fairs. We aim to create new<br />

business connections for our exporters. MEDICA, one of the<br />

most important fairs of the health sector, is one of those<br />

aforementioned. Medical is an important sector in terms of<br />

creating high added value. Therefore, availing of the export<br />

potential is of great importance.” Adil Pelister, Chairman of the<br />

Board of Directors of İKMİB, said..<br />

<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>


14<br />

Nüve, Medica<br />

<strong>2018</strong>’deydi<br />

Nüve, Almanya’nın Düsseldorf kentinde<br />

gerçekleştirilen dünyanın en büyük tıp<br />

fuarı Medica <strong>2018</strong>’e katıldı.<br />

M<br />

edica <strong>2018</strong>’de Nüve, standında geniş ürün<br />

grubundan örneklerin yanı sıra yeni ürünlerine de<br />

yer verdi. SC 120 Mikrobiyolojik Emniyet Kabini ve<br />

NF 3000R Yüksek Kapasiteli Soğutmalı Santrifüj cihazları<br />

bu yıl 50. Yıl Bayiler Toplantısı sonrasında ilk kez bir<br />

yurtdışı fuarda sergilendi. Ziyaretçilerin ilgisini ve beğenisini<br />

alan her iki cihaz da fuarda yoğun ilgi gördü. Tübitak Ar-<br />

Ge desteği alan NF 3000R Yüksek Kapasiteli Soğutmalı<br />

Santrifüj ise Türkiye’nin bu sınıfta üretilen ilk santrifüjü<br />

olması ile önem kazanıyor.<br />

Nüve standında İnkübatörler, Kuru Havalı Sterilizatörler,<br />

Nüve was at<br />

Medica <strong>2018</strong><br />

Nüve participated in Medica <strong>2018</strong>, the<br />

biggest medical fair of the world held in<br />

Dusseldorf city of Germany.<br />

At Medica <strong>2018</strong>, as well as introducing new<br />

products at booth, Nüve gave place to its wide<br />

range of equipment. After the 50th years<br />

Distributor Meeting, SC 120 Microbiological Safety<br />

Cabinet and NF 3000R High Capacity Refrigerated<br />

Centrifuge was exhibited for the first time at an<br />

international fair.<br />

Both of the devices took interest and appreciation of<br />

visitors, attracted a great attention at the fair. Also,<br />

having the TUBITAK R&D support, NF 3000R High<br />

Capacity Refrigerated Centrifuge gained an importance<br />

<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>


15<br />

Buharlı Sterilizatörler, Santrifüjler, Su Banyoları, Kan<br />

Saklama Dolabı, CO2 İnkübatör ve Derin Dondurucu<br />

cihazları Nüve markasının geniş ürün çeşidini ve yüksek<br />

kalitesini yansıtıyordu.<br />

106 ülkeye ihracat yapan Nüve, Medica Fuarı’ndaki<br />

standında Ticaret Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ve<br />

İhracatçılar Birliği yetkililerini ağırladı. Nüve standını,<br />

T.C. Ticaret Bakanlığı Düsseldorf Başkonsolosluğu<br />

Ticaret Ataşesi Sn. Anıl Gürtuna Kaya, İstanbul Kimyevi<br />

Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği İKMİB<br />

Başkanı Sn. Adil Pelister, İKMİB Yönetim Kurulu<br />

Muhasip Üyesi Sn. Tayfun Demir, İKMİB Kimyevi<br />

Maddeler Sektör Şube Müdürü Sn. Aydın Yılmaz, İKMİB<br />

Kimyevi Maddeler Sektör Şubesi Şefi Sn. Burcu Öz ve<br />

Sağlık Bakanlığı, Sağlık Yatırımları Genel Müdürlüğü<br />

Yatırım Modelleri Daire Başkanı Sn. Züfer Arslan ve<br />

beraberindeki heyet ziyaret etti.<br />

Nüve standı aynı zamanda yurtdışı bayileriyle<br />

görüşme ve buluşma noktasıydı. Nüve 50. Yıl Bayiler<br />

Toplantısı’nın hemen ardından bir kez daha farklı<br />

coğrafyalardan gelen bayilerini standında konuk etti.<br />

Nüve bayileri, Bayiler Toplantısı’nda tanıtımı yapılan<br />

yeni ürünleri Medica Fuarında ’da görmekten duydukları<br />

mutluluğu belirttiler.<br />

Medica <strong>2018</strong> Fuarı’nda resmi kayıtlara göre 66 ülkeden<br />

5273 firma tanıtım yaptı. Fuarı bu yıl 155 ülkeden<br />

120.000 civarında ziyaretçi gezdi.<br />

as a first produced centrifuge in this class in Turkey.<br />

At Nüve booth, Incubators, Dry Air Sterilizers, Steam<br />

Sterilizers, Centrifuges, Water baths, Blood Bank<br />

Refrigerator, CO2 Incubator and Deep Freezer devices<br />

were reflecting the wide range of products and high quality<br />

of Nuve brand. Exporting the products to 106 countries,<br />

Nüve welcomed the authorities from The Ministry of<br />

Trade, The Ministry of Health and Exporters Union at its<br />

booth at Medica Fair. Commercial Attache of T.C. The<br />

Ministry of Trade, Consulate General of Dusseldorf, Mr.<br />

Anıl Gürtuna Kaya, Director of Istanbul Chemicals and<br />

Chemical Products Exporters Union (IKMIB), Mr. Adil<br />

Pelister, Accountant Board Member of IKMIB, Mr. Tayfun<br />

Demir, Branch Manager of Chemicals Sector of IKMIB, Mr.<br />

Aydın Yılmaz, Branch Chief of Chemicals Sector of IKMIB,<br />

Ms. Burcu Öz and Head of Investment Models of General<br />

Directorate of Health Investments of Ministry of Health,<br />

Mr. Züfer Arslan and accompanied committee visited<br />

Nuve booth. At the meantime, Nüve booth is a meeting<br />

point with our international distributors. After 50th<br />

Years Distributor Meeting, Nüve hosted distributors from<br />

different territories once again. Nüve dealers expressed<br />

their happiness to see the new products at Medica, which<br />

had been introduced to them at Distributors Meeting.<br />

According to official records, 5273 companies from 66<br />

countries took place at Medica <strong>2018</strong> Fair. 120,000 visitors<br />

from 155 countries visited the fair this year.<br />

<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>


16<br />

<strong>Medikal</strong><br />

teknoloji<br />

sektörü 2017<br />

toplam geliri<br />

379 milyar dolar<br />

Medical technology<br />

industry’s aggregate<br />

revenue for 2017<br />

reaches US$379<br />

billiona<br />

T. Ufuk Eren<br />

Uluslararası danışmanlık ve denetim şirketi EY’nin<br />

“<strong>Medikal</strong> Teknoloji Sektörünün Nabzı” adlı raporuna<br />

göre; medikal teknoloji (medtech) sektörünün toplam<br />

geliri 2017’de %4 yükseliş ile 379 milyar dolar oldu.<br />

AR-GE yatırımlarındaki durağanlığa dikkat çekilen<br />

raporda, medtech’lerin dijital yatırımlarını artırmaları<br />

gerektiği belirtiliyor.<br />

Ahmet Sağlık<br />

According to “Pulse of The Medical Technology<br />

Industry” report of EY, the international advisory and<br />

audit firm, medical technology industry’s aggregate<br />

revenue in 2017 increased 4% up to US$379 billion.<br />

Medtechs’ investment in R&D activities stays relatively<br />

unchanged year over year while industry’s long-term<br />

growth outlook is at risk due to underinvestment in<br />

digital capabilities<br />

<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>


17<br />

Lider danışmanlık ve denetim şirketlerinden<br />

EY, “<strong>Medikal</strong> Teknoloji Sektörünün Nabzı”<br />

adlı raporunun sonuçlarını açıkladı. Raporun<br />

sonuçlarına göre; global medikal teknoloji<br />

(medtech) sektörünün toplam geliri 2017 yılında<br />

%4 yükseliş göstererek 379 milyar dolar olarak<br />

gerçekleşti. Raporda; medtech şirketlerinin AR-GE<br />

yatırımlarının bir önceki yıla yakın seviyelerde<br />

olduğuna dikkat çekiliyor. Ayrıca sektörde uzun<br />

vadeli büyüme görünümün dijital yetkinliklere<br />

yapılan yatırımların yetersiz olması, teknoloji<br />

şirketleriyle rekabetin artması ve hastalar için<br />

daha iyi sonuçlar alınması ihtiyacı nedenleriyle risk<br />

altında olduğu ifade ediliyor.<br />

Medtech şirketleri çift haneli büyümeden uzak<br />

Rapora göre; ABD ve Avrupa merkezli medtech<br />

şirketlerinin total gelirleri, stratejilerine uygun<br />

birleşme ve satın alma faaliyetlerinde bulunmaları<br />

ve portföy optimizasyonu stratejileri uygulamaları<br />

ile 2017 yılında rekor seviyeye ulaştı. Ancak<br />

sektör 2000-2007 arasında gösterdiği yıllık<br />

ortalama %15’lük gelir büyümesi performansını<br />

tekrar yakalamaktan uzak görünüyor. Raporda;<br />

sektör gelirlerinin geçen 10 yıl boyunca tek haneli<br />

büyüme kaydettiği belirtiliyor.<br />

Kısa vadeli büyümeye odaklanılıyor<br />

Sektörün AR-GE yatırımlarındaki durağanlık;<br />

medtech şirketlerinin, özellikle de ticari liderlerin<br />

kısa vadeli büyümeye odaklandıklarına işaret<br />

ediyor. Rapor sonuçlarına göre; medtech şirketleri<br />

2017 yılında yatırımcılara geri satın alma ve<br />

temettü yoluyla 16,4 milyar dolar kazanç sağladı.<br />

Bun karşın AR-GE yatırımları 15,9 milyar dolar<br />

seviyesinde kaldı.<br />

Dijitale yatırımlar artmalı<br />

EY Türkiye Sağlık Sektörü Lideri, Vergi Bölümü<br />

& KS Avukatlık Şirket Ortağı Ahmet Sağlık, rapor<br />

sonuçları ile ilgili şu değerlendirmede bulundu:<br />

“Medtech şirketleri, tedavisel alanlarda ölçek<br />

oluşturmak ve büyümek için geri satın alma ve<br />

birleşme ve satın almalar gibi konvansiyonel<br />

stratejileri kullanmaya devam ediyor. Fakat<br />

geleneksel yaklaşım, medikal teknoloji alanında<br />

hasta ve müşteri ihtiyaçlarının ön planda olması ile<br />

işlevsel olmaktan çıktı.”<br />

EY Türkiye Sağlık ve Yaşam Bilimleri Sektör<br />

Lideri, EY Orta, Güney ve Doğu Avrupa Sağlık<br />

Sektörü Kıdemli Danışmanı T. Ufuk Eren ise<br />

“<strong>Medikal</strong> teknoloji şirketleri müşterileri ile daha<br />

güçlü bağlar kurmak ve teknoloji şirketlerinin<br />

gerisinde kalmamak için yeni veri ve müşteri<br />

merkezli dijital yetkinliklere yatırım yapmalı.<br />

Geleceğin dijital dünyasında veri analizi ve<br />

kişiselleştirilmiş hizmet alanlarında bilgi birikimi<br />

ve uzmanlık sahibi şirketler başarı yakalayacak”<br />

dedi.<br />

EY, leading advisory and audit firm, launched the<br />

results of its “Pulse of The Medical Technology<br />

Industry” report. According to the results of the<br />

report, global medical technology (medtech)<br />

industry’s aggregate revenue increased 4%<br />

to US$379 billion in 2017 while medtechs’<br />

investment in R&D activities stays relatively<br />

unchanged year over year. The global medtech<br />

industry’s long-term growth outlook is at risk<br />

due to underinvestment in digital capabilities,<br />

competition from technology companies, and the<br />

growing need to demonstrate better outcomes.<br />

Medtech firms are far from recording double<br />

digit growth<br />

According to the report, US and Europe based<br />

medtech firms’ aggregate revenue for the industry<br />

in 2017 hit a new record, propelled by M&A deals<br />

and portfolio optimization strategies. However,<br />

this result, the 10th consecutive year for single<br />

digit revenue growth performance, is in sharp<br />

contrast to the 15% average annual growth rate<br />

achieved from 2000 to 2007.<br />

Commercial leaders are overly focused on<br />

short-term growth<br />

Taken together with the industry’s declining<br />

rate of investment in research and development<br />

(R&D), the report finds that medtech companies,<br />

particularly the industry’s commercial leaders,<br />

are overly focused on short-term growth at the<br />

expense of R&D and longer term growth needs.<br />

In 2017, medtech companies returned US$16.4<br />

billion to investors in buybacks and dividends,<br />

though US$15.9 billion invested in R&D activities.<br />

Digital investments should be increased<br />

Commenting on the results of the report, Ahmet<br />

Sağlı, EY Turkey Health Sector Leader, Tax<br />

Department & KS Attorney Company Partner<br />

said: “Medtechs continue to use conventional<br />

strategies, such as buybacks and tuck-in<br />

acquisitions, to create scale in must-win<br />

therapeutic areas to grow. However, as the shift<br />

of power from providers and payers to patients<br />

and consumers continues, this business-as-usual<br />

approach no longer works.”<br />

T. Ufuk Eren, EY Turkey Health and Life<br />

Sciences Sector Leader, EY Central, South<br />

and East Europe Health Sector Senior Advisor<br />

said, “Medtechs must invest in new data and<br />

customer-centric capabilities to build stronger<br />

ties with consumers or to avoid being ousted by<br />

technology companies and other entrants from<br />

outside the sector. To succeed in the digital future,<br />

medtechs will be judged not only on the safety<br />

and efficacy of their devices and tests, but also on<br />

their ability to capture and deploy insights from<br />

these products to inform care delivery, with a<br />

growing emphasis on coordinated care.”<br />

<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>


18<br />

Sağlık sektöründeki son gelişmeler<br />

EY Türkiye Sağlık Sohbetleri<br />

Toplantısı’nda değerlendirildi<br />

Uluslararası denetim ve danışmanlık şirketi EY Türkiye’nin John Hopkins<br />

Üniversitesi işbirliğiyle gerçekleştirdiği Sağlık Sohbetleri Toplantısı’nda sağlık<br />

sektöründeki son gelişmeler masaya yatırıldı. Küresel makro trendler, en yeni sağlık<br />

teknolojileri, önleyici sağlık hizmetleri ve yatırım faaliyetleri gibi pek çok önemli<br />

konu sektör liderlerinin katıldığı toplantıda değerlendirildi.<br />

Dünyanın lider denetim ve danışmanlık şirketlerinden<br />

EY Türkiye’nin Johns Hopkins Üniversitesi işbirliğiyle<br />

düzenlediği Sağlık Sohbetleri Toplantısı, Türkiye sağlık<br />

sektörünün önde gelen liderlerini bir araya getirdi. Sağlık<br />

sektörüne ilişkin pek çok konunun değerlendirildiği toplantıya<br />

Johns Hopkins Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Ayşe Gürses,<br />

EY Türkiye Sağlık Sektörü Lideri Av. Ahmet Sağlı, EY Türkiye<br />

Sağlık ve Yaşam Bilimleri Sektör Lideri, EY Orta, Güney ve<br />

Doğu Avrupa Sağlık Sektörü Kıdemli Danışmanı T. Ufuk<br />

Eren, EY ABD Şirket Ortağı ve Kurumsal Finansman Grubu<br />

Yaşam Bilimleri Sektör Sorumlusu Arda Ural, Master2Win<br />

Kurucusu ve <strong>Medikal</strong> Danışman Uğur Özkutlu, EY Türkiye<br />

Danışmanlık Hizmetleri İş Geliştirme ve Sağlık Sektörü<br />

Lideri Mehmet Gülez, EY Türkiye Kurumsal Finansman<br />

Hizmetleri Kıdemli Müdürü ve Sağlık Sektörü Sorumlusu<br />

Cem Günfer, Mundipharma Eski Genel Müdürü Şükrü Varol,<br />

Bozlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Şükrü Bozluolçay,<br />

The Bona Kurucusu (Dünyagöz Eski İcra Kurulu Başkanı)<br />

Koray Özbay, Medtronic Türkiye Genel Müdürü Esen Girit<br />

Tümer, Sağlık Bakanlığı Emekli Müsteşar Yardımcısı Hüseyin<br />

Çelik, TCHealth Genel Müdürü Salih Güreş ve Liv Hospital<br />

Grup Koordinatörü Meri İstiroti katıldı.<br />

<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>


19<br />

Ahmet Sağlı<br />

T. Ufuk Eren<br />

Küresel makro trendler, en yeni sağlık teknolojileri,<br />

önleyici sağlık hizmetleri ve yatırım faaliyetleri gibi pek<br />

çok konunun gündeme taşındığı toplantıda, sektör liderleri<br />

önemli değerlendirmelerde bulundu. Toplantıda onkoloji<br />

ve ender rastlanan hastalıklara yönelik ilaçlara küresel<br />

olarak yatırımın arttığı belirtildi. Sağlık sektörünün bu alanda<br />

büyüme göstereceği öngörülüyor.<br />

Hücrede gen tedavisine yapılan harcama 5 milyar dolar<br />

Bununla birlikte medikal teknolojilerde kaydedilen ilerleme<br />

ile beraber iş modellerinde değişim yaşandığı ifade edildi.<br />

Sağlık sektöründe faaliyet gösteren firmaların yapay zekâ,<br />

nesnelerin interneti, büyük veri, robotik süreç otomasyonu<br />

(RSO) ve blockchain gibi yeni teknolojilere ilgi gösterdiğine,<br />

teknolojiye bağlı iş modellerinin nasıl kurulacağına<br />

odaklandıklarına vurgu yapıldı. Toplantıda hücrede gen<br />

tedavisi alanında küresel olarak yapılan harcama miktarının<br />

5 milyar dolara ulaştığı ifade edildi.<br />

Sektör, hasta güvenliği odaklı çalışmalara odaklanıyor<br />

ABD’de tıbbi hataların önemli bir ölüm nedeni olduğuna<br />

dikkat çekilen toplantıda sağlık sektöründe hasta güvenliği<br />

üzerine çok sayıda çalışma yapıldığı belirtildi. Öte yandan<br />

hastane dışı bakım ve önleyici sağlık hizmetlerinin yakın<br />

gelecekte daha çok gündeme geleceği öngörülüyor.<br />

EY Türkiye Sağlık ve Yaşam Bilimleri Sektör Lideri,<br />

Vergi Bölümü & KS Avukatlık Şirket Ortağı Ahmet Sağlı<br />

konu ile ilgili olarak, “Sağlık ve Yaşam Bilimleri sektörlerinin<br />

giderek artan önemi ve ülkemizde bu alanda gerçekleştirilen<br />

aktif çalışmalardan hepimiz gurur ve mutluluk duyuyoruz.<br />

EY olarak; bu alandaki global ağımız ve tecrübemizle,<br />

sağlık sektöründe faaliyet gösteren kamu ve özel sektör<br />

kurumlarına<br />

destek olmaya, onlara yolculuklarında eşlik etmeye devam<br />

ediyoruz” dedi.<br />

EY Türkiye Sağlık ve Yaşam Bilimleri Sektör Lideri,<br />

EY Orta, Güney ve Doğu Avrupa Sağlık Sektörü<br />

Kıdemli Danışmanı T. Ufuk Eren şunları söyledi: “EY<br />

Sağlık Sohbetleri toplantılarımızın ilkinde, yaşam bilimleri<br />

sektöründe Türkiye ve dünyadaki gelişmelerden bahsettik.<br />

Sağlık hizmet sunumunda Johns Hopkins ile işbirliğimiz,<br />

sağlıkta kalite ve amaç odaklı organizasyon alanlarında<br />

dünyanın farklı yerlerinde neler yapıldığını tartıştık. Sektörün<br />

Mehmet Gülez<br />

bu alandaki ihtiyacını ve gelişimini yakından takip etmek,<br />

fikir alışverişinde bulunarak gelişimine katkıda bulunmak<br />

amacıyla, sektörün önde gelen fikir önderleriyle belli<br />

aralıklarda bir araya gelmeye devam edeceğiz.” EY Türkiye<br />

Danışmanlık Hizmetleri İş Geliştirme ve Sağlık Sektörü<br />

Lideri Mehmet Gülez ise “Bu sohbet toplantılarını düzenleme<br />

amacımız, sağlık sektörünün deneyimli isimleriyle<br />

beraber bir platform oluşturarak, EY’nin kurumsal amacı<br />

doğrultusunda daha iyi bir dünya oluşturmaya katkıda<br />

bulunmak” şeklinde konuştu.<br />

<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>


22<br />

Kare Kod’lu takip ile hastane<br />

enfeksiyonuna ve hastada cerrahi<br />

alet unutmaya son!<br />

Cerrahi aletler<br />

“Kare Kod”<br />

takibinde<br />

Sağlık sektörünün en önemli sorunlarından<br />

biri olan hastane enfeksiyonlarının<br />

önlenmesi ve “skandal” olarak gündeme<br />

gelen hasta vücudunda malzeme unutma<br />

riskinin tamamen ortadan kalkması için<br />

teknoloji devreye girdi.<br />

Hospital infections and retained<br />

surgical instruments are no longer a<br />

problem with the QR Code tracking!<br />

Surgical<br />

instruments are<br />

tracked with “QR<br />

Code”<br />

Technology comes into play to prevent<br />

hospital infections, which is one of the<br />

most important problems of the healthcare<br />

industry, and to completely eliminate the<br />

risk of retained surgical instruments comes<br />

up as a “scandal”.<br />

<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>


23<br />

Rönesans İşletme Hizmetleri tarafından işletilen Adana,<br />

Elazığ ve Yozgat Şehir Hastaneleri Merkezi Sterilizasyon<br />

Ünitelerinde, güvenli cerrahinin en önemli unsurlarından<br />

biri olan cerrahi işlemlerde kullanılan alet ve malzemelerin<br />

sterilizasyonu “Kare Kod” uygulamasıyla yüzde 100<br />

kontrol altında tutuluyor.Cerrahi alan enfeksiyonlarının<br />

önlenmesinde temel basamağı oluşturan Merkezi<br />

Sterilizasyon Ünitelerinde (MSÜ), tıbbi aletlerin yeniden<br />

kullanıma hazırlanmasındaki işlem süreçlerinin<br />

elektronik ortamda kayıt altına alınması, her bir aşamanın<br />

izlenebilirliğini mümkün kılıyor. Bu sayede, ameliyata<br />

giren ve çıkan setin içerisinde eksik malzeme olmaması da<br />

garanti altına alınıyor. İzlenebilirlik kapsamında an itibarıyla<br />

hangi aletin hangi aşamada olduğu tespit edilebiliyor.<br />

Hastada oluşabilecek bir enfeksiyonda; hastaya hangi<br />

setin kullanıldığı, bu setin nasıl bir sterilizasyon sürecinden<br />

geçtiği ve bu setle birlikte hangi setlerin sterilize edildiği gibi<br />

bilgilere kolayca ulaşılabiliyor.<br />

Kullanım süresi dolduğunda uyarı düşüyor<br />

Adana, Elazığ ve Yozgat Şehir Hastaneleri Merkezi<br />

Sterilizasyon Ünitelerinde (MSÜ) uygulanan güvenli<br />

sterilizasyon hizmetiyle hasta ve çalışan güvenliği garanti<br />

ediliyor. Kare Kod uygulaması sayesinde, ameliyatlarda<br />

kullanılan setlerin steril kullanım ömrü bitince MSÜ<br />

çalışanına uyarı bildirimi gönderiliyor. Böyle bir durumla<br />

karşı karşıya kalındığında sistem gereği çalışan, setleri<br />

depodan alıyor, yeniden paketliyor ve tekrar otoklav sürecine<br />

geçirerek sterilizasyon döngüsünü başlatıyor.<br />

Batında malzeme unutma riski yok!<br />

Bu uygulama sayesinde geçmişte zaman zaman gazete<br />

manşetlerine “skandal” başlıklarıyla konu olan hasta<br />

vücudunda malzeme unutma riski de tamamen ortadan<br />

kaldırılıyor, alet, spanç/kompres ve iğne sayımları Kare<br />

Kod uygulaması sayesinde vücut açıklıkları kapatılmadan<br />

yapılabiliyor. Bu sayede de batında malzeme unutulması<br />

riski sıfıra indirilerek cerrahi güvenlik ve hasta güvenliği en<br />

üst düzeye çıkarılıyor.<br />

Sterilization of the instruments and materials used in<br />

surgical procedures, which are among the most important<br />

components of safe surgery, at the Adana, Elazığ and<br />

Yozgat City Hospitals Central Sterilization Units operated<br />

by Rönesans Facility Management Company are kept<br />

under control with the “QR Code” application.Electronically<br />

recording the procedures for preparing the medical<br />

instruments for being used again at the Central Sterilization<br />

Units (CSU), which constitute the fundamental step in<br />

preventing the surgical infections, allow the traceability of<br />

each and every stage. Thus, it is guaranteed that there is<br />

no deficient material between the set used in the surgical<br />

operation and the set coming out from the surgical<br />

operation. Within the scope of traceability, it is possible to<br />

determine which tool is at which stage in real time.<br />

In case of any infection of the patient, information such as<br />

which set is used for the patient, what kind of a sterilization<br />

process is used for this set, and which other sets were<br />

sterilized together with this set can be accessed easily.<br />

A warning is provided on the expiration date<br />

Patient and employee safety is guaranteed with the safe<br />

sterilization service applied at the Adana, Elazığ and Yozgat<br />

City Hospitals Central Sterilization Units (CSU). Through the<br />

use of QR Code, a warning is provided to the CSU employee<br />

when the expiration date of sterile sets used in surgical<br />

operations is over. In such a case, according to the system,<br />

the employee gets the sets from the warehouse, repacks<br />

them, subjects them to autoclave process and starts the<br />

sterilization cycle.<br />

There is no risk of retained material inside the<br />

abdomen!<br />

With this application, the risk of forgetting a material inside<br />

the patient’s body, which is mentioned in the newspaper<br />

headlines as “scandal” from time to time, is completely<br />

eliminated and the sponges/compresses and needles are<br />

counted through QR Code before the surgical incisions are<br />

closed. In this way, forgetting a material inside the abdomen<br />

is not a risk anymore and the surgical safety and patient<br />

safety is maximized.<br />

<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>


24<br />

Kayı <strong>Medikal</strong><br />

ve Philips<br />

imzaladıkları<br />

anlaşma ile çoklu<br />

sağlık projelerini<br />

hayata geçirmeyi<br />

hedefliyor<br />

Kayı Holding ve Philips işbirliklerini<br />

uluslararası boyuta taşıyan anlaşma<br />

ile sağlık teknolojileri, altyapı, proje<br />

finansmanı ve yönetimi, klinik ve bakım<br />

çözümlerinin yanı sıra bölge ülkelerinde<br />

sağlık hizmetlerini kapsıyor.<br />

Coşkun Yılmaz tarafından 1991 yılında kurulan ve farklı<br />

sektörlerde hayata geçirdiği başarılı projelerle fark<br />

oluşturan Kayı Holding, dünyanın önde gelen teknoloji<br />

firması Philips ile 2 yıllık anlaşma kapsamında Türkiye<br />

başta olmak üzere Afrika, Orta ve Doğu Avrupa, Rusya,<br />

Orta Asya ülkelerinde çoklu sağlık projelerini hayata<br />

geçirmeyi hedefliyor. KAYI Holding, 6 bin çalışanıyla<br />

3 kıtada, 30 ülkede taahhüt, enerji, gayrimenkul<br />

geliştirme & yatırım ve sağlık sektörlerinde faaliyet<br />

gösteriyor. Şirket, kurulduğu günden günümüze kadar<br />

Kayı Medical<br />

and Philips aim<br />

to implement<br />

multiple health<br />

projects with the<br />

agreement they<br />

signed<br />

Kayı HoldingveKayı Holding and<br />

PhilipsPhilips işbirlikleriniuluslararası<br />

boyuta taşıyaninternational cooperation<br />

covers anlaşmailesağlık teknolojileri,<br />

altyapı, proje finansmanı ve yönetimi,<br />

klinik ve bakımçözümlerinin yanısıra bölge<br />

ülkelerindesağlık hizmetlerini kapsıyor.<br />

healthcare technology, infrastructure, project<br />

financing and management, and clinical<br />

care solution as well as health services in the<br />

countries of the region.<br />

Coşkun Yılmaz Founded in 1991 by Coskun Yilmaz<br />

and makes the difference with successful projects<br />

implemented in different sectors KAYI Holding and<br />

dünyanın önde gelen teknoloji firmasıworld’s leading<br />

technology company PhilipsPhilips covered ile2yıllık<br />

anlaşmakapsamındaTürkiye başta olmak üzereAfrika, Orta<br />

ve Doğu Avrupa, Rusya, Orta Asyaülkelerinde çoklu sağlık<br />

projelerinihayata geçirmeyihedefliyor.2-year agreement<br />

of the multiple health projects implemented in countries<br />

mainly in Turkey, Africa, Central and Eastern Europe,<br />

Russia and Central Asian.Kayı Holding operates in 30<br />

countries on three continents with 6,000 employees, in<br />

the energy, real estate development, investment and<br />

healthcare sectors. The company has completed over 500<br />

projects so far. Kayı Medical, established within the holding<br />

in 2011 to improve the quality and efficiency of health<br />

services and facilities in Turkey,<br />

provides clinical services and integrated health solutions<br />

as well as collaborates with public-private partnership<br />

(PPP) projects.Kayı Holding operates in 30 countries<br />

<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>


25<br />

500’ün üzerinde projeyi tamamladı. Türkiye’deki<br />

sağlık hizmetlerinin ve tesislerinin kalitesini ve<br />

verimliliğini artırmak amacıyla 2011 yılında Kayı<br />

Holding bünyesinde kurulan Kayı <strong>Medikal</strong> ise klinik<br />

hizmetler ve entegre sağlık çözümleri sunmanın<br />

yanı sıra Kamu Özel Ortaklığı Projeleri (PPP) ile de<br />

işbirlikleri yapıyor.<br />

KAYI Holding, 6 bin çalışanıyla 3 kıtada, 30<br />

ülkede taahhüt, enerji, gayrimenkul geliştirme &<br />

yatırım ve sağlık sektörlerinde faaliyet gösteriyor.<br />

Şirket, kurulduğu günden günümüze kadar<br />

500’ün üzerinde projeyi tamamladı. Türkiye’deki<br />

sağlık hizmetlerinin ve tesislerinin kalitesini<br />

ve verimliliğini artırmak amacıyla 2011 yılında<br />

Kayı Holding bünyesinde kurulan Kayı <strong>Medikal</strong><br />

ise klinik hizmetler ve entegre sağlık çözümleri<br />

sunmanın yanı sıra Kamu Özel Ortaklığı Projeleri<br />

(PPP) ile de işbirlikleri yapıyor.Kayı Holding<br />

Yönetim Kurulu Başkanı Coşkun Yılmaz ve<br />

Royal Philips’in Uluslararası Pazarlar Başkanı<br />

Henk Siebren De Jong tarafından 12 Ekim’de<br />

Amsterdam’da imzalanan anlaşmanın imza<br />

törenine Kayı Holding’den ve Philips’ten üst düzey<br />

yetkililer katıldı. Anlaşma dahilinde iki şirket,<br />

entegre sağlık çözümleri, sağlık teknolojileri,<br />

altyapı, eğitim, klinik, bakım ve sağlık hizmetleri<br />

konularında işbirliği yapacak. Bu kapsamda sağlık<br />

tesislerinin tasarımı ve inşası, proje yönetimi,<br />

son teknolojiye sahip medikal ekipman temini,<br />

proje ve ekipman finansmanı gibi hizmetlerin<br />

sağlanması amaçlanıyor.İki şirket arasında<br />

imzalanan anlaşmanın öneminden bahseden<br />

Kayı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Coşkun<br />

Yılmaz, “Kayı <strong>Medikal</strong> olarak mühendislikten satın<br />

almaya, inşaattan finansa tüm iş kollarını tek bir<br />

çatı altında toplayarak, iş ortaklarımıza entegre<br />

bir hizmet sunuyoruz. Bu hizmet anlayışımız hem<br />

bize hem de iş ortaklarımıza verimlilik sağlıyor<br />

ve Kayı <strong>Medikal</strong>’in farkını ortaya koyuyor. Philips<br />

ile yaptığımız bu stratejik anlaşmanın da orta ve<br />

uzun vadede sağlık alanında dünya çapında en<br />

büyük müteahhit, yatırımcı ve servis sağlayıcı<br />

firmalardan biri olma hedefimize önemli katkılar<br />

sağlayacağına inanıyoruz” dedi.Anlaşma hakkında<br />

görüşlerini dile getiren Kayı Holding CEO’su<br />

Alpaslan Korkmaz, “Kayı Holding ve Philips<br />

arasında yapılan işbirliği anlaşması gibi verimliliği<br />

artırmaya yönelik ortaklıkların özellikle gelişen<br />

pazarlar için oldukça önemli olduğu görüşündeyiz.<br />

Kayı <strong>Medikal</strong> olarak uluslararası standartlarda<br />

sağlık hizmetleri sunarken, yeni proje ve<br />

anlaşmalarla sağlık konusundaki hizmet ağımızı<br />

genişletmeye devam edeceğiz.” dedi.<br />

on three continents with 6,000 employees, in the energy, real<br />

estate development, investment and healthcare sectors. The<br />

company has completed over 500 projects so far. Kayı Medical,<br />

established within the holding in 2011 to improve the quality and<br />

efficiency of health services and facilities in Turkey, provides<br />

clinical services and integrated health solutions as well as<br />

collaborates with public-private partnership (PPP) projects.<br />

Senior officials attended the signing ceremony of the agreement<br />

signed by Coskun Yilmaz, Chairman of Kayı Holding Yönetim<br />

Kurulu Başkanı Coşkun Yılmaz veRoyalKayı Holding and Henk<br />

Siebren De Jong, Chief of International Markets, Royal Philips<br />

in Amsterdam on October 12. Within the agreement, Anlaşma<br />

dahilinde iki şirket,two companies will entegresağlık çözümleri,<br />

sağlık teknolojileri, altyapı, eğitim, klinik, bakım vesağlık<br />

hizmetleri konularında işbirliği yapacak.cooperate on integrated<br />

health solutions, health technologies, infrastructure , education,<br />

clinical , care and health services. Bu kapsamda sağlıktesislerinin<br />

tasarımı ve inşası, proje yönetimi, son teknolojiye sahip<br />

medikalekipmantemini, proje veekipmanfinansmanı gibi<br />

hizmetlerin sağlanmasıamaçlanıyor.In this context, the design<br />

and construction of water ealth facilities, project management,<br />

procurement of medical equipment with the latest technology,<br />

is aimed at providing services such as project financing and<br />

equipment. Declaring the importance of the agreement signed<br />

between the two companies, Coskun Yilmaz, Chairman of Kayı<br />

Holding Yönetim Kurulu Başkanı Coşkun Yılmaz veRoyalKayı<br />

Holding, said, ““Kayı <strong>Medikal</strong> olarakmühendisliktensatın almaya,<br />

inşaattanAs Kayı Medical, we offer an integrated service from<br />

medically or engineering, construction finansa tümiş kollarını<br />

tek bir çatı altında toplayarak, iş ortaklarımızato finance for our<br />

business partners by gathering all business lines under one roof.<br />

entegrebir hizmetsunuyoruz.Bu hizmet anlayışımızhem bize hem<br />

de iş ortaklarımızaverimlilik sağlıyorve Kayı<strong>Medikal</strong>’infarkını<br />

ortaya koyuyor.This understanding of service provides efficiency<br />

to both us and our business partners and demonstrates the<br />

difference of Kayı Medical. We believe that Philipsile yaptığımız<br />

bu stratejik anlaşmanındaorta ve uzun vadede sağlık alanında<br />

dünya çapında en büyükmüteahhit, yatırımcı ve servis sağlayıcı<br />

firmalardan biri olmahedefimizeönemli katkılar sağlayacağına<br />

inanıyoruz” dedi.this strategic agreement with Philips is<br />

important to provide us to reach our goal of becoming one<br />

of the largest contractors investors and service providers<br />

companies in field of health worldwide in the medium and long<br />

term.”Expressing his views about the agreement, Anlaşma<br />

hakkında görüşlerini dile getirenKayı Holding CEO’su Alpaslan<br />

Korkmaz, “Kayı Holding vePhilipsAlpaslan Korkmaz, CEO of<br />

Kayı Holding, said that the partnership to increase productivity,<br />

such as the cooperation agreement between Kayı Holding and<br />

Philips is very important, especially for emerging market. As<br />

Kayı <strong>Medikal</strong> olarak uluslararası standartlarda sağlık hizmetleri<br />

sunarken,Kayı Medical, we will continue to expand our service<br />

network in healthcare through new projects and agreements by<br />

providing health services at international standards.”yeni proje<br />

ve anlaşmalarla sağlık konusundaki hizmet ağımızı genişletmeye<br />

devam edeceğiz.” dedi.<br />

<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>


26<br />

Siemens<br />

Healthineers:<br />

“Sağlığın<br />

Geleceğini<br />

Şekillendiriyoruz”<br />

Siemens<br />

Healthineers<br />

Leaves Its Mark<br />

On Türkrad <strong>2018</strong>:<br />

“Shaping The<br />

Future Of<br />

Healthcare”<br />

<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>


27<br />

Siemens Healthineers Türkiye, 39.<br />

Ulusal Radyoloji Kongresi TÜRKRAD<br />

<strong>2018</strong>’de üstün özellikteki görüntüleme<br />

çözümlerini sergiledi. Etkileyici standı<br />

ve etkinlik sırasında yapılan canlı<br />

ultrason uygulamalarıyla ziyaretçilerden<br />

büyük ilgi gören Siemens Healthineers<br />

Türkiye, ACUSON Sequoia ultrason<br />

cihazını da ülkemizde ilk kez tanıttı.<br />

Radyoloji alanında Türkiye’nin en büyük etkinliklerinden<br />

olan Ulusal Radyoloji Kongresi’nin otuz dokuzuncusu<br />

(TÜRKRAD <strong>2018</strong>) Antalya’da düzenlendi. Hassas tıp,<br />

kişiselleştirilmiş tedavi, sağlıkta dijitalleşme, yapay zekâ,<br />

derin makine öğrenimi ve hasta deneyimi konularında<br />

yoğun Ar-Ge çalışmalarıyla geliştirdiği ürünlerle sağlık<br />

sektöründe fark oluşturan Siemens Healthineers,<br />

“Sağlıkta Geleceği Şekillendiriyoruz” sloganıyla<br />

kongre boyunca tıp dünyasıyla bir araya geldi. Sağlık<br />

teknolojilerinde 170 yılı aşkın deneyime sahip olan<br />

Siemens Healthineers, TÜRKRAD <strong>2018</strong>’deki standında<br />

teknolojik yeniliklerini ve üstün hizmet kalitesini sergiledi.<br />

Standıyla kongre ziyaretçilerinden büyük ilgi gören<br />

Siemens Healthineers Türkiye, yeni nesil cihazlarıyla ilgili<br />

tanıtım videolarını dev ekrandan yayınlarken, bir başka<br />

ekrana da ultrason demo görüntülerini yansıttı. Siemens<br />

Healthineers, etkinlikte özellikle düşük radyasyon<br />

dozu, yüksek zamansal çözünürlük, hasta konforu<br />

odağında geliştirilen yeni ultrason cihazlarını tanıttı.<br />

Siemens Healthineers standında yeni nesil ACUSON<br />

Juniper ve ACUSON Sequoia ultrason çözümleriyle<br />

yapılan canlı demolara TÜRKRAD <strong>2018</strong> katılımcıları<br />

yoğun bir ilgi gösterdi. Kongreye katılan doktorlar, bu<br />

cihazları doğrudan kullanarak ultrasonografide en yeni<br />

teknolojileri deneyimleme imkânı buldu.<br />

ACUSON Sequoia Türkiye’de de ilk kez TÜRKRAD<br />

<strong>2018</strong>’de tanıtıldı<br />

Temmuz ayında Berlin’de global lansmanı yapılan<br />

ACUSON Sequoia Türkiye’de de ilk kez 7-11 Kasım<br />

tarihlerinde Antalya’da düzenlenen TÜRKRAD <strong>2018</strong>’de<br />

yakından tanıtıldı. Siemens Healthineers ultrason<br />

ailesinin yeni ve ultra premium üyesi olan ACUSON<br />

Sequoia bioakustik görüntüleme teknolojisiyle,<br />

konvansiyonel ultrason sistemlerine göre 6 kat daha<br />

fazla enerji ve 10 kata kadar daha yüksek akustik enerji<br />

sağlayabiliyor.<br />

Siemens Healthineers Turkey<br />

exhibited its superior imaging<br />

solutions at the 39th National<br />

Congress of Radiology - TÜRKRAD<br />

<strong>2018</strong>. Receiving great attention from<br />

visitors with its impressive booth and<br />

live ultrasound applications, Siemens<br />

Healthineers Turkey also introduced<br />

its ACUSON Sequoia ultrasound<br />

device for the first time in Turkey.<br />

The National Congress of Radiology (TÜRKRAD <strong>2018</strong>),<br />

one of the largest radiology events in Turkey, was<br />

held for the thirty-ninth time in Antalya. Creating a<br />

difference in the healthcare industry with its products<br />

based upon intense R&D efforts on precision medicine,<br />

personalized treatment, digitalization in healthcare,<br />

artificial intelligence, deep machine learning, and patient<br />

experience, Siemens Healthineers came together with<br />

the world of medicine at the Congress, with the motto<br />

“Shaping the Future in Healthcare.” With more than 170<br />

years of experience in healthcare technologies, Siemens<br />

Healthineers exhibited its technological innovations and<br />

outstanding service quality at its booth in TÜRKRAD<br />

<strong>2018</strong>.Attracting great attention from the visitors of the<br />

congress, Siemens Healthineers Turkey ran promotional<br />

videos of its next-generation devices on a giant screen in<br />

the booth, while also projecting ultrasound demo views on<br />

another screen. Siemens Healthineers introduced its new<br />

ultrasound devices developed with a focus on low dose,<br />

high temporal resolution, and patient comfort. TÜRKRAD<br />

<strong>2018</strong> visitors also showed great interest in live demos<br />

performed by using next-generation ultrasound solutions<br />

ACUSON Juniper and ACUSON Sequoia. Doctors at<br />

the Congress had the chance to experience the latest<br />

technologies in ultrasonography by using these devices<br />

first-hand.<br />

ACUSON Sequoia was introduced for the for the first<br />

time in Turkey at TÜRKRAD <strong>2018</strong><br />

Launched globally in Berlin in July, ACUSON Sequoia<br />

was introduced to Turkey for the first time at TÜRKRAD<br />

<strong>2018</strong>, held on November 7-11th in Antalya. ACUSON<br />

Sequoia, the new and ultra-premium member of the<br />

Siemens Healthineers ultrasound family, can provide up<br />

to 6 times more energy and up to 10 times higher acoustic<br />

energy compared to conventional ultrasound systems,<br />

thanks to its BioAcoustic Imaging Technology. ACUSON<br />

Sequoia BioAcoustic Imaging Technology adapts the<br />

signal in real-time to each patient’s anatomy and bioacoustic<br />

characteristics such as tissue intensity, hardness,<br />

and absorption, thus offering the highest image quality by<br />

compensating for energy loss.<br />

<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>


28<br />

ACUSON Sequoia bioakustik görüntüleme teknolojisi,<br />

sinyali gerçek zamanlı olarak her hastanın anatomisine<br />

ve doku yoğunluğu, sertliği ve emilimi gibi bioakustik<br />

özelliklerine göre uyarlıyor ve böylece enerji kaybını<br />

telafi ederek en yüksek görüntü kalitesini sağlıyor.<br />

TÜRKRAD <strong>2018</strong>’de canlı demosu yapılan diğer Siemens<br />

Healthineers ultrason cihazı ACUSON Juniper ise<br />

sınıfının en küçük, en hafif ve en sessiz ultrason sistemi<br />

olarak hem hasta hem de kullanıcı deneyimini ve<br />

konforunu en üst seviyeye çıkarıyor. 365 katılımcının<br />

geribildirimiyle tasarlanan ACUSON Juniper,<br />

yüksek görüntü kalitesinin yanı sıra çok-yönlülüğü<br />

ve uyarlanabilirliğiyle de farklı hasta anatomileri ve<br />

fizyolojileri için ideal bir sistem sunuyor.<br />

“Sağlık sektörünün teknolojik ihtiyaçlarını<br />

karşılıyoruz”<br />

Kongre’nin ikinci günü Türk Radyoloji Derneği<br />

Başkanı Dr. Tamer Kaya, Siemens Healthineers<br />

Türkiye Genel Müdürü Şevket On’a bir plaket sunarak<br />

katılımlarından dolayı teşekkür etti. Etkinlik sırasında<br />

bir açıklama yapan Şevket On şunları ifade etti:<br />

“Siemens Healthineers kişiye özel tıp uygulamalarının<br />

yaygınlaştırılması, bakım hizmetlerinin dönüştürülmesi,<br />

hasta deneyiminin iyileştirilmesi ve sağlık hizmetlerinin<br />

dijitalleştirilmesi konularında dünyanın her noktasındaki<br />

sağlık kuruluşlarını destekleyerek daha fazla değer<br />

oluşturmalarını sağlıyor. Gelişmiş teknolojilerimizi<br />

içeren ürün ve çözümlerimizi, TÜRKRAD gibi önemli bir<br />

kongrede kıymetli katılımcılara daha yakından tanıtma<br />

imkânı bulduk. Siemens Healthineers Türkiye olarak<br />

sürekli güncellenen portföyümüzle, sağlık sektörünün<br />

teknolojik ihtiyaçlarını karşılamanın gururunu<br />

yaşıyoruz.”<br />

TÜRKRAD <strong>2018</strong>’in son gününde ise Türk radyolojisinin<br />

gelişimine katkı sağlamak ve genç radyologların<br />

uluslararası platformlardaki etkinliğini artırmak<br />

amacıyla düzenlenen Siemens Healthineers Radyoloji<br />

Ödülü Töreni gerçekleştirildi. Bu yıl 12’ncisi düzenlenen<br />

Radyoloji Ödülü’nün kazananı Serdar Arslan oldu.<br />

The other Siemens Healthineers ultrasound<br />

device that was introduced through live demos<br />

at TÜRKRAD <strong>2018</strong> was ACUSON Juniper. This<br />

device takes both patient and user experience<br />

and comfort to the highest level as the smallest,<br />

lightest and quietest ultrasound system in its<br />

class. Designed with a focus on the feedback<br />

from 365 participants, ACUSON Juniper offers<br />

an ideal system for diverse patient anatomies<br />

and physiologies, thanks to its versatility and<br />

adaptability as well as high image quality.<br />

“We meet the technological needs of the<br />

healthcare industry”<br />

On the second day of the Congress, Tamer<br />

Kaya, M.D., President of the Turkish Association<br />

of Radiology, awarded Siemens Healthineers<br />

Turkey Managing Director Şevket On with a<br />

plaque, thanking for the company’s participation<br />

to the event. Mr. On said: “Siemens Healthineers<br />

supports healthcare institutions globally to<br />

extend the scope of personalized medicine,<br />

improve patient experience, and digitalize<br />

healthcare services, thus helping these<br />

institutions to create more value. We have had<br />

the opportunity to introduce our high-technology<br />

products and services at such an important<br />

congress as TÜRKRAD to<br />

valuable participants. As Siemens Healthineers<br />

Turkey, we proudly meet the technological needs<br />

of the healthcare industry with our continuously<br />

updated portfolio.”<br />

On the last day of TÜRKRAD <strong>2018</strong>, 12th Siemens<br />

Healthineers Radiology Award Ceremony was<br />

held with the purpose of contributing to the<br />

development of radiology in Turkey as well as<br />

increasing the effectiveness of young radiologists<br />

on international platforms. Serdar Arslan was<br />

selected as the winner of the 12th Radiology<br />

Award.<br />

<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>


30<br />

Türkiye’nin sağlık alanında en<br />

önemli dönüşümünde Rönesans<br />

Sağlık Yatırım ve Turkcell işbirliği<br />

devam ediyor.<br />

Renaissance Healthcare Ventures and<br />

Turkcell continues their collaboration<br />

in the most important transformation<br />

of the healthcare field in Turkey.<br />

Murat Erkan<br />

Sağlıkta<br />

dönüşüme<br />

Turkcell ve<br />

Rönesans<br />

imzası<br />

Yozgat’ın ardından Adana Şehir<br />

Hastanesi’nin de tüm dijital ve teknoloji<br />

altyapısını oluşturan Turkcell, yerli<br />

sağlık yazılımı alanında da çalışmalarını<br />

sürdürüyor.<br />

Turkcell and<br />

Renaissance<br />

signature to<br />

health<br />

transformation<br />

Turkcell has built the digital and<br />

technology infrastructure of the<br />

Adana City Hospital after Yozgat and<br />

continues its activities in the field of<br />

national healthcare software.<br />

<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>


31<br />

Türkiye’nin sağlıkta başlattığı en önemli dönüşüm olarak<br />

adlandırılan ve “kamu-özel işbirliği” (PPP) modeli kapsamında<br />

hayata geçen şehir hastaneleri hızla yayılıyor. Bunların ilk ve<br />

en başarılı örneklerinden Adana Şehir Hastanesi, 2017 yılının<br />

Eylül ayından bu yana faaliyetini sürdürüyor. Türkiye’nin sağlık<br />

dönüşümündeki en önemli aktörlerden RönesansSağlık Yatırım<br />

tarafından inşa edilen, Rönesans İşletme Hizmetleri Danışmanlık<br />

AŞ tarafından işletilen, teknolojik altyapısı ise Turkcell tarafından<br />

kurulan ve yönetilen hastane, PPP modeliyle Türkiye’nin sağlıkta<br />

hedeflediği noktayı da gözler önüne seriyor.<br />

Sırada diğer şehir hastaneleri var<br />

Alanında iki dev isim, Rönesans Sağlık<br />

Yatırım ve Turkcell işbirliğiyle hayata<br />

geçirilen Adana Şehir Hastanesi, geniş yatak<br />

kapasitesinin yanı sıra sağlık alanında en ileri<br />

teknolojisiyle de şimdiden dünyanın sayılı<br />

sağlık kampüsleri arasındaki yerini aldı. Bu<br />

önemli projeyle ilgili açıklama yapan Turkcell<br />

Genel Müdür Yardımcısı Murat Erkan, “Adana<br />

Şehir Hastanesi’ni sağlık alanında dünyada<br />

gelinen en son teknolojiyle donatmayı<br />

başardık. Böylece komşu şehirlere de hizmet<br />

verecek kapasite ve donanıma ulaşan<br />

hastane, tüm bölgenin sağlık ihtiyaçlarını<br />

karşılamayı sürdürüyor” dedi.<br />

The city hospitals are rapidly spreading,<br />

which are the products of “public-private<br />

partnership” (PPP) model and the most<br />

important transformation initiated in<br />

Turkey in the field of healthcare. The<br />

Adana City Hospital, one of the first<br />

and most successful examples of these<br />

hospitals, has been operating since<br />

September 2017. The hospital was built<br />

by Renaissance Healthcare Ventures,<br />

one of the most important actors in<br />

the transformation of healthcare system in Turkey and operated by<br />

Renaissance Property Services Consulting Inc. The hospital where the<br />

technological infrastructure was built and managed by Turkcell reveals<br />

Turkey’s goal in the field of healthcare through the PPP model.<br />

Other city hospitals are next<br />

Adana City Hospital, which has been established with the collaboration<br />

of two main players in the field, Renaissance Healthcare Ventures<br />

and Turkcell, has already taken its place among the best healthcare<br />

compounds in the world with its cutting-edge technology and extensive<br />

bed capacity.<br />

Concerning this important project, Murat Erkan, the Vice General Director<br />

of Turkcell, says: “We achieved to equip Adana City Hospital with the<br />

world’s latest technology in the health field. As a result, by reaching<br />

the capacity and equipment to serve the neighboring cities, the hospital<br />

continues to meet the healthcare needs of the entire region.”<br />

<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>


32<br />

Rönesans Sağlık Yatırım’la Türkiye’nin en önemli sağlık<br />

projelerinde işbirliği yapmalarından dolayı duydukları<br />

memnuniyeti dile getiren Erkan, sözlerine şu şekilde devam<br />

etti: “Turkcell olarak Rönesans işbirliğinde Türkiye’deki<br />

dijital hastane dönemini Yozgat Şehir Hastanesi’yle birlikte<br />

başlatmıştık. Buna ek olarak yine Rönesans İşletme<br />

Hizmetleri ile birlikte 1 yılını tamamladığımız Adana Şehir<br />

Hastanesi’nin de teknolojik altyapısında Turkcell imzası<br />

bulunuyor. Bu projelerden edindiğimiz tecrübeleri şimdi de<br />

Elazığ Şehir Hastanesi’nde kullanıyoruz. Hedefimiz her<br />

zaman bu teknolojiyi bir adım ileriye taşımak… Rönesans<br />

ile başlattığımız bu dönüşümü Bursa ve dünyanın depreme<br />

dayanıklı en büyük hastanesi olarak tasarlanan İkitelli’de<br />

de sürdürmeyi planlıyoruz.”<br />

Dijital dönüşümle gelen hasta ve doktor memnuniyeti<br />

Günlük 16 bini aşkın kişiye sağlık hizmeti sunulan<br />

hastane, Adana’nın yanı sıra tüm bölgeye hizmet veriyor.<br />

Sadece ilk yılında toplam 2 milyon 186 bin hastaya<br />

hizmet veren hastanenin dijital altyapısını farklılaştıran<br />

konuların başında ise HIMSS (Hastane Bilgi Yönetim<br />

Sistemi) geliyor. Turkcell’in ilk olarak Yozgat Şehir<br />

Hastanesi’nin dijital dönüşüm sürecinde öne çıkardığı<br />

HBYS (Hastane Bilgi Yönetim Sistemi), dünyanın en saygın<br />

dijital hastanelerinde kullanılıyor. Sağladığı teknoloji ile<br />

hasta ve çalışan güvenliğini en yüksek düzeye çıkaran<br />

sistem, hastane bünyesindeki tüm operasyonların<br />

dijitalleştirilmesini sağlıyor. Böylece bütün sağlık verileri<br />

mobil cihazlardan takip edilebilirken, yine hastane içerisine<br />

yerleştirilen kiosklarla sıra almak, tahlil sonuçlarına<br />

ulaşmak da artık çok kolay… Bu dijital altyapı aracılığıyla<br />

ayrıca her türlü tıbbi cihaz, ağlar ve sensörler birbirlerine<br />

bilgi gönderebilirken, dijitalleşme sayesinde hastane<br />

bünyesinde kağıt kullanım oranı da minimuma iniyor.<br />

Şehir hastanesindeki Turkcell’in yenilikçi teknolojileri<br />

bundan ibaret değil. İlk örneği Yozgat’ta hayata geçirilen<br />

hastane içi navigasyon sistemi Adana’da da olacak. Bu<br />

navigasyon aracılığıyla büyük bir alan içerisine yayılan<br />

şehir hastanesindeki her türlü birimi kolayca bulmak<br />

mümkün… Yaklaşık 200 kişilik bir saha ekibiyle Adana<br />

Şehir Hastanesi’nin tüm teknolojisini yöneten Turkcell’in<br />

ayrıca, İstanbul ve Ankara merkezli NOC (Network<br />

Operation Center) aracılığıyla bu uygulamaları anlık olarak<br />

takip edeceğini ve verilerin güvenliğini sağlayacağını da<br />

ekleyelim.<br />

Yerli hastane yazılımı müjdesi<br />

“Röntgenler, raporlar ve kan testleri bu üstün teknolojilerle<br />

elden ele dolaşmıyor. Hasta sağlığıyla ilgili tüm bilgiler,<br />

doğru ve eksiksiz bir şekilde kayıt altında alındığı gibi direkt<br />

doktorların önündeki ekrana düşüyor” diyen Murat Erkan,<br />

“Böylece hastaların teşhis ve tedavi süreçleri hızlanırken,<br />

sağlık personelinin de gündelik hayatı kolaylaşıyor”<br />

diyor. Hasta güvenliği ve doğru tedavinin uygulanmasını<br />

destekleyen bu sistemi Turkcell olarak geliştirmek için<br />

çalıştıklarını da ekleyen Erkan, “Bu bağlamda Turkcell’in<br />

kendi HBYS (Hastane Bilgi Yönetim Sistemi) yazılımını<br />

oluşturmak için kaynak kod alımı yaptık ve kendi yazılım<br />

ekibimiz ile bu alanda dünyadaki en yüksek standardı<br />

temsil eden HIMSS 7 standartlarına uygun bir HBYS<br />

yazılımının çalışmalarını sürdürüyoruz” diye vurguluyor.<br />

Expressing their gratification on their collaboration with<br />

Renaissance Healthcare Ventures in Turkey’s most important<br />

healthcare projects, Erkan added: “Turkcell initiated digital hospital<br />

era in Turkey with Yozgat City Hospital through its collaboration<br />

with Renaissance. In addition to this, Turkcell has also built the<br />

technological infrastructure of the Adana City Hospital within the<br />

first year of the alliance with Renaissance Property Services. We<br />

are now putting into use the experiences we have gained through<br />

this project at Elazig City Hospital. Our aim is to always carry this<br />

technology one step forward. We are planning to continue this<br />

transformation we have initiated with Renaissance in Bursa and<br />

Ikitelli. The one in Ikitelli is designed to be the world’s biggest<br />

earthquake-resistant hospital.<br />

Digital Transformation leads to Patient Doctor Satisfaction<br />

Adana City Hospital provides services to more than 16 thousand<br />

patients on daily basis not just in Adana but all around Cukurova<br />

region. HIMSS (Hospital Information Management Systems<br />

Society) is the leading differentiator in the changing digital<br />

infrastructure of the hospital where 2 million 186 thousand patients<br />

were rendered service to within the first year. The HIMS (Hospital<br />

Information Management System), which Turkcell has initially<br />

developed during the digital transformation of the Yozgat City<br />

Hospital, is used in the most prestigious digital hospitals around<br />

the globe. The provided technology leads the security of the patient<br />

and hospital personnel to maximum level while digitalizing all<br />

operations within the hospital structure. This helps every health<br />

data to be tracked from mobile devices, as well as, taking a queue<br />

number and reaching to medical analysis results easier… With this<br />

digital infrastructure every medical device, network and sensor can<br />

send information from one to another. In addition, digitalization<br />

within the hospital system has minimalized the number of paper<br />

usage. The innovative technologies of the city hospital are not<br />

limited to these examples. The navigation system which was<br />

initiated in Yozgat will also be used in Adana. With the aid of this<br />

navigation system every unit of the hospital that is spread to a<br />

large area is easy to find. Turkcell leads the technological system<br />

of the Adana City Hospital with a field force with around 200<br />

people. Also, Turkcell with the NOC (Network Operation Center)<br />

with headquarters in Istanbul and Ankara, can instantly track the<br />

implementations and secure the data.<br />

Good news: Native hospital software is coming soon<br />

Murat Erkan says “The X-rays, reports and blood tests does not<br />

travel from hand to hand with these cutting-edge technologies. All<br />

the information about the patient’s healthcare falls into the screen<br />

in front of the doctors as it is recorded accurately and completely”,<br />

and adds “Thus, the diagnosis and treatment processes of the<br />

patients become swifter, and the daily life of the healthcare<br />

personnel is facilitated.” Erkan notes that Turkcell is working<br />

to develop this system that supports patient safety and correct<br />

treatment. He also emphasizes that; “in this context, we have<br />

procured source code to create Turkcell’s own HIMS (Hospital<br />

Information Management System) software and we are continuing<br />

the HIMS software works compliant with the HIMSS 7 software<br />

which represents the highest global standard in this field.<br />

<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>


33<br />

Sağlık<br />

harcamaları<br />

son 5 yılda<br />

56 Milyar<br />

257 Milyon<br />

TL arttı<br />

Ajans Press, sağlık harcama<br />

istatistiklerini konu alan<br />

araştırmayı inceledi. 2013<br />

yılından <strong>2018</strong> yılına kadar<br />

yapılan sağlık harcamaları<br />

incelediğinde, son 5 yıldır sağlık<br />

için harcanan paranın 56 milyar<br />

257 milyon TL arttığı görüldü.<br />

Health expenditures<br />

increased 56 Billion<br />

TL 257 Million in the<br />

last 5 years<br />

Ajans Press examined the research on health spending<br />

statistics. Examining health expenditures from 2013 to<br />

<strong>2018</strong>, the money spent on health for the last 5 years has<br />

increased by 56 billion 257 million TL.<br />

Ajans Press’in Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerinden<br />

ve medya yansımalarından derlediği bilgilere göre, son 5<br />

yıldır sağlık için harcanan paranın 56 milyar 257 milyon TL<br />

arttığı görüldü. Böylelikle, 2013 yılında sağlık için harcanan paranın<br />

84 milyon 390 bin TL olduğu görülürken, 2017 yılında bu rakamın<br />

140 milyar 647 milyon TL’ye yükseldiği saptandı. 2014 yılında<br />

yapılan harcama ise 94 milyar 750 milyon TL olarak belirlenirken,<br />

2015 yılında 104 milyar 568 milyon TL, 2016 yılında 119 milyar<br />

756 milyon TL olarak kayıtlara geçti. Bununla birlikte 2013 yılında<br />

kişi başı sağlık harcaması bin 110 TL olarak görülürken, 2017<br />

yılında bin 751 TL olarak gerçekleştiği tespit edildi<br />

En çok konuşulan sağlık başlıkları belli oldu<br />

ITS Medya ve Ajans Press’in konuyla alakalı gerçekleştirdiği<br />

medya incelemesinde, yazılı basına yansıyan haber adetleri<br />

de belli oldu. 2013 yılında sağlık başlığı altında çıkan haberler<br />

incelendiğinde yıl boyunca 341 bin 934 haberin yansıma bulduğu<br />

tespit edilirken, <strong>2018</strong> yılında haber adetlerinin 598 bin 886’ya<br />

ulaştığı görüldü. Yazılı mecralara yansıyan haber başlıkları<br />

incelendiğinde, sağlıkla ilgili harcamaların yanı sıra, büyük<br />

şehirlerde yaşanan yoğunluk problemi, sağlık sektörüne yapılan<br />

yatırımlar, şehir hastaneleri ve sağlık personelinin yaşadığı sorun ve<br />

şiddet eylemlerinin en çok konuşulan başlıklar arasında yer aldığı<br />

belirlendi.<br />

According to information of Ajans Press compiled from<br />

the data and media coverage of Turkey Statistical<br />

Institute (TSI), the money spent on health care last<br />

5 years has seen an increase of 56 billion 257 million TL.<br />

Thus, the amount of money spent for health in 2013 was<br />

84 million 390 thousand TL, but this figure increased to 140<br />

billion 647 million TL in 2017. While the expenditure in 2014<br />

was set at 94 billion 750 million TL, it was recorded as 104<br />

billion 568 million TL in 2015 and 119 billion 756 million TL<br />

in 2016. On the other hand, while the health expenditure per<br />

capita in 2013 was seen as 110 TL, it was realized as TL 751<br />

in 2017.<br />

Most talked about health topics became clear<br />

The media review of ITS Medya and Ajans Press has also<br />

revealed the number of news items in the print media. In<br />

2013, when the news published under the title of health<br />

were examined, it was found that 341 thousand 934 news<br />

had found a reflection throughout the year, while in <strong>2018</strong><br />

the number of news items reached 598 thousand 886.<br />

When the news headlines reflected in the written media,<br />

health expenditures, as well as the density problems in the<br />

big cities, investments in the health sector, the problems<br />

experienced by city hospitals and health personnel and<br />

violence acts were among the most discussed topics.<br />

<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>


36<br />

“Cancer” objection to the system<br />

Sisteme isyan; “Kanser”<br />

Onkoloji; Türkçeye çevirdiğimiz zaman çok masum gibi görünse de, ilk duyduğu anda<br />

insanları üzüntüden kalp krizi geçirip ölmesine sebep olacak kadar üzüntü veren<br />

kanser hastalığını inceleyen bilim dalı…<br />

Bir makine misali ahenkle çalışmaya devam eden vücut sistemleri, insanın hayatını<br />

sağlıklı bir şekilde devam ettirebilmesini sağlar. Ne zaman ki sistemlerden birinde bir<br />

isyan meydana gelir o zaman bütün düzen yavaş yavaş bozulmaya başlar. Normal<br />

seyrinde çalışmaya; genetik, beslenme, hayat şartları, psikolojik sıkıntılar kaynaklı<br />

bozulmaya zemin oluştuğunda ise o akla getirilemeyen hastalık başa gelebiliyor.<br />

Şişlik Bilimi anlamına gelen onkoloji, vücutta beliren şişliklerin nedeni, tanısı, tedavisi<br />

ve kalıtımla ilişkisini inceleyen bilim dalı olarak açıklanıyor.<br />

Onkolojiye dair daha bilimsel bilgiler sunmak adına Acıbadem Hastanesi <strong>Medikal</strong><br />

Onkoloji Profesörü Doktor Özlem Er ve Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi<br />

Onkoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Hasan Şenol Coşkun ve Uzm. Dr. Gökhan Karakaya’ya<br />

kanserle ilgili merak ettiklerimizi sorduk.<br />

<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>


37<br />

Kanser nedir?<br />

Kanser, bir organ veya dokudaki hücrelerin düzensiz<br />

olarak bölünüp çoğalmasıyla beliren kötü huylu tümörlere<br />

denir. Genetik değişiklikler vücut hücrelerinde oluyorsa<br />

bu durum kalıtsal değildir. Bu tür değişikliklerin hepsi<br />

kalıtsal olarak görülmez, çoğunluğu zaman içinde çevresel<br />

karsinojenlerin etkisi sonucu gelişir. Kanser vücudumuzun<br />

çeşitli bölgelerindeki hücrelerin kontrolsüz çoğalması<br />

ile oluşan 100’den fazla hastalık grubudur. Çok çeşitli<br />

kanser tipleri olmasına rağmen, hepsi anormal hücrelerin<br />

kontrol dışı çoğalması ile başlar. Tedavi edilmez ise ciddi<br />

sakatlıklara ve ölüme neden olabilir.<br />

Kanser ne kadar yaygın?<br />

Ülkemizde 1970’li yıllarda ölüm sebepleri arasında 4.<br />

sırada yer alan kanser, son yıllarda kardiyovasküler<br />

sistem hastalıklarından sonra 2. sıraya yükselmiştir.<br />

Sağlık Bakanlığı kayıtlarına göre kanser sıklığı artış eğilimi<br />

göstermektedir.<br />

Tüm dünyada yılda 14 milyon kişiye kanser teşhisi<br />

konmaktadır bu sayının 2025’e kadar 19 milyona, 2030’a<br />

kadar 22 milyona ve 2035’e kadar da 24 milyona çıkacağı<br />

öngörülmektedir. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre,<br />

kanserde görülen artışın temel üç nedeni; yaşlı nüfusta<br />

artış, tütün kullanımı ve obezite salgınıdır. Kanseri<br />

önleme ve erken tanıya yönelik çalışmalar gerekmektedir.<br />

Unutulmamalıdır ki kanser önlenebilir bir hastalıktır.<br />

Kanser sıklığı dünya genelindeki hemen her ülkede yıllık<br />

%1-2 oranında bir artış göstermektedir. Çok az sayıdaki<br />

gelişmiş ülkede bu artış kontrol altına alınabilmiş ve hatta<br />

negatif bir eğilim görülmeye başlanmıştır. Tütün, obezite<br />

ve beslenme gibi faktörler üzerinde önleyici tedbirler<br />

alınması ve meme, rahim ağzı ve bağırsak kanserlerinde<br />

toplum tabanlı tarama programlarının uygulanması kanser<br />

sıklığını azaltacaktır.<br />

Tüm bu verilerle kanserin oldukça yaygın olduğu ve<br />

yaygınlığının da arttığını söyleyebiliriz.<br />

Kanser ne zamandan beri hayatımızda?<br />

Kanseri son yıllarda gündemimizde çok yer etmekle<br />

beraber çok eski bir geçmişe sahiptir. Beşbin yıl önce<br />

en eski Mısır hiyerogliflerinde, hatta mumyalarda<br />

ve dinozorların kemiklerinde kansere ait delillere<br />

rastlanmaktadır.<br />

Tıbbın gelişimine bağlı olarak kanserin son 40-50 yıldır<br />

daha çok hayatımıza girmekte olduğunu görmekteyiz.<br />

Onkoloğun tedavi sürecindeki yeri nedir, ne<br />

olmalıdır?<br />

<strong>Medikal</strong> onkoloğun kanser sürecinde çok merkezi bir rolü<br />

vardır. Hastaya kanser tanı konmasıyla birlikte başlar.<br />

Temel görev alanı kanserli hastanın yönetilmesi ve<br />

sistemik tedavisinin yürütülmesidir. Bunun dışında tanı<br />

öncesi tarama, erken tanı gibi koruyucu uygulamalar,<br />

radyoterapi ve cerrahi gibi diğer ana tedaviler ile işbirliği<br />

yapılması görevleri arasındadır. Kanser hastasının tüm<br />

evreleri boyunca ihtiyacı olan ağrı tedavisi, beslenme<br />

desteği ve diğer dâhili sağlık sorunlarının çözümü ve<br />

organizasyonu medikal onkologların sorumluluğundadır.<br />

Yine hasta ve yakınlarına rehberlik etme onları<br />

bilgilendirme sürecinde de onkologun etkin bir rolü vardır.<br />

What is cancer?<br />

Cancer is called malignant tumours that appear in an organ or<br />

tissue with irregular division and proliferation. If genetic changes<br />

occur in the body cells, this is not hereditary. All such changes<br />

are not inherited, most of which develop over time as a result of<br />

environmental carcinogens. Cancer is a group of more than 100<br />

diseases caused by uncontrolled proliferation of cells in various<br />

parts of our body. Although there are many types of cancers, they<br />

all begin with uncontrolled proliferation of abnormal cells. If it is<br />

not treated, it can cause serious<br />

disability and death.<br />

How common is cancer?<br />

In our country in the 1970s, cancer was taking the 4th place<br />

among the causes of death. In recent years, it has risen to 2nd<br />

place after cardiovascular system diseases. According to the<br />

records of the Ministry of Health, the incidence of cancer have a<br />

tendency of increase.<br />

Around 14 million people worldwide are diagnosed with cancer<br />

in a year. It is foreseen that this number will increase to 19<br />

million by 2025, to 22 million by 2030 and by 24 million by 2035.<br />

According to World Health Organization data, three main reasons<br />

for the increase in cancer are; increase in elderly population<br />

is an outbreak of tobacco use and obesity. Studies on cancer<br />

prevention and early diagnosis are required. It should be noted<br />

that cancer is a preventable disease. The incidence of cancer in<br />

almost every country in the world shows an increase of 1-2%<br />

per year. In a very small number of developed countries, this<br />

increase has been controlled and even a negative trend has<br />

been observed. Taking preventive measures on factors such<br />

as tobacco, obesity and nutrition, and the implementation of<br />

community-based screening programs in breast, cervical and<br />

intestinal cancers will reduce the incidence of cancer.<br />

With all these data, we can say that cancer is very common and<br />

its prevalence has increased.<br />

How long has cancer been in our lives?<br />

Although cancer has a lot in our agenda in recent years, has a<br />

very old history. Five thousand years ago, the oldest Egyptian<br />

hieroglyphics, even mummies and dinosaurs have evidence for<br />

cancer. Due to the development of medicine, we see that cancer<br />

has been entering our lives much more for the last 40-50 years.<br />

What is the role of oncologist in the<br />

treatment process, how should it be?<br />

The medical oncologist has a very central role in the cancer<br />

process. His / Her duties start with the diagnosis of cancer of the<br />

patient. The main area of responsibilities are the management<br />

of the cancer patient and the conduction of the systematic<br />

treatment at all. In addition, pre-diagnosis screening, protective<br />

treatment such as early diagnosis, cooperation with other main<br />

therapies such as radiotherapy and surgery are among the tasks.<br />

The medical oncologists are responsible for the solution and<br />

organization of the pain treatment, nutritional support and other<br />

internal health problems that the cancer patient needs during<br />

all phases. Again, the oncologist has an active role in guiding the<br />

patients and their relatives and informing them.<br />

<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>


38<br />

Acıbadem Hastanesi <strong>Medikal</strong> Onkoloji Profesörü Doktor Özlem Er<br />

Onkolojide tanı araçları nedir?<br />

Onkoloji de en önemli ve kesin tanı aracı vücutta kanser<br />

gelişen dokudan biyopsi yapılması yani parça alınmasıdır.<br />

Yine görüntüleme yöntemleri olan ultrason, bilgisayarlı<br />

tomografi, pozitron emisyon tomografisi (PET BT), MR<br />

(manyetik rezonans), endoskopik yöntemler (bronkoskopi,<br />

kolonoskopi vb.) onkolojide tanıda ve takipte kullanılan<br />

önemli yöntemlerdir.<br />

Tıbbın gelişmesine paralel olarak yakın geçmişte yeni<br />

yöntemler de hayatımızda yer almaya başlayacaktır. Son<br />

yıllardaki moleküler genetik tanı ve testleri hastalığın<br />

tedavisini belirlemede önemli farklılıklara ve yeniliklere yol<br />

açmıştır.<br />

Onkoloji tedavisi ve aşamaları nelerdir?<br />

Onkoloji tedavisi; hastaların vücudunda meydana gelen<br />

kanserli hücre ve dokuları ortadan kaldırmayı amaçlayan<br />

birçok tedavi yönteminden oluşmaktadır. Kanserin çeşidine<br />

ve evresine göre; Cerrahi, radyoterapi, embolizasyon gibi<br />

lokal tedaviler ve kemoterapi olarak bilinen sistemik tedaviler<br />

kanserin temel tedavi yöntemleridir. Sistemik tedaviler klasik<br />

kemoterapi, biyolojik hedefli akıllı ilaçlar, hormonal tedaviler<br />

ve immunoterapiler gibi alt gruplardan oluşmaktadır.<br />

Relaps ve remisyon aşamaları nedir?<br />

Kanser tedavisi tamamlandıktan sonra hastalığın<br />

tekrarlamasına yani nüks etmesine relaps denir.<br />

Tedavi yöntemleri ile hastalığın ve hastalık bulgularının<br />

tamamen ortadan kalkmasına ise remisyon denir.<br />

Palyatif bakım hangi aşamada gereklidir?<br />

Palyatif bakım; kanserin hem kendisine bağlı hem de tedaviye<br />

bağlı yan etkiler nedeniyle gelişen semptom ve bulguların<br />

hafifletilmesi için yapılan tıbbi uygulamaların tamamını<br />

kapsamaktadır.Palyatif bakım, hastalığın her döneminde<br />

hastanın ağrılarını azaltma, hayat kalitesini düzeltme,<br />

beslenme desteği sağlama vb. konularda duyulan ihtiyaçları<br />

karşılamaktadır. Palyatif bakımın tanı aşamasından itibaren<br />

erken dönemde başlaması tedavi sürecine ve yaşam<br />

süresinin uzatılmasına olumlu katkılar sağlar.<br />

What are the diagnostic tools in oncology?<br />

The most important and definitive diagnostic tool in<br />

oncology is the making biopsy, in other words taking<br />

a small part from the developing tissue in the body.<br />

Also imaging methods such as ultrasound, computed<br />

tomography, positron emission tomography (PET),<br />

MR (magnetic resonance), endoscopic methods<br />

(bronchoscopy, colonoscopy, etc.) are important<br />

methods used in diagnosis and follow-up in oncology.<br />

In parallel with the development of medicine, new<br />

methods in the recent past will begin to take place in our<br />

lives. Molecular genetic diagnoses and tests in recent<br />

years have led to significant differences and innovations<br />

in determining the treatment of the disease.<br />

What is oncology treatment and what are the<br />

stages of oncology treatment?<br />

Oncology treatment; It consists of many treatment<br />

methods aimed at eliminating cancerous cells and<br />

tissues occurring in patients’ body. According to the type<br />

and stage of cancer; Local treatments such as surgery,<br />

radiotherapy, embolization, and systemic therapies<br />

known as chemotherapy are the main treatment<br />

methods of cancer. Systemic therapies consist of<br />

subcategories such as classical chemotherapy,<br />

biologically targeted smart drugs, hormonal therapies<br />

and immunotherapies.<br />

What are the stages of relapse and remission?<br />

The relapse of the disease after relapse of cancer<br />

treatment is called relapse. The complete disappearance<br />

of the disease and disease symptoms by treatment<br />

methods is called remission.<br />

At what stage is palliative care required?<br />

Palliative care; It covers all medical applications to<br />

alleviate the signs and symptoms of cancer due to both<br />

its associated and treatment-related side effects.<br />

Palliative care meets the needs of patients in every<br />

period of the disease such as reducing the pain of the<br />

patient, improving the quality of life, providing nutrition<br />

support. Early initiation of palliative care from the<br />

diagnosis stage provides positive contributions to the<br />

treatment process and prolongation of life.<br />

<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>


39<br />

Hangi testlerle hangi<br />

kanserlerde erken<br />

teşhis mümkündür?<br />

Meme kanseri, rahim<br />

ağzı ve kolon kanserinin<br />

sağlıklı insanlarda<br />

tarama yolu ile erken<br />

tanınması mümkündür.<br />

Risk faktörü bulunan<br />

kişilerde akciğer, prostat<br />

ve karaciğer kanseri<br />

için de tarama imkânı<br />

olabilmektedir. Kanser<br />

taraması için:<br />

With which tests is possible early detection of<br />

which cancers?<br />

Breast cancer, cervical and colon cancers can be<br />

detected early in healthy people by screening. People<br />

with risk factors may also be able to detected by<br />

screening for lung, prostate and liver cancer. For cancer<br />

screening:<br />

Breast cancer:<br />

• Consultancy for performing self-breast<br />

examination every month (BSE)<br />

• Clinical breast examination every year<br />

• Mammography for women aged 40-69 years<br />

every two years<br />

Prof. Dr. Hasan Şenol Coşkun ve Uzm. Dr. Gökhan Karakaya<br />

Meme kanseri:<br />

-Ayda bir kendi kendine meme muayenesi (KKMM)<br />

yapması için danışmanlığın verilmesi<br />

-Yılda bir klinik meme muayenesi<br />

-40-69 yaş arası kadınlara 2 yılda bir mamografi çekimi,<br />

Serviks (rahim ağzı) kanseri:<br />

30-65 yaş aralığındaki kadınlardan 5 yılda bir smear ve HPV -DNA<br />

testi yapılması<br />

Kolon (kalın bağırsak) kanseri:<br />

-50-70 yaş aralığındaki erkek ve kadınlarda 2 yılda bir gaitada gizli<br />

kan testi yapılması,<br />

- 50-70 yaş arasında 10 yılda bir kolonoskopi yapılması<br />

Akciğer kanseri:<br />

30 paket/yıl sigara öyküsü bulunan ve 55-74 yaş arası halen sigara<br />

içen hastalarda düşük doz akciğer tomografisi önerilmektedir.<br />

Sağlıklı bir insanın kanser olmasının sebepleri nelerdir?<br />

Kanserin kesin sebebi ya da sebepleri bilinmemektedir. Kişiyi bazı<br />

kanser türlerine yatkın hale getiren genler, kanser oluşumuna yol<br />

açan virüsler, radyasyona maruz kalma, çeşitli kimyasal maddeler,<br />

sigara kullanımı kanser sebepleri arasında sayılmaktadır.Bağışıklık<br />

sistemindeki bozulmalar, çeşitli çevresel faktörler ya da beslenme<br />

tarzımız da kanser oluşumunda rol oynamaktadır.Kanserleşen<br />

hücrelerdeki temel bozukluğun genlerdeki farklılaşmayla başladığı<br />

düşünülmektedir. Genlerdeki bozukluklar doğuştan olabileceği gibi,<br />

sonradan meydana gelen bir etkiyle de olabilir. Genlerde, mutasyon<br />

denilen bozulmalar hücrenin normal kontrol mekanizmalarını<br />

bozup kontrolsüz çoğalmasına yol açar. Yani kanser gelişimi<br />

genetik ve çevresel faktörlerin rol oynadığı çok faktörlü bir süreçtir.<br />

Cervix (cervical) cancer:<br />

•Smear and HPV -DNA tests performed every 5<br />

years among every women aged 30-65 years<br />

Colon cancer:<br />

• 50-70 age range of men and women every 2<br />

years to do a faecal occult blood, between the ages of 50-<br />

70 every 10 years, to do a colonoscopy<br />

Lung cancer:<br />

• Low dose lung tomography is recommended for<br />

patients who have a smoking history of 30 packs / year<br />

and who still smoke between 55-74 years of age.<br />

What are the reasons for a healthy person to have<br />

cancer?<br />

The exact cause or causes of cancer is unknown. Genes<br />

that predispose a person to certain types of cancer,<br />

viruses that cause cancer, radiation exposure, various<br />

chemicals, and smoking are among the causes of cancer.<br />

Disturbances in the immune system, various<br />

environmental factors or our style of nutrition also play<br />

a role in the generation of cancer.It is thought that the<br />

basic disorder in cancer cells begins with differentiation<br />

in genes. Disorders in genes can be congenital. It may<br />

also occur with a subsequent effects as well. In genes,<br />

deformities, called mutations, disrupt the normal<br />

control mechanisms of the cell and lead to uncontrolled<br />

proliferation.So cancer development is a multi-factor<br />

process in which genetic and environmental factors play<br />

a role.<br />

<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>


40<br />

Diğer kanserler azalırken,<br />

bu kanser türü yaygınlaşıyor<br />

Şüphelenmezseniz<br />

Yakalayamazsınız!<br />

Dünya NET Farkındalık Günü dolayısıyla yapılan basın toplantısında<br />

Hacettepe Üniversitesi Kanser Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şuayib Yalçın,<br />

toplum ve doktorlar farkında olmazsa bu kanser türünün pek çok hastalıkla<br />

karıştırılabileceğini belirtti. Prof. Dr. Yalçın, diğer kanserler azalırken görülme<br />

sıklığı artan tek kanser türünün nöroendokrin tümörler olduğuna dikkat çekti ve bu<br />

kanser türüyle yaşayan bireylerin daha konforlu ve sağlıklı bir hayat sürebilmeleri<br />

için oluşturulan ilk Türkçe web sitesi olan netileyasamak.com’un çok önemli bir<br />

kaynak olduğunu belirtti.<br />

Hormon üreten hücrelerle sinir hücrelerinin oluşturduğu<br />

nöroendokrin sistemdeki hücrelerde gelişen tümörlere<br />

Nöroendokrin Tümör (NET) adı veriliyor. Köken<br />

aldıkları organ veya dokulara göre sınıflandırılan NET grubu<br />

kanserlerin toplumdaki yaygınlıkları diğer kanserlere göre<br />

oldukça yüksek. 10 Kasım Dünya Net Farkındalık Günü<br />

dolayısıyla gerçekleştirilen basın toplantısında Hacettepe<br />

Üniversitesi Kanser Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr.<br />

Şuayib Yalçın “Bu kadar yaygın olduğu halde üzerine bu<br />

kadar az çalışma yapılan başka bir kanser türü yok” dedi.<br />

Dünya verilerine göre her yıl 100 bin kişiden 5-7’si NET<br />

tanısı alıyor. Kaba bir hesapla Türkiye’de de yılda 5600<br />

kişinin nöroendokrin tümörü yakalandığı tahmin ediliyor.<br />

Bu kanser türünün genellikle yavaş seyirli olduğu ve<br />

hastaların tedavilerle uzun süre hayatlarına devam edebildiği<br />

düşünülürse ülkede on binlerce kişi NET ile yaşıyor. Nadir bir<br />

hastalık olsa bile yaygınlığı bir hayli yüksek. Prof. Dr. Yalçın<br />

bunu şu sözlerle açıkladı: “Örneğin tüm NET’le yaşayanların<br />

sayısı bugün toplumda en yaygın dördüncü kanser türü olan<br />

kolon kanseri olgularından daha fazladır. Güncel tedaviler ve<br />

ilaçlar sayesinde NET hastaları arasında sağ kalım çok uzun<br />

olduğu için NET’le yaşayanların sayısı her geçen gün daha da<br />

artmaktadır.”<br />

Net tanısı alanlar için ilk Türkçe kaynak:<br />

netileyasamak.com<br />

Net ile yaşayanların günlük yaşamlarında uygulayabilecekleri<br />

önerilerin ve bilimsel, güncel güvenilir gelişmelerin<br />

paylaşıldığı web sitesi uzmanlar tarafından Türkiye’deki NET<br />

hastaları için online bir bilgi ve paylaşım ortamı oluşturuldu.<br />

Ülkemizden ve dünyadan pek çok hastanın da deneyimlerini<br />

aktardığı web sitesinde, hastalar ve ilgililer NET ile ilgili<br />

güncel verilere doyurucu şekilde ulaşabiliyor.<br />

Akciğer Kanseri Farkındalık Ayı’nda Akciğer NET’lerine<br />

dikkat<br />

Prof. Dr. Şuayib Yalçın toplantı sırasında Kasım – Akciğer<br />

Kanseri Farkındalık Ayı dolayısıyla özellikle akciğerde gelişen<br />

nöroendokrin tümörlere de dikkat çekti: “En tehlikeli NET türü<br />

diyebileceğimiz grup, akciğerde gelişen küçük hücreli akciğer<br />

kanserleridir. Ayrıca akciğerlerde atipik ve tipik karsinoidler<br />

olarak gruplandırdığımız nöroendokrin tümörler de oluşabilir.<br />

Burada yine sigaranın zararlarını hatırlatmakta fayda var!<br />

Zira küçük hücreli akciğer kanseri ve atipik akciğer<br />

<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>


41<br />

Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şuayib Yalçın<br />

nöroendokrin tümörlerinin de yine tütün ve tütün ürünleri<br />

kullanımıyla doğrudan bağlantılı olduğunu biliyoruz.” Küçük<br />

hücreli akciğer kanseri için kemoterapinin en etkili tedavi<br />

olduğunu belirten Prof. Dr. Yalçın, diğer gruplarda da son<br />

yıllarda geliştirilen ilaçlar sayesinde tedavi başarısının<br />

oldukça arttığını dile getirdi.<br />

Prof. Dr. Şuayib Yalçın yaptığı konuşmada NET’leri ifade<br />

etmek için başvurulan “karsinoid tümör” teriminin ilk<br />

kez kullanmasından bugüne kadar geçen 100 yılda bilim<br />

dünyasında pek çok gelişme kaydedildiğini belirtti ve<br />

nöroendokrin tümörlerin görülme sıklığının her geçen gün<br />

arttığını sözlerine ekledi:<br />

“Diğer kanserlerde genel olarak azalma görülürken gün<br />

geçtikçe bu hastalığın görülme sıklığının yükseldiğini<br />

gözlemliyoruz. Tam olarak nedeni bilinmese de daha iyi<br />

tanı metotlarımızın olması ve modern çağın getirdiği risk<br />

faktörlerinin bu artışta etkisi olduğu düşünülüyor. Diğer<br />

taraftan Nöroendokrin tümörler sıklıkla sinsi seyrederken,<br />

bazen ateş basması, yüzlerde kızarıklık, ishal, kan şekeri<br />

düşüklüğü ya da yüksekliği, hipertansiyon, karın ağrısı gibi<br />

belirtilerle ortaya çıkıyor. Bunların bir arada olduğu karsinoid<br />

sendrom tipik olmakla birlikte semptomlar klinik olarak çoğu<br />

zaman başka hastalıklarla karıştırılabiliyor.”<br />

“Hastalığın teşhisi 8 yılı bulabiliyor”<br />

Erken tanı için hastalara da görev düştüğünü belirten<br />

Prof. Dr. Yalçın “hastalığın kaynağı psikolojik diye bir şey<br />

olamaz. Bir rahatsızlık varsa, mutlaka patolojik bir nedeni<br />

araştırılmalıdır. Bir hastanın şikâyetleri devam ediyorsa,<br />

sebebi psikolojik deyip, vazgeçmek yerine doktoruna<br />

bildirmesinde fayda var. Tabii burada hekimlerin de NET’ten<br />

şüphelenmesi için bu konuda farkında olması önemli. Devam<br />

eden ve çözülemeyen astım, bronşit, gastrit, irretabl/<br />

spastik bağırsak sendromu vb. rahatsızlıkların temelinde<br />

bir nöroendokrin tümör olabilir.” Pek çok rahatsızlıkla<br />

karışabilen bir kanser türü olduğu için tanı koymanın da<br />

güçleştiğini belirten Prof. Dr. Yalçın, kimi durumlarda NET<br />

hastalarında ilk şikayetlerden itibaren tanının kesinleşmesine<br />

kadar geçen sürenin 8 yılı bulabildiğini vurguladı: “Bu da<br />

ciddi başka sağlık sorunlarına yol açabiliyor. Hastalık<br />

başta kolayca tedavi edilebilecekken ya da kontrol altına<br />

alınabilecekken, NET olgularının 3’te biri bize karaciğerlerde,<br />

lenf nodlarında metastazlarla geliyor.”<br />

Tedavi süreciyle ilgili güncel verileri paylaşan Prof. Dr.<br />

Yalçın erken tanı alan tümörlere müdahale edilip hastalığın<br />

kolayca kontrol altına alınabildiğini belirtti: “Cerrahi tedaviyle<br />

çok iyi cevaplar alıyoruz. Cerrahi müdahale şansı olmayan<br />

durumlarda da semptom kontrolünü sağlayabiliyoruz.<br />

Günümüzde hem semptom hem de yan etki bakımından uzun<br />

yıllar kullanılabilecek ilaçlar söz konusu. Yeni hedefe yönelik<br />

ajanların da tedaviye büyük katkıları oldu.”<br />

Önceden NET’ler sadece belirti verdiğinde teşhis edilebilirken<br />

son yıllarda tıbbi görüntüleme yöntemlerindeki gelişme ve<br />

standart kanser taramaları sayesinde hastalığın çok daha<br />

erken tespit edilebildiğine dikkat çeken Prof. Dr. Yalçın,<br />

bu hastalık sebebiyle karşılaşılan ölümlerin de azaldığını<br />

vurguladı: “Bugün endoskopi, kolonoskopi sırasında midede<br />

poliplerin, 12 parmak bağırsağında küçük kitlelerin, rektumda,<br />

bağırsakta küçük poliplerin oluşumunu tespit edebiliyoruz.<br />

Ayrıca önceden hastalar NET kaynaklı mide kanamasıyla<br />

hastaneye başvururdu, kanamalar ölüme yol açabilirdi. Son<br />

20-40 yıldan bu yana yeni ilaçlar sayesinde bu semptomların<br />

ve ani krizlerin önüne geçebiliyoruz. Artık hastalarımızı bu<br />

nedenle kaybetmiyoruz.”<br />

INCA (International Neuroendocrine Cancer Alliance)’nın<br />

Dünya NET Farkındalık Günü için yayınladığı bildirgede öne<br />

çıkan diğer mesajlar da şöyle sıralanıyor:<br />

· Her yıl 100 bin kişiden 5-7’si NET kanseri tanısı alıyor.<br />

· Tanı anında hastaların yarısında NET’e bağlı bir ikinci tümör<br />

gelişimi gözleniyor.<br />

· Semptomlar konusunda toplumda ve sağlık personeli<br />

arasında farkındalık oluşturmak çok önemli. Çünkü hastaların<br />

yüzde 60-80’ine ancak ileri aşamada tanı konabiliyor.<br />

· NET kanserleri sıklıkla mide, bağırsak, akciğer ve pankreasta<br />

görülüyor.<br />

· NET kanserleri sıklıkla başka hastalıklarla karıştırılabiliyor.<br />

Öyle ki hastalar tanı alıncaya kadar çoğunlukla 6 farklı<br />

uzmana başvuruyorlar.<br />

<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>


42<br />

Kanserli hücrede<br />

moleküler düzeydeki<br />

değişiklikler<br />

Changes in molecular<br />

level in cancer cells<br />

Dr. Sinan Akkurt<br />

Kanserleşme sürecinde değişikliğe<br />

uğrayan proteinler, uyarıcı ve baskılayıcı<br />

etkileri olanlar şeklinde başlıca<br />

iki grupta toplanabilirler. Uyarıcı<br />

proteinleri kodlayan onkogenler ve<br />

baskılayıcı proteinleri kodlayan tümör<br />

baskılayıcı genlerdeki bozukluklar kanser<br />

etyopatogenezinde önemli bir yere sahiptir.<br />

Kanser, somatik hücrelerdeki mutasyonlar sonucunda<br />

oluşmaktadır ve tek bir mutasyon hastalığın ortaya<br />

çıkması için yeterli değildir. Hücrede çok sayıda<br />

mutasyon oluşmasında, zaman ve mutajenlere maruz kalma<br />

önemli faktörlerdir. Ancak bundan daha önemlisi genom<br />

dengesizliği olarak adlandırılan durumdur. DNA onarımı<br />

enzimlerinde bozukluk olduğunda ortaya akan genom<br />

dengesizliği, mutasyonların yığılma sürecini hızlandırır. Genom<br />

dengesizliği olan bir hücrede bir de apoptoz mekanizması<br />

ile ilgili bir bozukluk oluşursa, hücre döngüsü hatalı DNA<br />

sentezine rağmen ilerlemeye ve hücre her döngüde eklenen<br />

yeni mutasyonlarla çoğalmaya devam eder. Kanserleşme<br />

sürecindeki en kritik eşik budur.<br />

Onkogenler: Normal koşullarda hücre büyüme ve çoğalmasını<br />

uyaran proteinleri kodlayan genlere proto-onkogenler adı<br />

verilir. Proto-onkogenlerde bir bozukluk olduğunda ise<br />

onkogenler oluşmakta ve sonuçta kodlanan protein kanserli<br />

hücreye dönüşümde rol oynamaktadır. Onkogenler; büyüme<br />

faktörlerini, büyüme faktörlerinin reseptörlerini, Ras gibi<br />

reseptör sonrası efektör molekülleri, kinazları, transkripsiyon<br />

faktörlerini, hücre döngüsünü kontrol eden siklinler ve siklin<br />

bağımlı kinazları ve Bcl-2 gibi antiapoptotik proteinleri kodlar.<br />

Onkogenlerdeki mutasyonlar işlev kazandırıcı mutasyonlardır;<br />

yani proteinin daha fazla miktarda yapılmasına (ekspresyon<br />

artışı) veya denetimsiz şekilde sürekli aktif olmasına sebep<br />

olurlar.<br />

Proteins that are changed in the<br />

process of cancer can be grouped<br />

into two main groups as stimulants<br />

and repressive effects. Oncogenes<br />

that encode stimulatory proteins and<br />

disorders in tumor suppressor genes<br />

that encode repressor proteins have an<br />

important role in the etiopathogenesis<br />

of cancer.<br />

C<br />

ancer is the result of mutations in somatic cells,<br />

and a single mutation is not enough to cause the<br />

disease to appear. When multiple mutations occur<br />

in the cell, time and exposure to mutagen are important<br />

factors. But more importantly thing is genomic imbalance.<br />

The genomic imbalance that flows when there is a defect<br />

in DNA repair enzymes accelerates the accumulation<br />

process of mutations. If a disorder of the apoptosis<br />

mechanism occurs in a cell with genomic imbalance,<br />

the cell cycle does not progress despite the faulty DNA<br />

synthesis and the cell continues to multiply with new<br />

mutations added in each cycle. This is the most critical<br />

threshold in the cancer process.<br />

Oncogenes: The genes that encode proteins that<br />

stimulate cell growth and proliferation under normal<br />

conditions are termed proto-oncogenes. Oncogenes are<br />

formed when a disorder occurs in the proto-oncogenes, so<br />

protein is involved in the transformation of the cancerous<br />

cell. Oncogenes code growth factors, receptors for growth<br />

factors, post-receptor effector molecules such as Ras,<br />

kinases, transcription factors, cyclins controlling cycling<br />

and cyclin dependent kinases and antiapoptotic proteins<br />

such as Bcl-2. Mutations in oncogenes are functional<br />

mutations; they cause the protein to be made in greater<br />

amounts (increased expression) or continuously active in<br />

uncontrolled fashion.<br />

<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>


43<br />

Ekspresyon artışı, ya yapısal genin amplifikasyonu (yani çok<br />

sayıda kopyasının oluşması) ya da güçlü bir promotorun arkasına<br />

yerleşmesi sonucu oluşabilir. Normalden farklı işleve sahip<br />

bir protein ise yapısal gendeki bir nokta mutasyonu, delesyon<br />

veya translokasyonlar sonucunda oluşabilir. Onkogenlerdeki<br />

mutasyonların bir diğer özelliği de baskın olmalarıdır: yalnızca bir<br />

alelde mutasyon olması fenotipin ortaya çıkması için yeterlidir.<br />

Tümör baskılayıcı genler<br />

Tümör baskılayıcı genlerse, hücre büyümesi ve çoğalmasıyla<br />

ilgili yolakları denetleyen, baskılayan ve hatta gerektiğinde<br />

durduran proteinleri kodlar. Bunlar arasında protein ve lipit<br />

fosfatazlar, retinoblastoma proteini gibi hücre döngüsünü<br />

düzenleyici proteinler, p53 gibi apoptozu indükleyici proteinler<br />

ve CDL’ları baskılayan proteinler sayılabilir. Tümör baskılayıcı<br />

genlerdeki mutasyonlar işlev kaybettirici mutasyonlardır:<br />

proteinin yapılmamasına veya işlevini yapamamasına sebep<br />

olurlar. Ayrıca bu mutasyonlar çekinik özelliktedir: fenotipin<br />

ortaya çıkabilmesi için her iki alelde de mutasyon olması gerekir.<br />

Bu durumun bir istisnası dominant negatif p53 mutantlarıdır.<br />

p53 tetramer oluşturarak DNA’ya bağlanan bir proteindir ve<br />

bazen tek bir alelden kodlanan mutant, tetramerdeki diğer alt<br />

birimler normal olsa bile DNA’ya bağlanmayı bozabilir.<br />

Kalıtsal özellik gösteren kanserlerde tümör baskılayıcı gen<br />

mutasyonları görülür. Bir aleldeki kalıtsal defektin hastalığa<br />

yatkınlık oluşturduğu kabul edilir çünkü ancak diğer aleldeki<br />

spontan bir mutasyon heterozigotlugun kaybına sebep olarak<br />

fenotipi ortaya çıkartacaktır.<br />

Kanser hücrelerinin bazı eşsiz “unique” özellikleri şu<br />

şekildedir:<br />

• Klonal orijin. Çoğu kanser hücresi tek bir anormal hücreden<br />

doğar. Bazı kanserler birden fazla sayıda malign klonlardan<br />

doğar. Bu klonlar ya bir saha hasarı “field defect” sonucu<br />

(dokunun birden fazla sayıda hücresi karsinojene maruz<br />

kalmasıyla) ya da bazı genlerdeki kalıtımsal defektler sonucu<br />

oluşurlar.<br />

• İmmortalite. Çoğu normal hücrenin bölünme sayısı sınırlıdır.<br />

Kanser hücreleri ise sınırsız sayıda bölünürler (çoğalırlar) ve<br />

bitmez tükenmez miktarda hücre oluştururlar. İmmortalitenin<br />

mekanizmalarından biri kromozom uçları olan telomerlerdir.<br />

Hücre diferansiye olurken, çoğu normal hücre tipinde telomerler<br />

gittikçe kısalır. Fakat, kanser hücrelerinde ve stem hücrelerde<br />

telomerler telomeraz enziminin etkisiyle yenilenirler. Bu<br />

enzim normal olarak hücreler diferansiye olurken bir taraftan<br />

programlı bir şekilde gittikçe azalır. Tamamıyla diferansiye<br />

olmuş bir hücre istirahat “senescent” durumuna girer ve<br />

sonunda çoğalma kapasitesini yitirdiğinden ölür. Oysa, birçok<br />

kanser tipinde telomeraz etkinliğini sürdürür veya aktive edilir.<br />

Sonuçta, telomerlerin uzunluğu sabit kalır ve hücre sınırsız<br />

sayıda çoğalır (immortal kalır).<br />

• Genetik instabilite. Bu durum, DNA tamirindeki ve DNA<br />

“mismatche”lerini tanımadaki defektlerden dolayıdır ve kanser<br />

hücrelerinin heterojen olmasına yol açar. Kanser hücreleri<br />

proliferasyon kontrol mekanizmalarına gittikçe daha az<br />

yanıt veren klonlar oluştururlar. Bu klonların ayrıca yabancı<br />

ortamlarda yaşama yeteneği de gittikçe artar ve böylece<br />

metastaz yaparlar.<br />

Increasing of expression may occur either as a structural<br />

gene amplification (being multiple copies) or as a<br />

consequence of the rearrangement of a strong promoter. A<br />

protein with a different function than normal may occur as a<br />

result of a point mutation, deletion, or translocations in the<br />

structural loop. Another feature of mutations in oncogenes is<br />

the predominance: mutation in only one allele is sufficient for<br />

the phenotype to appear.<br />

Tumor suppressor genes<br />

Tumor suppressor genes encode proteins that control,<br />

repress, and even stop as necessary, the pathways involved<br />

in cell growth and proliferation. These include protein and<br />

lipid phosphatases, cell cycle regulatory proteins such as the<br />

retinoblastoma protein, apoptosis inducing proteins such as<br />

p53, and proteins that suppress CDLs. Mutations in tumor<br />

suppressor genes are dysfunctional mutations: they cause<br />

the protein to fail to function or function. In addition, these<br />

mutations are fragile: mutations must occur in both alleles<br />

in order for the phenotype to appear. One exception to this is<br />

dominant negative p53 mutants. A protein that binds to DNA<br />

by forming a p53 tetramer, and sometimes a mutant that is<br />

encoded in a single allele, can disrupt binding to DNA even if<br />

the other subunits in the tetramer are normal.<br />

Tumor suppressor gene mutations are seen in hereditary<br />

cancers. An inherited defect in an area is considered to<br />

be predisposed to the disease, but only in the other, a<br />

spontaneous mutation will lead to the phenotype as a result<br />

of the loss of heterozygosity.<br />

Some unique “unique” features of cancer cells are:<br />

• Clonal origin. Most cancer cells come from a single<br />

abnormal cell. Some cancers come from multiple malignant<br />

clones. These clones either result in a field defect “field<br />

defect” (by touching multiple cell carcinogens) or as a result<br />

of hereditary defects in some genes.<br />

• Immortality. Most normal cells have a limited number<br />

of divisions. Cancer cells form cells in an unlimited<br />

number of divisions (multiplies) and endless amounts.<br />

One of the mechanisms of immortalization is telomeres<br />

with chromosomal ends. While cell differentiation occurs,<br />

telomeres become increasingly shorter in most normal cell<br />

types. However, in cancer cells and stem cells telomeres are<br />

regenerated by the action of telomerase enzyme. Normally,<br />

this enzyme is gradually decreasing programmatically<br />

from one side while the cells are differentiating. A totally<br />

differentiated cell enters the resting “senescent” state and<br />

eventually dies from the proliferation capacity. However,<br />

many types of cancer maintain or activate telomerase<br />

activity. As a result, the length of the telomeres remains<br />

constant and the cell multiplies in an infinite number<br />

(immortal).<br />

• Genetic instability. This is due to defects in DNA repair<br />

and DNA “mismatches” that are known to cause cancer cells<br />

to become heterogeneous. Cancer cells form clones that are<br />

less responsive to proliferation control mechanisms.<br />

These clones are also increasingly able to survive in foreign<br />

environments and thus metastasize.<br />

<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>


44<br />

• Kontakt inhibisyonun ve substratuma tutunarak<br />

büyüme özelliklerinin kaybı. Kültür ortamında büyüyen<br />

normal hücreler hücrelerin normalde yapıştığı substratuma<br />

yapışamazlarsa bölünemezler. Normal hücreler çoğalıp<br />

üzerinde büyüdükleri tüm yüzeyi tek tabaka halinde<br />

(“monolayer”) doldurduklarında (konfluent hale geldiklerinde)<br />

da bölünme özelliklerini kaybederler. Hatta besiyerleri<br />

bölünmeleri için gerekli tüm büyüme faktörleri ve diğer besin<br />

elemanlarını (nütrientleri) ihtiva etse bile bölünmezler. Kanser<br />

hücreleri ise, yarıkatı bir besiyerinde substratuma yapışmaya<br />

gereksinim duymadan bağımsız olarak bölünmeye (büyümeye)<br />

devam edebilirler. Hatta, hücre kültürlerinde birden fazla<br />

tabaka oluşsa bile büyümeye devam edebilirler.<br />

• Proliferasyonun büyüme faktörlerinden ve<br />

nütrientlerden bağımsız olarak devamlı artışı. Bu<br />

durum kültür ortamındaki kanser hücrelerinin bir özelliğidir.<br />

Kanser hücreleri beslenmeleri için gerekli besin faktörlerini<br />

tüketmelerine rağmen büyümeye devam ettiklerinden aslında<br />

kendi kendilerini öldürmektedirler. Birçok hayvan türünün de<br />

bu şekilde davranması ilginçtir.<br />

• Metastaz. Benign tümörlerde veya normal hücrelerde<br />

bulunmayan bir özelliktir. Metastaz, ekstrasellüler<br />

matrikse yapışmaktan sorumlu hücresel proteinlerin kaybı<br />

ya da anormalliklerinden, hücreler arası interaksiyonun<br />

bozukluğundan, hücrelerin bazal membrana tutunmalarındaki<br />

anormalliklerden, bazal membranın üretimindeki<br />

anormalliklerden, metaloproteaz gibi bazı enzimlerle<br />

(kolejenazlar) bazal membranın yıkılmasından dolayı<br />

gerçekleşir. Sorumlu proteinler keşfedildikçe ve onların<br />

mekanizmaları aydınlatıldıkça metastatik süreç daha iyi<br />

anlaşılacaktır.<br />

• Loss of contact inhibition and growth by adhering<br />

to the substrate. Normal cells growing in the culture<br />

medium can not be cleaved if they do not adhere to the<br />

substrate normally attached to the cells. Normal cells<br />

multiply and lose their cleavage properties when they fill<br />

the entire surface in a monolayer (confluent). Even if the<br />

media contain all the growth factors and other nutrients<br />

necessary for their division, they do not divide. Cancer<br />

cells can continue to divide independently (without<br />

growth) without needing to adhere to the substrate in<br />

a slit medium. In fact, even if multiple layers of cell<br />

cultures are formed, they can continue to grow.<br />

• Continuous growth of proliferation independent<br />

of growth factors and nutrients. This is a feature of<br />

cancer cells in the culture medium. Cancer cells actually<br />

kill themselves because they continue to grow, although<br />

they consume the nutritional factors necessary to feed<br />

them. It’s interesting that many animal races behave<br />

this way.<br />

• Metastasis. It is a feature that is not found in benign<br />

tumors or normal cells. Metastasis is caused by loss<br />

of or abnormalities in cellular proteins responsible<br />

for adhesion of extracellular matrix, abnormalities<br />

in intercellular interactions, abnormalities in basal<br />

membrane adhesion of cells, abnormalities in the<br />

production of basement membrane, degradation of<br />

the basement membrane by certain enzymes such as<br />

metalloproteases (collagenases). As the responsible<br />

proteins are discovered and their mechanisms<br />

illuminated, the metastatic process will be better<br />

understood.<br />

<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>


46<br />

HUAWEI iLab<br />

Bulut Bilişim<br />

ile sağlık<br />

sektöründe<br />

devrim<br />

gerçekleştiriyor<br />

HUAWEI iLab<br />

Releases a<br />

White Paper<br />

to Help Move<br />

Medical Images<br />

to the Cloud<br />

HUAWEI iLab, Tıbbi Görüntüleme<br />

Bulut Senaryosu’nu yayınladı. Sağlık<br />

sektörünün mevcut durumunu ve tıbbi<br />

görüntülerin hizmet özelliklerini temel<br />

alan analizde, operatörler ile en yakından<br />

ilişkili, en ticari potansiyele sahip ve<br />

uygulanması en muhtemel olan beş<br />

senaryo analiz ediliyor.<br />

HUAWEI iLab has officially released<br />

its Medical Imaging Cloud Scenario<br />

White Paper. Using the status of the<br />

healthcare industry and the service<br />

characteristics of medical images as a<br />

basis, the White Paper analyzes and<br />

identifies five application scenarios that<br />

are most closely related to operators,<br />

have the most commercial potential,<br />

and are most likely to be implemented.<br />

<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>


47<br />

HUAWEI<br />

iLab, Tıbbi<br />

Görüntüleme<br />

Bulut Senaryosu’nu<br />

yayınladı. Sağlık<br />

sektörünün mevcut<br />

durumunu ve tıbbi<br />

görüntülerin hizmet<br />

özelliklerini temel<br />

alan analizde,<br />

operatörler ile en yakından ilişkili, en ticari potansiyele sahip<br />

ve uygulanması en muhtemel olan beş senaryo analiz ediliyor:<br />

Bulut görüntü depolama, bulut görüntüleme uygulaması, bulut<br />

tabanlı tıbbi iş birliği, bulut tabanlı tıp eğitimi ve bulut tabanlı<br />

sağlık yönetimi. Bu bilgi daha sonra operatörler tarafından tıbbi<br />

görüntüleme bulutu pazarını geliştirmek için de kullanılabiliyor.<br />

Tıbbi görüntüleme teknolojileri gelişmeye devam ettikçe,<br />

üretilen görüntü verilerinin miktarı muazzam bir şekilde<br />

artmaya devam ediyor; bu durum şu anki tıbbi BT<br />

sistemlerinde daha yüksek veri depolama ve görüntü işleme<br />

gereksinimleri ortaya çıkarıyor. Geleneksel bir resim arşivleme<br />

ve iletişim sistemi (PACS), verileri yeterince okuyamaz veya<br />

paylaşamaz. Sonuç olarak, eski medikal görüntülerin tam<br />

uygulama değerini elde etmek zordur. Platform ve bulut<br />

tabanlı tıbbi görüntü verileri bu nedenle sektörde bir trend<br />

haline geliyor. Operatörler, tıbbi görüntüleme bulutları<br />

oluşturabilir ve bunları bulut bilişim ve internet teknolojilerini<br />

kullanarak medikal kurumlardaki bilgi sistemlerine<br />

bağlayabilir, buluttaki tıbbi görüntüleri depolayabilir ve<br />

paylaşabilir.<br />

Senaryo 1: Bulut görüntü depolaması<br />

Tıbbi kurumlar için görüntü verilerinin büyük miktarlarda<br />

depolanmasını ve etkileşimini sağlar, birden çok seviyeli<br />

felaket kurtarma ve yedeklemenin elde edilmesine yardımcı<br />

olur. Bu da tıbbi kurumların doğal afet, sabit disk hatası,<br />

hack veya insani zararlar durumunda sürekli ve istikrarlı bir<br />

şekilde hizmet verebilmelerini sağlar. Bu senaryo, B2B bulut<br />

depolama hizmetlerini genişleten operatörler için uygundur.<br />

HUAWEI iLab has officially<br />

released its Medical<br />

Imaging Cloud Scenario<br />

White Paper. Using the<br />

current status of the<br />

healthcare industry and the<br />

service characteristics of<br />

medical images as a basis,<br />

the White Paper analyzes<br />

and identifies five application<br />

scenarios that are most<br />

closely related to operators,<br />

have the most commercial<br />

potential, and are most likely<br />

to be implemented: cloud<br />

image storage, imaging<br />

cloud application, cloudbased<br />

medical collaboration,<br />

cloud-based medical<br />

education, and cloud-based<br />

health management. This<br />

information can then be<br />

used by operators to develop<br />

the medical imaging cloud market.As medical imaging<br />

technologies continue to develop, the amount of image<br />

data being generated has grown enormously, a fact that<br />

now poses higher requirements on the data storage<br />

and processing capabilities of medical IT systems. A<br />

traditional picture archiving and communication system<br />

(PACS) cannot read or share data sufficiently, and as a<br />

result, it is difficult to obtain the full application value of<br />

historical medical images. Platform- and cloud-based<br />

medical image data is therefore becoming a trend of<br />

the industry. Operators can construct medical imaging<br />

clouds and connect them with information systems at<br />

medical institutions using cloud computing and Internet<br />

technologies, storing and sharing medical images on the<br />

cloud. By carrying out in-depth research into the features<br />

of medical image services, user experience requirements,<br />

and the overall business value, HUAWEI iLab has been<br />

able to identify for operators the most commercial<br />

application scenarios.<br />

Scenario 1: Cloud image storage<br />

It implements the storage and interaction of large<br />

amounts of image data for medical institutions and helps<br />

to achieve multi-level disaster recovery and backup. This in<br />

turn ensures that medical institutions can provide services<br />

continuously and stably in the event of a natural disaster,<br />

hard disk fault, hack, or human damage. This scenario is<br />

suitable for operators expanding their B2B cloud<br />

storage services.<br />

<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>


48<br />

Senaryo 2: Görüntüleme bulut uygulaması<br />

PACS bulutlaştırması sonucunda görüntü verileri birden fazla<br />

tıbbi kurum arasında değiştirilebilir hale geliyor, görüntüler<br />

ayrıca bulut üzerinde de okunabiliyor. Görüntü karşılaştırması,<br />

görüntü füzyon ekranı ve 3D rekonstrüksiyon gibi bulut görüntü<br />

işleme fonksiyonları, doktorların hastalıkların nedenlerini hızlı<br />

ve doğru bir şekilde bulmasına, teşhis etmesine yardımcı olarak<br />

teşhislerin genel verimliliğini artırıyor. Ayrıca, doktorların ve<br />

hastaların görüntü ve teşhis raporlarını her zaman ve her<br />

yerde görmelerini, doktorlar ile hastalar arasındaki iletişimi<br />

kolaylaştırmasını sağlayan mobil görüntüleme bulutları da<br />

destekleniyor. Bu senaryo, B2B bulut tabanlı PACS ve mobil<br />

görüntü okuma hizmetlerini tanıtan operatörler için uygun<br />

görülüyor.<br />

Senaryo 3: Bulut tabanlı tıbbi iş birliği<br />

Bölgesel görüntüleme bulut merkezleri ve uzaktan görüntüleme<br />

danışma merkezleri oluşturmak, tıbbi kurumlar için görüntü<br />

verilerinin merkezi olarak depolanmasını ve paylaşılmasını<br />

sağlar. Bu aynı zamanda sağlık hizmeti kaynaklarının<br />

dağılımını optimize etmeye ve sağlık hizmetleri kalitesini ve<br />

verimliliğini önemli ölçüde artırır. Böylece hiyerarşik bir tanı<br />

ve tedavi sisteminin uygulanmasını kolaylaştırır. Bu senaryo,<br />

tıbbi kurumlar için uzaktan B2B görüntüleme ve danışmanlık<br />

hizmetleri sağlayan operatörler için uygundur.<br />

Senaryo 4: Bulut tabanlı tıp eğitimi<br />

Tıbbi görüntüleme bulut platformuna dayanarak, çevrimiçi<br />

görüntü dersleri, canlı demonstrasyon uygulamaları, VR/AR/MR<br />

sanal görüntüleme dersleri ve çevrimiçi görüntülü tartışmalar<br />

gibi işlevler uygulanıyor. Üzerinde oldukça etkin çalışılabilen<br />

bu işlevler coğrafi kısıtlamaların üstesinden geliyor, kaliteli<br />

tıp eğitimi kaynaklarının dağılımını daha dengeli hale getiriyor.<br />

Bu senaryo, B2B bulut görüntü dersleri ve B2C canlı ameliyat<br />

yayınları sunan operatörler için uygundur.<br />

Senaryo 5: Bulut tabanlı sağlık yönetimi<br />

Bulut tabanlı sağlık yönetimi, kronik hastalık ve muayene veri<br />

yönetimi de dahil olmak üzere bir dizi bulut hizmetini hayata<br />

geçiriyor; çevrimiçi sağlık danışmanlığı, çevrimiçi rehberlik,<br />

zamanlanmış sevk, takip ve genişletilmiş reçete hizmetleri<br />

sunuyor. Bu hizmetler, hastaların zamandan kazanmasını,<br />

tıbbi kurumlar üzerindeki baskının azalmasını ve insanların<br />

sağlığına daha hızlı ve etkin bir biçimde kavuşmalarını sağlıyor.<br />

Bu senaryo, 2C çevrimiçi sağlık danışmanlığı hizmetleri sunan<br />

operatörler için uygundur.<br />

HUAWEI iLab, hükümet politikaları, bulut bilişim ve gelişen<br />

internet teknolojilerinden destek alarak medikal görüntüleme<br />

bulutlarının dağıtımını hızlandırıyor. İyi bir ağ altyapısı, bulut<br />

tabanlı veri merkezleri ve güçlü bir O&M (İşletme ve Bakım)<br />

desteğini arkasına alan operatörler, ekosistem ortaklarıyla<br />

güçlerini birleştirebilir, sağlık hizmetleri iş birliğinin verimliliğini<br />

ve kalitesini önemli ölçüde artıran hem hastalar hem tıp<br />

kurumları hem de doktorlar için daha iyi hizmetler sunan<br />

bütünsel bir tıbbi görüntüleme bulutu çözümü kurabilir. Bu<br />

bağlamda HUAWEI, sağlık sektörünün bulut dönüşümünü<br />

hızlandırmak ve sektörün pazar alanını genişletmek için<br />

operatörlerle çalışmaya önem veriyor.<br />

Scenario 2: Imaging cloud application<br />

The PACS is cloudified, and image data can be exchanged<br />

between multiple medical institutions. Images can also<br />

be read on the cloud. Cloud image processing functions,<br />

such as image comparison, image fusion display, and 3D<br />

reconstruction, help doctors find and diagnose causes of<br />

diseases quickly and accurately, improving the overall<br />

efficiency of diagnoses. Mobile imaging clouds are also<br />

supported, which enables doctors and patients to view images<br />

and diagnosis reports anytime and anywhere and facilitates<br />

communication between doctors and patients. This scenario is<br />

suitable for operators promoting their B2B cloud-based PACS<br />

and mobile image reading services.<br />

Scenario 3: Cloud-based medical collaboration<br />

Building regional imaging cloud centers and remote imaging<br />

consultation centers helps to implement the centralized<br />

storage and sharing of image data for the medical institutions<br />

in a specified region. This also serves to optimize the<br />

distribution of healthcare resources and improves the quality<br />

and efficiency of healthcare services, thereby facilitating the<br />

implementation of a hierarchical diagnosis and treatment<br />

system. This scenario is suitable for operators providing<br />

remote B2B imaging and consultation services for medical<br />

unions.<br />

Scenario 4: Cloud-based medical education<br />

Based on the medical imaging cloud platform, this implements<br />

functions such as online image lessons, live surgical<br />

demonstrations, VR/AR/MR virtual imaging lessons, and online<br />

image discussions. These functions are highly interactive. This<br />

scenario is suitable for operators providing B2B cloud image<br />

lessons and B2C live surgery broadcasts.<br />

Scenario 5: Cloud-based health management<br />

This implements several cloud services, including chronic<br />

disease and inspection data management. It provides online<br />

health consultations, online guidance, scheduled referrals,<br />

follow-ups, and extended prescription services. This saves<br />

patients’ time, reduces pressure on medical institutions, and<br />

allows people to consult on and manage their health more<br />

quickly and efficiently. This scenario is suitable for operators<br />

providing 2C online health consultation services.<br />

HUAWEI iLab believes that with support from government<br />

policies and the development of cloud computing and<br />

Internet technologies, medical institutions are accelerating<br />

the deployment of medical imaging clouds. It also notes that<br />

more and more operators are stepping into the field of medical<br />

imaging clouds. With good network infrastructure, cloud-based<br />

data centers, and powerful O&M support, operators can join<br />

forces with ecosystem partners and build a holistic medical<br />

imaging cloud solution – one that significantly improves the<br />

efficiency and quality of healthcare collaboration and provides<br />

better services for doctors, patients, and medical institutions<br />

alike. In this regard, HUAWEI is keen to work with operators<br />

on accelerating the cloud transformation of the healthcare<br />

industry and expanding the industry’s market space.<br />

<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>


50<br />

LG Electronics<br />

en yeni<br />

medikal<br />

ürünlerini<br />

Türkiye’de<br />

de satışa<br />

sunacağını<br />

duyurdu!<br />

LG Türkiye, ülkemizde de satışına başlanacak en yeni medikal ürünlerini<br />

Hilton Bomonti Otel’de düzenlediği etkinlikle tanıttı. Cerrahi ve Klinik<br />

İnceleme monitörlerinden, Dijital X-ray Dedektörüne kadar çeşitlilik<br />

gösteren en yeni medikal ürünlerinin tanıtıldığı ve deneyimlendiği etkinliğe<br />

çok sayıda iş ortağı katıldı.<br />

8 Kasım Perşembe günü, Hilton Bomonti Otel’de<br />

gerçekleştirilen etkinlikte, LG Electronics’in (LG) sağlık<br />

sektöründe Türkiye’de satışına başlayacağı ürünlerin tanıtımı<br />

gerçekleştirildi. Etkinlikte tanıtılan 8 MP ve 1.3 MP Klinik<br />

İnceleme Monitörleri, 8 MP ve FHD Cerrahi Monitörleri,<br />

Dijital X-Ray Dedektörü ve 3 MP Teşhis Monitörünün sunduğu<br />

inovatif konsept, etkinliğe katılan iş ortaklardan ve basın<br />

mensuplarından beğeni aldı.<br />

Etkinlikte açılış konuşmasını gerçekleştiren LG Türkiye IT,<br />

Medya ve B2B Ürünleri Bölüm Başkanı Jen Yong Lee,<br />

“LG Türkiye olarak, her zaman kullanıcılarımızın hayatlarını<br />

kolaylaştırmaya, onların hayatlarını daha pratik ve eğlenceli<br />

bir hale getirmeye yönelik ürünleri sizlerle buluşturduk.<br />

Bu pazarın daha da güçlenmesi için LG Türkiye olarak;<br />

yeni yatırımlarımıza devam ediyor, bu pazarda alanımızı<br />

güçlendirmek için elimizden geleni yapıyoruz. Şimdi de sağlık<br />

sektörüne fayda sağlayacak medikal ürünlerimizi pazara<br />

sunmaya hazırlanıyoruz. Bu kapsamda medikal ürünlerimizin<br />

de Türkiye’de satışına başlayacak olmamız büyük bir önem<br />

taşıyor.” dedi. Mr. Lee sözlerine şöyle devam etti:<br />

“LG Türkiye olarak şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra<br />

da yenilikçi ürünler geliştirmeye ve ürünlerimizi büyük bir<br />

hızla kullanıcılarla buluşturmaya devam edeceğiz.<br />

Her zaman daha kaliteli, insan hayatına fayda sağlayacak ve<br />

ihtiyaçları karşılayacak ürünler için tüm gücümüzle Ar-Ge<br />

çalışmalarımıza odaklanacağız.”Etkinlikte ürünlerin sunumu,<br />

LG Türkiye B2B Ürünleri Satış Sorumlusu Enver Kızılağaç<br />

tarafından gerçekleştirilerek ürünler hakkında detaylı bilgiler<br />

paylaşıldı.LG Türkiye B2B Ürünleri Satış Sorumlusu Enver<br />

Kızılağaç “Bugün tanıttığımız medikal ürünlerimiz bizler için<br />

büyük önem taşıyor. Tasarımları, rahat kullanılabilirliği ve<br />

üstün özellikleriyle yeni ürünlerimizin sektöre yeni bir nefes<br />

getireceğine inancımız tam.Bu sene ilk kez Türkiye pazarına<br />

sunulan medikal ürünlerin başta kalitesi olmak üzere<br />

yenilikçi teknolojisiyle de göz dolduracağını düşünüyoruz.<br />

Ürün gamımızda şuan için Klinik İnceleme Monitörleri,<br />

Teşhis Monitörü, Cerrahi Monitörler ve Dijital X-ray<br />

Dedektörü bulunuyor. <strong>Medikal</strong> ürünlerimizle, LG olarak Türk<br />

kullanıcıların hayatlarını sağlık anlamında da kolaylaştırmaya<br />

devam edeceğiz.” dedi. LG medikal ürünleri Stanford<br />

Üniversitesi Hastanesi, Wonkwang Universitesi Hastanesi,<br />

Egas Moniz Hastanesi, Wonkwang Üniversitesi Hastanesi, CK<br />

Birla IASO (Genel Doğum ve Jinekoloji Kliniği) gibi dünyanın<br />

her yerindeki hastanelerde kullanılıyor.<br />

<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>


52<br />

Prematüre bebek sayısı artıyor<br />

Survivor bebeklerin büyük<br />

mücadelesi!<br />

Dünya Prematüre Günü dolayısıyla Acıbadem<br />

Kadıköy Hastanesi Neonatoloji (Yenidoğan Bilimi)<br />

Uzmanı Doç. Dr. Atalay Demirel Acıbadem Kadıköy<br />

Hastanesi’nde doğmuş prematüre bebekler ve aileleriyle bir<br />

kutlamada bir araya geldi.<br />

Değişen koşullar nedeniyle erken doğumların giderek<br />

daha fazla görülmeye başladığını belirten Doç. Dr. Atalay<br />

Demirel survivor bebeklerin zorlu yolculuğunda ailelerinin<br />

yanı sıra hemşireler ve doktorlar da tam anlamıyla<br />

seferber olduklarını da ifade etti.<br />

Ülkemizde her yıl yaklaşık 1 milyon 300 bin doğum<br />

gerçekleşiyor ve bu doğumların yüzde 10’unundan daha<br />

çoğunu 37 haftadan önce doğan prematüre bebekler<br />

oluşturuyor. Kimi yalnızca 900 gram doğan, kimi annesi<br />

henüz hamileliğinin 28. haftasındayken dünyaya gözlerini<br />

açan bu bebekler, normal bebeklerden farklı olarak çok<br />

daha fazla zorlukla mücadele etmek zorunda kalıyorlar.<br />

Beşinci tüp bebek denemesiyle 37 yaşında anne olan<br />

Zeynep İnal, hamileliğinin 25. haftasındaki kontrolünde<br />

açılma olduğu görülünce Acıbadem Kadıköy Hastanesi’nde<br />

ameliyata alınmış. Ameliyat sonrası 28 gün hastanede<br />

kalan İnal, hamileliği 28 hafta 6 günlükken 35 cm<br />

boyunda ve 1.500 gram ağırlığında bir erkek bebek<br />

dünyaya getirmiş. Bugün kronolojik olarak 13 aylık,<br />

düzeltilmiş yaşa göre 10 aylık sağlıklı bir bebek olan ve<br />

halen düzenli kontrolleri devam eden Mustafa Alperen,<br />

doğumdan hemen sonra alındığı yoğun bakımdaki 65 günlük<br />

süre içerisinde solunum yapmayı unutmaktan (apne) kalp<br />

atışlarının durmasına ve beyin kanaması riskine kadar birçok<br />

şeyi atlatmış.<br />

<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>


54<br />

“Minik oğlumuz tam bir savaşçıydı!”<br />

“Prematüre ebeveynleri olarak ilk öğrendiğimiz şey şuydu:<br />

Prematüre bebeklerin iki günü iyi, bir günü kötü. Oğlumuz<br />

tam bir savaşçıydı, survivor’dı ve ondan umudu hiç kesmedim.<br />

Doktorumuz Atalay Bey ve tüm ekip hem oğlumuzu yaşattı<br />

hem de bize unutulmaz bir destek verdi” diyen Zeynep İnal,<br />

bebeğini ilk kez 35 günlükken kucağına alabildiğini ve bu süre<br />

içerisinde kuvözü öperek bebeğiyle özlem giderdiğini gözleri<br />

dolarak anlatıyor. Küçük Mustafa 3 yaşına kadar devam<br />

edecek bir tiroit tedavisi görmenin dışında şu anda tamamen<br />

sağlıklı bir çocuk.<br />

“50 günden fazla yoğun bakımda kaldı!”<br />

İstanbul Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji Bölümü’nde çalışan<br />

ve eşi de doktor olan Dr. Sabiha Günel de, 14 yıllık bebek<br />

bekleyişlerinin 9. gebelikte başarıya ulaştığını ancak ikiz<br />

kızlarından birinin 960, birinin de 995 gram ağırlıkla 28 hafta<br />

3 günlük hamileyken doğduğunu anlatarak başlıyor söze.<br />

45 yaşında anne olduğunu söyleyen Dr. Günel, bugün 4<br />

yaşında olan çocuklarının 50 günden fazla yoğun bakımda<br />

kaldığını belirterek “3 ayı geçen tek gebeliğim kızlarım Ece<br />

ve İlke’ye hamileliğim oldu. 16 kez tüp bebek denedik, arada<br />

kendiliğinden gelişen hamileliklerim de oldu ama hiçbiri 3<br />

ayı geçemedi” diyor. Ece’nin 50, İlke’nin ise 52 gün yoğun<br />

bakımda kaldığını söyleyen Günel, hastaneden çıkışlarını,<br />

“Bir bayram tatilinde doktorlar bize Ece’yi vererek eve<br />

gidebileceğimizi, İlke’yi ise birkaç hafta sonra alabileceğimizi<br />

söylediler. Biz İlke’yi almadan gitmek istemedik. İlke bunu<br />

duydu ve o günkü kötü tablosu bir anda iyiye gitmeye başladı,<br />

çok hızla toparlandı. İnanılmaz bir şeydi. Hep beraber<br />

hastanede kaldık ve 10 gün sonra dördümüz birlikte evimize<br />

döndük” şeklinde anlatıyor.<br />

(Yenidoğan Bilimi) Uzmanı Doç. Dr. Atalay Demirel, bebek<br />

sahibi olmaya karar verdiğinde hemen kadın doğum<br />

doktoruna başvurması gerektiğinin altını çiziyor. Kadınların<br />

ve ailelerin demir, folik asit gibi takviyelere başlamaktan<br />

doğum öncesi sorun çıkarabilecek enfeksiyonların tedavisini<br />

yaptırmaya kadar her şeyi kontrol altına aldığını vurgulayan<br />

Doç. Dr. Atalay Demirel, “Bazı kadınlarımız ve aileler bebek<br />

sahibi olacakları zaman çok bilinçli davranıyorlar. Böylece<br />

erken doğuma sebebiyet verebilecek rahatsızlıkları ya da<br />

riskleri var ise düzenli gebelik kontrollerinde bunların görülüp<br />

önlem alınması mümkün olabiliyor. Bu bize bebeğin anne<br />

karnında geçirdiği süreyi bazen haftalarca uzatma şansı<br />

tanıyor” diyor.<br />

“En iyi bakım anne karnındaki bakım”<br />

Erken doğma riski bulunan bebeklerin anne karnında<br />

geçirdikleri her bir günün yaşam şanslarını yüzde 1 ila<br />

1,5 oranında artırdığını belirten Doç. Dr. Atalay Demirel,<br />

bebeğin yaşam şansının anne karnında geçirdiği hafta ile<br />

doğru orantılı olarak yükseldiğini vurguluyor. “Gebeliğin 27.<br />

haftasından sonra doğan bebeklerde yaşam şansı yüzde<br />

90’lara kadar çıkabiliyor. 27 haftanın altında, 26-27 haftalık<br />

bebeklerde yüzde 50’li, hatta 60’lı oranları yakalayabiliyoruz.<br />

Ancak 26 haftanın ya da ağırlık olarak 600 gramın altında<br />

doğan bebeklerde bu oran ciddi olarak azalıyor” diyen Doç. Dr.<br />

Atalay Demirel, “Biz en iyi bakımın anne karnında olduğunu<br />

biliyoruz. O yüzden kadın doğum uzmanlarımız bebeklerin<br />

anne karnında geçirdiği süreyi mümkün olduğunca uzatmaya<br />

çalışıyorlar” şeklinde konuşuyor.<br />

“Hamilelik takibi çok önemli!”<br />

Prematüre bebek sayısının, doğum yapma yaşının ilerlemesi,<br />

tüp bebek tedavisinin yaygınlaşması ve buna bağlı olarak<br />

çoğul gebeliklerde artış görülmesi gibi nedenlerle artıyor<br />

olduğunu kaydeden Acıbadem Kadıköy Hastanesi Neonatoloji<br />

<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>


Digitur Turizm Yatırım Dış Tic. Ltd. Şti.<br />

GÜMÜSSUYU MAH. AGACIRAGI SOK. NO: 3 /10<br />

BEYOGLU - 34437 ISTANBUL-TURKEY<br />

TEL: +90-212-2447879 Pbx / FAX: +90-212-2516240<br />

E-Mail: bilgi@digitur.com.tr<br />

Arab Health 2019<br />

28.01.2019 – 31.01.2019<br />

Dubai / BAE<br />

Uluslararası <strong>Medikal</strong> ve Sağlık Fuarı<br />

Bu muazzam fuarı Digitour farkı ile yaşayın...<br />

Fuara 15 km, Fuar Transferli<br />

Çift kişilik oda kişi başı 770 $<br />

Tek kişilik oda fiyatı 950 $<br />

AIR ARABIA Uçuş Detayları<br />

27.01.2019 => Sabiha Gökçen (00:35)–(05:35) Sharjah<br />

31.01.2019 => Sharjah (19:45)–(23:40) Sabiha Gökçen<br />

Fiyatlara Dahil Olan Hizmetlerimiz: *Gidiş-Dönüş Uçak Bileti ve Alan Vergileri *Otellerde 4 gece Oda/Açık Büfe Kahvaltı<br />

Konaklama ve vergiler *Havaalanı-Otel-Havaalanı Arasındaki Transferler *Fuar Günlerinde Sabah ve Aksam Fuar<br />

Transferleri *Günlük Tourism Dirham (5 yıldız için 20AED, 4 yıldız için 15AED, 3 yıldız için 10AED) *24 Saat Digitur<br />

Turizm Acil Yardım Telefonu Fiyatlara Dahil Olmayan Hizmetler: *Vize Ücretleri, Ekstra Turlar (Aksam Yemekli Safari<br />

Turu 75 USD), Fuar Giriş Kartları, *Tur Boyunca Öğle ve Akşam Yemekleri<br />

A - 5965<br />

DIGITALTOUR TOURISM & TRAVEL AGENCY<br />

bir Digitur Turizm Yatırım Dış Tic. Ltd. Şti. kuruluşudur


Digitur Turizm Yatırım Dış Tic. Ltd. Şti.<br />

GÜMÜSSUYU MAH. AGACIRAGI SOK. NO: 3 /10<br />

BEYOGLU - 34437 ISTANBUL-TURKEY<br />

TEL: +90-212-2447879 Pbx / FAX: +90-212-2516240<br />

E-Mail: bilgi@digitur.com.tr<br />

Arab Health 2019<br />

28.01.2019 – 31.01.2019<br />

Dubai / BAE<br />

Uluslararası <strong>Medikal</strong> ve Sağlık Fuarı<br />

Bu muazzam fuarı Digitour farkı ile yaşayın...<br />

PAKET SEÇENEKLERİMİZ THY ile 4 Gece<br />

İbis Styles Jumeirah ***<br />

Fuara Mesafe: 2 Km<br />

Ramada Jumeirah ****<br />

Fuara Mesafe: 1800 Metre<br />

Byblos Marina Hotel JBR ****Superior<br />

Fuara Mesafe: 20 Km Metro: 150 M (Fuar Transferlidir)<br />

Carlton Downtown Hotel ****<br />

Fuara Mesafe : 2 Km Metro: 200 M<br />

Rove Trade Center ****<br />

Fuara Mesafe : 1 Km<br />

Ibis One Central ***<br />

Fuar Alanının İçindedir<br />

THY Uçuş Detayları<br />

27.01.2019 => TK 762 İstanbul (01:25)–(06:50) Dubai<br />

01.02.2019 => TK 761 Dubai (02:40)–(06:45) İstanbul<br />

THY İLE<br />

Çift kişilik oda kişi başı 1190 $<br />

Tek kişilik oda fiyatı 1490 $<br />

Çift kişilik oda kişi başı 1350 $<br />

Tek kişilik oda fiyatı 1770 $<br />

Çift kişilik oda kişi başı 1430 $<br />

Tek kişilik oda fiyatı 1770 $<br />

Çift kişilik oda kişi başı 1450 $<br />

Tek kişilik oda fiyatı 1850 $<br />

Çift kişilik oda kişi başı 1590 $<br />

Tek kişilik oda fiyatı 2250 $<br />

Çift kişilik oda kişi başı 1690 $<br />

Tek kişilik oda fiyatı 2450 $<br />

Fiyatlara Dahil Olan Hizmetlerimiz:<br />

*İstanbul’dan Gidiş-Dönüş Uçak Bileti ve Alan Vergileri<br />

*Otellerde Oda/Açık Büfe Kahvaltı Konaklama<br />

*Havaalanı-Otel-Havaalanı Arasındaki Transferler<br />

*Fuar Günlerinde Sabah ve Aksam Fuar Transferleri (Byblos Marina için)<br />

*Günlük Tourism Dirham (5 yıldız için 20AED, 4 yıldız için 15AED, 3 yıldız için 10AED)<br />

*24 Saat Digitur Turizm Acil Yardım Telefonu<br />

Fiyatlara Dahil Olmayan Hizmetler:<br />

*Vize Ücretleri, Ekstra Turlar (Aksam Yemekli Safari Turu 75 USD), Fuar Giriş Kartları<br />

*Tur Boyunca Öğle ve Akşam Yemekleri<br />

DİĞER ŞEHİRLERİN BAĞLANTI UÇUŞLARI, FARKLI OTEL ve<br />

TARİH SEÇENEKLERİNİ SORUNUZ!!!<br />

A - 5965<br />

DIGITALTOUR TOURISM & TRAVEL AGENCY<br />

bir Digitur Turizm Yatırım Dış Tic. Ltd. Şti. kuruluşudur


58<br />

Memorial Bahçelievler Hastanesi Kardiyoloji Bölümü’nden Uz. Dr. Gülsüm Bingöl<br />

Kadınlarda<br />

kalp damar<br />

hastalıklarına<br />

karşı 8 önlem<br />

Koroner arter tıkanıklıkları, felç, kalp krizi<br />

gibi rahatsızlıklar açısından riskli grupta<br />

yer alan kadınlarda, düzensiz yaşam ve<br />

kontrollerin ihmal edilmesi gibi nedenlerle<br />

bu risk daha da artıyor. Erkeklerde<br />

daha çok görüldüğü düşünülse de, kalp<br />

hastalıkları, kadınlar arasında da hızla<br />

yaygınlaşıyor. Yaşam kayıpları açısından<br />

dünya istatistiklerine bakıldığında ise<br />

kadınların yaklaşık üçte birinin kalpdamar<br />

hastalıkları nedeniyle hayatını<br />

kaybettiği görülüyor.<br />

8 precaution<br />

against<br />

cardiovascular<br />

diseases in women<br />

After 40 years of age, a woman has a 50<br />

percent risk of being diagnosed with any<br />

cardiovascular disease during her lifetime.<br />

This suggests that after the age of 40, one<br />

out of every two women will experience<br />

heart disease, aortic enlargement, or<br />

paralysis-like cardiovascular disease. Dr.<br />

Gulsum Bingol, Memorial Bahcelievler<br />

Hospital Cardiology Department,<br />

informs about the ways of protection from<br />

cardiovascular diseases in women.<br />

<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>


59<br />

Koroner arter tıkanıklıkları, felç, kalp krizi gibi<br />

rahatsızlıklar açısından riskli grupta yer alan kadınlarda,<br />

düzensiz yaşam ve kontrollerin ihmal edilmesi gibi<br />

nedenlerle bu risk daha da artıyor. Erkeklerde daha<br />

çok görüldüğü düşünülse de, kalp hastalıkları, kadınlar<br />

arasında da hızla yaygınlaşıyor. Yaşam kayıpları<br />

açısından dünya istatistiklerine bakıldığında ise<br />

kadınların yaklaşık üçte birinin kalp-damar hastalıkları<br />

nedeniyle hayatını kaybettiği görülüyor.<br />

Kalp damar sağlığınızı korumak için bu önerilere kulak<br />

verin<br />

Kadınlarda genel ve cinsiyete özel birtakım risk<br />

faktörleri nedeniyle kalp-damar hastalıklarına bağlı<br />

ölüm oranları erkeklere göre daha fazla olsa da<br />

alınabilecek önlemlerle bu risk azaltılabilmektedir.<br />

• Kalp damar hastalıklarının kadınlarda başlıca ölüm<br />

nedeni olduğu konusunda farkındalık artırılmalı ve<br />

gerekli önlemler alınmalıdır.<br />

• Sigara tüketimi; kadınlarda, erkeklere oranla kalp krizi<br />

riskini daha fazla artırmaktadır. Erkeklerde risk üç kat<br />

iken kadınlarda beşe yükselmektedir. Sigara mutlaka<br />

bırakılmalı, içilen ortamlarda bulunulmamalıdır.<br />

• Aşırı kilo da kalp hastalığı riskini artıran faktörlerden<br />

biridir. Özellikle bel çevresinin kadınlarda 80 cm’nin<br />

altında olması gerekmektedir.<br />

• Sağlıklı beslenmek ve düzenli egzersiz yapmayı yaşam<br />

tarzı haline getirerek en az haftada beş gün ve en az 30-<br />

45 dakika yürüyüş yapmak önem taşımaktadır.<br />

• Diyabet, yüksek tansiyon ve yüksek kolesterol gibi<br />

kalp-damar sağlığını negatif etkileyen risk faktörleriyle<br />

mücadele etmek gerekmektedir.<br />

• Doğum kontrol hapı kullanan kadınların sigara içmesi<br />

halinde kalp krizi riski belirgin oranda artmaktadır.<br />

Uzman kontrolünde buna yönelik önlemler alınmalıdır.<br />

• Gebeliği döneminde hipertansiyon ve diyabet gelişen<br />

kadınlar doğum sonrasında yakından izlenmeye devam<br />

edilmelidir.<br />

• Özellikle menopoz sonrası kalp damar hastalıkları<br />

artış gösterdiğinden kontrol programları ihmal<br />

edilmemelidir.<br />

This risk is increased due to reasons such as irregular<br />

life and neglect of controls in women who are at risk<br />

for coronary artery congestion, stroke, and heart attack.<br />

Although it is thought to be more common in men, heart<br />

diseases are becoming more common among women.<br />

When the world statistics are examined in terms of life<br />

losses, it is seen that approximately one third of the women<br />

died due to cardiovascular diseases.<br />

Observe these recommendations to protect your heart rate<br />

Due to a number of women in general and gender-specific<br />

risk factors for cardiovascular disease in the mortality rates<br />

of these risks can be reduced through more than men,<br />

though precautions to be taken.<br />

• Awareness should be increased and necessary measures<br />

should be taken to ensure that cardiovascular diseases are<br />

the main cause of death in women.<br />

• In addition , it increases the risk of heart attack more than<br />

men.The risk in men is three times, but the risk of women<br />

has increased to five. Sigara mutlaka bırakılmalı, içilen<br />

ortamlarda bulunulmamalıdır.Cigarette must be given up,<br />

should not be in the environment people smoking.<br />

• Excess weight is also one of the factors that increase the<br />

risk of heart disease is. Özellikle bel çevresinin kadınlarda<br />

80cm’nin altında olması gerekmektedir.Notably in the waist<br />

circumference of women must be less than 80 cm.<br />

• Making healthy diet and regular exercise lifestyle by at<br />

least haftadabeş gün vefive days a week and en az30-45<br />

dakika yürüyüş yapmak önem taşımaktadır.it is important<br />

to do a walk of at least 30-45 daily .<br />

• Need to combat the negative effects of risk factors such<br />

as diabetes, high blood pressure and high cholesterol for<br />

cardiovascular health.<br />

• The risk of heart disease increases significantly in women<br />

who smoke a contraceptive pill. Measures should be taken<br />

in the expert control.<br />

• Women who develop hypertension and diabetes during<br />

pregnancy should be followed up closely after birth.<br />

• In particular, it should not be neglected control programs<br />

that increase cardiovascular disease especially after<br />

menopause.<br />

<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>


60<br />

Türkiye’deki ilk ofisini<br />

İstanbul’da açan Align<br />

Technolgy, Türkiye diş<br />

sağlığı pazarına verdiği<br />

önemi kanıtladı<br />

Align Technology Proves Its<br />

Commitment to the Turkish<br />

Dental Care Market With<br />

The First Local Office in<br />

Istanbul<br />

Ar-Ge alanındaki 21 yılı<br />

aşkın deneyimi, 800’ü<br />

aşkın aktif patenti ve<br />

dünyanın en büyük 3D<br />

baskı operasyonuyla, bugüne<br />

kadar dünya genelinde 5,8<br />

milyondan fazla kişinin hak<br />

ettiği gülüşü yakalamasına<br />

destek olan Align Technolgy,<br />

İstanbul’da açtığı yeni ofisiyle<br />

küresel varlığını daha da<br />

güçlendirmeye kararlı.<br />

Having helped over 5.8<br />

million patients worldwide<br />

get the smile they deserve<br />

with over 21 years of<br />

research & development,<br />

800+ active patents and the<br />

world’s largest 3D printing<br />

operation, Align Technology<br />

is committed to expanding<br />

its global presence with<br />

the newly opened office in<br />

Istanbul, Turkey.<br />

Dünyanın en gelişmiş şeffaf diş plak sistemi Invisalign®’ın ve, ortodontik ve<br />

restoratif diş hekimliği uygulamalarına yönelik ağız içi tarayıcısı iTero®’nun<br />

tasarımını, üretimini ve pazarlanmasını üstlenen küresel bir tıbbi cihaz<br />

şirketi olan Align Technology Inc. (NASDAQ: ALGN), Türkiye’deki ilk ofisini<br />

İstanbul’da açarak hizmet ağını daha da genişletti. Dünya genelinde tedavi<br />

gören 5,8 milyon hastası ve kişiye özel üretilen şeffaf plaklarıyla Invisalign<br />

tedavisi, diş düzeltme işlemine yönelik modern ve dijital temelli bir yaklaşım<br />

sunuyor. Dijital tedavi planlamasını ve kişiye özel yaklaşımı, biyomekanik<br />

prensiplere dayalı mühendislikle birleştiren Invisalign teknolojisi küresel<br />

çapta ortodonti sektöründe devrim oluşturdu. Align Technology tarafından<br />

geliştirilen ve 1999 yılında kullanıma sunulan Invisalign şeffaf plakları diş<br />

sağlığı profesyonellerinin ve hastaların hayatlarını dönüştürmeye devam<br />

ediyor ve Invisalign eğitimi alan diş hekimleri tarafından dünya çapında<br />

100’den fazla ülkede kullanılıyor.<br />

Dünyanın en gelişmiş şeffaf diş plak sistemi<br />

Invisalign®’ın ve, ortodontik ve restoratif<br />

diş hekimliği uygulamalarına yönelik ağız içi<br />

tarayıcısı iTero®’nun tasarımını, üretimini ve<br />

pazarlanmasını üstlenen küresel bir tıbbi cihaz<br />

şirketi olan Align Technology Inc. (NASDAQ:<br />

ALGN), Türkiye’deki ilk ofisini İstanbul’da<br />

açarak hizmet ağını daha da genişletti. Dünya<br />

genelinde tedavi gören 5,8 milyon hastası ve<br />

kişiye özel üretilen şeffaf plaklarıyla Invisalign<br />

tedavisi, diş düzeltme işlemine yönelik modern<br />

ve dijital temelli bir yaklaşım sunuyor. Dijital<br />

tedavi planlamasını ve kişiye özel yaklaşımı,<br />

biyomekanik prensiplere dayalı mühendislikle<br />

birleştiren Invisalign teknolojisi küresel çapta<br />

ortodonti sektöründe devrim oluşturdu. Align<br />

Technology tarafından geliştirilen ve 1999<br />

yılında kullanıma sunulan Invisalign şeffaf<br />

plakları diş sağlığı profesyonellerinin ve<br />

hastaların hayatlarını dönüştürmeye devam<br />

ediyor ve Invisalign eğitimi alan diş hekimleri<br />

tarafından dünya çapında 100’den fazla ülkede<br />

kullanılıyor.<br />

<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>


61<br />

Align Technology Avrupa,<br />

Ortadoğu ve Afrika Kıdemli Başkan<br />

Yardımcısı ve Genel Müdürü Simon<br />

Beard şunları söyledi: “Türkiye<br />

diş sağlığı pazarı hızla büyüyen<br />

ve gelişen bir pazar. Bu büyümeyi<br />

destekleyecek yeni kaynaklar<br />

oluşturacağınız ve şeffaf plaklar<br />

ve dijital ortodonti konusundaki<br />

liderliğimizi daha da genişletme<br />

olanağı bulacağımız için son<br />

derece heyecanlıyız. Align’in<br />

tescilli SmartTrack® malzemesi,<br />

SmartForce® özellikleri ve SmartStage teknolojisi gibi benzersiz<br />

unsurlarıyla daha öngörülebilir diş hareketlerine ulaşmak için<br />

tasarlanan Invisalign sistemi, diş hekimlerinin hastalarına rahat<br />

ve hayat değiştiren bir tedavi deneyimleri sunarak mükemmel<br />

klinik sonuçlar elde etmelerini sağlıyor.”<br />

“The Turkish dental care market<br />

is a rapidly growing and evolving<br />

market, and we are excited to be<br />

adding dedicated resources to<br />

support that growth and extend<br />

our leadership in clear aligners and<br />

digital orthodontics. The Invisalign<br />

system, with its unique elements,<br />

such as Align`s proprietary<br />

SmartTrack® material, SmartForce®<br />

features and SmartStage<br />

technology was designed to achieve<br />

more predictable teeth movements<br />

and enables dental professionals achieve great clinical<br />

results, delivering comfortable, life-changing treatment<br />

experiences to the patients,” said Simon Beard, Align<br />

Technology senior vice president and managing director for<br />

EMEA.<br />

Invisalign sistemi<br />

Her hastanın benzersiz gülümsemesi için özel olarak üretilen<br />

Invisalign sistemi, doktor tarafından belirlenen bir tedavi planı<br />

ışığında şeffaf plaklardan faydalanarak diş çapraşıklıklarını<br />

düzeltir. Basit bir plastik parçasından çok daha fazlasını sunan her<br />

Invisalign şeffaf plak, tescilli sanal modelleme yazılımı ClinCheck,<br />

hızlı üretim süreçleri, özelleştirilmiş üretim ve özel olarak<br />

tasarlanmış tescilli malzemelerin kombinasyonunu temsil eder.<br />

Invisalign şeffaf plakları, genel diş hareketinin öngörülebilirliğini<br />

%75’ten yüksek oranda artıran tescilli SmartTrack® malzemeden<br />

üretilir.<br />

Invisalign portföyü bir yandan yetişkinler için özel tedavi<br />

özellikleri sunarken, bir yandan da genç hastalara yönelik<br />

‘Invisalign Comprehensive Mandibular Advancement’ ve diş yapısı<br />

henüz sabitlenmemiş daha genç hastalara yönelik Invisalign<br />

First ile her yaştan hastaya hitap eder. Tedavi seçenekleri basit<br />

çapraşıklıkların düzeltilmesinden karmaşık vakalara ve tedavi<br />

sonrası koruma uygulamalarına kadar uzanır.<br />

The Invisalign system<br />

Custom-made for each patient’s unique smile, the<br />

Invisalign system straightens teeth using a series of<br />

clear plastic aligners based on a doctor-prescribed 3D<br />

treatment plan. More than just a simple piece of plastic,<br />

every Invisalign clear aligner represents a combination of<br />

proprietary virtual modeling software, called ClinCheck,<br />

rapid manufacturing processes and mass customization,<br />

and specially engineered proprietary material.Invisalign<br />

clear aligners are made of proprietary SmartTrack material,<br />

which provides greater than 75% improvement in overall<br />

tooth movement predictability*.<br />

Current Invisalign portfolio features dedicated treatment<br />

features for adults, as well as Invisalign Comprehensive<br />

with Mandibular Advancement for teenage patients and<br />

Invisalgin First for younger patients with early mixed<br />

dentition. Treatment options range from simple alignment<br />

to complex movements to post-treatment retention.<br />

iTero tarayıcı ve hizmetler<br />

iTero Element ağız içi tarayıcı, hasta deneyimini iyileştirerek<br />

ve klinik sonuçların doğruluğunu artırarak bugünün diş sağlığı<br />

uygulamalarını geleceğe taşıyor. iTero’nun paralel konfokal<br />

görüntüleme teknolojisi, optik ve lazer tarama tekniklerini<br />

kullanarak en doğru sonuçları renkli olarak sunar. Tam ağız içi<br />

taramaları 60 saniye kadar kısa bir sürede tamamlanabilir. iTero<br />

Elements, yenilikçi teknolojisi sayesinde hem ortodontik hem de<br />

restoratif diş hekimliği uygulamalarına güç kazandırır. Restoratif<br />

ve ortodontik laboratuvarlara, üçüncü taraf tedavi planlarına,<br />

özel implant desteklerine ve lab<br />

CAD/CAM sistemlerine bağlanabilir.<br />

Taşınabilir, güçlü ve kullanıcı dostu bir<br />

şekilde tasarlanan bu dijital inovasyon,<br />

uygulamaları dönüştürür ve diş<br />

hekimlerinin daha iyi bir uygulamayı<br />

mümkün kılmasına olanak tanır.<br />

iTero scanner & services<br />

The iTero Element intraoral scanner propels today’s dental<br />

practice into the future by enhancing the patient experience<br />

and elevating clinical precision. Its parallel confocal imaging<br />

technology uses optical and laser scanning to achieve<br />

accurate scans in color. Full arch scans can be taken in as<br />

little as 60 seconds**. iTero Elements empower practices in<br />

both orthodontic and restorative dentistry with its innovative<br />

technology. It connects to restorative and orthodontic labs,<br />

third-party treatment planning, custom implant abutment,<br />

chairside milling and lab CAD/CAM systems. Engineered<br />

to be portable, powerful and intuitive, it is digital innovation<br />

that is transforming practices and helping practitioners<br />

visualize a better practice.<br />

* Compared to off-the-shelf, single layer 0.30in<br />

**Scan times vary and depend on individual experience. Data<br />

on file at Align Technology.<br />

<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>


62<br />

Şeffaf<br />

Aparey<br />

tedavisinin<br />

7 püf<br />

noktası<br />

7 important<br />

point of<br />

clear<br />

Aligner<br />

Treatment<br />

Dr. Sinem Taslan Ceylanoğlu<br />

Metal diş tellerine alternatif<br />

şeffaf aparey tedavisi gün<br />

geçtikçe daha fazla hasta<br />

tarafından tercih ediliyor. Peki<br />

bu tedaviyi tercih edecek olan<br />

hastalar nelere dikkat etmeli,<br />

tedavi için nasıl bir yol haritası<br />

izlemeli? Ortodonti Uzmanı<br />

Dr. Sinem Taslan Ceylanoğlu<br />

tedavinin püf noktalarını<br />

açıkladı.<br />

The alternative treatment of metal braces is more<br />

and more patients are preferred by the patient.<br />

What are the patients who would prefer this<br />

treatment, what should be considered, and how<br />

should they follow a road map for treatment?<br />

Orthodontics Specialist Dr. Sinem Taslan<br />

Ceylanoglu explained the tricks of treatment.<br />

Clear aligners are among the most important<br />

orthodontic treatments.<br />

Şeffaf apareyler ortodontik tedavilerin olmazsa<br />

olmazları arasına girdi. Özellikle erişkin yaştaki<br />

ortodonti hastalarının sayısının artmasıyla birlikte<br />

daha estetik tedavi yöntemleri tercih ediliyor.<br />

Hastaların şeffaf apareylere yönelik ilgisi hakkında<br />

konuşan Ortodonti ve Orthero Uzmanı Dr. Sinem<br />

Taslan Ceylanoğlu, “Gelişen teknolojiyle birlikte<br />

insanlar artık ortodontik tedavilere daha çok<br />

yönelirken, estetik açıdan daha konforlu tedavileri<br />

tercih ediyor. Bu tedaviler arasında ise en çok<br />

şeffaf apareyler ilgi görüyor. Endikasyonların<br />

doğru konulması şartıyla, günümüzde çok geniş bir<br />

yelpazede şeffaf aparey tedavisini uygulayabiliyoruz”<br />

dedi. Şeffaf apareylerin şeffaf ve takıp-çıkarılabilen<br />

ürünler olduğu için hastalara büyük bir kullanım<br />

kolaylığı da sunduğunu belirten Dr. Ceylanoğlu,<br />

“Ağız içinde görünmediği için hastalar günün her<br />

saati ve her ortamda rahatlıkla şeffaf apareylerini<br />

kullanabiliyor. Ama her ortodontik tedavide olduğu<br />

gibi şeffaf aparey tedavisinde de hastaların dikkat<br />

etmesi gereken, diş hekimlerine mutlaka danışmaları<br />

gereken konular var” diye konuştu.<br />

Especially with the increasing number of orthodontic<br />

patients in adult age, more aesthetic treatment<br />

methods are preferred. Orthodontics and ORTHERO<br />

Specialist Dr. Sinem Taslan Ceylanoğlu, ‘With the<br />

developing technology, people are now more oriented<br />

to orthodontic treatments and prefer aesthetically<br />

more comfortable treatments. Among these<br />

treatments, clear aligners are the most popular.<br />

Provided that the indications are correct, we are<br />

able to apply a wide range of clear aligner treatment<br />

today. Clear Aligners are transparent and can be<br />

removed and removable products. Since it does not<br />

appear in the mouth, patients can easily use their<br />

transparent appliances at any time of the day and<br />

in any environment. But, as with any orthodontic<br />

treatment, there are some subjects that patients<br />

should be aware of in the treatment of clear aligners.<br />

<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>


63<br />

Dr. Ceylanoğlu şeffaf aparey tedavisinin püf noktalarını şöyle<br />

sıraladı;<br />

• Şeffaf aparey tedavisini başlamayı düşünen hastalar öncelikle iyi bir<br />

ortodonti uzmanı tercih<br />

etmeli.<br />

• Şeffaf aparey<br />

tedavisinde hastalar<br />

doğru bir tedavi planı<br />

yapıldığından emin<br />

olmalı. Yanlış bir<br />

planlama yapılırsa<br />

hatanın ortaya çıkması<br />

çok uzun zaman alır ve<br />

tedavi sekteye uğrar.<br />

• Hastalar tedaviye<br />

başlamadan önce diş<br />

hekimlerinden dişlerinin<br />

3D simülasyonunu<br />

istemeli. Bu<br />

simülasyon, tedavinin<br />

en başında dişlerin<br />

tedavi sonundaki<br />

halini gösterir. Dişlerin<br />

tedavi sonrasındaki<br />

pozisyonlarını<br />

gören hastalar<br />

daha bir büyük<br />

motivasyonla<br />

tedavilerine devam<br />

eder.<br />

• Vakaya göre<br />

değişmek ile<br />

birlikte basit<br />

çapraşıklık<br />

vakalarında şeffaf<br />

aparey tedavisi<br />

3-4 ay içerisinde<br />

tamamlanabiliyor.<br />

Hastalar, diş<br />

hekimlerine<br />

tedaviye<br />

başlamadan önce,<br />

kaç plakla ve<br />

ne kadar sürede<br />

tedavi olacaklarını<br />

mutlaka danışmalı.<br />

• Şeffaf aparey<br />

tedavisi ortodontik<br />

tedavi unsurlarını<br />

içerisinde<br />

barındırır. Bu sebeple tedavinin başarısı düzenli kullanıma bağlıdır. Şeffaf<br />

apareylerin günde 20-22 saat takılması gerekir ve her plak iki haftada bir<br />

değiştirilir.<br />

• Eskiden şeffaf apareyler yurt dışından geliyordu. Hastalar, sistemin<br />

ağır işlemesinden kaynaklı sorunlar ile karşılaşabiliyordu. Artık şeffaf<br />

aparey üreten yerli markalar sayesinde tedavi süreci çok daha hızlı<br />

ve ucuz bir şekilde çözümlenebiliyor. Hastaların, tercih ettikleri şeffaf<br />

aparey markasının kaç hastayı tedavi ettiğini, yüzde kaç oranında başarıya<br />

ulaştığını sorgulaması gerekir.<br />

• Hastalar; güvenilir, sağlığı zararı olmayan materyallerden üretilen şeffaf<br />

apareyleri tercih etmeli.<br />

Dr. Ceylanoğlu listed the tips of the<br />

clear aligner treatment as follows;<br />

• Patients who intend to start a clear<br />

aligner therapy should first prefer an<br />

orthodontic specialist.<br />

• In the treatment of clear aligner,<br />

patients should be sure that a correct<br />

treatment plan is made. If a wrong<br />

planning is made, it takes a very long time<br />

for the error to occur and treatment is<br />

interrupted.<br />

• Patients should ask the dentists for<br />

3D simulation of their teeth before<br />

starting treatment. This simulation, at<br />

the beginning of the treatment shows the<br />

teeth at the end of treatment. Patients<br />

who see the position of the teeth after<br />

treatment continue their treatment with a<br />

great motivation.<br />

• In simple cases of irregularity, the<br />

treatment of clear aligners can be<br />

completed within 3-4 months. Patients<br />

should consult with the dentists<br />

before starting the<br />

treatment, how many<br />

plates and how long<br />

they will be treated.<br />

• Clear Aligner<br />

therapy includes<br />

orthodontic<br />

treatment. Therefore,<br />

the success of the<br />

treatment depends on<br />

the regular use. Clear<br />

Aligner need to be<br />

worn for 20-22 hours<br />

a day and each plate<br />

is replaced every two<br />

weeks.<br />

• In the past, clear<br />

aligners came from<br />

abroad to the Turkey.<br />

Patients were able<br />

to face problems<br />

due to the severe<br />

functioning of the<br />

system. Thanks to<br />

the domestic brands<br />

such as ORTHERO<br />

that now produce transparent apparatus,<br />

the treatment process can be solved<br />

in a much faster and cheaper way. The<br />

patients should question the number<br />

of patients who prefer the clear aligner<br />

brand and how many percent of the<br />

patients are successful.<br />

• Patients; prefer transparent appliances<br />

produced from reliable, non-hazardous<br />

materials.<br />

<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>


64<br />

Projektör<br />

Devi<br />

Optoma<br />

Türkiye’de<br />

iddiasını<br />

arttırıyor<br />

Yakın zamanda Türkiye pazarına<br />

giren teknoloji devi Optoma, görsel<br />

ve işitsel çözümler alanında dünyada<br />

lider markalardan biri olan iş, eğitim,<br />

profesyonel ses/video, oyun, ev eğlencesi<br />

gibi alanlarda projeksiyon ve ses<br />

ürünleriyle dikkat çekiyor.<br />

Optoma’nın Türkiye Ülke Müdürü Cüneyt Düzgün<br />

ülkemizin Optoma için en önemli pazarlardan<br />

biri olduğunu ve yüksek teknolojili projeksiyon<br />

ürünlerini; Türkiye’deki kullanıcılarla buluşturarak<br />

pazarın ihtiyaç ve talepleri doğrultusunda en doğru<br />

çözümleri sunmaya odaklandıklarını aktardı. Düzgün,<br />

teknoloji devinin Türkiye hedefleri hakkında yaptığı<br />

açıklamada, “Optoma olarak dünyanın en büyük DLP<br />

projektor üreticisi ve markasıyız. Dünya genelinde<br />

özellikle son yıllarda yaptığımız çalışmalarla hem<br />

Optoma’nın konumunu pekiştiriyor hem de birçok ürün<br />

segmentine öncülük ediyoruz. Bizim de bağlı olduğumuz<br />

EMEA bölgesinde 2017 yılı sonunda yaklaşık %13 olan<br />

pazar payımızı <strong>2018</strong> yılında daha da arttırmak üzere<br />

çalışmalara devam ediyoruz. Türkiye operasyonumuza<br />

başladığımız 2016 yılından bugüne kadar da her yıl<br />

büyüyerek pazar payımızı arttırıyoruz. Türkiye’de<br />

önümüzdeki dönemlerde bu büyümemizi devam ettirerek<br />

her zaman için ilk sırada olmayı hedefliyoruz.” dedi.<br />

Üstün görüntü işleme teknolojilerini yüksek mühendislik<br />

ve yenilikle birleştirerek benzersiz netlikte görüntüler<br />

sunan Optoma, Türkiye operasyonları kapsamında<br />

çalışmalarını sürdürüyor.<br />

Optoma’nın Türkiye Ülke Müdürü Cüneyt Düzgün<br />

Projector Giant<br />

Optoma Raises<br />

Its Ambitions<br />

in Turkey<br />

Optoma, one of the leading audio and<br />

visual solutions brand in the world,<br />

stands out with its projection and<br />

audio products for business, education,<br />

professional audio/video, gaming and<br />

home entertainment.<br />

Turkey General Manager of the tech giant which has<br />

entered Turkish market recently, Cüneyt Düzgün<br />

stated that our country is one of the most important<br />

markets for Optoma and they are focusing on providing<br />

the right solutions according to the needs and demands<br />

of the market by bringing high tech projection products<br />

to Turkish users. Commenting on tech giant’s targets<br />

in Turkey, Düzgün said, “As Optoma, we are the biggest<br />

manufacturer and brand of DLP projectors in the world.<br />

We are strengthening Optoma’s position with our global<br />

operations in recent years and we are leading in many<br />

product segments. We are working to increase our market<br />

share in <strong>2018</strong> from 13% in 2017 in EMEA region which we<br />

are linked to. We are increasing our market share since<br />

we started Turkey operations in 2016. We are aiming to<br />

continue our growth and always to be at the first position<br />

in Turkey.”Optoma continues its operations in Turkey<br />

by combining high end image processing technologies,<br />

supreme engineering and innovation to offer images with<br />

<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>


65<br />

Texas Instruments tarafından öncülük edilen DLP® teknolojisine<br />

sahip ödüllü projeksiyonları ve Nu Force ses aralığıyla geliştirdiği<br />

yüksek kaliteyle şık bir tasarımı birleştiren ses ürünleriyle<br />

Optoma, Türkiye pazarında da daha güçlü bir konuma gelmeyi<br />

hedefliyor.<br />

“DPL Teknolojisine sahip ürünlerimizle daha uzun ömürlü<br />

ve gerçeğe daha yakın görüntüler sunuyoruz”<br />

<strong>2018</strong> yılı itibariyle dünyanın en çok 4K UHD ev sineması<br />

projektörü satan şirketi olduklarını da sözlerine ekleyen Düzgün<br />

DPL teknolojisine sahip Optoma projektörlerinin kullanıcılara<br />

sunduğu avantajları ise şöyle açıklıyor: “Projeksiyon ürünlerini<br />

tercih eden kullanıcılar öncelikli olarak parlaklık, çözünürlük,<br />

kontrast oranı ve kullanım ömrü gibi özelliklerine dikkat<br />

ediyor. Bu noktalarda DPL tipi yeni nesil projektörlerin LCD<br />

projektörlere göre birçok avantajı bulunuyor. Özellikle yüksek<br />

kontrast oranlarıyla gerçeğe daha yakın görüntüler elde<br />

edilebiliyor. Aynı zamanda DLP teknolojili projektörlerimiz sahip<br />

olduğu bileşenleri sayesinde daha basit ve yeni nesil bir yapı<br />

sunuyor. Böylece LCD tipi projektörlere göre çok daha uzun<br />

ömürlü olmasını sağlayarak herhangi bir bakım gerektirmiyor bu<br />

da onemli bir maliyet avantajı olarak kullanıcıya geri dönüyor.<br />

Lambalı DLP ürünlerimizde daha önce 6000-10000 saat olan<br />

lamba ömrünü artık birçok ürünümüzde 15000 saate kadar<br />

çıkarmış durumdayız. Bunun yanında LED ve lazer teknolojisine<br />

sahip ürünlerimizde bu oranın 20000-30000 saate kadar<br />

ulaştığını söyleyebiliriz.”<br />

“Yüksek teknolojili yenilikçi ürünleri kullanıcılarla<br />

buluşturacağız”<br />

Her segmentte çok geniş ve yenilikçi bir ürün gamına sahip<br />

olduklarını ifade eden Düzgün, “Türkiye’de özellikle yüksek<br />

teknolojili yeni ürünlere odaklanmak istiyoruz. Hedef<br />

kitlelerimize göre 300 ansilumen parlaklık ve üst segmentte<br />

Lazer 10000+ kurumsal çözümlerimizden mapping ve blending<br />

uygulamalarına kadar tüm yeni teknolojilerimizi kullanıcılara<br />

sunmayı hedefliyoruz. Eğitim sektörüne yönelik olarak<br />

ürettiğimiz interaktif lazer projektörlerimiz, ev sineması için<br />

geliştirdiğimiz LED, Lazer 4K UHD modellerimiz ve iş, eğitim<br />

ve ev eğlencesi alanları için akıllı(Android) projektörlerimizin<br />

satışlarını gerçekleştirmek üzere çalışmalarımızı sürdüreceğiz.<br />

4K LED ekranlarımızın yanı sıra çok yakında Nuforce kablosuz<br />

kulak içi wifi ve bluetooth kulaklıklar ile dac station ürünlerimizin<br />

de satışına başlamayı planlıyoruz” dedi.Dünya genelinde<br />

17000’den fazla çalışanı olan optik component, ses ve<br />

görüntüleme çözümleriyle dünyanın en büyük DLP ODM üreticisi<br />

Coretronic grubunun bir markası olarak kurulan Optoma aynı<br />

zamanda dünyada ilk ‘DARBEE Visual Presence’ teknolojisine<br />

sahip marka olarak biliniyor. Eğitim, kamu, müzeler, konferans<br />

salonları, ev sineması, perakende, medikal, etkinlik, ev eğlencesi,<br />

sanat galerileri vb. alanlarda 20000+ saat kullanım ömrü<br />

olan lazer profesyonel Audio&Video çözümleriyle kullanıcılara<br />

DuraCore Lazer ve Multicolor teknolojisi ile hizmet sunuyor.<br />

unmatched clarity. Optoma aims to reach a stronger<br />

position in Turkish market with its acclaimed projections<br />

which have Texas Instruments’ DLP® technology and<br />

its high quality and stylish audio products which are<br />

developed with Nu Force audio range.<br />

“We provide long lasting and realistic images with<br />

our products which have DLP Technology.”<br />

Düzgün stated that they are the top 4K UHD home<br />

entertainment projector selling company globally by<br />

<strong>2018</strong> and explained the advantages of Optoma projectors<br />

to users: “Projector users pay attention to brightness,<br />

resolution, contrast ratio and product life time first. DLP<br />

type next gen projectors have many advantages over<br />

LCD projectors in these terms. Especially, more realistic<br />

images can be offered with high contrast ratios. At the<br />

same time, our projectors with DLP technology offer a<br />

more simple and next gen structure with its components.<br />

Thus, they do not need any maintenance and offer longer<br />

lasting usage compared to LCD projectors. This is an<br />

important cost advantage for the user. We have increased<br />

the lamp life in our DLP products with lamps from 6000-<br />

10000 hours to up to 15000 hours. In addition, we can<br />

say that this lifetime is reaching up to 20000-30000<br />

hours in our products with LED and laser technologies.”<br />

“We will bring high tech innovative products to<br />

users.”<br />

stated that they have broad range of innovative products<br />

in every segment and said: “We specifically want to focus<br />

on new high tech products in Turkey. We aim to offer all<br />

our new technologies, from 300 ANSI Lumen brightness<br />

and high end Laser 10000+ business solutions suited for<br />

our target audience to mapping and blending applications,<br />

to users. We will continue to work to sell our interactive<br />

laser projectors designed for education, LED and Laser<br />

4K UHD models developed for home entertainment and<br />

smart (Android) projectors aimed at business, education<br />

and home entertainment. We are planning to start selling<br />

Nuforce wireless in ear wifi and bluetooth headphones<br />

and dac station products soon as well as our 4K LED<br />

displays.”<br />

Optoma is founded as a brand of the Coretronic group,<br />

which is the biggest DLP ODM manufacturer with optic<br />

component, audio and imaging solutions and 17000<br />

employees worldwide. Optoma is also known as the<br />

first company which has ‘DARBEE Visual Presence’<br />

technology. With laser professional Audio&Video<br />

solutions that offers 20000+ hours of lifetime for<br />

education, government, museums, conference<br />

halls, home cinema, retail, medical, events, home<br />

entertainment, art galleries, it offers services to users<br />

with DuraCore Laser and Multicolor technologies.<br />

<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>


68<br />

Mikropların<br />

ürememesi<br />

için altın kural:<br />

Ortak alan<br />

hijyeni<br />

Gripten<br />

korunmanın püf<br />

noktaları<br />

Kış aylarının gelişi ile birlikte virüse<br />

bağlı hastalık salgınları da başladı. Grip<br />

gibi bulaşıcı hastalıklardan korunmanın<br />

yolu hijyenden geçiyor. Ortak kullanım<br />

alanlarındaki hijyen kurallarına dikkat<br />

etmek, mikroplardan korunmanın altın<br />

kuralı.<br />

Golden rule for<br />

germs not to<br />

grow: Common<br />

area hygiene<br />

Flu prevention tips<br />

Winter is coming, virus disease<br />

began. Protection from infectious<br />

diseases such as influenza hygiene is<br />

a must. In addition, attention the use<br />

of hygiene rules of in the common area<br />

is the golden rule of protection from<br />

microbes.<br />

<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>


69<br />

Soğuk havaların kendini hissettirmesi ile birlikte<br />

grip gibi bulaşıcı hastalıklar yayılıyor. Virüse bağlı<br />

hastalıklardan öncelikle hijyen kurallarına dikkat<br />

ederek korunmak mümkün olabiliyor. Okul, hastane,<br />

restoran, AVM gibi sirkülasyonun yüksek olduğu alanlarda<br />

hijyen kurallarına uyulması gribin yayılmasının önüne<br />

geçebiliyor.<br />

Evde basit önlemler almak mümkün<br />

Evde gripten korunmanın da basit yöntemleri bulunuyor.<br />

Hasta kişiyle temasta bulunmamak, ortak eşyaları<br />

sürekli dezenfekte etmek gerekiyor. Belirli aralıklarla evi<br />

havalandırmak, mikropların üreme hızını düşüyor.<br />

Tek kullanımlık havlu ile kurulama elden bulaşma<br />

riskini düşürüyor<br />

Gripten korunmada en etkili yöntem ise kişisel hijyene özen<br />

göstermek ve özellikle elleri sık sık yıkamak. Elbette elleri<br />

Along with cold weather comes, infectious<br />

diseases like flu are spreading. Virusrelated<br />

diseases can be protected primarily<br />

by caring hygiene rules. With hygiene rules, spread of flu<br />

can be prevented in high circulation areas such as schools,<br />

hospitals, restaurants and shopping malls.<br />

Possible to take simple measures at home<br />

There are also simple methods of protection from flu at<br />

home. It is necessary to avoid contact with the sick person<br />

and to disinfect common items. At certain intervals to<br />

ventilate the house, the rate of growth of germs is falling.<br />

Hand drying with disposable towels will reduce<br />

the risk of transmission<br />

The most effective method for the prevention of<br />

influenza and attention to personal hygiene, especially is<br />

washing hands frequently. Of<br />

en hijyenik şekilde yıkamanın bazı incelikleri bulunuyor.<br />

Elleri önce su ile ıslatmak, yeterli miktarda sıvı sabun<br />

almak, sabunu köpürterek avuç içini ve ellerin arka<br />

yüzeyini, parmakları ve tırnakları ovmak, ardından elleri<br />

bileklere kadar durulamak önem taşıyor. Yıkama işlemi<br />

bittikten sonra muhakkak tek kullanımlık kâğıt havlu ile<br />

kurulamak gerekiyor. Yapılan araştırmalar, kâğıt havlu<br />

kullanımı bakteri bulaşma riskini yüzde 77 engelliyor.<br />

Elleri yıkadıktan sonra yine kâğıt havlu yardımı ile musluğu<br />

kapatmak da hijyen sağlıyor.<br />

Ortak alanda işletmeler hijyenden sorumlu<br />

Restoran, okul, hastane, AVM gibi ev dışı tüketim<br />

noktalarındaki hijyenin işletmeler tarafından sağlanması<br />

gerekiyor. Kapı kolları, asansör düğmeleri, merdiven<br />

tırabzanları, banyo ve tuvaletler, oyun alanları, bekleme<br />

salonları gibi bölgelerde etkili ürünlerle temizlenmesi ve<br />

dezenfekte edilmesi büyük önem taşıyor. İşletmelerin<br />

ihtiyaçlarına yönelik çözüm geliştiren Eczacıbaşı<br />

Profesyonel, konsantre temizleyicileri ile işletmelere<br />

hijyen konusunda destekçi oluyor. Eczacıbaşı Profesyonel,<br />

daha az kimyasal ile etkili hijyen sağlarken, işletmelerde<br />

tasarrufun yolunu açıyor.<br />

course hygienic hands washing has some subtleties. It is<br />

important to first soak the hands with water, to take enough<br />

liquid soap, to rub the soap and rub the palm of the hands,<br />

the back surface of the hands, the fingers and nails, and<br />

the hands to the wrists. After the washing process, it is<br />

necessary to use a disposable paper towel. Research has<br />

shown that paper toweling prevents the risk of bacterial<br />

contamination by 77 percent. After Wash hands turning off<br />

faucet with a paper towel is needed for health hygiene.<br />

Businesses in the common area responsible<br />

for hygiene<br />

Hygiene in households such as restaurants, schools,<br />

hospitals and shopping centers should be provided<br />

by the enterprises. It is very important to clean<br />

and disinfect with effective products such as<br />

door handles, elevator buttons, ladder handrails,<br />

bathrooms and toilets, playgrounds, waiting<br />

halls. Developing solutions for the needs of business,<br />

Eczacıbaşı Profesyonel supports to businesses in<br />

hygiene with its concentrated cleaner. While Eczacıbaşı<br />

Profesyonel provides effective hygiene with less chemicals,<br />

enterprises also open the way for savings.<br />

<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>


70<br />

<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>


<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong><br />

71


72<br />

Yeditepe<br />

Üniversitesi<br />

Koşuyolu<br />

Hastanesi’nin<br />

Resmi açılışı<br />

gerçekleşti<br />

Yeditepe Üniversitesi Hastaneler Grubu’nun 8’inci şubesi olan Koşuyolu’ndaki<br />

hastanesinin resmi açılışı yapıldı. Törende konuşan Yeditepe Üniversitesi<br />

Kurucusu ve Onursal Başkanı Bedrettin Dalan; eğitimden aldıkları güçle, sağlık<br />

alanındaki çalışmalarını sürdürdüklerini ve Türkiye’de ilkleri gerçekleştirmeye<br />

devam ettiklerini belirtti.<br />

Türkiye’de bünyesinde tıp fakültesi bulunan ilk vakıf<br />

üniversitesi olan Yeditepe Üniversitesi, hastanelerine bir<br />

yenisini ekledi. Türkiye’nin ilk antimikrobiyal hastanesi<br />

olma özelliğini taşıyan Yeditepe Üniversitesi Koşuyolu<br />

Hastanesi’nin resmi açılışı, düzenlenen törenle gerçekleşti.<br />

Açılış töreninde bir konuşma gerçekleştiren Yeditepe<br />

Üniversitesi Kurucusu ve Onursal Başkanı Bedrettin<br />

Dalan “1996 yılında Yeditepe Üniversitesi’nin kuruluşunu<br />

takiben sağlık yatırımlarımızı önceliklendirdik. Üniversite<br />

hastanelerimiz üzerine çalışmaya başladık. Her zaman son<br />

teknolojiyi takip ederek yüksek kalitede sağlık hizmetini<br />

halkımıza ulaştırmayı hedefledik. Hastanelerimizde, bizim<br />

için her zaman ön planda olan insan sağlığı anlayışımız bu<br />

hastanemizde de devam ediyor. Mevcut yedi şubemizde<br />

birçok yeni teknoloji ve uygulamayı hayata geçirmiştik.<br />

Bugün de dünya standartlarının üzerinde bir hastaneyi<br />

ülkemize kazandırmanın gururu içerisindeyiz” dedi.<br />

Yeditepe Üniversitesi Koşuyolu Hastanesi’nin uluslararası<br />

arenada da kılavuz niteliğinde bir hastane olduğunu<br />

belirten Bedrettin Dalan, “Mikropları öldüren ve hiçbir<br />

insan hücresine zarar vermeyen, Yeditepe Üniversitesi<br />

Laboratuvarları’nda dünyada bir ilk olarak geliştirdiğimiz<br />

bor esaslı molekülü, kapı kollarından yer döşemesine,<br />

elektrik prizlerinden duvar boyalarına kadar mobilya ve<br />

ekipmanlarımıza uygulattık” şeklinde konuştu. Hastanelerin<br />

mikrobu sıfıra indirmek için minimum mobilya ve<br />

dekorasyona sahip olmaları gerektiğini belirten Dalan,<br />

“Hastanelerimizin hiçbirinde gösterişli bekleme salonları,<br />

oymalı koltuklar, halı döşemeleri, kadife perdeler gibi<br />

detayları göremezsiniz.<br />

<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>


73<br />

Çünkü bu detaylar hastanede mikrop barındırır ve<br />

enfeksiyonu tetikler. Hastanelerimizde mikrobu<br />

istemediğimiz için gereksiz hiçbir şeyi hastanemizde<br />

göremezsiniz. Biliyorum ki ileride tüm hastaneler bizim<br />

hastanelerimizi kılavuz alacak” dedi. Mikrop barındırmaması<br />

ve kolay temizlenmesi için hastanedeki tüm köşeleri iç<br />

bükey veya dış bükey olarak tasarladıklarını belirten Dalan<br />

“Türkiye’de, yine bir ilk olarak Yeditepe Üniversitesi’nin her<br />

iki hastanesinde de yıkanabilir yataklar bulunuyor. Hasta<br />

odadan çıktıktan sonra, yatak yüksek sıcaklıkta suyla<br />

yıkanıyor, özel bir maddeyle dezenfekte ediliyor ve yeni<br />

hasta tertemiz yatağına geliyor. Yalnızca bu dezenfeksiyon<br />

ve mikrobu kırma işlemi için 30 Milyon TL yatırım yaptık.<br />

Ayrıca her iki hastanemizde de havalandırmalarda<br />

antimikrobiyal filtreler bulunuyor.” şeklinde konuştu.<br />

“Başarımızın temelinde araştırmaya verilen değer var”<br />

Yeditepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Canan Aykut<br />

Bingöl, her gün daha iyisini gerçekleştirmek üzere sağlık<br />

alanında önemli yatırımlar gerçekleştirdiklerini belirterek<br />

“Bugün sahip olduğumuz başarının temelinde araştırmaya<br />

verdiğimiz önem ve topluma hizmet etme misyonumuz yer<br />

alıyor. ‘Tıp bilimine yön veren kişileri’ açıklayan araştırmaya<br />

göre, dünyanın ilk 100 hekimi arasında yer alan Prof. Dr.<br />

Gazi Yaşargil, Prof. Dr. Fahrettin Keleştemur ve Prof. Dr.<br />

Muzaffer Değertekin’in de Yeditepe Üniversitesi Hastaneleri<br />

bünyesinde yer almasından gurur duyuyoruz” dedi.<br />

<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>


74<br />

“Sağlıklı turizm”<br />

Sağlık turizmi; ülkemizde bunu andığımız zaman akla ilk gelen maalesef ki<br />

termal turizm, yani kaplıcalar. Son dönemlerde hızla yükselen bir trend olan ve<br />

çok önemli bir turizm çeşidi haline gelen sağlık turizmi, şifa bulmak için yaşadığı<br />

ülkeden başka bir ülkeye tedavi amacıyla gidilmesine deniyor. Tedavi için giden<br />

kişi ise haliyle sağlık turisti oluyor.<br />

Sağlık turizmi 3 başlık altında toplanıyor;<br />

1. Tıp turizmi (hastaneler kısmı)<br />

2. Termal turizm (kaplıcalar ılıcalar vs.)<br />

3. Yaşlı ve engelli turizmi (Geriatrik tedavi merkezi veya<br />

sosyal aktivitelerle birlikte uzun süreli konaklama)<br />

Peki, neden insanlar kendi ülkelerinde tedavi olmak<br />

yerine başka ülkelere tedavi olmaya gidiyor?<br />

İlk ve en önemlisi hasta olan kişinin hayata tutunma ve<br />

yaşama isteği, kişiyi hastalığıyla ilgili tedavi yöntemlerini<br />

en iyi ve en hesaplı şekilde nasıl iyileşebilirim soruları<br />

ışığında araştırmalar yapmasına itiyor. Bu araştırmalar<br />

sonucunda kişi, elde ettiği verilerle hem görmedikleri<br />

bir ülkeyi görmek hem de tedavi olmak fikri çok cazip<br />

geldiğinden sağlık turisti olmaya karar verebiliyor.<br />

Sağlık turizmi kapsamında yılda 30 milyon insanın<br />

seyahat ettiği, sağlık harcamalarının ise yılda 500 milyar<br />

dolar olduğu söyleniyor. Ülkemiz bu seyahat trafiğinin<br />

içerisinde Türk Hava Yolları tarafından 120 ülke, 299<br />

şehir ve 302 havalimanına gerçekleştirilen uçuşlar<br />

sebebiyle ulaşımı kolay olduğu için tercih edilen en ideal<br />

bölgelerden biri olarak görülüyor.<br />

Geçtiğimiz günlerde sağlık turizmi kapsamında<br />

sevindirici bir haber Sağlık Bakanlığı’ndan geldi. Bakanlık,<br />

bugüne kadar, sağlık turizmi kapsamında turistlere<br />

hizmet vermesi planlanan bin 700 hastanede kalite<br />

değerlendirmesi yaparak hastanelerin yüzde 70’ine geçer<br />

not verirken, 500 sağlık tesisine de yetki belgesi verdi.<br />

Türkiye Sağlık Turizmi Dernekleri Federasyonu<br />

Başkanı Dr. Tevfik Yazan sağlık turizmine dair geniş<br />

çaplı bilgiler vererek “kaplıca” ve “sağlık turizmi”<br />

farklarını ve sağlık turizmine dair son gelişmeleri<br />

anlattı.<br />

En genel anlamıyla; Tedavi amacıyla, sağlığı koruyucu<br />

ve geliştirme amacıyla ya da rehabilite edici amaçlı,<br />

şehirlerarası ya da ülkelerarası yapılan seyahatlerden<br />

doğan tüm etkinliklere “Sağlık Turizmi” denilmektedir.<br />

Sağlık turizmi; sadece tıbbi tedavi almak adına yapılan<br />

planlı bir hareketlilik değil aynı zamanda termal sağlık<br />

tesislerinde rehabilitasyon ve yaşlı bakım merkezlerinde<br />

kronik hastalık takibini de kapsamaktadır.<br />

Klasik olarak; <strong>Medikal</strong> Turizm, Termal ve SPA-Wellness<br />

Turizmi ve Yaşlı ve Engelli Bakım Turizmi olarak 3<br />

ana başlık altında incelenebilir.Sağlık turizmi pazarının<br />

büyüklüğü 100 milyar $’ı aşmaktadır. Her yıl ortalama<br />

14 milyonu aşan insan sağlık için sınır ötesi hareketlilik<br />

yapmaktadır. Tatil ve eğlence amaçlı turistler kişi<br />

başı ortalama 650 - 1000 $ harcama yaparken, sağlık<br />

hizmeti talebi ile gelen sınır ötesi hastalarda kişi<br />

başına harcamanın 6.000 – 9.000 $ arasında olduğu<br />

bilinmektedir.Türkiye’ye gelen uluslararası hasta sayısı<br />

her geçen yıl artmakta ve özellikle 2010 yılından sonraki<br />

artışlar dikkat çekmektedir. 2010 yılında Türkiye’ye gelen<br />

uluslararası hasta sayısı 110.000 civarında iken 2016<br />

yılında bu sayı 500.000 seviyelerini geçmiştir. Fakat<br />

gerek coğrafi konumu ve kültürel yapısı, gerekse de<br />

ekonomik ve sağlık sektörü kapasitesine göre Türkiye’nin<br />

sağlık turizmi alanında dünya pazarında istediği yeri elde<br />

ettiği söylenemez.<br />

Sağlık Turizminin Türkiye’nin ödemeler dengesindeki cari<br />

açığına çok önemli bir destek kaynağı olacağı aşikârdır.<br />

Türkiye’nin ihracata dayalı teknolojik ürün üretimi için<br />

ürün satış değerinin %80’i civarında ithal ürün bağımlılığı<br />

varken, sağlık temalı hizmet ihracatında bu oran %20<br />

’ler civarına düşmektedir yani her 100 liralık sağlık<br />

turizmi gelirinin, 80 lirası ülkemiz için net kazanımdır.<br />

DSÖ verilerine göre çoğu gelişmiş ve gelişmekte olan<br />

ülkelere kıyasla Türkiye’de sağlık hizmetleri daha az<br />

maliyetli durumdadır. Hem fiyatlar hem bekleme süreleri<br />

hem de sağlık teknolojileri açısından Türkiye tüm dünya<br />

için sağlık hizmeti alma amaçlı ziyarette ilk akla gelecek<br />

ülkelerden biridir. Zira son 15 yılda hem kamu, hem de<br />

özel sektörde sağlık alt yapısını ciddi olarak tamamladığı,<br />

kalite standartlarının gitgide arttığı ve geliştiği<br />

görülmüştür. Dünya rekabet ortamında bir söz sahibi<br />

olan sağlık sistemimizin devlet güvenilirliği ve hizmet<br />

kalitesi yönünden dünya çapında önemli bir yeri vardır.<br />

<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>


75<br />

VISA ve Oxford<br />

Economics’in yaptıkları<br />

bir incelemeye göre;<br />

medikal turizm eğilimleri<br />

ile ilgili ilginç görüşler<br />

ileri sürülmüştür; <strong>2018</strong> de<br />

medikal turizm endüstrisinin<br />

büyüklüğü yılda 14 milyon<br />

sağlık turisti ve bunların<br />

toplam 500 milyar doları<br />

aşan harcamaları olması<br />

beklenmektedir. Bu değer<br />

her yıl %25 oranında<br />

artarak,2025 yılında dünya<br />

nüfusunun yaklaşık %3-4<br />

ü sağlık nedenleriyle<br />

ilgili olarak uluslararası<br />

seyahat edecek ve yılda<br />

3 trilyon dolar bu amaçla<br />

harcanacaktır.<br />

Sektörün gittikçe artan önemine binaen,10. Kalkınma<br />

planına alınarak bir devlet politikası haline getirilmiştir.<br />

SATURK kurularak, sektörün kamu-özel, STK’lar olmak<br />

üzere tüm paydaşları bir araya getirilerek çalıştaylar,<br />

sektörün ihtiyaç duyduğu yönetmelik çalışmaları<br />

yapılmıştır. Ülkemizde sağlık turizmi ile ilgili resmi ilk<br />

yapılanma sağlık bakanlığı yapısı altında sağlık turizmi<br />

birimi kurulması ile başlamıştır.<br />

Sağlık Turizmi Koordinasyon Kurulu (SATURK) 6<br />

Şubat 2015 tarihli başbakanlık genelgesi ile kurulmuş<br />

ve genelge 7 Şubat 2015 tarih ve 29260 sayılı resmi<br />

gazetede yayınlanmıştır. SATURK altında 3 çalışma<br />

grubunun kurulması kararlaştırılmıştır.<br />

1. Mevzuat ve Akreditasyon Çalışma Grubu<br />

2. Eğitim ve Planlama Çalışma Grubu<br />

3. Uluslararası Tanıtım, Pazarlama ve Fiyatlandırma<br />

Çalışma Grubu<br />

Ayrıca bu hususta 23.07.2013 tarihli ve 25541 sayılı<br />

Bakan Onayı ile yürürlüğe konulan yönergenin amacı;<br />

Ülkemize yurt dışından gelen uluslararası hastalar ile<br />

turistlere, kamu ve özel sağlık kuruluşlarında sunulacak<br />

sağlık hizmetlerinin usul ve esaslarının belirlenmesidir.<br />

Bildiğiniz gibi geçtiğimiz aylarda da, Sağlık bakanlığımız<br />

UHSAŞ (Uluslararası Sağlık hizmetleri AŞ)’ı kurmuştur.<br />

Sektörde tanıtım, pazarlama, yönetmelikler, kalite, fiyat<br />

politikaları gibi önemli konularda bir standardizasyon<br />

getireceğini düşündüğümüz bu gelişmeyi çok<br />

önemsiyoruz ve başta Sayın Cumhurbaşkanımız ve Sayın<br />

Sağlık Bakanımız olmak üzere emeği geçen herkese<br />

teşekkür ederiz. Sektörle ilgili olarak, ülkemizin dört bir<br />

tarafını temsil eden, öncelikli amacı ve kırmızı çizgisi<br />

memleket sevdası ve Türkiye Cumhuriyeti Devletinin<br />

menfaatleri doğrultusunda olan bölgesel derneklerimizin<br />

bir araya gelerek, globalleşen dünyada stratejik bir<br />

sektör haline gelen sağlık turizminde, ülkemizin de<br />

hak ettiği payı alabilmesi ve konulan 2023, 2053, 2071<br />

hedeflerine ulaşabilmesi için “Hiç birimiz hepimiz kadar<br />

iyi olamayız” sloganıyla elimizden gelenin en iyisini<br />

yapmak için kurduğumuz TURSAF (Türkiye Sağlık<br />

Turizm Dernekleri Federasyonu) olarak, bu kapsamda<br />

her türlü işbirliği, katkı ve göreve hazır olduğumuzu da<br />

belirtmek isterim.<br />

Artık oluşturduğu bütçe ve katma değeri, avantajları<br />

dikkate alındığında, sağlık turizmini de, savunma<br />

sanayi kadar olmasa da, ben “Stratejik” bir sektör<br />

olarak tanımlıyorum. Konunun önemine binaen Sayın<br />

Cumhurbaşkanımız da, 2023 hedefleri arasında, sağlık<br />

turizmi ile ilgili olarak da “En az 2 milyon sağlık turisti<br />

ve en az 20 milyar dolar gelir” hedefi koymuştur. Kamu,<br />

özel ilgili kuruluşlar ve STK’larda bu bilinçle, ülkemizin<br />

dünyadaki bu pastadan hak ettiği payı alabilmesi için<br />

çalışmaktadırlar. Tahmini olarak <strong>2018</strong> sonu itibariyle de<br />

1 milyon sağlık turisti ve 5 milyar dolar gelir elde edilmiş<br />

olacak.<br />

Sağlık turizminin avantajları şu şekilde<br />

sıralanmaktadır.<br />

* Sağlık Turizmi gelirlerinin, ülkelerin ekonomik refahına<br />

katkısı,<br />

* Ülkeler arası bilgi paylaşımı ve stratejik ortaklıkların<br />

gelişmesi,<br />

* Teknoloji ve bilgi paylaşımına katkı,<br />

* Hasta memnuniyetini arttırması,<br />

* Bekleme sürelerinin azalması,<br />

* Kişiye özel hizmet alabilme,<br />

<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>


76<br />

Türkiye’de sağlık turizminin yapılmasının avantajlı<br />

yönleri ise;<br />

* Hastanelerin alt yapıları ve donanımlarının yüksek kalitede<br />

olması,<br />

*Kısa bekleme ve randevu sürelerinin olması,<br />

* Hekimlerin eğitim ve deneyim düzeyinin batı ülkeleri<br />

standartlarında olması,<br />

* Fiyatların avantajlı olması,<br />

* Coğrafi konum ve geleneksel turizm çekicilikleri ve iklim<br />

koşullarına sahip olması,<br />

* Türkiye’nin termal kaynakların zenginliği ( Avrupa’da birinci<br />

sıradadır.)<br />

* Turizmde belirli bir kaliteye ulaşılmış olması sayılabilir.<br />

(Tesis, hizmet kalitesi, yetişmiş insan gücü, vb.)<br />

*Tüm dünya destinasyonları üzerinden ulaşılabilir olması<br />

(4 saatlik uçuş mesafesinde yaklaşık 1,5 milyar insana<br />

ulaşılabilmektedir) ve dünyada söz sahibi olan ulusal hava<br />

yollarımızın olması.<br />

katkı sağlamak istedik. Oluşturulacak olan bu konseyde;<br />

sağlık turizmi alanında gelişmiş ve kendini ispat etmiş yeterli<br />

teknik, bilgi ve insan kaynağı alt yapısına sahip İslam ülkeleri<br />

ile diğer İslam Ülkeleri’nin birbirine entegre olmasını, hasta<br />

hareketliliğinin sağlanmasını ve sosyal sağlık projeleri ile<br />

sağlık turizmi politikalarının hükümet ve devlet politikaları<br />

ile desteklenerek ikili iş birliklerinin ülkeler nezdinde<br />

artırılması amaçlanmaktadır. 56 farklı İslam ülkesinden,<br />

300 farklı kişi ile 2000 civarı b2b görüşmeler yapılmıştır.<br />

Farklı salonlarda yapılan oturumlarla, konunun akademik<br />

boyutuyla da incelenme fırsatı bulunmuştur. <strong>Medikal</strong> Turizm<br />

Grubu, Termal, yaşlı ve engelli, kalite ve akreditasyon,<br />

uluslararası işbirliği ve yardım, mevzuat ve uluslararası sağlık<br />

hukuku, helal sağlık turizmi ve helal sağlık sigortası, seyahat<br />

acenteleri ve aracı kuruluşlar gibi çalışma alt grupları<br />

oluşturulmuştur.<br />

Uluslararası İslam Dünyası<br />

Sağlık Turizmi Konseyi<br />

7-11 Kasım tarihlerinde, Antalya’da,<br />

federasyonumuza bağlı, Alanya<br />

Sağlık Turizmi Derneği ve<br />

Uluslararası Antalya Sağlık<br />

Turizmi Dernekleri ev sahipliğinde<br />

düzenlenen “Uluslararası İslam<br />

Dünyası Sağlık Turizmi Konseyi”<br />

çalışması ile; Dünya İslam ülke ve<br />

topluluklarını bir araya getirerek,<br />

bu alandaki hasta akışını ülkemize<br />

çekerek, bunun planlamasının<br />

yapılacağı ve aynı zamanda<br />

ülkelerinden hasta gönderecek<br />

doğru karar vericilerle, ülkemizdeki<br />

sektör temsilcilerinin bir araya<br />

getirilmesi ve bu alanda yapılacak<br />

görüşmelerle sağlık turizminde<br />

İslam Ülkelerinde işbirliğini<br />

artırarak, lider ülke olma hedefimize<br />

<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>


78<br />

Op. Dr. Fevzi Akkan, Op. Dr. Akkan, Dr. Frederick Banting<br />

Dünyagöz<br />

“Diyabete<br />

Dikkat Et<br />

Görmeye<br />

Devam Et”<br />

Semineri’ni<br />

gerçekleştirdi<br />

Her yıl Kasım ayında kutlanan Dünya<br />

Diyabet Günü kapsamında, Dünyagöz<br />

Vakfı tarafından ‘Diyabete Dikkat<br />

Et Görmeye Devam Et’ Semineri<br />

düzenlendi. Türkiye’de milyonlarca<br />

kişinin sağlığını etkileyen diyabet<br />

rahatsızlığına dikkat çekmek amacıyla<br />

düzenlenen seminer, 14 Kasım tarihinde<br />

şef-yazar Aydan Üstkanat’ın katılımıyla<br />

Beşiktaş Belediyesi Akatlar Kültür<br />

Merkezi’nde gerçekleştirildi.<br />

Dünyagöz<br />

conducted<br />

“Manage<br />

diabetes and<br />

protect your<br />

vision” Seminar<br />

Within the scope of World Diabetes<br />

Day, which is celebrated in November<br />

every year, “Diyabete Dikkat Et<br />

Görmeye Devam Et” (Manage diabetes<br />

and protect your vision) Seminar was<br />

organized by Dünyagöz Foundation.<br />

The seminar was organized to draw<br />

attention to diabetes health condition<br />

affecting millions of people in Turkey<br />

with the participation of chef-author of<br />

the Aydan Ustkanat, on November 14,<br />

was held at the Besiktas Municipality<br />

Akatlar Cultural Center.<br />

<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>


79<br />

Diyabet hastalığı konusunda önemli çalışmalara imza<br />

atan ve insülinin bulucularından biri olan Dr. Frederick<br />

Banting’in doğum günü 14 Kasım’da kutlanan Dünya<br />

Diyabet Günü kapsamında, Dünyagöz Vakfı tarafından<br />

‘Diyabete Dikkat Et Görmeye Devam Et’ Semineri düzenlendi.<br />

21. yüzyılın en önemli ve en yaygın sağlık sorunlarının başında<br />

gelen diyabet ile ilgili bilincin arttırılması için Beşiktaş<br />

Belediyesi Akatlar Kültür Merkezi’nde düzenlenen seminerde<br />

uzmanlar hikayelerini paylaştı.<br />

Beşiktaş Belediyesi Akatlar Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen<br />

“Diyabete Dikkat Et Görmeye Devam Et” Semineri, Dünyagöz<br />

Etiler’den Op. Dr. Fevzi Akkan’ın ‘Diyabetin Göze Etkisi’<br />

başlıklı konuşması ile başladı. Diyabet rahatsızlığının<br />

gözlerde oluşturabileceği olumsuz etkiler ve rahatsızlıklar<br />

hakkında sunum yapan Op. Dr. Akkan, diyabet hastalığının<br />

retinadaki kılcal damarları bozduğunu ve görme kayıplara yol<br />

açabileceğini aktardı.<br />

Seminer, “şekerSİZ” kitabının yazarı şef Aydan Üstkanat’ın<br />

“ŞekerSİZ Daha Güzelim” oturumu ile devam etti. Doğru ve<br />

sağlıklı beslenmenin ipuçlarını paylaşan şef-yazar Üstkanat,<br />

geçirdiği reaktif hipoglisemi hastalığı ile nasıl mücadele ettiğini<br />

ve doğru beslenmenin püf noktalarını izleyicilerle paylaştı.<br />

“Diyabete Dikkat Et Görmeye Devam Et” Semineri, oturumların<br />

ardından gerçekleştirilen soru-cevap bölümüyle son buldu.<br />

November 14th was chosen for World Diabetes<br />

Day to honour Sir Frederick Banting, whose<br />

discovery of insulin along with Charles Best<br />

and the rest of his research team, made it possible to<br />

help people with diabetes lead more fulfilling lives.<br />

The seminar was organized by Dünyagöz Foundation<br />

in order to raise awareness about diabetes, which is<br />

one of the most important and most common health<br />

problems of the 21st century, experts shared their<br />

stories in the seminar held in Akatlar Cultural Center of<br />

Besiktas Municipality.<br />

Op. Dr. Fevzi Akkan, Dunyagoz Etiler, started his speech<br />

with the title ’The Effect of Diabetes on the Eye”. Dr.<br />

Akkan who presents presentations about the negative<br />

effects and discomforts of diabetes in eyes and informs<br />

that diabetes disease of the retina in the capillaries can<br />

lead vision loss.<br />

The seminar continued with “I’m More Beautiful<br />

without sugar” session of Aydan Üstkanat, editor of<br />

“ŞekerSİZ” book. She shared her clues about the right<br />

and healthy diet, with the audience how she struggles<br />

with the disease reactive hypoglycemia and the tricks<br />

of proper nutrition.<br />

The seminar ended with a question-answer session.<br />

<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>


HUMIRA’nın yeni<br />

formülasyonuyla<br />

daha ağrısız<br />

enjeksiyon<br />

AbbVie’nin Anti-TNF Grubu Biyolojik<br />

İlacı HUMIRA (adalimumab)’nın<br />

enjeksiyon yeri ağrısını azaltmak üzere<br />

tasarlanan yeni formu HUMIRA®<br />

40mg/0.4ml (adalimumab) Türkiye’de<br />

hastaların hizmetine sunuldu.<br />

• Yeni sitratsız HUMIRA 40mg/0.4ml ile daha ağrısız<br />

enjeksiyon<br />

Global biyofarma şirketi AbbVie, bugün enjeksiyon yeri<br />

ağrısını azaltarak hasta deneyimini iyileştirmek üzere<br />

tasarlanan HUMIRA® 40 mg/0.4 ml’nin lansmanını duyurdu.<br />

Yeni formülasyon aynı etken madde adalimumabı içerirken,<br />

sitrat tamponu ile diğer inaktifbileşenleri içermiyor.<br />

AbbVie, teknolojide sağlanan ilerlemeler sayesinde<br />

adalimumabın terapötik etkililiğinde herhangi bir değişiklik<br />

yapmadan, enjeksiyonda iritan olarak bilinen sitratı tamamen<br />

çıkardı. HUMIRA 40 mg/0.4ml ile enjeksiyondan hemen<br />

sonra hissedilen ağrı, güncel HUMIRA’ya oranla yüzde 84<br />

oranında, önemli ölçüde azalttığını açıkladı.1<br />

AbbVie Türkiye <strong>Medikal</strong> Direktörü Dr. Mahmut Gücük;<br />

“HUMIRA 40 mg/0.4 ml, hekimlerin ve hastaların son<br />

15 yılda HUMIRA ile gördüğü güvenlilik ve etkililik profili<br />

değişmeden, enjeksiyon yeri ağrısında önemli bir azalma<br />

sağlayacak” dedi. “HUMIRA ile hasta deneyimini geliştirmeye<br />

devam ederken, immünolojide yenilik yapma taahhüdümüzü<br />

sürdürüyor ve çeşitli platform teknolojileriyle hastalara ek<br />

yarar sağlayacak teknoloji ve cihazları araştırmaya devam<br />

ediyoruz.”HUMIRA sitratsız formülasyon için yapılan iki klinik<br />

çalışmanın her birinde orta ile şiddetli aktif romatoid artriti<br />

bulunan 60 yetişkin hasta incelenerek hastalar randomize<br />

edildikten sonra tek doz HUMIRA 40 mg/0.8 ml veya<br />

HUMIRA 40 mg/0.4 ml ve ardından bir sonraki doz için diğer<br />

tedaviyle tek bir enjeksiyon uygulandı. Her iki çapraz geçişli<br />

çalışmanın birleştirilmiş analizi, HUMIRA 40 mg/0.8 ml ile<br />

HUMIRA 40 mg/0.4 ml uygulamalarının hemen ardından,<br />

enjeksiyon yeri ağrısında istatistiki olarak fark gösterdi.<br />

(ortalama görsel analog skalası (VAS) 3,7 cm’e karşı 1,2 cm;<br />

P


82<br />

Berko İlaç, üretim tesislerinin<br />

üçüncü fazını açtı<br />

Otuz yılı aşkın<br />

süredir “Sağlıklı<br />

Yarınlara”<br />

vizyonuyla insan<br />

sağlığı için üretmeye<br />

ve çalışmaya devam<br />

eden, ilaç sektöründe<br />

güçlü bir marka<br />

olan Berko İlaç,<br />

Sultanbeyli’deki üretim tesislerinin üçüncü fazının açılışı gerçekleştirildi.<br />

Türkiye’nin önde gelen ilaç firmalarından Berko İlaç,<br />

üretim tesisinin üçüncü fazı için kurdele kesti. Hizmete<br />

alınan bu faz ile birlikte ilaç sektöründe yerelleşme<br />

adımları hızlanması amaçlanıyor. Tesisin içinde bulunan<br />

T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı onaylı Ar-Ge merkezinde<br />

milli ilaç seferberliğine büyük katkılar sağlanacak. İstanbul<br />

Sultanbeyli’de bulunan Berko İlaç Üretim Tesisleri’nin<br />

üçüncü fazının açılış töreni, Cumhurbaşkanlığı Sağlık ve<br />

Gıda Politikaları Kurulu Üyesi ve İVEK Vakfı Mütevelli<br />

Heyet Başkanı Prof. Dr. Necdet Ünüvar, SGK Eski Başkan<br />

Yardımcısı ve İVEK Vakfı Mütevelli Heyeti Üyesi Dr. Mustafa<br />

Kuruca, İVEK Vakfı Mütevelli Heyet Başkan Yardımcısı Ecz.<br />

Mehmet Domaç, Türkiye İlaç Sanayi Derneği Başkanı Cengiz<br />

Celayir, Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu Başkanı Dr. Hakkı<br />

Gürsöz, Sultanbeyli Kaymakamı Metin Kubilay gibi önemli<br />

isimlerin katılımıyla gerçekleştirildi.<br />

<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>


83<br />

Milli ilaca destek çağrısında bulunuldu<br />

Açılış töreninde konuşan Cumhurbaşkanlığı Sağlık ve<br />

Gıda Politikaları Kurulu Üyesi Prof. Dr. Necdet Ünüvar,<br />

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın verin çağrısında<br />

bulundu. Bugün Sultanbeyli’de Berko İlaç çok önemli<br />

bir tesisi hizmete alıyor. Bu hem sağlık sektörüne, hem<br />

istihdama, hem de ülkemizin ihracatına çok ciddi katkı<br />

sağlayacak bir alan. Vatandaşımızın sağlık hizmetlerine<br />

memnuniyetini de arttıracak önemli bir girişim. Berat Beran’ı<br />

gönülden kutluyorum.” açıklamalarında bulundu.<br />

Yerli ilaç sanayimize destek verilmeli<br />

Türkiye’de ilaç sanayisinin bir yere gelmesi için mutlaka yerli<br />

ilaç sanayiye güç verilmesi gerektiğini söyleyen Berko İlaç<br />

Yönetim Kurulu Başkanı Ecz. Berat Beran, “Kendi çabalarımla<br />

dünyanın birçok ülkesine ürün satıyorum;<br />

ABD, Kanada ve Hong Kong’a gidiyorum, ama bu yeterli<br />

değildir; Türkiye ilaç sanayi artık dünya ülkelerinde ve Afrika<br />

gibi destinasyonlarda fabrikalar kurmalı.” açıklamalarında<br />

bulundu.<br />

Bugün gurur duyacağımız bir ilaç sanayimiz var<br />

Türkiye’de 1980’den sonra yerli sanayinin çok iyi fiyat aldığını<br />

söyleyen Beran, “Yerli sanayimiz o parayı gerçekten sanayiye<br />

yatırdı. Bugün gurur duyacağımız bir ilaç sanayimiz var. Bu<br />

sebeple devletimiz sanayiye ayrıcalıklı yaklaşmalı. Bizlerin<br />

farkına varmalı, görmeli. Ben hayatımda, ilaçtan başka hiçbir<br />

iş ve yatırım yapmadım.<br />

Neyim var neyim yoksa bu üç binadır. Kendi gelir seviyeme<br />

göre bir hayatım, bir yaşantım yok. Bugün burada benim<br />

çocukluk arkadaşlarım, en büyük dostlarım, eskiden beri beni<br />

tanıyan benle beraber eczanemde mücadele veren kalfam ve<br />

oğlu var. Onlar, benim en büyük dostlarım. Ne çektiğimi en<br />

iyi onlar bilir, bana diyorlar ki; ‘Berat Bey nihayet başardın’,<br />

başardım başardım ama hala başaracak önümüzde uzun bir<br />

yol var.” dedi.<br />

Tesiste üretilecek olan ürünler, dünya pazarına ihraç<br />

edilecek<br />

Açılan tesisin Türkiye’deki ilaç üretim kapasitesine anlamlı<br />

bir katkı olacağını söyleyen Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz<br />

Kurumu Başkanı Dr. Hakkı Gürsöz ise “Burada üretilen<br />

ürünlerle ülkemizde üretilen imal ürünlerin payı daha da<br />

artacak. Bir önemli adımın ise, ihracat noktasında olacağını<br />

ümit ediyoruz. Tesiste üretilecek olan ürünler, dünya<br />

pazarına ihraç edilecek. Bu firmamız girişimci ve yenilikçi<br />

bir ruhla hareket eden bir firma… İnanıyorum ki birçok<br />

yeni ürün burada hayat bulacak ve insanımızın istifadesine<br />

burada sunulacak. Hem Türkiye, hem firma adına önemli<br />

bir yatırım olan bu fabrika şimdiden hepimiz için hayırlı<br />

uğurlu olsun.” ifadelerini kullandı. Tesisin üçüncü fazının<br />

faaliyete geçmesiyle Berko İlaç, yıllık 82 milyon kutu<br />

üretim kapasitesine kavuştu. Türkiye ilaç pazarının güçlü bir<br />

oyuncusu olan Berko İlaç, dünya markası olma vizyonuyla<br />

başta ABD ve Kanada olmak üzere 14 ülkeye ihracat yapıyor.<br />

Hizmete alınan bu fazla beraber üretimin, istihdamın ve<br />

ihracatın arttırılması hedefleniyor.<br />

<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>


84<br />

Abdi İbrahim <strong>Medikal</strong> Direktörlüğü Uyarıyor;<br />

“Koah dünyada<br />

dördüncü ölüm nedeni”<br />

Abdi İbrahim <strong>Medikal</strong> Direktörlüğü, tüm dünyada önemli bir halk sağlığı sorunu<br />

olan KOAH ile ilgili farkındalık oluşturmak amacıyla düzenlenen Dünya KOAH<br />

Günü’nde hastalıkla ilgili çarpıcı bilgilere dikkat çekiyor. Dünya genelinde<br />

dördüncü en sık ölüm nedeni olan Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı’nın<br />

(KOAH) 2020 yılında üçüncü sıraya yükselmesi bekleniyor.<br />

Abdi İbrahim <strong>Medikal</strong> Direktörlüğü, dünya genelinde<br />

dördüncü en sık ölüm nedeni olan KOAH’ın 2020 yılında<br />

üçüncü sıraya yükseleceğine dikkat çekiyor. Yapılan<br />

açıklamada, KOAH’ın dünya genelinde sadece 2012 yılında<br />

tüm ölümler içerisindeki payının %6 olduğu ve 3 milyon insanın<br />

ölümüne neden olduğu belirtiliyor.<br />

2002 yılından bu yana her yıl Kasım ayında Obstrüktif Akciğer<br />

Hastalıkları Küresel Girişimi (Global Initiative of Obstructive<br />

Lung Diseases – GOLD) önderliğinde dünya genelinde KOAH<br />

günü etkinlikleri düzenleniyor. “Hiçbir Zaman Erken Değil - Hiçbir<br />

Zaman Geç Değil” sloganı ile düzenlenen etkinliklerde, KOAH<br />

tanısı konulması veya şüphelenilmesi için erken olmadığı ve KOAH<br />

tanısı koyulan hastaların tedavisi için geç kalınmadığı vurgulanıyor.<br />

Yapılan açıklamada, çoğunlukla sigara kullanım hikâyesi olan<br />

veya sigara içmekte olan 40 yaş ve üzeri erişkinlerde görülen<br />

Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı’na bağlı zararların, toplumun<br />

yaş ortalaması ve risk faktörlerine maruz kalma nedeniyle,<br />

önümüzdeki on yıllar içinde artacağına dikkat çekiliyor.<br />

KOAH için, başta sigara olmak üzere tütün ve tütün mamullerinin<br />

kullanılması en büyük risk faktörü olarak başı çekiyor. Zararlı gaz<br />

ve partikül maruziyeti sonucu akciğerlerde kalıcı olarak hava akımı<br />

kısıtlılığı gelişiyor. Nefes darlığı, balgamlı veya balgamsız öksürük<br />

gibi belirtilerle kendini gösteren KOAH, alevlenme olarak tabir<br />

edilen akciğer fonksiyonlarında ve hastanın genel durumunda ani<br />

olarak meydana gelen kötüleşmeler ile seyreden uzun süreli bir<br />

hastalık. Alevlenmeler hastanın tedavisi ve hastalığın gidişatı için<br />

olumsuz etki oluşturabiliyor.<br />

Çoğu KOAH tanılı hastada aynı zamanda başka hastalıklar da<br />

görülebiliyor. Bunların başlıcaları kalp damar sistemi hastalıkları,<br />

iskelet kası fonksiyon bozuklukları, metabolik sendrom,<br />

osteoporoz (kemik erimesi), depresyon, anksiyete ve akciğer<br />

kanseridir.<br />

Abdi İbrahim Medical Director points out that COPD, the fourth<br />

most common cause of death in the world, will increase to<br />

third place in 2020. In a press release it was stated that COPD<br />

constitutes 6% of all deaths in the world and caused the death<br />

of 3 million people.<br />

Since 2002, COPD day activities are organized worldwide in<br />

November, under the leadership of the Global Initiative of<br />

Obstructive Lung Diseases (GOLD). In the events organized<br />

under the motto “Never too early - Never too late”, it is<br />

emphasized that it is not too early for the diagnosis or suspicion<br />

of COPD and that it is not too late for the treatment of patients<br />

diagnosed with COPD.<br />

According to the statement, it is pointed out that the damages<br />

due to Chronic Obstructive Pulmonary Disease in adults aged<br />

40 years and older who mostly have a smoking history or are<br />

smokers will increase over the next decades due to the age<br />

average and exposure to risk factors.<br />

For COPD, the use of tobacco and tobacco products, especially<br />

cigarettes, is the biggest risk factor. As a result of exposure<br />

to harmful gas and particles, persistent airflow limitation is<br />

developed in the lungs. COPD, manifested<br />

by symptoms such as shortness of breath,<br />

productive or non-productive cough is a longterm<br />

disease characterized by worsening of lung<br />

function and general condition of the patient<br />

expressed as exacerbation. Exacerbations can<br />

have a negative impact on the treatment of the<br />

patient and the course of the disease.<br />

Most patients with COPD can also have other<br />

diseases. Most of these are cardiovascular<br />

system diseases, skeletal muscle dysfunction,<br />

metabolic syndrome, osteoporosis, depression,<br />

anxiety and lung cancer.<br />

<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>


85<br />

Medical Directorate of Abdi Ibrahim warns:<br />

“Copd is the fourth cause of<br />

death in the world”<br />

The Abdi İbrahim Medical Directorate draws attention to striking information<br />

about the disease on World COPD Day, which is organized to raise awareness about<br />

COPD, an important public health problem all over the world. Chronic Obstructive<br />

Pulmonary Disease (COPD), the fourth most common cause of death worldwide, is<br />

expected to rise to third place in 2020.<br />

Avrupa’da Solunum Sistemi Hastalıkları Maliyetlerinin %56’sı<br />

KOAH.KOAH’ın toplum için ciddi bir sosyal ve ekonomik yük<br />

oluşturduğunu belirten Abdi İbrahim <strong>Medikal</strong> Direktörlüğü,<br />

maliyetlerin büyük kısmının alevlenmeler ve sonuçlarına bağlı<br />

olarak oluştuğunu belirtiyor. Sadece Avrupa Birliği’nde tüm<br />

sağlık harcamalarının içerisinde %6’lık pay solunum sistemi<br />

hastalıklarına bağlı oluşuyor. Bu solunum sistemi hastalıkları<br />

maliyetlerinin ise %56’sı KOAH nedeni ile gelişiyor.<br />

KOAH tanısı için solunum fonksiyon testinin ardından tanı<br />

konuluyor ve hastalar şikayetleri, bulgularının ağırlığı ve aynı<br />

zamanda alevlenme durumlarının sıklığına göre 4 kategoriye<br />

ayrılıyor. Bu kategorizasyonun ardından hastaya uygun olan<br />

tedaviye başlanıyor. Başlıca tedavi yöntemi hastanın rahat<br />

kullanabileceği ve uyum göstereceği bir inhaler cihaz yardımı ile<br />

verilen ilaç tedavisi. Bunun için nefes ile akciğerlere ilaç etken<br />

maddelerini ulaştıran inhaler cihazlar tercih ediliyor. Hastaların,<br />

hekimleri tarafından reçete edilen tedaviye uyum göstermeleri<br />

tedavi süreci için büyük önem taşıyor. Tedavisini düzenli bir<br />

şekilde alan bir hastanın gidişatı tedavi uyumu<br />

olmayan bir hastaya göre çok daha olumlu<br />

olacaktır. Düzenli Tedavi, Hastalığın Gidişatı İçin<br />

Büyük Önem Taşıyor. KOAH tedavisinde hekim<br />

ile hastanın kuracağı diyalog, hastanın hastalığı<br />

hakkındaki farkındalık düzeyi, ilaç tedavisinin<br />

doğru ve düzenli bir şekilde uygulanması, düzenli<br />

takipler ile hastalığın gidişatının kontrolü için<br />

büyük önem taşıyor. Abdi İbrahim <strong>Medikal</strong><br />

Direktörlüğü, uygun tedavi ile KOAH hastalarının,<br />

hastalıklarının gidişatı ve yaşam kalitelerinde<br />

olumlu sonuçlar alabileceğini belirtiyor.<br />

In Europe, COPD constitutes 56% of Respiratory System<br />

Diseases CostsStating that COPD is a serious social and<br />

economic burden for the community, Medical Directorate<br />

of Abdi İbrahim states that the large part of the costs are<br />

due to exacerbations and its consequences. 6% of all health<br />

expenditures in European Union are for respiratory diseases.<br />

COPD constitutes 56% of these respiratory system diseases<br />

costs.The diagnosis of COPD is based on the respiratory function<br />

test and the patients are divided into 4 categories according to<br />

their complaints, the severity of their findings and the frequency<br />

of exacerbations. After this categorization, the appropriate<br />

treatment is started. The main treatment method is medication<br />

given by an inhaler device which is easy to use and comply by<br />

the patient. Inhaler devices are preferred to deliver the active<br />

pharmaceutical ingredient to the lungs through inhalation.<br />

Patients’ compliance with the treatment prescribed by their<br />

physicians is crucial for the treatment process. The course of a<br />

patient who receives his treatment regularly will be much more<br />

favorable than a non-complaint patient.<br />

Regular treatment is of great importance for the course of<br />

the diseaseIn the treatment of COPD, the dialog established<br />

between the physician and the patient, patient’s level of<br />

awareness about the disease, the correct and regular<br />

administration of mediacation, regular follow-up and control<br />

of the course of the disease is of great importance. Medical<br />

Directorate of Abdi Ibrahim states that COPD patients may<br />

obtain positive results in the course of their disease and their<br />

quality of life with appropriate treatment.<br />

<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>


86 Article<br />

Novartis Türkiye,<br />

yerel üretime<br />

onkoloji alanındaki<br />

ürünü ile devam<br />

ediyor!<br />

Novartis Turkey, to its<br />

localproduction,<br />

continues with<br />

products in the<br />

field of oncology!<br />

• Novartis Türkiye, global ölçekte önemli<br />

bir üretim noktası olarak ülkemizin<br />

yerelleşme politikaları ile paralel biçimde<br />

ilaç üretiminde lokalizasyonu destekleyerek<br />

bu alanda öncülük edecek çalışmaları<br />

sürdürüyor.<br />

• Yerel üretim stratejisi doğrultusunda 2014<br />

yılından bu yana çalışmalarını sürdüren<br />

Novartis Türkiye, Kronik Miyeloid Lösemi<br />

alanında devrim oluşturan ilacın yerli<br />

üretiminin yanı sıra 2019 yılı Ağustos<br />

ayında 2 yeni yerli ürünü pazara sunmayı<br />

planladıklarını belirtti.<br />

• Novartis Turkey, as an important point<br />

of production on a global scale in parallel<br />

with our country’s decentralization policy<br />

by supporting the localization of drug<br />

production continues to work which is<br />

going to be leading in this area.<br />

•Novartis Turkey, has been working since<br />

2014 in line with local production strategy.<br />

In addition to the domestic production of<br />

the drug, which has revolutionized the field<br />

of chronic myeloid leukemia, said that they<br />

are planning to introduce 2 new domestic<br />

products to the market in August 2019.<br />

<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>


87<br />

Novartis İlaç, Novartis Onkoloji, Sandoz İlaç ve Alcon<br />

olarak 4 divizyon ve üretim tesisleri ile 60 yıldan fazla<br />

süredir Türkiye’de faaliyet gösteren Novartis Grup;<br />

Türkiye’deki tesislerinde ürettiği katma değeri yüksek<br />

ilaçlarla Türkiye’nin yüksek teknolojili üretimine katkı<br />

sağlıyor. Novartis Türkiye global ölçekte önemli bir üretim<br />

noktası olarak, ülkemizin yerelleşme politikaları ile paralel<br />

biçimde ilaç üretiminde lokalizasyonu destekleyerek bu<br />

alanda öncülük edecek çalışmaları sürdürüyor.<br />

Novartis Group who is being operating production facilities in<br />

Turkey with Novartis Pharmaceuticals, Novartis Oncology,<br />

Sandoz Pharmaceuticals and Alcon as 4 division and more<br />

than 60 years; contributes to Turkey’s high-tech medication<br />

production with its enterprises in Turkey producing an added<br />

value.Novartis Turkey as an important point of production on a<br />

global scale, in parallel with the country’s decentralization policy<br />

in this area by supporting the localization of drug production<br />

continues works which will be leading as well.<br />

“Son 10 yılda gerçekleştirdiğimiz 1,5 milyar dolarla<br />

Türkiye’nin en çok ilaç ihracatı yapan firmasıyız”<br />

Sağlık hizmetleri alanında dünyanın lider ilaç şirketlerinden<br />

biri olarak, 60 yıldır yatırımlarıyla Türkiye’ye bağlılığını<br />

sürdürdüklerini belirten Novartis Grup Türkiye Başkanı<br />

ve Sandoz Türkiye Genel Müdürü Dr. Altan Demirdere<br />

‘Üretim tesislerimizden 2017’de 130 milyon dolar ihracat<br />

gerçekleştirdik. Son 10 yılda gerçekleştirdiğimiz toplam<br />

1,5 milyar dolarla Türkiye’nin en çok ilaç ihracatı yapan<br />

firması olduk. Klinik araştırmalarda sektörde öncülük<br />

ederek 2017’de 114 klinik çalışmaya yaklaşık 60 milyon<br />

dolar yatırım yaptık. Tüm bunlar global bir şirket olarak<br />

Türkiye’nin genç ve dinamik nüfusuna, pazarına duyduğu<br />

güvenin en önemli göstergesi.<br />

Dolayısıyla Novartis olarak, yatırımlarımızı artırarak<br />

Türkiye’deki varlığımızı güçlendirmeye devam edeceğiz.<br />

Bu kapsamda devletimizin yerel üretim alanındaki<br />

stratejilerine paralel şekilde çalışmalarımızı sürdürüyoruz.<br />

Hastaların hayatlarında fark oluşturacak ilaçlarımızla ve<br />

yatırımlarımızla Türk insanına bağlılığımızı sürdüreceğiz.’<br />

dedi.<br />

Onkoloji alanındaki ilk yerli ürün pazara sunuldu<br />

Milli ekonomiyi yerelleştirme noktasında ülke ekonomisine<br />

katkı sağlama hedefiyle ilerleyen Novartis Onkoloji ise,<br />

grubun stratejileri ile paralel olarak yerel üretim alanındaki<br />

çalışmalarını hızla sürdürüyor.2014 yılından itibaren yerel<br />

üretim çalışmalarını sürdüren Novartis Onkoloji Türkiye, bu<br />

alandaki başarılı sonuçlara imza atıyor. Novartis Onkoloji<br />

Türkiye Genel Müdürü Pınar Üstündağ, bu çalışmalarının<br />

neticesinde onkoloji portföyünde pazara verilen, Kronik<br />

Miyeloid Lösemi alanında devrim açmış olan ilacın yerli<br />

olarak üretilmeye başlandığını ve geçtiğimiz aylarda<br />

hastalarla buluştuğunu vurguladı. Üstündağ, “Novartis<br />

Onkoloji Türkiye olarak, ülkemizin yerel üretim konusundaki<br />

hedeflerine ve politikalarına sürdürülebilir katkı sağlamak<br />

amacıyla yerel üretim konusundaki planlamalarımızı 2014<br />

yılından bu yana sürdürüyor; bu alanda öncü olmanın<br />

gururunu ve mutluluğunu yaşıyoruz. Kurtköy üretim<br />

tesislerinde ilk yerli üretilen ilacımız dışında 2 yeni yerli<br />

üretilecek ilacımızı daha 2019 yılının Ağustos ayında<br />

hastalarla buluşturmayı planlıyoruz” dedi.<br />

With the 1.5 billion dollars that we have realized in the last<br />

10 years, we are the Turkey’s largest drug company in the<br />

exporting<br />

Novartis Group Turkey President and General Manager of<br />

Sandoz Turkey Dr. Altan Demirdere the field of health care as<br />

one of the world’s leading pharmaceutical companies, said that<br />

in they have remained committed to its investments in Turkey<br />

for 60 years and he continued. “In 2017, we made exports of<br />

130 million dollars from our production facilities. We have a<br />

total of 1.5 billion dollars, the company that makes Turkey’s top<br />

pharmaceutical exports have realized in the last 10 years. We<br />

have invested approximately 60 million dollars in 114 clinical<br />

studies in 2017, pioneering the sector in clinical research. All<br />

this, as a global company, It is the most important indicator<br />

that shows our confidence for Turkey’s young and dynamic<br />

population, and in the market as well. Therefore, as Novartis,<br />

by increasing our investment will continue to strengthen our<br />

presence in Turkey. In this context, we continue to work in line<br />

with the strategies of our state in the field of local production.<br />

We will continue our commitment to the Turkish people with<br />

our medicines and investments that will make a difference in<br />

patients’ lives.” He said.<br />

The first domestic product in the field of oncology has<br />

launched<br />

Novartis Oncology, which aims to contribute to the national<br />

economy at the point of localizing the national economy,<br />

continues its efforts in the local production field in parallel with<br />

the group’s strategies.<br />

Novartis Oncology Turkey that continues the work of local<br />

production since 2014, achieves successful results in this area.<br />

Turkey General Manager of Novartis Oncology Pinar Üstündağ,<br />

as a result of this work said that the drug, which was launched<br />

on the market in its oncology portfolio and opened a revolution<br />

in the field of Chronic Myeloid Leukemia, was started to be<br />

produced locally. And stressed that the drug has met with the<br />

patients in the past months. Üstündağ has said that “As Novartis<br />

Oncology Turkey, our planning on sustainable local production<br />

in order to contribute to the goals and policy on local production<br />

are continuing since 2014. We are proud of being a pioneer in<br />

this field. In Kurtköy production facilities, we plan to bring 2 new<br />

domestic medicines to our patients, in August 2019, in addition<br />

to our first domestic medication productions.” She said.<br />

<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>


88<br />

<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>


<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong><br />

89


90<br />

Medical experts<br />

once again<br />

were “spoiled<br />

for choice” at<br />

MEDICA and<br />

COMPAMED<br />

Sağlık Sektörü<br />

Uzmanları<br />

bir kez daha<br />

MEDICA ve<br />

COMPAMED<br />

’de “seçim için<br />

şımartıldı”<br />

Dünya çapında benzersiz birçok konu<br />

ve teklif kapsamı – Dijitalleşme dalgası,<br />

adeta yeniliklerden oluşan bir sele<br />

dönüştü.<br />

A scope of topics and offers that is<br />

unique worldwide – Digitalisation wave<br />

causes a flood of innovations.<br />

<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>


91<br />

Duesseldorf’ta düzenlenen ve dünyanın en<br />

büyük medikal ticaret fuarı olan MEDICA<br />

ile yine dünyanın en büyük uluslararası<br />

lider tedarikçi fuarı olan COMPAMED’de<br />

işlenen konu başlıkları düşünüldüğünde<br />

bir araya gelen tüm uluslararası sağlık<br />

hizmetleri endüstrisi kanaat önderleri seçim<br />

yapabilmeleri adına adeta şımartıldılar.<br />

Dört gün boyunca devam eden fuar, yaklaşık<br />

120.000 ziyaretçi ile (takribi 155 ülke ve<br />

3%2’lik bir uluslararası katılım payı ile) daha<br />

önce hiç olmadığı kadar yoğun ve uluslararası katılımı fazla<br />

bir şekilde gerçekleşti.<br />

12–15 Kasım <strong>2018</strong> tarihleri arasında gerçekleşen fuar,<br />

66 faklı ülkeden tam olarak 5.273 stant açan firma ve<br />

bunun % 80’in üzerinde bir pay ile uluslararası katılımdan<br />

oluşması MEDICA için yeni bir rekor anlamına gelmektedir.<br />

COMPAMED ise sorunsuz bir şekilde yine 40 farklı ülke<br />

ve 783 stant açan firma ile rekorunu sürdürmektedir.<br />

“Dünyanın başka hiçbir yerinde, gelişim için gerekli olan<br />

tüm proses süreçleri düşünülerek ortaya konan yenilikçi<br />

buluşları, yeni üretim medikal ekipmanları, ürünleri, araç<br />

ve gereçleri, ileri teknoloji çözümleri bu denli kusursuz<br />

bir şekilde sunan ve aynı zamanda konularına öne çıkmış<br />

uzmanlarca gerçekleştirilen yüzlerce konuşmayı bir arada<br />

bulabileceğin başka bir platform daha düşünemiyorum”<br />

diyen ve <strong>2018</strong> yılından bu yana Messe Duesseldorf’un<br />

CEO’luk görevini yürüten Wolfram Diener bu pragmatik<br />

yelpazeden çok etkilendiğini belirtti.<br />

Aynı zamanda Asya’da çok büyük başka bir ticaret fuarının<br />

da uzun yıllar liderlik pozisyonunu devam ettirmiş olan<br />

Diener bu karşılaştırmayı yapabilecek ender insanlardan<br />

bir tanesidir. Bu fuarla birlikte kendisi, çeşitli ülkelerdeki<br />

pazarlara, Pazar yapılarına ve aynı zamanda yenilikçi<br />

çalışmalara odaklanma imkânı bulmuştur.<br />

Once again, decision makers of the international healthcare<br />

industry were “spoiled for choice” when it came to the themes<br />

at the world’s largest medical trade fair MEDICA and the<br />

internationally leading supplier trade fair COMPAMED in<br />

Düsseldorf. On the four days of the fair, around 120,000<br />

visitors (with an international share of approx. two thirds<br />

from around 155 countries) enjoyed an offer that was more<br />

extensive and international than ever before. The fair took<br />

place from 12 to 15 November <strong>2018</strong>. 5,273 exhibitors from 66<br />

countries and an international share of more than 80 percent<br />

mean a new record for MEDICA. COMPAMED also seamlessly<br />

continued its record run with 783 exhibitors from 40 states.<br />

“Nowhere else in the world will you find the entire process<br />

chain of innovations for the development, manufacture and<br />

marketing of medical devices, products, instruments and<br />

high-tech solutions presented in such a seamless manner<br />

and broached in hundreds of speeches by renowned experts,”<br />

say Wolfram Diener, CEO of Messe Düsseldorf since <strong>2018</strong>,<br />

impressed by the programmatic range. Diener is able to draw<br />

this comparison, as he held a leadership position at another<br />

trade fair host in the Asian business for many years. Here,<br />

he gained insight into markets, their structures and focus<br />

on innovation in various countries. “At MEDICA, visitors can<br />

see for themselves what is generally possible with regard to<br />

modern outpatient and clinical care and in which areas new<br />

processes and care models are being used in a promising way.<br />

<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>


92<br />

Diener “MEDICA’da tüm ziyaretçiler modern ayakta<br />

tedavi ve klinik bakım konularında artık nelerin mümkün<br />

olduğunu ve yeni süreçler ile bakım modellerinin<br />

umut verici bir şekilde nasıl ve hangi alanlarda<br />

kullanılabildiklerini kendileri bizzat görebilirler” dedi. Ve<br />

tüm bu tespitlerini birçok stant açan firma ile yaptığı<br />

görüşmeler neticesinde ortaya koydu.<br />

Tüm konular göz önüne alındığında, eğilimin en fazla<br />

olduğu özellikle dijital dönüşüm konusu ile ilgili olarak<br />

ziyaretçilere çok fazla bilgi sunuldu. Diener sözlerini,<br />

“MEDICA <strong>2018</strong>’deki salonlardan bir tanesine girin ve<br />

orada gerçekleştirilen kabaca 1000 adet civarında<br />

dijitalleşme içeriği taşıyan sunumdan bir tanesini bile<br />

dinlediğinizde şunu çok net olarak göreceksiniz ki;<br />

dijitalleşme ile ortaya konan yeniliklerin sadece hizmet<br />

sağlayıcılara değil aynı zamanda doktorlara ve en<br />

önemlisi hastalara da büyük faydalar sağlayacaktır”<br />

diyerek tamamladı.<br />

Messe Duesseldorf’ta Sağlık ve <strong>Medikal</strong> Teknolojiler<br />

Küresel Portföy Direktörü olarak çalışmakta olan Horst<br />

Giesen ise tüm taraflar için dijitalleşmenin önemini şu<br />

şekilde vurguluyor. “Dijitalleşme hastalar açısından tüm<br />

tıbbi personel en verimli şekilde kullanılması ve uzmanlık<br />

bilgisine en kolay şekilde ulaşım gibi önemli konularda<br />

büyük faydalar sağlayacaktır. Örneğin komşu üniversite<br />

hastanesinde, hatta başka bir ülkede bulunmakta olan<br />

bir uzman bilgisine sanal olarak ulaşabilmek kolaylıkla<br />

mümkün olabilecektir.”<br />

These impulses are gaining importance, especially with<br />

regard to the German market. Service providers in this<br />

country are faced with ever growing price pressure. At the<br />

same time, they fortunately also benefit from an increasing<br />

orientation towards innovation and new technologies,”<br />

says Wolfram Diener, drawing on knowledge gained in<br />

numerous conversations with exhibitors. Particularly<br />

with regard to one of the most significant trends of all,<br />

digital transformation, visitors were offered a lot of<br />

new information. A walk through the halls at MEDICA<br />

<strong>2018</strong> as well as participation in one of the roughly 1,000<br />

presentations from the programme of the accompanying<br />

forums and conferences proved that the many innovations<br />

related to digitalisation not only offer good business<br />

perspectives to their providers, they also benefit doctors<br />

and particularly patients. “Benefits for patients are a<br />

more efficient use of medical personnel on the one hand<br />

and easier access to specialist know how on the other,<br />

for example when experts from neighbouring university<br />

hospitals or even from abroad are called in virtually,”<br />

emphasises Horst Giesen, Global Portfolio Director Health<br />

& Medical Technologies at Messe Düsseldorf.<br />

<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>


93<br />

MEDICA, dünyanın her yerinden yeni başlayanlar<br />

için etkin nokta<br />

Şu anda, pahalı yeni donanım geliştirmelerine<br />

dayanmayan, ancak öncelikli olarak yazılım odaklı<br />

olan daha dijital sağlık uygulamalarına yönelik açık<br />

bir gelişme bulunmaktadır. Bu gelişme ise büyük<br />

şirketlerin ellerinde gibi gözükse de sadece onlara ait<br />

olarak kalmamaktadır. Dünyadaki start-up’larda bu<br />

teknolojik fırsatları bir şekilde ele geçirebilmektedirler.<br />

Onlar için MEDICA, geçtiğimiz yıllardan başlayarak<br />

artan bir ilgi odağı halinde gelmiştir.Yeni startup’lar<br />

MEDICA BAĞLANTILI SAĞLIK FORUMU ve<br />

MEDICA App COMPETITION (Salon 15) kapsamında<br />

düzenlenen “MEDICA DISRUPT” girişimi ile her gün<br />

sunumlar yapmışlardır. Toplam 50’den fazla startup<br />

cilt kanseri ve kronik rahatsızlıkların (özellikle<br />

kalp ve akciğeri etkileyen) hayati belirtilerini ve<br />

aktivitelerini efektif bir şekilde izlemek ve kolaylıkla<br />

takip edebilmek üzere geliştirdikleri yenilikçi<br />

çözümleri sunmak üzere adeta sahneye hücum ettiler.<br />

Heyecan verici start-up’lar MEDICA START-UP<br />

PARK’ta, Giyilebilir Teknolojiler Bölüm salonunda<br />

(Salon 15) ve ayrıca Fransa, İsrail ve Finlandiya<br />

ortak standlarında yerlerini aldılar. Bu alanlarda<br />

sunulan yenilikçi çalışmalara birkaç örnek vermek<br />

gerekirse; retina ve gözleri incelemek üzere geliştirilen<br />

bir ophthalmoscope akıllı telefon bulunmakta idi.<br />

Ayrıca yara iyileşme sürecini uyarılarla belirtebilmek<br />

üzere mavi ve kırmızı LED ışıkları kullanan akıllı bir<br />

ağrı yaması katılımcıların incelemesine sunuldu.<br />

Belçika’dan katılan “FibriCheck” isimli geliştirici ekip,<br />

UYGULAMA YARIŞMASINDA (Akıllı Telefonlarda kullanılmak üzere)<br />

kardiyak aritmileri tanıyan ve yapay zekâya dayalı bir akıllı telefon<br />

uygulaması ile galip geldi. Tek yapılması gereken ise bir parmağı akıllı<br />

telefon kamerası ile taramaktı.<br />

MEDICA is the hotspot for start ups from around the world<br />

At the moment, there is a clear development towards more digital<br />

health applications that are no longer based on expensive new hardware<br />

developments but are primarily software-driven. This development<br />

plays into the hands of large companies, but not just theirs. Start-ups<br />

around the world are also seizing their opportunity. For them, MEDICA<br />

has increasingly become a hot spot in the past years. New start-ups<br />

gave presentations every day in the “MEDICA DISRUPT” initiative, held<br />

within the scope of the MEDICA CONNECTED HEALTHCARE FORUM<br />

and the MEDICA App COMPETITION (Hall 15). A total of over 50 startups<br />

stormed the stage to present solutions for everything from treating<br />

skin cancer and chronic conditions (affecting the heart and lungs, for<br />

example) to telemonitoring and tracking of vital signs and activity.<br />

Thrilling start-ups could also be found in the MEDICA START-UP<br />

PARK, at the Wearable Technologies Show (both in Hall 15) as well as<br />

at the joint booths, especially of France, Israel and Finland. Among the<br />

product innovations presented here were a smartphone opthalmoscope<br />

to examine retinas and eyes as well as a smart pain patch that uses<br />

blue and red LED light to stimulate the wound healing process, to name<br />

a few examples. The developer team from “FibriCheck” in Belgium<br />

emerged victoriously from the App COMPETITION with a smartphone<br />

application based on artificial intelligence that recognises cardiac<br />

arrhythmias. All you have to do is scan one finger with a smartphone<br />

camera.<br />

<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>


94<br />

Program öne çıkan özellikleri tüm katılımcılar<br />

büyüledi<br />

Sergi beraberinde eş zamanlı olarak düzenlenen<br />

program, piyasadaki en önemli trendlere odaklanmış<br />

ve tüm izleyicilerin mükemmel tepkisi ile yanıt bulan<br />

sayısız ilgi çekici özellikler sundu. Burada ziyaretçiler,<br />

yapay zekâ kullanımının çok daha büyüleyici örneklerini<br />

deneyimleme şansı bulmuşlar ve gerçekten de bu<br />

nefes kesici güzellikteki buluşların, geleceğin üretim<br />

hatlarında olduklarını rahatlıkla görebildiler.<br />

Bir örnek vermek gerekirse; MEDICA BAĞLI SAĞLIK<br />

BAKIM FORUMUNDA gerçekleştirilen Biyonik<br />

Teknolojiler Alanındaki Önemli Gelişmeler oturumunda<br />

Akıllı Protez Kullanımları ilgi odağı oldu. Ayrıca<br />

MEDICA SAĞLIK FORUMUNDA bu konu açık bir<br />

şekilde şu örnekler ile bir bakıma kesinlik kazanmış<br />

oldu. Bu oturumda ise TEŞHİS için Yapay Zekâ<br />

Potansiyeli konusu an itibarı ile detaylı bir şekilde<br />

irdelendi.<br />

Tedarikçiler güçlü ürünleri ile güçlerini<br />

artırmaktadırlar<br />

MEDICA ile bağlantılı olarak, COMPAMED Fuarı<br />

27. kez gerçekleştirilmiştir. COMPAMED, medikal<br />

teknoloji üretimde tedarikçi pazarı için tüm dünya<br />

genelinde lider konumdadır. Konu ile ilgili şirketler<br />

8A ve 8B salonlarında yerlerini alarak ileri teknoloji<br />

çözümlerini tüm ziyaretçilerin ilgisine sunmuşlardır.<br />

Ve böylece bir bakıma kendilerinin sektör için tıp<br />

teknolojisi endüstrisinde ürün geliştirme ve üretim<br />

adında ne denli yetenekli ortaklar olabileceklerini altını<br />

çizerek göstermişlerdir. Bir kez daha, küçük ancak eş<br />

zamanlı olarak hareket edecek güçlü alt bileşenlerin<br />

ürün yenileştirme konularında ne denli büyük öneme<br />

sahip oldukları kanıtlanmış oldu. Bu bileşenler gün<br />

geçtikçe daha kompakt cihazlarda ve ürünlerde ve<br />

hatta dünyanın en sofistike tıbbi ürünleri olarak kabul<br />

edilen aktif implantlarda dahi kullanılabilecektir. Son<br />

zamanlarda, 3D baskıcılık da dinamik bir gelişme<br />

göstermektedir. Tarihinde ilk kez olmak üzere,<br />

COMPAMED bu konuya yönelik olmak üzere 1 günlük<br />

Uluslararası bir konferans düzenlemiştir.<br />

Programme highlights captivated the<br />

audience<br />

The accompanying programme offered<br />

numerous highlights that focussed on the<br />

most important trends on the market and<br />

were met with an excellent response from<br />

the professional audience. Here, visitors<br />

could experience further enthralling<br />

examples of the use of artificial intelligence<br />

and see for themselves which sometimes<br />

breathtaking advances are already in the<br />

pipeline for the future. This became clear<br />

at the session on developments in the field<br />

of bionic technologies (for use in intelligent<br />

prosthetics) at the MEDICA CONNECTED<br />

HEALTH CARE FORUM, to name one<br />

example, and at the MEDICA HEALTH<br />

IT FORUM. Here, one highly frequented<br />

session focussed on the potential of artificial<br />

intelligence for diagnostics, for example.<br />

Suppliers boost powerful products<br />

In connection with MEDICA, COMPAMED<br />

was held for the 27th time. COMPAMED<br />

is a worldwide leading event for the<br />

supplier market in medical technology<br />

manufacturing. The companies and research<br />

institutes came to Halls 8a and 8b and<br />

showcased their high-tech solutions, thus<br />

presenting themselves as skilled partners for<br />

development and production in the medical<br />

technology industry. Once again, small and<br />

simultaneously powerful components proved<br />

a hot topic among the product innovations.<br />

These components are used in increasingly<br />

more compact devices and products and even<br />

in active implants, which count as the most<br />

sophisticated medical products in the world.<br />

Currently, 3D printing is also developing<br />

dynamically. For the first time, COMPAMED<br />

dedicated a one-day international conference<br />

to this topic.<br />

<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>


96<br />

Kanser, Çocuk<br />

Sahibi Olmaya<br />

Engel Değil!<br />

Cancer is Not an<br />

Obstacle to Having<br />

Children!<br />

Kanser Savaşçıları Derneği ve<br />

Üreme Sağlığı ve İnfertilite Derneği<br />

(TSRM) yönetimleri kanser ve<br />

tedavilerine bağlı kısırlığı önlemek<br />

için el ele veriyor. Dernek yetkilileri<br />

Üreme Sağlığı ve İnfertilite <strong>2018</strong><br />

Kongresi’nde bir farkındalık<br />

çalışması yürüterek “Kanser ne<br />

hayatı yaşamaya ne de çocuk sahibi<br />

olmaya engel değildir!” dedi.<br />

Kongrede kanser tanısı aldıktan<br />

sonra kısırlık tedavilerine başvuran<br />

hastalar da deneyimlerini paylaştı.<br />

Cancer Survivors Association and the<br />

Association of Reproductive Health and<br />

Infertility (TSRM) administrations hand<br />

in hand to prevent infertility due to cancer<br />

and treatments. Association officials said<br />

“Cancer is not obstacle to live life nor having<br />

children!” by conducting an awareness study<br />

in the Reproductive Health and Infertility<br />

<strong>2018</strong> Congress. Patients who applied to<br />

infertility treatments after having diagnosed<br />

with cancer also shared their experiences in<br />

the congress.<br />

<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>


97<br />

“Hayattaki en büyük hayalim anne olmak” diyor 41<br />

yaşındaki Suna Doğan. “Ama geçen yıl meme kanseri<br />

tanısı aldığımı öğrendiğim andan itibaren uzun bir<br />

süre bu hayal aklıma bile gelmedi. Bir an önce tedavim<br />

başlasın ve eski sağlığıma kavuşayım istedim. Kısırlık<br />

riskine değil, saçlarımın döküleceğine üzülüyordum<br />

doğrusu. Çünkü tedavinin kısırlığa sebep olabileceğini<br />

bilmiyordum bile!”Sadece Suna Doğan değil, tanı alan pek<br />

çok kadın ve erkek de kanser tanısı ve tedavinin kısırlığa<br />

neden olabileceğini bilmiyor aslında. Nitekim Breast<br />

Cancer Care’in yaptığı bir çalışma da kadınların yüzde<br />

60’ının kemoterapiden sonra kısırlık riskinden haberdar<br />

olmadığını ortaya koyuyor. Oysa başka bir araştırma 15-<br />

39 yaş arası kanser hastalarının yarısının, tedavi sonrası<br />

infertil olduğunu gözler önüne seriyor.TSRM Derneği<br />

Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Barış Ata “Yaş ve cinsiyet<br />

gözetmeksizin görülen bu durum, tedavi öncesinde<br />

önlem alınmadığı takdirde kişilerin çocuk sahibi olmasını<br />

engelleyebiliyor. Ancak günümüzde doğru yönlendirme<br />

ile bunun önüne geçilebilmesi mümkün” diyor ve ekliyor:<br />

“Çünkü kadın, erkek ve çocuk kanserlerinde tedavi<br />

öncesinde başvurulacak doğurganlığı koruma yöntemleri<br />

sayesinde, tedavi sonucunda gelişebilecek kısırlığa engel<br />

olmak mümkün.” Yeter ki hastalar bu riskin ve çözümünün<br />

farkında olsunlar. İşte bu noktada kanser tedavisinden<br />

sorumlu medikal onkolog ve cerrahlara büyük görev<br />

düşüyor. Çünkü sadece onlar, kanser tanısını duyunca şok<br />

yaşayan ve hastalığı bir an önce atlatmaktan başka bir<br />

şeye odaklanamayacak durumdaki hasta ve yakınlarını<br />

bu riskten haberdar ederek bir üreme sağlığı uzmanına<br />

yönlendirebilir. Görünen o ki, rutin işlerinin yoğunluğunda<br />

bu alanda çalışan hekimler de bu bilgilendirmeyi ihmal<br />

edebiliyor. İngiltere’de yönetici danışmanlığı yapan Alim<br />

Erginoğlu’nun tanı ve tedavi sürecinde deneyimlediği gibi...<br />

İki kez testis kanseriyle mücadele eden Alim Erginoğlu’na<br />

ilk tanı 2001’de konuyor. “Henüz 27 yaşındaydım ve<br />

kanserin tedavisinden başka bir şey düşünmüyordum<br />

elbette. Çocuk sahibi olmak o an için o kadar uzak bir<br />

düşünceydi ki... Kendi iş yoğunluklarından ve kanseri<br />

tedavi etmeye odaklandıkları için olsa gerek maalesef<br />

bu konuda sağlık ekibimden de kimse bana bilgi vermedi.<br />

Neyse ki başka bir doktor tanıdığın yönlendirmesi<br />

sayesinde kısırlık önleyici tedaviye başvurduk. Tedavi<br />

öncesinde sperm dondurma işlemi yapılmasaydı bugün<br />

çocuğum olmayacaktı.” Erginoğlu bugün 12 yaşındaki<br />

kızına ve 7 yaşındaki oğluna her baktığında şükrettiğini<br />

söylüyor; başka bir doktor tarafından da olsa bu tedaviye<br />

yönlendirildiği ve geç kalmadığı için!<br />

41-year-old Suna Doğan says “My biggest dream<br />

in life is to be a mother.”, and adds “But I didn’t<br />

even think of this dream for a long time from the<br />

moment I learned that I was diagnosed with breast<br />

cancer last year. I wanted to start my treatment<br />

and get healthy again. To be honest, I was worried<br />

that my hair would be lost, not the risk of infertility.<br />

Because I didn’t even know that treatment could<br />

cause infertility!”Not only Suna Doğan, but also many<br />

women and men who are diagnosed do not know that<br />

cancer diagnosis and treatment may cause infertility.<br />

As a matter of fact, a study by Breast Cancer Care<br />

shows that 60 percent of women are not aware of<br />

the risk of infertility after chemotherapy. Yet another<br />

study reveals that half of cancer patients aged 15-39<br />

years are infertile after treatment.TSRM Association<br />

Board Member Dr. Barış Ata says “This situation,<br />

which can be seen at any age and gender, can prevent<br />

people from having children if precaution is not taken<br />

before treatment. Nowadays, it is possible to prevent<br />

this with proper guidance.”, and adds “It is possible<br />

to prevent infertility that can develop as a result of<br />

treatment thanks to the methods of protecting fertility<br />

to be applied before treatment in women, men and<br />

children cancers.”At this point, medical oncologists<br />

and surgeons responsible for cancer treatment have<br />

a major role. Because only they can refer patients<br />

and their relatives, who are shocked when they hear<br />

the diagnosis of cancer and cannot focus on anything<br />

other than to get rid of the disease as soon as possible,<br />

to a reproductive health specialist. It seems that<br />

the physicians who work in this field can neglect<br />

this informing in the intensity of their routine work.<br />

As Alim Erginoğlu, an executive consultant in the<br />

UK, experienced during his diagnosis and treatment<br />

process.Alim Erginoğlu, who struggled with testicular<br />

cancer twice, was first diagnosed in 2001. “I was only<br />

27 years old, and I wasn’t thinking of anything but<br />

the cure for cancer. It was such a distant thought<br />

to have children. Unfortunately, no one in my health<br />

team told me about it because of their work intensity<br />

and focus on treating cancer. Fortunately, we applied<br />

to infertility-preventive treatment with the guidance<br />

of another doctor. Erginoğlu said that he is thankful<br />

today when he looked at her 12-year-old daughter and<br />

her 7-year-old son for not being late; although he is<br />

referred to this treatment by another doctor!<br />

<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>


98<br />

Ama tüm hastalar onun kadar şanslı olmayabilir.<br />

Erginoğlu bu nedenle hem İngiltere’de Cancer<br />

Research UK’de de gönüllü olarak çalışıyor hem<br />

de Türkiye’de kanser tanı ve tedavi sürecinde<br />

hastaların kısırlık önleyici tedaviler konusunda<br />

bilgi sahibi olması için Kanser Savaşçıları<br />

Derneği’nin projelerinde danışmanlık veriyor.<br />

Dernek bu konudaki yeni projesi için TSRM-<br />

Üreme Sağlığı ve İnfertilite Derneği ile birlikte<br />

çalışacak. Kanser Savaşçıları Derneği Yönetim<br />

Kurulu Başkanı Aslı Ortakmaç ise kanser gibi ciddi<br />

bir hastalıkla mücadele ederken hem doktorların<br />

hem de tanı alanların kısırlık riskine karşı önlem<br />

almayı göz ardı edebildiklerini dile getiriyor:<br />

“İşte bu yüzden kanser tanı ve tedavi sürecinde<br />

kısırlık önleyici tedavilere dikkat çekmek ve<br />

özellikle kanser tedavisi üzerine çalışan doktorlar<br />

arasında farkındalık oluşturmak amacıyla TSRM<br />

Derneği ile işbirliği yapıyoruz.”Her iki derneğin<br />

yetkililerinin de önemle vurguladığı konu: Sağlık<br />

çalışanları arasında farkındalık oluşturmak!<br />

Zira Breast Cancer Care’in 50 meme cerrahı ve<br />

hemşire ile yaptığı araştırma, sağlık uzmanlarının<br />

yüzde 35’inden fazlasının tedavi olacak kişilere<br />

tedavinin doğurganlıklarını nasıl etkileyebileceğini<br />

belirtmediğine ve tanı alanların bu risklerden<br />

tamamen habersiz kalabildiğine işaret ediyor.<br />

Kendisi de sağlık çalışanı olduğu halde kısırlık<br />

riskinden haberi olmayan Suna Doğan’a geri<br />

dönersek... O da şanslı sayılabilecek hastalardan.<br />

“Kesinlikle öyleyim. Çünkü, cerrahım ve radyasyon<br />

onkologum beni bu konuda bilgilendirdi ve tedavi<br />

öncesinde yumurtalarım donduruldu. Sayelerinde<br />

şimdi yeniden sağlığıma kavuştuğumda hayata<br />

daha da sıkı bağlanmak için çok daha güçlü<br />

sebeplerim oldu” diyor Doğan ve ekliyor: “Beni<br />

yaşama iki kez bağladılar; hem kanseri yendim<br />

hem de hastalık nedeniyle hayallerimden<br />

vazgeçmek zorunda kalmadım.”<br />

But not all patients are as lucky as him.<br />

Therefore, Erginoğlu both works as a<br />

volunteer in the Cancer Research UK in<br />

England and consults Cancer Warriors<br />

Association projects with the aim of patients<br />

being informed about infertility-preventive<br />

treatment during their diagnosis and<br />

treatment process in Turkey.<br />

The Association will work with the<br />

Association of Reproductive Health<br />

and Infertility for its new project. Aslı<br />

Ortakmaç, Chairman of the Cancer Survivors<br />

Association, says that both physicians and<br />

diagnosed patients can ignore the risk of<br />

infertility while fighting a serious disease<br />

such as cancer: “That is why we cooperate<br />

with the TSRM Association to draw attention<br />

to infertility-preventive treatments during<br />

cancer diagnosis and treatment and to raise<br />

awareness among physicians working on<br />

cancer treatment.”<br />

The issue that the authorities of both<br />

associations emphasize: Creating awareness<br />

among health workers! Breast Cancer Care’s<br />

research with 50 breast surgeons and nurses<br />

indicate that more than 35% of health care<br />

professionals do not specify how treatment<br />

can affect fertility, and those who are<br />

diagnosed can remain completely unaware of<br />

these risks.<br />

Going back to Suna Doğan, who did not know<br />

about the risk of infertility despite being a<br />

healthcare worker... She’s one of the lucky<br />

patients. She says “Certainly I am, because<br />

my surgeon and radiation oncologist informed<br />

me about it and my eggs were frozen before<br />

treatment. I’ve had much more powerful<br />

reasons to hold on to life again when I<br />

recover my health.”, and adds “They tied me<br />

to life twice; I beat the cancer and did not<br />

have to give up my dreams because of the<br />

disease.”<br />

<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>


100<br />

Mardin’de sindirim sistemi<br />

hastalıklarına dikkat çekildi<br />

Türk Gastroenteroloji Derneği (TGD) tarafından, Toplumsal Farkındalık Projeleri<br />

kapsamında “Farkında Ol, Geç Kalma!” sloganı ile düzenlenen “Sindirim Sistemi<br />

Hastalıkları Bilgilendirme Programı” na Mardin’de devam edildi.<br />

Türk Gastroenteroloji Derneği Saymanı Prof. Dr. Orhan<br />

Sezgin “Midem Yanıyor-Nelere Dikkat Etmeliyim?”, Türk<br />

Gastroenteroloji Derneği Yönetim Kurulu üyesi Prof. Dr.<br />

Dilek Oğuz “Safra Kesesi Taşı; Ne Zaman Ameliyat?” ve Türk<br />

Gastroenteroloji Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Murat<br />

Törüner “Kolon Kanseri Taraması” başlıklı sunumlarını<br />

yaptılar.<br />

Türk Gastroenteroloji Derneği tarafından düzenlenen<br />

“Sindirim Sistemi Hastalıkları Bilgilendirme<br />

Programı”nda, Türkiye’nin farklı şehirlerinde<br />

yapılan halk bilgilendirme toplantıları ile sindirim sistemi<br />

hastalıklarının toplumdaki farkındalık seviyesini yükseltilmesi<br />

ve kamuoyunun dikkatinin çekilmesi hedefleniyor.<br />

Sindirim sistemi hastaları ve hasta yakınları, Halk ve<br />

bu hastalıkları takip-tedavi eden hekimlerin ve sağlık<br />

çalışanlarının katıldığı Halk Toplantılarının son durağı Mardin<br />

oldu. Mardin Büyükşehir Belediyesi’nin katkılarıyla, Mardin<br />

Büyükşehir Belediyesi Gençlik Merkezi Konferans Salonu’nda<br />

yapılan ve katılımın ücretsiz olduğu programda, Açılış<br />

konuşmasını Artuklu İlçe Sağlık Müdürü Uzm. Dr. Önder<br />

Karaşin ve Türk Gastroenteroloji Derneği Başkanı Prof. Dr.<br />

Serhat Bor yaptı.<br />

Mardin Valisi Mustafa Yaman’ın Eşi Gülseren Yaman’ın<br />

da teşrif ettiği konferansta, Prof. Dr. Bor’un, “Sindirim<br />

Sisteminizin Hekimleri; Gastroenterolog Kimdir?” başlıklı<br />

sunumunun ardından diğer konuşmacılar söz aldı.<br />

Oturum Başkanlığını Türk Gastroenteroloji Derneği 2.<br />

Başkanı Prof. Dr. Kadir Bal’ın yaptığı konferans programında;<br />

Mardin Devlet Hastanesi Gastroenteroloji Bölümü’nden Dr.<br />

Kadri Atay “Kabızlık ve Gaz Ne Demektir? Ne Yapmalıyım?”,<br />

Dr.Kadri Atay<br />

Programda katılımcılardan gelen sorulara da yanıtlar verildi.<br />

Yoğun katılımla gerçekleştirilen toplantıda ayrıca, sindirim<br />

sistemi hastalıklarıyla ilgili bilgiler yer alan broşürler<br />

dağıtıldı ve anket çalışması yapıldı. Halk toplantılarının<br />

gerçekleştiği iller başta olmak üzere, hastalıklarla ilgili<br />

daha bilinçli bir toplum oluşturulmasına katkı sunulmasının<br />

planlandığı proje ile Kolon Kanseri, Reflü, İrritabl Bağırsak<br />

Sendromu, Ülser, Dispepsi, Ülseratif Kolit, Hepatit, Siroz,<br />

Kabızlık, Pankreas Kanseri ve diğer Sindirim Sistemi<br />

Hastalıkları konusunda toplumda farkındalık oluşturulması,<br />

potansiyel ve mevcut hastaların hastalıklar konusunda<br />

yeterli bilgi seviyesine ulaşmasının sağlanması, hastalıklarda<br />

erken teşhisin öneminin vurgulanması, hasta yakınlarının<br />

da hastalık süreçlerine dair bilgilendirilmesi ve daha bilinçli<br />

olmalarının sağlanması hedefleniyor.<br />

<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>


101<br />

Dr.Dilek Oğuz Dr.Murat Törüner Dr.Orhan Sezgin Dr.Serhat Bor<br />

“Bir gastroenterolog yetiştiğinde neredeyse ömrünün<br />

yarısı geçmiş oluyor”<br />

Konuşmasında gastroenteroloji uzmanının yetişmesindeki<br />

süreye ve yetiştiğinde yapabileceği uygulamalara değinen<br />

Prof. Dr. Serhat Bor, “Gastroentorolog olmak çok büyük<br />

bir emektir. Her gastroenterolog gerek normal endoskopi<br />

yani mide bağırsak veya bir kolonoskopi yapmanın<br />

yanı sıra çok daha ileri endoskopik girişimleri yapacak<br />

şekilde eğitilir. Örneğin ERCP dediğimiz safra yolundaki<br />

taşların ameliyatsız olarak endoskopla çıkarılması ya da<br />

buradaki darlıkların açılmasından tutun yemek borusu<br />

darlıklarının genişletilmesine, Kalın bağırsaktaki darlıkların<br />

genişletilmesine, Kalın bağırsaktaki bazen bir yumruk<br />

kadar olabilen 20-25 santimetreye kadar büyüyebilen<br />

tümörlerin ameliyatsız endoskopla çıkartılabilmesine, yine<br />

bütün sindirim sisteminin ince bağırsak endoskopisi yoluyla<br />

izlenebilmesine, kapsül video endoskopilerle hastanın<br />

sadece kapsül içirilerek tüm sindirim sisteminin gözden<br />

geçirilmesine kadar uzanan çok geniş bir zeminde tüm<br />

bu tespitleri yapmak üzere eğitilir. Tıp fakültesinden 23<br />

yaşında mezun olur, üzerine 1,5-2 yıl mecburi hizmet yapılır,<br />

üzerine 4 yıllık iç hastalıkları ihtisasına girilir. O bittikten<br />

sonra yine 1,5-2 yıl mecburi hizmet vardır. Ondan sonra<br />

3 yıl gastroenteroloji ihtisası yapılır ve o bittiğinde tekrar<br />

1,5-2 yıl mecburi hizmet vardır. Bugün bir gastroenterolog<br />

yetiştiğinde neredeyse ömrünün yarısı geçer. 35 ile 38 yaşları<br />

arasında gastroenterolog olunur. Tabi bu da önemli bir<br />

sorundur çünkü bir hekim, hekimliğe 23 yaşında başlar. Eğer<br />

aile hekimi olsa 23 yaşından itibaren kendi alanında hasta<br />

görürken ya da bir hukukçu 21 yaşından itibaren hukukla<br />

ilgilenmeye başlarken bir gastroenteroloğun başlaması 35<br />

ile 38 yaş arasındadır.” diye konuştu.<br />

“Kabızlık önemli bir sağlık sorunu”<br />

Dr. Kadri Atay, toplumda sık görülen ve sosyal hayatı da<br />

etkileyen kabızlık sorunu için pratik öneriler de verdiği<br />

konuşmasında şu önerileri paylaştı: “Öncelikle beslenme<br />

şekli, bol lifli ve posa bırakan gıdalardan seçilmelidir.<br />

Yakınmaların uzaması durumunda mutlak bir hekim desteği<br />

almak yerinde olur. Günde 10 bardağın veya 2 litrenin altına<br />

düşmemek kaydı ile su içilmelidir. Sabah aç karnına oda<br />

ısısındaki bir bardak suyun içilmesi çok yarar sağlar. Lifli<br />

gıdalar, dışkının yakıtı gibi kabul edilmelidir. Nasıl ki, bir araç<br />

yakıt olmadan hareket edemezse, bağırsaklarda aynı şekilde<br />

hareket edemez ve kabızlık görülür. İdeal olan günde 20-35<br />

gram arası lif alımı önerilmektedir. Baklagillerden bakla,<br />

nohut, mercimek, kuru fasulye ve bezelye suda erimezler<br />

ve lif oranları yüksektir, yani yoğun posa bırakırlar ve bu<br />

nedenle kabızlık için çok yararlıdırlar. Suda eriyen gıdalara<br />

yeşil sebzeler güzel bir örnektir. Bu tür besinlerin her ne<br />

kadar kabızlık için yararlı olduğu inanışı söz konusu ise de<br />

aslında suda erimeyen, yani posa bırakan gıdalara oranla<br />

kabızlık ile mücadelede daha az etkilidirler.”<br />

“Reflü en yaygın hastalıklardan birisi”<br />

Prof. Dr. Orhan Sezgin de, en yaygın sindirim hastalıklarından<br />

biri olan reflünün her yaşta görülebildiğini, giderek artan bu<br />

hastalığın tedavi edilmezse ciddi rahatsızlıklara davetiye<br />

çıkardığını belirtti. Sezgin, “Çikolata, yağlı gıdalar ve gazlı<br />

içeceklerin tüketimi reflü ile ilişkilendirilebilmiştir. Reflü<br />

hastalığında bölgelerdeki değişikliklerin yanı sıra bireysel<br />

yaşam stili büyük önem taşıyor. Çok geç vakitte özellikle<br />

kalori içeriği yüksek olan yağlı besinlerin yenilip yatılması<br />

reflü yakınmalarını artırıyor. Reflü için en büyük risklerden<br />

biri de obezite. Obeziteyi asitli içecekler, sigara, tuz ve alkol<br />

takip ediyor.” dedi.<br />

“Safra kesesi taşları belirti vermeyebilir”<br />

Prof. Dr. Dilek Oğuz da safra taşı olan hastaların büyük<br />

bir bölümünde belirti olmadığını söyleyerek, “Safra taşı<br />

prevalansı yaklaşık olarak % 10-15 olarak bildirilmektedir.<br />

Hastaların önemli bir bölümü belirti vermez, tesadüfen<br />

saptanır. Bu vakaların ancak % 20’sinde komplikasyon<br />

gelişir. Standart tedavisi Laparoskopik Kolesistektomi’dir.<br />

<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>


102<br />

Kolesterol taşları, safra taşlarının % 75’ini oluşturur.<br />

Günümüzde kolesterolün aşırı salgılanması, safra<br />

kesesinde hareketlerinde azalma gibi faktörler safra taşı<br />

oluşumunu açıklamaktadır. Safra taşı olan hastaların<br />

büyük bir bölümünde belirti yoktur.Safra taşı ile ilişkisiz<br />

veya açıklanamayan karın bulguları nedeni ile görüntüleme<br />

yapılırken tesadüfen saptanırlar. Hastaların % 20’sinde safra<br />

taşı ile ilişkili semptomlar ve komplikasyonlar gelişir.” dedi.<br />

Erken tanı halinde yapılan tedavi daha etkindir. Kolon kanseri<br />

sık görülen ve mortalite oranı yüksek olan kanserlerden<br />

birisidir. Erken tanı ile hastalıktan kurtulmak ve yaşam<br />

süresini uzatmak mümkündür, Diyet, egzersiz hastalıktan<br />

korunmak için önemlidir. Sigara, alkol ve kötü beslenme<br />

alışkanlıklarından uzak durmak gerekir. Eğer risk faktörü de<br />

varsa ve/veya 50 yaşın üzerindeyse, mutlaka tarama testleri<br />

için Aile Hekimiyle görüşülmelidir.” diye<br />

konuştu.<br />

“Kolon kanseri en sık ölüm nedenlerinden”<br />

Kolon kanserinin tüm dünyada en sık görülen kanser<br />

tiplerinden biri olduğunu belirten Prof. Dr. Murat Törüner,<br />

genetik, çevresel faktörler ve yeme alışkanlıklarının risk<br />

faktörleri arasında olduğunu belirtti. Fiziksel aktivite kolon<br />

kanseri riskini azaltmakta olduğuna dikkat çeken Törüner,<br />

“Nişasta zengin diyetler bir ölçüde riski azaltmakta, rafine<br />

şekerler ve sukroz içeren gıdalar ise riski arttırmaktadır.<br />

Ayrıca, yüksek yağ oranlı ve doymuş yağ oranı yüksek yağlar<br />

içeren besinler de risk faktörüdür. Sigara ve tütün kullanımı<br />

polip ve kolon kanseri gelişimini arttırmaktadır. Erken tanı ile<br />

kanserler 1/3 oranında azaltılabilir.<br />

<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>


104<br />

Türk Toraks<br />

Derneği’nden<br />

Yasa Teklifi<br />

Değerlendirmesi:<br />

“Çözümden Uzak<br />

Ve Yetersiz”<br />

Türk Toraks Derneği Merkez Yönetim<br />

Kurulu tarafından yapılan yazılı<br />

açıklamada, Sağlıkla İlgili Bazı Kanun<br />

ve KHK’lerde Değişiklik Yapılmasına<br />

Dair Kanun Teklifine ilişkin, taslaktaki<br />

hükümlerin yerinde ancak eksik olduğu<br />

belirtilerek, “Düzenlemenin, tasarının<br />

ilk halinde yer aldığı gibi, tütün<br />

ürünlerinin hem düz (yalın) paket hem<br />

de işletme içerisindeki kapalı dolaplarda<br />

satışa sunulması biçiminde revize<br />

edilmesini istiyoruz.” değerlendirmesi<br />

yapıldı.<br />

Türk Toraks Derneği Merkez Yönetim Kurulu’nun<br />

açıklamasında, “Özelinde Göğüs Hastalıkları uzmanları,<br />

genelinde ise tüm hekimlerin dikkati, Türkiye Büyük Millet<br />

Meclisi Genel Kurul’unda bugünlerde görüşülen Sağlıkla İlgili<br />

Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik<br />

Yapılması Hakkında Kanun Teklifine yönelmiş durumdadır.”<br />

denildi.<br />

“Dört üyemizi sağlıkta şiddet nedeniyle kaybettik”<br />

Yasa tasarısı kapsamında yer alan ve sağlıkta yaşanan<br />

şiddetin çözümüne yönelik önerilen hükümlerin “yetersiz” ve<br />

“sorunun çözümünden uzak” olduğu belirtilerek, “Dört üyesini<br />

sağlık ortamında yaşanan şiddet nedeniyle kaybetmiş bir<br />

dernek olarak, hekime-sağlık çalışanlarına yönelik öldürmeye<br />

varan her tür şiddeti layıkıyla caydıracak cezaların söz konusu<br />

kanun teklifine eklenmesinin gerekli olduğunu belirtiyoruz.”<br />

ifadesine yer verildi.<br />

Turkish Thoracic<br />

Society’s<br />

Law Proposal<br />

Evaluation:“Far<br />

from Solution,<br />

Insufficient”<br />

In the written statement made by the<br />

Board of the Turkish Thoracic Society<br />

- Central Administration, it was stated<br />

that the provisions in the draft on the<br />

Proposal of the Law on Amendments to<br />

Certain Laws and Decree Laws, however,<br />

were pertinent, but deficient. “We want<br />

the regulation to be revised, as the draft<br />

is in its first form, in which the tobacco<br />

products are offered for sale both in the<br />

plain packages and in closed cabinets<br />

within the enterprise.” was evaluated as.<br />

Turkish Thoracic Society - Central Executive Board, made a<br />

written statement about the possible law change concerning<br />

particularly Chest Diseases experts, in general, all the doctors<br />

actually. In the statement it is said that Turkish Grand<br />

National Assembly has begun to work on Health Related Law<br />

and the Law on Amendments to Certain Laws and Decree<br />

Laws.<br />

“We lost four of our members because of health<br />

violence.”<br />

It is firstly stated that, the proposed provisions for the<br />

resolution of the violence in health are inadequate and far from<br />

resolving the problem. “As an association that has lost four<br />

of its members due to the violence experienced in the health<br />

environment, we extremely want that the fines and penalties<br />

that would deter all kinds of violence against physicians -<br />

health workers that would kill properly should be added to the<br />

proposal.” It is said in the statement as well.<br />

<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>


105<br />

Teklifin 5. maddesi kapsamında<br />

“haklarında mahkeme kararı<br />

olması aranmaksızın kamu<br />

görevinden ihraç edilen hekimlerin<br />

mesleklerini icra etme haklarını<br />

ortadan kalkacağı ve mecburi<br />

hizmet süresi gerekçesiyle tıp<br />

fakültesi eğitimini tamamlamış<br />

hekimleri meslekten uzak tutacak hükümlerin hasta<br />

haklarının ihlali” olarak değerlendirildi.<br />

“Tütün ürünleri kapalı dolaba girmeli”<br />

Teklifteki “tütün kontrolü”ne ilişkin maddelere ilişkin şu<br />

görüşlere yer verildi:<br />

“Kanun taslağında yer alan ve tütün ürünlerinin düz (yalın)<br />

paket halinde satılmasını öngören hükümlerin yerinde<br />

olduğunu, ancak eksiklikle malul olduğunu düşünmekteyiz.<br />

Bu nedenle söz konusu düzenlemenin, tasarının ilk halinde<br />

yer aldığı gibi, tütün ürünlerinin hem düz (yalın) paket hem<br />

de işletme içerisindeki kapalı dolaplarda satışa sunulması<br />

biçiminde revize edilmesini istiyoruz.”<br />

“Sağlık çalışanlarının hakları korunmalı”<br />

Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumuna bağlı hastaneler ile<br />

tıp fakültelerinin ortak faaliyet göstermesini düzenleyen<br />

protokolünün mevcut haliyle tıp fakültelerinde öncelikle<br />

eğitim ve araştırma yapması hedeflenen öğretim üyelerinin<br />

haklarını ortadan kaldıracağı için söz konusu hükümlerin<br />

taslaktan çıkarılması gerektiği savunulan açıklamada,<br />

“TBMM’yi söz konusu düzenlemeler hakkında, hekim ve<br />

sağlık çalışanlarının mesleki ve bilimsel örgütleriyle temasa<br />

geçmesini ve bu çerçevede hasta haklarına sahip çıkan,<br />

hekim ve sağlık çalışanlarının haklarını koruyan ve kamu<br />

yararını gözeten bir süreci birlikte şekillendirmeye davet<br />

ediyoruz.” ifadelerine yer verildi.<br />

Under Article 5 of the proposal, “the<br />

right of physicians who are expelled<br />

from the public office to exercise their<br />

professions shall be removed without<br />

the need for a court decision. And the<br />

provisions that will keep physicians<br />

who have completed their medical<br />

school education away from the<br />

profession on the grounds of compulsory service period, will<br />

be evaluated as a violation of patient rights.<br />

“Tobacco products must enter the closed cabinets”<br />

In the proposal, the following opinions on the items related to<br />

“tobacco control” are given:<br />

“We believe that the provisions contained in the draft law<br />

saying that tobacco products should be sold in a plain package<br />

are pertinent, but deficient. For this reason, we would like to<br />

revise this regulation in the form of its first version of the bill,<br />

in which the tobacco products are offered both in the plain<br />

packages and in the closed cabinets within the enterprise.”<br />

“The rights of health workers must be protected”<br />

“With the existing situation of protocol which arranges the<br />

collaboration of Turkey Public Hospitals Authority affiliated<br />

hospitals and medical schools, the abolishment of the rights of<br />

the faculty members who are intended to conduct education<br />

and research firstly in the medical faculties, related provisions<br />

must be removed from the draft accordingly at all”<br />

Following statements were given in the defending statement;<br />

“We invite the TGNA to make contact with the professional<br />

and scientific organizations of the physicians and health<br />

workers about these aforementioned arrangements and to<br />

shape together a process that protects the rights of physicians<br />

and health workers and protects the public interest together.”<br />

<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>


106<br />

Türkiye, en sağlıksız damar<br />

yapısına sahip ülkelerden biri<br />

Türk Kalp ve Damar Cerrahisi Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. A. Kürşat Bozkurt,<br />

Türkiye’nin en sağlıksız damar yapısına sahip ülkelerinden biri olduğunu belirterek,<br />

“70 yaşın üzerindeki 3 erkekten birinde damar sertliği var. Bunun nedenleri<br />

kötü beslenme, çok sigara kullanımı ve genetik eğilimdir” dedi. Bozkurt, uçak ve<br />

otobüslerde uzun süre yolculuk yapanlardan pencere kenarında bulunan yolcuların<br />

koridorda oturan kişiye göre 8 kat daha fazla toplardamar hastalığına yakalanma<br />

riski taşıdığına dikkati çekti.<br />

Türk Kalp ve Damar Cerrahisi Derneği Genel<br />

Sekreteri Prof. Dr. A. Kürşat Bozkurt, Türkiye’nin<br />

en sağlıksız damar yapısına sahip ülkelerinden<br />

biri olduğunu belirterek, “70 yaşın üzerindeki 3 erkekten<br />

birinde damar sertliği var. Bunun nedenleri kötü beslenme,<br />

çok sigara kullanımı ve genetik eğilimdir” dedi. Bozkurt,<br />

uçak ve otobüslerde uzun süre yolculuk yapanlardan<br />

pencere kenarında bulunan yolcuların koridorda oturan<br />

kişiye göre 8 kat daha fazla toplardamar hastalığına<br />

yakalanma riski taşıdığına dikkati çekti.Türk Kalp ve Damar<br />

Cerrahisi Derneğinin 15. Kongresi Antalya’nın Belek’te<br />

devam ediyor. Bu yıl 2 bin 600’e yakın hekim, hemşire<br />

ve perfüzyonistin katılımıyla düzenlenen kongre, Ulusal<br />

Vasküler ve Endovasküler Cerrahi Derneği, Fleboloji Derneği,<br />

Perfüzyonistler Derneği, Türk Kardiyoloji Derneği, Leipzig<br />

Klinik, Cleveland Klinik, Ismics, California University San<br />

Diego, Cambridge University, European Venous Course,<br />

European College of Phlebology, Azerbaycan Urek ve<br />

Damar Cerrahisi Cemiyeti’nin bilimsel katkılarıyla daha<br />

güçlü olarak gerçekleştirildi.Yoğun olarak devam eden<br />

bilimsel programda 124 ayrı oturumda 25 kurs seansı, 8<br />

adet uydu sempozyumu yer aldı. Kongrede, kalp ve damar<br />

cerrahisindeki önemli ve ilgi çeken konuların yanı sıra,<br />

olgular eşliğinde sık karşılaşılan problemlere ve hastalıklara<br />

<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>


107<br />

yaklaşım ile birlikte tıptaki yeni gelişmeler gözden geçirildi.<br />

Son gelişmelere ilişkin konferanslar, dünyadaki kalp ve<br />

damar cerrahisindeki yenilikler gelişmeler, programın ana<br />

başlıklarını oluşturdu. Kongrede konularında söz sahibi<br />

Türkiye ve yurt dışından 245 konuşmacı, 264 moderatör, 128<br />

panelist görev aldı.<br />

Yerli üretim için protokol imzalanıyor<br />

Kongre kapsamında düzenlenen basın toplantısında konuşan<br />

Türk Kalp ve Damar Cerrahisi Derneği ve Kongre Başkanı<br />

Prof. Dr. Ahmet Rüçhan Akar, mesleğin tek derneği olduğunu<br />

belirterek, uluslararası katılımlı bir kongre düzenlediklerini<br />

ve 12 ülkeden 26 konuklarının olduğunu söyledi. Kalp<br />

damar hastalıklarında yenilik ve milli üretime katkı<br />

sağlama noktasında tartışmalar yaptıklarını da dile getiren<br />

Prof. Dr. Akar, “‘Doktorların kalbi kırık’ diye haberler çıktı.<br />

Mesleğimizle ilgili sorunlar kısmen çözüldü. Türkiye’de kalp<br />

naklinin 50’nci yılı. Oradan beri dünya ile yarışımız devam<br />

ediyor” dedi. Prof. Dr. Akar, 2019 yılında Türkiye’de kalp<br />

nakliyle ilgili uluslararası bir kalp sempozyumu yapılacağını<br />

da müjdeledi.<br />

Prof. Dr. Akar, milli üretime destek vermek için, dernek<br />

üyelerinin medikal malzemelerin yerli olarak üretilmesi için<br />

ciddi bir desteğin olduğunu ve bu amaçla ASELSAN ile bir<br />

protokol imzalayacaklarını dile getirdi.<br />

Her hastaya minimal invaziv denilemeyeceğini belirten Prof.<br />

Dr. Ahmet Rüçhan Akar, “Çok küçük 4 santimlik bir kesiyle<br />

yapılan minimal invaziv kalp cerrahisi diyoruz. Daha önce<br />

ameliyat geçiren hastalar, obez, anatomik ulaşılabilirlik<br />

önemli. Hastalığın hayatını riske edecek bir durum varsa açık<br />

ameliyata dönüyoruz. Minimal invazivden açık ameliyata<br />

dönebiliyoruz. En çok fayda görecek hastalar, diyabetikliler,<br />

yaşlılardır” diye konuştu.<br />

Kalp kapağı onarımı<br />

Kongrenin ana temalarından kapak onarımı hakkında<br />

bilgiler aktaran Prof. Dr. Akar, “Kapak onarımında çok<br />

ilerledik. Değiştirme yerine, onararak daha uzun sürede<br />

en az değiştirme kadar uzun süreli ve bir takım ilaçları<br />

almayı engelleyecek. Hamile kalacak genç bayanlarda<br />

kapak onarımları çok önemlidir. Mitral kapak özel bir dikiş<br />

malzemesiyle orijinali gibi oluyor. Ya domuz ya da sığırın<br />

kalp zarından yapılan kalp kapağı oluyor. Metal kapak ömür<br />

boyu ilaç almak zorunda kalıyor. Günümüzde onarılması<br />

mümkünse onarıyoruz. Kapak hastalıkları çok yaygın<br />

toplumda çok yaygın” ifadelerine yer verdi.<br />

Doktorların kalbi kırık<br />

‘Doktorların hepsinin kalbi kırık’ şeklindeki söylemlere açıklık<br />

getiren Prof. Dr. Akar, “Doktorlar şiddete maruz kalıyorlar.<br />

Kalp damar cerrahisi özelinde çok yoğun iş hacmi var. Yoğun<br />

nöbetler, yetiştirilen insanların aile ilişkileri bozuluyor. Bu<br />

mesleğe kendini adamayı öğretiyoruz. Bireysel ilişkileri olmayan<br />

genç arkadaşlarımız var. Bunları düzeltmek için emeğinin<br />

karşılığının verilmesi gerekir. Derdimizi anlattık. Bir yoldayız<br />

ama hedeflediğimiz yerde değiliz. Türkiye’de riskli hastaya<br />

bakmama gibi bir hakkımız olmadığını düşüyorum” dedi.<br />

“Organ bağışı hala çok düşük”<br />

Türk Kalp ve Damar Cerrahisi Derneği Başkan Yardımcısı<br />

Prof. Dr. Mehmet Ali Özatik, hastalıklar noktasında<br />

toplumun bilgilendirilmesinin önemli olduğunun altını çizdi.<br />

Organ nakli konusunda alt yapı, hekim kalitesi olarak<br />

eksikliklerinin olmadığını kaydeden Prof. Dr. Özatik, “En<br />

önemli eksiğimiz organ bağışımız oransal olarak düşük.<br />

Bölgesel olarak farklılıklar var. Ege ve Akdeniz’de organ<br />

bağışı daha fazla oluyor. Ama Karadeniz, Doğu bölgelerinde<br />

düşük. Esas problem, bağışın yanında bu noktaya gelmiş<br />

hastalar, beyin ölümü gerçekleşen 4 hastadan bir tanesinin<br />

organını kullanabiliyoruz. Kişinin doku ve organlarının<br />

hayatta iken kendi rızası ile tıbbi olarak yaşamı sona<br />

erdikten, yani beyin ölümü gerçekleştikten sonra başka<br />

hastaların tedavisi için kullanılmasına izin vermesi organ<br />

bağışı olarak tanımlanır ki ülkemizde bu yıl içinde 14.075<br />

beyin ölümü vakası bildirilmiştir. Organ bağışı için verilen<br />

izin ise ne yazık ki yaklaşık % 25’tir. Bu hizmeti alması<br />

gereken 8090 hastaya organ nakli gerçekleştirebiliyoruz.<br />

Dünyada daha çok kadavradan organ nakli yapılırken,<br />

karaciğer ve böbrek ülkemizde canlı nakillerimiz var. Biz<br />

kalp olarak bir kadavraya bağlıyız. Olumsuz olarak basında<br />

en küçük çıkan bir haber, organ naklinin 12 ay durmasına<br />

yol açıyor. Nakil sonrasında ise başarı oranımız yüzde 90<br />

seviyelerinde.” diye konuştu.<br />

“Sorun olacak hastaya bakmama” gibi bir düşüncemiz<br />

olamaz!<br />

Malpraktis konusuna değinen Prof. Dr. Bozkurt, “Kalp<br />

damar cerrahisinde, herhangi hasta bizim başımıza<br />

dert olur, dava açar diye bir düşüncemiz olmadı. Belirli<br />

branşlarda olduğunu biliyoruz. Bir doktor arkadaşım bunu<br />

söylemedi. İyi ki de yok. Bundan sonra da olmaz. Onun<br />

ucu bucağı yok. Riskli hastayı bana dert olur diye ameliyat<br />

yapmazsanız, sizin ameliyat etmemenizden dolayı o hasta<br />

ölürse kendinize, hastanın yakınlarına vicdanınıza nasıl<br />

açıklayacaksınız. Kolay hastayı herkes ameliyat eder”<br />

açıklamasında bulundu.<br />

70 yaş üstü 3 erkekten birinde damar sertliği var<br />

Türkiye’nin en sağlıksız damar yapısına sahip ülkelerinden<br />

biri olduğunu işaret eden Prof. Dr. Bozkurt, “70 yaşın<br />

üzerindeki 3 erkekten birinde damar sertliği var. Bu oran<br />

Fransa’da, Almanya’da düşük, ABD bizimle yarışıyor.<br />

Japonlar çok daha sağlıklı. Türkiye damar sertliği açısından<br />

birinci ülke. Bunun nedenleri kötü beslenme, çok sigara<br />

kullanımı ve genetik eğilimdir. Çok yüksek bypass ameliyatı<br />

yapıyoruz. Ayakta veya oturarak çok fazla sabit durmamak<br />

gerekir. Arada kalkıp yürüyüş yapmak çok önemli. Masanın<br />

altına tabure koymak ve bol sıvı tüketmek önemlidir” dedi.<br />

Prof. Dr. Bozkurt, uçak ve otobüslerde uzun süre yolculuk<br />

yapanlardan pencere kenarında bulunan yolcuların<br />

hareketsiz kalmaları nedeniyle, pencere kenarında oturanın,<br />

koridorda oturan kişiye göre 8 kat daha fazla toplardamar<br />

hastalığına yakalanma riski taşıdığına dikkati çekti.<br />

<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>


108<br />

Dr.Serpil Dizbay Sak<br />

Patologlar,<br />

kanseri<br />

tespit aşamasında<br />

önemli rol<br />

oynuyor<br />

Patoloji Dernekleri Federasyonu ve Ankara Patoloji Derneği işbirliği ile<br />

gerçekleştirilen 28. Ulusal Patoloji Kongresi, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi<br />

Morfoloji Binası’nda düzenlenendi. Kongreye, Türkiye’nin çeşitli illerinden gelen<br />

patoloji uzmanları başta olmak üzere 1000’i aşkın hekim, teknisyen/tekniker ve<br />

endüstri temsilcisi katıldı.<br />

Los Angeles Cedars-Sinai Hastanesi Laboratuvar<br />

Direktörü Prof. Dr. Serhan Alkan’ın konuşması ile<br />

başlayan kongrede, 63 oturumda her türlü hastalığın<br />

ve özellikle kanserin patolojik tanısı ile ilgili güncel<br />

bilimsel bilgi ve deneyimler paylaşıldı.<br />

Kongre sonrası konuşan Patoloji Dernekleri Federasyonu<br />

Başkanı Prof. Dr. Serpil Dizbay Sak, patoloji uzmanlarının<br />

işinin doku ve hücreleri inceleyerek hastalıkları tanımak<br />

ve hastanın tedavisini yönlendirmek olduğunu söyledi.<br />

Prof. Dr. Sak, kanser tanısında ve tedavisinde patologların<br />

önemli görev üstlendiğini söyledi.<br />

ile ilgili risk faktöründen kaynaklanır. Bunlar tütün<br />

kullanımı, yüksek beden kütle endeksi, meyve ve sebzeyi<br />

az tüketme, yetersiz fiziksel aktivite ve alkol kullanımıdır.”<br />

diye konuştu.<br />

Tütün kullanımının tek başına kanser için en önemli risk<br />

faktörü olduğunu, kanser ölümlerinin yaklaşık yüzde<br />

20’sinden sorumlu olduğunu belirten Prof. Dr. Sak, kanser<br />

artış hızında dünya nüfusunun süregelen artışı, yaşlanma<br />

ve kanser yapan ajanlara daha çok maruz kalınması gibi<br />

nedenlerle artış öngörüldüğünü ifade etti.<br />

“Her 5 ölümden biri kanser nedeniyle”<br />

Patoloji laboratuvarlarında incelenen olguların büyük bir<br />

kısmının kanser ya da kanser kuşkusu bulunan olgular<br />

olduğunu ifade eden Prof. Dr. Sak, dünyada ve Türkiye’de<br />

kanser hastalığının ve kansere bağlı ölümlerin sayısı<br />

arttığını vurguladı.<br />

Kanserin Türkiye’de ve dünyada ölüm nedenleri arasında<br />

ikinci sırada yer aldığının altını çizen Prof. Dr. Sak,<br />

“Küresel olarak yaklaşık her 6 ölümden biri, ülkemizde ise<br />

her 5 ölümden biri kansere bağlıdır. Kanserden ölümlerin<br />

yaklaşık üçte biri başlıca beş davranışsal ve beslenme<br />

<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>


109<br />

“Kanser tanı ve tedavisinde patolojinin önemi büyük”<br />

Kanserin hızlı artışı kanser tanısında ve tedavisinde<br />

yeni yolların aranmasını gerekli kıldığını dile getiren<br />

Sak, patologların bu aşamada devreye girdiğini belirten<br />

Prof. Dr. Sak, şöyle devam etti:<br />

“Patologlar geleneksel olarak ışık mikroskobu ile yaptıkları<br />

kanser tanısında, artık daha ayrıntılı ve hasta tedavisine<br />

yön verecek yeni yöntemleri kullanmaktadır. Hedefe<br />

yönelik tedavi veya kişiselleştirilmiş tedavi adı verilen<br />

tedavilerin verilebilmesi için hastalardan alınan biyopsiler<br />

üzerinde yapılan patolojik incelemelerde hastadaki<br />

kanserin hangi tedavilere yanıt vereceğini önceden tespit<br />

edebilen belirteçler araştırılmaktadır. Meme kanserinde<br />

patologlar tarafından yapılan östrojen ve progesteron<br />

reseptörü testleri, HER2 incelemeleri meme kanseri<br />

hastalarının alacakları tedavinin belirlenmesinde en<br />

önemli aşamayı oluşturur. Akciğer kanserinde de yeni<br />

kullanıma giren tedavi yöntemlerinin hastaya yararlı olup<br />

olmayacağını saptamak için yeni tanı alan tüm akciğer<br />

kanseri olgularında EGFR, ALK1 ve ROS genlerindeki<br />

değişikliklerin saptanması gerekir. Bu incelemeler patoloji<br />

laboratuvarlarında yapılmaktadır.”<br />

<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>


110<br />

Türk Toraks Derneği, görev<br />

başında öldürülen sağlık<br />

çalışanları anısına koştu<br />

11 Kasım Pazar günü yapılan “Avrasya Maratonu”nda; Türk Toraks Derneği Merkez<br />

Yönetim Kurulu üyeleri ve Dernek üyelerinden oluşan yaklaşık 40 kadar Hekim;<br />

“Sağlık Çalışanlarına Şiddete Karşı” dikkat çekmek amacıyla koştular.<br />

Dernek üyeleri şu açıklamalarda bulundu;<br />

“Biz Türk Toraks Derneği üyeleri olarak bugün, başta görevi başındayken öldürülen meslektaşlarımız Fikret Hacıosman, Edip<br />

Can Kürklü, N. Göksel Kalaycı, Ali Menekşe, Ersin Arslan, Melike Erdem, Kamil Furtun, Aynur Dağdemir, Abdullah Biroğul,<br />

Metin Güneş, Hüseyin Ağır, Muhammed S. Berilgen olmak üzere, katledilen tüm sağlık çalışanlarının anısına İstanbul<br />

Maratonu’nda 10 km koşuyu tamamladık. Amacımız, yaşamını halkının sağlığına adayan biz sağlık çalışanlarına uygulanan<br />

şiddetin önlenmesi, her türlü şiddet özendirici davranışa son verilmesi ve bu konuya ilişkin daha kapsamlı, etkili, caydırıcı bir<br />

yasanın çıkarılmasını sağlayacak toplumsal bilincin oluşturulmasıdır.”<br />

<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!