Medikal_Aralık_2018
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Kanser, Çocuk Sahibi Olmaya Engel Değil!<br />
Cancer is Not an Obstacle to Having Children!<br />
Nüve, Medica <strong>2018</strong>’deydi<br />
Nüve was at Medica <strong>2018</strong><br />
Cerrahi aletler<br />
“Kare Kod” takibinde<br />
Surgical<br />
instruments<br />
are tracked with<br />
“QR Code”<br />
Siemens Healthineers: “Sağlığın Geleceğini Şekillendiriyoruz”<br />
Siemens Healthineers Leaves Its Mark On Türkrad <strong>2018</strong>: “Shaping The Future Of Healthcare”<br />
Türkiye, Medica Fuarı’na 150 firma ile çıkarma yaptı<br />
Turkey showed up at the Medica Trade Fair with 150 companies
Katar Vakfı (QF) Yönetim Kurulu Başkanı Sheikha Moza bint Nasser,<br />
sağlık alanında yeni ve güçlü bir kurumun, dünyada öncü olmayı<br />
hedefleyen bir kadın ve çocuk hastanesi olan Sidra Medicine’ın resmi<br />
açılışını gerçekleştirdi. 12 Kasım <strong>2018</strong>’de Katar’ın başkenti Doha’daki<br />
açılış töreninde, Sidra Medicine’ın yalnızca Katar halkına değil, bölgesel ve<br />
uluslararası hastalara da sağlık hizmeti vermeyi hedeflediği vurgulandı.<br />
Intra-operatif (ameliyat esnasında) MRG ve cerrahi robot sistemleri gibi<br />
son teknolojik cihazlar sayesinde, Sidra Medicine uzmanlarının oldukça<br />
karmaşık ve zorlu hastalıkların tedavisine daha iyi odaklanılması ve<br />
alınan olumlu sonuçlar açılış töreninde önemle üzerinde durulan konular<br />
arasında yer aldı.Ülkede son 20 yılın en iddialı yatırımlarından biri kabul<br />
edilen ve yaklaşık 8 milyar dolara mal olan Sidra Medicine, yeşil alan<br />
üzerinde inşa edilmiş, doğa dostu ve gelişmiş teknolojilere sahip bir tesis.<br />
Dünyanın önde gelen mimarlarından Arjantinli Cesar Pelli tarafından<br />
tasarlanan çarpıcı bir yapının içinde yer alan Sidra Medicine, Sheikha Moza<br />
bint Nasser’in bölgenin önde gelen akademik tıp merkezini geliştirme,<br />
Katar halkına ve bölge insanına en yüksek standartlarda sağlık hizmeti<br />
sunma vizyonunu temsil ediyor. Sidra’da, kadın, çocuk ve gençlere yönelik<br />
çağdaş sağlık hizmeti yaklaşımı ile 95’in üzerinde farklı ülkeden 4000’in<br />
üzerinde alanında uzman klinik ve destek personeli görev yapıyor. Açılış<br />
töreninde konuşan Sidra Medicine CEO’su Peter Morris, “Sidra Medicine’ın<br />
vizyonu, öğrenme, keşif<br />
ve türünün ilki sağlık<br />
hizmetleri için yol gösterici<br />
olmaktır. Sheikha<br />
Moza bint Nasser’ın<br />
önderliğinde,
kısa bir sürede inanılmaz bir ilerleme kaydettik ve gelecekteki<br />
başarılarımıza temel olabilecek büyük adımlar attık. Yeni, etkileyici bir<br />
hastane olarak Sidra Medicine bünyesinde, tek bir kampüste en son<br />
teknoloji ve ekipmanlar eşliğinde birlikte çalışan ve küresel anlamda iddialı<br />
klinisyenler ve bilim adamları görev yapıyor.” dedi. Sidra Medicine, Katar<br />
ile Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkelerinde daha önce ulaşılması çok güç<br />
olan hizmetleri de sunarak, bölgenin gün geçtikçe artan çocuk doktoru ve<br />
gebelik uzmanı ihtiyacını karşılamaya çalışıyor. Ayrıca Katar Biobank ve<br />
Katar Genetik Programı (QGP) ile iş birliği yaparak bazı özel hastalıklarda<br />
ihtiyaç duyulan kişiselleştirilmiş tedavi yöntemlerini desteklemek üzere<br />
biyomedikal araştırmalara da öncülük ediyor. Katar Vakfı’nın bir üyesi<br />
olan QGP, Katar nüfusu hakkında genom dizilimi ve moleküler veriler<br />
üreterek, kişiselleştirilmiş tıbbı destekleyen ve aynı zamanda ulusal bir<br />
elektronik tıbbi kayıt sistemine bağlanmak üzere tasarlanmış iddialı bir<br />
halk sağlığı projesi olarak konumlanıyor. Diğer birçok araştırma konusuna<br />
ek olarak Sidra Medicine, Katar’da çocukluk çağı diyabetinin biyokimyasal<br />
ve moleküler sebeplerini tespit etmek için ayrıntılı epidemiyolojik<br />
veriler geliştirmeye de odaklanmaktadır. Sidra Medicine’da, her bir<br />
diyabetik çocuk için özel bir tedavi geliştirme hedefi ile, çocuk nüfusunun<br />
tamamını kapsayan ve diyabetin nedenlerini listeleyen güvenilir bir<br />
veri bankası oluşturmaya yönelik çalışmalar devam ediyor. Çocukların<br />
tedavisine yönelik hizmet<br />
veren diğer pediyatri<br />
uzmanlıkları arasında<br />
kardiyoloji, nöroloji, üroloji,<br />
plastik ve kraniyofasiyal<br />
rekonstrüksiyon<br />
yer almaktadır.<br />
Advertisement
İMTİYAZ SAHİBİ<br />
İstmag Magazin Gazetecilik İç ve<br />
Diş Tic. Ltd. Şti. adına<br />
H. FERRUH IŞIK<br />
GENEL MÜDÜR<br />
MEHMET SÖZTUTAN<br />
mehmet.soztutan@img.com.tr<br />
YAYIN EDİTÖRÜ<br />
Yüksel Ekinci<br />
yuksel.ekinci@img.com.tr<br />
Ali Erdem<br />
ali.erdem@img.com.tr<br />
Prof. Dr. İsmail KAYA<br />
ismail.kaya@gmail.com<br />
Doç. Dr. Mehmet Ali ÖZBUDUN<br />
ozbudun@gmail.com<br />
REKLAM KOORDİNATÖRÜ<br />
RECEP ARSLANTAŞ<br />
recep.arslantas@img.com.tr<br />
SORUMLU MÜDÜR<br />
CÜNEYT AKTÜRK<br />
cuneyt.akturk@img.com.tr<br />
GRAFİK & BASKI<br />
SORUMLUSU<br />
TAYFUN AYDIN<br />
tayfun.aydin@img.com.tr<br />
GRAFİK TASARIM<br />
MİNE ALGÜL<br />
mine.algul@img.com.tr<br />
FOREIGN RELATIONS<br />
İSMAİL ÇAKIR<br />
ismail.cakir@img.com.tr<br />
FİNANS MÜDÜRÜ<br />
MUSTAFA AKTAŞ<br />
muhasebe@img.com.tr<br />
MUHASEBE MÜDÜRÜ<br />
Zekai Turasan<br />
zturasan@img.com.tr<br />
ABONE<br />
NURTEN DEMİR<br />
nurten.demir@img.com.tr<br />
BURSA BÖLGE<br />
ÖMER FARUK GÖRÜN<br />
fgorun@ihlas.net.tr<br />
Buttim Plaza D Blok Kat: 4 No:1267 BURSA<br />
Tel:+90 224 211 44 50 / Fax: 224 211 4481<br />
Printing<br />
CTP • BASKI<br />
İHLAS GAZETECİLİK A.Ş.<br />
Merkez Mah. 29 Ekim Cad.<br />
İhlas Plaza<br />
No: 11 A/41<br />
Yenibosna - Bahçelievler / İSTANBUL<br />
+90.212 454 30 00<br />
ADRES<br />
Evren Mah. Bahar Cad.<br />
Polat İş Merkezi B-Blok - No:1 Kat:3<br />
Güneşli - Bağcılar - İstanbul<br />
Tel.:+90.212 604 50 50<br />
Faks:+90.212 604 50 51<br />
www.medikalteknik.com.tr<br />
e-mail: info@medikalteknik.com.tr<br />
<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong><br />
İMG - <strong>Medikal</strong> Teknik dergisinde<br />
yer alan makalelerdeki fikirler<br />
yazarlarına aittir.<br />
Yayınlanan ilanların sorumluluğu reklam<br />
verene aittir. İMG - <strong>Medikal</strong> Teknik dergisinin<br />
bütün yayın hakları İstmag Magazin Gazetecilik<br />
İç Ve Dış Tic. Ltd. Şti.’ne aittir. Yazılar kaynak<br />
gösterilmeden yayınlanamaz.
EDİTÖR<br />
Yüksel EKİNCİ<br />
“Milli<br />
yükseliş”<br />
Aklımızı doğru kullanmak<br />
bizim elimizde. Doğru<br />
görecelidir elbet ama genel<br />
anlamda bakacak olursak her şeyin<br />
fazlasının da, çok aşırı eksiğinin de<br />
zarar olduğunu biliyoruz. İşte bu<br />
noktada sağlıklı olabilmek doğru bir<br />
yaşam tarzıyla orantılı. Günümüz<br />
şartlarında bu her ne kadar zor<br />
olsa da yine bunu başarmak bizim<br />
elimize.<br />
Çevremizde birçok kanser<br />
öyküsüne rastlamak mümkün.<br />
Böyle bir gerçeğin rahatsızlığını<br />
yakın çevremizden dinlediğimiz,<br />
üzüntüsünü yaşadığımız zaman<br />
anlıyoruz. Belki de çoğumuz<br />
kanserin ne olduğunu nasıl<br />
olduğunu bile bilmiyoruz. Bu alanda<br />
bilinen ve bilinmeyen türlerini, kaç<br />
türü olduğunu, ortaya çıkaran,<br />
tedavisini belirleyen onkolojiye dair<br />
“The National Rise”<br />
Using our mind the right way is our hand. Truth is relative,<br />
of course, but when consider generally, we know that<br />
enough is as good as a feast. At this point, being healthy<br />
is proportional to the right lifestyle. In today’s conditions,<br />
although this is difficult, we still have to achieve this.<br />
There are many cancer stories around us. We understand<br />
the inconvenience of such a fact when we listen to and feel<br />
sadness from our close environment. Perhaps most of us don’t<br />
even know how cancer is. In this area, we have prepared a file<br />
on oncology which is known and unknown types of species,<br />
and which is the type of which is revealed and determines its<br />
treatment. We’ve been informed by the support we received<br />
from our experts.<br />
In the sector, after the explanations of the need to support the<br />
domestic and national organization related to medicines and<br />
medical devices, it is now reported that health service targets<br />
are increased and 70% of the hospitals that provide health<br />
tourism services are confirmed.<br />
As <strong>Medikal</strong> Teknik magazine, we support this movement, which<br />
was initiated by the Ministry.<br />
bir dosya hazırladık. Uzmanlarımızdan aldığımız destekle bilgi verdik bilgilendik.<br />
Sektörde, ilaç ve tıbbi cihazla ilgili yerli ve milli oluşuma destek verilmesi gerektiği<br />
açıklamalarının ardından şimdi de sağlık turizmine dair hedeflerin yükseltildiği ve<br />
sağlık turizmine hizmet verecek hastanelerin %70’inin geçer not aldığı bildirildi.<br />
Bakanlığımızın başlatmış olduğu bu harekete bizler de <strong>Medikal</strong> Teknik Dergisi olarak<br />
sonuna kadar destek veriyoruz.
8<br />
Tıbbi cihaz<br />
ithalatına<br />
6 milyar liralık<br />
neşter<br />
TL 6Bn to be<br />
saved on medical<br />
equipment<br />
imports<br />
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca,<br />
Türkiye’nin tıbbi cihaz harcamalarının<br />
yaklaşık yüzde 85’ini ithal ürünlere<br />
yaptığını belirterek “Görüntüleme<br />
cihazlarının yerelleştirilmesiyle kamu<br />
maliyesine 10 yılda yaklaşık 6 milyar<br />
liralık katkı sağlanacak” dedi.<br />
Informing that 85% of medical<br />
equipment are imported, Health<br />
Minister Fahrettin Koca said, “With the<br />
nationalization of the manufacturing of<br />
imaging devices about 6 billion lira will<br />
be saved in ten years.”<br />
<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>
9<br />
Türkiye, tıbbi cihaz ihtiyaçlarını yerli<br />
imkânlarla karşılayacak. Sağlık Bakanı<br />
Fahrettin Koca, Türkiye’nin tıbbi cihaz<br />
harcamalarının yaklaşık yüzde 85’ini ithal<br />
ürünlere yaptığını belirterek yerlileşme<br />
politikasının 10 yılda Türkiye ekonomisine 6<br />
milyar lira katkı sağlayacağını söyledi. Bakan<br />
Koca, yerlileşmedeki temel hedefin, Türkiye’nin<br />
yerli etkin maddesini ve ilacını üreten bir ülke<br />
hale gelmesi olduğunun altını çizdi. Bunun<br />
için dünyada uygulanan en etkili modellerden<br />
birinin “Startup Modeli” olduğunu anlatan<br />
Koca, şunları kaydetti: Gelişmiş ülkelerde<br />
kabul gören ve ülkemizde yeni başlayan bu iş<br />
modelinin kelime anlamı; başlangıç noktasıdır.<br />
Bu terim, ‘0’ noktasında işe başlayan şirketler<br />
için kullanılmaktadır. İlaç sanayinde de ürün<br />
geliştirme ve AR-GE faaliyetlerini yürütme, tüm<br />
dünyada bu yolla yapılmaktadır. Yani, küresel<br />
ilaç firmaları molekül geliştiren ve potansiyel<br />
gördükleri küçük startup şirketlerini satın<br />
almakta ve bu projelerin sanayiye dönüşmesini<br />
sağlamaktadır. Artık kendi ilacını geliştirmek<br />
isteyen Türkiye için de startup uygun bir<br />
modeldir. Bu modelde araştırma-geliştirme<br />
için gereken süre, üniversiteler bünyesindeki<br />
teknokentlerde kurulan şirketlerde geçecek.<br />
Söz konusu süreçte lisansüstü öğrencileri<br />
çalışacak, tezlerini hazırlayacak ve bilgi birikimi<br />
oluşacak. Bundan sonraki adım ise yerli ilaç<br />
sanayimizi bu şirketlere yatırım yapmaya teşvik<br />
etmek olacak. Startuplara, proje ile ihtiyaç<br />
duydukları ekosistem sağlanmış olacak, katma<br />
değeri yüksek yerli ve milli ürüne giden yolda<br />
Turkey aims to meet medical<br />
equipment needs from national<br />
sources. Health Minister<br />
Fahrettin Koca informed that in ten<br />
years about 6 billion TL would be<br />
saved as a result of the nationalization<br />
policies aiming to reduce the ratio<br />
of imported devices from its 85<br />
percent level to much lower levels.<br />
He emphasized on the importance of<br />
startup model as one of the popular<br />
approaches in the world. The term is<br />
used for the companies that start at<br />
zero point. Product development and<br />
R&D activities are carried out in this<br />
way. Global drug producers are buying<br />
small startups that have potential for<br />
developing new molecules. This model<br />
is also good for Turkish companies who<br />
aim to develop their formulas. These<br />
companies are mostly in the research<br />
and technology centers of certain<br />
universities. They employ graduate<br />
students who are also preparing their<br />
dissertations and contributing to the<br />
national accumulation of scientific<br />
information. Next stage of the program<br />
will be to provide incentives for the<br />
companies for more investments.”<br />
çok önemli bir adım atılmış olacak.Türkiye’nin tıbbi cihazların büyük çoğunluğunun şu an için<br />
ithal olduğunu aktaran Koca “Türkiye, tıbbi cihazların yaklaşık yüzde 85’ini ithal etmektedir.<br />
Görüntüleme cihazlarının yerelleştirilmesiyle tıbbi cihaz ithalatı önemli ölçüde azaltılarak<br />
kamu maliyesine 10 yılda yaklaşık 6 milyar liralık katkı sağlanacak” diye konuştu.<br />
<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>
10<br />
İKMİB YK Üyesi Tayfun Demir, İKMİB Yönetim Kurulu Başkanı Adil Pelister,<br />
T.C. Duesseldorf Ticaret Ataşesi Anıl Gürtuna Kaya ve İKMİB YK Üyesi Erman Atasoy<br />
Türkiye,<br />
Medica<br />
Fuarı’na 150<br />
firma ile<br />
çıkarma yaptı<br />
Turkey showed<br />
up at the<br />
Medica Trade<br />
Fair with 150<br />
companies<br />
İstanbul Kimyevi Maddeler ve<br />
Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB)<br />
tarafından bu yıl 10’uncu kez Milli<br />
Katılım Organizasyonu düzenlenen,<br />
dünyanın en büyük tıp fuarı MEDICA<br />
<strong>2018</strong>, 12-15 Kasım <strong>2018</strong> tarihleri<br />
arasında Duesseldorf/Almanya’da<br />
gerçekleştirildi. Fuara, Türkiye’den<br />
150 firma katılarak ürünlerini tanıtma<br />
fırsatı buldu.<br />
MEDICA <strong>2018</strong>, the world’s largest<br />
medical fair, was held Between 12-<br />
15 November <strong>2018</strong> in Düsseldorf/<br />
GERMANY. According to the Istanbul<br />
Chemicals and Chemical Products<br />
Exporters’ Association (İKMİB), a total<br />
of 150 Turkish companies joined the fair,<br />
held for the 10th time this year National<br />
Participation Organization of Turkey.<br />
<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>
11<br />
<strong>Medikal</strong> ürün, ekipman ve teknolojiler alanında<br />
dünyanın en büyük ve en önemli fuarlarından biri<br />
olan “MEDICA” fuarı, bu yıl 12-15 Kasım tarihlerinde<br />
Düsseldorf’ta gerçekleştirildi. Birçok forum ve kongreye<br />
ev sahipliği yapan fuarda, tek kullanımlık ürünler, medikal<br />
cihazlar, hastane mobilyaları, implantlar gibi farklı alt ürün<br />
gruplarında ihracat yapan Türk firmaları, toplam 693 m2’lik<br />
alanda 3 farklı holde ürünlerini sergileme fırsatı buldu.<br />
“MEDICA” trade fair, one of the world’s largest and most<br />
important fairs in the field of medical products, equipment<br />
and technologies, was held this year in Düsseldorf on 12-<br />
15 November. Turkish companies that export in different<br />
sub-product groups such as disposable products, medical<br />
instrumentations, hospital furniture and implants, had the<br />
opportunity to exhibit their products in 3 different halls in a<br />
total area of 693 m2.<br />
<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>
12<br />
“<strong>Medikal</strong> yüksek katma değer oluşturması açısından<br />
önemli bir sektör”<br />
Fuar ile ilgili bir değerlendirme yapan İKMİB Yönetim<br />
Kurulu Başkanı Adil Pelister, “Bu yıl onuncu kez Milli Katılım<br />
Organizasyonu’nu gerçekleştirdiğimiz dünyanın en büyük tıp<br />
fuarı MEDICA <strong>2018</strong>’e, Türkiye’den 150 firmamız ile adeta<br />
çıkarma yaptık. Her sene artan bir sayı ile gerçekleştirdiğimiz<br />
fuarın, firmalarımız açısından başarılı geçtiğine inanıyorum.<br />
İKMİB olarak, kimya sanayinin her alt sektöründeki en<br />
önemli fuarları takip ediyor ve bu sektörel fuarlara katılım<br />
sağlıyoruz. İhracatçı firmalarımızın yeni iş bağlantıları<br />
oluşturmalarını hedefliyoruz. Sağlık sektörünün en önemli<br />
fuarlarından<br />
MEDICA da bunlardan biri. <strong>Medikal</strong> sektörü, yüksek katma<br />
değer oluşturması açısından önemli bir sektör. Bu sebeple<br />
ihracat potansiyelinin değerlendirilmesi büyük önem taşıyor”<br />
dedi.<br />
115 bin kişi ziyaret etti<br />
Fuarın ikinci günü T.C. Almanya Düsseldorf Başkonsolosu<br />
Şule Gürel, T.C. Düsseldorf Ticaret Ataşesi Anıl Gürtuna<br />
Kaya, İKMİB Yönetim Kurulu Başkanı Adil Pelister, İKMİB<br />
Yönetim Kurulu Üyeleri Tayfun Demir ile Erman Atasoy ve<br />
İKMİB Genel Sekreter Yardımcısı Coşkun Kırlıoğlu Türk<br />
katılımcıları ziyaret ederek başarılar diledi. 6 bine yakın<br />
katılımcının yer aldığı Medica <strong>2018</strong> fuarını, sağlık ve medikal<br />
sektörü ile ilgilenen yaklaşık 115 bin kişi ziyaret etti.<br />
150 Türk Firması katıldı<br />
Sağlık sektöründe dünyada düzenlenen en büyük etkinlik<br />
konumunda olan Medica fuarına, bu yıl İKMİB Milli Katılım<br />
Organizasyonu ile 41 firma, bireysel olarak da 109 firma<br />
katıldı. Bununla birlikte İSEK- İstanbul Sağlık Endüstrisi<br />
Kümelenmesi kapsamındaki 7 start-up Türk firması da<br />
yenilikçi projeleri ile fuarda yerlerini alarak ziyaretçiler ile<br />
buluştu.<br />
115 thousand people visited<br />
On the second day of the fair, Turkey’s Consul General in<br />
Dusseldorf Şule Gürel, Turkey-Dusseldorf Commercial Attache<br />
Anıl Gürtuna Kaya, Chairman of the Board of Directors of<br />
İKMİB Adil Pelister, İKMİB Board Members Tayfun Demir and<br />
Erman Atasoy, and deputy Secretary General of İKMİB Coşkun<br />
Kırlıoğlu visited the stall of the participating companies from<br />
Turkey and wished success. About 115 thousand people who<br />
are interested in health and medical sector, visited MEDICA<br />
<strong>2018</strong>, which included approximately 6 thousand participants.<br />
150 Turkish Companies participated<br />
41 members of İKMİB’s National Participation Organization<br />
participated in MEDICA trade fair, the largest event in the<br />
world in the health sector, while 109 others participated<br />
individually. However, 7 start-up Turkish companies under the<br />
İstanbul Health Industry Cluster (İSEK) met with the visitors<br />
by taking their place in the fair with their innovative projects.<br />
“Medical is an important sector in terms of creating high<br />
added value”<br />
“We showed up in MEDICA <strong>2018</strong>, the world’s largest medical<br />
fair, with a total of 150 Turkish companies, held for the<br />
10th time this year National Participation Organization of<br />
Turkey. I believe that the fair that we have realized with<br />
an increasing number every year, has been successful in<br />
terms of our companies. As İKMİB, we follow the most<br />
important fairs in every sub-sector of the chemical industry<br />
and participate in these sectoral fairs. We aim to create new<br />
business connections for our exporters. MEDICA, one of the<br />
most important fairs of the health sector, is one of those<br />
aforementioned. Medical is an important sector in terms of<br />
creating high added value. Therefore, availing of the export<br />
potential is of great importance.” Adil Pelister, Chairman of the<br />
Board of Directors of İKMİB, said..<br />
<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>
14<br />
Nüve, Medica<br />
<strong>2018</strong>’deydi<br />
Nüve, Almanya’nın Düsseldorf kentinde<br />
gerçekleştirilen dünyanın en büyük tıp<br />
fuarı Medica <strong>2018</strong>’e katıldı.<br />
M<br />
edica <strong>2018</strong>’de Nüve, standında geniş ürün<br />
grubundan örneklerin yanı sıra yeni ürünlerine de<br />
yer verdi. SC 120 Mikrobiyolojik Emniyet Kabini ve<br />
NF 3000R Yüksek Kapasiteli Soğutmalı Santrifüj cihazları<br />
bu yıl 50. Yıl Bayiler Toplantısı sonrasında ilk kez bir<br />
yurtdışı fuarda sergilendi. Ziyaretçilerin ilgisini ve beğenisini<br />
alan her iki cihaz da fuarda yoğun ilgi gördü. Tübitak Ar-<br />
Ge desteği alan NF 3000R Yüksek Kapasiteli Soğutmalı<br />
Santrifüj ise Türkiye’nin bu sınıfta üretilen ilk santrifüjü<br />
olması ile önem kazanıyor.<br />
Nüve standında İnkübatörler, Kuru Havalı Sterilizatörler,<br />
Nüve was at<br />
Medica <strong>2018</strong><br />
Nüve participated in Medica <strong>2018</strong>, the<br />
biggest medical fair of the world held in<br />
Dusseldorf city of Germany.<br />
At Medica <strong>2018</strong>, as well as introducing new<br />
products at booth, Nüve gave place to its wide<br />
range of equipment. After the 50th years<br />
Distributor Meeting, SC 120 Microbiological Safety<br />
Cabinet and NF 3000R High Capacity Refrigerated<br />
Centrifuge was exhibited for the first time at an<br />
international fair.<br />
Both of the devices took interest and appreciation of<br />
visitors, attracted a great attention at the fair. Also,<br />
having the TUBITAK R&D support, NF 3000R High<br />
Capacity Refrigerated Centrifuge gained an importance<br />
<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>
15<br />
Buharlı Sterilizatörler, Santrifüjler, Su Banyoları, Kan<br />
Saklama Dolabı, CO2 İnkübatör ve Derin Dondurucu<br />
cihazları Nüve markasının geniş ürün çeşidini ve yüksek<br />
kalitesini yansıtıyordu.<br />
106 ülkeye ihracat yapan Nüve, Medica Fuarı’ndaki<br />
standında Ticaret Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ve<br />
İhracatçılar Birliği yetkililerini ağırladı. Nüve standını,<br />
T.C. Ticaret Bakanlığı Düsseldorf Başkonsolosluğu<br />
Ticaret Ataşesi Sn. Anıl Gürtuna Kaya, İstanbul Kimyevi<br />
Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği İKMİB<br />
Başkanı Sn. Adil Pelister, İKMİB Yönetim Kurulu<br />
Muhasip Üyesi Sn. Tayfun Demir, İKMİB Kimyevi<br />
Maddeler Sektör Şube Müdürü Sn. Aydın Yılmaz, İKMİB<br />
Kimyevi Maddeler Sektör Şubesi Şefi Sn. Burcu Öz ve<br />
Sağlık Bakanlığı, Sağlık Yatırımları Genel Müdürlüğü<br />
Yatırım Modelleri Daire Başkanı Sn. Züfer Arslan ve<br />
beraberindeki heyet ziyaret etti.<br />
Nüve standı aynı zamanda yurtdışı bayileriyle<br />
görüşme ve buluşma noktasıydı. Nüve 50. Yıl Bayiler<br />
Toplantısı’nın hemen ardından bir kez daha farklı<br />
coğrafyalardan gelen bayilerini standında konuk etti.<br />
Nüve bayileri, Bayiler Toplantısı’nda tanıtımı yapılan<br />
yeni ürünleri Medica Fuarında ’da görmekten duydukları<br />
mutluluğu belirttiler.<br />
Medica <strong>2018</strong> Fuarı’nda resmi kayıtlara göre 66 ülkeden<br />
5273 firma tanıtım yaptı. Fuarı bu yıl 155 ülkeden<br />
120.000 civarında ziyaretçi gezdi.<br />
as a first produced centrifuge in this class in Turkey.<br />
At Nüve booth, Incubators, Dry Air Sterilizers, Steam<br />
Sterilizers, Centrifuges, Water baths, Blood Bank<br />
Refrigerator, CO2 Incubator and Deep Freezer devices<br />
were reflecting the wide range of products and high quality<br />
of Nuve brand. Exporting the products to 106 countries,<br />
Nüve welcomed the authorities from The Ministry of<br />
Trade, The Ministry of Health and Exporters Union at its<br />
booth at Medica Fair. Commercial Attache of T.C. The<br />
Ministry of Trade, Consulate General of Dusseldorf, Mr.<br />
Anıl Gürtuna Kaya, Director of Istanbul Chemicals and<br />
Chemical Products Exporters Union (IKMIB), Mr. Adil<br />
Pelister, Accountant Board Member of IKMIB, Mr. Tayfun<br />
Demir, Branch Manager of Chemicals Sector of IKMIB, Mr.<br />
Aydın Yılmaz, Branch Chief of Chemicals Sector of IKMIB,<br />
Ms. Burcu Öz and Head of Investment Models of General<br />
Directorate of Health Investments of Ministry of Health,<br />
Mr. Züfer Arslan and accompanied committee visited<br />
Nuve booth. At the meantime, Nüve booth is a meeting<br />
point with our international distributors. After 50th<br />
Years Distributor Meeting, Nüve hosted distributors from<br />
different territories once again. Nüve dealers expressed<br />
their happiness to see the new products at Medica, which<br />
had been introduced to them at Distributors Meeting.<br />
According to official records, 5273 companies from 66<br />
countries took place at Medica <strong>2018</strong> Fair. 120,000 visitors<br />
from 155 countries visited the fair this year.<br />
<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>
16<br />
<strong>Medikal</strong><br />
teknoloji<br />
sektörü 2017<br />
toplam geliri<br />
379 milyar dolar<br />
Medical technology<br />
industry’s aggregate<br />
revenue for 2017<br />
reaches US$379<br />
billiona<br />
T. Ufuk Eren<br />
Uluslararası danışmanlık ve denetim şirketi EY’nin<br />
“<strong>Medikal</strong> Teknoloji Sektörünün Nabzı” adlı raporuna<br />
göre; medikal teknoloji (medtech) sektörünün toplam<br />
geliri 2017’de %4 yükseliş ile 379 milyar dolar oldu.<br />
AR-GE yatırımlarındaki durağanlığa dikkat çekilen<br />
raporda, medtech’lerin dijital yatırımlarını artırmaları<br />
gerektiği belirtiliyor.<br />
Ahmet Sağlık<br />
According to “Pulse of The Medical Technology<br />
Industry” report of EY, the international advisory and<br />
audit firm, medical technology industry’s aggregate<br />
revenue in 2017 increased 4% up to US$379 billion.<br />
Medtechs’ investment in R&D activities stays relatively<br />
unchanged year over year while industry’s long-term<br />
growth outlook is at risk due to underinvestment in<br />
digital capabilities<br />
<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>
17<br />
Lider danışmanlık ve denetim şirketlerinden<br />
EY, “<strong>Medikal</strong> Teknoloji Sektörünün Nabzı”<br />
adlı raporunun sonuçlarını açıkladı. Raporun<br />
sonuçlarına göre; global medikal teknoloji<br />
(medtech) sektörünün toplam geliri 2017 yılında<br />
%4 yükseliş göstererek 379 milyar dolar olarak<br />
gerçekleşti. Raporda; medtech şirketlerinin AR-GE<br />
yatırımlarının bir önceki yıla yakın seviyelerde<br />
olduğuna dikkat çekiliyor. Ayrıca sektörde uzun<br />
vadeli büyüme görünümün dijital yetkinliklere<br />
yapılan yatırımların yetersiz olması, teknoloji<br />
şirketleriyle rekabetin artması ve hastalar için<br />
daha iyi sonuçlar alınması ihtiyacı nedenleriyle risk<br />
altında olduğu ifade ediliyor.<br />
Medtech şirketleri çift haneli büyümeden uzak<br />
Rapora göre; ABD ve Avrupa merkezli medtech<br />
şirketlerinin total gelirleri, stratejilerine uygun<br />
birleşme ve satın alma faaliyetlerinde bulunmaları<br />
ve portföy optimizasyonu stratejileri uygulamaları<br />
ile 2017 yılında rekor seviyeye ulaştı. Ancak<br />
sektör 2000-2007 arasında gösterdiği yıllık<br />
ortalama %15’lük gelir büyümesi performansını<br />
tekrar yakalamaktan uzak görünüyor. Raporda;<br />
sektör gelirlerinin geçen 10 yıl boyunca tek haneli<br />
büyüme kaydettiği belirtiliyor.<br />
Kısa vadeli büyümeye odaklanılıyor<br />
Sektörün AR-GE yatırımlarındaki durağanlık;<br />
medtech şirketlerinin, özellikle de ticari liderlerin<br />
kısa vadeli büyümeye odaklandıklarına işaret<br />
ediyor. Rapor sonuçlarına göre; medtech şirketleri<br />
2017 yılında yatırımcılara geri satın alma ve<br />
temettü yoluyla 16,4 milyar dolar kazanç sağladı.<br />
Bun karşın AR-GE yatırımları 15,9 milyar dolar<br />
seviyesinde kaldı.<br />
Dijitale yatırımlar artmalı<br />
EY Türkiye Sağlık Sektörü Lideri, Vergi Bölümü<br />
& KS Avukatlık Şirket Ortağı Ahmet Sağlık, rapor<br />
sonuçları ile ilgili şu değerlendirmede bulundu:<br />
“Medtech şirketleri, tedavisel alanlarda ölçek<br />
oluşturmak ve büyümek için geri satın alma ve<br />
birleşme ve satın almalar gibi konvansiyonel<br />
stratejileri kullanmaya devam ediyor. Fakat<br />
geleneksel yaklaşım, medikal teknoloji alanında<br />
hasta ve müşteri ihtiyaçlarının ön planda olması ile<br />
işlevsel olmaktan çıktı.”<br />
EY Türkiye Sağlık ve Yaşam Bilimleri Sektör<br />
Lideri, EY Orta, Güney ve Doğu Avrupa Sağlık<br />
Sektörü Kıdemli Danışmanı T. Ufuk Eren ise<br />
“<strong>Medikal</strong> teknoloji şirketleri müşterileri ile daha<br />
güçlü bağlar kurmak ve teknoloji şirketlerinin<br />
gerisinde kalmamak için yeni veri ve müşteri<br />
merkezli dijital yetkinliklere yatırım yapmalı.<br />
Geleceğin dijital dünyasında veri analizi ve<br />
kişiselleştirilmiş hizmet alanlarında bilgi birikimi<br />
ve uzmanlık sahibi şirketler başarı yakalayacak”<br />
dedi.<br />
EY, leading advisory and audit firm, launched the<br />
results of its “Pulse of The Medical Technology<br />
Industry” report. According to the results of the<br />
report, global medical technology (medtech)<br />
industry’s aggregate revenue increased 4%<br />
to US$379 billion in 2017 while medtechs’<br />
investment in R&D activities stays relatively<br />
unchanged year over year. The global medtech<br />
industry’s long-term growth outlook is at risk<br />
due to underinvestment in digital capabilities,<br />
competition from technology companies, and the<br />
growing need to demonstrate better outcomes.<br />
Medtech firms are far from recording double<br />
digit growth<br />
According to the report, US and Europe based<br />
medtech firms’ aggregate revenue for the industry<br />
in 2017 hit a new record, propelled by M&A deals<br />
and portfolio optimization strategies. However,<br />
this result, the 10th consecutive year for single<br />
digit revenue growth performance, is in sharp<br />
contrast to the 15% average annual growth rate<br />
achieved from 2000 to 2007.<br />
Commercial leaders are overly focused on<br />
short-term growth<br />
Taken together with the industry’s declining<br />
rate of investment in research and development<br />
(R&D), the report finds that medtech companies,<br />
particularly the industry’s commercial leaders,<br />
are overly focused on short-term growth at the<br />
expense of R&D and longer term growth needs.<br />
In 2017, medtech companies returned US$16.4<br />
billion to investors in buybacks and dividends,<br />
though US$15.9 billion invested in R&D activities.<br />
Digital investments should be increased<br />
Commenting on the results of the report, Ahmet<br />
Sağlı, EY Turkey Health Sector Leader, Tax<br />
Department & KS Attorney Company Partner<br />
said: “Medtechs continue to use conventional<br />
strategies, such as buybacks and tuck-in<br />
acquisitions, to create scale in must-win<br />
therapeutic areas to grow. However, as the shift<br />
of power from providers and payers to patients<br />
and consumers continues, this business-as-usual<br />
approach no longer works.”<br />
T. Ufuk Eren, EY Turkey Health and Life<br />
Sciences Sector Leader, EY Central, South<br />
and East Europe Health Sector Senior Advisor<br />
said, “Medtechs must invest in new data and<br />
customer-centric capabilities to build stronger<br />
ties with consumers or to avoid being ousted by<br />
technology companies and other entrants from<br />
outside the sector. To succeed in the digital future,<br />
medtechs will be judged not only on the safety<br />
and efficacy of their devices and tests, but also on<br />
their ability to capture and deploy insights from<br />
these products to inform care delivery, with a<br />
growing emphasis on coordinated care.”<br />
<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>
18<br />
Sağlık sektöründeki son gelişmeler<br />
EY Türkiye Sağlık Sohbetleri<br />
Toplantısı’nda değerlendirildi<br />
Uluslararası denetim ve danışmanlık şirketi EY Türkiye’nin John Hopkins<br />
Üniversitesi işbirliğiyle gerçekleştirdiği Sağlık Sohbetleri Toplantısı’nda sağlık<br />
sektöründeki son gelişmeler masaya yatırıldı. Küresel makro trendler, en yeni sağlık<br />
teknolojileri, önleyici sağlık hizmetleri ve yatırım faaliyetleri gibi pek çok önemli<br />
konu sektör liderlerinin katıldığı toplantıda değerlendirildi.<br />
Dünyanın lider denetim ve danışmanlık şirketlerinden<br />
EY Türkiye’nin Johns Hopkins Üniversitesi işbirliğiyle<br />
düzenlediği Sağlık Sohbetleri Toplantısı, Türkiye sağlık<br />
sektörünün önde gelen liderlerini bir araya getirdi. Sağlık<br />
sektörüne ilişkin pek çok konunun değerlendirildiği toplantıya<br />
Johns Hopkins Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Ayşe Gürses,<br />
EY Türkiye Sağlık Sektörü Lideri Av. Ahmet Sağlı, EY Türkiye<br />
Sağlık ve Yaşam Bilimleri Sektör Lideri, EY Orta, Güney ve<br />
Doğu Avrupa Sağlık Sektörü Kıdemli Danışmanı T. Ufuk<br />
Eren, EY ABD Şirket Ortağı ve Kurumsal Finansman Grubu<br />
Yaşam Bilimleri Sektör Sorumlusu Arda Ural, Master2Win<br />
Kurucusu ve <strong>Medikal</strong> Danışman Uğur Özkutlu, EY Türkiye<br />
Danışmanlık Hizmetleri İş Geliştirme ve Sağlık Sektörü<br />
Lideri Mehmet Gülez, EY Türkiye Kurumsal Finansman<br />
Hizmetleri Kıdemli Müdürü ve Sağlık Sektörü Sorumlusu<br />
Cem Günfer, Mundipharma Eski Genel Müdürü Şükrü Varol,<br />
Bozlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Şükrü Bozluolçay,<br />
The Bona Kurucusu (Dünyagöz Eski İcra Kurulu Başkanı)<br />
Koray Özbay, Medtronic Türkiye Genel Müdürü Esen Girit<br />
Tümer, Sağlık Bakanlığı Emekli Müsteşar Yardımcısı Hüseyin<br />
Çelik, TCHealth Genel Müdürü Salih Güreş ve Liv Hospital<br />
Grup Koordinatörü Meri İstiroti katıldı.<br />
<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>
19<br />
Ahmet Sağlı<br />
T. Ufuk Eren<br />
Küresel makro trendler, en yeni sağlık teknolojileri,<br />
önleyici sağlık hizmetleri ve yatırım faaliyetleri gibi pek<br />
çok konunun gündeme taşındığı toplantıda, sektör liderleri<br />
önemli değerlendirmelerde bulundu. Toplantıda onkoloji<br />
ve ender rastlanan hastalıklara yönelik ilaçlara küresel<br />
olarak yatırımın arttığı belirtildi. Sağlık sektörünün bu alanda<br />
büyüme göstereceği öngörülüyor.<br />
Hücrede gen tedavisine yapılan harcama 5 milyar dolar<br />
Bununla birlikte medikal teknolojilerde kaydedilen ilerleme<br />
ile beraber iş modellerinde değişim yaşandığı ifade edildi.<br />
Sağlık sektöründe faaliyet gösteren firmaların yapay zekâ,<br />
nesnelerin interneti, büyük veri, robotik süreç otomasyonu<br />
(RSO) ve blockchain gibi yeni teknolojilere ilgi gösterdiğine,<br />
teknolojiye bağlı iş modellerinin nasıl kurulacağına<br />
odaklandıklarına vurgu yapıldı. Toplantıda hücrede gen<br />
tedavisi alanında küresel olarak yapılan harcama miktarının<br />
5 milyar dolara ulaştığı ifade edildi.<br />
Sektör, hasta güvenliği odaklı çalışmalara odaklanıyor<br />
ABD’de tıbbi hataların önemli bir ölüm nedeni olduğuna<br />
dikkat çekilen toplantıda sağlık sektöründe hasta güvenliği<br />
üzerine çok sayıda çalışma yapıldığı belirtildi. Öte yandan<br />
hastane dışı bakım ve önleyici sağlık hizmetlerinin yakın<br />
gelecekte daha çok gündeme geleceği öngörülüyor.<br />
EY Türkiye Sağlık ve Yaşam Bilimleri Sektör Lideri,<br />
Vergi Bölümü & KS Avukatlık Şirket Ortağı Ahmet Sağlı<br />
konu ile ilgili olarak, “Sağlık ve Yaşam Bilimleri sektörlerinin<br />
giderek artan önemi ve ülkemizde bu alanda gerçekleştirilen<br />
aktif çalışmalardan hepimiz gurur ve mutluluk duyuyoruz.<br />
EY olarak; bu alandaki global ağımız ve tecrübemizle,<br />
sağlık sektöründe faaliyet gösteren kamu ve özel sektör<br />
kurumlarına<br />
destek olmaya, onlara yolculuklarında eşlik etmeye devam<br />
ediyoruz” dedi.<br />
EY Türkiye Sağlık ve Yaşam Bilimleri Sektör Lideri,<br />
EY Orta, Güney ve Doğu Avrupa Sağlık Sektörü<br />
Kıdemli Danışmanı T. Ufuk Eren şunları söyledi: “EY<br />
Sağlık Sohbetleri toplantılarımızın ilkinde, yaşam bilimleri<br />
sektöründe Türkiye ve dünyadaki gelişmelerden bahsettik.<br />
Sağlık hizmet sunumunda Johns Hopkins ile işbirliğimiz,<br />
sağlıkta kalite ve amaç odaklı organizasyon alanlarında<br />
dünyanın farklı yerlerinde neler yapıldığını tartıştık. Sektörün<br />
Mehmet Gülez<br />
bu alandaki ihtiyacını ve gelişimini yakından takip etmek,<br />
fikir alışverişinde bulunarak gelişimine katkıda bulunmak<br />
amacıyla, sektörün önde gelen fikir önderleriyle belli<br />
aralıklarda bir araya gelmeye devam edeceğiz.” EY Türkiye<br />
Danışmanlık Hizmetleri İş Geliştirme ve Sağlık Sektörü<br />
Lideri Mehmet Gülez ise “Bu sohbet toplantılarını düzenleme<br />
amacımız, sağlık sektörünün deneyimli isimleriyle<br />
beraber bir platform oluşturarak, EY’nin kurumsal amacı<br />
doğrultusunda daha iyi bir dünya oluşturmaya katkıda<br />
bulunmak” şeklinde konuştu.<br />
<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>
22<br />
Kare Kod’lu takip ile hastane<br />
enfeksiyonuna ve hastada cerrahi<br />
alet unutmaya son!<br />
Cerrahi aletler<br />
“Kare Kod”<br />
takibinde<br />
Sağlık sektörünün en önemli sorunlarından<br />
biri olan hastane enfeksiyonlarının<br />
önlenmesi ve “skandal” olarak gündeme<br />
gelen hasta vücudunda malzeme unutma<br />
riskinin tamamen ortadan kalkması için<br />
teknoloji devreye girdi.<br />
Hospital infections and retained<br />
surgical instruments are no longer a<br />
problem with the QR Code tracking!<br />
Surgical<br />
instruments are<br />
tracked with “QR<br />
Code”<br />
Technology comes into play to prevent<br />
hospital infections, which is one of the<br />
most important problems of the healthcare<br />
industry, and to completely eliminate the<br />
risk of retained surgical instruments comes<br />
up as a “scandal”.<br />
<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>
23<br />
Rönesans İşletme Hizmetleri tarafından işletilen Adana,<br />
Elazığ ve Yozgat Şehir Hastaneleri Merkezi Sterilizasyon<br />
Ünitelerinde, güvenli cerrahinin en önemli unsurlarından<br />
biri olan cerrahi işlemlerde kullanılan alet ve malzemelerin<br />
sterilizasyonu “Kare Kod” uygulamasıyla yüzde 100<br />
kontrol altında tutuluyor.Cerrahi alan enfeksiyonlarının<br />
önlenmesinde temel basamağı oluşturan Merkezi<br />
Sterilizasyon Ünitelerinde (MSÜ), tıbbi aletlerin yeniden<br />
kullanıma hazırlanmasındaki işlem süreçlerinin<br />
elektronik ortamda kayıt altına alınması, her bir aşamanın<br />
izlenebilirliğini mümkün kılıyor. Bu sayede, ameliyata<br />
giren ve çıkan setin içerisinde eksik malzeme olmaması da<br />
garanti altına alınıyor. İzlenebilirlik kapsamında an itibarıyla<br />
hangi aletin hangi aşamada olduğu tespit edilebiliyor.<br />
Hastada oluşabilecek bir enfeksiyonda; hastaya hangi<br />
setin kullanıldığı, bu setin nasıl bir sterilizasyon sürecinden<br />
geçtiği ve bu setle birlikte hangi setlerin sterilize edildiği gibi<br />
bilgilere kolayca ulaşılabiliyor.<br />
Kullanım süresi dolduğunda uyarı düşüyor<br />
Adana, Elazığ ve Yozgat Şehir Hastaneleri Merkezi<br />
Sterilizasyon Ünitelerinde (MSÜ) uygulanan güvenli<br />
sterilizasyon hizmetiyle hasta ve çalışan güvenliği garanti<br />
ediliyor. Kare Kod uygulaması sayesinde, ameliyatlarda<br />
kullanılan setlerin steril kullanım ömrü bitince MSÜ<br />
çalışanına uyarı bildirimi gönderiliyor. Böyle bir durumla<br />
karşı karşıya kalındığında sistem gereği çalışan, setleri<br />
depodan alıyor, yeniden paketliyor ve tekrar otoklav sürecine<br />
geçirerek sterilizasyon döngüsünü başlatıyor.<br />
Batında malzeme unutma riski yok!<br />
Bu uygulama sayesinde geçmişte zaman zaman gazete<br />
manşetlerine “skandal” başlıklarıyla konu olan hasta<br />
vücudunda malzeme unutma riski de tamamen ortadan<br />
kaldırılıyor, alet, spanç/kompres ve iğne sayımları Kare<br />
Kod uygulaması sayesinde vücut açıklıkları kapatılmadan<br />
yapılabiliyor. Bu sayede de batında malzeme unutulması<br />
riski sıfıra indirilerek cerrahi güvenlik ve hasta güvenliği en<br />
üst düzeye çıkarılıyor.<br />
Sterilization of the instruments and materials used in<br />
surgical procedures, which are among the most important<br />
components of safe surgery, at the Adana, Elazığ and<br />
Yozgat City Hospitals Central Sterilization Units operated<br />
by Rönesans Facility Management Company are kept<br />
under control with the “QR Code” application.Electronically<br />
recording the procedures for preparing the medical<br />
instruments for being used again at the Central Sterilization<br />
Units (CSU), which constitute the fundamental step in<br />
preventing the surgical infections, allow the traceability of<br />
each and every stage. Thus, it is guaranteed that there is<br />
no deficient material between the set used in the surgical<br />
operation and the set coming out from the surgical<br />
operation. Within the scope of traceability, it is possible to<br />
determine which tool is at which stage in real time.<br />
In case of any infection of the patient, information such as<br />
which set is used for the patient, what kind of a sterilization<br />
process is used for this set, and which other sets were<br />
sterilized together with this set can be accessed easily.<br />
A warning is provided on the expiration date<br />
Patient and employee safety is guaranteed with the safe<br />
sterilization service applied at the Adana, Elazığ and Yozgat<br />
City Hospitals Central Sterilization Units (CSU). Through the<br />
use of QR Code, a warning is provided to the CSU employee<br />
when the expiration date of sterile sets used in surgical<br />
operations is over. In such a case, according to the system,<br />
the employee gets the sets from the warehouse, repacks<br />
them, subjects them to autoclave process and starts the<br />
sterilization cycle.<br />
There is no risk of retained material inside the<br />
abdomen!<br />
With this application, the risk of forgetting a material inside<br />
the patient’s body, which is mentioned in the newspaper<br />
headlines as “scandal” from time to time, is completely<br />
eliminated and the sponges/compresses and needles are<br />
counted through QR Code before the surgical incisions are<br />
closed. In this way, forgetting a material inside the abdomen<br />
is not a risk anymore and the surgical safety and patient<br />
safety is maximized.<br />
<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>
24<br />
Kayı <strong>Medikal</strong><br />
ve Philips<br />
imzaladıkları<br />
anlaşma ile çoklu<br />
sağlık projelerini<br />
hayata geçirmeyi<br />
hedefliyor<br />
Kayı Holding ve Philips işbirliklerini<br />
uluslararası boyuta taşıyan anlaşma<br />
ile sağlık teknolojileri, altyapı, proje<br />
finansmanı ve yönetimi, klinik ve bakım<br />
çözümlerinin yanı sıra bölge ülkelerinde<br />
sağlık hizmetlerini kapsıyor.<br />
Coşkun Yılmaz tarafından 1991 yılında kurulan ve farklı<br />
sektörlerde hayata geçirdiği başarılı projelerle fark<br />
oluşturan Kayı Holding, dünyanın önde gelen teknoloji<br />
firması Philips ile 2 yıllık anlaşma kapsamında Türkiye<br />
başta olmak üzere Afrika, Orta ve Doğu Avrupa, Rusya,<br />
Orta Asya ülkelerinde çoklu sağlık projelerini hayata<br />
geçirmeyi hedefliyor. KAYI Holding, 6 bin çalışanıyla<br />
3 kıtada, 30 ülkede taahhüt, enerji, gayrimenkul<br />
geliştirme & yatırım ve sağlık sektörlerinde faaliyet<br />
gösteriyor. Şirket, kurulduğu günden günümüze kadar<br />
Kayı Medical<br />
and Philips aim<br />
to implement<br />
multiple health<br />
projects with the<br />
agreement they<br />
signed<br />
Kayı HoldingveKayı Holding and<br />
PhilipsPhilips işbirlikleriniuluslararası<br />
boyuta taşıyaninternational cooperation<br />
covers anlaşmailesağlık teknolojileri,<br />
altyapı, proje finansmanı ve yönetimi,<br />
klinik ve bakımçözümlerinin yanısıra bölge<br />
ülkelerindesağlık hizmetlerini kapsıyor.<br />
healthcare technology, infrastructure, project<br />
financing and management, and clinical<br />
care solution as well as health services in the<br />
countries of the region.<br />
Coşkun Yılmaz Founded in 1991 by Coskun Yilmaz<br />
and makes the difference with successful projects<br />
implemented in different sectors KAYI Holding and<br />
dünyanın önde gelen teknoloji firmasıworld’s leading<br />
technology company PhilipsPhilips covered ile2yıllık<br />
anlaşmakapsamındaTürkiye başta olmak üzereAfrika, Orta<br />
ve Doğu Avrupa, Rusya, Orta Asyaülkelerinde çoklu sağlık<br />
projelerinihayata geçirmeyihedefliyor.2-year agreement<br />
of the multiple health projects implemented in countries<br />
mainly in Turkey, Africa, Central and Eastern Europe,<br />
Russia and Central Asian.Kayı Holding operates in 30<br />
countries on three continents with 6,000 employees, in<br />
the energy, real estate development, investment and<br />
healthcare sectors. The company has completed over 500<br />
projects so far. Kayı Medical, established within the holding<br />
in 2011 to improve the quality and efficiency of health<br />
services and facilities in Turkey,<br />
provides clinical services and integrated health solutions<br />
as well as collaborates with public-private partnership<br />
(PPP) projects.Kayı Holding operates in 30 countries<br />
<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>
25<br />
500’ün üzerinde projeyi tamamladı. Türkiye’deki<br />
sağlık hizmetlerinin ve tesislerinin kalitesini ve<br />
verimliliğini artırmak amacıyla 2011 yılında Kayı<br />
Holding bünyesinde kurulan Kayı <strong>Medikal</strong> ise klinik<br />
hizmetler ve entegre sağlık çözümleri sunmanın<br />
yanı sıra Kamu Özel Ortaklığı Projeleri (PPP) ile de<br />
işbirlikleri yapıyor.<br />
KAYI Holding, 6 bin çalışanıyla 3 kıtada, 30<br />
ülkede taahhüt, enerji, gayrimenkul geliştirme &<br />
yatırım ve sağlık sektörlerinde faaliyet gösteriyor.<br />
Şirket, kurulduğu günden günümüze kadar<br />
500’ün üzerinde projeyi tamamladı. Türkiye’deki<br />
sağlık hizmetlerinin ve tesislerinin kalitesini<br />
ve verimliliğini artırmak amacıyla 2011 yılında<br />
Kayı Holding bünyesinde kurulan Kayı <strong>Medikal</strong><br />
ise klinik hizmetler ve entegre sağlık çözümleri<br />
sunmanın yanı sıra Kamu Özel Ortaklığı Projeleri<br />
(PPP) ile de işbirlikleri yapıyor.Kayı Holding<br />
Yönetim Kurulu Başkanı Coşkun Yılmaz ve<br />
Royal Philips’in Uluslararası Pazarlar Başkanı<br />
Henk Siebren De Jong tarafından 12 Ekim’de<br />
Amsterdam’da imzalanan anlaşmanın imza<br />
törenine Kayı Holding’den ve Philips’ten üst düzey<br />
yetkililer katıldı. Anlaşma dahilinde iki şirket,<br />
entegre sağlık çözümleri, sağlık teknolojileri,<br />
altyapı, eğitim, klinik, bakım ve sağlık hizmetleri<br />
konularında işbirliği yapacak. Bu kapsamda sağlık<br />
tesislerinin tasarımı ve inşası, proje yönetimi,<br />
son teknolojiye sahip medikal ekipman temini,<br />
proje ve ekipman finansmanı gibi hizmetlerin<br />
sağlanması amaçlanıyor.İki şirket arasında<br />
imzalanan anlaşmanın öneminden bahseden<br />
Kayı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Coşkun<br />
Yılmaz, “Kayı <strong>Medikal</strong> olarak mühendislikten satın<br />
almaya, inşaattan finansa tüm iş kollarını tek bir<br />
çatı altında toplayarak, iş ortaklarımıza entegre<br />
bir hizmet sunuyoruz. Bu hizmet anlayışımız hem<br />
bize hem de iş ortaklarımıza verimlilik sağlıyor<br />
ve Kayı <strong>Medikal</strong>’in farkını ortaya koyuyor. Philips<br />
ile yaptığımız bu stratejik anlaşmanın da orta ve<br />
uzun vadede sağlık alanında dünya çapında en<br />
büyük müteahhit, yatırımcı ve servis sağlayıcı<br />
firmalardan biri olma hedefimize önemli katkılar<br />
sağlayacağına inanıyoruz” dedi.Anlaşma hakkında<br />
görüşlerini dile getiren Kayı Holding CEO’su<br />
Alpaslan Korkmaz, “Kayı Holding ve Philips<br />
arasında yapılan işbirliği anlaşması gibi verimliliği<br />
artırmaya yönelik ortaklıkların özellikle gelişen<br />
pazarlar için oldukça önemli olduğu görüşündeyiz.<br />
Kayı <strong>Medikal</strong> olarak uluslararası standartlarda<br />
sağlık hizmetleri sunarken, yeni proje ve<br />
anlaşmalarla sağlık konusundaki hizmet ağımızı<br />
genişletmeye devam edeceğiz.” dedi.<br />
on three continents with 6,000 employees, in the energy, real<br />
estate development, investment and healthcare sectors. The<br />
company has completed over 500 projects so far. Kayı Medical,<br />
established within the holding in 2011 to improve the quality and<br />
efficiency of health services and facilities in Turkey, provides<br />
clinical services and integrated health solutions as well as<br />
collaborates with public-private partnership (PPP) projects.<br />
Senior officials attended the signing ceremony of the agreement<br />
signed by Coskun Yilmaz, Chairman of Kayı Holding Yönetim<br />
Kurulu Başkanı Coşkun Yılmaz veRoyalKayı Holding and Henk<br />
Siebren De Jong, Chief of International Markets, Royal Philips<br />
in Amsterdam on October 12. Within the agreement, Anlaşma<br />
dahilinde iki şirket,two companies will entegresağlık çözümleri,<br />
sağlık teknolojileri, altyapı, eğitim, klinik, bakım vesağlık<br />
hizmetleri konularında işbirliği yapacak.cooperate on integrated<br />
health solutions, health technologies, infrastructure , education,<br />
clinical , care and health services. Bu kapsamda sağlıktesislerinin<br />
tasarımı ve inşası, proje yönetimi, son teknolojiye sahip<br />
medikalekipmantemini, proje veekipmanfinansmanı gibi<br />
hizmetlerin sağlanmasıamaçlanıyor.In this context, the design<br />
and construction of water ealth facilities, project management,<br />
procurement of medical equipment with the latest technology,<br />
is aimed at providing services such as project financing and<br />
equipment. Declaring the importance of the agreement signed<br />
between the two companies, Coskun Yilmaz, Chairman of Kayı<br />
Holding Yönetim Kurulu Başkanı Coşkun Yılmaz veRoyalKayı<br />
Holding, said, ““Kayı <strong>Medikal</strong> olarakmühendisliktensatın almaya,<br />
inşaattanAs Kayı Medical, we offer an integrated service from<br />
medically or engineering, construction finansa tümiş kollarını<br />
tek bir çatı altında toplayarak, iş ortaklarımızato finance for our<br />
business partners by gathering all business lines under one roof.<br />
entegrebir hizmetsunuyoruz.Bu hizmet anlayışımızhem bize hem<br />
de iş ortaklarımızaverimlilik sağlıyorve Kayı<strong>Medikal</strong>’infarkını<br />
ortaya koyuyor.This understanding of service provides efficiency<br />
to both us and our business partners and demonstrates the<br />
difference of Kayı Medical. We believe that Philipsile yaptığımız<br />
bu stratejik anlaşmanındaorta ve uzun vadede sağlık alanında<br />
dünya çapında en büyükmüteahhit, yatırımcı ve servis sağlayıcı<br />
firmalardan biri olmahedefimizeönemli katkılar sağlayacağına<br />
inanıyoruz” dedi.this strategic agreement with Philips is<br />
important to provide us to reach our goal of becoming one<br />
of the largest contractors investors and service providers<br />
companies in field of health worldwide in the medium and long<br />
term.”Expressing his views about the agreement, Anlaşma<br />
hakkında görüşlerini dile getirenKayı Holding CEO’su Alpaslan<br />
Korkmaz, “Kayı Holding vePhilipsAlpaslan Korkmaz, CEO of<br />
Kayı Holding, said that the partnership to increase productivity,<br />
such as the cooperation agreement between Kayı Holding and<br />
Philips is very important, especially for emerging market. As<br />
Kayı <strong>Medikal</strong> olarak uluslararası standartlarda sağlık hizmetleri<br />
sunarken,Kayı Medical, we will continue to expand our service<br />
network in healthcare through new projects and agreements by<br />
providing health services at international standards.”yeni proje<br />
ve anlaşmalarla sağlık konusundaki hizmet ağımızı genişletmeye<br />
devam edeceğiz.” dedi.<br />
<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>
26<br />
Siemens<br />
Healthineers:<br />
“Sağlığın<br />
Geleceğini<br />
Şekillendiriyoruz”<br />
Siemens<br />
Healthineers<br />
Leaves Its Mark<br />
On Türkrad <strong>2018</strong>:<br />
“Shaping The<br />
Future Of<br />
Healthcare”<br />
<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>
27<br />
Siemens Healthineers Türkiye, 39.<br />
Ulusal Radyoloji Kongresi TÜRKRAD<br />
<strong>2018</strong>’de üstün özellikteki görüntüleme<br />
çözümlerini sergiledi. Etkileyici standı<br />
ve etkinlik sırasında yapılan canlı<br />
ultrason uygulamalarıyla ziyaretçilerden<br />
büyük ilgi gören Siemens Healthineers<br />
Türkiye, ACUSON Sequoia ultrason<br />
cihazını da ülkemizde ilk kez tanıttı.<br />
Radyoloji alanında Türkiye’nin en büyük etkinliklerinden<br />
olan Ulusal Radyoloji Kongresi’nin otuz dokuzuncusu<br />
(TÜRKRAD <strong>2018</strong>) Antalya’da düzenlendi. Hassas tıp,<br />
kişiselleştirilmiş tedavi, sağlıkta dijitalleşme, yapay zekâ,<br />
derin makine öğrenimi ve hasta deneyimi konularında<br />
yoğun Ar-Ge çalışmalarıyla geliştirdiği ürünlerle sağlık<br />
sektöründe fark oluşturan Siemens Healthineers,<br />
“Sağlıkta Geleceği Şekillendiriyoruz” sloganıyla<br />
kongre boyunca tıp dünyasıyla bir araya geldi. Sağlık<br />
teknolojilerinde 170 yılı aşkın deneyime sahip olan<br />
Siemens Healthineers, TÜRKRAD <strong>2018</strong>’deki standında<br />
teknolojik yeniliklerini ve üstün hizmet kalitesini sergiledi.<br />
Standıyla kongre ziyaretçilerinden büyük ilgi gören<br />
Siemens Healthineers Türkiye, yeni nesil cihazlarıyla ilgili<br />
tanıtım videolarını dev ekrandan yayınlarken, bir başka<br />
ekrana da ultrason demo görüntülerini yansıttı. Siemens<br />
Healthineers, etkinlikte özellikle düşük radyasyon<br />
dozu, yüksek zamansal çözünürlük, hasta konforu<br />
odağında geliştirilen yeni ultrason cihazlarını tanıttı.<br />
Siemens Healthineers standında yeni nesil ACUSON<br />
Juniper ve ACUSON Sequoia ultrason çözümleriyle<br />
yapılan canlı demolara TÜRKRAD <strong>2018</strong> katılımcıları<br />
yoğun bir ilgi gösterdi. Kongreye katılan doktorlar, bu<br />
cihazları doğrudan kullanarak ultrasonografide en yeni<br />
teknolojileri deneyimleme imkânı buldu.<br />
ACUSON Sequoia Türkiye’de de ilk kez TÜRKRAD<br />
<strong>2018</strong>’de tanıtıldı<br />
Temmuz ayında Berlin’de global lansmanı yapılan<br />
ACUSON Sequoia Türkiye’de de ilk kez 7-11 Kasım<br />
tarihlerinde Antalya’da düzenlenen TÜRKRAD <strong>2018</strong>’de<br />
yakından tanıtıldı. Siemens Healthineers ultrason<br />
ailesinin yeni ve ultra premium üyesi olan ACUSON<br />
Sequoia bioakustik görüntüleme teknolojisiyle,<br />
konvansiyonel ultrason sistemlerine göre 6 kat daha<br />
fazla enerji ve 10 kata kadar daha yüksek akustik enerji<br />
sağlayabiliyor.<br />
Siemens Healthineers Turkey<br />
exhibited its superior imaging<br />
solutions at the 39th National<br />
Congress of Radiology - TÜRKRAD<br />
<strong>2018</strong>. Receiving great attention from<br />
visitors with its impressive booth and<br />
live ultrasound applications, Siemens<br />
Healthineers Turkey also introduced<br />
its ACUSON Sequoia ultrasound<br />
device for the first time in Turkey.<br />
The National Congress of Radiology (TÜRKRAD <strong>2018</strong>),<br />
one of the largest radiology events in Turkey, was<br />
held for the thirty-ninth time in Antalya. Creating a<br />
difference in the healthcare industry with its products<br />
based upon intense R&D efforts on precision medicine,<br />
personalized treatment, digitalization in healthcare,<br />
artificial intelligence, deep machine learning, and patient<br />
experience, Siemens Healthineers came together with<br />
the world of medicine at the Congress, with the motto<br />
“Shaping the Future in Healthcare.” With more than 170<br />
years of experience in healthcare technologies, Siemens<br />
Healthineers exhibited its technological innovations and<br />
outstanding service quality at its booth in TÜRKRAD<br />
<strong>2018</strong>.Attracting great attention from the visitors of the<br />
congress, Siemens Healthineers Turkey ran promotional<br />
videos of its next-generation devices on a giant screen in<br />
the booth, while also projecting ultrasound demo views on<br />
another screen. Siemens Healthineers introduced its new<br />
ultrasound devices developed with a focus on low dose,<br />
high temporal resolution, and patient comfort. TÜRKRAD<br />
<strong>2018</strong> visitors also showed great interest in live demos<br />
performed by using next-generation ultrasound solutions<br />
ACUSON Juniper and ACUSON Sequoia. Doctors at<br />
the Congress had the chance to experience the latest<br />
technologies in ultrasonography by using these devices<br />
first-hand.<br />
ACUSON Sequoia was introduced for the for the first<br />
time in Turkey at TÜRKRAD <strong>2018</strong><br />
Launched globally in Berlin in July, ACUSON Sequoia<br />
was introduced to Turkey for the first time at TÜRKRAD<br />
<strong>2018</strong>, held on November 7-11th in Antalya. ACUSON<br />
Sequoia, the new and ultra-premium member of the<br />
Siemens Healthineers ultrasound family, can provide up<br />
to 6 times more energy and up to 10 times higher acoustic<br />
energy compared to conventional ultrasound systems,<br />
thanks to its BioAcoustic Imaging Technology. ACUSON<br />
Sequoia BioAcoustic Imaging Technology adapts the<br />
signal in real-time to each patient’s anatomy and bioacoustic<br />
characteristics such as tissue intensity, hardness,<br />
and absorption, thus offering the highest image quality by<br />
compensating for energy loss.<br />
<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>
28<br />
ACUSON Sequoia bioakustik görüntüleme teknolojisi,<br />
sinyali gerçek zamanlı olarak her hastanın anatomisine<br />
ve doku yoğunluğu, sertliği ve emilimi gibi bioakustik<br />
özelliklerine göre uyarlıyor ve böylece enerji kaybını<br />
telafi ederek en yüksek görüntü kalitesini sağlıyor.<br />
TÜRKRAD <strong>2018</strong>’de canlı demosu yapılan diğer Siemens<br />
Healthineers ultrason cihazı ACUSON Juniper ise<br />
sınıfının en küçük, en hafif ve en sessiz ultrason sistemi<br />
olarak hem hasta hem de kullanıcı deneyimini ve<br />
konforunu en üst seviyeye çıkarıyor. 365 katılımcının<br />
geribildirimiyle tasarlanan ACUSON Juniper,<br />
yüksek görüntü kalitesinin yanı sıra çok-yönlülüğü<br />
ve uyarlanabilirliğiyle de farklı hasta anatomileri ve<br />
fizyolojileri için ideal bir sistem sunuyor.<br />
“Sağlık sektörünün teknolojik ihtiyaçlarını<br />
karşılıyoruz”<br />
Kongre’nin ikinci günü Türk Radyoloji Derneği<br />
Başkanı Dr. Tamer Kaya, Siemens Healthineers<br />
Türkiye Genel Müdürü Şevket On’a bir plaket sunarak<br />
katılımlarından dolayı teşekkür etti. Etkinlik sırasında<br />
bir açıklama yapan Şevket On şunları ifade etti:<br />
“Siemens Healthineers kişiye özel tıp uygulamalarının<br />
yaygınlaştırılması, bakım hizmetlerinin dönüştürülmesi,<br />
hasta deneyiminin iyileştirilmesi ve sağlık hizmetlerinin<br />
dijitalleştirilmesi konularında dünyanın her noktasındaki<br />
sağlık kuruluşlarını destekleyerek daha fazla değer<br />
oluşturmalarını sağlıyor. Gelişmiş teknolojilerimizi<br />
içeren ürün ve çözümlerimizi, TÜRKRAD gibi önemli bir<br />
kongrede kıymetli katılımcılara daha yakından tanıtma<br />
imkânı bulduk. Siemens Healthineers Türkiye olarak<br />
sürekli güncellenen portföyümüzle, sağlık sektörünün<br />
teknolojik ihtiyaçlarını karşılamanın gururunu<br />
yaşıyoruz.”<br />
TÜRKRAD <strong>2018</strong>’in son gününde ise Türk radyolojisinin<br />
gelişimine katkı sağlamak ve genç radyologların<br />
uluslararası platformlardaki etkinliğini artırmak<br />
amacıyla düzenlenen Siemens Healthineers Radyoloji<br />
Ödülü Töreni gerçekleştirildi. Bu yıl 12’ncisi düzenlenen<br />
Radyoloji Ödülü’nün kazananı Serdar Arslan oldu.<br />
The other Siemens Healthineers ultrasound<br />
device that was introduced through live demos<br />
at TÜRKRAD <strong>2018</strong> was ACUSON Juniper. This<br />
device takes both patient and user experience<br />
and comfort to the highest level as the smallest,<br />
lightest and quietest ultrasound system in its<br />
class. Designed with a focus on the feedback<br />
from 365 participants, ACUSON Juniper offers<br />
an ideal system for diverse patient anatomies<br />
and physiologies, thanks to its versatility and<br />
adaptability as well as high image quality.<br />
“We meet the technological needs of the<br />
healthcare industry”<br />
On the second day of the Congress, Tamer<br />
Kaya, M.D., President of the Turkish Association<br />
of Radiology, awarded Siemens Healthineers<br />
Turkey Managing Director Şevket On with a<br />
plaque, thanking for the company’s participation<br />
to the event. Mr. On said: “Siemens Healthineers<br />
supports healthcare institutions globally to<br />
extend the scope of personalized medicine,<br />
improve patient experience, and digitalize<br />
healthcare services, thus helping these<br />
institutions to create more value. We have had<br />
the opportunity to introduce our high-technology<br />
products and services at such an important<br />
congress as TÜRKRAD to<br />
valuable participants. As Siemens Healthineers<br />
Turkey, we proudly meet the technological needs<br />
of the healthcare industry with our continuously<br />
updated portfolio.”<br />
On the last day of TÜRKRAD <strong>2018</strong>, 12th Siemens<br />
Healthineers Radiology Award Ceremony was<br />
held with the purpose of contributing to the<br />
development of radiology in Turkey as well as<br />
increasing the effectiveness of young radiologists<br />
on international platforms. Serdar Arslan was<br />
selected as the winner of the 12th Radiology<br />
Award.<br />
<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>
30<br />
Türkiye’nin sağlık alanında en<br />
önemli dönüşümünde Rönesans<br />
Sağlık Yatırım ve Turkcell işbirliği<br />
devam ediyor.<br />
Renaissance Healthcare Ventures and<br />
Turkcell continues their collaboration<br />
in the most important transformation<br />
of the healthcare field in Turkey.<br />
Murat Erkan<br />
Sağlıkta<br />
dönüşüme<br />
Turkcell ve<br />
Rönesans<br />
imzası<br />
Yozgat’ın ardından Adana Şehir<br />
Hastanesi’nin de tüm dijital ve teknoloji<br />
altyapısını oluşturan Turkcell, yerli<br />
sağlık yazılımı alanında da çalışmalarını<br />
sürdürüyor.<br />
Turkcell and<br />
Renaissance<br />
signature to<br />
health<br />
transformation<br />
Turkcell has built the digital and<br />
technology infrastructure of the<br />
Adana City Hospital after Yozgat and<br />
continues its activities in the field of<br />
national healthcare software.<br />
<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>
31<br />
Türkiye’nin sağlıkta başlattığı en önemli dönüşüm olarak<br />
adlandırılan ve “kamu-özel işbirliği” (PPP) modeli kapsamında<br />
hayata geçen şehir hastaneleri hızla yayılıyor. Bunların ilk ve<br />
en başarılı örneklerinden Adana Şehir Hastanesi, 2017 yılının<br />
Eylül ayından bu yana faaliyetini sürdürüyor. Türkiye’nin sağlık<br />
dönüşümündeki en önemli aktörlerden RönesansSağlık Yatırım<br />
tarafından inşa edilen, Rönesans İşletme Hizmetleri Danışmanlık<br />
AŞ tarafından işletilen, teknolojik altyapısı ise Turkcell tarafından<br />
kurulan ve yönetilen hastane, PPP modeliyle Türkiye’nin sağlıkta<br />
hedeflediği noktayı da gözler önüne seriyor.<br />
Sırada diğer şehir hastaneleri var<br />
Alanında iki dev isim, Rönesans Sağlık<br />
Yatırım ve Turkcell işbirliğiyle hayata<br />
geçirilen Adana Şehir Hastanesi, geniş yatak<br />
kapasitesinin yanı sıra sağlık alanında en ileri<br />
teknolojisiyle de şimdiden dünyanın sayılı<br />
sağlık kampüsleri arasındaki yerini aldı. Bu<br />
önemli projeyle ilgili açıklama yapan Turkcell<br />
Genel Müdür Yardımcısı Murat Erkan, “Adana<br />
Şehir Hastanesi’ni sağlık alanında dünyada<br />
gelinen en son teknolojiyle donatmayı<br />
başardık. Böylece komşu şehirlere de hizmet<br />
verecek kapasite ve donanıma ulaşan<br />
hastane, tüm bölgenin sağlık ihtiyaçlarını<br />
karşılamayı sürdürüyor” dedi.<br />
The city hospitals are rapidly spreading,<br />
which are the products of “public-private<br />
partnership” (PPP) model and the most<br />
important transformation initiated in<br />
Turkey in the field of healthcare. The<br />
Adana City Hospital, one of the first<br />
and most successful examples of these<br />
hospitals, has been operating since<br />
September 2017. The hospital was built<br />
by Renaissance Healthcare Ventures,<br />
one of the most important actors in<br />
the transformation of healthcare system in Turkey and operated by<br />
Renaissance Property Services Consulting Inc. The hospital where the<br />
technological infrastructure was built and managed by Turkcell reveals<br />
Turkey’s goal in the field of healthcare through the PPP model.<br />
Other city hospitals are next<br />
Adana City Hospital, which has been established with the collaboration<br />
of two main players in the field, Renaissance Healthcare Ventures<br />
and Turkcell, has already taken its place among the best healthcare<br />
compounds in the world with its cutting-edge technology and extensive<br />
bed capacity.<br />
Concerning this important project, Murat Erkan, the Vice General Director<br />
of Turkcell, says: “We achieved to equip Adana City Hospital with the<br />
world’s latest technology in the health field. As a result, by reaching<br />
the capacity and equipment to serve the neighboring cities, the hospital<br />
continues to meet the healthcare needs of the entire region.”<br />
<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>
32<br />
Rönesans Sağlık Yatırım’la Türkiye’nin en önemli sağlık<br />
projelerinde işbirliği yapmalarından dolayı duydukları<br />
memnuniyeti dile getiren Erkan, sözlerine şu şekilde devam<br />
etti: “Turkcell olarak Rönesans işbirliğinde Türkiye’deki<br />
dijital hastane dönemini Yozgat Şehir Hastanesi’yle birlikte<br />
başlatmıştık. Buna ek olarak yine Rönesans İşletme<br />
Hizmetleri ile birlikte 1 yılını tamamladığımız Adana Şehir<br />
Hastanesi’nin de teknolojik altyapısında Turkcell imzası<br />
bulunuyor. Bu projelerden edindiğimiz tecrübeleri şimdi de<br />
Elazığ Şehir Hastanesi’nde kullanıyoruz. Hedefimiz her<br />
zaman bu teknolojiyi bir adım ileriye taşımak… Rönesans<br />
ile başlattığımız bu dönüşümü Bursa ve dünyanın depreme<br />
dayanıklı en büyük hastanesi olarak tasarlanan İkitelli’de<br />
de sürdürmeyi planlıyoruz.”<br />
Dijital dönüşümle gelen hasta ve doktor memnuniyeti<br />
Günlük 16 bini aşkın kişiye sağlık hizmeti sunulan<br />
hastane, Adana’nın yanı sıra tüm bölgeye hizmet veriyor.<br />
Sadece ilk yılında toplam 2 milyon 186 bin hastaya<br />
hizmet veren hastanenin dijital altyapısını farklılaştıran<br />
konuların başında ise HIMSS (Hastane Bilgi Yönetim<br />
Sistemi) geliyor. Turkcell’in ilk olarak Yozgat Şehir<br />
Hastanesi’nin dijital dönüşüm sürecinde öne çıkardığı<br />
HBYS (Hastane Bilgi Yönetim Sistemi), dünyanın en saygın<br />
dijital hastanelerinde kullanılıyor. Sağladığı teknoloji ile<br />
hasta ve çalışan güvenliğini en yüksek düzeye çıkaran<br />
sistem, hastane bünyesindeki tüm operasyonların<br />
dijitalleştirilmesini sağlıyor. Böylece bütün sağlık verileri<br />
mobil cihazlardan takip edilebilirken, yine hastane içerisine<br />
yerleştirilen kiosklarla sıra almak, tahlil sonuçlarına<br />
ulaşmak da artık çok kolay… Bu dijital altyapı aracılığıyla<br />
ayrıca her türlü tıbbi cihaz, ağlar ve sensörler birbirlerine<br />
bilgi gönderebilirken, dijitalleşme sayesinde hastane<br />
bünyesinde kağıt kullanım oranı da minimuma iniyor.<br />
Şehir hastanesindeki Turkcell’in yenilikçi teknolojileri<br />
bundan ibaret değil. İlk örneği Yozgat’ta hayata geçirilen<br />
hastane içi navigasyon sistemi Adana’da da olacak. Bu<br />
navigasyon aracılığıyla büyük bir alan içerisine yayılan<br />
şehir hastanesindeki her türlü birimi kolayca bulmak<br />
mümkün… Yaklaşık 200 kişilik bir saha ekibiyle Adana<br />
Şehir Hastanesi’nin tüm teknolojisini yöneten Turkcell’in<br />
ayrıca, İstanbul ve Ankara merkezli NOC (Network<br />
Operation Center) aracılığıyla bu uygulamaları anlık olarak<br />
takip edeceğini ve verilerin güvenliğini sağlayacağını da<br />
ekleyelim.<br />
Yerli hastane yazılımı müjdesi<br />
“Röntgenler, raporlar ve kan testleri bu üstün teknolojilerle<br />
elden ele dolaşmıyor. Hasta sağlığıyla ilgili tüm bilgiler,<br />
doğru ve eksiksiz bir şekilde kayıt altında alındığı gibi direkt<br />
doktorların önündeki ekrana düşüyor” diyen Murat Erkan,<br />
“Böylece hastaların teşhis ve tedavi süreçleri hızlanırken,<br />
sağlık personelinin de gündelik hayatı kolaylaşıyor”<br />
diyor. Hasta güvenliği ve doğru tedavinin uygulanmasını<br />
destekleyen bu sistemi Turkcell olarak geliştirmek için<br />
çalıştıklarını da ekleyen Erkan, “Bu bağlamda Turkcell’in<br />
kendi HBYS (Hastane Bilgi Yönetim Sistemi) yazılımını<br />
oluşturmak için kaynak kod alımı yaptık ve kendi yazılım<br />
ekibimiz ile bu alanda dünyadaki en yüksek standardı<br />
temsil eden HIMSS 7 standartlarına uygun bir HBYS<br />
yazılımının çalışmalarını sürdürüyoruz” diye vurguluyor.<br />
Expressing their gratification on their collaboration with<br />
Renaissance Healthcare Ventures in Turkey’s most important<br />
healthcare projects, Erkan added: “Turkcell initiated digital hospital<br />
era in Turkey with Yozgat City Hospital through its collaboration<br />
with Renaissance. In addition to this, Turkcell has also built the<br />
technological infrastructure of the Adana City Hospital within the<br />
first year of the alliance with Renaissance Property Services. We<br />
are now putting into use the experiences we have gained through<br />
this project at Elazig City Hospital. Our aim is to always carry this<br />
technology one step forward. We are planning to continue this<br />
transformation we have initiated with Renaissance in Bursa and<br />
Ikitelli. The one in Ikitelli is designed to be the world’s biggest<br />
earthquake-resistant hospital.<br />
Digital Transformation leads to Patient Doctor Satisfaction<br />
Adana City Hospital provides services to more than 16 thousand<br />
patients on daily basis not just in Adana but all around Cukurova<br />
region. HIMSS (Hospital Information Management Systems<br />
Society) is the leading differentiator in the changing digital<br />
infrastructure of the hospital where 2 million 186 thousand patients<br />
were rendered service to within the first year. The HIMS (Hospital<br />
Information Management System), which Turkcell has initially<br />
developed during the digital transformation of the Yozgat City<br />
Hospital, is used in the most prestigious digital hospitals around<br />
the globe. The provided technology leads the security of the patient<br />
and hospital personnel to maximum level while digitalizing all<br />
operations within the hospital structure. This helps every health<br />
data to be tracked from mobile devices, as well as, taking a queue<br />
number and reaching to medical analysis results easier… With this<br />
digital infrastructure every medical device, network and sensor can<br />
send information from one to another. In addition, digitalization<br />
within the hospital system has minimalized the number of paper<br />
usage. The innovative technologies of the city hospital are not<br />
limited to these examples. The navigation system which was<br />
initiated in Yozgat will also be used in Adana. With the aid of this<br />
navigation system every unit of the hospital that is spread to a<br />
large area is easy to find. Turkcell leads the technological system<br />
of the Adana City Hospital with a field force with around 200<br />
people. Also, Turkcell with the NOC (Network Operation Center)<br />
with headquarters in Istanbul and Ankara, can instantly track the<br />
implementations and secure the data.<br />
Good news: Native hospital software is coming soon<br />
Murat Erkan says “The X-rays, reports and blood tests does not<br />
travel from hand to hand with these cutting-edge technologies. All<br />
the information about the patient’s healthcare falls into the screen<br />
in front of the doctors as it is recorded accurately and completely”,<br />
and adds “Thus, the diagnosis and treatment processes of the<br />
patients become swifter, and the daily life of the healthcare<br />
personnel is facilitated.” Erkan notes that Turkcell is working<br />
to develop this system that supports patient safety and correct<br />
treatment. He also emphasizes that; “in this context, we have<br />
procured source code to create Turkcell’s own HIMS (Hospital<br />
Information Management System) software and we are continuing<br />
the HIMS software works compliant with the HIMSS 7 software<br />
which represents the highest global standard in this field.<br />
<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>
33<br />
Sağlık<br />
harcamaları<br />
son 5 yılda<br />
56 Milyar<br />
257 Milyon<br />
TL arttı<br />
Ajans Press, sağlık harcama<br />
istatistiklerini konu alan<br />
araştırmayı inceledi. 2013<br />
yılından <strong>2018</strong> yılına kadar<br />
yapılan sağlık harcamaları<br />
incelediğinde, son 5 yıldır sağlık<br />
için harcanan paranın 56 milyar<br />
257 milyon TL arttığı görüldü.<br />
Health expenditures<br />
increased 56 Billion<br />
TL 257 Million in the<br />
last 5 years<br />
Ajans Press examined the research on health spending<br />
statistics. Examining health expenditures from 2013 to<br />
<strong>2018</strong>, the money spent on health for the last 5 years has<br />
increased by 56 billion 257 million TL.<br />
Ajans Press’in Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerinden<br />
ve medya yansımalarından derlediği bilgilere göre, son 5<br />
yıldır sağlık için harcanan paranın 56 milyar 257 milyon TL<br />
arttığı görüldü. Böylelikle, 2013 yılında sağlık için harcanan paranın<br />
84 milyon 390 bin TL olduğu görülürken, 2017 yılında bu rakamın<br />
140 milyar 647 milyon TL’ye yükseldiği saptandı. 2014 yılında<br />
yapılan harcama ise 94 milyar 750 milyon TL olarak belirlenirken,<br />
2015 yılında 104 milyar 568 milyon TL, 2016 yılında 119 milyar<br />
756 milyon TL olarak kayıtlara geçti. Bununla birlikte 2013 yılında<br />
kişi başı sağlık harcaması bin 110 TL olarak görülürken, 2017<br />
yılında bin 751 TL olarak gerçekleştiği tespit edildi<br />
En çok konuşulan sağlık başlıkları belli oldu<br />
ITS Medya ve Ajans Press’in konuyla alakalı gerçekleştirdiği<br />
medya incelemesinde, yazılı basına yansıyan haber adetleri<br />
de belli oldu. 2013 yılında sağlık başlığı altında çıkan haberler<br />
incelendiğinde yıl boyunca 341 bin 934 haberin yansıma bulduğu<br />
tespit edilirken, <strong>2018</strong> yılında haber adetlerinin 598 bin 886’ya<br />
ulaştığı görüldü. Yazılı mecralara yansıyan haber başlıkları<br />
incelendiğinde, sağlıkla ilgili harcamaların yanı sıra, büyük<br />
şehirlerde yaşanan yoğunluk problemi, sağlık sektörüne yapılan<br />
yatırımlar, şehir hastaneleri ve sağlık personelinin yaşadığı sorun ve<br />
şiddet eylemlerinin en çok konuşulan başlıklar arasında yer aldığı<br />
belirlendi.<br />
According to information of Ajans Press compiled from<br />
the data and media coverage of Turkey Statistical<br />
Institute (TSI), the money spent on health care last<br />
5 years has seen an increase of 56 billion 257 million TL.<br />
Thus, the amount of money spent for health in 2013 was<br />
84 million 390 thousand TL, but this figure increased to 140<br />
billion 647 million TL in 2017. While the expenditure in 2014<br />
was set at 94 billion 750 million TL, it was recorded as 104<br />
billion 568 million TL in 2015 and 119 billion 756 million TL<br />
in 2016. On the other hand, while the health expenditure per<br />
capita in 2013 was seen as 110 TL, it was realized as TL 751<br />
in 2017.<br />
Most talked about health topics became clear<br />
The media review of ITS Medya and Ajans Press has also<br />
revealed the number of news items in the print media. In<br />
2013, when the news published under the title of health<br />
were examined, it was found that 341 thousand 934 news<br />
had found a reflection throughout the year, while in <strong>2018</strong><br />
the number of news items reached 598 thousand 886.<br />
When the news headlines reflected in the written media,<br />
health expenditures, as well as the density problems in the<br />
big cities, investments in the health sector, the problems<br />
experienced by city hospitals and health personnel and<br />
violence acts were among the most discussed topics.<br />
<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>
36<br />
“Cancer” objection to the system<br />
Sisteme isyan; “Kanser”<br />
Onkoloji; Türkçeye çevirdiğimiz zaman çok masum gibi görünse de, ilk duyduğu anda<br />
insanları üzüntüden kalp krizi geçirip ölmesine sebep olacak kadar üzüntü veren<br />
kanser hastalığını inceleyen bilim dalı…<br />
Bir makine misali ahenkle çalışmaya devam eden vücut sistemleri, insanın hayatını<br />
sağlıklı bir şekilde devam ettirebilmesini sağlar. Ne zaman ki sistemlerden birinde bir<br />
isyan meydana gelir o zaman bütün düzen yavaş yavaş bozulmaya başlar. Normal<br />
seyrinde çalışmaya; genetik, beslenme, hayat şartları, psikolojik sıkıntılar kaynaklı<br />
bozulmaya zemin oluştuğunda ise o akla getirilemeyen hastalık başa gelebiliyor.<br />
Şişlik Bilimi anlamına gelen onkoloji, vücutta beliren şişliklerin nedeni, tanısı, tedavisi<br />
ve kalıtımla ilişkisini inceleyen bilim dalı olarak açıklanıyor.<br />
Onkolojiye dair daha bilimsel bilgiler sunmak adına Acıbadem Hastanesi <strong>Medikal</strong><br />
Onkoloji Profesörü Doktor Özlem Er ve Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi<br />
Onkoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Hasan Şenol Coşkun ve Uzm. Dr. Gökhan Karakaya’ya<br />
kanserle ilgili merak ettiklerimizi sorduk.<br />
<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>
37<br />
Kanser nedir?<br />
Kanser, bir organ veya dokudaki hücrelerin düzensiz<br />
olarak bölünüp çoğalmasıyla beliren kötü huylu tümörlere<br />
denir. Genetik değişiklikler vücut hücrelerinde oluyorsa<br />
bu durum kalıtsal değildir. Bu tür değişikliklerin hepsi<br />
kalıtsal olarak görülmez, çoğunluğu zaman içinde çevresel<br />
karsinojenlerin etkisi sonucu gelişir. Kanser vücudumuzun<br />
çeşitli bölgelerindeki hücrelerin kontrolsüz çoğalması<br />
ile oluşan 100’den fazla hastalık grubudur. Çok çeşitli<br />
kanser tipleri olmasına rağmen, hepsi anormal hücrelerin<br />
kontrol dışı çoğalması ile başlar. Tedavi edilmez ise ciddi<br />
sakatlıklara ve ölüme neden olabilir.<br />
Kanser ne kadar yaygın?<br />
Ülkemizde 1970’li yıllarda ölüm sebepleri arasında 4.<br />
sırada yer alan kanser, son yıllarda kardiyovasküler<br />
sistem hastalıklarından sonra 2. sıraya yükselmiştir.<br />
Sağlık Bakanlığı kayıtlarına göre kanser sıklığı artış eğilimi<br />
göstermektedir.<br />
Tüm dünyada yılda 14 milyon kişiye kanser teşhisi<br />
konmaktadır bu sayının 2025’e kadar 19 milyona, 2030’a<br />
kadar 22 milyona ve 2035’e kadar da 24 milyona çıkacağı<br />
öngörülmektedir. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre,<br />
kanserde görülen artışın temel üç nedeni; yaşlı nüfusta<br />
artış, tütün kullanımı ve obezite salgınıdır. Kanseri<br />
önleme ve erken tanıya yönelik çalışmalar gerekmektedir.<br />
Unutulmamalıdır ki kanser önlenebilir bir hastalıktır.<br />
Kanser sıklığı dünya genelindeki hemen her ülkede yıllık<br />
%1-2 oranında bir artış göstermektedir. Çok az sayıdaki<br />
gelişmiş ülkede bu artış kontrol altına alınabilmiş ve hatta<br />
negatif bir eğilim görülmeye başlanmıştır. Tütün, obezite<br />
ve beslenme gibi faktörler üzerinde önleyici tedbirler<br />
alınması ve meme, rahim ağzı ve bağırsak kanserlerinde<br />
toplum tabanlı tarama programlarının uygulanması kanser<br />
sıklığını azaltacaktır.<br />
Tüm bu verilerle kanserin oldukça yaygın olduğu ve<br />
yaygınlığının da arttığını söyleyebiliriz.<br />
Kanser ne zamandan beri hayatımızda?<br />
Kanseri son yıllarda gündemimizde çok yer etmekle<br />
beraber çok eski bir geçmişe sahiptir. Beşbin yıl önce<br />
en eski Mısır hiyerogliflerinde, hatta mumyalarda<br />
ve dinozorların kemiklerinde kansere ait delillere<br />
rastlanmaktadır.<br />
Tıbbın gelişimine bağlı olarak kanserin son 40-50 yıldır<br />
daha çok hayatımıza girmekte olduğunu görmekteyiz.<br />
Onkoloğun tedavi sürecindeki yeri nedir, ne<br />
olmalıdır?<br />
<strong>Medikal</strong> onkoloğun kanser sürecinde çok merkezi bir rolü<br />
vardır. Hastaya kanser tanı konmasıyla birlikte başlar.<br />
Temel görev alanı kanserli hastanın yönetilmesi ve<br />
sistemik tedavisinin yürütülmesidir. Bunun dışında tanı<br />
öncesi tarama, erken tanı gibi koruyucu uygulamalar,<br />
radyoterapi ve cerrahi gibi diğer ana tedaviler ile işbirliği<br />
yapılması görevleri arasındadır. Kanser hastasının tüm<br />
evreleri boyunca ihtiyacı olan ağrı tedavisi, beslenme<br />
desteği ve diğer dâhili sağlık sorunlarının çözümü ve<br />
organizasyonu medikal onkologların sorumluluğundadır.<br />
Yine hasta ve yakınlarına rehberlik etme onları<br />
bilgilendirme sürecinde de onkologun etkin bir rolü vardır.<br />
What is cancer?<br />
Cancer is called malignant tumours that appear in an organ or<br />
tissue with irregular division and proliferation. If genetic changes<br />
occur in the body cells, this is not hereditary. All such changes<br />
are not inherited, most of which develop over time as a result of<br />
environmental carcinogens. Cancer is a group of more than 100<br />
diseases caused by uncontrolled proliferation of cells in various<br />
parts of our body. Although there are many types of cancers, they<br />
all begin with uncontrolled proliferation of abnormal cells. If it is<br />
not treated, it can cause serious<br />
disability and death.<br />
How common is cancer?<br />
In our country in the 1970s, cancer was taking the 4th place<br />
among the causes of death. In recent years, it has risen to 2nd<br />
place after cardiovascular system diseases. According to the<br />
records of the Ministry of Health, the incidence of cancer have a<br />
tendency of increase.<br />
Around 14 million people worldwide are diagnosed with cancer<br />
in a year. It is foreseen that this number will increase to 19<br />
million by 2025, to 22 million by 2030 and by 24 million by 2035.<br />
According to World Health Organization data, three main reasons<br />
for the increase in cancer are; increase in elderly population<br />
is an outbreak of tobacco use and obesity. Studies on cancer<br />
prevention and early diagnosis are required. It should be noted<br />
that cancer is a preventable disease. The incidence of cancer in<br />
almost every country in the world shows an increase of 1-2%<br />
per year. In a very small number of developed countries, this<br />
increase has been controlled and even a negative trend has<br />
been observed. Taking preventive measures on factors such<br />
as tobacco, obesity and nutrition, and the implementation of<br />
community-based screening programs in breast, cervical and<br />
intestinal cancers will reduce the incidence of cancer.<br />
With all these data, we can say that cancer is very common and<br />
its prevalence has increased.<br />
How long has cancer been in our lives?<br />
Although cancer has a lot in our agenda in recent years, has a<br />
very old history. Five thousand years ago, the oldest Egyptian<br />
hieroglyphics, even mummies and dinosaurs have evidence for<br />
cancer. Due to the development of medicine, we see that cancer<br />
has been entering our lives much more for the last 40-50 years.<br />
What is the role of oncologist in the<br />
treatment process, how should it be?<br />
The medical oncologist has a very central role in the cancer<br />
process. His / Her duties start with the diagnosis of cancer of the<br />
patient. The main area of responsibilities are the management<br />
of the cancer patient and the conduction of the systematic<br />
treatment at all. In addition, pre-diagnosis screening, protective<br />
treatment such as early diagnosis, cooperation with other main<br />
therapies such as radiotherapy and surgery are among the tasks.<br />
The medical oncologists are responsible for the solution and<br />
organization of the pain treatment, nutritional support and other<br />
internal health problems that the cancer patient needs during<br />
all phases. Again, the oncologist has an active role in guiding the<br />
patients and their relatives and informing them.<br />
<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>
38<br />
Acıbadem Hastanesi <strong>Medikal</strong> Onkoloji Profesörü Doktor Özlem Er<br />
Onkolojide tanı araçları nedir?<br />
Onkoloji de en önemli ve kesin tanı aracı vücutta kanser<br />
gelişen dokudan biyopsi yapılması yani parça alınmasıdır.<br />
Yine görüntüleme yöntemleri olan ultrason, bilgisayarlı<br />
tomografi, pozitron emisyon tomografisi (PET BT), MR<br />
(manyetik rezonans), endoskopik yöntemler (bronkoskopi,<br />
kolonoskopi vb.) onkolojide tanıda ve takipte kullanılan<br />
önemli yöntemlerdir.<br />
Tıbbın gelişmesine paralel olarak yakın geçmişte yeni<br />
yöntemler de hayatımızda yer almaya başlayacaktır. Son<br />
yıllardaki moleküler genetik tanı ve testleri hastalığın<br />
tedavisini belirlemede önemli farklılıklara ve yeniliklere yol<br />
açmıştır.<br />
Onkoloji tedavisi ve aşamaları nelerdir?<br />
Onkoloji tedavisi; hastaların vücudunda meydana gelen<br />
kanserli hücre ve dokuları ortadan kaldırmayı amaçlayan<br />
birçok tedavi yönteminden oluşmaktadır. Kanserin çeşidine<br />
ve evresine göre; Cerrahi, radyoterapi, embolizasyon gibi<br />
lokal tedaviler ve kemoterapi olarak bilinen sistemik tedaviler<br />
kanserin temel tedavi yöntemleridir. Sistemik tedaviler klasik<br />
kemoterapi, biyolojik hedefli akıllı ilaçlar, hormonal tedaviler<br />
ve immunoterapiler gibi alt gruplardan oluşmaktadır.<br />
Relaps ve remisyon aşamaları nedir?<br />
Kanser tedavisi tamamlandıktan sonra hastalığın<br />
tekrarlamasına yani nüks etmesine relaps denir.<br />
Tedavi yöntemleri ile hastalığın ve hastalık bulgularının<br />
tamamen ortadan kalkmasına ise remisyon denir.<br />
Palyatif bakım hangi aşamada gereklidir?<br />
Palyatif bakım; kanserin hem kendisine bağlı hem de tedaviye<br />
bağlı yan etkiler nedeniyle gelişen semptom ve bulguların<br />
hafifletilmesi için yapılan tıbbi uygulamaların tamamını<br />
kapsamaktadır.Palyatif bakım, hastalığın her döneminde<br />
hastanın ağrılarını azaltma, hayat kalitesini düzeltme,<br />
beslenme desteği sağlama vb. konularda duyulan ihtiyaçları<br />
karşılamaktadır. Palyatif bakımın tanı aşamasından itibaren<br />
erken dönemde başlaması tedavi sürecine ve yaşam<br />
süresinin uzatılmasına olumlu katkılar sağlar.<br />
What are the diagnostic tools in oncology?<br />
The most important and definitive diagnostic tool in<br />
oncology is the making biopsy, in other words taking<br />
a small part from the developing tissue in the body.<br />
Also imaging methods such as ultrasound, computed<br />
tomography, positron emission tomography (PET),<br />
MR (magnetic resonance), endoscopic methods<br />
(bronchoscopy, colonoscopy, etc.) are important<br />
methods used in diagnosis and follow-up in oncology.<br />
In parallel with the development of medicine, new<br />
methods in the recent past will begin to take place in our<br />
lives. Molecular genetic diagnoses and tests in recent<br />
years have led to significant differences and innovations<br />
in determining the treatment of the disease.<br />
What is oncology treatment and what are the<br />
stages of oncology treatment?<br />
Oncology treatment; It consists of many treatment<br />
methods aimed at eliminating cancerous cells and<br />
tissues occurring in patients’ body. According to the type<br />
and stage of cancer; Local treatments such as surgery,<br />
radiotherapy, embolization, and systemic therapies<br />
known as chemotherapy are the main treatment<br />
methods of cancer. Systemic therapies consist of<br />
subcategories such as classical chemotherapy,<br />
biologically targeted smart drugs, hormonal therapies<br />
and immunotherapies.<br />
What are the stages of relapse and remission?<br />
The relapse of the disease after relapse of cancer<br />
treatment is called relapse. The complete disappearance<br />
of the disease and disease symptoms by treatment<br />
methods is called remission.<br />
At what stage is palliative care required?<br />
Palliative care; It covers all medical applications to<br />
alleviate the signs and symptoms of cancer due to both<br />
its associated and treatment-related side effects.<br />
Palliative care meets the needs of patients in every<br />
period of the disease such as reducing the pain of the<br />
patient, improving the quality of life, providing nutrition<br />
support. Early initiation of palliative care from the<br />
diagnosis stage provides positive contributions to the<br />
treatment process and prolongation of life.<br />
<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>
39<br />
Hangi testlerle hangi<br />
kanserlerde erken<br />
teşhis mümkündür?<br />
Meme kanseri, rahim<br />
ağzı ve kolon kanserinin<br />
sağlıklı insanlarda<br />
tarama yolu ile erken<br />
tanınması mümkündür.<br />
Risk faktörü bulunan<br />
kişilerde akciğer, prostat<br />
ve karaciğer kanseri<br />
için de tarama imkânı<br />
olabilmektedir. Kanser<br />
taraması için:<br />
With which tests is possible early detection of<br />
which cancers?<br />
Breast cancer, cervical and colon cancers can be<br />
detected early in healthy people by screening. People<br />
with risk factors may also be able to detected by<br />
screening for lung, prostate and liver cancer. For cancer<br />
screening:<br />
Breast cancer:<br />
• Consultancy for performing self-breast<br />
examination every month (BSE)<br />
• Clinical breast examination every year<br />
• Mammography for women aged 40-69 years<br />
every two years<br />
Prof. Dr. Hasan Şenol Coşkun ve Uzm. Dr. Gökhan Karakaya<br />
Meme kanseri:<br />
-Ayda bir kendi kendine meme muayenesi (KKMM)<br />
yapması için danışmanlığın verilmesi<br />
-Yılda bir klinik meme muayenesi<br />
-40-69 yaş arası kadınlara 2 yılda bir mamografi çekimi,<br />
Serviks (rahim ağzı) kanseri:<br />
30-65 yaş aralığındaki kadınlardan 5 yılda bir smear ve HPV -DNA<br />
testi yapılması<br />
Kolon (kalın bağırsak) kanseri:<br />
-50-70 yaş aralığındaki erkek ve kadınlarda 2 yılda bir gaitada gizli<br />
kan testi yapılması,<br />
- 50-70 yaş arasında 10 yılda bir kolonoskopi yapılması<br />
Akciğer kanseri:<br />
30 paket/yıl sigara öyküsü bulunan ve 55-74 yaş arası halen sigara<br />
içen hastalarda düşük doz akciğer tomografisi önerilmektedir.<br />
Sağlıklı bir insanın kanser olmasının sebepleri nelerdir?<br />
Kanserin kesin sebebi ya da sebepleri bilinmemektedir. Kişiyi bazı<br />
kanser türlerine yatkın hale getiren genler, kanser oluşumuna yol<br />
açan virüsler, radyasyona maruz kalma, çeşitli kimyasal maddeler,<br />
sigara kullanımı kanser sebepleri arasında sayılmaktadır.Bağışıklık<br />
sistemindeki bozulmalar, çeşitli çevresel faktörler ya da beslenme<br />
tarzımız da kanser oluşumunda rol oynamaktadır.Kanserleşen<br />
hücrelerdeki temel bozukluğun genlerdeki farklılaşmayla başladığı<br />
düşünülmektedir. Genlerdeki bozukluklar doğuştan olabileceği gibi,<br />
sonradan meydana gelen bir etkiyle de olabilir. Genlerde, mutasyon<br />
denilen bozulmalar hücrenin normal kontrol mekanizmalarını<br />
bozup kontrolsüz çoğalmasına yol açar. Yani kanser gelişimi<br />
genetik ve çevresel faktörlerin rol oynadığı çok faktörlü bir süreçtir.<br />
Cervix (cervical) cancer:<br />
•Smear and HPV -DNA tests performed every 5<br />
years among every women aged 30-65 years<br />
Colon cancer:<br />
• 50-70 age range of men and women every 2<br />
years to do a faecal occult blood, between the ages of 50-<br />
70 every 10 years, to do a colonoscopy<br />
Lung cancer:<br />
• Low dose lung tomography is recommended for<br />
patients who have a smoking history of 30 packs / year<br />
and who still smoke between 55-74 years of age.<br />
What are the reasons for a healthy person to have<br />
cancer?<br />
The exact cause or causes of cancer is unknown. Genes<br />
that predispose a person to certain types of cancer,<br />
viruses that cause cancer, radiation exposure, various<br />
chemicals, and smoking are among the causes of cancer.<br />
Disturbances in the immune system, various<br />
environmental factors or our style of nutrition also play<br />
a role in the generation of cancer.It is thought that the<br />
basic disorder in cancer cells begins with differentiation<br />
in genes. Disorders in genes can be congenital. It may<br />
also occur with a subsequent effects as well. In genes,<br />
deformities, called mutations, disrupt the normal<br />
control mechanisms of the cell and lead to uncontrolled<br />
proliferation.So cancer development is a multi-factor<br />
process in which genetic and environmental factors play<br />
a role.<br />
<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>
40<br />
Diğer kanserler azalırken,<br />
bu kanser türü yaygınlaşıyor<br />
Şüphelenmezseniz<br />
Yakalayamazsınız!<br />
Dünya NET Farkındalık Günü dolayısıyla yapılan basın toplantısında<br />
Hacettepe Üniversitesi Kanser Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şuayib Yalçın,<br />
toplum ve doktorlar farkında olmazsa bu kanser türünün pek çok hastalıkla<br />
karıştırılabileceğini belirtti. Prof. Dr. Yalçın, diğer kanserler azalırken görülme<br />
sıklığı artan tek kanser türünün nöroendokrin tümörler olduğuna dikkat çekti ve bu<br />
kanser türüyle yaşayan bireylerin daha konforlu ve sağlıklı bir hayat sürebilmeleri<br />
için oluşturulan ilk Türkçe web sitesi olan netileyasamak.com’un çok önemli bir<br />
kaynak olduğunu belirtti.<br />
Hormon üreten hücrelerle sinir hücrelerinin oluşturduğu<br />
nöroendokrin sistemdeki hücrelerde gelişen tümörlere<br />
Nöroendokrin Tümör (NET) adı veriliyor. Köken<br />
aldıkları organ veya dokulara göre sınıflandırılan NET grubu<br />
kanserlerin toplumdaki yaygınlıkları diğer kanserlere göre<br />
oldukça yüksek. 10 Kasım Dünya Net Farkındalık Günü<br />
dolayısıyla gerçekleştirilen basın toplantısında Hacettepe<br />
Üniversitesi Kanser Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr.<br />
Şuayib Yalçın “Bu kadar yaygın olduğu halde üzerine bu<br />
kadar az çalışma yapılan başka bir kanser türü yok” dedi.<br />
Dünya verilerine göre her yıl 100 bin kişiden 5-7’si NET<br />
tanısı alıyor. Kaba bir hesapla Türkiye’de de yılda 5600<br />
kişinin nöroendokrin tümörü yakalandığı tahmin ediliyor.<br />
Bu kanser türünün genellikle yavaş seyirli olduğu ve<br />
hastaların tedavilerle uzun süre hayatlarına devam edebildiği<br />
düşünülürse ülkede on binlerce kişi NET ile yaşıyor. Nadir bir<br />
hastalık olsa bile yaygınlığı bir hayli yüksek. Prof. Dr. Yalçın<br />
bunu şu sözlerle açıkladı: “Örneğin tüm NET’le yaşayanların<br />
sayısı bugün toplumda en yaygın dördüncü kanser türü olan<br />
kolon kanseri olgularından daha fazladır. Güncel tedaviler ve<br />
ilaçlar sayesinde NET hastaları arasında sağ kalım çok uzun<br />
olduğu için NET’le yaşayanların sayısı her geçen gün daha da<br />
artmaktadır.”<br />
Net tanısı alanlar için ilk Türkçe kaynak:<br />
netileyasamak.com<br />
Net ile yaşayanların günlük yaşamlarında uygulayabilecekleri<br />
önerilerin ve bilimsel, güncel güvenilir gelişmelerin<br />
paylaşıldığı web sitesi uzmanlar tarafından Türkiye’deki NET<br />
hastaları için online bir bilgi ve paylaşım ortamı oluşturuldu.<br />
Ülkemizden ve dünyadan pek çok hastanın da deneyimlerini<br />
aktardığı web sitesinde, hastalar ve ilgililer NET ile ilgili<br />
güncel verilere doyurucu şekilde ulaşabiliyor.<br />
Akciğer Kanseri Farkındalık Ayı’nda Akciğer NET’lerine<br />
dikkat<br />
Prof. Dr. Şuayib Yalçın toplantı sırasında Kasım – Akciğer<br />
Kanseri Farkındalık Ayı dolayısıyla özellikle akciğerde gelişen<br />
nöroendokrin tümörlere de dikkat çekti: “En tehlikeli NET türü<br />
diyebileceğimiz grup, akciğerde gelişen küçük hücreli akciğer<br />
kanserleridir. Ayrıca akciğerlerde atipik ve tipik karsinoidler<br />
olarak gruplandırdığımız nöroendokrin tümörler de oluşabilir.<br />
Burada yine sigaranın zararlarını hatırlatmakta fayda var!<br />
Zira küçük hücreli akciğer kanseri ve atipik akciğer<br />
<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>
41<br />
Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şuayib Yalçın<br />
nöroendokrin tümörlerinin de yine tütün ve tütün ürünleri<br />
kullanımıyla doğrudan bağlantılı olduğunu biliyoruz.” Küçük<br />
hücreli akciğer kanseri için kemoterapinin en etkili tedavi<br />
olduğunu belirten Prof. Dr. Yalçın, diğer gruplarda da son<br />
yıllarda geliştirilen ilaçlar sayesinde tedavi başarısının<br />
oldukça arttığını dile getirdi.<br />
Prof. Dr. Şuayib Yalçın yaptığı konuşmada NET’leri ifade<br />
etmek için başvurulan “karsinoid tümör” teriminin ilk<br />
kez kullanmasından bugüne kadar geçen 100 yılda bilim<br />
dünyasında pek çok gelişme kaydedildiğini belirtti ve<br />
nöroendokrin tümörlerin görülme sıklığının her geçen gün<br />
arttığını sözlerine ekledi:<br />
“Diğer kanserlerde genel olarak azalma görülürken gün<br />
geçtikçe bu hastalığın görülme sıklığının yükseldiğini<br />
gözlemliyoruz. Tam olarak nedeni bilinmese de daha iyi<br />
tanı metotlarımızın olması ve modern çağın getirdiği risk<br />
faktörlerinin bu artışta etkisi olduğu düşünülüyor. Diğer<br />
taraftan Nöroendokrin tümörler sıklıkla sinsi seyrederken,<br />
bazen ateş basması, yüzlerde kızarıklık, ishal, kan şekeri<br />
düşüklüğü ya da yüksekliği, hipertansiyon, karın ağrısı gibi<br />
belirtilerle ortaya çıkıyor. Bunların bir arada olduğu karsinoid<br />
sendrom tipik olmakla birlikte semptomlar klinik olarak çoğu<br />
zaman başka hastalıklarla karıştırılabiliyor.”<br />
“Hastalığın teşhisi 8 yılı bulabiliyor”<br />
Erken tanı için hastalara da görev düştüğünü belirten<br />
Prof. Dr. Yalçın “hastalığın kaynağı psikolojik diye bir şey<br />
olamaz. Bir rahatsızlık varsa, mutlaka patolojik bir nedeni<br />
araştırılmalıdır. Bir hastanın şikâyetleri devam ediyorsa,<br />
sebebi psikolojik deyip, vazgeçmek yerine doktoruna<br />
bildirmesinde fayda var. Tabii burada hekimlerin de NET’ten<br />
şüphelenmesi için bu konuda farkında olması önemli. Devam<br />
eden ve çözülemeyen astım, bronşit, gastrit, irretabl/<br />
spastik bağırsak sendromu vb. rahatsızlıkların temelinde<br />
bir nöroendokrin tümör olabilir.” Pek çok rahatsızlıkla<br />
karışabilen bir kanser türü olduğu için tanı koymanın da<br />
güçleştiğini belirten Prof. Dr. Yalçın, kimi durumlarda NET<br />
hastalarında ilk şikayetlerden itibaren tanının kesinleşmesine<br />
kadar geçen sürenin 8 yılı bulabildiğini vurguladı: “Bu da<br />
ciddi başka sağlık sorunlarına yol açabiliyor. Hastalık<br />
başta kolayca tedavi edilebilecekken ya da kontrol altına<br />
alınabilecekken, NET olgularının 3’te biri bize karaciğerlerde,<br />
lenf nodlarında metastazlarla geliyor.”<br />
Tedavi süreciyle ilgili güncel verileri paylaşan Prof. Dr.<br />
Yalçın erken tanı alan tümörlere müdahale edilip hastalığın<br />
kolayca kontrol altına alınabildiğini belirtti: “Cerrahi tedaviyle<br />
çok iyi cevaplar alıyoruz. Cerrahi müdahale şansı olmayan<br />
durumlarda da semptom kontrolünü sağlayabiliyoruz.<br />
Günümüzde hem semptom hem de yan etki bakımından uzun<br />
yıllar kullanılabilecek ilaçlar söz konusu. Yeni hedefe yönelik<br />
ajanların da tedaviye büyük katkıları oldu.”<br />
Önceden NET’ler sadece belirti verdiğinde teşhis edilebilirken<br />
son yıllarda tıbbi görüntüleme yöntemlerindeki gelişme ve<br />
standart kanser taramaları sayesinde hastalığın çok daha<br />
erken tespit edilebildiğine dikkat çeken Prof. Dr. Yalçın,<br />
bu hastalık sebebiyle karşılaşılan ölümlerin de azaldığını<br />
vurguladı: “Bugün endoskopi, kolonoskopi sırasında midede<br />
poliplerin, 12 parmak bağırsağında küçük kitlelerin, rektumda,<br />
bağırsakta küçük poliplerin oluşumunu tespit edebiliyoruz.<br />
Ayrıca önceden hastalar NET kaynaklı mide kanamasıyla<br />
hastaneye başvururdu, kanamalar ölüme yol açabilirdi. Son<br />
20-40 yıldan bu yana yeni ilaçlar sayesinde bu semptomların<br />
ve ani krizlerin önüne geçebiliyoruz. Artık hastalarımızı bu<br />
nedenle kaybetmiyoruz.”<br />
INCA (International Neuroendocrine Cancer Alliance)’nın<br />
Dünya NET Farkındalık Günü için yayınladığı bildirgede öne<br />
çıkan diğer mesajlar da şöyle sıralanıyor:<br />
· Her yıl 100 bin kişiden 5-7’si NET kanseri tanısı alıyor.<br />
· Tanı anında hastaların yarısında NET’e bağlı bir ikinci tümör<br />
gelişimi gözleniyor.<br />
· Semptomlar konusunda toplumda ve sağlık personeli<br />
arasında farkındalık oluşturmak çok önemli. Çünkü hastaların<br />
yüzde 60-80’ine ancak ileri aşamada tanı konabiliyor.<br />
· NET kanserleri sıklıkla mide, bağırsak, akciğer ve pankreasta<br />
görülüyor.<br />
· NET kanserleri sıklıkla başka hastalıklarla karıştırılabiliyor.<br />
Öyle ki hastalar tanı alıncaya kadar çoğunlukla 6 farklı<br />
uzmana başvuruyorlar.<br />
<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>
42<br />
Kanserli hücrede<br />
moleküler düzeydeki<br />
değişiklikler<br />
Changes in molecular<br />
level in cancer cells<br />
Dr. Sinan Akkurt<br />
Kanserleşme sürecinde değişikliğe<br />
uğrayan proteinler, uyarıcı ve baskılayıcı<br />
etkileri olanlar şeklinde başlıca<br />
iki grupta toplanabilirler. Uyarıcı<br />
proteinleri kodlayan onkogenler ve<br />
baskılayıcı proteinleri kodlayan tümör<br />
baskılayıcı genlerdeki bozukluklar kanser<br />
etyopatogenezinde önemli bir yere sahiptir.<br />
Kanser, somatik hücrelerdeki mutasyonlar sonucunda<br />
oluşmaktadır ve tek bir mutasyon hastalığın ortaya<br />
çıkması için yeterli değildir. Hücrede çok sayıda<br />
mutasyon oluşmasında, zaman ve mutajenlere maruz kalma<br />
önemli faktörlerdir. Ancak bundan daha önemlisi genom<br />
dengesizliği olarak adlandırılan durumdur. DNA onarımı<br />
enzimlerinde bozukluk olduğunda ortaya akan genom<br />
dengesizliği, mutasyonların yığılma sürecini hızlandırır. Genom<br />
dengesizliği olan bir hücrede bir de apoptoz mekanizması<br />
ile ilgili bir bozukluk oluşursa, hücre döngüsü hatalı DNA<br />
sentezine rağmen ilerlemeye ve hücre her döngüde eklenen<br />
yeni mutasyonlarla çoğalmaya devam eder. Kanserleşme<br />
sürecindeki en kritik eşik budur.<br />
Onkogenler: Normal koşullarda hücre büyüme ve çoğalmasını<br />
uyaran proteinleri kodlayan genlere proto-onkogenler adı<br />
verilir. Proto-onkogenlerde bir bozukluk olduğunda ise<br />
onkogenler oluşmakta ve sonuçta kodlanan protein kanserli<br />
hücreye dönüşümde rol oynamaktadır. Onkogenler; büyüme<br />
faktörlerini, büyüme faktörlerinin reseptörlerini, Ras gibi<br />
reseptör sonrası efektör molekülleri, kinazları, transkripsiyon<br />
faktörlerini, hücre döngüsünü kontrol eden siklinler ve siklin<br />
bağımlı kinazları ve Bcl-2 gibi antiapoptotik proteinleri kodlar.<br />
Onkogenlerdeki mutasyonlar işlev kazandırıcı mutasyonlardır;<br />
yani proteinin daha fazla miktarda yapılmasına (ekspresyon<br />
artışı) veya denetimsiz şekilde sürekli aktif olmasına sebep<br />
olurlar.<br />
Proteins that are changed in the<br />
process of cancer can be grouped<br />
into two main groups as stimulants<br />
and repressive effects. Oncogenes<br />
that encode stimulatory proteins and<br />
disorders in tumor suppressor genes<br />
that encode repressor proteins have an<br />
important role in the etiopathogenesis<br />
of cancer.<br />
C<br />
ancer is the result of mutations in somatic cells,<br />
and a single mutation is not enough to cause the<br />
disease to appear. When multiple mutations occur<br />
in the cell, time and exposure to mutagen are important<br />
factors. But more importantly thing is genomic imbalance.<br />
The genomic imbalance that flows when there is a defect<br />
in DNA repair enzymes accelerates the accumulation<br />
process of mutations. If a disorder of the apoptosis<br />
mechanism occurs in a cell with genomic imbalance,<br />
the cell cycle does not progress despite the faulty DNA<br />
synthesis and the cell continues to multiply with new<br />
mutations added in each cycle. This is the most critical<br />
threshold in the cancer process.<br />
Oncogenes: The genes that encode proteins that<br />
stimulate cell growth and proliferation under normal<br />
conditions are termed proto-oncogenes. Oncogenes are<br />
formed when a disorder occurs in the proto-oncogenes, so<br />
protein is involved in the transformation of the cancerous<br />
cell. Oncogenes code growth factors, receptors for growth<br />
factors, post-receptor effector molecules such as Ras,<br />
kinases, transcription factors, cyclins controlling cycling<br />
and cyclin dependent kinases and antiapoptotic proteins<br />
such as Bcl-2. Mutations in oncogenes are functional<br />
mutations; they cause the protein to be made in greater<br />
amounts (increased expression) or continuously active in<br />
uncontrolled fashion.<br />
<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>
43<br />
Ekspresyon artışı, ya yapısal genin amplifikasyonu (yani çok<br />
sayıda kopyasının oluşması) ya da güçlü bir promotorun arkasına<br />
yerleşmesi sonucu oluşabilir. Normalden farklı işleve sahip<br />
bir protein ise yapısal gendeki bir nokta mutasyonu, delesyon<br />
veya translokasyonlar sonucunda oluşabilir. Onkogenlerdeki<br />
mutasyonların bir diğer özelliği de baskın olmalarıdır: yalnızca bir<br />
alelde mutasyon olması fenotipin ortaya çıkması için yeterlidir.<br />
Tümör baskılayıcı genler<br />
Tümör baskılayıcı genlerse, hücre büyümesi ve çoğalmasıyla<br />
ilgili yolakları denetleyen, baskılayan ve hatta gerektiğinde<br />
durduran proteinleri kodlar. Bunlar arasında protein ve lipit<br />
fosfatazlar, retinoblastoma proteini gibi hücre döngüsünü<br />
düzenleyici proteinler, p53 gibi apoptozu indükleyici proteinler<br />
ve CDL’ları baskılayan proteinler sayılabilir. Tümör baskılayıcı<br />
genlerdeki mutasyonlar işlev kaybettirici mutasyonlardır:<br />
proteinin yapılmamasına veya işlevini yapamamasına sebep<br />
olurlar. Ayrıca bu mutasyonlar çekinik özelliktedir: fenotipin<br />
ortaya çıkabilmesi için her iki alelde de mutasyon olması gerekir.<br />
Bu durumun bir istisnası dominant negatif p53 mutantlarıdır.<br />
p53 tetramer oluşturarak DNA’ya bağlanan bir proteindir ve<br />
bazen tek bir alelden kodlanan mutant, tetramerdeki diğer alt<br />
birimler normal olsa bile DNA’ya bağlanmayı bozabilir.<br />
Kalıtsal özellik gösteren kanserlerde tümör baskılayıcı gen<br />
mutasyonları görülür. Bir aleldeki kalıtsal defektin hastalığa<br />
yatkınlık oluşturduğu kabul edilir çünkü ancak diğer aleldeki<br />
spontan bir mutasyon heterozigotlugun kaybına sebep olarak<br />
fenotipi ortaya çıkartacaktır.<br />
Kanser hücrelerinin bazı eşsiz “unique” özellikleri şu<br />
şekildedir:<br />
• Klonal orijin. Çoğu kanser hücresi tek bir anormal hücreden<br />
doğar. Bazı kanserler birden fazla sayıda malign klonlardan<br />
doğar. Bu klonlar ya bir saha hasarı “field defect” sonucu<br />
(dokunun birden fazla sayıda hücresi karsinojene maruz<br />
kalmasıyla) ya da bazı genlerdeki kalıtımsal defektler sonucu<br />
oluşurlar.<br />
• İmmortalite. Çoğu normal hücrenin bölünme sayısı sınırlıdır.<br />
Kanser hücreleri ise sınırsız sayıda bölünürler (çoğalırlar) ve<br />
bitmez tükenmez miktarda hücre oluştururlar. İmmortalitenin<br />
mekanizmalarından biri kromozom uçları olan telomerlerdir.<br />
Hücre diferansiye olurken, çoğu normal hücre tipinde telomerler<br />
gittikçe kısalır. Fakat, kanser hücrelerinde ve stem hücrelerde<br />
telomerler telomeraz enziminin etkisiyle yenilenirler. Bu<br />
enzim normal olarak hücreler diferansiye olurken bir taraftan<br />
programlı bir şekilde gittikçe azalır. Tamamıyla diferansiye<br />
olmuş bir hücre istirahat “senescent” durumuna girer ve<br />
sonunda çoğalma kapasitesini yitirdiğinden ölür. Oysa, birçok<br />
kanser tipinde telomeraz etkinliğini sürdürür veya aktive edilir.<br />
Sonuçta, telomerlerin uzunluğu sabit kalır ve hücre sınırsız<br />
sayıda çoğalır (immortal kalır).<br />
• Genetik instabilite. Bu durum, DNA tamirindeki ve DNA<br />
“mismatche”lerini tanımadaki defektlerden dolayıdır ve kanser<br />
hücrelerinin heterojen olmasına yol açar. Kanser hücreleri<br />
proliferasyon kontrol mekanizmalarına gittikçe daha az<br />
yanıt veren klonlar oluştururlar. Bu klonların ayrıca yabancı<br />
ortamlarda yaşama yeteneği de gittikçe artar ve böylece<br />
metastaz yaparlar.<br />
Increasing of expression may occur either as a structural<br />
gene amplification (being multiple copies) or as a<br />
consequence of the rearrangement of a strong promoter. A<br />
protein with a different function than normal may occur as a<br />
result of a point mutation, deletion, or translocations in the<br />
structural loop. Another feature of mutations in oncogenes is<br />
the predominance: mutation in only one allele is sufficient for<br />
the phenotype to appear.<br />
Tumor suppressor genes<br />
Tumor suppressor genes encode proteins that control,<br />
repress, and even stop as necessary, the pathways involved<br />
in cell growth and proliferation. These include protein and<br />
lipid phosphatases, cell cycle regulatory proteins such as the<br />
retinoblastoma protein, apoptosis inducing proteins such as<br />
p53, and proteins that suppress CDLs. Mutations in tumor<br />
suppressor genes are dysfunctional mutations: they cause<br />
the protein to fail to function or function. In addition, these<br />
mutations are fragile: mutations must occur in both alleles<br />
in order for the phenotype to appear. One exception to this is<br />
dominant negative p53 mutants. A protein that binds to DNA<br />
by forming a p53 tetramer, and sometimes a mutant that is<br />
encoded in a single allele, can disrupt binding to DNA even if<br />
the other subunits in the tetramer are normal.<br />
Tumor suppressor gene mutations are seen in hereditary<br />
cancers. An inherited defect in an area is considered to<br />
be predisposed to the disease, but only in the other, a<br />
spontaneous mutation will lead to the phenotype as a result<br />
of the loss of heterozygosity.<br />
Some unique “unique” features of cancer cells are:<br />
• Clonal origin. Most cancer cells come from a single<br />
abnormal cell. Some cancers come from multiple malignant<br />
clones. These clones either result in a field defect “field<br />
defect” (by touching multiple cell carcinogens) or as a result<br />
of hereditary defects in some genes.<br />
• Immortality. Most normal cells have a limited number<br />
of divisions. Cancer cells form cells in an unlimited<br />
number of divisions (multiplies) and endless amounts.<br />
One of the mechanisms of immortalization is telomeres<br />
with chromosomal ends. While cell differentiation occurs,<br />
telomeres become increasingly shorter in most normal cell<br />
types. However, in cancer cells and stem cells telomeres are<br />
regenerated by the action of telomerase enzyme. Normally,<br />
this enzyme is gradually decreasing programmatically<br />
from one side while the cells are differentiating. A totally<br />
differentiated cell enters the resting “senescent” state and<br />
eventually dies from the proliferation capacity. However,<br />
many types of cancer maintain or activate telomerase<br />
activity. As a result, the length of the telomeres remains<br />
constant and the cell multiplies in an infinite number<br />
(immortal).<br />
• Genetic instability. This is due to defects in DNA repair<br />
and DNA “mismatches” that are known to cause cancer cells<br />
to become heterogeneous. Cancer cells form clones that are<br />
less responsive to proliferation control mechanisms.<br />
These clones are also increasingly able to survive in foreign<br />
environments and thus metastasize.<br />
<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>
44<br />
• Kontakt inhibisyonun ve substratuma tutunarak<br />
büyüme özelliklerinin kaybı. Kültür ortamında büyüyen<br />
normal hücreler hücrelerin normalde yapıştığı substratuma<br />
yapışamazlarsa bölünemezler. Normal hücreler çoğalıp<br />
üzerinde büyüdükleri tüm yüzeyi tek tabaka halinde<br />
(“monolayer”) doldurduklarında (konfluent hale geldiklerinde)<br />
da bölünme özelliklerini kaybederler. Hatta besiyerleri<br />
bölünmeleri için gerekli tüm büyüme faktörleri ve diğer besin<br />
elemanlarını (nütrientleri) ihtiva etse bile bölünmezler. Kanser<br />
hücreleri ise, yarıkatı bir besiyerinde substratuma yapışmaya<br />
gereksinim duymadan bağımsız olarak bölünmeye (büyümeye)<br />
devam edebilirler. Hatta, hücre kültürlerinde birden fazla<br />
tabaka oluşsa bile büyümeye devam edebilirler.<br />
• Proliferasyonun büyüme faktörlerinden ve<br />
nütrientlerden bağımsız olarak devamlı artışı. Bu<br />
durum kültür ortamındaki kanser hücrelerinin bir özelliğidir.<br />
Kanser hücreleri beslenmeleri için gerekli besin faktörlerini<br />
tüketmelerine rağmen büyümeye devam ettiklerinden aslında<br />
kendi kendilerini öldürmektedirler. Birçok hayvan türünün de<br />
bu şekilde davranması ilginçtir.<br />
• Metastaz. Benign tümörlerde veya normal hücrelerde<br />
bulunmayan bir özelliktir. Metastaz, ekstrasellüler<br />
matrikse yapışmaktan sorumlu hücresel proteinlerin kaybı<br />
ya da anormalliklerinden, hücreler arası interaksiyonun<br />
bozukluğundan, hücrelerin bazal membrana tutunmalarındaki<br />
anormalliklerden, bazal membranın üretimindeki<br />
anormalliklerden, metaloproteaz gibi bazı enzimlerle<br />
(kolejenazlar) bazal membranın yıkılmasından dolayı<br />
gerçekleşir. Sorumlu proteinler keşfedildikçe ve onların<br />
mekanizmaları aydınlatıldıkça metastatik süreç daha iyi<br />
anlaşılacaktır.<br />
• Loss of contact inhibition and growth by adhering<br />
to the substrate. Normal cells growing in the culture<br />
medium can not be cleaved if they do not adhere to the<br />
substrate normally attached to the cells. Normal cells<br />
multiply and lose their cleavage properties when they fill<br />
the entire surface in a monolayer (confluent). Even if the<br />
media contain all the growth factors and other nutrients<br />
necessary for their division, they do not divide. Cancer<br />
cells can continue to divide independently (without<br />
growth) without needing to adhere to the substrate in<br />
a slit medium. In fact, even if multiple layers of cell<br />
cultures are formed, they can continue to grow.<br />
• Continuous growth of proliferation independent<br />
of growth factors and nutrients. This is a feature of<br />
cancer cells in the culture medium. Cancer cells actually<br />
kill themselves because they continue to grow, although<br />
they consume the nutritional factors necessary to feed<br />
them. It’s interesting that many animal races behave<br />
this way.<br />
• Metastasis. It is a feature that is not found in benign<br />
tumors or normal cells. Metastasis is caused by loss<br />
of or abnormalities in cellular proteins responsible<br />
for adhesion of extracellular matrix, abnormalities<br />
in intercellular interactions, abnormalities in basal<br />
membrane adhesion of cells, abnormalities in the<br />
production of basement membrane, degradation of<br />
the basement membrane by certain enzymes such as<br />
metalloproteases (collagenases). As the responsible<br />
proteins are discovered and their mechanisms<br />
illuminated, the metastatic process will be better<br />
understood.<br />
<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>
46<br />
HUAWEI iLab<br />
Bulut Bilişim<br />
ile sağlık<br />
sektöründe<br />
devrim<br />
gerçekleştiriyor<br />
HUAWEI iLab<br />
Releases a<br />
White Paper<br />
to Help Move<br />
Medical Images<br />
to the Cloud<br />
HUAWEI iLab, Tıbbi Görüntüleme<br />
Bulut Senaryosu’nu yayınladı. Sağlık<br />
sektörünün mevcut durumunu ve tıbbi<br />
görüntülerin hizmet özelliklerini temel<br />
alan analizde, operatörler ile en yakından<br />
ilişkili, en ticari potansiyele sahip ve<br />
uygulanması en muhtemel olan beş<br />
senaryo analiz ediliyor.<br />
HUAWEI iLab has officially released<br />
its Medical Imaging Cloud Scenario<br />
White Paper. Using the status of the<br />
healthcare industry and the service<br />
characteristics of medical images as a<br />
basis, the White Paper analyzes and<br />
identifies five application scenarios that<br />
are most closely related to operators,<br />
have the most commercial potential,<br />
and are most likely to be implemented.<br />
<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>
47<br />
HUAWEI<br />
iLab, Tıbbi<br />
Görüntüleme<br />
Bulut Senaryosu’nu<br />
yayınladı. Sağlık<br />
sektörünün mevcut<br />
durumunu ve tıbbi<br />
görüntülerin hizmet<br />
özelliklerini temel<br />
alan analizde,<br />
operatörler ile en yakından ilişkili, en ticari potansiyele sahip<br />
ve uygulanması en muhtemel olan beş senaryo analiz ediliyor:<br />
Bulut görüntü depolama, bulut görüntüleme uygulaması, bulut<br />
tabanlı tıbbi iş birliği, bulut tabanlı tıp eğitimi ve bulut tabanlı<br />
sağlık yönetimi. Bu bilgi daha sonra operatörler tarafından tıbbi<br />
görüntüleme bulutu pazarını geliştirmek için de kullanılabiliyor.<br />
Tıbbi görüntüleme teknolojileri gelişmeye devam ettikçe,<br />
üretilen görüntü verilerinin miktarı muazzam bir şekilde<br />
artmaya devam ediyor; bu durum şu anki tıbbi BT<br />
sistemlerinde daha yüksek veri depolama ve görüntü işleme<br />
gereksinimleri ortaya çıkarıyor. Geleneksel bir resim arşivleme<br />
ve iletişim sistemi (PACS), verileri yeterince okuyamaz veya<br />
paylaşamaz. Sonuç olarak, eski medikal görüntülerin tam<br />
uygulama değerini elde etmek zordur. Platform ve bulut<br />
tabanlı tıbbi görüntü verileri bu nedenle sektörde bir trend<br />
haline geliyor. Operatörler, tıbbi görüntüleme bulutları<br />
oluşturabilir ve bunları bulut bilişim ve internet teknolojilerini<br />
kullanarak medikal kurumlardaki bilgi sistemlerine<br />
bağlayabilir, buluttaki tıbbi görüntüleri depolayabilir ve<br />
paylaşabilir.<br />
Senaryo 1: Bulut görüntü depolaması<br />
Tıbbi kurumlar için görüntü verilerinin büyük miktarlarda<br />
depolanmasını ve etkileşimini sağlar, birden çok seviyeli<br />
felaket kurtarma ve yedeklemenin elde edilmesine yardımcı<br />
olur. Bu da tıbbi kurumların doğal afet, sabit disk hatası,<br />
hack veya insani zararlar durumunda sürekli ve istikrarlı bir<br />
şekilde hizmet verebilmelerini sağlar. Bu senaryo, B2B bulut<br />
depolama hizmetlerini genişleten operatörler için uygundur.<br />
HUAWEI iLab has officially<br />
released its Medical<br />
Imaging Cloud Scenario<br />
White Paper. Using the<br />
current status of the<br />
healthcare industry and the<br />
service characteristics of<br />
medical images as a basis,<br />
the White Paper analyzes<br />
and identifies five application<br />
scenarios that are most<br />
closely related to operators,<br />
have the most commercial<br />
potential, and are most likely<br />
to be implemented: cloud<br />
image storage, imaging<br />
cloud application, cloudbased<br />
medical collaboration,<br />
cloud-based medical<br />
education, and cloud-based<br />
health management. This<br />
information can then be<br />
used by operators to develop<br />
the medical imaging cloud market.As medical imaging<br />
technologies continue to develop, the amount of image<br />
data being generated has grown enormously, a fact that<br />
now poses higher requirements on the data storage<br />
and processing capabilities of medical IT systems. A<br />
traditional picture archiving and communication system<br />
(PACS) cannot read or share data sufficiently, and as a<br />
result, it is difficult to obtain the full application value of<br />
historical medical images. Platform- and cloud-based<br />
medical image data is therefore becoming a trend of<br />
the industry. Operators can construct medical imaging<br />
clouds and connect them with information systems at<br />
medical institutions using cloud computing and Internet<br />
technologies, storing and sharing medical images on the<br />
cloud. By carrying out in-depth research into the features<br />
of medical image services, user experience requirements,<br />
and the overall business value, HUAWEI iLab has been<br />
able to identify for operators the most commercial<br />
application scenarios.<br />
Scenario 1: Cloud image storage<br />
It implements the storage and interaction of large<br />
amounts of image data for medical institutions and helps<br />
to achieve multi-level disaster recovery and backup. This in<br />
turn ensures that medical institutions can provide services<br />
continuously and stably in the event of a natural disaster,<br />
hard disk fault, hack, or human damage. This scenario is<br />
suitable for operators expanding their B2B cloud<br />
storage services.<br />
<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>
48<br />
Senaryo 2: Görüntüleme bulut uygulaması<br />
PACS bulutlaştırması sonucunda görüntü verileri birden fazla<br />
tıbbi kurum arasında değiştirilebilir hale geliyor, görüntüler<br />
ayrıca bulut üzerinde de okunabiliyor. Görüntü karşılaştırması,<br />
görüntü füzyon ekranı ve 3D rekonstrüksiyon gibi bulut görüntü<br />
işleme fonksiyonları, doktorların hastalıkların nedenlerini hızlı<br />
ve doğru bir şekilde bulmasına, teşhis etmesine yardımcı olarak<br />
teşhislerin genel verimliliğini artırıyor. Ayrıca, doktorların ve<br />
hastaların görüntü ve teşhis raporlarını her zaman ve her<br />
yerde görmelerini, doktorlar ile hastalar arasındaki iletişimi<br />
kolaylaştırmasını sağlayan mobil görüntüleme bulutları da<br />
destekleniyor. Bu senaryo, B2B bulut tabanlı PACS ve mobil<br />
görüntü okuma hizmetlerini tanıtan operatörler için uygun<br />
görülüyor.<br />
Senaryo 3: Bulut tabanlı tıbbi iş birliği<br />
Bölgesel görüntüleme bulut merkezleri ve uzaktan görüntüleme<br />
danışma merkezleri oluşturmak, tıbbi kurumlar için görüntü<br />
verilerinin merkezi olarak depolanmasını ve paylaşılmasını<br />
sağlar. Bu aynı zamanda sağlık hizmeti kaynaklarının<br />
dağılımını optimize etmeye ve sağlık hizmetleri kalitesini ve<br />
verimliliğini önemli ölçüde artırır. Böylece hiyerarşik bir tanı<br />
ve tedavi sisteminin uygulanmasını kolaylaştırır. Bu senaryo,<br />
tıbbi kurumlar için uzaktan B2B görüntüleme ve danışmanlık<br />
hizmetleri sağlayan operatörler için uygundur.<br />
Senaryo 4: Bulut tabanlı tıp eğitimi<br />
Tıbbi görüntüleme bulut platformuna dayanarak, çevrimiçi<br />
görüntü dersleri, canlı demonstrasyon uygulamaları, VR/AR/MR<br />
sanal görüntüleme dersleri ve çevrimiçi görüntülü tartışmalar<br />
gibi işlevler uygulanıyor. Üzerinde oldukça etkin çalışılabilen<br />
bu işlevler coğrafi kısıtlamaların üstesinden geliyor, kaliteli<br />
tıp eğitimi kaynaklarının dağılımını daha dengeli hale getiriyor.<br />
Bu senaryo, B2B bulut görüntü dersleri ve B2C canlı ameliyat<br />
yayınları sunan operatörler için uygundur.<br />
Senaryo 5: Bulut tabanlı sağlık yönetimi<br />
Bulut tabanlı sağlık yönetimi, kronik hastalık ve muayene veri<br />
yönetimi de dahil olmak üzere bir dizi bulut hizmetini hayata<br />
geçiriyor; çevrimiçi sağlık danışmanlığı, çevrimiçi rehberlik,<br />
zamanlanmış sevk, takip ve genişletilmiş reçete hizmetleri<br />
sunuyor. Bu hizmetler, hastaların zamandan kazanmasını,<br />
tıbbi kurumlar üzerindeki baskının azalmasını ve insanların<br />
sağlığına daha hızlı ve etkin bir biçimde kavuşmalarını sağlıyor.<br />
Bu senaryo, 2C çevrimiçi sağlık danışmanlığı hizmetleri sunan<br />
operatörler için uygundur.<br />
HUAWEI iLab, hükümet politikaları, bulut bilişim ve gelişen<br />
internet teknolojilerinden destek alarak medikal görüntüleme<br />
bulutlarının dağıtımını hızlandırıyor. İyi bir ağ altyapısı, bulut<br />
tabanlı veri merkezleri ve güçlü bir O&M (İşletme ve Bakım)<br />
desteğini arkasına alan operatörler, ekosistem ortaklarıyla<br />
güçlerini birleştirebilir, sağlık hizmetleri iş birliğinin verimliliğini<br />
ve kalitesini önemli ölçüde artıran hem hastalar hem tıp<br />
kurumları hem de doktorlar için daha iyi hizmetler sunan<br />
bütünsel bir tıbbi görüntüleme bulutu çözümü kurabilir. Bu<br />
bağlamda HUAWEI, sağlık sektörünün bulut dönüşümünü<br />
hızlandırmak ve sektörün pazar alanını genişletmek için<br />
operatörlerle çalışmaya önem veriyor.<br />
Scenario 2: Imaging cloud application<br />
The PACS is cloudified, and image data can be exchanged<br />
between multiple medical institutions. Images can also<br />
be read on the cloud. Cloud image processing functions,<br />
such as image comparison, image fusion display, and 3D<br />
reconstruction, help doctors find and diagnose causes of<br />
diseases quickly and accurately, improving the overall<br />
efficiency of diagnoses. Mobile imaging clouds are also<br />
supported, which enables doctors and patients to view images<br />
and diagnosis reports anytime and anywhere and facilitates<br />
communication between doctors and patients. This scenario is<br />
suitable for operators promoting their B2B cloud-based PACS<br />
and mobile image reading services.<br />
Scenario 3: Cloud-based medical collaboration<br />
Building regional imaging cloud centers and remote imaging<br />
consultation centers helps to implement the centralized<br />
storage and sharing of image data for the medical institutions<br />
in a specified region. This also serves to optimize the<br />
distribution of healthcare resources and improves the quality<br />
and efficiency of healthcare services, thereby facilitating the<br />
implementation of a hierarchical diagnosis and treatment<br />
system. This scenario is suitable for operators providing<br />
remote B2B imaging and consultation services for medical<br />
unions.<br />
Scenario 4: Cloud-based medical education<br />
Based on the medical imaging cloud platform, this implements<br />
functions such as online image lessons, live surgical<br />
demonstrations, VR/AR/MR virtual imaging lessons, and online<br />
image discussions. These functions are highly interactive. This<br />
scenario is suitable for operators providing B2B cloud image<br />
lessons and B2C live surgery broadcasts.<br />
Scenario 5: Cloud-based health management<br />
This implements several cloud services, including chronic<br />
disease and inspection data management. It provides online<br />
health consultations, online guidance, scheduled referrals,<br />
follow-ups, and extended prescription services. This saves<br />
patients’ time, reduces pressure on medical institutions, and<br />
allows people to consult on and manage their health more<br />
quickly and efficiently. This scenario is suitable for operators<br />
providing 2C online health consultation services.<br />
HUAWEI iLab believes that with support from government<br />
policies and the development of cloud computing and<br />
Internet technologies, medical institutions are accelerating<br />
the deployment of medical imaging clouds. It also notes that<br />
more and more operators are stepping into the field of medical<br />
imaging clouds. With good network infrastructure, cloud-based<br />
data centers, and powerful O&M support, operators can join<br />
forces with ecosystem partners and build a holistic medical<br />
imaging cloud solution – one that significantly improves the<br />
efficiency and quality of healthcare collaboration and provides<br />
better services for doctors, patients, and medical institutions<br />
alike. In this regard, HUAWEI is keen to work with operators<br />
on accelerating the cloud transformation of the healthcare<br />
industry and expanding the industry’s market space.<br />
<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>
50<br />
LG Electronics<br />
en yeni<br />
medikal<br />
ürünlerini<br />
Türkiye’de<br />
de satışa<br />
sunacağını<br />
duyurdu!<br />
LG Türkiye, ülkemizde de satışına başlanacak en yeni medikal ürünlerini<br />
Hilton Bomonti Otel’de düzenlediği etkinlikle tanıttı. Cerrahi ve Klinik<br />
İnceleme monitörlerinden, Dijital X-ray Dedektörüne kadar çeşitlilik<br />
gösteren en yeni medikal ürünlerinin tanıtıldığı ve deneyimlendiği etkinliğe<br />
çok sayıda iş ortağı katıldı.<br />
8 Kasım Perşembe günü, Hilton Bomonti Otel’de<br />
gerçekleştirilen etkinlikte, LG Electronics’in (LG) sağlık<br />
sektöründe Türkiye’de satışına başlayacağı ürünlerin tanıtımı<br />
gerçekleştirildi. Etkinlikte tanıtılan 8 MP ve 1.3 MP Klinik<br />
İnceleme Monitörleri, 8 MP ve FHD Cerrahi Monitörleri,<br />
Dijital X-Ray Dedektörü ve 3 MP Teşhis Monitörünün sunduğu<br />
inovatif konsept, etkinliğe katılan iş ortaklardan ve basın<br />
mensuplarından beğeni aldı.<br />
Etkinlikte açılış konuşmasını gerçekleştiren LG Türkiye IT,<br />
Medya ve B2B Ürünleri Bölüm Başkanı Jen Yong Lee,<br />
“LG Türkiye olarak, her zaman kullanıcılarımızın hayatlarını<br />
kolaylaştırmaya, onların hayatlarını daha pratik ve eğlenceli<br />
bir hale getirmeye yönelik ürünleri sizlerle buluşturduk.<br />
Bu pazarın daha da güçlenmesi için LG Türkiye olarak;<br />
yeni yatırımlarımıza devam ediyor, bu pazarda alanımızı<br />
güçlendirmek için elimizden geleni yapıyoruz. Şimdi de sağlık<br />
sektörüne fayda sağlayacak medikal ürünlerimizi pazara<br />
sunmaya hazırlanıyoruz. Bu kapsamda medikal ürünlerimizin<br />
de Türkiye’de satışına başlayacak olmamız büyük bir önem<br />
taşıyor.” dedi. Mr. Lee sözlerine şöyle devam etti:<br />
“LG Türkiye olarak şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra<br />
da yenilikçi ürünler geliştirmeye ve ürünlerimizi büyük bir<br />
hızla kullanıcılarla buluşturmaya devam edeceğiz.<br />
Her zaman daha kaliteli, insan hayatına fayda sağlayacak ve<br />
ihtiyaçları karşılayacak ürünler için tüm gücümüzle Ar-Ge<br />
çalışmalarımıza odaklanacağız.”Etkinlikte ürünlerin sunumu,<br />
LG Türkiye B2B Ürünleri Satış Sorumlusu Enver Kızılağaç<br />
tarafından gerçekleştirilerek ürünler hakkında detaylı bilgiler<br />
paylaşıldı.LG Türkiye B2B Ürünleri Satış Sorumlusu Enver<br />
Kızılağaç “Bugün tanıttığımız medikal ürünlerimiz bizler için<br />
büyük önem taşıyor. Tasarımları, rahat kullanılabilirliği ve<br />
üstün özellikleriyle yeni ürünlerimizin sektöre yeni bir nefes<br />
getireceğine inancımız tam.Bu sene ilk kez Türkiye pazarına<br />
sunulan medikal ürünlerin başta kalitesi olmak üzere<br />
yenilikçi teknolojisiyle de göz dolduracağını düşünüyoruz.<br />
Ürün gamımızda şuan için Klinik İnceleme Monitörleri,<br />
Teşhis Monitörü, Cerrahi Monitörler ve Dijital X-ray<br />
Dedektörü bulunuyor. <strong>Medikal</strong> ürünlerimizle, LG olarak Türk<br />
kullanıcıların hayatlarını sağlık anlamında da kolaylaştırmaya<br />
devam edeceğiz.” dedi. LG medikal ürünleri Stanford<br />
Üniversitesi Hastanesi, Wonkwang Universitesi Hastanesi,<br />
Egas Moniz Hastanesi, Wonkwang Üniversitesi Hastanesi, CK<br />
Birla IASO (Genel Doğum ve Jinekoloji Kliniği) gibi dünyanın<br />
her yerindeki hastanelerde kullanılıyor.<br />
<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>
52<br />
Prematüre bebek sayısı artıyor<br />
Survivor bebeklerin büyük<br />
mücadelesi!<br />
Dünya Prematüre Günü dolayısıyla Acıbadem<br />
Kadıköy Hastanesi Neonatoloji (Yenidoğan Bilimi)<br />
Uzmanı Doç. Dr. Atalay Demirel Acıbadem Kadıköy<br />
Hastanesi’nde doğmuş prematüre bebekler ve aileleriyle bir<br />
kutlamada bir araya geldi.<br />
Değişen koşullar nedeniyle erken doğumların giderek<br />
daha fazla görülmeye başladığını belirten Doç. Dr. Atalay<br />
Demirel survivor bebeklerin zorlu yolculuğunda ailelerinin<br />
yanı sıra hemşireler ve doktorlar da tam anlamıyla<br />
seferber olduklarını da ifade etti.<br />
Ülkemizde her yıl yaklaşık 1 milyon 300 bin doğum<br />
gerçekleşiyor ve bu doğumların yüzde 10’unundan daha<br />
çoğunu 37 haftadan önce doğan prematüre bebekler<br />
oluşturuyor. Kimi yalnızca 900 gram doğan, kimi annesi<br />
henüz hamileliğinin 28. haftasındayken dünyaya gözlerini<br />
açan bu bebekler, normal bebeklerden farklı olarak çok<br />
daha fazla zorlukla mücadele etmek zorunda kalıyorlar.<br />
Beşinci tüp bebek denemesiyle 37 yaşında anne olan<br />
Zeynep İnal, hamileliğinin 25. haftasındaki kontrolünde<br />
açılma olduğu görülünce Acıbadem Kadıköy Hastanesi’nde<br />
ameliyata alınmış. Ameliyat sonrası 28 gün hastanede<br />
kalan İnal, hamileliği 28 hafta 6 günlükken 35 cm<br />
boyunda ve 1.500 gram ağırlığında bir erkek bebek<br />
dünyaya getirmiş. Bugün kronolojik olarak 13 aylık,<br />
düzeltilmiş yaşa göre 10 aylık sağlıklı bir bebek olan ve<br />
halen düzenli kontrolleri devam eden Mustafa Alperen,<br />
doğumdan hemen sonra alındığı yoğun bakımdaki 65 günlük<br />
süre içerisinde solunum yapmayı unutmaktan (apne) kalp<br />
atışlarının durmasına ve beyin kanaması riskine kadar birçok<br />
şeyi atlatmış.<br />
<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>
54<br />
“Minik oğlumuz tam bir savaşçıydı!”<br />
“Prematüre ebeveynleri olarak ilk öğrendiğimiz şey şuydu:<br />
Prematüre bebeklerin iki günü iyi, bir günü kötü. Oğlumuz<br />
tam bir savaşçıydı, survivor’dı ve ondan umudu hiç kesmedim.<br />
Doktorumuz Atalay Bey ve tüm ekip hem oğlumuzu yaşattı<br />
hem de bize unutulmaz bir destek verdi” diyen Zeynep İnal,<br />
bebeğini ilk kez 35 günlükken kucağına alabildiğini ve bu süre<br />
içerisinde kuvözü öperek bebeğiyle özlem giderdiğini gözleri<br />
dolarak anlatıyor. Küçük Mustafa 3 yaşına kadar devam<br />
edecek bir tiroit tedavisi görmenin dışında şu anda tamamen<br />
sağlıklı bir çocuk.<br />
“50 günden fazla yoğun bakımda kaldı!”<br />
İstanbul Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji Bölümü’nde çalışan<br />
ve eşi de doktor olan Dr. Sabiha Günel de, 14 yıllık bebek<br />
bekleyişlerinin 9. gebelikte başarıya ulaştığını ancak ikiz<br />
kızlarından birinin 960, birinin de 995 gram ağırlıkla 28 hafta<br />
3 günlük hamileyken doğduğunu anlatarak başlıyor söze.<br />
45 yaşında anne olduğunu söyleyen Dr. Günel, bugün 4<br />
yaşında olan çocuklarının 50 günden fazla yoğun bakımda<br />
kaldığını belirterek “3 ayı geçen tek gebeliğim kızlarım Ece<br />
ve İlke’ye hamileliğim oldu. 16 kez tüp bebek denedik, arada<br />
kendiliğinden gelişen hamileliklerim de oldu ama hiçbiri 3<br />
ayı geçemedi” diyor. Ece’nin 50, İlke’nin ise 52 gün yoğun<br />
bakımda kaldığını söyleyen Günel, hastaneden çıkışlarını,<br />
“Bir bayram tatilinde doktorlar bize Ece’yi vererek eve<br />
gidebileceğimizi, İlke’yi ise birkaç hafta sonra alabileceğimizi<br />
söylediler. Biz İlke’yi almadan gitmek istemedik. İlke bunu<br />
duydu ve o günkü kötü tablosu bir anda iyiye gitmeye başladı,<br />
çok hızla toparlandı. İnanılmaz bir şeydi. Hep beraber<br />
hastanede kaldık ve 10 gün sonra dördümüz birlikte evimize<br />
döndük” şeklinde anlatıyor.<br />
(Yenidoğan Bilimi) Uzmanı Doç. Dr. Atalay Demirel, bebek<br />
sahibi olmaya karar verdiğinde hemen kadın doğum<br />
doktoruna başvurması gerektiğinin altını çiziyor. Kadınların<br />
ve ailelerin demir, folik asit gibi takviyelere başlamaktan<br />
doğum öncesi sorun çıkarabilecek enfeksiyonların tedavisini<br />
yaptırmaya kadar her şeyi kontrol altına aldığını vurgulayan<br />
Doç. Dr. Atalay Demirel, “Bazı kadınlarımız ve aileler bebek<br />
sahibi olacakları zaman çok bilinçli davranıyorlar. Böylece<br />
erken doğuma sebebiyet verebilecek rahatsızlıkları ya da<br />
riskleri var ise düzenli gebelik kontrollerinde bunların görülüp<br />
önlem alınması mümkün olabiliyor. Bu bize bebeğin anne<br />
karnında geçirdiği süreyi bazen haftalarca uzatma şansı<br />
tanıyor” diyor.<br />
“En iyi bakım anne karnındaki bakım”<br />
Erken doğma riski bulunan bebeklerin anne karnında<br />
geçirdikleri her bir günün yaşam şanslarını yüzde 1 ila<br />
1,5 oranında artırdığını belirten Doç. Dr. Atalay Demirel,<br />
bebeğin yaşam şansının anne karnında geçirdiği hafta ile<br />
doğru orantılı olarak yükseldiğini vurguluyor. “Gebeliğin 27.<br />
haftasından sonra doğan bebeklerde yaşam şansı yüzde<br />
90’lara kadar çıkabiliyor. 27 haftanın altında, 26-27 haftalık<br />
bebeklerde yüzde 50’li, hatta 60’lı oranları yakalayabiliyoruz.<br />
Ancak 26 haftanın ya da ağırlık olarak 600 gramın altında<br />
doğan bebeklerde bu oran ciddi olarak azalıyor” diyen Doç. Dr.<br />
Atalay Demirel, “Biz en iyi bakımın anne karnında olduğunu<br />
biliyoruz. O yüzden kadın doğum uzmanlarımız bebeklerin<br />
anne karnında geçirdiği süreyi mümkün olduğunca uzatmaya<br />
çalışıyorlar” şeklinde konuşuyor.<br />
“Hamilelik takibi çok önemli!”<br />
Prematüre bebek sayısının, doğum yapma yaşının ilerlemesi,<br />
tüp bebek tedavisinin yaygınlaşması ve buna bağlı olarak<br />
çoğul gebeliklerde artış görülmesi gibi nedenlerle artıyor<br />
olduğunu kaydeden Acıbadem Kadıköy Hastanesi Neonatoloji<br />
<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>
Digitur Turizm Yatırım Dış Tic. Ltd. Şti.<br />
GÜMÜSSUYU MAH. AGACIRAGI SOK. NO: 3 /10<br />
BEYOGLU - 34437 ISTANBUL-TURKEY<br />
TEL: +90-212-2447879 Pbx / FAX: +90-212-2516240<br />
E-Mail: bilgi@digitur.com.tr<br />
Arab Health 2019<br />
28.01.2019 – 31.01.2019<br />
Dubai / BAE<br />
Uluslararası <strong>Medikal</strong> ve Sağlık Fuarı<br />
Bu muazzam fuarı Digitour farkı ile yaşayın...<br />
Fuara 15 km, Fuar Transferli<br />
Çift kişilik oda kişi başı 770 $<br />
Tek kişilik oda fiyatı 950 $<br />
AIR ARABIA Uçuş Detayları<br />
27.01.2019 => Sabiha Gökçen (00:35)–(05:35) Sharjah<br />
31.01.2019 => Sharjah (19:45)–(23:40) Sabiha Gökçen<br />
Fiyatlara Dahil Olan Hizmetlerimiz: *Gidiş-Dönüş Uçak Bileti ve Alan Vergileri *Otellerde 4 gece Oda/Açık Büfe Kahvaltı<br />
Konaklama ve vergiler *Havaalanı-Otel-Havaalanı Arasındaki Transferler *Fuar Günlerinde Sabah ve Aksam Fuar<br />
Transferleri *Günlük Tourism Dirham (5 yıldız için 20AED, 4 yıldız için 15AED, 3 yıldız için 10AED) *24 Saat Digitur<br />
Turizm Acil Yardım Telefonu Fiyatlara Dahil Olmayan Hizmetler: *Vize Ücretleri, Ekstra Turlar (Aksam Yemekli Safari<br />
Turu 75 USD), Fuar Giriş Kartları, *Tur Boyunca Öğle ve Akşam Yemekleri<br />
A - 5965<br />
DIGITALTOUR TOURISM & TRAVEL AGENCY<br />
bir Digitur Turizm Yatırım Dış Tic. Ltd. Şti. kuruluşudur
Digitur Turizm Yatırım Dış Tic. Ltd. Şti.<br />
GÜMÜSSUYU MAH. AGACIRAGI SOK. NO: 3 /10<br />
BEYOGLU - 34437 ISTANBUL-TURKEY<br />
TEL: +90-212-2447879 Pbx / FAX: +90-212-2516240<br />
E-Mail: bilgi@digitur.com.tr<br />
Arab Health 2019<br />
28.01.2019 – 31.01.2019<br />
Dubai / BAE<br />
Uluslararası <strong>Medikal</strong> ve Sağlık Fuarı<br />
Bu muazzam fuarı Digitour farkı ile yaşayın...<br />
PAKET SEÇENEKLERİMİZ THY ile 4 Gece<br />
İbis Styles Jumeirah ***<br />
Fuara Mesafe: 2 Km<br />
Ramada Jumeirah ****<br />
Fuara Mesafe: 1800 Metre<br />
Byblos Marina Hotel JBR ****Superior<br />
Fuara Mesafe: 20 Km Metro: 150 M (Fuar Transferlidir)<br />
Carlton Downtown Hotel ****<br />
Fuara Mesafe : 2 Km Metro: 200 M<br />
Rove Trade Center ****<br />
Fuara Mesafe : 1 Km<br />
Ibis One Central ***<br />
Fuar Alanının İçindedir<br />
THY Uçuş Detayları<br />
27.01.2019 => TK 762 İstanbul (01:25)–(06:50) Dubai<br />
01.02.2019 => TK 761 Dubai (02:40)–(06:45) İstanbul<br />
THY İLE<br />
Çift kişilik oda kişi başı 1190 $<br />
Tek kişilik oda fiyatı 1490 $<br />
Çift kişilik oda kişi başı 1350 $<br />
Tek kişilik oda fiyatı 1770 $<br />
Çift kişilik oda kişi başı 1430 $<br />
Tek kişilik oda fiyatı 1770 $<br />
Çift kişilik oda kişi başı 1450 $<br />
Tek kişilik oda fiyatı 1850 $<br />
Çift kişilik oda kişi başı 1590 $<br />
Tek kişilik oda fiyatı 2250 $<br />
Çift kişilik oda kişi başı 1690 $<br />
Tek kişilik oda fiyatı 2450 $<br />
Fiyatlara Dahil Olan Hizmetlerimiz:<br />
*İstanbul’dan Gidiş-Dönüş Uçak Bileti ve Alan Vergileri<br />
*Otellerde Oda/Açık Büfe Kahvaltı Konaklama<br />
*Havaalanı-Otel-Havaalanı Arasındaki Transferler<br />
*Fuar Günlerinde Sabah ve Aksam Fuar Transferleri (Byblos Marina için)<br />
*Günlük Tourism Dirham (5 yıldız için 20AED, 4 yıldız için 15AED, 3 yıldız için 10AED)<br />
*24 Saat Digitur Turizm Acil Yardım Telefonu<br />
Fiyatlara Dahil Olmayan Hizmetler:<br />
*Vize Ücretleri, Ekstra Turlar (Aksam Yemekli Safari Turu 75 USD), Fuar Giriş Kartları<br />
*Tur Boyunca Öğle ve Akşam Yemekleri<br />
DİĞER ŞEHİRLERİN BAĞLANTI UÇUŞLARI, FARKLI OTEL ve<br />
TARİH SEÇENEKLERİNİ SORUNUZ!!!<br />
A - 5965<br />
DIGITALTOUR TOURISM & TRAVEL AGENCY<br />
bir Digitur Turizm Yatırım Dış Tic. Ltd. Şti. kuruluşudur
58<br />
Memorial Bahçelievler Hastanesi Kardiyoloji Bölümü’nden Uz. Dr. Gülsüm Bingöl<br />
Kadınlarda<br />
kalp damar<br />
hastalıklarına<br />
karşı 8 önlem<br />
Koroner arter tıkanıklıkları, felç, kalp krizi<br />
gibi rahatsızlıklar açısından riskli grupta<br />
yer alan kadınlarda, düzensiz yaşam ve<br />
kontrollerin ihmal edilmesi gibi nedenlerle<br />
bu risk daha da artıyor. Erkeklerde<br />
daha çok görüldüğü düşünülse de, kalp<br />
hastalıkları, kadınlar arasında da hızla<br />
yaygınlaşıyor. Yaşam kayıpları açısından<br />
dünya istatistiklerine bakıldığında ise<br />
kadınların yaklaşık üçte birinin kalpdamar<br />
hastalıkları nedeniyle hayatını<br />
kaybettiği görülüyor.<br />
8 precaution<br />
against<br />
cardiovascular<br />
diseases in women<br />
After 40 years of age, a woman has a 50<br />
percent risk of being diagnosed with any<br />
cardiovascular disease during her lifetime.<br />
This suggests that after the age of 40, one<br />
out of every two women will experience<br />
heart disease, aortic enlargement, or<br />
paralysis-like cardiovascular disease. Dr.<br />
Gulsum Bingol, Memorial Bahcelievler<br />
Hospital Cardiology Department,<br />
informs about the ways of protection from<br />
cardiovascular diseases in women.<br />
<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>
59<br />
Koroner arter tıkanıklıkları, felç, kalp krizi gibi<br />
rahatsızlıklar açısından riskli grupta yer alan kadınlarda,<br />
düzensiz yaşam ve kontrollerin ihmal edilmesi gibi<br />
nedenlerle bu risk daha da artıyor. Erkeklerde daha<br />
çok görüldüğü düşünülse de, kalp hastalıkları, kadınlar<br />
arasında da hızla yaygınlaşıyor. Yaşam kayıpları<br />
açısından dünya istatistiklerine bakıldığında ise<br />
kadınların yaklaşık üçte birinin kalp-damar hastalıkları<br />
nedeniyle hayatını kaybettiği görülüyor.<br />
Kalp damar sağlığınızı korumak için bu önerilere kulak<br />
verin<br />
Kadınlarda genel ve cinsiyete özel birtakım risk<br />
faktörleri nedeniyle kalp-damar hastalıklarına bağlı<br />
ölüm oranları erkeklere göre daha fazla olsa da<br />
alınabilecek önlemlerle bu risk azaltılabilmektedir.<br />
• Kalp damar hastalıklarının kadınlarda başlıca ölüm<br />
nedeni olduğu konusunda farkındalık artırılmalı ve<br />
gerekli önlemler alınmalıdır.<br />
• Sigara tüketimi; kadınlarda, erkeklere oranla kalp krizi<br />
riskini daha fazla artırmaktadır. Erkeklerde risk üç kat<br />
iken kadınlarda beşe yükselmektedir. Sigara mutlaka<br />
bırakılmalı, içilen ortamlarda bulunulmamalıdır.<br />
• Aşırı kilo da kalp hastalığı riskini artıran faktörlerden<br />
biridir. Özellikle bel çevresinin kadınlarda 80 cm’nin<br />
altında olması gerekmektedir.<br />
• Sağlıklı beslenmek ve düzenli egzersiz yapmayı yaşam<br />
tarzı haline getirerek en az haftada beş gün ve en az 30-<br />
45 dakika yürüyüş yapmak önem taşımaktadır.<br />
• Diyabet, yüksek tansiyon ve yüksek kolesterol gibi<br />
kalp-damar sağlığını negatif etkileyen risk faktörleriyle<br />
mücadele etmek gerekmektedir.<br />
• Doğum kontrol hapı kullanan kadınların sigara içmesi<br />
halinde kalp krizi riski belirgin oranda artmaktadır.<br />
Uzman kontrolünde buna yönelik önlemler alınmalıdır.<br />
• Gebeliği döneminde hipertansiyon ve diyabet gelişen<br />
kadınlar doğum sonrasında yakından izlenmeye devam<br />
edilmelidir.<br />
• Özellikle menopoz sonrası kalp damar hastalıkları<br />
artış gösterdiğinden kontrol programları ihmal<br />
edilmemelidir.<br />
This risk is increased due to reasons such as irregular<br />
life and neglect of controls in women who are at risk<br />
for coronary artery congestion, stroke, and heart attack.<br />
Although it is thought to be more common in men, heart<br />
diseases are becoming more common among women.<br />
When the world statistics are examined in terms of life<br />
losses, it is seen that approximately one third of the women<br />
died due to cardiovascular diseases.<br />
Observe these recommendations to protect your heart rate<br />
Due to a number of women in general and gender-specific<br />
risk factors for cardiovascular disease in the mortality rates<br />
of these risks can be reduced through more than men,<br />
though precautions to be taken.<br />
• Awareness should be increased and necessary measures<br />
should be taken to ensure that cardiovascular diseases are<br />
the main cause of death in women.<br />
• In addition , it increases the risk of heart attack more than<br />
men.The risk in men is three times, but the risk of women<br />
has increased to five. Sigara mutlaka bırakılmalı, içilen<br />
ortamlarda bulunulmamalıdır.Cigarette must be given up,<br />
should not be in the environment people smoking.<br />
• Excess weight is also one of the factors that increase the<br />
risk of heart disease is. Özellikle bel çevresinin kadınlarda<br />
80cm’nin altında olması gerekmektedir.Notably in the waist<br />
circumference of women must be less than 80 cm.<br />
• Making healthy diet and regular exercise lifestyle by at<br />
least haftadabeş gün vefive days a week and en az30-45<br />
dakika yürüyüş yapmak önem taşımaktadır.it is important<br />
to do a walk of at least 30-45 daily .<br />
• Need to combat the negative effects of risk factors such<br />
as diabetes, high blood pressure and high cholesterol for<br />
cardiovascular health.<br />
• The risk of heart disease increases significantly in women<br />
who smoke a contraceptive pill. Measures should be taken<br />
in the expert control.<br />
• Women who develop hypertension and diabetes during<br />
pregnancy should be followed up closely after birth.<br />
• In particular, it should not be neglected control programs<br />
that increase cardiovascular disease especially after<br />
menopause.<br />
<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>
60<br />
Türkiye’deki ilk ofisini<br />
İstanbul’da açan Align<br />
Technolgy, Türkiye diş<br />
sağlığı pazarına verdiği<br />
önemi kanıtladı<br />
Align Technology Proves Its<br />
Commitment to the Turkish<br />
Dental Care Market With<br />
The First Local Office in<br />
Istanbul<br />
Ar-Ge alanındaki 21 yılı<br />
aşkın deneyimi, 800’ü<br />
aşkın aktif patenti ve<br />
dünyanın en büyük 3D<br />
baskı operasyonuyla, bugüne<br />
kadar dünya genelinde 5,8<br />
milyondan fazla kişinin hak<br />
ettiği gülüşü yakalamasına<br />
destek olan Align Technolgy,<br />
İstanbul’da açtığı yeni ofisiyle<br />
küresel varlığını daha da<br />
güçlendirmeye kararlı.<br />
Having helped over 5.8<br />
million patients worldwide<br />
get the smile they deserve<br />
with over 21 years of<br />
research & development,<br />
800+ active patents and the<br />
world’s largest 3D printing<br />
operation, Align Technology<br />
is committed to expanding<br />
its global presence with<br />
the newly opened office in<br />
Istanbul, Turkey.<br />
Dünyanın en gelişmiş şeffaf diş plak sistemi Invisalign®’ın ve, ortodontik ve<br />
restoratif diş hekimliği uygulamalarına yönelik ağız içi tarayıcısı iTero®’nun<br />
tasarımını, üretimini ve pazarlanmasını üstlenen küresel bir tıbbi cihaz<br />
şirketi olan Align Technology Inc. (NASDAQ: ALGN), Türkiye’deki ilk ofisini<br />
İstanbul’da açarak hizmet ağını daha da genişletti. Dünya genelinde tedavi<br />
gören 5,8 milyon hastası ve kişiye özel üretilen şeffaf plaklarıyla Invisalign<br />
tedavisi, diş düzeltme işlemine yönelik modern ve dijital temelli bir yaklaşım<br />
sunuyor. Dijital tedavi planlamasını ve kişiye özel yaklaşımı, biyomekanik<br />
prensiplere dayalı mühendislikle birleştiren Invisalign teknolojisi küresel<br />
çapta ortodonti sektöründe devrim oluşturdu. Align Technology tarafından<br />
geliştirilen ve 1999 yılında kullanıma sunulan Invisalign şeffaf plakları diş<br />
sağlığı profesyonellerinin ve hastaların hayatlarını dönüştürmeye devam<br />
ediyor ve Invisalign eğitimi alan diş hekimleri tarafından dünya çapında<br />
100’den fazla ülkede kullanılıyor.<br />
Dünyanın en gelişmiş şeffaf diş plak sistemi<br />
Invisalign®’ın ve, ortodontik ve restoratif<br />
diş hekimliği uygulamalarına yönelik ağız içi<br />
tarayıcısı iTero®’nun tasarımını, üretimini ve<br />
pazarlanmasını üstlenen küresel bir tıbbi cihaz<br />
şirketi olan Align Technology Inc. (NASDAQ:<br />
ALGN), Türkiye’deki ilk ofisini İstanbul’da<br />
açarak hizmet ağını daha da genişletti. Dünya<br />
genelinde tedavi gören 5,8 milyon hastası ve<br />
kişiye özel üretilen şeffaf plaklarıyla Invisalign<br />
tedavisi, diş düzeltme işlemine yönelik modern<br />
ve dijital temelli bir yaklaşım sunuyor. Dijital<br />
tedavi planlamasını ve kişiye özel yaklaşımı,<br />
biyomekanik prensiplere dayalı mühendislikle<br />
birleştiren Invisalign teknolojisi küresel çapta<br />
ortodonti sektöründe devrim oluşturdu. Align<br />
Technology tarafından geliştirilen ve 1999<br />
yılında kullanıma sunulan Invisalign şeffaf<br />
plakları diş sağlığı profesyonellerinin ve<br />
hastaların hayatlarını dönüştürmeye devam<br />
ediyor ve Invisalign eğitimi alan diş hekimleri<br />
tarafından dünya çapında 100’den fazla ülkede<br />
kullanılıyor.<br />
<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>
61<br />
Align Technology Avrupa,<br />
Ortadoğu ve Afrika Kıdemli Başkan<br />
Yardımcısı ve Genel Müdürü Simon<br />
Beard şunları söyledi: “Türkiye<br />
diş sağlığı pazarı hızla büyüyen<br />
ve gelişen bir pazar. Bu büyümeyi<br />
destekleyecek yeni kaynaklar<br />
oluşturacağınız ve şeffaf plaklar<br />
ve dijital ortodonti konusundaki<br />
liderliğimizi daha da genişletme<br />
olanağı bulacağımız için son<br />
derece heyecanlıyız. Align’in<br />
tescilli SmartTrack® malzemesi,<br />
SmartForce® özellikleri ve SmartStage teknolojisi gibi benzersiz<br />
unsurlarıyla daha öngörülebilir diş hareketlerine ulaşmak için<br />
tasarlanan Invisalign sistemi, diş hekimlerinin hastalarına rahat<br />
ve hayat değiştiren bir tedavi deneyimleri sunarak mükemmel<br />
klinik sonuçlar elde etmelerini sağlıyor.”<br />
“The Turkish dental care market<br />
is a rapidly growing and evolving<br />
market, and we are excited to be<br />
adding dedicated resources to<br />
support that growth and extend<br />
our leadership in clear aligners and<br />
digital orthodontics. The Invisalign<br />
system, with its unique elements,<br />
such as Align`s proprietary<br />
SmartTrack® material, SmartForce®<br />
features and SmartStage<br />
technology was designed to achieve<br />
more predictable teeth movements<br />
and enables dental professionals achieve great clinical<br />
results, delivering comfortable, life-changing treatment<br />
experiences to the patients,” said Simon Beard, Align<br />
Technology senior vice president and managing director for<br />
EMEA.<br />
Invisalign sistemi<br />
Her hastanın benzersiz gülümsemesi için özel olarak üretilen<br />
Invisalign sistemi, doktor tarafından belirlenen bir tedavi planı<br />
ışığında şeffaf plaklardan faydalanarak diş çapraşıklıklarını<br />
düzeltir. Basit bir plastik parçasından çok daha fazlasını sunan her<br />
Invisalign şeffaf plak, tescilli sanal modelleme yazılımı ClinCheck,<br />
hızlı üretim süreçleri, özelleştirilmiş üretim ve özel olarak<br />
tasarlanmış tescilli malzemelerin kombinasyonunu temsil eder.<br />
Invisalign şeffaf plakları, genel diş hareketinin öngörülebilirliğini<br />
%75’ten yüksek oranda artıran tescilli SmartTrack® malzemeden<br />
üretilir.<br />
Invisalign portföyü bir yandan yetişkinler için özel tedavi<br />
özellikleri sunarken, bir yandan da genç hastalara yönelik<br />
‘Invisalign Comprehensive Mandibular Advancement’ ve diş yapısı<br />
henüz sabitlenmemiş daha genç hastalara yönelik Invisalign<br />
First ile her yaştan hastaya hitap eder. Tedavi seçenekleri basit<br />
çapraşıklıkların düzeltilmesinden karmaşık vakalara ve tedavi<br />
sonrası koruma uygulamalarına kadar uzanır.<br />
The Invisalign system<br />
Custom-made for each patient’s unique smile, the<br />
Invisalign system straightens teeth using a series of<br />
clear plastic aligners based on a doctor-prescribed 3D<br />
treatment plan. More than just a simple piece of plastic,<br />
every Invisalign clear aligner represents a combination of<br />
proprietary virtual modeling software, called ClinCheck,<br />
rapid manufacturing processes and mass customization,<br />
and specially engineered proprietary material.Invisalign<br />
clear aligners are made of proprietary SmartTrack material,<br />
which provides greater than 75% improvement in overall<br />
tooth movement predictability*.<br />
Current Invisalign portfolio features dedicated treatment<br />
features for adults, as well as Invisalign Comprehensive<br />
with Mandibular Advancement for teenage patients and<br />
Invisalgin First for younger patients with early mixed<br />
dentition. Treatment options range from simple alignment<br />
to complex movements to post-treatment retention.<br />
iTero tarayıcı ve hizmetler<br />
iTero Element ağız içi tarayıcı, hasta deneyimini iyileştirerek<br />
ve klinik sonuçların doğruluğunu artırarak bugünün diş sağlığı<br />
uygulamalarını geleceğe taşıyor. iTero’nun paralel konfokal<br />
görüntüleme teknolojisi, optik ve lazer tarama tekniklerini<br />
kullanarak en doğru sonuçları renkli olarak sunar. Tam ağız içi<br />
taramaları 60 saniye kadar kısa bir sürede tamamlanabilir. iTero<br />
Elements, yenilikçi teknolojisi sayesinde hem ortodontik hem de<br />
restoratif diş hekimliği uygulamalarına güç kazandırır. Restoratif<br />
ve ortodontik laboratuvarlara, üçüncü taraf tedavi planlarına,<br />
özel implant desteklerine ve lab<br />
CAD/CAM sistemlerine bağlanabilir.<br />
Taşınabilir, güçlü ve kullanıcı dostu bir<br />
şekilde tasarlanan bu dijital inovasyon,<br />
uygulamaları dönüştürür ve diş<br />
hekimlerinin daha iyi bir uygulamayı<br />
mümkün kılmasına olanak tanır.<br />
iTero scanner & services<br />
The iTero Element intraoral scanner propels today’s dental<br />
practice into the future by enhancing the patient experience<br />
and elevating clinical precision. Its parallel confocal imaging<br />
technology uses optical and laser scanning to achieve<br />
accurate scans in color. Full arch scans can be taken in as<br />
little as 60 seconds**. iTero Elements empower practices in<br />
both orthodontic and restorative dentistry with its innovative<br />
technology. It connects to restorative and orthodontic labs,<br />
third-party treatment planning, custom implant abutment,<br />
chairside milling and lab CAD/CAM systems. Engineered<br />
to be portable, powerful and intuitive, it is digital innovation<br />
that is transforming practices and helping practitioners<br />
visualize a better practice.<br />
* Compared to off-the-shelf, single layer 0.30in<br />
**Scan times vary and depend on individual experience. Data<br />
on file at Align Technology.<br />
<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>
62<br />
Şeffaf<br />
Aparey<br />
tedavisinin<br />
7 püf<br />
noktası<br />
7 important<br />
point of<br />
clear<br />
Aligner<br />
Treatment<br />
Dr. Sinem Taslan Ceylanoğlu<br />
Metal diş tellerine alternatif<br />
şeffaf aparey tedavisi gün<br />
geçtikçe daha fazla hasta<br />
tarafından tercih ediliyor. Peki<br />
bu tedaviyi tercih edecek olan<br />
hastalar nelere dikkat etmeli,<br />
tedavi için nasıl bir yol haritası<br />
izlemeli? Ortodonti Uzmanı<br />
Dr. Sinem Taslan Ceylanoğlu<br />
tedavinin püf noktalarını<br />
açıkladı.<br />
The alternative treatment of metal braces is more<br />
and more patients are preferred by the patient.<br />
What are the patients who would prefer this<br />
treatment, what should be considered, and how<br />
should they follow a road map for treatment?<br />
Orthodontics Specialist Dr. Sinem Taslan<br />
Ceylanoglu explained the tricks of treatment.<br />
Clear aligners are among the most important<br />
orthodontic treatments.<br />
Şeffaf apareyler ortodontik tedavilerin olmazsa<br />
olmazları arasına girdi. Özellikle erişkin yaştaki<br />
ortodonti hastalarının sayısının artmasıyla birlikte<br />
daha estetik tedavi yöntemleri tercih ediliyor.<br />
Hastaların şeffaf apareylere yönelik ilgisi hakkında<br />
konuşan Ortodonti ve Orthero Uzmanı Dr. Sinem<br />
Taslan Ceylanoğlu, “Gelişen teknolojiyle birlikte<br />
insanlar artık ortodontik tedavilere daha çok<br />
yönelirken, estetik açıdan daha konforlu tedavileri<br />
tercih ediyor. Bu tedaviler arasında ise en çok<br />
şeffaf apareyler ilgi görüyor. Endikasyonların<br />
doğru konulması şartıyla, günümüzde çok geniş bir<br />
yelpazede şeffaf aparey tedavisini uygulayabiliyoruz”<br />
dedi. Şeffaf apareylerin şeffaf ve takıp-çıkarılabilen<br />
ürünler olduğu için hastalara büyük bir kullanım<br />
kolaylığı da sunduğunu belirten Dr. Ceylanoğlu,<br />
“Ağız içinde görünmediği için hastalar günün her<br />
saati ve her ortamda rahatlıkla şeffaf apareylerini<br />
kullanabiliyor. Ama her ortodontik tedavide olduğu<br />
gibi şeffaf aparey tedavisinde de hastaların dikkat<br />
etmesi gereken, diş hekimlerine mutlaka danışmaları<br />
gereken konular var” diye konuştu.<br />
Especially with the increasing number of orthodontic<br />
patients in adult age, more aesthetic treatment<br />
methods are preferred. Orthodontics and ORTHERO<br />
Specialist Dr. Sinem Taslan Ceylanoğlu, ‘With the<br />
developing technology, people are now more oriented<br />
to orthodontic treatments and prefer aesthetically<br />
more comfortable treatments. Among these<br />
treatments, clear aligners are the most popular.<br />
Provided that the indications are correct, we are<br />
able to apply a wide range of clear aligner treatment<br />
today. Clear Aligners are transparent and can be<br />
removed and removable products. Since it does not<br />
appear in the mouth, patients can easily use their<br />
transparent appliances at any time of the day and<br />
in any environment. But, as with any orthodontic<br />
treatment, there are some subjects that patients<br />
should be aware of in the treatment of clear aligners.<br />
<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>
63<br />
Dr. Ceylanoğlu şeffaf aparey tedavisinin püf noktalarını şöyle<br />
sıraladı;<br />
• Şeffaf aparey tedavisini başlamayı düşünen hastalar öncelikle iyi bir<br />
ortodonti uzmanı tercih<br />
etmeli.<br />
• Şeffaf aparey<br />
tedavisinde hastalar<br />
doğru bir tedavi planı<br />
yapıldığından emin<br />
olmalı. Yanlış bir<br />
planlama yapılırsa<br />
hatanın ortaya çıkması<br />
çok uzun zaman alır ve<br />
tedavi sekteye uğrar.<br />
• Hastalar tedaviye<br />
başlamadan önce diş<br />
hekimlerinden dişlerinin<br />
3D simülasyonunu<br />
istemeli. Bu<br />
simülasyon, tedavinin<br />
en başında dişlerin<br />
tedavi sonundaki<br />
halini gösterir. Dişlerin<br />
tedavi sonrasındaki<br />
pozisyonlarını<br />
gören hastalar<br />
daha bir büyük<br />
motivasyonla<br />
tedavilerine devam<br />
eder.<br />
• Vakaya göre<br />
değişmek ile<br />
birlikte basit<br />
çapraşıklık<br />
vakalarında şeffaf<br />
aparey tedavisi<br />
3-4 ay içerisinde<br />
tamamlanabiliyor.<br />
Hastalar, diş<br />
hekimlerine<br />
tedaviye<br />
başlamadan önce,<br />
kaç plakla ve<br />
ne kadar sürede<br />
tedavi olacaklarını<br />
mutlaka danışmalı.<br />
• Şeffaf aparey<br />
tedavisi ortodontik<br />
tedavi unsurlarını<br />
içerisinde<br />
barındırır. Bu sebeple tedavinin başarısı düzenli kullanıma bağlıdır. Şeffaf<br />
apareylerin günde 20-22 saat takılması gerekir ve her plak iki haftada bir<br />
değiştirilir.<br />
• Eskiden şeffaf apareyler yurt dışından geliyordu. Hastalar, sistemin<br />
ağır işlemesinden kaynaklı sorunlar ile karşılaşabiliyordu. Artık şeffaf<br />
aparey üreten yerli markalar sayesinde tedavi süreci çok daha hızlı<br />
ve ucuz bir şekilde çözümlenebiliyor. Hastaların, tercih ettikleri şeffaf<br />
aparey markasının kaç hastayı tedavi ettiğini, yüzde kaç oranında başarıya<br />
ulaştığını sorgulaması gerekir.<br />
• Hastalar; güvenilir, sağlığı zararı olmayan materyallerden üretilen şeffaf<br />
apareyleri tercih etmeli.<br />
Dr. Ceylanoğlu listed the tips of the<br />
clear aligner treatment as follows;<br />
• Patients who intend to start a clear<br />
aligner therapy should first prefer an<br />
orthodontic specialist.<br />
• In the treatment of clear aligner,<br />
patients should be sure that a correct<br />
treatment plan is made. If a wrong<br />
planning is made, it takes a very long time<br />
for the error to occur and treatment is<br />
interrupted.<br />
• Patients should ask the dentists for<br />
3D simulation of their teeth before<br />
starting treatment. This simulation, at<br />
the beginning of the treatment shows the<br />
teeth at the end of treatment. Patients<br />
who see the position of the teeth after<br />
treatment continue their treatment with a<br />
great motivation.<br />
• In simple cases of irregularity, the<br />
treatment of clear aligners can be<br />
completed within 3-4 months. Patients<br />
should consult with the dentists<br />
before starting the<br />
treatment, how many<br />
plates and how long<br />
they will be treated.<br />
• Clear Aligner<br />
therapy includes<br />
orthodontic<br />
treatment. Therefore,<br />
the success of the<br />
treatment depends on<br />
the regular use. Clear<br />
Aligner need to be<br />
worn for 20-22 hours<br />
a day and each plate<br />
is replaced every two<br />
weeks.<br />
• In the past, clear<br />
aligners came from<br />
abroad to the Turkey.<br />
Patients were able<br />
to face problems<br />
due to the severe<br />
functioning of the<br />
system. Thanks to<br />
the domestic brands<br />
such as ORTHERO<br />
that now produce transparent apparatus,<br />
the treatment process can be solved<br />
in a much faster and cheaper way. The<br />
patients should question the number<br />
of patients who prefer the clear aligner<br />
brand and how many percent of the<br />
patients are successful.<br />
• Patients; prefer transparent appliances<br />
produced from reliable, non-hazardous<br />
materials.<br />
<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>
64<br />
Projektör<br />
Devi<br />
Optoma<br />
Türkiye’de<br />
iddiasını<br />
arttırıyor<br />
Yakın zamanda Türkiye pazarına<br />
giren teknoloji devi Optoma, görsel<br />
ve işitsel çözümler alanında dünyada<br />
lider markalardan biri olan iş, eğitim,<br />
profesyonel ses/video, oyun, ev eğlencesi<br />
gibi alanlarda projeksiyon ve ses<br />
ürünleriyle dikkat çekiyor.<br />
Optoma’nın Türkiye Ülke Müdürü Cüneyt Düzgün<br />
ülkemizin Optoma için en önemli pazarlardan<br />
biri olduğunu ve yüksek teknolojili projeksiyon<br />
ürünlerini; Türkiye’deki kullanıcılarla buluşturarak<br />
pazarın ihtiyaç ve talepleri doğrultusunda en doğru<br />
çözümleri sunmaya odaklandıklarını aktardı. Düzgün,<br />
teknoloji devinin Türkiye hedefleri hakkında yaptığı<br />
açıklamada, “Optoma olarak dünyanın en büyük DLP<br />
projektor üreticisi ve markasıyız. Dünya genelinde<br />
özellikle son yıllarda yaptığımız çalışmalarla hem<br />
Optoma’nın konumunu pekiştiriyor hem de birçok ürün<br />
segmentine öncülük ediyoruz. Bizim de bağlı olduğumuz<br />
EMEA bölgesinde 2017 yılı sonunda yaklaşık %13 olan<br />
pazar payımızı <strong>2018</strong> yılında daha da arttırmak üzere<br />
çalışmalara devam ediyoruz. Türkiye operasyonumuza<br />
başladığımız 2016 yılından bugüne kadar da her yıl<br />
büyüyerek pazar payımızı arttırıyoruz. Türkiye’de<br />
önümüzdeki dönemlerde bu büyümemizi devam ettirerek<br />
her zaman için ilk sırada olmayı hedefliyoruz.” dedi.<br />
Üstün görüntü işleme teknolojilerini yüksek mühendislik<br />
ve yenilikle birleştirerek benzersiz netlikte görüntüler<br />
sunan Optoma, Türkiye operasyonları kapsamında<br />
çalışmalarını sürdürüyor.<br />
Optoma’nın Türkiye Ülke Müdürü Cüneyt Düzgün<br />
Projector Giant<br />
Optoma Raises<br />
Its Ambitions<br />
in Turkey<br />
Optoma, one of the leading audio and<br />
visual solutions brand in the world,<br />
stands out with its projection and<br />
audio products for business, education,<br />
professional audio/video, gaming and<br />
home entertainment.<br />
Turkey General Manager of the tech giant which has<br />
entered Turkish market recently, Cüneyt Düzgün<br />
stated that our country is one of the most important<br />
markets for Optoma and they are focusing on providing<br />
the right solutions according to the needs and demands<br />
of the market by bringing high tech projection products<br />
to Turkish users. Commenting on tech giant’s targets<br />
in Turkey, Düzgün said, “As Optoma, we are the biggest<br />
manufacturer and brand of DLP projectors in the world.<br />
We are strengthening Optoma’s position with our global<br />
operations in recent years and we are leading in many<br />
product segments. We are working to increase our market<br />
share in <strong>2018</strong> from 13% in 2017 in EMEA region which we<br />
are linked to. We are increasing our market share since<br />
we started Turkey operations in 2016. We are aiming to<br />
continue our growth and always to be at the first position<br />
in Turkey.”Optoma continues its operations in Turkey<br />
by combining high end image processing technologies,<br />
supreme engineering and innovation to offer images with<br />
<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>
65<br />
Texas Instruments tarafından öncülük edilen DLP® teknolojisine<br />
sahip ödüllü projeksiyonları ve Nu Force ses aralığıyla geliştirdiği<br />
yüksek kaliteyle şık bir tasarımı birleştiren ses ürünleriyle<br />
Optoma, Türkiye pazarında da daha güçlü bir konuma gelmeyi<br />
hedefliyor.<br />
“DPL Teknolojisine sahip ürünlerimizle daha uzun ömürlü<br />
ve gerçeğe daha yakın görüntüler sunuyoruz”<br />
<strong>2018</strong> yılı itibariyle dünyanın en çok 4K UHD ev sineması<br />
projektörü satan şirketi olduklarını da sözlerine ekleyen Düzgün<br />
DPL teknolojisine sahip Optoma projektörlerinin kullanıcılara<br />
sunduğu avantajları ise şöyle açıklıyor: “Projeksiyon ürünlerini<br />
tercih eden kullanıcılar öncelikli olarak parlaklık, çözünürlük,<br />
kontrast oranı ve kullanım ömrü gibi özelliklerine dikkat<br />
ediyor. Bu noktalarda DPL tipi yeni nesil projektörlerin LCD<br />
projektörlere göre birçok avantajı bulunuyor. Özellikle yüksek<br />
kontrast oranlarıyla gerçeğe daha yakın görüntüler elde<br />
edilebiliyor. Aynı zamanda DLP teknolojili projektörlerimiz sahip<br />
olduğu bileşenleri sayesinde daha basit ve yeni nesil bir yapı<br />
sunuyor. Böylece LCD tipi projektörlere göre çok daha uzun<br />
ömürlü olmasını sağlayarak herhangi bir bakım gerektirmiyor bu<br />
da onemli bir maliyet avantajı olarak kullanıcıya geri dönüyor.<br />
Lambalı DLP ürünlerimizde daha önce 6000-10000 saat olan<br />
lamba ömrünü artık birçok ürünümüzde 15000 saate kadar<br />
çıkarmış durumdayız. Bunun yanında LED ve lazer teknolojisine<br />
sahip ürünlerimizde bu oranın 20000-30000 saate kadar<br />
ulaştığını söyleyebiliriz.”<br />
“Yüksek teknolojili yenilikçi ürünleri kullanıcılarla<br />
buluşturacağız”<br />
Her segmentte çok geniş ve yenilikçi bir ürün gamına sahip<br />
olduklarını ifade eden Düzgün, “Türkiye’de özellikle yüksek<br />
teknolojili yeni ürünlere odaklanmak istiyoruz. Hedef<br />
kitlelerimize göre 300 ansilumen parlaklık ve üst segmentte<br />
Lazer 10000+ kurumsal çözümlerimizden mapping ve blending<br />
uygulamalarına kadar tüm yeni teknolojilerimizi kullanıcılara<br />
sunmayı hedefliyoruz. Eğitim sektörüne yönelik olarak<br />
ürettiğimiz interaktif lazer projektörlerimiz, ev sineması için<br />
geliştirdiğimiz LED, Lazer 4K UHD modellerimiz ve iş, eğitim<br />
ve ev eğlencesi alanları için akıllı(Android) projektörlerimizin<br />
satışlarını gerçekleştirmek üzere çalışmalarımızı sürdüreceğiz.<br />
4K LED ekranlarımızın yanı sıra çok yakında Nuforce kablosuz<br />
kulak içi wifi ve bluetooth kulaklıklar ile dac station ürünlerimizin<br />
de satışına başlamayı planlıyoruz” dedi.Dünya genelinde<br />
17000’den fazla çalışanı olan optik component, ses ve<br />
görüntüleme çözümleriyle dünyanın en büyük DLP ODM üreticisi<br />
Coretronic grubunun bir markası olarak kurulan Optoma aynı<br />
zamanda dünyada ilk ‘DARBEE Visual Presence’ teknolojisine<br />
sahip marka olarak biliniyor. Eğitim, kamu, müzeler, konferans<br />
salonları, ev sineması, perakende, medikal, etkinlik, ev eğlencesi,<br />
sanat galerileri vb. alanlarda 20000+ saat kullanım ömrü<br />
olan lazer profesyonel Audio&Video çözümleriyle kullanıcılara<br />
DuraCore Lazer ve Multicolor teknolojisi ile hizmet sunuyor.<br />
unmatched clarity. Optoma aims to reach a stronger<br />
position in Turkish market with its acclaimed projections<br />
which have Texas Instruments’ DLP® technology and<br />
its high quality and stylish audio products which are<br />
developed with Nu Force audio range.<br />
“We provide long lasting and realistic images with<br />
our products which have DLP Technology.”<br />
Düzgün stated that they are the top 4K UHD home<br />
entertainment projector selling company globally by<br />
<strong>2018</strong> and explained the advantages of Optoma projectors<br />
to users: “Projector users pay attention to brightness,<br />
resolution, contrast ratio and product life time first. DLP<br />
type next gen projectors have many advantages over<br />
LCD projectors in these terms. Especially, more realistic<br />
images can be offered with high contrast ratios. At the<br />
same time, our projectors with DLP technology offer a<br />
more simple and next gen structure with its components.<br />
Thus, they do not need any maintenance and offer longer<br />
lasting usage compared to LCD projectors. This is an<br />
important cost advantage for the user. We have increased<br />
the lamp life in our DLP products with lamps from 6000-<br />
10000 hours to up to 15000 hours. In addition, we can<br />
say that this lifetime is reaching up to 20000-30000<br />
hours in our products with LED and laser technologies.”<br />
“We will bring high tech innovative products to<br />
users.”<br />
stated that they have broad range of innovative products<br />
in every segment and said: “We specifically want to focus<br />
on new high tech products in Turkey. We aim to offer all<br />
our new technologies, from 300 ANSI Lumen brightness<br />
and high end Laser 10000+ business solutions suited for<br />
our target audience to mapping and blending applications,<br />
to users. We will continue to work to sell our interactive<br />
laser projectors designed for education, LED and Laser<br />
4K UHD models developed for home entertainment and<br />
smart (Android) projectors aimed at business, education<br />
and home entertainment. We are planning to start selling<br />
Nuforce wireless in ear wifi and bluetooth headphones<br />
and dac station products soon as well as our 4K LED<br />
displays.”<br />
Optoma is founded as a brand of the Coretronic group,<br />
which is the biggest DLP ODM manufacturer with optic<br />
component, audio and imaging solutions and 17000<br />
employees worldwide. Optoma is also known as the<br />
first company which has ‘DARBEE Visual Presence’<br />
technology. With laser professional Audio&Video<br />
solutions that offers 20000+ hours of lifetime for<br />
education, government, museums, conference<br />
halls, home cinema, retail, medical, events, home<br />
entertainment, art galleries, it offers services to users<br />
with DuraCore Laser and Multicolor technologies.<br />
<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>
68<br />
Mikropların<br />
ürememesi<br />
için altın kural:<br />
Ortak alan<br />
hijyeni<br />
Gripten<br />
korunmanın püf<br />
noktaları<br />
Kış aylarının gelişi ile birlikte virüse<br />
bağlı hastalık salgınları da başladı. Grip<br />
gibi bulaşıcı hastalıklardan korunmanın<br />
yolu hijyenden geçiyor. Ortak kullanım<br />
alanlarındaki hijyen kurallarına dikkat<br />
etmek, mikroplardan korunmanın altın<br />
kuralı.<br />
Golden rule for<br />
germs not to<br />
grow: Common<br />
area hygiene<br />
Flu prevention tips<br />
Winter is coming, virus disease<br />
began. Protection from infectious<br />
diseases such as influenza hygiene is<br />
a must. In addition, attention the use<br />
of hygiene rules of in the common area<br />
is the golden rule of protection from<br />
microbes.<br />
<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>
69<br />
Soğuk havaların kendini hissettirmesi ile birlikte<br />
grip gibi bulaşıcı hastalıklar yayılıyor. Virüse bağlı<br />
hastalıklardan öncelikle hijyen kurallarına dikkat<br />
ederek korunmak mümkün olabiliyor. Okul, hastane,<br />
restoran, AVM gibi sirkülasyonun yüksek olduğu alanlarda<br />
hijyen kurallarına uyulması gribin yayılmasının önüne<br />
geçebiliyor.<br />
Evde basit önlemler almak mümkün<br />
Evde gripten korunmanın da basit yöntemleri bulunuyor.<br />
Hasta kişiyle temasta bulunmamak, ortak eşyaları<br />
sürekli dezenfekte etmek gerekiyor. Belirli aralıklarla evi<br />
havalandırmak, mikropların üreme hızını düşüyor.<br />
Tek kullanımlık havlu ile kurulama elden bulaşma<br />
riskini düşürüyor<br />
Gripten korunmada en etkili yöntem ise kişisel hijyene özen<br />
göstermek ve özellikle elleri sık sık yıkamak. Elbette elleri<br />
Along with cold weather comes, infectious<br />
diseases like flu are spreading. Virusrelated<br />
diseases can be protected primarily<br />
by caring hygiene rules. With hygiene rules, spread of flu<br />
can be prevented in high circulation areas such as schools,<br />
hospitals, restaurants and shopping malls.<br />
Possible to take simple measures at home<br />
There are also simple methods of protection from flu at<br />
home. It is necessary to avoid contact with the sick person<br />
and to disinfect common items. At certain intervals to<br />
ventilate the house, the rate of growth of germs is falling.<br />
Hand drying with disposable towels will reduce<br />
the risk of transmission<br />
The most effective method for the prevention of<br />
influenza and attention to personal hygiene, especially is<br />
washing hands frequently. Of<br />
en hijyenik şekilde yıkamanın bazı incelikleri bulunuyor.<br />
Elleri önce su ile ıslatmak, yeterli miktarda sıvı sabun<br />
almak, sabunu köpürterek avuç içini ve ellerin arka<br />
yüzeyini, parmakları ve tırnakları ovmak, ardından elleri<br />
bileklere kadar durulamak önem taşıyor. Yıkama işlemi<br />
bittikten sonra muhakkak tek kullanımlık kâğıt havlu ile<br />
kurulamak gerekiyor. Yapılan araştırmalar, kâğıt havlu<br />
kullanımı bakteri bulaşma riskini yüzde 77 engelliyor.<br />
Elleri yıkadıktan sonra yine kâğıt havlu yardımı ile musluğu<br />
kapatmak da hijyen sağlıyor.<br />
Ortak alanda işletmeler hijyenden sorumlu<br />
Restoran, okul, hastane, AVM gibi ev dışı tüketim<br />
noktalarındaki hijyenin işletmeler tarafından sağlanması<br />
gerekiyor. Kapı kolları, asansör düğmeleri, merdiven<br />
tırabzanları, banyo ve tuvaletler, oyun alanları, bekleme<br />
salonları gibi bölgelerde etkili ürünlerle temizlenmesi ve<br />
dezenfekte edilmesi büyük önem taşıyor. İşletmelerin<br />
ihtiyaçlarına yönelik çözüm geliştiren Eczacıbaşı<br />
Profesyonel, konsantre temizleyicileri ile işletmelere<br />
hijyen konusunda destekçi oluyor. Eczacıbaşı Profesyonel,<br />
daha az kimyasal ile etkili hijyen sağlarken, işletmelerde<br />
tasarrufun yolunu açıyor.<br />
course hygienic hands washing has some subtleties. It is<br />
important to first soak the hands with water, to take enough<br />
liquid soap, to rub the soap and rub the palm of the hands,<br />
the back surface of the hands, the fingers and nails, and<br />
the hands to the wrists. After the washing process, it is<br />
necessary to use a disposable paper towel. Research has<br />
shown that paper toweling prevents the risk of bacterial<br />
contamination by 77 percent. After Wash hands turning off<br />
faucet with a paper towel is needed for health hygiene.<br />
Businesses in the common area responsible<br />
for hygiene<br />
Hygiene in households such as restaurants, schools,<br />
hospitals and shopping centers should be provided<br />
by the enterprises. It is very important to clean<br />
and disinfect with effective products such as<br />
door handles, elevator buttons, ladder handrails,<br />
bathrooms and toilets, playgrounds, waiting<br />
halls. Developing solutions for the needs of business,<br />
Eczacıbaşı Profesyonel supports to businesses in<br />
hygiene with its concentrated cleaner. While Eczacıbaşı<br />
Profesyonel provides effective hygiene with less chemicals,<br />
enterprises also open the way for savings.<br />
<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>
70<br />
<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>
<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong><br />
71
72<br />
Yeditepe<br />
Üniversitesi<br />
Koşuyolu<br />
Hastanesi’nin<br />
Resmi açılışı<br />
gerçekleşti<br />
Yeditepe Üniversitesi Hastaneler Grubu’nun 8’inci şubesi olan Koşuyolu’ndaki<br />
hastanesinin resmi açılışı yapıldı. Törende konuşan Yeditepe Üniversitesi<br />
Kurucusu ve Onursal Başkanı Bedrettin Dalan; eğitimden aldıkları güçle, sağlık<br />
alanındaki çalışmalarını sürdürdüklerini ve Türkiye’de ilkleri gerçekleştirmeye<br />
devam ettiklerini belirtti.<br />
Türkiye’de bünyesinde tıp fakültesi bulunan ilk vakıf<br />
üniversitesi olan Yeditepe Üniversitesi, hastanelerine bir<br />
yenisini ekledi. Türkiye’nin ilk antimikrobiyal hastanesi<br />
olma özelliğini taşıyan Yeditepe Üniversitesi Koşuyolu<br />
Hastanesi’nin resmi açılışı, düzenlenen törenle gerçekleşti.<br />
Açılış töreninde bir konuşma gerçekleştiren Yeditepe<br />
Üniversitesi Kurucusu ve Onursal Başkanı Bedrettin<br />
Dalan “1996 yılında Yeditepe Üniversitesi’nin kuruluşunu<br />
takiben sağlık yatırımlarımızı önceliklendirdik. Üniversite<br />
hastanelerimiz üzerine çalışmaya başladık. Her zaman son<br />
teknolojiyi takip ederek yüksek kalitede sağlık hizmetini<br />
halkımıza ulaştırmayı hedefledik. Hastanelerimizde, bizim<br />
için her zaman ön planda olan insan sağlığı anlayışımız bu<br />
hastanemizde de devam ediyor. Mevcut yedi şubemizde<br />
birçok yeni teknoloji ve uygulamayı hayata geçirmiştik.<br />
Bugün de dünya standartlarının üzerinde bir hastaneyi<br />
ülkemize kazandırmanın gururu içerisindeyiz” dedi.<br />
Yeditepe Üniversitesi Koşuyolu Hastanesi’nin uluslararası<br />
arenada da kılavuz niteliğinde bir hastane olduğunu<br />
belirten Bedrettin Dalan, “Mikropları öldüren ve hiçbir<br />
insan hücresine zarar vermeyen, Yeditepe Üniversitesi<br />
Laboratuvarları’nda dünyada bir ilk olarak geliştirdiğimiz<br />
bor esaslı molekülü, kapı kollarından yer döşemesine,<br />
elektrik prizlerinden duvar boyalarına kadar mobilya ve<br />
ekipmanlarımıza uygulattık” şeklinde konuştu. Hastanelerin<br />
mikrobu sıfıra indirmek için minimum mobilya ve<br />
dekorasyona sahip olmaları gerektiğini belirten Dalan,<br />
“Hastanelerimizin hiçbirinde gösterişli bekleme salonları,<br />
oymalı koltuklar, halı döşemeleri, kadife perdeler gibi<br />
detayları göremezsiniz.<br />
<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>
73<br />
Çünkü bu detaylar hastanede mikrop barındırır ve<br />
enfeksiyonu tetikler. Hastanelerimizde mikrobu<br />
istemediğimiz için gereksiz hiçbir şeyi hastanemizde<br />
göremezsiniz. Biliyorum ki ileride tüm hastaneler bizim<br />
hastanelerimizi kılavuz alacak” dedi. Mikrop barındırmaması<br />
ve kolay temizlenmesi için hastanedeki tüm köşeleri iç<br />
bükey veya dış bükey olarak tasarladıklarını belirten Dalan<br />
“Türkiye’de, yine bir ilk olarak Yeditepe Üniversitesi’nin her<br />
iki hastanesinde de yıkanabilir yataklar bulunuyor. Hasta<br />
odadan çıktıktan sonra, yatak yüksek sıcaklıkta suyla<br />
yıkanıyor, özel bir maddeyle dezenfekte ediliyor ve yeni<br />
hasta tertemiz yatağına geliyor. Yalnızca bu dezenfeksiyon<br />
ve mikrobu kırma işlemi için 30 Milyon TL yatırım yaptık.<br />
Ayrıca her iki hastanemizde de havalandırmalarda<br />
antimikrobiyal filtreler bulunuyor.” şeklinde konuştu.<br />
“Başarımızın temelinde araştırmaya verilen değer var”<br />
Yeditepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Canan Aykut<br />
Bingöl, her gün daha iyisini gerçekleştirmek üzere sağlık<br />
alanında önemli yatırımlar gerçekleştirdiklerini belirterek<br />
“Bugün sahip olduğumuz başarının temelinde araştırmaya<br />
verdiğimiz önem ve topluma hizmet etme misyonumuz yer<br />
alıyor. ‘Tıp bilimine yön veren kişileri’ açıklayan araştırmaya<br />
göre, dünyanın ilk 100 hekimi arasında yer alan Prof. Dr.<br />
Gazi Yaşargil, Prof. Dr. Fahrettin Keleştemur ve Prof. Dr.<br />
Muzaffer Değertekin’in de Yeditepe Üniversitesi Hastaneleri<br />
bünyesinde yer almasından gurur duyuyoruz” dedi.<br />
<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>
74<br />
“Sağlıklı turizm”<br />
Sağlık turizmi; ülkemizde bunu andığımız zaman akla ilk gelen maalesef ki<br />
termal turizm, yani kaplıcalar. Son dönemlerde hızla yükselen bir trend olan ve<br />
çok önemli bir turizm çeşidi haline gelen sağlık turizmi, şifa bulmak için yaşadığı<br />
ülkeden başka bir ülkeye tedavi amacıyla gidilmesine deniyor. Tedavi için giden<br />
kişi ise haliyle sağlık turisti oluyor.<br />
Sağlık turizmi 3 başlık altında toplanıyor;<br />
1. Tıp turizmi (hastaneler kısmı)<br />
2. Termal turizm (kaplıcalar ılıcalar vs.)<br />
3. Yaşlı ve engelli turizmi (Geriatrik tedavi merkezi veya<br />
sosyal aktivitelerle birlikte uzun süreli konaklama)<br />
Peki, neden insanlar kendi ülkelerinde tedavi olmak<br />
yerine başka ülkelere tedavi olmaya gidiyor?<br />
İlk ve en önemlisi hasta olan kişinin hayata tutunma ve<br />
yaşama isteği, kişiyi hastalığıyla ilgili tedavi yöntemlerini<br />
en iyi ve en hesaplı şekilde nasıl iyileşebilirim soruları<br />
ışığında araştırmalar yapmasına itiyor. Bu araştırmalar<br />
sonucunda kişi, elde ettiği verilerle hem görmedikleri<br />
bir ülkeyi görmek hem de tedavi olmak fikri çok cazip<br />
geldiğinden sağlık turisti olmaya karar verebiliyor.<br />
Sağlık turizmi kapsamında yılda 30 milyon insanın<br />
seyahat ettiği, sağlık harcamalarının ise yılda 500 milyar<br />
dolar olduğu söyleniyor. Ülkemiz bu seyahat trafiğinin<br />
içerisinde Türk Hava Yolları tarafından 120 ülke, 299<br />
şehir ve 302 havalimanına gerçekleştirilen uçuşlar<br />
sebebiyle ulaşımı kolay olduğu için tercih edilen en ideal<br />
bölgelerden biri olarak görülüyor.<br />
Geçtiğimiz günlerde sağlık turizmi kapsamında<br />
sevindirici bir haber Sağlık Bakanlığı’ndan geldi. Bakanlık,<br />
bugüne kadar, sağlık turizmi kapsamında turistlere<br />
hizmet vermesi planlanan bin 700 hastanede kalite<br />
değerlendirmesi yaparak hastanelerin yüzde 70’ine geçer<br />
not verirken, 500 sağlık tesisine de yetki belgesi verdi.<br />
Türkiye Sağlık Turizmi Dernekleri Federasyonu<br />
Başkanı Dr. Tevfik Yazan sağlık turizmine dair geniş<br />
çaplı bilgiler vererek “kaplıca” ve “sağlık turizmi”<br />
farklarını ve sağlık turizmine dair son gelişmeleri<br />
anlattı.<br />
En genel anlamıyla; Tedavi amacıyla, sağlığı koruyucu<br />
ve geliştirme amacıyla ya da rehabilite edici amaçlı,<br />
şehirlerarası ya da ülkelerarası yapılan seyahatlerden<br />
doğan tüm etkinliklere “Sağlık Turizmi” denilmektedir.<br />
Sağlık turizmi; sadece tıbbi tedavi almak adına yapılan<br />
planlı bir hareketlilik değil aynı zamanda termal sağlık<br />
tesislerinde rehabilitasyon ve yaşlı bakım merkezlerinde<br />
kronik hastalık takibini de kapsamaktadır.<br />
Klasik olarak; <strong>Medikal</strong> Turizm, Termal ve SPA-Wellness<br />
Turizmi ve Yaşlı ve Engelli Bakım Turizmi olarak 3<br />
ana başlık altında incelenebilir.Sağlık turizmi pazarının<br />
büyüklüğü 100 milyar $’ı aşmaktadır. Her yıl ortalama<br />
14 milyonu aşan insan sağlık için sınır ötesi hareketlilik<br />
yapmaktadır. Tatil ve eğlence amaçlı turistler kişi<br />
başı ortalama 650 - 1000 $ harcama yaparken, sağlık<br />
hizmeti talebi ile gelen sınır ötesi hastalarda kişi<br />
başına harcamanın 6.000 – 9.000 $ arasında olduğu<br />
bilinmektedir.Türkiye’ye gelen uluslararası hasta sayısı<br />
her geçen yıl artmakta ve özellikle 2010 yılından sonraki<br />
artışlar dikkat çekmektedir. 2010 yılında Türkiye’ye gelen<br />
uluslararası hasta sayısı 110.000 civarında iken 2016<br />
yılında bu sayı 500.000 seviyelerini geçmiştir. Fakat<br />
gerek coğrafi konumu ve kültürel yapısı, gerekse de<br />
ekonomik ve sağlık sektörü kapasitesine göre Türkiye’nin<br />
sağlık turizmi alanında dünya pazarında istediği yeri elde<br />
ettiği söylenemez.<br />
Sağlık Turizminin Türkiye’nin ödemeler dengesindeki cari<br />
açığına çok önemli bir destek kaynağı olacağı aşikârdır.<br />
Türkiye’nin ihracata dayalı teknolojik ürün üretimi için<br />
ürün satış değerinin %80’i civarında ithal ürün bağımlılığı<br />
varken, sağlık temalı hizmet ihracatında bu oran %20<br />
’ler civarına düşmektedir yani her 100 liralık sağlık<br />
turizmi gelirinin, 80 lirası ülkemiz için net kazanımdır.<br />
DSÖ verilerine göre çoğu gelişmiş ve gelişmekte olan<br />
ülkelere kıyasla Türkiye’de sağlık hizmetleri daha az<br />
maliyetli durumdadır. Hem fiyatlar hem bekleme süreleri<br />
hem de sağlık teknolojileri açısından Türkiye tüm dünya<br />
için sağlık hizmeti alma amaçlı ziyarette ilk akla gelecek<br />
ülkelerden biridir. Zira son 15 yılda hem kamu, hem de<br />
özel sektörde sağlık alt yapısını ciddi olarak tamamladığı,<br />
kalite standartlarının gitgide arttığı ve geliştiği<br />
görülmüştür. Dünya rekabet ortamında bir söz sahibi<br />
olan sağlık sistemimizin devlet güvenilirliği ve hizmet<br />
kalitesi yönünden dünya çapında önemli bir yeri vardır.<br />
<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>
75<br />
VISA ve Oxford<br />
Economics’in yaptıkları<br />
bir incelemeye göre;<br />
medikal turizm eğilimleri<br />
ile ilgili ilginç görüşler<br />
ileri sürülmüştür; <strong>2018</strong> de<br />
medikal turizm endüstrisinin<br />
büyüklüğü yılda 14 milyon<br />
sağlık turisti ve bunların<br />
toplam 500 milyar doları<br />
aşan harcamaları olması<br />
beklenmektedir. Bu değer<br />
her yıl %25 oranında<br />
artarak,2025 yılında dünya<br />
nüfusunun yaklaşık %3-4<br />
ü sağlık nedenleriyle<br />
ilgili olarak uluslararası<br />
seyahat edecek ve yılda<br />
3 trilyon dolar bu amaçla<br />
harcanacaktır.<br />
Sektörün gittikçe artan önemine binaen,10. Kalkınma<br />
planına alınarak bir devlet politikası haline getirilmiştir.<br />
SATURK kurularak, sektörün kamu-özel, STK’lar olmak<br />
üzere tüm paydaşları bir araya getirilerek çalıştaylar,<br />
sektörün ihtiyaç duyduğu yönetmelik çalışmaları<br />
yapılmıştır. Ülkemizde sağlık turizmi ile ilgili resmi ilk<br />
yapılanma sağlık bakanlığı yapısı altında sağlık turizmi<br />
birimi kurulması ile başlamıştır.<br />
Sağlık Turizmi Koordinasyon Kurulu (SATURK) 6<br />
Şubat 2015 tarihli başbakanlık genelgesi ile kurulmuş<br />
ve genelge 7 Şubat 2015 tarih ve 29260 sayılı resmi<br />
gazetede yayınlanmıştır. SATURK altında 3 çalışma<br />
grubunun kurulması kararlaştırılmıştır.<br />
1. Mevzuat ve Akreditasyon Çalışma Grubu<br />
2. Eğitim ve Planlama Çalışma Grubu<br />
3. Uluslararası Tanıtım, Pazarlama ve Fiyatlandırma<br />
Çalışma Grubu<br />
Ayrıca bu hususta 23.07.2013 tarihli ve 25541 sayılı<br />
Bakan Onayı ile yürürlüğe konulan yönergenin amacı;<br />
Ülkemize yurt dışından gelen uluslararası hastalar ile<br />
turistlere, kamu ve özel sağlık kuruluşlarında sunulacak<br />
sağlık hizmetlerinin usul ve esaslarının belirlenmesidir.<br />
Bildiğiniz gibi geçtiğimiz aylarda da, Sağlık bakanlığımız<br />
UHSAŞ (Uluslararası Sağlık hizmetleri AŞ)’ı kurmuştur.<br />
Sektörde tanıtım, pazarlama, yönetmelikler, kalite, fiyat<br />
politikaları gibi önemli konularda bir standardizasyon<br />
getireceğini düşündüğümüz bu gelişmeyi çok<br />
önemsiyoruz ve başta Sayın Cumhurbaşkanımız ve Sayın<br />
Sağlık Bakanımız olmak üzere emeği geçen herkese<br />
teşekkür ederiz. Sektörle ilgili olarak, ülkemizin dört bir<br />
tarafını temsil eden, öncelikli amacı ve kırmızı çizgisi<br />
memleket sevdası ve Türkiye Cumhuriyeti Devletinin<br />
menfaatleri doğrultusunda olan bölgesel derneklerimizin<br />
bir araya gelerek, globalleşen dünyada stratejik bir<br />
sektör haline gelen sağlık turizminde, ülkemizin de<br />
hak ettiği payı alabilmesi ve konulan 2023, 2053, 2071<br />
hedeflerine ulaşabilmesi için “Hiç birimiz hepimiz kadar<br />
iyi olamayız” sloganıyla elimizden gelenin en iyisini<br />
yapmak için kurduğumuz TURSAF (Türkiye Sağlık<br />
Turizm Dernekleri Federasyonu) olarak, bu kapsamda<br />
her türlü işbirliği, katkı ve göreve hazır olduğumuzu da<br />
belirtmek isterim.<br />
Artık oluşturduğu bütçe ve katma değeri, avantajları<br />
dikkate alındığında, sağlık turizmini de, savunma<br />
sanayi kadar olmasa da, ben “Stratejik” bir sektör<br />
olarak tanımlıyorum. Konunun önemine binaen Sayın<br />
Cumhurbaşkanımız da, 2023 hedefleri arasında, sağlık<br />
turizmi ile ilgili olarak da “En az 2 milyon sağlık turisti<br />
ve en az 20 milyar dolar gelir” hedefi koymuştur. Kamu,<br />
özel ilgili kuruluşlar ve STK’larda bu bilinçle, ülkemizin<br />
dünyadaki bu pastadan hak ettiği payı alabilmesi için<br />
çalışmaktadırlar. Tahmini olarak <strong>2018</strong> sonu itibariyle de<br />
1 milyon sağlık turisti ve 5 milyar dolar gelir elde edilmiş<br />
olacak.<br />
Sağlık turizminin avantajları şu şekilde<br />
sıralanmaktadır.<br />
* Sağlık Turizmi gelirlerinin, ülkelerin ekonomik refahına<br />
katkısı,<br />
* Ülkeler arası bilgi paylaşımı ve stratejik ortaklıkların<br />
gelişmesi,<br />
* Teknoloji ve bilgi paylaşımına katkı,<br />
* Hasta memnuniyetini arttırması,<br />
* Bekleme sürelerinin azalması,<br />
* Kişiye özel hizmet alabilme,<br />
<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>
76<br />
Türkiye’de sağlık turizminin yapılmasının avantajlı<br />
yönleri ise;<br />
* Hastanelerin alt yapıları ve donanımlarının yüksek kalitede<br />
olması,<br />
*Kısa bekleme ve randevu sürelerinin olması,<br />
* Hekimlerin eğitim ve deneyim düzeyinin batı ülkeleri<br />
standartlarında olması,<br />
* Fiyatların avantajlı olması,<br />
* Coğrafi konum ve geleneksel turizm çekicilikleri ve iklim<br />
koşullarına sahip olması,<br />
* Türkiye’nin termal kaynakların zenginliği ( Avrupa’da birinci<br />
sıradadır.)<br />
* Turizmde belirli bir kaliteye ulaşılmış olması sayılabilir.<br />
(Tesis, hizmet kalitesi, yetişmiş insan gücü, vb.)<br />
*Tüm dünya destinasyonları üzerinden ulaşılabilir olması<br />
(4 saatlik uçuş mesafesinde yaklaşık 1,5 milyar insana<br />
ulaşılabilmektedir) ve dünyada söz sahibi olan ulusal hava<br />
yollarımızın olması.<br />
katkı sağlamak istedik. Oluşturulacak olan bu konseyde;<br />
sağlık turizmi alanında gelişmiş ve kendini ispat etmiş yeterli<br />
teknik, bilgi ve insan kaynağı alt yapısına sahip İslam ülkeleri<br />
ile diğer İslam Ülkeleri’nin birbirine entegre olmasını, hasta<br />
hareketliliğinin sağlanmasını ve sosyal sağlık projeleri ile<br />
sağlık turizmi politikalarının hükümet ve devlet politikaları<br />
ile desteklenerek ikili iş birliklerinin ülkeler nezdinde<br />
artırılması amaçlanmaktadır. 56 farklı İslam ülkesinden,<br />
300 farklı kişi ile 2000 civarı b2b görüşmeler yapılmıştır.<br />
Farklı salonlarda yapılan oturumlarla, konunun akademik<br />
boyutuyla da incelenme fırsatı bulunmuştur. <strong>Medikal</strong> Turizm<br />
Grubu, Termal, yaşlı ve engelli, kalite ve akreditasyon,<br />
uluslararası işbirliği ve yardım, mevzuat ve uluslararası sağlık<br />
hukuku, helal sağlık turizmi ve helal sağlık sigortası, seyahat<br />
acenteleri ve aracı kuruluşlar gibi çalışma alt grupları<br />
oluşturulmuştur.<br />
Uluslararası İslam Dünyası<br />
Sağlık Turizmi Konseyi<br />
7-11 Kasım tarihlerinde, Antalya’da,<br />
federasyonumuza bağlı, Alanya<br />
Sağlık Turizmi Derneği ve<br />
Uluslararası Antalya Sağlık<br />
Turizmi Dernekleri ev sahipliğinde<br />
düzenlenen “Uluslararası İslam<br />
Dünyası Sağlık Turizmi Konseyi”<br />
çalışması ile; Dünya İslam ülke ve<br />
topluluklarını bir araya getirerek,<br />
bu alandaki hasta akışını ülkemize<br />
çekerek, bunun planlamasının<br />
yapılacağı ve aynı zamanda<br />
ülkelerinden hasta gönderecek<br />
doğru karar vericilerle, ülkemizdeki<br />
sektör temsilcilerinin bir araya<br />
getirilmesi ve bu alanda yapılacak<br />
görüşmelerle sağlık turizminde<br />
İslam Ülkelerinde işbirliğini<br />
artırarak, lider ülke olma hedefimize<br />
<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>
78<br />
Op. Dr. Fevzi Akkan, Op. Dr. Akkan, Dr. Frederick Banting<br />
Dünyagöz<br />
“Diyabete<br />
Dikkat Et<br />
Görmeye<br />
Devam Et”<br />
Semineri’ni<br />
gerçekleştirdi<br />
Her yıl Kasım ayında kutlanan Dünya<br />
Diyabet Günü kapsamında, Dünyagöz<br />
Vakfı tarafından ‘Diyabete Dikkat<br />
Et Görmeye Devam Et’ Semineri<br />
düzenlendi. Türkiye’de milyonlarca<br />
kişinin sağlığını etkileyen diyabet<br />
rahatsızlığına dikkat çekmek amacıyla<br />
düzenlenen seminer, 14 Kasım tarihinde<br />
şef-yazar Aydan Üstkanat’ın katılımıyla<br />
Beşiktaş Belediyesi Akatlar Kültür<br />
Merkezi’nde gerçekleştirildi.<br />
Dünyagöz<br />
conducted<br />
“Manage<br />
diabetes and<br />
protect your<br />
vision” Seminar<br />
Within the scope of World Diabetes<br />
Day, which is celebrated in November<br />
every year, “Diyabete Dikkat Et<br />
Görmeye Devam Et” (Manage diabetes<br />
and protect your vision) Seminar was<br />
organized by Dünyagöz Foundation.<br />
The seminar was organized to draw<br />
attention to diabetes health condition<br />
affecting millions of people in Turkey<br />
with the participation of chef-author of<br />
the Aydan Ustkanat, on November 14,<br />
was held at the Besiktas Municipality<br />
Akatlar Cultural Center.<br />
<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>
79<br />
Diyabet hastalığı konusunda önemli çalışmalara imza<br />
atan ve insülinin bulucularından biri olan Dr. Frederick<br />
Banting’in doğum günü 14 Kasım’da kutlanan Dünya<br />
Diyabet Günü kapsamında, Dünyagöz Vakfı tarafından<br />
‘Diyabete Dikkat Et Görmeye Devam Et’ Semineri düzenlendi.<br />
21. yüzyılın en önemli ve en yaygın sağlık sorunlarının başında<br />
gelen diyabet ile ilgili bilincin arttırılması için Beşiktaş<br />
Belediyesi Akatlar Kültür Merkezi’nde düzenlenen seminerde<br />
uzmanlar hikayelerini paylaştı.<br />
Beşiktaş Belediyesi Akatlar Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen<br />
“Diyabete Dikkat Et Görmeye Devam Et” Semineri, Dünyagöz<br />
Etiler’den Op. Dr. Fevzi Akkan’ın ‘Diyabetin Göze Etkisi’<br />
başlıklı konuşması ile başladı. Diyabet rahatsızlığının<br />
gözlerde oluşturabileceği olumsuz etkiler ve rahatsızlıklar<br />
hakkında sunum yapan Op. Dr. Akkan, diyabet hastalığının<br />
retinadaki kılcal damarları bozduğunu ve görme kayıplara yol<br />
açabileceğini aktardı.<br />
Seminer, “şekerSİZ” kitabının yazarı şef Aydan Üstkanat’ın<br />
“ŞekerSİZ Daha Güzelim” oturumu ile devam etti. Doğru ve<br />
sağlıklı beslenmenin ipuçlarını paylaşan şef-yazar Üstkanat,<br />
geçirdiği reaktif hipoglisemi hastalığı ile nasıl mücadele ettiğini<br />
ve doğru beslenmenin püf noktalarını izleyicilerle paylaştı.<br />
“Diyabete Dikkat Et Görmeye Devam Et” Semineri, oturumların<br />
ardından gerçekleştirilen soru-cevap bölümüyle son buldu.<br />
November 14th was chosen for World Diabetes<br />
Day to honour Sir Frederick Banting, whose<br />
discovery of insulin along with Charles Best<br />
and the rest of his research team, made it possible to<br />
help people with diabetes lead more fulfilling lives.<br />
The seminar was organized by Dünyagöz Foundation<br />
in order to raise awareness about diabetes, which is<br />
one of the most important and most common health<br />
problems of the 21st century, experts shared their<br />
stories in the seminar held in Akatlar Cultural Center of<br />
Besiktas Municipality.<br />
Op. Dr. Fevzi Akkan, Dunyagoz Etiler, started his speech<br />
with the title ’The Effect of Diabetes on the Eye”. Dr.<br />
Akkan who presents presentations about the negative<br />
effects and discomforts of diabetes in eyes and informs<br />
that diabetes disease of the retina in the capillaries can<br />
lead vision loss.<br />
The seminar continued with “I’m More Beautiful<br />
without sugar” session of Aydan Üstkanat, editor of<br />
“ŞekerSİZ” book. She shared her clues about the right<br />
and healthy diet, with the audience how she struggles<br />
with the disease reactive hypoglycemia and the tricks<br />
of proper nutrition.<br />
The seminar ended with a question-answer session.<br />
<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>
HUMIRA’nın yeni<br />
formülasyonuyla<br />
daha ağrısız<br />
enjeksiyon<br />
AbbVie’nin Anti-TNF Grubu Biyolojik<br />
İlacı HUMIRA (adalimumab)’nın<br />
enjeksiyon yeri ağrısını azaltmak üzere<br />
tasarlanan yeni formu HUMIRA®<br />
40mg/0.4ml (adalimumab) Türkiye’de<br />
hastaların hizmetine sunuldu.<br />
• Yeni sitratsız HUMIRA 40mg/0.4ml ile daha ağrısız<br />
enjeksiyon<br />
Global biyofarma şirketi AbbVie, bugün enjeksiyon yeri<br />
ağrısını azaltarak hasta deneyimini iyileştirmek üzere<br />
tasarlanan HUMIRA® 40 mg/0.4 ml’nin lansmanını duyurdu.<br />
Yeni formülasyon aynı etken madde adalimumabı içerirken,<br />
sitrat tamponu ile diğer inaktifbileşenleri içermiyor.<br />
AbbVie, teknolojide sağlanan ilerlemeler sayesinde<br />
adalimumabın terapötik etkililiğinde herhangi bir değişiklik<br />
yapmadan, enjeksiyonda iritan olarak bilinen sitratı tamamen<br />
çıkardı. HUMIRA 40 mg/0.4ml ile enjeksiyondan hemen<br />
sonra hissedilen ağrı, güncel HUMIRA’ya oranla yüzde 84<br />
oranında, önemli ölçüde azalttığını açıkladı.1<br />
AbbVie Türkiye <strong>Medikal</strong> Direktörü Dr. Mahmut Gücük;<br />
“HUMIRA 40 mg/0.4 ml, hekimlerin ve hastaların son<br />
15 yılda HUMIRA ile gördüğü güvenlilik ve etkililik profili<br />
değişmeden, enjeksiyon yeri ağrısında önemli bir azalma<br />
sağlayacak” dedi. “HUMIRA ile hasta deneyimini geliştirmeye<br />
devam ederken, immünolojide yenilik yapma taahhüdümüzü<br />
sürdürüyor ve çeşitli platform teknolojileriyle hastalara ek<br />
yarar sağlayacak teknoloji ve cihazları araştırmaya devam<br />
ediyoruz.”HUMIRA sitratsız formülasyon için yapılan iki klinik<br />
çalışmanın her birinde orta ile şiddetli aktif romatoid artriti<br />
bulunan 60 yetişkin hasta incelenerek hastalar randomize<br />
edildikten sonra tek doz HUMIRA 40 mg/0.8 ml veya<br />
HUMIRA 40 mg/0.4 ml ve ardından bir sonraki doz için diğer<br />
tedaviyle tek bir enjeksiyon uygulandı. Her iki çapraz geçişli<br />
çalışmanın birleştirilmiş analizi, HUMIRA 40 mg/0.8 ml ile<br />
HUMIRA 40 mg/0.4 ml uygulamalarının hemen ardından,<br />
enjeksiyon yeri ağrısında istatistiki olarak fark gösterdi.<br />
(ortalama görsel analog skalası (VAS) 3,7 cm’e karşı 1,2 cm;<br />
P
82<br />
Berko İlaç, üretim tesislerinin<br />
üçüncü fazını açtı<br />
Otuz yılı aşkın<br />
süredir “Sağlıklı<br />
Yarınlara”<br />
vizyonuyla insan<br />
sağlığı için üretmeye<br />
ve çalışmaya devam<br />
eden, ilaç sektöründe<br />
güçlü bir marka<br />
olan Berko İlaç,<br />
Sultanbeyli’deki üretim tesislerinin üçüncü fazının açılışı gerçekleştirildi.<br />
Türkiye’nin önde gelen ilaç firmalarından Berko İlaç,<br />
üretim tesisinin üçüncü fazı için kurdele kesti. Hizmete<br />
alınan bu faz ile birlikte ilaç sektöründe yerelleşme<br />
adımları hızlanması amaçlanıyor. Tesisin içinde bulunan<br />
T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı onaylı Ar-Ge merkezinde<br />
milli ilaç seferberliğine büyük katkılar sağlanacak. İstanbul<br />
Sultanbeyli’de bulunan Berko İlaç Üretim Tesisleri’nin<br />
üçüncü fazının açılış töreni, Cumhurbaşkanlığı Sağlık ve<br />
Gıda Politikaları Kurulu Üyesi ve İVEK Vakfı Mütevelli<br />
Heyet Başkanı Prof. Dr. Necdet Ünüvar, SGK Eski Başkan<br />
Yardımcısı ve İVEK Vakfı Mütevelli Heyeti Üyesi Dr. Mustafa<br />
Kuruca, İVEK Vakfı Mütevelli Heyet Başkan Yardımcısı Ecz.<br />
Mehmet Domaç, Türkiye İlaç Sanayi Derneği Başkanı Cengiz<br />
Celayir, Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu Başkanı Dr. Hakkı<br />
Gürsöz, Sultanbeyli Kaymakamı Metin Kubilay gibi önemli<br />
isimlerin katılımıyla gerçekleştirildi.<br />
<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>
83<br />
Milli ilaca destek çağrısında bulunuldu<br />
Açılış töreninde konuşan Cumhurbaşkanlığı Sağlık ve<br />
Gıda Politikaları Kurulu Üyesi Prof. Dr. Necdet Ünüvar,<br />
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın verin çağrısında<br />
bulundu. Bugün Sultanbeyli’de Berko İlaç çok önemli<br />
bir tesisi hizmete alıyor. Bu hem sağlık sektörüne, hem<br />
istihdama, hem de ülkemizin ihracatına çok ciddi katkı<br />
sağlayacak bir alan. Vatandaşımızın sağlık hizmetlerine<br />
memnuniyetini de arttıracak önemli bir girişim. Berat Beran’ı<br />
gönülden kutluyorum.” açıklamalarında bulundu.<br />
Yerli ilaç sanayimize destek verilmeli<br />
Türkiye’de ilaç sanayisinin bir yere gelmesi için mutlaka yerli<br />
ilaç sanayiye güç verilmesi gerektiğini söyleyen Berko İlaç<br />
Yönetim Kurulu Başkanı Ecz. Berat Beran, “Kendi çabalarımla<br />
dünyanın birçok ülkesine ürün satıyorum;<br />
ABD, Kanada ve Hong Kong’a gidiyorum, ama bu yeterli<br />
değildir; Türkiye ilaç sanayi artık dünya ülkelerinde ve Afrika<br />
gibi destinasyonlarda fabrikalar kurmalı.” açıklamalarında<br />
bulundu.<br />
Bugün gurur duyacağımız bir ilaç sanayimiz var<br />
Türkiye’de 1980’den sonra yerli sanayinin çok iyi fiyat aldığını<br />
söyleyen Beran, “Yerli sanayimiz o parayı gerçekten sanayiye<br />
yatırdı. Bugün gurur duyacağımız bir ilaç sanayimiz var. Bu<br />
sebeple devletimiz sanayiye ayrıcalıklı yaklaşmalı. Bizlerin<br />
farkına varmalı, görmeli. Ben hayatımda, ilaçtan başka hiçbir<br />
iş ve yatırım yapmadım.<br />
Neyim var neyim yoksa bu üç binadır. Kendi gelir seviyeme<br />
göre bir hayatım, bir yaşantım yok. Bugün burada benim<br />
çocukluk arkadaşlarım, en büyük dostlarım, eskiden beri beni<br />
tanıyan benle beraber eczanemde mücadele veren kalfam ve<br />
oğlu var. Onlar, benim en büyük dostlarım. Ne çektiğimi en<br />
iyi onlar bilir, bana diyorlar ki; ‘Berat Bey nihayet başardın’,<br />
başardım başardım ama hala başaracak önümüzde uzun bir<br />
yol var.” dedi.<br />
Tesiste üretilecek olan ürünler, dünya pazarına ihraç<br />
edilecek<br />
Açılan tesisin Türkiye’deki ilaç üretim kapasitesine anlamlı<br />
bir katkı olacağını söyleyen Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz<br />
Kurumu Başkanı Dr. Hakkı Gürsöz ise “Burada üretilen<br />
ürünlerle ülkemizde üretilen imal ürünlerin payı daha da<br />
artacak. Bir önemli adımın ise, ihracat noktasında olacağını<br />
ümit ediyoruz. Tesiste üretilecek olan ürünler, dünya<br />
pazarına ihraç edilecek. Bu firmamız girişimci ve yenilikçi<br />
bir ruhla hareket eden bir firma… İnanıyorum ki birçok<br />
yeni ürün burada hayat bulacak ve insanımızın istifadesine<br />
burada sunulacak. Hem Türkiye, hem firma adına önemli<br />
bir yatırım olan bu fabrika şimdiden hepimiz için hayırlı<br />
uğurlu olsun.” ifadelerini kullandı. Tesisin üçüncü fazının<br />
faaliyete geçmesiyle Berko İlaç, yıllık 82 milyon kutu<br />
üretim kapasitesine kavuştu. Türkiye ilaç pazarının güçlü bir<br />
oyuncusu olan Berko İlaç, dünya markası olma vizyonuyla<br />
başta ABD ve Kanada olmak üzere 14 ülkeye ihracat yapıyor.<br />
Hizmete alınan bu fazla beraber üretimin, istihdamın ve<br />
ihracatın arttırılması hedefleniyor.<br />
<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>
84<br />
Abdi İbrahim <strong>Medikal</strong> Direktörlüğü Uyarıyor;<br />
“Koah dünyada<br />
dördüncü ölüm nedeni”<br />
Abdi İbrahim <strong>Medikal</strong> Direktörlüğü, tüm dünyada önemli bir halk sağlığı sorunu<br />
olan KOAH ile ilgili farkındalık oluşturmak amacıyla düzenlenen Dünya KOAH<br />
Günü’nde hastalıkla ilgili çarpıcı bilgilere dikkat çekiyor. Dünya genelinde<br />
dördüncü en sık ölüm nedeni olan Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı’nın<br />
(KOAH) 2020 yılında üçüncü sıraya yükselmesi bekleniyor.<br />
Abdi İbrahim <strong>Medikal</strong> Direktörlüğü, dünya genelinde<br />
dördüncü en sık ölüm nedeni olan KOAH’ın 2020 yılında<br />
üçüncü sıraya yükseleceğine dikkat çekiyor. Yapılan<br />
açıklamada, KOAH’ın dünya genelinde sadece 2012 yılında<br />
tüm ölümler içerisindeki payının %6 olduğu ve 3 milyon insanın<br />
ölümüne neden olduğu belirtiliyor.<br />
2002 yılından bu yana her yıl Kasım ayında Obstrüktif Akciğer<br />
Hastalıkları Küresel Girişimi (Global Initiative of Obstructive<br />
Lung Diseases – GOLD) önderliğinde dünya genelinde KOAH<br />
günü etkinlikleri düzenleniyor. “Hiçbir Zaman Erken Değil - Hiçbir<br />
Zaman Geç Değil” sloganı ile düzenlenen etkinliklerde, KOAH<br />
tanısı konulması veya şüphelenilmesi için erken olmadığı ve KOAH<br />
tanısı koyulan hastaların tedavisi için geç kalınmadığı vurgulanıyor.<br />
Yapılan açıklamada, çoğunlukla sigara kullanım hikâyesi olan<br />
veya sigara içmekte olan 40 yaş ve üzeri erişkinlerde görülen<br />
Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı’na bağlı zararların, toplumun<br />
yaş ortalaması ve risk faktörlerine maruz kalma nedeniyle,<br />
önümüzdeki on yıllar içinde artacağına dikkat çekiliyor.<br />
KOAH için, başta sigara olmak üzere tütün ve tütün mamullerinin<br />
kullanılması en büyük risk faktörü olarak başı çekiyor. Zararlı gaz<br />
ve partikül maruziyeti sonucu akciğerlerde kalıcı olarak hava akımı<br />
kısıtlılığı gelişiyor. Nefes darlığı, balgamlı veya balgamsız öksürük<br />
gibi belirtilerle kendini gösteren KOAH, alevlenme olarak tabir<br />
edilen akciğer fonksiyonlarında ve hastanın genel durumunda ani<br />
olarak meydana gelen kötüleşmeler ile seyreden uzun süreli bir<br />
hastalık. Alevlenmeler hastanın tedavisi ve hastalığın gidişatı için<br />
olumsuz etki oluşturabiliyor.<br />
Çoğu KOAH tanılı hastada aynı zamanda başka hastalıklar da<br />
görülebiliyor. Bunların başlıcaları kalp damar sistemi hastalıkları,<br />
iskelet kası fonksiyon bozuklukları, metabolik sendrom,<br />
osteoporoz (kemik erimesi), depresyon, anksiyete ve akciğer<br />
kanseridir.<br />
Abdi İbrahim Medical Director points out that COPD, the fourth<br />
most common cause of death in the world, will increase to<br />
third place in 2020. In a press release it was stated that COPD<br />
constitutes 6% of all deaths in the world and caused the death<br />
of 3 million people.<br />
Since 2002, COPD day activities are organized worldwide in<br />
November, under the leadership of the Global Initiative of<br />
Obstructive Lung Diseases (GOLD). In the events organized<br />
under the motto “Never too early - Never too late”, it is<br />
emphasized that it is not too early for the diagnosis or suspicion<br />
of COPD and that it is not too late for the treatment of patients<br />
diagnosed with COPD.<br />
According to the statement, it is pointed out that the damages<br />
due to Chronic Obstructive Pulmonary Disease in adults aged<br />
40 years and older who mostly have a smoking history or are<br />
smokers will increase over the next decades due to the age<br />
average and exposure to risk factors.<br />
For COPD, the use of tobacco and tobacco products, especially<br />
cigarettes, is the biggest risk factor. As a result of exposure<br />
to harmful gas and particles, persistent airflow limitation is<br />
developed in the lungs. COPD, manifested<br />
by symptoms such as shortness of breath,<br />
productive or non-productive cough is a longterm<br />
disease characterized by worsening of lung<br />
function and general condition of the patient<br />
expressed as exacerbation. Exacerbations can<br />
have a negative impact on the treatment of the<br />
patient and the course of the disease.<br />
Most patients with COPD can also have other<br />
diseases. Most of these are cardiovascular<br />
system diseases, skeletal muscle dysfunction,<br />
metabolic syndrome, osteoporosis, depression,<br />
anxiety and lung cancer.<br />
<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>
85<br />
Medical Directorate of Abdi Ibrahim warns:<br />
“Copd is the fourth cause of<br />
death in the world”<br />
The Abdi İbrahim Medical Directorate draws attention to striking information<br />
about the disease on World COPD Day, which is organized to raise awareness about<br />
COPD, an important public health problem all over the world. Chronic Obstructive<br />
Pulmonary Disease (COPD), the fourth most common cause of death worldwide, is<br />
expected to rise to third place in 2020.<br />
Avrupa’da Solunum Sistemi Hastalıkları Maliyetlerinin %56’sı<br />
KOAH.KOAH’ın toplum için ciddi bir sosyal ve ekonomik yük<br />
oluşturduğunu belirten Abdi İbrahim <strong>Medikal</strong> Direktörlüğü,<br />
maliyetlerin büyük kısmının alevlenmeler ve sonuçlarına bağlı<br />
olarak oluştuğunu belirtiyor. Sadece Avrupa Birliği’nde tüm<br />
sağlık harcamalarının içerisinde %6’lık pay solunum sistemi<br />
hastalıklarına bağlı oluşuyor. Bu solunum sistemi hastalıkları<br />
maliyetlerinin ise %56’sı KOAH nedeni ile gelişiyor.<br />
KOAH tanısı için solunum fonksiyon testinin ardından tanı<br />
konuluyor ve hastalar şikayetleri, bulgularının ağırlığı ve aynı<br />
zamanda alevlenme durumlarının sıklığına göre 4 kategoriye<br />
ayrılıyor. Bu kategorizasyonun ardından hastaya uygun olan<br />
tedaviye başlanıyor. Başlıca tedavi yöntemi hastanın rahat<br />
kullanabileceği ve uyum göstereceği bir inhaler cihaz yardımı ile<br />
verilen ilaç tedavisi. Bunun için nefes ile akciğerlere ilaç etken<br />
maddelerini ulaştıran inhaler cihazlar tercih ediliyor. Hastaların,<br />
hekimleri tarafından reçete edilen tedaviye uyum göstermeleri<br />
tedavi süreci için büyük önem taşıyor. Tedavisini düzenli bir<br />
şekilde alan bir hastanın gidişatı tedavi uyumu<br />
olmayan bir hastaya göre çok daha olumlu<br />
olacaktır. Düzenli Tedavi, Hastalığın Gidişatı İçin<br />
Büyük Önem Taşıyor. KOAH tedavisinde hekim<br />
ile hastanın kuracağı diyalog, hastanın hastalığı<br />
hakkındaki farkındalık düzeyi, ilaç tedavisinin<br />
doğru ve düzenli bir şekilde uygulanması, düzenli<br />
takipler ile hastalığın gidişatının kontrolü için<br />
büyük önem taşıyor. Abdi İbrahim <strong>Medikal</strong><br />
Direktörlüğü, uygun tedavi ile KOAH hastalarının,<br />
hastalıklarının gidişatı ve yaşam kalitelerinde<br />
olumlu sonuçlar alabileceğini belirtiyor.<br />
In Europe, COPD constitutes 56% of Respiratory System<br />
Diseases CostsStating that COPD is a serious social and<br />
economic burden for the community, Medical Directorate<br />
of Abdi İbrahim states that the large part of the costs are<br />
due to exacerbations and its consequences. 6% of all health<br />
expenditures in European Union are for respiratory diseases.<br />
COPD constitutes 56% of these respiratory system diseases<br />
costs.The diagnosis of COPD is based on the respiratory function<br />
test and the patients are divided into 4 categories according to<br />
their complaints, the severity of their findings and the frequency<br />
of exacerbations. After this categorization, the appropriate<br />
treatment is started. The main treatment method is medication<br />
given by an inhaler device which is easy to use and comply by<br />
the patient. Inhaler devices are preferred to deliver the active<br />
pharmaceutical ingredient to the lungs through inhalation.<br />
Patients’ compliance with the treatment prescribed by their<br />
physicians is crucial for the treatment process. The course of a<br />
patient who receives his treatment regularly will be much more<br />
favorable than a non-complaint patient.<br />
Regular treatment is of great importance for the course of<br />
the diseaseIn the treatment of COPD, the dialog established<br />
between the physician and the patient, patient’s level of<br />
awareness about the disease, the correct and regular<br />
administration of mediacation, regular follow-up and control<br />
of the course of the disease is of great importance. Medical<br />
Directorate of Abdi Ibrahim states that COPD patients may<br />
obtain positive results in the course of their disease and their<br />
quality of life with appropriate treatment.<br />
<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>
86 Article<br />
Novartis Türkiye,<br />
yerel üretime<br />
onkoloji alanındaki<br />
ürünü ile devam<br />
ediyor!<br />
Novartis Turkey, to its<br />
localproduction,<br />
continues with<br />
products in the<br />
field of oncology!<br />
• Novartis Türkiye, global ölçekte önemli<br />
bir üretim noktası olarak ülkemizin<br />
yerelleşme politikaları ile paralel biçimde<br />
ilaç üretiminde lokalizasyonu destekleyerek<br />
bu alanda öncülük edecek çalışmaları<br />
sürdürüyor.<br />
• Yerel üretim stratejisi doğrultusunda 2014<br />
yılından bu yana çalışmalarını sürdüren<br />
Novartis Türkiye, Kronik Miyeloid Lösemi<br />
alanında devrim oluşturan ilacın yerli<br />
üretiminin yanı sıra 2019 yılı Ağustos<br />
ayında 2 yeni yerli ürünü pazara sunmayı<br />
planladıklarını belirtti.<br />
• Novartis Turkey, as an important point<br />
of production on a global scale in parallel<br />
with our country’s decentralization policy<br />
by supporting the localization of drug<br />
production continues to work which is<br />
going to be leading in this area.<br />
•Novartis Turkey, has been working since<br />
2014 in line with local production strategy.<br />
In addition to the domestic production of<br />
the drug, which has revolutionized the field<br />
of chronic myeloid leukemia, said that they<br />
are planning to introduce 2 new domestic<br />
products to the market in August 2019.<br />
<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>
87<br />
Novartis İlaç, Novartis Onkoloji, Sandoz İlaç ve Alcon<br />
olarak 4 divizyon ve üretim tesisleri ile 60 yıldan fazla<br />
süredir Türkiye’de faaliyet gösteren Novartis Grup;<br />
Türkiye’deki tesislerinde ürettiği katma değeri yüksek<br />
ilaçlarla Türkiye’nin yüksek teknolojili üretimine katkı<br />
sağlıyor. Novartis Türkiye global ölçekte önemli bir üretim<br />
noktası olarak, ülkemizin yerelleşme politikaları ile paralel<br />
biçimde ilaç üretiminde lokalizasyonu destekleyerek bu<br />
alanda öncülük edecek çalışmaları sürdürüyor.<br />
Novartis Group who is being operating production facilities in<br />
Turkey with Novartis Pharmaceuticals, Novartis Oncology,<br />
Sandoz Pharmaceuticals and Alcon as 4 division and more<br />
than 60 years; contributes to Turkey’s high-tech medication<br />
production with its enterprises in Turkey producing an added<br />
value.Novartis Turkey as an important point of production on a<br />
global scale, in parallel with the country’s decentralization policy<br />
in this area by supporting the localization of drug production<br />
continues works which will be leading as well.<br />
“Son 10 yılda gerçekleştirdiğimiz 1,5 milyar dolarla<br />
Türkiye’nin en çok ilaç ihracatı yapan firmasıyız”<br />
Sağlık hizmetleri alanında dünyanın lider ilaç şirketlerinden<br />
biri olarak, 60 yıldır yatırımlarıyla Türkiye’ye bağlılığını<br />
sürdürdüklerini belirten Novartis Grup Türkiye Başkanı<br />
ve Sandoz Türkiye Genel Müdürü Dr. Altan Demirdere<br />
‘Üretim tesislerimizden 2017’de 130 milyon dolar ihracat<br />
gerçekleştirdik. Son 10 yılda gerçekleştirdiğimiz toplam<br />
1,5 milyar dolarla Türkiye’nin en çok ilaç ihracatı yapan<br />
firması olduk. Klinik araştırmalarda sektörde öncülük<br />
ederek 2017’de 114 klinik çalışmaya yaklaşık 60 milyon<br />
dolar yatırım yaptık. Tüm bunlar global bir şirket olarak<br />
Türkiye’nin genç ve dinamik nüfusuna, pazarına duyduğu<br />
güvenin en önemli göstergesi.<br />
Dolayısıyla Novartis olarak, yatırımlarımızı artırarak<br />
Türkiye’deki varlığımızı güçlendirmeye devam edeceğiz.<br />
Bu kapsamda devletimizin yerel üretim alanındaki<br />
stratejilerine paralel şekilde çalışmalarımızı sürdürüyoruz.<br />
Hastaların hayatlarında fark oluşturacak ilaçlarımızla ve<br />
yatırımlarımızla Türk insanına bağlılığımızı sürdüreceğiz.’<br />
dedi.<br />
Onkoloji alanındaki ilk yerli ürün pazara sunuldu<br />
Milli ekonomiyi yerelleştirme noktasında ülke ekonomisine<br />
katkı sağlama hedefiyle ilerleyen Novartis Onkoloji ise,<br />
grubun stratejileri ile paralel olarak yerel üretim alanındaki<br />
çalışmalarını hızla sürdürüyor.2014 yılından itibaren yerel<br />
üretim çalışmalarını sürdüren Novartis Onkoloji Türkiye, bu<br />
alandaki başarılı sonuçlara imza atıyor. Novartis Onkoloji<br />
Türkiye Genel Müdürü Pınar Üstündağ, bu çalışmalarının<br />
neticesinde onkoloji portföyünde pazara verilen, Kronik<br />
Miyeloid Lösemi alanında devrim açmış olan ilacın yerli<br />
olarak üretilmeye başlandığını ve geçtiğimiz aylarda<br />
hastalarla buluştuğunu vurguladı. Üstündağ, “Novartis<br />
Onkoloji Türkiye olarak, ülkemizin yerel üretim konusundaki<br />
hedeflerine ve politikalarına sürdürülebilir katkı sağlamak<br />
amacıyla yerel üretim konusundaki planlamalarımızı 2014<br />
yılından bu yana sürdürüyor; bu alanda öncü olmanın<br />
gururunu ve mutluluğunu yaşıyoruz. Kurtköy üretim<br />
tesislerinde ilk yerli üretilen ilacımız dışında 2 yeni yerli<br />
üretilecek ilacımızı daha 2019 yılının Ağustos ayında<br />
hastalarla buluşturmayı planlıyoruz” dedi.<br />
With the 1.5 billion dollars that we have realized in the last<br />
10 years, we are the Turkey’s largest drug company in the<br />
exporting<br />
Novartis Group Turkey President and General Manager of<br />
Sandoz Turkey Dr. Altan Demirdere the field of health care as<br />
one of the world’s leading pharmaceutical companies, said that<br />
in they have remained committed to its investments in Turkey<br />
for 60 years and he continued. “In 2017, we made exports of<br />
130 million dollars from our production facilities. We have a<br />
total of 1.5 billion dollars, the company that makes Turkey’s top<br />
pharmaceutical exports have realized in the last 10 years. We<br />
have invested approximately 60 million dollars in 114 clinical<br />
studies in 2017, pioneering the sector in clinical research. All<br />
this, as a global company, It is the most important indicator<br />
that shows our confidence for Turkey’s young and dynamic<br />
population, and in the market as well. Therefore, as Novartis,<br />
by increasing our investment will continue to strengthen our<br />
presence in Turkey. In this context, we continue to work in line<br />
with the strategies of our state in the field of local production.<br />
We will continue our commitment to the Turkish people with<br />
our medicines and investments that will make a difference in<br />
patients’ lives.” He said.<br />
The first domestic product in the field of oncology has<br />
launched<br />
Novartis Oncology, which aims to contribute to the national<br />
economy at the point of localizing the national economy,<br />
continues its efforts in the local production field in parallel with<br />
the group’s strategies.<br />
Novartis Oncology Turkey that continues the work of local<br />
production since 2014, achieves successful results in this area.<br />
Turkey General Manager of Novartis Oncology Pinar Üstündağ,<br />
as a result of this work said that the drug, which was launched<br />
on the market in its oncology portfolio and opened a revolution<br />
in the field of Chronic Myeloid Leukemia, was started to be<br />
produced locally. And stressed that the drug has met with the<br />
patients in the past months. Üstündağ has said that “As Novartis<br />
Oncology Turkey, our planning on sustainable local production<br />
in order to contribute to the goals and policy on local production<br />
are continuing since 2014. We are proud of being a pioneer in<br />
this field. In Kurtköy production facilities, we plan to bring 2 new<br />
domestic medicines to our patients, in August 2019, in addition<br />
to our first domestic medication productions.” She said.<br />
<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>
88<br />
<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>
<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong><br />
89
90<br />
Medical experts<br />
once again<br />
were “spoiled<br />
for choice” at<br />
MEDICA and<br />
COMPAMED<br />
Sağlık Sektörü<br />
Uzmanları<br />
bir kez daha<br />
MEDICA ve<br />
COMPAMED<br />
’de “seçim için<br />
şımartıldı”<br />
Dünya çapında benzersiz birçok konu<br />
ve teklif kapsamı – Dijitalleşme dalgası,<br />
adeta yeniliklerden oluşan bir sele<br />
dönüştü.<br />
A scope of topics and offers that is<br />
unique worldwide – Digitalisation wave<br />
causes a flood of innovations.<br />
<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>
91<br />
Duesseldorf’ta düzenlenen ve dünyanın en<br />
büyük medikal ticaret fuarı olan MEDICA<br />
ile yine dünyanın en büyük uluslararası<br />
lider tedarikçi fuarı olan COMPAMED’de<br />
işlenen konu başlıkları düşünüldüğünde<br />
bir araya gelen tüm uluslararası sağlık<br />
hizmetleri endüstrisi kanaat önderleri seçim<br />
yapabilmeleri adına adeta şımartıldılar.<br />
Dört gün boyunca devam eden fuar, yaklaşık<br />
120.000 ziyaretçi ile (takribi 155 ülke ve<br />
3%2’lik bir uluslararası katılım payı ile) daha<br />
önce hiç olmadığı kadar yoğun ve uluslararası katılımı fazla<br />
bir şekilde gerçekleşti.<br />
12–15 Kasım <strong>2018</strong> tarihleri arasında gerçekleşen fuar,<br />
66 faklı ülkeden tam olarak 5.273 stant açan firma ve<br />
bunun % 80’in üzerinde bir pay ile uluslararası katılımdan<br />
oluşması MEDICA için yeni bir rekor anlamına gelmektedir.<br />
COMPAMED ise sorunsuz bir şekilde yine 40 farklı ülke<br />
ve 783 stant açan firma ile rekorunu sürdürmektedir.<br />
“Dünyanın başka hiçbir yerinde, gelişim için gerekli olan<br />
tüm proses süreçleri düşünülerek ortaya konan yenilikçi<br />
buluşları, yeni üretim medikal ekipmanları, ürünleri, araç<br />
ve gereçleri, ileri teknoloji çözümleri bu denli kusursuz<br />
bir şekilde sunan ve aynı zamanda konularına öne çıkmış<br />
uzmanlarca gerçekleştirilen yüzlerce konuşmayı bir arada<br />
bulabileceğin başka bir platform daha düşünemiyorum”<br />
diyen ve <strong>2018</strong> yılından bu yana Messe Duesseldorf’un<br />
CEO’luk görevini yürüten Wolfram Diener bu pragmatik<br />
yelpazeden çok etkilendiğini belirtti.<br />
Aynı zamanda Asya’da çok büyük başka bir ticaret fuarının<br />
da uzun yıllar liderlik pozisyonunu devam ettirmiş olan<br />
Diener bu karşılaştırmayı yapabilecek ender insanlardan<br />
bir tanesidir. Bu fuarla birlikte kendisi, çeşitli ülkelerdeki<br />
pazarlara, Pazar yapılarına ve aynı zamanda yenilikçi<br />
çalışmalara odaklanma imkânı bulmuştur.<br />
Once again, decision makers of the international healthcare<br />
industry were “spoiled for choice” when it came to the themes<br />
at the world’s largest medical trade fair MEDICA and the<br />
internationally leading supplier trade fair COMPAMED in<br />
Düsseldorf. On the four days of the fair, around 120,000<br />
visitors (with an international share of approx. two thirds<br />
from around 155 countries) enjoyed an offer that was more<br />
extensive and international than ever before. The fair took<br />
place from 12 to 15 November <strong>2018</strong>. 5,273 exhibitors from 66<br />
countries and an international share of more than 80 percent<br />
mean a new record for MEDICA. COMPAMED also seamlessly<br />
continued its record run with 783 exhibitors from 40 states.<br />
“Nowhere else in the world will you find the entire process<br />
chain of innovations for the development, manufacture and<br />
marketing of medical devices, products, instruments and<br />
high-tech solutions presented in such a seamless manner<br />
and broached in hundreds of speeches by renowned experts,”<br />
say Wolfram Diener, CEO of Messe Düsseldorf since <strong>2018</strong>,<br />
impressed by the programmatic range. Diener is able to draw<br />
this comparison, as he held a leadership position at another<br />
trade fair host in the Asian business for many years. Here,<br />
he gained insight into markets, their structures and focus<br />
on innovation in various countries. “At MEDICA, visitors can<br />
see for themselves what is generally possible with regard to<br />
modern outpatient and clinical care and in which areas new<br />
processes and care models are being used in a promising way.<br />
<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>
92<br />
Diener “MEDICA’da tüm ziyaretçiler modern ayakta<br />
tedavi ve klinik bakım konularında artık nelerin mümkün<br />
olduğunu ve yeni süreçler ile bakım modellerinin<br />
umut verici bir şekilde nasıl ve hangi alanlarda<br />
kullanılabildiklerini kendileri bizzat görebilirler” dedi. Ve<br />
tüm bu tespitlerini birçok stant açan firma ile yaptığı<br />
görüşmeler neticesinde ortaya koydu.<br />
Tüm konular göz önüne alındığında, eğilimin en fazla<br />
olduğu özellikle dijital dönüşüm konusu ile ilgili olarak<br />
ziyaretçilere çok fazla bilgi sunuldu. Diener sözlerini,<br />
“MEDICA <strong>2018</strong>’deki salonlardan bir tanesine girin ve<br />
orada gerçekleştirilen kabaca 1000 adet civarında<br />
dijitalleşme içeriği taşıyan sunumdan bir tanesini bile<br />
dinlediğinizde şunu çok net olarak göreceksiniz ki;<br />
dijitalleşme ile ortaya konan yeniliklerin sadece hizmet<br />
sağlayıcılara değil aynı zamanda doktorlara ve en<br />
önemlisi hastalara da büyük faydalar sağlayacaktır”<br />
diyerek tamamladı.<br />
Messe Duesseldorf’ta Sağlık ve <strong>Medikal</strong> Teknolojiler<br />
Küresel Portföy Direktörü olarak çalışmakta olan Horst<br />
Giesen ise tüm taraflar için dijitalleşmenin önemini şu<br />
şekilde vurguluyor. “Dijitalleşme hastalar açısından tüm<br />
tıbbi personel en verimli şekilde kullanılması ve uzmanlık<br />
bilgisine en kolay şekilde ulaşım gibi önemli konularda<br />
büyük faydalar sağlayacaktır. Örneğin komşu üniversite<br />
hastanesinde, hatta başka bir ülkede bulunmakta olan<br />
bir uzman bilgisine sanal olarak ulaşabilmek kolaylıkla<br />
mümkün olabilecektir.”<br />
These impulses are gaining importance, especially with<br />
regard to the German market. Service providers in this<br />
country are faced with ever growing price pressure. At the<br />
same time, they fortunately also benefit from an increasing<br />
orientation towards innovation and new technologies,”<br />
says Wolfram Diener, drawing on knowledge gained in<br />
numerous conversations with exhibitors. Particularly<br />
with regard to one of the most significant trends of all,<br />
digital transformation, visitors were offered a lot of<br />
new information. A walk through the halls at MEDICA<br />
<strong>2018</strong> as well as participation in one of the roughly 1,000<br />
presentations from the programme of the accompanying<br />
forums and conferences proved that the many innovations<br />
related to digitalisation not only offer good business<br />
perspectives to their providers, they also benefit doctors<br />
and particularly patients. “Benefits for patients are a<br />
more efficient use of medical personnel on the one hand<br />
and easier access to specialist know how on the other,<br />
for example when experts from neighbouring university<br />
hospitals or even from abroad are called in virtually,”<br />
emphasises Horst Giesen, Global Portfolio Director Health<br />
& Medical Technologies at Messe Düsseldorf.<br />
<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>
93<br />
MEDICA, dünyanın her yerinden yeni başlayanlar<br />
için etkin nokta<br />
Şu anda, pahalı yeni donanım geliştirmelerine<br />
dayanmayan, ancak öncelikli olarak yazılım odaklı<br />
olan daha dijital sağlık uygulamalarına yönelik açık<br />
bir gelişme bulunmaktadır. Bu gelişme ise büyük<br />
şirketlerin ellerinde gibi gözükse de sadece onlara ait<br />
olarak kalmamaktadır. Dünyadaki start-up’larda bu<br />
teknolojik fırsatları bir şekilde ele geçirebilmektedirler.<br />
Onlar için MEDICA, geçtiğimiz yıllardan başlayarak<br />
artan bir ilgi odağı halinde gelmiştir.Yeni startup’lar<br />
MEDICA BAĞLANTILI SAĞLIK FORUMU ve<br />
MEDICA App COMPETITION (Salon 15) kapsamında<br />
düzenlenen “MEDICA DISRUPT” girişimi ile her gün<br />
sunumlar yapmışlardır. Toplam 50’den fazla startup<br />
cilt kanseri ve kronik rahatsızlıkların (özellikle<br />
kalp ve akciğeri etkileyen) hayati belirtilerini ve<br />
aktivitelerini efektif bir şekilde izlemek ve kolaylıkla<br />
takip edebilmek üzere geliştirdikleri yenilikçi<br />
çözümleri sunmak üzere adeta sahneye hücum ettiler.<br />
Heyecan verici start-up’lar MEDICA START-UP<br />
PARK’ta, Giyilebilir Teknolojiler Bölüm salonunda<br />
(Salon 15) ve ayrıca Fransa, İsrail ve Finlandiya<br />
ortak standlarında yerlerini aldılar. Bu alanlarda<br />
sunulan yenilikçi çalışmalara birkaç örnek vermek<br />
gerekirse; retina ve gözleri incelemek üzere geliştirilen<br />
bir ophthalmoscope akıllı telefon bulunmakta idi.<br />
Ayrıca yara iyileşme sürecini uyarılarla belirtebilmek<br />
üzere mavi ve kırmızı LED ışıkları kullanan akıllı bir<br />
ağrı yaması katılımcıların incelemesine sunuldu.<br />
Belçika’dan katılan “FibriCheck” isimli geliştirici ekip,<br />
UYGULAMA YARIŞMASINDA (Akıllı Telefonlarda kullanılmak üzere)<br />
kardiyak aritmileri tanıyan ve yapay zekâya dayalı bir akıllı telefon<br />
uygulaması ile galip geldi. Tek yapılması gereken ise bir parmağı akıllı<br />
telefon kamerası ile taramaktı.<br />
MEDICA is the hotspot for start ups from around the world<br />
At the moment, there is a clear development towards more digital<br />
health applications that are no longer based on expensive new hardware<br />
developments but are primarily software-driven. This development<br />
plays into the hands of large companies, but not just theirs. Start-ups<br />
around the world are also seizing their opportunity. For them, MEDICA<br />
has increasingly become a hot spot in the past years. New start-ups<br />
gave presentations every day in the “MEDICA DISRUPT” initiative, held<br />
within the scope of the MEDICA CONNECTED HEALTHCARE FORUM<br />
and the MEDICA App COMPETITION (Hall 15). A total of over 50 startups<br />
stormed the stage to present solutions for everything from treating<br />
skin cancer and chronic conditions (affecting the heart and lungs, for<br />
example) to telemonitoring and tracking of vital signs and activity.<br />
Thrilling start-ups could also be found in the MEDICA START-UP<br />
PARK, at the Wearable Technologies Show (both in Hall 15) as well as<br />
at the joint booths, especially of France, Israel and Finland. Among the<br />
product innovations presented here were a smartphone opthalmoscope<br />
to examine retinas and eyes as well as a smart pain patch that uses<br />
blue and red LED light to stimulate the wound healing process, to name<br />
a few examples. The developer team from “FibriCheck” in Belgium<br />
emerged victoriously from the App COMPETITION with a smartphone<br />
application based on artificial intelligence that recognises cardiac<br />
arrhythmias. All you have to do is scan one finger with a smartphone<br />
camera.<br />
<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>
94<br />
Program öne çıkan özellikleri tüm katılımcılar<br />
büyüledi<br />
Sergi beraberinde eş zamanlı olarak düzenlenen<br />
program, piyasadaki en önemli trendlere odaklanmış<br />
ve tüm izleyicilerin mükemmel tepkisi ile yanıt bulan<br />
sayısız ilgi çekici özellikler sundu. Burada ziyaretçiler,<br />
yapay zekâ kullanımının çok daha büyüleyici örneklerini<br />
deneyimleme şansı bulmuşlar ve gerçekten de bu<br />
nefes kesici güzellikteki buluşların, geleceğin üretim<br />
hatlarında olduklarını rahatlıkla görebildiler.<br />
Bir örnek vermek gerekirse; MEDICA BAĞLI SAĞLIK<br />
BAKIM FORUMUNDA gerçekleştirilen Biyonik<br />
Teknolojiler Alanındaki Önemli Gelişmeler oturumunda<br />
Akıllı Protez Kullanımları ilgi odağı oldu. Ayrıca<br />
MEDICA SAĞLIK FORUMUNDA bu konu açık bir<br />
şekilde şu örnekler ile bir bakıma kesinlik kazanmış<br />
oldu. Bu oturumda ise TEŞHİS için Yapay Zekâ<br />
Potansiyeli konusu an itibarı ile detaylı bir şekilde<br />
irdelendi.<br />
Tedarikçiler güçlü ürünleri ile güçlerini<br />
artırmaktadırlar<br />
MEDICA ile bağlantılı olarak, COMPAMED Fuarı<br />
27. kez gerçekleştirilmiştir. COMPAMED, medikal<br />
teknoloji üretimde tedarikçi pazarı için tüm dünya<br />
genelinde lider konumdadır. Konu ile ilgili şirketler<br />
8A ve 8B salonlarında yerlerini alarak ileri teknoloji<br />
çözümlerini tüm ziyaretçilerin ilgisine sunmuşlardır.<br />
Ve böylece bir bakıma kendilerinin sektör için tıp<br />
teknolojisi endüstrisinde ürün geliştirme ve üretim<br />
adında ne denli yetenekli ortaklar olabileceklerini altını<br />
çizerek göstermişlerdir. Bir kez daha, küçük ancak eş<br />
zamanlı olarak hareket edecek güçlü alt bileşenlerin<br />
ürün yenileştirme konularında ne denli büyük öneme<br />
sahip oldukları kanıtlanmış oldu. Bu bileşenler gün<br />
geçtikçe daha kompakt cihazlarda ve ürünlerde ve<br />
hatta dünyanın en sofistike tıbbi ürünleri olarak kabul<br />
edilen aktif implantlarda dahi kullanılabilecektir. Son<br />
zamanlarda, 3D baskıcılık da dinamik bir gelişme<br />
göstermektedir. Tarihinde ilk kez olmak üzere,<br />
COMPAMED bu konuya yönelik olmak üzere 1 günlük<br />
Uluslararası bir konferans düzenlemiştir.<br />
Programme highlights captivated the<br />
audience<br />
The accompanying programme offered<br />
numerous highlights that focussed on the<br />
most important trends on the market and<br />
were met with an excellent response from<br />
the professional audience. Here, visitors<br />
could experience further enthralling<br />
examples of the use of artificial intelligence<br />
and see for themselves which sometimes<br />
breathtaking advances are already in the<br />
pipeline for the future. This became clear<br />
at the session on developments in the field<br />
of bionic technologies (for use in intelligent<br />
prosthetics) at the MEDICA CONNECTED<br />
HEALTH CARE FORUM, to name one<br />
example, and at the MEDICA HEALTH<br />
IT FORUM. Here, one highly frequented<br />
session focussed on the potential of artificial<br />
intelligence for diagnostics, for example.<br />
Suppliers boost powerful products<br />
In connection with MEDICA, COMPAMED<br />
was held for the 27th time. COMPAMED<br />
is a worldwide leading event for the<br />
supplier market in medical technology<br />
manufacturing. The companies and research<br />
institutes came to Halls 8a and 8b and<br />
showcased their high-tech solutions, thus<br />
presenting themselves as skilled partners for<br />
development and production in the medical<br />
technology industry. Once again, small and<br />
simultaneously powerful components proved<br />
a hot topic among the product innovations.<br />
These components are used in increasingly<br />
more compact devices and products and even<br />
in active implants, which count as the most<br />
sophisticated medical products in the world.<br />
Currently, 3D printing is also developing<br />
dynamically. For the first time, COMPAMED<br />
dedicated a one-day international conference<br />
to this topic.<br />
<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>
96<br />
Kanser, Çocuk<br />
Sahibi Olmaya<br />
Engel Değil!<br />
Cancer is Not an<br />
Obstacle to Having<br />
Children!<br />
Kanser Savaşçıları Derneği ve<br />
Üreme Sağlığı ve İnfertilite Derneği<br />
(TSRM) yönetimleri kanser ve<br />
tedavilerine bağlı kısırlığı önlemek<br />
için el ele veriyor. Dernek yetkilileri<br />
Üreme Sağlığı ve İnfertilite <strong>2018</strong><br />
Kongresi’nde bir farkındalık<br />
çalışması yürüterek “Kanser ne<br />
hayatı yaşamaya ne de çocuk sahibi<br />
olmaya engel değildir!” dedi.<br />
Kongrede kanser tanısı aldıktan<br />
sonra kısırlık tedavilerine başvuran<br />
hastalar da deneyimlerini paylaştı.<br />
Cancer Survivors Association and the<br />
Association of Reproductive Health and<br />
Infertility (TSRM) administrations hand<br />
in hand to prevent infertility due to cancer<br />
and treatments. Association officials said<br />
“Cancer is not obstacle to live life nor having<br />
children!” by conducting an awareness study<br />
in the Reproductive Health and Infertility<br />
<strong>2018</strong> Congress. Patients who applied to<br />
infertility treatments after having diagnosed<br />
with cancer also shared their experiences in<br />
the congress.<br />
<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>
97<br />
“Hayattaki en büyük hayalim anne olmak” diyor 41<br />
yaşındaki Suna Doğan. “Ama geçen yıl meme kanseri<br />
tanısı aldığımı öğrendiğim andan itibaren uzun bir<br />
süre bu hayal aklıma bile gelmedi. Bir an önce tedavim<br />
başlasın ve eski sağlığıma kavuşayım istedim. Kısırlık<br />
riskine değil, saçlarımın döküleceğine üzülüyordum<br />
doğrusu. Çünkü tedavinin kısırlığa sebep olabileceğini<br />
bilmiyordum bile!”Sadece Suna Doğan değil, tanı alan pek<br />
çok kadın ve erkek de kanser tanısı ve tedavinin kısırlığa<br />
neden olabileceğini bilmiyor aslında. Nitekim Breast<br />
Cancer Care’in yaptığı bir çalışma da kadınların yüzde<br />
60’ının kemoterapiden sonra kısırlık riskinden haberdar<br />
olmadığını ortaya koyuyor. Oysa başka bir araştırma 15-<br />
39 yaş arası kanser hastalarının yarısının, tedavi sonrası<br />
infertil olduğunu gözler önüne seriyor.TSRM Derneği<br />
Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Barış Ata “Yaş ve cinsiyet<br />
gözetmeksizin görülen bu durum, tedavi öncesinde<br />
önlem alınmadığı takdirde kişilerin çocuk sahibi olmasını<br />
engelleyebiliyor. Ancak günümüzde doğru yönlendirme<br />
ile bunun önüne geçilebilmesi mümkün” diyor ve ekliyor:<br />
“Çünkü kadın, erkek ve çocuk kanserlerinde tedavi<br />
öncesinde başvurulacak doğurganlığı koruma yöntemleri<br />
sayesinde, tedavi sonucunda gelişebilecek kısırlığa engel<br />
olmak mümkün.” Yeter ki hastalar bu riskin ve çözümünün<br />
farkında olsunlar. İşte bu noktada kanser tedavisinden<br />
sorumlu medikal onkolog ve cerrahlara büyük görev<br />
düşüyor. Çünkü sadece onlar, kanser tanısını duyunca şok<br />
yaşayan ve hastalığı bir an önce atlatmaktan başka bir<br />
şeye odaklanamayacak durumdaki hasta ve yakınlarını<br />
bu riskten haberdar ederek bir üreme sağlığı uzmanına<br />
yönlendirebilir. Görünen o ki, rutin işlerinin yoğunluğunda<br />
bu alanda çalışan hekimler de bu bilgilendirmeyi ihmal<br />
edebiliyor. İngiltere’de yönetici danışmanlığı yapan Alim<br />
Erginoğlu’nun tanı ve tedavi sürecinde deneyimlediği gibi...<br />
İki kez testis kanseriyle mücadele eden Alim Erginoğlu’na<br />
ilk tanı 2001’de konuyor. “Henüz 27 yaşındaydım ve<br />
kanserin tedavisinden başka bir şey düşünmüyordum<br />
elbette. Çocuk sahibi olmak o an için o kadar uzak bir<br />
düşünceydi ki... Kendi iş yoğunluklarından ve kanseri<br />
tedavi etmeye odaklandıkları için olsa gerek maalesef<br />
bu konuda sağlık ekibimden de kimse bana bilgi vermedi.<br />
Neyse ki başka bir doktor tanıdığın yönlendirmesi<br />
sayesinde kısırlık önleyici tedaviye başvurduk. Tedavi<br />
öncesinde sperm dondurma işlemi yapılmasaydı bugün<br />
çocuğum olmayacaktı.” Erginoğlu bugün 12 yaşındaki<br />
kızına ve 7 yaşındaki oğluna her baktığında şükrettiğini<br />
söylüyor; başka bir doktor tarafından da olsa bu tedaviye<br />
yönlendirildiği ve geç kalmadığı için!<br />
41-year-old Suna Doğan says “My biggest dream<br />
in life is to be a mother.”, and adds “But I didn’t<br />
even think of this dream for a long time from the<br />
moment I learned that I was diagnosed with breast<br />
cancer last year. I wanted to start my treatment<br />
and get healthy again. To be honest, I was worried<br />
that my hair would be lost, not the risk of infertility.<br />
Because I didn’t even know that treatment could<br />
cause infertility!”Not only Suna Doğan, but also many<br />
women and men who are diagnosed do not know that<br />
cancer diagnosis and treatment may cause infertility.<br />
As a matter of fact, a study by Breast Cancer Care<br />
shows that 60 percent of women are not aware of<br />
the risk of infertility after chemotherapy. Yet another<br />
study reveals that half of cancer patients aged 15-39<br />
years are infertile after treatment.TSRM Association<br />
Board Member Dr. Barış Ata says “This situation,<br />
which can be seen at any age and gender, can prevent<br />
people from having children if precaution is not taken<br />
before treatment. Nowadays, it is possible to prevent<br />
this with proper guidance.”, and adds “It is possible<br />
to prevent infertility that can develop as a result of<br />
treatment thanks to the methods of protecting fertility<br />
to be applied before treatment in women, men and<br />
children cancers.”At this point, medical oncologists<br />
and surgeons responsible for cancer treatment have<br />
a major role. Because only they can refer patients<br />
and their relatives, who are shocked when they hear<br />
the diagnosis of cancer and cannot focus on anything<br />
other than to get rid of the disease as soon as possible,<br />
to a reproductive health specialist. It seems that<br />
the physicians who work in this field can neglect<br />
this informing in the intensity of their routine work.<br />
As Alim Erginoğlu, an executive consultant in the<br />
UK, experienced during his diagnosis and treatment<br />
process.Alim Erginoğlu, who struggled with testicular<br />
cancer twice, was first diagnosed in 2001. “I was only<br />
27 years old, and I wasn’t thinking of anything but<br />
the cure for cancer. It was such a distant thought<br />
to have children. Unfortunately, no one in my health<br />
team told me about it because of their work intensity<br />
and focus on treating cancer. Fortunately, we applied<br />
to infertility-preventive treatment with the guidance<br />
of another doctor. Erginoğlu said that he is thankful<br />
today when he looked at her 12-year-old daughter and<br />
her 7-year-old son for not being late; although he is<br />
referred to this treatment by another doctor!<br />
<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>
98<br />
Ama tüm hastalar onun kadar şanslı olmayabilir.<br />
Erginoğlu bu nedenle hem İngiltere’de Cancer<br />
Research UK’de de gönüllü olarak çalışıyor hem<br />
de Türkiye’de kanser tanı ve tedavi sürecinde<br />
hastaların kısırlık önleyici tedaviler konusunda<br />
bilgi sahibi olması için Kanser Savaşçıları<br />
Derneği’nin projelerinde danışmanlık veriyor.<br />
Dernek bu konudaki yeni projesi için TSRM-<br />
Üreme Sağlığı ve İnfertilite Derneği ile birlikte<br />
çalışacak. Kanser Savaşçıları Derneği Yönetim<br />
Kurulu Başkanı Aslı Ortakmaç ise kanser gibi ciddi<br />
bir hastalıkla mücadele ederken hem doktorların<br />
hem de tanı alanların kısırlık riskine karşı önlem<br />
almayı göz ardı edebildiklerini dile getiriyor:<br />
“İşte bu yüzden kanser tanı ve tedavi sürecinde<br />
kısırlık önleyici tedavilere dikkat çekmek ve<br />
özellikle kanser tedavisi üzerine çalışan doktorlar<br />
arasında farkındalık oluşturmak amacıyla TSRM<br />
Derneği ile işbirliği yapıyoruz.”Her iki derneğin<br />
yetkililerinin de önemle vurguladığı konu: Sağlık<br />
çalışanları arasında farkındalık oluşturmak!<br />
Zira Breast Cancer Care’in 50 meme cerrahı ve<br />
hemşire ile yaptığı araştırma, sağlık uzmanlarının<br />
yüzde 35’inden fazlasının tedavi olacak kişilere<br />
tedavinin doğurganlıklarını nasıl etkileyebileceğini<br />
belirtmediğine ve tanı alanların bu risklerden<br />
tamamen habersiz kalabildiğine işaret ediyor.<br />
Kendisi de sağlık çalışanı olduğu halde kısırlık<br />
riskinden haberi olmayan Suna Doğan’a geri<br />
dönersek... O da şanslı sayılabilecek hastalardan.<br />
“Kesinlikle öyleyim. Çünkü, cerrahım ve radyasyon<br />
onkologum beni bu konuda bilgilendirdi ve tedavi<br />
öncesinde yumurtalarım donduruldu. Sayelerinde<br />
şimdi yeniden sağlığıma kavuştuğumda hayata<br />
daha da sıkı bağlanmak için çok daha güçlü<br />
sebeplerim oldu” diyor Doğan ve ekliyor: “Beni<br />
yaşama iki kez bağladılar; hem kanseri yendim<br />
hem de hastalık nedeniyle hayallerimden<br />
vazgeçmek zorunda kalmadım.”<br />
But not all patients are as lucky as him.<br />
Therefore, Erginoğlu both works as a<br />
volunteer in the Cancer Research UK in<br />
England and consults Cancer Warriors<br />
Association projects with the aim of patients<br />
being informed about infertility-preventive<br />
treatment during their diagnosis and<br />
treatment process in Turkey.<br />
The Association will work with the<br />
Association of Reproductive Health<br />
and Infertility for its new project. Aslı<br />
Ortakmaç, Chairman of the Cancer Survivors<br />
Association, says that both physicians and<br />
diagnosed patients can ignore the risk of<br />
infertility while fighting a serious disease<br />
such as cancer: “That is why we cooperate<br />
with the TSRM Association to draw attention<br />
to infertility-preventive treatments during<br />
cancer diagnosis and treatment and to raise<br />
awareness among physicians working on<br />
cancer treatment.”<br />
The issue that the authorities of both<br />
associations emphasize: Creating awareness<br />
among health workers! Breast Cancer Care’s<br />
research with 50 breast surgeons and nurses<br />
indicate that more than 35% of health care<br />
professionals do not specify how treatment<br />
can affect fertility, and those who are<br />
diagnosed can remain completely unaware of<br />
these risks.<br />
Going back to Suna Doğan, who did not know<br />
about the risk of infertility despite being a<br />
healthcare worker... She’s one of the lucky<br />
patients. She says “Certainly I am, because<br />
my surgeon and radiation oncologist informed<br />
me about it and my eggs were frozen before<br />
treatment. I’ve had much more powerful<br />
reasons to hold on to life again when I<br />
recover my health.”, and adds “They tied me<br />
to life twice; I beat the cancer and did not<br />
have to give up my dreams because of the<br />
disease.”<br />
<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>
100<br />
Mardin’de sindirim sistemi<br />
hastalıklarına dikkat çekildi<br />
Türk Gastroenteroloji Derneği (TGD) tarafından, Toplumsal Farkındalık Projeleri<br />
kapsamında “Farkında Ol, Geç Kalma!” sloganı ile düzenlenen “Sindirim Sistemi<br />
Hastalıkları Bilgilendirme Programı” na Mardin’de devam edildi.<br />
Türk Gastroenteroloji Derneği Saymanı Prof. Dr. Orhan<br />
Sezgin “Midem Yanıyor-Nelere Dikkat Etmeliyim?”, Türk<br />
Gastroenteroloji Derneği Yönetim Kurulu üyesi Prof. Dr.<br />
Dilek Oğuz “Safra Kesesi Taşı; Ne Zaman Ameliyat?” ve Türk<br />
Gastroenteroloji Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Murat<br />
Törüner “Kolon Kanseri Taraması” başlıklı sunumlarını<br />
yaptılar.<br />
Türk Gastroenteroloji Derneği tarafından düzenlenen<br />
“Sindirim Sistemi Hastalıkları Bilgilendirme<br />
Programı”nda, Türkiye’nin farklı şehirlerinde<br />
yapılan halk bilgilendirme toplantıları ile sindirim sistemi<br />
hastalıklarının toplumdaki farkındalık seviyesini yükseltilmesi<br />
ve kamuoyunun dikkatinin çekilmesi hedefleniyor.<br />
Sindirim sistemi hastaları ve hasta yakınları, Halk ve<br />
bu hastalıkları takip-tedavi eden hekimlerin ve sağlık<br />
çalışanlarının katıldığı Halk Toplantılarının son durağı Mardin<br />
oldu. Mardin Büyükşehir Belediyesi’nin katkılarıyla, Mardin<br />
Büyükşehir Belediyesi Gençlik Merkezi Konferans Salonu’nda<br />
yapılan ve katılımın ücretsiz olduğu programda, Açılış<br />
konuşmasını Artuklu İlçe Sağlık Müdürü Uzm. Dr. Önder<br />
Karaşin ve Türk Gastroenteroloji Derneği Başkanı Prof. Dr.<br />
Serhat Bor yaptı.<br />
Mardin Valisi Mustafa Yaman’ın Eşi Gülseren Yaman’ın<br />
da teşrif ettiği konferansta, Prof. Dr. Bor’un, “Sindirim<br />
Sisteminizin Hekimleri; Gastroenterolog Kimdir?” başlıklı<br />
sunumunun ardından diğer konuşmacılar söz aldı.<br />
Oturum Başkanlığını Türk Gastroenteroloji Derneği 2.<br />
Başkanı Prof. Dr. Kadir Bal’ın yaptığı konferans programında;<br />
Mardin Devlet Hastanesi Gastroenteroloji Bölümü’nden Dr.<br />
Kadri Atay “Kabızlık ve Gaz Ne Demektir? Ne Yapmalıyım?”,<br />
Dr.Kadri Atay<br />
Programda katılımcılardan gelen sorulara da yanıtlar verildi.<br />
Yoğun katılımla gerçekleştirilen toplantıda ayrıca, sindirim<br />
sistemi hastalıklarıyla ilgili bilgiler yer alan broşürler<br />
dağıtıldı ve anket çalışması yapıldı. Halk toplantılarının<br />
gerçekleştiği iller başta olmak üzere, hastalıklarla ilgili<br />
daha bilinçli bir toplum oluşturulmasına katkı sunulmasının<br />
planlandığı proje ile Kolon Kanseri, Reflü, İrritabl Bağırsak<br />
Sendromu, Ülser, Dispepsi, Ülseratif Kolit, Hepatit, Siroz,<br />
Kabızlık, Pankreas Kanseri ve diğer Sindirim Sistemi<br />
Hastalıkları konusunda toplumda farkındalık oluşturulması,<br />
potansiyel ve mevcut hastaların hastalıklar konusunda<br />
yeterli bilgi seviyesine ulaşmasının sağlanması, hastalıklarda<br />
erken teşhisin öneminin vurgulanması, hasta yakınlarının<br />
da hastalık süreçlerine dair bilgilendirilmesi ve daha bilinçli<br />
olmalarının sağlanması hedefleniyor.<br />
<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>
101<br />
Dr.Dilek Oğuz Dr.Murat Törüner Dr.Orhan Sezgin Dr.Serhat Bor<br />
“Bir gastroenterolog yetiştiğinde neredeyse ömrünün<br />
yarısı geçmiş oluyor”<br />
Konuşmasında gastroenteroloji uzmanının yetişmesindeki<br />
süreye ve yetiştiğinde yapabileceği uygulamalara değinen<br />
Prof. Dr. Serhat Bor, “Gastroentorolog olmak çok büyük<br />
bir emektir. Her gastroenterolog gerek normal endoskopi<br />
yani mide bağırsak veya bir kolonoskopi yapmanın<br />
yanı sıra çok daha ileri endoskopik girişimleri yapacak<br />
şekilde eğitilir. Örneğin ERCP dediğimiz safra yolundaki<br />
taşların ameliyatsız olarak endoskopla çıkarılması ya da<br />
buradaki darlıkların açılmasından tutun yemek borusu<br />
darlıklarının genişletilmesine, Kalın bağırsaktaki darlıkların<br />
genişletilmesine, Kalın bağırsaktaki bazen bir yumruk<br />
kadar olabilen 20-25 santimetreye kadar büyüyebilen<br />
tümörlerin ameliyatsız endoskopla çıkartılabilmesine, yine<br />
bütün sindirim sisteminin ince bağırsak endoskopisi yoluyla<br />
izlenebilmesine, kapsül video endoskopilerle hastanın<br />
sadece kapsül içirilerek tüm sindirim sisteminin gözden<br />
geçirilmesine kadar uzanan çok geniş bir zeminde tüm<br />
bu tespitleri yapmak üzere eğitilir. Tıp fakültesinden 23<br />
yaşında mezun olur, üzerine 1,5-2 yıl mecburi hizmet yapılır,<br />
üzerine 4 yıllık iç hastalıkları ihtisasına girilir. O bittikten<br />
sonra yine 1,5-2 yıl mecburi hizmet vardır. Ondan sonra<br />
3 yıl gastroenteroloji ihtisası yapılır ve o bittiğinde tekrar<br />
1,5-2 yıl mecburi hizmet vardır. Bugün bir gastroenterolog<br />
yetiştiğinde neredeyse ömrünün yarısı geçer. 35 ile 38 yaşları<br />
arasında gastroenterolog olunur. Tabi bu da önemli bir<br />
sorundur çünkü bir hekim, hekimliğe 23 yaşında başlar. Eğer<br />
aile hekimi olsa 23 yaşından itibaren kendi alanında hasta<br />
görürken ya da bir hukukçu 21 yaşından itibaren hukukla<br />
ilgilenmeye başlarken bir gastroenteroloğun başlaması 35<br />
ile 38 yaş arasındadır.” diye konuştu.<br />
“Kabızlık önemli bir sağlık sorunu”<br />
Dr. Kadri Atay, toplumda sık görülen ve sosyal hayatı da<br />
etkileyen kabızlık sorunu için pratik öneriler de verdiği<br />
konuşmasında şu önerileri paylaştı: “Öncelikle beslenme<br />
şekli, bol lifli ve posa bırakan gıdalardan seçilmelidir.<br />
Yakınmaların uzaması durumunda mutlak bir hekim desteği<br />
almak yerinde olur. Günde 10 bardağın veya 2 litrenin altına<br />
düşmemek kaydı ile su içilmelidir. Sabah aç karnına oda<br />
ısısındaki bir bardak suyun içilmesi çok yarar sağlar. Lifli<br />
gıdalar, dışkının yakıtı gibi kabul edilmelidir. Nasıl ki, bir araç<br />
yakıt olmadan hareket edemezse, bağırsaklarda aynı şekilde<br />
hareket edemez ve kabızlık görülür. İdeal olan günde 20-35<br />
gram arası lif alımı önerilmektedir. Baklagillerden bakla,<br />
nohut, mercimek, kuru fasulye ve bezelye suda erimezler<br />
ve lif oranları yüksektir, yani yoğun posa bırakırlar ve bu<br />
nedenle kabızlık için çok yararlıdırlar. Suda eriyen gıdalara<br />
yeşil sebzeler güzel bir örnektir. Bu tür besinlerin her ne<br />
kadar kabızlık için yararlı olduğu inanışı söz konusu ise de<br />
aslında suda erimeyen, yani posa bırakan gıdalara oranla<br />
kabızlık ile mücadelede daha az etkilidirler.”<br />
“Reflü en yaygın hastalıklardan birisi”<br />
Prof. Dr. Orhan Sezgin de, en yaygın sindirim hastalıklarından<br />
biri olan reflünün her yaşta görülebildiğini, giderek artan bu<br />
hastalığın tedavi edilmezse ciddi rahatsızlıklara davetiye<br />
çıkardığını belirtti. Sezgin, “Çikolata, yağlı gıdalar ve gazlı<br />
içeceklerin tüketimi reflü ile ilişkilendirilebilmiştir. Reflü<br />
hastalığında bölgelerdeki değişikliklerin yanı sıra bireysel<br />
yaşam stili büyük önem taşıyor. Çok geç vakitte özellikle<br />
kalori içeriği yüksek olan yağlı besinlerin yenilip yatılması<br />
reflü yakınmalarını artırıyor. Reflü için en büyük risklerden<br />
biri de obezite. Obeziteyi asitli içecekler, sigara, tuz ve alkol<br />
takip ediyor.” dedi.<br />
“Safra kesesi taşları belirti vermeyebilir”<br />
Prof. Dr. Dilek Oğuz da safra taşı olan hastaların büyük<br />
bir bölümünde belirti olmadığını söyleyerek, “Safra taşı<br />
prevalansı yaklaşık olarak % 10-15 olarak bildirilmektedir.<br />
Hastaların önemli bir bölümü belirti vermez, tesadüfen<br />
saptanır. Bu vakaların ancak % 20’sinde komplikasyon<br />
gelişir. Standart tedavisi Laparoskopik Kolesistektomi’dir.<br />
<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>
102<br />
Kolesterol taşları, safra taşlarının % 75’ini oluşturur.<br />
Günümüzde kolesterolün aşırı salgılanması, safra<br />
kesesinde hareketlerinde azalma gibi faktörler safra taşı<br />
oluşumunu açıklamaktadır. Safra taşı olan hastaların<br />
büyük bir bölümünde belirti yoktur.Safra taşı ile ilişkisiz<br />
veya açıklanamayan karın bulguları nedeni ile görüntüleme<br />
yapılırken tesadüfen saptanırlar. Hastaların % 20’sinde safra<br />
taşı ile ilişkili semptomlar ve komplikasyonlar gelişir.” dedi.<br />
Erken tanı halinde yapılan tedavi daha etkindir. Kolon kanseri<br />
sık görülen ve mortalite oranı yüksek olan kanserlerden<br />
birisidir. Erken tanı ile hastalıktan kurtulmak ve yaşam<br />
süresini uzatmak mümkündür, Diyet, egzersiz hastalıktan<br />
korunmak için önemlidir. Sigara, alkol ve kötü beslenme<br />
alışkanlıklarından uzak durmak gerekir. Eğer risk faktörü de<br />
varsa ve/veya 50 yaşın üzerindeyse, mutlaka tarama testleri<br />
için Aile Hekimiyle görüşülmelidir.” diye<br />
konuştu.<br />
“Kolon kanseri en sık ölüm nedenlerinden”<br />
Kolon kanserinin tüm dünyada en sık görülen kanser<br />
tiplerinden biri olduğunu belirten Prof. Dr. Murat Törüner,<br />
genetik, çevresel faktörler ve yeme alışkanlıklarının risk<br />
faktörleri arasında olduğunu belirtti. Fiziksel aktivite kolon<br />
kanseri riskini azaltmakta olduğuna dikkat çeken Törüner,<br />
“Nişasta zengin diyetler bir ölçüde riski azaltmakta, rafine<br />
şekerler ve sukroz içeren gıdalar ise riski arttırmaktadır.<br />
Ayrıca, yüksek yağ oranlı ve doymuş yağ oranı yüksek yağlar<br />
içeren besinler de risk faktörüdür. Sigara ve tütün kullanımı<br />
polip ve kolon kanseri gelişimini arttırmaktadır. Erken tanı ile<br />
kanserler 1/3 oranında azaltılabilir.<br />
<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>
104<br />
Türk Toraks<br />
Derneği’nden<br />
Yasa Teklifi<br />
Değerlendirmesi:<br />
“Çözümden Uzak<br />
Ve Yetersiz”<br />
Türk Toraks Derneği Merkez Yönetim<br />
Kurulu tarafından yapılan yazılı<br />
açıklamada, Sağlıkla İlgili Bazı Kanun<br />
ve KHK’lerde Değişiklik Yapılmasına<br />
Dair Kanun Teklifine ilişkin, taslaktaki<br />
hükümlerin yerinde ancak eksik olduğu<br />
belirtilerek, “Düzenlemenin, tasarının<br />
ilk halinde yer aldığı gibi, tütün<br />
ürünlerinin hem düz (yalın) paket hem<br />
de işletme içerisindeki kapalı dolaplarda<br />
satışa sunulması biçiminde revize<br />
edilmesini istiyoruz.” değerlendirmesi<br />
yapıldı.<br />
Türk Toraks Derneği Merkez Yönetim Kurulu’nun<br />
açıklamasında, “Özelinde Göğüs Hastalıkları uzmanları,<br />
genelinde ise tüm hekimlerin dikkati, Türkiye Büyük Millet<br />
Meclisi Genel Kurul’unda bugünlerde görüşülen Sağlıkla İlgili<br />
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik<br />
Yapılması Hakkında Kanun Teklifine yönelmiş durumdadır.”<br />
denildi.<br />
“Dört üyemizi sağlıkta şiddet nedeniyle kaybettik”<br />
Yasa tasarısı kapsamında yer alan ve sağlıkta yaşanan<br />
şiddetin çözümüne yönelik önerilen hükümlerin “yetersiz” ve<br />
“sorunun çözümünden uzak” olduğu belirtilerek, “Dört üyesini<br />
sağlık ortamında yaşanan şiddet nedeniyle kaybetmiş bir<br />
dernek olarak, hekime-sağlık çalışanlarına yönelik öldürmeye<br />
varan her tür şiddeti layıkıyla caydıracak cezaların söz konusu<br />
kanun teklifine eklenmesinin gerekli olduğunu belirtiyoruz.”<br />
ifadesine yer verildi.<br />
Turkish Thoracic<br />
Society’s<br />
Law Proposal<br />
Evaluation:“Far<br />
from Solution,<br />
Insufficient”<br />
In the written statement made by the<br />
Board of the Turkish Thoracic Society<br />
- Central Administration, it was stated<br />
that the provisions in the draft on the<br />
Proposal of the Law on Amendments to<br />
Certain Laws and Decree Laws, however,<br />
were pertinent, but deficient. “We want<br />
the regulation to be revised, as the draft<br />
is in its first form, in which the tobacco<br />
products are offered for sale both in the<br />
plain packages and in closed cabinets<br />
within the enterprise.” was evaluated as.<br />
Turkish Thoracic Society - Central Executive Board, made a<br />
written statement about the possible law change concerning<br />
particularly Chest Diseases experts, in general, all the doctors<br />
actually. In the statement it is said that Turkish Grand<br />
National Assembly has begun to work on Health Related Law<br />
and the Law on Amendments to Certain Laws and Decree<br />
Laws.<br />
“We lost four of our members because of health<br />
violence.”<br />
It is firstly stated that, the proposed provisions for the<br />
resolution of the violence in health are inadequate and far from<br />
resolving the problem. “As an association that has lost four<br />
of its members due to the violence experienced in the health<br />
environment, we extremely want that the fines and penalties<br />
that would deter all kinds of violence against physicians -<br />
health workers that would kill properly should be added to the<br />
proposal.” It is said in the statement as well.<br />
<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>
105<br />
Teklifin 5. maddesi kapsamında<br />
“haklarında mahkeme kararı<br />
olması aranmaksızın kamu<br />
görevinden ihraç edilen hekimlerin<br />
mesleklerini icra etme haklarını<br />
ortadan kalkacağı ve mecburi<br />
hizmet süresi gerekçesiyle tıp<br />
fakültesi eğitimini tamamlamış<br />
hekimleri meslekten uzak tutacak hükümlerin hasta<br />
haklarının ihlali” olarak değerlendirildi.<br />
“Tütün ürünleri kapalı dolaba girmeli”<br />
Teklifteki “tütün kontrolü”ne ilişkin maddelere ilişkin şu<br />
görüşlere yer verildi:<br />
“Kanun taslağında yer alan ve tütün ürünlerinin düz (yalın)<br />
paket halinde satılmasını öngören hükümlerin yerinde<br />
olduğunu, ancak eksiklikle malul olduğunu düşünmekteyiz.<br />
Bu nedenle söz konusu düzenlemenin, tasarının ilk halinde<br />
yer aldığı gibi, tütün ürünlerinin hem düz (yalın) paket hem<br />
de işletme içerisindeki kapalı dolaplarda satışa sunulması<br />
biçiminde revize edilmesini istiyoruz.”<br />
“Sağlık çalışanlarının hakları korunmalı”<br />
Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumuna bağlı hastaneler ile<br />
tıp fakültelerinin ortak faaliyet göstermesini düzenleyen<br />
protokolünün mevcut haliyle tıp fakültelerinde öncelikle<br />
eğitim ve araştırma yapması hedeflenen öğretim üyelerinin<br />
haklarını ortadan kaldıracağı için söz konusu hükümlerin<br />
taslaktan çıkarılması gerektiği savunulan açıklamada,<br />
“TBMM’yi söz konusu düzenlemeler hakkında, hekim ve<br />
sağlık çalışanlarının mesleki ve bilimsel örgütleriyle temasa<br />
geçmesini ve bu çerçevede hasta haklarına sahip çıkan,<br />
hekim ve sağlık çalışanlarının haklarını koruyan ve kamu<br />
yararını gözeten bir süreci birlikte şekillendirmeye davet<br />
ediyoruz.” ifadelerine yer verildi.<br />
Under Article 5 of the proposal, “the<br />
right of physicians who are expelled<br />
from the public office to exercise their<br />
professions shall be removed without<br />
the need for a court decision. And the<br />
provisions that will keep physicians<br />
who have completed their medical<br />
school education away from the<br />
profession on the grounds of compulsory service period, will<br />
be evaluated as a violation of patient rights.<br />
“Tobacco products must enter the closed cabinets”<br />
In the proposal, the following opinions on the items related to<br />
“tobacco control” are given:<br />
“We believe that the provisions contained in the draft law<br />
saying that tobacco products should be sold in a plain package<br />
are pertinent, but deficient. For this reason, we would like to<br />
revise this regulation in the form of its first version of the bill,<br />
in which the tobacco products are offered both in the plain<br />
packages and in the closed cabinets within the enterprise.”<br />
“The rights of health workers must be protected”<br />
“With the existing situation of protocol which arranges the<br />
collaboration of Turkey Public Hospitals Authority affiliated<br />
hospitals and medical schools, the abolishment of the rights of<br />
the faculty members who are intended to conduct education<br />
and research firstly in the medical faculties, related provisions<br />
must be removed from the draft accordingly at all”<br />
Following statements were given in the defending statement;<br />
“We invite the TGNA to make contact with the professional<br />
and scientific organizations of the physicians and health<br />
workers about these aforementioned arrangements and to<br />
shape together a process that protects the rights of physicians<br />
and health workers and protects the public interest together.”<br />
<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>
106<br />
Türkiye, en sağlıksız damar<br />
yapısına sahip ülkelerden biri<br />
Türk Kalp ve Damar Cerrahisi Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. A. Kürşat Bozkurt,<br />
Türkiye’nin en sağlıksız damar yapısına sahip ülkelerinden biri olduğunu belirterek,<br />
“70 yaşın üzerindeki 3 erkekten birinde damar sertliği var. Bunun nedenleri<br />
kötü beslenme, çok sigara kullanımı ve genetik eğilimdir” dedi. Bozkurt, uçak ve<br />
otobüslerde uzun süre yolculuk yapanlardan pencere kenarında bulunan yolcuların<br />
koridorda oturan kişiye göre 8 kat daha fazla toplardamar hastalığına yakalanma<br />
riski taşıdığına dikkati çekti.<br />
Türk Kalp ve Damar Cerrahisi Derneği Genel<br />
Sekreteri Prof. Dr. A. Kürşat Bozkurt, Türkiye’nin<br />
en sağlıksız damar yapısına sahip ülkelerinden<br />
biri olduğunu belirterek, “70 yaşın üzerindeki 3 erkekten<br />
birinde damar sertliği var. Bunun nedenleri kötü beslenme,<br />
çok sigara kullanımı ve genetik eğilimdir” dedi. Bozkurt,<br />
uçak ve otobüslerde uzun süre yolculuk yapanlardan<br />
pencere kenarında bulunan yolcuların koridorda oturan<br />
kişiye göre 8 kat daha fazla toplardamar hastalığına<br />
yakalanma riski taşıdığına dikkati çekti.Türk Kalp ve Damar<br />
Cerrahisi Derneğinin 15. Kongresi Antalya’nın Belek’te<br />
devam ediyor. Bu yıl 2 bin 600’e yakın hekim, hemşire<br />
ve perfüzyonistin katılımıyla düzenlenen kongre, Ulusal<br />
Vasküler ve Endovasküler Cerrahi Derneği, Fleboloji Derneği,<br />
Perfüzyonistler Derneği, Türk Kardiyoloji Derneği, Leipzig<br />
Klinik, Cleveland Klinik, Ismics, California University San<br />
Diego, Cambridge University, European Venous Course,<br />
European College of Phlebology, Azerbaycan Urek ve<br />
Damar Cerrahisi Cemiyeti’nin bilimsel katkılarıyla daha<br />
güçlü olarak gerçekleştirildi.Yoğun olarak devam eden<br />
bilimsel programda 124 ayrı oturumda 25 kurs seansı, 8<br />
adet uydu sempozyumu yer aldı. Kongrede, kalp ve damar<br />
cerrahisindeki önemli ve ilgi çeken konuların yanı sıra,<br />
olgular eşliğinde sık karşılaşılan problemlere ve hastalıklara<br />
<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>
107<br />
yaklaşım ile birlikte tıptaki yeni gelişmeler gözden geçirildi.<br />
Son gelişmelere ilişkin konferanslar, dünyadaki kalp ve<br />
damar cerrahisindeki yenilikler gelişmeler, programın ana<br />
başlıklarını oluşturdu. Kongrede konularında söz sahibi<br />
Türkiye ve yurt dışından 245 konuşmacı, 264 moderatör, 128<br />
panelist görev aldı.<br />
Yerli üretim için protokol imzalanıyor<br />
Kongre kapsamında düzenlenen basın toplantısında konuşan<br />
Türk Kalp ve Damar Cerrahisi Derneği ve Kongre Başkanı<br />
Prof. Dr. Ahmet Rüçhan Akar, mesleğin tek derneği olduğunu<br />
belirterek, uluslararası katılımlı bir kongre düzenlediklerini<br />
ve 12 ülkeden 26 konuklarının olduğunu söyledi. Kalp<br />
damar hastalıklarında yenilik ve milli üretime katkı<br />
sağlama noktasında tartışmalar yaptıklarını da dile getiren<br />
Prof. Dr. Akar, “‘Doktorların kalbi kırık’ diye haberler çıktı.<br />
Mesleğimizle ilgili sorunlar kısmen çözüldü. Türkiye’de kalp<br />
naklinin 50’nci yılı. Oradan beri dünya ile yarışımız devam<br />
ediyor” dedi. Prof. Dr. Akar, 2019 yılında Türkiye’de kalp<br />
nakliyle ilgili uluslararası bir kalp sempozyumu yapılacağını<br />
da müjdeledi.<br />
Prof. Dr. Akar, milli üretime destek vermek için, dernek<br />
üyelerinin medikal malzemelerin yerli olarak üretilmesi için<br />
ciddi bir desteğin olduğunu ve bu amaçla ASELSAN ile bir<br />
protokol imzalayacaklarını dile getirdi.<br />
Her hastaya minimal invaziv denilemeyeceğini belirten Prof.<br />
Dr. Ahmet Rüçhan Akar, “Çok küçük 4 santimlik bir kesiyle<br />
yapılan minimal invaziv kalp cerrahisi diyoruz. Daha önce<br />
ameliyat geçiren hastalar, obez, anatomik ulaşılabilirlik<br />
önemli. Hastalığın hayatını riske edecek bir durum varsa açık<br />
ameliyata dönüyoruz. Minimal invazivden açık ameliyata<br />
dönebiliyoruz. En çok fayda görecek hastalar, diyabetikliler,<br />
yaşlılardır” diye konuştu.<br />
Kalp kapağı onarımı<br />
Kongrenin ana temalarından kapak onarımı hakkında<br />
bilgiler aktaran Prof. Dr. Akar, “Kapak onarımında çok<br />
ilerledik. Değiştirme yerine, onararak daha uzun sürede<br />
en az değiştirme kadar uzun süreli ve bir takım ilaçları<br />
almayı engelleyecek. Hamile kalacak genç bayanlarda<br />
kapak onarımları çok önemlidir. Mitral kapak özel bir dikiş<br />
malzemesiyle orijinali gibi oluyor. Ya domuz ya da sığırın<br />
kalp zarından yapılan kalp kapağı oluyor. Metal kapak ömür<br />
boyu ilaç almak zorunda kalıyor. Günümüzde onarılması<br />
mümkünse onarıyoruz. Kapak hastalıkları çok yaygın<br />
toplumda çok yaygın” ifadelerine yer verdi.<br />
Doktorların kalbi kırık<br />
‘Doktorların hepsinin kalbi kırık’ şeklindeki söylemlere açıklık<br />
getiren Prof. Dr. Akar, “Doktorlar şiddete maruz kalıyorlar.<br />
Kalp damar cerrahisi özelinde çok yoğun iş hacmi var. Yoğun<br />
nöbetler, yetiştirilen insanların aile ilişkileri bozuluyor. Bu<br />
mesleğe kendini adamayı öğretiyoruz. Bireysel ilişkileri olmayan<br />
genç arkadaşlarımız var. Bunları düzeltmek için emeğinin<br />
karşılığının verilmesi gerekir. Derdimizi anlattık. Bir yoldayız<br />
ama hedeflediğimiz yerde değiliz. Türkiye’de riskli hastaya<br />
bakmama gibi bir hakkımız olmadığını düşüyorum” dedi.<br />
“Organ bağışı hala çok düşük”<br />
Türk Kalp ve Damar Cerrahisi Derneği Başkan Yardımcısı<br />
Prof. Dr. Mehmet Ali Özatik, hastalıklar noktasında<br />
toplumun bilgilendirilmesinin önemli olduğunun altını çizdi.<br />
Organ nakli konusunda alt yapı, hekim kalitesi olarak<br />
eksikliklerinin olmadığını kaydeden Prof. Dr. Özatik, “En<br />
önemli eksiğimiz organ bağışımız oransal olarak düşük.<br />
Bölgesel olarak farklılıklar var. Ege ve Akdeniz’de organ<br />
bağışı daha fazla oluyor. Ama Karadeniz, Doğu bölgelerinde<br />
düşük. Esas problem, bağışın yanında bu noktaya gelmiş<br />
hastalar, beyin ölümü gerçekleşen 4 hastadan bir tanesinin<br />
organını kullanabiliyoruz. Kişinin doku ve organlarının<br />
hayatta iken kendi rızası ile tıbbi olarak yaşamı sona<br />
erdikten, yani beyin ölümü gerçekleştikten sonra başka<br />
hastaların tedavisi için kullanılmasına izin vermesi organ<br />
bağışı olarak tanımlanır ki ülkemizde bu yıl içinde 14.075<br />
beyin ölümü vakası bildirilmiştir. Organ bağışı için verilen<br />
izin ise ne yazık ki yaklaşık % 25’tir. Bu hizmeti alması<br />
gereken 8090 hastaya organ nakli gerçekleştirebiliyoruz.<br />
Dünyada daha çok kadavradan organ nakli yapılırken,<br />
karaciğer ve böbrek ülkemizde canlı nakillerimiz var. Biz<br />
kalp olarak bir kadavraya bağlıyız. Olumsuz olarak basında<br />
en küçük çıkan bir haber, organ naklinin 12 ay durmasına<br />
yol açıyor. Nakil sonrasında ise başarı oranımız yüzde 90<br />
seviyelerinde.” diye konuştu.<br />
“Sorun olacak hastaya bakmama” gibi bir düşüncemiz<br />
olamaz!<br />
Malpraktis konusuna değinen Prof. Dr. Bozkurt, “Kalp<br />
damar cerrahisinde, herhangi hasta bizim başımıza<br />
dert olur, dava açar diye bir düşüncemiz olmadı. Belirli<br />
branşlarda olduğunu biliyoruz. Bir doktor arkadaşım bunu<br />
söylemedi. İyi ki de yok. Bundan sonra da olmaz. Onun<br />
ucu bucağı yok. Riskli hastayı bana dert olur diye ameliyat<br />
yapmazsanız, sizin ameliyat etmemenizden dolayı o hasta<br />
ölürse kendinize, hastanın yakınlarına vicdanınıza nasıl<br />
açıklayacaksınız. Kolay hastayı herkes ameliyat eder”<br />
açıklamasında bulundu.<br />
70 yaş üstü 3 erkekten birinde damar sertliği var<br />
Türkiye’nin en sağlıksız damar yapısına sahip ülkelerinden<br />
biri olduğunu işaret eden Prof. Dr. Bozkurt, “70 yaşın<br />
üzerindeki 3 erkekten birinde damar sertliği var. Bu oran<br />
Fransa’da, Almanya’da düşük, ABD bizimle yarışıyor.<br />
Japonlar çok daha sağlıklı. Türkiye damar sertliği açısından<br />
birinci ülke. Bunun nedenleri kötü beslenme, çok sigara<br />
kullanımı ve genetik eğilimdir. Çok yüksek bypass ameliyatı<br />
yapıyoruz. Ayakta veya oturarak çok fazla sabit durmamak<br />
gerekir. Arada kalkıp yürüyüş yapmak çok önemli. Masanın<br />
altına tabure koymak ve bol sıvı tüketmek önemlidir” dedi.<br />
Prof. Dr. Bozkurt, uçak ve otobüslerde uzun süre yolculuk<br />
yapanlardan pencere kenarında bulunan yolcuların<br />
hareketsiz kalmaları nedeniyle, pencere kenarında oturanın,<br />
koridorda oturan kişiye göre 8 kat daha fazla toplardamar<br />
hastalığına yakalanma riski taşıdığına dikkati çekti.<br />
<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>
108<br />
Dr.Serpil Dizbay Sak<br />
Patologlar,<br />
kanseri<br />
tespit aşamasında<br />
önemli rol<br />
oynuyor<br />
Patoloji Dernekleri Federasyonu ve Ankara Patoloji Derneği işbirliği ile<br />
gerçekleştirilen 28. Ulusal Patoloji Kongresi, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi<br />
Morfoloji Binası’nda düzenlenendi. Kongreye, Türkiye’nin çeşitli illerinden gelen<br />
patoloji uzmanları başta olmak üzere 1000’i aşkın hekim, teknisyen/tekniker ve<br />
endüstri temsilcisi katıldı.<br />
Los Angeles Cedars-Sinai Hastanesi Laboratuvar<br />
Direktörü Prof. Dr. Serhan Alkan’ın konuşması ile<br />
başlayan kongrede, 63 oturumda her türlü hastalığın<br />
ve özellikle kanserin patolojik tanısı ile ilgili güncel<br />
bilimsel bilgi ve deneyimler paylaşıldı.<br />
Kongre sonrası konuşan Patoloji Dernekleri Federasyonu<br />
Başkanı Prof. Dr. Serpil Dizbay Sak, patoloji uzmanlarının<br />
işinin doku ve hücreleri inceleyerek hastalıkları tanımak<br />
ve hastanın tedavisini yönlendirmek olduğunu söyledi.<br />
Prof. Dr. Sak, kanser tanısında ve tedavisinde patologların<br />
önemli görev üstlendiğini söyledi.<br />
ile ilgili risk faktöründen kaynaklanır. Bunlar tütün<br />
kullanımı, yüksek beden kütle endeksi, meyve ve sebzeyi<br />
az tüketme, yetersiz fiziksel aktivite ve alkol kullanımıdır.”<br />
diye konuştu.<br />
Tütün kullanımının tek başına kanser için en önemli risk<br />
faktörü olduğunu, kanser ölümlerinin yaklaşık yüzde<br />
20’sinden sorumlu olduğunu belirten Prof. Dr. Sak, kanser<br />
artış hızında dünya nüfusunun süregelen artışı, yaşlanma<br />
ve kanser yapan ajanlara daha çok maruz kalınması gibi<br />
nedenlerle artış öngörüldüğünü ifade etti.<br />
“Her 5 ölümden biri kanser nedeniyle”<br />
Patoloji laboratuvarlarında incelenen olguların büyük bir<br />
kısmının kanser ya da kanser kuşkusu bulunan olgular<br />
olduğunu ifade eden Prof. Dr. Sak, dünyada ve Türkiye’de<br />
kanser hastalığının ve kansere bağlı ölümlerin sayısı<br />
arttığını vurguladı.<br />
Kanserin Türkiye’de ve dünyada ölüm nedenleri arasında<br />
ikinci sırada yer aldığının altını çizen Prof. Dr. Sak,<br />
“Küresel olarak yaklaşık her 6 ölümden biri, ülkemizde ise<br />
her 5 ölümden biri kansere bağlıdır. Kanserden ölümlerin<br />
yaklaşık üçte biri başlıca beş davranışsal ve beslenme<br />
<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>
109<br />
“Kanser tanı ve tedavisinde patolojinin önemi büyük”<br />
Kanserin hızlı artışı kanser tanısında ve tedavisinde<br />
yeni yolların aranmasını gerekli kıldığını dile getiren<br />
Sak, patologların bu aşamada devreye girdiğini belirten<br />
Prof. Dr. Sak, şöyle devam etti:<br />
“Patologlar geleneksel olarak ışık mikroskobu ile yaptıkları<br />
kanser tanısında, artık daha ayrıntılı ve hasta tedavisine<br />
yön verecek yeni yöntemleri kullanmaktadır. Hedefe<br />
yönelik tedavi veya kişiselleştirilmiş tedavi adı verilen<br />
tedavilerin verilebilmesi için hastalardan alınan biyopsiler<br />
üzerinde yapılan patolojik incelemelerde hastadaki<br />
kanserin hangi tedavilere yanıt vereceğini önceden tespit<br />
edebilen belirteçler araştırılmaktadır. Meme kanserinde<br />
patologlar tarafından yapılan östrojen ve progesteron<br />
reseptörü testleri, HER2 incelemeleri meme kanseri<br />
hastalarının alacakları tedavinin belirlenmesinde en<br />
önemli aşamayı oluşturur. Akciğer kanserinde de yeni<br />
kullanıma giren tedavi yöntemlerinin hastaya yararlı olup<br />
olmayacağını saptamak için yeni tanı alan tüm akciğer<br />
kanseri olgularında EGFR, ALK1 ve ROS genlerindeki<br />
değişikliklerin saptanması gerekir. Bu incelemeler patoloji<br />
laboratuvarlarında yapılmaktadır.”<br />
<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>
110<br />
Türk Toraks Derneği, görev<br />
başında öldürülen sağlık<br />
çalışanları anısına koştu<br />
11 Kasım Pazar günü yapılan “Avrasya Maratonu”nda; Türk Toraks Derneği Merkez<br />
Yönetim Kurulu üyeleri ve Dernek üyelerinden oluşan yaklaşık 40 kadar Hekim;<br />
“Sağlık Çalışanlarına Şiddete Karşı” dikkat çekmek amacıyla koştular.<br />
Dernek üyeleri şu açıklamalarda bulundu;<br />
“Biz Türk Toraks Derneği üyeleri olarak bugün, başta görevi başındayken öldürülen meslektaşlarımız Fikret Hacıosman, Edip<br />
Can Kürklü, N. Göksel Kalaycı, Ali Menekşe, Ersin Arslan, Melike Erdem, Kamil Furtun, Aynur Dağdemir, Abdullah Biroğul,<br />
Metin Güneş, Hüseyin Ağır, Muhammed S. Berilgen olmak üzere, katledilen tüm sağlık çalışanlarının anısına İstanbul<br />
Maratonu’nda 10 km koşuyu tamamladık. Amacımız, yaşamını halkının sağlığına adayan biz sağlık çalışanlarına uygulanan<br />
şiddetin önlenmesi, her türlü şiddet özendirici davranışa son verilmesi ve bu konuya ilişkin daha kapsamlı, etkili, caydırıcı bir<br />
yasanın çıkarılmasını sağlayacak toplumsal bilincin oluşturulmasıdır.”<br />
<strong>Aralık</strong> <strong>2018</strong>