NYXmag Sayı 002
NYX Magazine'in ikinci sayısı ile karşınızdayız. İlk sayımıza gösterdiğiniz yoğun ilgi NYXmag ailesi olarak bizleri çok mutlu etti. Covid-19 dönemi hepimizin hayatında pek çok değişiklik yarattı. Yeni normal hayatımızda büyük ölçüde online yaşama geçiş yaptık. Online toplantılar, online eğitimler derken yaşamın diğer alanlarında da etkisini göstermeye başladı. Görkemli düğünler çok az sayıda katılımcıyla yapılan sade törenlere dönüştü. Sosyetenin yaz davetleri az sayıdaki yakın dostların bir araya geldiği akşam yemekleri havasında geçti. Şirketlerin yıldönümü, toplantıları, motivasyon eventleri online mecralara kaydı. Peki bütün bunlar olurken moda sektöründe neler yaşandı? Moda sektörü de Covid-19'un yoğun etkisine maruz kaldı. Newyork, Milano gibi moda haftaları internet üzerinden canlı olarak yayınlandı. Olumsuz gibi görünen bu durumun iyi tarafı daha önce az sayıda katılımcının izleyebildiği defileler zorunlu olarak online yapılınca, dünyanın dört bir yanından moda tutkunu insanların da bu defileleri izlemelerine olanak sağladı. Biz de bu sayıda pek çok ünlü markanın defile görsellerini sayfalarımıza taşıdık. Aynı dünyada farklı bakış açılarına sahip markaları takip ederek, daha fazla ilham alabilir, gelecek günler için daha fazla umut taşıyabilirsiniz. NYXmag olarak kadınlara yönelik şiddetle mücadele ve aile-içi şiddetin önlenmesiyle ilgili “İstanbul Sözleşmesi” konusunda tutumumuzu net olarak belirtmiştik. Geçtiğimiz 3 ay boyunca İstanbul Sözleşmesi maddeleri çok fazla konuşuldu, tartışıldı. Tartışılan bu maddelerin tam olarak neler olduğu konusunda kafa karışıklığına son vermek için sözleşmenin maddelerini aynen yasada yazdığı haliyle sizlere sunuyoruz. ve yine tekrar söylüyoruz: “İstanbul Sözleşmesi Yaşatır” Yaşam hakkına, kadınların haklarına saygı duyan herkesin bu sözleşmenin yanında durması gerektiğini düşünüyoruz.
NYX Magazine'in ikinci sayısı ile karşınızdayız. İlk sayımıza gösterdiğiniz yoğun ilgi NYXmag ailesi olarak bizleri çok mutlu etti. Covid-19 dönemi hepimizin hayatında pek çok değişiklik yarattı. Yeni normal hayatımızda büyük ölçüde online yaşama geçiş yaptık. Online toplantılar, online eğitimler derken yaşamın diğer alanlarında da etkisini göstermeye başladı. Görkemli düğünler çok az sayıda katılımcıyla yapılan sade törenlere dönüştü. Sosyetenin yaz davetleri az sayıdaki yakın dostların bir araya geldiği akşam yemekleri havasında geçti. Şirketlerin yıldönümü, toplantıları, motivasyon eventleri online mecralara kaydı. Peki bütün bunlar olurken moda sektöründe neler yaşandı?
Moda sektörü de Covid-19'un yoğun etkisine maruz kaldı. Newyork, Milano gibi moda haftaları internet üzerinden canlı olarak yayınlandı. Olumsuz gibi görünen bu durumun iyi tarafı daha önce az sayıda katılımcının izleyebildiği defileler zorunlu olarak online yapılınca, dünyanın dört bir yanından moda tutkunu insanların da bu defileleri izlemelerine olanak sağladı. Biz de bu sayıda pek çok ünlü markanın defile görsellerini sayfalarımıza taşıdık. Aynı dünyada farklı bakış açılarına sahip markaları takip ederek, daha fazla ilham alabilir, gelecek günler için daha fazla umut taşıyabilirsiniz.
NYXmag olarak kadınlara yönelik şiddetle mücadele ve aile-içi şiddetin önlenmesiyle ilgili “İstanbul Sözleşmesi” konusunda tutumumuzu net olarak belirtmiştik. Geçtiğimiz 3 ay boyunca İstanbul Sözleşmesi maddeleri çok fazla konuşuldu, tartışıldı. Tartışılan bu maddelerin tam olarak neler olduğu konusunda kafa karışıklığına son vermek için sözleşmenin maddelerini aynen yasada yazdığı haliyle sizlere sunuyoruz. ve yine tekrar söylüyoruz:
“İstanbul Sözleşmesi Yaşatır” Yaşam hakkına, kadınların haklarına saygı duyan herkesin bu sözleşmenin yanında durması gerektiğini düşünüyoruz.
- TAGS
- daghansurek
- chefdietisyenyelizyildiz
- asliereneryildir
- emineakca
- denizaydin
- osmansuatozcelebi
- burcinyasaruner
- sevilbalaban
- nurguleryildirgunay
- freemagazine
- beautymagazine
- fashionmagazine
- hayvandostudergi
- healthandbeauty
- fashionandbeautymagazine
- kadinmodaguzellik
- modalifestyledergi
- modaveguzellikdergisi
- modadergisi
- nyxmagazine
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
hikayeler
Bir Selanik
Türküsü...
Sakin, dingin bir sabah, kavak ağaçlarının pamukları uçuşuyor.
Temmuz 1979. O yine, sabahları gölge düşen küçük balkonunda, bir
yandan sigarasını içiyor, diğer taraftan, küçük ince belli bardağına
çay dolduruyor. Radyoda arkası yarın... Zayıf, esmer elleri, küçük bir
yüzü ve göz pınarlarının ardına gizlenmiş bir hüznü vardı. Balkonun
kapısında henüz yeni uyanmış yarı uykulu altı çocuğunun en küçüğü
sonçesi belirdi... Her sabah olduğu gibi sokaktan geçen mahallenin
poğaçacısından 1 tane almıştı ona. Ona da açık bir çay koyup balkon
sefalarına radyodaki şarkılarla devam ettiler. Radyoda bir Selanik
türküsü çalmaya başladı, sonçesine “Bak bu türkü benim gençliğimin
türküsü… Hey gidi günler hey...” dedi. O güzel sesi ile arada mırıldandı.
Ve o günleri hatırladı.
Evlerini, yerlerini terk etmek zorunda kaldıkları o mübadele günleri ile
ilgili annesinin anlattıklarını hatırladı. Anne babası, bir ağabeyi ve iki
ablası ile birlikte, o zülme, baskıya daha fazla direnemeyip Selanik’ten
Kırklareli’nin Vize ilçesine, oradan da Lüleburgaz’a yerleşmişlerdi.
Kısa zamanda alışmışlardı buraya.
ŞENAY ÇARKÇI
senay.carkci@nyxmag.com
O da endamı yerinde, esmer güzeli bir genç kızdı artık. Her ne
kadar bir genç kız gibi davranmayıp, bir oğlan çocuğu gibi koşturup,
ağaçlara tırmansa da… Hanım hanımcık olamasa da, çevre delikanlıları
onun serpilip büyüdüğünün farkındaydı. İşte bu delikanlılardan biri
kesmeye başlamış yolunu. Laf iliştirmeler, tebessümler, bakışmalar
derken... El ayak çekilince ıhlamur ağaçlarının altında buluşmaya
başlamışlar. Çok geçmeden mahallede dedikodu almış yürümüş.
Küçük yer ve örf adet… “Gelsin istesinler “ demişti babası. O henüz
hazır değildi ki evliliğe… Anlayamadığı ve karşı koyamadığı bir
kargaşada savrulup duruyordu. Zamanın zembereği kırılmıştı bir kere.
Nerede, ne zaman kestiremiyordu. Derken 18’inde ilk oğlunu dünyaya
getirdi. Bu arada kocası ile ne kadar farklı birer insan olduklarını
anlamaya başlamıştı. Hovarda, hoyrat bir adamdı. Bu gün, yarın
diye diye daha devlet nikahı bile kıymamıştı. Sonra bir kız çocuğu
dünyaya getirdi… Çok geçmedi babasını kaybetti, ardından annesini…
Yıkılmıştı, yapayalnız hissediyordu. Küçük kızı yaşını doldurmamıştı
ki kocası kuma getirmek istemişti üzerine. Kara çarşafını giydiği gibi
çocuklarını alıp, soğuk bir akşamüstü elindeki üç beş kuruşla İstanbul
yollarına düşmüştü.1950 lerin başları, her kadının harcı değildi bu
yaptığı.
Ortalık ayaz kesmiş, bacalardan gelen duman havayı ağırlaştırmıştı.
İstanbul’a yerleşen abisinin kapısını çaldı. Bir süre sonra onlara yakın
tek odalı bir gece kondu tutup temizlik işlerine gitmeye başladı.
Çocuklarını hısım akrabalara bırakarak çalışmış, çabalamış, o kadar
zorluk ve açlık çekmiş ki. Bir defasında çoçukları için ekmek bile
dilenmişti. Çaresiz. “Dul kadının etekleri bile düşmandır” dermiş
eskiler. Bu nedenden kocasına dönmesini salık veren akrabalar bile
olmuş arada. Küçük bir semtti burası o yılların İstanbul’u, göçlerin
krallığı…
NYX
170