20.08.2015 Views

SAYI 189 Eylül 2008

SAYI 189 Eylül 2008 - Birleşik Metal-İş

SAYI 189 Eylül 2008 - Birleşik Metal-İş

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

<strong>SAYI</strong> <strong>189</strong> www.birlesikmetal.org <strong>Eylül</strong> <strong>2008</strong>


2BirleşikMetal-İş<strong>Eylül</strong> <strong>2008</strong>GÜNDEMŞimdi yeni şeyler söylemek lazımSıcak yaz günleri geride kalırken, toplu iş sözleşmelerive sınıf mücadelesi adına çok daha sıcak geçeceğinidüşündüğümüz bir dönemin başlangıcındayız.Bir taraftan başta MESS grubu olmak üzere, yürürlüktarihi 1 <strong>Eylül</strong> <strong>2008</strong> olan toplu sözleşme görüşmeleri, diğertaraftan yıllardan beri İMF ve Dünya Bankası aracılığıylauygulanan emek düşmanı politikaların yarattığı krizimsiortamın gölgesindeki kısır siyasi çekişmeler… Tuzla’dayaşanan iş cinayetleri, artan terör eylemleri ve bu karmaşaiçinde çalışanların aleyhine çıkartılmaya çalışılan yeniyasa tasarılarının söz konusu olduğu yoğun bir gündemlegiriyoruz sonbahara.Yıllardan beri uygulanan tek yanlı politikalar, emeğinve emekçilerin fakirleşmesine yol açarken aynı zamandagederek artan çalışma temposu ise çalışanları fazlasıylayıprattı.Ne yazık ki bir çok farklı siyasi partinin yaptığı gibi bugünküsiyasi iktidar da sorunları, zam yaparak ve faturayısürekli olarak halka keserek çözmeyi tercih ediyor ve ardındanda” başka çaremiz yoktu” diyerek mazeret beyanediyor. Bildikleri ve yaptıkları tek şey zam ve ücretlilerdenzorla aldıkları vergiler.Artık hep birlikte buna dur demek ve yarattığımız katmadeğerden daha fazla pay almak istiyoruz. Bu bizimhakkımız.Bütün bunları dikkate alarak MESS’e sunduğumuzTİS taslağını, İşyeri Komiteleri, Şube TİS Komisyonlarıve ardından Merkez TİS Komisyonu toplantılarının sonucundaoluşturduk. Hazırladığımız bu taslağın sadecebizim üyelerimizin değil tüm metal işçilerinin ortak taleplerinikapsayan bir taslak olması için büyük bir özengösterdik.Amacımız tüm metal işçilerini bu mücadeleye katmaktır.Bu dönem bütün çalışmalarımızı, metal işçilerininkendi gücünün daha fazla farkına varması için yapıyoruz.Tüm bunları göz önüne aldığımızda bu dönem şimdiyedek alışıla gelenin dışında bir sürecin bizi beklediğinisöyleyebiliriz.Birleşik Metal-İş Sendikası, 1980 sonrası yıllardaMESS grup sözleşmelerinin gizli öznesi olmuştur. TürkMetal’in de hangi noktada bitirmesi gerektiğini gösterenitici güçtür. Ancak bu dönem artık gizli özne olmaktançıkıp mücadelenin görünür öznesi olmayı amaçlıyoruz.Kendi çevremiz dışındaki işçilerle de bir araya gelerek,onları bilgilendirmeye çalışıyoruz. Tüm metal işçilerinebölge toplantılarıyla, el ilanlarıyla ve bildirilerle ulaşmanınyollarını arıyoruz. İşçilere, önderlik edecek yol açıcıbir sendikanın varlığını gösterebilirseniz, üzerlerinde nekadar baskı olursa olsun korkularından kurtulup, burayadoğru yöneleceklerine inanıyoruz.Yaşam Koşulları AğırlaşıyorDiğer yandan TİS süreçleri dışında çalışanların veyakınlarının yaşamını yakından ilgilendiren sorunları dahep birlikte yaşıyoruz ve önümüzdeki günlerde bir çokyeni sorunu daha göğüslemek zorunda kalabiliriz.Birleşik Metal İşçileri Sendikası GazetesiSayı:<strong>189</strong>/ <strong>Eylül</strong> <strong>2008</strong> (Yerel Süreli Yayın)Sahibi: Birleşik Metal-İş adınaGenel Başkan Adnan SerdaroğluYayın Yönetmeni: Genel Eğitim Sekr.Celalettin AykanatSSGSS Yasası 1 Ekim <strong>2008</strong> tarihi itibariyle yürürlüğegirecek ve sosyal güvenlik açısından bizler için artık hiçbirşey eskisi gibi olmayacak. Bazen ne yazık ki gelen gideniaratır. Bizler de bu yeni dönemde şikayetçi olduğumuzeski Sosyal güvenlik sistemini fazlasıyla arayacağız.Ancak daha beter bir hazırlık var ki, artık buna da durdemezsek birbirimizin yüzüne bakamayacak hale gelebiliriz;Hükümet Kıdem Tazminatı Fonu Yasa tasarısı ileelimizde kalan son kazanılmış hakkımızı da yok etmeyehazırlanıyor.Öte yandan özelleştirmede iyice gaza basıldı: AB’yesunulacak Ulusal Program Taslağı’nda, hükümetin yapmayıplanladığı özelleştirme uygulamaları da yer alıyor.Taslağa göre, şeker, tütün ve çay ürünlerinin işlenmesinden,Petro-kimyaya, şans oyunlarından sanayi malzemealımına, otoyol/köprü işletmeciliğinden elektrik üretimi,su şebekesi, kanalizasyon altyapısına kadar pek çokalanda faaliyet gösteren kamu kuruluşları özelleştirilerek,devlet bu sektörlerden tamamen çekilecek. Eğitim, ulusalsavunma sanayi, radyo televizyon yayımcılığı, maden işletmeciliğigibi birçok alanda ise kısmi özelleştirmeler yapılacak.Bütün bunlar emekçiler için, işsizlik, talan, dahaçok zam yani pahalılık ve gelecekle ilgili yeni belirsizlikleranlamına geliyor.Yoksulluğu Yok Etmiyorlar,Gizlemeye ÇalışıyorlarAslında siyaset sahnesinde insanlara sunulan başlıklar,arka planda yani ekonomik düzeyde yaşanan sıkıntılarınüstüne çekilen bir örtü görevi yapıyor. Medya tarafındandevasa gündemlerle topluma dayatılan pek çokkonu belki de bundan birkaç ay, bilemediniz bir yıl sonrahatırlanmayacağı halde, ülkenin temel sorunuymuş gibiyansıtılıyor.AKP’nin kapatılma davası ve Ergenekon iddianamelerininmagazin sayfalarını aratmayan haberlerinin sürmanşetlerden verildiği günlerde, emekçilerin yaşadığıhayati sorunlar yaratılan toz duman ortamında ne yazıkki gözden kaçırılıveriyor. Yaratılan bu hengamede elektriğeyapılan %20’lik zam, doğalgaza peş peşe yapılanzamlar ve İMF ile sermayenin istekleri doğrultusunda çıkartılanyasalar da küçük haberler olarak geçiştiriliyor.Ancak asıl tartışılması gereken gelir dağılımındaki bozukluk,giderek artan yoksulluk, yeniden hortlayan ve ikihaneli rakamlara geri dönen enflasyon, bir türlü önlenemeyenve kronikleşen işsizlik, yeni eğitim yılı başlarkençocuklarımızın sağlam bir eğitim sisteminden mahrum veöğretmen açığıyla malul okullara mahkum edilmesi gibisorunların üstü ise böyle yapay gündemlerle örtülmeyeçalışılıyor.Grev hakkından mahrum on binlerce kamu emekçisinintoplu görüşmelerinin devam ettiği sırada, ekmeğinfiyatı bile 1 YTL olmuşken, devletin resmi kurumu TÜİKadeta alay edercesine açlık sınırının 255 YTL olduğunuaçıklıyor. Bu rakam açlık sınırı değil, olsa olsa ölüm sınırıolabilir; tabii bu fiyata mezar yeriyle kefen bulunabilirse…Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: Sebahattin GerçekerYazı Kurulu: Alpaslan Savaş, Canan Arslan, ElifSinirlioğlu, Gökhan Düren, Hasan Arslan,Mehmet Beşeli, Serkan Öngel, Tevfik GüneşTasarım-Teknik Hazırlık: Birleşik Metal-İş Basın Yayın DairesiTuzla tersanelerinde ve özel sektöre devredilen madenlerdeişsizlik ve aşırı kar hırsı nedeniyle karın tokluğunaçalıştırılarak iş cinayetleri sonucu yaşamını yitirenveya yaralanan işçilere her gün bir yenisi eklenirken, ülkemizdene yazık ki kum torbasıyla insan arasında hiçbirfarkın olmadığı gerçeğini de acı bir şekilde yaşıyoruz.Kapitalizm Sömürüyor,Emperyalizm BölüyorKüreselleşen mali piyasaların tükenmek bilmeyen kârhırsı, emperyalist güçlerin enerji kaynakları üzerine yürüttüklerihakimiyet kavgası, aşırı milliyetçiliğin küreselsermayenin paylaşım politikalarının temel aracı halinegetirilmesi ve emperyalist güçlerin ortaya koydukları ikiyüzlü politikalar pandoranın kutusunu açmaya ve enerjisavaşları çağının başlamasına neden olabilir. Bu konudakim galip gelecek söylemek zor ama mağlup şimdidenbellidir: Yeryüzünün yoksulları ve ezilen halkları.İşte bütün bunlar yetmezmiş gibi ülkemizde bu işiniçine dahil edilmeye çalışılıyor. Montrö anlaşması hiçesayılarak ABD’nin azgın savaş gemileri boğazlarımızdangeçiyor ve yeni bir tehdit ve savaş unsuru olarak karasularımızdadolaşıyor.Daha bundan 86 yıl önce emperyalistleri topraklarımızdankovan, 40 yıl önce ise yine aynı amaçlarla karasularımızagiren ABD’li askerleri Dolmabahçe’den denizedöken bir neslin evlatlarının yaşadığı bu ülkede, kaydadeğer hiçbir kitlesel tepkinin olmaması ise toplumsalsuskunluğumuzun derecesini ortaya koyması açısındanoldukça ilgi çekici olarak değerlendirilebilir.Bütün bu gelişmeleri göz önüne aldığımızdaTürkiye’nin kaotik bir süreçten geçtiğini söyleyebiliriz.Yarın ne olacağını bilmiyoruz. Yaşanan tüm sıkıntılaremekçilere bire bir yansıyor. Ülkenin herhangi bir yerindepatlayan bir bomba, ölen bir insanımız, hepimizi derindenyaralıyor, hayatımızı etkiliyor. İşte sırf bu yüzden, işçilerbu oyunu bozmak ve kendi içlerinde birlikteliği sağlayarak,ortak çözümler üretmek zorundadır.Bizler emekçiler olarak, yaşamın her alanında varlığımızıhissettirmeli, işyerlerinden başlayarak bir ipek böceğigibi sabırla ve bir karınca çalışkanlığıyla mücadelemiziörmeliyiz. Çünkü hepimiz çok iyi biliyoruz ki soframızdakiekmeği büyütmenin ve insanca yaşamanın yolu toplusözleşme mücadelesinden başlayarak bu ülkede yaşadığımızher soruna duyarlı olmaktan geçmektedir.Metal iş kolundaki sözleşme ve mücadelenin diğerişkollarına örnek teşkil edeceği bilinciyle, Birleşik Metal-İş Sendikası üyeleriyle birlikte tüm metal işçilerinin hakalma mücadelesine önderlik edecek ve bunu herkesegösterecek kararlılığı bünyesinde barındırmaktadır.Bu dönem, eğer iyi örülürse, soframızdaki ekmeği büyüteceğimiz,daha insanca yaşam koşullarına ulaşarakkaranlık güçlerin etkisini azaltacağımız bir dönem olacaktır.Bunun yolu da tüm işçilerin haklarını almak içinhep birlikte mücadelemizi genişletmekten geçmektedir.Adres: Tünel Yolu Cd. No.2 34744 Bostancı-İstanbulTel: 0216 380 8590 Faks: 0216 410 6626www.birlesikmetal.org e-posta: bilgi@birlesikmetal.orgBaskı: MAG Matbaacılık, İkitelli OSB SitesiKüçükçekmece-İstanbul Tel: 0212 671 8843


Birleşik Metal-İş<strong>Eylül</strong> <strong>2008</strong> 3Toplu sözleşmeler müzakere değil, mücadele süreçleridir...Grup Toplu İş Sözleşmesi başladıSendikamız, toplu sözleşme teklifini üyeleriylebirlikte hazırladığı gibi, teklifin son haliniüyelerinin onayına sunduktan sonra MESS’everdi.Metal işkolu, son yıllarda gerçekleştirdiği olağanüstübüyüme, ihracat, ciro ve kâr artışları ile ekonominin lokomotifioldu.Bütün bunlar, metal işçilerinin karşılığı ödenmeyenemekleri, yoğunlaşan sömürüleri sayesinde gerçekleşti.Bir yanda refah ve bolluk birikirken, diğer yanda yoksulluk,aşırı çalışma birikti.Sermaye büyürken işçilerin sermaye karşısındaki pozisyonugeriledi.Ama metal işkolunda sermaye ile işçiler arasındaki gerilimde birikti.Metal işçileri, yarattıkları değerler ve her geçen günbüyümeye devam eden sermaye ile kendi konumlarınıkarşılaştırdıklarında, içinde bulundukları koşullara dahabüyük bir öfkeyle bakıyorlar.Son on yıl içinde metal işçilerinin sermaye karşısındakikonumları yarı yarıya geriledi. Türkiye İstatistik Kurumu(TÜİK) ve Milli Prodüktivite Merkezi’nin verilerinegöre, metal işkolunda ücretlerin üretilen değer içindekipayı yüzde 2,5’tur. Bu oran 10 yıl önce yüzde 5’ler düzeyindeydi.Metal işkolunda çalışanların sayısı 10 yıl içinde yüzde45 artmasına rağmen ücretin üretimdeki payının yarıyarıya düşmesi, metal işkolunda kişi başına ücretin nasılgeriletildiği ve ucuz işgücünün ve sömürünün nasıl yaygınlaştırılıp,yoğunlaştığını göstermektedir.Diğer taraftan, temel iktisadi göstergelerde yaşanankötüleşmeler ve siyasal iktidarın ekonomideki bu olumsuzgidişin yükünü getirmiş olduğu teşvik ve istisnalarlasermayenin sırtından alıp, başta işçiler olmak üzere tümtoplumun sırtına yıkması metal işçilerinin sorunlarını dahada ağırlaştırmıştır.AKP iktidarı, çıkarmış olduğu İstihdam Paketi ile, yüzde11 olan malüllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primlerininişveren hissesini yüzde 6’ya düşürerek, grup topluiş sözleşmesi öncesi metal sermayedarlarının cebine işçibaşına 72 YTL koymuştur. Aradaki 5 puanlık farkın hazinetarafından karşılanmasının sonucu ise bellidir: yüksekoranlı zamlar.Bir diğer sorun ise siyasal kriz ortamıdır. Devletin kurumlarıbirbiri ile çatışır noktaya gelmişlerdir ve demokrasikarşıtı bir süreç hızla derinleşmektedir. Tümüyle işçi sınıfıkarşıtı olan yürürlükteki 12 <strong>Eylül</strong> rejimi son döneminiyaşamaktadır ancak, bu rejimin yerine demokratik yeni birrejimi getirecek siyasal bir irade ortada yoktur. Anayasadeğişiklikleri, sendika, toplu sözleşme ve grev yasalarındayapılacak değişiklikler demokratikleşmenin ölçüsü olmasınarağmen, çatışan taraflardan hiçbiri bu alanlarda adımatmaya niyetli değildir.<strong>2008</strong>-2010 grup toplu iş sözleşmesi görüşmelerine metalişçileri bu koşullar altında giriyorlar.Birleşik Metal-İş, teklifi işçilerle birlikte hazırladı.Birleşik Metal-İş Sendikası, grup toplu iş sözleşmesihazırlıklarına oldukça erken başladı. Hazırlıklaraerken başlanmasının nedeni, üyelerimizi sürece eniyi şekilde hazırlayabilmek, onların toplu sözleşmesürecine katılımını sağlamaktı.Geçen süre zarfında, grup toplu iş sözleşmesikapsamında yer alan örgütlü olduğumuz işyerlerinintamamında işyeri toplu iş sözleşmesi komitelerimizleve üyelerimizle 2 kez bir araya geldik. Dönemin koşullarını,grup toplu sözleşmesinin özelliklerini tartıştıkve toplu iş sözleşmesi teklifimizin ayrıntılarınıkonuştuk. Metal işçilerinin sonuna kadar arkasındaduracağı bir teklifi üyelerimizle birlikte hazırladık.Metal işçilerinin sendikası:Birleşik Metal İşçileri Sendikası’dır...Metal işçileri yoğunlaşan sömürü, aşırı çalışmave iktisadi yoksullaşma içinde iken ve içinde yaşadığıkoşullara karşı tepkisi her geçen gün büyürken,onların sendikası olduğu iddiasında olanlar, işçileringörüşlerine değil, efendilerinin talimatlarına uyaraksözleşme teklifi hazırlıyorlar.Metal işçilerine karşı kurulan MESS -TürkMetal’in ittifakı yeni değil: Tam 25 yıl önce, yani1983 yılında askeri cuntanın DİSK’i ve Maden İş’ikapatması nedeniyle sendikasız bırakılan işçiler,22 Temmuz <strong>2008</strong>’de sendikamızda toplanan TİS Komisyonu taslak çalışması yaptı..Diğer tarafta ise MESS ve Türk Metal, sözleşmeteklifini birlikte hazırladılar. MESS’in dergisinde,Türk Metal’in üst düzey yöneticilerinin, işverenlerleyapılan toplu sözleşme hazırlık toplantılarına katıldıklarınınbelgeleri ve fotoğrafları yer alıyor.Artık ihaneti gizlemeye bile gerek duymuyorlar.Ama toplu sözleşme teklifini MESS’e verdiklerini,ilk görüşme gününü 12 Ağustos olarak belirlediklerinive de teklifin içeriğini üyelerinden gizliyorlar.Türk Metal üyeleri sendikalarının ne teklif ettiğinibilmese de, onların işverenleri bütün detaylarhakkında bilgi sahibi. MESS bile üyelerini daha iyibilgilendiriyor.MESS’in kendi üyelerine verdiği talimatla, haberleribile olmadan Türk Metal’e üye yapılmış yani TürkMetal 1983 yılında bizzat MESS tarafından yenidenkurulmuştur. Bu sayede metal işkolunda sermayenindenetimi altında bir sendikal düzen ve endüstriyelilişkiler sistemi oluşturulmuştur.Bu yapı bugüne kadar metal işçilerinin aleyhineişlemiştir. Ama bu düzen daha uzun süre devam etmeyecektir,edemez.


4BirleşikMetal-İş<strong>Eylül</strong> <strong>2008</strong>Teklif önce işçilerin onayına sunulduBirleşik Metal İş Sendikası, toplu sözleşmeteklifini üyeleriyle birlikte hazırladığıgibi, teklifin son halini üyelerininonayına sunduktan sonra MESS’e verdi.Çünkü bizim açımızdan toplu sözleşmelermüzakere değil, mücadele süreçleridir.Toplu sözleşmeler işçilerin çalışma veyaşam koşullarını iyileştirme, sermayeninsömürüsünü sınırlama ve geriletme araçlarıdır.İşçiler bu sürecin asli unsurladır.Sürecin başından sonuna kadar işin içindeolmaları gerekir.Düşük ücretlilere yüksek zamMetal işkolu, asgari ücretin hemen üzerinde on binlerce işçinin çalıştığı birişkolu.Son dönemlerde gerçekleşen istihdam artışları, işyerlerinin ortalama ücretleriniaşağı çektiği gibi, aynı işi yapan işçiler arasında 2 misli 3 misli ücret farklılıklarınınoluşmasına neden oldu. Dolayısıyla, bu dönem metal işçileri ücret zammının oranıkadar, zam yöntemi için de mücadele edecekler.Ortak mücadele hedeflerimizSömürüye son!Düşük ücretli işçilerin, daha yüksek oranlarda zam almasını sağlayacak bir zamyöntemi metal işçilerinin ortak mücadele talebidir.İşyerlerindeki ücret farkının kapatılması için işe giriş ücretlerinin yükseltilmesimetal işçilerinin bir diğer ortak talebidir.Metal işçilerini bu dönem zorbir sözleşme süreci bekliyor.Metal işçileri bu sözleşme döneminde,geçtiğimiz dönem içindesermayenin giderek yoğunlaşansömürüsünü sınırlama mücadelesiverecekler, gerçekleştirdikleri büyümeninkarşılığını isteyecekler.Metal işçileri sömürüyü ortadankaldırma mücadelesinin bir parçasıolarak, son yıllarda yoğunlaşan sömürüyekarşı mücadele edecekler.


Esnekliğe Hayır!Birleşik Metal-İş<strong>Eylül</strong> <strong>2008</strong> 5Resmi enflasyonölçü olamazMetal işçileri, ücret ve sosyal ödemelerdekiartışlarda enflasyonun ölçü alınmasınakarşı da mücadele edecekler.Çünkü işçiler devletin açıklamış olduğuenflasyon rakamlarının kendi gerçek enflasyonlarınıyansıtmadığını düşünüyorlar veücret artışlarının enflasyona endekslenmesinedeniyle yaşadıkları kayıpları bir daha yaşamakistemiyorlar.Grup toplu iş sözleşmesi sürecinde sermaye ile işçiler arasında çatışmaya nedenolan bir diğer konu ise esneklik düzenlemeleri. MESS son iki sözleşme dönemindetoplu sözleşme masasına esneklikle ilgili teklifler getirmişti.Bu dönem, esneklik konusunda getirilecek dayatmalara metal işçileri karşı duracaklar.Onlar çalışma yaşamlarının alt üst edilmesine, sermayenin iki dudağı arasındaçalışmaya kısaca esnekliğe karşı sonuna kadar mücadele edecekler.Taleplerimiz:Bu hedefler doğrultusunda, bu dönem metal işçileri için hazırladığımız teklifteşu talepleri oluşturduk:m Saat ücretleri 3,50 YTL’nin altında olanların ücretlerinin 3,50 YTL’ye çekilmesim Birinci 6 ay için tüm işçilere yüzde 5 artı 80 kuruş ücret zammı yapılması.m İkinci 6 ay için gerçekleşen enflasyon oranının yüzde 50 artırılarak ücret zammıyapılmasım Üçüncü 6 ay için yüzde 6 oranında zam yapılması, 6 aylık enflasyon yüzde6’yı geçerse enflasyon oranına 2 puan eklenmesiyle bulunacak oran kadar zam yapılması.m Dördüncü 6 ay için enflasyon oranının yüzde 50 artırılarak ücret zammı yapılmasım İşe giriş ücretlerinin 4,08 YTL’ye çıkarılması ve bu ücretin toplu sözleşmezamlarıyla her 6 aylık dönemde artırılması.m Sosyal ödemelerin yüzde 45 civarında artırılması.m Çalışma süreleri, ara dinlenmeleri, iş sözleşmeleri konularında esneklik karşıtıdüzenlemelerin toplu sözleşmede yer alması.Toplu sözleşme teklifimiz örgütlü olduğumuz grup sözleşmesi kapsamındakiişyerlerinin ortalama saat ücretine 1,12 YTL’lik bir artış getirmektedir. Ücretlerinzamdan önce 3,50 YTL’ye çekilmesiyle, düşük ücretli üyelerimize daha yüksekoranlı zam almayı hedefliyoruz.Ücret teklifimizi “yüzdeli artı maktu” yöntemiyle yaptık çünkü amacımız işçilerarasındaki birliği sağlamak. Bize göre metal işkolunda yüksek ücretli işçi yok. Ücretzamlarının işçiler arasında dengeli biçimde dağılması için bu yöntemi tercih ediyoruz.Bu dönem zam oranı kadar, zammın hangi yöntemle dağıtılacağı da önemli.Metal işçileri haklılar. Haklarını alabilmek için her türlü bedeli ödemeye, mücadeleyehazırlanıyorlar.Metal işçileri son 10 yıl içinde sermayenin karşısında sürekli gerileyen konumlarınıiyileştirme için mücadele etmeye kararlılar.Hangi sendikaya üye olurlarsa olsunlar metal işçilerinin sorunları ortaktır ve sendikamızıntoplu sözleşme teklifi tüm metal işçilerinin ortak teklifidir.Metal işçileri, sözleşme döneminde duyarlı ve uyanık olmalıdırlar. Çünkü karşılarındasermaye ile işbirliği içinde taşeron bir örgüt var. Temsilcilerini, şubelerinisürekli olarak denetim altına almalı, onları kendilerini bilgilendirmeye zorlamalıdırlar.Birleşik Metal İş Sendikası tüm metal işçilerinin toplu sözleşme sürecine yöneliken doğru bilgiyi alabilecekleri adres olmayı bu dönem de sürdürecektir.


6BirleşikMetal-İş<strong>Eylül</strong> <strong>2008</strong>Tega Mühendislik San. ve Tic. A.Ş. grevinde mücadele sürüyor...Grevdeki TEGA’da hukuksal süreçAnkara Sincan Organize Sanayi Bölgesi’nde kurulu TegaMühendislik işyerinde toplu sözleşme görüşmelerinin uyuşmazlıklasonuçlanması üzerine 7 Şubat <strong>2008</strong> günü çıktığımız grev,kararlılıkla devam ediyor.İşverenin yasadışı eylem ve işlemleri karşısında da hukuksalsüreçte yaşanan gelişmeler aşağıdadır:m Tega işverenliğinin 2822 Sayılı Yasa’yaaykırı tutum ve eylemlerinin tespiti için tarafımızdanaçılan sataşmanın önlenmesi davasındaişyerinde keşif yapılmış ve dosya bilirkişileretevdi edilmiştir. Dava devam etmektedir.m Tega işverenliği tarafından, grev uygulamasıöncesinde işçilerin verimi düşürmeksuretiyle kanunsuz grev yaptıkları iddiası ile“kanunsuz grevin tespiti ve uğranılan zararıntazmini” talebiyle açılan ve Ankara 18. İşMahkemesi’nin <strong>2008</strong>/429 E. sayılı dosyasındagörülen davanın duruşması 14.10.<strong>2008</strong> tarihindedir.m Tega işverenliği tarfından, uygulanangrevin iyiniyet kurallarına aykırı olduğu iddiasıile “grevin durdurulması” talebiyle açılanve Ankara 9. İş Mahkemesi’nin <strong>2008</strong>/125 E.sayılı dosyasında görülen davanın duruşması11.11.<strong>2008</strong> tarihindedir.m Tega işverenliğinin grevi kırmak amacıylayasalara aykırı olarak sendika üyesiolmayan dışarıdan getirilen kaçak işçiler ileüretime devam edilmesi; onların yasalaraaykırı olarak grevde bulunan işçilerin yerineçalıştırılması; işyerinde bulunan makinalarıbaşka işyerine taşınarak üretime burada devamedilmesi dolayısıyla grev hakkını uygulanamazhale getirilmesi hususlarının tespitiiçin Sincan 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’neyaptığımız 5 başvuru (sonuca idari işlemlerleulaşmanın mümkün olduğu gerekçesi ile) reddedilmiştir.m Tega işverenliğinin grevi kırmak amacıylabaşka işyerlerinde üretim yaptığı bilgisiüzerine 3 işyeri için Ankara İş Mahkemelerieliyle yapılan tespitlerde işyerlerinde Tegaişverenliğinin yarı mamul ve mamul mallarıgetirerek burada işlediği tespit edilerek tutanakaltına alınmıştır. Bilirkişi raporları ile deişverenin grevi etkisiz hale getirmeye çalıştığıtesbit edilmiştir.m Tega işverenliğinin grevi kırmak amacıylayasa dışı eylem ve işlemlerinin belirlenmesive gereken önlemlerin alınması amacıylaÇalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na,Ankara Bölge Müdürlüğü’ne, SincanKaymakamlığı’na ve Sincan İlçe JandarmaKomutanlığı’na defalarca kez başvurulmuşancak anılan kurumlar tarafından işvereninyasa dışı eylemlerinin önüne geçilmesi yönündesomut adım atılmamıştır.m Grevin uygulanması öncesi ve sonrasındaiş sözleşmeleri feshedilen üyelerimiziçin toplam 84 tane işe iade davası açılmıştır.Bu davalardan 17 tanesinde davacının iş sözleşmesidaha önce feshedildiği ve açılan işeiade davaları devam ettiği için birleştirme kararıverilmiştir. Bu davalarda 4 ay boşta kalmaücreti ve işe başlatılmamaları halinde sendikaltazminata hükmedilmesi talep edilmiştir. Açılanişe iade davalarından 4 tanesi kabul edilmişolup diğerleri devam etmektedir.m Greve katılan işçilerin, <strong>2008</strong> Ocak ayıve grevin uygulandığı 7 Şubat <strong>2008</strong> tarihinekadarki ücretlerinin 10 Şubat <strong>2008</strong> tarihindeödenmesi gerekirken, yasadan kaynaklananbu yükümlülük yerine getirilmemiştir. Ayrıcagrev uygulama tarihinden önce iş sözleşmelerifeshedilen üyelerimizin, fesih tarihi itibarıylaişleyen ücretleri iş sözleşmesinin sona erdiğitarihte ödenmemiştir. Bu nedenle Sincan 1.Asliye (İş) Mahkemesi’nde 101 tane üyemiziçin alacak davası açılmıştır. Bu davalardan97’si lehimize sonuçlanmıştır.Verilen kararlar miktar yönünden kesinolmasına rağmen davalı tarafından temyizedilmiş bu talebin reddi üzerine temyizin reddikararları temyiz edilmiştir. Bu dosyalardan83’ü tarafımızdan icraya konulmuştur. İşverenaçtığımız alacak davalarında davalı işyerininkapısının işçiler tarafından kırıldığı iddiası ilemaddi tazminat talebiyle karşı dava açmıştır.Yerel mahkeme talebimiz üzerine karşı davanınayrı dosyada görülmesine karar vermiştir.m Ayrıca karşılıklı yapılan suç duyurularınedeniyle açılan ceza davaları ve savcılık soruşturmalarıdevam etmektedir.Saldırılar durmuyor...Çadırın önünde üç arkadaşızGrev önlükleri üstümüzdeGrev kırkıncı günündeSigaralarımızı yakıp aynı ateştenGecenin sessizliğini dinliyoruzSesimiz aydınlığın içinde asılıYıldız kümeleri gibiIşık ışıkUmutlu,Güven dolu,Yayılıyor karanlığaÜç işçiyiz gece nöbetindeÜç yürek,Atıyor kendi bildiğineEvimiz,Çocuklarımız,Yarınlarımız,Deviniyor karanlığa.Greve çıkalı kaç gün olduBirbirimize soruyoruzUmurumuzda değil işverenin tavrıUmurumuzda değil baskılarGrev sürmeliHaklarımızı alıncaya dekGrevler uzanıyor karanlığa.Grev çadırlarıGrevin 139. gününde yeni bir saldırıyladaha karşılaştık. Tufan Tolga’nınsahibi olduğu ve Murat Çavuşoğlu’nuneski ortakları arasında bulunduğu MO-BAK işyerinde çalışan bazı kişiler aldıklarıtalimatlar doğrultusunda, “GrevGözcülüğü” yapan üyelerimize saldırmışve darp etmişlerdir. Bu haksız vevahşice saldırı sonucunda grev gözcülerimizyaralanmış ve hastaneye kaldırılmıştır.Hakları ve ekmekleri için yasal olarakgreve çıkmak zorunda kalan üyelerimizin,yine yasa gereği yerine getirmekzorunda oldukları grev gözcülüğügörevini yapmalarına bile tahammüledemeyen işveren, bu defa da başka birişyerinde çalışan insanları üyelerimizinüzerine saldırtarak gerçek yüzünü birkez daha sergilemiştir.Sincan Organize Sanayi’nde bir çokişveren, Tega işyerindeki sendikalaşmaylabirlikte adeta “bir başka haldeorganize” olmuşlar ve grevin başladığıgünden bu yana çeşitli biçimlerde sendikamızve üyelerimiz üzerinde olmadıkbaskı, şiddet ve saldırılarda bulunmuşlardır.Çadırın önünde tahta sandalyelerBirinin bacağı kırıldı;Dışardan dostlar gelinceYere bağdaş kurup oturuyoruzSoframız tüm emekçilere açıkSoframızı,Grev günlerinde geleceğe kurup,Duyuruyoruz karanlığa.Gece nöbetinde üç uykusuz yürekDalıp çıkıyor işçilerin oturduğu sokaklaraEvlerin kapıları açık,Fesleğen kokuyor pencereler;Üç uykusuz yürekSokaklarda,Evlerde,Aç, açık;Yaşam kör bir at gibiKapaklanmış üstlerine,Yaşam alınteri değirmeniDönüyor,Sömürüyor,Kuralım grev çadırlarınıKarşı duralım karanlığa…Asım Öztürk


Birleşik Metal-İş<strong>Eylül</strong> <strong>2008</strong> 7Penta Elektronik ve SCM işçileri artık sendikalıHoşgeldiniz SCM işçileri!..Bursa Nilüfer Organize Sanayi Bölgesi’nde yer alan,tamamı İtalyan sermayeli Sistemi Comandi MeccaniciOtomotiv San. ve Tic. AŞ. işyerinde çalışan işçilerin içindebulunduğumuz yılın bahar aylarında başlattıkları örgütlenmemücadelesinin ardından, Sendikamız işyerindetoplu sözleşme yetkisini aldı.İşyerinde çalışan taşeron işçilerinin de örgütlenmedeyer alması, SCM işçilerinin bir bütün olarak birliğini güçlendirdi.Bursa Şubemiz’de 26 Temmuz <strong>2008</strong> tarihinde yapılanve SCM’de sendika üyesi tüm işçilerin katıldığı toplantıdatoplu iş sözleşmesi taslağımız hazırlandı. Üyelerimizlehazırladığımız taslağımızın işveren sendikası MESS’e iletilmesiylebirlikte, SCM işçilerinin kazanımlarının arttırılmasıiçin yürütülen mücadelede yeni bir evreye girilmişoldu.İşyerinde ilk sendika temsilcileri de görevlerine başladılar.Baştemsilci Barış Başoğlu ve ikinci temsilci FerdiBayram, işyeri komitemizin önerisi ile İşyeri SendikaTemsilcileri olarak atandılar.Hoşgeldiniz PENTA işçileri!..İstanbul Alemdağ’da kurulu PENTA ElektronikTelekomünikasyon Plastik San.ve Tic.AŞ. işçileri, uzun soluklu bir örgütlenme mücadelesininardından sendikamıza üye oldular.10 Haziran <strong>2008</strong> tarihinde ÇalışmaBakanlığı’nın işyerine ilişkin çoğunluk tespitinionaylamasının ardından gelen yetki belgesiile sendikamız işyerinde toplu iş sözleşmesiyapma yetkisine sahip oldu.İstanbul 1 Nolu Şubemize bağlı işyerindeyaklaşık 100 işçiyi kapsayacak olan ilk toplusözleşme taslağımız da yine işçilerle birliktehazırlanarak işverene iletildi.PENTA’da böylece toplu iş sözleşmesi sürecibaşlamış oldu.Tüm bu süreçte oluşturulan işyeri komitemizinde önerisi ile Hakan Tangaç baştemsilci,Birnur Arslan ikinci temsilci ve YavuzYağız üçüncü temsilci olarak işyeri sendikatemsilcisi görevlerine atandılar.Yeni temsilci arkadaşlarımıza görevlerindebaşarılar diliyor ve PENTA işçilerineBirleşik Metal-İş Sendikası’na hoşgeldinizdiyoruz.Hep bir ağızdantürkü söyleyiphep berabersulardan çekmekağı,demiri oya gibi işleyip hep beraber,hep beraber sürebilmek toprağı,ballı incirleri hep beraber yiyebilmek,yarin yanağından gayrıher şeydeher yerde hep beraber!diyebilmek için ...8 ay süren mücadelenin ardındanAcerer grevi sona erdiTam 184 gün…25 Aralık 2007 tarihinde başlayangrev boyunca ACERER işçileri dondurucusoğukta da yakıcı sıcakta da grevönlüklerini çıkarmadılar. Altı ay boyuncatüm zorluklara göğüs gererek ekmekkavgasını sürdürdüler.Yirmi iki grevci işçi, hepsinin başıdik, bu onurlu mücadeleyi sürdürdüler.Gün oldu aileleri ile birlikte “biz bufabrikanın önündeyiz” dediler.Gün oldu grev ziyaretine gelen sınıfkardeşleri ile buluştular, farklı fabrikalarahak mücadelesi veren diğer işçilerinyanında, ziyaretinde oldular.Onlar grev okulundan geçtiler.Gebze Şubemize bağlı ACERERişyerinde süren grevimiz, böylesi birmücadelenin ardından 25 Haziran <strong>2008</strong>tarihinde toplu iş sözleşmesinin imzalanmasıile sona erdi.1 Temmuz <strong>2008</strong> tarihinde işbaşı yapangrevci işçiler, imzalanan toplu işsözleşmesi ile kazanılmış haklarını korudularve ücretlerinde %25’lere varanbir iyileştirmeyi sağladılar.


8BirleşikMetal-İş<strong>Eylül</strong> <strong>2008</strong>İşyeri ziyaretleriGenel Merkez Yöneticilerimiz, çeşitli tarihlerde, işyerlerini ziyaret ederek,üyelerimiz ile tezgah başlarında, yemeklerde birlikte oldular, karşılıklısohbetler gerçekleştirdiler...Sendikamız Genel Başkanı Adnan Serdaroğlu,Genel Örgütlenme Sekreterimiz Özkan Atarve Kocaeli Şube yönetimi ile birlikte, 24.07.<strong>2008</strong>tarihinde BEKSA işyerini ziyaret ederek üyelerimizlebirlikte oldular.Genel Başkanımız Adnan Serdaroğlu, GebzeŞube Yönetimi ile 23.07.<strong>2008</strong> tarihinde MakinaTakım işyerindeki üyelerimizi ziyaret etti.Genel BaşkanımızAdnanSerdaroğlu,Gebze ŞubeYönetimiile birlikte,04.07.<strong>2008</strong>tarihindeAREVAişyerini ziyaretederek üyelerimizlebirlikteoldu.Genel Başkanımız Adnan Serdaroğlu,16.07.<strong>2008</strong> tarihinde, Kocaeli Şubemize bağlıişyerleri temsilcilerinin katıldığı Abant’da düzenlenenpikniğe katıldı.Genel Başkanımız Adnan Serdaroğlu, GebzeŞube Yönetimimiz ile birlikte, 11.06.<strong>2008</strong> tarihindeBosal Mimaysan işyerini ziyaret ederek,üyelerimizle birlikte oldular..14.08.<strong>2008</strong> tarihinde Genel Örgütlenme SekreterimizÖzkan Atar ve Genel Eğitim SekreterimizCelalettin Aykanat, 2 Nolu Şubemiz yöneticileriile birlikte Aryıldız ve SİO işyerlerindeüyelerimizi ziyaret ettiler.Yeni Seçilen TemsilcilerimizYAKACIK VALF SAN. VETİC. A.Ş.Baştemsilci: İsmail BıçakTemsilci: Aykut ÜnseverSİSTEMİ COMANDİ MECCA-NİCİ OTO. SAN. VE TİC. A.Ş.Baştemsilci: Barış BaşoğluTemsilci: Ferdi BayramSURTEL KABLO SAN. A.Ş.Baştemsilci: Musa AydınTemsilci: Recep GeldilioğluTemsilci: Recai ŞahinEJOT TEZMAK BAĞLANTIELEMAN.TEKNO. SAN. A.Ş.Baştemsilci: Osman UzunoğluTemsilci: Erdoğan ÖzdemirTemsilci: Mürsel ÇalağanPENTA ELEKTRONİK TELE-KOM PLAS. SAN. TİC. A.Ş.Baştemsilci: Hakan TangaçTemsilci: Birnur ArslanTemsilci: Yavuz YağızSB. BURSA 5 NOLU DONA-TIM BÖLGE MD.Baştemsilci: RamadanYardımcıoğluRSA TESİSAT MALZEMELE-Rİ SAN. TİC. A.Ş.Baştemsilci: Bayram DilekTemsilci: Ali Rıza DumanÇİMSATAŞ ÇUKUROVAİNŞAAT MAK. SAN. VE TİC.A.Ş.Baştemsilci: Cem OnayTemsilci: Tayfun GültekinTemsilci: Musa KaçarTemsilci: Yalçın YıldırımLEGRAND ELEKTRİK SAN.A.Ş.Baştemsilci: MehmetGürsoyTemsilci: Atila IşıkTemsilci: Selma TaşköprüMERT AKIŞKAN GÜCÜSAN. VE TİC. A.Ş.Baştemsilci: Eyyüp AkarTemsilci: Evren TurgutTOTOMAK MAKİNA YEDEKPARÇA SAN. TİC. A.Ş.Baştemsilci: Cengiz KoralTemsilci: Mehmet ElmasTemsilci: Aydın BeletYeni seçilen baştemsilci ve temsilcilerimize, başarılar diliyoruz...BURSA ŞUBE’den16 Haziran’da “Tuzlatersanelerinde iş cinayetlerineson” çağrısıyla bir basınaçıklaması yaptık. Tuzla’da“yaşam hakkı grevi” yapantersane işçileriyle dayanışmaiçinde olduğumuzu duyurduk.Yeni örgütlenen SCMişçileri ile yapılan toplantılarda,toplu sözleşme taslağıoluşturuldu..Şubemizde 8 Haziran’datoplanan Şube TemsilcilerKurulumuzda gündemdekisorunlar ele alındı.17 Temmuz’ta Asilçelikişyeri ziyaret edilerek,üyelerimiz TİS sürecindekigelişmeler konusunda bilgilendirildi..22 Ağustos tarihinde Grammer işyerimizi ziyaret ettik. Grammer’deyeni göreve başlayan İnsan Kaynakları Müdürü Oylum Öztürk ilede bir görüşme yaptık.25 Haziran’da düzenlenen şube pikniğimizde, temsilcilerimiz açıkhavada sohbet etmenin tadını çıkardılar..


Birleşik Metal-İş<strong>Eylül</strong> <strong>2008</strong> 9ESKİŞEHİR ŞUBE’denTuzla işçilerine Eskişehir’den destek15-16 Haziran 1970 yılındaki büyük işçi direnişinin 38. yıldönümüetkinlikleri ve Tuzla’da meydana gelen işçi ölümlerinindurdurulmasına yönelik bir günlük grev ile dayanışma amacıylaEskişehir’de yürüyüş ve basın açıklaması eylemi gerçekleştirildi.Eylemde; DİSK Bölge Temsilcisi ve Sendikamız Şube BaşkanıBayram Kavak bir konuşma yaptı.Konuşmasında; Tuzla’da 44 adet tersaneden sadece ikisinin yasalyükümlülüklerini yerine getirdiği için her gün yeni bir işçi cinayetiyaşanmaktadır. ‘Artık ölmek istemiyoruz’ diyerek greve çıkacakolan Tuzla işçilerine Eskişehir’den dayanışmamızı sunuyoruz”dedi.Ayrıca 13 Ağustos tarihinde; Tuzla tersanelerinde test için 19işçiyle denize atılan filikada 3 işçinin boğularak ölümü üzerine,Eskişehir’de protesto eylemi gerçekleştirildi.Adalar Migros önünde gerçekleştirilen eyleme; Sendikamız üyesi işçilerin yanısıra bir çok sendika ve demokratik kitle örgütü katıldı.Grup adına konuşma yapan Sendikamız Eskişehir Şube Yönetim Kurulu ÜyesiMurat Gür; “İşçilerin kobay olarak kullanılması doğal mı? Tuzla’da işçiler nedenölüyor? Bu sorunun son derece basit bir cevabı var. İş güvenlikleri sağlanmadığıiçin ölüyorlar. Aşırı üretimi son derece sıkışık zamanlarda yapmak zorunda bırakıldıklarıiçin ölüyorlar” dedi ve basın açıklaması sık sık atılan sloganlarla sona erdi.ANADOLU ŞUBE’denAnkara Sincan Organize Sanayi Bölgesi’ndeki TEGA MÜHENDİSLİKGrevimiz büyük bir kararlılıkla devam etmektedir. İşyerinde Grev de olanüyelerimiz ve şube yöneticilerimiz sürekli birlikte olmanın yanı sıra sık sıkgenel toplantılarla da birlikte olmaktadırlar. Sendikamızın kendilerine maddidestekleri de sürmektedirEskişehir’de yayınlanan yerel Sakarya Gazetesi Geleneksel Basın Kupası’naSendikamız üyelerinden oluşan bir futbol takımı ile katılım sağlandı.Anadolu Şubemizde örgütlü işyerleri Şube Yönetim Kurulu tarafından ziyaretedildi. Ditaş, Koluman-Kögel ve SCT Filtre’deki üyelerimizle birliktetoplantılar yapılarak işyeri sorunları görüşüldü.Anadolu Şubemizde örgütlü MESS Grup Toplu İş Sözleşmesi hazırlıklarıkapsamında bir dizi toplantılar gerçekleştirildi.10 Temmuz <strong>2008</strong> tarihinde Başöz Enerji,11 Temmuz <strong>2008</strong> Tarihinde Çemaş Döküm,12 Temmuz <strong>2008</strong> tarihinde Yücel Boru,13 Temmuz <strong>2008</strong> tarihinde de Çimsataşişyeri komiteleri ile toplantılar yapılarak toplu iş sözleşmesi taslak çalışmalarıile ilgili işyeri komitelerimizin görüş, düşünce ve önerileri alındı.İZMİR ŞUBE’den2 Temmuz 1993 yılında Sivas’ta Madımak Oteli’nde ülkemizi ortaçağ karanlığınagötürmek isteyen gerici yobazların diri diri yakarak öldürdüğü 35 insanımıziçin; 2 Temmuz günü bölgemizde yapılan Sivas Katliamı’nı protestomitingine İzmir Şube olarak kitlesel katılım sağlandı.13 <strong>Eylül</strong> <strong>2008</strong> tarihinde bölgemizde yapılacak olan Herkese DemokrasiMitingi’ni tartışmak için Konfederasyonumuz DİSK, Genişletilmiş TemsilcilerKurulu’nu topladı.Genişletilmiş Temsilciler Kurulu’na katılmadan önce yaptığımız Şube TemsilcilerKurulumuzda; mitinge en yığınsal biçimde katılım sağlanması konusundaişyerlerimizde ve oturduğumuz semtlerde nasıl bir çalışma yapılacağı kararıalındı ve görüşlerimiz kurulda da ifade edildi.


10Birleşik Metal-İş<strong>Eylül</strong> <strong>2008</strong>İST. 2 NOLU ŞUBE’denÜyelerimiz tiyatroda...Özgürlüğe, tutsaklığa ve sevdayadair şiir, müzik ve belgesel filmlerle birsahne gösterisi “Acıyı Bal Eyledik”…Tiyatro Zeytindalı, Hasan HüseyinKorkmazgil’den seçilen şiirler, müzikve belgeseller eşliğinde yakın dönemiünlü şairimiz kaleminin tanıklığındasahneye aktarıyor.2 Nolu Şubemizde örgütlü Konvekta Klima’dan Ağustos ayı içerisinde 7 işçiarkadaşımız işten atıldı. İşveren tarafından “performans” gerekçesiyle iştenatılan arkadaşlarımızın bir kısmı Sendikamız kurullarında da görev alan üyelerimizolması nedeniyle; direkt sendikal örgütlülüğümüz hedef alınmıştır.Kısa bir süre fabrika önünde direniş yapıldıktan sonra, atılan işçilerin tümhaklarını almalarıyla eyleme son verildi.BASIN AÇIKLAMALARIMIZDANTÜİK; emekçiler için“ölüm sınırı”nı gösterdiDevletin resmi rakamlarına göre,günde 2,12 YTL ile bir kişi karnını doyurabiliyormuş.Toplu iş sözleşmesi görüşmeleri devam eden kamu emekçilerinin,2009 yılı maaş artış oranları tartışılırken; devletin resmi istatistik kurumu(TÜİK), <strong>2008</strong> yılı tahmini değerlerine göre dört kişilik bir ailenin açlıksınırını 255 YTL ve yoksulluk sınırını 660 YTL olarak açıkladı.TÜİK hesabına göre, 4 kişilik bir ailenin toplam günde 8.5 YTL harcamasıgerekiyor. Bu hesaba göre aile üyelerinin her birine sadece 2.12 YTLdüşüyor.Yani devletin resmi rakamlarına göre, günde 2,12 YTL ile bir kişi karnınıdoyurabilecektir.Kira, ulaşım, elektrik, su, yakıt, giyim, sağlık ve benzeri diğer harcamalarda dikkate alındığında, devletin resmi hesaplamalarına göre, bir kişiyegünlük 5,50 YTL yetmektedir.Bu para 4 kişilik bir ailenin bir ay boyunca 3 öğün simit ve su ile beslenmesinebile yetmiyor.Yapılan bu son açıklama; milyonlarca emekçiye ölümü göstermektedir.Yaşamın gerçeklerinden uzak, insan aklının ve vicdanın en dip noktasındangelen bir açıklamadır.Hükümet; bu istatistiklere dayanarak emekçilerin; “insanca yaşama”taleplerini baskılama yöntemi olarak kullanmayı amaçlamaktadır.AKP hükümeti popülist söylemlerine karşın, ulusal ve uluslararası sermayetarafından yönlendirilen ekonomi politikaları uygulamaktadır.Bu politikanın özü de, iç talebin kısılarak yani emekçilerin gelirlerininbaskı altına alınarak, ihracata yönelik büyüme politikalarının uygulanmasıdır.Uluslararası rekabetin artması kâr oranlarının artış hızının azalmasınaneden olmakta, bu da emeğin daha da ucuzlatılması talebini getirmektedir.BİRLEŞİK METAL-İŞ SENDİKASIGenel Yönetim KuruluErkal Umut’un derleyerek sahneyekoyduğu gösterinin müzikleri, sahnedeİlkay Akkaya ve Grup Kızılırmak, şiirlerise Gülsen Tuncer, Ender Yiğit veNecmi Aykar tarafından yorumlanıyor.Nazım Hikmet Kültür Merkezi’ndekigösteriyi, sendikamız üyesiişçiler de büyük bir keyifle izlediler…ACIYI BAL EYLEDİKbak şu bebelerin güzelliğinekaşı destangözü destanelleri kan içindekör olasın demiyorumkör olma dagör beni«pir sultan ölür dirilir»damda birlikte yatmışızöküzü hoşça tutmuşuzkoyun değil şu dağlardasan kendimizi gütmüşüzhor baktık mı karıncayakırdık mı kanadını serçeninvurduk mu karacanın yavrulusunuya nasıl kıyarız insanasen olmasan öldürmek neçürümek ne zindanlardaözlem ne ayrılık neyokluk ne yoksulluk neilenmek ne dilenmek neişsiz güçsüz dolanmak negün gün ile barışmalıkardeş kardeş duruşmalıYayınlarımızdankoklaşmalı söyleşmelikorka korka yaşamak nekahrolasın demiyorumkahrolma dagör benikanadık toprak oldukçekildik bayrak oldukdöküldük yaprak oldukgeldik bugüneekmeği bol eyledikacıyı bal eylediksıratı yol eyledikgeldik bugüneekilir ekin gelirizezilir un gelirizbir gider bin gelirizbeni vurmak kurtuluş mukör olsanı demiyorumkör olma dagör beni3 ayda bir yayınlanan Çalışma ve Toplum dergimizin 18. sayısıbasılarak, dağıtımı yapıldı.Alışılmadık mizah dergisi Homur, yine güncel bir konuyu, “suyunözelleştirilmesi”ni, kendi dili ve çizgisi ile ele alıyor..EMF ve DGB ile ortak çalışmamızın ürünü olan “Güney DoğuAvrupa ve Türkiye’de Ekonomik Yapılar ve Endüstri İlişkileri”kitabı Türkçe basılarak dağıtımı yapıldı.Hasan Hüseyin


Birleşik Metal-İş<strong>Eylül</strong> <strong>2008</strong> 11Yetki-İşkolu İtirazı DavalarındaSon GelişmelerEÜS ElektronikEÜS Elektronik Üretim San. Tic. A.Ş. Bakanlığaolumsuz çoğunluk tespitine karşı açmış olduğumuzdavada yerel mahkemenin, işyerinde yasanın aradığıgerekli çoğunluğu sağladığımıza dair kararı Yargıtaytarafından onararak kesinleşmiştir.RSA Tesisat MalzemeleriRSA Tesisat Malzemeleri San. ve Tic. A.Ş. işyeriiçin Bakanlığa olumlu çoğunluk tespitine karşı işvereninaçmış olduğu davada yerel mahkemenin, işyerindeyasanın aradığı gerekli çoğunluğu sağladığımıza dairkararı Yargıtay tarafından onararak kesinleşmiş oluptoplu görüşmelere başlanmıştır.AKS OtomotivAKS Otomotiv San. ve Tic. A.Ş. işyeri için16.11.2007 tarihinde yaptığımız başvuru sonucundaBakanlık, 03.01.<strong>2008</strong> tarihli olumlu yetki tespitiyazısı ile işyerinde gerekli çoğunluğu sağladığımızıbelirtmiştir. Bakanlığın olumlu yetki tespitine karşıişveren itiraz etmiştir. Yetki itirazı davası İstanbul 5.İş Mahkemesi’nde devam etmektedir. Duruşma tarihi10.09.<strong>2008</strong>’dir.AKS Otomotiv San. ve Tic. A.Ş. işyerinde Bakanlığayetki başvurumuzu öğrenen işveren işkolu tespitiiçin başvurmuştur. Bakanlık, işyerinin “Metal” işkolundakurulu olduğuna karar vermiştir. Bakanlığın işyerinin‘Metal’ işkolunda kurulu olduğuna ilişkin tespitineişveren itiraz etmiştir. İstanbul 1. İş Mahkemesi’ndegörülen işkolu itirazı davasının ikinci duruşması24.12.<strong>2008</strong> günü yapılacaktır.Güven ElektrikGüven Elektrik San. Mamul. İml. ve Tic. A.Ş. işyerinin“Metal” işkolunda olduğu tespitine karşı yapılanişveren itirazı sonucu yerel mahkeme işyerinin “Petrol,kimya, lastik” işkolunda kurulu bulunduğuna kararvermiştir. Karar tarafımızdan temyiz edilmesi sonucundaYargıtay yerel mahkeme kararını bozarak işyerinin“Metal” işkolunda kurulu olduğuna karar vermiştir.Kararın kesinleşmesi üzerine Bakanlık işyerindegerekli çoğunluğu sağladığımıza dair olumlu yetkitespiti yazısını düzenleyerek taraflara göndermiştir.İşveren bu tespite itiraz etmiştir. Dava İstanbul 5. İşMahkemesi’nde devam etmektedir. Duruşma tarihi23.09.<strong>2008</strong>’dir.DencoDenco Hassas Kontrol Sistemleri End. Ve Tic. A.Ş.işyerinde örgütlenme faaliyetleri sonucunda 24.03.<strong>2008</strong>tarihinde yaptığımız başvuru sonucunda Bakanlık,22.04.<strong>2008</strong> tarihli olumlu yetki tespiti yazısı ile işyerindegerekli çoğunluğu sağladığımızı belirtmiştir.Bakanlığın olumlu yetki tespitine karşı işverenitiraz etmiştir. Yetki itirazı davası İstanbul 7. İşMahkemesi’nde devam etmektedir. Duruşma tarihi18.09.<strong>2008</strong>’dir.Bosal MimaysanBosal Mimaysan Metal İşleme San. A.Ş. işletmesindeuygulanan toplu sözleşmenin bitiminden önce05.05.<strong>2008</strong> tarihinde Bakanlığa başvurularak çoğunluktespiti talebinde bulunulmuştur. Türk Metal Sendikasıda aynı tarihte anılan işyeri için çoğunluk tespiti talebindebulunmuştur.Bakanlık işyerinde bizim ve Türk MetalSendikası’nın gerekli çoğunluğu sağlayamadığı tespitindebulunmuştur. Tarafımıza gönderilen olumsuz yetkitespiti yazısının iptali için Kocaeli İş Mahkemesi’ndedava açılmıştır. Bakanlık tespitinde, hata yapılarak üyelerimizinönemli bir kısmı değerlendirme dışı bırakılmıştır.Ayrıca başvuru tarihimizden kısa bir süre önceişveren yetki almamızı engellemek amacıyla muvazaalıolarak 68 işçiyi işe almış, bunları 31.05.<strong>2008</strong> tarihindeişten çıkarmıştır.Gebze işyerine aldığı işçileri üyemiz olmadığı halde,işe alırken veya ertesi gün sendikamızdan istifa ettirmiştir.Aynı şekilde işletmedeki kapsam dışı çalışanlarıntamamına yakınını yine sendikamız üyesi olmadığıhalde, aynı tarihlerde grup olarak istifa ettirmiştir. Buşekilde sendikamızdan istifa ettirilen 140 civarında çalışanınişyerine çağrılan noter marifetiyle Türk MetalSendikasına üyelik işlemleri yapılmıştır. Yasaya göreen erken başvuru tarihimizin 05 Mayıs olduğu işverenlikçebilindiğinden, 1 Nisan – 31 Mayıs arasındakimuvazaalı işçi giriş-çıkış işlemleriyle çoğunluk sayısıyükseltilerek, sendikamızın yetki almasının önlenmesiamaçlanmıştır.Çalışan sayısının Nisan ayından önce ortalama 360-375 arasında iken Nisan ve Mayıs aylarında muvazaalıolarak alınanlarla 459’a yükselmiş, Haziran ayı itibarıyla375’e düşerek, yine eski çalışan sayısına gelinmiştir.Muvazaalı olarak işe alınan bu işçiler, işyerinde fiilençalışmamışlar, Sosyal Sigortalar Kurumu’na giriş ve çıkışlarıbildirilmiştir. Sendika üyelerimizin 5 Mayıs’tanbir ay önce istifa etmesini ve Türk Metal Sendikası’naüye olmasını sağlamak amacıyla yoğun baskı uygulanmış,iki sendika temsilcimizle birlikte, öncü konumundakidört üye işçi, 3 Nisan’da işten çıkarılmıştır.Üyelerimizin kararlılığı ve uluslararası sendikalarınörgütlediği dayanışmayla Bosal Group merkezine yapılanbaskılar sonucunda, merkezin talimatıyla çıkarılanaltı üyemiz Bosal işletmesi tarafından geri alınmıştır.Ar-MetalAr-Metal Montaj Elektrik Ağaç ve Taahhüt San.ve Tic. Ltd. Şti. işyerinde yürüttüğümüz örgütlenmeçalışmaları sonucunda 02.08.2007 tarihinde Bakanlığaçoğunluk tespiti için başvuru yapılmıştır. Bakanlık11.12.2007 tarihli yazısı ile işyerinde gerekli çoğunluğusağlayamadığımızı belirtmiştir. Bakanlığın olumsuzyetki tespitine karşı itiraz ettiğimiz dava devam etmektedir.Evren ZincirEvren Zincir İmalat Mak. San. Tic. A.Ş. için yaptığımızbaşvuru sonucunda Bakanlık, 11.06.2007 tarihliolumlu yetki tespiti yazısı ile işyerinde gerekli çoğunluğusağladığımızı belirtmiştir. Bakanlığın olumlu yetkitespitine karşı işveren itiraz etmiştir. Yerel mahkemeninlehimize verdiği karar yerel mahkeme işyerindegerekli çoğunluğu sağladığımızın tespiti ile davanınreddine karar vermiştir. Karar işveren tarafından temyizedilmiş olup karar Yargıtay tarafından onanmıştır.Tezcan GalvanizTezcan Galvanizli Yapı Elemanları A.Ş. işyerindeyürütülün örgütlenme faaliyeti sonucunda yapılan başvuruneticesinde Bakanlık 17.04.<strong>2008</strong> tarihli olumluyetki tespiti yazısıyla işyerinde gerekli çoğunluğu sağladığımızıbelirtmiştir. Bakanlığın olumlu yetki tespitinekarşı işveren itiraz etmiştir. Yerel mahkemeninlehimize verdiği karar yerel mahkeme işyerinde gerekliçoğunluğu sağladığımızın tespiti ile davanın reddinekarar vermiştir. Karar işveren tarafından temyiz edilmişolup dosya Yargıtay’dadır.Körfez DökümKörfez Döküm San. ve Tic. A.Ş. işyeri için15.05.2007 tarihinde Bakanlığa çoğunluk tespiti içinbaşvuru yapılmıştır. Bakanlık 04.07.2007 tarihli yazısıile işyerinde gerekli çoğunluğu sağlayamadığımızı belirtmiştir.Bakanlığın olumsuz yetki tespitine karşı itirazettiğimiz dava, yerel mahkemenin aleyhimize verdiğikarar tarafımızdan temyiz edilmekle Yargıtay tarafındanbozularak tekrar yerel mahkemeye gönderilmiştir.Bunun üzerine yerel mahkeme Yargıtay’ın bozma kararınauyarak işyerinde gerekli çoğunluğu sağladığımızıntespiti ile davanın kabulüne karar vermiştir. Bu defaişveren ikinci kararı da temyiz etmiş olup karar Yargıtaytarafından onanmıştır.GamaGama Reklamcılık San. ve Tic. Ltd. Şti.ve Yön TeknikOto Yedek Parça San. işyerleri ile ilgili işkolu itirazıdavaları devam etmektedir.Gürkan ElektrikGürkan Elektrik (Gürkan Sabuncu) işyerinde sendikayaüye olmayan işçilerin, toplu iş sözleşmesinin yürürlüktarihi ile imza tarihi arasındaki süreye ilişkin TİSfarklarından yararlanamayacaklarının, sözleşmeninimzalandığı tarihten sonra talepte bulunmaları halinde,talep tarihinden itibaren dayanışma aidatı ödemek suretiyleyararlanabileceklerinin tespiti ile vaki sataşmanınönlenmesi talebiyle açtığımız davada yerel mahkemedavanın kabulüne karar vermiştir. Karar henüz kesinleşmemiştir.AD Demirel’de SözleşmeKocaeli Şubemize bağlı AD DEMİREL işyerindetoplu sözleşme görüşmeleri 21 Ağustos <strong>2008</strong>tarihinde anlaşma ile sonuçlandı.Varılan anlaşma ile sendika üyelerinin saat ücretlerine1 Ağustos <strong>2008</strong> tarihinden itibaren ortalamaolarak 74 kuruş zam alındı. Bu zam, ikramiyelerdahil net 160,00 YTL’lik bir artış anlamına geliyor.Toplu iş sözleşmesine göre ücret zammı, işyerindekiücret farklılıkları nedeniyle üç grup halindeuygulanacak.0,60 YTL/saat ücret zammı alan üyelerimizikramiye dahil net 130,00 YTL;0,80 YTL/saat ücret zammı alan üyelerimizikramiye dahil net 172,00 YTL0,85 YTL/saat ücret zammı alan üyelerimizdeikramiye dahil net 183,00 YTLartış elde etmiş oldular.Sözleşme ile Bayram ödenekleri ve izin parası95,00’er YTL, yakacak ödeneği ise 40,00 YTL’yeyükseltildi.Diğer sosyal ödemelerde ise ortalama yüzde 12oranında artış sağlandı.


Birleşik Metal-İş12 <strong>Eylül</strong> <strong>2008</strong>Değişiyor,yenileniyor,büyüyoruz!Sendikamız Genel Temsilciler Kurulu;21 Haziran <strong>2008</strong> tarihinde GönenKemal Türkler Eğitim ve Tatil Sitesi’ndetoplandı.Genel Temsilciler Kurulumuzda,ülkemizin ve işçi sınıfımızın içinde bulunduğuekonomik ve siyasal sorunlarla,sendikal hareketin içinde bulunduğudurum ayrıntılı olarak değerlendirildi,ayrıca, <strong>2008</strong>-2010 MESS Grup Toplu İşSözleşmesi hazırlıkları, görüş ve önerilergeniş şekilde ele alındı.Genel Temsilciler Kurulumuz; SosyalGüvenlik Uzmanı Ali Tezel ile MerkezToplu İş Sözleşmesi Uzmanı Mehmet Beşeli’nin sunumlarıylabaşladı.Genel Temsilciler Kurulumuzun açış konuşmasınıyapmak üzere kürsüye gelen Genel Başkanımız AdnanSerdaroğlu; konuşmasına aylardır zor şartlarda, her türlüolumsuzluğa göğüs gererek grev bayrağını dalgalandıranAcarer ve Tega grevcisi üyelerimizi selamlayarakbaşladı.Genel Başkanımız Adnan Serdaroğlu konuşmasında;“Bizler Birleşik Metal-İş Sendikası olarakköklerimizi inkar etmeden, demokratik, sınıf ve kitlesendikacılığının temel ilkelerinden aldığımız güçledeğişiyor, yenileniyor ve büyüyoruz. Değişmeyen tekşeyin değişim olduğunu bilerek daima ileriye bakıyoruz.Bu sendika, çok büyük sınavlardan geçerek, çokzorlu yolları aşarak bugünlere geldi. Darbeler, cezaevleri,işkenceler, ölümler sendikamızı durduramadı, yolundandöndüremedi. Yürüyoruz. Engelleri aşa aşa vezincirlerimizi kıra kıra geliyoruz. Aynı 1 Mayıs <strong>2008</strong>de olduğu gibi… Ben, Birleşik Metal-İş Sendikası’nınGenel Başkanı olarak 1 Mayıs <strong>2008</strong>’de sendikamızla,sendikamızın temsilcileriyle, üyeleriyle ve personeliylebir kez daha gurur duydum. Eminim ki bizlere bumirası, şanlı tarihi ve köklügeleneği bırakanlar da, baştaonursal Genel BaşkanımızKemal Türkler olmaküzere bir yerlerden bizlerigörmüşler ve gurur duymuşlardır”dedi.Genel Başkanımız AdnanSerdaroğlu konuşmasında;Birleşik Metal-İşSendikası olarak sadece1 Mayıs <strong>2008</strong>’de değil,SSGSS yasasına karşı yıllardanberi yürütülen mücadeleninen son aşamasında,14 Mart Eylemi ve6 Nisan Mitingi’nde de iyibir sınav verdiğini belirtive önümüzdeki dönemetemsilcilerimizin bu inançve kararlılıkla hazırlıklarınıyapmasını istedi. Ve;“Şimdi önümüzde hepimiziçin çok önemli olan MESSgrup sözleşmeleri var. Büyükbir ciddiyetle ve yoğunbir şekilde bu sözleşmelerehazırlanıyor ve sendikanıntüm kademelerinde de aynıduyarlılığın oluştuğunu çokiyi biliyoruz. Bu dönemgeçen senelere oranla çokdaha fazla sayıda işyerindebeklentilerin arttığını gözlemliyoruz. Özellikle gençve yeni üyelerimizin beklentilerinin yüksek olduğununbilincindeyiz. Onların bu haklı talepleriyle göreceolarak daha kıdemli ve yüksek ücret alan üyelerimizinihtiyaçlarını olabilecek en uygun noktada buluşturacakbir taslakla masaya gitmek ve bunun arkasında sonunakadar durmak zorundayız” dedi.Genel Temsilciler Kurulumuz yaklaşık olarak bundanbir yıl önce yine Kemal Türkler Eğitim ve TatilSitesi’nde toplanmıştı. Tesis; yaklaşık iki yıl önce başlatılanrestorasyon çalışmaları sonucunda, Sendikamızörgüt içi toplantıları ve uluslararası panel ve toplantılarada ev sahipliği yapabilecek düzeye getirildi. Tüm otelodaları, yemekhane yeniden restore edildi. Ve GenelTemsilciler Kurulumuza katılmak üzere ülkenin dörtbir yanından gelen temsilcilerimiz tarafından beğeniylekarşılandı. Temsilcilerimiz kısa süreliğine de olsa tesislerde;dinlenme fırsatını yakalamış oldular.


Birleşik Metal-İş<strong>Eylül</strong> <strong>2008</strong>13Temsilciler Kurulu Sonuç BildirgesiKurulumuz, ülkemizin ve işçi sınıfımızıniçinde bulunduğu ekonomik, demokratik vesiyasal sorunlarla, sendikal hareketin içindebulunduğu durum ayrıntılı olarak değerlendirilerekaşağıdaki bildirinin yayımlanmasınakarar verilmiştir.Genel Temsilciler Kurulumuz, içindebulunduğumuz ay, 38. Yıldönümü’nü kutladığımız15-16 Haziran şanlı direnişini, 742gün süren ve bu uzun mücadelenin sonundagrevi başarıyla sonuçlandıran Tarsus SCTişçilerini, grevleri halen devam eden GebzeAcerer ve Sincan TEGA işçilerini selamlamaktadır.Genel Temsilciler Kurulumuz, Acerer veTEGA grevlerine yönelik olarak her türlü dayanışmanınyükseltilmesin görevi olduğunuifade etmektedir.<strong>2008</strong>-2010 MESS Grup Toplu İşSözleşmeleri’nin hazırlıkları başlamıştır.Genel Temsilciler Kurulumuz gerek hazırlıksürecinde gerekse sonrasında mücadeleninbaşarılı bir şekilde yürütülmesi için gereklikararlılığı ifade etmektedir. Özellikle genç işçilerintaleplerinin ortaklaştırılarak, bu mücadeleyekatılması ve sorunlarının çözümü içinmücadele edilmesi gerektiği vurgulanmıştır.<strong>2008</strong> yılında 1 Mayıs’ı Taksim’de kutlamakisteyen, başta konfederasyonumuzDİSK ve kardeş örgütlerimize yapılan saldırılarıdeğerlendiren kurulumuz, 1 Mayıs günüyaşananların siyasi iktidarın işçi sınıfının hakve özgürlükleri konusundaki tavrını açık birşekilde gösterdiğini tespit etmektedir.Genel Temsilciler Kurulumuz tüm bu yaşananlararağmen taleplerinde ısrarcı olacaktır.Kurulumuz 1 Mayıs’ın derhal geneltatil günü ilan edilerek Taksim Meydanı’nın 1Mayıs kutlamalarına açılmasını talep etmektedir.Ayrıca Genel Temsilciler Kurulumuz,DİSK’in işçi sınıfının mücadelesinde göstereceğiher türlü çabanın ve mücadelesininyanında ve içinde olacağını ifade etmektedir.Tuzla tersanelerinde yaşanan iş cinayetlerisürmektedir. İçinde bulunduğumuz ay97’nci işçi tersane patronlarının acımasız çalışmakuralları ve iktidarın umursamaz tavrısonucu hayatını kaybetmiştir. Tersanelerdeölümlerin durdurulması için gerekli adımlaratılmalı ve tersane işçilerinin örgütlenmesininönündeki engeller kaldırılmalıdır. GenelTemsilciler Kurulu’muz tersane işçilerinin yaşamahakkını elinden alan tersane patronlarınınve sorumluluğu olan siyasi iktidarın hesapvermesi gerektiğinin altını çizmektedir.Siyaset alanındaki birçok yapay gündemve çekişmelerle işçi sınıfının gerçek sorunlarıunutturulmaya çalışılmaktadır.Sosyal güvenliğin tasfiyesi, asgari ücretinsefalet ücretine dönüştürülmesi, yağmave talana dönüşen özelleştirmeler, her geçengün hızla artan işsizlik, gelir dağılımındakiadaletsizlik, giderek artan yoksullaşma,tarımın ihmal edilmesi nedeniyle artan dışabağımlılık ve iç göç, vergi adaletsizliğinin artması,büyüyen iç ve dış borçlar, çevre tahribatınagöz yumulması nedeniyle tüm yaşamalanlarının daralması gibi sorunlar gündemebile gelmemekte, tartışılmamaktadır.Öte yandan emperyalizm küreselleşmeadı altında tüm dünyayı ve halkları acımasızcave kayıtsız şartsız sömürmeye devametmektedir.Türkiye ve Türkiye’deki emekçi halkımızda bu amansız baskı, sömürü ve acımasızsaldırıdan payını almaktadır.Burada da her zaman olduğu gibi asıl görevyine işçi sınıfına düşmektedir.Kurulumuz; başta işçi sınıfı olmak üzeretüm emekçilerin anti-emperyalist bir karşıduruşu yükseltmeleri gerektiğini bir kez dahabelirtilmektedir. Bu doğrultuda Kurulumuz,“Tam bağımsız ve demokratik bir Türkiye”talebini yinelemektedir.Emperyalizm amacına ulaşmak için aynızamanda bölgesel savaşları, terörü ve etnikayrılıkları da kullanmaktan çekinmemektedir.İnsanı ve insan odaklı politikaları değilkazancı amaçlayan egemen güçler, bu elikanlı düzeni sürdürmek için ülkemizde terörükışkırtırken, Ortadoğu’da da politikalarını savaşve bölücülük üzerine kurmaktadır.Kurulumuz; emperyalist güçlere hizmeteden terörün ve savaşın sonlandırılması içinher türlü barış girişimini sonuna kadar destekleyecektir.Kurulumuz; sermayenin tüm dünyayı birpazar ve serbest piyasa ekonomisinin talanalanı haline getirmesi gayretlerine karşı, işçisınıfının uluslararası dayanışmasını daha dayükseltmek gerektiğini özellikle vurgulamaktadır.Sendikal hareket, geçen bunca yıla rağmen12 <strong>Eylül</strong> anlayışının koyduğu yasal engellerikıramamıştır.Bu durum gerek 12 <strong>Eylül</strong>’ün gerekse iktidaragelen siyasi partilerin, işçilerin örgütlenmesini,sendikaların güçlenmesini istemeyensermaye odaklı bir güce dayandığını açıkçaortaya koymaktadır.Kurulumuz, başta işçi sınıfı olmak üzereemekçi halkın taleplerini karşılayacak, hakve özgürlükleri tanıyacak, demokratik, çağdaşve ilerici bir anayasa oluşturulması gerektiğinivurgulamaktadır.Kurulumuz son olarak AKP iktidarı veonun temsil ettiği güçlerin çıkarları doğrultusundauygulanan ekonomik politikalarınsonucunda ortaya çıkması muhtemel krizlerinfaturasının bu kez kesinlikle emekçilertarafından ödenmeyeceği konusundakikararlılığını vurgulayarak, Birleşik Metal-İşSendikası’nın tüm kurul, organ ve tüm birimleriyleörgütsel bağlılık ve birlik içerisindemücadele edeceğini belirtmektedir.Örgütümüz ve kamuoyunun bilgisinesaygı ile sunuyoruz.Konuşma yapanTemsilciler;Kamil Diktaş (Akardan)İsmail Sungur (Sarkuysan)Cengiz Koral (Totomak)Sinan Hasdemir (G-U)Ali Gündüz (Yücel Boru)Aytaç Çilenger (Delphi)Hüsnü Atasoy (ABB Elektrik)Yusuf Rişvan (Bosal Mimaysan)Mahir Alemdağ (Trabzon 11 Nolu Dnt.)Hasan Sağdıç (Ege Bakır)Yusuf Yıldız (Asemat)Engin Demir (Eren Fren)Mehmet Kurt (Acarer Döküm)Menderes Doğan (Koluman-Kögel)Erdinç Tümük (SCT Filtre)Serkan Aşkın (Asıl Çelik)Ertaş Metinalp (Titan Jantsa)Cem Onay (Çimsataş)Mehmet Rıza Özadlı (Sarkuysan)Sami Özcan (Başöz Enerji)Şinasi Atıcı (ZF Lemförder)İbrahim Memiş (Seri-İş)Dilek Başıbüyük (Yücel Boru)Hazır Duvan (Aryıldız)Ümit Aslaner (Delphi)Ahmet Balcı (Çayırova Boru)Zeynel Ataş (Doruk)Alaattin Güler (Çayırova Boru)Musa Benli (Çimsataş)Hakan Akyol (AD Demirel)Sedat Özen (Mert Akışkan)Sonuç Bildirgesi; Kurulda Ahmet Arı (Öznur Isı Gereçleri) tarafından okunarak oylamayasunuldu ve oy birliğiyle kabul edildi.


Birleşik Metal-İş14 <strong>Eylül</strong> <strong>2008</strong>Gönen’de Temsilci EğitimiDisiplin,katılımve coşkuGönen Kemal Türkler Eğitimve Dinlenme Tesisleri’nde 15-21Haziran <strong>2008</strong> tarihleri arasındayapılan eğitime toplam 30 temsilcimizkatıldı.Eğitimin açılışını her zaman olduğugibi Genel Eğitim SekrekteriCelalettin Aykanat yaptı. Aykanataçılış konuşmasında özetle şunlarısöyledi;“Değerli Temsilci arkadaşlarbu eğitimlere katılmakla bundansonraki mücadeleniz için de yenibir başlangıç yapmış oluyorsunuz.110 civarında 7 günlük Gönen Eğitiminekatılmamış temsilci arkadaşımız var. Dolayısıylasizlere sunulan bu fırsatı çok iyi değerlendirmeli veeğitim süresince çok disiplinli ve katılımcı olmalısınız.Hepinizin çok iyi bildiği gibi bu eğitimleri yılda enfazla bir veya iki kere yapabiliyoruz. Bu açıdan da busüreyi iyi değerlendirmek gerekiyor. Çünkü, gerek işçisınıfına gerekse sendikamıza yönelik saldırılar giderekartıyor ve bir çok yeni yasa tasarısıyla birlikte haklarımızgasp edilmeye çalışılıyor. En son çıkartılan SSGSSYasası ile İstihdam Paketi dumanı üzerinde olan gasplardır.Diğer yandan fabrikalar, altın yumurtlayan tavukdiyebileceğimiz dev işyerleri hızla özelleştirilirken,şimdi sıra eğitim ve sağlığa geldi. Biz, emek düşmanıbu uygulamalara karşı ısrarla yıllardan beri karşı durduk.Bundan sonra da duracağız. Bu elbette kolay değilancak bilinçli, etkin ve katılımcı bir üye kitlesi oluşturmaklabunu başarabiliriz. Bu nedenle sizlere büyükgörev düşüyor. Hepinizin bu eğitimleri en iyi şekildedeğerlendirmenizi bekliyor ve başarılar diliyorum.”Eğitim, iletişim Uzmanı Dr. Kadir Akbulut’un ikigün boyunca büyük bir ilgi ve dikkatle izlenen “İletişim”dersi ile devam etti. Dinleme, diyalog kurma, sorunçözme, kollektif çalışma ve sorun çözme üzerinehem teorik hem de uygulamalı olarak yapılan derslerson derece zevkli geçti ve kursiyerlerimiz bu eğitimlereaktif biçimde katılarak yararlandılar.Sosyal Güvenlik Uzmanı Ali Tezel ve sendikamızavukatlarından Olcay Yanar’ın dersleri de büyük birilgi ve beğeniyle izlendi.Daha sonra yine sendikamız uzmanlarından GökhanDüren ve Alpaslan Savaş, Küreselleşme ve Krizler,Özelleştirmeler, Sendika ve Siyaset İlişkileri, Örgütlenmeve sorunları üzerine sunumlar yaptılar.Son olarak grup çalışmaları yapıldı. Üç ayrı grupbelirlenerek gruplara farklı başlıklar verildi ve konuylailgili yaptıkları ortak çalışmaları birer sözcü aracılığıylasınıftaki diğer kursiyerlerle paylaşmaları istendi.Son derece başarılı ve zenginiçerikte yapılan bu çalışmayla eğitimsona erdi. Tüm temsilcilerimizeğitim boyunca büyük bir disiplinve katılımın yanı sıra dostluk vearkadaşlık açısından da çok sağlambir duruş sergilediler.Eğitimin sonunda bütün kursiyerlereğitimle ilgili görüş vedüşüncelerini sunarken, ortakgörüş”eğitimlerin devamı” şeklindeydi.Kapanış konuşmasını ise CelalettinAykanat yaptı;“Eğitimin bu derece olumlugeçmesinde elbette hocalarımızınolduğu kadar sizlerin göstermiş olduğunuz ilgi, disiplinve katılımın büyük payı olduğu kanaatindeyim. Bu nedenlehepinize teşekkür ederim. Sizler Türkiye’nin endinamik sendikalarından birinin temsilcilerisiniz. Bundanböyle inanıyorum ki çok daha farklı bir biçimdebu mücadeleye devam edeceksiniz. Temsilciler işyerlerindesendikanın çekim merkezleridir. Sorumluluğunuzbu nedenle çok daha fazladır. Sizlerin aranızdakiuyum, işyerlerinizde kollektif çalışmalara destek olup,komisyonların aktif biçimde yaşama geçirilmesini sağlamanızbundan böyle yapacağımız mücadelede hemsizlerin hem de tüm sendikamızın çok daha kolay yolalmasını sağlayacaktır. Bundan sonraki mücadelenizdebu eğitimin yararını her zaman göreceğinizi umuyor vebaşarılar diliyorum.”Güzel GönenYeşillikler içine boğulmuş güzel Marmara Denizindekıyısı olan ufak ve şirin, çok amaçlı Kemal TÜRK-LER Tatil Sitesi büyük bir çevreye sahip. İçinde güzelotel ve pansiyon şeklinde odalar, yüzme havuzu, gazinosu,insanlar için kullanabilecek sportif faaliyetleriçin her türlü şey var.Burası gerçekten çok güzel. Eğitim için ideal biryer ancak aynı zamanda kafa dinlemek veya tatil içinde çok uygun. Bizler, büyük bir disiplin ve uyum içindegeçen eğitim saatleri dışında sitemizin diğer özelliklerindende yararlanıyoruz. Eğitimler sırasında nasılbir çok bakımdan kendimizi geliştiriyorsak, sendikalbilgilerimizi artırıyorsak, insan olarak fiziksel anlamdada dinlenme ve sportif açıdan kendimizi geliştirme imkanlarınıdeğerlendiriyoruzAncak tabii sadece bunlar değil. Buraya her yöredengelmiş bir grup insanla tanıştım. Onlarla eğitim,faydalı, güzel ve neşeli oldu. Ders bitiminden sonradenize giriyoruz. Tabi ki denizanası var onu da buradagördüm. Zaman zaman yüzüp ondan sonra güneşlenipvoleybol oynuyoruz.Bugün, boş vaktimizde Gökhan Hocamıza“Gönen’e gidelim, oranın festivali varmış” dedik vegittik. Güzel, ufak, şirin bir kasaba. İnsanların hemgıda hem de giyim alışveriş yaptığı bir yer.Bir haftalık güzel bir eğitim bitti. Fakat buraya herüyenin gelmesini, görmesini isterdim.Hoşça kal Gönen.Gönlümde taht ettimÖzümde bir yerNe kadar şirin güzel bir yerErken kalk hava deniz çok güzelNe kadar şirin, tatlı, güzelsin Gönen.Mustafa KÖSE (Corus Yasan)


“Öğrendiklerimizi paylaşmalıyız”Birleşik Metal-İş<strong>Eylül</strong> <strong>2008</strong> 15Sendikamızın düzenlemiş olduğu 7 günlük temsilcilikeğitiminin başlangıcında, arkadaşlarla birlikte, yenihocalarımızın vereceği eğitimlerin bizleri eğitim programısüresince sıkacağı endişesi taşıyorduk. Hepimiz bir arayayeni gelen arkadaşlar olduğumuzdan çekinerek derslerebaşladık.Fakat ilk dersten sonra her şey yavaş yavaş pozitifyönde gelişmeye başladı. İlk dersimizin “İLETİŞİM”di.Hocamızın konuya ve bizlere hâkim olmasıyla, hepimiz,bu dersin işyerlerinde çalışan arkadaşlarımızla iletişimkonusunda zorlandığımız zamanlarda ne kadar faydalıolacağını gördük. Ayrıca, konunun birebir yaşadıklarımızıve yapacaklarımızı anlatmasıyla, bizlerin de kendimizioto kontrol sistemiyle kontrol etmemiz ve davranmamızgerektiğini daha iyi kavradık. Bu da gerçekten bize çokbilgi katmış oldu.İkinci gün gerek aralardaki çay ve sigara molalarındagerekse eğitim sonrasında zamanlarda hepimiz sanki dahaönce yıllarca beraber arkadaşlık yapmış gibi kaynaştık.İkinci günkü “KOLLEKTİF ÇALIŞMA” dersinde gerçektenbizler birbirimizi daha iyi tanımayı ve hissetmeyiderste yaptığımız grup çalışmalarında çok daha net olarakyaşadıkÜçüncü gün ise, Av. Olcay hanımın dersinde, eksikliğinihissettiğimiz “İŞ HUKUKU” konusunda eksiklerimizitamamladık ve kafamızda soru işareti bırakan ve işyerlerindekiarkadaşlarımızın bizim aracılığımızla sorduğusoruların yanıtını alıp bilgimizi güçlendirerek o günübitirmiş olduk.Dördüncü gün ise SENDİKAMIZIN DURUŞU, bugünekadar yapmış olduğu sınıf mücadelesi ve bu gündensonra neler yapması gerektiği,bir beyin fırtınası şeklindeGökhan Hocamız ve bizlertarafından konuşulup tartışıldıve önerilerle geçen faydalı birders oldu. Daha sonra KÜ-RESELLEŞME adı altındakapitalizmin tüm dünyayı heranlamda nasıl vahşi bir sömürüalanına çevirdiğini gördük.Ayrıca Türkiye’de yapılanÖZELLEŞTİRMELERİN sistemin bir dayatması olduğunu,nasıl büyük yanlış ve ihanet olduğunu da çok iyianladık.Öğleden sonra ise Ali Tezel Bey ile “İSTİHDAMPAKETİ”, “S.S.G.S.S YASASI” dersiyle, bundan öncekiyasanın ve şu anki yasanın her ne şekilde olursa olsun,sömürü düzeninin, sermayenin ve devletin her zamanellerinin tüm Türkiye’nin insanlarının ceplerinde olduğubir kez daha çok net bir şekilde anlaşılmış oldu. Sonuçta,bizlerin bu konuları toplumla paylaşmamız gerektiğini birgörev olarak algıladık.Son gün ise şu anki yazıyı yazarak, itiraf etmemgerekirse Alpaslan Hocadan özür diliyorum ama, içimdekienerjiyi, arkadaşlardan ve hocalarımızdan aldığımız bilgive tecrübeleri bu sayfaya aktarmaya çalıştım.Tüm yöneticilerimize, hocalarımıza, arkadaşlarımızabizlerin rahat olması için çalışan aşçımızdan, temizlik yapanarkadaşlarımıza kadar, herkese arkadaşlar ve şahsımadına teşekkürler ediyorum.Zafer CANSIZ (ARPEK Baştemsilcisi)Eğitimlerden öğrendiğimçok şey varBu eğitimler benim hayata bakış açımı değiştirdi.Hayata sarılmayı, insanları sevmeyi, insanlarakarşı olan borcumu, aileme olan sorumluluğumu,kısaca dünyaya bakışımı değiştirdi.Ben sabrın ne olduğunu askerde öğrendiğimizannetmiştim. Sendikal mücadelede kolektifçalışmayı da öğrendim. İnsanlar için bir şeyleryapmanın ne kadar güzel bir duygu olduğunuöğrendim. Bir hedef belirleyip o hedefe varmanıntadını öğrendim. Sevmeyi ve sevilmeyi öğrendim.Mücadeleyi öğrendim. Herkese verdiğiemekten dolayı teşekkür ederim. Saygılarımla.Menderes DoğanKoluman Kögel Baştemsilcisi - Mersin/Tarsusİşyeri eğitimleri devam ediyorEğitim Dairemizin yıllardan beri “Fırsat Eğitimleri”başlığıyla, gelen talepler doğrultusunda gerçekleştirdiğiişyeri eğitimleri devam ediyor. HaziranTemmuz ve Ağustos aylarında 1 No’lu Şubemize bağlıGU, AKS ve Penta işyerleri ile Kocaeli Şubemizebağlı Baysan Trafo ve Tezcan Galvaniz işyerlerindekiüyelerimize yönelik eğitimler yapıldı.GU1 Haziran Pazar günü GU işyeri komitesindekitemsilci ve üyelerimizin katıldığı eğitim 1 nolu şubemizinyeni binasında gerçekleştirildi. İşyeri Komitesindeyer alan 18 kişinin katıldığı eğitimde, işyerikomitelerinin kuruluş esasları, görevleri ve işleyişi ileilgili bilgiler verildi ve işyerine özgü sorunlar üzerinedeğerlendirmeler yapıldı.3 Ağustos Pazar günü Genel Merkez Kemal TürklerSalonu’nda yapılan GU üye eğitimine ise 265 kişikatıldı. Saat 12.30’da başlayıp 17.00’a kadar devameden eğitime üyelerimizin ilgisi ve katılımı son dereceyüksek oldu. Şube başkanı Kemal Coşkun’un yaptığıkısa açılıştan sonra, Genel Eğitim Sekreteri CelalettinAykanat, yaptığı konuşmayla GU işçilerine “merhaba”dedi. Daha sonra Baştemsilci Sinan Hasdemir’in konuşmasınınardından İletişim Uzmanı Erçin Kimmet“İletişim ve iletişimde karşılaştığımız güncel sorunlar”üzerine bir sunum yaptı. Üyelerimizin büyük birbeğeniyle izlediği ve yaptıkları katılımlarla renklenensunumdan sonra, Eğitim Uzmanı Gökhan Düren,Sendikal Anlayış ve İlkelerimizüzerine kısa bir sunumyaptı ve eğitim daha sonraBaştemsilcimizin işyerindekiaksaklıklarla ilgili uyarıve değerlendirmeleriylesona erdi.AKS Otomotivİst.1 No’lu şubemiz bünyesindeörgütlenen ve yetkidavası devam eden AKSOtomotiv işyerindeki üyelerimizle5 Haziran Perşembegünü yapılan toplantıda,davaya ilişkin bilgiler verildive üyelerimizin konuyla ilgili soruları yanıtlanaraksendikal işleyişe ilişkin değerlendirmeler yapıldı.PENTAYine İst. 1 Nolu Şubemiz bünyesinde yeni örgütlenenPenta işyerindeki üyelerimizle 25 Haziran Çarşambagünü yapılan toplantıya üyelerimizin tamamıkatıldı. Örgütlenmeyle ve genel sendikal işleyişle ilgilibilgilerin verildiği bu toplantıyla sendikamız, Pentaçalışanlarına bir kez daha “hoş geldiniz” dedi.Baysan TrafoKocaeli Şubemize bağlı Baysan Trafo işyerindekiüyelerimize yönelik 8 Haziran Pazar günü yapılaneğitime 35 üyemiz katıldı. İlk bölümde İSİG uzmanıTevfik Güneş işyerlerinde İşçi Sağlığı ve İş Güvenliğikonusunda alınması gereken önlemler ve dikkatedilmesi gereken konular üzerine bir sunum yaptı veikinci bölümde ise Eğitim Uzmanı tarafından Sendikalanlayış ve ilkelerimizle, sendikal işleyiş üzerine birsunum gerçekleştirildi.Tezcan GalvanizAynı gün, yeni örgütlendiğimiz ancak yetki davasıTemyiz aşamasında olan Tezcan Galvaniz işyerindekiİşyeri Komitesinde yer alan üyelerimizle genel birbilgilendirme ve değerlendirme toplantısı yapıldı.


16Birleşik Metal-İş<strong>Eylül</strong> <strong>2008</strong>Genç İşçi Buluşmasının ilki Sendikamız Tesislerinde gerçekleştirildiİşçi gençler,“yarın”ı kuruyorlar...Dünyanın her yerinde sorunları ve çözümleriortak olan işçi sınıfının genç üyeleri7-15 Haziran tarihleri arasında KemalTürkler Tesisleri’nde bir araya geldi.TAREM’in çağrısı ile gerçekleştirilen buluşmadaDİSK, Türk-İş ve dünyanın diğersendikalarında örgütlü genç işçiler 9 günboyunca yaşadıkları sorunları ve çözümyollarını tartışma fırsatı buldular.Sabah panelleri, öğleden sonralarıyapılan atölye çalışmaları, tiyatro vefilm gösterimleri ve konserlerle geçen9 gün boyunca farklı sektör ve ülkelerdeçalışan genç işçiler bir aradaydı.Sektörleri, çalışma ortamları veyaşadıkları coğrafyalar farklı olanişçilerin bir araya gelmesi ve sınıfkardeşleri ile ortak bir mücadeleninyollarını tartışmaları umuduyla gerçekleştirilenbuluşmanın ilk adımı başarıylagerçekleştirildi.Buluşmada, sabah panel başlıklarıGünümüzde İşçi Sınıfının Durumu,Genç İşçiler ve Sorunları, KüreselleşmeSürecinde Uluslararası EmekGöçü ve Irkçılık, Endüstriyel Futbol,Örgütlenme Deneyimleri, UluslararasıÖrgütlenme Deneyimleri, ÇalışmaHayatında ve Sendikal Alanda Kadınve İşçi Sınıfı Sendikalar ve Siyasetti.Panellerde genç işçiler örgütlenmemücadelesinin önündeki engellerive yapılabilecekleri tartışarak ortakçözüm yolları yaratmak açısındanönemli bir adım atmış oldular.Latin Amerika’nın birçok ülkesindenbuluşmaya katılan ve topraksızköylü hareketi ve işgal fabrikalarıdeneyimlerini de paylaşan işçi kardeşlerimiz,bizimle birlikte olmaktandolayı duydukları mutluluğu ve birdünya sistemi olan kapitalizme karşıortak bir mücadele yürütmenin öneminivurguladılar.Kampın en hareketli günlerindenbiri olan örgütlenme deneyimlerinintartışıldığı gün ise Tek Gıda İş’liYörsan işçileri ve Birleşik Metal İş’liTega işçileri grev mücadelelerini vepatronların bu nedenle uyguladıklarıbaskıyı bizlerle paylaştı.Atölye çalışmalarında metal, petrokimya,milli savunma ve gıda işkollarındaçalışan işçiler, sendikalörgütlenme, ücretler ve mücadelesüreçlerinde yaşadıkları baskıları ikigün boyunca tartışarak ortak mücadeleyolları aradılar.Bu yıl ilki gerçekleştirilen DünyaGenç İşçi Buluşması, işçi sınıfına karşıbir güç olarak örgütlü davranan sermayeyekarşı, işçilerin birlik çağrısınıdillendirmesi açısından önemliydi.CGT & Birleşik Metal ortak eğitimiFransa’da CGT Sendikasında ve Türkiye’de Birleşik Metal-İşSendikası’nda örgütlü Areva, Delphi ve Lisi işçileri ve Fransa’dan Legrand,Türkiye’den ise Asil Çelik, Prysmian ve Gramer işçileri 4-7 Hazirantarihlerinde Kemal Türkler Tesisleri’nde birlikteydi. Eğitimin amacı; farklıülkelerde aynı çokuluslu şirkette çalışan işçilerin bir araya gelerek çalışma koşulları, ücretlerve örgütlülükle ilgili deneyimlerini paylaşabilmeleriydi.Fransa ve Türkiye’den eğitime katılanlar Fransa’da da Türkiye’de de aynı sorunlarınfarklı biçimlerde yaşandığı konusunda hemfikirdi. Yapılan tartışmalar sırasında patronlarınişçi sınıfını bölmek ve farklı ülkelerdeki işçilerin birbirinden nefret etmesini sağlamakamacıyla üretimi durdurmak, fabrikayı başka bir yere taşımak tehditlerinin vereceğimizortak mücadelenin önündeki engellerden biri olduğu vurgulandı. Fransa’daki işyerlerindeücretlerin yüksekliğinden şikayet ederek Türkiye’ye geleceğini söyleyen patronlarınburada da Çin’e gitmekle tehdit ediyor oluşuna dikkat çeken katılımcılar, ancak uluslararası çapta örgütlü ve yanayana olmaktan başka bir çaresi olmadığının bilincinde olan birsendikal hareketle bu saldırılara cevap verilebileceğini vurguladı.Eğitimin sonunda yapılan değerlendirme toplantısında bu tür ortak eğitimlerin önemivurgulanırken, dünya işçi sınıfının birbirine güvenmek ve ortaklaşmaktan başka çaresiolmadığının altı çizildi. Eğitimin ikinci kısmının 2009 Şubatı’nda yapılması kararlaştırıldı.


Birleşik Metal-İş<strong>Eylül</strong> <strong>2008</strong> 21Grevden Greve Adım AdımDayanışmaya!DİSK Yönetim Kurulu, DİSK’e bağlı sendikalarınyöneticileri ve üyeleri ile birlikte, 8 Temmuzgünü; “Grevden Greve Adım Adım Dayanışma!”sloganıyla grev ve direnişte olan işçileredestek ve dayanışma ziyaretinde bulundu.Mücadeleniz mücadelemizdirDİSK üyelerinin ilk durağı Türk-İş’e bağlıBasın-İş Sendikası’nın grevde olduğu E-Kartoldu. Gebze Organize Sanayi Bölgesi’ne arabalarlagirişin jandarma tarafından engellenmesiüzerine, ziyaretçiler arabalardan inerek E-Kart’akadar alkış ve sloganlarla yürüdüler. Sanayide;“Yaşasın sınıf dayanışması”, “E-Kart işçisi yalnızdeğildir”, “Direne direne kazanacağız” sloganlarıyankılandı.E-Kart ziyaretinde sendika yöneticilerinikarşılayan Basın-İş Sendikası İstanbul ŞubeBaşkanı Levent Dinçer, “Gün mücadele günüdür.Sizleri yanımızda görmek bizlere güç verdi”şeklinde konuştu.DİSK Yönetim Kurulu ve DİSK’li kardeşlerinizadına grevdeki işçi dostları selamladığınısöyleyen DİSK Genel Sekreteri Tayfun Görgün,grevden greve, direnişten direnişe seslerini birleştirdiklerini,dayanışmayı büyüttüklerini kaydetti.Seslerimiz birlikte daha gür çıktı:“İnadına sendika inadına DİSK!”İkinci ziyarette; Konfederasyonumuz DİSK’ebağlı Nakliyat-İş’te örgütlendikleri için işten atılanArçelik işçileri ile buluşuldu. Aylardır fabrikave Koç Holding önünde iş, ekmek ve onur mücadelesinibüyük bir kararlılıkla sürdüren Arçelikişçileri, DİSK kortejini coşkuyla karşıladı.Türkiye’nin en büyük sermayedarlarındanolan Koç Holding’in sendikalaşma haklarınasaygı göstermediğini ifade eden Arçelik işçileri;190 gündür yürüttükleri mücadeleyi, sonuna kadarsürdüreceklerini söylediler. Ve hep birlikte;“İnadına Sendika, İnadına DİSK!” sloganlarıylahalaya duruldu.Grev mücadelemiz engellenemezDİSK kortejinin bir sonraki durağı; grevdeolan Kocaeli Üniversitesi işçileri oldu. KocaeliÜniversitesi bünyesindeki Derbent UygulamaOteli ile kantin, yemekhane ve öğretim üyelerirestoranında çalışan DİSK Oleyis üyesi olan 90işçi, toplu sözleşme görüşmelerinden sonuç alınamamasıüzerine 2007 yılının son günündenberi grevdeler.Yapılan basın açıklamasında; KocaeliValiliği’nin, Üniversite Rektörlüğü’nün veJandarma’nın grevci işçilere yönelik baskıcı veyasadışı davranışları eleştirildi. Genel SekreterTayfun Görgün, yasadışı davranışlarla işçileringrev alanından uzaklaştırıldıklarını, gözcüleringörevlerini yapmasının engellendiğini belirtereksorumluları yasaları uygulamaya çağırdı.Hep birlikte halaya durulduDİSK korteji’nin son durağı; Düzce OrganizeSanayi Bölgesi’ndeki DESA Deri Fabrikası’ndaişten çıkarılan Türk-İş Konfederasyonu’na bağlıDeri-İş’te örgütlü direnişçi işçiler oldu.Deri-İş Sendikası GenelBaşkanı Musa Servi yaptığıaçıklamada şunları söyledi:“DESA Deri Fabrikasında çalışan41 işçi, sendikalı olduklarıgerekçesiyle işten çıkarılmıştır.71 gündür işçilerimizdirenişlerini sürdürmektedir.Haklarımızı sonuna kadarkoruyacağız ve alacağız.”DİSK Genel SekreteriTayfun Görgün ise direnişin,onur ve ekmek uğruna olduğunubelirterek, “Siz buradabütün Türkiye işçi sınıfı adına,hepimiz adına, büyük ailemizadına direniyorsunuz.Hepimizin ekmeği ve onuruiçin mücadele ediyorsunuz”diye konuştu.Konuşmaların ardındanhep birlikte halaya durulduve dayanışma sloganları atıldı.DİSK Yönetim Kurulu’nun grev ve direniş ziyaretlerinde Gebzeve Kocaeli Şubemizde örgütlü işyerlerinden üye ve temsilci arkadaşlarımızda geniş katılım sağladılar.Özellikle Desa ziyaretinde; Sendikamızda örgütlü Erciyas Boruişçileri vardiya çıkışı servisleri direniş alanına taşıdılar.


Birleşik Metal-İş<strong>Eylül</strong> <strong>2008</strong> 23Hepimiz aynı gemideyizama forsalar filikada!BASIN AÇIKLAMALARIMIZDANGüngören’deki terörhepimizi vurduUmur Talu / Sabah-13 Agustos <strong>2008</strong>Öyle buyurmuştu tersane işverenleri şeyi:“Hepimiz aynı gemideyiz!”Aaa, bir baktık, filikada onlar yok!Fazla çuval masrafı olmasın, roller daha hakiki olsun,boğulmaya aday olanlar nasılsa alttaki figüranlardır, sayıylamı verdiler kürek mahkûmlarını diye düşünülmüşolmalı ki...Baskılar, korkular, işsizlik tehditleri, taşeron sillelerialtında hiçbir ipe, hiçbir halata, hiçbir palamara, hiçbirzincire “Hayır” diyemeyecek hale getirilmiş işçilerden19’unu...Birbirlerine bağlayıp...Sallayıvermişler gemiden aşağı, filika sağlam mıdır,bakıvermek için!Değilmiş.İşte bu kadar! Filika yine de kurtuldu, üç işçi boğuldu.“Zincirlerinden başka kaybedecek şeyleri yoktur”diye yazmıştı, “Manifesto”!Zincirledin mi birbirlerine oysa, bir de canları vardıkaybedecek.Susturdun mu, bir filikada kıstırdın mı, adlarının “mübarek”Ramazan diye konmasına bakmadan, bir bayramdaha görmeden, boğulacak son nefesleri vardı.Çünkü, “sermayedarsızlık” olmasın diye şımartılmış“sermayedar arsızlık”, gemiyi kızağa ve gemi azıya aldı,sonunda bunu da yapabildi!Buna “serbest piyasa ekonomisi” deyip durdular.Buna “muhafazakar ahlak” da dediler.Buna “demokratik, laik, sosyal hukuk devleti” diyorlar.Buna “cumhuriyet” diyebiliyorlar.Buna “adalet ve kalkınma” da demişlerdi.Buna “sosyal demokrat” taşeron da eklemişlerdi.Buna diyemedikleri şu:Kar hırsından kudurmuş patron ve taşeron vahşeti!Öyle yazacak, filikanın kıçında:Patron VahşetiTuzlaİstanbul.Bir de bayrak.Hep ona sığınıverirler ya!Kerteriz alırken borsaları, unutmazsa filikadaki forsaları,şunu da ekleyecek insaniyet tarihi:İstifa edebilmesini bilmeyen, hemen işler düzelirdiye değil ama sırf utanmadığı için görevden alınmasıgereken birişgüvenliğivesağlığıgenelmüdürükasımbey’ine tozkonduramayan, çalışmavesosyalgüvenlikbakanıçelik ilebunlara göz yuman iktidarı da isim isim kazıyıvereceklerfilikaya.Çünkü, “işçilerin güvenliği ve sağlığı ndan sorumlu okasımbey, patronlara yaranacağım diye, “Köylü bunlar,ayakları hep toprağa bastığı için 20 metre yükseklikte, 20santim genişliğinde platformda yürümesini bilmiyorlar,düşüyorlar” deyivermişti.İlle çok medeni bir ülke şart değil, insaflı bir idareninolduğu herhangi bir memlekette böyle bir küstahlığa tahammüledilemezdi.Ama öyle olmuyor.İnsanların ölümüne tükürüveriyorlar.O tükürükleri deniz oluyor, boğuyor.O küstahlıkları dehliz oluyor, yutuyor.AKP’li, MHP’li patronlar, CHP’li taşeron el ele...İşçi dolu filikalar denize!Bakın, bu kaza ama kaza değil.Orası tersane ama sadece tersane değil.Dipsiz Kuyu’da dilim döndüğünce sık yazmaya çalıştığım,ama binlerce insanın, yazı ne kelime, yaşadığı veöldüğü bir sistem var:Köleci piyasa!Bu sistemde, siparişlerden başı dönmüş tersanelerden,çok çağdaş bankalarda bedavadan çok fazla ve haksız,hukuksuz çalıştırılan baylara, bayanlara...Aşırı mesaide bunalmış polislerden temel anayasalhakları teslim edilmeyen gazetecilere...Lüks alışveriş merkezlerinde, büyük mağazalarda enaz 12 saat ayakta dikilen ama insani ve mesleki haklarıverilmeyen tezgahtara, satış elemanına...Onca şehitle içinizi kavuran ordudaki aşırı iş yükü vemanevi zorluklara...En ücra madenlerden, her köşedeki inşaatlardan, göğeermiş kulelere, plazalara...“İnsan hakları” her gün çiğneniyor, Anayasa her gündeliniyor.Sıkıştılar mı, “aynı gemideyiz” oluyor.Ve sonra gemilerigidiveriyor...Filikasını sallamış,sintine niyetine boşaltıvermişdibe:Üç işçi birden, üçceset daha...Forsaların cesetleri“otopsi”ye gönderiliyor...“Öldüren sistem”serbest, aramızda dolaşıyor!29.07.<strong>2008</strong>İstanbul Güngören’de meydana gelen ve 18 vatandaşımızınölümüne, çok sayıda vatandaşımızın iseyaralanmasına neden olan acımasız saldırıyı şiddetlekınıyoruz.Zamanlama açısından oldukça ilginç ve bir o kadarda düşündürücü olan bu saldırının faillerinin biran önce yakalanması ve yargılanması gerekmektedir.Ülkemizde gerçekleşen bu ve benzeri katliamlarınıfaillerinin yıllarca bulunamaması, terör saldırılarınıyapanları cesaretlendirmekte ve benzeri eylemlereözendirmektedir.“Gecikmiş adalet adalet değildir” sözünde olduğugibi geçmiş yıllarda yaşadığımız terör eylemlerinigerçekleştirenlerin yıllar sonra ve bazı belirsiz davalarlailişkilendirilerek toptancı bir yaklaşımla ele alınmasıise inandırıcı olmamakta, tam tersine bu eylemlerinasıl faillerini daha da cesaretlendirmektedir.Ayrıca terör saldırıları, sadece terörün kurbanlarınıdeğil tüm toplumu hedef almakta, vurulanlar veyaralananların dışında mağdur olanlar ise gerçek anlamdave meşru zeminde hak arayanlar olmaktadır.2007 ve <strong>2008</strong> 1 Mayıs’larında bizler bunu çok somutolarak yaşadık.Ne yazık ki terörle malul ülkemizde, ekmekleri,hakları ve özgürlükleri için mücadele eden birçokinsan da ne yazık ki terörist muamelesi görmekte,böylece terör eylemlerini gerçekleştirenlerle, bunlarıyakalayamayanlar, aslında toplumu bir kez daha veçok daha derinden yaralamış olmaktadırlar.Bu nedenle, terörden en çok zarar görenler emekçilerolmaktadır. Biz, artık her terör eyleminden sonraduymaktan bıktığımız sözleri bir kez daha duymakistemiyoruz.Her fırsatta halkın büyük çoğunluğunun desteğiyleiktidar olduklarını söyleyenler, yeri geldiğindedemokrasi havarisi kesilenler hiçbir mazeretin arkasınasığınmadan ve bu tip durumlarda her zaman yaptıklarıgibi sanki iktidarda değil de muhalefetteymişgibi konuşmadan en kısa zamanda bu olayın failleriniyakalayarak yargı önüne getirmelidirler.Aksi takdirde bugünlerde gündemde tuttuklarıbirçok iddialarının inandırıcılığı kalmayacaktır.Bizler Birleşik Metal-İş Sendikası olarak bu acımasızve haince saldırıda yaşamlarını yitiren vatandaşlarımızarahmet, yakınlarına başsağlığı dilerken,yaralananlara da geçmiş olsun diyoruz.BİRLEŞİK METAL-İŞ SENDİKASIGenel Yönetim Kurulu


24Birleşik Metal-İş<strong>Eylül</strong> <strong>2008</strong>Kemal Türkler’in yaktığı ışık,İşçi Sınıfının yolunu aydınlatıyorAlınteri’nin onuru, DİSK’in ve T. Maden-İş’in Genel BaşkanıKemal Türkler katledilişinin 28. yıldönümünde 22 Temmuz’damezarı başında anıldı.Mezarlık önünde toplanan kitle, sloganlar eşliğinde KemalTürkler’in mezarı başına kadar yürüdü. Anmada; “Kemal Türkleraramızda /Birleşik Metal-İş Sendikası” pankartı önde taşınırkenKonfederasyonumuz DİSK ve diğer sendikaların da çelenkleriyeraldı.Kemal Türkler’in mezarı başındaki anmaya saygı duruşu ilebaşlandı. Daha sonra KETEV Başkan Yardımcısı Avukat RasimÖz bir konuşma yaptı. Ardından Sendikamız Genel Başkanı AdnanSerdaroğlu’nun konuşmada; “28 yıl önce Kemal Türkler’ihain bir saldırıyla katledip, işçi sınıfının mücadelesine darbe vurmayaçalıştılar. 12 <strong>Eylül</strong>’le birlikte daha da üst seviyeye çıkardılar.12 <strong>Eylül</strong> sonrasında sendikal harekette, 12 <strong>Eylül</strong> öncesinianan bir sendikal anlayış ortaya çıktı. Ancak buralara gelip deburaları ağlama duvarına dönüştürmenin bir anlamı yok. Sendikalarınyöneticileri olarak buralarda özeleştiri verilmesi gerekiyor.Sendikalar olarak işçilerde çekim gücü oluşturamadıysaksuç bizde. Bizler, Kemal Türkler’in ideolojik ve politik anlayışıyolunda yolumuza devam edeceğiz.” dedi.Daha sonra DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi bir konuşmayaptı. İşçi sınıfına saldırıların belli olduğunu söyleyen Çelebi,bu saldırılara karşı emek hattında birleşik ortak cephe oluşturmakgerektiğini vurguladı.Anma, Ezik Ozan’ın okuduğu şiirin ardından Nazım’ın “Türkiyeİşçi Sınıfına Selam” şiirinin okunmasıyla son buldu.Yürüyüş ve anma boyunca; “Gün gelecek devran dönecek,katiller halka hesap verecek!”, “Kemal Türkler aramızda!”, “KemalTürkler yaşıyor!” vb. sloganları atıldı.Kemal Türkler AnısınaKaldırdın ayağa işçi sınıfınıEmeğe saygı duymayı öğrettinMaalesef aldılar seni bizdenAma unuttukları bir şey vardıLiderimizi sökemezlerdi kalbimizdenTutkuyla bağlanmıştı işçi sınıfı sanaÜrperdi sana olan sevgimizi görünceRuhlarını satan para babalarıKapitalizme karşı savaşımızıLiderimizin çizdiği yolda devam ettireceğizEmekçiler seni asla unutmayacakRahmetle anıyoruz sevgili onursal Başkanım.Yusuf RİŞVAN (Bosal Mimaysan Baştemsilcisi)22 Temmuz 1980(Kemal Türkler’e İthaftır.)Yıllardan 1980Aylardan TemmuzGönen-Mites güneşli, yemyeşilİstanbul’da güneşliAma yorgunHer yanda pankartlar al, alHer yanda grev, fabrikalarda,Çadırlarda halaylar, bir coşku var işçilerde…He, hehey de heyMan, Ferfektup, G. Elektrik grevde.He, hehey de heyUzel, İzsal, Pancar Motor, Sungurlar grevdeHe hehey de heyDemir Döküm, Penyelüx, Vokka grev deHehey de heyMaden-İş, Tekstil, Hücram-İş grevdeDüğünü var işçilerinDavullara vurulsun dört bir yandanDört bir yandan halaylar çekilir çadırlarda…Ve işçiler grevde İstanbul’da.Yıl 1980 Aylardan TemmuzMites’de veda günündeyizŞiir okuyordum… suspustu salonBir baş yükseldi arkalardanKalktı.O yiğit görümüyle,O güzel gözleriyle,Gözgöze gelmiştik.Yüreğimle yazmıştım şiiriYiğitleri anlatıyordu, yiğitleriYani işçileri anlatıyordu dizeler…BitinceBir alkış tufanı koptu,OnurlandımYüreğim fırlayacaktı yerindenVe; onu son görüşümdüVe aylardan TemmuzYıllardan 1980Kahpe kurşunlara gelmişti.Haince…Mehmet Ali Sürekli(Maden-İş Üyesi/ Perma Sharp işyerinden)Bundan tam 28 yıl önce, 22 Temmuz 1980’de, Merter’deevinin önünde sendikaya gitmek üzere arabasına binerken faşistsaldırganlar tarafından hunharca katledilen onursal GenelBaşkanımız, Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nunkurucusu ve ilk genel başkanı, işçi önderi Kemal Türkler’inaziz hatırası önünde saygıyla eğiliyoruz.Yaşamı Türkiye işçi sınıfının demokrasi ve sendikal haklarmücadelesi ile iç içe geçen ve bu mücadelenin her zamaniçinde yer alan Türkler, Başkanı olduğu T. Maden-İş Sendikasıile 1960’lı yılların başında işçi sınıfının toplu sözleşme vegrev hakkının yasallaşması için etkili eylemlerin örgütleyicisiolmuş, Türkiye İşçi sınıfı tarihine altın harflerle yazılan KavelKablo direnişi ile Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve LokavtKanunu’nun yasalaşmasında önemli bir rol üstlenmiştir.1967 yılında DİSK’in kuruluşu işçi sınıfının, kendisine sunulansınırlara hapsetmeye çalışan uzlaşmacı ve bürokratiksendikal anlayışlardan kopuşunu temsil etmektedir. KemalTürkler ve arkadaşları DİSK’in kuruluş kararı ile sonraki yıllaradamgasını vuracak bir mücadele pratiğinin önünü açmıştır.Genel Başkanlığına seçildiği günden katledilişine kadarGenel Başkanlığı’nı sürdürdüğü T. Maden İş Sendikası ve11 yıl başında bulduğu DİSK’in, emekçilerin umudu halinegelmesinde onun büyük lider yetenekleri ve kararlı mücadeleazmi yatmaktadır. Mücadelelerle geçen yaşamında her zamanişçilerle olmuş, tüm eylem kararlarını onlarla birlikte veonların katılımı ile gerçekleştirmiştir.Kavel, Demirdöküm, Sungurlar, Singer gibi birçok direnişe,15-16 Haziranlara, 1 Mayıslara ve MESS Grevlerine isminiyazdıran Kemal Türkler, Türkiye İşçi Sınıfının bayraklaşanismidir.Demokratik, kitle ve sınıf sendikacılığı temelinde, işçisınıfının hak ve çıkarları için her türlü karanlık tertibe, saldırılara,mahkemelere, cezaevlerine karşın mücadele edenTürkler’in yaktığı ışık işçi sınıfının yolunu aydınlatmaya devametmektedir.Ülkemiz son dönemde emekçilere saldırıların yoğunlaştığı,insanca yaşam talepleri vahşice bastırılmaya çalışıldığı,sendikaların teslim alınmaya çalışıldığı sabun köpüğü şöhretdağına tökezleyerek tırmanmaya çalışan sendikacılarınçoğaldığı bir dönemden geçiyor. O yüzden bugün, KemalTürkler’i anmak daha da anlamlı hale geldi.Devlet içinde öbeklenen karanlık güçler, kendi iç hesaplaşmalarısonucunda değil, ancak yaşamak için emeğini satmakzorunda olan milyonların, ayakta kalmak için mücadeleeden geniş halk kesimlerinin, işçi sınıfının önderliğinde kararlıve etkili mücadelesi ile dağıtılabilir.Çünkü bu ülkenin gerçek sahipleri, Kemal Türkler’in uğrunacanını verdiği emekçilerdir. Karanlık odaklara karşı mücadeleemekçilerin eşitlik ve özgürlük temelinde yükselteceğitaleplerle başarıya ulaşabilir.Birleşik Metal İş Sendikası, Türkler’in devrettiği onurlumirası, işçi sınıfının mücadelesinde layık olduğu bir biçimdetaşıma karalılığındadır. Türklerin yaktığı ateş, işçi sınıfınınyolunu aydınlatmaya devam etmektedir.


Birleşik Metal-İş<strong>Eylül</strong> <strong>2008</strong>25DİSK’li yöneticiler ölüm yıldönümlerinde anıldılarKENAN BUDAK:12 <strong>Eylül</strong>’ün karanlık günlerinde 25Temmuz 1981’de Kazlıçeşme’de sırtındanvurularak öldürülen DİSK’e bağlı Deri-İşSendikası Genel Başkanı Kenan Budak, öldürülüşünün27. yıldönümünde SilivrikapıMezarlığı’ndaki mezarı başında anıldı.Yapılan anma törenine Sendikamız GenelBaşkanı Adnan Serdaroğlu ve GenelEğitim Sekreteri Celalettin Aykanat’takatıldılar.KEMAL NEBİOĞLU:DİSK’in kurucu ve Genel Başkanlarından,Gıda-İş Genel Başkanı Kemal Nebioğlu,mücadele arkadaşları, DİSK ve DİSK’ebağlı sendikaların yöneticilerinin de katılımıyla10 Ağustos Pazar günü mezarı başında anıldı.2006 yılında kaybettiğimiz Nebioğlu’nun 2.ölüm yıldönümünde düzenlenen anmaya Sendikamızmerkez yöneticileri de katıldılar.MAHMUT SEREN:DİSK Başkan Yardımcısı ve Genel-İş SendikasıGenel Başkanı Mahmut Seren, 27 Temmuz2007 tarihinde geçirdiği bir kalp krizi sonucuvefat etmişti.ÖZCAN KESGEÇ:DİSK/Sosyal-İş Sendikası’nın GenelBaşkanı Özcan Kesgeç, ölümünün birinciyıl dönümünde ailesi, dostları ve mücadelearkadaşları tarafından anıldı. KarşıyakaMezarlığı’ndaki anmadan sonra Ankara SerbestMuhasebeci Mali Müşavirler Odası’ndadüzenlenen etkinlikte; Özcan Kesgeç’in mücadelehayatı anlatıldı.Ölümünün 1. yıldönümü’nde 28 Temmuzgünü, Ankara-Cebeci Mezarlığı’ndaki mezarıbaşında anıldı. Anmaya; Genel Başkanımız AdnanSerdaroğlu da katıldı.İSMAİL HAKKI ÖNAL:24 Temmuz 2002 tarihinde kaybettiğimiz,DİSK Genel Başkan Vekili, Genel-İş Genel Başkanıİsmail Hakkı Önal; ölümünün 6. yıldönümündemezarı başında anıldı.Madımak müze olsun, bir daha kimse yanmasınGünlerden 2 Temmuz. 35 Aydın ve sanatçımızınyakıldığı gün. Sivas Madımak’ta yaşanan vahşetin; 15.yıldönümü.2 Temmuz 1993’de gerici, faşist güçlerin planlıbir organizasyonuyla Sivas’ta “Pir Sultan KültürEtkinlikleri”ne katılanlardan 35 aydın, sanatçı, yazar,genç, her şeyden önce insan, MadımakOteli’nde yakılarak katledildiler.Katliamın üzerinden 15 yıl geçti. Göstermelikyargılamaların ise gerçeğin üzeriniörtme ve asıl suçluları korumaktan ötebir anlamı olmadı.Suçlular ortaya çıkarılmadıhala. Tıpkı 1 Mayıs1977, Sivas ve Maraş 1978katliamları suçlularının ortayaçıkarılmadığı gibi…Madımak Otel’inde aydın, sanatçı,öğrenci, öğretmen toplam 35 insanınyaşamını yitirmesine karşın, yakılaraköldürülenlerin yerine Kebap Salonu açılmıştır.Bu durum yakınlarını kaybedenaileler ve demokratik kamuoyunun acılarınıkat be kat arttırmaktadır.Sivas Madımak Katliamı yıldönümü;her yıl olduğu gibi bu yılda özellikle Sivasve Türkiye’nin birçok ilinde yapılan protesto yürüyüşve eylemleriyle anıldı.İstanbul Kadıköy’de düzenlenen bir mitinge; SendikamızBirleşik Metal-İş yönetici ve üyelerimizde katılımsağladılar.Kadıköy’de toplanan 30 bin kişi; “Sivas şehitleriölümsüzdür”, “İnsanlık yanmasın, Sıvas’ı unutma”,“93’teki insanlık ayıbını unutmadık, unutturmayacağız’yazılı pankart ve dövizler taşındı.


Birleşik Metal-İş26 <strong>Eylül</strong> <strong>2008</strong>Kendi canı yanınca bağıranlar:ÇAY-KUR’da yaşananlarÜlkemizde sendikalaşmanın önünde devasa engellerinolduğu açık bir gerçek. Özellikle 12 <strong>Eylül</strong> yasalarıdiye adlandırdığımız 2821 sayılı Sendikalar Kanunu ve2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunubu engellerin başında geliyor. İşçilerin örgütlülüğünüzayıflatmak, sendikaları işverenler ve siyasi iktidarlaraçısından “sorun” olmaktan çıkarmak amacıylahazırlanan bu yasalar hala geçerliliğini koruyor.Toplu sözleşme hakkını elde edebilmek son derecezor şartlara bağlı. Toplu sözleşme yetkisi için işkolu veişyeri barajları mevcut. Grev hakkı sınırlı, grev yasaklarıalabildiğine geniş. İşten çıkarma, işsizlik, kayıt dışıçalışmayı da bu listeye eklemek mümkün. Sendikalörgütlenme özgürlüğü, adı olan, kendi iğne deliğindengeçmekle aynı anlama gelen bir hak olarak var olmayadevam ediyor.Tüm bu engellere rağmen örgütlenme mücadelesiveriliyor. 1980 yılından beri birçok sendika örgütlenmekiçin, tabiri caizse, deveye hendek atlatıyor.İşçilerin örgütlenme özgürlüğüne karşı bir başkakuşatma ise “içeriden” gerçekleştiriliyor. “İçeriden”,yani sendikalar eliyle örgütlenmenin engellenmesi...Bu kuşatma çoğu durumda yasal engellerden daha güçlübir müdahale olarak yaşanıyor.İşçiler aslında bu “sendikaları” iyi bilirler. “Sarısendika” adı işçilerin tanımlamasıdır. Bu sendikalarınortak özelliği bağımsız olmamalarıdır. Bağımlılıklarıişverenleredir, siyasi iktidarlara ve devletedir. Kimiörgütlenmelerde devreye sokulurlar. Sendikal rekabetolarak adlandırılmaya çalışılan bu durum, aslında bağımlısendikalar eliyle sendikasızlaştırmadan başkabirşey değildir.Ülkemizde örnekleri her geçen gün artıyor. Bu sendikaların,AKP iktidarı döneminde özellikle kamu işyerlerindeve belediyelerde sıkça devreye sokulduklarınatanık oluyoruz. Üniversiteler, yargı, sivil toplum gibibirçok alanda hakimiyet oluşturmakta önemli adımlaratan AKP, sendikal alanda da benzer bir hegomonyayıoluşturmakta ısrarlı davranıyor. Hükümetin ekonomikve siyasi politikalarının, sendikalar içinde ısrarlı taraftarıhaline gelen Hak-İş Konfederasyonu, bu noktadaönemli bir rol üstlenmiş durumda.2004 yılında Orman Bölge Müdürlüğü bünyesindeçalışan orman işçilerinin Türk-İş’e bağlı Türkiye Ormanİşçileri Sendikası’ndan büyük siyasi baskılarla Hak-İş’e bağlı Tarım Orman-İş sendikasına üye yapılması,içinde bulunduğumuz yıl Çaykur İşletmelerinde çalışanişçilerin Tek Gıda-İş Sendikası’ndanaynı baskılarlaHak-İş’e bağlı ÖzGıda-İş’e üye yapılmayaçalışılmasıyıllar sonra Türk-İş’e bağlı kimi sendikalarınyüz yüzekaldıkları bir saldırıoldu.Oysa ki bu durumyıllar boyu başta sendikamız olmak üzere DİSK’ebağlı birçok sendikanın hemen her örgütlenmede yaşadığısaldırılardı. Doğrudan işverenin çağrısıyla gelen,işverenlerin organizasyonları ile sendikamıza üye olanişçilere türlü baskılar uygulayan Türk-İş’e bağlı TürkMetal-İş, işçiyi denetim altında tutmak, işçinin iradesinitemsil edecek ve onu yansıtacak olan sendikanınönünü kesmek için her fırsatta işçilerin karşısına çıkartıldı.Ve amaç gerçekte sendikasızlaştırmak oldu.Ankara’da Erkunt Döküm, Niğde’de Ditaş,Gebze’de Çolakoğlu, yine Gebze’de Bosal, Bursa’daGarammer... Liste o kadar uzun ki. Bir kısmında ilkörgütlenmede, bir kısmında toplu iş sözleşmeli olanişyerlerinde patronun Birleşik Metal-İş’ten kurtulmakistemesi üzerine, çağrıldığı her yere koşan bir taşeronsendika. Sendikamız örgütlenmelerini, yasal güçlüklereve işverenlerin tavrına karşı mücadele etmenin yanındaher zaman bu taşeron sendikaya karşı da mücadeleederek gerçekleştirdi.İçeriden kuşatma, sendikanın işçiyi denetleme aracıhaline getirilmesi, daha ötesi patron örgütü haline sokulmasıile gerçekleştiriliyor. Örnekleri bunlar...Peki çözüm?Sendikamızın yıllardır ısrarla gündeme taşımayaçalıştığı ve bunun için mücadele ettiği, bugün Türk-İş’ebağlı kimi sendikaların da yüksek sesle dillendirmeyebaşladıkları “referandum” artık göz ardı edilemez birgerçek haline geliyor. Kimsenin canı yandığında değil,ilkesel, doğru ve haklı olduğu için savunması, savunmaktanda vazgeçmemesi gereken bir çözüm olarakreferandum...Yetkiyi belirlemek için işçinin önüne sandık konacak.İşçiler, kendi hür iradesiyle sendikasını belirleyecek.BabaBasındanCan Dündar / MilliyetDüşünün; babasınız. Bir gün elinize bir tenis kitabıgeçiyor.İki küçük kızınız var; onlara tenis öğretmeye kararveriyorsunuz.Ama hayatınızda hiç tenis oynamamışsınız.Kitapta okuduğunuz kadarıyla anlatıyor, gösteriyorsunuz.Sonra o kızlar birbirleriyle oynamaya başlıyorlar.Tenis okullarına gidiyorlar; zamanla profesyoneloluyorlar.Giderek uluslararası turnuvalarda boy gösteriyorlar.Ve dünyanın en iyi kadın tenisçileri haline geliyorlar.Onlara bu kapıyı açan babaları, her turnuvadayanlarında oluyor; bir köşeden fotoğraflarını çekiyorkızlarının; onlarla gurur duyuyor.Sonra gün geliyor; rakipsiz kalan iki kız kardeş birbirlerininrakibi oluyorlar.* * *İşte o gün; önceki gündü.Serena ve Venus Williams, dünyanın en itibarlıtenis turnuvası sayılan Wimbledon’da kadınlar finalioynadılar.Muhtemelen otelde yan yana odalarda kalmış, kahvaltıyıbirlikte yapmış, finale aynı arabayla gelmişlerdi.Abla-kardeş korta çıkarlarken, yeni boşanmış olananneleri seyirciler arasındaydı, ama her maçlarını izleyenbabaları, birbirlerine karşı oynayacakları bu maça“Yüreğim dayanmaz” diyerek gelmemişti. Hangi kızıkazanırsa kazansın, sonunda kazanan kendisi olacaktı.Serena ve Venus, evin arka bahçesinde maç yapargibi oynadılar. Ama inanılmaz bir çekişmeyle...Yıllarca birlikte antrenman yaptıkları için, birbirlerininkozlarını da açıklarını da ezbere biliyorlardı.Serena, ablası fileye geldiğinde topu nereye vuracağınıbiliyor; Venus de kız kardeşinin servislerini hangiköşeye atacağını adeta hissediyordu.O yüzden seyrine doyulmayacak bir final oldu.28 yaşındaki abla Venus, geride başladığı maçta önegeçti ve daha önce oynadıkları finallerin aksine bu kezkardeşini iki sette yenerek kupayı aldı.İki rakip kardeş, kıyasıya çekiştikleri bu maçtan sonrabiraz dinlenip bu kez yan yana oynayacakları çiftlerfinaline çıktılar.Ve iki sette rakiplerini silip geçtiler.* * *CNN Türk’te güzelim maç bitti; tatsız haberler başladı.Önce Ergenekon davası haberleri...Ardından AKP’ye kapatma davası haberleri...Belki maçın etkisiyle bana, kıyasıya çarpışan bu ikidavanın ekipleri de kardeşmiş gibi göründü.İkisi de solun ezildiği yıllarda “Devlet Baba” tarafındanözenle büyütülmüşlerdi.Bu işleri babalarından öğrendikleri için birbirlerinekarşı neredeyse aynı taktikleri (hukuku zorlayanadımlar, abartılı iddialar, sansasyonel sanıklar, belgesızdırmalar, medya manipülasyonu, yargı darbeleri,tasarlanmış destek mitingleri vs.) kullanıyorlardı.Birlikte büyüdüklerinden birbirlerinin kozlarını daaçıklarını da çok iyi biliyorlardı.İkisinin de asıl derdi demokrasi olmadığından sadecekendilerini kurtarmayı ve rakibe en fazla zararı verdirmeyiamaçlıyorlardı.Hangisi kazanırsa kazansın, sonunda Devlet Babakârlı çıkacaktı.Belki de sonunda “Birbirimize fazla yüklenmeyelim”diye aralarında anlaşacaklar, birbirlerinin kusurlarınıkapatıp ortak olacaklar ve birlikte solun üstüne gidipiktidarlarını perçinleyeceklerdi.Maçtan sonra olduğu gibi, haberlerden sonra da,yarışan taraflardan çok, onları yetiştiren “Baba”yı kutlamakgerektiğini düşündüm.


Birleşik Metal-İş<strong>Eylül</strong> <strong>2008</strong> 271 <strong>Eylül</strong>Dünya Barış GünüKutlu olsunAlmanya’da halkın % 56’sının oyunu alarak iktidaragelen Nazilerin 1 <strong>Eylül</strong> 1939’da, Polonya’yıişgaliyle İkinci Dünya Savaşı da başladı.Tam altı yıl sürdü bu büyük zulüm ve Mayıs1945’de sona erdi.Bitiğinde ardında elli iki milyon ölü, milyonlarcayaralı, sakat ve moloz yığını haline gelmiş kentlerile acı ve gözyaşı bıraktı.İnsanlık tarihinin bu en acımasız, en kanlı ve enkirli savaşının başladığı gün, yani 1 <strong>Eylül</strong>, DünyaBarış Günü olarak kabul edildi. İnsanlık bu kanlısavaşı bir daha asla unutmasın ve savaşlara karşıçıksın diye…1 <strong>Eylül</strong> Dünya Barış Günü kutlu olsun.1 <strong>Eylül</strong> Dünya Barış günü, Irak’ta beş yıldır sürentek taraflı emperyalist saldırıda ölen binlerce insana,anasız babasız kalan çocuklara, sakat kalan onbinlerce insana kutlu olsun.Kutlu olsun 1 <strong>Eylül</strong> Dünya Barış günü, Filistin’deher gün bombalanan insanlara…Adı konmamış savaşlarda şehit düşenlere…Abhazya’da, Osetya’da, Gürcistan’da tanklarınaltında ezilip, kurşunlananlara…Afganistan’daartık haber bile olmadancan verenlere…Afrika kıtasındaÇad’da, Ruanda’dahiç yokmuşçasınakatledilenlere…1 <strong>Eylül</strong> Dünya Barış günü kutlu olsun.Emperyalizm, bugünün moda söylemiyle küreselleşmeadı altında sermaye, bazen petrol, bazenelmas veya altın, bazen farklı enerji kaynakları veyeraltı madenleri, bazen ucuz işgücü amacıyla hiçumursamadan bir ülkeyi veya bir coğrafya parçasınıkan gölüne çevirip talan edebiliyor.Acımadan ve hiç vicdanı sızlamadan ve gözünükırpmadan insanları katledebiliyor.Bunun adına bazen “demokrasi götürüyoruz”,bazen “dünyayı nükleer tehlikelerden kurtarıyoruz”diyorlar ve kendi çıkarları doğrultusunda dünyayıyeniden paylaşıp, haritaları değiştirebiliyorlar.Sömürdükçe semiren, semirdikçe azgınlaşan,adeta insan kanı ve teriyle beslenen canavarlar gibibüyüdükçe daha da azgınlaşıyorlar.Yeryüzünün her yerinde, insanları olabilecek enucuz fiyata ve en acımasız koşullarda çalıştırmaktanve gerektiğinde de yaşadıkları coğrafyadaki tümyaşamsal alanları talan etmekten, karşı çıkanları daöldürmekten çekinmiyorlar.Bizler Metal işçileri olarak, 1 <strong>Eylül</strong> Dünya Barışgününü adına yaraşır biçimde ve gerçekten “barış”ınhüküm sürdüğü bir dünyada kutlamak istiyoruz.Biz, bütün dünyada ekilen nefret tohumlarına,halklar arasında yaratılan düşmanlığa karşı barış istiyoruz,bölge halklarıyla dostluk ve kardeşlik içindeyaşamak istiyoruz,Biz, demokratik, sosyal hukuk devleti niteliğinesahip, inancı ve görüşü ne olursa olsun, eşit haklarasahip yurttaşlar olarak yaşayabileceğimiz bir ülkeistiyoruz.Emeğin Kamerası,Sokağın Sineması2006 yılında; “Neo-liberalizme Karşı DirenişÖyküleri”, 2007 yılında; “Yoksulluk,Umut, Direniş”, <strong>2008</strong> yılında da; “EmeğiGören Kamera, Sokağa Çıkan Sinema” sloganıile düzenlenen Uluslararası İşçi FilmleriFestivali’nin üçüncüsü bu yıl; 25 ülkeden 50film ile yapıldı.Sendikamızın da katkılarıyla...Her yıl 1 Mayıs’ın ardı sıra düzenlenenİşçi Filmleri Festivali; Sendikamız BirleşikMetal-İş’in yanı sıra birbirinden farklı olmaklabirlikte emekten yana olmak konusundaortaklaşan birçok kişi ve örgütün gönüllükatkı ve desteği ile gerçekleşmektedir.DİSK’ten Birleşik Metal-İş, Sine-Sen,Türk-İş’ten Hava-İş ve Petrol-İş sendikalarıve Halkevleri’nin oluşturduğu “DüzenleyiciÖrgütlere” bu yıl; DİSK Dev Sağlık-İş veKESK Sağlık ve Sosyal Hizmet EmekçileriSendikası da dahil oldu.Festival ayrıca; Hindistan’dan GüneyAfrika’ya, ABD’den Güney Kore’ye kadaryurt dışından gelen sinema emekçilerine deev sahipliği yapıyor.Bu yıl Festival’de; Dostluk YardımlaşmaVakfı üyelerinin çabaları ile “Unutturulanlar”dizisi adı altında 4 adet “sözlü tarih” çalışmasıyapıldı. Yeni Çeltek, Fatsa ve Maraş’tansonra Tariş’in filmleri de festival kapsamındagösterildi.Birçok gönüllünün katılımıyla seçilen,tercüme edilen, altyazıları tamamlanan filmlerinbir kısmı, festival sonrasında katkı sunansendikalara ve demokratik kitle örgütlerineveriliyor.Dünyanın dört bir yanından gelen, emeğin,yoksulluğun, mücadelenin öyküsünü anlatanfilmlerin gösterildiği festival; Türkiye’nin birçok ilinde; on binlerce izleyiciyle yaşamınher alanında buluşuyor.


Birleşik Metal-İş28 <strong>Eylül</strong> <strong>2008</strong>Eğitimli işsiz sayısı her yıl daha çok artıyorDiplomalı işsizler çoğalıyorEğitimli işsiz sayısı her yıl daha çok artıyor, özellikle lisemezunlarının diploması iş ararken pek bir işe yaramıyorMustafa SönmezAilelerin bin bir fedakârlıklarla, hayallerle okuttuklarıçocuklarının önemli bir kısmının diploması varama işi yok. Eğitimli işsiz sayısı her yıl daha çok artıyor.Özellikle çarpık eğitim sisteminde lise diplomalılararasında işsizlik hızla büyüyor. Özellikle de gençkadınlar lise diplomaları ile kalakalıyor, iş bulamıyorlar...İşsizlik, lise diplomalılardan öte yüksekokul ve üniversitemezunlarının da kâbusu. Büyük maraton koşusuile üniversite-yüksekokul kapısından geçip diplomasınıalan birçok yüksekokul diplomalı da iş bulamıyor...Kısa adı TÜİK olan Türkiye İstatistik Kurumu’nunresmi verilerinin yaklaşık 2.5 milyon olarak gösterdiğiişsizlerin yüzde 37’den fazlasını, yani 932 binini, liseve yüksekokul-üniversite mezunları oluşturuyor. Buanlamda Türkiye’de acı bir okumuş, eğitimli işsizliğivar.<strong>2008</strong> Mart ayı işgücü verilerine bakıldığında lise vedengi okul diploması olup da iş bulamayanların sayısı662 bine ulaşmış durumda.Yani toplam resmi işsizlerin yüzde 26’dan fazlasılise diplomalı. Yine aynı dönemin verilerine göre 270bin kişinin de yüksekokul ya da üniversite diplomasıvar, ama işi yok!..Daha şimdiden 932 bini bulan lise ve yüksekokuldiplomalı işsizlerin her yıl sayısının yüzde 2 dolayındaartması halinde 2010’da sayılarının 1 milyonu bulmasıpek muhtemel...Kadınlar daha işsizÖzellikle genç lise mezunu kadınlar arasında işsizlikçok yüksek. Lise mezunu genç kızlar, kadınlarınsayısı 1 milyon 180 bine ulaşmış olmakla beraber bunlarınbeşte biri iş bulamıyor.Yani 237 bin genç kadın işsiz ve bu kesimde işsizlikoranı yüzde 20!..Yani resmi işsizlik oranı olan yüzde10’un bir kat üstünde.Gerçek işsizlik yüzde 20Aylık oynamalara karşın yıllık ortalamadayüzde 10’da kemikleşen “resmi işsizlik” oranıile Türkiye, işsizlik oranı yüzde 8 dolayındakiAB’nin ve yüzde 6.6 olan OECD ülkelerinin ilerisinde...Sayılamayan işsizler, resmi işsizlere eklendiğindeişsiz sayısı 5 milyona yaklaşarak, işsizlikoranını da yüzde 18-20 aralığına taşıyor...Türkiye’de işgücüne katılım oranı yüzde 48dolayında. Oysa bu oran, OECD ve AB-15’deyüzde 65’in üzerinde.Kadınlar yüksekokul diplomaları ile de ikinci sınıfolmayı alt edemiyorlar.Yüksekokul mezunları arasında da kadın işsizliğidaha yüksek. <strong>2008</strong> Mart verilerine göre, Türkiye’deyüksekokul diplomalı nüfus yaklaşık 3 milyon 250bine ulaşmış.Ancak bunların 270 bini işsiz, yani vasıflı emek iddiasınarağmen bu kesimde işsizlik yüzde 8’in üstünde.Yüksekokul diploması olanların yüzde 36’sı kadın.Ancak, bu eğitimli kadın işgücü, iş bulmaya gelincemakus talihini pek kıramıyor ve erkeklere göre işsizlikoranı daha yüksek.Yüksekokul diplomalı erkekler arasında işsizlikoranı yüzde 6, 7 iken kadınlarda yüzde 11.2. Yüksekokulbitirmiş 132 bin kadın işsiz ve 138 bin erkekdiplomalı işsiz ile ülkenin üniversite bitirmiş 270 binişsizini oluşturuyorlar...Hem lise hem yüksekokul diplomalı işsizliğinin bukadar yüksek olmasında, eğitim ile üretim kesimleriarasında irtibatsızlığın, genel lise eğitiminin üretici-yaratıcıişgücü, birçok sektörün ihtiyacı olan ara elemanihtiyacını karşılamaması etkin. Benzer şeyler yüksekokullariçin de söylenebilir.Üniversite kapısına yığılan gençleri oyalamaktanöteye gitmeyen, kalitesi günden güne düşen yüksekokulların,üniversitelerin diplomaları birçok yerde pekitibar görmüyor ve bu kesimde de işsiz sayısı kabardıkçakabarıyor...***Büyüme istihdam yaratmıyorTürkiye’de 2002-2007 dönemi art arda gerçekleşenortalama yüzde 7 büyüme iddialarına rağmen istihdamınaynı tempoda artmadığı, büyümenin istihdam yaratmadığıyeterince ortaya çıktı.Lise diploması işe yaramıyorDiplomalı işsizlerin sayısı yıldanyıla artıyor. Özellikle lise mezunlarınındiploması iş ararken pek bir işe yaramıyor.2006 sonunda 645 bin olan lisediplomalı işsiz sayısı 15 ayda 17 binişsizin eklenmesiyle <strong>2008</strong> Mart’ında662 bine çıktı.2006 sonunda 275 bin olan yüksekokuldiplomalıların sayısı ise 15 aydaancak 5 bin azaldı ve <strong>2008</strong> Mart’ında270 bin olarak belirlendi.2002-2007 döneminde büyüme ortalamasının yıllıkyüzde 6.8’e ulaşmasına karşın, istihdamın artmak yerineyıllık yüzde 1.4’lük düşşlerle seyrettiği görülüyor.2002’de 21 milyon 354 bin olan istihdamın, 2005’inilk çeyreğinde 20 milyon 838 bine gerilediği görüldü.Bütün çeyrekler itibarıyla ekonominin büyümesinekarşın istihdamı arttırmadığı, eski ve yeni işsizlere işsahası açmadığı görüldü.<strong>2008</strong> Mart ayına gelindiğinde istihdamın 20 milyon162 bin ile 3 yıl öncesinin bile gerisine düştüğü gözlemlendi...Başka bir ifadeyle, büyümenin istihdam yaratmadığı,tersine biraz daha işsiz kitlesini büyüttüğü gibigarabet ve sağlıksız bir durumla karşı karşıyayız.<strong>2008</strong> ilk çeyreğinden geriye 6 çeyrek ya da 1.5 yılgidildiğinde, ekonomi ortalama yüzde 5-6 büyümesinekarşın istihdamın sürekli gerilemesi gibi son derecesağlıksız bir gerçekle karşı karşıyayız.Fırsatçı anlayışBu sonuçta, özellikle ihracata dönük sektörlerde, işsizlerordusunun artışını da fırsat bilip en az işgücü ileen fazla çıktıyı sağlamaya yönelimlerin payı büyük.Adına “verimlilik artışı” denilen bu fırsatçı anlayış,işyerlerinde, özellikle 2001 sonrası, iş düzenlemelerinegidip 3 kişinin işini 2 kişiye yaptırarak 1 işgücü maliyetindenkurtulmak türü düzenlemelere gitti.Bunun yanında, döviz kurunun düşük seyrini fırsatbilenler, hem yenileme-modernizasyon yatırımlarındahem de yeni yatırımlarda sermaye yoğun teknolojilerikullanarak işgücü kullanımını en aza indirme, böylecenispi artık değeri çoğaltarak dışarıda rekabet gücü bulmayoluna gittiler.Başka bir ifadeyle, 2002 sonrasının ucuzcu kurpolitikası da istihdam düşmanı bir sonucu yaratmış,bütün büyüme iddialarına rağmen, istihdam artmak yerineazalmıştır.


Birleşik Metal-İş<strong>Eylül</strong> <strong>2008</strong> 29Tasarruf yapmayı unuttu,İşçi borçla yaşıyorSendikamızın Araştırma dairesi tarafından sistematiktesadüfi örnekleme yöntemi ile Nisan-Haziranaylarında gerçekleştirilen ve 78 fabrikada yaklaşık1000 işçi ile gerçekleştirilen araştırma Yüzde 95 güvenaralığında yaklaşık olarak +- 0,03 örnekleme hatası ilegerçekleştirildi. Yapılan kontrolden sonra 806 anketgeçerli kabul edildi.Yüzde 81’i borçluAraştırmanın sonuçlarına göre Metal işçilerinin sadeceyüzde 19’unun borcu yok. İşçilerin Yüzde 6,1’ininkonut kredisi, yüzde 5,2’sinin araba, yüzde 25,9’nuntüketici kredisi, 41,2’sinin ise kişisel borcu var.İşçilerin sadece yüzde 13,6’sı aldığı ücretle tasarrufyapabiliyor. Eşi çalışanlar, ev sahibi olanlar ve topraktangeliri olanlarda tasarruf yapabilme oranı daha fazla.Ev sahibi olanlarda tasarruf yapabilen işçilerin oranıyüzde 23,9, kiracı olanlarda ise yüzde 6,6. Eşi çalışanlardatasarruf yapabilenlerin oranı yüzde 22, eşiçalışmayanlarda yüzde 12. Topraktan geliri olanlardaise tasarruf yapabilen işçilerin oranı yüzde 18 iken, topraktangeliri olmayanlarda bu oranı yüzde 11.Yüzde 77’si kredi kartı sahibiMetal işçilerinin yüzde 77’si kredi kartı sahibi, 25yaş ve altı işçilerde kredi kartı kullanım oranı yüzde54,4 iken, yaş grubu ilerledikçe kredi kartı kullanımoranı artıyor. 26-30 yaş grubunda kredi kartı kullanımıyüzde 73,4, 31-35 yaş grubunda yüzde79,4, 36-40yaş grubunda yüzde 80,3 ve 41 ve üzeri yaş grubundayüzde 82,9.Araştırma sonuçlarını değerlendiren Birleşik Metalİş Yönetim Kurulu, işçilerin alım gücündeki azalmayaparalel olarak borçlanma oranlarının da artığına işaretetti.Yüzde 42’si kredi kartı borcunuödeyemiyorKredi kartı kullanan işçilerin yüzde 58’i kredi kartıborcunu son ödeme tarihinden önce mutlaka ödüyor.Yüzde 24’ü arasıra son ödeme tarihini kaçırırken, sıklıklason ödeme tarihini kaçıranların oranı yüzde yüzde3,9. Buna karşın işçilerin yüzde 12,6’sı asgari limitödüyor. Yüzde 0,9’u borcunu ödeyemediği için kullanamadığıkart sahibi, yüzde 0,2’si ise kredi kartı borcundandolayı icra takibinde.Yaş ilerledikçe hassasiyet, gelir azaldıkça ödemegüçlüğü artıyorSon ödeme tarihinden önce mutlaka kredi kartı borcunuödeyen işçilerin oranının en yüksek olduğu yaşgrubu 41 ve üzeri. Bu yaş grubundakilerin yüzde 75’ison ödeme tarihinden önce mutlaka kredi kartı borçlarınıkapatıyorlar.Diğer yaş gruplarında bu oran yüzde 50-60 arasında.Ara sıra son ödeme tarihini kaçıranların ağırlıktaolduğu yaş grubu ise yüzde 30 ile 31-35 yaş grubuoluşturuyor. 26-30 yaş grubu sıklıkla son ödeme tarihinikaçıranlar arasında öne çıkarken, asgari limit ödeyenlerinen kalabalık olduğu yaş grubu yüzde 17 ile 25yaş ve altı.2100 YTL ve üzeri gelire sahip olanların hemen hemenhepsi kredi kartı borcunu zamanında öderken, buoran 900 YTL ve altı gelire sahip olanlarda yüzde 49’adüşüyor. Asgari limit ödeyenler ise en çok 900 YTL vealtı gelire sahip olanlarda görülüyor. Arasıra son ödemetarihini kaçıranlarla, sıklıkla son ödeme tarihini kaçıranlarda gelir artıkça azalıyor.Kredi kartı borcunuzu düzenli olarak ödeyebiliyor musunuz?Aylık gelir 500-900 901-1300 1301-1700 1701-2100 2101-2500Son ödeme tarihinden öncemuhakkak öderimArasıra son ödeme tarihinikaçırıyorumSıklıkla son ödeme tarihinikaçırıyorumSayı % Sayı % Sayı % Sayı % Sayı %147 % 49,0 97 % 59,1 63 % 75,0 20 % 90,9 10 % 10087 % 29,0 40 % 24,4 14 % 16,7 1 % 4,518 % 6,0 4 % 2,4 1 % 1,2Asgari limit ödüyorum 44 % 14,7 22 % 13,4 5 % 6,0 1 % 4,5Borcunu ödeyemediğim içinkullanamadığım kartım varKredi kartı borcundanmahkemelik durumdayım4 % 1,3 1 % 1,21 % 0,6Metal sektörü büyüyor, metal işçisi borçlanıyorAçıklamada metal sektöründe gerek verimlilikgerekse üretim açısından ciddi artışlar yaşanırken,işçilerin hayatlarını idame ettirebilmeleri için borçlanmakzorunda kalmalarının anlaşılır bir yanınınbulunmadığına dikkat çekildi.İşçilerin yüzde 42’sinin kredi kartlarını zamanındaödeme konusunda sıkıntı yaşadığının ifade edildiğiaçıklamada, borçlu yaşamının işçi açısından olağanhale getirilmeye çalışıldığı görüşüne yer verildi.ÇALIŞMA YAŞAMINDANYoksulluk ve Açlık SınırıDört kişilik aileningıda harcamalarınınyanı sıra konut,ulaşım, giyim,sağlık, eğitimgibi ihtiyaçlarıdikkate alınarakhesaplanan yoksulluk sınırı, Temmuz ayı için: 2 bin339 YTL olarak hesaplandı.Açlık sınırı olarak belirlenen, dört kişilik bir aileninyeterli beslenebilmesi için gerekli aylık gıda harcamasıtutarı ise, Temmuz ayında 718 YTL oldu.Temmuz <strong>2008</strong> TÜFEBir önceki aya göre: % 0,58Bir önceki yılın Aralık ayına göre: % 6,61Bir önceki yılın aynı ayına göre: % 12,06Oniki aylık ortalamalara göre: % 9,076 Aylık % 5,76Temmuz <strong>2008</strong> ÜFEBir önceki aya göre: % 1,25Bir önceki yılın Aralık ayına göre: % 15,18Bir önceki yılın aynı ayına göre: % 18,41Oniki aylık ortalamalara göre: % 9,76Asgari Ücret1 Temmuz <strong>2008</strong> - 31 Aralık <strong>2008</strong> tarihleri arasında16 yaş üstündeki çalışanlar için:Brüt: 638,70 YTL.Net: 503,26 YTL.16 yaşından küçük çalışanlar için:Brüt: 540,60 YTL.Net : 432,97 YTL.SSK Prim Alt ve üst Sınırı1 Temmuz <strong>2008</strong> - 31 Aralık <strong>2008</strong> tarihleri arasındaGünlük kazanç alt sınırı: : 21,29 YTL.Günlük kazanç üst sınırı : 138,39 YTL.Kıdem Tazminatı Tavanı1 Temmuz <strong>2008</strong> - 31 Aralık <strong>2008</strong> tarihleri arasında2.173,19 YTL.Vergi Oranları<strong>2008</strong> yılında uygulanacak gelir vergisi dilimleri vevergi oranları:7.800 YTL’ye kadar % 1519.800 YTL’nin7.800 YTL’si için 1.170, fazlası % 2044.700 YTL’nin19.800 YTL’si için 3.570, fazlası % 2744.700 YTL’den fazlasının44.700 YTL’si için 10.293, fazlası % 35


Birleşik Metal-İş30 <strong>Eylül</strong> <strong>2008</strong>Çalışanlar ve emekliler içinKEY REHBERİAli TEZELSosyal Güvenlik Uzmanı1-Giriş01.01.1987 günü uygulanmaya başlanılan 3320sayılı “MEMURLAR VE İŞÇİLER İLE BUNLARINEMEKLİLERİNE KONUT EDİNDİRME YARDIMIYAPILMASI HAKKINDA KANUN” gereğince 9kişiden fazla işçi çalıştıran özel sektör işverenleriişçileri için ve tüm devlet çalışanları için de devletişçi-memur ücretinden kesinti yapmaksızın ilaveolarak KEY (Konut Edindirme) yardımını herkes içineşit tutarda sağlayacaktı ama 1995 yılı sonunda sonaerdirildi.2- Kişi başı azami ana para 6 lira 16kuruşÜcretin-aylığın belli bir oranı değildi KEY, herkesiçin işverenleri eşit tutarda Tasfiye edilen EmlakBankasına para ödedi, ta 1995 yılı sonuna kadar 9yıl süren KEY için her bir çalışan için aylık ödemerakamları da aşağıdaki gibidir ve ilk başladığındanbittiği 31.12.1995 gününe kadar aralıksız adına KEYyardımı ödenmiş birisi için ödenen toplam KEY 6YTL 16 yeni kuruştur.Yılı Süresi Aylık Ödeme Tutar1987 İlk 6 ay 3500 (6 X 3500) 21.0001987 Sonraki 6 ay 7500 (6 X 7500) 45.0001988 İlk 6 ay 15000 (6 X 15000) 90.0001988 Sonraki 6 ay 20000 (6 X 20000) 120.0001989 İlk 6 ay 25000 (6 X 25000) 150.0001989 Sonraki 6 ay 40000 (6 X 40000) 240.0001990 İlk 6 ay 50000 (6 X 50000) 300.0001990 Sonraki 6 ay 65000 (6 X 65000) 390.0001991-1995 5 yılın her ayı için 80000 (60 X 8000) 4.800.0003-KEY ücretten kesilmedi.TOPLAM 6.156.000KEY keseneklerinin ücret yahut maaştan kesilipkesilmemesi KEY ödemelerinin hak oluşunu değiştirenbir ayrıntı değildir. KEY’ler işverenler (Kamudakiçalışanların işvereni Devlettir) tarafından çalışanlarıadına banka hesabına yatırılan bir yardımdı. Bubakımdan KEY’leri ücret veya maaş bordrosundavergi ve diğer kalemleri etkilemeden brüte giren venete ilaveten uzun vadede ödenmek üzere biriktirilenbir ücret tamamlayıcısı olarak düşünebiliriz.“Bunlar ücret bordrosundan kesilen bir kesintideğildi” denmesi bu çalışanların hakkı olmamasıanlamına da gelmiyor tabi.4-Kimler için KEY ödendi, kimler içinödenmedi?01.01.1987 – 31.12.1995 tarihleri arasında özelveya kamu sektöründe işçi yahut kamuda memurolarak çalışanların KEY’i vardır.5-KEY’in nemalandırılması1987-1995 arasında 9 yıl (108 ay) KEY ödentisiyapılanların ana parasının 6 YTL 16 Yeni kuruş olduğunuifade etmiştik ama şu an azami ödeme tutarının1400 YTL kadar olduğu görülmektedir. İşte bu artışnasıl sağlandı ve doğru muydu sorusuna cevap vermekgerekirse,3320 sayılı Kanun gereğince çalışanlar için işverenlerinceödenen KEY’ler altışar aylık mevduat faiziile değerlendirilmekteydi ilgili 10 uncu maddeye göre;“Toplu Konut ve Kamu Ortaklığı İdaresi Başkanlığı,bu Kanun uyarınca Türkiye Emlak Kredi Bankasındaaçılan hesaplarda toplanan paraları DevletTahvili, Hazine Bonosu veya Gelir Ortaklığı Senedineyatırmak sureti ile nemalandırabilir.Türkiye EmlakKredi Bankası, söz konusu hesaplarda toplanan paralarınbakiyesine altı ay vadeli mevduata uygulananoranda faiz tahakkuk ettirir…” demekteydi.İlgili Kanunları gereğince, 1999 sonrasındandağıtıldığı zamana kadar ise KEY paralarının verildiğiEGYO’nun (Emlak Gayrimenkul YatırımOrtaklığı’nın) değer artışı ile hesaplamalar yapıldı.Ancak, hesaplamayı yapan makamlar ne EmlakBankasının altışar aylık dönemsel faiz rakamlarınıaçıkladılar ne de EGYO’nun 1999 yılından günümüzekaç kat arttığı konusunu açıkladılar. YaniKEY’ler 1987-1999 arasında altışar aylıkmevduat faizi ve 2000 sonrasında ise paralarınaktarıldığı EGYO’nın değer artışıkadar arttırılmalıydı.6-Listelerde hak sahiplerininisimleri veya rakamları eksikGerek kamu kurumları gerekse SGKisim listelerini muntazam tutmadıkları içinisimlerde eksiklikler var. www.keyodemeleri.comweb sayfasından VatandaşlıkNumarası veya sosyal güvenlik numarasıile öğrenilebilen isim listelerinde bulunanlariçin ise KEY rakamlarında eksiklikler var. Hattabazı devlet kurumları ile belediyelerden hiç KEYödenmemiş bildirimler yapılmış durumda.1987-1995 yılları arasında KEY ödentileri heray işveren ve devletçe Emlak Bankasına yatırılıyorduve her 3 ayda bir de yatırılan bu paraların kiminadına ödendiğini açıklayan Şahıs İcmal Bordrolarınınverilmesi gerekiyordu. Ancak gerek Emlak Bankasıve gerekse belge tutmak ve geciken ödemeleri tahsilile görevli olan SSK o yıllarda para almaya gelincealıyorlar ama 3’er aylık şahıs icmal bordrolarınagelince almıyorlardı. İşte bu nedenle de hem isimlereksik hem de isimlere ait tutarlar eksik.7-İtiraz süreci nasıl işleyecek22 Mayıs 2007 günü TBMM’de kabul edilip,30 Mayıs 2007 günü Resmi Gazetede yayınlanan,“5664 sayılı Konut Edindirme Yardımı Hak SahiplerineÖdeme Yapılmasına Dair Kanun” gereğince, 27Temmuz <strong>2008</strong> günü Mükerrer Resmi Gazetede ciltlerhalinde isimler-tutarlar açıklandı-ilan edildi. Kanungereğince ilan tarihinden itibaren, isimleri çıkmayankişiler gerek isimleri çıkmadığı ve gerekse de açıklanankişisel KEY rakamlarını yeterli bulmazlarsa 3 ayiçinde kendi çalıştıkları kamu kurumlarına özel sektörçalışanları ise SGK’ya itiraz edebilecekler. İtirazlarınson günü 27 Ekim <strong>2008</strong> günüdür. Kanun gereğince;“Türkiye Emlak Bankası Anonim Şirketine iletilenlistelerde isimleri yer almadığı halde, konut edindirmeyardımına müstahak olduğunu ileri sürenler… kurumve kuruluşlara başvurmaları halinde, adlarına dahaönce konut edindirme yardımı yapıldığı hususununher zaman düzenlenmesi mümkün olmayan niteliktekibelgelerle kanıtlanması veya bu durumun ilgilikurumların kayıtları ile anlaşılması kaydıyla, konutedindirme yardımı tutarları ilgili kurum veya kuruluşlarcahesaplanarak ilgililerin başvurusunu izleyen 2aylık süre içinde … Bankaya bildirilir…”8-Son itiraz günü 27 Ekim <strong>2008</strong>5664 sayılı Konut Edindirme Yardımı Hak SahiplerineÖdeme Yapılmasına Dair Kanun gereğince,listelerde isimleri olmayan veya ismi olduğu halderakamı az çıkan hak sahipleri ile bunların mirasçıları,27 Temmuz <strong>2008</strong> ile 27 Ekim <strong>2008</strong> tarihleri arasındaİTİRAZ edecekler. Kanun gereğince, “…belirtilenbaşvuru süresi geçirildikten sonra yapılan taleplerilgili kurum ve kuruluşlarca dikkate alınmaz.” denmektedir.9-İtiraz yerleri neresi?İtirazlar, KEY ödentilerini bildirmekle yükümlüKurum ve Kuruluşlara yapılacak, özel sektör çalışanlarıyani 1987-1995 arasında SSK’lı olarak özel sektöreait 10 veya daha fazla işçinin çalıştığı işyerlerindeçalışmışlarsa eski adıyla SSK’ya yeni adıyla SGK’yaitiraz edeceklerdir.Bu durumda hem o dönemde çalıştıkları kurumdan(halen açıksa) KEY belgesi bulabilirlerse bubelgeleri de ekleyerek SGK’ya itiraz etmekte faydavar ama itirazın ekinde belge yoksa itirazınız pekmakbul olmaz. Madde içinde de yazdığı gibi itiraz,“…her zaman düzenlenmesi mümkün olmayannitelikteki belgelerle kanıtlanması veya bu durumunilgili kurumların kayıtları ile anlaşılması kaydıyla..”yasal itiraz olarak kabul edilecek. Yani o dönemlereait KEY kesintisi ile ilgili belgeler gerekiyor. Fakat,elinizde belge yoksa bile itiraz edin, itirazdan sonramahkemeye gidebilmenin yolu açılıyor.Önemli Duyuru:İtiraz etmezseniz mahkemeye de gidemezsiniz dahadoğrusu gitseniz bile davanız reddedilir. Bu nedenlemutlaka itiraz edin.10-Vatandaşlık Numarası OlmayanlarNe Yapacak?İsmi, sosyal güvenlik numarası ve KEY parasıolan ama T.C. Kimlik numarası listelerde olmadığıiçin Ziraat Bankalarından para alamayanlar da dilekçeyazıp itiraz edip listelere itiraz edecekler. İşçilerSGK’ya kamu çalışanları da kamu kurumuna dilekçeyazıp, T.C. Vatandaşlık numaranızı listeye ilave ettirmelerinitalep edecekler, onlar da 2 ay içinde tasfiyehalindeki Emlak Bankasına durumu bildirerek vatandaşlıknumaranızı listeye ekletecekler, siz de paranızıbankadan alacaksınız.


Birleşik Metal-İş<strong>Eylül</strong> <strong>2008</strong> 3111-Bazı KEY sorularına cevaplarA-KEY’ler haczedilebilir mi?KEY’lerin haczedilebilmesinin önü açılmış bulunduğundandaha doğrusu haczi engelleyen yasa önerisiTBMM’de kabul görmediğinden, gerek çalışan vegerekse emekli olarak KEY hak sahibi olmasınakarşın Ziraat Bankası’na gönderilen ve sayıları 100bini bulan haciz emrine konu olan kişiler için yapılacakhak sorgulamasında KEY hakkının kalmadığıveya haciz miktarına göre azaldığı şeklinde bir sonuççıkabilir.B-Boşanmış kadın çalışanların KEY mahrumiyetinereden kaynaklanıyor?3320 sayılı Kanun gereği KEY’ler çalışan eşlerdensadece aile reisine yapıldığından kadın çalışanlarKEY’den yararlanmamışlardı. Oysa daha sonraboşanma durumunda yardımın sahibi de sadece erkekçalışan kaldı. Kadının boşanması KEY’lerden yararlanamamasınında nedeni oldu.C-KEY Ödemelerinde sıkıntı nereden kaynaklanıyor?Ödeme sıkıntısı iki nedenden kaynaklanıyor. İlksebep enformasyon eksikliğidir. Ne ödemeyi gerçekleştirenZiraat Bankası birimleri ne de buralara başvuranhak sahipleri yukarıda sözünü ettiğimiz istisnalarçerçevesinde KEY ödemesi hakkı konusunda yeterlibilgiye sahip değildir. Ziraat Bankası sadece listeyegöre ödeme yapmakla yükümlü olup salt bu işini yapmaktadır,hataların kaynaklandığı noktalar hakkındabilgi sahibi olmayıp, düzeltme yapma hakkına dasahip değildir.İkinci ve en önemli neden ödemeye esas listeninson derece kötü hazırlanmış, adeta üzerinde yeterinceçalışılmamış, düşünülmemiş oluşudur.D-Ödemede sıkıntı oluşturan ve KEY ListelerindenKaynaklanan hatalar nereden kaynaklanıyor?Listelerde çok sayıda hatalı düzenleme bulunuyor.Eksik bilgilerle birlikte var olan bilgiler de düzenlenmeyemuhtaç iken düzenlenmemiş. Bu yanlışlıklarınkaynaklarını aşağıdaki biçimde tasnif edebiliriz.Yanlış 1 : Vatandaşlık numarası olmayanlarınödenmemesi1987-1995 yılları arasında KEY keseneği olançalışanlara ait listeler isim baz alınarak düzenlenmişve sıralanmış. Önemli sayıda çalışanın Vatandaşlıknumaraları kayıtlı değil. Oysa Ziraat Bankasınınödeme ekranında sorgulama Vatandaşlık numarasınagöre yapılıyor. Vatandaşlık numarası bulunmadığıiçin ekrana gelmeyen kayıtların bu ödeme sistemiyleödenme şansı yok. Bu kayıtların sahipleri şimdiharıl harıl itiraz peşinde koşmakta. Tasfiye HalindekiEmlak Bankası kurumların vatandaşlık numarasıgöndermediğine, buna karşın itirazda başvurulankurumların çoğu da Vatandaşlık numarası gönderdiklerinivurguluyorlar.İşin ilginç tarafı Resmi Gazetede yayımlananlistelerde bu isim ve sicil numaralarının duyurulmuşolmasına karşın, Ziraat Bankası şubelerindeVatandaşlık numarası olmadığı gerekçesiyle ödemeekranına gelmemektedir.Yanlış 2 : Farklı Kaynaklardan Gelen kayıtlarınbirleştirilmemesi nedeniyle eksik ödenmesi1987-1995 yılları arasında farklı idari birimlerdeçalışan memurların, farklı SSK birimlerine kayıtlıişyerlerine çalışan işçiler için bu kamu kurum birimleriyleSSG birimlerinin aynı kişinin farklı dönemlerdenkaynaklanan KEY alacaklarının birleştirilmemesinedeniyle sadece birinin ödenmesi nedeniyle hakkayıpları ve itirazlara yol açılıyordu. Bu durum geçde olsa 1 Ağustos <strong>2008</strong> tarihinden itibaren www.keyodemeleri.com sitesinden de anlaşılacağı gibidüzeltilmiş durumda.Ne var ki Resmi Gazetenin web sitesinde halaaynı yanlış veri gösterimi devam ediyor.Örneğin X kişisi 1987-1988 yıllarında A işyerinde,1989-1993 yılları arasında B işyerinde, 1994-1995yılları arasında C işyerinde çalışıyor. Her üç işyeri deVatandaşlık numarasını da belirtmek suretiyle çalışmasürelerini zamanında ve muntazaman Emlak Bankasınabildirmiş ve bu kayıtlar listede alt alta gözükse,adeta aynı kişiye ait olduğunu bas bas bağırsa bilesorgulama ekranından vatandaşlık numarası girişindebu kayıtlardan sadece biri hak olarak ekran geliyordu.Ödemelerin başlamasından bu durum düzeltilinceyekadar çok sayıda eksik bilgi sunulmuş oldu.Kimi kayıtların Türkçe karakter duyarlılığı yokmuşgibi düzenlenmesi ve buna göre aynı kişiye aitbirden fazla kayıtların farklı farklı ciltlerde yer alıyorolması, aynı kişiye ait bu kayıtların birleştirilmemişolması ödemelerin sağlıklı biçimde yapılmasınıengelliyor.Yanlış 3 : Listenin vatandaşlık numarası değil deisme göre düzenlenmiş olmasıListenin üzerinde çalışılarak meydana gelenhataların yüzde 90’ı giderilebilirdi. Listeleme adagöre değil, Vatandaşlık numarasına göre yapılmalı,Vatandaşlık numaralarına göre gerekli birleştirmeleryapılmalı, kayıtlar günceleştirilmeliydi. Vatandaşlıknumarası olmamasının nedeni gerçekten ilgililerino tarihlerde çalıştıkları yerdeki kurumların gereklibildirmi eksik yapması ise çalışan o kurumlara yönlendirilmelive kurumun kayıtlarını düzelterek gereklibildirimi yapması sağlanmalı.Yanlış 4: Kurumlardan eksik gelen kayıtlarÖzellikle SSK başta olmak üzere kimi kamukurumlarının hizmet miktarlarına ilişkin olarak eksikveya hatalı bildirimde bulunması nedeniyle de eksikliklerve ödemeye engel oluşturan hatalar bulunuyor.Hizmetlerini doğru bildirmiş olsa dahi sadece Vatandaşlıknumarasının saptanmadan gönderilmesi bileödeme yapılmasına engel oluyor.E-Bankadan verilen miktarı almak itiraz hakkınıyok eder mi?Sosyal Güvenlik Kurumu……………..İl Müdürlüğü’neBankadan verilen KEY ödemesini almak, karşı tarafıibra etmek anlamını taşıyan bir evrak imzalanmışolmadığı sürece sakıncalı değildir. Paranın alınmasıitiraza da engel değildir. İster parayı almış olun isteralmayın yasal süresi içinde itirazınızı da yapabilirsiniz.F-İtirazda cevap için ne kadar beklenmeli?İtiraz dilekçesi verildikten itibaren ilgili Kurumunkendisinden kaynaklanan yanlışlık varsa gerekli düzeltmeyiyaparak Emlak Bankası’na göndermesi içiniki ay beklemesi gerekiyor.G-KEY’ler ne kadar sürede alınabilir?Resmi Gazete’de ilan tarihinden itibaren beş yıliçinde talep edilmeyen KEY’ler Hazine’ye kalacak.Bu bakımdan dikkat edilmesi gerekiyor. İtirazmüddeti geçince de KEY alınabiliyor ama artık itirazkabul edilmiyor. Bu nedenle paralarınızı en geç 27temmuz 2013 gününe kadar mutlaka bankadan alınız.H-Vefat edenlerin KEY’ini veraset ilamıylaalabilirsinizBir çok KEY ödemesi hak sahibi KEY’lerinödeneceği günü görmeden bu dünyadan göçüp gitti.Bu nedenle bugün bir çok KEY sahibinin bu haklarınıyasal mirasçıları alacak.KEY ödemesi yapılacak hak sahiplerinden vefatedenlerin ödemelerinde referans veraset ilamıdır. Bubakımdan KEY almak için veraset ilamınız yoksaöncelikle mahkemeden çıkartın ki varisler resmen ortayaçıksın. Veraset ilamında varis kim veya kimlerseonlar KEY ödemelerini veraset ilamındaki hisselerioranında alabilecekler.I-Emekliye de KEY parası varİster Emekli Sandıkları’ndan ister SSK’danemekli olsun 1987-1995 arasının tamamını veya birkısmını emekli olarak geçirenlerin (konutu olmayanların)adlarına KEY ödenmiştir. Bu nedenle emekliyakınınız bankaya gidip gönül rahatlığıyla KEYparalarınızı alabilir. Hatta etrafınızdaki emeklilerede duyurun. Onlar da listelere baksınlar, isimlerininkarşısında paraları vardır. Listede ismi olmayanlar iseitiraz etsinler.12-İtiraz dilekçe nasıl yazılmalı?KEY konusundaki gerek listede ismi olmayanlar,gere ismi var ama rakamı düşük olanlar veya vatandaşlıknumarası eksikliğinden parasını alamamışolanlar aşağıdaki dilekçelere benzer dilekçelerlebaşvuru yapabilirler yani itiraz edebilirler.Özel sektör çalışanları ve kamu işçileri için itirazdilekçesi01.01.1987-31.12.1995 tarihleri arasında birkaçayrı ilde çalışan işçilerin her SGK il müdürlüğüneayrı başvuru yapmaları gerekiyor. Mesela, 1987-1995arasında 5 ayrı ilde çalışan işçi (kamu veya özel işçisi)her SGK il müdürlüğüne ayrı ayrı itiraz dilekçesivermelidir.01.01.1987 ile 31.12.1995 tarihleri arasında adıma KEY ödentisi yapıldığı halde www.keyodemeleri.com isimli web sayfasında ve başvurduğum Ziraat Bankası şubelerinde adıma KEY ödemesi çıkmadı/eksikçıktı. Ekte sunduğum belgelerden de görüleceği üzere o yıllarda 10 veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerindeçalıştım ve adıma Konut Edindirme Yardımı yapıldı.Bu nedenle kayıtlarınızın tekrar incelenerek adıma yapılmış KEY ödentilerini 5664 sayılı Kanun’un 5inci maddesine uygun olarak Ziraat Bankası’nca yapılacak ödemelere esas olmak üzere Tasfiye HalindekiEmlak Bankası’na bildirilmesini arz ederim.Adres:1- Varsa o yıllara ait aylık bordroları2- Varsa yıllara ait KEY ödenti belgeleriAd soyadve imza-tarih


32Birleşik Metal-İş<strong>Eylül</strong> <strong>2008</strong>Esneklik sağlığa zararlıdır...Esneklik ve İşçi Sağlığı-İş GüvenliğiKapitalist sistemin gelmiş olduğu bu tarihsel aşama çoğunluklaküreselleşme adı verilerek anılmaktadır.Her ne kadar küreselleşmeadı global düzeyde yaşanan tarihsel-toplumsal veekonomik dönüşüm süreçlerine dair bir kavramsallaştırma olsada kapitalist sistemin temel özelliklerinin değiştiğini söyleyebilmekmümkün görünmemektedir.Yaşanan gelişmeler ışığında değerlendirildiğinde, kapitalistsistemin içine girdiği krizden çıkmak ve yeniden üretimindevamlılığı esasında, bütün dünya ölçeğinde kendi üretim sistemini,ona karakterini veren birikim ve rekabetin koşulladığıbir çerçevede, yaygın bir değişikliğe uğrattığı artık bilinen birgerçek olarak yaşanmakta ve tartışılmaktadır.“Küreselleşme hayaleti” bütün dünyada çalışanların veyoksulların üzerine bir kabus gibi çökmüştür. Öyle ki, ILO’nunküresel İstihdam Eğilimleri raporunda işsiz sayısı <strong>189</strong>.9 milyonolarak tespit edilirken, dünyada her on kişiden 5’nin “kırılgan”olarak ifade edilen-ya ailelerinin işlerine yardım eden ya da herhangibir koruma kapsamında yer almama riski büyük, kendihesabına çalışanlar ya da gelişmekte olan ülkeler söz konusu olduğunda,büyük olasılıkla kayıtdışı sektörde çalışanlar- işlerdeistihdam edilmesi gerçeğidir. 2007 yılında istihdam kapsamındatahmini 3 milyar kişinin olduğu belirtilen raporda rakamlarabakıldığında “insana yakışır” iş açığının çok büyük olduğu görülmektedir.(1)Buradan hareketle, “yapılan işlerde yoksulluk, düşük kazanç,tehlikeli çalışma koşulları, ve sağlık sigortasından yoksunlukgibi riskler” artarak devam ederken; yine ILO tahminlerine göre487 milyon çalışan kendilerini ve ailelerini günde 1 dolarlık ücretinüzerine taşıyacak durumda değildir ve 1.3 milyar çalışandagünde 2 dolarla belirlenen sınırın altında kalmaktadır.(2)Kapitalizmin temel dinamikleri rekabet ve kardır.Bu iki dinamikbirbiriyle ayrılmaz bir biçimde hareket edip gelişmeninitici gücünü oluştururken aynı zamanda toplumsal olarak pekçok temel önemde problemin de açığa çıkmasına neden olmaktadır.Bunları kısaca ifade etmek gerekirse, yoğun sömürü, düşükücretler, yoksulluk ve kalıcı işsizliktir.Piyasa koşullarında rekabet edebilmek için üretim maliyetlerinien aza indirmek ve karı maksimize etmek olmazsaolmaz koşuldur. Bilim ve teknolojideki gelişmeler bu politikanınuygulanmasına olanak sağlar.Birikimin mantığı, “sermayeyisürekli olarak üretim sürecini yenilemeye iter.”Çünkü, “kendiekonomik çıkarları doğrultusunda emek üretkenliğini artırarakkapitalist rekabette daha güçlü konuma geçmeye çalışır.”(3)Bu çerçevede, sermaye bütün dünyada çok yoğun bir şekildesosyal devlet uygulamalarına ve sendikal örgütlenmelere saldırmıştır.Çünkü, bölüşüm ilişkilerini düzenleyen ve sömürüyüsınırlandıran bu mekanizmalar onun vahşi sömürü ve birikimsüreçlerinin önünde engel teşkil etmektedirler.İzleyen dönemde sermaye üretim sürecinde emek denetimmekanizmalarında kökten değişikliklere giderek yeni tür işorganizasyonu yaratmıştır. Esnek üretim, yalın üretimde denilenbu yeni organizasyon biçimi, maliyetlerin düşürülmesi ve karınmaksimize edilmesi için israfın önlenmesi, zamanın tam olarakkullanılması uygulamalarını kural olarak yerleştirip çalışanlarıyeni bir tahakküm biçimi altına sokarken, iş yoğunluğu ve çalışmasüreleri artırılıp boş zaman olgusu ya da emeğin kendisiniyeniden üretme zamanı giderek kısaltılmıştır.İşsizlik, düşük ücret, iş güvencesizliği, uzun çalışma saatleri,çalışma sürelerinin düzensizliği, iş yoğunluğu vb. gibi çalışmanınen kötü biçimlerini gözler önüne süren bu üretim biçimi,uluslar arası standartların tariflediği gibi ,çalışanların fiziksel,zihinsel ve sosyal refahlarının mümkün olan en yüksek düzeyeçıkarılmasını ve orada tutulmasını,sağlık sorunlarının önlenmesinive sağlığa zararlı risklerden korunmasını dönük hiçbirönleme önem vermez. Kendisinde içkin olan kuralsızlaştırmaözelliği var olanı da ortadan kaldırmanın yolların arar. İşin insanainsanın işe uygunluğu hedefi kabul edilebilir değildir.Bu nedenle, yukarda verilen ILO’nun dünya ölçeğindekiistihdam ve yoksulluk rakamlarına yılda 270 milyon iş kazası,160 milyon meslek hastalığı vakası ve 2 milyona yakın ölümrakamları da eklendiğinde küresel kapitalizmin esnek üretimyapısının yarattığı tahribat, gelişmenin ve refahın bedeli olarakbizlere yutturulmaya çalışılmaktadır. Kapitalizmin sömürgenözü hiçbir biçimde değişmediği gibi, daha da saldırganlaşmıştır.Buradan hareketle, görüldüğü gibi, iş sağlığı ve güvenliğiçalışanların sadece işletmelerde her aşamadaki faaliyetlerinikapsamamakta, ama aynı zamanda bütün yaşamını ve toplumsalçevresini ilgilendiren bir konuya dönüşmektedir.Bu bağlamda,İşsizliğin yarattığı etkiİşsizlik olgusu çalışanlar üzerinde değişik sağlık sorunlarınınoluşmasına yol açar. Esnek üretim ve teknolojinin kapitalistüretim ilişkilerinde işsizliğin artışına neden olduğu ve “gelecekkorkusu” yarattığı bilinmektedir. “Stres, anksiyete , kalp damarsistemi hastalıkları gibi bir dizi hastalığa neden olur”(4)İşçi işisizlikletehdit ve terbiye edilir. Fabrika dışında çürümeye terkettiği ve çalışana ibretlik olarak gösterdiği işsiz insanlarda dahilbütün insanlığın sağlığını bozmaktadır.(5)İş yoğunluğunun ve uzun çalışma süresinin yarattığıetkiİş yoğunluğunun artırılması ve çalışma süresinin uzatılmasıçalışanın en başta bedeninin aşırı derecede yıpranmasınaneden olur. Aşırı yorgunluk, stres,dikkatsizlik,hatalı üretim,işkazası,aile ve diğer ilişkilerinde kopukluk vb. gibi fiziksel,zihinsel ve çevresel etkileri gelecekte geri dönülemez hasarlaryaratabilir.Düşük ücretin yarattığı etkiDüşük ücretle çalışma, yapısı gereği çalışanların ve ailelerininyaşam koşullarını olumsuz yönde etkileyecektir. Beslenme,barınma, sağlık ve eğitim gibi temel gereksinimlerini uygun birbiçimde giderme söz konusu olamayacak ve sağlıklarında değişikolumsuzluklar yaşanabilecektir. Yoksunluk ve yoksullukkoşullarında daha fazla ücret alabilmek için çalışanlar, iş yoğunluğunuve uzun çalışma saatlerini kabul etmeleri daha kolayolacaktır. Bu durum, çalışanlar açısından gerek işletme içi vegerekse de işletme dışı sorunların gelişmesine ve yerleşmesininönünü açacaktır.Düşük maliyetle çalışmanın yarattığı etki (KKD yokluğuyada yetersizliği)Kapitalistler küreselleşme çağında rekabet ve birikim uğruna,işletmelerde gerçekleştirilmesi gerekli olan iş sağlığı ve güvenliğistratejisi, politika uygulamaları ve bu çerçevede yapılanişlere uygun temin edilmesi bir zorunluluk olan kişisel koruyucudonanımları çoğu zaman maliyetleri yükselttiği gerekçesiylegöz ardı etmektedirler ya da koruma özellikleri olmayan ya daçok yetersiz donanımlarla üretim sürecinin devamını sağlamakazmi içindedirler.Bu parametrelerin yokluğunda ve/veya yetersizliğindemeydana gelen iş kazaları ve meslek hastalıkları gerekçalışanlar gerekse aileleri ve toplumsal çevreleri, gerekseişveren ve gerekse de ekonomik kalkınma açısından ciddi tahribatyaratmaktadır.SonuçMetal sektörü, yapısı gereği, oldukça yaygın bir alt sektörlergrubunu kendi içinde barındırmaktadır ve ülkemizde motorsektör olma özelliği ile bilinmektedir. Yoğun bir rekabetinyaşandığı ve esnek çalışma biçimlerinin yaygın olarak kullanıldığıbu sektör, Demir-çelik, döküm, ham çelik, çelik boru,ferro alaşımlar, demir-dışı metaller olarak alüminyum ve bakırolmak üzere ana metal sanayi; tüketici elektroniği, Telekom cihazları,askeri elektronik, compenantlar, diğer profesyonel veendüstriyel cihazlar, bilgisayar cihazları ve elektrikli makineüretimi elektrik ve elektronik sanayi; makine ve beyaz eşya üretimi,makine ve beyaz eşya sanayi; ve son olarak da otomobil vetraktör üretimi de otomobil ve traktör sanayi gibi geniş bir alanıkapsamaktadır.Yine yapısı gereği, içerdiği riskler nedeniyle temel özelliklerarz eden, bilgi, deneyim, uzmanlık ve sürekli denetim gerektirenağır ve tehlikeli sektörlerin başında gelmektedir.Çalışma Bakanlığı 2007 Ocak istatistiklerine göre, 489’u kamu, 60.909’ u özel olmak üzere toplam 61.398 işletmemevcut olup; kamu işletmelerinde 16.979, özel işletmelerde de634.287 kişi çalışmaktadır. Ülkemiz metal sektöründe alt sektörlerinüretim yapısı küçük ve orta ölçekli işletmelerde üretilenürünün özelliğine göre emek-yoğun niteliği ağır basmaktadır.Bu özelliklere sahip işletmelerde iş kazaları ve meslek hastalıklarıylakarşılaşma olasılığı hem kendi içinde sermaye-yoğun,hem büyük işletmelerde ve hem de diğer iş kollarına oranladaha yüksek durumdadır.2006 SSK İstatistiklerine bakıldığında 79.027 iş kazası ,574 Meslek Hastalığı Vakası yaşanmış ve 1601 kişi yaşamınıyitirmiştir.(6) Genel olarak metal sektöründe özel olarak daalt sektörleriyle bakıldığında toplam iş kazasının 25.336’ sı busektörde gerçekleşmiştir. %34.7 gibi bir oranla metal sektörüiş kazalarında başı çekmekte ve %6 lık bir oranla da ölümlü işkazalarında 3. sırada yer almaktadır. (7)Sendikamızın MESS Grup Toplu İş Sözleşmesi için masayaoturduğu bu önemli süreçte toplu sözleşmelerin içeriğinesağlık ve güvenlik alanından da müdahil olma çabası içine girmeksendikal örgütlenme açısından elzem bir konudur. Metalsektöründe ana firmalar dışında bakıldığında orta- küçük ölçekliişletmelerde çalışma ortamı , çalışma koşulları ve iş sağlığı vegüvenliği uygulamaları oldukça sorunlu bir durumdadır. Esneküretim, performans vb. gibi kavramlar ve uygulamalar etrafındayaratmaya çalıştıkları acımasız çalışma koşullarına karşı, sömürününsınırlandırılması ve bizlere yakışan sağlıklı ve güvenliiş için taleplerimizi dile getirerek ve ısrarla arkasında durarakcevap verebilme imkanlarını yaratmalı ve kalıcı hale getirmeliyiz.Kaynakça:1)ILO Ankara Bürosu,<strong>2008</strong> Küresel İstihdam Eğilimleri Raporu üzerineBasın Açıklaması2) ILO Ankara Bürosu,<strong>2008</strong> Küresel İstihdam Eğilimleri Raporu üzerineBasın Açıklaması3)GamzeYücesan Özdemir,Ali Özdemir, Sermayenin Adaleti , sayfa :394)TTB,MSG Dergisi sayı. 285)TTB,MSG Dergisi sayı.246)SSK 2006 İstatistikleri7)SSK 2006 İstatistikleri


Güney Kore sendikaliderleri tutukluKCTU binasını kuşatan polis otobüsleriKCTU (Kore Sendikalar Konfederasyonu) Başkanı LeeSuk-haeng, Başkan Vekili Jin Young-ok, Genel Sekreteri LeeYoung-shilk, KMWU (Kore Metal İşçileri Sendikası) BaşkanıJung Gab-deuk, Başkan Vekili Nam Taek-gyu tutuklanmış veHyundai Motor işkolunun 6 üst düzey yöneticisi: Yoon Haemo,Kim Tae-gon, Kim Jong-il, Chang-bong, Joo In-koo, JoChang-min evlerinden alınarak tutuklanmıştır.Bütün suçlamalar, 2 Temmuz <strong>2008</strong>’deki greve aktif birşekilde katılarak işi engelledikleri gerekçesiyle 314. Ceza Yasasınadayandırılmaktadır. 18 Nisan <strong>2008</strong> Protokolünün yenidentartışılması, özelleştirmelere son verilmesi, kamu hizmetlerindekideğişikliklere son verilmesi, Kore Büyük Kanal’ınınyapımın durdurulması ve artan fiyatların aşağıya çekilmesitalepleriyle düzenlenen grevin örgütleyicisi KCTU Konfederasyonuolmuştur. Kardeş sendikamız KMWU ise KCTU’yudesteklemek amacıyla greve gitmiştir. Hyundai SendikalarıYönetimi ise genel grev çağrısı yapmıştır.Tutuklamaların ardından KCTU binası sarılmış ve içeri girenleraranarak içeri sokulmuştur. Polis aynı zamanda KCTUyöneticilerinin evlerine baskınlar düzenleyerek sendika binasındaolmayanları bu şekilde göz altına almıştır.Çalışma Bakanlığı tarafından gözaltıların nedeni grevdedile getirilen taleplerin işçilere ait talepler olmadığı ve bugrevlerin politik grevler olduğu belirtilerek açıklanmıştır.KCTU Konfederasyonu ve KMWU Sendikası genel grevçağrılarının meşruiyetinin altını çizerek dünya işçi sınıfını dayanışmayaçağırmaktadır.Talepleri:-Güney Kore Hükümeti acilen KTCU ve üye sendikalarıüzerinde uyguladığı baskıyı durdurmalı-Güney Kore hükümeti tutuklu ve gözaltındakileri derhalserbest bırakmalı-Güney Kore hükümeti temel işçi haklarına saygı göstermeli,ki grev hakkı buna dahildir.-Güney Kore Hükümeti ILO Örgütlenme Özgürlüğü Komitesinin314. Ceza Yasasına dair yaklaşımını acilen benimsemeli-Güney Kore Hükümeti kişilerin örgütlenme ve muhalefetetme hakkını garanti altına almalı.Endonezya Bekaert’dasendikasızlaştırmasaldırılarıEndonezya’da Lomenik-SBSI Sendikası üyeleriörgütlendikleri PT Bekaert Tangerang Gelişmiş Filtrelemeişyerinde sendikal faaliyetleri nedeniyle baskıaltında.Sendikasızlaştırma çabasında sınır tanımayan işveren24 Temmuz günü Lomenik-SBSI Sendikası işyerikomitesindeki bütün işçilerin işten çıkardığını duyurdu.Sendika işverenden işten çıkarmaların gerekçesininbelirtildiği bir mektup talep ederek bu gerçekleştirilenekadar sendika üyelerinin çalışmayı sürdüreceğini söyledi.Bekaert Tangerang’in sendika karşıtı saldırılarınınsonuncuları:- Aktif sendika üyelerini ve örgütlenmenin başınıçekenleri fazla mesaiye zorlamak- İşçiler üzerinde baskı kurarak sendikadan istifayazorlamak. Sendika üyeleri ve aileleri bu baskılarla karşıkarşıya kalırken, en başından beri örgütlenme çalışmasındabulunan işçilere rüşvet teklif edilmesi.- İşçileri sendikal faaliyetleri hakkında sorguyaçekmek- Sendikanın İnsan Gücü Bakanlığına kaydına itirazetmekUluslararası Metal İşçileri Federasyonu (IMF) tarafındanşirket yönetimine yazılan mektupta bu türuygulamaların işçilerin temel haklarından olan sendikalaşmahakkına aykırı olduğu belirtilerek şirketi uluslararası düzlemde kabul edilen temel haklara saygılıolmaya çağırdı, bu uygulamanın ILO Sözleşmelerinin87 ve 98. maddelerine aykırı olduğu vurgulandı.Bekaert Tangerang şirketi Belçika kökenli olan BekaertGroup’a dahil ve grup dünya çapında 20400 işçiistihdam etmektedir. Sendikamızın da örgütlü olduğuBeksa Celik Kord Sanayi ve Ticaret A.S.’de bu grubunüyesidir.DÜNYADANBirleşik Metal-İş<strong>Eylül</strong> <strong>2008</strong> 33Fransa’da 35 saatsınırlamasına elvedaFransa’da bundan on yıl önce işçi sınıfınınmücadelesi sonucunda elde edilen 35 saatlikçalışma haftası hakkı yeni yasal değişiklikleortadan kaldırılmaya çalışılıyor.Fransa’da 35 saatlik çalışma haftasınınuygulamada ortadan kaldırılması nedeniyleişçiler sokaktaydı. “İşten sonra da hayat var”ve “hayatımı hissedarlara vermeyi reddediyorum”pankartlarıyla yürüyen işçiler 35 saatlikçalışma haftası için mücadelelerini sürdürecekleriniaçıkladılar.Senato’da onaylanan ekonominin modernleşmesiisimli yeni yasa ile birlikte işverenlereişçilerle çalışma saatleri konusunda müzakereyegirebilecek ve bu sayede haftada 35 saatolan çalışma süresini arttırabilecekler.Yeni yasa ayrıca beyaz yakalı işçiler için218 gün olan en fazla çalışılabilecek gün sayısını235e yükseltiyor.Sarkozy hükümetinin sunduğu tasarı ile 35saatlik haftalık çalışma süresini kaldırılmasada yeni yasası ile birlikte işverenlere verdiğiesneklik ve hoşgörü ile pratikteki uygulamayason verilmiş olunuyor.Sarkozy yaptığı açıklamada 35 saatlik haftalıkçalışma süresinin ekonomiyi ve rekabetedilebilirliği olumsuz etkileyen bir uygulamaolduğunu belirtti.Yeni yasa ile birlikte çalışma saatlerininkişisel olarak belirlenebildiği uygulamalarAğustos ayı sonunda hayata geçeceği açıklandı.Sendikalar ise yaptıkları açıklamada “büyükişyerlerinde kimse 35 saatlik haftalık çalışmasürelerini yeniden müzakere masasınayatırmayı ve Pandora’nın kutusunu açmayıistemiyor” şeklinde açıklama yaptı.İşçiler ve sendikalar bu uygulamaya izinvermemekte kararlı.KCTU üyeleri 1 Mayıs <strong>2008</strong> yürüyüşünde


34Birleşik Metal-İş<strong>Eylül</strong> <strong>2008</strong>Eserlerinde kahramanlarının tümü emekçi olan yazar: Hasan Kıyafet“Umut o dağın ardında değil,avuçlarımızın içindedir”Emekçiden yana edebiyatçımız Hasan Kıyafet’in eserleri, edebiyat anlayışı ve Tuzla tersanelerindekiişçileri anlattığı “Umut Direniyor” kitabı hakkında sohbet etmek üzere Yalova’daki mütevazievindeydik. Kısaltmak zorunda kaldığımız sohbetin tümünü internet sitemizden okuyabilirsiniz.Hasan Kıyafet, sınırdan sınıra sürülmüş yaratıcı öğretmenlerimizdenbiri. Ancak, işçiden, emekçiden veözgürlükten yana sanatçı aydınlarımızdan biri.Ünlü yazar Hasan İzettin Dinamo, kırk yıl önce onuniçin bakınız ne diyor: “…Hasan Kıyafet çok yoksul köygerçeğinin kıskacından, daha doğrusu mengenesindenkurtulup gelmiş ama kendini yitirmemiş, sanatçılarımızdanbiri. ... Yaşar Kemal’in İnce Mehmet dünyasındangeçip gelmiş fakat ondan daha ileri mevzileredüşmüş bir kafanın eseri bu. İnce Mehmet’teki EkşiyeMehmet vurur kırar öldürür, ancak ağalığın yerine yenibir düzen getirmeyi düşünmez. Oysa Kıyafet’in romanındakidevrimci eşkıya Umur, yıktığı ağalığın yerineneyi koyacağını çok iyi bilir…”Hasan Kıyafet; Kırşehir-Kaman, Çağırkan köyü1938 doğumludur. İlkokulu köyünde, orta öğreniminiPazar Ören Köy Enstitüsü’nde, yüksek öğrenimini iseGazi Eğitim İngilizce bölümünde tamamlamıştır. Çocukluğuve öğrenim hayatı, bütün emekçi çocuklarıgibi güçlükler içinde geçmiştir.Üniversiteye gitmeden önce iki yıl Bingöl’ün İbrahimanköyünde öğretmenlik yapmıştır. Karda kıştaokula yarı çıplak giysilerle gelen öğrenciler karşısındaduygulanır, üzülür. Her yazar gibi o da edebiyata şiirlebaşlar ve duygularını şöyle dile getirir: “…Gömlek yakasızdırdonu aşı boyası/Bilemezsin acep bu ne modası/Ketenüzerine ipek yaması/Benim memleketim kimene diyem!...”Kıyafet, bu dönemde yaşadıklarına sürekli içinde birad arıyor: “Ağa, şeyh ve devlet üçgenine sıkıştırılmışolan halkın korkunç yoksulluğunu gördüm. İç acılarımıtek başıma taşıyamaz olunca da paylaşacak birini aradım.Derken sanatı buldum. Fakat şiirin kendimi ifadeyeyetmeyeceği endişesiyle düz yazıyı yeğledim.”Öğrencilik yıllarında İngiliz ve Amerikan şirketlerindeişçilik yaparak yaz tatillerini değerlendiriyor.1963 yılında Samsun Ondokuz Mayıs Lisesinde yenidenöğretmenliğe başlıyor. “Öğretmenlik yaşamımdahiç normal atanmam olmadı, hep sürgün…” 12 <strong>Eylül</strong>1980 darbesinde öğretmenlikten atılana kadar bu böyledevam ediyor. 12 Mart Darbesi’nden de payına düşenifazlasıyla alıyor kuşkusuz. Her aydın gibi işkenceyive cezaevlerini tanıyor. Ama yaşadıklarını sineye çekmiyor.“İşkence Öyküleri, Hücrede Şenlik, The Asker”adlı yapıtlarında bunları dile getiriyor. “MahpusYılmaz Güney” adlı yapıtının alt yapısı da SelimiyeCezaevi’nde tanıdığı Yılmaz Güney ile oluşur.Kıyafet’in askerliği de oldukça hikayeli geçmiştir.Orada görevi bir ABD birliği ile Türk birliği arasındatercümanlıktır. Erlerimizin Amerikalıların tuvaletlerinitemizlemesine karşı çıktığı için adeta cezalandırılır.Askeri Mahkemede; iki dost devletin arasını açarakkomünizme hizmet etmek suçlaması ile uzun bir süreyargılanır.Kıyafet’in ilkleri çoktur. Örneğin, 12 MartDarbesi’nde en çok kitabı toplanan yazardır. Devlet GüvenlikMahkemeleri kurulduktan sonra ilk yargılananroman olan “Bizim Lise” de yine onundur. Türkiye’deilk eylemli lise boykotu, 1966 yılında kendisinin sürgününekarşı yapılmıştır. Dünyada ilk kez “ilkokul ansiklopedisi”toplatılma olayı, onun eşi Leyla hanımla yazdıkları“Çağdaş İlkokul Ansiklopedisi” için olmuştur.Yazar bugüne dek roman öykü, çeviri inceleme, çocuköyküsü dalında 45 yapıt vermiştir. İlk romanı olan“Komünist İmam” 1969 yılında yayımlanır. Kendisiromanın içeriğinden çok adından dolayı epey çeker.Ayrıca içeriği de kuşkusuz bazı kesimleri çok rahatsızeder. Çünkü yurdumuzda ilk kez bir roman; “bizi geribırakan din değil kapitalist düzendir” diyordu. Hollandacayada çevrilen ve 53’cü baskısı yapılan bu yapıtepey ses getirmiştir.“Baraj” adlı öyküsü Sebahattin Ali Öykü Yarışmasındabaşarı ödülü alır, “İş” adıyla film yapılır. 1999yılında “Diyarbekir’e Girmek” adlı öyküsü de MezoptamyaKültür Merkezi’nin birincilik ödülü ile değerlendirilir.“Yürüyüş Okulu” adlı öyküsü de KültürBakanlığı film öykü yarışmasında birincilik ödülü alırve “Ekmek” adı ile film yapılır.Umut DireniyorYıllar geçer, doğal olarak ömür azalır amaTürkiye’nin sorunları inadına çoğalır. Kıyafet hep ezileninemekçinin yanında olan kalemini bu kez başka biralana, Tuzla tersanelerine çevirir. Haziran 2006 yılındayayınlanan “Umut Direniyor” adlı romanının hazırlıksürecini şöyle anlatıyor: “Kitap yayınlanmadan beşyıl önce idi. Kişiliğine ve kimliğine saygı duyduğumM.Erdoğdu Çelik, bir gün beni uyardı: ‘Abi Tuzla yöresindebir gezsene. Oralar emeğin sömürüsü açısındantam bir felaket. İşçi sınıfının yazarı olduğunuzu biliyorum.Bunu ancak siz yazarsınız.’ dedi. Cesaretlendim,sahi ben yazmazsam kim yazacak?Orhan Kemal öldükten sonra işçi sınıfının yazınalanında öksüz kaldığını düşünen Hasan Kıyafet, işçisınıfının yazarlığına soyunmuşlardan sayıyor kendini.“Aylarca tersaneler ve orada çalışanların oturduğu gecekondularyöresinde dolaştım. Tersanelere girmek hiçde kolay olmadı. Limter-İş’li emekçi dostların yardımıylabir biçimde girdim. Öff, neler gördüm neler. Röportajiçin gitmiştim ama gördüklerimin bir röportajasığmayacağını tez anladım. Böylece tersaneler benimiçin birer dershane oldular.Özellikle son dönemlerde aydın ve yazarların işçive emekçilerin sorunlarına yaklaşımını nasıl buluyorsunuzsorumuzu ise; “12 Mart ve 12 <strong>Eylül</strong>’den sonraedebiyatımız ezilenlerin, emekçilerin sorununa adetasırtını döndü. Birey olma, birey psikolojisini tanımaadı altında bireyciliğin, bencilliğin övgüsü yapılıyor.Dahası özeleştiri, ya da büyük yazar olmak kalkanı arkasındadevrimci gençliğe sövme yarışı başladı. Bireypsikolojisi ama hangi birey? Altındağ gecekondularındakibirey mi, Çankaya villalarındaki birey mi? Hergün 36 bin kişinin doktor raporuyla açlıktan öldüğü birdünyada, sınıf gerçeğini hesap etmeden ortalama biraşk öyküsü nasıl yazılabilir?”.Ayrıca edebiyatın bir üstyapı kurumu olarak altyapıyıyoğun biçimde etkilediğini ve de tarihin herdöneminde sermaye sınıfının onun büyülü gücündenyararlandığını ifade ediyor. “Bu sayede sermaye; genişkitleleri uyutur, ya da çıkarı doğrultusunda yürütür.Altın yürekli güzel prensesler, peygamber rütbesindekral Süleymanlar, boşuna mı yaratılmıştır? Edebiyattaişçiye, emekçiye, köylüye yakın duran yazarlara ikincisınıf yazın insanı gözüyle bakılır olması da boşunadeğildir. Büyük sermaye, yani büyük medya kendi edebiyatınıve edebiyatçısını epeyce yetiştirmiştir. Zatenkötü bir sistem, yeterince kötü yetiştirmeden ayaktaduramaz ki…”Roman ve öykülerindeki “Tezli” sözcüğünü şöyleaçıklıyor: “Tezli roman, bir diyeceği, konusu, amacı,söyleyeceği sözü olan yapıttır. Yani Post Modern hiçlikdenen olayın tam tersidir. Biliyorsunuz post modernizmkonuyu, amacı, özü reddeder. Gerçekte bu ince bir işçisınıfı düşmanlığıdır. Ben tezli romanı önemsiyorum,çünkü emekçiden yanayım ve ezilenlere söyleyeceksözüm dahası namus borcum var. ... Yazar insanlığınönce somut sorunlarını tespit ve çözümüne yönelik işaretfişekleriyle donanımlı eserler vermelidir. ”Hasan Kıyafet sözlerini; “Umut Direniyor”un arkakapağındaki seslenişi ile bitiriyor: “Umut o dağın ardındadeğil, avuçlarımızın içindedir. Umut göçebedir;her iklim ve toprakta yaşar. İnsanı dik tutan ise belkemiğideğil, onuru ve umududur”.Hasan Kıyafet sadece roman ve öyküleri ile değil,pratikte de emekçilerin örgütlülük mücadelesininiçinde yer almış bir yazardır. Bir eğitimci olarak, TE-ÖDMF, TÖS, TÖB-DER, EĞİTİM-SEN, TYS, TBKPgibi parti, sendika ve demokratik örgütlerin ya kurucuüyelerinden, ya da üyelerinden birisi olmuştur. Bizcedaha önemli özelliği, kahramanı işçi, emekçi olmayaneseri yoktur.Romanlar: Komünist İmam, Umut Direniyor, Ali Ali,Bizim Lise, Yaşamak Yasak, Yatırım Çocuklar, BaşlayanKavga, Bismillah Sevda ve Sosyalizm, İnsan Yokuşu...Öyküler: Baraj, Radar, Görüş Günü, Ölülerle Söyleşiler,İşkence Öyküleri, Umut Çiçeği, Sizin Masalınız,YelkovanOtu, Diyarbekir’e Girmek, Diyarbekir’den Çıkmak…Anı-İnceleme: Mahpus Yılmaz Güne, Oy Pazarı,Bulgaristan’da Eğitim, Hücrede Şenlik, On İkiden Fıkralar,The Asker…Çocuk Öykü ve Romanları: Bizim Fabrika, Cin Top,Küçük Kapıcı, Küçük Yarışçı, Bizim Fabrika, Çingene Çocuğu,Almanya Afacanları, Kurnaz Kurt, Sığırcık Kayası,Gül ve Güdek, Toz Kuyruk, Kuşkalenin Kuşları, KanatsızKuşlar, Uçan Tilki...Çeviriler: Bitmeyen Kavga (John Steinbeck), DevrimSancısı (Kamen Kalçev), Devrim Bitmeseydi (KamenKalçev), En Güçlü Kim (Valery Suslov), Hitler OyuncağımıÇaldı (Judith Keer)...ADRES: Emirbayırı-Özen sok.14-YALOVATel : (0 226) 813 37 56 hasankiyafet@hotmail.com


Birleşik Metal-İş<strong>Eylül</strong> <strong>2008</strong> 35ÜZÜNTÜLERİMİZİstanbul 1 Nolu Şubemizdeörgütlü Anadolu Isuzu’dan RefikSarısoy’un çocuğu, Hasan Bulut’unannesi vefat etti. G-U’dan YaylaErdem’in babası ve amcası, RamazanAraç’ın babası, SelahattinKayıkçı’nın kayınvalidesi, UğurÇıbık’ın kayınbabası, Ercan Kuş’unanneannesi vefat etti. Alkom’danSinan Çalışır iş kazası geçirdi. RızaÖnderoğlu, Hamit Yeşilova ameliyatoldu. Mert Akışkan’dan ŞahinEroğlu’nun babası vefat etti.Bursa Şubemizde örgütlü AsilÇelik’den Ali Kemalbaş’ın babası,Mehmet Gürses’in babası, ÜnalArı’nın annesi vefat etti. Nadir Gürerman,Ersel Gökbayrak, Ali Orhaniş kazası geçirdi. Grammer’denİsmail Yiğitsoy’un babası, LeventKurt’un babası vefat etti.Gebze Şubemizde örgütlü;Çayırova Boru’dan OsmanGençtürk’ün ve YunusYıldırımtepe’nin babası vefat etti.Areva’dan Naci Berber’in babasıvefat etti. Çayırova Boru’dan MüminÇakır, Yılmaz İslamoğlu, İbrahimYıldırım, Ali Osman Çavuşoğlu,İsmail Yazıcı, Yaşar Karakaya, ErcanSarpdağ, Murat Dursun, EmreÇıkıkcı, Cemal Akdeniz iş kazasıgeçirdi, Erdal Dinler ameliyat oldu.Yücel Boru’dan Erhan Kılıç ve YönetimKurulu üyesi Cavit Meydaniş kazası geçirdi. Sarkuysan’danGebze Şubemizdeörgütlü;Areva işyerinden1969 doğumlu,2 çocuk babasıüyemizATİLLA BODUR,işyeri pikniğindekalp krizi geçiripvefat etti.Osman Başoğlu, O. Taner Çakır,M. İhsan Benlioğlu, Gökhan Yazıcı,Bülent Yılmaz, Talat Gül, CeyhanKocabacak iş kazası geçirdi. KürümDemir’den baştemsilcimiz FikretÖztürk ameliyat oldu. Çayırova’danEmre Çıkıkçı, Kadir Akyüz iş kazasıgeçirdi, Yüksel Erden ameliyatoldu. Bosal’dan Necati Ustaiş kazası, Phılıps’den Hatice Akın,Hasine Çavuşoğlu ameliyat oldu.Polmet’den Ertan İrtegül’ün babası,Bosal’dan Semih Taş trafik kazasındavefat etti. Phılıps’den NurtenDoğan’ın ağabeyi vefat etti.Anadolu Şubemizde örgütlü;Koluman-Kögel’den Gülnar/Mersinorman yangınlarında üyemiz ZekiÇal’ın teyzesi yanarak hayatınıkaybetti. Ditaş’tan Bekir ve ErgünAkbulut’un babaları vefat etti. YaşarDumlu, İrfan Yıldız ve Osman Yıldızameliyat oldular. Barış DemirtaşTrafik kazası geçirdi. Çimsataş’tanÜmit Kaya iş kazası geçirdi. HalilYavuz’un annesi, Burhan Koçak’ınannesi, Mehmet Şahin’nin babası,Mustafa Çelik’in hanımı vefat etti.Kocaeli Şubemizde örgütlü ADDemirel işyeri temsilcimiz MehmetAli Bayrak’ın annesi vefat etti. TrakyaSanayi’nden Ali Özel’in annesivefat etti.İzmir Şubemizde örgütlüDelphi’den Okan Saygılı’nın Babası,Volkan Güzelcan’nın Annesi,Nuri Kuşlar’ın Babası,Ahmet Akgül ve MehmetAkgül kardeşlerin Annesi,Can Tilki’nin Babası vefatetti. Seri-İş’den HarunDoğrul’un Babası vefat etti.Polkima’dan İbrahim Onarıcıameliyat oldu. Tariş’denŞükrü Toprak’ın Babası vefatetti.Kaybettiklerimize Tanrı’dan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyoruz. Ameliyat ve işkazası geçiren arkadaşlarımıza geçmiş olsun der acil şifalar dileriz.Sendikamız Genel Yönetim Kurulu üyesi GenelMali Daire Başkanı Süleyman Türker’in kızı Esen; 5Temmuz <strong>2008</strong> tarihinde evlendi. Esen’i Sendikamızyöneticileri ve çalışanları bu mutlu gününde yalnız bırakmadılar.İstanbul 1 Nolu Şubemizde örgütlü AnadoluIsuzu’dan Önder Akpınar, Fatih Başarslan, İbrahim Baykan,Hakan Nakuz, Satılmış Özkan, Kamil Küççük, AdilŞallı, Hasan Onur Yılmaz, Sinan İmal evlendi. MahirÇam, Sinan Yılmaz, Mustafa Altıntop, Ferhat Sancaklı,Ümit Özay, Mahmut Akbaş, Mehmet Özdemir, RamazanCebeci, Cihan Barlas, İsa Arı, Hüseyin Özkan,Veysel Kırıcı, Oktay Uğurlu, Nihat Kütük, Mehmet Kabacaoğlu,Serkan Yazgeç, Murat Onuş, Ahmet Özsoy,Recep Gökçan’nın çocukları oldu. Alkom’dan MuratKalkan, Erkan Sarıtaş evlendi. G-U’dan Selim Yıldız,Erdinç Süngü, Mustafa Doğan, Ramazan Araç, AbdullahGürdal’ın çocukları dünyaya geldi. Fatih Çakmak,Arap Ali Yirci, Uğur Kalbur evlendi. Mert Akışkan’danMejnun Bayram evlendi.Bursa Şubemizde örgütlü Asil Çelik’den Adem Yazıcı,Yahya Erdoğan, Erkan Dalyan, Yalçın Türkan, evlendi,İsmail Öncü’nün oğlu Efe Aydın sünnet oldu, İbrahimGöksel’in ikiz çocukları, Aydın Çil’in oğlu, Bülentİçli’nin Anıl isminde erkek, Nebi Çınar’ın kızı Bernanur,Olcay Tekin’in oğlu dünyaya geldi. Rıdvan Kara, MehmetDemirkaya’nın oğulları sünnet oldu. Grammer’denRecep Alper evlendi, Taner Önal’ın oğulları İbrahim veAli, Mustafa Keskin oğlu Tolga sünnet oldu. Bursa SağlıkBakanlığı Ramadan Yardımcıoğlu’nun oğulları Farukve Emir sünnet oldu. Grammer‘den Hilmi Şener’inkızı, Tekin Çukur’un kızı, Mehmet Göç’ün kızı, VedatMutlu’nun oğlu, Cihat Yıldırım’ın oğlu, Hikmet Acar’ınkızı, Ahmet Öztürk’ün oğlu, Serdar Karakurt’un oğlu,Erhan Bayram’ın oğlu, Ömer Ulusoy’un oğlu dünyayageldi. Murat Uyanık, Gencebay Mutlu, Recep Alper, İsmailBaş, Hakan Karakaş evlendi. Prysmıan’dan İlhanTurgut, İsmail Ay, Hüseyin Sert, Ahmet Altan Halil Ateş,Cemal Kaymaz, Ferhat Beyhan, Sedat Sakaroğlu, RamazanAymaz emekli oldu. Grammer’den Nasuf Severemekli oldu.Gebze Şubemizde örgütlü; Çayırova’dan ZübeyirAçıkgöz evlendi, Makine Takım’dan İsmail Karçın,Tufan Bozkurt ve Mesut Canbek’in çocukları dünyayageldi, Adem Akşit, Soner Ay evlendi. Sarkuysan’danSoner Tuncer, Vahdettin Yılmaz evlendi. Çayırova’danMehmet Kaya’nın kızı dünyaya geldi. Erman Acar, DursunKayış evlendi. Burhanettin Aka’nın çocuğu oldu.MUTLULUKLARIMIZPhılıps’den Sedat Metin, Rahmi Tezcan, Ersin Arık,Şükrü Taparcı, Şendoğan Ulusoy, Murat Doğan, HasanŞahin, Hakan Yıldırım, Ramazan Dilek, Bilal GülserenSapaz’ın çocukları, temsilcimiz Ahmet Çetin’in torunudünyaya geldi.Anadolu Şubemizde örgütlü; grevdeki TegaMühendislik’ten; Faruk Pektaş evlendi. FatihKaracan’nın çocuğu dünyaya geldi. Sct Filitre; SerpilKarakaya’nın oğlu, Zelika Akdoğan’nın kızı dünyaya geldi.Koluman-Kögel’den Memduh Tarkan Yüksel’in kızıElanur, Murat Sönmez’in oğlu Yağız Tekin dünyaya geldik.Ali Seskir’in oğlu Mehmet Salih ve Adem Aydın’nınoğlu İbrahim sünnet oldu, Ali Altınışık evlendi. Ditaş’tanTahsin Akkan, Kazım Öz, Barış Kahraman ve TamerÇivioğlu’nun kızı evlendiler. Muzaffer Çetinkaya’nınoğlu sünnet oldu. Çimsataş’tan Kadir Altındağ, SinanDoymak, Azim Öz, Bülent Güler, Ahmet Göçmen, AliHallaç ve Ali Özdemir evlendi. İlhan Çalışkan’nın kızı,Abdulvahap Çevik’in kızı, Mehmet Altundağ’ın kızı, MuhammetMetin’in kızı, Süleyman Özer’in, Mete Yıldız’ınoğlu, Halil Yavuz’un oğlu, Kahraman Mahmutlar’ın oğludünyaya geldi.Kocaeli Şubemizde örgütlü AD Demirel’denVeli Kaya evlendi, Hasan Erbek nişanlandı. TrakyaSanayi’nden Suat Tan, Mithat Aktaş’ın çocukları sünnetoldu, Ercan Arslan evlendi. Corus Yasan’dan MetinKaplancı, Muammer Gürsoy, Ahmet Gençay, CengizAtak’ın çocukları dünyaya geldi. Harun Çetin Evlendi.Mustafa Köse’nin çocuğu sünnet oldu.İzmir Şubemizde örgütlü Totomak’dan Tekin Boz,Barış Maluk, Murat Evren Dilek, Ersin Hayırsever evlendi.Murat Baygut’un kızı, Evren Göner’ün oğlu, İbrahimAçık’ın kızı, Erman Çetin’in erkek, Engin Kanat’ınkızı, Bülent Yıldız’ın kızı, Nuri Gördebildi’nin erkek,İsmail Özkan’ın erkek, Niyazi Uran’ın kızı dünyaya geldi.Delphi’den Bülent Baysal, Engin İslamoğlu, ErkanSeyhan’ın çocukları sünnet oldu. Evren Bulunmaz, AzizDoğru evlendi. Adem Akgün’ün kızı, Adnan Kılıç’ın oğlu,Mustafa Manğ’in kızı, dünyaya geldi. Lisi-FTB’den TurgutÇam, Burcu Dönmez-Arif Türkyılmaz, Ferhat Kıvrak,Cengiz Köker, İhsan Ünal evlendi. Eren Balata’danTemsilci Selahattin Açıkgöz oğlunu evlendirdi, RamazanBozbay evlendi. Seri-İş’den Mustafa Ünsal, OsmanTaşçı, Murat Yıldız, Mevlüt Bayram çocukları ve FatihTokyürek ikizleri dünyaya geldi. Volkan Çamkesen veYusuf Karataş evlendi. Polkima’dan Ramazan İnce,Musa Soyuer, Mustafa Börekçi’nin çocukları sünnetoldu. Tariş’den Soner Tek evlendi.Dünyaya yeni gelen minik kardeşlerimize hoş geldiniz diyor, sağlıklı bir yaşam temenni ediyoruz. Yeni evli çiftlereömür boyu mutluluklar dileriz.Hazırlayan: Şahin KarayılanSOLDAN SAĞA:1) Yenileştirmek, modernize etmek, çağdaşlaştırmak.2) İnce dantel./Eşek anırması./Besinlerinvücutta yanmasıyla oluşan ve idrarla dışarıatılan azotlu madde./Rusça’da evet. 3) Bir erkekadı./Tesbih başlığı. 4) Eski bir Galatasaray’lı futbolcu./Ters,zıt, karşıt. 5) Vücutta görülen gevşeklik,ağırlık, tembellik./Müstahkem mevki. 6)Trabzon’un bir ilçesi./Anlam./Elle kolun, ayaklabacağın birleştiği bölüm. 7) Sebzeli bir yemektürü./Numaranın kısa yazılışı. 8) Bir nota./Birbayan adı. 9) Ekin biçme ve ürün kaldırma işi./Erzurum’un bir ilçesi. 10) Bacakların bilektenaşağıda bulunan ve yere basan bölümü./İki uçtaneşit uzaklıkta olan yer. 11) Acemce su./Vücudunbiçim değiştirmesiyle oluşan geçici kollar veayaklar üzerinde sürünerek yer değişen tek hücrelicanlı./Talihin açılması. 12) Bilgiçlik taslayan./Dokuma maddelerinin bükülmüş liflerinden yapılanbağ./Bir ajans adı. 13) Mürekkep balığının birtürü./Cilve.YUKARIDAN AŞAĞIYA:1) Bir oyunda kişilerden birinin kendi kendine yaptığıkonuşma./Araba koşumunda atların boyunlarına geçirilenağaç veya üstüne meşin geçirilmiş çember. 2) Oyulmuşyer./Dövmek işi, patak, kötek. 3) Canlı varlıklardakanın veya besleyici sıvıların dolaştığı kanal./Suyualınmış her tür yiyecek maddesinin artığı./Bir renk. 4)Kansızlık./Amerikan pamuğu. 5) Nazım Hikmet’in soyadı./Kenevirdenyapılmış çok kalın ip./Canın yongası. 6)Nikel’in simgesi./Hayale dayanan, aslı olmayan, varsanılan,mevhum./Bir bağlaç. 7) Bir işe ayrılmış zaman./İçiçe geçen veya birbiri üzerine gelen parçaları tutturmayayarayan bir tür tahta veya metal çivi. 8) Topluluk, takım,grup, camia simgesi./Simgesi –İ- olan bir element./Eskidilde ayak. 9) İki şeyi birbirinden ayıran uzaklık, mesafe./Taburunukısa yazılışı./Rütbesiz asker. 10) Gökyüzü./İşaret./El sıkışma. 11) Bir bilim veya sanat alanında üstünbilgisi ve yeteneği olan kimse./Bir ülkü uğruna fedaedilen veya kendini feda eden kimse. 12) Eski dilde ateş./Canavar düdüğü./Maden teknik aramanın kısa yazılıyı.13) Bir erkek adı./Damızlık erkek koyun./Alev, yalaz.123456789101112131 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13


28 yıl geçti ama..12 <strong>Eylül</strong> Darbecilerihala iktidardalar1980 yılı içinde üç önemli tarihtir; 24 Ocak, 22 Temmuzve 12 <strong>Eylül</strong>.“24 Ocak Kararları” adıyla tarihe geçen kararlar, 12 <strong>Eylül</strong>darbesinin kilometre taşı olmuştu. Kararlar, Türkiye’ninbağımlılığını arttıracak ekonomik politikaları öngörüyordu.İhracata dayalı büyüme ve başta finansal piyasalar olmaküzere ekonominin birçok alanda serbestleştirilmesigündeme getirildi. Özelleştirme, bu politikanın en önemliparçasıydı.Bu kararların yerine getirilmesi için yapılması gereken,işçi sınıfının kazanımlarının elinden alınmasıydı. Maliyetlerdüşürülecek, bunun için ücretler aşağıya çekilecek,sosyal haklar budanacak, işçilerin yıllar boyu mücadele ileelde ettikleri siyasi ve ekonomik ne kadar kazanım varsahepsi ortadan kaldırılacaktı.Kemal Türkler, 24 Ocak Kararları açıklandığında “biziortadan kaldırmadan bu kararları hayata geçiremezler” diyordu.Kemal Türkler’in “biz” dediği DİSK’ti. DİSK’in veMaden-İş’in Türkiye işçi sınıfı içindeki örgütlülüğüydü,işçilerin örgütlü gücünün getirdiği kazanımlardı.22 Temmuz 1980’de Kemal Türkler’i katlettiler. 22Temmuz, 12 <strong>Eylül</strong> darbesine giden yolun, o bildik, o insanlıkdışı provokasyonlarının en büyüğü oldu. 12 <strong>Eylül</strong>darbecileri DİSK’ten önce Kemal Türkler’i ortadan kaldırdılar.Ve ardından 12 <strong>Eylül</strong> geldi.12 <strong>Eylül</strong> darbesinin ağır bilançosuDarbeciler hemen işe koyuldular.Darbeyi izleyen birkaç gün içinde DİSK ve bağlı tümsendikalar kapatıldı. Sendikaların taşınır taşınmaz bütünmallarına el kondu. Davalar açıldı. DİSK faaliyetlerine 13yıl ara vermek zorunda bırakıldı.Sürmekte olan grevler durduruldu. İşçiler zorla işbaşıyaptırıldı.Sözleşmeler Yüksek Hakem Kurulu’nda, önceki sözleşmeleregöre ciddi gerilemelerle bağıtlandı.Darbeyi izleyen 4 yıl boyunca ülkede bir tek grev yapılamadı.Sendikalar, toplu sözleşme ve grev yasaları örgütlenmeyineredeyse imkansız hale getirecek şekilde değiştirildi.5 yıl içinde ülkedeki sendikalı işçi sayısı dörtte biredüştü.8 yıl içinde işçilerin gelir dağılımından aldıkları pay%30’lardan %14’lere geriledi.Bu süre zarfında 650 bin kişi gözaltına alındı. Darbesonrası kurulan sıkıyönetim mahkemelerinde 230 bin kişiyargılandı.İdamla 52, işkenceyle 171 kişi katledildi.Darbeciler…Darbenin hemen ardından Milli Güvenlik Konseyi başkanıKenan Evren; “bir garson bile benden fazla maaş alıyor”diyerek kimler için darbe yapıldığını açıklıyordu.12 <strong>Eylül</strong> öncesi bir süre MESS başkanlığı yapmış, darbedöneminde Hazine Müsteşarı olan Turgut Özal, 24 Ocakkararlarının hayata geçmesinde darbe sonrası en önemliisim oldu.12 <strong>Eylül</strong>’de Türkiye İşveren Sendikaları KonfederasyonuTİSK’in başkanı olan Halit Narin’nin “şimdiye kadarbiz ağladık onlar güldü, şimdi gülme sırası bizde” sözüsermayenin darbenin arkasında olduğunu açıkça gösteriyordu.Ve tabi ki ABD! İstihbarat örgütü CIA, darbeyi merkezine“bizim çocuklar başardı” diye not geçiyordu.12 <strong>Eylül</strong> darbesi işçi sınıfına karşı yapıldı. Darbe emekçilerevuruldu. 12 <strong>Eylül</strong> darbesi, diğer tüm darbelerde olduğugibi ABD’siz, sermayesiz, cuntasız olmadı. Sermayeninçıkarına, işçi sınıfının kazanımlarına yapıldı.28 yıl sonraAradan yirmi sekiz yıl geçti. Bugün hala ülkeyi yönetenler,siyasi ve ekonomik planda 12 <strong>Eylül</strong> çizgisini sürdürüyorlar.İşçi ve emekçilerin o günden bu güne elinde kalan nevarsa hepsini ortadan kaldırmaya çalışıyorlar.Sağlık ve emeklilik hakkı gasp ediliyor. Sendikalaşmayamüdahaleler sürüyor. İşsizlik çığ gibi büyüyor. Hakarama mücadelesi veren, bayramlarını kutlamak isteyenişçilere 12 <strong>Eylül</strong> dönemini aratmayacak şiddette saldırılargerçekleştiriliyor.12 <strong>Eylül</strong>’de bile el uzatılmaya cesaret edilemeyen kıdemtazminatlarımızın ortadan kaldırılması gündemde.Bölgesel asgari ücrete ilişkin düzenlemeler hazırlanıyor.2821 ve 2822 sayılı Sendikalar ve Toplu İş SözleşmesiGrev Lokavt Kanunu, 12 <strong>Eylül</strong> sonrası değiştirilmiş haliyleyürürlülükte kalmaya devam ediyor. Siyasi iktidar, sermayeninçıkarına, sendikal örgütlenmenin önündeki en büyükengellerden biri olan bu iki yasanın özüne hiç dokunmadanvarlığını sürdürmesini sağlıyor.Bugün işçilere ve emekçilere yönelen saldırılar açıkçası12 <strong>Eylül</strong>’ü aratmıyor.Tüm bunlar, söz konusu işçiler, onların kazanımları olduğundaAKP hükümetinin, 12 <strong>Eylül</strong> hükümetlerinin ihtiraslıbir mirasçısı olduğunu gösteriyor.SON İSTEKBitki olacaksamÇayır çimen olayımAman baldıran değilYol altında kalacaksamGelin arabaları geçsin üstümdenÇelik paletler değilÜstümde çocuklar koşuşsunNe kaçan ne kovalayanAskerler değilKerpiç yapacaksanız beniOkullarda kullanınCezaevlerinde değilSoluğum tükenmez de kalırsaIslık öttürsünlerAman ha düdük değilKalem yapın beni kalemŞiirler yazan sevi üstüneÖlüm kararı değilÖlünce yaşamalıyım defne yapraklarındaSakın ola kiSilahlarla değil13 <strong>Eylül</strong>’de İzmir’demiting var...Türkiye’de gerçekleştirilen darbelerin işçisınıfına yöneldiğini söyledik. Özellikle 12 <strong>Eylül</strong>darbesi, sınıf içinde güçlü bir örgütlülüğüsağlayan DİSK’i hedef aldı.Sendikamız ve Konfederasyonumuz, yıllardırbu gerçekleri kamuoyuna anlatmak, 12 <strong>Eylül</strong>darbesinde sorumluluğu olan tüm güçlerinadalet önüne çıkartılması için mücadele etmektenvaz geçmedi.Bu mücadele devam edecek.Aziz NESİN12 <strong>Eylül</strong> darbesinin 28.yılında KonfederasyonumuzDİSK’in çağrısı ile İzmir’de düzenlenecekmiting de bu mücadelenin bir parçasıolacak.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!