24.08.2015 Views

azınlıkça

PDF için TIKLA - Azınlıkça | Yunanistan Batı Trakya Haber Sitesi ...

PDF için TIKLA - Azınlıkça | Yunanistan Batı Trakya Haber Sitesi ...

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

<strong>azınlıkça</strong>BATI TRAKYA AYLIK HABER YORUM DERGİSİwww.azinlikca.netΜΗΝΙΑΙΟ ΤΟΥΚΟΕΛΛΗΝΟΦΩΝΟ ΠΟΛΙΤΙΚΟ ΠΕΡΙΟΔΙΚΟ ΤΗΣ Δ. ΘΡΑΚΗΣΤΕΥΧΟΣ 76ΙΟΥΝΙΟΣ 2013ΤΙΜΗ 3€SAYI 76HAZİRAN 2013FİYATI 3€76Papandreou’dan acı itirafΤα «ΛΑΘΗ» ΤΟΥ ΕΡΝΤΟΓΑΝİşsizlik Batı Trakya gençlerinitütüne yönlendiriyorΟ ΙΣΛΑΜΙΣΜΟΣ, Η ΒΛΑΣΦΗΜΙΑΚΑΤΑ ΤΟΥ ΙΣΛΑΜ!ND ve PASOKYOLA DEVAM EDİYORYENİ KABİNE KURULDUtwitter: @azinlikcaAzınlıkça 76’yı dijital ortamda okumak için cep telefonunuza barkodu okutun:Azınlıkça 1


BU AY AZINLIKÇABATI TRAKYAAYLIK HABERYORUM DERGİSİHAZİRAN 2013YIL: 10 SAYI: 76Azınlıkça Onlinewww.azinlikca.netTwitter: @azinlikcaΑΖΙΝΛΙΚΤΣΑΜΗΝΙΑΙΟΤΟΥΡΚΟΕΛΛΗΝΟΦΩΝΟΠΟΛΙΤΙΚΟ ΠΕΡΙΟΔΙΚΟΤΗΣ Δ. ΘΡΑΚΗΣΙΟΥΝΙΟΣ 2013ΕΤΟΣ: 10 NO:76SAHİBİ-SORUMLUSUΙΔΙΟΚΤΗΤΗΣ-ΕΚΔΟΤΗΣ-ΔΙΕΥΘΥΝΤΗΣEVREN DEDEGENEL KOORDİNATÖRΓΕΝΙΚΟΣ ΣΥΝΤΟΝΙΣΤΗΣAYDIN BOSTANCIYAYIN YÖNETMENİΣΥΜΒΟΥΛΟΣ ΕΚΔΟΣΗΣİBRAM ONSUNOĞLUİNTERNET SORUMLUSUFATİH NAZİFOĞLUBU SAYIDA YAZARLARAydın BostancıDimostenis YağcıoğluEvren DedeFatih NazifoğluΓιώργος ΔούδοςHerkül Millasİbram OnsunoğluADRESAnemonis 1269100 Komotini - Greecee-mail: azinlikca@yahoo.comTel: +30 6944749374Fax: +30 25310 63345ΕΤΗΣΙΕΣ ΣΥΝΔΡΟΜΕΣΙδιώτες. : 36 €Τραπεζες, Οργανισμοί: 98 €Ν.Π.Δ.Δ, Α.Ε: 98 €Δήμοι: 98 €Euro Κοινότητες: 72 €Aydın BostancıTarihi miras ve empatiGeçtiğimiz günlerdeGümülcine’nin tarihi binalarındanTsanaklion’un restorasyonçalışmalarına 2013 yılı içerisindebaşlanacağı açıklandı. İçişleriBakanı ve Rodop ND milletvekiliEvripidis Stilyanidis ile GümülcineBelediye Başkanı Yorgos PetridisTsanaklio binasını birlikte ziyaretederek zamanla oluşan tahribatıyerinde incelediler. Stilyanidis tarihibinanın restorasyonu için 2 milyon763 bin Euro’luk bir finansmanıonayladığını ve yıl içerisinde çalışmalarabaşlanacağını açıkladı.İçindekilerİbram OnsunoğluKavafis Yılı MünasebetiyleKültür Bakanlığı, şair KostantinosKavafis’in (1863- 1933) doğumunun150. ve ölümünün 70. yılımünasebetiyle 2013’ü “Kavafis Yılı”olarak ilan etti. Etti etmesine de,ekonomik bunalım her tarafıkasıp kavurduğu için, beklenenanma etkinlikleri gelmedi.Boşluğu kısmen özel sektördoldurdu, basın, gazeteve dergiler, tiyatro ve müziktoplulukları vs.Biz de Azınlıkça olarak karıncakararınca bir katkıdabulunalım dedik.Azınlıkça764 Tarihi miras ve empati Aydın Bostancı6 2013 Kavafis Yılı Münasebetiyle İbram Onsunoğlu14 Konstantinos Kavafis’in yaşamı15 Hükümet Türkiye’deki Gezi Parkı’na nasıl baktı? Evren Dede16 Mea culpa Fatih Nazifoğlu18 İstanbul Rum Azınlığı’nın Değişmekte Olan Karakteri Dimostenis Yağcıoğlu21 Bıkkınlığa Çare Herkül Millas23 Τα «λάθη» του Ερντογάν Ηρακλής Μήλλας25 Ο ΙΣΛΑΜΙΣΜΟΣ, Η ΒΛΑΣΦΗΜΙΑ ΚΑΤΑ ΤΟΥ ΙΣΛΑΜ! Γιώργος Δούδος28 İşsizlik Batı Trakya gençlerini tütüne yönlendiriyor30 Abdülhalim Dede’nin halleri!..33 Bölgede 19 okul kapatılıyor34 Medrese-i Hayriye’de mezuniyet töreni gerçekleştirildi36 Celal Bayar Lisesi’nde mezuniyet töreni gerçekleştirildi38 Papandreou’dan acı itiraf39 Yeni kabine açıklandı. ND ve PASOK yola devam ediyorFatih NazifoğluMea CulpaBatı Trakya’da da durum pek farklıdeğil aslında. Azınlık medyasınınen genç mensuplarından biri olarak,şu ana kadar basın yaşantımdaonlarca kınama okuduğumu hatırlarım.Ancak, sayısızca yanlışa imzaatan ne azınlık siyasetçilerimizdenne de basınımızdan şöyle ciddiözür veya hata kabullenme açıklamalarınapek rastlamış değiliz.Hatta göz göre göre yalan söyleyenve iftira atanlar bile “çamur at izikalsın” mantığıyla hareket edebilmekte,görülmemiş pişkinliklereimza atabilmektedir.2 AzınlıkçaAZINLIKÇA - BATI TRAKYA AYLIK HABER YORUM DERGİSİΑΖΙΝΛΙΚΤΣΑ - ΜΗΝΙΑΙΟ ΤΟΥΡΚΟΕΛΛΗΝΟΦΩΝΟ ΠΟΛΙΤΙΚΟ ΠΕΡΙΟΔΙΚΟ ΤΗΣ Δ. ΘΡΑΚΗΣwww.azinlikca.net


Yeni kabine sonrası beklentilerBaşbakan Antonis Samaras’ın Yunanistan Devlet Radyo ve Televizyon Kurumu ERT’ikapatması ile başlayan siyasi kriz, DİMAR Partisi’nin hükümetten ayrılmasıyla sonuçlandı.İki hafta süren ERT krizi aslında derslerle dolu.ERT’in yeni bir kurum yapılandırılmadan kapatılması hukuken doğru değildi, zaten Danıştayda bu yönde karar karar alarak hukuki zemini göstermiş oldu.Öte yandan ERT’in köhnemiş sisteminin devam ettirilmemesi de doğru bir karardı, zatenneredeyse bütün siyasi partiler ERT’in modernize edilmesi konusunda hemfikir.SYRIZA’nın anamuhalefet partisi olarak ERT’in kapatılmasına karşı çıkması partininideolojik söylemiyle uyumlu bir tavırdı. SYRIZA bu süreçte kendi seçmeninin beklentileridoğrultusunda hareket etti, dolayısıyla doğru olanı yaptı.Hükümet kanadına gelince, işin gerçeği, ND, PASOK ve DİMAR partileri de ERT krizipatlak verdiğinde kendi siyasi görüşleri çerçevesinde düzgün bir tavır sergilediler.Köhnemiş ERT’in kapatılması konusunda siyasî inisiyatifi üstlenen ND lideri ve BaşbakanSamaras, masrafı küçülmüş, personeli az, ayakları üzerine basabilen ve yılların biriktirdiğisorunları taşımayan yeni bir kamu kurumu istiyordu. ERT’in yaşamına son vermeden buyeni kurumun oluşturulamayacağının farkındaydı. Ve verdiği talimatla ERT’i kapattı.ERT’in kapatılması karşısında hükümetin diğer ortakları PASOK ve DİMAR’ın gösterdikleritepkiler de haklıydı. Neticede ND lideri hükümetin diğer ortaklarının fikrini almadanve “anayasaya aykırı olarak” ERT’i kapatmıştı. Tepki gösterdiler, ERT’in bu şekilde kapatılamayacağınıdile getirdiler.Koalisyonlar, özü gereği farklı düşüncelere sahip partilerin ortak paydalarda bir araya gelmelerinizorunlu kılar. Hükümeti oluşturan ND, PASOK ve DİMAR partileri de en nihayetindeuzlaşmak zorundaydılar. ERT krizi yüzünden üç partinin lideri üç defa bir araya geldiler.Sonunda uzlaşmaları beklenirken, DİMAR partisi hükümetten çekildi.DİMAR’ın çekilmesinin ardından ND ve PASOK partileri daha fazla birbirlerine yakınlaştılar.Kurulan yeni kabinede ND partisinden 30, PASOK partisinden 11 siyasetçi yeralıyor.Yaşananlara baktığımızda, kimin haklı veya kimin haksız olduğunun gerçekte pek birönemi yok. Herkesin isteği ve beklentisi, küçük siyasi çıkarların bir kenara bırakılarak ekonomikkalkınmanın sağlanması.editörAzınlıkça 3


Dengeİbram Onsunoğluibram@tellas.gr2013 Kavafis Yılı MünasebetiyleKültür Bakanlığı, şair KostantinosKavafis’in (1863- 1933) doğumunun150. ve ölümünün 70. yılı münasebetiyle2013’ü “Kavafis Yılı” olarak ilan etti. Ettietmesine de, ekonomik bunalım her tarafıkasıp kavurduğu için, beklenen anma etkinliklerigelmedi. Boşluğu kısmen özelsektör doldurdu, basın, gazete ve dergiler,tiyatro ve müzik toplulukları vs.Biz de Azınlıkça olarak karınca kararıncabir katkıda bulunalım dedik.Bu satırların yazarı, Kavafis ile,Yunanistan’daki her öğrenci gibi, okul sıralarındaYunan dili ve edebiyatı dersindetanışmıştır, “İthaki” şiiriyle.Sonra, belleğimde kalan, SabahattinGalip’le bir iki kez Kavafis’i tartışmışlığımızvar, 1970’li yıllardı. Sabahattin abiyi,söze başlarken. “Çok kıvrak bir Yunanlışair vardır, Kavafis...” dediğini anımsarım.O yıllarda Kavafis’in birkaç şiirini Türkçe-“ Bu satırlarınyazarı,Kavafis’le,Yunanistan’dakiher öğrenci gibi,okul sıralarındaYunan dilive edebiyatıdersindetanışmıştır,“İthaki”şiiriyle.ye çevirmeye çalıştım.Çok sonraları, Şafak dergisinde yazmayabaşladığım zaman, orada, şairintümü 154 tane olan şiirlerinden yarısınayakın bir bölümünün Türkçe çevirileriniyayımladım. Bu arada daha o zaman, yanibundan 10 yıl önce, tüm şiirlerinin Türkçeçevirilerini de tamamladım. Onları kitaplaştırmakaklımdan geçmedi değil, amao kadar ve kaldı.Çeviriler, kütüphanemdeki bir klasördeduruyordu. Aşağıdaki şiirleri aktarmakiçin o klasörü yıllar sonra yerinden indirdim.Kavafis’in edebi kişiliğiyle ilgili birkaçsöz: Kavafis, küçük şiirler yazan ve az verimlibir şair olmasına rağmen, Yeni Yunanşairlerinden gündemden düşmeyenbelki de tek isimdir veya en sık anımsananşairdir, yalnızca Yunanistan da değil, aynızamanda dünya çapında. Bunu, şiirlerin-6 Azınlıkça


“ Kavafis, küçükşiirler yazan ve azverimli bir şair olmasınarağmen, YeniYunan şairlerindengündemden düşmeyenbelki de tekisimdir veya en sıkanımsanan şairdir,yalnızca Yunanistanda değil, aynı zamandadünya çapında.Bunu, şiirlerindekiözdeyişlerineborçludur.deki özdeyişlerine borçludur.Bu açıdan, aralarında hiçbir benzerlikolmamasına rağmen, bana Türk şairlerindenOrhan Veli Kanık’ı anımsatır. O daaz ve öz yazmıştır ve küçük şiirlerindekiözdeyişleriyle sık sık gündeme gelir.Kavafis’in şiirlerini tarihi-mitolojik şiirler,erotik şiirler ve diğerleri diye tasnifetmek mümkündür. Şiirlerinin yarısındançoğu tarihidir, yani konuları tarihtenolaylar ve kişilerdir, Kavafis, tarihi şiir yapan,şiire dönüştüren şair olarak çığır açmıştır.Dünyaca ününü bu özgünlüğüneborçludur.Azınlıkça 7


ΑΠΟΛΕΙΠΕΙΝ Ο ΘΕΟΣ ΑΝΤΩΝΙΟΝTANRI ANTONİUS’U TERK EDİNCEKonstantinos KavafisAnsızın geceyarısı duyulduğu zamangörünmeyen topluluğun geçtiğişahane musikilerle, seslerleartıkgerileyen talihine, başarısızlığa uğrayanişlerine, yaşamının hep birer yanılgıya çıkanplanlarına, hiç yerinme boşuna.Çoktandır hazırlanmış olarak, cesur olarakveda et ona, uzaklaşan İskenderiye’ye.Sakın aldanıp ta, rüya imiş,kulaklarım yanılmış demetenezzül etme böyle boş umutlara.Çoktandır hazırlanmış olarak, cesur olarak,böyle bir kente nail olan sana yakışırcasınapencereye kararlı adımlarla yaklaş,ve duygusallıkla dinle, ancakkorkakların yakarış ve yakınmalarıyla değil,son bir zevk olarak sesleri,gizli topluğun şahane çalgılarını,ve veda et ona, kaybetmekte olduğun İskenderiye ye,Açıklamalar:Şair, Marcus Antonius’un İskenderiye’de intihar etmezden önceki son dakikalarını hayal etmektedir, Antonius,limandan hareket etmiş bir gemi gibi uzaklaşan İskenderiye’yi pencereden seyre dalmıştır.Tarihi olaylar şunlardır: Mısır kraliçesi Kleopatra ile Romalı asi kumandan Antonius’un filosu, Preveze açıklarındaAktium’da Octavianus yönetimindeki Roma filosuna yenilmiştir (İ.Ö 31). Bu yenilgi, Antonius ile Kleopatra’nın sonudemektir. İki aşık ve müttefik İskenderiye’ye dönerler. Kleopatra’nın Roma’dan bağımsız bir Mısır krallığı kurma planlarısuya düşmüştür. Oktavianus, İskenderiye’yi kuşatır. Antonius ile Kleopatra intihar ederler. (İ.Ö. 30)Şiirin başlığı, Plutarkhos’un “Antonius’un Yaşamı” başlıklı kitabından alınmıştır. Plutarkhos’un yazdığına göre,Octavianus buyruğundaki Roma ordularının İskenderiye’ye girmesinden bir gün önce geceleyin sokaklardan geçengörünmeyen bir topluluktan çalgı ve şarkı sesleri duyulur. Halk tarafından bu işaret, tanrı Dionysos’un alayıyla birlikteAntonius’u terkettiği şeklinde yorumlanır.8 Azınlıkça


ΟΣΟ ΜΠΟΡΕΙΣYAPABİLDİĞİNCEKonstantinos KavafisYaşamını istediğin gibi kuramıyorsan,hiç olmazsa şuna çalışyapabildiğince: rezil etme onuinsanlarla fazla senli benli olarak,fazla gitgeller ve konuşmalarla.Rezil etme bari getiripgötürerek ve teşhir ederek,ilişkilerin ve dostluklarınher günkü anlamsızlığında,Kahrı çekilmez bir yabancı gibi oluncaya dek.Azınlıkça 9


ΕΝ ΣΠΑΡΤΗSPARTA’DAKonstantinos KavafisBilemiyordu kral Kleomenes, cesaret edemiyordubilemiyorduböyle bir sözü nasıl söyleyeceğiniannesine: Ptolemaios’un şart koştuğunuanlaşmalarının güvencesi olarak onun da Mısır’agönderilip mahfuz tutulmasını;çok küçük düşürücü ve yakışıksız bir şey.Ve hep anlatmaya gidiyor; hep tereddüt ediyordu.Ve hep söylemeye başlıyor; hep duraksıyordu.Fakat anlamıştı o şahane kadın(zaten ilgili bazı söylentiler duymuştu),ve açıklaması için onu yüreklendiriyordu.Ve gülüp, elbette gideceğini söyledi.Ve üstelik seviniyordu ihtiyarlığındaSparta’ya hâlâ yararlı olabileceği için.Küçük düşmeye gelince - önemsemiyordu ki.Sparta’nın gururunu kavrayacak yetenektedeğildi elbette bir dünkü Lagides;dolayısıyla şartı da gerçekteküçük düşüremezdi onun gibiseçkin Hanımefendiyi; Sparta kralının annesini.Açıklamalar:Bir zamanların güçlü kent devleti Sparta’nın çöküş yıllarıdır. Gelişmelere ayak uyduramamış, kendini yenileyememişve yavaş yavaş zayıf düşmüştür. İ.Ö. 3. yüzyılın ortalarına doğru Sparta’nın askeri gücü 1.000 savaşçıdan çokdeğildir. İ.Ö. 236’da tahta çıkan Kleomenes, devletin köhne yapısını değiştirmeyi tasarlar. Fakat bu arada bir yandanMora’da yeni oluşturan Akhaia Konfederasyonu, öbür yandan Makedonya, Sparta’yı tehdit etmektedir. Kleomenes,Mısır kralı 3. Ptolemaios Lagides’ten askeri yardım ister. Ptolemaios, yardım etmeyi kabul eder, ancak bazı şartlar koşar.Kleomenes’in çocuklarının ve annesi Kratisikleia’nın İskenderiye’ye rehine olarak gönderilmelerini talep eder. (Ayrıcabkz 146 No’lu ve “Gel , ey Lakedaimon kralı” başlıklı şiir ve ilgili açıklamalar)10 Azınlıkça


ΙΘΑΚΗİTHAKAKonstantinos Kavafisİthaka’ye gitmek için yola koyulduğunda,yolun uzun olmasını dile,serüvenlerle dolu, bilgilerle dolu.Laistrygonlardan ve Kykloplardan,öfkeli Poseidon’dan korkma,böylelerini yolunda asla bulmayacaksın,yüceyse düşüncen, seçkin duygularsaruhuna ve bedenine işleyen.Laistrygonlara ve Kykloplarazalim Poseidon’a rastlamayacaksın,onları gönlünde taşımıyorsan,dikmezse onları önüne gönlün.Yolun uzun olmasını dile.Yaz sabahları çok olsuno ne kıvanç, ne sevinçlebilinmedik limanlara gireceğin;Fenike ticarethanelerinde durup,iyi mallar elde et,sedefler ve mercanlar, kehribarlar ve abanozlar,ve mestedici kokular her çeşidinden,elinden geldiğince daha çok mestedici kokular;Mısır kentlerinin çoğuna uğra,öğren de öğren bilgilerden.Aklında her zaman İthaka olsun.Görevindir oraya varmak senin.Ancak hiç sıkıştırma yolculuğu.Uzun yıllar sürsün daha iyi;ve artık yaşlanmış olarak adaya yanaş,yolda kazandıklarından zengin olarak,beklemeden İthaka’nın sana servet vermesini.İthaka sana güzel yolculuğu verdi.O olmasaydı yola çıkamayacaktınSana başka vereceği yok artık.Yoksul bulsan da onu, İthaka seni aldatmadı.Böyle bilge olmuşken, bunca deneyiminle,İthakaların ne demek olduğunu zaten anlamışsındır.Açıklamalar:Homeros’un (Odysseia) destanı, İthaka adasının kralı Odysseus’un Truva savaşından sonra deniz yoluyla yurdunadönerken başından geçen serüvenleri anlatır. Odysseus’un dönüş yolculuğu yıllar sürer. Fırtınalara yakalanır, denizlerdedolaşır, birçok adalara çıkar, tehlikeler atlatır, görülmedik serüvenler yaşar. Bu arada tüm yoldaşlarını ve gemileriniyitirir ve sonunda tek başına İthaka’ya ulaşır.Bu yolculuk sırasında Odysseus ve arkadaşları, Laistrigonların ülkesi olan bir adaya varırlar. Bunlar yamyam devlerdir.Bu korkunç varlıklarla çarpışmalarda Odysseus, yoldaşlarından pek çoğunu ve on iki gemisinden on birini yitirir.Bir başka serüven, tek gözlü devler olan Kyklopların yaşadığı ülkede geçer. Odysseus, bir Kyklopu öldürerek oradankaçmayı başarır.Bu arada deniz tanrısı Poseidon, öteden beri Odysseus’a karşı kin beslemektedir. Önüne hep engeller çıkarır ve onudenizde boğmak ister.Azınlıkça 11


ΕΠΕΣΤΡΕΦΕGERİ DÖNKonstantinos KavafisSık sık geri dön de al beni,Sevgili duyu dön de al beni-Uyanıp ta anıları bedenin,eski istek kanda dolaşınca yenidendudaklar ve cilt anımsayıp ta,hissedince ellerin sanki yine dokunduğunu.Sık sık geri dön de al beni geceleri,dudaklar ve cilt anımsadıkça…ΘΥΜΗΣΟΥ, ΣΩΜΑ…ANIMSA, BEDEN…Konstantinos KavafisBeden, anımsa, Yalnız nice sevildiğini değil,Yalnız uzandığın yatakları değil,o istekleri de gözlerdesenin için açıkça parıldayan,seste titreyen -ve birrastgele engelin vazgeçirdiği.Şimdi tümü artık geçmişte kalmışken,sanki kendini o isteklere devermişsin gibi -nasıl parıldardı,anımsa, sana bakan gözlerde;nasıl titrerdi seste, senin için, anımsa, beden.12 Azınlıkça


ΕΝ ΤΩ ΜΗΝΙ ΑΘΥΡHAT-HOR AYINDAKonstantinos KavafisGüçlükle okuyorum eski taşta.“Ya R(a)b İsa Mesih”. Bir “Ru(h)unu” seçiyorum.“Hat-Hor ayında” “Leukio(s) ve(f)at etti”.Yaşının anıldığı yerde “Öl(dü)ğü yaş”,Kappa Zeta göstriyorki genç vefat etmiş.Silinenler arasında gördüğüm “B(u) İskenderiyeli”.Sonra üç satır iyice parçalanmış;ama kimi sözleri çıkartıyorum- “gözy(a)şlarımız”, “acımız” gibi,ardından yine “gözyaşları”, ve “(b)iz (d)ostlarına yas”.Çok sevilmiş gibi görünüyor bana Leukios.Hat-Hor ayında vefat etmiş Leukios.Açıklamalar:Hat-Hor: Mısır tanrıçası. Hat-Hor’un birçok nitelikleri varmış. Aşk ve şehvet tanrıçası olduğundan başka, ölenlerinruhlarını da o yönlendirirmiş. Eski Mısır takviminde Ekimin sonuyla Kasımı kapsayan dönem, “Hat-Hor ayı” olarakbu tanrıçanın adıyla anılır.Kappa Zeta (kz): (Yunan abecesinin harfleri sayı olarak kullanıldığında) 25.Şiirde, Hristiyan olmuş Leukios adındaki bir Mısırlı gencin, Hz. İsa ile birlikte tanrıça Hat-Hor’a da saygı sunarak,geleneksel putperestliği unutmadığı ima edilmektedir.Azınlıkça 13


1863 baharındaİskenderiye`de doğdu. 1850yılında Mısır`a yerleşenİstanbul-Yeniköy kökenliPedros Kavafis ile HarikleyaFotiyadi`nin dokuzuncuçocuğuydu. Kavafis 7 yaşındaykenbabasını kaybetti(1870). Babası arkasında eskisıhhatli günlerine nazaran pekbir şey bırakmadı. Aile 2 yılsonra 1872`de İngiltere`yegitti. Konstantinos, eğitiminiburada sürdürdü. Babadankalan şirket 1876 bunalımısonrasında, erkek kardeşlerinde tecrübesizliğinin etkisiylebatınca aile 1880 yılındaİskenderiye`ye geri döndü.Kavafis İstanbul’da yaşadığı1882-1885 yıllarında, Bizansve Helen tarihini inceledi,demotiki olarak bilinen halkdilini burada tanıdı.Konstantinos Kavafis’in yaşamıİskenderiye’ye döndüktensonra Su İşleri Bakanlığı’ndauzun yıllar kâtiplik yapmış,İskenderiye Borsası’nda simsarolarak çalışmıştır. Ömrünün son yıllarında gırtlak kanserineyakalanan Kavafis 29 Nisan 1933’de İskenderiye’deyalnızlık içinde ölmüştür.İlk şiirleri 1903’te Yunanistan’da yayımlandı. Bir yılsonra 14 şiirden oluşan ilk kitabını çıkardı. 1907’de NeaZoi (Yeni Hayat) adlı edebiyat dergisinin çevresinde toplanangenç sanatçılarla ilişki kurdu. 1910’da birinci kitabını12 şiir ekleyerek yeniden yayımladı. 1911’den ölümünedek şiirlerini dergilerde yayımlayan Kavafis’in 154şiiri toplu olarak 1935’te yayımlanabildi. Bütün şiirleri1963’te gün yüzü görebildi. En önemli şiirlerini 40 yaşındansonra yayımladığı için kendisini “yaşlılığın şairi”olarak nitelendirmiştir.Kavafis konularının çok büyük bir bölümünü tarihtenalmıştır. Onun asıl ilgi alanı olan Helenistik dönemve Bizans, bir kahramanlar çağı değil, karmakarışık olaylar,nedensiz gibi görülen savaşlar, uydu krallıklar, sürgünedilmiş kukla krallar, politik dalgalar, kıskanç, tutkulusanatçılar çağıdır. Doludizgin bir cinsellik bu örgünündokusuna işlenmiştir.*14 Azınlıkça


VitrinEvren Dedeevrendede@gmail.comTwitter: @evrendedeHükümet, Türkiye’deki Gezi Parkı’na nasıl baktı?Taksim Gezi Parkı eylemi Yunanistan’da da çokyakından takip ediliyor. Ulusal gazeteler ve televizyonkanalları her gün Gezi Parkı’nı haber yapıyor,köşe yazarları eylemin nedenlerini ve neler olabileceğinianaliz ediyorlar.Aslında bütün dünyada gündem olan Gezi Parkıeylemleriyle ilgili Yunanistan’da da bu kadar üzerindedurulmasının çeşitli nedenleri var.Ekonomik krizin başlamasıyla birlikte Yunanlılarınsokaklara döküldükleri ve büyük çaplı protestogösterilerinin düzenlendiği, şiddet olaylarının yaşandığıdönemin üzerinden pek zaman geçmedi. DolayısıylaTürkiye’deki Gezi Parkı direnişinin nedeni,ekonomik kriz, işten çıkartmalar veya maaşların düşürülmesigibi etkenler olmasa da, Yunanlılar kendiyaşadıkları yakın dönemdeki protesto gösterileri ileister istemez bağlantı kuruyorlar.Yunan basını Başbakan Erdoğan’ı “sultan” olarakgösteriyor ve Gezi Parkı’ndaki tavrını eleştiriyor. Yunanlılarda, Gezi Parkı olaylarını “AK Parti hükümetinintutucu tavrına karşı yaşanan sosyal patlama”olarak görüyorlar.Ancak Yunanistan’ın son üç yıldır yaşadığı ekonomikkaos ve şiddete neden olan protesto eylemlerininYunan halkının Türkiye’deki Gezi Parkı eylemlerinebakışında çok önemli bir etkisi olduğu daaşikâr.Zaten zihinlerde oluşan bu paralellik neticesindeGezi Parkı şekilleniyor. Neredeyse bütün kesimlerdirenişi ve eylemleri desteklerken, çoğunlukla devletyetkililerinden oluşan bir kesim ise Gezi Parkıeylemini haklı bulmakla birlikte, oluşan eylemlerinYunanistan’da da devlet karşıtı protestoları tetiklemesindenve Türkiye’de Türk-Yunan ilişkilerindekisükuneti bozabilecek bir derin yönetimin Türkiye’deiktidara gelmesinden çekiniyor.Dolayısıyla Yunan devlet yetkilileri, Gezi Parkı’nıanaliz ederken bölgesel değerlendirmeler yapıyor vegeleceğe bakarak Türk-Yunan ilişkilerinde sükunetindevam edeceği, Avrupa yanlısı bir AK Parti iktidarınıdestekliyor. Ayrıca Gezi Parkı eylemlerininYunanistan’da olası eylemleri tetikleyebileceği endişeside Yunan hükümetinin Gezi Parkı’na olan dikkatiniartıyor.Bütün bu denklemler göz önüne alınarak YunanDışişleri Bakanı Avramopulos ve Dışişleri Bakan YardımcısıTsiaras’ın açıklamaları değerlendirildiğinde,söylenecek şey şu: Masum Gezi Parkı direnişçilerinintaleplerini haklı bulan Yunanistan hükümeti,Türkiye hükümetinden Gezi Parkı direnişçileriylemüzakere etmesini, Avrupa değerleri çerçevesinde işitatlıya bağlamasını istiyor. Ancak diğer taraftan da,bölgesel istikrarı bozabilecek derin yapıların (Ergenekonvd) Gezi Parkı direnişini kullanarak AK Partihükümetini devirmesine ve dolayısıyla da bütün birbölgeyi kaosa sürükleyecek ve elbette mevcut Türk-Yunan ilişkilerini ters yüz edebilecek kirli oyunlarada karşı çıkıyor.Aslında Yunanistan’daki anamuhalefet SYRIZApartisi de benzer bir yaklaşım sergiliyor.Gezi Parkı direnişine açıkça destek veren veYunanistan’da çeşitli eylemler düzenleyen SYRIZApartisinin de derdi, derin güçlerin Türkiye’yi kaosasürüklemesi değil. SYRIZA’nın derdi, Türkiye’dekisol grupların Türk hükümetinin “katı ve tutucu baskısındanazad” edilmesi, bir anlamda sol görüşlülerede nefes alanlarının oluşturulması.AGOS gazetesi 14.6.2013Azınlıkça 15


PerspektifFatih Nazifoğlufnazifog@yahoo.grTwitter: @fatifnazifogluMea culpa“Mea culpa”yıbilmeyenlere anlatmak,bilenlere hatırlatmakistedim sadece.Bizde de bir gün“Mea culpa” diyebilecekbirileri çıkar mı?Bilemiyorum...Mea culpa (kulpa okunur) “benim hatam” demektir.Katolik Kilisesi’nde günah çıkarma dualarında kullanılır.Latince kökenli bu tabire daha güçlü bir vurgu yapılmakistendiğinde “Mea culpa” yerine “Mea maximaculpa” yani “Benim büyük hatam” ifadesi kullanılır.Dinî terminoloji dışında özellikle yabancı basınınçok sevdiği bu terim siyasette ise bir nevi özeleştiri anlamındakullanılır. Ünlü siyasetçiler de yaptıkları yanlışlarıkabul etmek istediklerinde bu tabire başvurmuşlardır.Mesela Yunanistan’ın en ünlü başbakanlarındanmerhum Andrea Papandreu yine dönemin TürkiyeBaşbakanı merhum Turgut Özal ile Davos’ta yaptıklarıgörüşme sonrasında Kıbrıs konusunun rafa kaldırılmasıkonusunda anlaştıklarını söylemiş, daha sonra “Kıbrıskonusunun rafa kaldırılmadığını Özal’la görüşmelerininana konusunun Kıbrıs sorunu olduğunu” ifadeetmiş.“ Hatta göz göre göre yalansöyleyen ve iftira atanlarbile “çamur at izi kalsın”mantığıyla hareketedebilmekte ve rahatlıklagörülmemiş pişkinliklereimza atabilmektedir.Birçok yerde olduğu gibibizde de makbul olan“kıvırmaktır”!6 Haziran 1988 tarihinde parlamentoda Nea Di-16 Azınlıkça


“ Batı Trakya’da dadurum pek farklıdeğil aslında. Azınlıkmedyasının en gençmensuplarından biriolarak, şu ana kadarbasın yaşantımda onlarcakınama okuduğumuhatırlarım. Ancak,sayısızca yanlışaimza atan ne azınlıksiyasetçilerimizdenne de basınımızdanşöyle ciddi özür veyahata kabullenmeaçıklamalarına pekrastlamış değiliz.mokratia Partisi’nden Konstandinos Mitsotakis ile yaptıklarıtartışmada hatasını kabul ederek “Mea culpa sizimemnun eder mi?” diye sormuş ve “Ben kitapları rafakaldırdığımda, tekrar indiririm de” diye de ilave etmiş.2008 yılında partisinin parlamento grubuna hitapeden dönemin Başbakanı Kostas Karamanlis de VatopediManastırı skandalıyla ilgili açıklamalarında her nekadar Latince “mea culpa” demese de “Bu yanlışı kimseyemal edemem. Yanlış benimdir” diyerek kendi “meaculpa”sını dile getirmişti.“Özür dilerim” veya “hata ettim” ifadeleri ikişer kelimedenoluşur. Ama söylemesi o kadar zordur ki... İkikelime olmasına rağmen öyle kolayca ağızdan çıkıvermez.Sektör her ne olursa olsun hatalarını kabul edebilmekve alenen bunu ilan edebilmek, her babayiğidinharcı değildir.Dünya siyaset arenasına da göz attığınızda durumpek farklı değildir. Bazı liderlerin dudaklarından önemlikonularda dökülecek “mea culpa” büyük olayları önleyecekken,yanlışta diretmek olayları çıkmaza ve yokuşasürüklediğine şahit olmuşuzdur. Gurur ve kibir hernedense özeleştiriye izin vermez. Bunun örneklerini neçok eski geçmişte ne de çok uzaklarda aramaya gerekyok...Devletlerin, toplumun belirli kesimlerine karşı işlediklerihaksızlıklara karşı da “mea culpa”lara rastlamakpek mümkün değildir. Birçok durumda daha sonra izlenenpolitikalarla yanlışlar düzeltilmeye ve onarılmayaçalışılmışsa da, yanlışta ısrar edilen durumlar da önemsenmeyecekkadar çoktur.Batı Trakya’da da durum pek farklı değil aslında.Azınlık medyasının en genç mensuplarından biri olarak,şu ana kadar basın yaşantımda onlarca kınamaokuduğumu hatırlarım. Ancak, sayısızca yanlışa imzaatan ne azınlık siyasetçilerimizden ne de basınımızdanşöyle ciddi özür veya hata kabullenme açıklamalarınapek rastlamış değiliz.Hatta göz göre göre yalan söyleyen ve iftira atanlarbile “çamur at izi kalsın” mantığıyla hareket edebilmekteve rahatlıkla görülmemiş pişkinliklere imza atabilmektedir.Birçok yerde olduğu gibi bizde de makbulolan “kıvırmaktır”. Gurur ve ego zirvededir her zaman.Kimse hatasını kabullenmez, kabullenmek istemez.Eleştiriyi severiz ama ve lakin iş eleştirilmeye ve özeleştiriyegelince durum değişir.“Mea culpa”yı bilmeyenlere anlatmak bilenlere hatırlatmakistedim sadece. Bizde de bir gün “Mea culpa”diyebilecek birileri çıkar mı? Bilemiyorum. Ama benbu ayki yazımı, birçok kez son ana kadar yazımı bekleyenve benim yüzümden dergiyi geciktiren editöreseslenerek bitirmek istiyorum: Mea culpa!Kısa kısa cümlelerle: ERT’inekranlarının aniden kararması!ERT geçici süreliğine yeniden ister çalışsın ister çalışmasın,Hükümet ortakları ortak çözümde ister uzlaşsın isteruzlaşmasın,Yerine kurulacak yeni devlet radyo-televizyonu isterdaha iyi olsun ister olmasın,Kapatılma kararı ister son derece reformist ve cesursayılsın ister sayılmasın,Aniden, öylece, bir gecede ERT’in ekranlarınınkararması düne kadar ERT’e küfredenlerin bile içinesınmadı...Azınlıkça 17


ParadoksDimostenis Yağcıoğludimostenis@rocketmail.comTwitter: @dimoyagciogluİstanbul Rum Azınlığı’nın Değişmekte Olan KarakteriAtina’da, geçtiğimiz Mayıs ayının 25’inde, “İstanbulRumlarının Evrensel Federasyonu” (OIOMKΩ) ilebenim de yönetim kurulu üyesi olduğum “Bize GöreDoğu’yu İnceleme Cemiyeti”nin (Εταιρεία Μελετών τηςΚαθ’ Ημάς Ανατολής – ΕΤΜΕΛΑΝ) ortaklaşa düzenlediğiçok ilginç ve aydınlatıcı bir konferans gerçekleşti 1 .“Bugünkü İstanbul” başlıklı konferansın amacı, Atinalılara,özellikle de bu şehirde yaşayan Türkiyeli Rumdiyasporasıyla İstanbul’da iş aramayı ve orada yerleşmeyidüşünen Yunanlılara, hem genel olarak İstanbul’daekonomi, bayındırlık, şehircilik ve kültür alanlarındagerçekleşmekte olan büyük değişimi, hem de özel olarakİstanbul Rum Azınlığı’nın gündelik yaşamında vedevletle ilişkilerinde son yıllarda meydana gelen gelişmelerianlatmaktı.Konferansta bilinenden oldukça farklı bir İstanbulRum Cemaati portresi çizildi: Beni bile şaşırtanbir portre. Bugünkü Rum Cemaati’nin, benim içindedoğup büyüdüğüm cemaatten gerçekten de çok farklıolduğu apaçık görülebiliyordu.Çoğu zaman etnik-dinî azınlıkların çevresinde birbirineparalel iki muhayyel veya zihinsel duvar vardır.Dıştaki duvarı, azınlığı dışlamak ve sınırlamak amacıyladevlet ve çoğunluk örmüştür. İçteki duvarı ise, dışarıdangelecek tehlikelere karşı kendisini muhafaza etmekiçin azınlığın kendisi örmüştür. Bu duvarlar, azınlığınçevresi ile ilişkilerini tamamen engellemez, ama zorlaştırırve azaltır. İki duvarda da kapı ve pencerelervardır. Çoğunluk-azınlık ve devlet-azınlık ilişkileriningergin ve kötü olduğu dönemlerde bu kapı ve pencerelerdaha azdır ve daha seyrek açılır. İlişkilerin düzeldiğive gerginliğin yerini yakınlaşmanın aldığı dönemlerdeise duvarlara yeni ve daha geniş kapı ve pencereler açılır.Hatta bu duvarlar kısmen yıkılabilir de. İşte şimdiRum azınlığında bu duvarların kısmen yıkıldığını,yıkılmamış yerlerde de geniş kapıların ve pencerelerinaçıldığını, azınlığın çevresi ile çok daha rahat bir ilişkigeliştirmiş olduğunu fark ediyoruz.18 AzınlıkçaGünümüzün Rum cemaati, tıpkı benim büyüdüğümdönemdeki gibi, nüfusça çok küçük, birkaç binkişiden oluşan bir topluluk. Ama şimdi çok daha aktif,dinamik ve dışa dönük. Meselâ, kültürel alanda bizimzamanımızda hayal dahi edemeyeceğimiz sayıda ve sıklıktakültürel faaliyet gerçekleşmekte: Rum mimarlarve Rum basınını tanıtan sergiler, resim sergileri, ünlüYunanlı yazar ve şairlerin anısına okullarda düzenlenenfestivaller, ünlü sanatçıların davetli olduğu konserlerdüzenleniyor; Rum ve Yunan müziğini İstanbullularasevdirmeyi amaçlayan çeşitli gruplar faaliyet gösteriyor;Rum ve Yunan kültürünü tanıtmayı amaçlayan yeni biryayınevi neredeyse kurulur kurulmaz İstanbul’un yayındünyasında saygın bir yer ediniyor; eskiden korkuve yasaklamalar yüzünden yapılamayan “baklahoráni”“kálanda” gibi bazı geleneksel kültürel etkinlikler artıkserbestçe yapılabiliyor. Rum azınlığı, hem Türkiye hemde Yunanistan toplumu ile eskisinden çok daha etkili veyoğun bir iletişim içinde.Devlet birçok alanda azınlığın haklarına eskisindençok daha fazla saygı gösteriyor. Rum vakıfları kendilerindengasp edilmiş gayrimenkullerin bir kısmını yavaşyavaş geri alıyor. Genel olarak da bu vakıflar gayrimenkullerinieskisine oranla çok daha serbest bir biçimdedeğerledirebildiğinden ekonomik açıdan belli bir rahatlığakavuşmuş durumda. Son birkaç yıl içinde düzenlenmişseçimler sayesinde vakıflar, biri dışında, artıkcemaatin gözünde tam bir meşrûiyete sahip yöneticilertarafından yönetiliyor.Eğitimde ise, bizim öğrenciliğimizde yaşadığımız,Rum öğretmenlerin tayin olamaması, kontenjan öğretmenlerinçok geç gelmesi, bazı yıllar hiç gelmemesi,Yunanistan’dan gelen kitapların bakanlıkça onaylanmadığıiçin okullara dağıtılamaması gibi sorunlar artıkgeçmişte kalmış görünüyor. Ama öğrenci sayısının azlığındanve azınlığın kendi yapısının değişiyor olmasındankaynaklanan ciddi sorunlar var.Konferansta, Atina Üniversitesi Türk ve Çağdaş


Asya Etütleri Bölümü öğretim görevlisi Sayın RikaRombopoulou’nun İstanbul Rum Azınlık eğitimin bugünküdurumunu ve sorunlarını tasvir eden sunumu 2 ,belki de en çarpıcı bilgileri içeriyordu. Sadece eğitimdendeğil, bu cemaatin benim çocukluğumdan bu yanaoldukça değişmiş ve değişmeye devam eden etnokültürelbileşiminden de söz ediyordu Sayın Rombopoulou.Azınlık eğitiminin Yunanca ayağının en ciddi sorunları,öğrencilerin Yunanca bilgi düzeyi birbirindençok farklı birkaç etnokültürel gruptan müteşekkil olmasındankaynaklanıyor. Sayın Rombopoulou’nunverdiği bilgiye göre, 2012-2013 eğitim-öğretim yılındaRum Azınlığının faal durumdaki ilk ve ortaöğretimkurumlarında (1 anaokulu, 3 ilkokul, 3 ortaokul-lise)toplam 207 öğrenci okuyordu. Bu 207 öğrenciden, anadili Yunanca/Rumca olan T. C. vatandaşı çocukların,yani “eski Rum” diye niteleyebileceğimiz ailelerin çocuklarınınsayısı 62. Yine ana dili Yunanca olan, Yunanistanvatandaşı ve İstanbul’daki Yunan Konsolosluğundakimemurların ve Rum okullarındaki kontenjanöğretmenlerinin çocuklarının sayısı 12. Ana dili Arapçaolan ve Hatay’dan, Antakya civarından, İstanbul’a gelipyerleşmiş Rum Ortodoks ailelerin çocuklarının sayısı101. Bir de karma eviliklerden doğan çocuklar var; anadili Yunanca ya da Türkçe olan ama anne ve babanınbirbirleriyle daha çok Türkçe konuşarak anlaştığı evlerdengelen bu çocukların sayısı ise 32. Yani kültürelaçıdan birbirinden bir hayli farklı, fakat aynı sınıfta,aynı kitap ve eğitsel materyallerle Yunanca öğrenmeyeçalışan dört öğrenci grubu var Rum okullarında. Budurum öğretmenlerin işini çok zorlaştırıyor.Antakyalı Rum-Ortodoks çocukları için Yunanca,okulda öğrendikleri ve çoğunun gündelik hayatlarındapek kullanmadıkları bir üçüncü dil. Karma evliliklerinçocukları ise evde ebeveynlerinden biriyle belki Yunanca/Rumcakonuşuyorlar, ancak aslında onların gündelikdili Türkçe. “Eski Rum” ailelerin çocuklarının daTürkçe’yi gittikçe daha fazla konuştukları gözleniyor.Yunanca, sadece Yunanlı ailelerin çocuklarında baskındil durumunda. Genel olarak Yunanca’nın azınlık çocuklarıiçin pratik ve işlevsel önemi gittikçe azalmakta.Okullar Yunanca’yı daha cazip kılmak için,Yunanistan’ın eğitim ve kültür kurumlarıyla son yıllardaartan ilişkilerden ve İstanbul’da azınlıklar içinsağlanmış nispeten daha özgür ortamdan yararlanarakçeşitli etkinlikler organize ediyorlar. Öğretmenler farklıbilgi düzeyindeki öğrencilerin ihtiyaçlarına cevap vermekiçin kendilerini eğitmeye çalışıyorlar. Bildiğim kadarıylabu konuda bir-iki hizmet içi eğitim semineri dedüzenlendi. Ama bunlar Yunanca’nın gerileme trendinidurdurmaya yetmiyor. 2009 yılına kadar Yunanistan’a“ Rumlar artık çok daha dinamik,daha aktif, farklı göçlerle nüfusunupek artırmasa da koruyanve geleceğe ümitle bakan bir topluluk.Yakın gelecekte, örneğinbundan yirmi yıl sonra, Rumazınlığının şimdikinden çok farklıözellikleri, muhtemelen farklıavantajları ve farklı sorunlarıolacak. Bizim bildiğimizden çokfarklı bir Rum cemaati olacak,ama cemaat varlığını sürdürmeyedevam edecek.gidip yerleşme, orada iş bulma arzusu bazı öğrencilerdeYunanca öğrenmek için bir motivasyon yaratıyordu.Yunanistan’ın yaşadığı çok derin ekonomik kriz yüzündenartık oraya gidip yerleşmeyi düşünen pek kimsekalmadı.Rum okullarının öğrenci nüfusunda gördüğümüzbu dört grup, aslında İstanbul Rum cemaatinin de şuandaki etnik bileşenlerini oluşturuyor. Rum Ortodokscemaati,(1) ana dili Rumca olan, T.C. vatandaşı, en az dörtbeş kuşaktır İstanbul’da yaşayan “eski Rumlar”dan,(2) son yirmi-otuz yıl içinde Antakya civarındanİstanbul’a göç edip yerleşmiş, ana dili Arapça olan “AntakyalıRumlar”dan,(3) Rum olmayan biriyle (daha çok bir Müslüman/Türk veya bir Ermeniyle) evlenmiş olanlardan ve bunlarınçocuklarından,ve son olarak da(4) Yunanistan’dan İstanbul’a gelip yerleşen Yunanlılardanoluşuyor.Gruplardan en yenisi bu dördüncüsü. İstanbul’dakiYunanlıların birkaç yüz olduğu tahmin ediliyor, amasayıları gittikçe çoğalıyor. Yunanistan’daki krizden ötürüİstanbul’a iyi bir iş ve daha müreffeh bir hayat içinyerleşen Yunanlıların sayısında bir artış gözlemleniyor.Yunanistan’dan geri dönen Rumları veya İstanbul’uterk etmek zorunda kalmış Rumların anne-babalarınınAzınlıkça 19


şehrine yerleşmeye karar veren çocuklarını da belki bugruba katabiliriz, ama bunların sayısı (şimdilik) çok az.İstanbul’a yeni yerleşmiş Yunanlılar henüz Rum cemaatinetam entegre olmuş ya da eklemlenmiş değiller.Bunun sebeplerinden biri çocuklarını Rum okullarınatam öğrenci olarak kaydedememeleri. Yunanistan vatandaşlarınınçocukları Rum okullarına sadece misafiröğrenci olarak kaydolabiliyorlar ve ne karne ne de diplomaalabiliyorlar. Genel olarak daha atılgan ve aktifinsanlardan oluşan bu yeni grubun, Rum cemaatineeklemlendikçe, cemaate da dinamizm kazandıracağıümit ediliyor.İstanbul Rum Azınlığı’na dinamizm kazandıran birbaşka grup, Antakyalı Rum Ortodokslar. Birçok Rumkilisesi ve okulu hala açık ve faal olmasını bu grubaborçlu. Sayılarının bin-iki bin civarında olduğu tahminediliyor. Benim çocukluğumda sayıları çok azdı. Sonotuz yılda gerçekleşen göçlerle İstanbul’daki sayıları veRum cemaati içindeki oranları arttı. Hatay’daki RumOrtokslardan İstanbul’a göç edeceklerin ettiği, artıkoradan yeni göçler beklenmemesi gerektiği söyleniyor 3 .Zaten Hatay’da yaşayan Rum Ortodoksların sayısı dabirkaç bini geçmiyor. Yunanistan’a gidip yerleşmek,İstanbul’da yaşayan Antakyalı Rumların bir kısmı içinbir ara cazip bir seçenekti, ama artık değil. Doğal olarakbu grubun Yunanistan’la olan kültürel, tarihi, ailevibağları “eski Rumlar”ınki gibi güçlü ve önemli değil.Fakat Rum Ortodoks kilisesine ve Patrikhaneye çokbağlılar.Benim ailemin de mensup olduğu ve “eski Rumlar”diye nitelediğim, yani ana dili Yunanca/Rumca olanTürkiye vatandaşları Rumlardan oluşan grup, artık İstanbulRum cemaati içinde bir azınlık durumundalar.Ve bu grupta yaşlıların oranı çok büyük.Cemaatin fazla vurgulanmayan ama önemi giderekartan bir başka grubunu cemaat dışından biriyle evlenenlerve bunların çocukları oluşturuyor. Karma evilikler,daha çok Rumlarla Ermeniler arasında, benimçocukluğumda da vardı, ama az sayıdaydı. Bir Rumunbir Müslümanla, bir Türkle evlenmesi cemaatte tasvipedilmiyordu. Böyle bir evlilik yapanlar her zamandeğil, ama çoğu zaman cemaatten dışlanıyorlar, ya dakendileri cemaatten kopuyorlardı. Anlaşılıyor ki karmaevliliklere Rum cemaati günümüzde daha bir anlayışlave hoşgörüyle yaklaşıyor. Cemaat dışından bir Hıristiyanla,meselâ bir Ermeni veya bir Katolikle yapılanevliliklerse artık normal karşılanıyor. İstanbullu Rumgazeteci-yazarlardan Aris Abacı (Abatzis), 2005 yılındayayımlanan Μαρμαρωμένη Ρωμιοσύνη isimli kitabında4 karma evliliklere dair şaşırtıcı bilgi ve istatistikler veriyor:1992-2004 yıllarında Rumların yaptığı evliliklerin%61.5’ini karma evilikler oluşturuyormuş. Yanibu oniki yıl içinde evlenen Rumların %61.5’i Rumolmayan biriyle evlenmiş. Bu karma evliliklerin çoğu(Müslüman/Laik) Türkler ve Ermenilerle gerçekleşmiş.2004 yılından günümüze kadar da karma evliliklerinbu yüksek oranı koruduğu tahmin ediliyor. Karma evliliklergerçi Rumların bir kısmının cemaatten kopmasınaneden olabiliyor, ama öte yandan iki veya çok kültürlüinsanlardan müteşekkil yeni bir grubun kısmenya da tamamen cemaate eklemlenmesine de yol açıyor.Bu gruba mensup insanlar için Yunanca’nın belki sembolikbir önemi var, ama çoğu için Yunanca ana ve evdili bile değil.Sonuç itibarıyla, bugünkü İstanbul Rum Cemaatibenim çocukluğumun Rum cemaatinden sayıca birazdaha küçük, ama çok daha heterojen. Artık çokkültürlübir yapısı var. Ben, daha homojen ve ulusal bir azınlıkniteliğine sahip, Yunancanın ve Yunan kültürünün işlevselaçıdan çok daha önemli olduğu bir cemaatte büyüdüm.Şimdi görünen o ki azınlığın farklı gruplarınıbirleştiren tek özellik ortak din. Yunanca hâlâ azınlığındili, ama bu dilin rolü gittikçe sembolik hale geliyor. Vehiç kuşku yok ki azınlık hızla değişmeye devam ediyor.Şunu kesin olarak söyleyebiliriz: Bundan yirmi yılöncesine kadar Rumlar kelaynak kuşlarına benzetilir,onlardan yok olmaya yüz tutmuş bir topluluk gözüylebakılırdı. Bu artık geçerli değil. Rumlar artık çok dahadinamik, daha aktif, farklı göçlerle nüfusunu pek artırmasada koruyan ve geleceğe ümitle bakan bir topluluk.Yakın gelecekte, örneğin bundan yirmi yıl sonra, Rumazınlığının şimdikinden çok farklı özellikleri, muhtemelenfarklı avantajları ve farklı sorunları olacak. Bizimbildiğimizden çok farklı bir Rum cemaati olacak, amacemaat varlığını sürdürmeye devam edecek.Dipnotlar:1. “Η Σημερινή Κωνσταντινούπολη”: Συμπόσιο που συνδιοργανώνουνη ΟΙΟΜΚΩ και η ΕΤΜΕΛΑΝ. Σάββατο 25 Μαΐου2013, στο Πνευματικό Κέντρο Κωνσταντινουπολιτών, Δ. Σούτσου46, Αμπελόκηποι, Αθήνα. http://etmelan.gr/?p=7382. Ρίκα Ρομποπούλου, “Η Ομογενειακή Παιδεία”. Εισήγησηπαρουσίασηστην ημερίδα “Η Σημερινή Κωνσταντινούπολη” πουσυνδιοργανώθηκε από την ΟΙΟΜΚΩ και ΕΤΜΕΛΑΝ στις 25 Μαΐου2013, στην Αθήνα.3. Άννα Ανδρέου. “Εδώ Κωνσταντινούπολη: SOS για τα σχολείατης Πόλης” Τα Νέα, 30-31 Οκτωβρίου 2010, σ. 35.4. Άρης Αμπατζής, (2005) Μαρμαρωμένη Ρωμιοσύνη: Οι Έλληνεςτης Κωνσταντινούπολης.Αθήνα: Εκδ. Λιβάνη, σσ. 144-145.20 Azınlıkça


Algı(lamak)Herkül Millasmillas@otenet.grTwitter: @HerkulMillasBıkkınlığa ÇareAnlaşmazlıklar, kavgalar, sürtüşmeler,demagoji ve iftiralar, aptallıklar veinatlaşmalar bıkkınlığa neden oluncaoradan kaçarım. Nereden kaçarım venereye giderim? Aslında sorunu ve sıkıntılarıiçimizde taşıdığımız için nereyekaçsak bıkkınlık da bizi izler, heryerde bizimle beraberdir. Yine de, tamçaresi olmasa da, benim daha rahat nefesalabildiğim bir dünyaya erişmem,mekân değiştirmekten çok dönem değiştirmekleaz buçuk sağlanabiliyor.Eskilere sığınıyorum. Antik döneminromantik özlemine kapılmamaya özengöstererek, dürüst, kompleksiz, varacaklarımantıki sonuçlardan korkmayandüşünürlere ulaşıyorum. Bizdenyüzlerce yıl önce yaşamış böyle insanlarla“kaynaşmak”, yani bize varmışyazılarını okumak – başka çaremiz varmı ki?- tesellim oluyor. Anlaşmazsakda anlaşmazlık bugünkülerden öylesinefarklı ki, çekilir oluyor.“ Anlaşmazlıklar, kavgalar,sürtüşmeler,demagoji ve iftiralar,aptallıklar ve inatlaşmalarbıkkınlığaneden olunca oradankaçarım. Neredenkaçarım ve nereyegiderim? Aslındasorunu ve sıkıntılarıiçimizde taşıdığımıziçin nereye kaçsakbıkkınlık da bizi izler,her yerde bizimleberaberdir.Geçenlerde Platon’un Gorgias adlıdiyaloglarını okuyordum. Ahlak üzerinebir tartışma. Sokrates ile Gorgiasarasında. Başkaları da var, figüranrolünde. Antik dönemin dar çerçevesiiçinde kalmışlar, çağdaş sosyolojidenve toplumsal ruhbilimden habersizinsanların bir tartışması. Pek çok şeyibilmedikleri hemen belli oluyor. AmaOlimpus tanrıları inancından sonrayerleşmiş dinlerin metafiziğinden,varsayımlarından ve reflekslerinden deuzak kalmış bir tartışma. “Doğruları”bizimkilerden çok farklı.Ama ilginç olan, hatta heyecanverici olan yan, tartışma disiplinlerioluyor, “mantık” oluyor. Tabii sözkonusu olan gerçek hayat değil, birmetindir. Platon’un kurgusudur butartışma, yoksa o eski dönemde dedemagojinin var olduğunu biliyoruz.Hatta Gorgias’ın kendisi “resmen” birdemagogdur; bir tür avukatlığı öğre-Azınlıkça 21


ten biridir. Zaten tartışma da tam bunoktadadır. Sokrates Gorgias’ı sıkıştırmış,mesleğinin son analizde lafebeliğiolduğunu kanıtlamaya çalışmaktadır.Bir noktadan sonra kimin haklıolduğu ikincil olmaya başlıyor. Bu diyalogunseyri, disiplini, tutarlılığı veiki insan arasında sağlanmış olan iletişiminyüksek düzeyi çok çekici oluyor.Bir konuşuyor, ötekisi dinliyor. Sanalda olsa böyle bir sahneyi izlemek bile– yani okumak bile – rahatlayıcı. Evet,ötekisi dinliyor! Alışılagelmiş paralelmonologlar dinlemiyoruz, birinin dediğinecevap veriyor ötekisi. Dediğinyanlıştır, eksiktir, çelişkilidir, başlangıçnoktası keyfidir, diyor. Ve önce bunugöstermeye çalışıyor. Birinin sarf ettiğikelimeleri didik didik ediyorlar; o çerçevedençıkmadan söylenmiş olanınanalizi, deşifresi ve dekonstrüksyonuyapılıyor – Platon’u çağdaş terimlerleaçıklarsak.Bir yerde Gorgias Sokrates’e karşıçıkıyor ve başkalarının da kendisigibi (Gorgias gibi) düşündüğünüsöylüyor. Sokrates de ise ona, “Şu anAtina halkının bütünü seninle aynıfikirde olabilir”, diyor. “Kendi lehineşahit bulmak istersen Nikias’ın oğluNikeratus ve kardeşlerini, Skellios’unoğlu Aristokrates’i, Perikles ailesininbütününü getirebilirsin”, diyor. “Amaben tek bir kişiyim senden farklı düşünen.Ve sen neden haksız olduğumkonusunda inandırıcı bir görüş beyanetmiyorsun, ve onun yerine, bana karşışahitler gösteriyorsun.” Sen benimneden haksız olduğumu göstermen gerek,diyor; nasıl ki ben de – başkalarınınne dediğinden bağımsız – seninyanıldığını göstermekle yükümlüyüm(472).“ “Ama ben tek bir kişiyim,senden farklıdüşünen. Ve sen nedenhaksız olduğumkonusunda inandırıcıbir görüş beyanetmiyorsun, ve onunyerine, bana karşışahitler gösteriyorsun.”Senin benimneden haksız olduğumugöstermengerek, diyor; nasıl kiben de – başkalarınınne dediğindenbağımsız – senin yanıldığınıgöstermekleyükümlüysem...Bir ara Sokrates şunu da söyler:“Korkarım bu konuyu sürdürürsem,amacımı yanlış anlayacaksın. Amacımbu laf yarışmasında seni yenmekdeğildir. Sen de benim gibi biriysenseninle konuşmaya, sana sorular sormayadevam edebilirim. Yoksa susarımda. Benim gibi insanlar karşı tarafınyanlışını göstermekten çok kendi yanlışlarınıgörmek isterler. Çünkü yanlışgörüşlere sahip olmak kadar kötü birşey olamaz. Sen de benim gibi düşünüyorsantartışmamıza devam edelim.Farklı düşünüyorsan bu tartışmaya şuan bir son verelim.” Bu diyalogu birazözetledim ama bu görüşler yaklaşık ikibin dört yüz yıl önce işte böylesine“olgundu”.Bu tartışmada pek görmediğimiz,tartışanların karşı tarafın kişiliğinesaldırmadığıdır. Terbiyeden söz etmiyoruz.Tartışma yöntemi olarak böylebir yaklaşıma gerek duyulmuyor. Yarışangörüşlerdir, insanlar ve hele kişiliklerideğildir. Böyle bir tartışmagerçekten olabilir mi? Gerçekten Sokrateshasımlarıyla böyle mi tartışırdı?O insanların düzeyi böylesine üstünmüydü? Tabii ki durum hiç de böylesineideal değildi. Zaten Sokrates de sonundakonuştu diye idam edildi! Amabu Sokrates diyalogundan öğrendiğimizböyle düşünen, böyle davranan veböyle tartışan insanların binlerce yılönceleri de var olduklarıdır. Kaç kişiydiacaba? Herhalde çok küçük birgruptu.İşte bıkkınlık bastırınca çare olarakbelki de sanal ve yapay olan dönemlereve kahramanlarıma başvuruyorum. Birmüzeye veya bir operaya gider gibi. Birşiir kitabına sığınır gibi. Biraz yalan daolsa, yaşanan “gerçekliğe” dayanabilmekiçin bu tür aralara (teneffüslere)gerek duyuluyor. Bu sığınakların başkabir fonksiyonu da var: bize bir örnektirler,bir standart, bir yol gösterici,bir ideal. Kavganın da bir çekilir düzeyininolmasını hatırlatır bu örnekler.Tabii eğer “gerçeği” arıyorsak. Burada“gerçek” derken post-modern dönemimizingerçeğinden söz ediyorum. Yanibüyük oranda şüphe ve öznellik (sübjektivite)içeren bir gerçeklikten. Böylegeçici, konjonktürel bir gerçek içinkıyasıya kavga etmemek için ek nedenlerde var günümüzde. Onun içinbıkkınlığı besleyen gerilimler daha dagereksiz görünüyorlar. Bıkkınlık böylecedaha da bir çöküyor.*22 Azınlıkça


Ηρακλής Μήλλαςmillas@otenet.grTwitter: @HerkulMillasΤα «λάθη» του ΕρντογάνΤις τελευταίες εβδομάδες ο πρωθυπουργός της Τουρκίαςέκανε ορισμένα λάθη. Ξεκίνησε μια διαδικασία ειρήνευσηςκαι συμφιλίωσης με τους Κούρδους πολιτικούςκαι μαχητές χωρίς να έχει εξασφαλίσει την υποστήριξηή, έστω, τη συναίνεση της αντιπολίτευσης. Ταυτόχρονα,προώθησε μια συνταγματική αλλαγή (που μάλλονθα υποστηριχτεί μόνο από τους Κούρδους πολιτικούςμέσα στο κοινοβούλιο) που δίνει το μήνυμα μιας προεδρικήςδημοκρατίας μετατρέποντας τον ίδιο σε απόλυτοκυρίαρχο της νομοθετικής, εκτελεστικής και δικαστικήςεξουσίας. Πολλοί εκλαμβάνουν αυτές τις συντονισμένεςκινήσεις σαν μια υποχώρηση σε «εθνικά θέματα» για ίδιακέρδη. Με την εξωτερική πολιτική που άσκησε και μετην υποστήριξη που παρέχει στις αντι-Ασάντ δυνάμεις,η Τουρκία φαίνεται να γίνεται μέρος του προβλήματοςστην Μέση Ανατολή.Ενώ τα ανωτέρω μπορούν εν μέρει να δικαιολογηθούν,άλλες αποφάσεις και δηλώσεις που έχουν σχέση μετην καθημερινότητα ανέβασαν την ένταση. Η κατεδάφισηενός ιστορικού κινηματογράφου για να μετατραπεί σεMall, η απόφαση να κτιστεί ένα πελώριο τζαμί σε ένανλόφο της Κων/πολης, παρά τις αντιρρήσεις σχεδόν όλων,κοσμικών και ισλαμιστών, -ο ίδιος είπε «μα, εμένα μουάρεσε στο σχέδιο»- οι ασφυκτικοί περιορισμοί στην κατανάλωσηαλκοολούχων -είχε πει «πίνουν του σκασμού(tıksırıncaya kadar) αλλά εμείς δεν επεμβαίνουμε»- ηεπιμονή να κτιστεί ένα πελώριο κτίριο σε έναν χώρο πρασίνουστην πλατεία Τακσίμ, παρά τη γενικευμένη αντίρρηση,η διαπίστωση ότι τρεις ουρανοξύστες χάλασαν τοπροφίλ την Πόλης επειδή εμφανίζονται ανάμεσα σε ιστορικάταμένη, όλα αυτά αντιμετωπίστηκαν με κυνισμό καιμε ένα τραχύ και προσβλητικό αντίλογο: είμαστε εξουσία,μας υποστηρίζει το 50% του λαού. Υπάρχουν πολλάδείγματα αυτής της γραφής: με εντολή του, «τι είναι αυτότο έκτρωμα!», κατεδαφίστηκε ένα άγαλμα γνωστού γλύπτη,σε μια άλλη περίπτωση η ανέγερση μιας κρεμαστήςγέφυρας στον Κεράτιο κάλυψε ιστορικά μνημεία, κ.α.Περισσότερο εξόργισε ο λόγος και ο τρόπος παράη ουσία. Και την τελευταία εβδομάδα ανακοινώθηκε τοόνομα της τρίτης γέφυρας στον Βόσπορο: Γιαβούζ ΣουλτάνΣελίμ. Η δήλωση έλεγε «το συζητήσαμε μεταξύ μαςκαι αποφασίσαμε για αυτό το όνομα.». Αλλά ο μεγάλοςαυτός σουλτάνος του δεκάτου έκτου αιώνα είναι γνωστόςκαι ως σφαγέας των Αλεβιτών. Έτσι, με μια κίνηση, εξοργίστηκετο 20% του πληθυσμού. Τα επεισόδια στο Τακσίμξέσπασαν αυθόρμητα όταν πολύ νωρίς το πρωί μπουλντόζεςάρχισαν να ξεριζώνουν δένδρα. Τα δένδρα ήταν ηαφορμή, όχι η μόνη αιτία.Τα λάθη είναι ανθρώπινα, όλοι κάνουμε. Αλλά ταλάθη είναι δύο ειδών: α) τα συμπτωματικά, δηλαδή αυτάπου τυγχάνουν και δεν επαναλαμβάνονται και β) τα συστημικά,δηλαδή αυτά που έχουν μια γενεσιουργική αιτίακαι επαναλαμβάνονται. Δύο χρόνια τώρα, πρώην υποστηρικτέςτου Ρ.Τ. Ερντογάν λένε ότι έχει αλλάξει πολύ.Είναι αυταρχικός, επεμβαίνει σε όλα και, το χειρότερο,μετά από τις τρεις εκλογικές επιτυχίες του πιστεύει ότιείναι αλάνθαστος. Ορισμένοι ισλαμιστές πιστεύουν ότιπάσχει από αλαζονεία, οι κοσμικοί λένε ότι θέλει να επιβάλειτον δικό του τρόπο ζωής και τη δική του αισθητική.Τις επόμενες εβδομάδες θα δούμε αν τα λάθη είναι «ανατρέψιμα».Azınlıkça 23


Son anketteND öndeRass araştırma şirketinin Pazar günü yayınlananEleftheros Tipos gazetesi hesabına ERT ileilgili Yunanistan’da patlak veren siyasi kriz esnasındayapılan anketten oldukça ilginç sonuçlarortaya çıktı.18 - 20 Haziran tarihleri arasında gerçekleştirilenkamuoyu yoklamasında ND PartisiSYRIZA Partisi’nin önünde ilk sırada yer almayadevam ederken, PASOK ve özellikle de DİMARPartisi’nin büyük düşüş yaşadığı ortaya çıktı.Rass’ın son anketinden çıkan sonuçlar şöyle:ND % 24,8SYRIZA % 23,7ALTIN ŞAFAK % 8,1KKE % 4,7BAĞIMSIZ YUNANLAR % 4,1PASOK % 4DİMAR % 3“Başbakanlığa en uygun kim?” sorusunda iseBaşbakan Antonis Samaras’ın (% 46,8) büyükfarkla SYRIZA lideri Aleksis Tsipras’ın (% 33,4)önünde olduğu görülüyor.Olası seçimleri kim kazanır sorusuna da anketörlerin% 54,4’ü “ND Partisi” cevabını verirken% 38,6’sı ise “SYRIZA” dedi.Anketten çıkan bir diğer ilginç sonuç ise Yunanistandevlet radyo televizyon kurumu ile ilgiliyöneltilen soruyla ilgili. Vatandaşların % 72,7’si“personeli azaltıldıktan ve işleyişi düzeltildiktensonra ERT’in açılması gerektiğini” savundu.“Hükümet 4 yıllık görev süresini tamamlamalımı yoksa erken seçime mi gitmeliyiz?” sorusunaise halkın % 61,8’i “hükümetin görev süresini tamamlamasıgerektiğine” inanıyor.Kamuda işten çıkartmalara vatandaşların yüzde54,4’ü olumlu bakarken, SYRIZA Partisi’ninılımlı memorandum karşıtı politika izlemesindenise 3 SYRIZA seçmeninden 2’si memnun olmadıklarınıdile getirdi*Sibel MustafaoğluEski Cami önündekiçöp kovalarınınkaldırılmasını istediGümülcine Belediyesi’nde Eşitliğe İlk Adım ListesiBaşkanı Sibel Mustafaoğlu, Eski Cami önündebulunan çöp kovalarıyla ilgili Gümülcine BelediyeBaşkanı’na yazı gönderdi.Eşitliğe İlk Adım Listesi tarafından yapılan ilgiliaçıklama şöyle:Basın Açıklaması18 Haziran 2013Eşitliğe İlk Adım ListesiGümülcine Belediyesinde Eşitliğe İlk Adım ListesiGümülcine Belediye başkanına hitaben gönderdiğiyazıda tarihi Eski Cami önünde bulunan çöp kovalarınınkaldırılmasını talep etti.Yazıda yaz aylarının gelmesiyle cami camlarınınibadet esnasında açıldığı ve çöp kokularının cami cemaatinirahatsız ettiği, ayrıca sağlık açısından zararlıolduğu belirtildi.Eşitliğe İlk Adım Listesi daha önce de sorunu GümülcineBelediyesine aktarmış ancak her hangi birsonuç alınmamıştı.Bir kez daha sorunun acil çözülmesini talep edenBağımsız Liste, cami ve kiliseler vs. olmak üzere tümibadethanelere saygılı davranılması gerektiğini hatırlattı.Ayrıca Gümülcine Belediye yönetimine gönderilenyazıda, Eski Cami önünde bulunan büfe, taksidurağı ve mevcut çeşme sorunları da bir kez daha hatırlatıldı.Eşitliğe İlk Adım Listesi, Gümülcine BelediyeYönetiminden çöp kovalarının acilen kaldırılmasınıtalep ederken, diğer sorunlarla ilgili de yazılı cevapverilmesini istedi.24 Azınlıkça


ΜΕ ΓΝΩΣΗ και ΜΕ ΤΟΛΜΗΓιώργος Δούδοςg_doudos@yahoo.comTwitter: @GeorgeDoudosΟ ΙΣΛΑΜΙΣΜΟΣ, Η ΒΛΑΣΦΗΜΙΑΚΑΤΑ ΤΟΥ ΙΣΛΑΜ!Η κατάσταση που επικρατεί στη μεγάλη πλειοψηφίατων μουσουλμανικών πληθυσμών στη γη μόνοθλίψη, προβληματισμό και δυσοίωνες προοπτικέςγεννά….Η ‘αραβική άνοιξη’, όπως ονομάστηκε η εξέγερσηλαών σε χώρες της βόρειας Αφρικής για την ανατροπήαυταρχικών και διεφθαρμένων καθεστώτων, τελικάαποδείχθηκε γκρίζο φθινόπωρο! Η Συρία, κοιτίδαπολιτισμού και μήτρα ιστορίας στη Μέση Ανατολή,μαστίζεται από φρικώδη εμφύλιο σπαραγμό που έχειφτάσει τους ανθρώπους αυτής της χώρας να ζουν μιααπρόβλεπτων διαστάσεων ανθρωπιστική κρίση καισυνεχώς να αυξάνεται ο αριθμός των «τυχερών» πουκαταφέρνουν να γίνουν πρόσφυγες σε γειτονικές χώρες,Τουρκία και Ιορδανία, ξεφεύγοντας τις παγίδεςτου θανάτου!Στο Ιράκ, ούτε ελευθερίες υπάρχουν, ούτε κράτοςδικαίου. Απεναντίας κυριαρχεί η ανασφάλεια καιη αστάθεια ενώ υποβόσκει ένας καταστροφικός πόλεμοςμεταξύ Ιρακινών διαφορετικών θρησκευτικώνπαραδόσεων.Πρόσφατα στην ιρακινή πόλη Najaf έγινε μια συνάντησηόπου συζητήθηκαν και εξετάσθηκαν τρόποισυμφιλίωσης μεταξύ Σουννιτών και Σιϊτών Μουσουλμάνων,ώστε να σταματήσει επί τέλους η αιματοχυσίαανάμεσα σ’ αυτές τις δυο μεγάλες κοινότητες της χώρας.Δυστυχώς υπάρχουν Σουννίτες στο Ιράκ που δενκρύβουν τις προθέσεις τους: Πριν σκοτώσουμε τουςΕβραίους και τους Χριστιανούς θα εξοντώσουμε τουςΣιΐτες!Είναι γνωστό πως οι επαναστάτες στη Συρία είναικατά κύριο λόγο είναι φανατικοί Σουννίτες, ανεξάρτητααπό τη βοήθεια που δέχονται από τα Ιράν. Στιςτάξεις των μαχητών για την ανατροπή του καθεστώτοςΆσαντ είναι γνωστό πως πολεμούν ΣαλαφίτεςΤζιχαντιστές από ένα σωρό χώρες ακόμα και από τηνΤσετσενία! Οι προθέσεις του ‘Ελεύθερου ΣυριακούΣτρατού’ έχουν γίνει γνωστές: Εξόντωση των θρησκευτικώνμειονοτήτων, κάτι που αναφέρεται στιςπολλές χριστιανικές κοινότητες με αρχαίες ρίζες πουυπάρχουν από αιώνες στη Συρία και στους ΑλαουΐτεςΜουσουλμάνους, χωρίς να είναι στο απυρόβλητο καιοι λίγοι Δρούζοι. Θανάτωση προβεβλημένων προσώπωνπου συνεργάζονται με την κυβέρνηση Άσαντ.Επίθεση κατά των Κούρδων! Αξίζει να ληφθεί υπόψηότι οι Κούρδοι στη Συρία αποτελούν τη μεγαλύτερηεθνοτική μειονότητα με πληθυσμό που ξεπερνάτα 2.000.000 ή το 9% του συνολικού πληθυσμού τηςχώρας.Μεταξύ των αντικαθεστωτικών ανταρτών στη Συρίαείναι και οργάνωση ‘Μέτωπο Αλ Νούσρα’ (JabhatAl Nusra), που στελεχώνεται από Σουννίτες ΣαλαφίτεςΤζιχαντιστές με γνωστές διασυνδέσεις με την ΑλΚάιντα. Από τους κύκλους των Σύριων ανταρτών έχειδιαρρεύσει πριν από καιρό το εξής σενάριο, εφόσονεπικρατήσουν και αναλάβουν τη διακυβέρνηση τηςχώρας: Εξόντωση των Αλαουϊτών, δεν υπάρχει αμφιβολίαπως το μεγάλο μίσος πρέπει να οφείλεται στογεγονός ότι η οικογένεια Άσαντ είναι Αλαουΐ. Εξώθησητων Χριστιανών της χώρας να ζητήσουν καταφύγιοστο Λίβανο.Η συνεχιζόμενη ομηρεία του Συρορθόδοξου ΜητροπολίτηΧαλεπίου Μορ Γιοχάνα Ιμπραχίμ και τουΕλληνορθόδοξου Μητροπολίτη Χαλεπίου ΜπούλοςΓιαζίγκι, το πιο πιθανό να αποτελεί μια τρομοκρατικήενέργεια ευρύτερου εκφοβισμού των Χριστιανών τηςΣυρίας εκ μέρους ακραίων αντικαθεστωτικών Μουσουλμάνων,που ίσως προαναγγέλλει το μέλλον τωνχριστιανικών κοινοτήτων σε μια Συρία υπό την διακυβέρνησηΣαλαφιτών Σουννιτών.Λίγο καιρό μετά την έκρηξη της εμφύλιας σύγκρουσηςστη Συρία, ο Μελχίτης Πατριάρχης ΓρηγόριοςΙΙΙ ο Λάχαμ είχε απευθύνει μια έκκληση στουςισχυρούς της Δύσης, που όπως φαίνεται ελάχιστοι τηνπρόσεξαν και ίσως ακόμα πιο λίγοι την κατανόησαν:Azınlıkça 25


Πιέστε την κυβέρνηση Άσαντ για μεταρρυθμίσεις,μην βοηθήσετε όμως για την ανατροπή της!Τα πολλά, ασύλληπτα σε ποσότητα δολάρια πουμαζεύουν στα θησαυροφυλάκιά τους οι ΟυαχαμπίτεςΣαουδάραβες ηγεμόνες και οι Ουαχαμπίτες του Κατάραπό την εκμετάλλευση του πετρελαίου, έχουν προκαλέσειεδώ και μερικές δεκαετίες ένα κύμα εξαγωγήςπρος κάθε κατεύθυνση αυτής της ιδεολογίας περίΙσλάμ, η οποία καλλιεργεί ένα αλλοιωμένο μουσουλμανικόπροσωπείο και κυρίως ενθαρρύνει ακόμα καιτη βίαιη επιβολή μιας βάρβαρης εκδοχής της Σαρία,σε μουσουλμανικές κοινότητες αλλά και σε κράτη!Η καταστροφική επιθετικότητα των Ουαχαμπιτώνέχει γίνει αισθητή σε χώρες των Βαλκανίων, όπουκατέστρεψαν βάζοντας φωτιά σε ιστορικούς τεκέδεςκυρίως Μεκτασήδων στη (FYROM) Μακεδονία καιστο Κόσσοβο. Στο Μάλι, ένοπλοι αντάρτες στρατολογημένοιαπό τους Ουαχαμπίτες, που επιδιώκουν ναιδρύσουν ένα ισλαμικό ολοκληρωτικό κράτος, έκαψανχειρόγραφα μουσουλμανικής σοφίας στην Τιμπουκτού,κατέστρεψαν ιερούς τάφους αγίων ανθρώπωνκαι σκορπούν τον τυφλό τρόμο επικαλούμενοι βλάσφηματο όνομα του Αλλάχ!Στο Ιράκ, στη Συρία και στην Αίγυπτο τα θύματατης δαιμονικής πίστης των Σαλαφιτών παραμένουν οιΧριστιανοί! Ανατινάξεις εκκλησιών σε ώρες λατρείας,δολοφονίες κληρικών που είχαν διακριθεί στοέργο της συμφιλίωσης μεταξύ αντιμαχόμενων πλευρώνκαι την απελευθέρωση ομήρων στη Συρία. Έτσιτο κύμα Χριστιανών που αναγκάζονται να αφήσουντις πατρογονικές εστίες τους ζητώντας ασφαλές καταφύγιοοπουδήποτε για να επιβιώσουν αυξάνεται συνεχώς,με συνακόλουθη συνέπεια να μειώνεται δραματικάο πληθυσμός των παραδοσιακών χριστιανικώνκοινοτήτων στις παραπάνω χώρες. Στην Αίγυπτο οιεγχώριοι Σαλαφίτες, γνωστοί και ως Κουτμπίδες,από τον Αιγύπτιο θεωρητικό του Σαλαφισμού ΣαγίντΚουτμπ, ηγέτη των ‘Αδελφών Μουσουλμάνων’,που το 1966 εκτελέστηκε με απαγχονισμό επί Νάσερ,εκτός από τις κατά καιρούς επιθέσεις κατά των ΚοπτώνΧριστιανών, επιτίθενται δολοφονικά και κατάΜουσουλμάνων, που κρίνουν ότι δεν είναι συνεπείςπρος τις απαιτήσεις της πίστης τους. Ο Ναγκίμπ Μαχφούζυπήρξε θύμα απόπειρας δολοφονίας εις βάροςτου από φανατικούς Μουσουλμάνους.Ο Νομπελίστας συγγραφέας ευτυχώς σώθηκεαλλά έμεινε ανάπηρος ως το τέλος της ζωής του, ανίκανοςνα γράφει…. Αιγύπτιοι ισλαμιστές δικαστέςπου εφαρμόζουν τη Σαρία, εκδίδουν αποφάσεις διαζυγίουμεταξύ ζευγαριών Μουσουλμάνων, χωρίς ναερωτηθούν ή έστω να ενημερωθούν οι σύζυγοι προςτούτο, με πρόσχημα ότι ο σύζυγος έχει καταστεί άπιστος….Οι Ουαχαμπίτες είναι υπεύθυνοι, με τις οικονομικέςενισχύσεις που σκορπούν δίχως περίσκεψηκαι φειδώ, για τα φυτώρια που εκτρέφουν τους φανατικούςΝτεομπάντι, κυρίως στο Πακιστάν και τουςΤαλιμπάν στο Αφγανιστάν. Τόσο οι Ντεομπάντι, όσοκαι οι Ταλιμπάν είναι επιθετικές παραφυάδες του Σαλαφισμούστο σουννιτικό Ισλάμ, που προσπαθούν ναεπιβάλλουν ένα δικό τους Ισλάμ και μια δική τους Σαρία,που χαρακτηρίζονται από τη διασπορά τρόμου,θανάτου και βίας!Το Ιράν έχει αποδειχθεί ένα ολοκληρωτικό θεοκρατικόκαθεστώς, εκτεταμένης διαφθοράς της ελίτ τωνΜολλάδων, που κινούν τα νήματα ποδηγέτησης τουυπέροχου λαού αυτής της χώρας. Με τη δύναμη τωνοικονομικών μέσων που διαθέτει η ιρανική κυβέρνησηκάνει σχεδιασμένη εξαγωγή της ισλαμιστικής ιδεολογίαςτου καθεστώτος και μεταξύ Σουννιτών.Έτσι ενισχύει τους αντάρτες της Συρίας αλλά καιτη Χαμάς που κυβερνά τη Λωρίδα της Γάζας. Είναιπεριττό να αναφερθούμε στη λιβανέζικη Χεζμπολλάχ,που το στρατιωτικό τμήμα της εξοπλίζεται με ποικίλαόπλα και συστήματα σποράς του θανάτου από το Ιράν.Με κάλυμμα πολιτιστικές και μορφωτικές ανταλλαγέςπροσφέρει φιλοξενία ή και σπουδές σε ΣουννίτεςΜουσουλμάνους ακόμα και από την Ευρώπη. Παράλληλα,εντός του Ιράν οι εξοντωτικοί διωγμοί του καθεστώτοςκυρίως κατά των Σούφι Νιματουλλαχί Γκοναμπανίσυνεχίζονται αμείωτοι και όλο πιο ακραίοι!Η οικονομική δύναμη έχει διαφθείρει βαθύτατατόσο τους Ουαχαμπίτες της Σαουδικής Αραβίας καιτου Κατάρ, όσο και τους άκαμπτα δογματικούς Σιΐτεςτου Ιράν.Εξαγοράζουν με μύριους τρόπους συνειδήσειςΜουσουλμάνων, αλλοιώνοντας το ήθος τους με υπέρμετρηυποκρισία. Εξαγοράζουν τη σιωπή και την ανοχήΜουσουλμάνων θεολόγων, ιμάμηδων, μουφτήδων,ουλεμάδων εμπρός στη βαρβαρότητα και στη σκληρότηταπου επιβάλουν στη Σαουδική Αραβία κυρίως,αλλά και σε άλλες ισλαμικές χώρες, δήθεν στο όνοματης ισλαμικής ορθοδοξίας και καθαρότητας και τηςαπαρέγκλιτης εφαρμογής μιας παραμορφωμένης Σαρία!Το ίδιο συμβαίνει και με το Ιράν, που επίσης εξαγοράζεισυνειδήσεις για την υποστήριξη και την ανοχήτου ολοκληρωτικού καθεστώτος των Μολλάδων!26 Azınlıkça


Οι Ουαχαμπίτες και οι Σαλαφίτες γενικά, οποιασδήποτεαπόχρωσης κι αν είναι έχουν ένα κοινό χαρακτηριστικό.Πιστεύουν ουσιαστικά ότι ο χρόνοςσταμάτησε στον τρίτο αιώνα από την Εγίρα! Μέχριεκείνη την εποχή ζούσαν πιστοί και αληθινοί κατά τοήθος Μουσουλμάνοι. Επομένως σκοπός τους είναι ναγυρίσουν πίσω την ιστορία του κόσμου, ακόμα και βίαια,για να εφαρμόσουν τη Σαρία με τον τρόπο πουεφαρμοζόταν ως τον 9ο αιώνα μ.Χ..Οι άθλιες συνθήκες που αφορούν τα λαϊκά στρώματασε μουσουλμανικές χώρες, έχουν μετατρέψει τονΣαλαφισμό από θρησκευτικό κίνημα σε πολιτικό κίνημαβίαιης επιβολής της ολοκληρωτικής ιδεολογίας τουΙσλαμισμού. Οι Σαλαφίτες Τζιχαντιστές, που καλλιεργούνμια εγκληματική αντίληψη για το περιεχόμενο της‘τζιχάντ’, με τους πόρους που διαθέτουν αλλά και μετους ευνουχισμένους ως προς τη συνείδησή τους οπαδούς,αποτελούν τον Ολοκληρωτισμό του 21ου αιώνα!Ο Ισλαμισμός είναι υπεύθυνος για τρομοκρατικέςενέργειες, για εμφύλιους σπαραγμούς, για το σύγχρονοδράμα στη Συρία και το Ιράκ, για την ανασφάλεια στοΠακιστάν και στο Αφγανιστάν και για τις ορδές φανατικώνκαι ανεγκέφαλων ανθρώπων, που κυκλοφορούνστις δυτικές κοινωνίες ισχυριζόμενοι πως εκπροσωπούντο Ισλάμ! Εν κατακλείδι, οι Ισλαμιστές, έχουν μεγάλομερίδιο ευθύνης για την καλλιέργεια της ισλαμοφοβίαςστις κοινωνίες της Δύσης.Κάθε Μουσουλμάνος Ιμάμης, Μουφτής, θεολόγοςπου έχει επίγνωση ότι ο Σαλαφισμός και ο Τζιχαντισμόςόχι μόνο προδίδουν και αλλοιώνουν το Ισλάμ,αλλά εγκληματούν κατά της ανθρωπότητας, πρέπει ναορθώσουν το ανάστημά τους και να διαφωτίσουν τουςαπλούς Μουσουλμάνους.Όταν οι Σαλαφίτες και οι δικτάτορες του Ιράν καταδιώκουντους Σούφι, καταστρέφουν τα ιερά τους δενείναι δυνατό Σούφι να παραμένουν σιωπηλοί και αδιάφοροι.Μια τέτοια στάση αποτελεί προδοσία! Κάθε άνθρωπος,Χριστιανός, Εβραίος, Ζωροάστρης ή Βουδιστής,αδιάφορος αγνωστικιστής ή και άθεος, δεν μπορείνα μένει αδιάφορος για τον τρόμο που προέρχεται απότην Ανατολή, από μαχητικούς Τζιχαντιστές. Οφείλουμεόλες και όλοι μας, ανεξάρτητα προς τις θρησκευτικέςπεποιθήσεις μας, να απαιτήσουμε να μπουν φραγμοίστην διάδοση του Ισλαμισμού. Οφείλουμε να ξεχωρίσουμετο Ισλάμ και τον πολιτισμό που κληροδότησεστην ανθρωπότητα από το τρομακτικό προσωπείο τουΙσλαμισμού, που έχουν κατασκευάσει Σαλαφίτες καιθεοκρατικοί Σιΐτες και να αρνηθούμε να πέσουμε στημέγγενη της ισλαμοφοβίας που τοξινώνει τις κοινωνίεςμας….Ahmet Hacıosmançiftçi destekprogramlarını sorduRodop PASOK milletvekili Ahmet HacıosmanTarım Kalkınma Bakanlığı’na hitaben sunduğu soruönergesinde, çiftçileri desteklemeye yönelik programlarınilan edilmesini istedi. Soru önergesi şöyle:Protokol No.:11995/18.06.2013SAYIN: Tarım Kalkınma ve Gıda BakanıKONU: Çiftçileri desteklemeye yönelik programlarınilan edilmesi.Tarım Kalkınma Programı 2007-2013 çerçevesindeyer alan Önlem 112 “ Yeni Çiftçi Programı” veÖnlem 113 “Çiftçilerin ve Tarım İşçilerinin ErkenEmekliliği” gibi programlar çiftçilerimiz tarafındanbüyük ilgi gördü.“Yeni Çiftçi Programı” tarım sektörüne genç çiftçikazandırarak, “Erken Emeklilik Programı” ise, çiftçilerimizeemeklilik yaşını beklemeye gerek kalmadanemekli olma imkanı sağladığından dolayı, her iki Önlemde, tarım sektöründe varolan yapısal sorunlarıngiderilmesi yönünde büyük katkı sağlamıştır.Hem tarım sektörünün hem de çiftçilerimizin buÖnlemlerden ortak fayda sağlıyor olması, bu Önlemlerinbaşarıya ulaşması yönündeki tek garantidir.Bu tür faaliyetlerin, tarım sektörünün yenidendüzenlenmesi ve çiftçilerimizin desteklenmesi yönündesağlayacağı katkılar son derece önemlidir.Yukarıdakiler doğrultusunda,SAYIN BAKANA SORULUR:1. Tarım Kalkınma Programı 2007-2013 sona erdiğizaman, yeni çiftçilerin tarım sektörüne kazandırılmasıve üreticilerin erken emekli olabilmesi yönündekiyeni Bakanlık düzenlemeleri neler olacaktır?2. Önlem 112 ve 113 gibi faaliyetlerin içeriğinesahip faaliyetleri, yeniden ilan etmeyi düşünüyormu?Azınlıkça 27


İşsizlikBatı Trakyagençlerinitütüneyönlendiriyor“ Rodop ilinde56.000 dönümİskeçe ilinde ise20.000 dönümtarlaya basma tipitütün ekilirken,İskeçe’de ayrıca300 dönümtarlaya da virginatipi tütün ekildi.28 Azınlıkça


Rodop - Evros Tütüncüler Kooperatifi’ninverilerine göre geçenseneye kıyasla bu yıl tütün üreticilerininsayısında artış gözlemleniyor.Yunanistan’daki tütün üretimininbu yıl % 30 oranında arttığıortaya çıkarken, bölgede de Rodop-Evros Tütüncüler Kooperatifi’ninüyelerinin sayısının 5.400’den bu yıl6.700’e yükseldiği gözlemlendi.Bu yıl Yunanistan’da 135.300 dönümtütün ekildiği ortaya çıkarken,132.000 dönüm tarlanın şark tipi– basma olarak da bilinen – tütüntürüyle ekili olduğunu geriye kalan3.300 dönüm tarlaya ise virgina tipitütünle ekildiği belirtiliyor.Rodop ilinde 56.000 dönümİskeçe (Xanthi) ilinde ise 20.000dönüm tarlaya basma tipi tütün ekilirken,İskeçe’de ayrıca 300 dönümtarlaya virgina tipi tütün ekildiğiifade ediliyor.İşsizlik nedeniyle bölgedeki birçokgencin de bu yıl tütün üreticiliğineyöneldiği tespit edilirken,Batı Trakya bölgesiyle birlikte ülkegenelinde tütün üretiminin bu yılartmasında en önemli faktör olarakPhilip Morris ile hükümet arasındaimzalanan anlaşma gösteriliyor.Yerel basına açıklamalarda bulunanRodop-Evros Tütüncüler KooperatifiBaşkanı Esat Hüseyin tütün“ İşsizlik nedeniylebölgedeki birçokgenç bu yıl tütünüreticiliğine yöneldi.Tütün üretiminartmasındakibir diğer faktör dePhilip Morris ilehükümet arasındayapılan anlaşma.primlerinin önemine dikkat çekerken“Eğer primsiz tütün üretiminedevam edersek, ailelerimize bakamayacakduruma geliriz. İstesekbile tütün ekemeyiz” diyor. TarımBakanlığı’nın Philip Morris şirketiile imzaladığı anlaşmaya da değinenEsat Hüseyin “Bu gelişme birçokgencin tütün üretimine dönmesinisağladı. Ancak fiyatlar hâlâ çokdüşük. Tütünler bizim tarafımızdanşirketlere verilecek ve Philip Morristütünümüzü bu şirketlerden alacak.Arabulucuların olması, fiyatları düşüktutuyor. Eğer tütünler doğrudanPhilip Morris’e verilebilseydi tütünüreticileri kilo başına en azından 1euro kazanırdı” ifadelerine yer veriyor.Bölgede ortalama bir tütün üreticisininyaklaşık 8-10 dönüm tütünektiğini anlatan Rodop-Evros TütüncülerKooperatifi Başkanı “Yaklaşık1 ton tütün elde eden bir üreticinintütünün kilosunu 4,5 euro’dansattığını göz önünde bulundurursak,kalan kâr çok az. Üretim maliyeti dearttı. Bir kilo tütünün üretim maliyeti2 euro’yu buluyor. Biz oradankaybediyoruz ve o yüzden sektörümüzdesteklenmeli” dedi.Azınlıkça 29


Abdülhalim Dede’nin halleri!..Ciddiye aldığımız için değil, “Azınlıkça Online” internetsitemizden ismen yazısında bahsettiği için cevap vermemizicap etti.Abdülhalim Dede yaptığı haberle bir kez daha gözgöre göre hakkımızda yalan söylemiş. “Meğerse biz, akıllıcep telefonu uygulamamızla sizlerin her şeyinizi gözetliyormuşuz!!!”Abdülhalim Dede’nin teknoloji yoksunu olduğuaşikâr. Zaten bizim hakkımızdaki bu komik iftirasınınardından kendisine Facebook’tan tepkiler gelince, bunumecburen itiraf etti.Android uygulamasının ne olduğunu bilmeyen, ancakbize saldırmak uğruna başkasının sözüyle hareket edenAbdülhalim Dede’ye Android uygulamasının ne olduğunudileriz bilen biri teknik olarak anlatır!İŞTE GERÇEK!Gelelim olayın teknik boyutuna! Abdülhalim Dede’ninattığı gülünç iftiranın ardından Azınlıkça Grubu olarakakıllı cep telefonu uygulamalarımızı yaptırdığımız başarılıüniversite öğrencisi Burhan Şakiroğlu’nun yayınlamamızamacıyla gönderdiği açıklaması şu şekildedir:Bilgisayar konularında cahilim:Şimdi, kendisinin teknolojiden anlamadığını açık birşekilde itiraf eden Abdulhalim Dede, sırf Azınlıkça’ya duyduğuo durdurulamaz kıskançlıktan dolayı, yine bilmediğibir alana el atıyor ve Azınlıkça’nın akıllı cep telefonları uygulamasıile insanların özel hayatlarını ve özel mesajlaşmalarınıdinlediğini, gördüğünü, kaydettiğini iddia ediyor!Abdulhalim Dede’nin gülünç iddiası:Teknolojiden anlayanlar lütfen bizi affetsin. Çünkücep telefonu uygulamalarını bilenler ve bizim programımızıgören konunun uzmanları, Abdulhalim Dede’ninbizim mobil uygulamamız aleyhinde Trakya’nın SesiGazetesi’nde yazdığı o komik habere gülüp geçiyorlar.Ancak Abdulhalim Dede’nin Azınlıkça’ya duyduğu kıskançlıkve kin yüzünden attığı bu gülünç iftiraya, olur daakıllı cep telefonu uygulamalarını iyi bilmeyenler vardırdüşüncesiyle cevap vermeyi uygun buluyoruz.Bu arada Abdülhalim Dede’nin konuyu bilmedenyazdığı iftirasının Azınlıkça’nın akıllı cep telefonu uygulamalarındansadece Android ile ilgili olduğunu da biz ifşaedelim. :)“Adım Burhan Molla Şakiroğlu. Patra Üniversitesi’ndebilgisayar mühendisliği bölümündeöğrenim görüyorum. Bundan yaklaşık6 ay önce Azınlıkça ekibi bendenAzınlıkça internet sitesi için akıllı ceptelefonu uygulaması yapılmasını ricaettiler.Kısa sürede nasıl gerçekleştirebileceğimizi araştırdıktansonra, hazır uygulama kiralayan şirketlerden biri ile(conduit şirketi), sunduğu program hizmetini kiraladık.Kiraladığımız bu hizmeti kullanıcılara ulaştırabilmekamacıyla android işletim sistemi telefonları için (GooglePlay), iPhone ve iPad için de (App Store) marketlerindeyer kiralanması gerekiyordı. Bunlar için ayrı ayrı hostkiralanması gerekmektedir. Tüm buişlemler şahsen kendi hesabım altındayapılmıştır. Dolayısıyla Azınlıkçaekibinin uygulamaya herhangi birerişimi yoktur.Söz konusu marketlerde bir ceptelefonu uygulamasının yer alabilmesiiçin belirli şartları ve koşulları vardır. Bu şartlar uygulamanınsahibi tarafından değil, bihassa market sahiplerininşart ve koşullarıdır. Bu koşullar, uygulamayı yayınlayanlariçin de vardır, uygulamayı kullananlar için de vardır.Zaten biraz internet ve teknoloji bilgisi olan da bunlarınne anlama geldiğini çok iyi bilir. Çünkü özellikle internetdünyasında attığınız her adım için şart ve koşulları baştakabul ediyorsunuzdur demektir.Azınlıkça uygulaması kullanım şartları ve koşullarıda benzer uygulamalar ile aynıdır. Bunu da marketlerinbenzer uygulama kullanım şartlarıyla kıyas eden kolaycagörebilir. Azınlıkça’nın mevcut uygulamasıyla cep telefonlarınızdakifotoğraflara, videolara, ses kayıtlarına ve diğer30 Azınlıkça


uygulamalarınıza erişebilme durumu siz isteseniz bileyoktur. Zaten uygulamayı indirdiğinizde, tıpkı diperuygulamalarda olduğu gibi, sizden fotoğraflarınızı vevideolarınızı paylaşmak için ayrıca izin istenmektedir.Ve siz ancak onay verdiğiniz takdirde bu uygulamalarsizin paylaşmak istediğiniz fotoğraf ve videoları veyases kayıtlarını veya diğer bilgileri paylaşabilir. Tıpkıen çok bilinen Facebook veya Twitter uygulamalarındaolduğu gibi. Oysa Azınlıkça’nın uygulamasındaböyle bir bölüm dahi bulunmamaktadır. Ancak marketsahibi olan Google bütün uyarıları yaparak programindirenlerin daha sonra kendisini dava etmesininönüne geçmek amacıyla bu şartnameye her türlü uygulamanınrızanızla paylaşımının yapılabilineceğinibelirtmektedir.Azınlıkça’nın akıllı cep telefonları uygulamalarıylaA’dan Z’ye şahsen ben ilgilendiğim ve geliştirdiğimiçin böyle bir açıklama yapma gereğini duydum.SaygılarımlaBurhan Molla ŞakiroğluŞimdi bu cevaptan sonra Abdülhalim Dede utanırmı, bizlerden özür diler mi? Eski iftiralarından edindiğimiztecrübelerimiz doğrultusunda özür dileyeceğinisanmıyoruz. Zaten kin ve nefret duyguları bir insanıele geçirmeye görsün! Beyaz renkteki bir duvar içinbile kasten siyah dedirtir insana!Ancak bilgisayar mühendisliği bölümünde üniversitetalebesi olan Burhan Molla Şakiroğlu’na attığıiftiranın lekesi Abdülhalim Dede’nin üzerinde kalacaktır,o istediği kadar görmezden gelse bile!*BİR CEVAP DA ALİ HÜSEYİN’DENBu arada akıllı cep telefonlarına uygulama ve program hazırlayankonunun uzmanı ayrıca kendisiyle Azınlıkça ailesi olarakhiçbir bağımızın olmadığı Sayın Ali Hüseyin’in AbdülhalimDede’nin gülünç haberine verdiği cevapları da aktaralım.Ne diyelim? Abdülhalim Dede’ye ahir hayatında esenliklerdiliyoruz. İşi zor!Azınlıkça 31


SİGARAYA YENİ VERGİ YOLDA!Ulusal Sağlık Hizmetleri Kurumu’ndaki(EOPPY) bütçe açığınınbir bölümünü kapatmakamacıyla hükümetin sigaraya yenivergi getirmeyi planladığı gündemegeldi.SKAI televizyon kanalına konuşanEOPPY Başkanı Lefteris Papageorgopouloskurumun bütçeaçığının bir bölümünü kapatmakamacıyla düşünülen senaryolar arasındasigaraya yeni vergi getirilmesininde bulunduğunu dile getirdi.Bütçe açığı nedeniyle sigortalılarayönelik hizmetlerin kesilmesigibi bir durumun söz konusu olmadığınıifade eden Papageorgopoulos“sağlık için yapılan harcamalarınpazarlık kaldırmadığını” vurguladı.EOPPY’nin sağlık harcamalarının2012 ve 2013 yılları arasındaönemli ölçüde azaldığına dikkatçeken Lefteris Papageorgopoulos,EOPPY’ye dahil olan 11 sigortafonunun toplam bütçesinin 2012yılında 11 milyar euro olduğunu ve2013’te bu rakamın neredeyse yarıyadüşürülerek 6,13 milyar euro’yaindirildiğini belirtti.“Bu açık değil, biz buna çabadiyoruz, çünkü durumu toparlayabilmekiçin kan kustuk” diye konuşanEOPPY Başkanı istifa edeceğiyönündeki söylentiler hakkında ise“Antonis Samaras’a büyük bir teşekkürsunarak koltuğunu bugünbile bırakmaya razı olduğunu” ifadeetti.32 Azınlıkça


19 okul ya kapanıyorya da derecesi düşürülüyorMaliye ve Eğitim Bakanlıklarınınortak kararıylaDoğu Makedonya TrakyaEyalet’inde toplam 19 ilkokulve anaokulunun kapatıldığıveya derecelerinindüşürüldüğü bildirildi.Yunanistan Maliye BakanYardımcısı HristosStaykuras ve Eğitim BakanYardımcısı TheodorosPapatheodorou’nun imzaladığıkararla 2013-2014eğitim-öğretim yılından itibarenderecesi düşürülecekokullar şöyle:İlkokullar:1. Drama 10’uncu Devletİlkokulu – 9 sınıflı ilkokuldan8 sınıflı ilkokul kategorisine2. Ferecik (Feres) 1.Devlet İlkokulu – 9 sınıflıilkokuldan 8 sınıflı ilkokulkategorisine3. Ferecik 3. Devlet İlkokulu– 10 sınıflı ilkokuldan7 sınıflı ilkokul kategorisine4. Tihero İlkokulu – 9sınıflı ilkokuldan 6 sınıflıilkokul kategorisine5. Kastanyes İlkokulu– 6 sınıflı okuldan 4 sınıflıokul kategorisine6. Neo Sidirohori İlkokulu– 6 sınıflı okuldan 3sınıflı okul kategorisineAnaokulları:1. Volaka Anaokulu – 2sınıflı anaokulundan 1 sınıflıanaokulu kategorisine2. Drama 26. Anaokulu– 2 sınıflı anaokulundan 1sınıflı anaokulu kategorisineGelecek yıldan itibarenkapatılacak ilkokul ve anaokullarıise şöyle:1. İskeçe 16. Devlet İlkokulu(2 öğretmen)2. Tam gün eğitim verenRodop İli Balabanköy (Dialambi)Devlet İlkokulu (4öğretmen)3. Rodop İli İmaret(İmeros) Devlet İlkokulu (1öğretmen)4. Tam gün eğitim verenHacılar (Proskinites) Devletİlkokulu (3 öğretmen)Anaokulları:1. Evros Protoklisi Anaokulu(1 öğretmen)2. Evros Neohori Anaokulu(1 öğretmen)3. Evros Komara Anaokulu(1 öğretmen)“ Doğu MakedonyaTrakyaEyaleti’nde 19ilkokul ve anaokulununkapatıldığıveya dereceleridüşürüldü4. Rodop Meşe (Mesi)Anaokulu (1 öğretmen)5. Rodop Karakurcalı(Krovili) Anaokulu (1 öğretmen)6. Rodop Bekirli (Pelekiti)Anaokulu (1 öğretmen)7. Rodop Bayatlı (Paguria)Anaokulu (1 öğretmen)Azınlıkça 33


Me d re s e - i Ha y r i ye’d emezuniyet töreni gerçekleştirildiGümülcine Hayriye Medresesinde2012-2013 ders yılı mezuniyettöreni gerçekleştirildi.Gümülcine’deki eski Rex sinemasısalonunda 20 Haziran Perşembegünü gerçekleşen törene öğrenci velileri,medrese hocaları ve okul yönetimininyanı sıra, Gümülcine BelediyeBaşkanı Yorgos Petridis, Rodop EyaletBaşkan Yardımcısı Pavlos Damianidis,Eğitim Bakanlığı Dinişleri GenelSekreteri Yorgos Kalancis, DoğuMakedonya Trakya Eğitim MüdürüSavvas Melissopulos, Azınlık OkullarıKoordinatörü Nikos Papageorgiu,Rodop-Evros S.Ö.P.A Mezunu ÖğretmenlerDerneği Başkanı MehmetDerdiman, Rodop SİRİZA milletvekiliAyhan Karayusuf’u temsilen HakanMümin, Rodop PASOK milletvekiliAhmet Hacıosman’ın temsilcisi,Gümülcine atanmış Müftüsü HafızCemali Meço, ve Dışişleri BakanlığıTrakya Siyasi İşleri Birimi MüdürüNikos Piperingos, katıldılar.Törende bir açılış konuşması gerçekleştirenMedrese-i Hayriye MüdürüSabri Boşnak, öğrencilere gelecektekieğitim hayatlarında başarılardileyerek mezun olan öğrencilerinKur’an ve ilim yolundan ayrılmamalarıgerektiğini vurguladı.Tören kapsamında mezun olanöğrenciler Kuran-ı Kerim tilaveti, şiir,nat ve ilahiler okudular. Tören sonundaokul hocaları mezun olanöğrencilere diplomalarını takdim etti.Mezunlara ayrıca Elmalılı HamdiYazır’ın Kuran-ı Kerim Meali ile okulbirincisine Kuran-ı Kerim Şifa Tefsiri,ikici gelen öğrenciye Siyer Ansiklopedisiüçüncü dereceye giren öğrenciyeise Hayatüs Sahabe adlı eserler hediyeedildi.Misafirlere daha sonra KayalıÖğrenci Yurdunda etli pilav ikramedildi.34 Azınlıkça


Azınlıkça 35


Celal Bayar Lisesi’ndemezuniyet töreni gerçekleştirildiGümülcine’deki Celal Bayar AzınlıkLisesi son sınıf öğrencileri için mezuniyettöreni düzenlendi.19 Haziran Çarşamba akşamıGümülcine’de düzenlenen törenlemezun olan öğrenciler diplomalarınıaldı. Bu yıl Celal Bayar Lisesi sonsınıfta öğrenim gören 60 öğrencinintamamı mezun olmayı başardı.Etkinliğin açılış konuşmasınıCelal Bayar Azınlık Lisesi EncümenHeyeti Başkanı Mehmet İsmail yaptı.Daha sonra Celal Bayar AzınlıkLisesi Müdürü Tunalp Mehmet,Müdür Yardımıcısı Yorgos Maretis,Azınlık Eğitimi Koordinatörü NikosPapageorgiu’nun yanısıra Türkiye’ninGümülcine Başkonsolosu İlhan Şeneradına başkonsolosluk memurlarındanSerdar Karapaça ve milletvekiliAhmet Hacıosman adına da sekreteriEmel Hacı Şerif selamlama konuşmalarıyaptılar.Mezun olan öğrenciler arasında20 üzerinden 19,6 ortalamayla ŞuleHasan isimli öğrenci birinci olurken,18,9 puanla Levent Mahmut İsmailikinci ve 18,5 ortalamayla FatmaAdem üçüncü olmayı başardı.Etkinlik çektirilen hatıra fotoğrafıve havai fişekle gösterisi ile son buldu.36 Azınlıkça


Gümülcine (Komotini)Üç Hakimli Ceza MahkemesiGümülcineli cerrahDimitris Gimnopulos’uihmalli davranıştan adamöldürme suçundan 44 ayertelemeli hapis cezasınaçarptırdı.Trakya Dimokrityos Ü-niversitesi sekreteri EleftherosTsitsopulos’un 27yaşındaki oğlu Yorgo’nungeçirdiği bağırsak operasyonusonrası hayatınıkaybetmesi üzerine aileninoperasyonu gerçekleştirenGümülcineli cerrah adamöldürmeden suçlu bulundu!Gümülcineli emekli doktorDimitris Gimnopulosaleyhine açtığı dava neticelendi.Yerel basında çıkan haberegöre, Gümülcine ÜçHakimli Ceza Mahkemesi,emekli cerrahı ihmallidavranıştan adam öldürmeve hastanın geçmişi ileilgili kamu evrakına sahteonay vermekten suçlu buldu.Dr. Gimnopulos 44 ayertelemeli hapis cezasınaçarptırılırken, Trakya SOSÇocuk Köyü’ne 5 bin euroyardım yapma şartı da hapiscezasının ertelenmesiiçin şart koşuldu.27 yaşındaki YorgosTsitsopulos bundan üç yılönce Dimitris Gimnopulostarafından GümülcineHastanesi’nde bağırsakameliyat edilmiş, ailesininiddiasına göre doktorGimnopulos’un ihmali ü-zerine de genç hasta septisemiye(kan zehirlenmesi)maruz kalmış ve acilensevk edildiği Dedeağaç(Alexandroupoli) ÜniversiteHastanesi’nde 72 günsonra hayatını kaybetmişti.Mahkemenin kararınınardından açıklamadabulunan Yorgo’nun babasıEletherios Tsitsopulos“Dimitrin’in kurban edilişininYunanistan halkınınvicdanında alarm etkisiyapmasını ümit ediyoruz vetoplum ve toplumun öndegidenlerinin kaderlerineboyun eğerek bir sonrakikurbanı beklememeleri gerekir”ifadelerini kullandı.Milletvekili KarayusufAzerbaycan KonsolosuHüseyinov’u ağırladıRodop SYRIZA milletvekili Ayhan Karayusuf’unAzerbaycan Konsolosu Anar Hüseyinov’u Atina’daki bürosundaağırladığı bildirildi. Milletvekili Karayusuf’unbürosunda yapılan basın açıklamasında, “SYRIZA PartisiAzerbaycan Dostluk Grubu Üyesi olan MilletvekiliA. Karayusuf, Atina Azerbaycan Konsolosu AnarHüseyinov’la görüştü. Milletvekili Ayhan Karayusuf’unAtina’daki makamında yapılan görüşmede, Güney Avrupaülkelerinde barış ve ülkeler arasında ortak çalışmalarınyapılması esas gündem maddesiydi. Ayrıca Karayusufile Hüseyinov, Yunanistan ve Azerbaycan arasında olanilişkileri değerlendirdiler ve bu ilişkilerin daha da sağlamve güçlü kılınması için uğraş göstereceklerini bildirdiler.Bunun dışında SYRİZA’nın siyasi yapılanması ileilgili sohbet esnasında Karayusuf, ülkemizin bugünkükriz döneminden kurtulabileceğini belirterek, Temmuzayında yapılacak olan kongrede SYRİZA’nın bütün bileşenleritek çatı altında toplanıp, bugünkü bu kötü siyasidurumu devirmeyi başaracaktır, dedi.Azeri konsolos ayrıca milletvekili Ayhan Karayusuf’uAtina’da Hilton Oteli’nde düzenlenecek olan AzerbaycanCumhuriyeti’nin Kuruluş Yıl Dönümü kutlamalarınadavet etti.” ifadeleri kullanıldı.Kozlukebir Belediyesi’ninİLK BAYANBAŞKAN YARDIMCISIESRA ALİÇAVUŞKozlukebir Belediyesi’nde ilk bayan meclis üyesiolma özelliğine sahip Esra Aliçavuş, şimdi de KozlukebirBelediyesi’nin ilk bayan başkan yardımcısı oldu.2010 yerel seçimlerinde İbrahim Şerif’in GelecekListesi’nden Sirkeli köyünden meclis üyesi adayı olanEsra Aliçavuş, aldığı oylarla bir ilki başararak bölgedeseçilen ilk bayan meclis üyesi olmuştu.Kozlukebir Belediye Başkanı İbrahim Şerif yaptığıatama ile birkaç ay önce üniversite eğitimini tamamlayanEsra Aliçavuş’u belediye başkan yardımcılığı görevinegetirdi.Azınlıkça 37


Papandreou’dan acı itirafYunanistan için ilk memoranduma 10 dakikada karar verildiSabık Başbakan Yorgo Papandreou,Edinburgh’ta düzenlenen TED konferansındayaptığı konuşmada AB veIMF’nin Yunanistan’a uyguladığı ilkmemorandumla ilgili alınan kararlarınpiyasaların baskısı altında sadece 10dakika içinde alındığını itiraf etti.Konuşmasında ekonomik krizlemücadele çerçevesinde Yunanistan içinimzalanan ve bugüne dek her kesimtarafından yoğun şekilde eleştirilen ilkmemorandumla ilgili kararların nasıldramatik bir şekilde alındığını anlatansabık Başbakan Yorgo Papandreou,cunta baskısını bugün piyasalarınhükümetlere uyguladığı baskılarlakıyasladı.İşte Yorgo Papandreou’nun konuşmasınınilgili bölümleri:“2010 Nisanı, bir Pazar gecesi,Avrupalı ortaklarımla toplantıdayız.Yunanistan’ın Başbakanı henüzseçilmiştim. Ancak, ülkemin bütçeaçığının bir önceki hükümet tarafındanseçimlerden birkaç gün önce resmiolarak açıklandığı şekilde yüzde 6 değilde yüzde 15,6 olduğunu maalesef keşfetmeayrıcalığına sahip oldum.Bize zaman verilmedi. KendiniziBrüksel’de müzakere masasında hayaledin. Çok zor müzakereler, ilerlemeçok ağır ve tansiyon çok yüksek. Saatgece 2’ye 10 var. Bir Başbakan bağırıyor:- Acele edin, sadece 10 dakikamız varOna soruyorum:Neden? Çok önemli kararlar almamızgerekiyor, zamana ihtiyacımız var.Bir diğer Başbakan olaya müdahaleediyor ve diyor:- Şimdi bir anlaşma sağlamamız gerekiyor.10 dakikaya kadar Japonya’dakipiyasalar açılıyor ve dünya ekonomisindebir felaket olacak.Böylece 10 dakika içerisinde hızlı birşekilde anlaşma sağladık.Bu kez hepimizin kafasına silah dayayanaskerler değil piyasalardı”.Papandreou sözlerinin devamında bukısa ve baskı içerisindeki konuşmalarıtakip eden dakikalarda hayatının enzorlu ve acılı kararlarını aldığını ifadeederken “Bu kararlar benim için acıvericiyken, vatandaşlarım için daha daacılıydı. Birçok kez ekonomik krizinsorumlusu olmayanlar için ağır kemersıkma önlemleri alındı. Bu fedakarlıklarsayesinde Yunanistan iflas etmektenve eurodan çıkmaktan kurtuldu. EuroBölgesi dağılmaktan kurtuldu. Ozamanlar Yunanistan’ın euro krizineyol açtığını söylüyorlar ve benitetiği çekmekle suçluyorlardı. Ancak,sanırım üç yıl sonra, bugün birçok kişiYunanistan’ın uluslararası sistemdekibirçok sorunun ve derin zayıflıklarınınbir semptomu olduğu konusundahemfikirdir” şeklinde konuştu.Yunanistan’ın eski Başbakanı Papandreousözlerinin devamında ise“Brüksel’de hepimiz tekrar ve tekrarumutsuzca ortak çözümler bulmaya çalışıyorduk.O zaman anladım ki hiçbirlider daha önce benzer bir krizle karşıkarşıya kalmamıştı. O zaman Avrupa‘Uzo içen ve zorba dansı yapan ahlaksız,tembel Yunanlıları cezalandırın’dedi. Bu işlerine gelen fakat dayanağıolmayan ve stereotipi bir davranıştı”ifadelerine yer verdi ve ekledi:“Böylece, birçok liderin – kendimibunların dışında tutmuyorum –vatandaşlarının güvenini kaybetmesiilginç bir gelişme değildi. Bu yüzdenYunanistan referandum yapılmasını veYunanların kurtarma paketinin şartlarıkonusunda karar vermesini istedim.Ancak birçok Avrupalı lider büyüktepki vererek ‘Bunu yapamazsın çünküpiyasalar delirecek’ dediler. Ben dekendilerime ‘Piyasaların güvenini kazanmadanönce vatandaşların güveninikazanmalıyız’ diye cevap verdim.”38 Azınlıkça


Başbakan Antonis Samarasile hükümet ortağı PA-SOK Partisi Genel BaşkanıEvangelos Venizelos bir a-raya gelerek yeni kabineyibelirlediler.DİMAR’ın hükümettenayrılmasıyla başlayan ND-PASOK koalisyon hükümetidöneminde yeni kabineşu isimlerden oluşuyor:Başbakan: AntonisSamarasBaşbakan Yardımcısı:Evangelos VenizelosDışişleri Bakanı: EvangelosVenizelosDışişleri Bakan Yardımcısı:Dimitris KurkulasYurtdışı YunanlılardanSorumlu Bakan Yardımcısı:Akis GerontopulosMaliye Bakanı: YannisStournarasMaliye Bakan Yardımcısı:Hristos StaykurasMaliye Bakan Vekili:Yorgos MavraganisMilli Savunma Bakanı:YENİ KABİNE AÇIKLANDIND ve PASOK yola devam ediyorDimitris AvramopoulosMilli Savunma BakanYardımcısı: Fofi GennimataMilli Savunma BakanVekili: Athanasios Davakisİçişleri Bakanı: YannisMihelakisİçişleri Bakan Yardımcısı:Leonidas Grigorakosİdari Reform Bakanı:Kiryakos Mitsotakisİdari Reform BakanYardımcısı: Evi HristofilopuluKalkınma ve RekabetçilikBakanı: KostisHatzidakisKalkınma ve RekabetçilikBakan Yardımcıları:Athanasios Skordas vePanayotis MitarakisAltyapı ve Ulaştırma Bakanı:Mihalis HrisohoyidisAltyapı ve Ulaştırma BakanYardımcısı: MihalisPapadopulosEğitim ve DinişleriBakanı: KonstandinosArvanitopulosEğitim ve DinişleriBakan Yardımcıları:Konstantinos Gulekas veSimos KedikogluÇevre, Enerji ve İklimDeğişikliği Bakanı: YannisManiatisÇevre, Enerji ve İklimDeğişikliği Bakan Yardımcısı:Stavros KalafatisÇevre, Enerji ve İklimDeğişikliği Bakan Vekili:Asimakis PapageorgiuÇalışma Bakanı: YannisVroutsisÇalışma Bakan Yardımcısı:Vasilis GegeroğluDenizcilik ve Ege Bakanı:Miltiadis VarvitsiotisTurizm Bakanı: OlgaKefaloyanniAdalet Bakanı: HaralambosAthanasiouSağlık Bakanı: AdonisGeorgiadisSağlık Bakan Yardımcısı:Antonis BezasSağlık Bakan Vekili: ZetaMakriTarım Kalkınma Bakanı:Athanasios TsaftarisTarım Kalkınma BakanYardımcısı: MaksimosHarakopulosKamu Düzeni ve VatandaşıKoruma Bakanı:Nikos DendiasKültür Bakanı: PanosPanayotopoulosSpordan Sorumlu BakanYardımcısı: Yannis AndrianosMakedonya – Trakya Bakanı:Theodoros KaraoğluDevlet Bakanı: DimitrisStamatisHükümet Sözcüsü: SimosKedikoğluERT’ten Sorumlu BakanYardımcısı: PantelisKapsisYeni değişiklikler sonrasındabakanlıkların sayısı17’den 19’a yükseldi. Eğitimve Kültür Bakanlığı ikiayrı bakanlığa bölünürken,Kalkınma, Altyapı, Ulaştırmave Ağ Bakanlığı daKalkınma ile Altyapı veUlaştırma Bakanlığı olmaküzere ikiye bölündü.Azınlıkça 39


www.azinlikca.netAzınlıkça’daniPhone, iPadve AndroiduygulamasıiPhone ve iPaduygulamasıAndroiduygulamasıAzınlıkça’nın yeni uygulaması sayesinde artıkiPhone, iPad, Android sistemli cep telefonlarıveya tablet bilgisayarlarınızdan Azınlıkça Onlinehaber sitesinin Türkçe ve Yunanca haberlerinive Azınlıkça Dergisi’nin köşe yazarlarının makaleleriniokuyabilir, Azınlıkça’nın Twitter veFacebook hesaplarını takip edebilirsiniz.Verilen barkod dışında iPhone veya iPad’iniziçin App Store’da “azinlikca” kelimesini aratarakuygulamayı indirebilirsiniz.40 Azınlıkçawww.azinlikca.net

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!